-
Hanımlara Vaazlar ve Sohbetler
Kadın önemli, değerli ve kıymetli bir varlıktır. Onun ne kadar önemli olduğu, “Ayaklarının altına serilen cennet” hadis-i şerifinden daha iyi anlaşılmaktadır. Toplumun yetişmesinde en önemli rolü oynadığı için kadının değeri yüksektir. Atalarımız ne güzel ifade etmişler: – “Kadın; erkeğin eşi, evin güneşidir.” – “Kadın; kalbi merhamet kaynağıdır.” – “Kadınsız ev olmaz.” – “Ana gibi yâr olmaz…” – “Ana hakkı ödenmez.” Kadın anadır. Kadın, nesli meydana getiren, eğiten ve ona yön veren ilk rehberdir. Nesil yetiştirmek görevi, hanımların en önemli işi olmasından dolayı, kendilerinin bilgili, kültürlü ve en başta da inançlı olmaları gerekir. Kadınlardan peygamber gelmedi amma birçok hanım evliya erkeklere örnek olmuştur. Birçok İslâm âlimi yetiştiren hanım âlimler, İslâm fıkhı konusunda bile emsalsiz çalışmalarla anılmaktadır. Hazret-i Âişe vâlidemizin izinde yürüyen ilim meraklısı hanımlar, insanlığa ışık tutmuşlardır.
450.00 ₺ -
Ey İman Edenler
Hasan-ı Basri rahmetullahi aleyh diyor ki; "Allah Teâlâinın ey imân edenler hitabını duyunca ona bütün dikkatinle kulak ver. Çünkü onun içinde ya yapman gereken bir emir ya da kaçınman gereken bir nehiy vardır: Şunu samimiyetle ifade etmek isteriz ki, Allah dostlarının bu ve benzeri hatırlatmalarını dikkate alarak yola çıktık. Burada ele aldığımız ayetlerin etraflıca okunarak anlaşılması niyetiyle işe başladık. "İnnemeilmü'minüne" lafzı ile başlayan ayetlerle "Yâ eyyühe'llezine âmenü" hitabıyla başlayan mübarek ayetleri açıklamalarından derli toplu kolayca anlaşılır bir metin olmasına özen gösterdik. Ve bu çalışmada, mü'min şahsiyeti dokuyan erdemlerle Müslüman toplumu ayakta tutan değerlerin özetini bir kapak altında toplamaya gayret ettik. Burada ele aldığımız ayetlerin izahını, tefsirlerde getirilen açıklamalarla, bunlara dayanak teşkil eden hadis-i şeriflerin rehberliğinde yapmaya çalıştık. Ve her makalenin sonunda, konu çerçevesinde söylenebilecek olanları maddeler halinde hülasa etmeye gayret ettik. Birbirine yakın ve birbirinin tamamlayıcısı olan konu başlıklarını bölümler halinde bir araya getirip tanzim ettik. Böylece Ey İman Edenler isimli kitap on bir bölüm başlığı altında teşekkül etmiş oldu.
330.00 ₺ -
Dört Büyük Halife Hayatı ve Menkîbeleri
Bir gün ashab-ı güzin hazretleri bir arada toplanıp kendi hâl ve durumları hakkında konuşuyorlardı. İçlerinden biri Hazret-i Ebû Bekir’e sordu: - Ey Ebû Bekir! Yüce olan Allah hakkı için söyle, bu dereceye ne ile ulaştın? - Evvelâ, dünyaya karşılık dini seçtim. Âhirete karşılık da Allah Teâlâ’nın rızâsını seçtim. Daima Allah Teâlâ’nın hakkını kendi hakkımın üstünde gördüm ve onu tercih ettim. Sonra Hazret-i Ömer’e sordu: Ey Ömer! Sen bu mertebeye ne ile eriştin? - Şununla ki, hiç şüphe etmeyerek, aziz edici ve zelil edicinin bir olan Allah olduğunu bildim, diye cevap verdi. Bundan sonra Hazret-i Osman’a sordu: Ey Osman! Sen bu dereceye ne ile ulaştın? - Ben Allah’ın kitabını sağ tarafıma, Peygamber aleyhisselâmın sünnetini de sol tarafıma koydum. Allah Teâlâ’nın sinemdekine muttali olduğunu bildim, dedi. Bundan sonra Hazret-i Ali’ye sordu. Ey Ali! Sen bu mertebeye ne ile eriştin? - Cihad ile. Otuz sene cihad kılıcı ile, haşyet zırhı ile, vera’ kalkanı ile, taat ve ibâdet oku ile gönül kapısında oturdum, Allah’tan başka hiçbir şeyin gönlüme girmesine rızâ göstermedim.
270.00 ₺ -
Sorulu Cevaplı Mülteka Tercümesi İslam Fıkhı 5 Tk
Sorulu ve Cevaplı Mülteka Tercümesi 5 Cilt Takım Geniş İzahatlar ve Kelime Manalı - Ali Kara Ashab-ı Kiram, dini dünyayı aydınlatan güneş gibi yüce tutarak, küçük ve büyük cihatta tam özen gösterdikten sonra Fıkıh'ın tümüyle uğraşıp dinin tebliğcileri olmuşlardır. Bundan sonra; Ben, istek ve arzuların coşkun ve yoğun olduğu dönemlerimde vakitlerimi, boşa geçirmeyip, yaygın faziletler kazanmaya gayret sarf ettim. "Bir fakih, şeytana karşı bin bilgisiz abidden daha güçlüdür" sözünü düşünerek gece gündüz bilgi öğrenmeye rağbet ederek kitapsever oldum. Faziletlerle donanmış bir edip bulunca sohbetine severek katıldım. Fakat "Her şey için bir engel vardır" sözü gereğince deniz dalgaları gibi birbirini izleyen engeller çıkıp uzun süre ilim sohbetlerinden uzak kaldım. Geceleri rahat uykuyu bırakıp kitap mütalaası ile sabaha değin vakitlerimi değerlendirdim. Allah'ın hidayeti erişip "Allah hayrını dilediği kişiyi dinde fakih kılar" hadis-i şerifi gereği Fıkıh sahasına gayret ve özen gösterip; insanlar arasında geçerli olan "Mülteka'l-Ebhur" adlı kitabın mütalaasını sürekli yaptım. Meselelerini ezberledim. Gerçekten bu kitap, insanlar arasında geçen Dini meseleleri; önemli işleri kapsamaktadır. Bazı alimler bu eserin meselelerinin 17.000 olduğunu bildirmektedirler. Eserin sözleri, cümleleri kapalı olduğundan herkesin kolayca anlayıp yararlanamayacağı için Türkçe olarak açıkladım. Önceleri eserin yalnızca kapalı cümlelerini açıklayarak yararlı olacağım kanatindeyken sonradan Allah rızasını kazanmak için eserin tamamını Türkçe'ye tercüme ettim. Bu tercümeden seçkin ve halk yararlanabilirler. İbrahim Halebi tercüme ettiğim "Mülteka'l-Ebhur''unu yazarken şu eserlerden yararlanmıştır,Vikaye, Kuduri, Kenz, Muhtar, Mecma-ül-Bahreyn, Hidaye. Ben, Mevkufat adındaki tercümemi yazarken bunlara ilaveten şu eserlerden yararlandım; Hidaye, Ekmel, İbnü Hümam, Gayet-ül Beyan, Nihaye, Mi'rac-üd, diraye,Kifaye, Zeylei, Bahr-i-r'Rayık, Ayni, Şerh-i Mecma-ül-Bahreyn, Şerh-i Vikaye-i Şeyhzade, Sadrü'ş'Şeria, Islah-ı İzah, Dürer-i Gurer, Şumunni, Hızaneetü'l Fetava, Cami'ül Fetava, Günyet'ül Fetava, Tatarhaniyye, Manzume, Şerh-i Muhtasarı Tahavi lil-İsbicavi, Havi İhtiyar. MUHAMMED MEVKUFATİ Bu güzel eser Hanefi ulemasından İbrahim b. Muhammed-el-Halebi’ nin Mülteka-ı-Ebhür adlı meşhur kitabının tercümesidir. Mültekanın kendisi Kuduri,Muhtar,Kenz ve Vikaye gibi meşhur metinleri içine almakta kalmayıp diğer bir çok ittifakı meseleleri sinesinde toplayan bir hazine olduğu halde mevküvati Mehmet Efendi merhum bu hazine ile yetinmemiş 25 den fazla eserden tercümesine meseleler aktarmıştır. Bu suretle eser tercüme olmaktan çıkmış adeta özene bezene yazılmıs mükemmel bir hazinet-ül-hazain olmuştur.Yalnız osmanlı üslubu ile yazıldığı için bu gün anlaşılması çok güçtür. Bu kıymetli eseri sadeleştirerek günümüzün okuyucularına arzetmek için SAĞLAM YAYINEVİ sahibi Alaeddin Sağlam bana müracatta bulundu.Teklifini memnuniyetle kabul ettim ve bu eseri güzide talebelerimizden Zülkarneyn Tatlılı ile Şevket Gürel'in yardımları sayesinde mümkün olduğu kadar sadeleştirmek kolay anlaşılır hale getirmeye çalıştım Yalnız bu arada ufak bazı tasarruflara lüzum hasıl oldu.Mesala Arapça bir kelimenin uzun uzadıya yapılan iştikakı bazı luzumsuz kaideler ve fıkıhla alakası olmayan izahat okuyucuyu bıktıracağından fayda yerine zarar getirebilir.Onun için böyle lüzumsuz görülen şeyler sırası geldikçe kıtaptan çıkarıldı.Bu suretle eser daha faydalı hale getirildi.Gönül isterki böyle ganimet eserler hakikaten ganimet bilinmeli ve şevkle okunmalıdır. Cenab-ı Hak cümlemize bol feyizler ve hayırlı muvaffakiyetler ihsan buyursun AMİN
1500.00 ₺ -
Buhari ve Müslimin İttifak Ettiği Hadisler
“Müttefekun Aleyh”; Sözlük bakımından “üzerine birleşilmiş olan şey” manâsında bir tabirdir. Buhâri ile Müslim’in her ikisinin ittifakla sahih kabul ederek kitaplarına (es-Sahîh' lerine) aldıkları hadîslere denir. Buhârî ile Müslim’in “es-Sahîh”leri, İslâm âlimlerinin tamamına yakın büyük çoğunluğu tarafından Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitap olarak kabul edilmiştir. Bu bakımdan her ikisinde birden yeralan hadîsler sahihin en yüksek derecesini teşkil ederler. Buhârî ile Müslim, İslâm ümmetinin kurup geliştirdiği rivâyet sistemini en iyi bilen ve onu en sağlıklı şekilde uygulayan iki hadîs otoritesidir. Onlar sadece bu özellikleriyle değil, çevrelerindeki insanları hayran bırakan anlayış, zekâ ve sağlam mantıklarıyla da tanınırlar. Bugün problemlerimizi çözmek için öncelikle İslâm âlimlerinin eserlerine başvurmak, cevabını bulamadığımız problemleri bizden daha iyi yorumlayabilecek âlimlere götürmek, bununla da sonuç alamadığımız da meselenin hallini zamana bırakmak en uygun davranış olacaktır. Günümüzde özellikle ülkemizde gerekli dini eğitimi alamayan insanların sayısının azımsanmayacak ölçüde olması hasebiyle, insanımızı doğrudan doğruya Kur’ân ve hadîslerle bilgilendirmek bu sorunu çözmenin en iyi yöntemlerinden biridir. Bu nedenle de bu çalışma, âyet ve hadîslerle “İslâmî hayat ölçütleri” ve yaygın bir “ümmet eğitimi”ni hedeflemiş bir eserdir. Bu durumun, ülkemiz insanları açısından ne kadar önemli olduğu aşikârdır.
330.00 ₺ -
Hikayelerle Değerler Eğitimi
Görsel uyaranların zengin olduğu teknoloji dünyası çocuklar için çok cazip imkânlar sunsa da kitap okuyan bir annenin, babanın, dedenin ve ninenin yerini tutamaz. Çocuk masal okuyan anneye soru sorabilir, ama televizyona soramaz. Teknoloji dünyasının sunduğu görsel cazibe karşısında bile hikâye ve masal kitapları her zaman değerini koruyacak ve çocuğun temiz duygu, düşünce ve inanç dünyasına katkı sağlamaya devam edecektir.
225.00 ₺ -
Çocuklar İçin Peygamberlerin Hayatları
Bu kitapta, Sevgili Peygamberimiz Hazret-i Muhammed’den (asm) önce gelmiş peygamberlerden bazılarının hayat öykülerini bulacaksınız... Her biri birbirinden ibretli ve heyecanlı bu öyküleri okurken, hem çok şey öğreneceksiniz, hem de peygamberleri tanımış olacaksınız...
221.25 ₺ -
Beş Sevgi Dili
Siz eşiniz ile oturup konuşmak istiyorsunuz, ama o size çiçek gönderiyor. Siz ev yemeği yemek istiyorsunuz, ama o size sarılarak doyuyor. Sorun sevginizde değil, sevgi dilinizde! Dünyaca ünlü Dr. Gary Chapman, farklı insanların sevgilerini nasıl farklı şekillerde ifade ettiklerini ortaya koyuyor ve bunları şöyle sıralıyor: Kaliteli Zaman, Onay Sözleri, Hediye Alma, Hizmet Eylemleri, Fiziksel Temas Sizin için çok önemli bir şey karşınızdaki için hiçbir şey ifade etmeyebilir. Ya da sizin gerekli bulduğunuz bir şeyi karşı taraf hiç umursamayabilir. İşte bu kitap sizin ve karşınızdaki kişinin ihtiyaçlarını anlamanız ve ona göre hareket etmeniz için bir kılavuz. Doğru adımları uygulayın ve doğru dili kullanın, kısa sürede sevginizi ifade etmenin ve karşılığında gerçek sevgiyi bulmanın mutluluğunu paylaşacaksınız. Dr. Chapman, insanın duygusal sağlığına yön veren ve sonsuz sevgi iletişimini belirleyen kilit noktaları, her insanın “sevgi deposu” olduğunu ve bu büyük kaynağı canlı tutmak için küçük sevgi dolu bir adımın bile yetebileceğini anlatıyor. Anahtar sizin elinizde… Hangi yoldan gitmeniz gerektiğine siz karar verin.
176.00 ₺ -
Sen Gelince Efendim Mevlid Şerhi
EN GELİNCE EFENDİM (S.A.V) | MEVLİD ŞERHİ Cebbarzâde Mehmed Ârif Bey, Îzâhu’l-Merâm alâ Vilâdeti Seyyidi’l-Enâm başlıklı eseriyle Süleyman Çelebi’nin meşhur Vesîletü’n-Necât isimli mevlidine kısa ve öz bir şekilde şerh yapmıştır. Ârif Bey, Mevlid’i son dönem Osmanlı aydını gözüyle ele almayı başaran velut bir müelliftir. Bir mevlid meclisinde şevke gelip Vesîletü’n-Necât’ı şerh etmeye karar veren Ârif Bey, Hz. Peygamber’e [sallallahu aleyhi vesellem] duyduğu içten sevgiyi bu eseriyle gözler önüne serer. Îzâhu’l-Merâm’da Resûl-i Ekrem’in doğumu ve sonrasında gelişen olayları Süleyman Çelebi’nin anlatımıyla ele alırken, kendisinin de ifade ettiği üzere, tamamen yazılı ve güvenilir kaynaklara başvurup bir tür akademik anlayış gözetmiş, böylece dört başı mâmur bir şerh meydana getirmiştir. Eser, Vesîletü’n-Necât üzerine yazılmış bir diğer şerh olan, Hüseyin Vassâf’ın Gülzâr-ı Aşk’ıyla aynı dönemde telif edilmiştir.
126.00 ₺ -
Tefsir Usulü Ve Tarihi
Birinci vazifemiz; Kur'an'ın nasıl bir kitap olduğunu tanımak. Bu açıdan bakıldığında vahiy nedir? Allah Teâlâ kullarına akıl, iz'an ve idrrakle birlikte niçin bir de onları vahiy ve peygamberlikle takviye buyurddu? Beşeriyet tarihinde vahiy ve peygamberliğin mâna ve ehemmiyeti nedir? Son olarak Peygamberimiz niçin gönderildi; Kur'an ona niçin inddirildi? Kur'an Peygamberimiz (s.a.v.)'e nasıl geldi? Nasıl yazıldı, nasıl okundu? Günümüze kadar bozulmadan nasıl intikal etti? Onu okumanın kâideleri, onu anlamanın esasları nelerdir? Bütün bunları öğrendikten sonra; İkinci vazifemiz; Kur'ân-ı Kerîm'i harflerinin ve tecvidinin hakkını vererek tertil üzere okumak, onu hakkıyla tilavet etmek Üçüncü vazifemiz; Kur'ân-ı Kerîm'i Rabbimizin muradına uygun olarak anlamak. Dördüncü vazifemiz; Peygamberimiz (s.a.v.) ve ashâb-ı kirâmı örnek alarak Kur'ân-ı Kerîm ve sünneti seniyenin öğrettiği doğrultuda yaşamak. Efendimiz (a.s.) gibi canlı bir Kur'an olabilmek yolunda gayret göstermek. Bu hayatta esas vazifemizin Allah'ın kelamına ve Resûlullah (s.a.v.)'in sünnetine iyi bir talebe olabilmek olduğu şuurumuzu her dâim canlı tutmak. Bu hedeften hiçbir zaman kopmamak ve ayrılmamak. İşte Allah'ın kelamına karşı sorumlu olduğumuz bu vazifelerimizi idrrak edip yaşama hususunda insanımıza yardımcı olma niyetiyle Kur'ân-ı Kerîm, onun tefsîri, tefsîr usûlu ve tarihi konularını ihtiva eden bir kitap hazırlandı. Bu kitapta hususiyle İmam Hatip Liselerinde, İlahiyat Fakültellerinde ve Kur'an Kurslarında eğitim öğretim gören talebelerin anlayabilecceği bir dil ve metot takip edilmeye çalışıldı. Kur'ân-ı Kerîm tarihi, Kur'an ilimleri, Tefsîr usûlü ve tarihi konularrında ilk günden beri Arapça pek çok kıymetli eser telif edilmiştir. Bu konnuda Türkçe olarak kaleme alınan kitaplar da mevcuttur. Ancak Kur'ân-ı Kerîm'in tarihi ve tefsîriyle ilgili meseleleri farklı bir üslup ve yaklaşımla yeniden ele almak elbette faydalı olacaktır. Bu sebeple elinizdeki mütevazı çalışma meydana gelmiştir. Rabbimizden âcizane gayretlerimizin kabulünü, bizleri hayırlara muvvaffak kılmasını, yüce dinine ve kitabına hizmetle feyizli ve semereli bir kulluk hayatı lutfetmesini niyaz ederiz.
350.00 ₺ -
Halkların Dostluk ve Kardeşliği
Halkların Dostluk ve Kardeşliği Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Mümin hem sever hem de sevilen (hem dost olan ve hem de başkalarını dost edinmesini bilen) kimsedir. Dolayısıyla sevmesini ve sevilmesini (dost olmayı ve başkalarını dost edinmeyi) bilmeyen kimsede hayır yoktur." Hz. peygamber (s.a.v.) Allah için kardeşliği teşvik babında şöyle buyurmuştur: "Kim, Allah için kendisine bir kardeş edinirse, Allah, onun cennetteki derecesini, bir başka ameliyle ulaşıp kazanamayacağı şekilde yükseltir." Ebu İdris Havlanî de, Muaz b. Cebel'e şöyle der: "Gerçekten ben seni sırf Allah için seviyorum." Bunun üzerine Muaz da kendisine: "Sana tekrar tekrar müjdeler olsun. Müjdeler olsun! Çünkü ben Rasulullah (s.a.v.)'ın şöyle buyurduğunu kendisinden duydum: -Kıyamet gününde bir grup insan için Arş-ı ala'nın çevresinde kürsüler kurulur. Bunların yüzleri ayın ondördü misali dolunay gibi parıldar. İnsanlar o günün dehşetiyle hep endişe içinde iken, bunlar hiçbir endişe duymazlar. Aynı zamanda bunlar için korku da yoktur. Çünkü bunlar kendileri için hiçbir korku ve üzüntü bulunmayan Allah'ın veli/dost kullarıdırlar. - Peki bunlar kimlerdir ey Allah'ın Rasulü! diye sorulması üzerine, Rasullullah (s.a.v.=) şöyle buyurmuşlardır. -Sırf Allah için birbirlerini sevenlerdir."
162.00 ₺ -
Nebiler Silsilesi Soru Kitabı 2
Nebiler Silsilesi Soru Kitabı-2 Kur’ân-ı Kerim’de mübarek isimleri geçen peygamberlerin hayatından hikmet ve ibret tabloları. Nebîler Silsilesi’nden ihtisar edilerek ders kitabı formatında hazırlanan iki cilt ve bunlara ait soru kitapçıkları. Hz. Mevlânâ der ki; “Kur’ân-ı Kerîm peygamberlerin hal ve evsafından ibarettir. Onu huşû ile okuyup tatbik edersen, kendini nebîlerle, velîlerle görüşmüş farz et.” Bu kitaplar Kur’ân kurslarında okuyan, ilim ve irfan yuvalarında tahsil gören gençlerimizle onları eğiten hocalarımızın istifadesi için hazırlandı.
146.00 ₺ -
Nebiler Silsilesi Soru Kitabı 1
Nebiler Silsilesi Soru Kitabı-1 Kur’ân-ı Kerim’de mübarek isimleri geçen peygamberlerin hayatından hikmet ve ibret tabloları. Nebîler Silsilesi’nden ihtisar edilerek ders kitabı formatında hazırlanan iki cilt ve bunlara ait soru kitapçıkları. Hz. Mevlânâ der ki; “Kur’ân-ı Kerîm peygamberlerin hal ve evsafından ibarettir. Onu huşû ile okuyup tatbik edersen, kendini nebîlerle, velîlerle görüşmüş farz et.” Bu kitaplar Kur’ân kurslarında okuyan, ilim ve irfan yuvalarında tahsil gören gençlerimizle onları eğiten hocalarımızın istifadesi için hazırlandı.
146.00 ₺ -
Yoldaki Mühendis 1
Abdullah Galib Bergusi. Filistin Direniş Hareketi Kassam'ın Batı Şeria ve Ramallah’ta bilinen en meşhur komutanı. Kod adı Yoldaki Mühendis ya da Gölgeler Prensi olan Bergusi, Filistin tarihinde en çok ceza alan kişi. 67 müebbet ve ayrı ayrı onlarca yıl hapis cezası... 2003 yılından beri tek kişilik hücrede yaşıyor. Tutsak alınmadan önce İsrail’in tüm istihbaratını peşinden koşturan Filistin’in bu meşhur komutanı bedeni tutsak alınsa da zindanda kalemiyle kelimeleriyle direnmeye devam ediyor. “Uzun zamandır tek kişilik karanlık bir hücrede yaşıyorum. O kadar uzun zaman ki artık senelerini saymakta acizim… Tek kişilik karanlık hücreye konulmadan tam altı ay boyunca soruşturma merkezlerinde dolaştırıldım. Bu merkezlerde ölümü gördüm… Ölümle konuştum… O da benimle konuştu… Çok defa ölüme dokundum… Fakat el-Kahhâr olan Allah'ın yardımıyla ölüme galip geldim… Siyonistler tarafından tutuklanmadan önce hayatımın en güzel yıllarını geçirdim. Başım dik ve yükseklerdeydi. Mescid-i Aksa'nın kandillerinin yakılacağı yağın Filistin'e, özgür savaşçıların toprağına gelmesi çok yakındır… Aydınlık yarınlar yakındır. Siyonistlerin, Allah'ın mübarek kıldığı Mescid-i Aksa'dan gitmeleri yakındır. Filistin'in emperyalizmden, işgalden ve zulümden özgürlüğüne kavuşacağı günler çok daha yakındır.” Abdullah Galib Bergusi
195.00 ₺ -
Medresei Yusufiyyeden Mektuplar
Cübbeli Ahmet Hoca Efendinin hapiste kaldığı bir senelik süre zarfında MEDRESE-İ YUSUFİYYEDEN sevenlerine gönderdiği Ayet ve Hadislerle dolu MEKTUPLAR
354.75 ₺ -
Bağırmayan Anneler
Anneniz Size Bağırıp Döver Miydi? Benim küçüklüğümde çocukları dövmek, hakaret etmek, bağırmak ‘normal’ kabul edilen bir ebeveynlik davranışıydı. Aileler çocuklarına bu davranışlarda bulunduklarında, şimdinin annelerinin yaşadığı pişmanlık, vicdan azabı ya da hatayı telafi etmek gibi duygular yaşamazlardı. Çünkü o dönem ‘kızını dövmeyen dizini döver’, ‘dayak cennetten çıkmadır’ dönemiydi. Öyle öğrenmişlerdi. Çocuk hata yaptığında ceza verilmeliydi, hatta ceza ne kadar büyük olursa o kadar iyiydi. Mesela çocuğu dövmek demek, ‘bak bu davranışın çok yanlış, o kadar ki seni dövüyorum, canını yakıyorum ki bir daha yapmayasın’ demekti. İşin ironik kısmı, geçmişe dönüp baktığımızda annelerin ya da babaların bizleri dövdüğü, bağırıp çağırdığı, aşağılanmış hissettirdiği anları gözlerimiz dolarak hatırlıyor olmamıza rağmen, neden yaptıklarını –yani vermek istedikleri dersi- hatırlamıyor olmamız. Eminim sizler de belli şeyler hissediyorsunuzdur: Ebeveynin vermek istediği ders unutuldu gitti. Geriye sadece yenilen dayakların ve işitilen azarların soğuk anıları kaldı. İşte bu kitap tam da bunun için yazıldı. Evlatlarımız yıllar sonra geriye dönüp baktıklarında yanaklarına atılmış bir tokadın soğukluğundan çok, yüreklerine dokunan bir annenin sıcaklığını hissetsinler diye… O zaman gelin hep birlikte; Niyet Ettik Niyet Eyledik Bağırmayan Anneliğe…
187.60 ₺ -
Hz Hasan Ve Hz Hüseyin
Varlığın sebebi olan Cenâb-ı Peygamber, mübarek torunları hakkında şöyle buyuruyorlar: “Hasan ve Hüseyin’i seven beni sevmiş ve onlara düşmanlık eden muhakkak bana düşmanlık etmiş olur!” Allah’ın Resûlü o solmaz çiçekleri böyle, bu muhabbetle sevmişlerdi. Hazret-i Ebu Bekir (radıyallahu anh), bir gün sahabilere şöyle seslendi: “Ey ahali! Allah’ın Sevgilisi Cenâb-ı Muhammed Mustafa’yı (sallallahu aleyhi ve sellem) ve Ehl-i Beyti’ni koruyunuz! Onlara sakın eziyet ve zulüm etmeyiniz. İyi biliniz ki, ben Hazret-i Peygamberin akrabasını ziyaret etmeyi kendi akrabamı ziyarete tercih eder ve onları bütün yakınlarımdan daha çok severim!..” Allah ve kemâl yolunun büyük kahramanı, velîlerin başbuğu Hazret-i Abdülkadir Geylânî de can ve gönülden haykırıyor: “Benim için pek muhterem, elimden tutacak öyle beş şahsiyetim var ki, bu hayatta veba ateşini, âhirette cehennem şiddetini onlarla söndürürüm. O yüce zatlar da: Allah’ın Resûlü Muhammed Mustafa (sallallahu aleyhi ve sellem), Aliyyül-Murtazâ, Hasan, Hüseyin ve Fâtıma i Zehra’dır. Allah’ın salât ve selâmı onlara olsun!” Onlar ki, şanlı ve ebedi Peygamberimizin ilahi bakışlarının aydınlığı altında birer saadet incisi olarak yetiştiler ve en büyük mana kahramanı oldular.
174.00 ₺ -
Kıyamet ve Ahiret Ölüm ve Ölüm Ötesi Hayat
İmam-ı Gazâlî, yaşadığı döneme damgasını vurmuş bir din âlimidir. Gazâlî’nin eserleri günümüzde de değerini korumakta, en çok okunan ve başvurulan İslamî temel kaynak eserler arasında yer almaktadır. İmam-ı Gazâlî’nin en büyük eseri olan İhyâ-u Ulûm’id-din, İslam dünyasında son derece önemli ve müstesna bir değere sahiptir. Her dönem Müslümanlar için ilk akla gelen başvuru kaynağı olmuş ve bu esere büyük güven duyulmuştur. Yüzyıllar boyunca Müslümanların ellerinden düşmeyen ve kitaplıklarında baş köşede duran bu rehber nitelikli büyük eseri, şimdi yepyeni bir formatla size sunuyoruz. İhyâ-u Ulûm’id-din içinde yer alan konuların her biri, eserin orijinal anlatımı asla bozulmadan, akıcı ve duru bir dil kullanılarak sadeleştirilerek, başlı başına birer kitap haline getirildi. İhyâ-u Ulûm’id-din ciltleri içindeki konuların yer aldığı kitapları bundan böyle yanınızda taşıyarak okuyabilecek, kitaplığınızda şık ve müstesna bir yer tutacak olan İhyâ-u Ulûm’id-din kitaplarına sahip olabileceksiniz. İhyâ-u Ulûm’id-din içinde yer alan en önemli bölümlerinden biri de, “Ölüm ve Ölüm Ötesi Hayat”tır. “Ölüm ve Ölüm Ötesi Hayat” kitabını, İhyâ Kitaplığı dizisinin ilk kitabı olarak değerli okurlarımıza sunuyoruz.
210.00 ₺ -
Tarihin Dönüm Noktası Fatih Sultan Mehmet
Sultan Mehmet, Fâtih olmayı gerçekten kafasına koymuş bulunuyordu, esasen kendinden emin ve kararlı görünmeliydi. “Maçka ve Dolapdere taraflarındaki ağaçlar bu gece kesilsin, kızaklar yapılarak altmış yedi parçalık ince donanma bu gece Haliç’e indirilsin, havan ateşi hiç kesilmesin ki, düşman durumu fark edemesin!” “Gemiler karadan mı yürüyecek yani, sultanım?!” “Denizden yürüyerek zinciri kıramayınca, biz de karadan yürürüz.” Ertesi gün koca Osmanlı ince donanmasını Haliç’te gören Bizanslılar âdeta küçük dillerini yuttular. Bu sırada surlardan durumu seyreden Prens Dukas şöyle dedi: “Böyle bir harikayı kim gördü ve kim işitti. II. Mehmet karaları denize çevirdi ve gemileri dalgalar yerine dağlardan aşırdı. Böylece Kayser ve İskender’i gölgede bıraktı, Bizans’ı mahvetti ve dünyayı süsleyen bütün şehirlerin kraliçesi İstanbul’u fethetti.”
126.00 ₺ -
Behcetün Nüfus Arapça
İbni Ebi Cemre Hazretlerine Ait Behcetün Nüfus Adlı Buhari Muhtasarının Şerhi
385.00 ₺ -
Salatı Tefriciyye ve Salatı Münciye Tüncina
Bu Kitapta zikredilen konular dört bölümde ele alınmıştır: 1. Bölüm Salat-ü Selam siğaları ile ilgili icazetleri açıklar; ikinci bölüm salât-ü selamın manasını ve okunma adabını beyan eder. 2. Bölüm Salat-ü Selamın manasını ve okunma adabını beyan eder. 3. Bölüm "Salât-ı Tefriciyye" hakkındadır. 4. Bölüm ise "Salâten Tüncîna" diye halk arasında yaygın olan "Salât-ı Münciye"nin manası ve faziletlerinin beyanı hakkındadır. Malum ola ki; bazı salatlar ya bizzat vird sahibinden ya da vasıtayla da olsa bu ilhamlara mazhar olanlardan icazet alınmaksızın okunursa mutlak manada zikir ve salevat sevabı alınabilir. Lakin bu virdlerin husui faziletlerine erişmek için mücaz (icazetli ve izinli) bir kimseden icazet almak gerekir. Bu yüzden sizlere bu konuda ehil olan zevat-ı kiramdan telakki ettiğim icazetlerimi birinci bölümde tafsil ettiğim gibi burada da kısaca arz etmek isterim. Resail-i Ahmediyye 70 Dünya ve Ahiret Bütün Sıkıntıları Açacak Belaları Müsibetleri Kaldıracak ve İsteklere Ulaştıracak Salatı Tefriciyye Salatı Münciyye Tüncina Salaten Tüncina - Salatü Tüncina - Ahmet Mahmut Ünlü - salatı tefriciye ve salatü münciye - cübbeli hoca - Cübbeli Ahmet Hoca - Lalegül Neşriyat - Son Kitabı - Cübbeli Ahmet Hoca Yayıncılık - isbn: 9786059531030
107.25 ₺ -
Kelime Manalı Kuduri Tercümesi
Kelime Manalı Kuduri Tercümesi Eserde = Tercüme - Kelime Kelime Manalar Mevcuttur IMAM KUDURI EBU`L-HUSEYIN Ebu´l-Hüseyn el-Kuduri Ahmed bin Muhammed, meshur bir hanefi imamidir. Hangi sebebten dolayi kendisine Kuduri lakabinin verildigi kesin olarak bilinmemektedir. Bir rivayete göre, Bagdad yakinlarindaki Kudure köyüne nisbet edilerek, kendisine Kuduri denilmistir. Diger bir rivayete göre ise, Kudur, cömlek manasina gelen Kidr kelimesinin coguludur. Kendisinin veya soyundan birisinin cömlekcilikle mesgul olmasindan dolayi Kuduri lakabini almistir. SeyhulIslam Ibni Kemal Pasazade´ye göre Imam Kuduri, fukaha´nin ashab-tercih tabakasindandir. Imam Kuduri (R.A.) hanefi fikih alimlerinin önde gelenlerindendir. Bu noktaya, ilminin coklugu, ibaresinin güzelligi ve lisaninin akiciligi ile yükselmistir. Kuduri merhum, cok güzel Kur´an okur ve devamli ibadetle mesgul olurdu. Ebu´l-Hüseyin Kuduri, Ebu Abdullah Muhammed Yahya el-Cürcani´den fikih ilmi okumus ve hadis-i serif rivayet etmistir. Kuduri merhum, Ubeydullah bin Muhammed el-Havsebi ve daha bir cok alimlerle görüsüp, onlarla ilmi sohbetlerde bulunmus ve kendilerinden ilim tahsil etmistir. Kuduri merhum, bir cok büyük alime de hocalik etmistir. Meshur Tarih-i Bagdad´in sahabi Ebu Bekir Hatib-i Bagdadi de, Kuduri´den ilim ögrenip, hadis-i serif rivayet edenlerdendir. Hatib-i Bagdadi, Tarih-i Bagdad´da: "Kuduri, sadik ve gövenilir bir zat idi." demektedir. Imam Kuduri (R.A.) hicri 362 (miladi 973) tarihinde Bagdad´da dogmus ve 428 (miladi 1037) yilinda yine orada vefat etmistir. KUDURİ- Giriş Muhterem okuyucularım! Elinizde bulunan bu değerli kitap, bun dan dokuz jüz küsur sene evvel yazılmış çok mübarek bir eserair. Ha nefı Mezhebinde merci kitabı kabul edilerek muteber metinler arasım dahil edilmiştir. Yazan merhum ve mağfurunleh Muhammed oğlu Ahmet Ebul Ha| san El-Kuduri El Bağdad'dır; Diğer bir rivayete, göre merhum pederleri] nin ismi Hamdan'dır, (Kudurî) kelimesi nisbetli bir kelimedir. Yani kudure mensup d mektir. Kudur, ihtimal vardır ki, çömlek manasına gelen kıdrın cemi olsu: o takdirde tu sanata mensub demek oluyor ki, bu zat-ı muhteremm e dadında çömlekçilik yapanlar varmış ve bu nisbetie meşhur oımuşla Veya kudur, Bağdad köylerinden bir köyün ismidir. Bu yüce insan ve d ğerli âıim orada doğmuş, dünyaya gelmiş ve ü me^ân bu mekınie şeıe yab olmuştur. Bu âlim insan (972 - 1037 Miladî — 362 - 428 Hicrî) tarihleri ar sınîla doğmuş ve yaşamıştır. Altmış beş veya altmış altı sene gibi kısa bir zamanda çok eser âlem-i İslama ithaf etmiştir. Bunlardan en meşhuru Cihad isimli eseri olmakla beraber, şu anda elinizde bulunan Kuduri'sı de pek cihaddan geri kalmaz. Cihad adlı eseri o.kadar mühimdir ki, Alman Müsteşriki «Rosen-müller» (1830 - 1767) (Şark lisanlarının hocasıdır) 1825 de Aimancaya tercüme etmiştir. Elimizdeki El-kuduri'yi çok kişi Arapça olarak şerh etmişler, El-cevheret-tü neyyire, Elmeydanî gibi o şerhlerin bir kısmı elimizde mevcuttur ve bu tercümemizi yaparken onlardan istifade ettik. Bu mübarek kitap yalnız Arapça ile bırakılmamıştır, Belki zaman zaman başka dillere de tercüme edilmiştir.. Meselâ Sultan Abdülhamit zamanında Kars mutasarrıfı merhum Muhammed Emin Fehim bey tarafından Osmanlıcaya çevrilmiştir. Bu zat-ı muhterem çevirisine «Aziziye» ismini vermiştir. Ve bu kitabın başında Arapça bir mukaddimesi vardır. Orada; «Hanefî fakihî, Hemedanlı Cafer oğlu Muhammed oğlu Ahmed Ebûi-Hasan El-Kuduri'nin kısa metnini Erzurumlu Mütebehhir (deniz gibi alim) ve zamanın müdekkik âlimi Hocam faziletli «Mukdad Fehim» efendinin yanında okuduğum zamanlarda, Irak'ta Hanefî mezhebinin reisliğine kadar yükselmiş, tercih âlimlerinden olan ve bütün âlimlerce Kudurî'si dört meşhur metinden birisi addedilen bu zatın İd? tabını menfaati umumileşsin diye, Türkçeye tercüme etmeyi duşundum ve yaptım. Bu zamanda bu vazifeyi yapan pek nadir olduğu için kitabı1 ma ender bulunan manasına gelen «Aziziye» ismini verdim,» der. Bu eserin tercümesine 1967 nin döidüncü ayında taşladım. İlk baskısını Salâh Bilici Kitabevi yaptı. Tashihli ikinci baskısını, binbir fakru - zaruret içinde kurmaya muvaffak olduğum ve halen haleflerim bulunan çocuklarımın adına büyük mahdumum Mehmet Arslan tarafından idare edilen «Arslan Yayınları» yaptı. Allaha binlerce şükürler olsun. Ümid ederim ki, tercümemiz piyasada bulunan aynı k bin diğer tercümelerinden çek daha üstündür. Bu iddiamızın dcğrulı ğunu muhterem okuyucularımızın hakemliğine havale ediyoruz. Muhterem dindaşlarım eğer tercümemde kusur görürseniz lûtfeı Allah rızası için gördüğünüz eksik ve yanlışları bir mektupla bana yazı nız ki, düzeltelim. Beni ikaz edeni, Allah hâb-i gafletten ikaz eylesin. -Hepimize Allahtan hidayet talebiyle, başta Resulullaha, âline ve e; habma ve bilcümle müslümanlara Allah rızası için Elfatiha. Giriş Fıkhi Tabirlerden Bazıları Lügatçe: Temizlik Bahsi: Abdestin Sünnetleri: Abdestin Müstehabları: Abdesti Bozan Şeyler: Guslün Farzları: Guslün Sünnetleri: Guslü İcap Ettiren Şeyler: Kuyular Bahsi Teyemmüm Bahsi: Mestlerin Üzerine Mesh Bahsi: Hayız Bahsî: Hayızlı Hanıma Haram Olan Şeyler: Haccı Kıran Bahsi: Haccı Temettü Bahsi: Cinayetler Babı: İhsar Babı Haccın Fevti Bahsi: Hedy (Kurban) Bahsi: (Muamelât) Aliş Verişler Bahsi: Muhayyerliği (Caymayı) Şart Kılma Bahsi: Görmek Suretiyle Cayma Bahsi: Kusurdan Dolayı Cayma Babı: Fâsîd (Bozuk) Alış Veriş Bahsi: İkâle (Satışı Kaldırmak) Babı: Mürabehe (Kâr İle Devir Etmek) Ve Tevliye (Kârsız, Ve Aldığı Gibi Devretme) Bahsi: Riba (Faiz) Bahsi: Selem Bâhsi: Sarf (Sarraflık) Bahsi: Rehin Bahsi: Hâçr Bahsi: İkrar Bahsi: İcar Bahsi: Şüf'a Bahsi: Şirket (Ortaklık) Bahsi: .Müdarebe Bahsi: Vekâlet Bahsi: Kefalet Bahsi , Havale Bahsi: Sulh Bahsi: Hibe Bahsi: Vakıf Bahsi: Gasp Bahsi: Vedia' Bahsi: A'riye Bahsi; Lakıt Bahsi: Lukata Bahsi: Hünsa Bahsi: Mefkud (Kaybolan) Bahsi: İbak (Kaçmak) Bahsi İhyai Mevat (Çorak Arazileri İşletmek) Bahsi: Mezun (İzni Verilmiş Köle) Bahsi: Müzaraa (Ortak Ziraat Yapmak) Bahsi: Musakat (Bostanı, Meyvenin Bir Kısmının Karşılığında Ortağa Vermek) Bahsi: Nikâh Bahsi: Bida (Memeden Süt Emmek) Bahsi: Talak (Boşanma) Bahsi: Ricat Bahsi: İylâ Bahsi: Hul Bahsi: Zihar Bahsi: Zihar Kefareti Bahsi: Lia'n Bahsî: İddet Bahsi: (Hamlin Müddeti Bahsi): (Nafakalar Bahsi:) Hidane (Besleme) Bahsi: Î'tak (Azat Etmek) Bahsi: Tedbir Bahsî: İstîlâd (Cariyesinden Veled Talep Etmek) Bahsi: Mukatep Bahsi: Vela Bahsi: Cinayet Bahsi: Diyetler Bahsî: Kasame (Yeminler) Bahsi: Mea'kıl Bahsi: Hadlar Bahsi: İçkinin Cezası Bahsi: İftira Cezası Bahsi: Serîka (Hırsızlık) Bahsi: Eşribe (İçkiler) Bahsi: Sayd (Av) Ve Zebaih (Kesmeler) Bahsi; Kurban Bahsi: Yeminler Bahsi: Dava Bahsi: Şahitlik Bahsi: Şahitlikten Dönmek Bahsi: (Kadının Adabı Hakkında:) Taksîmat Bahsi: İkrah (Zorlama) Bahsi: Siyer Bahsi Haram Ve Helâl Bahsi: Vasiyetler Bahsi: Feraiz Bahsi: Asebe Bahsi: (Hacp (Tamamen Veya Kısmen Payından Mahrum Olmak) Bahsi: Red (Geri Vermek) Bahsî: Öldürme Bahsi: (Feraiz Hesabı Bahsi:) Münasahat Bahsi: (A'vl Meselesi Bahsi
486.75 ₺ -
Kuranı Kerimdeki Tüm Dualar
KUR'AN-I KERİM'DEKİ TÜM DUALAR Faziletleri , Ne Niyetle Okunacakları, İçinde Geçtikleri Ayet-i Kerimelerin Tefsirleri ve Dua Sahiplerinin Kıssaları. Kuranı Kerimdeki Tüm Dualar - Ahmed Mahmud Ünlü - Cübbeli Ahmet Hoca Yayıncılık - Lalegül Neşriyat Kur'ân-ı Kerim'deki tüm dualar'ın faziletleri, ne niyetle okunacakları, içinde geçtikleri Ayet-i Kerimlerin tefsirleri ve dua sahiplerinin kıssaları.
401.50 ₺ -
Aile İlmihali Heyet
İslamiyet kişinin hayat fonksiyonlarının belirmesinden, vefat edipte teçhiz ve defin işlemi gerçekleşinceye kadar hayatının her safhasını tanzim eden bir din olarak, nesebi en önemli unsurlardan biri saymış ve aile ile ilgili meseleleri özel bir önem atfetmiştir. Kişi, kulluk imtihanı için gelmiş olduğu fani dünyada, ailesine ilişkin birçok mesuliyet yüklenmiştir. İşte bu denli öneme sahip aile olgusunun Allah Teala rızasına uygun olarak devam ettirilmesi için Aile İlmihali adı altında sunmaya çalıştığımız bu bilgilerin tüm müslümanlara yarar sağlayacağını umuyoruz. İSMAİLAĞA FIKIH KURULU Fatih Kalender - Hüsameddin Vanlıoğlu - Abdullah Hiçdönmez - Emin Ali Yüksel Siraç Yayınevi - Aile İlmihali
340.00 ₺ -
Sevimli Dinim Eğitim Seti
Set içindeki kitaplar Sevimli Harfler-Elifba-İtikad-İbadet-Siyer-Ahlak-Kavramlar-Etkinlikler-Çizgiler-Kullanım kılavuzu ve dosyar Set hediyeleri (set içerisinde bulunuyor zaten) - Karne - Tebrik-teşekkür belgesi - Bitmeyen yazı kağıdı - Boy-kilo grafiği Okul öncesi dönemde çocuk duyguya dayalı, tasarlanan veya hayalde canlanan bir dini duyguya sahip değildir. Dini duygu gelişimi diğer gelişim ödevleri ile birlikte bir bütündür. Biz bu ödevleri çocuklara sağlıklı bir şekilde yaptırmakla yükümlüyüz. Ayrıca sadece kitaplarda yazılanı değil duygu eğitimini de başarılı ve doğru bir şekilde aşılayabilmeliyiz. Okul öncesi dönem çocuğun dini duygusunun gelişiminin ve dini konulara merakının en yoğun olduğu evredir. Bu dönemde çocuğun aldığı dini eğitim onun ileriki yaşlarda sahip olacağı dindarlığın şeklini belirler. Din olgusu, iman, ibadet ve ahlak esaslarından oluştuğuna göre çocuğun ahlak eğitimi de önemlidir. Çocuk okul öncesi dönemde aldığı din ve ahlak eğitimi ile kendisine özgüveni olan, Allah ile barışık, toplum ile uyumlu bir birey haline gelir. Ama din konularını zamanından önce ya da sonra yanlış öğretirsek, (hangi yaşta olursa olsun) çocuğa iyilik yerine kötülük yapmış oluruz. Okul öncesi çocuğu din olgusuna karşı ilgilidir. Fakat bu ilgiye rağmen onu dini anlamda, dini bir tarzda düşünemez. O, kendisini çevreleyen yetişkinlerin dünyasında olup bitenleri yeterince anlayamamaktadır. Bu yüzden bu evre ‘peri masalı dönemi’ olarak karakterize edilmiştir. Lütfen hocalık veya eğitmenliğimizin hakkını layığıyla vererek çocuğun bu harika dönemini mahvetmeyelim. Kıymetli öğreticiler! “Sonra Biz, o kitabı kullarımızdan süzüp seçtiklerimize miras kıldık.” (Fatır 32) ayetince Kitabı Münir’in varisi seçkin bir insansınız! “İnsanların en hayırlısı Kuran’ı öğrenen ve öğretendir.” hadisince hayırlı bir insansınız! Siz Rasülullahın meslektaşısınız! Böyle şerefli bir görevi ifa ederken dikkatli olmalısınız. Öğrettiğiniz her bir harfin ekilen bir çekirdek olduğunu, beklide bu çekirdeğin kıyamete kadar amel defterini kapattırmayacak meyve veren bir ağaç olabileceğini unutmamalısınız. Sayesinde böyle bir şerefe kavuştuğunuz küçük talebenize minnettar olmalısınız. Öğrenmekte zorlandığı zamanlar son derece müşfik, öğrendiği her kelimede diğerine teşvik edici olmalısınız… Çocuğa hangi yaşta neyi ne kadar yüklememiz gerekir? Hazırlamış olduğumuz bu set 3-6 yaş gurubuna hitap etse de çocukların potansiyeline göre, yaş, kabiliyet ve becerilerine göre gerekli miktarda takviye yapmasını bilmeliyiz. Dersi bazı çocuklara birkaç kez daha tekrar etmemiz veya onun başucunda daha fazla zaman geçirmemiz gerekebilir. Bazı çocukların dikkatsizliğini veya başarısızlığını önceden tespit edebilmeli ve gerekli tedbirleri alabilmeliyiz. Kısacası hocalığımız sadece kitap hocalığı olmamalıdır. Eğitim usul ve tekniklerini lazım olduğu miktarda bilmemiz zaruridir. (Detaylı bilgi için Rehnüma kitabından istifade edebilirsiniz.) Bu setteki her kitap için belli saatler belirlenerek her gün düzenli devam edilmesi suretiyle ilerlemesi hedeflenmiştir. Bu set tamamlandıktan sonra direk Kur’an-ı Kerim’e veya Tecvitli Yasin-i Şerif cüzüne geçilir. Tecvitli Yasin-i Şerif cüzünü bitiren çocuk rahatlıkla Kur’an-ı Kerim’i okuyabilir. Allah Teala’dan bu çalışmaları İslam alemine faydalı kılmasını, evlatlarımızı ve bizi bu çalışmayla dünyada ve ahirette menfaatlendirmesini temenni ederiz. Amin…
875.00 ₺ -
Fıkhi Suallere Cevaplar 1.Cilt
Ey iman edenler! Size bir fasık, bir haber getirirse, bilmeyerek bir topluluğa zarar verip yaptığınıza pişman olmamak için o haberin doğruluğunu araştırın. (Hucurat/6) Ömer b. Hattab anlatıyor: Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdular: Ümmetim hakkında en çok korktuğum şey ağzı laf yapan münafıktır. (Ahmed b. Hanbel- Müsned) Her türlü bilginin çeşitli iletişim vasıtalarıyla insanlara ulaştırıldığı bir dönemi yaşıyoruz. Böyle bir dönemde Müslüman kardeşlerimizin tertemiz beyinlerini sahih kaynaklarımızdaki Ehl-i Sünnet görüşleri doğrultusunda bilgilerle doldurmazsak, bilin ki; birileri, her alanına nüfuz ederek yalan–yanlış bilgilerle o tertemiz beyinleri tahrip edeceklerdir. Allah Teâlâ, bilgi kirliliğinin yoğun bir şekilde yaşandığı bu dönemde Müslüman kardeşlerimizi her türlü fitneden muhafaza eylesin.
247.50 ₺ -
Kudema Meclisi
Kadîm zamanlardan geçen asra kadar, çocuklar erken yaşta medreseye kaydolur, İslâm harflerini öğrenir, her fenden kitaplar okur, metinler ezberlerdi. Ezberlenen metinler, hoca huzurunda takrir edilir, unutmamak için belli aralıklarla tekrar edilirdi. Bunları ezberleyerek yetişenler, icâzet alır, icâzet verir, zamanla halk nazarında ayaklı kütüphane olarak kabul görürdü. Her soruya, bizzat ezberledikleri ibareyi okuyarak cevap vermeleri soranlar nezdinde güvenirliklerini artırırdı. Çok okur, çok düşünür, az yazarlardı. Yazdıklarından çok daha fazlasını bilirlerdi. Bu durum kendilerine soru sorulduğunda daha da zahir olurdu. Talebenin kaynağa ulaşmasını kolaylaştırmak için cevap verirken kitapların baplarını, fasıllarını hatta sayfalarını da zikreden alimler vardı. Eğitimde kitabî kültür yanında şifahî mirasın da önemli bir yeri vardı. Medreseler kapatılıp, alimlere okutma yasağı getirilince ilimdeki tevârüs durdu. İlim, sonraki kuşaklara taşınamadı. Tedrisattan uzaklaştırılan alimler evlerine çekildi, çocukları, sıra kitaplarını okumadığından babalarının dünyalarına giremedi, onları anlayamadı. Bu yüzden sadece onların züht ve takvalarından bahsettiler, babalarını farklı kılan ilimlerini sonraki nesillere aktaramadılar. Medresenin ilgası bizi İslâm dünyasından kopardığı gibi medeni birikimimizden de uzaklaştırdı. Birkaç ferdî zuhûr dışında ilimde tevârüs tarih oldu. Büyük inkişaf için Kudema Meclisinden modern zamanın ders halkalarına diriltici soluklar taşımaya mecburuz. Kudema Meclisi, Hüküm Basın Yayın, İhsan Şenocak Kitapları, 9786056608131
136.00 ₺ -
El İhtiyar Tercümesi 4 Cilt
İslami ilimler içinde fıkıh ilmi önemli bir yere sahiptir. O, bu önemini marifetullâh esasına dayalı olan yüce Allah’ın hükümlerini bilme; ilke ve gayesinden alır. Dolayısıyla fıkıh ilmi insanın lehine ve aleyhine olan hak, ödev ve sorumlulukları açıklar ve bunların korunması için ilkeler koyar. İnsanın yaratıcısına, kendine ve tüm insanlara hak ve sorumluluklarını öğretir. O, hak ve sorumluluklarımızın bilgisidir. İlahi vahyin nüzulünden beri “ilim” ismiyle anılıp daha sonra “Fıkh-ı Ekber” haline dönüşmesi, onun bir hayatı kuşatan ilimleri muhtevi oluşundandır. Şer‘î-amelî hükümlerin bilgisi olan fıkıh ilmi hakkında kütüphaneler dolusu çalışma yapılmıştır. Bu, zannedilenin aksine enginliğinden ve ilahi rahmetin tecellisinden oluşundandır. Bu çalışmalardan biri de, telif üslubundaki kıymetinden ötürü yüzyıllar boyu dünyadaki tüm ilim-irfan mekteplerinde başucu eser haline gelen Abdullah b. Mahmud el-Mevsılî’nin (v. 638/1284) ‘’el-İhtiyâr li Talîli’l-Muhtâr’’ adlı eseridir. Bu eser, Hanefî mezhebinde “mütûn-i erbaa” kategorisine girmiş muteber fıkıh eserlerinden ve yine Mevsılî’ye ait olan ‘’el-Muhtâr’ın’’ şerhidir.
1400.00 ₺