-
-
-
-
Et Tefsirul Vadıhul Müyesser 2 Cilt
et-Tefsîru’l-Vâzihu’l-Müyesser: Muhammed Ali es-Sâbûnî Hoca Efendi’nin tefsir ile alakalı olarak kaleme aldığı çalışmalarından bir tanesidir. Müellifin bu eseri diğer çalışmaları gibi açık, kolay ve akıcı üslubu sayesinde islâm dünyasında pek yankı bulmuş ve birçok medresede ders kitabı olarak okutulmuştur. Şüphesiz yaşadığımız dönem içerisinde, tefsir alanında yazılmış en kıymetli eserlerden olan et-Tefsîru’l-Vâzihu’l-Müyesser; içerisinde tefsir ile alakalı naklî ve aklî ilimler cemedilmiş, âyet-i kerimelerin esbâb-ı nüzûlü beyan edilmiş ve sahih hadîs-i şeriflerden şahidler zikredilmiştir. TEFSİR NEDİR? Tefsir, lügat olarak; “açıklamak, beyan etmek” anlamındaki فَسْر fesr kökünden türeyen bir kelime olup “açıklamak, beyan etmek, ortaya çıkarmak, kelime veya sözdeki kapalılığı gidermek” demektir. Nitekim bir şeyin beyan ve izah edilmesini istemeye de (استفسار) “istifsâr” denilmiştir. Tefsir, terim olarak (Istılahta) ise; “Kur’ân-ı Kerîm’deki kelimelerin manalarını, âyetlerin içeriklerini, hükümlerini, kıssalarını, muhkem ve müteşabih olanlarını, nâsih ve mensûh olanlarını ve inişlerindeki sebepleri kendilerine açıkça delâlet eden lafız ve tabirlerle izah etmek, açıklamaktır.” Başka bir tarife göre de tefsir; “Kur’ân-ı Kerîm’in lafızlarının nasıl okunacaklarını, bunların manalarını Arap lügati ve dil kurallarını, kaidelerini uygulayarak beyan, âyetlerin manalarını, delâlet ettiği anlamlarını, hükümlerini ve içerdiği kıssaları izah, bu âyetlerin muhkem ve müteşabih olanlarıyla, nâsih ve mensûh olanlarını açıklama, aralarındaki irtibat ve uyumu gösterip izhar, bunlardaki nükte ve incelikleri, beşeriyetin gücü ölçüsünde beyan ve izah etmek”ten ibarettir. Tefsirler Başlıca İki Kısma Ayrılır Birinci kısım, seleften (Hazreti Peygamber, sahâbe ve tâbiînden) nakledile gelen rivâyetlere dayalı olan “tefsîr-i naklî”dir ki, buna “bi-tariki’r-rivâye (rivâyet yöntemiyle) tefsir” de denir. Bu kısım tefsirlerde âyetlerin manaları, nüzûl sebepleri, nâsih ve mensûh olanları gösterilir. Böyle rivâyet yöntemiyle yazılan tefsirlerin başlıca kaynakları hadîs-i şerif kitaplarıyla siyer ve tarih kitaplarıdır. Bunlara muhalif, aklın hükmüne ters olan rivâyetlere itibar ve itimat olunamaz. İkinci kısım, sonradan tedvin edilen lügat ilmi, belâgat ilmi gibi dil ilimlerine dayanan tefsirlerdir. Bunlar bir dereceye kadar rivâyet de içerirler. Bunlardan her birine de “bi-tarîki’d-dirâye” (dirâyet yöntemiyle) tefsir” adı verilir. Tenbih: Kur’ân-ı Kerîm’in yorumu hakkında tefsir dışında “te’vil, tebyin, beyan, tâlim, tafsil, tasrif, i‘rab, şerh, tavzih” gibi kelimeler de kullanılmaktadır. Te’vil, lügat olarak; “bir şeyin dönüp dolaşıp vardığı son nokta, sözün neticesi, işin âkıbeti, rüyanın yorumu” gibi anlamlara gelmektedir. “evl” kelimesinden türemiştir. Te’vil, terim olarak (Istılahta) ise; “Allah’ın Kur’ân lafzında açık olmayan muradını kelâmın akışına, Kitap ve Sünnet’e uygun düşecek tarzda ilgili lafzın muhtemel manalarından çıkararak açıklamak” demektir. Tenbih: Celâleddin es-Süyûtî Rahimehüllâh, tefsir ilmini öğrenmenin farz-ı kifâye olduğu konusunda ulemânın icmâ ettiğini bildirmekte ve İslâm’daki üç temel ilimden birini tefsir diye göstermektedir. Tefsirin konusu Allah’ın insanlar için gönderdiği son ilâhî tebliği incelemek, amacı ise bu tebliği her seviyeden insana anlatıp tanıtmak, bununla insanların yolunu aydınlatmaktır. Râgıb el-İsfahânî’ye göre tefsir ilmi, gerek konusu gerek maksadı gerekse insanların ona olan ihtiyacı sebebiyle ilimlerin en şereflisidir. ET-TEFSÎRU’L-VÂZİHU’L-MÜYESSER KİMİN ESERİDİR? et-Tefsîru’l-Vâzihu’l-Müyesser’inin müellifi, hiç şüphesiz ilim dünyasında ilmî şahsiyeti ve güzel ahlâkıyla kendini kabul ettiren ve birçok âlimin övgüsüne mazhar olan Şeyh Muhammed Ali es-Sâbûnî hazretleridir. Şeyh Sâbûnî hoca efendi, rivayet ve dirayet sahibi müfessirlerin güzide tefsirlerini süzerek büyük bir titizlikle Safvetü’t-Tefâsîr eserini hazırladığı gibi et-Tefsîru’l-Vâzihu’l-Müyesser çalışmasına da aynı şekilde ihtimam göstermiş, öyle ki büyük bir ustalıkla günümüze hitap eden ve özellikle ilim yolcularının kolay anlayabileceği bir üslupla ibareleri işleyip dokuyarak kaleme almıştır. ŞEYH MUHAMMED ALİ ES-SÂBÛNÎ HAZRETLERİ’NİN HAYATI Asrımızın önde gelen âlimlerinden biri olan Şeyh Muhammed Ali es-Sâbûnî Rahimehüllâh; 19 Mart 1930’da Suriye’nin Halep şehrinde doğmuştur. Küçük yaşlarda ilme adanmış, ilk tahsilini babası Şeyh Cemîl Efendi’den almıştır. Yanı sıra Suriye’nin ileri gelen âlimlerinden Şeyh Muhammed Necîb Sirâc, Şeyh Ahmed eş-Şemmâ, Şeyh Muhammed Saîd el-İdlibî, Şeyh Râgıb et-Tabbâh, Şeyh Muhammed Necîb Hiyâta ve diğer bazı âlimlerden dersler almıştır. Muhterem Babası Şeyh Muhammed Ali es-Sâbûnî hazretlerinin ailesi, ilim ile şöhret bulmuş soylu ve köklü bir ailedir. Muhterem babası Şeyh Cemil es-Sâbûnî’dir. Şeyh Cemil Efendi Rahimehüllâh, Haleb Emevî Camii Müdürü, belâgat, lügat ve dinî ilimler ile asrının âlimleri arasında şöhret bulmuş seçkin bir zattır. Oğlu (Sâbûnî Hoca Efendi’nin) ilk hocası olup çocukluğundan beri kendisine Kur’ân-ı Kerîm, lügat ve farz olan dinî ilimleri güzel bir şekilde öğretmiştir. Oğluna son derece değer vermiş ve pekçe ilgilenmiştir. Hatta oğlu henüz 17 yaşındayken kendisini evlendirmiştir. Şeyh Cemîl Efendi, âlim-âbid olmakla beraber aynı zamanda çok sağlam bir hafızlığa sahiptir. Öyle ki Kur’ân-ı Kerîm’i ezbere Fâtiha’yı okur gibi okur ve Arap kurrâları arasında şöhret bulmuş olan şu sözü sıkça tekrar etmiştir: “Her gün beş cüz tekrar eden kimsede unutkanlık olmaz.” Nitekim Şeyh Cemîl Efendi vefat edeceği gün ailesi etrafında toplanmış, oğlu Sâbûnî Hoca Efendi de Kur’ân okumaktadır. Hüznünden sebep âyetleri karıştırıyor ve bir sûreden başka bir sûreye geçiyordur. Şeyh Cemîl Efendi, sekerât-ı mevt hâlinde olmasına rağmen oğlunun hatalarını düzeltmiştir. Bu hal devam ederken ruhunu teslim etmiştir. Allah rahmet eylesin. Âmin. Muhterem Annesi Aynı şekilde Muhterem annesi (Esmâ Dervîş) de âbide, müttakî, zâhide, çokça oruç tutan, zikreden, geceyi ihya eden ve şükreden bir hanımefendidir. Çocuklarını takvâ ve Resûlüllâh Sallallâhü Aleyhi ve Sellem’in sevgisi ile yetiştirtirmiştir. Sâbûnî Hoca Efendi’nin annesi son derece rikkat sahibi, kalbi yumuşak olup Resûlüllâh Sallallâhü Aleyhi ve Sellem’in adı anıldığında her defasında gözünden yaşlar gelen, ibadeti ile meşhur olmuş bir kimseydi. Öyle ki 90 yaşında olmasına rağmen ikindiden yatsı vaktine kadar yürüyerek Kabe’yi tavaf ederdi. Son günlerini hastanede baygın geçirmesine rağmen her ezan vakti şehadet parmağını kaldırırdı. Bu durum vefat edene kadar devam etmiştir. Vefat edince Cennetü’l-Muallâ’ya defnedilmiştir. Allah rahmet eylesin. Âmin. Hocasının Duası Sâbûnî Hoca Efendi’nin anlattığına göre sürekli olarak yanında hazır bulunduğu hocası allâme Muhammed Saîd el-İdlibî (kendisini çok sever, ilgi gösterir ve) şöyle derdi: “Hocamın bana buyurduğu duası ile sana dua edeceğim; “Allah’ım! Ali’yi senin dinin üzerinde sabit kıl. Onu ihlaslı eyle.” Sâbûnî Hoca Efendi devamında; o gün için basit bir dua olduğunu düşünmüştüm. Halbuki yaşlanınca o duanın eserini gördüm ve bundan sonra bütün talebelerime bu şekilde dua etmeye başladım. İlmî şahsiyeti Şeyh Muhammed Ali es-Sâbûnî Rahimehüllâh hafızlık başta olmak üzere lügat, ferâiz ve diğer şer‘î ilimleri babasından öğrenmiştir. Öte yandan Suriye’nin ileri gelen âlimlerinden farklı farklı dersler tahsil etmiştir. İlim ve irfan yuvası bir evde yetişen Sâbûnî Hoca Efendi, 16 yaşındayken minbere çıkararak vaaz etmeye başlamıştır. Lise eğitiminin ardından 1952 yılında Ezher Üniversitesi Şeriat Fakültesini bitirmiş, daha sonra aynı üniversiteden İslam Hukuku (Şer‘î Kadâ) bölümünde tahassüs eğitimini de tamamlamıştır. Buradan (Ezher’den) şeref diploması alarak 1954 yılında mezun olmuştur. 1954 yılında Ezher’den, (günümüzde doktora olan) el-Âlimiyye diplomasını almaya hak kazanmış olan Sâbûnî Hoca Efendi, daha sonra tekrar Suriye’ye dönmüş ve 8 yıl tedrisat faaliyetinde bulunmuştur. Suriye’de 8 yıl tedris hayatından sonra Suudi Arabistan’a hicret etmiş ve Mekke-i Mükerreme Üniversitesi Eğitim Fakültesi ve Eş-Şerîa (Şeriat) Fakültesinde dersler vermeye başlamıştır. Burada 28 yıl tedris hizmeti yapmış birçok üniversite hocaları yetiştirmiştir. Aynı zamanda Ümmü’l-Kura Üniversitesi’nde birçok eserin tahkikini yapmıştır. Şunu da belirtelim ki Sâbûnî Hoca Efendi uzun yıllar Suriye Âlimler Birliği başkanlığını da yürütmüştür. Davet ve Nasihatlerindeki Üslubu Hiç şüphesiz bir kimseye hikmet (ince anlayış) verilmişse o kimse büyük bir manevî devlet (kazanç) sahibi olmuş demektir. Nitekim Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır: «Kime hikmet verilirse o kimse birçok hayra nâil olmuş demektir.» Şeyh Muhammed Ali es-Sâbûnî hazretleri de bu büyük devletle müşerref olmuş kimselerdendir. Zira Sâbûnî Hoca Efendi’nin oturduğu mahallede sesi güzel Cezayir’li olan bir imam vardı. Bu imam namazı çok uzatırdı. Sâbûnî Hoca Efendi’nin en küçük oğlu bu duruma rahatsız olmuş, ancak bu durumu nasıl imama izah edeceğini bilmemişti. Bu sebeple konuyu babasına anlatmış, babası da kendisine şu tavsiyede bulunmuştu: “İmama git ve ‘Sizden biriniz, insanlara namaz kıldırdığı zaman hafif tutsun. Çünkü onların arasında zayıf, hasta ve yaşlılar vardır. Herhangi biriniz kendi başına namaz kıldığında ise dilediği kadar uzatsın.’ hadisinin sıhhatini sor.” Çocuğu babasının kıymetli nasihatini dinleyip dediğini yapmıştır. Bu olaydan sonra imam çocuğun meramını anlamış ve bir daha namazı uzatmamıştır. Mekke’deki Fakirleri Gözetmesi Şeyh Sâbûnî Hoca Efendi her sabah namazından sonra gizlice çıkar, en güzel yemekleri alır Mekke fakirlerine dağıtırdı. Ayrıca harem etrafında bulunan fakirlere de para dağıtırdı. «Allah yolunda sevdiğiniz şeylerden harcamadıkça iyiliğe asla eremezsiniz.» âyeti gereğince eskimiş parayı değil, yeni parayı seçer koku sürer sonra verirdi. İhtiyaç sahibi kimseleri mümkün mertebe gözetir ihtiyaçlarını giderirdi. (Radıyallâh-Rahimellâh). Kur’ân-ı Kerîm ile Münasebeti Babası Şeyh Cemîl Efendi’nin “Her gün beş cüz tekrar eden kimsede unutkanlık olmaz.” nasihatiyle amel ederek bol bol Kur’ân-ı Kerîm’i tekrar ederdi. Nitekim bunun bereketini görmüş, 91 yaşına ulaşmasına rağmen unutkanlık yaşamamış, ilmî meseleleri ve yazdığı kitapların muhtevasını unutmamıştı. Güzel şahsiyeti İlim bakımından son derece bilgili ve insanlarla iletişimi çok sıcak olan Muhammed Ali es-Sâbûnî hazretleri, vakarlı bir kişilik sahibiydi. Peygamber Efendimizin ahlâkını aynen yaşayan bir şahsiyetti. İlmi tercih eden ve bunu da yaşantısına rehber eden birisiydi. İlmiyle âmil, ihlasıyla kâmil, ibadetleriyle âbid, zikriyle zâkir, şükrüyle şâkir ve islamın tervici için kendisini ilme adamış mümtaz bir din âlimiydi. Şunu da belirtmek gerekirse; Şeyh Sâbûnî Hoca Efendi’nin engin ilmi ve güzel şahsiyeti eserlerine de aksetmiş gerek metodu ve gerekse içeriği açısından kıymetli eserleri çok beğenilmiş ve dünyanın birçok yerinde ders kitabı olarak henüz okutulmaktadır. Son olarak; ünlü âlim Muhammed Ali es-Sâbûnî hazretleri, asırlarca Dîn-i Mübîn İslâm’ın bayraktarlığını yapmış olan Osmanlı’ya duyduğu sevginin neticesinde Türkler’e ve Türkiye’ye her zaman ayrı bir sevgi beslemekle tanınmış ve en küçük kızını da Türk olan bir gençle evlendirmiştir. Sâbûnî Hoca Efendi’nin Vefatı İslam dünyasının güzide âlimlerinden Suriye’nin Haleb şehrinde doğmuş, ilim ve irfan sahibi bir ailenin içinde yaşamış, 30 küsur sene ömrünü Mekke-i Mükerreme’de geçirmiş, birçok eser telif ederek özellikle Safvetü’t-Tefâsîr adlı tefsiriyle meşhur olmuş, “Hâdimü’l-Kitâb ve’s-Sünne” olan Şeyh Muhammed Ali es-Sâbûnî hazretleri, Türkiye’nin Yalova şehrindeki evinde 91 yaşında 19 Mart 2021 Cuma günü sabah saat 10:00’da Hakk’ın rahmetine kavuşmuştur. Son saatlerinde Dönüş ancak onadır âyet-i kerîmesini tekrar ederek ruhunu teslim etmiştir. Allah Teâlâ, Kıymetli Hocamıza Rahmet Eylesin, Cennetiyle Cemaliyle Müşerref Kılsın. Âmin. ŞEYH MUHAMMED ALİ ES-SÂBÛNÎ HAZRETLERİ’NİN ESERLERİ Şeyh Sâbûnî Hoca Efendi, davet, tedris, fetva, sulh gibi birçok işlerine rağmen, Allah Teâlâ, onun vaktine bereketler vermiş de birçok telif, tahkik ve ihtisar çalışmaları yapmıştır. Arapça ve Şer‘î ilimlere dair birçok kitap telifinde bulunmuştur. Kitapları Türkçe, Farsça, Malayca, Urduca, İngilizce ve Fransızca gibi birçok dillere tercüme edilmiş ve dünyanın birçok yerlerine ulaşmıştır. et-Tefsîru’l-Vâdıhu’l-Müyesser (1 cilt). Safvetü’t-Tefâsîr (3 cilt), en meşhur kitabı budur. el-Mevârîs fi’ş-Şerî‘ati’l-İslâmiyye (1 cilt). Min Künûzi’s-Sünne (1 cilt). Ravâ’i‘u’l-Beyân fî Tefsîri Âyâti’l-Ahkâm (2 cilt). Kabes min Nûri’l-Kur’âni’l-Kerîm (8 cilt). es-Sünnetü’n-Nebeviyye Kısmün mine’l-Vahyi’l-İlâhiyyi’l-Münezzel. Mevsû‘atü’l-Fıkhi’ş-Şer‘iyyi’l-Müyesser. ez-Zevâcü’l-İslâmî el-Mübekkir Se‘âde ve Hasâne (Risâle). el-Hedyü’n-Nebeviyyi’s-Sahîh fî Salâti’t-Terâvîh (Risâle). Îcâzü’l-Beyân fî Suveri’l-Kur’ân (1 cilt). Mevkıfü’ş-Şerî‘ati’l-Garrâ’ min Nikâhi’l-Müt‘a (Risâle). Hareketü’l-Ardi ve Deverânuhâ Hakîkatün ‘İlmiyyetün Esbeteha’l-Kur’ân (Risâle). et-Tibyân fî ‘Ulûmi’l-Kur’ân (1 cilt). ‘Akîdetü Ehli’s-Sünne fî Mîzâni’ş-Şer‘i (Risâle). en-Nübüvve ve’l-Enbiyâ (1 cilt). es-Salât (Risâle). el-Mehdî ve Eşrâtu’s-Sâ‘a (Risâle). el-Muktetaf min ‘Uyûni’ş-Şi‘r (1 cilt). Keşfü’l-İftirâ’ât fî Risâleti’t-Tenbîhât Havle Safveti’t-Tefâsîr (Risâle). Dürretü’t-Tefâsîr (1 cilt). Cerîmetü’r-Ribâ Ahtaru’l-Cerâimi’d-Dîniyye ve’l-İctimâiyye (Risâle). et-Tebsîr bimâ fî Rasâili Bekr Ebû Zeyd mine’t-Tezvîr (Risâle). Şerhu Riyâzi’s-Sâlihîn (1 cilt). Şübühât ve Ebâtîl Havle Teaddudi Zevcâti’r-Resûl (Risâle). Risâle fî Hukmi’t-Tasvîr (Risâle). Me‘âni’l-Kur’âni’l-Kerîm li’n-Nehhâs (6 cilt). el-Muktetaf min ‘Uyûni’t-Tefâsîr li’l-Mansûrî (5 cilt). Muhtasar Tefsîri İbn Kesîr (3 cilt). Muhtasar Tefsîri’t-Taberî (2 cilt). Tenvîru’l-Ezhân min Tefsîri Rûhi’l-Beyân li’l-Bursevî (4 cilt). el-Munteka’l-Muhtâr min Kitâbi’l-Ezkâr li’n-Nevevî (1 cilt). Fethu’r-Rahmân bi-Keşfi mâ Yeltebisu fi’l-Kur’ân li’l-Ensârî (1 cilt). Ve daha buraya sığmayacak kadar başka eserleri de mevcuttur. ET-TEFSÎRUL-VÂDIHU’L-MÜYESSER ESERİN HAZIRLANIŞI Muhakkık Hoca Efendiler tarafından tashih edilmiştir. Güncel imla kurallarına uygun olarak hazırlanmıştır. Yeni mizanpaj yapılmıştır.
1250.00 ₺ -
El Cevahirül Lülüiyye Haşimi Yayınevi
Yazıldığı günden beri ilim ehlinin elinden düşmeyen ve hadis ilminde talebelerin başucu kitabı olan El-Cevahiru’l-Lüluiyye kitabı, Erbain Neveviyye metni üzerine yazılan şerhlerin içerisinde en çok okunan ve kabul gören bir eser olmuştur. İmam Nevevi Hz.lerinin kırk hadisten oluşan metni üzerine, her hadise yaptığı şerhlerle farklı konular ortaya çıkararak kapalı konuları ve anlaşılmayan yerleri şerh eden kitap Üstad Mahir Osman’ın tahkikiyle Hâşimi Yayınları tarafından ilim ehlinin istifadesine sunuldu.
358.05 ₺ -
-
İhtimam Arapça Konuşma Sanatı 1
Arapça, Allah-u Zülcelâl Hazretlerinin kullarına hitap ettiği lisanların en sonuncusudur. Belagatiyle mucize arz eden Kuran-ı Mübinin lisanıdır. Muazzam bir kelime haznesi vardır. Kelime zenginliği kadar, kaide zenginliği bakımından da hiçbir lisan ona yaklaşamaz. Dillerin en zengini, en faziletlisi ve en muhteşemidir. Ayrıca Efendimiz (sallallahu aleyhi ve selllem)’in meramını kendisiyle ifade ettiği lisandır. Bu lisanı konuşmakla kişi, en derin bir hayranlık duyduğu en sevgili Efendisine daha fazla benzemiş olur. Hatta “O olsaydı bu kelimelerle konuşurdu” niyetiyle amel eden kişi ecr u mesûbâta nail olacaktır. Şeriatı derinlemesine anlamak Arapça dilini derinlemesine anlayabilmeye bağlıdır. Bu itibarla, bu lisanı öğrenmek Müslümanlar için farz-ı kifaye mertebesindedir. Bir dili anlamak ile o dili konuşmak ayrı ayrı iki ilimdir. Aynı okumak ve yazmak gibi... Okumasını öğrenmiş olan bir kimse, yazmasını bilemeyebilir. Yazabilmek için ayrı bir eğitim alması gerekir. Keza, bir dilin kaidelerini öğrenerek onu anlayabiliyor olmak, anladığı miktarda konuşabiliyor olmayı gerektirmez. Bunun için ayrı bir eğitim alınması gerekir.
250.00 ₺ -
-
Kamusı Türki Büyük Boy Nadir Eserler Kitaplığı
Osmanlı’nın son devir yazarlarından Şemseddin Sami tarafından büyük bir titizlikle hazırlanan Kâmûs-ı Türkî isimli eser, Türkçenin derli toplu ilk sözlüğüdür. Kelimelerin tertibi hususunda yeni bir anlayış ve modern dilbilimi metotlarını esas alan müellif; Türkçe, Arapça ve Farsça asıllı kelimelerde alfabetik sıraya riayet etmiş, kelimeleri, harekeleri dikkate almadan elifba sırasıyla vermiştir. Sözlükte yer alan 29 bin civarındaki kelimenin yaklaşık üçte biri Türkçe, geri kalanı Arapça, Farsça, Fransızca, Rumca, İtalyanca ve diğer yabancı dillerden Türkçeye giren kelimelerdir. Şemseddin Sami’ye göre bir lügatin, ait olduğu dilin kelime servetini gerçek bir surette gösterebilmesi için, o dilin aslî kelimeleriyle birlikte, kullandığı yabancı kelimeleri de göstermesi gerekir. Bu hâliyle Şemseddin Sami’nin, Kâmûs-ı Türkî’si sadece ismiyle değil, ilkeleri açısından da bütün Osmanlı sözlüklerinden ayrılır ve hâlen Türkçenin en zengin lügatlerinin başında gelir. Sultan İkinci Abdülhamid Han’ın tahta çıkışının 25. senesine ithaf olunarak 1901’de basılan Kâmûs-ı Türkî, Türk dilinin bir asırdır ellerden düşmeyen baş lügati haline gelmiştir. “Lügatlar lisânın hazinesi mesabesindedir.” diyen Şemseddin Sami’nin klasikleşen bu eseri, Osmanlı Türkçesini asli kaynağından öğrenmek isteyen herkesin, özellikle; akademisyenler, araştırmacılar, avukatlar, öğretmenler ve talebelerin el altında bulundurmaları gereken kaynak bir lügattir. Nadir Eserler Kitaplığı markasıyla yayınladığımız Kâmûs-ı Türkî, ehemmiyetine binaen orta boyda, gayet gösterişli bir cild ve kaliteli kâğıda basılmıştır. Ayrıca müellifin hayatı ve eserleri hakkında geniş bir makale ile Şemseddin Sami’nin eser için yazdığı takdimin (ifade-i meram) günümüz Türkçesine çevirisi de ilave edilmiştir.
1393.00 ₺ -
Edebüd Dünya ved Din Termo Deri Tek Cilt
Kendisinden sonra gelecek İmâm Gazalî ve Hatîb el-Bağdadî gibi büyük isimleri etkilemiş olan İmâm Mâverdî'nin, fakih titizliğiyle yazıp yüzlerce hikmetli söz ve şiirle süslediği ahlak, siyaset ve öğüt kitabıdır. Mâverdî üstün zekâsı, tevazusu, feraseti ve edebiyle övülmüş; eseri İbnü'l-Cevzî, İmâm Zehebî, İbni Hacer gibi büyük âlimler tarafından tam güvenle tavsiye edilmiştir. Ahlak kütüphanesinin baştacı bu eser, nefis bir tercümeyle şimdi Türkçe'de.
1088.00 ₺ -
-
İş Makineleri Boyama Zamanı - Taşıtları Tanıyalım
Taşıt türlerini çocuklarımıza öğretecek, boyama etkinliğiyle motor becerilerini geliştirecek, yaş grubuna uygun çizimleriyle eğlendirecek bir boyama kitabı dizisi: Taşıtları Tanıyalım! Taşıtları farklı türlerine göre sınıflandıran dizinin bu kitabında çocuklarımız, İş Makineleri ile tanışacak.
28.00 ₺ -
Dedemden Mektuplar Set - (10 Kitap)
Çocukların bitmek bilmeyen soruları dinî konularda olunca cevaplanması çok daha zordur. Ancak çocukların merak duygusuna sahip olmaları, onların öğrenmeleri, kendilerini geliştirmeleri, dünyayı keşfetmeleri açısından çok çok önemlidir. Çocukların tabiat, iman, ibadet, ahlak, peygamberler, cennet, cehennem, ahiret, inançla ilgili sordukları sorulara, ömrünü Allah'ı anlatmaya adamış Hekimoğlu İsmail'in verdiği cevaplardan oluşan rengarenk resimli Dedemden Mektuplar dizisini çocuklar ellerinden düşüremeyecekler.
525.00 ₺ -
Bostan Ve Gülistan
Bostan ile Gülistan, İslâm bilgeliğinin Batı’ya açılan ilk kapısı oldu. Avrupa dillerine ilk defa bu iki kitap tercüme edildi. Batılı aydınlar ilk önce işte bu kitap sayesinde İslâm dininin yüceliğini, Peygamberimiz’in büyüklüğünü ve Doğu’nun hârikulâde bilgeliğini okuyup öğrendiler. Fransa’nın dev şair ve yazarlarından Victor Hugo ile Lamartine, Peygamberimiz hakkındaki o eşsiz övgü dolu yazı ve şiirlerini bu kitabı okuduktan sonra yazdılar. Almanların her zaman iftihar ettikleri şair ve yazarları Goethe, Peygamberimizi göklere çıkaran o uzun şiirini, bu kitabı ve bunun hemen ardından çevrilen İslâm klasiklerini okuduktan sonra kaleme aldı. Dünyanın en önde gelen şaheserlerinden olan bu kitap, verdiği öğütler, anlattığı hikâyeler, olaylar ve kıssalar aracılığıyla okuyucusuna hayatta huzurlu ve mutlu olabilmenin bütün yollarını öğretir. Bazı şeytanî medyanın içimizi kararttığı ve bunalttığı günümüzde bu kitap, okuyucusunun gönlünü ferahlatır; bunalan ve daralan ruhumuzda sadece klasik İslâmî eserlerin verebildiği o psikolojik ve psikanalitik tedaviyi sağlar.
255.50 ₺ -
Göğü Yere İndirelim
“Buradaki işim bitti. Yıkılacak yeni duvarlar bulabilmek için artık uzaklara uçmalıyım.” Durmadan başını belaya sokan Deniz, ailesinin de isteğiyle bir Öğrenci Değişim Programı'na katılır. Fakat bir yanlışlık sonucu kendisini Afrika’da bir kabilede bulur… Peki ya Deniz kabile yaşantısına uyum sağlayabilecek midir? Bu yolculuğun sonunda gerçekten bir değişim yaşayacak mıdır? Yoksa babasının anlattığı masalda geçen, yükseklerde kanat çırparak denizin ortasındaki duvarı görünmez kılan alaca kuş, Deniz’in yaşamına da mı konacaktır? Bu yolculukla birlikte dostluğun, kardeşliğin, birlikte yaşamanın ve paylaşmanın önemini kavrayacak Deniz, bizi de gökkuşağının ardına; umuda ve sevgiye götürecek...
129.50 ₺ -
Alma ve Yedi Canavar
Her gün olduğu gibi yine bir gece Alma, odasında zifiri karanlıkta oturmaktadır. Her zaman evdeki lambadan ya da dışarıdaki bir sokak lambasından küçük bir ışık şeridi süzülürdü ama o gece Alma daha önce hiç olmayan bir şey ile karşılaşmıştı. Onlardan değil dünyadan korkması gerektiğini söyleyen yatağının altında yaşayan canavarların geri kalanıyla tanışmıştı; onlar aslında Alma’yı korumak için oradaydı. Bir, ayağını zar zor ölçer ve tehlikeli görünmez. İki, büyük ve bir ton ağırlığında. Üçüncünün sarı gözleri var. Dört, renkli halkalı uzun bir kuyruk. Beş, kulağa fısıldama konusunda uzmandır. Altı, ağlamayı kesmeyecek. Yedi, küçük görünür ama bir ampul kadar büyüyebilir. Futbol topu kadar büyük. Oturma odasındaki televizyon kadar büyük. Bu yedi yaratık (bazıları korkunç, diğerleri görünüşte zararsız) Alma'nın yatağının altında yaşar ve geceleri onun ışığını, hayallerini ve umutlarını çalmak için dışarı çıkarlar. Alma, kimsenin gerçek olduklarına inanmayacağı korkusuyla ailesiyle veya arkadaşlarıyla bunlar hakkında konuşmaya cesaret edemez. Ama Alma'nın bilmediği şey, onların yalnızca birlikte savaşılabilecek canavarlar olduğudur. Iria G. Parente ve Selene M. Pascual, gençler için bu duygusal alegoride depresyonu ele alıyor.
155.40 ₺ -
Anı Hırsızları
Cyan, kendini bildi bileli kötü anıları unutturulan onlarca çocukla birlikte Başkabiryer’de yaşar. Sorgulamanın yasaklandığı bu terk edilmiş adada, geçmişinin karanlığından korunduğuna inanır. Fakat bir gün bir balina iskeletine kazınmış gizemli bir not bulur ve neyi unuttuğunu merak etmeye başlar. Aynı gün sığınağa getirilen biri unutturma tedavisine direnç gösterir ve acı verici de olsa hatıralarına sıkıca tutunur. Görevliler, geçmişini hatırlamasını engellemek için yeni arkadaşına daha sert tedaviler uygulamaya başladığında Cyan, Başkabiryer’in sandığı gibi olmadığını anlar. Kendisi ve sığınak hakkındaki gerçekleri öğrenmek ve arkadaşlarını kurtarmak üzere tehlikeli bir göreve çıkar. Çok sevilen Çöpçüler kitabının yazarı Darren Simpson’dan soluk soluğa bir özgürlük mücadelesi hikâyesi.
199.80 ₺ -
Kuranda Karakter İnşası
Modern çağda ulvi yönelişini kaybeden insan, tarihte yaşanan cahiliye devirlerini aratacak derecede özünden kopmuş, Yüce Yaratıcı'nın bahşettiği erdemleri elinin tersiyle bir kenara itmiş, süfli hedefleri doğrultusunda inşa ettiği profan dünyada nefsi ve şeytanıyla baş başa kalmış ve böylece dünyayı kendisine zindan etmiştir. Artık insan, içine düştüğü bu buhrandan kurtulmak için özeleştiri yapmak, kendisini yeniden tanımak ve tanımlamak, maddî ve manevî varlığını; olumlu ve olumsuz yönlerinin farkında olarak en sahici ve samimi bir biçimde yeniden inşa etmek zorundadır. Bunu yaparken de kendisini bir amaç doğrultusunda yaratan, onun zafiyet ve erdemlerini en iyi bilen Yüce Yaratıcı'nın hakikat çağrısı olan Kur’an’ın ışığında hareket etmek mecburiyetindedir. Çünkü vahye alternatif olarak ileri sürülen seküler ‘izm’ ve ideolojilerin, insanlığı günbegün nasıl bir uçurumun kıyısına sürüklediği artık herkesçe malumdur. İnsan, nasıl ki, sağlıklı bir hayat için havaya, suya ve gıdaya muhtaç ise mutlu ve faziletli bir yaşam için de vahye muhtaçtır. O, kendi varlığını, var edicisinden; fazilete giden yoldaki tekâmülünü de vahiyden ve Hz. Peygamber'in rehberliğinden bağımsız düşünemez, düşünmemelidir. Tefsir ilminin yanı sıra Din Psikolojisi ve Din Eğitimi gibi alanlardan da istifade edilerek kaleme alınmış inter disipliner bir çalışma olan Kur'an'da Karakter İnşası'nda Doç. Dr. Yasin Pişgin, vahyin karakter inşa metodunu "aklın inşası", "kalbin inşası" ve "davranışların inşası" olmak üzere üç ana başlık altında derinlemesine analiz ederken modern devrin insanına, ahlakî erdemlere ulaşma ile sonuçlanan tatbiki bir metot sunuyor.
292.00 ₺ -
Nur Suresi Tefsiri Ve Hükümleri
Nur suresi; itikattan ibadete, nüzul sebeplerinin çokluğundan ahkam ayetlerinin yoğunluğuna, aile ve sosyal ilişkilerden kişilik analizlerine varıncaya kadar birçok kişisel ve toplumsal mevzuyu ihtiva etmektedir. Bilhassa "Temiz ve ahlaklı bir toplumun" nasıl tesis edileceğinin şifrelerini sunmaktadır. Nur suresi; "Aile nasıl kurulur, nasıl korunur?" öğretisinin kaynağı durumunda olup, modernleşme bahanesiyle dejenere edilmiş aile müessesesinin nasıl ihya edileceğini nokta atışı ile ifade etmektedir.Nur Suresi; asrımızın en büyük sorunlarından biri olan ahlaki çöküntüye parmak basmakta, "Ahlak; kalpte bulunan imanın dışa yansımasıdır." mesajını vermektedir. Tesettürün ve tesettür ahlakının, toplumun ahlaki değerleri ile ne denli büyük bir bağlantısının bulunduğunu ifade etmekte ve bu ahlak İlkesiyle insanlığın yolunu aydınlatmaktadır.Hülasa; "Nur Suresi" çağımızın problemlerine evrensel Çözümler sunmakta, mutlu ve huzurlu yaşamanın köşe taşlarını gözler önüne sermektedir.
475.00 ₺ -
Ahi Bir Ahi Evran Romanı
Bu kez sana, bütün bu derdime bir dert daha katıp birini anlattım. Hatta şöyle bir cümle kurdum kitabın içinde; “Kitaplar bazen birilerini hatırlatmak için değil başka birilerini unutturmak için yazılır ama biz bilmiyoruz diye onlar yok mânâsına gelmez ki.” İşte bu sefer öyle birini anlattım sana; Ahî Evran’ı. Elbette ismini duydun ve biliyorsun. Ama o kadar. Aslında kimdi? Neden önemliydi ve neden unutturuldu? Pek çoğuna cevap verebilirim belki ama hepsine değil. Zira dedim ya “söylemediklerim de var.” … Zamanı aşacak bir hikâyem var sana anlatacağım. Bugünü, dünü ve maziyi bir arada bulacağın bir hikâye.
182.00 ₺ -
Kızılelma 2 Büyük Kartal
Tarih keyfî değerlendirmelere tâbi tutulacak olaylar değildir. Tarih gerçeklere dayanmadığı takdirde hiçbir menfaat içermez. Nizam-ı Âlem maddeleri hakkında “kardeş katlidir” demek, gerçekten doğru bir tespit midir? Çandarlı Halil neden idam edilmiştir? Osmanlı Devletinde askerin ilk isyanı neden olmuştur? Fatih Sultan Mehmed gerçekten Hıristiyanlığa meyletti mi? Râfizîlerin ortaya çıkmasında Yahudilerin etkisi nedir? Şah İsmail kimdir? Yavuz Sultan Selim babasını neden tahtan indirdi? Din, vatan, devlet ve millet kavramları hassas bir denklemdir. İslâm hukukundaki kurala göre, zaruretler haramları mubah kılar. Şah İsmail İran’ın o günkü başkenti Tebriz’e girerken, zeytinyağı ile kaynar kazanlarda beş bin ehlisünnet Müslümanı “Hamdırlar, pişmeleri lazımdır.” diye yakarken... İsfahan’da Osmanlı elçilerine gövde gösterisi yapmak için Şah İsmail taraftarları minareden aşağı atlayarak meydan okurlarken... Şah İsmail kendi annesinin ölüm emrini verecek kadar gözü kararmışken... Türkmen reislerinden Murad Bey’i şişe geçirip kebap yaparken... Câmileri tahrip edip Kur’ân-ı Kerim’i ayaklar altında çiğnetirken... Özbek Hükümdarı Şeybek Han’ı öldürüp kafatasını Osmanlı padişahına gönderirken... Dulkadir topraklarına saldırıp katliam yaparken... Tokat’ta Şah İsmail adına hutbe okunurken... İran’da bir Şîa devleti kurulurken... Hasta ve yaşlı olan bir baba, kimi yerde tepkisiz, kimi yerde yetersiz abileri ve sorumluluk anlayışından yoksun olan vezirlere karşı Şehzade Selim nasıl davranmalıydı? Şartların normal olmadığı yerde elbette süreç de normal olmayacaktı. Bir babanın tahttan indirilmesi ne kadar dramatikse; din, vatan, devlet ve millet denkleminin bozulması daha da dramatik ve hassastır. Takdiri okuyuculara bırakıyorum, ama adalet ve insafı terk etmeden!
156.00 ₺ -
Riyazüs Salihin Kelime Manalı 5 Cilt Takım
Riyazüs Salihin Tercümesi Geniş İzahlı ve Kelime Manalı olarak hazırlanmıştır. Bu kitap, kutup yıldızı gibi insanlara gideceği yönü gösteren bir rehberdir. Ayet ve hadislerle Allah yolunu tarif eden bu kitaba uyanlar, Allah ve Resûlünün yolunda devam ederler. Riyâzü’s Sâlihîn, sâlihlerin bahçeleri demektir. Salihler, hakkıyla Allah’a kul ve resûlüne ümmet olarak yaşayan kimseler demektir. Bu güzide kitabı tercüme etmekle, sizlere sâlihlerin bahçelerine girmenin ve o güzel insanların amelleri gibi amel etmenin tarifini vermiş oluyoruz. Riyazüs Salihin'i kaleme alan zatın nasıl mübârek bir zat ve nasıl bir alim olduğunu ise önsözde görebilirsiniz.
1750.00 ₺