-
Empusyon
Eylül 1913. Birinci Dünya Savaşı arifesinde tüberkülozdan mustarip Mieczysław Wojnicz tedavi amaçlı Görbersdorf kasabasındaki bir sağlık merkezine, Avrupa’nın dört bir yanından hastaları ağırlayan Beyler Konukevi’ne gelir. Her gün hastalarla yemek salonunda toplanıp dönemin büyük meselelerini tartışırlar: Savaş çıkacak mıdır? Monarşi mi yoksa demokrasi mi daha iyidir? Şeytanlar var mıdır? Kadınlar doğuştan aşağı varlıklar mıdır? Bu sırada konukevinde ve çevresinde tuhaf şeyler ardı ardına yaşanmaktadır. Birileri ―ya da bir şey― onları izliyor, bu kapalı dünyaya sızmaya çalışıyordur. Erkekler konukevinin çevresinde yaşanmış tuhaf olayları dinledikçe günbegün korkularına yenik düşerler. Wojnicz hem kendi gerçeklerini hem de dört yanını kuşatan uğursuz güçlerin gizemini çözmeye çalışırken onların bir sonraki hedeflerini çoktan seçtiklerini fark etmez. Olga Tokarczuk okurunu ilk sayfasından itibaren yükselen ritmi ve gerilimiyle merak uyandırıcı, büyülü ―yer yer rüya gibi― bir yolculuğa çıkarırken insan varoluşunun temel sorunlarını ve toplumsal cinsiyet rollerini masaya yatırıyor. Büyülü Dağ’ın yayımlanmasından bir asır sonra Olga Tokarczuk, Thomas Mann’ın topraklarını yeniden ziyaret ediyor ve doğa-insan, yaşam-ölüm gibi izlekleri felsefesiyle harmanlayarak bu topraklara sahip çıkıyor. Empusyon, Olga Tokarczuk’un Nobel Ödülü’nden sonra merakla beklenen ilk romanı… “Muhteşem bir yazar.” ―Svetlana Alexievich “Tokarczuk ile birlikte, Nobel sadece bir kadın yazarı seçmedi, yüzyılının sesini seçti. Olga Tokarczuk, şiirsel üslubu ve akılda kalan hikâyeciliğiyle dönemine iz bırakan bir yazar.” ―Didier Jacob, L’Obs “Empusyon, sadece kadın şovenizminin bir eleştirisi olarak değil, aynı zamanda modern toplumlarda dayatılan toplumsal cinsiyet rolleri aracılığıyla insanları hâlâ damgalayan baskı biçimlerinin bir eleştirisi olarak da okunabilir. Bu roman, okuru kendini güvende hissetmeye alışkın olduğu alanların çok ötesine taşıyan bir hayal dünyasına davettir.” ―Onet Kultura
203.50 ₺ -
Bana Yarınları Anlat
Daha yirmi sekizinde çiçeği burnunda bir savcı: Zehra... Cesur ve günahtan korkan, adaleti zedelemekten çekinen tavrıyla bazılarını öfkelendirse de anlamlı ve tehditkâr bakışlara katiyen pabuç bırakmıyor. Yıllanmış bir düşmanlığın gölgesinde yaşayan iki belde: Ören ve Çınarlı... Ve hayatları geçmişin sancılarıyla lekelenmiş, kaçınılmaz ayrılıklara mahkûm edilmiş insanları... Kimi çevirdiği dolaplarla gününü gün ederken kimi hayatın onun da yüzüne güleceği anı bekliyor. Zehra'nın gelişi dengeleri nasıl değiştirecek? Yıllardır gün yüzü görmeyen sırlar nihayet açığa çıkacak mı? Ya kalbimiz, en dara düştüğünde bile umutla atmaya devam eder mi? Elli yılı aşan yazarlık kariyeri boyunca eserleriyle okurun kalbinde derin izler bırakan Ahmed Günbay Yıldız'dan suç ve masumiyet kavramları üzerine yüreklere işleyecek yepyeni bir roman: Bana Yarınları Anlat...
148.00 ₺ -
Yaralı Damat
Patriyarki kadın ve erkeği birbirinden nasıl uzaklaştırdı? Aradaki farkı kapatma çabalarımız neden başarısız oluyor? Bilinçdışı dinamikleri anlamak neden önemli? Rüyalarımız kendimizi, ilişkilerimizi, gezegenimizi iyileştirmede bize nasıl yol gösterebilir? Bunlar bu kitapta ele alınan sorulardan birkaçı.Jungiyen analist, mitopoetik yazar, şair ve aktivist Marion Woodman, bu kitapta her bireyde mevcut olan erillik ve dişilliği, içsel bir ahenge ulaşmaya çabalayan iki enerji olarak ele alıyor ve bunların gelişimine odaklanıyor. Bu enerjilerin başkalarına yansıtılması halinde sekteye uğrayan olgunlaşma sürecinden ve çalınan özgürlükten bahsediyor. Yaralı Damat, kendi alanında bir çığır açarak patriyarkinin ruhsallığımız üzerindeki etkisini keşfe çıkıyor. İçsel dinamiklerle kurulan sakatlayıcı ilişkinin bir kadının (ve erkeğin de) kendine bakışını hangi yollardan baltaladığını; manevi hayatını nasıl yoksunlaştırdığını ve onu nasıl kendi gerçekliğini savunamaz hale getirdiğini inceliyor. Bilinçdışının sağaltıcı dinamiklerini göstermek için şiir, mit, rüya analizi ve kişisel deneyimlerinden aldığı güçlü imgeleri kullanan Woodman, içimizdeki eril ve dişil parçaların entegrasyonuna duyduğumuz açlığı birden fazla düzeyde besleyen, zekâmıza olduğu kadar duygularımıza da hitap eden bir içerik sunuyor. Ülkemizde Jungiyen psikoloji metinlerinin çoğalmasında azımsanmayacak bir katkısı olan Özgür Ertana’nın özenli çevirisi, notları ve önsözüyle…
196.10 ₺ -
Karaltı Çetesinin Peşinde - İstanbul Dedektifleri
İlk kitapta haritayı ararken kendilerini Karaltı Çetesi’nin kirli oyununun içinde bulan Bilgin, Bilge ve Bora, bu kez onların peşinden gidiyor! Ancak çetenin yapacağı büyük hırsızlığı önleyebilmek için çözmeleri gereken bilmeceler var. Acaba İstanbul Dedektifleri, İstanbul’un tarihî yarımadasında zamanla yarışırken bu işi başarabilecekler midir?
70.00 ₺ -
Kayıp Haritanın Peşinde - İstanbul Dedektifleri
Bilgin, Bilge ve Bora… Üç kardeş, İstanbul’un tarihî güzelliklerini görmek için gittikleri istanbul’da kendilerini, heyecanlı ve bir o kadar da tehlikeli bir maceranın içinde bulurlar. Yıldız adında birinden Bilgin’e gelen bir mail, onları ne olduğunu bilmedikleri bir haritanın peşine düşürecek ve sonrasında olaylar hiç beklemedikleri şekilde gelişecektir. Tabii, İstanbul’un eşsiz güzelliği eşliğinde!..
70.00 ₺ -
Profesörün Sırrının Peşinde - İstanbul Dedektifleri
İstanbul Dedektifleri yine iş başında! Bilgin, Bilge ve Bora… Üç kardeş, Karaltı Çetesi’nin yeni soygunlarını önlemeye ve onları yakalamaya çalışıyor. Ama bu kez onları daha fazla düşündüren başka bir konu var: Bilgin’le bu kadar benzerlik taşıyan Profesör kim? Neden kimliğini onlardan gizliyor? Karaltı Çetesi'neden Profesör’le uğraşıyor? Kahramanlarımız sorularına cevap bulabilecekler mi? Karaltı Çetesi'ni yakalayabilecekler mi? İşte hepsi bu kitaplarda çözülüyor!
70.00 ₺ -
Tehlike Peşimizde - İstanbul Dedektifleri
Profesör amcaları tanışan Bilgin, Bilge ve Bora çok mutlular… Amcalarını ziyarete İstanbul’a geliyorlar. Fakat bir sorun var. Havalimanında onları karşılayacak olan amcaları ortalıkta yok. Tek bildikleri, son romanını yazmaya çalışan amcalarının bir gazeteye verdiği röportaj… Profesör nerede? Onu kimler kaçırdı? Bu işin arkasında hapse tıktıkları Karaltı Çetesi’nin üyeleri olabilir mi? Kahramanlarımız, profesör amcalarının bıraktığı izleri takip ederek hem onu hem de İstanbul’u kurtarabilecekler mi? İşte bütün gizem bu kitapta çözülüyor!
70.00 ₺ -
Ayı Dönüyor
Ayı, yavaşça yana çekildi. Ve orada, mağaranın görünmeyen derinliklerinden dört dengesiz pençe üzerinde sallanan küçük bir kutup ayısı yavrusu çıktı. April, Ayı Adası’ndan döneli bir yıldan fazla olsa da, Ayı hakkında düşünmeyi hâlâ sürdürüyordu. Svalbard’da bir ayının vurulup yaralandığını duyduğu zaman, o ayının kendi ayısı olduğundan emindi. Yapması gerekenin ne olduğunu biliyordu: Babasını ikna etmeli ve kutuplarda Ayı’yı aramaya çıkmalıydı. Bütün engellere rağmen bunu başarınca, April kendisini yine buz gibi bir maceranın içinde buldu.
119.00 ₺ -
Kıyamet Anahtarı
Fatih Camii’nin bahçesinde meydana gelen göçüğün derinliklerinde efsanevi Havariyyun Kilisesi’ne çıkan bir dehliz keşfedilir. Eşini acı bir kazada kaybettikten sonra Asperger sendromlu küçük oğluyla hayata tutunmaya çalışan arkeolog Aras, burada ekibiyle yaptığı çalışmalar sonucunda gizemli bir oda ve eşsiz eserlerle karşılaşır. Bu tarihî eserler Hristiyanlık tarihini baştan sona değiştirebilir, uluslararası krizlere sebebiyet verebilir, hatta belki de dünyanın sonunu getirecek savaşların çıkmasına neden olabilir... Aras bu eserleri koruması gerektiğinin farkındadır fakat işler beklediği gibi gitmez. Artık hem kendisinin hem de sevdiklerinin hayatı tehlike altındadır. Binlerce yıldır hemen her ülkede farklı biçimlerde faaliyet gösteren, Vatikan’a da sızan uluslararası bir örgüt de bu eserlerin peşindedir ve amaçlarına ulaşmak için her türlü kötülüğü yapmaktadır. Aras, ipuçlarını, tarihi, mimariyi, coğrafyayı, geçmişi ve en önemlisi, oğlunun sandığı görünce söylediklerinin peşinde gerilim dolu sürükleyici bir maceraya atılır. İstanbul’un sokaklarından yer altı dehlizlerine, Vatikan’dan Roma’ya, Konstantinopolis’ten Yedi Kilise bölgesine uzanan bu kovalamacada zamana karşı yarışan Aras aynı zamanda sevdiklerinin canını da korumakla yükümlüdür. Hakan Sökmen, yeni romanı Kıyamet Anahtarı’yla okuru tarih, mitoloji, komplolar eşliliğinde, gizemli ve heyecanlı bir yolculuğa davet ediyor.
129.50 ₺ -
Aydan Daha Uzakta
Astronot olmak, on üç yaşındaki Houston Stewart’ın en büyük hayali. Genç Astronot Yetiştirme Programı’na kabul edildiğini öğrendiği zaman, bu hayalinin gerçekleşmeye çok yakın olduğunu düşünen Houston, program için ayrılırken erkek kardeşi Robbie’yi geride bırakmanın üzüntüsünü yaşar. Programın kardeşi Robbie için uygun olmayabileceğini fark eden Houston, her astronotun yapacağı gibi, gerçekleşmesi imkânsız olduğu düşünülen bir hayali gerçekleştirmek için işe koyulur. “Bu kitapta iki güçlü sevgi var: biri uzaya olan sevgi ve diğeri de kardeş sevgisi. İki sevginin hikâyesi de her yaştan okuru derinden etkileyecek.” -Gary D. Schmidt, Newbery Onur Ödüllü Yazar “Ay’dan Daha Uzakta, kendini yetersiz görmenin üstünden gelme, kucaklayıcı olma gibi konuların ele alındığı sıcacık bir öykü. Elinizden bırakamayacaksınız.” -Hayley Arceneaux, Astronot “Yazar, tüm ailevi sorunlarla birlikte insan olmanın zorluklarına nazikçe değinmiş.” -Robert L. Stewart, Astronot “Ay’dan Daha Uzakta, işler yolunda gitmeyince yeni fikirler üreten, verdiği sözü tutmak için imkânsız gözüken yolda ilerleyen yaratıcı bir başkarakterin olduğu bir kitap. Dünyalar kadar sevdim!” -Lynne Kelly, Song For a Whale’in yazarı
182.00 ₺ -
Gölgeli Kuranı Kerim Kalemi 0.5 Siyah Silinebilir
Gölgeli Kuranı Kerim Kalemi 0.5 Siyah YAZIN, SiLiN, TEKRAR YAZIN! Benzersiz mürekkep teknolojisi ve modern tasarımıyla deneyenler asla vazgeçemiyor. Kurşun kalem rahatlığıyla kitaplarınızın, ajandanızın üzerine not alabilir, dilediğinizde silebilirsiniz. Özel geliştirilmiş Metamo mürekkebi ve arkasında yer alan kauçuk silgi sayesinde yazınız sürtünmenin yarattığı ısıyla görünmez olur, -20 C’degeri gelir. Paslanmaz çelik uç içerisine yerleştirilmiş tungsten karpit alaşımdan oluşan bilye darbeye ve aşınmaya karşı ekstra dayanıklı, kesintisiz yazım olanağı sağlar. Orijinal, modern, çarpıcı gövde tasarımı. https://www.kitapkalbi.com/golgeli-kurani-kerim-yazi-mushafi https://www.kitapkalbi.com/golgeli-kuran-yazi-mushafi-beyrut-baski https://www.kitapkalbi.com/golgeli-amme-cuzu
50.60 ₺ -
İnsanı Tanıma Sanatı
"Bu kitap, Bireysel Psikoloji’nin temellerini okuyuculara anlatmayı amaçlayan niteliktedir. Aynı zamanda bu prensiplerin kişinin sadece dünyayla ve çevresiyle olan ilişkilerini değil, kişisel yaşamını düzenleme konusundaki günlük ilişkilerini nasıl etkilediğini pratiğe dökme amacını taşır. Kitap, Viyana'daki Halk Enstitüsü'nde bir yıl boyunca, her yaş ve meslekten yüzlerce kadın ve erkeğe verilen derslerden esinlenerek hazırlanmıştır. Kitabın amacı, bireyin hatalı davranışlarının toplumsal yaşamın uyumuna nasıl etki ettiğini vurgulamaktır. Aynı zamanda bireyin kendi hatalarını öğrenmesine yardımcı olmak ve son olarak da toplumsal yaşama uyum sağlamak için nasıl daha bilinçli bir şekilde ilerleyebileceğini göstermektir. İş hayatında veya bilimde yapılan hatalar pahalıya mal olabilir ve çok üzücüdür. Ancak yaşamın yönetilmesiyle ilgili hatalar genellikle yaşamın kendisi için tehlikeli olabilir. Bu kitap, kendi doğasını daha iyi anlama yolundaki insanın yolculuğuna ışık tutma amacını taşır." Alfred Adler
92.50 ₺ -
Mucizevi Tatlıcılar (Ciltli Şömizli)
Kara Kış Hiç Bu Kadar Tehlikeli Olmamıştı İkiz kardeşini küçük yaşta kaybeden Thomasina, onu tekrar görebileceğini söyleyen Inigo ile tanışınca başta her şey rüya gibi gelir. Soğuktan donan nehir üzerinde insanlar panayır kurmuşken, bir de insanların üzüntüsünden beslenen Kış Baba’nın panayırı vardır ve Thomasina’nın üzüntüsü, Kış Baba’nın bugüne kadar gördüğü en derin üzüntüdür.Inigo’nun ona söylediği her şeyi yerine getiren Thomasina, hâlâ kardeşine ulaşamayınca bir şeylerin ters gittiğini anlar. Ve vücudunun her yerini, Kış Baba’nın panayırındaki insanlar gibi kar taneleri kaplamaktadır. Kendisini ve diğer insanları kurtarmak için, arkadaşları Anne ve Henry ile Öteki Buz Panayırı’nın ardındaki gerçeği öğrenmek zorundadırlar.
224.00 ₺ -
Mucizevi Tatlıcılar
Kara Kış Hiç Bu Kadar Tehlikeli Olmamıştı İkiz kardeşini küçük yaşta kaybeden Thomasina, onu tekrar görebileceğini söyleyen Inigo ile tanışınca başta her şey rüya gibi gelir. Soğuktan donan nehir üzerinde insanlar panayır kurmuşken, bir de insanların üzüntüsünden beslenen Kış Baba’nın panayırı vardır ve Thomasina’nın üzüntüsü, Kış Baba’nın bugüne kadar gördüğü en derin üzüntüdür.Inigo’nun ona söylediği her şeyi yerine getiren Thomasina, hâlâ kardeşine ulaşamayınca bir şeylerin ters gittiğini anlar. Ve vücudunun her yerini, Kış Baba’nın panayırındaki insanlar gibi kar taneleri kaplamaktadır. Kendisini ve diğer insanları kurtarmak için, arkadaşları Anne ve Henry ile Öteki Buz Panayırı’nın ardındaki gerçeği öğrenmek zorundadırlar.
171.50 ₺ -
Malma İstasyonu
Bir tren, enfes bir yaz manzarasında hızla ilerliyor. Yolcular arasında evliliklerinde kriz yaşayan bir çift, bekâr bir baba ve küçük kızı ile annesinin geride bıraktığı gizemin cevabını arayan bir kadın var. Hepsi Malma İstasyonu’na gidiyorlar ve ne onlar ne de okur kaderlerinin nasıl iç içe geçtiğini, nasıl görünmez ağlarla birbirlerine düğümlendiklerini biliyor. Esrarengiz Harriet, kontrol tutkunu Oskar ve arayış içindeki Yana –her biri, noktaları birleştirmeye çalışırken bir önceki zamanın izlerini taşıyor. Kuşaklar üzerinden yalnızlıklar, travmalar ve psikolojik bagajlarıyla tamir edilemez ilişkilerin dağıttığı bir ailenin hikâyesi Malma İstasyonu. Kendine özgü kurgusuyla zamanda hızla ilerleyen bir tren Malma İstasyonu; her bölümü bir sonrakine eklemlenen bir kompartıman. Alex Schulman, miras geçmişin izini sürerek ebeveyninin hatasını yüklenmek zorunda kalan çocukların hikâyesinin peşinde yine… “Alex Schulman ikinci romanı Malma İstasyonu’nda yine çocukluğunun travmalarına dönüyor: Güvensiz babalar, yok anneler, yabancılaşmış çocuklar. Her şey iktidarsızlık, ulaşılamazlık ve kayıp soluyor. [...] Schulman kendini yürek parçalayıcı bir şekilde, sürekli babasını gözlemleyen ve onun için her şeyi ‘daha iyi’ yapmak isteyen küçük, melankolik Harriet’ın yerine koyuyor.” –Parool “Çok az erkek yazar kadınları, Schulman’ın erkekleri tasvir ettiği kadar iyi tasvir etmeyi başarabilir. Çok azı onun Malma İstasyonu’nda yaptığı gibi karmaşık bir ağ örebilir, ipleri doğru sırada ve doğru hızda çözerek okurun duygularını başından sonuna kadar dinamik tutabilir. Kalbim hızla çarpıyor, nefesim kesiliyor ve tüylerim diken diken oluyor. [...] Bugüne kadar okuduğum en can yakıcı hikâyelerden biri.” –Dagbladet
148.00 ₺ -
Rahlede Başlayan Sevda
İslam dininin en büyük şiarlarından olan Kur'an-ı Kerim'i öğrenmek, talim ve tecvid üzere okumak ve onu ezberlemenin en kolay ve kalıcı yaşı ikinci çocukluk dönemidir. Çocukluğumuz öyle bir hazinedir ki; içinde barındırdığı duygu ve davranışlar bizim ileride nasıl bir birey olacağımızı ortaya koyar. Davranışta disiplin, duygu da özgür ruhlu yetiştirilmiş çocuklar, bilinçli aile ve donanımlı bir hocanın elinde elbette başarılı bir hafızlık hikayesi ortaya koyarlar. "Her çocuk hafızlık yapabilir mi?" sorusunun cevabı ise ailedeki huzur ve güven ortamında saklıdır. Ruh dinamikleri sağlam olan bireylerin kurdukları yuvada yetişen çocuklara Allah, Peygamber ve Kur'an-ı Kerim sevgisinden bahsedildiğinde bunu elinin tersiyle itmesi düşünülemez. Tam aksine çocuklukta sıcak bir ses tonuyla süslenmiş Peygamber kıssaları, dini hikayeler ve hafızlığın değeri ile büyüyen çocuklar kendi isteği ve gayreti ile hafız olurlar. Bıkmadan, bıktırmadan, yorulmadan, yormadan... Bu kitabın yazılışında ki gaye; bizlere Allah'ın emaneti, hanelerimizin aziz misafirleri olan çocuklarımızı doğru zamanda, doğru alt yapı ile ve doğru yerlerde severek hafızlık yapmalarına katkı sağlamaktır. Şu anda hafızlık yapan çocuklarımız ve ailelerine ışık tutacağını düşünüyorum. Yazı bir büyüdür, sırrı ile söylenirse yaşama sevinci oluşturur.
59.50 ₺ -
Saatçilerin Tehlikeli Yolculuğu
Gizem dolu saatler, yabanıl yaratıklar ve zamanın derinliklerinde saklı eski sırlar... Anno, zamanın tüm boyutlarına hükmeden gizemli Saatçiler Köyü'nde yaşamaktadır. Bu benzersiz köydeki sakinler, zamanın en ince ayrıntısına kadar ustalaşmışlardır. Köy sakinleri istediklerinde bir dakikayı dünyadan silebilir, böylece o dakikada yaşanan her şeyi yok edebilirler; ya da yeni bir dakika ekleyerek, zamanda beklenmedik felaketlere yol açabilirler. Anno ise köydeki diğerlerinden ayrılır. O, hiçbir saate ihtiyaç duymadan, zamanı saniyesi saniyesine doğru tahmin edebilen nadir bir sezgisel güce sahiptir. Bir gün, zamanın akışı tehlikeli bir şekilde bozulur ve bu durum köydeki herkesi korkuyla sarsar. Usta saatçi Kadime Hanım ve diğer Saatçiler zamanın akışını düzeltmek için bir araya gelirler. Anno ve arkadaşları, Zamansızlar'ın tehditleri arasında, kurtuluşun anahtarı olan Hayat Saati'ni arama yolculuğuna çıkarlar. Bu zorlu yolculuk, onları sadece zamansal fırtınalarla değil, aynı zamanda içsel karanlıklarıyla da yüzleşmeye itecektir.
98.00 ₺ -
Bir Sinir Sistemi Romanı
Ella, doktora teziyle mücadele eden bir astrofizikçidir, hem kişisel hem de politik trajedilerle dolu geçmişin yükünü taşır. Kocası El, devlet şiddeti mağdurlarının vakalarını çalışan bir adli tıp uzmanıdır. Yazma tıkanıklığından bunalan Ella, kendini hasta olmayı dilerken bulur; böylece tezinde ilerleme kaydedememesine bir mazeret bulacaktır. Daha sonra doktorlarca teşhis edilemeyen gizemli semptomlar yaşamaya, sinir sistemini etkileyen ağrılar çekmeye başlar. Ella’nın kaygısı arttıkça geçmiş girdap misali güçlü bir çekim etkisi yaratır ve ailenin diğer üyeleri hikâyenin odak noktasına yerleşir: Dul Baba, Üvey Anne, Üvey İkizler ve Öz Abi. Her birinin kendine has hastalık ve şiddet deneyimleri, onları hem bir arada tutan hem de atomize eden sistemleri açığa çıkarır. Sinir sistemiyle galaksiler ve yıldızlar arasındaki paralelliği incelikli bir anlatı formunda sunan bu roman, bir ailenin sevgi, kırgınlıklar, sırlarla dolu hikâyesini Şili’nin çalkantılı politik geçmişine yaslanarak anlatan bir eser. “Meruane, yetkinliğiyle göz dolduran yeni nesil Şilili yazarların en iyilerinden.” -Roberto Bolaño “Lina Meruane, Bir Sinir Sistemi Romanı’nda edebiyat ve hastalık tartışmalarını kuşatan kalıpları altüst ediyor... Kendi sinir sistemimiz gibi dendritik bir yapıya sahip bu roman, kendi sinirsel bugünümüzü okumamıza olanak sağlıyor.” -Alia Trabucco Zerán “Burada Meruane’nin yazarlığı vadettiğini gerçekleştiriyor ve cüretkâr metaforik oyunlarla zirveye yerleşiyor. Böylece bir atom bir galaksiye, bir hastane bir devlete, hasarlı bir organ bir ülkeye, bir sıfat bir kansere, bir aile bir kozmosa ve kozmosun entropisi kişisel bir meseleye dönüşüyor.” -El País
133.20 ₺ -
Zor Çocuk
Ebeveynliğin böyle olacağını hiç düşünmemiştiniz. Kolay olmayacağını biliyordunuz tabii ama bu kadar zor olacağını da tahmin etmemiştiniz. En küçük talebinize bile itiraz ediyor; yemek yemeye, yatma saatine, aile içinde geçerli kurallara, ödev yapmaya, bilgisayar oyununu bırakmaya direniyor. Onu bu kadar çabuk öfkelendiren şeyin ne olduğunu, nasıl bu kadar çabuk tetiklendiğini anlamaya çalışmaktan yorgun; evdeki çatışmalar karşısında bunalmış hissediyorsanız önce derin bir nefes alın ve bu kitaba bir bakın! Dr. Jeffry Bernstein, yirmi beş yılını karşı gelen çocuklar ve aileleriyle geçiren, üç binden fazla aileye bu konuda rehberlik eden bir uzman olarak size ışığın hiç de uzakta olmadığını gösteriyor. Hazırladığı “10 Günlük Program” ile evdeki çatışmaları adım adım ilerleyerek nasıl çözeceğinizi, çocuğunuzun inatçı ve karşı gelen tavrını birlikte nasıl değiştirebileceğinizi açıklıyor. Birbirini takip eden 10 adımla her gün biraz daha iyiye gittikçe bu programa duyduğunuz güveni pekiştirecek; sakin, kararlı ama kontrolcü olmayan bir ebeveynlik tutumu geliştirerek evinizde bambaşka hava estireceksiniz. “Bu kitabı okuma kararı aldığınız için sizi alkışlıyorum. Sayfalar ilerledikçe kitabın çocuğunuzun karşı gelme seviyesini ciddi oranda azaltacak bir sürü güçlü strateji yüklü olduğunu fark edecek ve bunları uygulayıp çocuğunuzla ilişkinizi geliştirdikçe işlerin nasıl yoluna girdiğini göreceksiniz. Kendi davranışlarınızı değerlendirmeniz ve çocuğunuza daha yapıcı bir şekilde yaklaşmanız için size birtakım tüyolar ve egzersizler de vereceğim. Danışanlarımın çoğu bu hedeflere nasıl ulaştıysa sizin de ulaşabileceğinizi biliyorum.”
173.90 ₺ -
Filippo Kiraz Ağacı ve Ben (Ciltli Şömizli)
Tüm dünyada milyonlarca okura ulaşan ve Türkiye’de en çok satan gençlik kitaplarından biri olan Kiraz Ağacı ile Aramızdaki Mesafe’nin bu devam romanında Mafalda, karşımıza her zamankinden daha cesur ve daha kararlı bir genç kız olarak çıkıyor.On yaşından beri görme yetisini günden güne kaybeden Mafalda, şimdi on üç yaşında ve artık tamamen karanlıkta. Mafalda’nın karanlıkla mücadelesinde ona eşlik eden çok özel iki isim var: Kural tanımaz ama bir o kadar eğlenceli Filippo ile asla yanından ayrılmayan sadık kedisi Ottimo Turcaret. Filippo ve Ottimo Turcaret, her macerasında Mafalda’nın yanındalar.Mafalda, Filippo ve Ottimo Turcaret ile çok iyi zaman geçirse de bir süredir işsiz olan ve depresyonla boğuşan babası ile Filippo’yla arkadaşlıklarını sınayan Debbie yüzünden kendini hiç beklemediği durumlarda buluyor. Tüm olumsuzluklara rağmen Mafalda, hayatın tadını çıkarmayı ve yeni insanlar tanıyıp yeni maceralara atılmayı ihmal etmiyor. Evsiz hippi Elsa ile üst komşusu Nino dede, Mafalda’nın hayatına yeni renkler katıyorlar. Mafalda, bu dostluklar sayesinde yeni dünyaların kapısını aralıyor ve daha önce sormaya korktuğu soruları sorup keşfetmediği duygularıyla yüzleşiyor.
112.00 ₺ -
Kiraz Ağacı İle Aramızdaki Mesafe (Ciltli Şömizli)
Durup kiraz ağacını selamlıyorum. Babamla birlikte her gün geçtiğimiz sokaktan bakınca onu uzaktan -ama sadece uzaktan- görebiliyorum. Aslında karşımda gördüğüm şey renkli bir leke ama ben onun ağaç olduğunu, yani hayallerimdeki gibi iyi yürekli bir devin saçları olduğunu biliyorum. Tamamen bulanık, ama orada. *** Yazarın kendi yaşam hikâyesinden esinlenerek, küçük bir kızın görme yetisini kaybetmesiyle ilgili kaleme alınmış olan bu roman her yaştan okur için Küçük Prens, İçimdeki Müzik gibi kitapların hayranları için çok özel bir yeri olacak… Mafalda, dokuz yaşında bir kız çocuğu ve bildiği bir şey var: Gelecek altı ay içinde, görme yetisini tamamen kaybedecek. Mafalda, görünürdeki bu karanlık gelecekte yolunu bulabilecek, okula gidebilecek, futbol oynayabilecek ve kendisine bakabilecek mi? Ailesi ve arkadaşlarının yardımıyla Mafalda, kendisi için önemli olan şeyler keşfetmeye çalışır. Görme yetisini kaybetse de yapabileceği şeylerin listesini çıkarır…İlham veren bir cesaret ve kararlılık hikâyesi.
140.00 ₺ -
Ben Cosmo (Ciltli Şömizli)
Cosmo’nun ailesi parçalanmak üzere ve onları sadece Cosmo bir arada tutabilir. Cosmo, her ne kadar ne yapılması gerektiğini biliyor olsa da ortada bir sorun var: O bir golden retriever. Akıllı, eğlenceli, insanın içini ısıtan eşsiz bir kahraman! “Bu, yıllardır okuduğum en dokunaklı ve iyi hissettiren, sevmekten başka hiçbir şey yapamayacağınız kitap karşısında şapka çıkarmaktan başka bir şey yapamıyorum.” - Fiona Noble, The Bookseller “Cosmo, bütün iyi köpekler gibi, o kadar komik, can dostu ve sadık bir canlı ki kitabı bitirdiğimde benim en yakın bir arkadaşım oldu. Onun sesini duymayı ve tüylü yüzünü görmeyi çok özledim. Lütfen geri dön Cosmo!” - Jim Gorant, The New York Times Çoksatanı The Lost Dogs’un yazarı
182.00 ₺ -
Parlak Denizin Ardında
On iki yaşındaki Karga’nın herkesten farklı bir adı, farklı bir geçmişi var. İnsanların ailelerini ve geçmişlerini bildikleri dünyada, Karga yalnızca Osh’a ve Bayan Maggie’ye sahip. Karga’nın geçmişi hakkında bildiği tek şey, doğar doğmaz bir kayığa konup denize bırakıldığı. Ancak yaşadığı adadaki insanlar, Karga’nın, cüzzam hastalarının toplandığı ve tedavi edildiği Penikese’te doğduğundan ve onun da hasta olduğundan şüphe ediyorlar. Bu yüzden herkes Karga’dan uzak duruyor. Kimliğin ve ailenin gerçek anlamlarını, onları bulmak için çıktığı yolda öğrenen Karga, hedefine ulaşabilecek mi? “Uyarayım, Parlak Denizin Ardında’yı elinize aldınız mı bırakmak istemeyeceksiniz. Lauren Wolk’un her zamanki şiirsel kaleminden Karga’nın içgüdülerini dinleyip geçmişini keşfetme yolculuğunu okurken nefesinizi tutacaksınız.” -NPR Yılın Kitapları Seçkisi “Uzaktaki bir adada tüten ateş, kimi zaman dokunaklı, kimi zaman korkutucu başka olayların da fitilini ateşliyor ve Lauren Wolk, bunları, görülmemiş güzellikte bir dille sunuyor.” -The Wall Street Journal
126.00 ₺ -
Betül Üniversiteden Medreseye
Mevlamız. "Ben ilmi isteyene, zenginligi istedigime veririm. buyurdu. Ben de ilmi istiyordum. Bu istegim devam edecek miydi?Asik masugu icin cilelere katlanabildigi gibiben de ilim askiyla nefsimin zor gosterdigi şeylere katlanabilecek miydim?
100.00 ₺ -
Açlık
Knut Hamsun modern edebiyatın ruhun mücadelelerini ifade etmesi gerektiğine olan inancını, çarpıcı modern başyapıtı Açlık’ta gözler önüne serer. İlk kez 1890 yılında Norveççe olarak yayımlanan ve Hamsun’un yazar olmadan önce yaşadığı yoksulluğa ve bu süreçteki tecrübelerine dayanan Açlık, Norveç'in başkenti Kristiania sokaklarında yiyecek arayan isimsiz bir genç adamın hikâyesini anlatır. Açlıktan ölmek üzere olan bu genç, dış dünyaya karşı sağlam durmaya ve rasyonellik yanılsaması yaratmaya çalışsa da iç dünyası giderek daha rahatsız ve kuruntulu bir hal alır. Başkalarına karşı naziktir, sahip olduğu az şeyle bile oldukça cömerttir ama aynı zamanda kendini geçindirmek için iş bulmayı reddeder; açlık çektikçe zihni de bedeni de daha da hastalanır. Açlık, yoksulluğun ve umutsuzluğun yakıcı bir portresinin yanı sıra modern kent yaşamı ve büyük şehirlerdeki yoksullar için işlerin ne kadar çaresiz hale gelebileceğine dair keskin bir sosyal tablo ortaya koyar. Nobel Edebiyat Ödüllü Hamsun, bu modern klasik eseriyle yazarlık kariyerinde sivrilecek bir yapıt ortaya koyar. “Çağımızın yazarları arasında, orijinal yaratıcılık yönünden Hamsun’u kenara itebilecek tek bir kişi bile göremiyorum. Üslubu dış görünüşüyle ihtişam ve süsten uzaktır. Güzellik onun sadeliğinde gizlidir... Anlatırken felsefe yapar. Ama onun önceden ne diyeceğini kestirmeye çalışmak boşunadır. Ahlaki bir dogma, sosyal bir hipotez ortaya atmaz. Onun düşünceleri bir ideal kadar hürdür.” -Maksim Gorki
92.50 ₺ -
Enver Paşa
Mefkûrem sevgili vatanımım büyüklüğü ve refahıdır. (...) Eğer bu, memleketi kurtaracaksa mutlu olurum. Ölürsem; vazifemi yapmış kabul ederim kendimi. Allah’a dua ediyorum; eğer projem Türkiye’ye mutluluk getirmezse, beni öldürmesi için dua ediyorum. Allah sizi korusun. Ata binmem lazım, beni bekliyorlar... Osmanlı Devleti’nin son dönemleri… Bir yanda kaybedilen savaşlarla, toprak kayıplarıyla, göçlerle, Balkanlarda ve diğer bölgelerde patlak veren isyanlarla, diğer yanda ekonomik sorunlarla, yoksullukla, Meşrutiyet ve özgürlük hareketleriyle baş etmeye çalışan bir devlet… Bir yanda varoluş mücadelesi veren Osmanlı İmparatorluğu, diğer yanda hızla büyük bir harbe sürüklenen dünya... Böyle bir ortamda doğan ve büyüyen, geçim sıkıntısı yaşayan memur bir babanın içe kapanık, çelimsiz ama inatçı oğlu İsmail Enver’in ise tek hayali sokakta gördüğü subaylar gibi olmak. Bu hayal diğer hayallerin kapısını açacak; kendini milletine adamış bir adamın hayalleri bir milletin hayallerine dönüşecekti… Yakın tarihimizin en çok tartışılan tarihî figürlerinden Enver Paşa hırsları ve inatları uğruna vatanı feda eden bir hayalperest miydi yoksa kader kurbanı bir vatan sevdalısı mı? Tarihimizin önemli olaylarını ve figürlerini anlatan romanlarıyla okurun büyük beğenisini toplayan İsmail Bilgin, hayatı mücadelelerle geçmiş Enver Paşa’yı daha önce hiç anlatılmamış bir şekilde kaleme aldı. Bütün bir vatanın kaderini değiştiren Enver Paşa’yı hiç böyle okumadınız...
185.00 ₺ -
Arafta Yedi Gece
Kaygı yarın ve esaret de dün demek; her ikisi de ölerek kavuştular hürriyete nihayet. Lakin yarım kaldı sevda, yarım kaldı aşk; dünyada her ne varsa, yarım kalmaktan yaratılmıştır. Tamamlanan sadece, bazen kısa ve bazen de uzun, zıtlar arasındaki ince çizgidir. Eşini elim bir hastalıktan kaybeden, dostlarını arayıp sormayan, depresif, yalnız ve yorgun bir kitap çevirmeni olan Kenan’ın eline eski bir kitap geçer: Râzabad’a Yolculuk. Pehlevi alfabesiyle yazılmış fakat hangi dilde olduğu tam anlaşılmayan bu gizemli kitabı çözmeye karar veren Kenan’ın hayatı bir daha eskisi gibi olmayacaktır... Hiçbir yere ait olmadığını düşünen Kenan kitabı anlamaya, çözmeye çalışırken kitap Kenan’a hükmetmeye başlar. Artık istese de geri dönemeyeceği bir bilmecenin peşine düşmüş, uzun ve meşakkatli bir yolculuğa çıkmıştır... Kitabı çözmeye çalışırken kendi varlığının eserdeki yansımalarını görür. Başına gelen olaylarla hasret ile vuslat, karanlık ile aydınlık, varlık ile yokluk, ölüm ile yaşam, geçmiş ile gelecek, zalim ile mazlum ve zahir ile batın arasındaki zıtlıkları çözmeye çalışır. Cihan Çetinkaya, Arafta Yedi Gece’de insanın iç dünyasını ve varlığın temelindeki zıtlıkların birliğine uzanan keşif yolculuğunu eşsiz bir kurgu ve şiirsel üslubuyla taçlandırıyor.
103.60 ₺ -
Yaşama Sanatı
Çağdaş psikolojinin S. Freud ve C. G. Jung ile birlikte en önemli isimlerinden biri olan Adler, Yaşama Sanatı’nda kurucusu olduğu Bireysel Psikoloji’nin bireyin ve toplumun hayatındaki karşılığını ele alır. Yaşamın amacı, aşağılık kompleksi, üstünlük arayışı, yaşam üslubu, hayatın ilk yıllarında oluşturduğumuz prototip/şemalar, ilk hatıralar, rüyalar, sosyal sorunlar, toplumsal uyum, sorunlu çocuklar ve okul, aşk ve evlilik, kadın-erkek ilişkileri konularını inceler. Toplumsal faydayı merkeze alması ve ele aldığı konuları olabildiğince anlaşılır bir dille izah etmesiyle alan literatüründe kendine mahsus bir yeri olan Adler, bugün hâlâ çocuk eğitiminde ve kendimizde olan biteni anlama konusunda sık sık başvurma ihtiyacı duyacağımız bir kaynak. “Dr. Alfred Adler ile 1927-28 kışında New York'taki Çocuk Rehberlik Enstitüsü’nde tanışma ayrıcalığına eriştim. O zamanlar Enstitünün oldukça katı Freudyen yaklaşımına alışkın olduğum için Adler'in doğrudan ve şaşırtıcı derecede basit bir şekilde çocukla ve ebeveynle hemen ilişki kurmasına hayret etmiştim. Ondan ne kadar çok şey öğrendiğimi fark etmem biraz zaman aldı.” Carl Rogers "Adler, kişilerin yaşadığı sorunların sosyal doğasını gerçekçi bir şekilde kavraması ve bilimle uyumlu davranışın bütünlüğünü amansız bir şekilde ortaya koyması bakımından büyük Çinli düşünürler dışında hiç kimseye benzememektedir. Eğer batı dünyası onun hizmetlerinden faydalanamayacak kadar geri kalmamışsa, Alfred Adler Batı'nın Konfüçyüs'ü olarak anılmaya başlayabilir." Phillipe Mairet
59.20 ₺