-
Ruhul Furkan Tefsiri 12.Cilt Rahle Boy Ciltli
Âyeti celîleler en ince ayrıntıları ile izâh edilirken ihtiyaç duyulan Kelam, Fıkıh, Tasavvuf ve Genel Kültüre dayalı mâlûmat da verilmiştir. RUHU'L FURKAN TEFSİRİ'NİN YAZILMA SEBEBİ: Hicri 1407 senesi Şaban Ayının Beraet Gecesinde, Ravza-i Mutahhara'da, yani Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in bulunduğu pak cennet bahçesi olan Mescid-i Şerifinde Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) tarafından vaki olan manevî bir işaretle tefsirin yazılmasına başlanmıştır. TAKİP EDİLEN USUL: 1) KELİME MANASI (Her ayete kelime-kelime mana vermek). Her ayetin tefsirinde takip edilen bu usul, Kur'an-ı Kerimi kolayca anlayabilmek için çok büyük önem taşımaktadır. Aksi takdirde hangi mananın hangi kelimeden alındığı anlaşılmamaktadır. 2) MEAL-İ ŞERİF: Kelime manasından herkes istifade edemeyeceğinden ve âyetin toplu manasını anlayamayacağından, her âyetin meâl-i şerifi kelimenin manasından sonra yazılmış ve meâl verilirken âyetin zahirinde bulunmayan kelime ve terkiplerin manalarının katılmasına dikkat gösterilmiştir. 3) İZAHAT: Sadece Meâl-i Şerifle de yetinilmeyip, her âyet, muteber tefsirlerde bulunan izahlardan istifade edilerek açıklanmıştır. Şöyle ki: Sebebi nüzulu (ayetlerin iniş sebebi) beyan olunan âyetler, âhkâm ayetlerinden (şerî hükümleri ihtiva eden ayetlerinden) çıkarılmış fetvâlar yeri geldiğinde açıklanmıştır. Enam Suresi 132-165.Ayet
480.60 ₺ -
Ruhul Furkan Tefsiri 11.Cilt Rahle Boy Ciltli
Âyeti celîleler en ince ayrıntıları ile izâh edilirken ihtiyaç duyulan Kelam, Fıkıh, Tasavvuf ve Genel Kültüre dayalı mâlûmat da verilmiştir. RUHU'L FURKAN TEFSİRİ'NİN YAZILMA SEBEBİ: Hicri 1407 senesi Şaban Ayının Beraet Gecesinde, Ravza-i Mutahhara'da, yani Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in bulunduğu pak cennet bahçesi olan Mescid-i Şerifinde Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) tarafından vaki olan manevî bir işaretle tefsirin yazılmasına başlanmıştır. TAKİP EDİLEN USUL: 1) KELİME MANASI (Her ayete kelime-kelime mana vermek). Her ayetin tefsirinde takip edilen bu usul, Kur'an-ı Kerimi kolayca anlayabilmek için çok büyük önem taşımaktadır. Aksi takdirde hangi mananın hangi kelimeden alındığı anlaşılmamaktadır. 2) MEAL-İ ŞERİF: Kelime manasından herkes istifade edemeyeceğinden ve âyetin toplu manasını anlayamayacağından, her âyetin meâl-i şerifi kelimenin manasından sonra yazılmış ve meâl verilirken âyetin zahirinde bulunmayan kelime ve terkiplerin manalarının katılmasına dikkat gösterilmiştir. 3) İZAHAT: Sadece Meâl-i Şerifle de yetinilmeyip, her âyet, muteber tefsirlerde bulunan izahlardan istifade edilerek açıklanmıştır. Şöyle ki: Sebebi nüzulu (ayetlerin iniş sebebi) beyan olunan âyetler, âhkâm ayetlerinden (şerî hükümleri ihtiva eden ayetlerinden) çıkarılmış fetvâlar yeri geldiğinde açıklanmıştır. Enam Suresi 102-131 .Ayet
480.60 ₺ -
Sufilere Armağan
Bismillahirrahmanirrahim kerem sofrasının çağrısıdır. Kerem ve cömertliğinin feyzi, bize söz sofrasını açtı ve kadim bir kıssadaki perdeyi kaldırdı. Bu sayede söz ustasının elindeki kalem de “Allah’ın adıyla/ Bismillah” diyerek söze başladı. Ey okuyucu! Bu yemek yeni pişirilip sofraya kondu, tadına iyi bak, lezzetinden mahrum kalma. Tadına bakamazsan da göz kamaştırıcılığıı ve hoş kokusu can gıdası olarak sana yeter. Bu eser, büyük âlim ve edebiyatçı Molla Abdurrahman Câmî'nin yedi kitaptan oluşan Heft Evreng isimli meşhur mesnevisinin ilk kitabıdır. Yedi büyük mesneviden oluşan bu eserin ilk bölümü olan Tuhfetü’l-Ahrar’ı Molla Câmî âdeta “özgür ruhlara armağan” etmiştir. Fars edebiyatının en güçlü kalemlerinden biri olan Molla Câmî, Sufilere Armağan kitabında besmelenin faziletinden başlayarak nefsini terbiye etmek isteyenlere müstakim üzere gidilebilecek bir yol sunar. Tasavvuf edebiyatının başyapıtlarından biri olarak kabul edilen bu çalışma, günümüz okurunun anlayacağı sade ve akıcı bir dille yayına hazırlanmıştır.
115.50 ₺ -
Münacatname
Ey yolunu şaşırmışların yol göstereni! Ey biçarelere çare, avarelere derman kılan! Ey dağılmışları birleştiren, düşmüşleri kaldıran! Tut elimizden… Münâcâtnâmeler edebiyatın en nadide örneklerindendir. Allah’a yakarış ve tazarrunun en coşkun nidaları yankı bulur bu metinlerde; çağlar, coşar… Farsça aslından ilk kez Türkçeye tercüme edilen Fars edebiyatının usta kalemlerinden mutasavvıf şair Hâce Abdullah Herevî’ye ait Münâcâtnâme eseri âdeta dua ve yakarışın üslubunu öğretmekte. Aşkın dolup taştığı, cür’aların soluksuz içildiği bu manzumeler, Türk edebiyatında da çok sevilmiş ve neredeyse her şair tarafından bir beyitle bile olsa işlenmeye gayret edilmiştir. Döküleni toplayan, kırılanı onaran bir merhametin eteğindeki insan, yeniden doğrulmayı öğrenir bu metinlerde. Kendi noksanını bilip kusursuz olan yüce yaratıcıya olan bağlılığın, Kur’an-ı Kerim’in ifadesiyle “şah damarından yakın” olduğunu hatırlatan bu coşkun metinler insana kendi aczini göstermenin yanı sıra her solukta yeni bir ümit tazelemektedir. Ut ve miskim yoksa da asma dalı getirdim Kara yüzümü ve ak saçımı getirdim Ümitsizliğin küfür olduğunu buyurdun Emrine uydum umut dolu bir gönül getirdim.
91.00 ₺ -
Tahriften Hakikate
Elinizdeki eser, çağımızın en sinsi sorunlarından biri olan ilmî tahrifatla hesaplaşmayı hedefleyen bir çalışmadır. Bu kitap, birçok büyük şahsiyetin görüşlerine yöneltilen iftiraları, bağlamından koparılan beyanları ve modern ideolojilere alet edilen ilmî mirası asıl kaynaklarıyla gün yüzüne çıkarmayı amaçlamaktadır. Her bir makale, hem bir müdafaa hem de bir tashih metni olarak kaleme alınmış; çarpıtılan hakikatler, tahkikin ışığında yeniden inşa edilmiştir. Bu eser, ilmî emanetini omuzlayanların, çağın bulaşıklığından hakikatin izini sürenlere ve İslamî birikimi istismar edilmeden anlamak isteyenlere mütevazı bir pusula olabilmeyi yazılış gayesi addetmektedir. İmam Eş’arî Ölmeden Önce Mezhep Değişti Mi? Kadem ve İmam Maturîdî İstismarı İmam Maturîdî ve İctihadda Nesh İbn Teymiyye’nin Kelam Sıfatı Hakkındaki Bidat Görüşü Bir Vehhâbînin Allâme Kevserî’ye Dair Hezeyanları
105.00 ₺ -
Muhabbet Şevk Ünsiyet ve Rıza
“Allah onları sever, onlar da Allah'ı severler.” (Maide Suresi, 54) İmam-ı Gazâlî’nin en büyük eseri olan İhyâu Ulûmi’d-Din, Müslümanlar için her dönem ilk akla gelen başvuru kaynağı olmuş ve bu esere büyük güven duyulmuştur. Yüzyıllar boyunca Müslümanların ellerinden düşmeyen ve kitaplıklarında baş köşede duran bu rehber nitelikli büyük eseri şimdi yepyeni bir formatla sizlere sunuyoruz. Eserin içinde yer alan konuların her biri, orijinal anlatımı asla bozulmadan, akıcı ve duru bir dil kullanılarak çevirisi yapıldı ve başlı başına birer kitap haline getirildi. İhyâu Ulûmi’d-Din, dört ana bölümden ve her bölüm de onar konudan oluşmaktadır. Dördüncü bölümü olan Münciyat’ın altıncı konusu ilahî muhabbet, şevk, ünsiyet ve rıza hakkındadır. İmam-ı Gazâlî şöyle der: “Muhakkak ki Allah’a olan muhabbet, makamların zirvesi, derecelerin doruk noktasıdır. Muhabbete ulaştıktan sonraki tüm makamlar muhabbet makamının meyvelerinden ve aşamalarındandır; şevk, ünsiyet, rıza ve benzerleri gibi. Muhabbetten önceki tüm makamlar da muhabbetin mukaddimelerindendir; tövbe, sabır, züht ve diğerleri gibi... Muhabbeti inkâr edenler ünsiyeti, şevki, münacatın lezzetini, muhabbetin diğer unsurlarını ve ona bağlı olan çeşitlerini de inkâr etmişlerdir. O hâlde, bu konunun üzerindeki perdeyi kaldırmak gerekir.”
150.00 ₺ -
Ey Oğul İzahlı Tercümesi
Rivayete göre İmâm Gazzâlî (Rahimetullâh)ın öğrencilerinden biri, kendisinden pek çok alanda ilim tahsil etmiş olmakla beraber bu bilgilerden hangisinin âhiret için faydalı olacağını öğrenmek istemiş, bunun üzerine düşünür de bu öğrencisine hitaben "Ey Oğul" diye başlayan bölümlerden oluşan bu risâleyi kaleme almıştır. İmâm Gazzâlî (Rahimetullâh) eserinde öğrencisini çalışmaya, ibadete, nefsini arındırmaya teşvik eder. Öğrencinin sorduğu sorulardan bir kısmının manevi zevkle ilgili olduğu için açıklanamayacağını, bir kısmının ise İhyâu Ulûmid-din'de açıklandığını belirtir. Bu arada öğrencisine dört şeyi yapıp dört şeyden kaçınmasını tavsiye eder.
70.00 ₺ -
Arapça Güzel Yazı Meşk Defteri
İnsanlık tarihinin şahit olduğu yüzlerce yazı türü içinde sanat boyutu kazanan yegâne yazı Arap harflerinden oluşan İSLAM YAZISI olmuştur. Bugün İslam'ı sadece inanç ve ibadetten oluşan bir din olarak algılayan Müslümanlar, geç de olsa onu kültür, medeniyet, sanat boyutuyla tanımak, anlamak ve yaşamak zorundadırlar. Güzel yazı yazmak, bir medeniyet göstergesidir. İnsanın saygınlığını arttırır, estetik duygusunun gelişmesine yardımcı olur. Kur’an-ı Kerim’in sûrelerinden olan Kalem Sûresi’nin başında Allah Teâlâ, kalem ve yazı üzerine yemin ederek kalem ve yazının kutsiyetine işaret etmektedir. Peygamber Efendimiz, vahiy katiplerini güzel yazmaları konusunda uyarmış ve onları teşvik etmiştir. Hattat Hüseyin Kutlu tarafından hazırlanan Meşk Defteri’nde, daha çok kitap yazısı olarak kullanılan Nesih yazısı tercih edilmiş, harflerin satıra meyilli olarak oturması, yazılış yönleri ve diğer harflerle birleşmesi örneklerle ele alınmış, alıştırma için kesik çizgili satırlar ilave edilmiştir. İmam Hatip okullarında okutulan Arapça ders kitaplarında kullanılan örnek kelimeler ve cümlelerin yanı sıra defterin son kısmına 40 hadis yazma alıştırmaları eklenmiştir. Hadislerin Osmanlıca okunuşları ve yazma alıştırmalarına da yer verilmiştir. Arapça Güzel Yazı Meşk Defteri, sadece İmam Hatip Ortaokulları ve İmam Hatip Liseleri için değil, hat sanatına ve Osmanlıcaya ilgi duyanların da istifade edebileceği bir çalışmadır. Kitabın video anlatımları Hattat Hüseyin Kutlu'nun anlatımları ile arapcamesk.com adresinde.
135.00 ₺ -
Şifai Şerif Tercümesi 4. Cilt Ahıska Yayınevi
Fahri Kâinat Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (Sallellâhu Aleyhi ve Sellem) hakkında günümüze değin nazım ve nesir türlerinden çok yönlü birçok eserler kaleme alınmıştır. Bu eserlerden 6./12. yüzyılda Endülüs’ün önde gelen âlimlerinden Kadı Iyâz’ın Peygamber sevgisine ve Hz. Peygamber (Sallellâhu Aleyhi ve Sellem)’in Müslümanlar üzerindeki haklarına dair telif etmiş olduğu eş-Şifâ isimli nadide eseri, hem âlimler ve hem de halk nezdinde ayrıcalıklı bir konuma sahiptir. Telif edildiği tarihten itibaren üzerine şerh, haşiye, ihtisar ve tercüme türünden birçok çalışmaların yapılmış olması, medreselerde ilim taliplerine, camilerde halka okutuluyor olması, düşman tehlikesi, amansız hastalıklar ve sair afetlerden korunmak için evlerde teberrüken bir nüshasının bulunduruluyor olması ve yine muteber İslâm âlimlerinin eser hakkındaki övgü dolu ifadeleri gibi hususlar, bu eşsiz eserin ihraz ettiği haklı şöhret ve kabulün en önemli nişanelerindendir. Dört bölümden meydana gelen bu eserin birinci bölümünde Hz. Peygamber (Sallellâhu Aleyhi ve Sellem)’in sahip olduğu maddi-manevi özellikler, Allah Teâlâ katındaki mümtaz makamı ve mucizeleri beyan edilmiş, ikinci bölümde ise Peygamber’e iman, itaat, gönülden sevgi beslemek ve ona salât-ü selam getirmenin önemi gibi hususlar işlenmiştir. Giriş mahiyetindeki bu ilk iki bölümden sonra kitabın asıl omurgasını teşkil eden üçüncü bölüm, Allah Resûlü’nde (Sallellâhu Aleyhi ve Sellem) bulunabilecek ve kesinlikle bulunamayacak özellikleri, Allah Teâlâ’nın onu günahlardan ve kötülüklerden koruduğu gerçeğini ve bir beşer olması itibariyle sergilediği davranışları ele almaktadır. Dördüncü ve son bölümde ise, Resûlullah (Sallellâhu Aleyhi ve Sellem)’e dil uzatanların dini hükümleri hususunda bilgiler verilmiştir. Şifâ-i şerif’in genel manada Türk halkı tarafından anlaşılabilmesi yolunda giriştiğimiz bu çalışmanın en mühim hedeflerinden birisi; bir sayfası Arapça, diğer sayfası Türkçe olacak şekilde dizayn etmemizden de anlaşılacağı üzere, eserin Arapça metnini okuyan talebe kardeşlerimizin ihtiyaç duydukları noktalarda bu naçiz hizmetimizden istifade edebilmeleridir. Bu çalışma ile ilgili belirtmemiz gereken bir diğer husus ta, tercümemizde Ali el-Kârî’nin Şerhu’s-Şifâ’sı başta olmak üzere, birden çok şerh esas alınmış, eserin edebi ruhunu muhafaza edebilmek ve insicamını bozmamak amacıyla tercüme metninde olabildiğince Arapça metne ve ifadelere bağlı kalınmış ve ihtiyaç duyulan yerlerde dipnotlar verilerek gerekli izahlar yapılmaya çalışılmış olduğudur. Peygamber (Sallellâhu Aleyhi ve Sellem) sevdalılarına mütevazı bir hizmet sunabilmek amacıyla giriştiğimiz bu çalışmamızda bulunacak tüm hata ve kusurlar tarafımıza, bütün kemâlât ve güzellikler ise yalnızca O’na aittir.
297.00 ₺ -
Şifai Şerif Tercümesi 3.Cilt Ahıska Yayınevi
Fahri Kâinat Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (Sallellâhu Aleyhi ve Sellem) hakkında günümüze değin nazım ve nesir türlerinden çok yönlü birçok eserler kaleme alınmıştır. Bu eserlerden 6./12. yüzyılda Endülüs’ün önde gelen âlimlerinden Kadı Iyâz’ın Peygamber sevgisine ve Hz. Peygamber (Sallellâhu Aleyhi ve Sellem)’in Müslümanlar üzerindeki haklarına dair telif etmiş olduğu eş-Şifâ isimli nadide eseri, hem âlimler ve hem de halk nezdinde ayrıcalıklı bir konuma sahiptir. Telif edildiği tarihten itibaren üzerine şerh, haşiye, ihtisar ve tercüme türünden birçok çalışmaların yapılmış olması, medreselerde ilim taliplerine, camilerde halka okutuluyor olması, düşman tehlikesi, amansız hastalıklar ve sair afetlerden korunmak için evlerde teberrüken bir nüshasının bulunduruluyor olması ve yine muteber İslâm âlimlerinin eser hakkındaki övgü dolu ifadeleri gibi hususlar, bu eşsiz eserin ihraz ettiği haklı şöhret ve kabulün en önemli nişanelerindendir. Dört bölümden meydana gelen bu eserin birinci bölümünde Hz. Peygamber (Sallellâhu Aleyhi ve Sellem)’in sahip olduğu maddi-manevi özellikler, Allah Teâlâ katındaki mümtaz makamı ve mucizeleri beyan edilmiş, ikinci bölümde ise Peygamber’e iman, itaat, gönülden sevgi beslemek ve ona salât-ü selam getirmenin önemi gibi hususlar işlenmiştir. Giriş mahiyetindeki bu ilk iki bölümden sonra kitabın asıl omurgasını teşkil eden üçüncü bölüm, Allah Resûlü’nde (Sallellâhu Aleyhi ve Sellem) bulunabilecek ve kesinlikle bulunamayacak özellikleri, Allah Teâlâ’nın onu günahlardan ve kötülüklerden koruduğu gerçeğini ve bir beşer olması itibariyle sergilediği davranışları ele almaktadır. Dördüncü ve son bölümde ise, Resûlullah (Sallellâhu Aleyhi ve Sellem)’e dil uzatanların dini hükümleri hususunda bilgiler verilmiştir. Şifâ-i şerif’in genel manada Türk halkı tarafından anlaşılabilmesi yolunda giriştiğimiz bu çalışmanın en mühim hedeflerinden birisi; bir sayfası Arapça, diğer sayfası Türkçe olacak şekilde dizayn etmemizden de anlaşılacağı üzere, eserin Arapça metnini okuyan talebe kardeşlerimizin ihtiyaç duydukları noktalarda bu naçiz hizmetimizden istifade edebilmeleridir. Bu çalışma ile ilgili belirtmemiz gereken bir diğer husus ta, tercümemizde Ali el-Kârî’nin Şerhu’s-Şifâ’sı başta olmak üzere, birden çok şerh esas alınmış, eserin edebi ruhunu muhafaza edebilmek ve insicamını bozmamak amacıyla tercüme metninde olabildiğince Arapça metne ve ifadelere bağlı kalınmış ve ihtiyaç duyulan yerlerde dipnotlar verilerek gerekli izahlar yapılmaya çalışılmış olduğudur. Peygamber (Sallellâhu Aleyhi ve Sellem) sevdalılarına mütevazı bir hizmet sunabilmek amacıyla giriştiğimiz bu çalışmamızda bulunacak tüm hata ve kusurlar tarafımıza, bütün kemâlât ve güzellikler ise yalnızca O’na aittir.
297.00 ₺ -
Et Tuhfetüs Seniyye Tercümesi
İbn Âcurrûm’un el-Mukaddimetü’l-Âcurrûmiyye olarak bilinen kısa risâlesi, nahiv ilminin temel konularını veciz bir şekilde içerdiğinden dolayı yazıldığı tarihten itibaren hüsnükabul görmüş ve ders kitabı olarak okunagelmiştir. el-Mukaddimetü’l-Âcurrûmiyye üzerine yapılan önemli çalışmalardan birisi Muhammed Muhyiddîn Abdülhamîd tarafından kaleme alınan et-Tuhfetü’s-seniyye bi-şerhi’l-mukaddimeti’l-Âcurrûmiyye isimli şerhtir. Bu şerh, nahvî tartışmalara girmeden ve çok fazla şiir istişhâdına yer vermeden konuyu açık bir şekilde ifade etmekte, basit ve zengin örneklerle konuyu okuyucuya sunmaktadır. Ele alınan konulardan sonra soru, alıştırma ve irab çalışmalarıyla konular pekiştirilmekte ve klâsik ile modern dil eğitimi bir arada sunulmaktadır. Bundan dolayıdır ki günümüzde pek çok yerde nahiv ilmiyle ilgili temel kitap olarak okutulmaktadır. Bu kıymetli eser, malesef Türkçe’ye tercüme edilmemiştir. Biz de Arapça’ya yeni başlayanların temel konu ve terimleri anlayıp Türkçe ile bağlantı kurarak bu dili öğrenmeleri için eseri tercüme edip notlarla zenginleştirdik. Ayrıca metnin Arapçasını da vererek okuyucuya iki metni de karşılaştırma imkanını sağladık.
250.00 ₺ -
Emperyalizme Direniş Bilinci Çanakkale
Çanakkale Harbi, vukû bulduğu zamana kadarki iki yüz yıllık ma’kûs tarihî yazgımızın ilk defa iyiye, müsbete döndüğü bir olaydır. Çanakkale Harbi, iki yüz yıllık emperyalist Batı saldırısına karşı ilk defa direnmenin, karşı çıkmanın semeresini zafer olarak aldığımız bir olaydır. Çanakkale Harbi, teknolojilerinin yıkıcı ve kahredici kuvveti ile şımaran, teknolojileri üzerinde yükselttikleri uygarlıklarının gücü ile kibirlenen Batılı mütekebbirlere, kendilerinden daha büyük olanın, “En Büyük” olanın takdiriyle had bildirildiği bir olaydır. Çanakkale Harbi, cihadın izzetinin bu millet tarafından bir düğün şerbeti gibi bir kere daha tadıldığı bir olaydır. Çanakkale Harbi, “Allah’ın izniyle nice sayıca az bir topluluk, kendilerinden daha üstün topluluklara galip gelmişlerdir. Allah sabredenlerle beraberdir.” ve “Gevşemeyin, üzülmeyin. İnanıyorsanız, üstünsünüzdür.” ilâhî vaadlerinin bu ümmet üzerinde bir Cennet nefhası gibi bir kere daha tahakkuk ve tecellî ettiği bir olaydır. Bu yüzdendir ki, Çanakkale Harbi, yüzyıl sonrasını bile o gün olduğu gibi, hatta zamanı dolduran toplumsal ve tarihî tecrübenin de eklenişiyle, daha da kesif bir şekilde nuruyla ışıtan bir olaydır.
130.00 ₺ -
-
Şerhul Emali Yeni Dizgi Tahkikli
Dav’ül-Meâlî (Şerhul-Emâlî), Molla Ali el-Kârî’nin kadim akide manzumelerinden Bed’ü’l-Emâlî üzerine özlü bir şekilde kaleme aldığı meşhur şerhtir. Bu nadide eser, Ehl-i Sünnet’in Mâtürîdî ekolünün görüşlerini muhtasar bir şekilde anlatmakta olup, asırlar boyunca İslam dünyasının çeşitli yerlerinde ve özellikle medreselerde ders kitabı olarak günümüze değin okutula gelmiştir.
220.00 ₺ -
El Yazma Sohbetler 2. Cilt
El Yazma Sohbetler 2. Cilt - Cübbeli Ahmet Hoca (Silsile-i ‘aliyyemizin 9. halkasında sertâc-ı ‘urefâ olan) Yûsuf el-Hemedânî (Kuddise Sirruhû) Hazretleri’ne “Bu devir geçer ve gerçek şeyhler âhirete göçerse selâmete ulaşmak için ne yapalım?” diye sorulduğunda o zât: “Her gün onların kelâmlarından sekiz verak (on altı sayfa) okuyun (ki onlardan feyizyâb olasınız). (Kişi) böyle yaptığı takdirde, bu sözler onun gönlünün yaşamasına sebep olur.” diye cevap vermiştir. (Ebû Ya‘kûb Yûsuf ibnü Eyyûb el-Hemedânî, Risâle der Seyr-i Sülûk, Millet Kütüphânesi, Ali Emîrî Farsça Yazmalar, rakam:1028, vr:13a) Hattâ bu söz Ferîdüddin Attâr (Kuddise Sirruhû) Hazretleri’nin Tezkiretü’l-evliyâ’yı kaleme almasına vesîle olmuştur. (Ferîdüddîn ‘Attâr, Tezkiratü’l-evliyâ, Mukaddimetü’l-müellif, sh:24-25) Mâlûmunuz Yüce Mürşidimiz ve Üstâdımız Mahmûd Efendi Hazretleri’nin mûtâd olarak yapmış oldukları sohbetleri hanım hoca kardeşlerimiz doksanlı yıllarda yazarak cemetmişlerdi. Evvelâ (ilk olarak) bu mühim hizmeti gördüklerinden dolayı Ümmet-i Merhûme adına kendilerine teşekkürü bir borç addederiz. Sâniyen (ikinci olarak) şunu ifâde etmek isterim ki; gerek Efendi Hazretlerimizin süratli konuşması, gerek hanım kardeşlerimizin yazmaya yetişememesi, gerekse Efendi Hazretlerimizin telaffuz ettiği bâzı kelimeleri doğru anlayamamaları nedeniyle Sohbetler’in fotokopilerinde azîm hatâlar vâki olmuştur. Elbette ki bunda bir kasıt yoktur ama okuyan insanların yanlış anlaması kaçınılmaz olduğu için bunları düzenlemek de aynı şekilde zarûrî olmuştur. İşte bu sadette Ahıska Yayınevi bu işi üstlenip çalışmayı belli bir kıvâma getirdikten sonra neşre hazırlanmasını bu fakîr kardeşinize tevdî ettiler. Ben de şeyhimiz Mahmûd Efendi (Kuddise Sirruhû) Hazretleri’nin “Ahmed! Benim adıma çıkacak hiçbir kitap sen görmeden basılmasın.” sözünü yerine getirmek üzere elimden geldiğince gayret ederek sizlere bu eseri arz etmiş bulunmaktayım. Ahmet Mahmut Ünlü (Cübbeli Ahmet Hoca)
302.40 ₺ -
Kütübü Sitte 6 Hadis Kitabının Tercümesi 12 Kitap Takım Termo Deri Lüx Cilt
Kütübi Sitte Nedir? Ehli sünnet alanında en iyi Hadis kaynağı olarak kabul edilen Sahih bilgileriyle dikkat çeken altı kitap anlamına gelen kitap serisine Kütübi sitte denmektedir. Tanımdan da anlayacağımız gibi Kütübi sitte 6 adet ayrı Hadis kitaplarından oluşmaktadır. Bu kitaplara 6 kitabın tamamına verilen isim Kütübi sitte olsa bile kitapların her birinin ayrı ayrı isimler verilmiştir. İşte Kütübi sitte içinde yer alan 6 kitap şunlardır:
7200.00 ₺ -
Salatül Fatih Sigai Şerifesi
“Ben (bütün hayırları başlatan) Fâtih’im ve (peygamberleri nihâyete erdiren) Hâtim’im.” (ez-Zehebî, Târîhu’l-İslâm, 1/33; Cemâlüddîn es-Sürremerrî, Hasâisu Seyyidi’l-‘âlemîn, sh:409) buyuran Rasûlüllâh (Sallellâhu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz’in üzerine olsun. Yine salât-ü selâmlar bütün hayırların anahtarları olan Ehl-i Beyti’nin ve şerlere kilit olan cümle sahâbesinin üzerine olsun. Her sene Mevlid ayında Rasûlüllâh (Sallellâhu Aleyhi ve Sellem) hakkında bir eser te’lîf etme husûsunda evvelce (2002 yılında Bandırma Cezâevi’nde) yaptığımız nezri îfâ etmek üzere bu sene de elinizdeki bu eseri hazırlamaya bizleri muvaffak kılan lütf-u kerem sâhibi Allâh-u Te‘âlâ’ya sonsuz hamd-ü senâlar ederiz. Bu sene cemâatten bâzı kardeşlerimizin talebi üzerine, yüce velî Muhammed el-Bekrî (Kuddise Sirruhû)nun, kendisi hakkında: “Bu salât öyle büyük bir salâttır ki Rasûlüllâh (Sallellâhu Aleyhi ve Sellem)in mânâ âlemindeki beyânı vechile: ‘Ömründe bir kere dahî bu salâtı okuyan kişi cehenneme girmez. (Cehenneme girmesi mukadder olana okumak nasîb edilmez.)’” (Ahmed es-Sâvî, el-Esrâru’r-Rabbâniyye, sh:45; en-Nebhânî, Efdalü’s-salevât, sh:258; Muhammed Fethâ es-Sûsî, ed-Dürratü’l-Harîde, 4/308) buyurduğu Salâtü’l-Fâtih sîğa-i şerîfesinin lafzı hakkındaki rivâyetleri, mânâlarını, şerhlerini ve fazîletlerini beyân sadedinde bu kıymetli eseri hazırlamak bizlere müyesser oldu. Ayrıca bu eserde Rasûlüllâh (Sallellâhu Te‘âlâ Aleyhi ve Sellem) Efendimiz’in bütün âlemlerin yaratılmasının yegâne vesilesi olduğu ve kendisin hayât-ı hakîkiyye ile kabr-i şerîfinde diri olduğu ve dilediği meşâyiha zuhûr edip nice ilimler bildirmeye devâm ettiği gibi birçok konuda kıymetli bilgiler bulacaksınız. Allâh-u Te‘âlâ vefât edeceğimiz seneye kadar Rasûlüllâh (Sallellâhu Te‘âlâ Aleyhi ve Sellem) hakkında her Mevlid-i Şerîf ayında bir eser yazabilmeyi bizlere nasib eylesin, sizleri de okuyup amel etmeye muvaffak eylesin. Âmîn!
270.00 ₺ -
Mülteka Tercümesi Mevkufat 4 Cilt Takım Şamua
Mülteka Tercümesi Mevkufat İbrahim Halebi Bu güzel eser Hanefi ulemasından İbrahim b. Muhammed-el-Halebi (?-956) nin Mülteka-ı-Ebhür adlı meşhur kitabının tercümesidir. Mültekkanın kendisi Kuduri, Muhtar, Kenz ve Vikaye gibi meşhur metinleri içine almakta kalmayıp diğer bir çok ittifakı meseleleri sinesinde toplayan bir hazine olduğu halde mevküvati Mehmet Efendi merhum bu hazine ile yetinmemiş 25 den fazla eserden tercümesine meseleler aktarmıştır.
1260.00 ₺ -
Et Temhid Li Kavaidit Tevhid Haşimi Yayınevi Erenler Vakfı
Mâturîdî kitaplığından İ. Lâmişî’nin “et-Temhîd” isimli kıymetli eseri Osman Erkoç’un tahkikiyle neşredildi.
277.20 ₺ -
Şerhül Manzumetil Beykuniyye Darul Felah
Şerh'ül Manzumet'il Beykuniyye Ömer b. Muhammed b. El-Fettun El-Beykuni Ed-Dimeşki Şafii Mektebetu Dari'l-Felah - شرح المنظومة البيقونية
262.08 ₺ -
El Edebül Müfred Arapça
Edebül Müfred Muhaddislerin emiri İmam Buharinin kaleme aldığı bu kıymetli eser, görgü kuralları ve ahlâkın iyileştirilmesi ile ilgili 644 bab’tan oluşan 1322 hadis içerir. Kitap müellife atfedilen sıhhati çok muteber 2 mahtutadan mukâbele edilmiş ve İmam Buhâriye atfedilmeyen, çarpıtılan, değiştirilen ifadeler ise düzeltilmiştir. Eser, Müessese Risaletü Nâşirun yayınevinin Sâhihi Buhari, Sâhihi Müslim, ve diğer hadis külliyatını hazırlayan meşhur muhaddis İmad Tayyar’ın emeği ve kıymetli tâlikleriyle tahkik edilmiştir. Hadislerin râvi zinciri ve metinleri, detay ve numaraları eksiksiz olarak kitapta yer almıştır. Ayetlerin ve hadislerin tahriçleri yapılıp, garip kelimeler sözlüklerden ve hadis açıklamalarından yola çıkılarak izah edilmiştir. Dipnotlarda, eserin üzerine yazılan çok kıymetli şerh ve haşiyelerden alıntılar eklenerek zenginleştirilmiştir. Tahkik menheci olarak ise Kütübü Sittenin tertibi izlenmiştir. Eserde Esbâbı vürud’a yer verilmiş, sâir akademik incelemeler yapılmış ve birçok ilmi anektod dipnotlara eklenmiştir. Tasarım olarak ise hadislerin râviileri ve kuvvetli hadisler koyu siyahla vurgulanmış ve benzeri birçok mizanpaj inceliği okuyucuya akıcılık sağlayacak şekilde hazırlanmıştır. https://www.kitapkalbi.com/edebul-mufred-arapca
350.00 ₺ -
Ruhul Furkan Tefsiri 15. Cilt Orta Boy Ciltli
* Ciltli * 799 Sayfa * A'râf Sûresi (164-206) Enfâl Sûresi (1-40) RUHU’L- FURKAN HAKKINDA GENEL MALUMAT Alllame, fâdıl, muhakkik, hicri 15.Asrın müceddidi, Şeyhü’l İslam İsmail Efendi (İsmail Ağa) Camii Şerifi emekli İmam Hatibi Mahmud Ustaosmanoğlu Efendi’nin riyasetinde kaleme alınmış, takriben 57 cilt olması beklenen mükemmel bir tefsirdir. Bu şaheser tefsirin hazırlanmasında Arapça, Farsça ve Türkçe birçok kitaptan istifade edilmiş olup, her sınıf insanın anlayabileceği sade bir dil ile yazılmıştır. Âyet-i Celileler, en ince ayrıntıları ile izah edilirken ihtiyaç duyulan kelam, fıkıh, tasavvuf ve genel kültüre dayalı malumat da verilmiştir. RUHU’L- FURKAN TEFSİRİNİN YAZILMA SEBEBİ Mahmud Efendi Hazretleri (Kuddise Sirruhu) tefsir-i şerifin sebebi telifi hakkında şöyle buyuruyorlar: “Kur’an-ı Azîmü’ş-şan’ın manasının kelime-kelime anlaşılmasına çok hevesli olduğumuz, kardeşlerimiz tarafından yakinen bilinmektedir. Nice büyük âlimler, Kur’an-ı Kerim’i Türkçe tefsir ederek, bu büyük kitabın manasını anlama hususunda insanların ihtiyaçlarını karşıladıklarından, ziyade aciz olan bu kardeşiniz, böyle büyük bir işe girişmeyi düşünmüş dahi değildir. Ancak; hicri 1402 Şaban Ayı’nın Berat Gecesinde, Ravza-i Mutahhara’da yani Peygamberimiz (Sallallahü aleyhi ve sellem)’in bulunduğu pâk cennet bahçesi olan mescid-i şerifinde bulunduğumuz sırada Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) tarafından vaki olan manevi bir işaretle bu mühim işe başladık. Ve yukarıda geçtiği gibi kelimekelime mana verilmesine ziyade ihtimam (dikkat) göstererek, bazı kardeşlerimizle beraber bu uzun yola çıktık. TAKİP EDİLEN USUL MUKADDİME: Bu tefsirin mukaddimesinde(giriş kısmında)evvela Kur’an-ı Azimü’ş-şan’ın fezâili (faziletleri) hakkındaki bazı âyet-i kerimeler mealleri ile beraber yazılmıştır. Sonra, Ali Haydar Efendi (kuddise sirruhu) Hazretlerinin kendi Kur’an-ı Kerim’inin baş tarafına yazmış olduğu Kur’an-ı Kerim ile alakalı bütün hadis-i şerifler ve tefsir heyetinin bulduğu bazı hadis-i şerifler tercüme edilerek, kaynaklarıyla beraber zikredilmiştir. Müteakiben yine Kur’an-ı Kerim hakkında Ali Haydar Efendi (kuddise sirruhu) Hazretlerinin kendi Kur’an-ı Kerim’inin evveline yazdığı, ayrıca tefsir heyetinin de bulduğu büyüklerin sözlerinden bazıları ilave edilmiştir. Bundan sonra Kur’an-ı Kerim’i gafil olarak okumanın zemmi (kötülenmesi) hakkındaki bazı hadis-i şerifler ve büyüklerin sözleri nakledilmiştir. Mukaddimenin sonunda da Kur’an-ı Kerim’i kendi görüşü ile tefsir etme hakkında varit olan (gelen) tehdit mahiyetindeki hadis-i şerifler zikredilmiştir. ÂYETLERİN TEFSİRİNDE TAKİP EDİLEN USUL 1-KELİME MANASI: Her âyetin tefsirinde takip edilen bu usul, Kur’an-ı Kerim’i kolayca anlayabilmek için çok büyük ehemmiyet (önem) taşımaktadır. Zira topluca mana verildiğinde, Kuran’ı iyice anlamayı ve tefsir etmeyi isteyen kardeşlerimiz hangi mananın hangi kelimeden alındığını anlayamamaktadırlar. Bu tefsirde ise herkesin Kur’an-ı Kerim’i kelime kelime anlayabilmesi çok istenildiğinden bu usüle riayet edilmeye çalışılmıştır. Bu arada kelimeleri ve cümleleri birbirine bağlayan mahzuf ibareler (gizlenmiş sözler) zikredilmiştir ki, dikkatli düşünüldüğü takdirde, sadece kelime manasından bile, âyet-i celilelerin manaları anlaşılabilecek bir hale gelmiş olsun. Ayrıca sarf ve nahiv ilimlerini okumuş kardeşlerimizin, fail, meful, hal gibi kelimelerin cümle içindeki durumlarını ayırt edebilmeleri için yardımcı edatlar kullanılmıştır. Ancak, terkib-i izafiler(isim tamlaması) gibi birbirinden ayırt edilmesi uygun olmayan yerlerde kelime manası verilemediğinden, terkip (toplu) manası verilmiştir. 2-MEÂL-İ ŞERİF : Kelime manasından herkes istifade edemeyeceğinden ve âyetin toplu manası anlaşılamayacağından, her âyetin meâl-i şerifi (şerefli manası) kelime manasından sonra yazılmış ve bu meâl verilirken âyetin zahirinde (dış görünüşünde) bulunmayan kelime ve terkiplerin manaları katılmamaya dikkat edilmiştir. Ancak, âyet-i celilenin manası tam anlaşılabilmesi için, bir takım mahzuf (gizlenmiş) manaların ve bazı izahların zikredilmesine ziyade ihtiyaç duyulduğundan onlar parantez içinde ayrı bir yazı şekliyle açıklanmıştır. Böylece, meâl-i şerif tefsirli (açıklamalı) bir meâl haline gelmiştir. 3-İZAHAT Sadece meâl-i şerifle de iktifa edilmeyip (yetinilmeyip) her âyet, muteber tefsirlerde bulunan izahlardan istifade edilerek açıklanmaya çalışılmıştır. Şöyle ki: Tefsirlerde sebebi nüzulü beyan edilmiş olan âyetlerin, iniş sebepleri zikredilmiştir. Ahkâm âyetlerinden (şeri hükümleri beyan eden âyetlerden) çıkarılmış olan bir takım fetvalar da yeri geldiğinde açıklanmıştır. Âyet-i Celilelerle alâkalı hadis-i şeriflerin kaynakları ilmî usulle kaydedilerek yazılmaya gayret edilmiştir; Evvela hadis metninin alındığı kitap zikredilmiş, diğerleri ise ulema arasında bilinen sıralamaya göre yazılmıştır. Bazı âyet-i celilelerde bulunan yer ve şahıs isimlerinin ıstılahları (özel manaları) da, tefsirde derç edilmiştir(konulmuştur). Açıklanması gereken zor kelimelerin mehazları (asılları, kaynakları) müfret (tekil)sss ve cemileri (çoğulları) zaman zaman tefsirde yazılmıştır. Âyet-i celilelerin anlaşılmasını kolaylaştıracak olan veya onlarla alâkası bulunan kıssalar (hadiseler) de, muteber (kıymetli) tefsirlerden alınarak açıklamıştır. Zikirle alâkalı âyetlerde, yine güvenilen tefsirlerden ve kitaplardan alınan, tasavvufî manaların da katılmasına özen gösterilmiştir. Ayrıca, her âyetin izahının sonunda, o âyetin tamamı veya bir kısmıyla alâkalı diğer âyeti kerimeler bulunup, meâlleriyle yazılmaya gayret gösterilmiştir; Ta ki, vaaz ve nasihat etmek isteyenler, bir âyeti gözden geçirirken onu açıklayan diğer âyet-i kerimeleri de, önlerinde hazır bulup vaazlarını ziynetlendirsinler (süslesinler). Bu hususta en büyük rehber, Ali Haydar Efendi (kuddise sirruhu) Hazretlerinin, Mahmud Efendi Hazretlerine (kuddise sirruhu) verilmesini arzu ettiği kendi Kur’an-ı Kerimi’ninkenarlarına almış olduğu rakamlar (âyet ve sayfa numaraları), hatlar (çekilen çizgiler) ve izahlar olmuştur. Şu da bilinmelidir ki: Milletimizin, geçmiş büyüklerinin kıymetli lisanlarını terk etmeye başladığı şu günlerde Arapça, Farsça ve Türkçe karışımından meydana gelmiş olan Osmanlıcanın tamamen unutulmaması için Osmanlıca kelimelerin asılları yazılmış, nesiller arasında irtibat sağlamak için de kelimelerin karşılıkları parantez içinde zikredilmiştir. Bu büyük gaye hedeflendiğinden dolayı tefsirin uzamasından, akıcılığın bozulmasından ve dolayısıyla gelecek olan itirazlardan çekinilmemiştir.
324.00 ₺ -
Ruhul Furkan Tefsiri 5. Cilt Orta Boy Ciltli
* Yaldız Baskılı Bez Cild * 983 Sayfa * Nisa Sûresi (24-147) RUHU’L- FURKAN HAKKINDA GENEL MALUMAT Alllame, fâdıl, muhakkik, hicri 15.Asrın müceddidi, Şeyhü’l İslam İsmail Efendi (İsmail Ağa) Camii Şerifi emekli İmam Hatibi Mahmud Ustaosmanoğlu Efendi’nin riyasetinde kaleme alınmış, takriben 57 cilt olması beklenen mükemmel bir tefsirdir. Bu şaheser tefsirin hazırlanmasında Arapça, Farsça ve Türkçe birçok kitaptan istifade edilmiş olup, her sınıf insanın anlayabileceği sade bir dil ile yazılmıştır. Âyet-i Celileler, en ince ayrıntıları ile izah edilirken ihtiyaç duyulan kelam, fıkıh, tasavvuf ve genel kültüre dayalı malumat da verilmiştir. RUHU’L- FURKAN TEFSİRİNİN YAZILMA SEBEBİ Mahmud Efendi Hazretleri (Kuddise Sirruhu) tefsir-i şerifin sebebi telifi hakkında şöyle buyuruyorlar: “Kur’an-ı Azîmü’ş-şan’ın manasının kelime-kelime anlaşılmasına çok hevesli olduğumuz, kardeşlerimiz tarafından yakinen bilinmektedir. Nice büyük âlimler, Kur’an-ı Kerim’i Türkçe tefsir ederek, bu büyük kitabın manasını anlama hususunda insanların ihtiyaçlarını karşıladıklarından, ziyade aciz olan bu kardeşiniz, böyle büyük bir işe girişmeyi düşünmüş dahi değildir. Ancak; hicri 1402 Şaban Ayı’nın Berat Gecesinde, Ravza-i Mutahhara’da yani Peygamberimiz (Sallallahü aleyhi ve sellem)’in bulunduğu pâk cennet bahçesi olan mescid-i şerifinde bulunduğumuz sırada Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) tarafından vaki olan manevi bir işaretle bu mühim işe başladık. Ve yukarıda geçtiği gibi kelimekelime mana verilmesine ziyade ihtimam (dikkat) göstererek, bazı kardeşlerimizle beraber bu uzun yola çıktık. TAKİP EDİLEN USUL MUKADDİME: Bu tefsirin mukaddimesinde(giriş kısmında)evvela Kur’an-ı Azimü’ş-şan’ın fezâili (faziletleri) hakkındaki bazı âyet-i kerimeler mealleri ile beraber yazılmıştır. Sonra, Ali Haydar Efendi (kuddise sirruhu) Hazretlerinin kendi Kur’an-ı Kerim’inin baş tarafına yazmış olduğu Kur’an-ı Kerim ile alakalı bütün hadis-i şerifler ve tefsir heyetinin bulduğu bazı hadis-i şerifler tercüme edilerek, kaynaklarıyla beraber zikredilmiştir. Müteakiben yine Kur’an-ı Kerim hakkında Ali Haydar Efendi (kuddise sirruhu) Hazretlerinin kendi Kur’an-ı Kerim’inin evveline yazdığı, ayrıca tefsir heyetinin de bulduğu büyüklerin sözlerinden bazıları ilave edilmiştir. Bundan sonra Kur’an-ı Kerim’i gafil olarak okumanın zemmi (kötülenmesi) hakkındaki bazı hadis-i şerifler ve büyüklerin sözleri nakledilmiştir. Mukaddimenin sonunda da Kur’an-ı Kerim’i kendi görüşü ile tefsir etme hakkında varit olan (gelen) tehdit mahiyetindeki hadis-i şerifler zikredilmiştir. ÂYETLERİN TEFSİRİNDE TAKİP EDİLEN USUL 1-KELİME MANASI: Her âyetin tefsirinde takip edilen bu usul, Kur’an-ı Kerim’i kolayca anlayabilmek için çok büyük ehemmiyet (önem) taşımaktadır. Zira topluca mana verildiğinde, Kuran’ı iyice anlamayı ve tefsir etmeyi isteyen kardeşlerimiz hangi mananın hangi kelimeden alındığını anlayamamaktadırlar. Bu tefsirde ise herkesin Kur’an-ı Kerim’i kelime kelime anlayabilmesi çok istenildiğinden bu usüle riayet edilmeye çalışılmıştır. Bu arada kelimeleri ve cümleleri birbirine bağlayan mahzuf ibareler (gizlenmiş sözler) zikredilmiştir ki, dikkatli düşünüldüğü takdirde, sadece kelime manasından bile, âyet-i celilelerin manaları anlaşılabilecek bir hale gelmiş olsun. Ayrıca sarf ve nahiv ilimlerini okumuş kardeşlerimizin, fail, meful, hal gibi kelimelerin cümle içindeki durumlarını ayırt edebilmeleri için yardımcı edatlar kullanılmıştır. Ancak, terkib-i izafiler(isim tamlaması) gibi birbirinden ayırt edilmesi uygun olmayan yerlerde kelime manası verilemediğinden, terkip (toplu) manası verilmiştir. 2-MEÂL-İ ŞERİF : Kelime manasından herkes istifade edemeyeceğinden ve âyetin toplu manası anlaşılamayacağından, her âyetin meâl-i şerifi (şerefli manası) kelime manasından sonra yazılmış ve bu meâl verilirken âyetin zahirinde (dış görünüşünde) bulunmayan kelime ve terkiplerin manaları katılmamaya dikkat edilmiştir. Ancak, âyet-i celilenin manası tam anlaşılabilmesi için, bir takım mahzuf (gizlenmiş) manaların ve bazı izahların zikredilmesine ziyade ihtiyaç duyulduğundan onlar parantez içinde ayrı bir yazı şekliyle açıklanmıştır. Böylece, meâl-i şerif tefsirli (açıklamalı) bir meâl haline gelmiştir. 3-İZAHAT Sadece meâl-i şerifle de iktifa edilmeyip (yetinilmeyip) her âyet, muteber tefsirlerde bulunan izahlardan istifade edilerek açıklanmaya çalışılmıştır. Şöyle ki: Tefsirlerde sebebi nüzulü beyan edilmiş olan âyetlerin, iniş sebepleri zikredilmiştir. Ahkâm âyetlerinden (şeri hükümleri beyan eden âyetlerden) çıkarılmış olan bir takım fetvalar da yeri geldiğinde açıklanmıştır. Âyet-i Celilelerle alâkalı hadis-i şeriflerin kaynakları ilmî usulle kaydedilerek yazılmaya gayret edilmiştir; Evvela hadis metninin alındığı kitap zikredilmiş, diğerleri ise ulema arasında bilinen sıralamaya göre yazılmıştır. Bazı âyet-i celilelerde bulunan yer ve şahıs isimlerinin ıstılahları (özel manaları) da, tefsirde derç edilmiştir(konulmuştur). Açıklanması gereken zor kelimelerin mehazları (asılları, kaynakları) müfret (tekil)sss ve cemileri (çoğulları) zaman zaman tefsirde yazılmıştır. Âyet-i celilelerin anlaşılmasını kolaylaştıracak olan veya onlarla alâkası bulunan kıssalar (hadiseler) de, muteber (kıymetli) tefsirlerden alınarak açıklamıştır. Zikirle alâkalı âyetlerde, yine güvenilen tefsirlerden ve kitaplardan alınan, tasavvufî manaların da katılmasına özen gösterilmiştir. Ayrıca, her âyetin izahının sonunda, o âyetin tamamı veya bir kısmıyla alâkalı diğer âyeti kerimeler bulunup, meâlleriyle yazılmaya gayret gösterilmiştir; Ta ki, vaaz ve nasihat etmek isteyenler, bir âyeti gözden geçirirken onu açıklayan diğer âyet-i kerimeleri de, önlerinde hazır bulup vaazlarını ziynetlendirsinler (süslesinler). Bu hususta en büyük rehber, Ali Haydar Efendi (kuddise sirruhu) Hazretlerinin, Mahmud Efendi Hazretlerine (kuddise sirruhu) verilmesini arzu ettiği kendi Kur’an-ı Kerimi’ninkenarlarına almış olduğu rakamlar (âyet ve sayfa numaraları), hatlar (çekilen çizgiler) ve izahlar olmuştur. Şu da bilinmelidir ki: Milletimizin, geçmiş büyüklerinin kıymetli lisanlarını terk etmeye başladığı şu günlerde Arapça, Farsça ve Türkçe karışımından meydana gelmiş olan Osmanlıcanın tamamen unutulmaması için Osmanlıca kelimelerin asılları yazılmış, nesiller arasında irtibat sağlamak için de kelimelerin karşılıkları parantez içinde zikredilmiştir. Bu büyük gaye hedeflendiğinden dolayı tefsirin uzamasından, akıcılığın bozulmasından ve dolayısıyla gelecek olan itirazlardan çekinilmemiştir. * Ciltli Sert Kapak * Hamur Kağıt * 983 Sayfa
324.00 ₺ -
Son Sığınak Aile
Aşk, evlilik, eş, aile, ev hanımlığı, sevgi, akrabalar, aldatma, şiddet, boşanma, annelik- babalık, mutlu bir ailenin sırları ve daha fazlası... Aile kurumunun yıkılmaya yüz tutması, aile bireyleri arasındaki bağların zayıflaması ve modern dünyanın getirdiği sorunlar aile üzerinde yeni baştan durulması gerektiğini gösteriyor. Prof. Dr. Nevzat Tarhan'ın kaleminden Son Sığınak Aile, aileye ilk adım olan evliliğin biyolojik, psikolojik, sosyal ve kültürel temellerini irdeliyor. Yaşanmış örneklerin ve ‘evlilik niyet sözleşmesi’nin desteğiyle aile üyelerinin ve evliliğe hazırlık sürecinde olanların yollarını aydınlatıyor. "Aileyi" bütün yönleriyle anlatırken aileleri, karşılaşılan sorunları ve olguları bilimsel bir bakış açısıyla ele alıyor. Bu kitap, her ailenin ve aile olma yolunda ilerleyenlerin mutlaka kitaplığında bulunması gereken, mutlu aileler için rehber niteliğinde bir başvuru kitabı.
175.20 ₺ -