-
Kuranın Cevherleri Cevahirul Kuran
Ey uğraş olarak Kur’ân ile meşgul olan, ancak bu hususta gevşek davranıp Kur’ân’ın sadece zâhirî mânâlarını ve lafızlarını hızlıca kapan kişi! Sen nereye kadar okyanusun sahilinde gözün kapalı dolaşarak Kur’ân’ın harikulâde ahvâlinden gâfil olacaksın? Artık Kur’ân’ın güzelliklerini görüp de, hoş ve tatlı şeylerini sahile çıkartma zamanı gelmedi mi? Onun derinliklerine dalarak mücevherlerini çıkartıp da, zengin olma zamanı gelip dayanmadı mı? Okyanusun sadece sahillerine ve manzarasına sürekli bakıp da inci ve mücevherlerinden mahrum kaldığın için nefsini kınama zamanın gelmedi mi? Kur’ân’ın engin bir okyanus olduğu haberi sana hiç ulaşmadı mı? Okyanusun sahillerinden farklı farklı nehir ve kanalların oluşması gibi, önceki ve sonraki nesillerin ilminin de Kur’ân’dan bu şekilde çeşit çeşit kol ve türlere ayrıldığı haberi sana gelmedi mi? Okyanusun coşkun dalgalarına dalıp da incileri çıkartan kavme gıpta etmiyor musun? Öyle ki o insanlar o derinliklere dalıp oradan kırmızı yakutlar, ışıldayan inciler ve yeşil zebercedler çıkartmışlardır. Onlar okyanusun sahillerinde yüzüp amber ve altınları toplamışlardır. O kişiler bunları adalarına çıkartarak bunlardan panzehir yapmışlardır. Ben sadece kardeşlik hukukuna istinaden seni uyarıyorum. Onların yüzmelerinin, denize dalmalarının ve yolculuklarının nasıl olduğunu göstererek senin duanın bereketini umuyorum.
174.00 ₺ -
Kuranı Kerim Renkli Kelime Meali ve Muhtasar Tefsiri
Elmalılı Muhammed Hamdi 1878 yılında Antalya’nın Elmalı İlçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimi ile hafızlığını Elmalı’da tamamladı. Tahsilini ilerletmek için dayısı Mustafa Efendi ile birlikte İstanbul’a gitti ve Küçük Ayasofya Medresesi’ne yerleşti. Beyazıt Camii’ndeki derslerine devam ettiği Kayserili Mahmud Hamdi Efendi’den icazet aldı. Bundan sonra hocası Büyük Hamdi, kendisi Küçük Hamdi diye anılır oldu. Bu sırada devam ettiği Mekteb-i Nüvvâb’ı birincilikle bitirdi. Kendi gayretiyle edebiyat, felsefe ve mûsiki öğrendi. Avrupaî tarzda bir meşrûtiyet yerine İslâm’a uygun bir meşrûtiyet modeli geliştirmek için çalışmalar yaptı. Beyazıt Medresesi’nde iki yıllık ders-i âmlık görevinden sonra II. Meşrûtiyet’in ilk meclisine Antalya mebusu olarak girdi. Daha sonra Şeyhulislâmlık Mektûbî Kalemi’nde görev aldı. Mekteb-i Nüvvâb ve Mekteb-i Kudât da fıkıh, Medresetü’l-mütehassısîn’de usûl-i fıkıh, Süleymaniye Medresesi’nde mantık ve Mülkiye Mektebi’nde vakıf hukuku dersleri okuttu. Israrlı teklifler üzerine Damad Ferit Paşa’nın birinci ve ikinci hükümetlerinde Evkaf nâzırı olarak görev yaptı. 15 Eylül 1919’da âyan heyeti üyeliğine tayin edildi. İlmî rütbesi de Süleymaniye Medresesi müderrisliğine yükseltildi. Milli Mücadele sırasında İstanbul hükümetlerinde görev yaptığı gerekçesiyle İstiklal Mahkemesi’nce gıyabında idam kararı verildi ve Fâtih’teki evinden alınarak Ankara’ya götürüldü ve kırk gün tutuklu kaldı. Muhtemelen İttihad ve Terakki Cemiyeti üyesi olduğu için suçsuz bulunarak serbest bırakılınca İstanbul’a döndü. Bu arada Metâlib ve Mezâhib adlı eseri Türkçe’ye çevirdi. Türkiye Büyük Millet Meclisi bir tefsir hazırlatma kararı alınca, Diyanet İşleri Reisliği bu işi Elmalılı’ya teklif etti. Elmalılı bu teklifi kabul ederek yazmaya başladı ve “Hak Dini Kur’an Dili” adını verdiği eserini vefatından önce bitirmeye muvaffak oldu. Uzun süre müptelâ olduğu kâlp yetmezliğinden 27 Mayıs 1942’de vefat etti ve Erenköy Sahrayıcedid mezarlığına defnedildi. Elmalılı, bu eserini muteber ehl-i sünnet kaynak tefsirlerinden alıntılar yaparak, bazen katılmadığı görüşleri tenkid ederek hazırlamış, hüküm âyetlerinde daha çok Hanefi mezhebine uygun bilgiler vermiştir. Aklî bir zaruret olmadıkça âyetlerin mutlaka açık anlamlarını esas almıştır. Meselâ; Muhammed Abduh’un Fil sûresini tefsir ederken ebabil kuşlarının attığı taşların kızamık veya çiçek mikrobu taşımış olabileceğini ileri sürmesi örneğinde olduğu gibi, zorlama te’villeri Kur’an’ı tahrif olarak değerlendirmiştir. İlk defa Diyanet İşleri Reisliği tarafından yayımlanan Hak Dini Kur’an Dili adlı eserinin (İstanbul 1935-1938) daha sonra birçok baskısı yapılmıştır. Tefsirin sadeleştirmeleri de yapılmıştır. Biz kendi üslubumuz çerçevesinde sadeleştirdiğimiz meale, çoğu Elmalılı tefsirinden, başka tefsir ve hadis kaynaklarından özlü dipnotlar ekledik. Özellikle hüküm âyetlerinde ve gerekli gördüğümüz bazı yerlerde bir sayfayı bulan açıklamalar ekledik. Şunu hemen belirtelim ki Elmalılı, Türkçe diline hakim olduğu halde, meal ve tefsirinde Arapça ve Farsça kelime ve terkipleri önemli ölçüde muhafaza etmiştir. Özellikle mealde uzunca âyetlerin parçalarını birleştirmeden parçalar halinde ve ayetteki sırayı koruyarak vermekle yetinmiştir. Ayetlerin büyük ölçüde birleştirilmemiş parça anlamı mealde yer almıştır. Biz mümkün oldukça bu parçalı meal metodunu korumaya çalışmakla birlikte, günümüz insanının Türkçe olarak o âyetin bütününden alması gereken mesajı vermeye çalışan bir üslup gözettik. Umarız okuyucu Türkçe bakımından bir üslup birliği ve bir insicam içinde meydana gelen akıcılığı fark edecektir. Aşağıda konu ile ilgili birkaç örnek verilmiştir; Elmalılı asıl metin: “Senden evvel de rasûl olarak başka değil, ancak kendilerine vahy veriyor idiğimiz erler göndermişizdir, ehl-i zikre sorun bilmiyorsanız! Beyyinelerle ve kitaplarla… Sana da bu zikri indirdik ki kendilerine indirileni nâsa anlatasın ve gerek ki tefekkür edeler!” (Nahl, 16/43-44). Sadeleşmiş metin: “Biz, senden önce de, ancak kendilerine vahyettiğimiz erkekleri, elçi olarak gönderdik. Eğer bilmiyorsanız, bilenlere sorun! Onları açık delillerle ve kitaplarla gönderdik. Sana da bu Kur’an’ı indirdik ki, kendilerine indirilenleri insanlara açıklayasın. Umulur ki düşünüp öğüt alırlar!” (Nahl, 16/43-44). Elmalılı asıl metin: ‘Haydi’ buyurdu; ‘erdirildin dileğine yâ Musa! Şanım hakkı için, biz lutfeylemiştik sana diğer bir defa daha..’ Sadeleşmiş metin: -(Allah) dedi: “Ey Musa! İstediğin sana verildi.” - “Andolsun biz sana bir defa daha lütufta bulunmuştuk.” (Tâ-hâ, 20/36-37). Elmalılı asıl metin: “Biz dediler, bunun başına devam edip durmaktan asla ayrılmayız, ta dönünceye kadar bize Musa.” (Tâ-hâ, 20/91). Sadeleşmiş metin: -Onlar dediler: “Musa bize dönünceye kadar buna tapmaktan asla vazgeçmeyiz!” (Tâ-hâ, 20/91). Elmalılı asıl metin: O halde dediklerine sabret de Rabbine hamd ile tesbih eyle güneş doğmadan evvel ve batmadan evvel; gece saatlerinde de tesbih et, gündüzün etrafında da ki rızaya erebilesin.” (Tâhâ, 20/130). Sadeleşmiş metin: O halde onların söylediklerine sabret; güneşin doğmasından ve batmasından önce Rabbini hamdederek tesbih et. Gecenin bir bölümünde ve gündüzün uçlarında da tesbih et ki, hoşnutluğa eresin. (Tâhâ, 20/130). Burada, metin tashihi, ayet ve dipnot kontrollerini dikkatlice yapan kızım Fatmanur (Döndüren) ve eşi Bayram Andak'a teşekkürü bir borç bilirim. Böyle bir çalışma yapmaya muvaffak kıldığı için Yüce Allah’a hamd eder, eksik ve kusurlarımızın bağışlanmasını dilerim. Çalışma bizden, başarı ve sonuç Yüce Allah’tandır. Sadeleştiren ve Dipnotlar Ekleyen: Prof. Dr. Hamdi Döndüren
354.00 ₺ -
İrşadül Müridin Sert Ciltli
İrşadül Müridin Ciltli Şeyhül İslâm İsmail Efendi (İsmail Ağa) Camii Şerîfi Em. İmâm-Hatibi Mahmud Ustaosmanoğlu Efendi Hazretlerinin kırk yıla yakın yapmış olduğu hususî ve genel sohbetlerinden derlenmiştir. Hak aşıklarını (taliblerini) Hakk’a irşad etmek manasında olan bu eser, 15. Asrın Müceddidi Gavs-u A’zâm, Delîl-ü Sâlikin (Hak yolcularının rehberi), İmâm-u Zaman , Şeyhül İslâm İsmail Efendi (İsmail Ağa) Camii Şerîfi Em. İmâm-Hatibi Mahmud Ustaosmanoğlu Efendi Hazretlerinin kırk yıla yakın yapmış olduğu hususî ve genel sohbetlerinden derlenmiştir. Bu, feyiz dolu eserde tasavvufun incelikleri, Tarikat-ı Âlîyye ’ de riâyet edilmesi gereken âdâb ve dusturlar, tevbe, züht, takva, güzel ahlâk konuları işlenmiştir.
292.90 ₺ -
Peygamberler Tarihi Ciltli
Resullerin hayatlarını kıssa halinde sunan bir takım eserler, ya yanlışlara donanmış hikayelerden, ya da romansı anlatımlardan öteye geçmemektedir. Kuran’ı Kerim’in, resüllerin kıssalarını sunma amacı çok açıktır. Tevhidi tebliğ konusunda her zaman ve mekânda müminlere örnek olan ayrıntılı ve hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde berraktır. Tüm resüllerin ve de Hz. Peygamber efendimizin Kur'an-ı Kerim de be-yan edilen tebliğ yöntemleri kavranmadıkça “bence” lerin bitmesi mümkün olmayacaktır. Hayatı, cihadı, mücadelesi, ıslahatı, direnişi, küfre karşı tavır alışı, hakkı tebliğ edişi, etkileri itibariyle Resül ve nebileri çok iyi tanımak gerekir. “Yok korkum bir şeye dinimden gayri” diye feryad edenler örnek alın-malıdır. Müminler için her zaman peygamberler en büyük yol gösterici, onları bize tanıtan Kuranı Kerim en güzel hüccettir. Bu hüccetin sunuluş şekli olan sünneti resül ise mutlaka bilinmesi ve takip edilmesi elzem bir haldir. Sünnet yaşanmadıkça hiçbir şeyin yapılamayacağı da inkarı mümkün olmayan bir gerçektir. Sizlere bir mumla da olsa ışık tutabilirsek ne mutlu bize.
210.00 ₺ -
Hızırla Sohbet
RUHU'L BEYÂN'DAN MENKÎBELER Hızır'la Sohbet Allah’a hamd eder, Sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem Efendimize, âline ve ashabına salat eder, yolunca gidenlere de selam ederiz. Rabbimiz Zü’l-Celal ve’l-Kemâl hazretleri yüce kitabımız Kur’ân-ı Azimuşşan’da pek güzel kıssalar anlatır. Yarattığı kulunun ebedi seadeti, ebedi mutluluğu için ona yol gösterir. Hikmet dolu bu kıssaları değişik vesilelerle hatırlatarak kullarının dikkatini çeker ve gafletten uyanmasını arzu eder. Hikmetli sözler, kıssalar ve Allah dostlarının menkîbeleri gönüllere ferahlık verir, kalbleri dinlendirir. Sevgili Peygamberimiz hikmet ehli insanlara şöyle dikkat çeker: “Bir kul dünyâya karşı zâhid olduğu zaman Allah onun kalbinde hikmeti bitirir, diline hikmeti konuşturur,ona dünyânın ve nefsinin ayıplarını gösterir. Bir kardeşinizin zühd yolunu tuttuğunu görürseniz ona yakınlaşın ve onu dinleyin. Çünkü ona artık hikmet verilmiştir” buyurur. (Deylemî, Hadis no: 6215.) Hazreti Ali (r.a.) “Kalbini öğütle yaşat, hikmetle aydınlat!” buyurur. “Kalbleri dinlendirin ve onlar için hikmetli, hoş sözler araştırın. Çünkü bedenler yorulduğu gibi kalbler de yorulur. İnsanları, düşündürücü hikmetli sözlerle îkaz edin ki, kalbleri huzur bulsun.” tavsiyesinde bulunur. Hikmet, ilham ile vesveseyi birbirinden ayıran bir nurdur. Bu nur kalbde tefekkür ve ibretten meydana gelir. Tefekkür ve ibret ise hüzün ve açlıkta daha kolay elde edilir. Hikmet ehli bir zat şöyle demiştir: “Bedenlerin azığı yiyecek ve içecekler, aklın azığı ise hikmet ve ilimdir. Kula dünyada verilen en üstün şey hikmet, âhirette verilecek en üstün şey ise rahmettir. Bedenler için tıp ilmi ne kadar mühim ise, ahlak için hikmet de o kadar mühimdir.” Ebû Bekir Verrâk (k.s.): “Hikmet, işi sağlam yapmaktır. Hikmetin ilk işareti de dile sahip olmak ve sükuttur. Zaruret olmadıkça, ihtiyaç duyulmadıkça konuşmamaktır” buyurmuştur. Îsâ aleyhisselam bir gün havarileriyle otururken etrafındakilere: “Tohum nerede biter?” diye sordu. Onlar da: “Yerde biter” dediler. Bunun üzerine Îsâ aleyhisselam: “Aynı şekilde hikmet de ancak yer gibi olan kalbde biter” buyurdu. “Hikmet pınarları kalbden geçip dilde zuhur eder” buyurulmuşdur. Çünkü suyun kaynadığı yer, pınarlar, ancak yerde toprakta olur. İnsan kendini tevazuda toprak gibi bilirse kalbinde hikmetler biter. “Kime hikmet verilmişse ona pek çok hayır verilmiştir” demektir. (Bakara: 26). “Kim tevazu sahibi olursa, Allah Teâlâ onu yükseltir” buyurulmuştur. “Rûhu’l-Beyân’dan Menkîbeler” üst başlığı ve “HIZIRLA SOHBET” adıyla neşredilen bu kitab, “Altınoluk Dergisi”nde yayınlanan menkîbelerden teşekkül etmiştir. İbret dersleri veren bu menkîbeler yeniden gözden geçirilerek tab’a sâlih hale getirilip baskıya verilmiş ve kitab haline getirilerek okuyucuların istifadesine sunulmuştur. Menkîbelerin çoğunluğu “Rûhu’l-Beyân Tefsiri”nden seçilmiştir. Ancak hadislerde anlatılan ve Allah dostlarının hayatlarında geçen menkîbe ve kıssalardan da istifade edilmiştir. Rabbimizden bu nâçiz eserin, rızasını kazanmaya vesile olmasını ve okuyucularımızın da istifadesine medar olmasını niyâz ederiz. Gayret bizden, tevfik Yüceler Yücesi Allah’tandır. Mustafa Eriş 2 Ekim 2014 / 9 Zilhicce 1435
154.00 ₺ -
Ehli Sünnet Akaidi Mehmet Zahid Kotku
İman; herkesin bildiği gibi bir itikad, bir inanç ve bir tasdikten ibarettir. Lâkin bütün ibadetlerin başı, kökü, esası ve temelidir; bu olmadıkça hiçbir ibadet sahih ve makbul olamaz. Öyle kuru iman değil, olgun ve kâmil bir iman lazım. Bu da ancak ibadet ve taatlere hem de ihlâsla birlikte devamla mümkündür! Bugün görüyoruz ki birçok insan menfaatleri icabı hemen yön değiştirmektedirler. Akşam müslüman, sabahleyin küfre dönen ne kadar insan ararsın; bunların bir kısmı da hâlâ kendini müslüman sayar; çok acayip! Fikir değişikliği -Allah korusun- hep iman zâfiyetinden ileri gelmektedir.Bugün insan dövme ve öldürme hadiseleri de yine ya tamamen imansızlığın veya çok zayıf bir imanın, amelsiz bir imanın mahsulü olsa gerektir ki müslüman bu gibi cinayetleri katiyen irtikab edemez. Çünkü Müslümanlık tam bir hürriyet dinidir. Müslüman, kimseye ne eliyle ne de diliyle ezâ ve cefâ edemez. Zira bu gibi çirkin hareketler Müslümanlıkta yasaktır, haramdır. Evet, iman başka, amel başka; âmennâ. Lâkin can başka, ceset de başka. Amma ikisi birleşmedikçe hiçbir şey olmaz. Nasıl ki ölümle,can cesetten çıkınca o cesedi hemen mezarlığa götürüp toprağın içine atmaktayız. Çünkü artık işe yaramaz. Neden? Zira asıl olan ruh çıktı, cesedin işi de bitti. Öyle ise aziz ve muhterem kardeşim!İmanını amelsiz bırakma ve bir de imanına zarar verecek olan günahlardan çok sakın. Zira günahların en büyük zararı, kulu Rabbinden uzak etmesidir. Cehennemdeki en büyük azap da kulun Hâlıkından uzak kalmasıdır ki bu azap cehennemin ateşinden yüz binlerce fazladır. Bu dünya dâr-ı imtihândır, burada ne kadar yaşarsan yaşa, sonu ölüm! Ölüm ise mü'min için bir rahmet, bir lütuf ve bir ihsân-ı ilâhîdir. Dinsiz ve imansız için de pek acı bir felaket ve pek büyük bir azaptır. Şimdi fırsat senin elinde! Bu fırsat elinden gitmeden seçeceğin yeri iyi düşün ve bu dünyaya iyi bak ki kimseye kalmamıştır...
143.50 ₺ -
El Miftah Şerhu Nurul İzah
Barış ile Güneş Gendaş Yayınları Anasınıfı Eğitim Seti 5 - 6 Yaş 8 Kitap toplam 448 Sayfa Barış ile Güneş Eğitim Seti, yeni okul öncesi eğitim programının ışığında çocukların zengin öğrenme deneyimleri yaşayarak; sağlıklı büyümeleri, tüm gelişim alanlarında en üst düzeye ulaşmaları, öz bakım becerileri kazanmaları ve temel eğitime hazır duruma gelmeleri amacıyla hazırlanmıştır. Barış ile Güneş Eğitim Setimiz’de “Belirli Gün ve Haftalar”, “Değerler Eğitimi”, “Görgü Kuralları” etkinlikleri ile “Güvenli Yaşam Müellif-i merhum, Hasan b. Ammâr b. Alî eş-Şürünbülâlî, 16.yy. Mısırda yetişmiş büyük alimlerden olup Ezher'de müderrislik yapmış, müteahhir Hanefî fakihlerindendir. Usûl-i fıkıh, tefsir, hadis, kelâm, akaid, tasavvuf, Arap dili ve edebiyatı alanlarında da yetkin konumuda olan Şürünbülâlî, eserlerinde kullandığı dil sadeliği, verdiği bilgilerin güvenilirliği ve mantıkî örgüsünün sağlamlığı bakımından muasırı alimler tarafından da yaygın kabul görmüştür. Şürünbülâlî İslâmî ilimler sahasında pek çok eser kaleme almıştır. Bunlardan en meşhuru ve en çok okunanı taharet namaz ve oruç ibadetlerine dair "Nûru'l-İzâh" adlı eserdir. Eser günümüzde de ibadetler fıkhına giriş kitabı olarak okutulmaktadır. Okulda yapılan etkinlikleri destekleyici Aile Katılımı Etkinlikleri her kitabın sonunda verilmiştir. Bu etkinlikler ile aileler de hem çocuklarının gelişimine katkı sağlayacak hem de çocuklarıyla kaliteli zaman geçireceklerdir.
180.00 ₺ -
Abdülmetin Balkanlıoğlu Hocaefendinin Sohbetleri
Hocamız hayatta iken, ne kendisini, ne de nasıl bir dava şuurunda olduğunu anlayabildik. Bunu canlı bir misal ile anlatacak olursak: Ceviz kurdu gibidir; ki kurt, gireceği kadar bir delik açarak cevizin içine girer ve onu yemeye başlar. Buraya kadarı normaldir. Fakat cevizi yedikçe şişer, karnı büyür. Yeterince yükünü tutup doyunca gitmek ister ama girdiği delikten çıkamaz. Çünkü içi yenilen ceviz kurumuş ve sertleşmiştir; o deliği genişletmek artık imkânsızdır. Oturup bekler; delikten çıkmak için tek çaresi zayıflamayı beklemektir. Aç kaldıkça zayıflar, eski cılız haline döner ve bir gün çıkar. Ama çıktığında mevsim bitmiş, ortada aç ve cılız bir kurtçuk ve bir içsiz ceviz kalmıştır. Kimi insanlardaki para ve mal-mülk hırsı ile evliyânın, âlimlerin kıymetini bilmemesi de ceviz kurdu misâli gibidir. O hırsı yenip, “Artık yeter!” dediğinde baharlar ve yazlar bitmiş olur. Geriye sadece ömrünün sonbaharı ve belki de çeşitli hastalıklar, ilaçlar ile geçirmek zorunda kalacağı, koskoca bir kara kış kalmış olur... Biz bu çalışmamızla, kıymetini bihakkın bilemediğimiz hocamızdan dinlediğimiz, inci misali değerli sohbetlerini yazıya geçirerek istifadeye sunma yolunda bir adım attık. Bütün çalışmalarımızı rızasına muvafık kılmasını Rabb’imizden niyaz ederiz… Bu Çalışma Ailesinin rızası, eski çalışma arkadaşları ve dostlarının samimî gayreti ile Hayata geçirilmek istenmiş, Bir Hocahanımın sohbetleri yazıya dökmesi, Yine Çok Değerli başka bir Hoca efendi gurubunun dizgisinden mizanpajına, Kapak tasarımından baskı işlerine titizlikle takibi ile Vucüd bulmuştur. Hepsine çok teşekkür ediyoruz, Allah razı olsun diyoruz.
275.00 ₺ -
Kız Çocuklarına İyi Bakmanın Faziletleri
Kırk Konudan Her Birine Dair Kırk Hadisi Şerif Kız Çocuklarına İyi Bakmanın Faziletleri Hakkında İslamdan önce Arapların erkek çocuk ile sevinip kız çocuklarını sevmedikleri bilinmektedir. Bunun da sebebi işlerinde harplerinde erkek çocuklarının yanlarında duracağını mülâhaza edip kızlarının ise el evine giderek onları utandıracağı endişesini taşımalarıydı ki kızını başkasıyla evlendirme mecbûriyetini kalma durumunun onlara getirdiği ar duygusu, onları kız çocuklarını diri diri gömecek hale getirmişti. Allah-u Teala, Muhammed (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)'i bize peygamber olarak gönderince Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) vâsıtasıyla bu şenî davranışları yasak kılmıştır. Maalesef erkek çocukların kızlardan üstün tutulmasıyla alâkalı bu câhiliye düşüncesi günümüze kadar uzanmıştır. Özellikle İslâm kültüründen uzak toplumlarda kız çocukları daha ziyâde horlanmaktadır. İşte bu nedenle birçok ulemâ bu konuda eserler kaleme almış, özellikle bizden 500 sene kadar önce yaşamış olan İslâm ulemâsının ve evliyâsının büyüklerinden Ebu'l-Hasen el-Bekrî (Rahimehullâh) Müslümanları kız çocuklarına râzı etmek, onları yetiştirme zahmetine katlanmanın sevaplarını beyân etmek, onları himâye etmek ve haklarını muhâfaza etmek gibi üstün gâyelere mâtûfen bu konuda kırk hadîs-i şerîf ihitvâ eden bir risâle hazırlamıştır ki işte elinizdeki bu eser onun tercemesinden ve şerhinden ibârettir.
93.50 ₺ -
Bin Yıldır Düşmeyen Cephemiz DOĞU TÜRKİSTAN
İnsan kafasını fare kafasından ayıran en temel özellik zalime karşı duyduğu öfkedir. Küfre öfkesi olmayan bir iman sinede yük, Ahiret’te vebaldir. Çocuklara küfre karşı öfke duymayı büyük bir hakikat olarak öğretelim ki ZALİME dost değil Osman Batur, Abdulkâdir Damulla, Sabit Damulla gibi hasım olsun, “her şey bitti” dendiği bir anda murabıtlar ordusu olarak Kızıl orduları hezimete uğratsınlar. Çin de ABD de elbet bir gün çökecektir. Kavlî dualarımız fiilî dualarla birleşir, küfre olan adavetimizi Çin mallarını boykot ederek gösterirsek mazlumların duasıyla tarih olan Sovyetler gibi varlığını mazlumların ahı üzerine bina eden Çin de elbet bir gün enkaza dönecektir. Bin küsür yıllık ribatımız düşmeyecek, İslam’a yol açan Doğu Türkistan yeni Osman Baturlar yetiştirecektir. Sen sana düşeni yap ki Kiramen Kâtibîn melekleri seni bu zulmün karşısında duran bir muzdarib, bir murabıt olarak yazsın. Müslümanlara çağrıda bulun, “Çin malı almayınız!” de. Çevrene bu zulmü anlat; müminleri seher vaktinde mazlumların kurtuluşu, Çin’in yıkılışı için duaya davet et. Vakit tamam olup muhteşem ordular sefere çıktığında açık hava cezaevine dönen İslam beldeleri yeniden Müslümanlar için yurt olacaktır… Bu kitap, bin küsur yıllık ribatımız olan murabıtlar yurdu Doğu Türkistan’ın hürriyet mücadelesinin nasıl olması durumunda tekrar Allah Azze ve Celle’nin nusretinin tecelli edeceğiyle alakalı soruya bir parça katkıda bulunursa varoluş gayesini yerine getirmiş olacaktır.
81.25 ₺ -
Gidersen Veda Etme
Bilinmezlerle perdelenen iftiralar, yıkılan yuvalar, evladına hasret kalan analar… Gözleri görmeyen bir delikanlı ile kalbine duvarlar ören bir genç kızın imkânsız aşkı… Gerçek huzurun peşinde, arayış içindeki kalplerin bir ömürlük hikâyesi… Bambaşka dünyalara ait insanların kesişen kaderlerinin hikâyesi bu… Türk edebiyatının en üretken yazarlarından Ahmed Günbay Yıldız’ın kaleminden gerçek körlüğün kalplere inen bir perde olduğunu anlatan, sürprizlerle dolu, çarpıcı bir roman: Gidersen Veda Etme… Giderken sadece kalbimi değil karanlıkta parıldamaya başlayan düşlerimi de alıp beraberinde götürmüşsün. ‘Solmayan bir çiçek var,’ derdin, hatırlıyor musun? ‘O çiçek, umut çiçeğidir,’ derdin ya hani?.. Dünyamı daha da karanlıkların içinde bırakmak için o çiçeği de yüreğimden acımasızca koparıp götürmüşsün.
236.80 ₺ -
Muhiblerin Habibe Salevatı
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)e Aşık Olan Muhiblerin Habib'e Esma-i Hüsna ile Birlikte Okudukları Salevatı ve Her Birinin Havassı
88.00 ₺ -
Delilleriyle Büyük Şafii İlmihali 2 Hm
Ahmed bin Hüseyin bin Ahmed El- Asfehani Eş-Şafii Kadı Ebu Şucca Müslüman, imanın özü olan İslam'a dönmedikçe huzur yüzü göremez. İslam'a dönmekte şüphesiz İslam'ı bilmekle olur. İslam'ı bilmek de, okumakla olur. İslam'ın kaynağı olan Kur'an-ı Kerim'in tefsiri herkesin anlayacağı dillere çevrilmiştir. Resulullah'ın sünnetini teşkil eden sünnet ve yine de her iki kaynak olan Kur'an ve Sünnet'in anlaşılmasını gerektiren fıkıh ilimleri günümüzde herkesin bariz bir şekilde anlamalar sağlanarak Türkçe'ye çevrilmiştir. Bu kitap, öz bir şekilde fıkhi konuların hemen hemen hepsini kapsamaktadır. Ayrıca her konu için ayet ve hadisten delil getirilerek açıklanmıştır
300.00 ₺ -
Kimyai Saadet Mutluluğun Sırrı
Kimyâ-i Saâdet, Huccetü'l-İslam Ebu Hamid Muhammed el-Gazâlî'nin, (505/1111) en önemli eserlerinden biri olan İhyâu Ulûmi'd-Dîn'in bir özeti mahiyetindedir. Asırlar boyu şark diyarlarında ve Anadolu'da bir başucu kitabı olarak evlerdeki yerini almış, Osmanlı toplumunda da en çok okunan kitaplardan biri olmuştur. Kimyâ-i Saâdet, İhyâ'da olduğu gibi iman, amel ve ahlaktan bahseder. Başlıca konuları şöyledir: Kendini bilmek, kalbin hakikati, insandaki kötü ve iyi vasıflar, marifetullah, insan fıtratı, dünya gerçeği, ahiret haya-tı, kabir azabı, ruhun mahiyeti, ehli sünnet itikadı, kıyamet, tekrardan dirilme, şeriata uymak… Eser titiz bir çalışmanın sonuncunda siz değerli müşterilerimizin istifadesine sunulmuştur.
357.50 ₺ -
Mefzeul Halaik ve Menbeul Hakaik
Nâmütenâhî (sonu olmayan) hamd-ü senâlar: ﴾ ْۚمُيـك۪يْحُا يَمِ لْمُاكَعَا دَذِ اِولُسَّلرِلَ وِِّٰوا لُيب۪جَتْوا اسُنَمٰ اَين۪ذَّا الَهُّيَا آَي ﴿ “Ey îmân etmiş olan kimseler! Allâh’a ve sizi (madden ve mânen) diriltecek olan (güzel) şeylere sizi çağırdığında o Rasûl’e (güzelce boyun eğip, bu çağrıyı teslimiyetle karşılayarak) tam mânâsıyla icâbet edin.” (el-Enfâl Sûresi:24) buyuran Allâh-u Te‘âlâ’ya mahsustur. Bîhad (hudutsuz) salât-ü selâmlar Mikdâm ibni Ma‘dî Keribe (Radıyallâhu Anh)dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerîflerinde: ِّٰ اللُــولُسَ رَالَ: قَالَ قُهْنَى عٰالَعَ تُّٰ اللَيِضَ رَبِرَي ك۪دْعَ مِنْ بِامَدْقِمْ الِنَع ».ُهَعَ مُهَلْثِمَ وَابَتِكْ الُيت۪وتُي أّ۪نِ إَلاَ: «أَمَّلَسَ وِهْيَلَى عٰالَعَ تُّٰى اللَّلَص “Dikkat edin! Gerçekten bana Kur’ân verildi. Onunla birlikte bir misli de (sünnet / hadîsler) verildi.” (Ebû Dâvûd, es-Sü- nen, Sünnet:6, rakam:4604, 2/610; Ahmed ibnü Hanbel, el-Müsned, rakam:17174, 6/91; Tirmizî, es-Sünen, el-‘Ilm:10, rakam:2664, 5/38; İbnü Mâ- ce, es-Sünen, Mukaddime:2, rakam:12, 1/6) buyuran Rasûlüllâh (Sallâl- lâhu Aleyhi ve Sellem)in, Ehl-i Beyt’inin ve ashâb-ı güzîninin üze- rine olsun. Âmîn! Yâ Mu‘în!
140.25 ₺ -
4000 Sünnet Müstehab Ve Edepler 2.Cilt
Bütün hamdlerKur’ân-ı Kerîmi’nde: “(Ey insanlar!) Eğer siz Allâh’ı seviyor olduysanız, bana hakkıyla uyun ki Allâh da sizi sevsin (sizden râzı olup sevap versin) ve sizin için günahlarınızı örtsün.”(Âl-i İmrân Sûresi:31) demesini Habîbi’ne emir buyuran Allâh-u Te‘âlâ’ya mahsustur. Sonsuz salât-ü selamlar Irbâzibni Sâriye(RadıyallâhuAnh)dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerîflerinde: “Sizden kim (benim ardımdan) yaşayacak olursa çok ihtilaf (fikir ayrılıkları) görecektir. (Şerîatte aslı olmayıp dînî konularda) sonradan çıkartılan (bidat) işlerden sakının.Çünkü şüphesiz onlar tam bir sapıklıktır. Artık içinizden her kim buna (ihtilaf zamânına) kavuşursa,benim sünnetime ve hidâyete erdirilmiş olan o râşidhalîfelerin sünnetine sarılsın. (Hattâ bununla da yetinmeyip) siz onları azı dişlerinizle ısırın.” (et-Tirmizî, es-Sünen, el-‘Ilm:16, rakam:2676, 4/408; EbûDâvûd, es-Sünen, es-Sünne:6, rakam:4607, 2/611)buyuran Rasûlüllâh(Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in, ona hakkıyla tâbi olan sahâbe-i güzînhazarâtının ve kıymetli Ehl-i Beyti’nin üzerine olsun. Âmîn! Elinizdeki bu kıymetli eser kendilerine îtimâd ettiğim ve çok güvendiğim fıkıh âlimlerinden; Hüsamettin Hoca Efendi, Fatih Hoca Efendi, Abdullah Hoca Efendi ve Emin Ali Hoca Efendi tarafından kaleme alınmıştır. Bu eserde, Rasûlüllâh(Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)Efendimiz’inbeyân ettiği hayat düsturları; sünnetler, müstehaplar ve edepler bir araya getirilmeye çalışılmıştır. Tabî sünnet ve müstehaplarihâta edilemeyecek derecede çok olduğundan bu hususta kimse iddiâda bulunamaz. Lâkin zâhir olan ve herkese lâzım olanlar bu eserde cemedilmişir. Allâh-u Te‘âlâ cümlemizi bu eserden müstefîd eyleyerek dünyâ ve âhiretimizimâmûr eylesin. Âmîn!
299.75 ₺ -
Buhari ve Müslim İttifak Ettiği Hadisler 2Hm
El Lülü Vel Mercan Buhari ve Müslim İttifak Ettiği Hadisler Sahih-i Buhari ve Sahihi Müslim’in ittifak ettiği hadisler El-Lülüü Vel Mercan adlı eseri terceme ederken Allah Rasülü sallallahu aleyhi ve sellemin muradına en yakın manayı yakalayabilmek amacıyla Sahih-i Buhari’nin meşhur ve âlimler katında muteber olan İbnu hacer el-Askalanî’nin Fethul-bari adlı eserinden büyük ölçüde faydalandım. Asrımızda. müslümanların içinde bulunmuş oldukları duruma baktığımızda şunu görmekteyiz; Adil ve Hakim olan Allah’ın bir topluma gönderdiği belalar, onların isyanları. Allah ve RasülU’nün emirlerine muhalif davranmaları yüzündendir. Özellikle halkı müslüman olan ülkelerin fertleri Kuran ve sünnetten uzaklaşıp, şirk düzenlerinin hakimiyetinden dolayı bir çok fitne ve zorluklarla yüzyüzedir Neticede ister itikadi. ister ameli olsun kitap ve sünnetten uzaklaşma en korkunç sekliyle bugün gözler önündedir, islâm sadece namaz ve oruçtan ibaretmiş gibi kabul edilmektedir Sünnetin ise; yerini bid’at ve hurafeler almış, sünnete uygun İslâmi bir yaşayış tarzı üzerine Avrupai bir yaşayış tarzı her yönüyle tercih edilmiştir Nüfusun büyük çoğunluğunu teşkil ettikleri ülkelerde Müslümanlar, kendi inançlarına göre yaşayamazlar. Sebebi ise. islâm’ın hakim olmayışı, küfür rejiminin, tağutun Müslümanlar üzerindeki hâkimiyetidir. Buna da fırsat veren Müslümanların bizzat kendilerinden başkası değildir. Diğer nedenlerinden biri de. Müslümanların çeşitli fırkalara ve görüşlere ayrılmaları, ihtilâf ettikleri meselelerde İslâmi bir tavırla, kitap ve sünneti hakem kılmayışlarıdır Bugünkü din anlayışımız şundan ibarettir; falan hoca şöyle der, bizim görüşümüz budur, Biz böyle gördük, biz ayetten ve hadisten anlamayız ve buna benzer nice sorular Müslümanların çoğunda hakim olan yanlış bir anlayış ve davranış, kitap ve sünneti devreden çıkarıp onlan rafa kaldırıp hükümsüz kılmak asrın uğraşısı haline gelmiştir. Dolayısıyla Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem’in bütün insanlara örnek olsun diye ortaya koyduğu tertemiz sünneti ihmal ve gözardı edilmekdedir. Evet bugün Müslümanların zafere ulaşamamalarının en büyük sebebi; İslâm’dan uzak olmaları, nefiscilik, taassup, söz ve amellerinin bir olmayışından, ihtilâf ve anlaşmazlık anında, kitap ve sünneti hakem tayin etmediklerindendir. Oysa Allah ve Rasulü birlik, ve beraberliği emretmekte, açık delil olduğunda, ona tâbi olmayı, kesinlikle ayrılığa düşmemeyi emretmektedir. Şimdi bu gerçeğin ışığı altında ümmete düşen; Kur’ân ve sünnete ittibaın gerekliliğini ve sahih hadisle amel etmenin önemini, görev bilip artık boşa geçirmiş olduğu zamanlarını hatırlayıp, hemen Rabbani kaynak olan Allah’ın kitabına ve Rasulü’nün sünnetine dönmesidir. Kurtuluş ancak kitap ve sünnetle amel etmemizle mümkündür.Umarım terceme ettiğimiz El-Lü’lüü Ve’l-Mercan adlı eser hayra vesile olur ve ümmetin dirilişine fayda verir. Tevfik ve hidayet Allah’tandır. Selâm; Kur’ân ve sünnete tâbi olanların üzerine olsun
441.00 ₺ -
-
Peygamberimizin Kızları ve Kız Torunları
Peygamberimizin Kızları ve Kız Torunları Onlar eşyanın kölesi olmadılar. Dünyaya geriğinden fazla değer vermediler. Allah'a samimi kul olabilmeyi her şeyin üstünde tuttular. Onların evlilikleri, düğün merasimlerindeki sadelik ve komşuluk münasebetleri birer güzeL numune... Hayâtımıza, onların hayatlarından esintiler taşıdığımız ölçüde, müslümanca yaşamakta başarılı olacağız.
105.00 ₺ -
Yasini Şerif Cüzü CAH Şamua Çanta Boy
Yasini Şerif Cüzü İÇİNDEKİ HER SÛRENİN FAZİLETLERİ, HAVÂSSI VE DUÂLARI İLE YÂSÎN CÜZÜ
134.75 ₺ -
Amakı Hayal
Bilim, felsefe ve inanca dair sorgulamalarına cevap bulamayan Râcî’nin hayatı, Aynalı Baba’yla mezarlıkta karşılaşmasıyla farklı bir yöne doğru evriliyor. Beraberce kahve içip Aynalı Baba’dan ney dinleyen Râcî hayallere dalıp, farklı bir dünyanın eşiğinde bulur kendisini. A'mâk-ı Hayâl, başkahramanımız Râcî’nin hayata dair sorularına cevap bulma arayışını konu ediniyor. Şehbenderzâde Filibeli Ahmed Hilmi Efendi'nin irfâni bir bakış açısıyla kaleme aldığı A'mâk-ı Hayâl, insanın temel problemlerine değiniyor ve bizi fantastik bir manevi yolculuğa çıkarıyor.
30.00 ₺ -
Her Şey Seninle Başlar
Çaresizlik öğrenilmiştir. Başarılı olmak da öğrenilebilir. Sende sandığından fazlası var! Gelebileceğin en iyi yerde değilsin. Yeni bir hayat için gereken, yeni bir akıldır. Doğru şeyi yapmak için yanlış zaman yoktur. Rüzgârı suçlamayı bırak, yelkenleri kullanmayı öğren! Seyirci koltuğundan sıkıldıysan, sahneye çık. Zirvede her zaman bir kişiye daha yer var. Başkaları yapabildiyse, sen de yaparsın. Her şey seninle başlar! Hayatta ya tozu dumana katarsın, ya da tozu dumanı yutarsın. Seçim senin!
146.25 ₺ -
Müsebbeatı Aşere
Müsebbeatı Aşere - Ahmet Mahmut Ünlü - Yeni Risale Büyük günahları dahi affettirecek ve imansız ölmekten koruyacak Müsebbe'ât-ı Aşere (Yedi kere tekrarlanan on zikir) Müsebbe’ât-ı Aşere virdi hakkında İmâm-ı Cezûlî (Rahimehullâh) şöyle demiştir: “Bu vird dünyevî ve uhrevî bütün ehvâlin (dehşet ve belâların) defi için hazırlanmış ve her musîbetin keşfi için tertip edilmiş çok mühim ehzâbdan (virdlerden sayılmış)dır.” (Ahmed es-Sâvî el-Mâlikî el-Halvetî, el-Esrâru’r-Rabbâniyye ‘ale’s-Selevâti’d-Derdiriyye, sh:8) Fakihlerin hâtimesi Ve Hâlid-i Bağdâdî (Kuddise Sirruhû) Hazretleri’nin hâlifesi olan İbni Âbidîn (Rahimehullâh) da şu beyanda bulunmuştur: “Bu Müsebbe’ât, her gün kendisini okuyanları dünyâda ve haşir gününde bütün tehlikelerden kurtarır, bütün günahlarına keffâret (bağışlanma vesilesi) olur ve tüm âfetlerden korur.” (İbnü ‘Âbidîn, ‘Ukûdü’l-le’âli, 455-456)
88.00 ₺ -
Mutluluk Psikolojisi ve Stresle Başa Çıkma
Mutluluk Psikolojisi İnsan, bedensel ve ruhsal olarak her an dışarıdan gelecek etkilere açıktır. Hatta bazı durumlarda ruhsal halini tümüyle bu uyaranlar belirleyebilir. Çünkü her bir etki ve uyaran, insanın bedensel ve ruhsal dengesini, düzenini, uyumunu etkiler. İnsanın içindeki mekanizma, bilinçli ya da bilinçsiz olarak bu dengeyi koruyan sistemler, dengeyi ve uyumu sağlamak, sürdürmek için sürekli çaba harcar. Bu çabaların yetersiz kaldığı noktada da stres ortaya çıkar. Nevzat Tarhan, Mutluluk Psikolojisi ve Stresle Başa Çıkma adlı kitabıyla hem insanın stresle olan ilişkisine hem de stresi nasıl mutluluğa dönüştüreceğimize odaklanıyor. Bu mücadele esnasında insanın kendi kişiliğini ve karakterini daha iyi tanıması gerektiğini vurgulayarak, aslında tümüyle bize özgü bir mücadele yolu çizmiş oluyor. Her şey, önce kendini değiştirmekle başlıyor. Stresin mutluluğa dönüşebileceği her bir noktada bu kitabın rehberliğinden faydalanmak elinizde.
155.40 ₺ -
Hidayet Rehberi
el-Gazzâlî’nin yaşadığı dönem İslam kültürü alanında çeşitli niteliklerdeki doktrinel düşüncelerin yerleşme ve kök salma sürecine rastlamaktadır. el-Gazzâlî düşünsel etkinlikleri ve telif çalışmalarıyla bu sürecin çatısına etki eden çok önemli bir İslam düşünürüdür. Onun neredeyse tüm ilim alanlarını kuşatan eserleri o günden bu güne kadar bütün İslam coğrafyasındaki ilgi ve etkinliğini sürekli muhafaza etmiştir. el-Gazzâlî’nin İslam dünyasında toplumun her kesiminin ilgisini çeken eserlerinden biri de el-Munkiz mine’d-dalâl’dır. Bu eser, hacmi küçük olmakla beraber el-Gazzâlî’nin tüm ilmi birikiminin ve hayat tecrübesinin özünü ve izlerini sade bir biçimde aktarması ve yansıtması açısından son derece önemli bir çalışmadır. Bu itibarla eser, İslam tarihinin en seçkin alimlerinden biri olan el-Gazzâlî’nin içerik ve yöntem itibariyle “ilim” alanına dair özlü bir değerlendirmesidir.
56.00 ₺ -
İyi İnsan Olmak Yürek İster
şu içinde, bulunduğumuz dünyada ademoğlunun en önemli meselesi hiç şüphesiz ki gerçekten iyi insan olabilmektir. bir şeyi tahrip etmek, yıkmak çok kolay, yapmak ise çok zordur. iyi insan olabilmenin zorluğunu göze alabilmek yürek ister. Bu kitap size bu kahramanlığı ve cesareti sergileyebilmede önemli ipuçları sunmak için hazırlandı. Kitapta o kutlu mücadeleyi zaferle neticelendirmenin yollarını canlı örneklleriyle bulacaksınız.
144.00 ₺ -
Aşerei Mübeşşere Cennetle Müjdelenen On Sahabe
Sahabi, gönlü iman nuru ile dolu olarak Allah’ın Sevgilisini bir kerecik gören, yahut Kâinatın Efendisi tarafından bir an görülmüş olandır... Bizzat Resûlullah’ın: - “Benim ashabım, yıldızlar gibidir; hangisine uyarsanız, doğru yolu bulmuş olursunuz!” buyurduğu büyük insanlar. Sahabi, derecede nebiler ve resullerden sonra insanoğlunun en üstün ve en ileri tabakası olduğu gibi, kendi içinde de derece derece ve tabaka tabaka... Onlar, Kâinatın Efendisi tarafından hususi bir ölçü ile kendilerine tayin olunan mertebelerle birbirinden mümtaz olmuşlardır, ilk Müslüman olan Sahabe-i Güzîn, sonrakilerden mümtaz oldukları gibi; Hülefâ-i Raşidîn, Bedir muharebesine iştirak eden mücahitler, On Cennetlikler ve “Bîat-i Rıdvan” ehli, sıra ile birbirinden üstün sayılmışlardır. Lâkin sahabi olmak hususunda beraberdirler...
108.00 ₺ -
Buhari ve Müslimin İttifak Ettiği Hadisler
“Müttefekun Aleyh”; Sözlük bakımından “üzerine birleşilmiş olan şey” manâsında bir tabirdir. Buhâri ile Müslim’in her ikisinin ittifakla sahih kabul ederek kitaplarına (es-Sahîh' lerine) aldıkları hadîslere denir. Buhârî ile Müslim’in “es-Sahîh”leri, İslâm âlimlerinin tamamına yakın büyük çoğunluğu tarafından Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitap olarak kabul edilmiştir. Bu bakımdan her ikisinde birden yeralan hadîsler sahihin en yüksek derecesini teşkil ederler. Buhârî ile Müslim, İslâm ümmetinin kurup geliştirdiği rivâyet sistemini en iyi bilen ve onu en sağlıklı şekilde uygulayan iki hadîs otoritesidir. Onlar sadece bu özellikleriyle değil, çevrelerindeki insanları hayran bırakan anlayış, zekâ ve sağlam mantıklarıyla da tanınırlar. Bugün problemlerimizi çözmek için öncelikle İslâm âlimlerinin eserlerine başvurmak, cevabını bulamadığımız problemleri bizden daha iyi yorumlayabilecek âlimlere götürmek, bununla da sonuç alamadığımız da meselenin hallini zamana bırakmak en uygun davranış olacaktır. Günümüzde özellikle ülkemizde gerekli dini eğitimi alamayan insanların sayısının azımsanmayacak ölçüde olması hasebiyle, insanımızı doğrudan doğruya Kur’ân ve hadîslerle bilgilendirmek bu sorunu çözmenin en iyi yöntemlerinden biridir. Bu nedenle de bu çalışma, âyet ve hadîslerle “İslâmî hayat ölçütleri” ve yaygın bir “ümmet eğitimi”ni hedeflemiş bir eserdir. Bu durumun, ülkemiz insanları açısından ne kadar önemli olduğu aşikârdır.
270.00 ₺