-
Edebüd Dünya ved Din Termo Deri Tek Cilt
Kendisinden sonra gelecek İmâm Gazalî ve Hatîb el-Bağdadî gibi büyük isimleri etkilemiş olan İmâm Mâverdî'nin, fakih titizliğiyle yazıp yüzlerce hikmetli söz ve şiirle süslediği ahlak, siyaset ve öğüt kitabıdır. Mâverdî üstün zekâsı, tevazusu, feraseti ve edebiyle övülmüş; eseri İbnü'l-Cevzî, İmâm Zehebî, İbni Hacer gibi büyük âlimler tarafından tam güvenle tavsiye edilmiştir. Ahlak kütüphanesinin baştacı bu eser, nefis bir tercümeyle şimdi Türkçe'de.
1088.00 ₺ -
Kalplerin Keşfi İmam Gazzali Ciltli
Eş‘arî kelâmcısı, Şâfiî fakîhi, mutasavvıf, filozoflara yönelttiği eleştirilerle tanınan İslâm düşünürü Hüccetü’l-İslâm Ebû Hâmid el-Gazzâlî (Rahimehullâh) asırlar öncesi tasavvufa dair kalem aldığı “Mükâşefetül-Kulûb /Kalplerin Keşfi” adlı mükemmel bu eseri, ibâdete dair faziletli amellerin yanı sıra nefsin hilelerinden, şeytanın şerrinden, gönlümüze musallat olan manevi hastalıkların kurtulmasının çaresinin âdeta reçetesini veriyor. Allâh’a ve ve Resûlüne İtaatin faziletinden Zikrullâh’ın Faziletine, Şeytânın Düşmanlığından İçki İçenlerin Cezalarına; Kadının Kocası Üzerindeki Haklarından Kocanın Hanımı Üzerindeki Hakkına varınca kadar 111 konudan oluşuyor. Siz değerli kardeşlerimizin istifâde etmesi dileğiyle…
340.00 ₺ -
Ruhul Furkan Tefsiri 12. Cilt Orta Boy Ciltli
* Ciltli * 776 Sayfa * En'âm Sûresi (132-165) RUHU’L- FURKAN HAKKINDA GENEL MALUMAT Alllame, fâdıl, muhakkik, hicri 15.Asrın müceddidi, Şeyhü’l İslam İsmail Efendi (İsmail Ağa) Camii Şerifi emekli İmam Hatibi Mahmud Ustaosmanoğlu Efendi’nin riyasetinde kaleme alınmış, takriben 57 cilt olması beklenen mükemmel bir tefsirdir. Bu şaheser tefsirin hazırlanmasında Arapça, Farsça ve Türkçe birçok kitaptan istifade edilmiş olup, her sınıf insanın anlayabileceği sade bir dil ile yazılmıştır. Âyet-i Celileler, en ince ayrıntıları ile izah edilirken ihtiyaç duyulan kelam, fıkıh, tasavvuf ve genel kültüre dayalı malumat da verilmiştir. RUHU’L- FURKAN TEFSİRİNİN YAZILMA SEBEBİ Mahmud Efendi Hazretleri (Kuddise Sirruhu) tefsir-i şerifin sebebi telifi hakkında şöyle buyuruyorlar: “Kur’an-ı Azîmü’ş-şan’ın manasının kelime-kelime anlaşılmasına çok hevesli olduğumuz, kardeşlerimiz tarafından yakinen bilinmektedir. Nice büyük âlimler, Kur’an-ı Kerim’i Türkçe tefsir ederek, bu büyük kitabın manasını anlama hususunda insanların ihtiyaçlarını karşıladıklarından, ziyade aciz olan bu kardeşiniz, böyle büyük bir işe girişmeyi düşünmüş dahi değildir. Ancak; hicri 1402 Şaban Ayı’nın Berat Gecesinde, Ravza-i Mutahhara’da yani Peygamberimiz (Sallallahü aleyhi ve sellem)’in bulunduğu pâk cennet bahçesi olan mescid-i şerifinde bulunduğumuz sırada Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) tarafından vaki olan manevi bir işaretle bu mühim işe başladık. Ve yukarıda geçtiği gibi kelimekelime mana verilmesine ziyade ihtimam (dikkat) göstererek, bazı kardeşlerimizle beraber bu uzun yola çıktık. TAKİP EDİLEN USUL MUKADDİME: Bu tefsirin mukaddimesinde(giriş kısmında)evvela Kur’an-ı Azimü’ş-şan’ın fezâili (faziletleri) hakkındaki bazı âyet-i kerimeler mealleri ile beraber yazılmıştır. Sonra, Ali Haydar Efendi (kuddise sirruhu) Hazretlerinin kendi Kur’an-ı Kerim’inin baş tarafına yazmış olduğu Kur’an-ı Kerim ile alakalı bütün hadis-i şerifler ve tefsir heyetinin bulduğu bazı hadis-i şerifler tercüme edilerek, kaynaklarıyla beraber zikredilmiştir. Müteakiben yine Kur’an-ı Kerim hakkında Ali Haydar Efendi (kuddise sirruhu) Hazretlerinin kendi Kur’an-ı Kerim’inin evveline yazdığı, ayrıca tefsir heyetinin de bulduğu büyüklerin sözlerinden bazıları ilave edilmiştir. Bundan sonra Kur’an-ı Kerim’i gafil olarak okumanın zemmi (kötülenmesi) hakkındaki bazı hadis-i şerifler ve büyüklerin sözleri nakledilmiştir. Mukaddimenin sonunda da Kur’an-ı Kerim’i kendi görüşü ile tefsir etme hakkında varit olan (gelen) tehdit mahiyetindeki hadis-i şerifler zikredilmiştir. ÂYETLERİN TEFSİRİNDE TAKİP EDİLEN USUL 1-KELİME MANASI: Her âyetin tefsirinde takip edilen bu usul, Kur’an-ı Kerim’i kolayca anlayabilmek için çok büyük ehemmiyet (önem) taşımaktadır. Zira topluca mana verildiğinde, Kuran’ı iyice anlamayı ve tefsir etmeyi isteyen kardeşlerimiz hangi mananın hangi kelimeden alındığını anlayamamaktadırlar. Bu tefsirde ise herkesin Kur’an-ı Kerim’i kelime kelime anlayabilmesi çok istenildiğinden bu usüle riayet edilmeye çalışılmıştır. Bu arada kelimeleri ve cümleleri birbirine bağlayan mahzuf ibareler (gizlenmiş sözler) zikredilmiştir ki, dikkatli düşünüldüğü takdirde, sadece kelime manasından bile, âyet-i celilelerin manaları anlaşılabilecek bir hale gelmiş olsun. Ayrıca sarf ve nahiv ilimlerini okumuş kardeşlerimizin, fail, meful, hal gibi kelimelerin cümle içindeki durumlarını ayırt edebilmeleri için yardımcı edatlar kullanılmıştır. Ancak, terkib-i izafiler(isim tamlaması) gibi birbirinden ayırt edilmesi uygun olmayan yerlerde kelime manası verilemediğinden, terkip (toplu) manası verilmiştir. 2-MEÂL-İ ŞERİF : Kelime manasından herkes istifade edemeyeceğinden ve âyetin toplu manası anlaşılamayacağından, her âyetin meâl-i şerifi (şerefli manası) kelime manasından sonra yazılmış ve bu meâl verilirken âyetin zahirinde (dış görünüşünde) bulunmayan kelime ve terkiplerin manaları katılmamaya dikkat edilmiştir. Ancak, âyet-i celilenin manası tam anlaşılabilmesi için, bir takım mahzuf (gizlenmiş) manaların ve bazı izahların zikredilmesine ziyade ihtiyaç duyulduğundan onlar parantez içinde ayrı bir yazı şekliyle açıklanmıştır. Böylece, meâl-i şerif tefsirli (açıklamalı) bir meâl haline gelmiştir. 3-İZAHAT Sadece meâl-i şerifle de iktifa edilmeyip (yetinilmeyip) her âyet, muteber tefsirlerde bulunan izahlardan istifade edilerek açıklanmaya çalışılmıştır. Şöyle ki: Tefsirlerde sebebi nüzulü beyan edilmiş olan âyetlerin, iniş sebepleri zikredilmiştir. Ahkâm âyetlerinden (şeri hükümleri beyan eden âyetlerden) çıkarılmış olan bir takım fetvalar da yeri geldiğinde açıklanmıştır. Âyet-i Celilelerle alâkalı hadis-i şeriflerin kaynakları ilmî usulle kaydedilerek yazılmaya gayret edilmiştir; Evvela hadis metninin alındığı kitap zikredilmiş, diğerleri ise ulema arasında bilinen sıralamaya göre yazılmıştır. Bazı âyet-i celilelerde bulunan yer ve şahıs isimlerinin ıstılahları (özel manaları) da, tefsirde derç edilmiştir(konulmuştur). Açıklanması gereken zor kelimelerin mehazları (asılları, kaynakları) müfret (tekil)sss ve cemileri (çoğulları) zaman zaman tefsirde yazılmıştır. Âyet-i celilelerin anlaşılmasını kolaylaştıracak olan veya onlarla alâkası bulunan kıssalar (hadiseler) de, muteber (kıymetli) tefsirlerden alınarak açıklamıştır. Zikirle alâkalı âyetlerde, yine güvenilen tefsirlerden ve kitaplardan alınan, tasavvufî manaların da katılmasına özen gösterilmiştir. Ayrıca, her âyetin izahının sonunda, o âyetin tamamı veya bir kısmıyla alâkalı diğer âyeti kerimeler bulunup, meâlleriyle yazılmaya gayret gösterilmiştir; Ta ki, vaaz ve nasihat etmek isteyenler, bir âyeti gözden geçirirken onu açıklayan diğer âyet-i kerimeleri de, önlerinde hazır bulup vaazlarını ziynetlendirsinler (süslesinler). Bu hususta en büyük rehber, Ali Haydar Efendi (kuddise sirruhu) Hazretlerinin, Mahmud Efendi Hazretlerine (kuddise sirruhu) verilmesini arzu ettiği kendi Kur’an-ı Kerimi’ninkenarlarına almış olduğu rakamlar (âyet ve sayfa numaraları), hatlar (çekilen çizgiler) ve izahlar olmuştur. Şu da bilinmelidir ki: Milletimizin, geçmiş büyüklerinin kıymetli lisanlarını terk etmeye başladığı şu günlerde Arapça, Farsça ve Türkçe karışımından meydana gelmiş olan Osmanlıcanın tamamen unutulmaması için Osmanlıca kelimelerin asılları yazılmış, nesiller arasında irtibat sağlamak için de kelimelerin karşılıkları parantez içinde zikredilmiştir. Bu büyük gaye hedeflendiğinden dolayı tefsirin uzamasından, akıcılığın bozulmasından ve dolayısıyla gelecek olan itirazlardan çekinilmemiştir.
381.60 ₺ -
Ruhul Furkan Tefsiri 11. Cilt Orta Boy Ciltli
* Ciltli * 776 Sayfa * En'âm Sûresi (102-131) RUHU’L- FURKAN HAKKINDA GENEL MALUMAT Alllame, fâdıl, muhakkik, hicri 15.Asrın müceddidi, Şeyhü’l İslam İsmail Efendi (İsmail Ağa) Camii Şerifi emekli İmam Hatibi Mahmud Ustaosmanoğlu Efendi’nin riyasetinde kaleme alınmış, takriben 57 cilt olması beklenen mükemmel bir tefsirdir. Bu şaheser tefsirin hazırlanmasında Arapça, Farsça ve Türkçe birçok kitaptan istifade edilmiş olup, her sınıf insanın anlayabileceği sade bir dil ile yazılmıştır. Âyet-i Celileler, en ince ayrıntıları ile izah edilirken ihtiyaç duyulan kelam, fıkıh, tasavvuf ve genel kültüre dayalı malumat da verilmiştir. RUHU’L- FURKAN TEFSİRİNİN YAZILMA SEBEBİ Mahmud Efendi Hazretleri (Kuddise Sirruhu) tefsir-i şerifin sebebi telifi hakkında şöyle buyuruyorlar: “Kur’an-ı Azîmü’ş-şan’ın manasının kelime-kelime anlaşılmasına çok hevesli olduğumuz, kardeşlerimiz tarafından yakinen bilinmektedir. Nice büyük âlimler, Kur’an-ı Kerim’i Türkçe tefsir ederek, bu büyük kitabın manasını anlama hususunda insanların ihtiyaçlarını karşıladıklarından, ziyade aciz olan bu kardeşiniz, böyle büyük bir işe girişmeyi düşünmüş dahi değildir. Ancak; hicri 1402 Şaban Ayı’nın Berat Gecesinde, Ravza-i Mutahhara’da yani Peygamberimiz (Sallallahü aleyhi ve sellem)’in bulunduğu pâk cennet bahçesi olan mescid-i şerifinde bulunduğumuz sırada Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) tarafından vaki olan manevi bir işaretle bu mühim işe başladık. Ve yukarıda geçtiği gibi kelimekelime mana verilmesine ziyade ihtimam (dikkat) göstererek, bazı kardeşlerimizle beraber bu uzun yola çıktık. TAKİP EDİLEN USUL MUKADDİME: Bu tefsirin mukaddimesinde(giriş kısmında)evvela Kur’an-ı Azimü’ş-şan’ın fezâili (faziletleri) hakkındaki bazı âyet-i kerimeler mealleri ile beraber yazılmıştır. Sonra, Ali Haydar Efendi (kuddise sirruhu) Hazretlerinin kendi Kur’an-ı Kerim’inin baş tarafına yazmış olduğu Kur’an-ı Kerim ile alakalı bütün hadis-i şerifler ve tefsir heyetinin bulduğu bazı hadis-i şerifler tercüme edilerek, kaynaklarıyla beraber zikredilmiştir. Müteakiben yine Kur’an-ı Kerim hakkında Ali Haydar Efendi (kuddise sirruhu) Hazretlerinin kendi Kur’an-ı Kerim’inin evveline yazdığı, ayrıca tefsir heyetinin de bulduğu büyüklerin sözlerinden bazıları ilave edilmiştir. Bundan sonra Kur’an-ı Kerim’i gafil olarak okumanın zemmi (kötülenmesi) hakkındaki bazı hadis-i şerifler ve büyüklerin sözleri nakledilmiştir. Mukaddimenin sonunda da Kur’an-ı Kerim’i kendi görüşü ile tefsir etme hakkında varit olan (gelen) tehdit mahiyetindeki hadis-i şerifler zikredilmiştir. ÂYETLERİN TEFSİRİNDE TAKİP EDİLEN USUL 1-KELİME MANASI: Her âyetin tefsirinde takip edilen bu usul, Kur’an-ı Kerim’i kolayca anlayabilmek için çok büyük ehemmiyet (önem) taşımaktadır. Zira topluca mana verildiğinde, Kuran’ı iyice anlamayı ve tefsir etmeyi isteyen kardeşlerimiz hangi mananın hangi kelimeden alındığını anlayamamaktadırlar. Bu tefsirde ise herkesin Kur’an-ı Kerim’i kelime kelime anlayabilmesi çok istenildiğinden bu usüle riayet edilmeye çalışılmıştır. Bu arada kelimeleri ve cümleleri birbirine bağlayan mahzuf ibareler (gizlenmiş sözler) zikredilmiştir ki, dikkatli düşünüldüğü takdirde, sadece kelime manasından bile, âyet-i celilelerin manaları anlaşılabilecek bir hale gelmiş olsun. Ayrıca sarf ve nahiv ilimlerini okumuş kardeşlerimizin, fail, meful, hal gibi kelimelerin cümle içindeki durumlarını ayırt edebilmeleri için yardımcı edatlar kullanılmıştır. Ancak, terkib-i izafiler(isim tamlaması) gibi birbirinden ayırt edilmesi uygun olmayan yerlerde kelime manası verilemediğinden, terkip (toplu) manası verilmiştir. 2-MEÂL-İ ŞERİF : Kelime manasından herkes istifade edemeyeceğinden ve âyetin toplu manası anlaşılamayacağından, her âyetin meâl-i şerifi (şerefli manası) kelime manasından sonra yazılmış ve bu meâl verilirken âyetin zahirinde (dış görünüşünde) bulunmayan kelime ve terkiplerin manaları katılmamaya dikkat edilmiştir. Ancak, âyet-i celilenin manası tam anlaşılabilmesi için, bir takım mahzuf (gizlenmiş) manaların ve bazı izahların zikredilmesine ziyade ihtiyaç duyulduğundan onlar parantez içinde ayrı bir yazı şekliyle açıklanmıştır. Böylece, meâl-i şerif tefsirli (açıklamalı) bir meâl haline gelmiştir. 3-İZAHAT Sadece meâl-i şerifle de iktifa edilmeyip (yetinilmeyip) her âyet, muteber tefsirlerde bulunan izahlardan istifade edilerek açıklanmaya çalışılmıştır. Şöyle ki: Tefsirlerde sebebi nüzulü beyan edilmiş olan âyetlerin, iniş sebepleri zikredilmiştir. Ahkâm âyetlerinden (şeri hükümleri beyan eden âyetlerden) çıkarılmış olan bir takım fetvalar da yeri geldiğinde açıklanmıştır. Âyet-i Celilelerle alâkalı hadis-i şeriflerin kaynakları ilmî usulle kaydedilerek yazılmaya gayret edilmiştir; Evvela hadis metninin alındığı kitap zikredilmiş, diğerleri ise ulema arasında bilinen sıralamaya göre yazılmıştır. Bazı âyet-i celilelerde bulunan yer ve şahıs isimlerinin ıstılahları (özel manaları) da, tefsirde derç edilmiştir(konulmuştur). Açıklanması gereken zor kelimelerin mehazları (asılları, kaynakları) müfret (tekil)sss ve cemileri (çoğulları) zaman zaman tefsirde yazılmıştır. Âyet-i celilelerin anlaşılmasını kolaylaştıracak olan veya onlarla alâkası bulunan kıssalar (hadiseler) de, muteber (kıymetli) tefsirlerden alınarak açıklamıştır. Zikirle alâkalı âyetlerde, yine güvenilen tefsirlerden ve kitaplardan alınan, tasavvufî manaların da katılmasına özen gösterilmiştir. Ayrıca, her âyetin izahının sonunda, o âyetin tamamı veya bir kısmıyla alâkalı diğer âyeti kerimeler bulunup, meâlleriyle yazılmaya gayret gösterilmiştir; Ta ki, vaaz ve nasihat etmek isteyenler, bir âyeti gözden geçirirken onu açıklayan diğer âyet-i kerimeleri de, önlerinde hazır bulup vaazlarını ziynetlendirsinler (süslesinler). Bu hususta en büyük rehber, Ali Haydar Efendi (kuddise sirruhu) Hazretlerinin, Mahmud Efendi Hazretlerine (kuddise sirruhu) verilmesini arzu ettiği kendi Kur’an-ı Kerimi’ninkenarlarına almış olduğu rakamlar (âyet ve sayfa numaraları), hatlar (çekilen çizgiler) ve izahlar olmuştur. Şu da bilinmelidir ki: Milletimizin, geçmiş büyüklerinin kıymetli lisanlarını terk etmeye başladığı şu günlerde Arapça, Farsça ve Türkçe karışımından meydana gelmiş olan Osmanlıcanın tamamen unutulmaması için Osmanlıca kelimelerin asılları yazılmış, nesiller arasında irtibat sağlamak için de kelimelerin karşılıkları parantez içinde zikredilmiştir. Bu büyük gaye hedeflendiğinden dolayı tefsirin uzamasından, akıcılığın bozulmasından ve dolayısıyla gelecek olan itirazlardan çekinilmemiştir.
381.60 ₺ -
Ruhul Furkan Tefsiri 10. Cilt Orta Boy Ciltli
* Ciltli * 622 Sayfa * En'âm Sûresi (63-101) RUHU’L- FURKAN HAKKINDA GENEL MALUMAT Alllame, fâdıl, muhakkik, hicri 15.Asrın müceddidi, Şeyhü’l İslam İsmail Efendi (İsmail Ağa) Camii Şerifi emekli İmam Hatibi Mahmud Ustaosmanoğlu Efendi’nin riyasetinde kaleme alınmış, takriben 57 cilt olması beklenen mükemmel bir tefsirdir. Bu şaheser tefsirin hazırlanmasında Arapça, Farsça ve Türkçe birçok kitaptan istifade edilmiş olup, her sınıf insanın anlayabileceği sade bir dil ile yazılmıştır. Âyet-i Celileler, en ince ayrıntıları ile izah edilirken ihtiyaç duyulan kelam, fıkıh, tasavvuf ve genel kültüre dayalı malumat da verilmiştir. RUHU’L- FURKAN TEFSİRİNİN YAZILMA SEBEBİ Mahmud Efendi Hazretleri (Kuddise Sirruhu) tefsir-i şerifin sebebi telifi hakkında şöyle buyuruyorlar: “Kur’an-ı Azîmü’ş-şan’ın manasının kelime-kelime anlaşılmasına çok hevesli olduğumuz, kardeşlerimiz tarafından yakinen bilinmektedir. Nice büyük âlimler, Kur’an-ı Kerim’i Türkçe tefsir ederek, bu büyük kitabın manasını anlama hususunda insanların ihtiyaçlarını karşıladıklarından, ziyade aciz olan bu kardeşiniz, böyle büyük bir işe girişmeyi düşünmüş dahi değildir. Ancak; hicri 1402 Şaban Ayı’nın Berat Gecesinde, Ravza-i Mutahhara’da yani Peygamberimiz (Sallallahü aleyhi ve sellem)’in bulunduğu pâk cennet bahçesi olan mescid-i şerifinde bulunduğumuz sırada Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) tarafından vaki olan manevi bir işaretle bu mühim işe başladık. Ve yukarıda geçtiği gibi kelimekelime mana verilmesine ziyade ihtimam (dikkat) göstererek, bazı kardeşlerimizle beraber bu uzun yola çıktık. TAKİP EDİLEN USUL MUKADDİME: Bu tefsirin mukaddimesinde(giriş kısmında)evvela Kur’an-ı Azimü’ş-şan’ın fezâili (faziletleri) hakkındaki bazı âyet-i kerimeler mealleri ile beraber yazılmıştır. Sonra, Ali Haydar Efendi (kuddise sirruhu) Hazretlerinin kendi Kur’an-ı Kerim’inin baş tarafına yazmış olduğu Kur’an-ı Kerim ile alakalı bütün hadis-i şerifler ve tefsir heyetinin bulduğu bazı hadis-i şerifler tercüme edilerek, kaynaklarıyla beraber zikredilmiştir. Müteakiben yine Kur’an-ı Kerim hakkında Ali Haydar Efendi (kuddise sirruhu) Hazretlerinin kendi Kur’an-ı Kerim’inin evveline yazdığı, ayrıca tefsir heyetinin de bulduğu büyüklerin sözlerinden bazıları ilave edilmiştir. Bundan sonra Kur’an-ı Kerim’i gafil olarak okumanın zemmi (kötülenmesi) hakkındaki bazı hadis-i şerifler ve büyüklerin sözleri nakledilmiştir. Mukaddimenin sonunda da Kur’an-ı Kerim’i kendi görüşü ile tefsir etme hakkında varit olan (gelen) tehdit mahiyetindeki hadis-i şerifler zikredilmiştir. ÂYETLERİN TEFSİRİNDE TAKİP EDİLEN USUL 1-KELİME MANASI: Her âyetin tefsirinde takip edilen bu usul, Kur’an-ı Kerim’i kolayca anlayabilmek için çok büyük ehemmiyet (önem) taşımaktadır. Zira topluca mana verildiğinde, Kuran’ı iyice anlamayı ve tefsir etmeyi isteyen kardeşlerimiz hangi mananın hangi kelimeden alındığını anlayamamaktadırlar. Bu tefsirde ise herkesin Kur’an-ı Kerim’i kelime kelime anlayabilmesi çok istenildiğinden bu usüle riayet edilmeye çalışılmıştır. Bu arada kelimeleri ve cümleleri birbirine bağlayan mahzuf ibareler (gizlenmiş sözler) zikredilmiştir ki, dikkatli düşünüldüğü takdirde, sadece kelime manasından bile, âyet-i celilelerin manaları anlaşılabilecek bir hale gelmiş olsun. Ayrıca sarf ve nahiv ilimlerini okumuş kardeşlerimizin, fail, meful, hal gibi kelimelerin cümle içindeki durumlarını ayırt edebilmeleri için yardımcı edatlar kullanılmıştır. Ancak, terkib-i izafiler(isim tamlaması) gibi birbirinden ayırt edilmesi uygun olmayan yerlerde kelime manası verilemediğinden, terkip (toplu) manası verilmiştir. 2-MEÂL-İ ŞERİF : Kelime manasından herkes istifade edemeyeceğinden ve âyetin toplu manası anlaşılamayacağından, her âyetin meâl-i şerifi (şerefli manası) kelime manasından sonra yazılmış ve bu meâl verilirken âyetin zahirinde (dış görünüşünde) bulunmayan kelime ve terkiplerin manaları katılmamaya dikkat edilmiştir. Ancak, âyet-i celilenin manası tam anlaşılabilmesi için, bir takım mahzuf (gizlenmiş) manaların ve bazı izahların zikredilmesine ziyade ihtiyaç duyulduğundan onlar parantez içinde ayrı bir yazı şekliyle açıklanmıştır. Böylece, meâl-i şerif tefsirli (açıklamalı) bir meâl haline gelmiştir. 3-İZAHAT Sadece meâl-i şerifle de iktifa edilmeyip (yetinilmeyip) her âyet, muteber tefsirlerde bulunan izahlardan istifade edilerek açıklanmaya çalışılmıştır. Şöyle ki: Tefsirlerde sebebi nüzulü beyan edilmiş olan âyetlerin, iniş sebepleri zikredilmiştir. Ahkâm âyetlerinden (şeri hükümleri beyan eden âyetlerden) çıkarılmış olan bir takım fetvalar da yeri geldiğinde açıklanmıştır. Âyet-i Celilelerle alâkalı hadis-i şeriflerin kaynakları ilmî usulle kaydedilerek yazılmaya gayret edilmiştir; Evvela hadis metninin alındığı kitap zikredilmiş, diğerleri ise ulema arasında bilinen sıralamaya göre yazılmıştır. Bazı âyet-i celilelerde bulunan yer ve şahıs isimlerinin ıstılahları (özel manaları) da, tefsirde derç edilmiştir(konulmuştur). Açıklanması gereken zor kelimelerin mehazları (asılları, kaynakları) müfret (tekil)sss ve cemileri (çoğulları) zaman zaman tefsirde yazılmıştır. Âyet-i celilelerin anlaşılmasını kolaylaştıracak olan veya onlarla alâkası bulunan kıssalar (hadiseler) de, muteber (kıymetli) tefsirlerden alınarak açıklamıştır. Zikirle alâkalı âyetlerde, yine güvenilen tefsirlerden ve kitaplardan alınan, tasavvufî manaların da katılmasına özen gösterilmiştir. Ayrıca, her âyetin izahının sonunda, o âyetin tamamı veya bir kısmıyla alâkalı diğer âyeti kerimeler bulunup, meâlleriyle yazılmaya gayret gösterilmiştir; Ta ki, vaaz ve nasihat etmek isteyenler, bir âyeti gözden geçirirken onu açıklayan diğer âyet-i kerimeleri de, önlerinde hazır bulup vaazlarını ziynetlendirsinler (süslesinler). Bu hususta en büyük rehber, Ali Haydar Efendi (kuddise sirruhu) Hazretlerinin, Mahmud Efendi Hazretlerine (kuddise sirruhu) verilmesini arzu ettiği kendi Kur’an-ı Kerimi’ninkenarlarına almış olduğu rakamlar (âyet ve sayfa numaraları), hatlar (çekilen çizgiler) ve izahlar olmuştur. Şu da bilinmelidir ki: Milletimizin, geçmiş büyüklerinin kıymetli lisanlarını terk etmeye başladığı şu günlerde Arapça, Farsça ve Türkçe karışımından meydana gelmiş olan Osmanlıcanın tamamen unutulmaması için Osmanlıca kelimelerin asılları yazılmış, nesiller arasında irtibat sağlamak için de kelimelerin karşılıkları parantez içinde zikredilmiştir. Bu büyük gaye hedeflendiğinden dolayı tefsirin uzamasından, akıcılığın bozulmasından ve dolayısıyla gelecek olan itirazlardan çekinilmemiştir.
381.60 ₺ -
Ruhul Furkan Tefsiri 9. Cilt Orta Boy Ciltli
* Ciltli * 528 Sayfa * En'âm Sûresi (19-62) RUHU’L- FURKAN HAKKINDA GENEL MALUMAT Alllame, fâdıl, muhakkik, hicri 15.Asrın müceddidi, Şeyhü’l İslam İsmail Efendi (İsmail Ağa) Camii Şerifi emekli İmam Hatibi Mahmud Ustaosmanoğlu Efendi’nin riyasetinde kaleme alınmış, takriben 57 cilt olması beklenen mükemmel bir tefsirdir. Bu şaheser tefsirin hazırlanmasında Arapça, Farsça ve Türkçe birçok kitaptan istifade edilmiş olup, her sınıf insanın anlayabileceği sade bir dil ile yazılmıştır. Âyet-i Celileler, en ince ayrıntıları ile izah edilirken ihtiyaç duyulan kelam, fıkıh, tasavvuf ve genel kültüre dayalı malumat da verilmiştir. RUHU’L- FURKAN TEFSİRİNİN YAZILMA SEBEBİ Mahmud Efendi Hazretleri (Kuddise Sirruhu) tefsir-i şerifin sebebi telifi hakkında şöyle buyuruyorlar: “Kur’an-ı Azîmü’ş-şan’ın manasının kelime-kelime anlaşılmasına çok hevesli olduğumuz, kardeşlerimiz tarafından yakinen bilinmektedir. Nice büyük âlimler, Kur’an-ı Kerim’i Türkçe tefsir ederek, bu büyük kitabın manasını anlama hususunda insanların ihtiyaçlarını karşıladıklarından, ziyade aciz olan bu kardeşiniz, böyle büyük bir işe girişmeyi düşünmüş dahi değildir. Ancak; hicri 1402 Şaban Ayı’nın Berat Gecesinde, Ravza-i Mutahhara’da yani Peygamberimiz (Sallallahü aleyhi ve sellem)’in bulunduğu pâk cennet bahçesi olan mescid-i şerifinde bulunduğumuz sırada Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) tarafından vaki olan manevi bir işaretle bu mühim işe başladık. Ve yukarıda geçtiği gibi kelimekelime mana verilmesine ziyade ihtimam (dikkat) göstererek, bazı kardeşlerimizle beraber bu uzun yola çıktık. TAKİP EDİLEN USUL MUKADDİME: Bu tefsirin mukaddimesinde(giriş kısmında)evvela Kur’an-ı Azimü’ş-şan’ın fezâili (faziletleri) hakkındaki bazı âyet-i kerimeler mealleri ile beraber yazılmıştır. Sonra, Ali Haydar Efendi (kuddise sirruhu) Hazretlerinin kendi Kur’an-ı Kerim’inin baş tarafına yazmış olduğu Kur’an-ı Kerim ile alakalı bütün hadis-i şerifler ve tefsir heyetinin bulduğu bazı hadis-i şerifler tercüme edilerek, kaynaklarıyla beraber zikredilmiştir. Müteakiben yine Kur’an-ı Kerim hakkında Ali Haydar Efendi (kuddise sirruhu) Hazretlerinin kendi Kur’an-ı Kerim’inin evveline yazdığı, ayrıca tefsir heyetinin de bulduğu büyüklerin sözlerinden bazıları ilave edilmiştir. Bundan sonra Kur’an-ı Kerim’i gafil olarak okumanın zemmi (kötülenmesi) hakkındaki bazı hadis-i şerifler ve büyüklerin sözleri nakledilmiştir. Mukaddimenin sonunda da Kur’an-ı Kerim’i kendi görüşü ile tefsir etme hakkında varit olan (gelen) tehdit mahiyetindeki hadis-i şerifler zikredilmiştir. ÂYETLERİN TEFSİRİNDE TAKİP EDİLEN USUL 1-KELİME MANASI: Her âyetin tefsirinde takip edilen bu usul, Kur’an-ı Kerim’i kolayca anlayabilmek için çok büyük ehemmiyet (önem) taşımaktadır. Zira topluca mana verildiğinde, Kuran’ı iyice anlamayı ve tefsir etmeyi isteyen kardeşlerimiz hangi mananın hangi kelimeden alındığını anlayamamaktadırlar. Bu tefsirde ise herkesin Kur’an-ı Kerim’i kelime kelime anlayabilmesi çok istenildiğinden bu usüle riayet edilmeye çalışılmıştır. Bu arada kelimeleri ve cümleleri birbirine bağlayan mahzuf ibareler (gizlenmiş sözler) zikredilmiştir ki, dikkatli düşünüldüğü takdirde, sadece kelime manasından bile, âyet-i celilelerin manaları anlaşılabilecek bir hale gelmiş olsun. Ayrıca sarf ve nahiv ilimlerini okumuş kardeşlerimizin, fail, meful, hal gibi kelimelerin cümle içindeki durumlarını ayırt edebilmeleri için yardımcı edatlar kullanılmıştır. Ancak, terkib-i izafiler(isim tamlaması) gibi birbirinden ayırt edilmesi uygun olmayan yerlerde kelime manası verilemediğinden, terkip (toplu) manası verilmiştir. 2-MEÂL-İ ŞERİF : Kelime manasından herkes istifade edemeyeceğinden ve âyetin toplu manası anlaşılamayacağından, her âyetin meâl-i şerifi (şerefli manası) kelime manasından sonra yazılmış ve bu meâl verilirken âyetin zahirinde (dış görünüşünde) bulunmayan kelime ve terkiplerin manaları katılmamaya dikkat edilmiştir. Ancak, âyet-i celilenin manası tam anlaşılabilmesi için, bir takım mahzuf (gizlenmiş) manaların ve bazı izahların zikredilmesine ziyade ihtiyaç duyulduğundan onlar parantez içinde ayrı bir yazı şekliyle açıklanmıştır. Böylece, meâl-i şerif tefsirli (açıklamalı) bir meâl haline gelmiştir. 3-İZAHAT Sadece meâl-i şerifle de iktifa edilmeyip (yetinilmeyip) her âyet, muteber tefsirlerde bulunan izahlardan istifade edilerek açıklanmaya çalışılmıştır. Şöyle ki: Tefsirlerde sebebi nüzulü beyan edilmiş olan âyetlerin, iniş sebepleri zikredilmiştir. Ahkâm âyetlerinden (şeri hükümleri beyan eden âyetlerden) çıkarılmış olan bir takım fetvalar da yeri geldiğinde açıklanmıştır. Âyet-i Celilelerle alâkalı hadis-i şeriflerin kaynakları ilmî usulle kaydedilerek yazılmaya gayret edilmiştir; Evvela hadis metninin alındığı kitap zikredilmiş, diğerleri ise ulema arasında bilinen sıralamaya göre yazılmıştır. Bazı âyet-i celilelerde bulunan yer ve şahıs isimlerinin ıstılahları (özel manaları) da, tefsirde derç edilmiştir(konulmuştur). Açıklanması gereken zor kelimelerin mehazları (asılları, kaynakları) müfret (tekil)sss ve cemileri (çoğulları) zaman zaman tefsirde yazılmıştır. Âyet-i celilelerin anlaşılmasını kolaylaştıracak olan veya onlarla alâkası bulunan kıssalar (hadiseler) de, muteber (kıymetli) tefsirlerden alınarak açıklamıştır. Zikirle alâkalı âyetlerde, yine güvenilen tefsirlerden ve kitaplardan alınan, tasavvufî manaların da katılmasına özen gösterilmiştir. Ayrıca, her âyetin izahının sonunda, o âyetin tamamı veya bir kısmıyla alâkalı diğer âyeti kerimeler bulunup, meâlleriyle yazılmaya gayret gösterilmiştir; Ta ki, vaaz ve nasihat etmek isteyenler, bir âyeti gözden geçirirken onu açıklayan diğer âyet-i kerimeleri de, önlerinde hazır bulup vaazlarını ziynetlendirsinler (süslesinler). Bu hususta en büyük rehber, Ali Haydar Efendi (kuddise sirruhu) Hazretlerinin, Mahmud Efendi Hazretlerine (kuddise sirruhu) verilmesini arzu ettiği kendi Kur’an-ı Kerimi’ninkenarlarına almış olduğu rakamlar (âyet ve sayfa numaraları), hatlar (çekilen çizgiler) ve izahlar olmuştur. Şu da bilinmelidir ki: Milletimizin, geçmiş büyüklerinin kıymetli lisanlarını terk etmeye başladığı şu günlerde Arapça, Farsça ve Türkçe karışımından meydana gelmiş olan Osmanlıcanın tamamen unutulmaması için Osmanlıca kelimelerin asılları yazılmış, nesiller arasında irtibat sağlamak için de kelimelerin karşılıkları parantez içinde zikredilmiştir. Bu büyük gaye hedeflendiğinden dolayı tefsirin uzamasından, akıcılığın bozulmasından ve dolayısıyla gelecek olan itirazlardan çekinilmemiştir.
381.60 ₺ -
İş Makineleri Boyama Zamanı - Taşıtları Tanıyalım
Taşıt türlerini çocuklarımıza öğretecek, boyama etkinliğiyle motor becerilerini geliştirecek, yaş grubuna uygun çizimleriyle eğlendirecek bir boyama kitabı dizisi: Taşıtları Tanıyalım! Taşıtları farklı türlerine göre sınıflandıran dizinin bu kitabında çocuklarımız, İş Makineleri ile tanışacak.
28.00 ₺ -
Dedemden Mektuplar Set - (10 Kitap)
Çocukların bitmek bilmeyen soruları dinî konularda olunca cevaplanması çok daha zordur. Ancak çocukların merak duygusuna sahip olmaları, onların öğrenmeleri, kendilerini geliştirmeleri, dünyayı keşfetmeleri açısından çok çok önemlidir. Çocukların tabiat, iman, ibadet, ahlak, peygamberler, cennet, cehennem, ahiret, inançla ilgili sordukları sorulara, ömrünü Allah'ı anlatmaya adamış Hekimoğlu İsmail'in verdiği cevaplardan oluşan rengarenk resimli Dedemden Mektuplar dizisini çocuklar ellerinden düşüremeyecekler.
525.00 ₺ -
Göğü Yere İndirelim
“Buradaki işim bitti. Yıkılacak yeni duvarlar bulabilmek için artık uzaklara uçmalıyım.” Durmadan başını belaya sokan Deniz, ailesinin de isteğiyle bir Öğrenci Değişim Programı'na katılır. Fakat bir yanlışlık sonucu kendisini Afrika’da bir kabilede bulur… Peki ya Deniz kabile yaşantısına uyum sağlayabilecek midir? Bu yolculuğun sonunda gerçekten bir değişim yaşayacak mıdır? Yoksa babasının anlattığı masalda geçen, yükseklerde kanat çırparak denizin ortasındaki duvarı görünmez kılan alaca kuş, Deniz’in yaşamına da mı konacaktır? Bu yolculukla birlikte dostluğun, kardeşliğin, birlikte yaşamanın ve paylaşmanın önemini kavrayacak Deniz, bizi de gökkuşağının ardına; umuda ve sevgiye götürecek...
129.50 ₺ -
Alma ve Yedi Canavar
Her gün olduğu gibi yine bir gece Alma, odasında zifiri karanlıkta oturmaktadır. Her zaman evdeki lambadan ya da dışarıdaki bir sokak lambasından küçük bir ışık şeridi süzülürdü ama o gece Alma daha önce hiç olmayan bir şey ile karşılaşmıştı. Onlardan değil dünyadan korkması gerektiğini söyleyen yatağının altında yaşayan canavarların geri kalanıyla tanışmıştı; onlar aslında Alma’yı korumak için oradaydı. Bir, ayağını zar zor ölçer ve tehlikeli görünmez. İki, büyük ve bir ton ağırlığında. Üçüncünün sarı gözleri var. Dört, renkli halkalı uzun bir kuyruk. Beş, kulağa fısıldama konusunda uzmandır. Altı, ağlamayı kesmeyecek. Yedi, küçük görünür ama bir ampul kadar büyüyebilir. Futbol topu kadar büyük. Oturma odasındaki televizyon kadar büyük. Bu yedi yaratık (bazıları korkunç, diğerleri görünüşte zararsız) Alma'nın yatağının altında yaşar ve geceleri onun ışığını, hayallerini ve umutlarını çalmak için dışarı çıkarlar. Alma, kimsenin gerçek olduklarına inanmayacağı korkusuyla ailesiyle veya arkadaşlarıyla bunlar hakkında konuşmaya cesaret edemez. Ama Alma'nın bilmediği şey, onların yalnızca birlikte savaşılabilecek canavarlar olduğudur. Iria G. Parente ve Selene M. Pascual, gençler için bu duygusal alegoride depresyonu ele alıyor.
155.40 ₺ -
Anı Hırsızları
Cyan, kendini bildi bileli kötü anıları unutturulan onlarca çocukla birlikte Başkabiryer’de yaşar. Sorgulamanın yasaklandığı bu terk edilmiş adada, geçmişinin karanlığından korunduğuna inanır. Fakat bir gün bir balina iskeletine kazınmış gizemli bir not bulur ve neyi unuttuğunu merak etmeye başlar. Aynı gün sığınağa getirilen biri unutturma tedavisine direnç gösterir ve acı verici de olsa hatıralarına sıkıca tutunur. Görevliler, geçmişini hatırlamasını engellemek için yeni arkadaşına daha sert tedaviler uygulamaya başladığında Cyan, Başkabiryer’in sandığı gibi olmadığını anlar. Kendisi ve sığınak hakkındaki gerçekleri öğrenmek ve arkadaşlarını kurtarmak üzere tehlikeli bir göreve çıkar. Çok sevilen Çöpçüler kitabının yazarı Darren Simpson’dan soluk soluğa bir özgürlük mücadelesi hikâyesi.
199.80 ₺ -
Kuranda Karakter İnşası
Modern çağda ulvi yönelişini kaybeden insan, tarihte yaşanan cahiliye devirlerini aratacak derecede özünden kopmuş, Yüce Yaratıcı'nın bahşettiği erdemleri elinin tersiyle bir kenara itmiş, süfli hedefleri doğrultusunda inşa ettiği profan dünyada nefsi ve şeytanıyla baş başa kalmış ve böylece dünyayı kendisine zindan etmiştir. Artık insan, içine düştüğü bu buhrandan kurtulmak için özeleştiri yapmak, kendisini yeniden tanımak ve tanımlamak, maddî ve manevî varlığını; olumlu ve olumsuz yönlerinin farkında olarak en sahici ve samimi bir biçimde yeniden inşa etmek zorundadır. Bunu yaparken de kendisini bir amaç doğrultusunda yaratan, onun zafiyet ve erdemlerini en iyi bilen Yüce Yaratıcı'nın hakikat çağrısı olan Kur’an’ın ışığında hareket etmek mecburiyetindedir. Çünkü vahye alternatif olarak ileri sürülen seküler ‘izm’ ve ideolojilerin, insanlığı günbegün nasıl bir uçurumun kıyısına sürüklediği artık herkesçe malumdur. İnsan, nasıl ki, sağlıklı bir hayat için havaya, suya ve gıdaya muhtaç ise mutlu ve faziletli bir yaşam için de vahye muhtaçtır. O, kendi varlığını, var edicisinden; fazilete giden yoldaki tekâmülünü de vahiyden ve Hz. Peygamber'in rehberliğinden bağımsız düşünemez, düşünmemelidir. Tefsir ilminin yanı sıra Din Psikolojisi ve Din Eğitimi gibi alanlardan da istifade edilerek kaleme alınmış inter disipliner bir çalışma olan Kur'an'da Karakter İnşası'nda Doç. Dr. Yasin Pişgin, vahyin karakter inşa metodunu "aklın inşası", "kalbin inşası" ve "davranışların inşası" olmak üzere üç ana başlık altında derinlemesine analiz ederken modern devrin insanına, ahlakî erdemlere ulaşma ile sonuçlanan tatbiki bir metot sunuyor.
292.00 ₺ -
Peygamberliğin İspatı Haber Delili
Hz. Muhammed (s.a.v.) bir haberle geldi: “Cebrail benimle görüşüyor ve Allah’tan vahiy getiriyor.” dedi. Bu kitap bu “haber”in değerlendirmesini yapmaktadır. Kendine ait bir metodu olan bu eserde sadece deliller ortaya atıp bırakılmamaktadır. Bir gayrımüslimden gelebilecek muhtemel itirazlar kitap boyunca yazar tarafından kendisine yöneltilmiş ve cevaplandırılmıştır. Deyim yerindeyse “kapalı devre” bir nübüvvet ispatı yöntemi aktarılmıştır. Bu “haber kurgusu” dışında daha önce işaret edilmeyen bazı mucize iddiaları temellendirilmiştir. Yazar haber kaynağı olarak kullanacağı Kur’an’ın tahrif edilmediğini ispat etmektedir. Ayrıca İslam tarihi verilerinin güvenilirliğinin gayrımüslim bir okuyucuya anlatılmasının zor olması sebebiyle tarihî arka plan Müslüman olmayan yazarlardan nakillerle tasvir edilmiştir. Bu sayede gayrımüslimlerin sözleri ile Hz. Muhammed’in peygamberliği ispat edilmektedir.
345.00 ₺ -
Nur Suresi Tefsiri Ve Hükümleri
Nur suresi; itikattan ibadete, nüzul sebeplerinin çokluğundan ahkam ayetlerinin yoğunluğuna, aile ve sosyal ilişkilerden kişilik analizlerine varıncaya kadar birçok kişisel ve toplumsal mevzuyu ihtiva etmektedir. Bilhassa "Temiz ve ahlaklı bir toplumun" nasıl tesis edileceğinin şifrelerini sunmaktadır. Nur suresi; "Aile nasıl kurulur, nasıl korunur?" öğretisinin kaynağı durumunda olup, modernleşme bahanesiyle dejenere edilmiş aile müessesesinin nasıl ihya edileceğini nokta atışı ile ifade etmektedir.Nur Suresi; asrımızın en büyük sorunlarından biri olan ahlaki çöküntüye parmak basmakta, "Ahlak; kalpte bulunan imanın dışa yansımasıdır." mesajını vermektedir. Tesettürün ve tesettür ahlakının, toplumun ahlaki değerleri ile ne denli büyük bir bağlantısının bulunduğunu ifade etmekte ve bu ahlak İlkesiyle insanlığın yolunu aydınlatmaktadır.Hülasa; "Nur Suresi" çağımızın problemlerine evrensel Çözümler sunmakta, mutlu ve huzurlu yaşamanın köşe taşlarını gözler önüne sermektedir.
475.00 ₺ -
Çocuk İlmihali
Küçük kalpleri cennet kadar güzel olan çocuklar, İlmihal bir yönüyle "Hayat Bilgisi" anlamına gelir. Yani hayatımızda yararlı ve zararlı olan tüm bilgiler demektir. Sizler bu kitapla Allah’ın diniyle hayatınızı bilgi dolu yapacaksınız. İmanı, İslam’ı, ibadetleri, sorumluluk kavramını, ahlakı ve görgü kurallarını severek öğreneceksiniz. En yüce ahlakın sahibi Sevgili Peygamberimizin (s.a.v.) örnek kişiliğini kavrayacaksınız. Ayetler, hadisler, öyküler, şiirler ve etkinliklerle güzel dinimiz İslamiyet’i hayatınıza hayat yapacaksınız. Sevgili çocuklar "Okumak" Rabbimizin ilk emridir. Haydi öyleyse cennet yolcusu olmak için "Bismillah" diyerek kitabımızı okumaya ve yüce dinimiz İslam’ı öğrenmeye başlayalım.
182.00 ₺ -
Kuranı Azim ve Tefsirli Kelime Meal 4.Cilt
Kur’ân-ı Azîm, üstadımız Mahmûd Efendi Hazretleri’nin usûlü üzere kıymetli Hoca Efendiler tarafından; dinî terviç adına, özelde ilim taliplerinin genelde ise her Müslümanın yüce kitabını anlamaları için “Kur’ân-ı ‘Azîm ve Soru Edatlı Kelime Mânâsı” olarak kaleme aldıkları nadide eserdir. Bu güzide eser hazırlanırken bal arısının peteğini işlemesi gibi hassas bir şekilde ele alınmış ve işlenmiştir. Ayrıca bu güzel Kur’ân çalışmanın her cildinde 5 cüz bulunmak sûretiyle Kur’ân-ı Kerîm’in tamamı 6 cilt içerisinde yayımlanacaktır. ESERİ HAZIRLAYAN MÜELLİFLER Bu nadide eserin müellifleri, hiç şüphesiz üstadımız Mahmûd Efendi Hazretlerimiz’in iltifatını celp etmiş, ilmi şahsiyet sahibi ve üstadımız ile beraber yaklaşık 36 sene kadar “Rûhu’l-Furkân Tefsîri” üzerine çalışıp gayret gösteren değerli ilmî heyet hocalarımızdır. Ahmet Mahmut Ünlü (Cübbeli Ahmet Hoca) Efendi. Ahmet Abdullah Kozlu Hoca Efendi. Yusuf Çelener Hoca Efendi. Allah Teâlâ, geçmişten günümüze kadar dini terviç adına okuyan, okutan, eserler bırakan her Mümin ve Müslümandan razı olsun, çalışmalarını kabul etsin, gayretlerini ahiret azığı kılsın. Özellikle islamın garip kaldığı günümüzde bu ve nice eserlerin telifiyle meşgul olan ilim erbabı Hoca Efendilere âfiyetle hayırlı uzun ömürler versin ve birçok eseri tamamlamaya muvaffak kılsın. Ayrıca tüm Müslümanların ölmeden evvel Kur’ân-ı Kerîm’in tamamını okuyup anlamalarını ve gereğince amel etmesini nasib etsin. Allâhümme Âmin. ESERİN HAZIRLANIŞ ŞEKLİ Her kelimenin manasının bilinmesi için “kelime manası” verilmiştir. Kelimelerin siyak ve sibaklarının anlaşılması için “soru edatlı” hazırlanmıştır. Yanı sıra tam istifade için “Tefsirli Meâl-i Şerîfi” ilave edilmiştir. Âyet-i kerîmelerin meâl-i şerîfi yapılırken bağlamlarının anlaşılması için “parantezler içinde bilgiler” verilerek hazırlanmıştır. Bazı âyet-i kerîmeler de geçen kelime veya cümlelerin farklı mühim manaları müfessirler tarafından beyan edilmişse; ikinci ve üçüncü manalar taksim (/) işaretiyle ve farklı yazı biçimiyle belirtilmiştir.
360.00 ₺ -
Kızılelma 2 Büyük Kartal
Tarih keyfî değerlendirmelere tâbi tutulacak olaylar değildir. Tarih gerçeklere dayanmadığı takdirde hiçbir menfaat içermez. Nizam-ı Âlem maddeleri hakkında “kardeş katlidir” demek, gerçekten doğru bir tespit midir? Çandarlı Halil neden idam edilmiştir? Osmanlı Devletinde askerin ilk isyanı neden olmuştur? Fatih Sultan Mehmed gerçekten Hıristiyanlığa meyletti mi? Râfizîlerin ortaya çıkmasında Yahudilerin etkisi nedir? Şah İsmail kimdir? Yavuz Sultan Selim babasını neden tahtan indirdi? Din, vatan, devlet ve millet kavramları hassas bir denklemdir. İslâm hukukundaki kurala göre, zaruretler haramları mubah kılar. Şah İsmail İran’ın o günkü başkenti Tebriz’e girerken, zeytinyağı ile kaynar kazanlarda beş bin ehlisünnet Müslümanı “Hamdırlar, pişmeleri lazımdır.” diye yakarken... İsfahan’da Osmanlı elçilerine gövde gösterisi yapmak için Şah İsmail taraftarları minareden aşağı atlayarak meydan okurlarken... Şah İsmail kendi annesinin ölüm emrini verecek kadar gözü kararmışken... Türkmen reislerinden Murad Bey’i şişe geçirip kebap yaparken... Câmileri tahrip edip Kur’ân-ı Kerim’i ayaklar altında çiğnetirken... Özbek Hükümdarı Şeybek Han’ı öldürüp kafatasını Osmanlı padişahına gönderirken... Dulkadir topraklarına saldırıp katliam yaparken... Tokat’ta Şah İsmail adına hutbe okunurken... İran’da bir Şîa devleti kurulurken... Hasta ve yaşlı olan bir baba, kimi yerde tepkisiz, kimi yerde yetersiz abileri ve sorumluluk anlayışından yoksun olan vezirlere karşı Şehzade Selim nasıl davranmalıydı? Şartların normal olmadığı yerde elbette süreç de normal olmayacaktı. Bir babanın tahttan indirilmesi ne kadar dramatikse; din, vatan, devlet ve millet denkleminin bozulması daha da dramatik ve hassastır. Takdiri okuyuculara bırakıyorum, ama adalet ve insafı terk etmeden!
156.00 ₺ -
Orta Boy Kuranı Kerim Kabe Desen
17 x 24 Boyutunda Diyanet Onaylı Miklepli Kuranı Kerim F045K
195.00 ₺ -
Riyazüs Salihin Kelime Manalı 5 Cilt Takım
Riyazüs Salihin Tercümesi Geniş İzahlı ve Kelime Manalı olarak hazırlanmıştır. Bu kitap, kutup yıldızı gibi insanlara gideceği yönü gösteren bir rehberdir. Ayet ve hadislerle Allah yolunu tarif eden bu kitaba uyanlar, Allah ve Resûlünün yolunda devam ederler. Riyâzü’s Sâlihîn, sâlihlerin bahçeleri demektir. Salihler, hakkıyla Allah’a kul ve resûlüne ümmet olarak yaşayan kimseler demektir. Bu güzide kitabı tercüme etmekle, sizlere sâlihlerin bahçelerine girmenin ve o güzel insanların amelleri gibi amel etmenin tarifini vermiş oluyoruz. Riyazüs Salihin'i kaleme alan zatın nasıl mübârek bir zat ve nasıl bir alim olduğunu ise önsözde görebilirsiniz.
1750.00 ₺ -
Kuranı Azim ve Tefsirli Kelime Meal 2.Cilt
Kuranı Azim ve Tefsirli Meali Şerifi 1.Cilt (Kırık Manalı ve Soru Edatlı) İsmailağa Yayınevi olarak, mürşidimiz Mahmûd Efendi Hazretlerimiz’in 36 senedir Rûhu’l-Furkan Tefsîri’ni kendileriyle birlikte yazdığı ilmî heyet tarafından Üstâdımız Mahmûd Efendi Hazretleri’nin usûlü üzere kaleme alınan “Kırık Mânâlı ve Soru Edatlı Kur’ân-ı ‘Azîm ve Tefsirli Meâl-i Şerîfi’ni siz değerli okuyucularımızın istifâdesine arz ediyoruz. Her cildinde 5 cüz bulunmak sûretiyle Kur’ân-ı Kerîm’in tamâmının 6 cilt içerisinde yayımlanacağı bu kıymetli eserin, şu anda çalışması devam eden diğer ciltlerini de inşâallâh en kısa zamanda neşredeceğiz. Allâh-u Te‘âlâ’dan, emeği geçenlere âfiyetle hayırlı uzun ömürler ihsân etmesini, onları bu hizmeti tamamlamaya muvaffak kılmasını ve tüm Müslümanlara ölmeden evvel Kur’ân-ı Kerîm’in tamâmını okuyup anlamayı nasîb etmesini niyâz ederiz. HAZIRLAYANLAR Cübbeli Ahmet Hoca, Ahmet Mahmut ÜNLÜ Ahmet Abdullah KOZLU Yusuf ÇELENER
360.00 ₺ -
Envarül Aşikin Aşıkların Nurları
Başta Anadolu coğrafyası olmak üzere bütün Osmanlı topraklarında en çok okunan ve sevilen eserler arasına girmiş olan bu kitap, Allâh yolunda seyrü sülük etmek isteyen dervişlerin yol haritası niteliğindedir. Allâh-u Teâlâ'nın ilk yarattığı şey olan Kâinâtın Efendisi'nin (s.a.v) nurundan itibaren bütün yaratılış merhalelerinin anlatıldığı eser, cennet halkının ele alındığı bölümle sona erer. Bu da gösteriyor ki varlığın “Kün (ol)” emri ile başlayan yolculuğu, ahirette-ki menzillerden geçtikten sonra nihayete erecektir. Bu yolun her durağında yolcunun nelerle karşılaşacağı, nasıl hareket etmesi gerektiği, yol tehlikeleri, yolcuya gereken edepler, yol azığı vb. konular güzel örneklerle ve yaşanmış olaylarla ama hepsinden önemlisi tertemiz ve akıcı dille anlatılır.
300.00 ₺