-
Sarıkamış Beyaz Hüzün
Bu kitap; okurları tarihin acılarla dolu bir sayfasına, 90 yıl önce bütün olanaksızlıklara ve karakışa rağmen Osmanlı askerinin vatanını korumak adına inançla ve azimle verdiği mücadeleye tanıklığa davet eden bir hüznün hikâyesidir. Sarıkamış′la ilgili birçok bilinmeyen olay günışığına çıkıyor... Harekât öncesi göz ardı edilen raporlar… 31. ve 32. Tümen’in birbirleriyle çarpışması... Rus Çarı II. Nikolas′ın hatalı emir üzerine tutuklanmaması... Osmanlı askerinin ve halkın tek vücut olarak, karakışa yani tüm imkânsızlıklara karşı gösterdiği insanüstü mücadele… Milletlerin hafızalarında bazı yer adları âdeta mermere kazınmış gibidir. O yer adları, yıllar geçip gitse de milletlerin hafızasından silinmez. Her an hatırlanarak, nesilden nesile aktarılır. Bu yerlerden bazıları Galiçya, Yemen, Sarıkamış, Çanakkale, Dumlupınar ve Sakarya’dır… Bu adlardan birini veya birkaçını duyduğumuzda gönül telimiz hep titrer, bir garip oluruz. Tarihimiz nice zaferlerle doludur. Zaferlerimizin yanında yenilgilerimiz de vardır. Bir millet, zaferleriyle övünürken, yenilgilerden de gerekli dersleri çıkarmaya çalışır… Sarıkamış Harekâtı, her türlü imkânsızlıklar içinde, kırık bir ümidi gerçekleştirmeye yönelik, sonu hazinle biten bir harekâttır... Bu harekâtta askerimiz Rus’tan çok tabiat ile mücadele etmiştir. Bu topraklarda yaşayan herkesin ya bir akrabası ya da bir yakını bu harekâttan etkilenmiştir. Binlerce şehit kâh Ruslarla çarpışarak kâh iklimle, karakışla, imkânsızlıklarla mücadele ederek vatanı savunmuştur… . Sarıkamış/Beyaz Hüzün′de bir hüznün hikâyesini, 90 yıldır unutulanları okurken kâh gururlanacak, kâh ağlayacaksınız...
166.50 ₺ -
Mik ile Rop
Masalın Teması: İyilikseverlik ve yardımseverlik. Çocuklara Kazandırdığı Kavramlar: Üzgün-mutlu, aşağı-yukarı, canlı-cansız. ÇOKLU ZEKÂ KURAMINA GÖRE ÇOCUKLARDA GELİŞTİRDİĞİ ZEKÂ ALANLARI Kişisel (İçsel) Zekâ: İyiliksever ve yardımsever olmanın önemi üzerinde duran masal, olay örüntüsü ile çocuğun bu nitelikleri içselleştirmesine yardımcı olmaktadır. Böylece çocuğun kişisel -içsel- zekâsının gelişimine katkı sağlamaktadır. Kişiler Arası (Sosyal) Zekâ: Bireylerin birbirleri le iletişiminde iyilik ve yardımı benimsemeleri, aralarındaki sosyal ilişkinin sağlıklı ve uzun süreli olmasını sağlar. İyilikseverlik ve yardımseverlik bu masalın ana temalarıdır. Bu özelliğiyle masal, kişiler arası -sosyal- zekayı destekler. Sözel (Dilsel) Zekâ: Masalın kazandırdığı kavramlar, kelimeler, duygu ifadeleri, sözel -dilsel- zekânın gelişimine katkıda bulunmaktadır. Doğa Zekâsı (Varoluşcu Zekâ): Masaldaki olayın doğada geçmesi, masalın olay örgüsü içinde doğa olaylarına yer verilmesi, doğa zekâsının gelişimine destek olmaktadır. (bitkinin büyümesi, dişin çürümesi, ağacın elma vermesi, çürüyen meyvelerin gübreye dönüşmesi vb… ) Görsel (mekânsal) Zekâ: Masaldaki görsel öğelerin ve tasvirlerin zenginliği bu zekâyı desteklemektedir. Çoklu zekâ kuramına göre 1000 çocuk üzerinde sınanarak 4-8 yaş grubu için Çocuk Gelişim Uzmanı Nurşen Şirin tarafından hazırlanmıştır.
33.75 ₺ -
Hayalleri Sevmeyen Kral
Masalın Teması: Hayal kurmanın önemi, hayalleri gerçekleştirme kararlılığı. Çocuklara Kazandıracağı Kavramlar: Hayal-gerçek, tutsak-özgür, üzüntü-sevinç, büyük-küçük ÇOKLU ZEKÂ KURAMINA GÖRE ÇOCUKLARDA GELİŞTİRDİĞİ ZEKÂ ALANLARI Kişisel (İçsel) Zekâ: Masalın başkahramanı olan Ahmet, kişisel -içsel- zekâsı gelişmiş örnek bir bireydir. Kararlılığı ve hayal kurmaktan vazgeçmemesi bunun kanıtıdır. Masal böyle bir örnek sunarak kişisel içsel zekânın gelişimini destekler. Kişiler rası (Sosyal) Zekâ: Toplumsal enerjiyi, hayaller ve bunları gerçekleştirme azmi açığa çıkarır. Masalın teması bu görüşü destekler. Masal bu yönüyle kişiler arası -sosyal- zekânın gelişimine katkı sağlar. Sözel (Dilsel) Zekâ: Masalın kazandırdığı kavramlar, kelimeler, duygu ifadeleri, sözel -dilsel- zekânın gelişimine katkıda bulunmaktadır. Görsel ve mekansal Zekâ: Masaldaki resimler ve mekan tasvirleri bu zekâyı desteklemektedir. Doğa Zekası (Varoluşcu Zekâ) : Masalın olay örüntüsünün doğada geçmesi, masalda doğayla ilgili terimlerin ve olayların açıklanması, doğa zekâsının gelişimine katkıda bulunmaktadır. Çoklu zekâ kuramına göre 1000 çocuk üzerinde sınanarak 4-8 yaş grubu için Çocuk Gelişim Uzmanı Nurşen Şirin tarafından hazırlanmıştır.
33.75 ₺ -
Gül Anne
Masalın Teması: Emaneti koruma, yardımseverlik, vefa. Çocuklara Kazandıracağı Kavramlar: Mutlu-mutsuz, sayı kavramı, Neşeli-hüzünlü, büyük-küçük, altında-üstünde, iyilik-kötülük, sabah-akşam, şimdi-sonra. ÇOKLU ZEKÂ KURAMINA GÖRE ÇOCUKLARDA GELİŞTİRDİĞİ ZEKÂ ALANLARI: Kişisel (İçsel ) Zekâ: Kişilik gelişiminde, emaneti titizlikle muhafaza etme bilinci ve vefa duygusu, kazanılması gereken önemli özelliklerdir. Masalın temasında bu özellikler vurgulanmaktadır. Bu bakımdan masal, kişisel -içsl- zekâyı destekler. Kişiler Arası (Sosyal) Zekâ: Toplumsal hayatın sağlıklı olarak ilerlemesinde, bireylerin birbirlerine güven duymaları ve gerektiğinde birbirlerinin sorumluluklarını paylaşabilmeleri, çok önemlidir. Masalda küçük bir sosyal ilişkinin kurgulanmış olması ve bu ilişkide özellikle yapılan fedakârlıkların vurgulanması kişiler arası -sosyal- zekâyı destekler. Sözel (Dilsel ) Zekâ: Masalın kazandırdığı kavramlar, kelimeler, duygu ifadeleri, sözel ve dilsel zekânın gelişimine katkıda bulunmaktadır. Doğa Zekâsı (Varoluşçu Zekâ): Masaldaki olay örüntüsü doğayı tanıtıcı, doğanın işleyiş kurallarına dikkat çekici niteliktedir. Masal, bu özellikleriyle doğa zekâsını geliştirir. Görsel (Mekânsal) Zekâ: Masalın resimleri ve masaldaki tasvirler bu zekâyı desteklemektedir. Çoklu zekâ kuramına göre 1000 çocuk üzerinde sınanarak 4-8 yaş grubu için Çocuk Gelişim Uzmanı Nurşen Şirin tarafından hazırlanmıştır.
33.75 ₺ -
Kuşlar Divanı
Türk şiir göklerinde uçuşan kuşların sayısı onlarla ifâde edilebilir. Hatta bunlara ankâ, hümâ, kaknüs ve mûsîkâr gibi yalnız hayâl âlemimizde süzülenleri de eklemeliyiz. Mısraların arasındaki kuşlar dünyası öylesine renklidir ki şöyle bir göz attığımızda dahi, dünyanın en büyük doğal hayvanat bahçelerinde göremeyeceğimiz hârikalarla karşılaşırız. Bir yıl erkek bir yıl dişi oldukları söylenen çaylaklar, erkeğinin rüzgârla gelen sesiyle hâmile kalan keklikler, yaşlanan anne ve babalarına yiyecek taşıyan turnalar, su kuşu olmalarına rağmen biteceği korkusuyla suya dokunamayıp kavrulmayı bekleyen balıkçıllar, kendi kanat vuruşlarıyla tutuşturduğu alevler içerisinde yanan kaknüse ateş korları arasından gülümseyen semenderler, ya bir devlet yazısı ya bir yürek sızısı taşımanın verdiği gurur ve acelecilikle uçuşan posta güvercinleri, yaptıklarını övünerek birbirlerine anlatan mukaddes ebâbiller, hüdhüdler, mağara güvercin ve daha niceleri... Kuşlar Dîvânı'na girmeye ve gönül kuşlarımızın eskimeyen ötüşlerini dinlemeye hazır mısınız...?
120.45 ₺ -
Birgivi Vasiyetnamesi Kadızade Şerhi
Bu eserin müellifi Muhammed Birgivi Hazretleri, Anadolu'muzda yetişmiş ve "imam" ünvanıyla şereflenmiş büyük bir din alim. "Vasiyetname" adıyla kaleme aldığı kitap asırlar boyunca, saraydaki padişahtan, kırdaki çobana kadar milyonlarca müslümana temel din ve ahlak bilgilerini vermiş klasik bir eserdir.
90.00 ₺ -
Müslümanın 100 Vazifesi
Bütün vazifelerin en yükseği, en büyüğü Yüce Allah'ı bilmektir. O birdira, eştir, benzeri yoktur. Başlangıcı ve sonu yoktur. O'un daima anmak, yüceltmek, sevmek, itaat etmek, O'nun rızasını kazanmağa çalışmak her insan için temel vazifedir.
48.00 ₺ -
Mezhepsizlik Bidattır
Ehl-i Sünnet dışı bazı sapık fırkalar, Türkiye Müslümanlarını kendi akıdelerine bağlamak için yoğun bir mezhepsizlik propagandası yürütmektedir. Öyle ya, bir yerde boşluk olacak ki, onu doldurabilsinler. Mezhepsizler itikadda ve amelde, Ehl-i Sünnet mezheplerini istemiyorlar. Yani inanç bilgilerinde Eş'ariliği ve Matüridiliği, ameli hükümlerde de Hanefiliği, Malikiliği, Şafiiliği ve Hanbeliliği ortadan kaldırmak istiyorlar. Onların bu temayülleri İslam dünyasını anarşiye, kargaşılığa sürükler temiz ile kirli, sahih ile sapı, doğru ile yanlış birbirine karışmış olur. Mezhepler kalkarsa önce fıkıh elden gider, sonra Şeriat desteksiz kalır ve sonunda dine büyük zarar verilmiş olur.
90.00 ₺ -
Dört Büyük Halife Hülefai Raşidin
Hulefa-i Raşidin yani ilk dört büyük halife Resulullah efendimizin (Salat ve selam olsun ona) en yakın dostları, talebeleri, vezirleridir. Onlar İslam dinini en iyi bilen, en iyi anlamış olan, hayata en iyi uygulayan örnek ve model Müslümanlardır. ... Ashab-ı Kirama sevgi ve onlar hakkında Ehl-i Sünnet mezhebinin inançlarını kalbe yerleştirmek her mü'minin en mühim vazifelerindendir. Ashab, bilgiyi imana, imanı da hayati faaliyetlere tatbik etmiş olduklarından onların hayat menkıbelerini bilmemiz aynı yolda hareketimizi kolaylaştıracak başlıca amildir.
240.00 ₺ -
Genç Müslümana Öğütler
Basit ilmihal bilgilerini bile rabbani alimler yazarlarsa başka bir feyiz ve tesir meydana gelir. Öğüdün mahiyeti ne kadar önemliyse, o öğüdü veren zatın da o nisbette önemi vardır. Çünkü onlar, başkalarına ettikleri nasihati daha önce kendi nefislerine tatbik ederler, bu suretle bilgilerini uygulayan alimler zümresine dahil olurlar. Bu büyük eser de Muhyiddin ibn Arabi Hazretlerinin ebedi saadete talib olanlara ettiği nasihatler mecmuasıdır.
36.00 ₺ -
Dini Modernizmin Üç Şövalyesi ve Türkiyedeki Takipçileri
Efgani, taqiyye yaparak kendini sünnî gösteren bir şiî. Ayrıca farmason. Onun baş tilmizi Muhammed Abduh da mason locasına kaydolmuş. Onun talebesi Reşid Rıza reformcu bir zat. İşte Türkiye'deki bazı ilâhiyat profesörleri ve Müslüman aydınlar bizi bu üç reformcu şövalyenin peşinden gitmeye çağırıyor; bu milleti onların reçetelerinin kurtaracağını iddia ediyor. Arap dünyasında, Pakistan'a, Afganistan'da, Cezayir'de, İslam dünyasının hiçbir yerinde Müslümanlar bu üçlü aktivistin kılavuzluğu ile selâmet sahiline çıkıp izzet ve necat bulamadılar. Türkiye Müslümanları nasıl bulacaklar. Bu kitap, İslam dünyasındaki dinî modenist hareketin bu üç şövalyesini tanıtıyor.
90.00 ₺ -
Peygamberimi Merak Ediyorum
Peygamberimi Merak Ediyorum kitabında cevap aranan sorular: Peygamberler insanlık için neden bu kadar önemli? Peygamberimiz neden başka bir yerde değil de, Mekke’de dünyaya geldi? Peygamberimiz, Peygamber olmadan önce nasıl yaşardı? İbadet eder miydi, ediyorsa kime ederdi? Peygamberimiz’e ismini kim vermiş? Başka isimleri de var mı? Salâvat ne demek? Peygamberimiz’in ismi anıldığında neden salâvat getirmeliyiz? Peygamberimiz neden okuma-yazma bilmiyordu? Peygamberimiz neden, sıradan bir insan gibi uyuyor, acıkıyor, susuyor, yoruluyordu? Peygamberimizin diğer peygamberler gibi mucizeleri var mıydı? Peygamberimiz hayvanlara nasıl davranırdı, sever miydi hayvanları? Peygamberimiz çocukları sever miydi? Peygamberimiz arkadaşlarına şaka yapar mıydı? 121 “Peygamberimizin Sünneti” ne demek? Ve bizim için neden bu kadar önemli? “Peygamberimiz bugün yaflasaydı, dişlerini misvakla mı temizlerdi; yoksa diş fırçası mı kullanırdı?” Kitaptan bir alıntı: Peygamberimiz bugün yaşasaydı, dişlerini misvakla mı temizlerdi, yoksa diş fırçası mı kullanırdı? BÜYÜK İHTİMALLE sabah dişlerini fırçalarken aklına geliveren bu soruya cevap olarak sana bir iki önemli noktayı hatırlatmam gerekiyor. Sorunda, “Peygamberimiz bugün yaşasaydı..” diyorsun. Ama Peygamberimiz bugün yaşamıyor. O artık aramızda değil. Onu ne kadar özlesek de, onun aramızda olmasına ne kadar ihtiyacımız olsa da, onu görmeye, yanıbaşında oturmaya, serin sabah gülleri gibi kokan elleriyle,-tıpkı Medine sokaklarında oynayan çocuklara yaptığı gibi-başlarımızı okşamasına, gecenin karanlığını aydınlatan o eşsiz gülümsemesiyle bize gülümsemesine.. ne kadar hasretsek de, Sevgili Peygamberimiz, Kâinatın Efendisi, kalbimizin en sevgilisi artık aramızda yaşamıyor.. Öyleyse “Peygamberimiz bugün yaşasaydı..” diye başlayan bir soruya verilecek bütün cevapların, “Ama Peygamberimiz bugün aramızda yaşamıyor” diye başlaması gerekir. Çünkü Peygamberimiz aramızda yaşıyor olsaydı, dünya şimdiki dünya olmazdı. Bambaşka bir dünya olurdu. Bambaşka ve şüphesiz çok daha güzel bir dünya... Yaşadığımız asır bir “saadet asrı” olurdu. Ve böyle bir dünyada, sen bu soruyu zaten sormazdın. Çünkü cevabını bilirdin! Tıpkı hayatlarını okurken imrendiğimiz, “Ah keşke ben de orada,onlarla birlikte olsaydım!” dediğimiz sahabiler gibi, Sevgili Peygamberimizin nasıl yaşadığını, neyi nasıl yaptığını görürdün. Ve ondan gördüğün gibi yaşamaya çalışırdın. Bir de sana şunu hatırlatmam gerekir: Bilirsin, küçükler büyüklerin ayaklarına giderler. Onları ziyaret ederler. Büyükler kalkıp küçüklerin ayaklarına gitmezler. Küçüklerin, büyükleri ayaklarına çağırması hiç hoş bir davranış değildir. Öyleyse, doğru olan Peygamberimizi bugüne getirmek değil; kendimizi onun yaşadığı Saadet Asrı’na hayalen de olsa götürmek ve Sevgili Peygamberimizin neyi nasıl yaptığını, onun hayatını anlatan kitaplardan ve onun nurlu sözleri olan hadislerden okuyup öğrenmektir. Kısaca, “Peygamberimiz bugün yaşasaydı şu işi nasıl yapardı?” yerine “Peygamberimiz şu işi nasıl yapmış?” dersek, daha doğru bir soru sormuş oluruz. Ben bu soruna “Peygamberimiz bugün yaşasaydı, şöyle yahut böyle yapardı” diye cevap veremem. Onun adına konuşamam. Hem bu tür soruların sonu gelmez. Birine cevap versen öteki çıkagelir.“Peki, maça gider miydi? Takım tutar mıydı? Tutarsa hangi takımı tutardı?” gibi. Az önce de dediğim gibi, doğru olan ve bize düşen, Peygamberimizin nasıl yaşadığını, hangi durumda ne yaptığını öğrenmektir. Peygamberimiz arkadaşlarına nasıl davranırdı? Evinde neler yapardı? Çocuklarla arası nasıldı? Nasıl yemek yer, suyu nasıl içerdi? Namazını nasıl kılardı? Konuşurken, gülerken, uyurken, yürürken, şakalaşırken..nelere dikkat ederdi? İşte bunları öğrenmeli ve kendi küçük hayatımıza, onun bütün asırları güneşler gibi aydınlatan o muhteşem yaşayışından bir ışık, bir nur ve aydınlık katmaya çalışmalıyız... Peki ben misvak mı kullanmalıyım, yoksa diş fırçası mı?...
88.00 ₺ -
Kuranı Merak Ediyorum
MERAK EDİYORUM DİZİSİ'nin dördüncü kitabı, Cenneti Merak Ediyorum olacaktı ve ahiret ile ilgili sorular üzerinde uzun uzun konuşacaktık. Fakat 2010 yılının, Kur'an-ı Kerim'in insanlığa gönderilişinin 1400.yılı olması sebebiyle KUR'AN YILI ilan edildiğini duyunca, sıralamada küçük bir değişiklik yaptık ve dördüncü Merak Ediyorum kitabında, Kur'an-ı Kerim ile ilgili sorularını cevaplamaya karar verdik.Bizim de, Kur'an Yılı'nda yapılacak faaliyet ve etkinliklere bir katkımız olsun istedik. Böyle önemli bir yıl dönümüne kayıtsız kalamazdık elbette! Sorular: Kur'an, niçin Arapça? Kur'an'ı, sadece Türkçesi'nden okusak daha iyi olmaz mı? Peki anlamadığımız halde Arapça Kur'an okumanın ve dinlemenin bize ne faydası var? Kur'an, madem Allah'ın sözüdür, neden insan sözlerine benziyor? Kur'an neden 23 sene gibi uzun bir zaman içinde gönderildi? Allah onu bir seferde gönderseydi daha kolay olmaz mıydı? Kur'an'ın tek bir harfi bile değişmeden bize ulaştığından nasıl bu kadar emin labiliyoruz? Kur'an eskir mi? Kur'an-ı Kerim'de yer alan bazı bilimsel mucizeler Madem Kur'an'da böyle bilimsel mucizeler var, neden onları hep Müslüman olmayanlar keşfediyor? Kur'an, büyük icatlardan mesela uçaklardan da söz ediyor mu? Neden Kur'an'da, "Deveye bakmıyorlar mı" deniyor? Kur'an'ın en uzun sûresinin ismi neden inek?
88.00 ₺ -
Osmanlı Hukuku
Adalet, Osmanlı Devleti’ni asırlarca ayakta tutan en mühim unsurdu. Bu hissin zayıflaması, çöküşün hem sebebi, hem de neticesi oldu. Padişahlar bile, hukukun önünde boyun eğdiler. Bir seferden dönerken, askerin, ekinlerini çiğnediklerinden yakınan köylüye, Kanunî Sultan Süleyman; “Peki bizi kime şikâyet edersin?” diye latife edince, köylü; “Kanuna şikâyet ederiz, kanuna!” demişti. Adalete verilen bu ehemmiyet, Osmanlılara büyük bir itibar kazandırdı. Hıristiyan halklar, kendilerine hüsnükabul gösterdi. Osmanlıların, Ortadoğu, Kafkasya ve Balkanlar gibi problemli bir coğrafyada, çeşitli kavim ve kültürleri bir arada nasıl yönettiğini, bugün insanlar merak ediyor. Pax Ottomana adı verilen dünya düzeninin unsurları nelerdir? Osmanlı Devleti’ni asırlarca dünyanın süper gücü yapan tutan hangi prensiplerdir? İngiltere kralını, bir heyet göndererek Osmanlı hukuk sistemini inceletmeye sevk eden sır nedir? Bu kitap unutulmuş bir maziye ışık tutuyor.
322.50 ₺ -
İslam Hukukunda Değişmenin Sınırı
Ufak tefek iniş ve çıkışlar sayılmazsa, müslümanlar, dinlerinin zuhurundan itibaren, uzun asırlar boyu hep güçlü ve hakimdiler. Ne var ki bu güç ve hakimiyeti, bir zamandır Hıristiyan Avrupalılara kaptırdılar. Sonra da bunun sebepleri üzerinde kafa yormaya başladılar. Fatura da öncelikle dine ve bilhassa İslam hukukuna çıktı. O zamandan beri hemen her mahfilde İslam hukukunda reform üzerine tartışmalar yapılıyor. Hele İslam hukuku dünya üzerindeki hakimiyetini kaybettikten sonra bu tartışmalar daha da kızıştı. Bir tarafta, İslam hukukunun, insanlığın ihtiyacını karşılamaktan uzak olduğunu kabullenenler.. Diğer tarafta da bu hukukun zamana göre değişkenlik ve esneklik kabiliyetinin bulunduğunu savununlar...
79.50 ₺ -
İslam Hukuku ve Önceki Şeriatler
Bütün semavi dinler getirdikleri inanç esaslarının yanısıra, insanların günlük hayatlarını en ince teferruatına kadar düzenlemektedir... İbadetten ticarete, cinayetten evliliğe kadar... Bu düzenlemelerin mahiyeti nedir? Hazret-i Muhammed önceki peygamberlerin getirdiği hükümlerle amel etmiş midir? Bu hükümler arasında benzerlikten sözedilebilir mi? Bu benzerliğin sebebi nedir? Ne ölçüdedir? Bunlar İslam hukuku açısından da bağlayıcı mıdır? Elinizdeki kitap bu gibi suallerin cevabına ışık tutmaktadır.
172.50 ₺ -
Püf Noktası
(Beyoğlu'nda bir pansiyonun tavan arası odası... Tavan çatı şeklinde ve basık..Solda ancak iki büklüm şeklinde girilebilecek bir kapı... Sağda mazgalvari biçimde dar ve küçük bir pencere ... Bir divan ,alçak yer masası ve her tarafa serpiştirilmiş yer yastıkları...Duvarlarda modern resimler.)
39.90 ₺ -
Marifetname 2 Hm M. Fuad Başar
“MÂRİFETNÂME”, Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri’nin ansiklopedik mahiyetteki eseridir. 1703 (H. 1115) yılında Hasankale’de doğan İbrahim Hakkı Hazretleri, zamanının Arap ve Türk âlimleriyle tanışmış ve İstanbul’da saray âlimleriyle görüşerek birçok mevzularda geniş bilgi sâhibi olmuştur. Aynı zamanda Şeyh İsmâil Fakirullah Tillovi’ye intisâb ederek O’nun halifesi olmuştur. Şeyhini ve O’nunla olan münasebetlerini eserinin son bölümünde anlatır. 1780 (H. 1194) yılında vefât eden bu büyük âlim, şeyhinin ayak ucuna gömülmüştür. Rahmetullâhi aleyh. “Mârifetnâme”, Doğu ve Batı dillerine çevrilmiş ve her devirde ilgi görmüş bir eserdir. Ancak ansiklopedik olması sebebiyle astronomi, matematik, anatomi ilimleriyle ilgili bölümlerdeki birçok bilginin bugün eskidiği, bu mevzularda daha ayrıntılı ve güncel eserlerin yazıldığı bilinen bir gerçektir. Bu husus gözönüne alınarak, bu mevzulardaki mâlûmat üzerinde fazla durulmayarak, özellikle tasavvuf ve benzeri dinî mevzulardaki bilgiler olduğu gibi aktarılmaya çalışılmıştır. Böylece eser, gereksiz bir bilgi yığını olmaktan ziyâde, her an başvurulabilecek bir kaynak kitap haline getirilmiştir. Sadeleştirmede “Matbaa-i Âmire” baskısı esas alınmış ve Hazret’in üslûbu mümkün olduğu kadar bozulmamaya çalışılmıştır. Daha önce yapılmış olan sadeleştirmelerin bir kısmında eserle ilgili olmayan bilgiler karıştırılmış, bir kısmında da dinî mevzulardaki mâlûmat eksik bırakılmıştır. Takdim ettiğimiz bu sadeleştirme, bütün bu eksiklikleri ve külfetleri ortadan kaldırmış ve eserin pratik ve kullanışlı hale gelmesini sağlamıştır. Aynı zamanda “madde” başları da küçük başlıklara dönüştürülerek eser daha da pratik hâle getirmeye çalışılmıştır.
373.75 ₺ -
-
Ehli Sünnet İtikadı Ciltli
Bu eser dünyada ve ahirette selamet bulmak, ebedi saadete kavuşmak, Hakk'ın (c.c.) ve Resulünün (s.a.v.) rızalarını kazanmak, "Fırka-i Naciye" denilen ehl-i sünnet mezhebi içindeki bahtiyarlar zümresine katılabilmek için bilinmesi gerekli i'tikad, elfaz-ı küfr, tashih-i a'mal ve benzeri mevzularla alakalı hükümleri ve incelikleri öğreten ve her Müslümana son derece lüzumlu ve faideli olan temel bir din kitabıdır.
165.00 ₺ -
Şifai Şerif Tercümesi
(... Peygamberimizin yüksek hayatı ümmeti için ve bütün beşeriyet için imtisal nümunesi, fazilet örneğidir. Bu faziletkâr ve melekuti hayatın her safhasını Siyer-i Nebevi ilmi sinesinde toplamıştır. Gönüllerde din duygusunu ve aşk derecesinde Allah, Peygamber sevgisini ancak siyer İlmi uyandırır ve beşeriyeti melekuti fazilet şahikalarına yükseltir. Siyer ilminin en güzel tasnif olunmuş bir kitabı da hiç şüphesiz Kaadı İyaz'ın (Eş-şifa bi Ta'rif-i Hukuki'l-Mustafa) sıdır...)
270.00 ₺ -
Dil Belaları Lisan Afetleri
Lisan İnsana en fazla yarar, yine en fazla zarar getiren organdır. Akıllı kişi dilini kontrol altına alır ve hem kendisine, hem de bütün insanlığa faydalı şekilde kullanır. İslam dininin iki ana kaynağı olan Kur'an ve Sünnet'te, dilini korumak konusunda kesin emirler, hayti uyarılar, kurtarıcı öğütler bulunmaktadır. Evrensel bilgelikte'de lisanın kötülükten korunması konusunda islam dinine paralele emirler, yasaklar, öğütler mevcuttur. Peygamberimiz Ya hayır söyle, ya susu! ...buyurmuştur.
60.00 ₺ -
Ahlakı Olgunlaştıran Dini Hikayeler
Hikaye, olmuş olayların yazılı veya sözlü olarak anlatılmasıdır. Dini hikayeler ise, özellikle Peygamberlerin ve velilerin hikayelerinden oluşmaktadır. Bu kişilerin hayatları insanlara nunume olup, onların hayat hikayelerini okuyan bir kimse, onlardan olmasa bile, onlar gibi olmaya özenir, onlara benzemeye çalışır. "Bir kavme benzeyen onalrdan olur" hadisinin hükmüne göre velilere benzeyenler hükmen onlardan sayılır. Molla Camia hazretleri bu konuyla alakalı der ki: "Allah dostlarının hayat hikayelerini dinlemenin ve okumanın en az faydası şudur: Kişi bilir ki, kendisinin halleri ve fiilleri, onların halleri değildir. Kendi kusurlarını itiraf eder. Riyadan ve kendini beğenme durumundan kurtulmuş olur." Özellikle bu eserde de bizlere örnek teşkil edecek peygamber ve velilerin hayat hikayeleri güzel bir üslupla derlenerek siz kardeşlerimin istifadesine sunulmuştur. Amel etmek dileğiyle....
87.50 ₺ -
99 Çocuk Oyunu ve Bilmeceler
Çocuk ve oyun, ayrılmaz ikili… Dünyayı çocuksuz, çocuğu oyunsuz düşünmek mümkün mü? Oyunsuz büyüyen çocuğa “yarımdır” diyor uzmanlar… Oyun çocuğun eşi, arkadaşı, gelişimi, iletişim dili… Yazık ki bugün teknolojinin ve refahın son demine ulaşmış çocuklarımız, çocukluklarının en gözde sevgilisini yitirdi. Belki ellerinde cep telefonları, kucaklarında laptopları, ama hepsi, hepsi oyun fakiri. Oyunu unutan çocuklarımız bilgisayar mahkumu oldu. Teknoloji harikası olarak icad edilen bu kutu yazık ki çocuğa çocukluğunu yaşatmayan, mânen öldüren bir virüs kutusu olup çıktı. İşte bizi “Çocuk Oyunları” üzerinde çalışma yapmaya teşvik eden asıl sebep budur. Çocukluğun, belki de insanlığın kaybolmaya yüz tutmuş bu yitiğini çıkarmak, tekrar kazandırmak. Sevgili anne ve babalar! Eğitimciler! El ele, gönül gönüle… Çocuklarımıza oyunu, çocukluğunu kazandıracak nice oyun saatlerinde buluşmak üzere…
60.00 ₺ -
Hz Bilali Habeşi
PEYGAMBER BÜLBÜLÜ HZ. BİLÂL-İ HABEŞÎ Dünyayı İslam'a ezanla davet eden muhteşem mazlum... Kainatta ilk defa "Ezan-ı Muhehammedi'yi" O okudu. Yüzlerce sopanın altında inim inim inlerken bile "Allahü Ekber !" diye haykıran bu abide insanı yakından tanımak isteyenler için bu kitap hazırlandı... Bu kıymetli eseri okurken Hazret-i Bilal'in insanlık dünyasındaki izlerini bulup o izleri takip edeceksiniz... fâkı inletiyor ilâhi, ismin nâmın, Bu ezanlar ki elbet temelidir İslâm’ın. Nice yüz bin minareden revân olur göklere Kalb-i zemin titreşir, vahdetin iner yere. Vecde gelir bu sesle: Dağlar, taşlar, denizler; Şevk ile Arşa kadar artık yükseleyim, der! Cihan başka cihandır, yerde gökte her varlık, Rabbı tesbih ederler huzur içinde artık. Olur bütün gönüller gündüzler gibi aydın, Başlar dillerde tevhîd, başlar kalblerde yâdın. Kavuşur bütün âlem ebedî fecirlere, Binbir güneşler doğar o anda gönüllere. Artık hayat başkadır: Al, yeşil, mâvi, mâvi, Bir âlem yaşar kalbler Cennetlere müsavi. Diner cümle âşıkın bütün feryâdı, âhı, Seyre dalar gözleri, görür Cemalullah’ı. Kalbler Allah’a döner, öyle sevinç başlar ki, Mest olur bütün canlar kendinden geçer sanki. Nûr yağar gök kubbeden o anda kucak kucak, “Allah” der bütün zerre: Ne varsa büyük, ufak.
90.00 ₺ -
Cennet ve Cennetlikler
Şimdi cennetlikleri düşün. Yüzlerinde mutluluk parıldar, tıpası mühürlü bir kaptan cennet suları içerler. Taşı ak inciden yapılmış çadırlarda, kırmızı yakut sedirlerde otururlar, yer yaygıları yeşil ipeklidendir, bal ve şarap akan ırmakların kenarlarına dizilmiş koltuklara kurulurlar, bu ırmak kenarları huriler ve hizmetçilerle dolup taşmış. Bunlar sanki yakut ve mercandır, daha önce onlara ne insan ne cin eli değmemiştir. Cennet makamlarında dolaşırlar içlerinden biri yürüyüşünde kırıtırsa eteklerini yetmiş bin gıiman taşır, giydikleri ak ipek elbiseleri gözleri kamaştırır, başlarında inci ve mercan taçlar vardır, alımlı, ağırbaşlı ve hoş kokuludurlar. İhtiyarlamaları, yıpranmaları söz konusu değildir. Ebu Hüreyre'nin rivayet ettiğine göre, Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor ki: "Cennette şöyle bir ses gelir: Ey cennetlikler! Sizlere öyle bir sıhhat veriyorum ki, ondan sonra ebediyen hasta olmayacaksınız. Ölümsüz bir hayat bulacaksınız. Ardında yaşlılık olmayan bir gençliğe ereceksiniz. Arkasından ümitsizlik gelmeyecek bir mutluluğa ulaşacaksınız." Yüce Allah'ın şu âyeti, bu gerçeği ifâde eder: "Cennetliklere: 'İşlediğiniz iyi ameller sayesinde nail olduğunuz cennet işte budur' diye seslenilir."
35.00 ₺ -
Cehennem ve Cehennemlikler
Yüce Allah (c.c.) Kur'ân'ın bir çok yerinde cehennemin korkunçluğu ile Kıyametin şiddetli sıkıntılarına büyük önem vermiştir. Öyle ki Allah Teâla'nın bu beyanatı aklı başında insanların kalplerine en büyük tesiri yapmış, âhiretin faydalı ve kalıcılığını; onun dışındaki her şeyin hiçliğine tercih etmiştir. Cehennemin nasıl bir yer olduğu konusuna gelince Allah cümlemizi bağış ve keremi ile oradan korusun. Hadiste bildirildiğine göre orası simsiyah ve karanlıktır, ışığı ve alevi yoktur. Cehennemin yedi kapısı vardır. Her kapının üzerinde yetmiş bin dağ vardır, her dağın üzerinde yetmiş bin dağ vardır, her dağın üzerinde yetmiş bin ateşten tepe vardır, her ateşli tepe üzerinde yetmiş bin ateş çukuru vardır. Her ateş çukurunda yetmiş bin ateş vadisi bulunur. Her vadide yetmiş bin ateşten köşk, her köşkte yetmiş bin ateş evi, her evde yetmiş bin yılan ile yetmiş bin akrep her akrebin yetmişbin kuyruğu vardır. Her kuyrukta yetmiş bin boğumu, her boğumda da yetmiş bin testi dolusu zehir bulunur. Kıyamet günü olunca cehennemin örtüsü açılır ve ondan insanlarla cinlerin sağından solundan, önünden, arkasından ve tepeleri üzerinden uçuşan bir takım çadırlar çıkar. İnsanlar ile cinler bu manzarayı görünce dizüstü çökerek hep birlikte: "Allah'ım bizi kurtar" diye çığlık atarlar. Müslim'in rivayet ettiğine göre, Peygamberimiz (s.a.v.) buyurur: "Kıyamet günü cehennem her birinden yetmiş bin meleğin tuttuğu yetmiş bin yedek ile çekilerek getirilir. Peygamberimiz şöyle buyuruyor: "Cennet Arş'ın sağında, cehennem de solunda kurulur. Mizan'ın iyilikler kefesi Arş'ın sağında, günahlar kefesiyse solunda bulunur. Böylece cennet iyilikler kefesi karşısına, cehennem de kötülükler kefesi karşısına düşer." İbn Abbas (r.a.) derdi ki; iyilikler ile günahlar iki kefesi ve bir dili olan bir Mizan'da tartılır. Kıyamet günü, Allah kulların amellerini tartmak isteyince onları maddeleştirir."
35.00 ₺