-
Şifai Şerif Tercümesi 1. Cilt Ahıska Yayınevi
Fahri Kâinat Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (Sallellâhu Aleyhi ve Sellem) hakkında günümüze değin nazım ve nesir türlerinden çok yönlü birçok eserler kaleme alınmıştır. Bu eserlerden 6./12. yüzyılda Endülüs’ün önde gelen âlimlerinden Kadı Iyâz’ın Peygamber sevgisine ve Hz. Peygamber (Sallellâhu Aleyhi ve Sellem)’in Müslümanlar üzerindeki haklarına dair telif etmiş olduğu eş-Şifâ isimli nadide eseri, hem âlimler ve hem de halk nezdinde ayrıcalıklı bir konuma sahiptir. Telif edildiği tarihten itibaren üzerine şerh, haşiye, ihtisar ve tercüme türünden birçok çalışmaların yapılmış olması, medreselerde ilim taliplerine, camilerde halka okutuluyor olması, düşman tehlikesi, amansız hastalıklar ve sair afetlerden korunmak için evlerde teberrüken bir nüshasının bulunduruluyor olması ve yine muteber İslâm âlimlerinin eser hakkındaki övgü dolu ifadeleri gibi hususlar, bu eşsiz eserin ihraz ettiği haklı şöhret ve kabulün en önemli nişanelerindendir. Dört bölümden meydana gelen bu eserin birinci bölümünde Hz. Peygamber (Sallellâhu Aleyhi ve Sellem)’in sahip olduğu maddi-manevi özellikler, Allah Teâlâ katındaki mümtaz makamı ve mucizeleri beyan edilmiş, ikinci bölümde ise Peygamber’e iman, itaat, gönülden sevgi beslemek ve ona salât-ü selam getirmenin önemi gibi hususlar işlenmiştir. Giriş mahiyetindeki bu ilk iki bölümden sonra kitabın asıl omurgasını teşkil eden üçüncü bölüm, Allah Resûlü’nde (Sallellâhu Aleyhi ve Sellem) bulunabilecek ve kesinlikle bulunamayacak özellikleri, Allah Teâlâ’nın onu günahlardan ve kötülüklerden koruduğu gerçeğini ve bir beşer olması itibariyle sergilediği davranışları ele almaktadır. Dördüncü ve son bölümde ise, Resûlullah (Sallellâhu Aleyhi ve Sellem)’e dil uzatanların dini hükümleri hususunda bilgiler verilmiştir. Şifâ-i şerif’in genel manada Türk halkı tarafından anlaşılabilmesi yolunda giriştiğimiz bu çalışmanın en mühim hedeflerinden birisi; bir sayfası Arapça, diğer sayfası Türkçe olacak şekilde dizayn etmemizden de anlaşılacağı üzere, eserin Arapça metnini okuyan talebe kardeşlerimizin ihtiyaç duydukları noktalarda bu naçiz hizmetimizden istifade edebilmeleridir. Bu çalışma ile ilgili belirtmemiz gereken bir diğer husus ta, tercümemizde Ali el-Kârî’nin Şerhu’s-Şifâ’sı başta olmak üzere, birden çok şerh esas alınmış, eserin edebi ruhunu muhafaza edebilmek ve insicamını bozmamak amacıyla tercüme metninde olabildiğince Arapça metne ve ifadelere bağlı kalınmış ve ihtiyaç duyulan yerlerde dipnotlar verilerek gerekli izahlar yapılmaya çalışılmış olduğudur. Peygamber (Sallellâhu Aleyhi ve Sellem) sevdalılarına mütevazı bir hizmet sunabilmek amacıyla giriştiğimiz bu çalışmamızda bulunacak tüm hata ve kusurlar tarafımıza, bütün kemâlât ve güzellikler ise yalnızca O’na aittir.
263.90 ₺ -
Yedek Kaleci
“Hayatta her zaman yedekler vardır. Maçta, oyunda, sınavda… Bazen hepimiz yedek olmuşuzdur. Bu durum bizi üzmüştür. Bu kitabı okuduktan sonra yedekliğin bir başarısızlık değil hedefe giden bir yol olduğunu mutlulukla fark edeceksiniz. İnanmak, hayallerimizin peşinden gitmek ve başarmak için asla vazgeçmemek üzerine ilham verici harika bir hikâye… Hepimizin hikâyesi…”-Eğitimci Yazar Metin ÖzdamarlarTahsin Kerem'in çok büyük hayalleri var! En çok istediği şey, hayranı olduğu dünyaca ünlü kaleciden imzalı forma almak ve tabii ki mahallede kurulan futbol takımının kalecisi olmak. Fakat evdeki hesap çarşıya uymayacak ve işler istediği gibi gitmeyecek.Tüm bunlara rağmen Tahsin Kerem hayallerinin peşinden koşmaya devam edebilecek mi?
70.00 ₺ -
Heyecan Aşısı
Etkili konuşma ve sahne korkusunu aşmaya dair eğlenceli bir macera!Öğretmenleri hitabet ödevi için sınıfa bir kürsü yaptırdığında Duru çok endişelendi. Çünkü sahneye çıkıp bir şeyler anlatmak ona çok zor geliyordu."Ya heyecanlanırsam?" "Ya bana gülerlerse?" "Ya sesim kötü çıkarsa?"Emekli bir öğretmen olan dedesinin ise bir fikri vardı: Ona heyecan aşıları yapmak! Duru, dedesinin verdiği sıra dışı ve tuhaf görevleri yaşayacaktı. Tüm bu pratiklerin sonunda sunum için heyecanını yenip kendisini hazır hissedebilecek miydi?
70.00 ₺ -
Mektubatı Mahmudiyye Tıpkıbasım
Mektûbât-ı Mahmûdiyye; Üstadımız Mahmud Efendi Hazretleri’nin İslâm davasını birlikte omuzladığı dostlarına yazdığı mektupların toplanıp derlendiği çalışmadır. Emr-i bi’l-ma‘rûfun satırlara dökülmüş halini gösteren, aynı zamanda imanın halâvetini, yakînin hikmetini saçan bu mektuplar, kendini insanlığa adamış bir Allah dostunun güzel ahlâkı, vefayı, âli himmet olmayı nasıl kelimelere sığdırdığını anlatmaktadır. Osmanlıca olarak Üstadımızın kaleminden dökülen bu mektupların, hangi gaye ile yazıldığı yine üstadımızın şu ifadesiyle açık bir şekilde anlaşılmaktadır; “Allah’ı (Celle Celâlühû) seven, onun kullarını da sever. Allah’ın (Celle Celâlühû) kullarını seven, onların hidayeti ve ebedî kurtuluşu için çalışır. Kur’ân-ı Kerîm’den başka hiçbir şeyle uğraşmamakla nimetlendirildiğim hayatımda, büyüklerimden ve hocalarımdan öğrendiklerimi her vakit başkalarıyla paylaşmaya gayret göstermişimdir. Sesimin ulaştığı yere sözle, ulaşamadığına da mektuplar göndererek ifade-i meramda bulunmuştum. Bu hakikatin tecellisi olarak dün yazdıklarımın bugün eskimeden derlenip toplanıp gün yüzüne çıkması ve istifadeye sunulması beni fazlasıyla mesrur etmiştir.'
590.00 ₺ -
Mektubat Arapça Harekesiz Orta Boy Tek Cilt
Mektubat-ı Rabbani kitabımız Ali kara hocamızın kontrol ve tashihinden geçerek harekeli olarak, Eski matbu nushaya sadık kalınarak sayfa tutar bir şekilde, yeni dizgi (Bilgisayarlı) olarak hazırlanmıştır. Ayet ve Hadis-i Şeriflerin kaynakları sayfanın altına dipnot olarak eklenmiştir. Ayet, hadisi şerif ve şiirler koyu olarak belirtilmiş. Ayrıca Mebde ve Mead Risalesi eklenmiştir. Mektubatı Rabbani Arapça Orta Boy Tek Cilt Yaldız Baskılı Şamua Kağıt, Lüx Cilt Yeni Dizgi Bilgisayarlı Harekesiz
245.00 ₺ -
Nefis Terbiyesi
Güzel ahlâk, kalpten cennet nimetlerine açılan ve Rahmân’a yaklaştıran bir kapı olduğu gibi, kötü ahlâk da kalpleri saracak olan ve Allah Teâlâ’nın tutuşturduğu cehennem ateşine açılan bir kapıdır. Kötü ahlâk zehir mesabesinde olduğu için nefsi ve kalbi hasta eder. Ancak bu öyle bir hastalıktır ki ebedî hayatı mahveder. O halde sadece bedeni yok eden hastalıkla bu korkunç hastalığın arasındaki fark kıyâs edilmeyecek kadar büyüktür. Kalp hastalığının tedavisini öğrenmek her akıllı insan için bir zorunluluktur. Zira bu hastalıklar tedavi edilmeyip öylece bırakılsa hiçbir kalp bu hastalıklardan kurtulamaz. İşte bu risâlenin gâyesi; ahlâkı güzelleştirmeye genel bir bakış ve kısaca bunun metodunu göstermektir.
68.00 ₺ -
Hanımlar İçin Hadisler 250 Hadis-i Şerif
“Kadın deyince aklımıza öncelikle üç kıymetlimiz gelir: Ayağının altında cennet yatan, başımızın tacı anamız, Sevincimizi, hüznümüzü paylaştığımız yol arkadaşımız eşimiz, ve ümidimiz, gözümüzün nuru olan kızımız. İnsan nesli onlar sayesinde devam eder. Yavrularımız, Allah sözünü ilk defa annelerinden duyar. Elleri öpülesi anneler yavrularını ninni gibi söyledikleri “lâ ilâhe illallah” kelime-i tevhidiyle uyuturlar. Çocuklarımız iyiyi, doğruyu ve güzeli ilk defa annelerinden öğrenirler. Allah ve Peygamber sevgisini, ibadet zevkini yuvalarında tadarlar. İşte bu sebeple kadınlarımız ilk öğretmenlerimizdir. Bu kitapta geleceğimizi yoğuran anneler ve anne namzetleriyle dertleşmeye çalıştım.” Nebevî mirasın ve hadis ilminin emektar üstadı Mehmet Yaşar Kandemir hocamızdan, kadınların kişisel ve sosyal hayatlarını ilgilendiren hadisleri kısa izahlar ve samimi hitaplarla bir araya getiren, gül kokulu bir demet...
612.00 ₺ -
Şerhül Manzumetil Beykuniyye Darul Felah
Şerh'ül Manzumet'il Beykuniyye Ömer b. Muhammed b. El-Fettun El-Beykuni Ed-Dimeşki Şafii Mektebetu Dari'l-Felah - شرح المنظومة البيقونية
200.20 ₺ -
Hakk Dinin Bâtıl Yorumlarına Cevaplar
Bunların yanında hakları olmayan bir ‘hoşgörü’ ile kelime-i tevhîdin bütünlüğünden tâvizler veren, diğer yandan Ashâb-ı Kirâm’a sövmeyi din edinmiş toplulukları ‘Ehl-i Beyt Mezhebi’ adıyla müslümanlara kabul ettirmeye çalışan kimseler çoğalmıştır. Hakk Dînin Bâtıl Yorumları, bu konularda, samimi müslümanlara iyi bir kılavuz olacaktır. Kitapta ayrıca Kader, Kabir Azâbı, Türbe Ziyareti, Kadın Hakları, Recm, Faiz, Organ Nakli, Mûsiki, Namazların Birleştirilmesi, Cuma Namazı, Kadınların Özel Halleri gibi pek çok güncel mesele, İslâmî zâviyeden incelenmiştir. Necip Fazıl’ın “Nefeslerimizle buzdan dağları erittik; erittik ama, ortalık da çamurdan geçilmez oldu.” şeklinde tabir ettiği portreyi, kara tablo çizmek için değil; “bâtılı bâtıl bilip ondan kaçınmak” adına sizlere sunuyoruz.
118.80 ₺ -
İmamı Azam Ebu Hanîfe (r.a.)’in Menkibeleri 2 Cilt
24 Yıl Sonra İlk Defa Günümüz Türkçesi’ne Tercüme Edilen bu eser, Hatîb el-Harezmî, İmâm-ı A‘zam seksen üç bin mes’ele ortaya koydu. Otuz bini ibâdetlerde, geri kalanı muâmelelerdeydi. Bu mes’eleler hâlledilmeseydi insanlar dalâlette kalırdı dedi. Sadru’l-Eimme Hatîb-i Harezmî, Muhammed ibn Semâ‘a, Hazret-i İmâm-ı A‘zam’ın hazırladığı kitâblarda yetmiş bin hadîs zikrettiğini ve mes’elelerini kırk bin hadîsten seçtiği hadislere dayandırdığını söylemiştir. Hasan bin Ziyâd, İmâm, iki bini Hammâd’dan iki bini öbür hocalardan olmak üzere dört bin hadîs rivâyet etmiştir dedi.
156.00 ₺ -
İmam Ebu Hanife (r.a.) Hayatından Rabbani Esintiler
İmam- ı A’zam Ebu Hanife (r.a.)‘i müjdeleyen hadislerden biri şudur: “(İlim Süreyyâ yıldızında olup da) Arablar ona ulaşamazken Fars ricâli ona ulaşırdı.” Ebu Hanife (r.a.)’in yüce kişiliğine delil olabilecek hadislerde birisi de Hz. Peygamber (s.a.v.)’den rivayet edilen: “Dünyanın zineti 150 yılında kaldırılacaktır.” hadisidir. Çünkü bu hadis ittifakla Ebu Hanife (r.a.)’e hamlolunmuştur. Şâfiî Mezhebi’ne mensûb İbn-i Hacer el-Heytemî (rh.a.) [1504-1566] tarafından hazırlanan bu kitab, Sultân II. Abdülhamîd Hân’ın emirleri ile rûmî: 1310 (1894-1895] yılında Manastırlı İsmâîl Hakkı (rh.a.) tarafından tercüme edilip mü’minlerin halîfesi o büyük Hâkan II. Abdülhamîd (k.s.)’a arz edilmişti. PProf. Dr. Azmi Bilgin’in titiz çalışmasıyla günümüz Türkçe’sine aktarılmıştır.
132.00 ₺ -
İmamı Azam Ebu Hanife (r.a.)’in Hadis İlmindeki Yeri
Ebu Hanife (r.a.), Kitab’a ve Sünnete önem veren ve hadis öğrenme konusunda çaba harcayıp, yolculuklara çıkan bir âlimdi. O, sünnetlere, bunları toplamaya, sünnetin kutsal sınırlarını savunmaya, ona karşı gelen ve ondan uzaklaşmak isteyenlere karşı baskı yapmaya çok önem verirdi. Zira Peygamber (s.a.v.) Efendimizin sünnetinin başka şeylere tercih ederdi. Ebu Hanife (r.a.) sika olan güçlü ravilere yönelen, rivayette zayıf olanları terk eden ilk âlimdir. Ebu Hanife (r.a.), hadis ve fıkıhtan ayrılmamış, takva ve ibadete devam etmiş ve sonunda dünyanın dört bir tarafında görüşlerine başvurulan bir âlim ve kendisine uyulan bir bilgi sığınağı haline gelmiştir
60.00 ₺ -
Mülteka Arapça Orjinal Baskı
Bütün hamdler "Allah'ın sınırlarını koruyan müminleri müjdele" buyuran Allah-u Te'ala'ya mahsustur. Sonsuz salat-ü selamlar "Elbette fıkıh bilen bir kişi şeytana bin abidden daha zor gelir" buyuran Rasûllüllâh (sallâllâhu Sellem)'in ve fıkha çalışıp ona göre amel eden Ehl-i Beyt'inin ve ashabının üzerine olsun. Mülteka Kitabı, İbrahim Halebi Rahimehüllahın kaleme aldığı en meşhur eseridir. Binlerce fıkhi meseleyi ihtiva eden Osmanlı medreselerinde yıllarca okutulmuş, Şu anda da birçok medresede okutulmakta olan, Mülteka Ebhur adlı eseri; "İlme, İrfana Hizmet, İnsanlığa Hizmet" prensibi ile yola çıkan bizler, siz paha biçilemeyecek kadar değerli " ilim irfan yolcusu" kardeşlerimize takdim etmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Rabbim ilimden layık-i vechi ile istifade edenlerden eylesin. (Amin)
210.00 ₺ -
Mektubatı Mahmudiyye 2 Cilt Takım
Mektûbât-ı Mahmûdiyye; Üstadımız Mahmud Efendi Hazretleri’nin İslâm davasını birlikte omuzladığı dostlarına yazdığı mektupların toplanıp derlendiği çalışmadır. Üstadımız tarafından dinî terviç adına kaleme alınan bu kıymetli mektuplar, şüphesiz emr-i bi’l-ma‘rûfun satırlara dökülmüş halini göstermekte, Üstadımızın şefkatli bir anne misali, uzak mesafede bulunan manevî kardeşlerine karşı nasıl engin rahmetinin olduğunu da yansıtmaktadır. Aynı zamanda imanın halâvetini, yakînin hikmetini saçan bu mektuplar, kendini insanlığa adamış nazlı bir kulun; güzel ahlâkı, vefayı, âli himmet olmayı nasıl kelimelere sığdırdığını da anlatmaktadır. Osmanlıca olarak Üstadımızın kaleminden dökülen bu mektupların hangi gaye ile yazıldığı yine üstadımızın şu ifadesiyle açık bir şekilde anlaşılmaktadır; “Allah’ı (Celle Celâlühû) seven, onun kullarını da sever. Allah’ın (Celle Celâlühû) kullarını seven, onların hidayeti ve ebedî kurtuluşu için çalışır. Kur’ân-ı Kerîm’den başka hiçbir şeyle uğraşmamakla nimetlendirildiğim hayatımda, büyüklerimden ve hocalarımdan öğrendiklerimi her vakit başkalarıyla paylaşmaya gayret göstermişimdir. Sesimin ulaştığı yere sözle, ulaşamadığına da mektuplar göndererek ifade-i meramda bulunmuştum. Zaman her şeyi maziye çevirse de bir tek, kitaba hüküm geçiremezmiş. Bu hakikatin tecellisi olarak dün yazdıklarımın bugün eskimeden derlenip toplanıp gün yüzüne çıkması ve istifadeye sunulması beni fazlasıyla mesrur etmiştir. Gayret-i Diniyyemin satırlara dökülmüş hali olan bu mektupların, Allah’ımın (Celle Celâlühû) kullarına faideli olmasını dilerken, bütün dostlarımdan hüsn-i hâtimem için dua isteyerek hepsini Allah Teâlâ’ya emanet ederim.” ÖZETLE MEKTÛBÂT-I MAHMÛDİYYE ESERİ Cemâlini muhabbete, Celâlini haşyete, Rahmetini de her türlü mazhariyete vesile kılan Cenâb-ı Hakk’a nihayetsiz hamd ve senalar olsun. Allah’ın Celle Celâlühû merhameti, meleklerin istiğfarı, kulların da duası, zuhûr-u evvel, vücûd-u âhir, makâm-ı âli, şân-ı nâmütenâhi; Peygamberimizin ve O’nun Âl ve Ashâbının üzerine olsun. Ehl-i semanın yerdekilere imrendikleri çağlar maziye dönüştükçe, beşeriyetin, sığınacağı bir limana olan ihtiyacı her zamankinden daha fazla artmaktadır. Gün geçtikçe kararmaya devam eden Ümmet-i İslâm’ın bahtı, artık oturduğu dala balta sallamakla övünüp avunmaktadır. Âlemin her zerrede bir nur, her katrede bir zuhur fark ettiği, Hakk’a ibadeti bir onur itikad ettiği demler, aramızdan birer birer ayrılınca, Cenâb-ı Rahmân her yüzyılda olduğu gibi yeniden kulların yüzüne gülmüştür. Onlara, itaat etmenin güzelliğini anlatacak, zenginlikte, toklukta, rahatta buldukları hazzın çok daha büyüğünün, fakirlikte, açlıkta ve Allah için rahatını terk edip uykusuz ve yorgun düşmekte elde edilebileceğini gösterecek rehberler göndermiştir. Eşyada esma, esmada müsemma görmeye muktedir bu rehberler, insana, ateşle oynarken elini yakmamayı öğretmişlerdir. Yaradan’ın bütün her şeyi kendisi için var ettiği insan, düştüğü kuyudan bu ele tutunarak çıkacak ve imanın ihsan mertebesine yine bu elle ulaşacaktır. Mürid ve muhibbînin bütününde tasarruf eden bu mürşidler, zerreden umman, katreden derya çıkarırcasına sâliklere yol, taliplere yön vereceklerdir. Yolunu bulan sâlik artık uyumak için geldiğini zannettiği bu âlemde uyandırmak için var olduğunu anlayacak “Her şeyi senin için yarattım” diyen Cenâb-ı Vehhâb’a “Ben de her şeyi senin için terk ettim” diyebilecek bir iman kıvamına erecektir. Bir inanç uğruna yaşamanın, onun için ölmekten daha zor hale geldiği, doğruları savunmaktan çekinip yanlışları alkışladığımız bir zaman da bize yeni bir dünya bahşeden Allah’ımıza nihayetsiz şükürler olsun. Ümitlerimizin son kuruşunu harcamaya ramak kala, bizi nazlı dostuyla buluşturup onun sevgisini bahşetmiştir. Böylece acılarımızdan tat, zehirlerimizden panzehir çıkarmanın sırrını bir nebze anlama fırsatına ermiş olduk. Her cevabında binlerce istifham, her adımında sonsuz uçurumların sahibiyken, ilim ve hikmet kıblesine dönüşüverdi içinde yaşadığımız dünyamız. “Her şeyi bırakın! Hayatta yalnızca Allah’ın müşterisi olun” diyen sese kulak verdikçe, zararlarımız kâra, yoklarımız vara, vesveselerimiz de karara dönüştü. Her saniyesinde bin hata, her nefesinde yüz bin isyan taşıyan hayatımız, Onunla ikinci bir hayata dönüştü. Bütün kararlar isabetli, bütün hareketler hikmetli oluverdi bir anda. Her makam ve mekâna uygun edebi ve hikmet dolu yaşayışıyla görülmesi gerekeni görüp, asıl kulak verilecek sesi fark ettik. Aşk ve irfanın kaybolup saklansa da asla ölmeyeceğini onunla öğrendik. İkinci ve ebedî bir hayatın hayırla yâd edilmek olduğunu dinledik bal tadında sohbetlerinde. Yanındakileri kendi elleri ile yedirip doyururken uzaktakileri unutmadı. Mesafelere meydan okudu. Bazen kendi vardı sevenlerin kapısını çaldı. Bazen de mektuplar yazdı gönderdi. Okursanız görecek ve hissedeceksiniz; onun mektuplarında bir yanık kokusu alırsınız. İmanın halâvetini, yakînin hikmetini bulursunuz. Kendini insanlığa adamış nazlı bir kulun, güzel ahlâkı, vefayı, âli himmet olmayı nasıl kelimelere sığdırdığını görürsünüz. Noktasına virgülüne kadar, hayat defterinin, Allah’ın muradına uygun nasıl yazıldığını okursunuz. Tek gayenin HAK, tek sermayenin HAKİKAT, en güzel yolun da TARİKAT olduğunu anlarsınız. Kur’ân’ı okudukça O’na, O’nu tanıdıkça, Kur’ân’a daha fazla hayran olursunuz. Yeniden doğarsınız. “Her dem yeni doğarız. Bizden kim usanası.” demek üzere. Her satırının ve kelimesinin bir Allah dostunun kaleminden çıktığı şuuruyla okunup, derin bir tefekkürle birlikte istifade edilmesini temenni eder, bütün müminlere nihayetsiz terakkiler dileriz. MEKTÛBÂT-I MAHMÛDİYYE’NİN HAZIRLANIŞ ŞEKLİ Üstadımızın mektup gönderdiği kıymetli mühibban tespit edilerek mektupların asıllarına ulaşıldı. Okunması güç olan mektuplar teker teker çözümlendi. Mektuplar, Osmanlıca asıllarından Latince ve Osmanlıca olarak yeniden dizildi. Birden fazla kişiye gönderilen mektuplarda tekrara gidilmeden yalnızca gönderilen şahısların isimleri zikredildi. Âyetlerin referansları ve hadislerin tahricleri yapıldı. Dipnotlar, Latince ve Osmanlıca bölümünde ayrı ayrı belirtildi. Mektuplarda bir kısmına temas edilen hadislerin tamamı dipnotta gösterildi. Mektup gönderilen mühibbanın hal tercümeleri yapıldı.
530.00 ₺ -
Kuranı Mecid Ve Tefsirli Meali Alisi Arapça 2 Cilt Takım
Kuranı Mecid Ve Tefsirli Meali Alisi Arapça 2 Cilt Takım Ehl-i sünnet’in ve sahih tasavvuf’un kalesi Mahmud Efendi Hazretleri’nin (Kuddise Sirruhu) türkçe olarak kaleme almış olduğu, adeta bütün Kur’an ı kerim tefsirlerinin bir özeti mahiyetinde olan ilim yüklü muhteşem eseri; “Kurân-ı Mecîd ve Tefsirli Meâl-i Âlîsi” Mederese talebelerimize yeni bir neşve vermesi ve genel anlamda Arap halklarının da faydalanması için Arapça tercemesi ile Ahıska Yayınevinde… Müceddid Mahmut Efendi Vakfı ve Ahıska Yayınevi olarak; Zamanının ender büyüklerinden, davet ve irşad’ın önderlerinden olan büyük bir zatın, zamanın gereksinimlerini de dikkate alarak hazırlanmış bulunduğu bu kıymetli eserinin dünya dillerine çevirilerek bütün insanlığın istifadesine sunulması noktasında kararlıyız. Bu minvalde Rusça çevirisini basmış ve Kazakça çevirisini de basıma hazırlamış bulunuyoruz. Ayrıca; Özbekçe, Kırgızca ve Azerice çevirileri de hazırlık aşamasında bulunmaktadır. Büyüğümüz Mahmud Efendi Hazretleri’nin (Kuddise Sirruhu) Kur’an ı kerim ve Sünnet-i seniyye esasları üzerine temellendirdiği ve İlim, Amel, İhlas sacayağı üzerine inşa ettiği büyük hizmetleri ile o’nun ilmî ve fikrî eserlerini, İslam âlemine ulaştırmak için kararlılıkla ve olanca gücümüzle çalışmalarımıza devam etmekteyiz. Gayret bizden, muvaffakiyet Rabbimiz’dendir.
625.40 ₺ -
Rızık Bolluğu ve Zenginlik için Okunacaklar 2.Cilt
Şu bilinsin ki; yaşadığımız günlerde (2022 yılı) maddî kriz haddini aşmıştır. Çünkü Allâh-u Te‘âlâ insanların mâneviyâta, cemâatle namaza ve haramlardan sakınmaya önem vermemesinin peşin azâbını âhiretten önce dünyâda kendilerine tattırmayı murâd etmiştir. Ayrıca Müslümanların birçoğu gece-gündüz saatlerinde, özellikle sabah-akşam vakitlerinde duâ ve zikri tamâmen terk etmiş, filimlerle, dizilerle vakit geçirir hâle gelmiş, bu yüzden de Allâh-u Te‘âlâ bereketlerini mahvetmiştir. Zâten Allâh-u Te‘âlâ maddî-mânevî tüm bereketleri îmân ve takvâya bağlamış, aksi takdirde kulları her anlamda kıtlıklarla ve bereketsizliklerle cezâlandıracağını açıklamıştır. Artık bize düşen vazîfe; Ehl-i Sünnet ulemâsının görüşleri üzere îtikadı tashîhden (inancımızı düzelttikten) sonra, fıkıh ulemâsının beyanları vechile; emirleri tutup yasaklardan sakınmak sûretiyle takvâya riâyet etmektir. Zâten bunlar yapıldığında rızık, bolluk ve bereket kendiliğinden gelecektir. Ayrıca fakirlikten kurtulup zenginliğe nâil olmak istiyorsak Rasûlüllâh (Sallellâhu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz’in öğrettiği, sahâbe-i kirâm hazarâtının naklettiği ve değerli meşâyihımızın vasiyet ettiği duâlardan özellikle bu kitapta zikredilenlerle amel etmeliyiz ve bu duâları sabah-akşam saatlerinde ve sâir vakitlerde okumalıyız ki ancak böylece iki cihanda da fakirlikten kurtulup maddî ve mânevî anlamda zenginliğe kavuşarak dünyâ ve âhiret saâdetine nâil olabiliriz. Şu bilinsin ki; maddî anlamda sıkıntısı olanların mânevî olarak da huzur bulamadıkları, birçok kimsenin yuvasının bu yüzden dağıldığı ve maalesef bâzılarının bu nedenle intihâra kalkıştığı müşâhede edilmektedir. İşte biz bu konuda müstakil bir eser telif etmeyi bu nedenle önemsedik ve neşre çalıştığımız diğer kitaplarımız arasından öne aldık. Artık îmân şartıyla, farzları yerine getirdikten sonra bu eserde zikredilen duâ ve zikirleri okuyan kimsenin iki cihanda fakir olması ve mahrûm kalması düşünülemez. Zîrâ bu kitapta nakledilenlerin birçoğu âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîflerden ibârettir. Allâh-u Te‘âlâ cümlemizi bu eserde yazılan duâ ve zikirlerle amele muvaffak eyleyerek iki cihan zenginliğine kavuştursun. Âmîn! Yâ Mücîbe’s-sâilîn!
193.45 ₺ -
Ruhul Furkan Tefsiri 5. Cilt Orta Boy Ciltli
* Yaldız Baskılı Bez Cild * 983 Sayfa * Nisa Sûresi (24-147) RUHU’L- FURKAN HAKKINDA GENEL MALUMAT Alllame, fâdıl, muhakkik, hicri 15.Asrın müceddidi, Şeyhü’l İslam İsmail Efendi (İsmail Ağa) Camii Şerifi emekli İmam Hatibi Mahmud Ustaosmanoğlu Efendi’nin riyasetinde kaleme alınmış, takriben 57 cilt olması beklenen mükemmel bir tefsirdir. Bu şaheser tefsirin hazırlanmasında Arapça, Farsça ve Türkçe birçok kitaptan istifade edilmiş olup, her sınıf insanın anlayabileceği sade bir dil ile yazılmıştır. Âyet-i Celileler, en ince ayrıntıları ile izah edilirken ihtiyaç duyulan kelam, fıkıh, tasavvuf ve genel kültüre dayalı malumat da verilmiştir. RUHU’L- FURKAN TEFSİRİNİN YAZILMA SEBEBİ Mahmud Efendi Hazretleri (Kuddise Sirruhu) tefsir-i şerifin sebebi telifi hakkında şöyle buyuruyorlar: “Kur’an-ı Azîmü’ş-şan’ın manasının kelime-kelime anlaşılmasına çok hevesli olduğumuz, kardeşlerimiz tarafından yakinen bilinmektedir. Nice büyük âlimler, Kur’an-ı Kerim’i Türkçe tefsir ederek, bu büyük kitabın manasını anlama hususunda insanların ihtiyaçlarını karşıladıklarından, ziyade aciz olan bu kardeşiniz, böyle büyük bir işe girişmeyi düşünmüş dahi değildir. Ancak; hicri 1402 Şaban Ayı’nın Berat Gecesinde, Ravza-i Mutahhara’da yani Peygamberimiz (Sallallahü aleyhi ve sellem)’in bulunduğu pâk cennet bahçesi olan mescid-i şerifinde bulunduğumuz sırada Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) tarafından vaki olan manevi bir işaretle bu mühim işe başladık. Ve yukarıda geçtiği gibi kelimekelime mana verilmesine ziyade ihtimam (dikkat) göstererek, bazı kardeşlerimizle beraber bu uzun yola çıktık. TAKİP EDİLEN USUL MUKADDİME: Bu tefsirin mukaddimesinde(giriş kısmında)evvela Kur’an-ı Azimü’ş-şan’ın fezâili (faziletleri) hakkındaki bazı âyet-i kerimeler mealleri ile beraber yazılmıştır. Sonra, Ali Haydar Efendi (kuddise sirruhu) Hazretlerinin kendi Kur’an-ı Kerim’inin baş tarafına yazmış olduğu Kur’an-ı Kerim ile alakalı bütün hadis-i şerifler ve tefsir heyetinin bulduğu bazı hadis-i şerifler tercüme edilerek, kaynaklarıyla beraber zikredilmiştir. Müteakiben yine Kur’an-ı Kerim hakkında Ali Haydar Efendi (kuddise sirruhu) Hazretlerinin kendi Kur’an-ı Kerim’inin evveline yazdığı, ayrıca tefsir heyetinin de bulduğu büyüklerin sözlerinden bazıları ilave edilmiştir. Bundan sonra Kur’an-ı Kerim’i gafil olarak okumanın zemmi (kötülenmesi) hakkındaki bazı hadis-i şerifler ve büyüklerin sözleri nakledilmiştir. Mukaddimenin sonunda da Kur’an-ı Kerim’i kendi görüşü ile tefsir etme hakkında varit olan (gelen) tehdit mahiyetindeki hadis-i şerifler zikredilmiştir. ÂYETLERİN TEFSİRİNDE TAKİP EDİLEN USUL 1-KELİME MANASI: Her âyetin tefsirinde takip edilen bu usul, Kur’an-ı Kerim’i kolayca anlayabilmek için çok büyük ehemmiyet (önem) taşımaktadır. Zira topluca mana verildiğinde, Kuran’ı iyice anlamayı ve tefsir etmeyi isteyen kardeşlerimiz hangi mananın hangi kelimeden alındığını anlayamamaktadırlar. Bu tefsirde ise herkesin Kur’an-ı Kerim’i kelime kelime anlayabilmesi çok istenildiğinden bu usüle riayet edilmeye çalışılmıştır. Bu arada kelimeleri ve cümleleri birbirine bağlayan mahzuf ibareler (gizlenmiş sözler) zikredilmiştir ki, dikkatli düşünüldüğü takdirde, sadece kelime manasından bile, âyet-i celilelerin manaları anlaşılabilecek bir hale gelmiş olsun. Ayrıca sarf ve nahiv ilimlerini okumuş kardeşlerimizin, fail, meful, hal gibi kelimelerin cümle içindeki durumlarını ayırt edebilmeleri için yardımcı edatlar kullanılmıştır. Ancak, terkib-i izafiler(isim tamlaması) gibi birbirinden ayırt edilmesi uygun olmayan yerlerde kelime manası verilemediğinden, terkip (toplu) manası verilmiştir. 2-MEÂL-İ ŞERİF : Kelime manasından herkes istifade edemeyeceğinden ve âyetin toplu manası anlaşılamayacağından, her âyetin meâl-i şerifi (şerefli manası) kelime manasından sonra yazılmış ve bu meâl verilirken âyetin zahirinde (dış görünüşünde) bulunmayan kelime ve terkiplerin manaları katılmamaya dikkat edilmiştir. Ancak, âyet-i celilenin manası tam anlaşılabilmesi için, bir takım mahzuf (gizlenmiş) manaların ve bazı izahların zikredilmesine ziyade ihtiyaç duyulduğundan onlar parantez içinde ayrı bir yazı şekliyle açıklanmıştır. Böylece, meâl-i şerif tefsirli (açıklamalı) bir meâl haline gelmiştir. 3-İZAHAT Sadece meâl-i şerifle de iktifa edilmeyip (yetinilmeyip) her âyet, muteber tefsirlerde bulunan izahlardan istifade edilerek açıklanmaya çalışılmıştır. Şöyle ki: Tefsirlerde sebebi nüzulü beyan edilmiş olan âyetlerin, iniş sebepleri zikredilmiştir. Ahkâm âyetlerinden (şeri hükümleri beyan eden âyetlerden) çıkarılmış olan bir takım fetvalar da yeri geldiğinde açıklanmıştır. Âyet-i Celilelerle alâkalı hadis-i şeriflerin kaynakları ilmî usulle kaydedilerek yazılmaya gayret edilmiştir; Evvela hadis metninin alındığı kitap zikredilmiş, diğerleri ise ulema arasında bilinen sıralamaya göre yazılmıştır. Bazı âyet-i celilelerde bulunan yer ve şahıs isimlerinin ıstılahları (özel manaları) da, tefsirde derç edilmiştir(konulmuştur). Açıklanması gereken zor kelimelerin mehazları (asılları, kaynakları) müfret (tekil)sss ve cemileri (çoğulları) zaman zaman tefsirde yazılmıştır. Âyet-i celilelerin anlaşılmasını kolaylaştıracak olan veya onlarla alâkası bulunan kıssalar (hadiseler) de, muteber (kıymetli) tefsirlerden alınarak açıklamıştır. Zikirle alâkalı âyetlerde, yine güvenilen tefsirlerden ve kitaplardan alınan, tasavvufî manaların da katılmasına özen gösterilmiştir. Ayrıca, her âyetin izahının sonunda, o âyetin tamamı veya bir kısmıyla alâkalı diğer âyeti kerimeler bulunup, meâlleriyle yazılmaya gayret gösterilmiştir; Ta ki, vaaz ve nasihat etmek isteyenler, bir âyeti gözden geçirirken onu açıklayan diğer âyet-i kerimeleri de, önlerinde hazır bulup vaazlarını ziynetlendirsinler (süslesinler). Bu hususta en büyük rehber, Ali Haydar Efendi (kuddise sirruhu) Hazretlerinin, Mahmud Efendi Hazretlerine (kuddise sirruhu) verilmesini arzu ettiği kendi Kur’an-ı Kerimi’ninkenarlarına almış olduğu rakamlar (âyet ve sayfa numaraları), hatlar (çekilen çizgiler) ve izahlar olmuştur. Şu da bilinmelidir ki: Milletimizin, geçmiş büyüklerinin kıymetli lisanlarını terk etmeye başladığı şu günlerde Arapça, Farsça ve Türkçe karışımından meydana gelmiş olan Osmanlıcanın tamamen unutulmaması için Osmanlıca kelimelerin asılları yazılmış, nesiller arasında irtibat sağlamak için de kelimelerin karşılıkları parantez içinde zikredilmiştir. Bu büyük gaye hedeflendiğinden dolayı tefsirin uzamasından, akıcılığın bozulmasından ve dolayısıyla gelecek olan itirazlardan çekinilmemiştir. * Ciltli Sert Kapak * Hamur Kağıt * 983 Sayfa
318.00 ₺ -
Temizliği Önemsiyoruz - Hadisleri Öğreniyorum
“Her şeyi yaratan Allah (cc), her şeyi bilir. Peygamberimizi(sav) de Allah seçmiştir. O en güzel ahlakı yaşadı. Bizlere dünyayı Cennet eden dinimizi öğretti. ‘Hadisleri Öğreniyorum’ dizisindeki kitaplar da onun sözlerini, hayatını, davranışlarını çocuklarımıza anlatıyor. Ne güzel!” Hekimoğlu İsmail Dizideki kitaplarda, çocukların ezberleyebileceği uzunlukta ve anlayabileceği konularda hadisler işleniyor. Hadislerde öğütlenen davranışlar, akıcı bir üslupla hikâyeleştiriliyor. Bu hikâyeleri, 5-6 yaşlarındaki çocuklar büyüklerinden dinleyebilir ve 7-8 yaşlarındaki çocuklar kendileri rahatlıkla okuyabilirler.
42.00 ₺ -
Musab Bin Umeyr
İslamiyet’in ilk yıllarında, henüz 25’inde iken katılır iman kervanına… En yakınlarından gördüğü eza ve cefa karşısında dik duruşunu muhafaza eder; zerre kadar geri adım atmadan yoluna devam eder; ta ki Uhud’da şehid oluncaya kadar… Mus’ab, Resulullah’ın şanlı sahabelerindendir… 1500 yıl öncesinden bugünün modern insanına çok şeyler söyler… Sözün özü, ibret alınası bir hayat, gıpta edilesi bir şehadettir Mus’ab’ın… İbret almak, istikamet kazanmak, model görmek isteyenler için… Ömer Döngeloğlu’nun hayatı yorumlayan enfes kaleminden Mus’ab b. Umeyr…
131.40 ₺ -
Rızık Bolluğu ve Zenginlik İçin Okunacaklar 1.Cilt
Şu bilinsin ki; yaşadığımız günlerde (2022 yılı) maddî kriz haddini aşmıştır. Çünkü Allâh-u Te'âlâ insanların mâneviyâta, cemâatle namaza ve haramlardan sakınmaya önem vermemesinin peşin azâbını âhiretten önce dünyâda kendilerine tattırmayı murâd etmiştir. Ayrıca Müslümanların birçoğu gece-gündüz saatlerinde, özellikle sabah-akşam vakitlerinde duâ ve zikri tamâmen terk etmiş, filimlerle, dizilerle vakit geçirir hâle gelmiş, bu yüzden de Allâh-u Te'âlâ bereketlerini mahvetmiştir. Zâten Allâh-u Te'âlâ maddî-mânevî tüm bereketleri îmân ve takvâya bağlamış, aksi takdirde kulları her anlamda kıtlıklarla ve bereketsizliklerle cezâlandıracağını açıklamıştır. arifankitapevi.com Artık bize düşen vazîfe; Ehl-i Sünnet ulemâsının görüşleri üzere îtikâdı tashîhden (inancımızı düzelttikten) sonra, fıkıh ulemâsının beyanları vechile; emirleri tutup yasaklardan sakınmak sûretiyle takvâya riâyet etmektir. Zâten bunlar yapıldığında rızık, bolluk ve bereket kendiliğinden gelecektir. Ayrıca fakirlikten kurtulup zenginliğe nâil olmak istiyorsak Rasûlüllâh (Sallellâhu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz'in öğrettiği, sahâbe-i kirâm hazarâtının naklettiği ve değerli meşâyihımızın vasiyet ettiği duâlardan özellikle bu kitapta zikredilenlerle amel etmeliyiz ve bu duâları sabah-akşam saatlerinde ve sâir vakitlerde okumalıyız ki ancak böylece iki cihanda da fakirlikten kurtulup maddî ve mânevî anlamda zenginliğe kavuşarak dünyâ ve âhiret saâdetine nâil olabiliriz. arifankitapevi.com Şu bilinsin ki; maddî anlamda sıkıntısı olanların mânevÎ olarak da huzur bulamadıkları, birçok kimsenin yuvasının bu yüzden dağıldığı ve maalesef bâzılarının bu nedenle intihâra kalkıştığı müşâhede edilmektedir. İşte biz bu konuda müstakil bir eser telif etmeyi bu nedenle önemsedik ve neşre çalıştığımız diğer kitaplarımız arasından öne aldık.arifankitapevi.com Artık îmân şartıyla, farzları yerine getirdikten sonra bu eserde zikredilen duâ ve zikirleri okuyan kimsenin iki cihanda fakir olması ve mahrûm kalması düşünülemez. Zîrâ bu kitapta nakledilenlerin birçoğu âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîflerden ibârettir. Allâh-u Te'âlâ cümlemizi bu eserde yazılan duâ ve zikirlerle amele muvaffak eyleyerek iki cihan zenginliğine kavuştursun. Amîn! Yâ Mücîbe's-sâilîn!
200.75 ₺ -
Peygamberliğin İspatı Haber Delili
Hz. Muhammed (s.a.v.) bir haberle geldi: “Cebrail benimle görüşüyor ve Allah’tan vahiy getiriyor.” dedi. Bu kitap bu “haber”in değerlendirmesini yapmaktadır. Kendine ait bir metodu olan bu eserde sadece deliller ortaya atıp bırakılmamaktadır. Bir gayrımüslimden gelebilecek muhtemel itirazlar kitap boyunca yazar tarafından kendisine yöneltilmiş ve cevaplandırılmıştır. Deyim yerindeyse “kapalı devre” bir nübüvvet ispatı yöntemi aktarılmıştır. Bu “haber kurgusu” dışında daha önce işaret edilmeyen bazı mucize iddiaları temellendirilmiştir. Yazar haber kaynağı olarak kullanacağı Kur’an’ın tahrif edilmediğini ispat etmektedir. Ayrıca İslam tarihi verilerinin güvenilirliğinin gayrımüslim bir okuyucuya anlatılmasının zor olması sebebiyle tarihî arka plan Müslüman olmayan yazarlardan nakillerle tasvir edilmiştir. Bu sayede gayrımüslimlerin sözleri ile Hz. Muhammed’in peygamberliği ispat edilmektedir.
345.00 ₺ -
-
-
Hallül Meakıd Siraç Yayınevi
Şemseddin es-Sivâsî (ö. 1006/1597) tarafından, İbn Hişâm en-Nahvî’nin (ö. 761/1360) “el-İ‘râb ‘an Kavâ‘idi’l-İ‘râb” adlı eseri üzerine kaleme alınan bu güzide şerh; müellif nüshasından tahkik edilerek yayıma hazırlanmış ve ilim talebelerinin istifadesine sunulmuştur.
250.00 ₺