-
Harflerimizin Müdafaası
Halide Edib Adıvar, Türkiye'de Şark Garp ve Amerikan Tesirleri adlı kitabında, Kemalizm’in Türkiye'de lisana ve tarihe yaptığı baskılar kadarını Stalin'in Sovyetler Birliğinde. Hitler'in Nazi Almanya'sında yapmadığını yazar. Gerçekten de böyledir. Memleketimizde 1928'de tepeden inme bir inkılâpla milletimizin bin yıllık millî yazısı yasaklanmış, yerine Latin harfleri getirilmiştir. Bugünkü Türkiye'deki maarif (milli eğitim), kültür, üniversite çöküşünün, toplumun yabancılaşmasının (aliénation) ve sosyal çözülme ve dağılmanın ana sebeplerinden biri de bu yazı devrimidir. Bu asrın başlarında kelime hazinesi 200 bini geçen Türkçemiz, yazı değişikliği ve sadeleştirme tahribatı yüzünden bugün, çoğu teknik terim olmak üzere, yirmi bin sözcüğün altına düşmüştür. Günlük gazeteler yayınlarında birkaç yüz kelime kullanabilmekte, halk kendi arasında iki-üç yüz kelime ile anlaşmaya çalışmaktadır. Millî-İslami yazımızın yasaklanması yüzünden arşivlerimizi, kütüphanelerimiz: dolduran milyonlarca kitap, risale, vesika anlaşılmaz hale gelmiş. İstanbul Üniversite'sinin kapısındaki büyük Türkçe kitabeyi profesörler bile okuyamaz hale düşmüştür.
16.25 ₺ -
Gıybet İlleti
"Rakı içer misiniz?.." diye sorsalar, küplere binerek şu cevabı verirler: "Biz sofularız, aslâ içki içmeyiz, haramdır!..." Ama, ölü eti, hem de ölü kardeş eti yemeye gelince, onları kimse durduramaz... Rakıya hayır, ölü eti yemek kadar çirkin olan gıybete evet... İşte sahte dindarların hali budur.. Bu kitap, onların zehirli dillerinden selamette kalamayan bir gıybet-zede tarafından kaleme alındı ve bütün gıybet-zede müslüman kardeşlerine ithaf ve ihda kılındı.
66.60 ₺ -
Genç Müslümana Öğütler
Basit ilmihal bilgilerini bile rabbani alimler yazarlarsa başka bir feyiz ve tesir meydana gelir. Öğüdün mahiyeti ne kadar önemliyse, o öğüdü veren zatın da o nisbette önemi vardır. Çünkü onlar, başkalarına ettikleri nasihati daha önce kendi nefislerine tatbik ederler, bu suretle bilgilerini uygulayan alimler zümresine dahil olurlar. Bu büyük eser de Muhyiddin ibn Arabi Hazretlerinin ebedi saadete talib olanlara ettiği nasihatler mecmuasıdır.
72.00 ₺ -
Ey Oğul Eyyühel Veled
Büyük müceddid, Hüccetü'l-İslam, Zeynü'd-din, alim-i Rabbani, mürşid-i Semedani İmam Gazali kuddise sirrehu'l-ali hazretleri sadece İslam dünyasında değil, bütün insanlık aleminde tanınan, eserlerinden bazıları batı dillerine UNESCO tarafından tercüme ettirilmiş bulunan büyük bir İslam önderidir. Asırlar boyunca milyonlar insan onun eserlerini okuyarak rıza-yı ilahiye muvafık bir yoa girmişlerdir. Bazı nasipsizler, bu büyük şahsiyete saldırmakta, eserlerinde iftiralar atmaktadırlar. Ey Oğul risalesinin başına geniş bir önsöz koyarak, Hazret-i İmam'ın değerini, büyüklüğünü gözler önüne sermiş ve birtakım beyinsiz müfterilerin hezeyanlarını kesin bir şekilde red ve cerh etmiş bulunmaktayız.
60.00 ₺ -
Evrim İflas Eden Teori
Bu kitabın yayın alanına sunulduğu 1990 yılında Marksizmin iflasına ve yıkılışına şahit olduk. Onun ikiz kardeşi olan Darwinizm de çatırdamaktadır. Biyojenetik sahasında yapılan yeni araştırmalar, son buluşlar gün geçtikçe Darwinizmin saçmalığını, gayri ilimliğini gözler önüne sermektedir. İnsanlık, kendisini uluhiyet inancından kopratıp, küfür uçurumlarına yuvarlamak isteyen bu negatif dini elbette reddecektir...
60.00 ₺ -
El Burhanül Müeyyed Kurtarıcı Ümmetler
Rabbani alimler ve kamil mürşidler, insanlığa doğru yolu gösteren bir hidayet rehberidir. Onların eteğine yapışan, öğütlerini tutan bahtiyarlar Hakk'ın rızasını kazanır, ebedi saadete kavuşurlar. Kutb-i Rabbani ve Gavs-i Samedani Ahmet er-Rufai hazretlerinin bu eseri sizi felaha ve selamate götürecek nurlu nasihatlerle dolu bir ilim, irfan ve irşad hazinesidir.
66.60 ₺ -
El Mürşidül Emin ila Mevizetil Müminin
Hicri 6'ıncı asrın müceddidi olan İmam Gazali haklı olarak Hüccetülislam ve Zeynüddin lakablarıyla anılan Rabbani bir Şeriat alimi ve kamil bir mürşiddir. Ölümünden bu yana dokuz asır geçmiş olmasına rağmen eserleri milyonlarca müslüman yol göstermektedir. Bu eseri inançta, amelde, ahlakta dosdoğru olmak isteyenler için bir el kitabı mahiyetindedir.
66.60 ₺ -
El Ahkamüs Sultaniye İslamda Devlet ve Hilafet Hukuku
İnsanlığın siyasi düşünce tarihinin teml taşlarını teşkil eden birkaç kitap vardır. Eflatun'un Cumhuriyet'i, Aristo'nun Politika'sı, Farabi'nin Erdemli Site'si ve Maverdi'nin el-Ahkâmü's-Sultaniye'si bunlardandır. Bilindiği gibi İslâm, Batılıların anladığı dar manada bir din değil; aynı zamanda bir medeniyet, bir kültür, bir devlet, bir dünya nizamı, bir Weltanschauung'tur. İslam'da geniş bir amme hukuku ve devlet felsefesi kültürü mevcuttur. Bu konuda el-Mâverdi'nin bu eseridir.
210.00 ₺ -
Ehli Sünnetin Müdafaası Beraatül Eşariyyin
Kendisi mutlak müctehid derecesinde bulunmayan her Müslümanın mutlaka ehl-i sünnet imamlarına tabi olması gerekir. Hatta İmam-ı Gazali'nin hocası İmamü'l-Haremeyn el-Cüveyni hazretleri, mutlak müctehidlik derecesine çıktığı halde, yeni bir mezheb tesisini lüzumsuz ve yersiz görerek, İmam-Şafii hazretlerine tabi olmuşlar, böylece ümmet-i Muhammed'e güzel bir örnek teşkil etmişlerdir. Allah ondan ve bütün büyüklerimizden razı olsun.
300.00 ₺ -
Ehli Sünneti Müdafaa ve Bidatleri Tenkid 1 Makaleler İncelemeler
Dinde reform...dinde yenilik ve değişim...Fazlur Rahman modeli...Light Islam...İlmihal Müslümanlığına karşı Kur'an Müslümanlığı...Diyalog ve hoşgörü çerçevesinde yeni bir İslam...gibi cereyanlar tutarlı ve ciddi midir? Münzel (indirilmiş) İslam'a karşı, uydurulmuş bir İslam çıkartmak isteyenlerin gayeleri nelerdir? Kur'an, Sünnet ve icma ışığında yenilikçi düşünce ve görüşlerin incelenmesi. Onların birtakım yersiz tenkid ve itirazlarına karşı yapılan sahih ve uyarıcı tenkidler. Reformcu müctehidlerin tenakuzları ve çürük tarafları. Bu 1'inci kitapta yirmisekiz inceleme, tenkid, tahlil yer almaktadır.
300.00 ₺ -
Dürdane Hanım
Halkımıza okuma zevki aşılayan, gazeteciliğin piri olan ve bazıları dev çapta 300 kadar eserle kültürümüze büyük hizmetler eden Ahmed Mithat efendi'nin (1844-1912) bu son derece meraklı, heyecanlı ve ibretli romanı, bir asır önceki füsunkar İstanbul'un Boğaziçi sahillerinde geçmektedir. Bahar'ın başlangıcında erguvan rengine boyanan, kenarlarını zarif yalıların süslediği, yandan çarklı vapurların uzun bacalarından koyu siyah dumanlar fışkırtarak akıntıları aşmaya çalıştığı, kadınların yaşamaklı feraceli, çarşaflı peçeli, erkeklerin fesli, abani sarıklı olduğu, kaç göç bulunduğu ve artık geriye gelmeyecek olan Bogaziçi, o Dersaadet, o eski hayat... Dürdane Hanım'ı okurken geçmiş zamana yolculuk yapacaksınız.
150.00 ₺ -
Dini Modernizmin Üç Şövalyesi ve Türkiyedeki Takipçileri
Efgani, taqiyye yaparak kendini sünnî gösteren bir şiî. Ayrıca farmason. Onun baş tilmizi Muhammed Abduh da mason locasına kaydolmuş. Onun talebesi Reşid Rıza reformcu bir zat. İşte Türkiye'deki bazı ilâhiyat profesörleri ve Müslüman aydınlar bizi bu üç reformcu şövalyenin peşinden gitmeye çağırıyor; bu milleti onların reçetelerinin kurtaracağını iddia ediyor. Arap dünyasında, Pakistan'a, Afganistan'da, Cezayir'de, İslam dünyasının hiçbir yerinde Müslümanlar bu üçlü aktivistin kılavuzluğu ile selâmet sahiline çıkıp izzet ve necat bulamadılar. Türkiye Müslümanları nasıl bulacaklar. Bu kitap, İslam dünyasındaki dinî modenist hareketin bu üç şövalyesini tanıtıyor.
180.00 ₺ -
Dil Davası Prof. Dr. Kadri Timurtaş ile Mülakat
Türkiye'nin en önemli on gündem maddesinden bir lisan ve edebiyat meselesidir. Lisanımız rejim ve resmi ideoloji terörü baskıları ve arılaşma inkılabı ile kansız ve cansız düşmüş ve güçlü bir devletin ve milletin ihtiyaçlarına cevap veremeyecek hale gelmiştir. Bu eser, lisan buhranının iki ayrı bölümde incelemektedir: Birincisi, Burhan Bozgeyik'in hacimli önsözü; ikincisi merhum üstad Prof. Dr. Faruk Timurtaş hocamızla bu konuda yapılmış olan bir röportajdır. Bu eser, lisan ve edebiyat krizini Türkiye'nin gündemine koymak ve bu mevzuda çare ve çözüm üretmek husunuda kendi çapında bir hizmet ifa edebilirse, hazırlayan ve yayınlayan bundan mutluluk duyacağı gibi, merhum Timurtaş hocanın da ruhunun şad olacağı ümidindeyiz.
66.60 ₺ -
Çerkes Meselesi
Milli Mücadele'den sonra Türkiye'de bir Çerkes kıyımı ve tehciri yapıldığını kaç kişi bilir? Yakın tarihimizin hadiseleri karanlıkta kalmış, unutulmuş veya unuturulmuştur. Bizde iki tarih vardır: Resmî ideolojik tarih ile hakikî tarih. İkisinin arasında büyük farklılık bulunmaktadır. Tek parti diktatörlüğü zamanında, yakın tarihimiz ve bilhassa Kurtuluş Savaşı'yla ilgili gerçekler örtülmüş, yerlerine birtakım mitolojik hurafeler getirilmiş, aklar kara, karalar ak gösterilmiştir. Bu eser, Osmanlı Çerkes aydınlarından Mehmed Fetgerey Şeonu'nun 1923'te yayınladığı iki küçük kitabının bir araya getirilmesinden ve bazı eklerle zenginleştirilmesinden meydana gelmiştir.
72.00 ₺ -
Çareler Çözümler Teklifler Tenkitler
Bir fikir adamı olarak M. Şevket Eygi'nin başlıca özelliği, mensubu bulunduğu islami kesimi de yapıcı ve olumlu bir şekilde tenkit etmesidir. Eygi bu kitabında ülkenin ve onun ezici çoğunluğunu teşkil eden Müslümanların kurtulması, yücelmesi, hürleşmesi ve haysiyetli bir hayat sürmesi için gerekli ve zaruri hususlar konusunda çareler, çözümler, teklifler ve müsbet tenkitler ileri sürmektedir.
66.60 ₺ -
Cemaleddin Efgani Siyasi Hayatı
Kendisini Afgan olarak göstermişti, ama İranlıydı; sünnî olarak tanıtmıştı ama şiiydi. Müslüman bir aktivistti, panislamistti, fakat aynı zamanda mason locasına üye olmuştu, hem de masonluğun Allah'ı inkâr eden şubesine yazılmıştı. Ondokuzuncu asın ikinci yarısından günümüze gelinceye kadar modern siyasi-islami hareketlerde tesiri görülen Cemaleddin Efgani kimdi? Amerikalı profesör Nikke Keddie, uzun yıllar boyunca arşivlerde, kütüphanelerde yaptığı araştırmalarıyla bu ünlü, fakat ünlü olduğu esarlı şahsiyetin politik biyografisini gün ışığına çıkartıyor. Tartışmaların, tarafgirliklerin, lehte veya aleyhte duygusal hükümlerin üzerinde ilmi ve objektif bir araştırma..
66.60 ₺ -
Birkaç Yazı
Bu kitapçıkta yer alan yazılarım, 1976 ile 1980 yılları arasında yayınlanmış olan haftalık Büyük Gazete'den alınmıştır...
72.00 ₺ -
Lübab fi Şerhil Kitab Tercümesi 2 Cilt
Abdülgani el-Güneymi el-Meydani, Yasin Kitapevi, el-lübab fi Şerhil Kitab Tercümesi 2 Cilt
725.00 ₺ -
Yalan Söyleyen Tarih Utansın Kutulu 12 Cilt
Esefle kaydetmek mecburiyetindeyiz ki, bugün tarih adına yazılanların pek azı hariç cümlesinin gerçek tarihle alakası yoktur!... Bu, gerçek tarihle alakası olmayan yayın, tarihi, günlük politikanın oyuncağı haline getirip, ikbal sahiplerinin arzuları istikametinde yazıp söylemeyi adet edinen sözde tarihçelerle yapılmış ve ortaya atılan o yalan laflar yıllar boyu, mektep sıralarından gazete ve dergi sütunlarına kadar her yerde o kadar çok tekrarlanmıştır ki, o yalan lafların gürültüsünden gerçek tarihin sesi duyulmaz olmuştur!... Bu korkunç hak ve hakikat kalpazanlığı karşısında biz, şu seri kitabımızla bazı tarihi olaylara ışık tutarak yalan söyleyen tarihi utandırmaya çalıştık. Devam edegelen laf ü güzaf gürültüsü arasında gerçek tarihin sesini duyurabilirsek, vazife yapmış insanların bahtiyarlığına kavuşacağız.
380.00 ₺ -
Nüzul-i İsa Bir İtirazın Tahlili
بسم الله الرحمن الرحيم الحمد لله رب العالمين، والصلاة والسلام على سيدنا محمد وعلى آله وصحبه أجمعين Gerek fikir, gerekse fizik planında insanlığın karşı kaşıya bulunduğu modern meydan okuyuş, kaçınılmaz olarak Müslümanların din algısına da nüfuz etmiş durumda. Zamanı, tarihi, algı ve değerler dünyasını “geleneksel olan” ve “modern olan” şeklinde bir ayrıma tabi tutarak, ilkinin miadını doldurduğunu ve yerini kaçınılmaz olarak ikincisine bıraktığını telkin eden modern zihin yapısı, Müslümanların kendi kaynaklarını, değerlerini ve tarihlerini okuyuşlarını belli bir istikamette dönüştürürken ortaya “yeni” ve “farklı” bir tasavvur çıkarıyor. Tırnak içinde verdiğim bu iki kelime tek başlarına alındığında belki nötr sayılabilecek bir anlatım özelliğine sahipken, bir araya getirildiğinde ilgi çekici bir çekim gücüne kavuşuyor. Öyle ki, bir şeyin (fikir, yaklaşım, tasavvur…) hem “yeni” hem de “farklı” olması, “doğru”, hatta yerine göre “mutlak doğru” olduğunu kabule fazlasıyla yetiyor. İlmî ve metodolojik bakımdan ne kadar zayıf ve tutarsız temeller üzerine bina edilmiş olursa olsun, “yeni ve farklı” olması geçerliliğini ilana kifayet ediyor! Bu iki kelime yan yana geldiğinde oluşan tasavvur dönüşümü, şiddet-i zuhurundan dolayı çoğu zihinlere hafi kalıyor ve işin en vahim yanını da bu nokta oluşturuyor. Din ve onun temel kaynakları adına son derece “masum” gerekçelerle ızhar edilen kimi “yeni ve farklı” yaklaşımların, aslında çalışma ilkelerini modernitenin belirlediği zihin yapısından kaynaklanan arızaların ürünü olduğunun sahiplerine bile gizli kalabiliyor olması gerçekten de “yeni” ve “farklı” bir durum! Müslümanların kendi kaynaklarıyla ilişkilerinin sistematiğini oluşturan ve yüzyıllar içinde “eşyanın tabiatı gereği” belli bir istikamette teessüs etmiş bulunan “edille-i şer’îyye” konsepti, Kur’an ve Sünnet anlayışı, bu iki delilin birbiriyle ilişkisi ve bunlardan teferri eden diğer deliller, Usûl ve Kavaid… “yeni ve farklı” yaklaşımların cazibesiyle yerini “çağdaş değerler” etrafında şekillenmiş algılara bırakabiliyor. Bu da kaçınılmaz olarak “yeni ve farklı” bir Müslümanlığa uzanan bir süreci intac ediyor. İşin başında niyet ve maksat bu olmasa da, varılan nokta çoğu zaman bundan başkası olmuyor. Hz. İsa (aleyhi’s-selâm)’ın ref’i ve nüzulü meselesi, bu hususun kristalleştiği noktalardan birisi. Kur’an-Sünnet ilişkisine ve Tefsir Usulü ilminin ilkelerine karşı çok da duyarlı olmayan “çağdaş” bir yaklaşımla, ilgili Kur’an ayetleri üzerine serdedilen “yeni ve farklı” mülahazalar, “ilmî hürriyet” görüntüsü altında sahibini getirip bütün Ümmet ulemasının karşısına konumlandırıyor. Evet, nüzul-i İsa (aleyhi’s-selâm) konusunda Sahabe döneminden itibaren Ümmet’in üzerinde ittifak ettiği bir kabul, modern zamanlarda Kur’an ve Sünnet’i “yeni ve farklı” bir okumanın nesnesi kılma faaliyetinin sonucu olarak, yerini “yeni ve farklı” bir değerlendirmeye bırakıyorsa, bunun “ilmî özgürlük”ten daha öte bir anlamı olmalıdır. Bu tarz yaklaşımların, -ayrıca ima veya tasrihe ihtiyaç bulunmaksızın- “karşıtaraf”ı oluşturan sahabîsi, müfessiri, muhaddisi, kelâm âlimi ve tarihçisiyle bütün bir Ümmet ulemasını itham anlamına geldiği açıktır. Sözün sahibinin yaklaşımına göre bu itham “yanılgı”dan “cehalet”e, “anlayış kıtlığına”, hatta “tahrif”e kadar uzanır. Hulusi Hatiboğlu hocanın, Fidan Dergisi’nin 63, 64 ve 65. sayılarında yer alan “Hz. İsa’nın Nüzulü Meselesi” başlıklı seri yazısı da bu çerçevede benzerlerinden yeni ve farklı bir mahiyet arz ediyor değil. Hocanın, yazısına, nüzul-i İsa (aleyhi’s-selâm) meselesinin “Temel inanç esaslarından olmadığı halde erken devirlerde İslam’ın inanç esasları arasına girmiş” olduğunu söyleyerek başlaması, vehâmetin ilk basamağını oluşturuyor. İlk bakışta hayli “masum” gibi duran bu hüküm cümlesi, herhangi bir gayri İslamî inanç unsurunun İslam’ın inanç esasları arasına -hem de “erken devirlerde”!- girebileceğini ifade etmesi bakımından sadece “büyük bir iddia” ileri sürmekle kalmıyor, aynı zamanda o “erken devirler”den itibaren modern zamanlara kadar yaşayan bütün İslam ulemasını, gayri İslamî bir hususun İslam’ın inanç esasları arasına girmesine müsaade etmekle, göz yummakla, hatta belki “çanak tutmakla” itham ediyor! Hatiboğlu hoca istediği kadar “ben kimseyi itham etmiyorum” desin; bu ifade tarzının doğrudan yol açtığı sonuç budur. Ebubekir Sifil, Hulusi Hatipoğlu, Nuzulü İsa, Rıhle Yayınları, Rıhle Kitap, 978-605-5634-43-8
91.26 ₺ -
Şu Acayip Yeryüzü
ACAYİP Şeyler Dizisi’nin bu üçüncü kitabı ile hepinize yeni bir merhaba! Bir önceki kitapta sözünü ettiğimiz gibi üçüncü kitabımızın konusu, ŞU ACAYİP YERYÜZÜ! Bu kitabın sayfaları arasında, yeryüzünün Hayat Bilgisi ve Fen Bilgisi kitaplarında yazmayan çok acayip gerçeklerini bulacaksınız. Güzel mavi gezegenimizin, kendine özgü yuvarlaklığı, çekiciliği, yer kabuğunun altında saklı katmanları, yanardağları ve elbette yanmayan dağları, çölleri, buzulları ve okyanuslarıyla acayip ama gerçekten çok acayip bir yer olduğunu göreceksiniz... İçindekiler: Yer nasl bir yer? Uzaydaki mavi devekuşu yumurtas Yer bizi çekmese Yer’in dayanlmaz çekiciliği Ne büyük, ne küçük Ne sıcak, ne soğuk Yerin kabuğu ve elma kabuğu Çekirdeğin faydaları Yanardağlar neden yanar? Dünyanın çatıları Neye yarar dağlar? Yeryüzünün çölleri Buzdan ülkeler Toprağın hikâyesi Benzin deposundaki dinazor H2OOOOOOOOH! ÖRNEK METİN: ARİSTOTALES’İN, beyaz harmaniyesine sarılıp, zeytin bahçelerinde ders anlattığı günlerdi. İhtiyarın anlattıklarından canları sıkılan iki öğrenci, (Tabi ki, Akhuzittines ve Saftirikiles) kaş göz işareti yaparak aralarında anlaştılar ve gruptan ayrılıp, bir tepeciğin eteğinde sırt üstü uzanarak, lakırdı geyiğinin boynuzlarını cilalamaya başladılar. Ancak iki felsefe öğrencisi, ne konuşabilirlerdi ki!? “Sence” dedi, Akhuzittines. “Yer nasıl bir yer? Saftirikiles, harmaniyesinin eteklerinde dolaşan bir kaç iri karıncayı püfledikten sonra: “Sana yerin düz bir tepsi gibi olduğunu kaç kere anlatacağım!” diye cevap verdi. “İhtiyar öyle söylemiyor ama!” dedi Akhuzittines. “İhtiyarı boşver sen! Ben gözümün gördüğüme inanırım. Ve Dünyayı düz bir tepsi gibi görüyorum!” dedi Saftirikiles. “Şu uzaktaki geminin yavaş yavaş ufukta kaybolması işine ne diyorsun?” diye sordu Akhuzittines. “Peh! Hiç zekice değil. Bir göz yanılması işte!” dedi Saftirikiles. “Hadi ama.. Pekala yeryüzünün düz değil de tostoparlak bir şekli olduğunu göstermez mi bu?” diye sızlandı Akhuzittines “Eğer Dünya yuvarlaksa, tam altımızda yaşayanların dondurma topları nasıl oluyor da külahlarının üzerinde düşmeden durabiliyorlar ha?” diye bağırdı Saftirikiles... ..... ..... (Yer nasıl bir yer yazısından...)
135.00 ₺ -
Şu Acayip İnsan Vücudu
Merhaba arkadaşlar! Acayip Şeyler Dizisi’nin yine çok acayip bir kitabı ile karşınızdayım. Bu sefer konumuz insan vücudu. Yani bizzat kendi bedenimiz. İnsanlar için yeryüzü ve gökyüzü sırlarla, acayip şeylerle ve akıl almaz mucizelerle dolu esrarengiz bir yerdir. Ama evrenin en büyük sırlarından biri, aynaya her baktığında, insanın karşısında durur: Kendi bedeni!
135.00 ₺ -
Şu Acayip Gökyüzü
"Gökyüzünün hayat bilgisi ve fen bilgisi kitaplarında yazmayan çok acayip gerçekleri" İŞTE geldik Acayip Şeyler Dizisi'nin dördüncü kitabına. Bu kitapta konumuz gökyüzü yani başımızın üzerindeki mavi gök kubbe... Geçenlerde büyük bir gazetenin internet sitesinde gezinirken "Gereksiz Bilgiler" diye bir köşe gördüm. Merak edip bir baktım ve çok şaşırdım. Çünkü "gereksiz bilgiler" adı altında bakın hangi başlıklar vardı: Gökyüzü neden mavidir? Bulutlar nasıl oluşur? Yağmur nasıl yağar?.. Demek birileri için bütün bunlar gereksiz birer bilgiden ibaretti öyle mi? Bunu gördüğüm sıralarda, sizler için bu kitabı yazmakla meşguldüm ve yağmurun nasıl yağdığına dair sayfalar dolusu yazı okumuştum. Ancak okuduklarım içinde, bana gereksizmiş gibi gelen tek bir cümle görmedim. Yağmur bizim için ne kadar önemliyse; onun gökyüzünün engin maviliği içinde ipsiz ve direksiz dolaşan dev gibi bulutların içinde,nasıl damla damla yaratılıyor olduğunu bilmek de, o kadar önemliydi... Bu gökyüzünün altında yaşıyorsak, uzayın korkunç soğuğundan, güneşin zararlı ışınlarından ve daha pek çok tehlikeden bu gökyüzü ile korunuyorsak, ciğerlerimizi bu gökyüzünden içimize çektiğimiz hava ile şişiriyorsak, bu gökyüzünden üzerimize usul usul yağdırılıyorsa yağmur ve yeryüzündeki hayat, o yağmur ile devam ettiriliyorsa, aynı gökyüzünün mavi teninde yedi renkli bir çiçek gibi açan gökkuşağını seyredip neşeleniyorsak, aynı gökyüzünde esen kekik kokulu rüzgarlara serinliyorsak; gökyüzü bizim için bu kadar önemliyse, ona dair öğrenebileceğimiz hiçbir bilgi gereksiz ve önemsiz olamazdı. Elinizdeki kitabı okuduğunuzda bana hak vereceksiniz eminim! İÇİNDEKİLER "Korunmuş tavan" Gökyüzü neden mavi? Bardağın öteki yarısı Bütün sesler havadan Uçan su bidonları mı, bulutlar mı? Bir bulut olmak Şimşekler ve gök gürültüleri Bir yağmur damlası doğuyor Yağmur düşmez! Beyaz ışığın yedi rengi Kar tanesi adam Bir kar tanesi hikayesi Dolu dolu dolu! Bir rüzgar nasıl eser? "Aşılayıcı rüzgarlar" "Yaş mı da kuru mu, hava durumu?"
135.00 ₺ -
Şu Acayip Bitkiler
ACAYİP Şeyler Dizisi’nin ikinci kitabı ile karşınızdayız! Dizinin ilk kitabı olan Şu Acayip Hayvanlar’da, hayvanlar alemine dair, pek acayip şeylerden söz etmiştik. Elinizdeki bu ikinci kitapta ise, konumuz bitkiler! Salkım söğütlerin, devedikenlerinin, eğrelti otlarının, papatyaların ve adını bildiğiniz bilmediğiniz ne kadar bitki varsa onların öyle sesiz sakin duruşuna sakın aldanmayın! Bitkiler dünyası, tahmin bile edemeyeceğiniz kadar hareketlidir aslında. Üstelik, maceranın da bini bir para! Bir tohumun uyanışından, bir yaprağın fotosentez yapışına, bir sinekkapanın sinek kapışına, küstüm otunun küsmesine ve ısırganın ısırmasına gelin bir de yakından bakın. Çok acayip şeyler göreceksiniz! Gerçekten çok acayip!
135.00 ₺ -
Süper Zeka 1 Öğrenciler İçin Eğlenceli Zeka Soruları
Bu kitap, öğrencilerin ve yetişkinlerin matematiksel ve mantıksal, sözel ve dilsel, görsel ve uzamsal zekâlarını geliştirmek için çoklu zekâ kuramına uygun hazırlanmış özgün bir eserdir. Klasik zekâ soru türlerinin yanı sıra, alışılagelmemiş farklı soru modelleri ve çözüm yolları da içermektedir. Bu kitapta size, farklı zekâ türlerine hitap eden 100 soru sunulmaktadır. Bu sorular ile, çözüm yollarını kısmen ezberlediğiniz soru kalıplarını kırmanız ve farklı çözüm yolları üretebilmeniz hedeflenmektedir. Her soruyu çözmek için vereceğiniz çaba, size yepyeni bakış açıları kazandıracaktır. Her sorunun çözümünü dikkatlice okumanız ve ardından tekrar soruyu incelemeniz bu kazanımı pekiştirecektir. Önemli olan kaç soruyu doğru ya da yanlıfl yaptığınız değil, soruyu çözümüyle birlikte değerlendirdikten sonra ne öğrendiğinizdir. Sorular ve çözümleri hazırlanırken formül, denklem ve benzeri ezber bilgiden mümkün olduğunca kaçınılmıştır. Mizah boyutu olan sorularda bile mutlaka öğreneceğiniz şeyler olduğunu unutmayınız.
135.00 ₺ -
Peygamberimi Merak Ediyorum
Peygamberimi Merak Ediyorum kitabında cevap aranan sorular: Peygamberler insanlık için neden bu kadar önemli? Peygamberimiz neden başka bir yerde değil de, Mekke’de dünyaya geldi? Peygamberimiz, Peygamber olmadan önce nasıl yaşardı? İbadet eder miydi, ediyorsa kime ederdi? Peygamberimiz’e ismini kim vermiş? Başka isimleri de var mı? Salâvat ne demek? Peygamberimiz’in ismi anıldığında neden salâvat getirmeliyiz? Peygamberimiz neden okuma-yazma bilmiyordu? Peygamberimiz neden, sıradan bir insan gibi uyuyor, acıkıyor, susuyor, yoruluyordu? Peygamberimizin diğer peygamberler gibi mucizeleri var mıydı? Peygamberimiz hayvanlara nasıl davranırdı, sever miydi hayvanları? Peygamberimiz çocukları sever miydi? Peygamberimiz arkadaşlarına şaka yapar mıydı? 121 “Peygamberimizin Sünneti” ne demek? Ve bizim için neden bu kadar önemli? “Peygamberimiz bugün yaflasaydı, dişlerini misvakla mı temizlerdi; yoksa diş fırçası mı kullanırdı?” Kitaptan bir alıntı: Peygamberimiz bugün yaşasaydı, dişlerini misvakla mı temizlerdi, yoksa diş fırçası mı kullanırdı? BÜYÜK İHTİMALLE sabah dişlerini fırçalarken aklına geliveren bu soruya cevap olarak sana bir iki önemli noktayı hatırlatmam gerekiyor. Sorunda, “Peygamberimiz bugün yaşasaydı..” diyorsun. Ama Peygamberimiz bugün yaşamıyor. O artık aramızda değil. Onu ne kadar özlesek de, onun aramızda olmasına ne kadar ihtiyacımız olsa da, onu görmeye, yanıbaşında oturmaya, serin sabah gülleri gibi kokan elleriyle,-tıpkı Medine sokaklarında oynayan çocuklara yaptığı gibi-başlarımızı okşamasına, gecenin karanlığını aydınlatan o eşsiz gülümsemesiyle bize gülümsemesine.. ne kadar hasretsek de, Sevgili Peygamberimiz, Kâinatın Efendisi, kalbimizin en sevgilisi artık aramızda yaşamıyor.. Öyleyse “Peygamberimiz bugün yaşasaydı..” diye başlayan bir soruya verilecek bütün cevapların, “Ama Peygamberimiz bugün aramızda yaşamıyor” diye başlaması gerekir. Çünkü Peygamberimiz aramızda yaşıyor olsaydı, dünya şimdiki dünya olmazdı. Bambaşka bir dünya olurdu. Bambaşka ve şüphesiz çok daha güzel bir dünya... Yaşadığımız asır bir “saadet asrı” olurdu. Ve böyle bir dünyada, sen bu soruyu zaten sormazdın. Çünkü cevabını bilirdin! Tıpkı hayatlarını okurken imrendiğimiz, “Ah keşke ben de orada,onlarla birlikte olsaydım!” dediğimiz sahabiler gibi, Sevgili Peygamberimizin nasıl yaşadığını, neyi nasıl yaptığını görürdün. Ve ondan gördüğün gibi yaşamaya çalışırdın. Bir de sana şunu hatırlatmam gerekir: Bilirsin, küçükler büyüklerin ayaklarına giderler. Onları ziyaret ederler. Büyükler kalkıp küçüklerin ayaklarına gitmezler. Küçüklerin, büyükleri ayaklarına çağırması hiç hoş bir davranış değildir. Öyleyse, doğru olan Peygamberimizi bugüne getirmek değil; kendimizi onun yaşadığı Saadet Asrı’na hayalen de olsa götürmek ve Sevgili Peygamberimizin neyi nasıl yaptığını, onun hayatını anlatan kitaplardan ve onun nurlu sözleri olan hadislerden okuyup öğrenmektir. Kısaca, “Peygamberimiz bugün yaşasaydı şu işi nasıl yapardı?” yerine “Peygamberimiz şu işi nasıl yapmış?” dersek, daha doğru bir soru sormuş oluruz. Ben bu soruna “Peygamberimiz bugün yaşasaydı, şöyle yahut böyle yapardı” diye cevap veremem. Onun adına konuşamam. Hem bu tür soruların sonu gelmez. Birine cevap versen öteki çıkagelir.“Peki, maça gider miydi? Takım tutar mıydı? Tutarsa hangi takımı tutardı?” gibi. Az önce de dediğim gibi, doğru olan ve bize düşen, Peygamberimizin nasıl yaşadığını, hangi durumda ne yaptığını öğrenmektir. Peygamberimiz arkadaşlarına nasıl davranırdı? Evinde neler yapardı? Çocuklarla arası nasıldı? Nasıl yemek yer, suyu nasıl içerdi? Namazını nasıl kılardı? Konuşurken, gülerken, uyurken, yürürken, şakalaşırken..nelere dikkat ederdi? İşte bunları öğrenmeli ve kendi küçük hayatımıza, onun bütün asırları güneşler gibi aydınlatan o muhteşem yaşayışından bir ışık, bir nur ve aydınlık katmaya çalışmalıyız... Peki ben misvak mı kullanmalıyım, yoksa diş fırçası mı?...
135.00 ₺ -
Kuranı Merak Ediyorum
MERAK EDİYORUM DİZİSİ'nin dördüncü kitabı, Cenneti Merak Ediyorum olacaktı ve ahiret ile ilgili sorular üzerinde uzun uzun konuşacaktık. Fakat 2010 yılının, Kur'an-ı Kerim'in insanlığa gönderilişinin 1400.yılı olması sebebiyle KUR'AN YILI ilan edildiğini duyunca, sıralamada küçük bir değişiklik yaptık ve dördüncü Merak Ediyorum kitabında, Kur'an-ı Kerim ile ilgili sorularını cevaplamaya karar verdik.Bizim de, Kur'an Yılı'nda yapılacak faaliyet ve etkinliklere bir katkımız olsun istedik. Böyle önemli bir yıl dönümüne kayıtsız kalamazdık elbette! Sorular: Kur'an, niçin Arapça? Kur'an'ı, sadece Türkçesi'nden okusak daha iyi olmaz mı? Peki anlamadığımız halde Arapça Kur'an okumanın ve dinlemenin bize ne faydası var? Kur'an, madem Allah'ın sözüdür, neden insan sözlerine benziyor? Kur'an neden 23 sene gibi uzun bir zaman içinde gönderildi? Allah onu bir seferde gönderseydi daha kolay olmaz mıydı? Kur'an'ın tek bir harfi bile değişmeden bize ulaştığından nasıl bu kadar emin labiliyoruz? Kur'an eskir mi? Kur'an-ı Kerim'de yer alan bazı bilimsel mucizeler Madem Kur'an'da böyle bilimsel mucizeler var, neden onları hep Müslüman olmayanlar keşfediyor? Kur'an, büyük icatlardan mesela uçaklardan da söz ediyor mu? Neden Kur'an'da, "Deveye bakmıyorlar mı" deniyor? Kur'an'ın en uzun sûresinin ismi neden inek?
135.00 ₺ -
Eve Kardeş Geldi
Anne baba okulunda, kardeş kıskançlığı konusunu işlemeden önce, soruyorum: “Kardeş kıskançlığı kötü bir duygu mu?” Çoğu anne babalar: “Evet, kardeş kıskançlığı kötü bir duygudur” diyorlar. “O halde bu konuyu gerçekten işlememiz gerekiyor” diyorum. Çünkü kardeş kıskançlığı doğal (fıtrî) bir duygu olup az veya çok her çocukta vardır. Peygamber çocukları bile kardeşlerini kıskanmışlar. Mutlu sonla biten Hz. Yusuf’un hikâyesi buna güzel bir örnektir. Eğer kardeş kıskançlığının kötü bir duygu olduğunu düşünür, kardeşini kıskanan veya kıskandığını tahmin ettiğiniz çocuğunuza da bu yönde telkinde bulunur, “iyi çocuklar kardeşini kıskanmaz” derseniz; kıskanan çocuğun bu duyguyla baş etmesini zorlaştırmış olursunuz. Kardeş kıskançlığının doğal olduğunu kabul ettiğinizde ve çocuğun bu duygusunu dile getirmesine izin verip onu dinlediğinizde; çocuk kıskançlık duygusunu kontrol altına almayı ve onunla baş etmeyi öğrenecektir. Küçüğü korumaya kalkışmadığınız, fiziksel şiddet olmadığı sürece kardeş kavgalarına karışmadığınız, kardeşler arasında ayırım yapmadığınız ve bunu gerçekten başarabildiğiniz zaman kardeş kıskançlığı en aza inecek, problem olmaktan çıkacaktır. Bu kitabın kardeşleriyle geçimli, sizlere karşı saygılı, başarılı ve erdemli çocuklar yetiştirmenizde katkı sağlayacağını umuyor, aile hayatınızda mutluluklar diliyoruz. — Pedagog Ali Çankırılı
135.00 ₺