-
Türk İslam Edebiyatı
İslam'ı kabul etmiş olan milletlerin, özellikle de Arap, İran ve Türklerin, edebiyatlarında ortak olan kültür ve edebiyatlarından oluşan "ortak islami konular"dır. Araplar, İrarnlılar ve Türklerin, millet olarak, İslam öncesi kendi milli duygu, düşünce ve yaşayışlarıyla oluşan milli kültür ve edebiyatları var idi. Her biri ayrı ayrı milli his, düşünce ve kültür çerçevesinde oluşan, kendi örf adet, ve gelenekleri etrafında meydana getirilen, kendilerine özgü ve müstakil bür kültüt ve edebiyata, henüz safiyetlerini devam ettiren bir dile dahip idiler. Tarihen sabittir ki, sosyal bir varlık olan insanın, tek başına değil, toplum içinde yaşaması, hayatını devam ettirme ve her türlü ihtiyacını içinde yaşadığı toplum bireyleriyle ortaklaşa gidermesi ve temini zorunludur. birylerin oluşturduğu toplumlar, bir yandan maddi ve sosyal hayatlarını devam ettişrirken, diğer yandan tarihlerine mensup oldukları milli dil, milli kültür ve milli edebiyatlarıyla da ma'nevi hayatlarını devam ettirirler. henüz dil, kültür ve edebiyatta ortaklık yok, belki benzerlik vardır. Miladi 610 yılından itibaren önce cahiliye bataklığında boğulmak üzere olan Arapları, sonra komşular olan İranlıları, X. yüzyıldan itibaren de Türkleri kanatları altına alarak himaye etmiş , onlara mutluluk yolunu göstermiş olanların dil, kültür ve edebiyatlarının ortak yanlarını birleştirrek ortaya yepyeni bir ortak kültür ve medeniyet koymuştur. Bunun adı Arap İslam Edebiyatı, İran İslam edebiyatı ve Türk İslam Edebiyatı'dır.
176.40 ₺ -
Toplumsal Dönüşümde Sünnet
İslam, toplumundan hareketle dini değil, dinden hareketle toplumu değerlendiren bir yaklaşım ortaya koymaktadır. Çünkü İslam, sadece bir din olmayıp, insan hayatının bütün yönlerine hakim olan ve düzenleyen şümullü bir toplumsal, ekonomik ve siyasi doktrinler topluluğudur. İslam, ilahi iradeyi insan hayatının ve ilgilerinin her alanına uygulamaktadır; yani sadece belirli şekil ve mahiyet taşıyan ibadetler değil, insana ait olan her şey dinle ilgilidir. İslam ne sadece bir tefekkür dini, ne de kendini adama ve dünyadan soyutlama dinidir...
40.60 ₺ -
Tefsir ve Hadiste İsrailiyyat
Bunlar İslam ümmetinin Kur'an'ı anlamada bir takım yanlışlara düşmesine, aslı olmayan hurafelere gerçekmiş gibi inanmasına sebebiyet vermiştir. Dolayısıyla bu alıntılarla, bunların geçtiği eserlere dikkat çekilmesi ve müelliflerin büyük bilginler olmasına aldanarak eserlernide zikrettikleri her bir şeye inanılmaması gerekmektedir. Dolayısıyla bu alıntılarla, bunların geçtiği eserlere dikkat çekilmesi ve müelliflerin büyük bilginler olmasına aldanarak eserlerinde zikrettikleri her bir şeye inanılmaması gerekmektedir. Hadis kitaplarına gelince, tefsir kitapları kadar olmasa da, böyle şeyleri onlar da ihtiva etmektedir. Elinizdeki çalışma İsrailiyyat'ın İslami kültürüne sızma sürecini, kısımlarını, mü'minlerin akidesi üzerindeki zararlarını, bunları nakleden raviler ile tefsir kitaplarını örneklerle açıklamakta, bu tür rivayetlere karşı genel bir bakış açısı kazandırmaktadır.
40.60 ₺ -
Tasavvufta İslami Hassasiyet
Tasavvuf ve tarikat, yüzyıllar boyu insanoğlunun fıtri ihtiyaçlarına cevap vermiş bir müessese olduğu için sun'i desteklere değil, tabii bir şekilde varolmuş ve varlığını ülkemizdeki bütün yasak ve engellemelere rağmen günümüze taşımıştır, geleceğe taşıyacağından da şüpheye mahal yoktur. İnsanoğlu varolduğu müddetçe bu müessesede var olacaktır.
77.00 ₺ -
Sünnetin Bağlayıcılığı
Sünnetin Bağlayıcılığı olarak çevirdiğimiz The Authority of Sunnah isimli elinizdeki eser, Hadis ve İslam Hukuku sahasında yetkin Pakistanlı bir müellifin kaleminden çıkmıştır. Bu eserde Prof. Dr. Muhammed Taqi Usmani, Hz. Peygamber'in sünnetine başvurulmaksızın Kur'an'da yer alan pekçok ibadetin Allah'ın murad ettiği şekilde tatbik imkanının olmadığını, Kur'an kendi dilleriyle inmesine ve vahyin indiği ortam ve şartlara vakıf olmalarına rağmen ashabın Kur'an'ı anlamak ve uygulamak için, nebevi açıklamalara ihtiyaç duyduklarını, buna göre söz konusu nebevi açıklama ve uygulamalara ashaptan sonraki nesillerin ve bizim daha ziyade ihtiyacımız olduğunu, bunun için de Sünnetin gelecek nesiller için bir şekilde muhafaza edilmiş olması gerektiğini Kur'an'dan ve İslam tarihinden yeterince örnek vermek suretiyle delillendirmektedir.
126.00 ₺ -
Hüccet Değeri ve Tedvin Açısından Sünnet
Bugüne kadar süünetin konumu ve tedvin süreciyle alakalı bir çok çalışma yayınlandı.Bunlar genelde konuya bir yönüyle ele alan; sünneti, konum ya da tedvin tarihi bakımından inceleyen çalışmalardır.Bu eserlerin eksikliği, ülkemizde cereyan eden tartışmaların hususilik arz eden bazı boyutlarını yansıtmayan çeviriler olmalarıdır. Elinizdeki eser, bu bağlamda şimdiye kadar yapılan çalışmaları derleyen ve değerlendiren başarılı bir sentez olmasının yanısıra,-müellifin Türkiye'de ikamet etmesi sebebiyle ülkemizde cereyan eden hadis-sünnet tartışmaları da göz önünde bulundurularak hazırlanmış, orijinal analizler içeren önemli bir çalışmadır.
224.00 ₺ -
Sözlerin En Güzeli Kurandan Yol Haritası
Müslüman İslam'ın Mesajına Kulak Verir Dinleyip kulak verip de sözün en güzeli'ne tabi olanları müjdele. İşte Allah'ın hidayet nasip ettikleri onlardır ve aklı başında hareket edenler de bizzat onlardır. Zümer 39-18
105.00 ₺ -
-
Siyaset Üstü Siyaset
Türk siyasetinin dünya siyasetinde tuttuğu yer,siyaset aşırı poltikalar,stratejiler
91.00 ₺ -
Siyasal Aklı Karışıklar İçin One Minute
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın İsrail Cumhurbaşkanı'na ve onun aymazlığından ve yakışıksız üslubundan kaynaklanan nedenlerden dolayı kendisine ve moderatöre haklı olarak yönettiği sert eleştiriler panele damgasını vurdu. "One Minute" sözcüğü ile zihinlere kazınan bu çıkış, her ne kadar spontane olarak gelişmiş olsa da, aslında Türkiye'nin dış politikadaki değişim ve dönüşümünü simgelemesi bakımından son derece önemli bir açılımı ifade ediyordu. Bu itibarla her şeyden önce "One Minute" olayını hem iç siyaset hem de dış siyaset açısından doğru anlamanın ve derinlemesine tahlil etmenin hem çok önemli ve hem de çok gerekli olduğunu düşünüyoruz. Bu olayın Başbakan Erdoğan'ın global ölçekte-İsrail dahil-güçlü, onurlu ve dik durabilmesini bilen bir lider olarak algılanmasına yol açtığını söyleyebiliriz. Hatta, Erdoğan yönetimindeki Türkiye'nin ve ülkenin yeni lideri olarak onun, bir siyasi fenomene ve dünya markasına dönüştüğü kabul edilebilir. Bu eserimizin 'davos Hadisesi'nin kodlarını çözmeyi amaçlayan çalışmalara mütevazı bir katkı olması dileklerimizle...
91.00 ₺ -
Şeytanın 7 Sorusu
‘’Cin ve Şeytan’’iman ile ilgili bir konudur.Bu konuyu Müslüman’ca ele alacak olanlar, Kur’an’ın ve O’nun tefsiri olan Sahih Sünnet’in ilgili beyanlarını göz ardı etme lüksüne sahip değildirler.İşte Kur’an’ı ve Sahih Sünnet’i esas alan İslam Kelam Metodu’na göre hazırlanmış olan bu çalışma,özellikle şu noktaları vurgulamak üzerinde yoğunlaşmıştır.Cinler ,kızgın gaz kökenli bir varlık türüdür.Bu türün atasının adı Cann’dır. Âdem’den önce yaratılmış olup, kendisi ve soyu Allah’a ibadetle,yani arzın yaratılış hikmetine uygun olan imar,ıslah ve ikmal düzenini gerçekleştirmekle vazifelendirilmiştir.Ancak, onlar bu vazifelerini yerine getirmemişler,bozgunculuk yapmışlardır.Bunun üzerine,Yüce Allah onların yerine insanların atası Âdem’i yaratacağını,arzın hâkimiyetini O’na ve oğulları’na vereceğini,cinlerin yerine getirmedikleri vazifeleri onlara yükleyeceğini meleklere ve cinlere bildirmiş,saldırmazlığı ve saygı duymayı ifade etmek üzere O’na secde etmelerini emretmiştir.Melekler ve ‘’İblis’’adlı cinden başka bütün cinler bu emre uymuşlardır.Arzın hâkimiyetinin kendi soyunun elinden alınarak,aşağı kabul ettiği toprak kökenli Âdem’e ve oğullarına verilmesini içine sindiremeyen İblis,kendi muhakeme ve hür iradesine dayanarak bu emre uymamakta direnmiş,pişmanlık duymadığı ve özür dilemediği için lanetlenmiştir.Ancak,mutlak âdalet’in gerçekleşmesi için,Yüce Allah İblis’i helâk etmeyerek,insanların son bulmasına kadar O’na yaşama ve Âdem’e olduğu gibi,oğullarına da düşmanlık etme fırsatını vermiştir.Böylece,insanların nefisleri yanında,ikinci bir düşmanları daha ortaya çıkmıştır. Allah’a isyan etmek cinlere mahsus değildir. İnsanlardan da kendi hür iradesi ile Allah’a isyan edip, özür ve af dilemedikleri için,şeytan olanlar,yani Allah’ın rahmetinden kovulmayı hak edenler olabilmektedir.Şu hâlde,gerek cinlerden,gerekse insanlardan,şeytan olanlar,bu duruma doğuştan değil,sonradan kendi seçimleri ve muhakemeleri ile gelmektedirler.O hâlde ‘’kader mağduru’’yoktur.Çünkü kader;’’mutlak âdalet’’ölçüsüdür.Mutlak âdalette mağduriyete yer olamaz ve Allah’ın kurbana ve günah keçisine ihtiyacı yoktur.O hâlde Şeytan’ı bir tanrı derecesine yükseltenler,O’nu ve onun yolunu seçenleri kader mahkumu ve günah keçisi olarak seçilmiş gören senaryolar sapık olduğu gibi;yaratılıştan suçlu kabul edileceği,bunun ise Allah’ın âdaleti’ne uymayacağı endişesiyle Şeytan’ın varlığını inkâr ederek bu ismi bütün yaramazlıkların sembolik bir ismi olarak yorumlayanlar da sapıktırlar.
210.00 ₺ -
Peygamber Efendimizin Veda Hutbesi
Bu çalışmada, İslam'ın insana ve onun mukaddes değerlerine verdiği önemi müşahede edeceksiniz. Bu eseri, İslam'ın İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi olarak kabul ettiğimiz Veda Hutbesi'ni esas alarak kaleme aldık. Veda Hutbesi ise ilahi vahyin özetidir. Dolayısıyla bu kitapta sadece insan haklarını değil, onun yanında Kur'ani mesajın özetini de bulacaksınız. Ve istedik ki Veda Hutbesindeki mesajlar, ona her zamankinden ve herkesten daha fazla muhtaç olan günümüz insanı tarafından da okunsun, anlaşılsın ve yaşansın...
161.00 ₺ -
Peygamberimizin Gençliğe Yaklaşımı
Yedi grup vardır ki, Allah'ın arşının gölgesinden başka hiçbir gölgenin bulunmayacağı gün kıyamet günü Allah, bu yedi grubu arşının gölgesinde gölgelendirecektir: Birinci grup: Adaletli devlet başkanı, İkinci grup: Alalh'a kuluk içinde yetişen genç.. Allah'ın Kitabı'nda gençlere, çok önemli tarihi bir olay vesilesiyle açıkça yer verilmiştir. Kur'an-ı Kerim'deki Ashab-ı Kehf kıssası Onlar Rablerine iman eden gençlerdi. Biz de onların hidayetini artırdık, şeklinde başlamaktadır. Burada gençliğe dikkat çekilmekte, gencin imanlı olmasının önemine işaret edilmekte, imanlı gence ilahi destek vaad edilmektedir.
77.00 ₺ -
Örnek ve Önder İnsan Hz. Muhammed as Yaşadıkları ve Yaşattıkları
Hz. Peygamber a.s'ı Farklı Kılan Özellikleri Asr-ı Saadet Kendisi de Aziz Davası da Ümmeti ile Bütünleşmiş Peygamber Hadis-Vahiy İlişkisi İslam Dünyasında Hadis Muhalifleri Hz. Peygamberin Sünneti Vahyin Açıklayıcı ve Ayrılmaz Bir Parçası Hz. Muhammed a.s.'ın Hadis Muhaliflerini Mucizevi Olarak Haber Vermesi Kutsal Belgelerde Hz. Muhammed Tevrat'da Hz. Muhammed İncil'de Hz. Muhammed Davut a.s'ın Kılıcında, Hz. Muhammed Cahiliye Çağı Hz. Muhammed a.s'ın Hayatı Peygamberimizin Şemail-i Şerifi ve Hilye-i Saadetleri Hz. Muhammed a.s.'ın Örnek Ahlakı
182.00 ₺ -
Müslümanın Değişmez Mesleği Kulluk
Kulluk, dünyalık meslek ve meşgalelerin önünde bir engel olmayıp, onlara çeki-düzen veren bir ana meslektir. Dinlenme ve eğlenmeler de prensipler dahilinde olmak şartıyla, kulluğa mani olmazlar. Şu halde kulluk, dünyadan el etek çekmeyi gerektiren bir meslek değildir. Elbette dündaya yaşayacağız ve buradaki amellerimizle inşallah Cennet'i kazanacağız. İşte kulluk, bu sonsuz güzellikler dünyasını elde edebilmemiz için lazımdır.
105.00 ₺ -
Cinsel Bilgiler Ansiklopedisi
Çevreden yalan yanlış bilgilerle cinselliği öğrenmek yerine ilmi ve dini bilgiler ışığında hazırlanmış olan bu kitabı güvenle okuyabilir ve gençlerinize okutabilirsiniz.
72.00 ₺ -
Evliliğe Kurulan Tuzaklar
Evlilerin mutluluğunu engellemek üzere cin, şeytan ve büyü ile yapılan tuzaklardan korunma yolları ve tedavi yolları açıklanmaktadır.
54.00 ₺ -
Sevadül Azam ve Tercümesi Kelime Anlamlı
Sevâdü’l-A‘zam, Hakîm es-Semerkandî’nin (v. 342/953) akaide dair eseridir. “Sevâdü’l-a‘zam” terkibi, Hz. Peygamber ve ashabını takip eden müslüman çoğunluk, anlamına gelmektedir. Dolayısıyla ehl-i sünnet ve’l-cemaat çoğunluğunu ifade etmek için kullanılır. III. (IX.) yüzyılın sonlarına doğru Mâverâünnehir ve Horasan’da bid‘at ve hurafelerin yaygınlaşması üzerine Sâmânî Emîri İsmâil b. Ahmed, Semerkant ve Buhara âlimlerini davet ederek müslümanları sağlam bir akîde etrafında toplayacak ve Ehl-i sünnet inancını yayarak sapkın anlayışları ortadan kaldıracak bir eser yazmalarını istemiş, âlimler de bu görevi Hakîm es-Semerkandî’nin yerine getirmesini uygun bulmuştur. Eserin muhtevası, ilâhiyyât, nübüvvât, sem‘iyyât ve hilâfet bahisleri yanında bazı fıkhî konuları da içermektedir. Hanefî-Mâtürîdî kelâmının başlangıç dönemine ait olan risâlede meseleler âyet ve hadislerle desteklenerek ele alınmış, dinî terimler olabildiğince anlaşılır hale getirilerek sade bir üslûp kullanılmıştır. Mu‘tezile, Şîa, Kerrâmiyye ve Cehmiyye’nin görüşleri sert bir dille eleştirilirken Sünnî gelenekten Hanefî çizgisi benimsenmiştir. Eserde ele alınan konularla Ebû Hanîfe’nin risâleleri arasındaki muhteva benzerliği dikkat çekicidir.
210.00 ₺ -
İzahlı Kadın İlmihali Asım Uysal
Kadınlarla ilgili iman, ibadet, abdest, gusül, hayız, nifas, özür kanı, tesettür gibi diğer dini hükümleri, evli veya evlenecek her erkeğin öğrenmesi ve ailesine de öğretmesi dini bir görevdir. Herkese soramıyacağınız özel ve ailevi meselelerinizi bu kitapta soru-cevap şeklinde çok akıcı ve sade bir dil ile okuyabilirsiniz.
240.00 ₺ -
Erken Modern Osmanlılar
İMPARATORLUĞUN KURUCULARI... 1453’te İstanbul’un fethedilmesinden 1839’da Tanzimat’ın ilan edilmesine kadar olan Osmanlı İmparatorluğu’nun yükseliş dönemi hakkında yepyeni bir değerlendirme. Geleneksel görüşe göre bu yıllar, gücünün doruğundaki imparatorluğun küreselleşme ve Avrupa üstünlüğü karşısında kendini modernleştirmeyi başaramayıp gerilemeye başladığı bir dönemdir. Bu kitabın yazarlarıysa bu görüşe karşı çıkarak aslında Osmanlıların nasıl kendi koşulları içinde modern hale geldiklerini gösteriyorlar. Osmanlıları siyasetçi ve diplomat, askeri reformcu, sanatçı ve tarihçi kimlikleriyle inceleyen yazarlar, bir yandan da Osmanlıların içinde yaşadıkları mahkeme, mezarlık, bahçe gibi maddi dünyaları ayrıntılı olarak ele alıp yeniden tarif ediyorlar. Osmanlı İmparatorluğu’nun entelektüel tarihinde bir dönüm noktasını ifade eden bu kitap öğrenciler, akademisyenler ve Osmanlı dünyasıyla ilgilenen herkes için temel bir metin haline gelmeyi vaat ediyor. "Bu kitabın yazarları, erken modern Osmanlı Devleti ve toplumunun kendine özgü bir hikâyesi olduğunu ve bu hikâyede bir modernleşme arayışından, Avrupa ülkeleriyle karşılaştırmadan ve Batı’yla rekabetten çok daha fazla şey bulunduğunu kavramışlardır. Bu kitaptaki makaleler erken modern Osmanlı Medeniyeti’nin karada ve denizde kendi sınırlarını ne kadar eksiksiz bir şekilde çizmiş olduğunu göstermektedir." Virginia H. Aksan-Daniel Goffman “Modern Osmanlı’nın doğuşuna tanıklık eden bu çalışma, takriben 16. yüzyılın sonu ile 19. yüzyılın başlarını kapsayan çağa odaklanıyor. Osmanlı siyasetinden diplomasiye, askeriyeden haritacılığa, Osmanlı saray tarihçiliğinden kültürel hayata kadar geniş bir içeriğe sahip olan Erken Modern Osmanlılar, alanında uzman zengin bir akademik kadro tarafından hazırlanmış olmakla beraber her bir bölümü okurlar için kapsamlı ve tatmin edici.” Donald Quataert Yazarlar: Virginia Aksan, Daniel Goffman, Palmira Brummett, Gábor Ágoston, Molly Greene, Douglas A. Howard, Baki Tezcan, Najwa Al-Qattan, Leslie Peirce, Edhem Eldem, Dina Rizk Khoury, Shirine Hamadeh
25.90 ₺ -
Rüyadan İmparatorluğa Osmanlı İmparatorluğunun Öyküsü
Kuruluşundan 1923’e kadar Osmanlı tarihi... Caroline Finkel′in Osmanlı arşivleri yanında Osmanlı′nın hükmettiği topraklardaki devletlerin de arşivlerinde çalışarak yazdığı, Osmanlı′nın 600 yıllık tarihini, detaylarıyla anlatan dev eser... Sırasıyla İngiltere ve Amerika’da yayımlanan ve tarihçiler tarafından olumlu eleştiriler alan kitap, ciltli, özenli baskısıyla şimdi Türkçe’de. “Tarih yazımını eski büyük geleneği olan Osmanistik çerçevesinde kaleme alınmış, kendi şartları içinde değerlendirildiğinde geniş okuyucu kitlesinin yanında uzmanları bile uyaracak ve bazı konuları hatırlatacak bir eser...” İLBER ORTAYLI "Caroline Finkel′ın yapıtının çok uzun süre Osmanlı İmparatorluğu′nun tek ciltlik standart tarihi olarak kalacağına şüphem yok." ANDREW MANGO Osmanlı tarihleri ilk padişah Osman’ın kuracağı hanedanın rüyasını gördüğünü kaydederler – rüyada Osman’ın göbeğinden çıkan tam gelişmiş bir ağaç onun torunlarının gücünü ve topraklarının büyüklüğünü simgeler. Osman’ın soyu göçebe kökenlerinin becerilerini, fethettikleri Bizans’ın emperyal dünya görüşüyle birleştirdi. Sonuçta altı yüzyıl boyunca, en güçlü döneminde Macaristan’dan Basra Körfezi’ne, Kuzey Afrika’dan Kafkaslar’a kadar uzanan bölgeleri kontrol eden, çok etnisiteli bir devlet doğdu. Osmanlı’nın moderniteye geçişi Habsburglar ya da Romanovlar’ınki kadar karmaşık bir süreçti. Osmanlılardan askerî cesaretleri nedeniyle korkulur, devlet idarelerine ise saygı duyulurdu; Kanunî Sultan Süleyman ve II. Abdülhamid gibi padişahlar dönemlerine egemen kişilerdi. Ancak, padişahın ve ailesinin gözden uzaklığında örneklendiği gibi, imparatorluğun işleyişi bir sır perdesiyle örtülmüştü. Bugün bile modern Türkiye’yi ve komşularını ziyaret edenler Osmanlı’nın miras bıraktığı anıtsal mimariye ve incelikli sanat eserlerine hayranlık duyarken, Avrupa ve Ortadoğu halklarının çoğunluğu Osmanlı geçmişlerinin tarihlerini ve kültürlerini nasıl biçimlendirdiğini görmekte zorluk çekmektedir. Osman’ın vizyonunun gerçekleşmesi, zamanla çöküntüye uğraması ve Birinci Dünya Savaşı’nın muharebe alanlarında yok olması, modern dünyanın kavranması için temel önemde, gerçekten dramatik bir destandır.
133.20 ₺ -
Osmanlı Denizgücü
Prof. Dr. İdris Bostan’ın danışman editörlüğünde hazırlanan bu kitap 16. yüzyıl tarihinin yeniden değerlendirilmesinde Osmanlı İmparatorluğu’nun Avrupa, Avrupa-Asya ve dünya tarihine daha fazla dahil edilmesini öneriyor. Eserde Osmanlı İmparatorluğu’nun Doğu’daki yayılması evrensel egemenlik iddiaları, Doğu Akdeniz’de güç elde etmeye yönelik politikalar ve Doğu ticaretinin kontrolünü ele geçirme mücadelesi bağlamında inceleniyor. Bu yeniden kavramlaştırmanın amaçları, Osmn Devleti’ni bir başrol oyuncusu olarak görmek, Keşifler Çağı temasında öne çıkarılmamış cephelere dikkat çekmek ve Avrupa-Asya dünyasındaki ilişkiler anlayışını fark söyleminin oluşturduğu sınırların ötesine taşımaktır. Kitabın odak noktaları ticaret ve siyasettir; Osmanlı İmparatorluğu’nun biricik, etkisiz ve diğerlerinden uzak bir devlet olduğu görüşünü desteklemektense akademik tartışmalar ile ortaçağ sonundaki ve erken modern dönemdeki devletlerle ilgili mukayeseli analizlerde Osmanlı Devleti’nin ve Osmanlı seçkinlerinin ticarette bilinçli hareket ettikleri görüşünün yer almasına imkân tanımaktadır. “Bu kitabın dikkate değer bütün tespitleri arasında bana göre belki en önemli olanı, daha çok Avrupalılar için “Coğrafi Keşifler Çağı” olması gereken 16. yüzyıl başlarında Doğu Akdeniz Havzasında yürütülen üstünlük mücadelesinde artık etkinliğini kaybetmiş Memlükler’le sahneye yeni çıkan Safeviler’in, kendileri gibi Türk ve Müslüman olan Osmanlılara karşı savaşırken bölgede söz sahibi olmak isteyen Venedik ve Portekiz’le işbirliği yapmalarına dikkat çekmesi yanında, yeniden şekillenen Akdeniz Dünyasındaki Osmanlı egemenliğinin Kızıldeniz’e taşınma teşebbüslerinde, bölgedeki uluslararası siyasetin ve siyasi dengelerin değişmesinde ve şimdiye kadar pek dikkat edilmeyen Osmanlı iç ve dış ticaretinin etkin konuma gelmesinde Osmanlı Denizgücünün rolüne işaret etmesidir.” İDRİS BOSTAN “Osmanlı Devleti’nin rakipleri arasında bir deniz imparatorluğu olması konusunda sunduğu ikna edici görüşler Osmanlı İmparatorluğu’ndaki merkantilizmin genellikle göz ardı edildiği 16. yüzyıl genel tarihi için taze bir nefes.” VIRGINIA H. AKSAN “Brummett′in özellikle "Batı" tarihçiliğinde ortaya çıkan çarpıtmayı (kendi ifadesiyle distortion′u) sergilemesi bu alanda onarılması gereken önyargıları belirlemiştir ki çok önemli ve cesaretli bir görev olarak takdir edilmelidir.”
25.90 ₺ -
İmparatorluğun Sonu 1914
* Osmanlı İmparatorluğu Birinci Dünya Savaşı’na neden ve nasıl girdi? * Savaş öncesinde İngiltere, Fransa ve Almanya ile ne gibi pazarlıklar yapıldı? * Enver Paşa savaşa katılarak neler kazanmak istiyordu, neler kaybetti? Enver Paşa "Bir çocuğumuz oldu" derken müjdeli mi yoksa kara bir haber mi veriyordu? * Osmanlı Donanmasına katıldıktan sonra adları Yavuz ve Midilli olarak değiştirilen Alman gemileri Goben ve Breslau′nun gizli görevleri neydi? * Almanya′nın Osmanlı ile ittifak yapmasının ardındaki gerçekler nelerdi? * Bugüne kadar Türkiye′de üzerinde az araştırma yapılan Alman Askeri Misyonu′nun Osmanlı ordusundaki görevi neydi? * II. Wilhelm′in Almanların en gözde generallerinden biri olan Liman von Sanders′i İstanbul′a göndermesinin nedeni neydi? * Alman İmparatorluğu, Osmanlı′nın hangi gücünden yararlanmak istiyordu, ne kadar başarılı oldu? Birinci Dünya Savaşı süresince Osmanlı ordusunda görev alan, Alman Askeri Misyonu heyetinin başındaki General Liman von Sanders’in emireri Carl Mühlman, Alman Devlet Arşivi (Reichsarchiv), Deniz Kuvvetleri Arşivi (Marine-Archiv) ve Dışişleri Siyasi Arşivi’ndeki (Politisches Archiv des Ausvärtiges Amtes) belgeleri ve tanık olduğu olayları birleştirerek Osmanlı İmparatorluğu′nun savaşa giriş sürecini, savaş süresince yaşananları ve sonuçlarını bu kitapta anlatıyor.
148.00 ₺ -
Yurtsuz İmparator Vahdeddin
Prof. Dr. Metin Hülagü’nün kaleme aldığı “İngiliz Belgeleriyle Vahdettin Osmanlı Hanedanı” adlı kitap büyük gürültü kopartacak. Kitap hem şahsiyeti hem de izlemiş olduğu siyaseti bakımından bu devrin önemli isimlerinden biri olan Sultan Vahdeddin’in hayatı, karakteri, İngiltere’ye iltica edişi ve İstanbul’dan ayrılışı gibi hususlar yanında Saltanat’ın kaldırılışı, Veliahd Abdülmecid Efendinin halife seçilmesi, Hilafet’in ilgası ve Osmanlı Hanedanı’nın sınır dışı edilmesi ve maddî yardım arayışları konuları üzerinde duruluyor. Tarihin karanlıkta kalan birçok noktasına ışık tutacak ve beraberinde yeni tartışmalar başlatacak olan çalışma Londra’da bulunan Foreign Office’te (Yabancılar Ofisi) uzun yıllar süren bir çalışmanın ürünü... * Sultan Vahdeddin′in Milli Mücadeleye Bakışı... * Sultan Vahdeddin-Mustafa Kemal arasındaki derin ilişki… * Sultan Vahdeddin neden Osmanlı topraklarını terketti? * Mustafa Kemal′in saraydaki casusları kimlerdi? * Sultan Vahdeddin′in Saltanat ve Hilafet vazgeçmemesi... * Sultan Vahdeddin’in İstanbul’dan Ayrılış Nedenleri... * Sultan Vahdeddin’in Mekke’de Yayımladığı Beyanname... * Osmanlı Hanedanı′nın sürgünde yaşadıkları acı olaylar... * İtalya′nın faşist lideri Mussolini Vahdettin′e niçin para teklif etti? * İtalya ve Almanya, Atatürk′e kaç kez suikast girişiminde bulundu? B Planları neydi? * Vahdettin dünya liderlerine yazdığı mektuplarda ne tip ricalarda bulunuyordu? Ve daha birçok sorunun cevabı BELGELERİYLE bu kitapta…
114.70 ₺ -
Adriyatikte Korsanlık Osmanlılar Uskoklar Venedikliler 1575 1620
Prof. Dr. İdris Bostan’ın uzun yıllar süren araştırmaları sonucu ortaya çıkan Adriyatik’te Korsanlık kitabı korsanlığın geçmişine ışık tutuyor. 16. yüzyılın başlarından itibaren Adriyatik’te saldırılarını arttıran Uskoklar ve onların Osmanlı hedeflerine yönelttikleri saldırılar, Adriyatik’te Osmanlı korsanlığının doğmasına ve Uskoklar kadar onların yardımcısı olduklarına inandıkları Venediklilere yönelmesine yol açmıştı. Bu durum ise korsanlık h ketlerinin ortaya çıkmasına ve giderek önem kazanmasına sebep oldu. Hatta Adriyatik’in dışında da olsa gerek Mağribli ve gerekse Moralı Osmanlı korsanlarının Adriyatik’e girerek buradaki ticaret ve korsanlık hareketlerine katılmışlardı. Prof. Dr. İdris Bostan, Batılı tarihçilerin şimdiye kadar korsanlar üzerine sadece kendi arşivlerindeki belgelere dayanan araştırmalarına ek olarak Osmanlı arşivlerini de kullanıldığı, alanında bir ilk olan Adriyatik’te Korsanlık kitabını Başbakanlık Osmanlı Arşivi ve Topkapı Sarayı Müzesi Arşivi’ndeki çalışmalarının yanı sıra, muazzam Osmanlı belgeleri külliyatına sahip Venedik ve İspanya arşivlerindeki Osmanlı belgelerini inceleyerek kaleme aldı. Batılılar tarafından "haydut" olarak gösterilen Osmanlı korsanlarının yanlış tanıtıldığını belirten, Osmanlı korsanları hakkındaki imajın düzetilmesi gerektiğini belirten İdris Bostan Adriyatik’te Korsanlık kitabında; Osmanlı Devleti′nin korsanlığa bakış açısı, Adriyatik′teki politikası, Venediklilerin korkulu rüyası haline gelen Novalı Levendler, Osmanlılara karşı yapılan ittifaklar, İnebahtı Savaşı gibi birçok konuyu ilk defa günyüzüne çıkarılan arşiv kaynaklarından istifade ederek ayrıntıları ile anlatılıyor.
37.00 ₺ -
Mukaddes Zaman ve Mekanlar
Dinler tarihçileri kutsiyet inancının önemini "Tanrı inancına yer vermeyen dinler görülmekle beraber kutsiyet inancına yer vermyen din bulunmamaktadır" diyerek dile getirmişler ve dini kısaca "kutsalın tecrübesi" diye tanımlamışlardır. Diğer taraftan Tanrı'yı olduğu gibi kutsiye de inkar eden kesimler ve ideolojiler bile bazı zaman ve mekanları takdisten kendilerini kurtaramamaktadırlar. Kur'an ve hadislerde ise Allah'ın el-kuddüs olduğu belirtilmiş, Allah'ın dışındaki varlıklardan bilhassa zaman ve mekanlar mukaddes ve efdal gibi tabirlerle ifade edilmiştir. Aynı şekilde insanlar sosyal hayatta bir zamanın, mekanın veya nesnenin fevkalade "değer"ini vurgulayacakları zaman çoğu kere kutsal tabirine başvurmaktadır. Şu halde kutsal nedir? Allah'ın dışındaki varlıklara kutsiye atfedilebilir mi? Allah'ın kutsiyesi ile diğer varlıkların kutsiyesi aynı anlamda mıdır? Kur'an ve hadislerde kutsiyet hangi tabirlerle ifade edilmekte ve nelere kutsiyet atfedilmektedir? Bu konudaki hadislerin hadis tekniği açısından sıhhati ve yorumu nedir? İşte bu çalışmada kutsiyetin mahiyeti, bu konudaki anlayış ve problemler, kutsiyetin Kur'an ve hadislerdeki tezahürleri zaman ve mekanlarla sınırlı tutularak geniş bir bakış açısıyla incelenmeye çalışılmıştır.
266.00 ₺ -
Mevlevilik ve Musiki
İslam'da müzik konusu yüzyıllar boyu İslam Alimleri arasında tartışılan bir konudur. İslam ve müzik konusunda kısa, tatmin edici ve sağlam bilgiler veren bu eser, her yönüyle mükemmel bir alim, iyi bir rehber ve İslam'ı bütün incelikleriyle bilen ve yaşayan bir mütasavvıftır. Ankaravi yaklaşık olarak XVI. Yüzyılın ikinci yarısında, yaşamış, Türkçe, Arapça ve Farsça dillerinde çok değerli eserler bırakmıştır. Mesnevi'yi şerh etmiş olması sebebiyle Hz. Şarih unvanını almış, Tasavvuf, Tevsir, Hadis gibi dini ilimler alanında olduğu gibi, Musiki sahasında da farklı eserler vermiştir. Er-Risaletü2t-Tenzihiyye fi Şe'ni'l-Mevleviyye onun İslam ve Musiki Konusunda yazdığı önemli eserlerden birisidir. Eser el yazması ve eksiksiz tek nüsha olarak bilinmektedir. Orjinali Arapça olup, müzik dinlemek, enstürman çalıp söylemek bu sanatı yapmanın hükmü konusunda zengin kaynaklarla desteklenmiş bilgiler veren son derce önemli bir çalışmadır.
105.00 ₺ -
Kurtuluş Savaşı
DÜNYADAKİ TÜM ULUSLARA ÖRNEK OLAN KURTULUŞ SAVAŞI TÜM YÖNLERİ VE GERÇEKÇİLİĞİYLE BU KİTAPTA! Bu belgesel kitap, Prof. Dr. Osman Özsoy’un 12 yıllık çalışmasının ürünüdür. Yerli yabancı çok sayıda kaynağa ve belgeye dayanarak hazırlanmıştır. 2115 dipnotu,1300 a belgesiyle Kurtuluş Savaşı’nın Birinci Dünya Savaşı& 8217;ndan 29 Ekim 1923’e kadar olan sürecini tüm yönleri ve gerçekçiliğiyle anlatan bu referans eser, tarihe olan ilginizi daha da artıracaktır. İnsanlık tarihi o güne kadar böyle bir savaş görmedi. Bu savaş her yönüyle bir ilkti. Birinci Dünya Savaşı, senaryosu çok evvelden yazılmış bir oyunun sahnede sergilenmesiydi. Amaç; Türkleri yaşadıkları topraklardan söküp atmaktı. O günün en güçlü devletleri, Osmanlı’yı yok etme hayallerinde son aşamaya geldiklerini düşünürken, her şeyi planlamışlar, Türk Milletinin gücünü ve bir alev gibi ruhunu saran bağımsızlık ateşini hesaba katmayı unutmuşlardı. O güne kadar gelişmeleri sessizce izleyen Anadolu insanı, İzmir’in işgaliyle ayağa kalktı. İş başa düşmüştü. Türk Kurtuluş Savaşı, imkânsızı başaran, olağanüstü çabaya dayanan, bir milleti tek yürek haline getiren bir inanç savaşı oldu. İstanbul’a işgalcilerin ayak basması üzerine, Osmanlı tarihinde hiçbir paşaya verilmeyen yetkilerle Anadolu’ya gönderilen Mustafa Kemal Paşa, “geldikleri gibi giderler” derken, Türk Milleti’nin Çanakkale’de şahit olduğu azmine güvenmekteydi. Bağımsızlık mücadelesini, oluşturduğu bir parlamento etrafında yürüten, bu konudaki yetkiyi de tamamen temsile dayalı bir yöntemle ve günümüzün çağdaş demokrasilerini kıskandıracak şekilde savaş ortamında gerçekleştiren dünyanın ilk ulusu Türk Milleti olmuştur. Kurtuluş Savaşı başlarken Türk Milleti’nin karşısında yer alan dünyadaki hiçbir iktidar sahibi, savaşın sonunda yerini koruyamamıştır. Bu büyük zafer, dünyadaki tüm ezilen uluslara da hem örnek, hem de bir umut oldu. Saltanattan Cumhuriyete KURTULUŞ SAVAŞI, tüm olumsuz şartlara rağmen bir halkın vatanını nasıl kurtardığını tüm detaylarıyla ve akıcı bir üslupla ele almaktadır. Okurken milletinizle gurur duyacaksınız.
19.19 ₺