-
İslam Hukukunda Borçların İfası
Onbeş asırlık bir geçmişiyle geniş bir coğrafyada gelişmiş olan İslam hukuku, kazuistik yöntemin hakim olduğu kabarık bir literatüre sahiptir. Bu literatüre ait temel kavramların tesbiti ve bunlar arasındaki mantıksal örgünün ortaya çıkarılması ilgili malzemeye nüfuz edilmesini kolaylaştıracağı gibi İslam hukukunun sağlıklı bir biçimde anlaşılmasına ve tanıtılmasına da hizmet edecektir. Klâsik fıkıh içinde kavram hukukçuluğunun ve doktriner tartışmaların yoğunluk kazandığı borçlar hukuku belirtilen maksada en uygun alanı teşkil etmektedir. Özel hukukun temel kavramlarından irade ile borçlar hukuku alanındaki sözleşme özgürlüğü arasında çok sıkı bir bağ vardır. Sözleşme özgürlüğü gereği taraflar, oluşturacakları borç ilişkisinin muhtevasını, kural olarak, istedikleri gibi kararlaştırabilirler. Ancak sıra, kurulan borç ilişkisinde yer alan borç veya borçların ifa edilmesine geldiğinde anlaşmazlıklar başgöstermektedir.
13.40 ₺ -
islam İlmihali
Beş Kısım ve çok sayıda bölümden meydana gelen kitabın akaid ve kelâm kısmını Kelâm Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. İlyas Çelebi; ibâdet kavramı, taharet ve namaz bölümünü İslâm Hukuku Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Fahrettin Atar; oruç, hac, kurban, yeminler ve kefaretler, aile hayatı bölümünü Arap Dili ve Belagatı öğretim üyesi Dr. Rahmi Yaran; zekât, dua, adak, helâller-haramlar, siyer ve ahlâk bölümünü ise İslâm Hukuku Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Erdoğan yazmış bulunmaktadır
871.00 ₺ -
İslam Açısından Tüketicinin Korunması ve Ev İdaresi
Bütün dünyada İktisat biliminin müstakil bir ilim olarak ortaya çıkışı eski sayılmaz. Genel İktisat, günümüzde pek çok ana dallara ayrılmış ve hatta bu dalların bir kısmı kendi özel fakültelerinde okunur olmuştur, İslâm iktisadı da kendi özel nitelik ve yapısı ile müstakil bir ilim olma yolundadır. İslâm iktisadı, fıkıh (İslâm hukuku) gibi ilk İslâmî dönemde bağımsız bir ilim olarak ortaya çıkamadığından ve hatta onun müstakil olarak ortaya çıkışı günümüze kadar geciktiğinden ona âit konular ve meseleler, çok değişik İslâmî kaynakların ötesine berisine dağınık durumdadırlar. Bunların toplanıp bir ilim düzeni içerisinde değerlendirilmesi elbetteki kolay bir iş değildir. Meselâ şu küçük eser 110 kadar kaynaktan faydalanılarak ortaya çıkarılmıştır. İslâm yeni bir hukukî düzen getirirken, tabiatiyle hukuk ile çok sıkı bir ilişki içinde olan iksitadî hayat ve gelir dağılımı için de bir takım düzenlemeler getirmiştir.
13.40 ₺ -
İslam Ekonomisinde Tasarruf ve Ekonomik Gelişme
Yirminci asrın sonuna yaklaştığımız bu dönemde toplumların önemli, yaygın, sosyal ve ekonomik problemlerle karşı karşıya bulundukları bir vakıadır. Problemlerin taşıdığı önem ve çözümlerin çok yönlü ve karmaşık oluşu, bunlara çare bulma yolundaki araştırma ve gayretlere hız vermiştir. Diğer taraftan, belli bir problemin halli için gelişigüzel ortaya konan çözümler, konunun çok yönlü ve karmaşık yapısı sebebiyle uygulama esnasında yeni problemlerin doğmasına da sebeb olabilmektedir. Tasarruf ve ekonomik gelişme, İslâm ülkelerinden çoğunun içinde bulunduğu, kalkınmakta olan ülkelerin de en önemli ve o ölçüde karmaşık meselelerinden birisidir. Emek arzı bakımından bu ülkelerin herhangi bir dar boğazı yoktur. Ancak gerek bilgi ve gerekse maharet bakımından yetişmiş eleman yok denecek kadar azdır. Günümüz ekonomilerinde başarılı bir ekonomik gelişme, bilinen üretim faktörleri yanında gittikçe büyüyen ölçülerde eğitim ve ileri teknolojiye dayanmaktadır
13.40 ₺ -
İmamı Azamın Beş Eseri
Ebû Hanife 80/699-150/767 yılları arasında yaşamış büyük bir fıkıh ve akaid alimidir. Asıl adı Numan, baba adı ise Sabit tir. Müslümanlar arasında İmâmı Âzam yani en büyük imam lakabı ile bilinmekledir. Ailesinin Fars, Türk yahut başka bir kavme mensup olduğu kesin olarak belli değilse de, Arap olmadığı, fakat Araplar arasında doğup büyüdüğü muhakkaktır. Hz. Peygamber in ailesine bağlılığı ve dinde samimiyeti ailesinden alan Ebû Hanife ilk talebelik yıllarında Küfe de Kur ân-ı Kerîm i hıfzetti. Arapçanın yeni teşekkül etmekte olan sarf ve nahiv bilgileri ile edebiyatını öğrendi Yetiştiği çevrede bulunan büyük hadis âlimlerinden hadis dinledi ve fıkıh öğrendi. Son derece kuvvetli bir mantık ve muhakemeye sahip olmasından dolayı, özellikle Irak ın Basra ve Küfe gibi beldelerinde çok gelişmiş olan cedel yolu ile kelâm konusunda ilerlemeler kazandı. Özellikle Kûfe li büyük âlim Ebû Amr eş-Şa bi den (öl. 104/722) istifade elli. 16 yaşında iken, babası ile hacca gittiği ve orada hadis âlim
201.00 ₺ -
İslam Ceza Muhakemesi Hukukunda İspat Vasıtaları
İslâm hukuku, Hz. Peygamber döneminden itibaren fer î meselelere, Kur an ve Sünnet te yer alan ilke ve hükümler esas alınarak çözüm üretilmesi şeklinde geliştiği gibi onun önemli bir bölümünü oluşturan yargılama hukuku da yine fakihlerin, hakem ve kadıların karşılaştıkları hukuki çekişmeleri bu anlayışa uygun bir sonuca bağlama yönündeki gayretleriyle oluşmuştur. Bu itibarla İslâm yargılama hukukunun oluşumunda, İslâm toplumlarının deneysel birikimlerinin toplumsal şartlara ve olgulara göre geliştirilen hukuk kültürünün önemli bir payı bulunmaktadır. İlk telif edilen eserler arasında yer alan "edebü l-kadî" türü eserler de, yargılama hukuku arasında farklı muhit ve dönemlerde ne tür hukukî çekişmelerle karşılaşıldığını ve ihtilâfların giderilmesinde nasıl bir yol takip edildiğini göstermesi bakımından ayrı bir önem taşır. Bu tür eserler İslâm toplumunda belli bir hukuk geleneğinin kuruluşunun da kalıcı adımları niteliğindedir.
13.40 ₺ -
İslam Hukukunda Ahkamın Değişmesi
Allah Teâlâ İslâm ın yürürlük ve bekâsını iki esasa bağlamıştır: Cihâd ve fıkıh (Tevbe 9/122). En büyük cihâdın da Kur an la yapılmasını beyan buyurmuştur (Furkan 25/52). Fıkıh ise, her zaman ve mekanda İslâm ı canlı ve yaşanabilir kılma bilgi ve melekesidir. Her an bir şanda (işde, tasarrufda) olan Allah ın (Rahman 55/29) kadîm kelâmı da öylesine canlı ve tazedir. Her canlı gibi, yaşanılan her zaman ve mekanda farklı görüntülere sahiptir. Geçmişte fukaha, İslâm ın vahye dayalı kaynaklarını kendi ortamlarına uygun şekilde anlamışlar ve elde ettikleri onlara ait görüntüleri kitaplara dercetmişlerdir. Bunu yaparken amaçları, ne yürüyen hayatı durdurmaktı, ne de ilâhî vahyin taze ve canlılığını dondurmaktı, ilâhî vahyin ışığı altında yetişen akılları ve kendilerinde oluşan ictihad melekeleriyle, yürüyen hayattan kopmadan İslâmî ahkâmı yürürlükte tutmaya çalışmaktan başka amaçları yoktu. Bu amaç doğrultusunda katı ve donukluktan uzak örnek bir tavır sergilemişlerdi.
234.50 ₺ -
İslam Hukukunda Boşama Yetkisi
Tarih boyunca, hukuk sistemlerinde tartışılan konulardan birisi boşanma olmuştur. Beşeri ve Dînî hukuk çevrelerinde, boşanmanın meşruiyeti, boşanma sebepleri, boşanma kararının kim tarafından alınacağı ve boşanma davalarına nasıl bakılması gerektiği, dün olduğu gibi bugün de tartışılan hususlardır. İslâm hukuk ekollerinde de boşanma konusu değişik yönleriyle tartışılmıştır. Çünkü, boşanma hukuku ile ilgili naslar, değişik yorumlara açık şekilde sevkedilmiştir. Nasların bu üslûbu, konu hakkında farklı ictihadların oluşmasına neden olmuştur. Toplumumuzda bir hayli yaygın olan; İslâm a göre kadının boşanma hakkının olmadığı, evli kadınla ilgili kararların tamamen kocasının vicdanına bırakıldığı, erkeğinin her türlü rahatsız edici, kırıcı davranışları neticesinde işkence ortamına dönüşen aile hayatından, kocasının rızası olmadıkça, kurtulamayıp, kadının bu zindanda ömür boyu kalmaya mahkum olduğu şeklindeki anlayışlar, boşanma konusunun naslar ışığında tekrar ele alınıp, boşanmada kimin
13.40 ₺ -
İslam Hukukunda Borcun Gecikmesi
Hukukun gayesi, toplum hayatını düzenlemek, ihtiyaçların karşılanmasını sağlamak ve bunları yaparken adaleti gerçekleştirmektir. Bir hukuki düzenleme, adaleti gerçekleştirme hedefinden uzak ise toplumda sıkıntılar meydana gelir ve hiç bir toplum uzun süre bu adaletsizliğe dayanamaz. Devletlerin devamının, adaleti gerçekleştiren hukuki bir sisteme ve uygulamaya sahip olmalarıyla yakın ilgisi vardır. "Adalet mülkün temelidir" sözü ile vurgulanmak istenen de bu hakikat olsa gerektir. İslam hukukunun gayesini, bu genel çerçevenin dışında düşünemeyiz. Onu diğer hukuklardan ayıran en önemli özellik, temel ilkelerinin ve kaynağının ilahî oluşudur. Bu özelliği ona, adaleti gerçekleştirme hedefi açısından bir ayrıcalık da sağlamaktadır. Çünkü Allah Teâlâ, yarattığı insanın ihtiyaçlarını, insanın kendisinden de daha iyi bilmektedir.
13.40 ₺ -
İslam Hukukunda Hakkın Kötüye Kullanılması
İslâm hukukunun vahiy kaynaklı bir hukuk sistemi olduğu dolayısıyla birinci temel kaynağını Kur ân-ı Kerim in, ikincisini de onun uygulaması mahiyetindeki Hz. Peygamberin sünnetinin oluşturduğu malumdur. Allah ın hukukun temel ilkelerini vazetmeyi, Hz. Peygamberin de bunun tatbikat ve eğitimini üstlenmiş bulunması insanlık için bir rahmettir. Çünkü insanı duygularıyla, idealleriyle, düşünceleriyle, maddî-mânevî bütün yönleriyle en iyi tanıyan sadece O dur. Peygamberi de alemlere rahmet olarak gönderilmiştir. Bu sebeple insanlık bu ilâhî mesajdan kendisini soyutlayamaz. İşte o zaman bir takım uzun tecrübeleri yaşamaya gerek kalmadan sağlam ve gerçek bilgiye ulaşılabilecektir. "Hakkın Kötüye Kullanılması Teorisi" bu konuda tipik bir örnektir. Kur ân-ı Kerim ve Hz. Peygamber in temel ilkelerini ve genel esaslarını vazettiği, sahabe ve onlardan sonra da İslâm hukukçularının başarılı bir şekilde hem objektif hem de sübjektif ölçüleriyle oldukça geniş biçimde tatbik ettikleri hakkın kötüye
221.10 ₺ -
Ahlak Hukuk İlişkisi
Dr. İsmail KILLIOĞLU nun "Ahlâk ve Hukuk İlişkisi" adlı doktora tezi insan yaşamını hemen hemen boydan boya ve her yönü ile kapsamına alan çok önemli bir konuya ilişkin bulunmaktadır. "Ahlaken iyi" dediğimiz aynı kaynak-değerden çıkmakla birlikte ahlâk olarak biri iç, hukuk olarak diğeri ise dış davranışlarımızı düzenleyen bu iki değer sistemi böylece insanı tümü ile ele almakla varlığı ve gelişmesi bakımından onu her şeyden çok ve yakından ilgilendirmektedir.. Ahlâki değerler başta olmak üzere tüm değerler (etik, estetik, hakikat değeri ve dinsel değerler) insana sadece bir takım yasaklar koyarak değil, daha çok ve özellikle olumlu hedefler göstererek davranış ve eylem olanağı verir. Canlılık ve enerji dolu bir varlık olmakla eyleme zorlanan ve ne yapmayacağını bilmekten çok ne yapması gerektiğini bilmek isteyen insan da bu yolla bir yandan özgürce davranarak mutluluğunu bulur, diğer yandan da değere uygun bir şeyi (değerli bir şeyi) gerçekleştirmekle yaşamına anlam kazandırır; çünk
13.40 ₺ -
Aids Evlilik ve Aile İlim ve İslamın Işığında
Yarattıklarının ihtiyaçlarını bilen Allah (c.c), haram ve sakıncalı yollara düşmeden nimetlerinden faydalanmamızın imkânlarını hazırlamıştır. Gerçekte, kişi helâl sınırı içinde kalarak hayatın her alanında doyuma ulaşabilmektedir. Ancak, insan düşünce ve davranışları ilâhî kaynaktan ve peygamberlerin uyarılarından uzak kaldıkça çok kere içki, uyuşturucu kullanımı ve fuhuş gibi kendini felâkete sürükleyen aşırı zevk ve eğlencelere kaptırmaktan geri kalmamıştır. Bu aşırılık ve taşkınlıklar ise, mutlaka bir taraftan patlak vermiştir. Her çağda görülen bu aşırı zevk ve eğlence düşkünlüğü, iktisaden ileri olan bazı ülkelerin kötü örnek olmalarıyla çağımızda tehlikeli boyutlara ulaşmıştır. Bunun sonucu olarak da, özellikle fuhşa bağlı hastalıklarda tırmanış görülmektedir. Hele sosyal şartlar ve türlü yayınlar yoluyla seksüel faaliyetlerin erken başlaması, evlenme zorlukları, artan göçler ve turistik faaliyetler, doğum kontrolü adına bazı ilaçların kötüye kullanılması, hijyen kurallarının ih
33.50 ₺ -
İslam Hukukunda Yüksek Yargı ve Denetim (divan-ı mezalim)
Araştırma konusu edindiğimiz Mezalim kurumu, Osmanlılar dan önceki ve hatta onlarla çağdaş bazı İslâm devletlerinde yer almış çok önemli bir devlet organı sıfatıyla, devrin adalet anlayışına uygun olarak adalet dağıtmış ve muhtelif şekillerde idarenin denetlenmesi görevini yürütmüştür. Mezâlim, İslâm tarihinde "hukuk, devleti" kavramının gerçekleştirilmesini sağlayan temel bir organ olmuştur. Yürüttüğü görevler dolayısıyla büyük bir önem taşımasına rağmen, Mezalim, müstakil bir araştırma konusu pek yapılmamıştır, İslâm adalet teşkilâtını inceleyen birkaç eser dışında kurumla ilgili açıklamalar, hemen tümüyle, ünlü kamu hukukçuları Maverdî (ö.45/1058) ve Ferrâ (ö.458/1066) nın eserlerine dayanmakta, tarihî olaylar genellikle ihmal edilmektedir. Çekirdeğini yüksek lisans tezi çalışmamızın oluşturduğu bu araştırmamız, bütün yönlerini gözönünde tutarak, bu son derece önemli kurumu, tarihî uygulamasıyla tespit edip tanıtmak amacındadır. Çalışmamızın Birinci Bölümü nde, kurumun doğuşu ve
13.40 ₺ -
Zekat Bilgi ve Uygulama
Kur'an'ın sosyal güvenlik ve dayanışmayı gerçekleştirmede müminleri yarışa daveti, Hz. Peygamber'in müminleri bir vücudun organlarına benzetmesi kadar, daha güçlü bir tasvir mümkün müdür? Müslüman, Allah'ın kendisine bahşettiği her şeyde O'nun rızasını arayacak cebrî ve gönüllü ödemelerle gelirini yeniden dağıtıma tabi tutarak maddi ve manevi faydanın katlanmasını sağlayacaktır. İslam dininde kardeşlik, yönetenle yönetileni, patron ile işçiyi, zenginle fakiri, namazda Allah'ın huzurunda boyun eğdirmekle gerçekleştirilmiş, bu Kardeşlik zekâtla cami dışında da sağlam bir temele oturtulmuştur. Zekât vermek kişinin imandaki olgunluğunun alametidir. Kişiye ve topluma zarar verecek kötülüklerin önüne namaz ve zekâtla geçilebilir. Zekât toplumun hakkıdır, yani kul hakkıdır. Verilmezse hastalıklar, para kayıpları, iflaslar şeklinde elden çıkar, fakat beşeri gaflet bunun farkına varamaz
160.80 ₺ -
Fıkıh Usulü Fahrettin Atar
Bu konuda ilk eseri, İmam Şafi (öl. 204) er-Risle adıyla te’lif etti. Bu faaliyet, müslümanların hukuk ilmi üzerinde çalışma mahsüllerinin en büyüklerinden birini teşkil eder. Müslümanların usûlu’l-fıkh (hukukun kökleri), kaynakları adını verdikleri bu ilim, hukuk felsefesinden, hükümlerin kaynaklarından (delillerinden), teşrî prensiplerinden, nassların tefsir ve tatbikatından bahseder. İslam hukukçuları, bu sahada çeşitli metodlarla yüzlerce eser meydana getirmişlerdir. Bunlardan bir kısmı basıldığı halde bir kısmı hala yazmalar halinde kütüphanelerde bulunmaktadır. Bunların da neşre hazırlanıp ilim âleminin istifadesine sunulması faydalı olacaktır. Fıkıh usûlü sahasında, zamanımızda gerek diğer İslam ülkelerinde (Arap âleminde) ve gerekse ülkemizde bazı çalışmaların yapıldığını ve Arapça yazılmış yeni neşriyattan bazılarının “İslam Hukuk Felsefesi”, “İslam Hukuk Metodolojisi”, “İslam Hukuk Usûlü” adlarıyla Türkçeye tercüme edildiğini görmekteyiz. Bu kitabın bu ilme küçük bir katkısı olacağı ümidindeyiz.
435.50 ₺ -
İslam Aile Hukuku Ahmet Yaman
İnsanoğlunun içinde doğduğu, büyüdüğü ve hayata katıldığı en küçük sosyal ünite olan aile, aynı zamanda bir ahlâkî ve hukukî yapıdır da. Temel çerçevesini Kur'ân'ın çizip ayrıntılarını Hz. Peygamber’in Sünneti'nin belirlediği ve müc-tehid fakihlerin de bu iki kaynağa getirdikleri yorumlarla geliştirip sistemleştirdikleri İslâm Aile Hukuku’nun temel esprisi şudur: Aile bireylerinden hiç kimsenin haksızlığa uğra-madığı, fıtrattaki kadın-erkek niteliklerine uygun ve sevgi temeline dayalı bir aileyi kurmak ve yaşatmak. Asıl hedef bu olmakla birlikte tarih boyunca aile kurumu ve hukuku ekseninde yanlış görüşlerin ortaya atıldığı ve müslüman toplumlar içinde haksızlıklar doğuran yanlış örflerin yerleştiği de bir gerçektir. Müslümanların elinde, İslâm’ın ve dolayısıyla Aile Hukuku’nun aslî iki kaynağı, yani Kur’ân ve Sünnet mevcut olduğuna göre, yanlış anlamalar ve uygulamalar bu iki kaynağa göre gözden geçirilmelidir. Bu mütevazı çalışma, kendi ekseninde böyle bir amaca hizmet etmeyi hedeflemektedir.
0.00 ₺ -
Kadınların Hadis İlmindeki Yeri
İslâm dininin en önemli esaslarından biri olan hadislerin daha sonraki nesillere intikalinde erkekler yanında hanımlar da İslâm tarihi boyunca büyük hizmetler ifâ etmişlerdir. Ancak onların bu gayretini günümüze kadar ortaya koyan müstakil bir eser te lif edilmemiştir. Bu araştırma şunu göstermiştir ki, İslâm tarihi boyunca hanımlar, İslâmî ilimler içinde en fazla hadis rivâyetiyle meşgul olmuşlar, bazıları, âlî isnâd sahibi olmakla, bazıları da hucce, müsnide ve sika unvanını almakla şöhret kazanmışlardır. Bir kısmı, hadis cüzlerini rivayet etmiş, diğer bir kısmı ise Sahîhu l-Buhârî gibi en muteber hadis kitaplarını rivayet etmişlerdir. İslâm dinine göre, inanç, ibâdet ve muamelâtla ilgili hükümler ile yiyecek, içecek ve elbiselerden helâl olanlar hakkında bilgi edinmek kadın-erkek her Müslüman üzerine farzdır. Bu sebeple İslâm dini, kadınların eğitimine çok önem vermiştir. Çünkü tahsilli kadınlar, ibâdetlerini rahatlıkla yerine getirebildikleri gibi, çocuklarını cahil kadınlardan
13.40 ₺ -
Vahiy Akıl Dengesi Açısından Sünnet
İnsanlığa vahiy meşalesiyle ilâhî nur bahşeden Yüce Allah a sonsuz hamd ü senalar, vahyin aydınlığında insanlığa fiilî rehberlik ve örneklik yapmış peygamberlere ve özellikle Rasûlullah Muhammed e (s.a.), âl ve ashabına ve gerçek vârislerine salât ve selâm olsun! İnsanlıkla birlikte var olagelen din, özde değişiklik arzetmeden ve fakat insanlığın ibtidâî kemâlden nihâî kemâle doğru geçirdiği tekâmül sürecine parelel olarak şeriat boyutunda bazı değişiklikler arzetmiş ve nihayet insanlığın artık kendi yollarında kendi başlarına yol alabilecekleri seviyeye ulaşmış olmaları gerekçesiyle hazır vahiy dönemi Rasûlullah Muhammed (s.a.) ile son bulmuştur. Bundan böyle insanlık, vahyin ışığında, belirlenen yolda, gösterilen hedefe doğru kendi gayretiyle ulaşmak zorundadır. Rasûlullah Muhammed (s.a.), bunun için gerekli olan her türlü ilâhî altyapıyı hazırlamış bulunmaktadır; yol belirlenmiş, ilke ve esaslar konulmuş, hedef tayin edilmiş, tutulan yolun Hakk a götüren tek yol olduğu fiilen g
251.25 ₺ -
Mevzu Hadisler
Hz. Peygamber ilahi emirleri tebliğ etmekle kalmamış, dini bilfiil yaşamış ve tatbik etmiştir. Ne var ki, Müslümanların en tabii hak ve vazifesi olan Peygamberini olduğu gibi tanıma keyfiyeti, hadis diye uydurulan sözlerle güçleştirilmiştir. İşte elinizdeki bu kitapta hadis uydurma hareketinin ne zaman başladığı, insanları hadis uydurmaya sevkeden amillerin neler olduğu etraflıca incelenmiş, hadislerin uydurulmasında ve yayılmasında rol alanların durumları araştırılmıştır. Ayrıca, hadis uydurma hareketi karşısında hadis âlimlerinin mukabil faaliyetleri, yalancıları tanımak için ortaya koydukları esaslar belirtilmiş, sadece mevzu hadisleri inceleyen kitaplar tespit edilerek, bunların muhteva ve tenkid usulleri gösterilmiştir. Akademik çalışmanın bir ürünü olan bu eser, Hz. Peygamberin Benim ağzımdan yalan uydurmak şüphesiz ki başka bir kimsenin ağzından yalan uydurmaya benzemez hadisinin ifade ettiği manayı gözler önüne sermiştir
201.00 ₺ -
Sıratı Müstakim ve Yolcuları
İlk baskısı1980 li yıllarda gerçekleştirilmiş olan bu kitap, sırât-ı müstakimi, yolcularını, engellerini ve gerek-lerini hidâyet-dalâlet ekseninde incelemektedir. Sırât-ı Müstakim ve Yolcuları, aradan geçen yıllara rağmen içerdiği tespit ve değerlendirmelerle güncelliğini korumaktadır. Karşılıklı ilişkiler açısından dini gruplar arasında bir ölçüde yumuşama görülmekle beraber, tek-noloji ve medya gibi çağdaş imkanlarla desteklenen ve bir ölçüde de evrenselleşen "ocak gayreti"nin farklı boyutlar kazanarak sürdüğü bilinmektedir. Müslümanların daha doğrusu İslâm ın ülkede "irti-ca", dünyada "İslâmî terör" gibi bahânelerle etkisizleşti-rilme girişimlerinin post modern düzeyde yürütüldüğü-nün görülmesi de ne acıdır ki yeterli bir "din kardeşliği" bilinci oluşturabilmiş ve gruplar arasında yeterli bir ya-kınlaşma sağlayabilmiş değildir. Kur an-ı Kerîm de açıkça ifade buyurulduğu gibi her grup, ülke içi ve dışındaki kendi faaliyetleri ile İslâm adına övünmekle yetinmekte, ülkede ve duny
140.70 ₺ -
Hadislerle Folklor Eğlence
Kültür tarihinin en önemli kaynaklarından biri hadistir. Hatta uyduruluş sebepleri nazar-ı itibâra alındığında mevzu hadisler bile, ortaya çıktığı dönemin düşünce yapısı, inancı ve diğer kültür unsurları hakkında büze birtakım ipuçları verir. Tabi en sağlıklı haber kaynağı en acımasız tenkid metotlarının süzgecinden geçmiş sahih hadislerdir, İslâm toplumunun kültürel kimliğini kazanmasında hadisin rolü değerlendirildiğinde maalesef sahih olanlarından çok zayıf ve mevzu olanlara itibar edildiği ve onların daha etkili olduklarım görmekteyiz. Bu eğlence kültürümüz açısından da herhalde farklı değildir. Epey zamandır davetli olduğumuz düğünlerin büyük bir kısmı dinî konferanslar şeklinde cereyan etmekte ve hiç bir eğlenceye yer verilmemektedir. Genellikle düğün sahibi bu şekilde bir düğün yaptığı için konuşmacılar ve davetliler tarafından tebrik edilir. Zaman zaman davet edildiğimiz bu tür düğünlerde bize söz düşerse yaptığımız konuşmalarda Hz. Peygamber ve Hulefâ-i Râşidin dönemlerinde d
13.40 ₺ -
Hadis İlimleri ve Hadis Istılahları
Hadîs ilimleri mevzuundaki bu eser, - Ulûmu l-Kur ân adlı kitabımız gibi-ölümsüz mirasımızın üzerinden senelerin tozunu silken, ecdadımızın en değerli fikir şaheserlerini, asrımızın zevkine uygun sâde ve açık bir üslûbla takdim eden bâzı ilmî araştırmaları ihtiva etmektedir. Birçokları, böyle bir araştırmanın pek kolay olduğunu, şaşmaz bir metodu bulunduğunu ve dolay isiyle herhangi bir şekilde yanılma ihtimalînin kalmadığını zannederler; zîrâ -onlara göre- büyük âlimlerimiz, yapılması îcâb eden herşeyi yapmışlar ve ilâve edilecek hiçbir şey bırakmamışlardır. Buna göre, ecdadımızın eserlerini ve sözlerini özetlemekle yetinerek, onların ilim ummânından kana kana içmekten başka yapılacak bir işimiz kalmıyor. Söylediğimiz tarzdaki bir araştırmanın son derece müşkil olduğunu, metinleri tetkik ve yazmaları neşretmek suretiyle uzun bir emek ve gayrete ihtiyaç gösterdiğini anlatarak, bu yaygın hatayı derhal tashih etmemiz gerekmektedir; çünkü böyle bir araştırmada, te lif ve tahkik ile ber
294.80 ₺ -
Hadis İlminde Tenkit Terimleri ve İlgili Çalışmalar
Doğrudan veya dolaylı olarak vahye dayanması, sevap-günah ifade eden hususlarla ibadet ve âhiret gibi konularda akıl üstü bilgiler ihtiva etmesinden dolayı muhaddisler hadislerin sıhhatini tesbitte öncelikle onu nakledenlerin güvenilirliğini başka bir ifadeyle isnad tenkidini gerekli görmüşlerdir. Ancak isnadı güvenilir râvilerden oluşan her hadisin sahih olmayacağını da kabul eden muhaddisler, ihtiyaç duyulduğunda özellikle uydurma rivayetlerin tesbitinde bu metodu kullanmak suretiyle metin tenkidi yapılması gerektiğine işaret etmişlerdir. Hadis literatüründe metin tenkidi kurallarının genellikle mevzuat kitaplarında yer almış olması da buradan kaynaklanmaktadır. Hadisin sıhhatini tesbitte isnada öncelik verilmiş olması, râvilerin rivayet açısından ehliyetlerini araştırmayı gerektirmektedir. Râvileri bu yönden inceleme görevini cerh ve ta dîl ilmi üstlenmiştir. Münekkit muhaddisler râvilerin hadis rivayetine ehil olup olmadıklarını geliştirdikleri özel cerh ve ta dîl terminolojisini
134.00 ₺ -
Hadiste Rical Tenkidi
Hz. Peygamber in görevi Kur ân-ı Kerîm i tebliğ ve beyân etmektir. Diğer bir ifadeyle Allah ın kitabını insanlara bildirmek ve onu açıklamaktır. Resûlullah bu görevini sözleri ve fiilleriyle ifâ ettiğine göre, onun hadisleriyle sünnetlerini bu ümmetin her nesildeki mensuplarına sapasağlam ulaştırmak, önce gelenlerin vazifesi, sonra gelenlerin de hakkıdır. Bu ümmetin ilk nesli olan sahâbe-i kiram ve onların talebesi olan tâbiîn-i izâmdan itibaren Resûlullah ın mirası büyük bir dikkat ve itina ile korunarak daha sonraki nesillere titizlikle aktarılmıştır. Hz. Osman ın şehid edilmesiyle başlayan kargaşa döneminde bazı kötü niyetli kimselerin, hadisleri çıkarları istikametinde kullanmaya kalkmaları, İslâm ın ilk döneminde yaşayan muhaddislerin hadisleri koruma şuurunu daha fazla bileyeceğinden, onlar hem bu çıkarcılara hem de Peygamber adına uydurdukları sözlere karşı harb ilân etmişlerdir. Sünnet muhafızları bu savaşın neticesinde, adına cerh ve ta dil kaideleri dedikleri hadis koruma yön
13.40 ₺ -
Hadislerde Görülen İhtilaflar ve Çözüm Yolları
İslâm kültür ve medeniyetinin önemli tetkik alanlarından olan "Hadis İlmi" içinde yer alan ve aralarında ihtilaf bulunan hadislerin verdiği değişik ve hatta görünüşteki çelişik bilgiler ve bu gibi durumların ilmen bir hal tarzına bağlanması ve bu yolda kullanılan metodlar ve konunun tarihi gelişimi ile geçmişte ve günümüzde mesaî sarfeden müelliflerin gösterilmesi ve bunların savundukları tezlerin beyân, tahlil ve tenkidi ile Hadis İlmi nin bu konusuna dair yeni görüşler üretmek İsmail Çakan ın hazırladığı "Muhtelifu l-hadîs İlmi" adlı çalışmanın esas konusunu teşkil etmektedir. Meydana getirilen eser metni bir ÖNSÖZ, kısaltmalar ve bir GİRİŞ ile üç BÖLÜM den oluşmakta ve metin sonuna bir SONUÇ, Bibliyografya ve Karma Kelime İndeksi eklenmiş bulunmaktadır. GİRİŞ kısmında okuyucuyu konuya hazırlayıcı bilgiler verilmekte, "Muhtelifu l-hadis Mefhûmu" faslından ayrı, konu ile ilgili "Kaynakların Değerlendirilmesi" bölümü ele alınmış bulunmaktadır. BİRİNCİ BÖLÜM, Muhtelifu l-hadîs İlmini
221.10 ₺ -
Hadis Usulü İsmail Lütfi Çakan
İlâhiyat fakülteleri lisans programlarının I. yarıyılında haftada üç saatlik bir HADİS USULÜ dersi Bulunmaktadır. Bu derste, önemli bir kısmı lise çıkışlı olan fakülte, öğrencilerine hadis usûlünün pratiki meselelerini -detaya inmeden- kavratacak bir uygulama gerekmektedir. Dilimizde yayınlanmış bulunan hadis usulü kitaplarının hiç biri böyle bir program imkânına göre hazırlanmış değildir. "Bu sebeple biz, bir kaç yıllık tecrübelerimize dayanarak bu ihtiyacı karşılamak istedik"
201.00 ₺