-
Akıl ve Gerçek
Eserleriyle ve düşünceleriyle binlerce insana yol göstermiş olan Hekimoğlu İsmail 'aklın ve gerçeğin' yorumunu gündelik hayatın arka planındaki çeşitli olay ve olgular çerçevesinde değerlendiriyor. Soyut olayların somut yorumlarının yapıldığı kitap. kendine ve hayata akıl ve gerçeğin dengesinde bakmak isteyenlerin beğeniyle okuyacağı nitelikte...
96.20 ₺ -
Bir Deliyle Evlendim
Vazoda iki karanfil, biri beyaz, biri kırmızı... 'Neden böyle?' diye sordum. 'İkimiz' demez mi? -Hangisi sen?-Renkler önemli değil, ikisi de karanfil. Biz de, ikimiz de insan... İnsanın olduğu yerde problem vardır, önemli olan problemleri büyütmemek ve çok çok şükretmek... -Benimle evli olduğuna şükrediyormusun? -Hem de çok... Yuva yıkan o kadar kadın var ki... Yuva yıkan pek çok erkek de var deyip, karşısına dikilemezdim, onunşükrüne ben de teşekkür ettim... Hiç kimseye benzzemeyen bu adama deli denmez mi?
92.50 ₺ -
Menan Cinleri
Yeryüzü bozuldu. Eskiden insanlar cin masalları anlatırlardı, şimdi cinler insan masalları anlatıyor. Hekimoğlu İsmail'in hayatın içinden süzerek damıttığı hikayeleri, şaşırtıyor, hayret içinde düşündürüyor. Buyrun 'yaşadığımız dünya'nın hikayelerine, buyrun 'insan masalları'na...
14.80 ₺ -
Cumhuriyet Çocuğu
Hekimoğlu İsmail, Minyeli Abdullah’tan sonra yine bir dönem romanıyla okuyucunun karşısına çıkıyor. Cumhuriyet Çocuğu, Hekimoğlu İsmail’in, Osmanlı’nın son döneminden Cumhuriyet sonrasına uzanan batılılaşma sürecini anlattığı son romanı… Âlim bir dedenin terbiyesinde yetişen Yahya’nın yaşadığı olaylar çerçevesinde Cihan Harbi, İstiklâl Harbi, Cumhuriyet ve İnkılâpların halk üzerindeki etkileri can acıtıcı gerçekler ve çarpıcı sahnelerle anlatılıyor. 1914’ten 1940’lı yıllara uzanan süreçte yaşanan çözülme, dağılma ve kopmalar; acılar, ölümler, umutlar… Yahya’nın babası Cihan Harbi’nde şehit olur. İlim âşığı olmasında büyük etkisi olan dedesini de kaybettikten sonra evin tek erkeği kendisidir. Fakat bu cepheye çağrılmasına engel değildir… Yahya da cepheye çağrılır ve cepheden sağ salim döner. Vatan işgalden kurtulmuştur… “İşgalden kurtulan memleketin neredeyse bütün nüfusu dullar, yetimler, gazilerden oluşuyor. Her yere fakirlik, ne yapacağını bilemeyiş, bocalama hâkim. Halk belini doğrultmaya çalışıyor. Ama milleti salgın hastalık gibi ele geçiren açlık, sefalet kolay ortadan kalkacağa benzemiyor. Cepheden dönen askerler ekmek derdine düştü. Çaresiz babalar, çileli analar, acıya batmış çocuklar, yetimler için savaş bitmemiş sayılıyor… …Kolay değil, vatanın kalbinden bir çıban temizlendi. İngiliz ve Fransızlar başta olmak üzere vatanın, milletin namusuna musallat olan vahşiler kovuldu; görüp göreceğimiz en ağır hakaretler, sahiplerine iade edildi. Geldikleri gibi gittiler…” Yazar, romanını yeni ve eski kuşağın temsilcileri ve kurumları etrafında yaşanan çatışmalar etrafında kurguluyor.
9.99 ₺ -
Sevda Geri Dön (Cep Kitap)
Sevda, bir bebek kadar nazlı, bir çiçek kadar nazik. Binbir özenle korunan bir çiçek, ama çevresinden kendisine uzatılan altın tas içindeki zehiri içer. Ardından sevenlerin çığlığı, tekrar hayata döndürmek için bir haykırış...
4.37 ₺ -
Gül ve Hüzün
Gülü dile düşüren bir divanedir bülbül. Sırları yağmalanmış, utancın mağduru gül… İncinen duygularla kanıyorken yüreği, Böyle bir adanışa onay verir mi gönül? Bülbülün feryadıyla inler gittiği diyar, Bu vuslat efsanesi, sürer mahşere kadar. Sararır goncaları, desenler tutmaz ayar, Derler ki bilmeyenler, gülde vefa ne arar?
8.14 ₺ -
Son Kahramanlar Çanakkaleden Kurtuluş Savaşına
oğanlı Dağlarında 87. Alay'dan geriye kalan yalnızca Alay sancağı idi. Çanakkale'de derelere daldırılan mataralara kan doluyordu. Gazze'de siperlerin önünde patlamamış mermi aradık. Felahiye'de Yüzbaşı Muzaffer son sözünü bir zarfın üzerine yazdı: "Kıble ne yöndedir?" Dumlupınar'da Üsteğmen Hamza dikenli telleri elleriyel parçaladı. Onlar yeryüzünün en yalnız insanlarıydılar... Kan, ter ve gözyaşı ile örülmüş günler, binlerce şehit ve gazi.. I. Dünya Savaşı'nın ve Kurtuluş Savaşı'nın unutulmaz anları Recep Şükrü Apuhan'ın kalemiyle bugünlere taşınıyor... Bu kitap, 1914-1922 yılları arasında en çetin imtihanlardan yüzünün akı ile çıkmış bir aşkı anlatıyor. Belki o hüzne, hasrete, o mektupları kaybolan adamlara karışmak isterseniz... Belki o yalnızlığa bir son vermek istersiniz diye...
84.00 ₺ -
Sabıkalı ve Dul
Sabıkalıya Türkiye'de hayat hakkı yok. Ya dula? Dul olan erkekse, dul olması önemli değil. Ya kadınsa? Peşinen yandı demektir. İnsanlığa sabıkalı olmadığı, çilekeş dulların kalmadığı bir dünya dileğiyle.
15.00 ₺ -
Ne Olur İhanet Etme
Bu kitap, roman tekniğine uygun olmayan, ama konu bakımından -okuyanlara göre- harika bir “Roman” Neden harika? Yazılış hikayesinden de anlaşılır. Birbirini seven iki genç vardır. Erkeğin âilesi kızı istemedi. Gençlerin acısı çok büyüktü. Onların durumuna şahit oluyordum. Müstehar isim kullanayım, erkeğin adı Cemal, kızın ismi Fatma. Cemal’le Fatma’nın hikayeleri çok uzun. Önceleri Fatma Cemal’le evlenmeyi hiç istemiyordu. Fakat Cemal Fatma’nın peşini bırakmadı. Her gün telefon, mektup, hediye haber... Cemal’in gözyaşları Fatma’yı Cemal’e âşık etti. Evlenme teklifini kabul etti. Evlilik günlerini bile kararlaştırmışlardı. Fakat ilginç bir şey oldu. Fatma hiç ummadığı bir günde Cemal’in evlendiğini duydu. Fatma aylarca yıllarca kendine gelemedi. Bu olay beni çok üzmüştü. Romanı yazarken hâlâ o genç kızın yaşadığı şoku unutmamıştım. Başka olaylar hem de iç içe önemli olaylar vardı. Ne olur ihanet etme, aslında bir rutuşla uzun bir dizi olabilecek özellikte bana göre. Tabiî ki, kuzguna yavrusu şahin görünürmüş ata sözünü de gözardı etmiyorum.
22.50 ₺ -
Maria
Bu kitabı romandan daha çok, bir fikir kitabı olarak okumanızı tavsiye ediyorum. Sonradan farkettiğim bir hatamı itiraf ediyorum. O da şu: Romana temiz niyetli, insancıl düşünen Hıristiyanlardan birini almadım. Yaşanmış hayattan aldığım için, bu hikayede bana iyi bir Hristiyan anlatılmamıştı. Ben de ayrıca bir araştırma yaparak iyi bir Hristiyan ilae etmeyi akıl edemedim. Allah'a emanet olun dostlar. Allah'ın emanet aldığı kul, ölüme gider ama ebedi olarak ehenneme gitmez.
15.75 ₺ -
Kelepçeli Kalemimden
Bazen bir umut dünyası kurarsın. Birden yıldırım düşer, onu yıkarsın. Olsun der, yeniden kalkarsın. Bazen zarar, bazen kar olur. Bilir misin bu girdabın ismi nedir? İki ayak birbirinin üstündedir. Ağlayıp güldüğün olur ikide bir. Bazen sonbahar, bazen yaz olur. Boşver başarının yarısı hayalle gelir. Ademoğlu yavaş yavaş yükselir. İnsana hayatın kendisi yük gelir. Bazen derya, bazen dağ olur.
14.25 ₺ -
Mahkum Duygular
Biraz Gayret Her şeye bildirmiş, görevlerini Süslemiş göndermiş çiçeklerini Herkesin ödevi, kendine hastır Gülün gül açması, sünnetullahtır. Allah bize demiyor, "Gül sende açsın" Buzda yaşamaya alışacaksın O ne yapmış ise, güzeldir, haktır Bize verilen sınav, sünnetullahtır.
12.00 ₺ -
Kadınları Kadınlarda Eziyor
- İşte ben bunun için "milletvekili olacağım" diyorum - Asıllarının düzeltmediğini vekilleri düzeltemez. Kendini kandırma Ayşegül. - Kadınları da ezenlerin sadece erkekler olduğu sanılır. Halbuki kadınları kadınlar da eziyor. Şunu unutma ! Zalimin dişisi erkeği olmaz. Zalim zalimdir. - Ben ömür boyu ağlayacağımı bilsem, onun karısını ağlatmam.
12.00 ₺ -
İnsanlar da Kayar
Galaksi içinde bir yıldız Dünya'mız. Kimimiz çok kalabalık. Kimimiz yapayalnız! Kimimiz jetle gideriz. Gideceğimiz yere Kimimiz söker atarız beynimizi. Çakılı veririz yere! Ağlarız, güleriz ömür an gibi geçiverir. Kimimiz gül diker, Kimimiz biçiverir! Öylesine dönüp durur bu alem böyle İçinde yükselme imkanı varken Neden alçalıyorsun söyle?
5.67 ₺ -
İmamın Manken Kızı
Ahşap evin üzerindeki kar eridikçe içeriye sular damlamış, her taraf ıslanmıştı. Evin genç kızı Fatma, eline aldığı kapları akan yerlere yerleştirirken isyan ediyordu. - Bıktım artık, bıktım. Beni duyuyor musun anne! Söyle şu kocana bizi doğru dürüst bir eve taşısın. Fatma kin ve nefretle isyanına devam ediyordu. - Zaten evimizden iyice utanır oldum. Arkadaşlarımı bile davet edemiyorum. - Kızım, evladım, şükret halimize, bunu bulamayanlar da var. Baban birazda gelir. Sanıyorum son rekatı kıldırıyor. Sesin neredeyse camiden duyulacak. Biraz yavaş konuş.Sesin neredeyse camiden duyulacak. Biraz yavaş konuş.
12.00 ₺ -
İdamlık Genç
Bayrampaşa Cezaevindeyim. “Yeni mahkûm geldi.” dediler. Baktım hüzünlü bir kadın. Cezaevine giriş anında bazı mahkûmlarda görünen şoke olmuş hali sergiliyor. Yanına gittim, birileri daha vardı. “Hoş geldiniz.” filan diyorum ama cevap vermiyor. Sonra Arap olduğunu bizi anlamadığını söyledi. Komşu bir devletten gelmiş. Ona sahte pasaport vermişler. Burda yakalanınca hemen onu hapsetmişler. Arap kadınla samimiyetimiz arttı. Bana 1949 yılında babasının yaşadığı ilginç ama çok ilginç olayı ve hayatını anlattı. İnanılmaz, “Abartı” denilir diye roman yapmakla yapmamak arasında gidip geldim. Cezaevinden çıktıktan sonra öyle insanla karşılaştım ki. O insanlar bana âdeta romanı yaz, dediler. Mektup Dergisi’nde yazdığım bir yazıdan dolayı mahkemem devam ediyordu. Mutlaka ceza alacağım söyleniyordu. Bir candan okuyucum ısrarla suçu üzerine almak istediğini söylüyordu. Benim için ölüme bile seve seve gidebilecek sevgisi vardı ve bir dalkavuk sevgisi değildi bu. Başka olaylarda yaşadım. İnsanların fedakarlıklarını gördüm. Maddi manevi her türlü imkanlarıyla yanımda olanları gördüm. İşte o zaman dedim ki “Bu Roman yazılmayı haketti. Abartı değil, azda olsa bu romandaki insanlar gibi insanlar var. Gözlerim buna şahit oldu.” Romanı yazmaya başladım. Güzelde bir kurgu yakalamıştım. Cezaevinde kışın gece yarısı beni uyandırıp “Ne olur Emine Hanfendiciğim canım dondurma istiyor, sizden rica etsem dondurma getirtebilir misiniz?” diyen sosyeteden bir bayan mahkûm vardı, onu da erkek olarak ilave ettim hikayeye. Gece yarısı romanı yazıyorum başlangıcı beni öyle çok güldürüyordu ki, gülme krizine tutuldum. Kimi okuyucunun hiç gülmediği bu aşırı şişman mahkumun halleri beni ve okuyucumun çoğunu çok güldürdü. Onu anlatıyordum. İdamlık gencin birinci bölümünü yazarken, gece yarısı beni gülme krizi tuttu. Bir de baktım eşim kafasını uzatmış, rengi bembeyaz olmuş bana bakıyor. “Ne oluyorsun? Gecenin bu saatinde neden gülüyorsun.” şeklinde soru sordu. Ben de “kitabın konusu beni çok güldürüyor.” dedim. İdamlık Genç’in son bölümüne geldim. Bu defa çok ağlıyordum. Eşim yine gördü beni; “Allah Allah bu nasıl roman ya. Önce gülüyordun şimdi ağlıyorsun. Bitir şunu da okuyayım.” dedi. İşte böyle bir roman İdamlık Genç.
15.75 ₺ -
Hristiyan Gülü
Emine Şenlikoğlu Hıristiyan Gülü adlı eserinde diğer dinlerin erdemlerini vurgular: "Öteki dinin mensuplarıyla amca çocuklarıyız birbirimizi kendi dinimize davet edebiliriz; fakat davete icabet yoksa, birbirimizi olduğu gibi kabul etmek zorundayız"diyor Yazar eserde ayrıca Yahova şahitleri ve çalışmaları da tanıtılıyor Toplumumuzda inanç sorunları yaşayan gençliğin ruhsal durumu da gündeme getiriliyor.
12.00 ₺ -
Geri Tepen Kurşunlar
İlhan Arsel’in yazdığı yalan iftira, seviyesizlikle, Müslümanları, en önemlisi Allah Resulü (elçisi) Hz. Muhammed’i küçümseyen o aşağılık kitabı beni deliye çevirmişti. Onun kitabındaki yalanları hurafeleri ortaya çıkaran bir kitap yazacaktım fakat “Savunmaya geçmiş olursun, muhatap olma.” dediler. Pek katılmasamda acele etmedim. Cenk Koray bir kitap yazmıştı. O kitapta muhteşem güzelliklerle aşırı reformist yazılar atbaşı koşuyorlardı. Sonra da “Allah’ın dinini kimse değiştiremez.” diyordu aynı kitapta. Televizyonda hakkımda konuştu, aslında bana söylüyordu fakat söyledikleri bana değil dinimize gidiyordu. Cenk Koray Bey bir de Kur’ân tefsirine başlamıştı. Bunu duymak beni hepten Karadeniz damarıma götürdü. Çok sinirlendim. Aslında şimdi anlıyorum ki o kadar sinirlenmemeliymişim. İnsan aşırı sinirlenmeden de tepkisini gösterebilir. Tepki söz ise olursa söz ile olur cevabı, kalem ile olursa kalemle, silah ile olursa... Cenk Koray kalemle yanlış yapmıştı ben de ona kalemle cevap vermeliydim. Çıktımı ortaya Bangladeşli Teslime Nesrin. O dönemlerde İslâm düşmanlarının biricik sakızı, biricik İslâm aleyhinde kaynakları, biricik dayanakları durumuna gelmişti. İslâm’ı hiç bilmeyen Teslime İslâm’ı çok iyi biliyormuşta... Çokta iyi müslümanmışda bir zamanlar, sonra İslâm’ı kendi yaşam biçimine uygun bulmamış. Gerçi bu yarısı Arapça yarısı Türkçe olan keferece sözü uyduruk oldu ama boşverin hemen tutacak değil ya, bir kelimede ben uydurayım. Haa, söylemeyi unutuyordum, bu Teslime hanım bizim yerli Ebu Lehebler’den bir ilgi gördü bir ilgi gördü ki; görseniz şaşardınız. (O dönemde çocuk veya doğmamış olanlar hatırlamazlar diye bu ibareyi kullandım.) Gerçekten, görseniz şaşardınız. Kadın adeta kefereler kraliçesi seçildi. Elde Teslime dilde Teslime vardı. Hep İslâm’ın aleyhine “güzel” bir malzeme olduğu için ilgi görüyordu. Elinoğlu, onu kullanıyordu ama o bunun farkında değildi. Gökteki yıldızların birisini kendi sanır hale getirilmişti. Duygu Asena İslâm’ın (i) sini kullanmıyordu ama yazdıkları İslâm’a daima aykırı şeylerdi. İlla bir yerlerden konu gelir İslâm’ın yasağı, indirek yoldan eleştirilirdi. Bir gün oturup düşündüm ne yapayım diye. İlhan Ersel’in İslâm’a hakaret dolu kitabından dolaylı tazminat davası açsam kesin kez kazanırım bunu biliyorum. Bin kişi dava açsa bini de tazminat alır. Bir yürekli kızımız almıştı ama benim mahkemeler de uğraşacak zamanım yok. Olsa dava açar, aldığım parayı da fakir dullarla, fakir yetimlere veya bazı kurumlara dağıtırdım. İhtiyacım varsa kendimde kullanırdım tabiî. Dava açamadım. Geriye kalıyor bir yol, onun hakkında bir şeyler yazmak. Bu arada hemen söyleyeyim. Teslime Nesrin’e bilmeyerek bir haksızlık yaptım, en son baskıda onu düzelttim. Sonra mı? Sonra Geri Tepen Kurşunlar’ı yazdım. Benim istediğim gibi çok hızlı gitmedi. Ama ben, üzerime düşen vazifeyi yaptım bu psikolojisiyle rahat bir nefes aldım. Kişilerin isimleri silinse bile kitaptaki konular her zaman gündemde var olanlardır.
14.25 ₺ -
Gençliğin İmanını Sorularla Çaldılar
Yüzlerce soruya yüzlerce cevap verdik. Ve dedik ki, "Nedenler niçinler nedendir bilinmez. Bir şeyi inkar için "yok" diyebilmek yetmez"
18.75 ₺ -
Burası Cezaevi
Burası cezaevi toplatılınca, ceza evinde yazmadığım konular vardı. Toplatılan kitabımın anısına Burası da Cezaevi’ni yazdım. Allah’ın lütfu olsa gerek, okuyanlar “Bu kitap Burası Cezaevi’nden daha güzel olmuş” diyorlar. Çünkü burası da cezaevi’nde dışarıdan da önemli konular var. Kendimden bir tiyo vereyim size. Haksızlığa uğradığım zaman bana acaip bir güç kuvvet geliyor. Dağları delebilcek güçte görüyorum kendimi. Ne? Megolamanca bir söz mü dediniz? Evet, bazen mogolamanca sözler ederim. Fakat burnum havalara Allah’ın izniyle kalkmaz korkmay...
14.25 ₺ -
Çin İşkencesi
İnsanın insana reva gördüğü zulumlerin uzakdoğu kaynaklısını bize gösteren; bilinmeyen Türkistan gerçeğini bir kez daha gündeme getiren bir eser. Çin zindanlarında işgence gören buna rağmen direnerek özgürlüğe kavuşmaya muaffak olan binlerce mahkumdan birinin hayatı. Eserin kahramanı Kaan sorgular adaleti: İslam''da adaletin tanımı hak edene hakkını vermek... İslam sisteminin temelinde bu vardır ve adaleti yasalarda önce kalplere işler. Buna rağmen İslam''ın hakim olduğu sistemlerde bile az da olsa, adaletsizler çıkar elbette ve bunlar yasalardaki adaleti uygulamayabilir. Ancak bu durumda, kalplerine adalet duygusu yerleştirmemişler, yerleştirememeşlerdir. O yüzden de konünizm ve öteki izmlerde hakkını alabilen insana fazla rastlanmaz.um
14.25 ₺ -
Biz Bu Vatanın Nesi Oluyoruz
Elinizdeki bu kitap, güzellikleriyle, hatasıyla kısmen cezavinde kaleme aldığım yazılardan oluşuyor. Biliyorsunuz, Allah (c.c.) biri lütfuydu, cezaevinde yedi kitap yazmıştım. Bunlardan biri de, bu kitaptı. Yani, bizi bu devlet hangi kategoriye koyuyor; turist mi? Vatandaş mı? Yerimizi bilelim şeklindeydi. Bir avukat arkadaşıma kita okuttum, "Sen bu kitapla yanarsın" dedi. Bilerek cezaevire girmenin caiz olmadığını bildiğim içinmecburen biraz çıkartmalar yaptım.
7.29 ₺ -
Ben Kimin Kurbanıyım
Hülya Tekel diyor ki; "Yıllardir sorduuum durdum. Ben kimin kurbanıyım?" diye. Benim hayatımı okuyan değerli kardeşlerin, inşaallah siz kimin kurbanı olduğumu hemen anlar ve benim hayatımı nesillere ibret belgesi olarak sunarsınız.
14.25 ₺ -
Resimli Osmanlı Tarihi
Asırları şereflendiren bir tarihimiz var. Büyük cihan imparatorlukları kurmuş, dünyaya yüzyıllarca hükmetmiş bir milletin çocuklarıyız. Üstelik bu hükmediş, adalet, şefkat ve medeniyet esasları üzerine kurulmuş. Atalarımız gittikleri her yere inancın, medeniyetin ve insanlığın ışıklarını götürmüşler. İlahi ve yüce değerlerden ilham alarak dünyayı aydınlatmışlar. Osmanlı, sınırları bugünkü Anadolu'ya sığmayıp, Orta Avrupa'dan bütün Akdeniz kıyılarına ve Asya içlerine kadar uzanan bir imparatorluktu. Ve Osmanlı ulvi bir idealin, yüce bir misyonun, ihtişamlı bir medeniyetin sahibi olarak, tarihinin derinliklerine kök salmış bir çınar gibi, altı asır süren bereketli bir ömür yaşamıştı. Bu eserde, bu muhteşem abideyi fetihten fethe koşarak cihan devleti yapan 36 padişah anlatılıyor. "Resimli Osmanlı Tarihi", gençlerimize Osmanlı tarihini doğru ve samimi bir şekilde öğretecek bir kaynak olması düşüncesiyle, yıllar süren titiz çalışmalar neticesinde hazırlandı. Gerek muhtevası gerek teknik özellikleriyle, kütüphanelerin baş köşesinde muhafaza edilip her an başvurulacak bir "temel eser" olarak gençlerimize tarihi sevdirerek öğretecektir.
420.00 ₺ -
Türkçe-Arapça / Arapça-Türkçe Cep Sözlüğü
Şamua kağıda özel baskıyla içerisinde aradığınız bütün kelimelerin türkçe-arapça,arapça-türkçe karşılıklarını bulabileceğiniz bir sözlüktür.
58.50 ₺ -
Dünyada İslam'a Koşanlar
Son ve gerçek İlahi kitap Kur'an, Müslümanın elindedir. ... Bozulmuş İncil'le insanlık artık tatmin olmamaktadır. Hayatıyla insanlığa en güzel ve üstün yaşama modelini sunmuş olan Resulullah Onun peygamberidir. ... Bu üstünlüklerini onlara son derece muhtaç olan insanlığa duyurmalı, anlatmalı, açıklamalı ve hayatıyla da bizzat bilfiil göstermelidir. Bu olduğu taktirde yine umulur ki, "Avrupai bir devlet doğurmuş olan Osmanlı'ya mukabil, İslami bir devlet doğuracak Avrupa" gerçekleşebilir. ... Burada kendilerinden bahsedilen bir demet Batılı aydın bu gelecekten bir şulecik gibi parıldamaktadır. Dileğimiz ve duamız bu şuleciğin bütün dünyayı kaplayan ve sımsıcak saran bir İslam nuruna dönüşmesidir.
8.40 ₺ -
Kadın Psikolojisi
* Psikolojik farklılıkların analizi * Kadın erkek ilişkileri * Kadınlara has ruhsal sorunlar * Kadınlarda görülen başlıca kişilik tipleri * Kadınlar neden daha çok konuşurlar? * Modernizmin dayattığı cinsiyet kimlikleri * Kadının sömürülmesi * Kadının ideal erkek tipi * Sorunla baş edebilme açısından kadın erkek farkı * Kadındaki beğenilme duygusu * Ev hanımlığı bir kabus mu? * Şiddet uygulanan kadında görülen rahatsızlıklar * Evliliğin belkemiği "biz" duygusu * Modern dünyanın poligamisi: Çok ilişkili evlilikler * Feminizmin evlilik üzerindeki etkileri * Terkedilme korkusu * Aşkta kadın erkek farkı * Annelik psikolojisi * Biyolojiden inanca kadın * Kadına ve erkeğe mizahi bir bakış
185.00 ₺ -
Yalnızlık Psikolojisi
Yalnızlık modern dünyanın hastalığı, bir salgın hastalık. Millet olarak son yıllarda modern dünya ile yoğun temasımız yüzünden bu hastalık ülkemizde de sık sık görülmeye başlandı. Elinizdeki eserde, yalnızlık olumlu ve olumsuz taraflarıyla, duygu dünyamıza kattığı zenginlikler ve huzursuzluklarla daha önce hiç yapılmamış bir derinlikle inceleniyor. Liderlerin, genç kızların, manevi önderlerin, sapkınların, insanların ve milletlerin, fakir ve yaşlıların, mütevazıların ve kibirlilerin yalnızlığı ve daha başka türden yalnızlıkların incelendiği bu kitapla yalnızlığı sadece doğru tanımış olmakla kalmayacak, yalnızlığı aşmak için yapılması gerekenlere dair pratik bir rehber de bulacaksınız.
98.00 ₺