-
Hayalleri Sevmeyen Kral
Masalın Teması: Hayal kurmanın önemi, hayalleri gerçekleştirme kararlılığı. Çocuklara Kazandıracağı Kavramlar: Hayal-gerçek, tutsak-özgür, üzüntü-sevinç, büyük-küçük ÇOKLU ZEKÂ KURAMINA GÖRE ÇOCUKLARDA GELİŞTİRDİĞİ ZEKÂ ALANLARI Kişisel (İçsel) Zekâ: Masalın başkahramanı olan Ahmet, kişisel -içsel- zekâsı gelişmiş örnek bir bireydir. Kararlılığı ve hayal kurmaktan vazgeçmemesi bunun kanıtıdır. Masal böyle bir örnek sunarak kişisel içsel zekânın gelişimini destekler. Kişiler rası (Sosyal) Zekâ: Toplumsal enerjiyi, hayaller ve bunları gerçekleştirme azmi açığa çıkarır. Masalın teması bu görüşü destekler. Masal bu yönüyle kişiler arası -sosyal- zekânın gelişimine katkı sağlar. Sözel (Dilsel) Zekâ: Masalın kazandırdığı kavramlar, kelimeler, duygu ifadeleri, sözel -dilsel- zekânın gelişimine katkıda bulunmaktadır. Görsel ve mekansal Zekâ: Masaldaki resimler ve mekan tasvirleri bu zekâyı desteklemektedir. Doğa Zekası (Varoluşcu Zekâ) : Masalın olay örüntüsünün doğada geçmesi, masalda doğayla ilgili terimlerin ve olayların açıklanması, doğa zekâsının gelişimine katkıda bulunmaktadır. Çoklu zekâ kuramına göre 1000 çocuk üzerinde sınanarak 4-8 yaş grubu için Çocuk Gelişim Uzmanı Nurşen Şirin tarafından hazırlanmıştır.
45.00 ₺ -
Gül Anne
Masalın Teması: Emaneti koruma, yardımseverlik, vefa. Çocuklara Kazandıracağı Kavramlar: Mutlu-mutsuz, sayı kavramı, Neşeli-hüzünlü, büyük-küçük, altında-üstünde, iyilik-kötülük, sabah-akşam, şimdi-sonra. ÇOKLU ZEKÂ KURAMINA GÖRE ÇOCUKLARDA GELİŞTİRDİĞİ ZEKÂ ALANLARI: Kişisel (İçsel ) Zekâ: Kişilik gelişiminde, emaneti titizlikle muhafaza etme bilinci ve vefa duygusu, kazanılması gereken önemli özelliklerdir. Masalın temasında bu özellikler vurgulanmaktadır. Bu bakımdan masal, kişisel -içsl- zekâyı destekler. Kişiler Arası (Sosyal) Zekâ: Toplumsal hayatın sağlıklı olarak ilerlemesinde, bireylerin birbirlerine güven duymaları ve gerektiğinde birbirlerinin sorumluluklarını paylaşabilmeleri, çok önemlidir. Masalda küçük bir sosyal ilişkinin kurgulanmış olması ve bu ilişkide özellikle yapılan fedakârlıkların vurgulanması kişiler arası -sosyal- zekâyı destekler. Sözel (Dilsel ) Zekâ: Masalın kazandırdığı kavramlar, kelimeler, duygu ifadeleri, sözel ve dilsel zekânın gelişimine katkıda bulunmaktadır. Doğa Zekâsı (Varoluşçu Zekâ): Masaldaki olay örüntüsü doğayı tanıtıcı, doğanın işleyiş kurallarına dikkat çekici niteliktedir. Masal, bu özellikleriyle doğa zekâsını geliştirir. Görsel (Mekânsal) Zekâ: Masalın resimleri ve masaldaki tasvirler bu zekâyı desteklemektedir. Çoklu zekâ kuramına göre 1000 çocuk üzerinde sınanarak 4-8 yaş grubu için Çocuk Gelişim Uzmanı Nurşen Şirin tarafından hazırlanmıştır.
45.00 ₺ -
Fokun Yavrusu
Masalın Teması: Yardımlaşma ve dayanışma. Çocuklara Kazandıracağı Kavramlar: Sayı kavramı (1-5), erken-geç, büyük-küçük, güçlü-güçsüz, temiz-kirli. ÇOKLU ZEKÂ KURAMINA GÖRE ÇOCUKLARDA GELİŞTİRDİĞİ ZEKÂ ALANLARI Kişisel (İçsel) Zekâ: Masal, karşılık beklemeksizin yardımsever olmayı, çocuklara kazandırmayı amaçladığı için kişisel ve içsel zekâyı desteklemektedir. Kişiler Arası (Sosyal) Zekâ: Toplumsal yaşamın sağlıklı olarak devam edebilmesi için güçlünün güçsüze, imkânı olann imkânı olmayana yardım etmesi gerekir. Masal, tema olarak bu fikri desteklemektedir. Bu yönüyle çocuklarda kişiler arası (sosyal) zekânın gelişimine katkı sağlar. Doğa Zekâsı (Varoluşcu Zekâ ): Masalın doğada geçmesi ve doğa ile ilgili birçok kavramı açıklaması doğa zekâsını geliştirir. Sözel (Dilsel) Zekâ: Masalda geçen kelimeler ve deyimler çocuğun kelime dağarcığını ve dile hâkimiyetini geliştirerek sözel zekâsını desteklemektedir. Sayısal( Matematiksel) Zekâ: Hikâyede geçen sayı sıfatları (bir gün, iki gün, üç gün; on ay vs…) ve sıralı kavramlar (önce, sonra, erken geç vs…) bu zekânın gelişimine katkıda bulunmaktadır. Görsel (Mekânsal) Zekâ: Resimlerin görselliği desteklemesi, masalın geçtiği mekânlar (deniz dibi, yeryüzü) bu zekâyı desteklemektedir. Çoklu zekâ kuramına göre 1000 çocuk üzerinde sınanarak 4-8 yaş grubu için Çocuk Gelişim Uzmanı Nurşen Şirin tarafından hazırlanmıştır.
45.00 ₺ -
Bulutsu Görevlerim
Masalın teması: Sorumluluk bilinci. Çocuklara kazandıracağı kavramlar: Büyük-küçük, sıcak-soğuk, yüksek-alçak, mutlu-mutsuz, renkli-renksiz. ÇOKLU ZEKÂ KURAMINA GÖRE ÇOCUKLARDA GELİŞTİRDİĞİ ZEKÂ ALANLARI Kişisel (İçsel) Zekâ: Masalın ana teması olan sorumluluk bilinci, kişisel gelişim ve yeterlilikte büyük önem arz eder. Masalda verilmeye çalışılan bu tema, çocukların kişisel içsel zekâlarını destekler niteliktedir. Kişiler Arası (Sosyal) Zekâ: Sosyal hayatın vazgeçilmez dinmiklerinden olan sorumluluklarını yerine getirme, dayanışma ve yardımlaşma, kişinin sosyal hayattaki başarısını desteklemekte ve geliştirmektedir. “Bulutsu Görevlerim” masal kurgusu içinde bu davranış biçimlerini çocuklara kazandırmayı hedeflemekte bu yönüyle onların sosyal zekâsını güçlendirmektedir. Sözel ve dilsel zekâ: Masalın kazandırdığı kavramlar, kelimeler, duygu ifadeleri, sözel ve dilsel zekânın gelişimine katkıda bulunmaktadır. Doğa zekâsı (Varoluşçu Zekâ): Masal; yağmurun oluşumu, toprağın, suyun ve rüzgârın görevleri gibi tabiat olaylarını izah ederek doğa zekâsını desteklemektedir. Görsel (mekânsal) zekâ: Resimlerdeki renkler ve öğeler, masalda yapılan tabiata ait tasvirler, görsel mekânsal zekânın gelişmesine katkı sağlamaktadır. Müziksel ve ritimsel zekâ: Masal, kurgusu içinde doğa olaylarındaki ritme yer vererek, (Fırtınanın “vuv vuuv” diye esmesi yağmur tanelerinin “tıp tıp” diye düşmesi vb…) müziksel ve ritimsel zekâyı geliştirmektedir. Çoklu zekâ kuramına göre 1000 çocuk üzerinde sınanarak 4-8 yaş grubu için Çocuk Gelişim Uzmanı Nurşen Şirin tarafından hazırlanmıştır.
45.00 ₺ -
Bozgunda Fetih Rüyası
Balkan Harbi, İttihat ve Terakki diktatoryası, Babıâlî Baskını, suikastlar, Birinci Dünya Harbi, dağılan koca bir imparatorluk, Mondros Mütarekesi ve Anadolu'da başlatılan Millî Mücadele... İnanlımız bir hızla cereyan eden ve millet olarak kaderimizi derinden etkileyen bu trajik olaylar ve büyük acılar ortasında, yeni edebî iddialar ve kırık dökük şiirlerle Paris'ten henüz dönmüş Üsküplü genç bir şairin kendini gerçekleştirme çabası... Bozgunda Fetih Rüyası'nda, şair ve fikir adamı olarak kişiliği yakın tarihimizin bu en zor yılında, 1912-1922 yılları arasında belirginleşen Yahya Kemal'in hayatı ve şiir dünyasının oluşumu Açık Deniz şiiri ekseninde bir roman gibi kurgulanarak anlatılıyor.
273.75 ₺ -
Kuğunun Son Şarkısı
Hüsn ü Aşk, kuğunun, yani medeniyetimizin son güzel sarkışıydı. Gâlib bu şarkıyı Sultan III. Selim, Hattat Mustafa Rakım ve Dede Efendi'yie birlikte söyledi ve sustu. Söz artık "Nasıl bu taze maârifle eskiler âlayim" diyenlerdeydi. Ancak, beş yüz yıllık birikimiyle karşılarında bir heyula gibi duran ve inanılmaz zenginliklere sahip . olan divan şiiri, Galibin getirip bıraktığı parıltılı noktada hâlâ gözleri kamaştırıyordu. Bu şiirin asla ölmeyen bir tarafı vardı; şiirimizin damarlarında bir usare gibi, Tanzimat şairlerinin pek farkına varamadıkları bir akışkanlıkla, fırsat bulur bulmaz yepyeni bir hayatiyetle gün ışığına çıkmak üzere dolaşıyordu. Bu saf şiir usaresi Şeyh Gâlib şiirinin imbiğinde damıtılmıştı.
113.15 ₺ -
Ömrüm Benim Bir Ateşti
Ahmet Hâşim, ne yazık ki, uzun zamandır, dil bakımından yeni nesillerin ulaşamayacakları bir yerde duruyor. Bugünkü haline bakınca, Türkçe’nin bir zamanlar Bâki’leri, Şeyh Galib’leri, Ahmet Hâşim’leri, Yahya Kemal’leri, Necip Fazıl’ları yetiştirmiş olduğuna inanmak çok zordur. Onlar sanki başka bir dilin, başka bir kültürün şairleri. Başka bir kültürün dedim; çünkü yeni nesillerin, sadece edebiyatımızın geçmişi ile değil, dil ve edebiyat vasıtasıyla bugüne aktarılması gereken kültürle de irtibatı kopmuştur. Eserlerini otuz, kırk, bilemediniz elli yıl önce vermiş şairlerin dilini anlamayan başka bir toplum, dünyanın ne geçmişinde vardır, ne de bugününde. Başka milletler, Ahmet Hâşim gibi şairlerinin geride bıraktıkları her şeyi büyük bir titizlikle muhafaza ediyor, evlerini geride bıraktıkları her şeyi büyük bir titizlikle muhafaza ediyor, evlerini müze haline getiriyor ve haklarında her yıl beş on kitap neşrediyorlar. Bizse onların dillerini hızla eskitiyor, ucuz mizahi romanlarda ve filmlerde alay konusu haline getiriyoruz. Halbuki Ahmet Hâşim ve onun cinsinden şairler, tek başlarına bir insanın hayatını zenginleştirebilirler; hatta sadece Hâşim’i okuyarak dünyaya herkesten farklı bakmak mümkündür.
167.90 ₺ -
Büyük Ağa Tarık Buğra
Tarık Buğra, bu toprağa ve bu toprağın değerlerine yürekten bağlı, dönüp dönüp yeniden okunması gereken ve her okunuşta yeni bir derinliği keşfedilen yazarlardandır. Sanat anlayışının, dilinin ve üslûbunun farklılığı dolayısıyla ister istemez kendi neslinden koparak modaların dışında bir yazarlık macerası yaşayan Tarık Buğra, asında yalnız bir adamdı, fakat yalnızlığını bereketli bir kaynak haline getirebilmişti. Beşir Ayvazoğlu, elinizdeki kitapta onun bu yazarlık ve yalnızlık macerasını anlatıyor. Tarık Buğra’yı sevenlere, kuru bir biyografik metin değil, roman gibi sürükleyici bir kitap sunuyor.
135.05 ₺ -
Gözlerinizden Korkuyorum
Ferhunde Hacizade; yazar, anlatıcı ve karakter (Mânâ) arasındaki çekişme ve çelişmelerin rivayetiyle modern bir öykünün yazılışını anlatmakta: Kaçar İmparatoru Ağa Muhammede Han, iğdiş edildiği Kirman kentine bu kez kral olarak geldiğinde, halkın gözlerini oyarak bir tepe , ki yüzyıllar sonra bir tam güneş tutulmasının dünyada en iyi gözlemlendiği yerdir. Bir kadın, güneşin tam tutulacağı o gün kedi öyküsü içinde o yıllarda gezinmekte ve oyulan gözler arasında bir kez daha çıkmaktadır o tepeye. Şubat Devrimi sonrasında devrimi ele geçirip yenilgiye uğratanların yazılmamış satırlarla anlatılan sessiz öyküsüdür bu; kadın olmanın çılğınlığı ve çıldırmış bir kadının hazin çırpınışı.
116.80 ₺ -
Şey
Henüz üzümün yaratılmadığı bir zamandan, aslında tek bir andan ibaret olan bir zamanın içinden, hiçbir şarapta izi ve gölgesi olmayan ama herkesin şarap denince onu andığı bir ömrün, tarihin, coğrafyanın içinden anlatıyor ve olanı biteni bize Hayyam. İlimde ve şiirde, yıldızlarda ve kelimelerde ararken hakikati, anlamıştı ki, kendini tümüyle aradan kaldırdığı an artık hiçbir şeyin anlamı kalmayacaktı, şeylerin kendi başına bir anlam ifade etmediğini anladığı an işte o andı. Hasan ve Nizam, siyasetin ve iktidar kavgasının ayrı düşürdüğü o iki kadim dost ölmüş ve Hayyam çoktan ahirete göçmüştü. Ve aradan yedi asır geçti; Sadık Yalsızuçanlar, Hayyam'a dil oldu, gönül oldu, ses verdi, bir rivayetin aslını hakikatin sırrınca, şiirin veznince, ilmin aklınca anlattı: 'Hiçbir yürek yoktur ki, senin ayrılığınla kanlar içinde olmasın.'
91.25 ₺ -
Helya
“Aşk aniden oluverir ve haz yinelenir.” Gün gelir, aşkın öyküsü yazılır; gün gelir, öykü aşkla yazılır, ama gün gelir, sözcükler aşkın kendisi olur. İşte o gün sözler, aşkın coşkusuyla öykünün yapısal kaygılarından uzaklaşarak alıp başını gider. Romantik coşkularla dolu bu uzun öykü bu nedenle çok eleştirilmiş ama Farsçada on sekiz baskı yapmıştır. Sözcüklerin mistik bir toprağa serpilişi, masum bir aşkın, aşkın masumiyetinin sürgün verişinin öyküsüdür Helya! Yıllar öncesinde kalmış bir anının şimdi elle tutulurcasına canlı yaşanışı, geçmişle şimdi arasında gidiş gelişler, geçen zamanda yitirilen ve artık geri gelmeyecek olanlar, yangın yemiş anızlar gibi bir hasretin monologları ve son sayfasında okuru asla terk etmeyecek bir buruk tat. Helya’nın kim olduğunu, ne olduğunu bilmeyeceksiniz belki ama bu adı asla unutamayacaksınız.
98.55 ₺ -
Gizli Rol
Füzeleirn, bombaların yağdığı Tahran´ın sıradan insanların yaşadığı sıradan bir sokağında işlenen sıradan bir cinayetler başlıyor öykü. Maktülünoğlu olan ve katilin idam edilmesi için mücadele eden anlatıcı, gerçekle düş arasında gittikçe belirsizleşen bir sınırda kendi geçmişine yaptığı yolculuğu ve bu yolculukta keşfettiği, hem babasının sevgilisi hem de katilin eski karısı olan bir kadının da öyküsünü anlatmaktadır. Geçmişin insanların hayatında yarattığı değişimden ve bu değişimin gelecekteki başka hayatlarda oynadığı rolden, belki de aslında hepimizin üstlendiği bir gizli rolden, belki de aslında hepimizin üstlendiği bir gizli rolden söz etmektedir. Çağdaş İran romanın usta romancısı Muhammed Muhammedali, devrim´e ve yıllar süren o İran-Irak savaşına tanıklık etmiş insanların ayakta kalmaya çalıştığı kaygan zemini ve olan biten karşısında içine düştükleri zihinsel karmaşayı, kesinliklerden uzak, gerçeği sorgulayan, kuşkuyu hiç elden bırakmayan bir dille anlatmakta.
127.75 ₺ -
Şehirleri Süsleyen Yolcu
"Sanat, insan ile Allah arasında bir gizdir" diyor Sadık Yalsızuçanlar. Karanlığın ortasında başlayan yolculuğunda karşılaştığı ışıltılı hakikatin göz kamaştıran güzelliğini anlatma tutkusu kalemini asla terk etmedi. Şark edebiyatının alegorik tahkiye geleneği ile modern öykünün yenilikçi tekniklerini tasavvuf irfanında buluşturan imgesel ve açık uçlu metinler yazdı hep. Bu öyküler, hem bir sufinin hayatın sırlarını keşfeden mesellerini dinletiyor, hem de dünyaya çevrilmiş bir objektifin sanki bir sinema perdesine düşürdüğü rengârenk imgelerini seyrettiriyor okuruna. Onun yazdıklarını okumak dönüşü olmayan bir yolculuğa çıkmak, hakikatin peşinde bir yolcu olmaktır. Şehirleri süsleyen yolcu ve Gerçeği inciten papağan bu yolculuğun ilk adımlarıdır.
80.30 ₺ -
Türbanın Yeniden İcadı
Başörtüsü tartışmalarının olumsuz bir sürü anlam yüklenerek yıpratılan “türban” üzerinden sürdürülmesi, bu konudaki çözümsüzlüğün nedeni olmaya devam ediyor. Başörtüsü sorunu çözümlenecekse, türbandan değil başörtüsü sorunu çözümlenecekse, türbandan değil başörtüsünden söz etmek gerekecek. Ben ikame bir isim olan “türban”ın yaygın bir şekilde kullanımının sorunun çözümünü zorlaştırdığı kanısındayım. Bu çalışmayla, “türban” konusunda yaşanan ve doğrudan doğruya insanların kişisel gelişim süreçlerini etkileyen kavram kargaşasına bir parça da olsa açıklık getirmeyi umuyor, diliyorum. Türban yasaklarının bugün olduğu gibi neredeyse otuz sene önce de “otuz yıl önce türban yoktu, o zaman Müslüman değil miydik?” şeklinde bir soruyla savunuluyor olduğunu gösteren ifadelere hâlâ rastlanmaktadır. Dileğim, bu sorunun otuz yıl sonra sorulmayacak olmasıdır.
215.35 ₺ -
Oryantalizmi Yeniden Düşünmek
Bu kitap, bir söylem ve kuramsal paradigma olarak Oryantalizmin değeri ve sınırları hakkındaki tartışmalara birkaç cepheden müdahale etmek amacıyla Osmanlı kadınlarının toplumsal ve kültürel taşıyıcılıklarına yönelik disiplinler arası bir yaklaşım geliştirmektedir. Kadın bakış açısı taşıyan kaynaklara odaklanmış olması, Oryantalizmin erkek bakış açısından yazılan tarihlerine karşı mevcut meydan o kumalara yeni bir unsur katmaktadır. Osmanlı kaynaklarının tanıtılması, klasik oryantalizm paradigmasının öteki yüzünü gösteren “yerli” kültürel taşıyıcılığın bir örneğini de sunmaktadır. Bu kaynakların Osmanlı kadınlarına ait olması, bunların toplumsal cinsiyet ve etnisitenin yarattığı farklılıkları taşıyan bir direniş pratiğini dillendirmelerinden ötürü özel bir önem taşımaktadır. Bu, ne onların Doğululaştırılmış statülerini emperyal ve toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri içinde bir “saflık” damgası sayarak ayrıcalıklı kılmak, ne de toplumsal cinsiyeti homojen ya da durağan bir kategori kabul etmek anlamına gelir. Tersine, bu yazarların farklı etnik ve sınıfsal konumlarına verilen önem, Doğulu ya da Osmanlı (ya da Üçüncü Dünyalı) kadın kategorisine atfedilebilecek olan her türlü tekilliğin altını oyar, böylece de sömürgecilik sonrası çağdaş feminist kuramda ortaya çıkan kimi ortodokslukları engeller. Bu bireylerin dillendirdikleri özgül toplumsal, kültürel ve siyasi-tarihsel durumlar sonucunda ortaya çıkan Batılı kültürel biçimlerin melez yeniden şekillendirilmesine yönelik eleştirel ilgi de buna eklenir.
262.80 ₺ -
Güller Kitabı
Gül, zaman zaman lale ve karanfil gibi zorlu rakiplerle mücadele etmek zorunda kalmışsa da, saltanatını her zaman korumuş, bütün çiçekleri, hatta tabiatı özetleyen bir çiçektir. Aslında her çiçek “gül”dür ve gül, tabiattaki görüntü çokluğunun arkasında var olan gizli birliğe işaret eder. Güller Kitabı’nda Türk kültürünün “çiçek” macerası, bu sebeple “gül” etrafında anlatılmaktadır. Sadece çiçek macerası mı? Göçebelik devirlerimizden bugüne kadar çiçekler etrafında geliştirdiğimiz incelikli kültür, derin duyarlık, tabiata farklı bakışımız ve bu bakış tarzındaki değişmeler de Güller Kitabı’nın başlıca konuları arasında yer alıyor.
164.25 ₺ -
Azizenin Son Günü
Sadece küçeler bilirdi bazı soruların cevaplarını; Gizli bahçelere açılan dar, sessiz, serin loş küçeler. Hikayenin has kalemi Cihan Aktaş, zamanın solgun aynasına düşen hayatların dokusuna sinmiş güçlü bir mekan duygusunu sımsıkı tutunulmuş ülkelerin, sokakların, odaların, kalelerin diliyle anlatıyor bu kitabında. İnsan ve zaman terk etse de mekanları sevda türkülerinin bilge sesinin susmayacağını, tarihi yazan hiçbir gücün hiçbir zaman ve mekanda insanın hayata olan inancını, sevdalara bağlanan kalbini, kedere ve hasrete kardeş direncini yıkamayacağını söylüyor her hikayede. Gün olur bir insanın kaderi bir ülkenin kaderiyle birleşir, gün olur bir hasretin ateşi bir türkünün avazına düşer, ama sevda sürüyorsa umut hep var demektir, sıla varsa yalnızlık hep umutsuz değildir.
73.00 ₺ -
1924 Bir Fotoğrafın Uzun Hikayesi
Abdülhak Hâmid, Mehmed Âkif, Süleyman Nazif, Cenab Şahabeddin, Sami Paşazâde Sezai ve Midhat Cemal Kuntay’ı mevsim çiçekleriyle bezeli mükellef bir yemek masasında gösteren ünlü bir fotoğraf vardır. Bu fotoğrafın âdeta içine girerek davetin verildiği Mısır Apartmanı’nın kapısından 1924 yılına çıkan Beşir Ayvazoğlu, elinizdeki kitapta, Mehmed Âkif’i mekeze alarak, söz konusu davetin sebebini, nerede ve niçin verildiğini, karede yer alan şair ve yazarların birbirleriyle ilişkilerini, o günlerde yaşadıkları dramları, henüz ilân edilmiş olan Cumhuriyet’in hayatlarına nasıl yansıdığını anlatıyor. Karede görünmeseler de, fotoğrafın içine girildiğinde hemen karşılaşılan Faruk Nafiz Çamlıbel, Abbas Halim Paşa ve Fuad Şemsi İnan gibi renkli şahsiyetlerin de yer aldıkları bu kitap, kültür ve edebiyat tarihimizin bazı karanlık noktalarına ışık tutuyor.
178.85 ₺ -
Kırk Ambar
Aşk ve sevgi... Tecellisi gönülde beliren, gönlü muhatap alan duygular... Belki biri diğerinin vasıtası, diğeri ötekinin hedefi. Asıl hedefe giden yolda kâh temrin, kâh oyalanıp aldanma... Aşk ve sevgi... İçinde muhabbet, alâka, yakınlık, dostluk, meveddet, mürüvvet ve daha pek çok insanî hasletlerin gizlendiği dünya... Bazen şefkatin, bazen himayenin, bazen merhametin adı. İlâhî anlamda yalnızca bir hedefe, "Sevgili"ye bakmak, beşerî anlamda ise aynı hedefe birlikte bakmak...İskender Pala, kendine özgü üslubuyla aşkı, hasreti, güzeli, güzelliği, şiiri, şairi, geçmişi ve geleceği, kısacası bizi anlatıyor ve okuyucuyu zaman içinde harmanlanıp demlenmiş hikâyelerle buluşturuyor.
142.35 ₺ -
Kuş Uykusu
Sadece modern öykünün değil geleneksel hikâyenin de sınırlarını zorluyor Yalsızuçanlar. İnsana, hayata ve dünyaya bakarken damıttıklarını zamanın ve mekânın bilindik kalıplarının ötesine taşıyıp sözün özünü sorguluyor. Olan biteni onun gözünden seyreylemek şeylerin biçimi ve özü arasındaki metafizik uyumu her kelimede yeniden keşfetmektedir. Şiir ile masal arasındaki söz vadisinde hakikati mecazlara tutunarak arayan bir gezgindir onun kalemi. Kanatlarının altında kelamı saklayan kuşlar misali yaşar âlemde ve der ki meramını soranlara:"Bizimkisi rüyada rüyasını anlatan naim meseli…"
124.10 ₺ -
Yeni İran Sineması
1990'ların sonlarına gelindiğinde İran sineması gözle görülür bir gelişme kaydederken, içinden geçtiği ciddi dönüşüm de İran'ın kültürel ve sosyal hayatında kapsamlı değişimleri beraberinde getirmiştir. İran sineması, yalnızca özgün bir "ulusal sinema" değil, dünyanın en yenilikçi ve heyecan uyandırıcı sinemalarından biri olarak da ismini duyurmuştur: Bunun neticesinde de uluslararası festivallerde İranlı yönetmenlerin filmlerine duyulan beğeni gitgide artmaktadır. Elinizde tuttuğunuz kitapta,1978-1979 Devrimi'ni takip eden yıllarda İran sinemasının gelişimi, İran kültüründe ve toplumundaki yeri ve gerçek manada bir 'dünya sineması' konumuna gelişi irdelenmektedir. Bir kısmı genel bir bakış açısıyla, geri kalanı da birtakım filmler ve yönetmenler özelinde olmak üzere, her bir makalede İran sinemasına dair önemli konulara değinilmektedir.
186.15 ₺ -
Şinasi
Yunus, Anadolu'daki Türk şiirinin halka mâl olmuş en önemli mimarı, eseri ise yıkılmayan tek mimarîsidir. Onun efsaneleşen hayatı Anadolu insanının gönlüne, Mevlana'ların, Hacı Bektaş Veli'lerin, Hoca Dehhanî'lerin, Şeyyad Hamza'ların çağında parlayan bir yıldız gibi yansır.Yunus, şu Bizim Yunus, şu Aşık Yunus... Güzel Türkçemiz'in bayrak ismi...Bölümler: · Şiirin Efsane Yiğidi: Yunus Emre · Şiirler · Diğer Yunus'ların Şiirleri · Ansiklopedik Lügatçe
69.35 ₺ -
Yunus Emre
Yunus, Anadolu'daki Türk şiirinin halka mâl olmuş en önemli mimarı, eseri ise yıkılmayan tek mimarîsidir. Onun efsaneleşen hayatı Anadolu insanının gönlüne, Mevlana'ların, Hacı Bektaş Veli'lerin, Hoca Dehhanî'lerin, Şeyyad Hamza'ların çağında parlayan bir yıldız gibi yansır.Yunus, şu Bizim Yunus, şu Aşık Yunus... Güzel Türkçemiz'in bayrak ismi... Bölümler: - Şiirin Efsane Yiğidi: Yunus Emre - Şiirler - Diğer Yunus'ların Şiirleri - Ansiklopedik Lügatçe
51.10 ₺ -
Hakikat Ve Hayal
Fuad Zekeriya'nın Çağdaş İslamcı Harekette Hakikat ve Hayal adlı kitabı, Arap ve Müslüman dünyasında İslamcılığın entelektüel, sosyal ve siyasal temelleri ve günümüzdeki tezahürleri üzerine, ilk sayfasından son satırına kadar kalitesini koruyan bir eleştiri. Bu çalışma bizim sosyal ve siyasal düşüncelerimize gerçek bir katkı niteliğinde: Sömürge sonrası Arap dünyasında din ve toplum arasında kurulan karmaşık ilişkiye ve din adına iktidarı ele geçirmek için yarışan yeni sosyal hareketlerin yükselişine daha itinalı bir şekilde yaklaşmamızı sağlıyor. Eski Mısır Devlet Başkanı Enver Sedat'ın suikasta kurban gitmesinden sonraki dönemde ve Müslüman toplumlarda İslami uyanışın önemi hakkında yapılan küresel tartışmaların özellikle İran İslam Devrimi'nin zaferinden sonra iyice kızıştığı bir zamanda yazılan bu kitap, günümüzde İslamcı saflar içinden yükselen farklı seslere, onların teolojik dünya görüşlerine, ideolojik eğilimlerine, çağımızda İslami bir sosyal ve siyasal düzen kurma girişimlerine ışık tutuyor.
142.35 ₺ -
Seyyid Nesimi
Düşdüm ezelde zülfüne dâm olmadın henüz İçdim lebin şarâbını câm olmadın henüz Ben zülfüne ezelde tutuldum ki, henüz tuzak yaratılmamıştı. Yine orada dudaklarının şarâbını içtim ki, henüz kadeh vücut bulmamıştı.
43.80 ₺ -
Ziya Paşa
Ziya Paşa Türk şiirinin ölmezleri ve her zaman kendisine dönülecek şairleri arasındadır. Zaten bugün dilimize ezber ettiğimiz pek çok söze de Paşanın şiirlerinde rastlamamız, onun bu değerini ve gücünü gösterir. Bugüne de seslenen şu anlamlı mısralar ona aittir: Diyâr-ı küfrü gezdim beldeler kâşâneler gördüm Dolaştım mülk-i İslâm'ı bütün vîrâneler gördüm Küfür ülkesini gezdim, orada bayındır şehirler ve saraylar gördüm. İslâm ülkesini dolaştım, bastan basa harap yerler gördüm.
47.45 ₺ -
İslamcılık Bir Hayat Tarzı Eleştirisi
Bu kitapta yer alan yazıların ortak teması, özellikle altmışlı yıllardan itibaren gelişmeye başlayan ve seksenli yıllarda da görünürlük kazanan İslamcılık akımının pratiğini, çoğunlukla entelektüel kadınların tecrübelerinin ortaya koyduğu bir açıdan okuma eğilimidir. Son elli yıl içinde İslam'la ilgili her tezahürün, sorunun ve sorgulamanın adı olan İslamcılık, modern dünyada dinî bir hayat yaşama, bu hayata ilişkin sorular sorma, bu hayat bağlamında karşılaşılacak sorulara cevap verecek bir donanıma sahip olma kaygısının oluşturduğu bir dalganın veya hareketin adıdır. İslamcı aydınların gündeminde olan sahicilik, içtenlik, kendi olmak, kimliğine sahip çıkmak, kimliğini yeniden tanımlamak, daha yavaş ve sade, daha mütevazı ve tabiatın dengelerini gözeten bir hayat kurmak, israftan kaçınmak, hakkaniyet ve adalet... şeklinde uzayıp gidecek olan tartışma ya da okuma başlıkları, İslamcılığın benim bu kitapla "bir hayat tarzı eleştirisi" olarak tanımladığım boyutlarını belirginleştirir. Hayat tarzı, en geniş anlamıyla kişinin karakterini, doğuştan mizacını veya tabiatını ve aynı zamanda kişinin ikinci tabiatı haline gelen davranış alışkanlıklarını gösterir.
164.25 ₺ -
Defterimde Kırk Suret
Eskiler insana 'Küçük Alem' derlermiş. Ne kadar doğru! Her insan ayrı bir aleme açılan bir kapı; o kapıdan içeri girdikten sonra labirentlerinde kaybolmak işten bile değil. Sıradan zannettiğimiz insanların bile uçsuz bucaksız iç dünyaları varsa; bilim, sanat ve hareket adamlarının dünyalarındaki büyüklüğü varın siz hesap edin. Onları derinliğine anlamaya çalışmak, yıldızlar arası yolculuğa çıkmak gibi bir şey olmalı. Ben mi? Ben sadece kapıları korka korka aralayıp 'hoşça baktım', gözlerim kamaştı.
124.10 ₺