-
Karanlıktan Kaçış
Bu kitapta, Kimlik mücadelesinin edebî türdeki yansımaları Türkiye, İran ve Pakistan'dan verilen örneklerle dikkatimize sunulmaktadır. Birinci örnek, "Kaybolan Nesil" başlığıyla, çalışmak için Almanya'ya giden Ali'nin dramı ve ilgisiz kalınan çocukların yurtdışında kayboluşları anlatılmaktadır. İkinci örnekte; İran'lı yazar Mahmud Hakimî üç perdelik piyesinde Kitab-ı Mukaddes ile Kur’ân-ı Kerîm öğretilerinin dramatik mukayesesini çok güzel bir üslupla ortaya koymaktadır. Bu sahne Paris banliyölerinden birinde, küçük bir odada, iki Cezayirli ile kiliseden kovulmuş âmâ bir Fransız genci arasında geçmektedir. Üçüncü örnekte; Pakistanlı hanım yazar Bânu Kudsiye, Müslüman bir gencin İslâmî kimliğini koruma mücadelesini hikâyeleştirmektedir.
112.50 ₺ -
İmam Gazzali’in Mektupları
Bu kitap, İmam Gazzâlî'nin Selçuklu hükümdarlarına, vezirlerine, veliahtlarına ve zamanının münevver insanlarına hitaben yazdığı mektupların toplandığı bir eserdir. Bunlar arasında ünlü Başvezir Hasan B. Ali ile dirayetli bir idareci, zeki bir devlet adamı, mektupların hâmisi ve mektup yazanların gönül dostu muhteşem Nizamülmülk de vardır. Bu mektuplarda Gazzâlî, “resmi din”e başkaldırdı; bilgelik dolu tavsiyelerini hükümdarlara, idarecilere, hükümet yetkililerine ulaştırdı. Tenkit oklarını, sevilmeyen idarecilere, zâlimlere, ahlâken kokuşmuş yetkililere, mevkiini ve gücünü kötüye kullananlara yağdırdı.
5.25 ₺ -
Gözümün Nuru
Mahalle kahvesinde insanlar çaylarını yudumluyorlardı... Berber, boş dükkânında bazen TV reklâmlarına bazen de vitrinin gerisinden boş sokağa bakıyordu... Enteller Popper’ın yanlışlamacılığının İslâm düşüncesine uygulanmasının muhtemel sakıncalarını tartışıyorlardı... Âniden akşam ezanı okundu. Yüzlerce yıldır topraklarımız üzerinde yankılanan bir çağrıydı bu. Âlemlerin Rabbi insanları huzuruna dâvet ediyordu. Onlar ise ezanı hiç duymamış gibiydiler… Ve ömürlerden bir gün daha böylece eksildi… *** Yaşlı amcanın tepesi iyice atmıştı. Çocuklar aralarında gülüşüyor, fıkırdaşıyor; namaz kılanları rahatsız ediyordu. Hele birisi hiç utanmadan en ön safa geçmişti. Artık bu kadarı da fazlaydı. Bu çocuklara ana babaları hiç mi edep öğretmemişlerdi? Bastonunu kaptığı gibi çocukların üzerine yürüdü. Çocuklar amcanın ciddi olduğunu farketmekte gecikmediler. Hemen caminin dışına çıkıp oynamaya devam ettiler. Bir daha da içeri girmediler. Neme lâzımdı. Camideki asık suratlı ve öfkeli amcaların ne yapacağı belli olmazdı… *** İlahi! Senin çağrına en güzel şekilde icabet edenlerden, gönlü senin huzurunda rahatlayan kullarından eyle bizi! Senin kitabından ve rasûlünün sünnetinden tâviz vermeyen, çok secde eden kullarına dâhil eyle bizi! Senin huzuruna gelebilmek, boyun bükebilmek imkânı verdiğin için sana ne kadar şükretsek azdır. Sen ne kerimsin, ne lütufkârsın!
75.00 ₺ -
İslam Düşüncesinin Bugünkü Meseleleri
Bu tebliğler demeti, her Müslüman aydına bugün İslâmî düşünceyi baskı altında tutan krizin büyüklüğünü anlatmayı, öte yandan da ümmetin âdeta tamamını uyandırmayı amaçlamaktadır. Böyle bir proje, Müslümanların dünyadaki rolünü güçlendirmek için bur krizi çözmeye dâvet eden yeni bir girişimdir. Okuyucu bu eserde entelektüel krizi ele alan bir dizi makale bulacaktır. İçtihadın rolü ve tarihi üzerine bir makale bunlar arasındadır, makale mühimdir. Çünkü entelektüel problemlerimizin âlimlerin bağımsız muhakemesi ve yaratıcılığı olmaksızın çözülmesi mümkün değildir. Taklidi tartışan bir diğer makale Müslüman âlimler ve aydınlara taklidi terk etmeleri ve modern problemleri çözmeye çalışırken geçmişi bugüne tercih etmeyi durdurmaları çağrısında bulunmaktadır. Bir başka makale ise insan haklarını ele almaktadır.
300.00 ₺ -
Gençlere Faydalı Bilgiler
Kültür tarihimizin önemli kilometre taşlarından biri olan Ahmed Cevdet Paşa, Hem âlim hem de devlet adamı kimliğiyle herkesin bildiği ve itibar ettiği bir şahsiyettir. Başta Mecelle olmaj üzere Kısas-ı Enbiya(Peygamberler Tarihi), Belâgat-ı Osmaniyye, Kavâid-i Osmaniyye gibi kitapları kaleme almıştır. Elimizdeki kitapçık Ahmed Cevdet Paşa'nın Mâlûmât-ı Nâfia(Faydalı Bilgiler) adını taşıyan risalesidir. Paşa bu risalesinde, zamanın Okullar Bakanı Kemâl Efendi' nin isteği üzzerine, genel kültürü zayıf olduğuna inanılan orta öğrenim gençlerine faydalı olmak maksadıyla din,mezhep, dünyadaki müslüman ve diğer din mensupları hakkında bilgiler vermiş, böylelikle bu konudaki genel bilgi eksikliklerini gidermek istemiştir. Bu risalenin Arap harfli, çeviriyazım ve sadeleştirme olmak üzere üç farklı şekilde yayınlanmasıyla risalenin orjinal yazılı şeklinin yaygınlaşmasına, çevirisiyle Osmanlıca bilmeyenlerin eline ulaşmasına, sadeleştirmeyle de yeni nesiller tarafından kolayca anlaşılmasına hizmet arzulanmıştır.
75.00 ₺ -
Kelimeler Kavramlar
İlk baskısı 1983 yılında yapılan kitabın bu 21. baskısında 15 yeni madde (azimet-ruhsat, cemaat, dava, hoşgörü, hurafe, ihlâs, ihtilâf, nasihat, örf ve âdet, rüşvet, temekkün, tevekkül, ümmet, vasiyet, zaruret) ilave edilirken adâlet, icma-i ümmet ve tağut maddeleri yeniden yazıldı. İçindekiler: Abd • Adâlet • Âdem • Afv-İstiğfar • Ahd • Ahlâk • Aile • Akıl emniyeti • Anayasa • Atalar dini • Âyet • Azimet-Ruhsat • Bağy • Bâtıl • Bel’am • Besmele • Bey’at • Bid’at • Câhiliyye • Can emniyeti • Cemaat • Cihad • Cin-Cinler • Cuma namazı • Cumhuriyet • Dalâlet • Dâr anlayışı • Dâvâ • Deccal • Dırar mescidi • Din emniyeti • Edebiyat • Fahşâ-Fuhuş • Fesad • Fıkıh • Fırka • Fısk-Fâsık • Fitne • Fütüvvet • Gayb • Günah • Halk • Helâl-Haram • Hevâ-Heves • Hicret • Hilâfet-İmâmet • Hoşgörü • Hudud • Hurâfe • Hüküm • Hürriyet • İcma-i ümmet • İctihad • İdeoloji • İhlâs • İhtilâf • İktidar-İtaat • İlâh • İman • İnfak • İrtidat • İsraf • Kavm-Kıyam • Kıyas-ı fukaha • Kur’ân-ı Kerim • Küfür • Ma’ruf-Münker • Mal emniyeti • Maslahat • Mele-Mutref • Millet • Mîsak • Mucize • Muhkem-Müteşâbih • Mülkiyet-Milkiyet • Münazara • Nasihat • Nesil emniyeti • Nifak-Münafık • Örf ve âdet • Rızık • Rüşvet • Sadaka • Siyaset • Sünnet • Şehid-Şehâdet • Şeriat • Şirk • Şûra-Müşavere • Şuur • Ta’zir • Tağut • Takiyye • Takvâ • Tasavvuf • Temekkün • Tevekkül • Ümmet • Vahy • Vakıf • Vasiyet • Velâyet • Zaruret • Zikir • Zulüm
375.00 ₺ -
Kitab-ı Mukaddes Allah Sözü Müdür
Ahmed Deedat bu eserinde, Tevrat ve İncil'in binlerce yıldır sayısız beşerî müdahalelere maruz kaldığını ve binlerce çelişki ile dolu olduğunu itiraza yer bırakmayacak şekilde gözler önüne sermektedir. Çarmıha Gerilme Mi, Yoksa Sözde Çarmıh Mı? O’nun İsmi Nedir? kitabın diğer bölüm başlıklarıdır.
195.00 ₺ -
Rasulullahın İslama Davet Mektupları
İslâm dini, evrensel bir dindir. Bu dinin gerek sözle, gerek yazıyla ve gerekse diğer yayın vasıtalarıyla bütün dünya insanına duyurulması ve kendilerinin Hakk’a dâvet edilmesi temel esaslardandır. İşte Hz. Peygamber, risalet vazifesi ile gönderilmesinden itibaren başlamak üzere vefatına kadar bu dâvet vazîfesini şifâhî olduğu kadar aynı zamanda yazılı olarak da yapmış ve dâvet mektupları göndermiştir. Bu sâyede Arap ve Arap olmayan topluluklar ve yöneticileri İslâm’dan haberdar edilmişlerdir. Bu kitapta Allah’ın Rasûlü Hz. Muhammed (s.a.v)’in 23 kadar mektubuna yer verilmiş; mektupların konuları, gayesi ve özellikleriyle birlikte siyasî etkileri incelenmiştir.
150.00 ₺ -
Rasulullahın Diplomatik Münasebetleri ve Barış Andlaşmaları
Hz. Peygamber, risâletinin başlangıcından hicretine kadar geçen ve Mekke Devri olarak bilinen devre içinde bütün girişimlerini, nâzil olan âyetlere mutabık olarak sadece îman, ibâdet ve ahlâk esasları dâhilinde yapmıştır. Fakat, hicret-i Nebevî ile şartlar değişmiş, İslâm, cihad ve kıtâl âyetlerinin de inzâli ile bölgede üstünlüğünü kabul ettirmiş ve Hz. Muhammed, muhâlifleri tarafından bile üstün otorite olarak benimsenmiştir. Hz. Peygamber, risâletinin başlangıcından hicretine kadar geçen ve Mekke Devri olarak bilinen devre içinde bütün girişimlerini, nâzil olan âyetlere mutabık olarak sadece îman, ibâdet ve ahlâk esasları dâhilinde yapmıştır. Fakat, hicret-i Nebevî ile şartlar değişmiş, İslâm, cihad ve kıtâl âyetlerinin de inzâli ile bölgede üstünlüğünü kabul ettirmiş ve Hz. Muhammed, muhâlifleri tarafından bile üstün otorite olarak benimsenmiştir. Geçmişin günümüze ışık tuttuğu ve barışın, her devirde aynı derecede önem taşıdığı, hakikatı başkalarına anlatabilme ve kabul ettirebilmenin bir vecîbe olduğu ve çağımızın genellikle bunalım geçiren insanlığı için gerek barış ve gerekse Hakk’a dâvetin aynı ölçüler içinde ehemmiyet arzettiği dikkate alınacak olursa, Rasûlullah’ın sulh ve dâvet noktasındaki tutumlarını bilmek ve ona göre hareket etmek, başarıya ulaşmada en müessir yol olsa gerektir. Üzülerek belirtmek gerekir ki, asrımızın halkı Müslüman devletleri, Rasûlullah’ın her sahada olduğu gibi bu sahadaki tatbikatını bilmedikleri veya bildikleri halde onu sadâkatla uygulamadıkları için daima gayri müslim güçlerin tasallutundan kendilerini kurtaramamaktadırlar.
240.00 ₺ -
Şûra ve Rasulullah'ın Müşaveresi
İslâm’ın temel prensiplerinden biri olan şûra, son derece ehemmiyet arzettiği halde, üzülerek ifade etmek gerekirse, Sahabe-i Kirâm devrinden sonra ona gereği gibi önem verilmemiştir. Onu, insanın ne şahsî hayatından, ne de devlet hayatından çıkarıp atmak mümkündür. Çünkü şûrâ, gerek fert, gerek toplum ve gerekse devlet olarak hayatımızın siyasî, sosyal ve iktisadî bütün kesimlerini kapsamaktadır. Şûra İslâmî devletin temel esaslarından birini teşkil etmektedir. Kur’an-ı Kerîm’in iki âyetinde "Onların işleri aralarında şûra iledir" ve "İş hususunda onlarla müşavere et" buyurularak meşveretle hareket etmek mü'minlerin sıfatlarından sayılmıştır. Bu konuda Türkçe’de yazılan ilk eser olma özelliğini de taşıyan kitap bir giriş ve üç bölümden müteşekkildir. Ana başlıkları şöyledir: Şûra ve meşveret kavramları, İslâm’da şûranın kaynağı ve hikmetleri, İslâm ümmetini hayata hazırlama, Müslümanlarda aranan nitelikler ve şûra, Nasihat ve istişare, Doğrunun ve güzelin araştırılması ve istişare, İslâm’da Şûra’nın sistemleştirilmesi, Meşveretin konusu, Meşverette takip edilecek metod, Şûra üyelerinin vasıfları, Müsteşarın görevleri, Müşaverenin çeşitleri, Şûra kararlarının hükmü, Müşaverenin hükmü, Meşveretten sonra takip edilecek yol, Rasûlullah (s.a.v.)’in hayatından örnekler.
180.00 ₺ -
Osmanlıda Siyasi Çözülme
Osmanlı konusunda yapılan çalışmalar ve belirtilen kanaatler, maalesef belirli peşin hükümlerden yola çıkılarak ortaya konmaktadır. Yani, ya onu reddetmek ve belirli sistem kalıpları içerisinde hapsetmek ya da her şeyiyle benimsemek şeklinde bir eğilim bulunmaktadır. Hissiyattan uzak, ilmi ve objektif verilere dayanarak bir değerlendirme yapmak en doğru yoldur. Osmanlı'nın hukukî ve siyasî sistem olarak en belirgin kaynağı İslam'dır. Çeşitli dönemlerde padişah veya diğer devlet adamlarının etkisiyle bu sistemin bazı prensipleri ihlâl edilmiş ya da Osmanlı sistemi kuruluş olarak İslâm'ın arzu ettiği müesseseleri tamamen yerine getirmiştir. Bütün bunlara rağmen Osmanlı, İslâm kültür ve medeniyetinin son büyük temsilcilerindendir. Eser, bir medeniyet değişiminin tahlilidir.
9.00 ₺ -
Coğrafi Keşiflerin İç Yüzü
Coğrafî keşifler hangi saiklerle ve kimler tarafından yapıldı? Amerika’ya, Afrika’ya ilk gidenler gerçekte kimlerdi? Batılıların dilinden dinleyelim: "Onların herşeylerini tahrip ettik. Felsefeleri, dinleri mahvoldu. Artık hiçbir şeye inanmıyorlar. Derin bir boşluğa düştüler. Anarşi ve intihar için uygun bir hâle geldiler." (L. Masignon). "Bizim istismarcılar olduğumuzu biliyorsunuz. Bizim, önce altın ve madenlere el attığımızı, sonra da yeni kıtaların petrolünü eski ülkelere taşıdığımızı biliyorsunuz. Bunun muhteşem sonuçlarına şâhit olarak saraylarımız, katedrallerimiz ve büyük sanayi şehirlerimiz yeter..." (J. P. Sartre). "Kalküta’dan bakınca, etrafta pislik yığınları arasında, nasıl çalışabildiğine hayret edeceğiniz fakir, yoksul, pis insanlar göreceksiniz. Bunlar batı uygarlığının, refah ve mutluluğunun harcını karıştırıyorlar..." (M. Perneya). "Gerçeği gizlemeye ne gerek var? Sömürgecilik ilk uygarlık hareketi değildi. Çıkarların dürttüğü bir zor hareketi idi." (A. Sarraut, Fransız Sömürge Bakanı). "...Aşağılık makine zaferleri bunlar!.." (Montaigne). Bu kitapta okuyacaklarınız resmî bilgilerinizi sarsacak, doğruları bulmanız için gerçeğin üzerindeki perdeleri aralayacaktır.
120.00 ₺ -
Kuranda Ölçü ve Ahenk
Kur’ân'daki kelime tekrarları arasındaki benzerlik, eşitlik ve uyum ile ilgili bir çalışma. Herşeyin çiftler hâlinde yaratıldığı ve herşeyin zıddı ile kaim olduğu gerçeği bu kitapta sayılar ile karşılaştırılmıştır: "Dünya ve ahiret, hayat ve ölüm, şeytan ve melek, cehennem ve azap, insan ve elçi, kâfirler ve ateş, müslümanlar ve cihad.." vb. kelimelerin aynı sayıda tekrarlandıklarını biliyor muydunuz? Veya, ceza kelimesinin tekrarının bir katı da mağfiret kelimesinin geçtiğini... Ya da gün (yevm) kelimesinin 365 defa, günler ve iki gün gibi çoğul türevlerinin bir ayın günleri kadar, yani 30 defa tekrarlandığını, ay (şehr) kelimesinin de 12 defa geçtiğini biliyor muydunuz
187.50 ₺ -
Kuran ve Kainat Ayetleri Allah Kainat ve İnsan
Pakistanlı Fethullah Han’ın God, Universe and Man (l978) adlı eserinin çevirisi olan bu kitap "Allah, kâinat ve insan"ı konu alan geniş çerçeveli bir çalışma. Kitaptan bazı başlıklar: - Kur’ân'ı anlamak için gerekli vasıtalar; hikmet, akıl, iman ile ilgili bilgiler, Kur’ân'ın hikmet ışığını kavramak, Allah’ın insanlığa gönderdiği ilahî mesaj, bilgi. - Allah’ın Kur’ân'da kendini tanımlaması, uykuda, ölüm sonrası dirilmede zamansızlık kavramı, insandaki ruh ve can, Allah’ın yaratma fiili, kâinat, güneş, süpernova, madde ve enerji, anti-madde, ışık, insan, şeytan, günah ve tevbe. - Madde ve madde ötesi gerçekler hakkında Kur’ân'daki işaretler, Allah’ın insanlığa ihsan ettiği din: İslâm. - İnsanın üremesi, hayatın kaynakları, evrimciler ve yaratışçılar, erkek veya dişi oluş, hareketsiz genler, insanın genetik açıdan Allah tarafından programlandığını gösteren süpergen, DNA, insanın bilinmeyen gerçeği, - Görünmeyen ve gizli yaşayan varlıklar: Cinler ve melekler.
30.00 ₺ -
Tıbbın Hastalığı 1
70‘li yıllar, modern tıbdan duyulan hayal kırıklığının giderek arttığını gösteren işaretlere tanık oldu. Ivan Illich‘in “Medical Nemesis”, Barbara Gordon’un “I’m Dancing As Fast As I Can”i gibi tıb kurumunda ağır tenkitler getiren kitaplar çok satanlar listesine girdi. Bu arada alternatif tedavileri uygulayanlar benzersiz bir ilgi patlamasının odağı olmaya başladılar. Niçin? Brian Inglis nerde yanlış yapılmış olduğunu açığa çıkarabilmek için, kalp krizi ve kanserden basit bir soğuk algınlığına, hastalığın sebepleri ve seyri konusundaki delilleri gözden geçirmeye karar verdiğinde modarn ve alternatif tıbbın tarihini yazmış bulunuyordu. 40’lı, 50’li yılların harika ilâçlarının yarattığı zafer sarhoşluğuyla oluşan büyük hülyaları tıb bilimi neden gerçekleştirememişti? Inglis’in bulguları yapılan tenkitleri haklı çıkarıyor, güçlü prestij sahibi tıb camiasının, bu konumunu tehlikeye atmak istemediğini ortaya koyuyordu.
52.50 ₺ -
Tıbbın Hastalığı 2
Gittikçe artan sayıda insan ilaçlara ve doktorlara bağımlı hâle gelirken tarihteki en sağlıklı durumda olduğumuzu iddia etmek bir kandırmaca değil mi? Modern tıbbın kendisi de hasta olduğu için, toplumu saran ve klinik, sosyal, kültürel tesirlere sahip “Tıb kaynaklı bir salgın”dan söz edebiliriz. Üstelik, hastalığın ve ölümün önlenmesinde modern tıbbın zannedildiği kadar katkısı olmamıştır. Brian Inglis çağın hastalıklarını, modern tıbbı ve ona karşı gelişen muhalefeti irdeliyor; yeni bir yaklaşım teklif ediyor. Ve “gerçekleri” dile getirdiğinden “ayakları yere basıyor.”
150.00 ₺ -
Yahudi Tarihi ve Siyonist Liderlerin Protokolleri
Dörtbin yıllık bir geçmişe sahip Yahudi kavmi "dünyanın dört bucağı"nın tek hükümet tarafından yönetilmesi fikrini ta kral Hammurabi zamanından beri taşımaktadır. Sahip oldukları, İlâhî kanun altında bütün insanların eşitliğini temel alan tek tanrı inançları zaman içerisinde işledikleri şirk ile bozulmuştu. İbrahim aleyhisselâmın getirdiği saf tevhid inancı, kendilerini diğer kavimlerden farklı ve üstün görmeleriyle, dejenere olarak "başkalarına ait tanrıların varlığını kabulle birlikte, yalnızca kendi ırklarına has tanrı olduğu fikrine" dönüştü. İki nesil sonra bu abartılı ayrılıkçılık, sebebi olduğu hakikati tanınmaz hâle getirerek İbranileri ırkçı bir döneme soktu. Dinî uygulamaları Hz. İbrahim’in "tek ve üstün" olan Allah’ından, patriklerin "millî din" tanrısına dönmüştü... Bugün, Yahudilik ile birlikte akla gelen ikinci kavram, bir nevi “Yahudi ırkçılığı” olarak nitelendirilebilecek Siyonizm’dir. Yüz yıllık bir geçmişe sahip bu kavram, siyasî hedef ve faaliyete, 1897’de toplanan “Dünya Siyonist Kongresi” ile hayata geçirilmiştir. Siyonist Kongreleri konuşma tutanakları, gizli veya açık, muhtelif vesilelerle yayınlanmıştır. Kitabın ikinci bölümünü teşkil eden “Protokoller” de bu tutanaklardandır.
150.00 ₺ -
Mucizeler Mucizesi Kuran
İnsanoğlunun en eski zamanlardan beri süregelen ortak özelliği, yönlerini Allah’ın rızası, emri ve iradesine yeniden çevirmeleri için ne zaman kendilerine bir Elçi gelse insanların, gelen mesajın harikulâdeliğine bakmak yerine, Allah’ın elçilerinden tabiat ötesi deliller, alâmetler göstermelerini istemek olmuştur. Bu talep, Allah’ın Son Elçisi Hz. Muhammed (s.a.v)’e de yapılmış; müşriklerin ifadeleriyle, "göğe bir merdiven dayayarak gözlerinin önünde çıkıp Allah’tan bir kitap getirmesini" istemişler ve "o zaman inanırız!" ya da "şu dağı altına çevir, o zaman inanırız!" yahut "çöllerden nehirler çıkart, o zaman inanırız!" demişlerdir. O ise, "Ben size bir melek olduğumu mu söylüyorum? Ben size Allah’ın hazinelerinin elimde olduğunu mu söylüyorum? Size söylediğim yalnız bana vahyolunandır." cevabını vermiştir. Ahmed Deedat bu kitabında "mucize"nin bizzat Kur’ân-ı Kerîm’in kendisi olduğunu, ayrıca onun "Son Ahit" oluşuna dikkat çekerek, anlatımından, üslûbundan örnekler verip İncil ve Tevrat ile mukayese ederek göstermektedir.
90.00 ₺ -
Ümmet ya da Ulus: Kimliklerin Çatışması
Yazar bu çalışmasıyla günümüz İslâm toplumlarındaki kimliklerin çatışmasını ortaya koymaktadır. İslâm dünyasındaki uluşçuluğun gelişimi analiz edilerek, çağdaş Müslüman ulus devletlerdeki ümmet ve ulus-devlet kimliğinin konumuna ışık tutulmakta ve bu devletlerin İslâm Konferansı Teşkilâtı (İKT) vasıtasıyla gerçekleştirmeye çalıştıkları müşterek faaliyetleri incelemektedir. Eserde, İslâm dünyasındaki ulusçuluğun seküler bir kaynaktan neşet etmemesi sebebiyle, Avrupa'daki ulusçuluktan farklı bir nitelikte olduğu iddia edilmektedir. Dolayısıyla, ulusçu elitlerin başarısızlığından sonra Müslümanlar, ulusçuluğun ve ulusçu elitlerin meşruiyetini sorgulamaya başlamışlardır. İslâmî güçler uluşçu güçlerin yerini alamasa da, yönetimlere bazı İslâmî “sloganları” benimsetmeyi başarmıştır. Ancak toplum ümmet ve ulusçuluk arasında bir kimlik krizi yaşamaktadır.
10.50 ₺ -
Kur'ânî Terimler ve Kavramlar Sözlüğü
Kur'ani terim ve kavramlar daha önce yayınlanan birçok eserde ele alındığı halde, bu sahada hâlâ sistemli ve özlü bir tetkike ihtiyaç duyulmaktadır. Bu kitap işte bu ihtiyacı karşılamaya yönelik hazırlanmıştır. Bu çalışmayla, İslam'a ve bilhassa Kur’ân'a ilgi duyan genel okuyucu hedeflenmişse de, ilahiyat öğrencileri ve onların yanısıra bu sahalarda çalışan ilim adamlarının da istifadesi ümit edilmektedir.
180.00 ₺ -
Allahın Kulu ve Rasulü Hz Muhammed
“Sizin için, Allah’a ve âhiret gününe kavuşmaya inananlar için ve Allah’ı çokça ananlar için Allah’ın Rasûlü en güzel bir modeldir.” (Ahzab sûresi, 21) âyeti gereği kendimize model alabilmemiz için onun hayatını ve davranışlarını çok iyi bilmemiz gerekmektedir. Bu kitapta, Peygamberimizin örnek hayatı bütün yönleriyle ele alınıp özlü bir şekilde anlatılmaktadır.
120.00 ₺ -
Sosyoloji Sosyal Bilimlere Alternatif Yaklaşım
Türkiye'de sosyolojik çalışmalar, kendini, çoğunlukla Batının sosyal bilimler olarak belirlemiş olduğu çerçeve içerisinde kalarak sunmuştur. Bu psikolojik durum, hâliyle Türk toplumundaki birçok değer, kurum ve hareketi kendi orijinal yapısından uzakta değerlendirmekle kalmamış, aynı zamanda sosyolojiye kendi sosyal ve tarihi birikimimiz açısından yeni perspektifler getirmeyi engellemiştir. Bu anlamda bu çalışma, sosyolojiye yeni bir bakış tarzı getirme gibi bir iddiayı da beraberinde getirmektedir. Kitabın ana başlıkları şöyledir: Sosyolojinin Çerçevesi, Sosyolojinin Metodu, Sosyolojide Temel Kavramlar, Toplum, Sosyoloji ve Davranış, Türkiye'de Sosyolojik Düşünce, Batıda Bilim ve Medeniyet, Kültür ve Medeniyet, Sosyoloji-Tarih Münasebeti, Değişim Sosyolojisi, Ekoloji ve Şehirleşme, Siyaset Sosyolojisi, Yönetim Sosyolojisi, Endüstri Sosyolojisi, Eğitim Sosyolojisi, Gençlik Sosyolojisi, Aile Sosyolojisi, Ahlâkın Sosyal Yönü.
30.00 ₺ -
Kuranda İhsan ve Muhsin Kavramları
Kur’ân-ı Kerîm, hedeflenen insan tipini mü'min, sâlih, sâbir, sâdık, muhlis, muttaki ve muhsin gibi vasıflarla nitelemiş, değişik sûre ve âyetler içerisinde bunlara yer vermiştir. Bu kavramların hepsiyle de anlatılmak istenen kâmil insandır. İhsan ve Muhsin kavramları Kur'ân'ın nüzülü ânında,hemen hemen her inzal devresinde kullanılmış, fakat ihsana Mekkî âyetlerde daha fazla yer verildiği hâlde, muhsin kavramı Medenî âyetlerde daha sık kullanılmıştır. İhsânın “cibril hadisi”ndeki manası, insanın Allah'ı görüyormuşcasına ibadet etme şuurudur. İbadeti, belirli görevleri yerine getirme olarak telakki etmemeliyiz. İbadet bir hayat tarzı ve bir zamana hâkim olma olayıdır; kısaca, Allah'a ait olan beden ve ruhun yine Allah'a verilmesidir.
9.00 ₺ -
Globalleşme Bir Aldatmaca mı?
Globalleşmeye farklı açılardan yaklaşan makaleler. 1. Globalleşmenin Kavramlaştırılması 2. Globalizasyon, İslam ve Batı: Benzerlik ve Tahakküm Arasında, 3. Globalleşme: Çağdaş İslami Bir Cevap Mümkün mü? 4. “Glokal” Siyasette Kimlik İnşâsı 5. Globalleşmenin 10 Yalanı
187.50 ₺ -
Kuran Coğrafyası Kavimler ve Yaşadığı Yerler
Kur’ân-ı Kerim'de doğrudan veya dolaylı olarak bahsedilen yer, kavim ve toplumlar üzerine kapsamlı sayılabilecek bir çalışma olan bu eserde Seyyid Süleyman Nedvi'nin Arzü’l-Kur’ân adlı Urduca kitabı esas alınmıştır. Kitaptaki başlıklardan bazıları: * Arabistan Coğrafyası * Nuh Tufanından Sonra İnsanoğlu * Samilerin Asıl Yurdu ve Göçleri * Helak Edilen Toplumlar * Ad, Semüd, Medyen Kavimleri ve Peygamberi * Cürhümiler, Lahmidler, Tasm ve Cadiler * Minalılar, Lihyaniler... Arkeolojik çalışmalardan istifade edilen ve harita ve fotoğraflarla zenginleştirilen bu kitap daha önce yapılmış araştırmaları da kapsamaktadır.
30.00 ₺ -
İspanya Müslümanları – Hıristiyanlaştırılmaları ve Sürülmeleri
İspanya toprakları, miladi 711'de Târık bin Ziyad'ın kumandasındaki Müslüman kuvvetler tarafından fethinden 1492'de son Gırnata Emîrliği'nin yıkılışına kadar 781 yıl bütünüyle veya bölgesel olarak Müslümanların yönetiminde kalmıştır. Bu süre zarfında tedricen İspanya nüfusunun yarısından fazlası İslâm ile şereflenmişti. Peki, 1492 sonrası bu Endülüs ya da İspanya Müslümanlarına ne oldu? Reconquista hareketi ile ülkeyi ele geçiren İspanya Krallığı neler yaptı da bunca Müslüman nüfus âdeta buharlaştı? Önce din adamları üzerinde baskı kuruldu, ardından kitapları toplatılıp yakıldı. İkna çabaları yetersiz kalınca tertiplerle erkekleri katledildi, kadınları köleleştirildi, çocukları Hıristiyan ailelere dağıtıldı. Diğer bölgelerdekiler zorla ve topluca vaftiz edildi, idarî görevde bulunanların işine son verildi. Etrafı duvarlarla çevrili mahallelerde yaşamaya zorlandılar. Evlilikleri geçersiz ilân edildi, isimleri değiştirildi. Domuz eti yemeye, içki içmeye zorlandılar. Yüzyıllardır giydikleri kıyafetleri yasaklandı. Arapça konuşmaları ve yazmaları yasaklandı. Camiler kiliseye çevrildi, hamamları yıkıldı, evlerinde dahi yıkanmaları istenmiyordu. Silâh taşımaları yasaklandı. Ödemek zorunda oldukları ve her geçen gün artırılan vergilere yeni yeni kalemler eklendi. Hayat alanları iyice daraltıldı. Bunlarla da yetinmediler. Sonunda “Eski Hıristiyanlar” dışındaki bütün unsurların İspanya'yı en kısa sürede terketmesi istendi ve gereği zorla yapıldı. Bütün nüfus bugünkü Fas ve Cezayir üzerinden Afrika'ya ve Fransa üzerinden Avrupa'ya dağıtıldı.
300.00 ₺ -
İslâm’ın Tebliğ Tarihi
İslâm medeniyeti ve sanat tarihi üzerine yayınları bulunan İngiliz müsteşrik Arnold, bu çalışmasında, İslâm’ı misyonerliğe dayanan dinler arasında sayarak Kur’ân’ın tebliği ve iknayı emrettiğini, din değiştirmelerde şiddeti, zorlamayı yasakladığını dile getirmektedir. Bir tebliğci olarak Hz. Muhammed (s.a.v)’den örnekler verilerek, sonraki dönemlerde İslâm’ın Hıristiyan dünyasında ve diğer dinlerin hâkim olduğu Avrupa, Asya ve Afrika’da yayılışı bir batılıda az görülebilecek tarafsızlıkla anlatılmaktadır. Yazar, Hıristiyan misyonerlerin sürekli tekrarladıkları, “İslâm’ın kılıç zoruyla yayıldığı” iddiasını reddetmekte, insanların Müslüman olmaya karar verirken nelerden etkilendiklerini de araştırmaktadır. Kitap, Hz. Peygamber’den bu yana her zaman ve mekânda mü’minlerin dinî bir vecibe olarak tebliğ faaliyetine devam ettiklerini örnekleriyle yansıtmaktadır. Bu yönüyle kitabın, İslâm’ın yayılış tarihini bütüncül bir bakış açısıyla ele aldığı söylenebilir.
337.50 ₺ -
Uydurma Olduğunda İttifak Edilen Hadisler
Mevzu (uydurma) hadisler konusunda Türkçe'de telif ya da tercüme muhtelif neşriyat bulunsa da Aliyyü'l-Karî'nin eseri ihtilâftan uzak, ittifakla uydurma olduğu kabul edilen hadisleri söz konusu etmektedir. Uydurma Hadisler; Peygamberimiz'e yamanan, uydurulmuş, asılsız sözler ya da onun mübarek sözü olmadığı halde ona nisbet edilen başka zevata ait güzel sözlerdir. Sahabe ve Tabiîn döneminden sonra dini lekeleme ve karalama amacıyla kasıtlı olarak hadis uyduranlar olduğu gibi, ticarî kazanç arzusuyla hadis uyduran çıkarcılar, yöneticilere şirin görünmek amacıyla hadis uyduran dalkavuklar veya insanları ibadete, hayra, iyiliğe davet etme gibi kendilerine göre iyi niyetle hadis uyduran safdil kimseler de olmuştur. Ancak mütehassıs, münekkıd, müttekî İslam âlimlerinin ihlaslı gayretleriyle hadis uydurmacıları ve uydurdukları hadisler tek tek tesbit edilmiş, dinin nezaheti ve sâfiyeti asırlar boyunca aynen korunmuştur. Bu kitapta gerçekten asılsız uydurma hadisler ele alındığı gibi; halk arasında veya ilim dünyasında “Hadis” olmadığı halde çeşitli sebeplerle “Hadis” diye nakledilen sözler de ele alınmaktadır. Bir kısmı manâ itibariyle doğru olan, büyük zevata ait güzel sözler, zaman zaman halkın dilinde ya da bazı eserlerde, yazarlarının derinliğine inceleme imkânı bulamamaları sebebiyle olsa gerek, hadis olarak nakledilmiştir. Peygamberimiz (s.a.v)'in mübarek lisanından sâdır olmayan sözlerin, güzel sözler olsa bile, onun adına nakledilmesi, o söylemiş gibi kabul edilmesi, bu sözlerin “Uydurma Hadis” kapsamında değerlendirilmesi sonucunu doğurmaktadır. Türkçe'ye ilk defa tercüme edilen el-Masnu’ fî Ma'rifeti'l-Hadisi'l- Mevzû isimli bu kitap, uydurma hadisler konusunda yapılan ilmî çalışmaların özü ve hulâsası niteliğinde bir eser olup müellifi Molla Aliyyü'l-Karî'nin hassasiyet ve titizliği, merhum muhakkik Abdülfettah Ebu Gudde’nin dikkat ve itinası sebebiyle ilim dünyasında takdirle anılan eserlerden biridir.
272.00 ₺