-
Mazhar Olmak Kitap Cd
Mazhar Alanson’un resimlerini, şarkı sözlerini, notalarını, yazılarını, günlüklerini, fotoğraflarını hatta hatıra diye sakladığı her türlü kâğıt parçasını kullanarak bir kitap tasarladığını biliyor musunuz? Mazhar Alanson, Mazhar Olmak kitabıyla bu zamana kadar hiç açmadığı dünyasının kapılarını aralıyor. Mazhar Alanson, kitabında dillerden düşmeyen şarkılarının hikâyesini anlatıyor. *** “Bu CD’deki şarkılarımı mikrofon karşısına geçip bir kerede gacırtısı, tısı, tuşu, detonesi, şaşırması, heyecanı, duygusu, hepsi içinde art arda çaldım söyledim. Neticede sonradan hepsini en düzgün hâliyle çaldıysam da; daha sonra ilk kaydıma geri döndüm. Dinlerken hatıralar, yıllar gözünüzde canlanabilir. Ne de olsa ‘sahibinin sesinden.’ Siz de yavaştan yaşlandığınızı hissedebilirsiniz. Eski, yeni aşklarınızı hatırlayabilir ya da yeniden âşık olmak isteyebilirsiniz. Bir ipucu vereyim. Aşk zordur aklınızda bulunsun... Resimlere gelince, yıllar içinde yaptığım şeyler. Kitaba umarım sıkılmadan bakar, okur, dinler ve seversiniz. Böyle bir örnek olduğunu görmedim. Umarım siz de seversiniz.” Mazhar Alanson Albümdeki Şarkılar Bodrum Yandım Benim Hala Umudum Var Ah Bu Ben Sarı Laleler Buselik Makamına Sen Ve Ben Yapma Tam Ortasındayım Yalnızlar Garı Güllerin İçinden Bu Sabah Yağmur Var İstanbul’da Sanatçının Öyküsü Gözyaşlarımızı Bitti Mi Sandın?
196.00 ₺ -
Mahşer Ahiret Hesabına Hazırlanan Genç
Mahşer, yönünü Boğaz’a çevirdi. Suların üzerinde akıp giden gemileri seyrederken maziye daldı. Gedikpaşa’da ayakkabıcılık yaptığı günleri hatırladı. Mercan’da çanta satmıştı. Adana’dan Samsun’a, uyuşturucu pazarlanan kahvelerden komilik yaptığı lokantalara, okuyup adam olma kararı aldığı günlere, Halim Bey’in nasihatlerine kadar… Yokluk günlerini varlık günleri kovalamış, çok büyük nimetlere kavuşmuştu. O günden bugüne... Öğretmenlik ve yazarlık… Her şeyi Allah veriyordu. Aşı da eşi de... Durdu, eşine ve çocuklarına baktı. Çocuklar büyümüş, serpilmişlerdi. Duygulandı, gözleri nemlendi. Sonra öğretmenlik günlerini ve kendisini perişan eden rüyayı anlattı. “İşte böyle yavrularım” dedi Mahşer. “Rüyadan sonra her günü, mahşeri düşünerek yaşıyorum. Mahşeri unuttuğum gün, yüreğim pişmanlıkla kavruluyor. Namaza o günü düşünerek duruyor, secdeye hesabın dehşetini düşünerek kapanıyorum. Her günümü mahşere göre yaşamaya çalışıyorum.” Masayı derin bir sükût kapladı. Herkes duygulanmıştı.
14.91 ₺ -
L afedersin
Bir l’afedersin, insanı başka bir zamana taşır; bir l’afedersin, unutulursun. Sözler candan cana, candan fezaya bir köprüdür. İşte tam da bu yüzden L’afedersin diyoruz... Orhan Gül’ü, Canfeza namıyla tanıyorsunuz. Söz söyleme sanatının müzikle sinerjisinden oluşan bir performansa imza atıyor. Şiir okur, söz söyler, gönül verir, kadir bilir... Canfeza... Duygulara dokunur, düşünceleri kamaştırır. Aşka, sevgiye, hasrete, hüzne, özleme, mutluluğa, umuda dair şiir yazar. Evet yazar ama yalnız kâğıda değil gönle de yazar. *** Canfeza’nın şarkılarının arka planına, zihin dünyasına şahit olacağınız bir kitap L’afedersin. Kapağını aralamanızı bekliyor...
11.90 ₺ -
Köprübaşı
İşgal günleri...Yetim minarelerin, öksüz camiilerin, Issız türbelerin eşliğinde varlık arayanların umutları, hayal kırıklıkları…
6.48 ₺ -
Kızıl Elma Anadolu
Zafer, inanmaktır kâri. Ve bazıları ölseler de zafer kazanırlar... Bu millet asırlardır bir sancağın altında ve bir bayrağın gölgesinde yaşadı. O gölge var oldukça ve o sancak elde durdukça kardeşlik daim oldu. Çok eski vakitlerde safran sarısı bozkırlarda atlarını güneşin battığı yöne süren atalarımız bizim yaşadığımız bu vakitleri ve bu toprakları hayal ettiler. Hayallerinin uğrunda her şeylerini terk ettiler. Bu bayrak dalgalansın ve Allah’ın ismi gök kubbede yankılansın diye çok acı çekti, çok can verdi ve çok çileye katlandılar. İslam sancağını ellerine alıp, Allah’ın adaletini dünyaya yaymak için zalimin karşısına dikildiler. … Şimdi bu sayfaları araladığında seni asırlar öncesine götüreceğim ve bu diyarlarda nasıl geldiğimizi fısıldayacağım kulağına... Orta Asya bozkırlarından çıkıp İstanbul önlerine kadar at koşturan ecdadın içini yakan fetih ateşini ve “Kızılelma” mefkûresini anlatacağım. Sesleri duyuyor musun? Şöyle diyorlar: “Davamız nizam-ı âlem, menzilimiz Kızılelma ve maksadımız i’la-yı kelimetullah’tır...”
238.00 ₺ -
Kırk Gram Tebessüm
Fırtınalı bir dünyada bocalayan insanoğlu, yaşanılan her zorluğun kolaylık ve güzelliğe açılan bir kapı olduğunu bilmiyorsa; o dehşetli fırtınada kuru bir yaprak gibi savruluyor. Bu arada bir yerlere sığınmak istese de, seçtiği yanlış mekânlar onu barındırmıyor, yanlış kişiler de ona sahip çıkmayıp, bazen hem kendisini, hem de sevdiklerini perişan ediyor. Bu duruma düşenler, ümitsizlik nedeniyle geleceğe bakmaktan korktukları için, gününü gün etmeye, hiçbir sınır tanımadan mutluluk peşinde koşmaya başlıyorlar. Ne yazık ki elde ettikleri şey, sahte bir mutluluktan ve sahte gülümsemelerden öteye gidemiyor. “Ruhen ağlayan kişiler gerçek anlamda gülemez.” diyenler doğru demiş. Ruhlar güldüğü takdirde insan da güler. Üstelik her iki cihanda da inşallah. … Elinizdeki kitap, size bambaşka bir tefekkür kapısı açacak ve edepli mizahın seçkin örnekleriyle, ruhunuzun yanı sıra yüzünüzü de güldürecektir inşallah.
11.67 ₺ -
Kesilen Gitar Çok Sesli Hatıralar
Bu kitabı yazarken, şimdi ancak rüyalarımda gördüğüm kişilerle görüştüm, onlarla sohbet ettim, hem de yüz yüze. Hayatımı tekrar yaşadım sanki. Kitabı kapatıp geriye baktığımda, ortaya çıkan tek gerçek dünyanın faniliği… Çocukluğumu yaşarken güzel bulduğum şeyler, gerçekten de güzel olan dereler ve ırmaklar, birbiri ardınca ölüp gitmişler bu dünyadan. Bir daha geri dönmemek, inşallah cennette akmak üzere… Uçurtma uçurduğumuz yeşil ovalar, hep birlikte piknik yapıp gezdiğimiz tepeler, kıvrım kıvrım derelerle serinleyen ormanlar; sanki müthiş bir depremle beton blokların altına gömülmüşler. O bâki diyarda tekrar yeşermek duasıyla… Sevdiğim insanlarsa, belki onda dokuzu, başta gül kokulu Resul olmak üzere, ebedî bir diyara göç etmişler. Kalanlarsa yüzlerini oraya çevirmişler. … Bu kitabın başlarında önce cennetteymiş gibi geçen çocukluğumu, daha sonra gençlik yıllarımı dile getirirken son elli yıl içersinde neler kaybettiğimizi gözyaşları içinde fark edeceksiniz.
161.00 ₺ -
Kendini Bulan Kadın
Elinizdeki bu kitap, daha önce Kendini Arayan Kadın adıyla sizlere sunulan eserin devamıdır. Yani büyük bir duygu yoğunluğu ve ibretle okuduğunuz Nilüfer Hanımın öyküsünün ikinci bölümü... Kendini Arayan Kadın okurlardan büyük bir ilgi gördü. Okuyanların yoğun talepleri sonucu da, kitabın ikinci kısmı olan Aradığını Bulan Kadın' hizmetinize sunduk. Aradığını Bulan Kadın'ın neyi aradığını ve neyi bulduğunu bilmek için, bir duygu sağanağı olan bu kitabı da mutlaka okumalısınız. O zaman göreceksiniz ki, Aradığını Bulan Kadın'ın bu sırlar dolu öyküsünde siz de varsınız, sizin özlemleriniz ve hayalleriniz de var. Büyüsüne kapılacağınız bu gizemli hayatın içinde siz de kendinizi bulacaksınız. Bu kitap, hayatınızın eserlerinden birisi olacak. Eğer kendinizi böylesine heyecan dolu bir hayat destanına hazır hissediyorsanız buyurun.
112.00 ₺ -
Kendimi Buldum
Ünlü bir ateistin ve marksistin "dönüşü"nü konu alan Kendini Arayan Adam isimli kitabımızı okuyanlar, gerek kitapla ilgili görüşlerini, gerekse kendileri üzerinde bıraktığı olumlu etkiyi telefon, faks ve mektupla ifade etmişlerdi. Mektuplar, kitaptaki hakikatlerden nasıl etkilendiklerini, hayatlarının nasıl değiştiğini büyük bir coşkuyla dile getirmektedir. Bunun için, gelen mektuplardan seçtiklerimizi, Kendimi Buldum adıyla istifadenize sunmak istedik.
112.00 ₺ -
Kayıp Cennet 12 Adalar
12 Adalar, yüzyıllardır pek çok devlet tarafından fethedilmiş, uğruna savaşlar yapılmış, jeopolitik olarak önemli yere sahip bir konumdadır. Osmanlı İmparatorluğu da bu öneme binaen Adalar’a pek çok sefer düzenlemiş, bölgeyi fethetmiştir. Fakat daha sonra Batılı devletlerin türlü planlarıyla önce İtalya’ya sonra ise Yunanistan’a verilmiştir. Tarihçi-Yazar Yılmaz Altunsoy, belgeler ışığında 12 Adalar’ın tarihini ve günümüzdeki siyasi önemini inceliyor, barış eksenli bir çözüm reçetesi sunuyor.
140.00 ₺ -
Kapına Geldim
Ellerim bağlı bir halde kendime geldiğimde, lüks eşyalarla döşenmiş salonun duvarında loş ışık huzmeleri halime ağlıyor gibiydi. Kendimi paralayan bir çığlıkla haykırdım “Burası da neresi!” diye. Ürkütücü yüzlü, keskin bakışlı, merhamet duygusundan eser olmayan iri yapılı bir kadın anında başıma dikiliverdi. -Sakin ol yavrucak, dedi. Hayatın başındayken, senin gibi genç ve güzel bir kızın erken veda etmesini istemezsin herhalde. Bak güzelim, burası ‘mutluluk evi’dir. Buraya senin gibi güzel kızlar gelir, müşterisini bekler. Beynime şimşek gibi giren bir kıvılcım, bir anda bedenimi ateş topuna çevirmişti. Ondan sonrasını duyamamıştım zaten... El değmemiş kutsal duygularımın katledileceği bu kahrolası mekânda inliyordum kendimi yırtarak “Öldürün de kurtarın beni!” diye. İşte o andan sonra gerçekleşti, akılları durduran hadiseler zinciri...
112.00 ₺ -
İtbarak
Türkler “Barak” derlerdi, kara tüylü köpeğe, Böyle ad verirlerdi, büyük soylu köpeğe. Aslında efsaneler, bir köpek anarlardı. Onu da köpeklerin, atası sayarlardı. Bu köpek soylu idi, çok büyük boylu idi, Av çoban köpekleri, hep onun oğlu idi. Kuzey-batı Asya’da güya “İt-Barak” vardı, Türklerse İç Asya’da, onlara uzaklardı. Başları köpek imiş, vücutları insanmış, Renkleriyse karaymış, sanki Kara Şeytanmış. Kadınları güzelmiş, Türklerden kaçmaz imiş, İlâç sürünürlermiş, ok mızrak batmaz imiş. Destanda denilmiş ki, Oğuz-Han yenilmişti, Bir adaya sığınıp toplanıp derilmişti. On yedi sene sonra, Oğuz onları yendi. Kadınlar yardım etti, orada savaş dindi. Oğuz bu bölgeleri, “Kıpçak-Beğ”e il verdi, Bunun için Türkler de, oraya “Kıpçak” derdi... Oğuz Kağan Destanı
17.50 ₺ -
İkra Fatih Duman
Ben yalnızca derdimden anlayacak bir kişi arıyorum, tek bir kişi... Ve işte tam da onun için yazıyorum. Cânım kâri, sen varsın, biliyorum. Çok uzak bir şehirde belki ya da bir defa yüzünü görme ihtimalim hiç olmasa da ve hiç tanımayacak olsak da birbirimizi ben yine de senin var olduğunu ve bir yerlerde hayalime ortak olduğunu, dualarıma ‘âmin’ dercesine yazdıklarımı okuduğunu biliyorum. Zira, bence yazmak da dua etmek gibi... Ve bizim gibilerin kitaplara sevdası şunun için biliyorum, zira kelamın da, kalemin de ve gönlün de sahibi olan, “Oku” diyor hepimize. Biz, “Neyi?” diye bile sormaktan aciziz oysa. Ya da hadi itiraf edelim; gafiliz... Ama mademki O, sözüne “Oku” diye başladı, işte onun içindir sevdamız kitaplara... Ama ben yine de eski bir İstanbul kıraathanesinde, tahta iskemlelere oturup da ince belliden demli çaylarımızı yudumlarken dertleşip de söylemek isterdim sana bunları... Cânım kâri! Sen var ol, ol ki hayalime bir sırdaş olduğuna inanayım.
133.00 ₺ -
Hoşça Kal Ülkesi
Doksanlı yılların sonlarında ülkeyi kavuran bir ihtilalin acımasız seyrinde başlayan bir aşkın hikâyesini dinlemek ister misin? İstanbul, Frankfurt ve Bursa üçgeninde “hoşça kal!” ile örülmüş sonsuz bir gidişi anlatacağım sana. Bilmelisin ki çıkmazlarda karşılaşılan çarenin amansız sancısında bir arayıştır bu... Bu hikâyede aşkı asıl sahibine teslim etmeye niyet etmiş, ancak yüreğindeki sevdadan kurtulamayan genç bir kızın hülyasına kapılacaksın. Aynı anda kendi yurdunda unutturulduğu özünü arayan ve korkularıyla yüzleşemeyip yine korkularına kaçan iki genç adam bulacaksın. Doğuda yitirilen canların ardında kendi derdine düşmüşlerin kederini hissedeceksin. Belki olmaz diyeceksin, belki de her sevdanın hakikatine inanıp sürdüreceksin serüvenini.
105.00 ₺ -
Harp Sanatı Muallimi Fatih Sultan Mehmed
Namık Kemal, Tanzimat Dönemi’nde düşünce, sanat ve siyaset alanlarında oldukça önemli bir konuma sahiptir. Namık Kemal’in bu dönemde yapmış olduğu çalışmalar ve vermiş olduğu eserler Türk edebi ve fikir dünyasına yeni boyutlar kazandırmıştır. Namık Kemal’in kaleme aldığı önemli eserleri arasında, Fatih Sultan Mehmed Dönemi’nin siyasi tarihini irdelediği ve nihayetinde nitelikli bir ‘Fatih Sultan Mehmed’ okuması sağlayan çalışması da yer alıyor. Bir Harp Muallimi Fatih Sultan Mehmed kitabında: II. Mehmed’in şehzadeliği sırasındaki eğitim süreci, Sahip olduğu ince zekâsı, Tahta çıkış süreci, Fatih’i fatih eden hâllerinin inceliği, Fatih’in İstanbul’a niyet etmesi ve bunu başarmak için bütün imkânlarını seferber etmesi, Harp sanatında bir deha olduğunu ispat edercesine İstanbul’un fethi esnasında geliştirdiği askerî icatları değerlendirilip aktarılıyor.
21.00 ₺ -
Güneş Batmadan
Dünyama Bahar Geldi adlı kitabın yeni baskıda adı (Güneş Batmadan) olarak değişmiştir. İnsanlar ömür boyu asude bir bahar ülkesinde yaşamak için koşturur dururlar. Kim istemez dünyasına bahar gelmesini? Rengârenk çiçeklerin açtığı, kelebeklerin uçuştuğu, pırıl pırıl ışıkların oynaştığı, yemyeşil güzelliklerin çevreyi kuşattığı bir mutluluk atmosferi herkesin en büyük arzusu. İşte "Dünyama Bahar Geldi", her ruhun aradığı huzur ve mutluluğu bulanların gerçek hikâyeleri.
112.00 ₺ -
İnsanın Mana Anatomisi
Dertlerin var gönlünün dağlarında duman duman, Ağlamaların... Pişmanlıkla gözlerinde kaynayan, Kalpleri sımsıcak sarmalayan gülüşlerin var, Sükutun var, durgun deniz gibi içten çağlayan, Öfkelerinde fırtına bekler gibi dalgaların, Eşyayı delip geçen bakışın var, Okuyuşların, öğrenişlerin var... Derin derin fikirlerin, Sevdaların var... Sevmelerin ve hazin hikayelerin, Ruhunun yüreğinde başka başka renklerin Gönlün var... Kavuşmaya ayrılmış..
152.00 ₺ -
Bir Yürek Masalı
Gemi su alıyor, Son yolcularda kurtarıldı, Gökler dövünüyor bana, Kurtul kurtul diye. Kulağımda geziyor, fırtına, bora, Yelkenler fora, zama asılı rüzgara. Ben… Uzaklığın boğulana kadar buradayım. Ben… Seni (c.c) bulana kadar buradayım.
100.00 ₺ -
Gülnihal
Kaleme aldığı kitapları büyük bir ilgiyle takip edilen Ferudun Özdemir, bu sefer bir romanla okurlarının karşısına çıkıyor. Gülnihal, dün ile bugün arasında köprü kuran, bugünün insanına dünün atmosferinden esintiler sunan bir roman... Bir şarkının sözlerinden yola çıkarak mazisinde araştırmaya çıkan Murat, İstanbul’a ve özellikle Eyüp Sultan semtine dair bir çok bilinmeyeni keşfediyor. Murat bu yolculuğuna, Ali dedenin ruhaniyetinin bilgelik ve hikmet dolu rehberliğiyle devam ediyor. Ali dede ile Gülnihal’in zamanın ötesine geçen vefa ve sadakat dolu aşkı da gönül dünyasına ışık olmaktan geri durmuyor. Diğer taraftan kalbe ve ruha Allah aşkı sağanaklarını besteleriyle yağdıran İsmail Dede Efendi, Zekâi Dede Efendi gibi gönül ehillerini de tanıma fırsatı sunuyor. Roman ayrıca sıkıntılı ruh hâllerinin çepeçevre sardığı zamanlarda şükretmenin ne kadar büyük bir teselli kaynağı olduğunu gösteriyor ve sıkıntı imtihanını sabır çiçeğiyle süslemenin tatlılığını okuyanların gönlüne nakşettiriyor.
45.50 ₺ -
Gönlüme Hu Düştü
O gecenin esrarında, satırlara damlayan gözyaşlarım içinde heba ettiğim gençliğimi arıyordum. Önümde dolup boşalan çay bardağı, elimde kalem, mazinin dehlizlerine dalıp gitmiştim. Kaleme aldığım bu hikâye o kadar sarsıcıydı ki, yazdıklarımın titreten gerçekliği karşısında kendimden geçiyordum. Yüreğime kor gibi düşen bu hazin hatıraları kâğıda dökmek, dayanılmaz yaşanmışlığı yeniden solumak gibiydi. Aslında bu hikâye yalnız benim değil, hayatını harap etmiş herkesin hikâyesiydi. Kendime geldiğimde sabah ezanları okunuyordu. Penceremi açtım, o mest edici İlâhî kokuyu ciğerlerime çektim. Önümde ise hatıralarımla dolu bir tomar kâğıt, bir de ne zaman doldurduğumu bilemediğim soğumuş bir bardak çayım duruyordu. Altmışı aşkın kitaplarında yaşanmış, ibretli hayatları kaleme alan Halit Ertuğrul, bu defa Gönlüme Hû Düştü eseriyle duyguları yeniden ateşliyor...
133.00 ₺ -
Gemide İsyan Sunguroğlu
Sunguroğlu Gemide isyan romanında kahramanlar, Foça Korsanlarına Karşı macerasından sonra tekrar buluşup Rodos adasındaki korsanlara karşı mücadeleye girişirler. Eser ilk üç eser kadar olmasa da, daha sonra yazılacak diğer Sunguroğlu maceralarına göre hacimli eser sayılabilir. Gemide isyan ve daha sonraki romanlarda maceralar ressam Refet Kartal tarafından yer yer resimlendirilmiştir.
84.00 ₺ -
Fabrika Ayarlarımıza Dönüyoruz
Her insanın fıtratı onu bekleyen yazgıyla uyumludur. Bir kişinin yaşayacaklarını kaldırabilmesinde, hayatta başarıyı ve mutluluğu yakalayabilmesinde; ‘fıtrat’ını, yani ‘fabrika ayarları’nı, ömür boyu muhafaza etmesi önem taşır. Zira, kişi fıtratını muhafaza ettiği ölçüde içsel ve çevresel kaynaklarını sorunlar karşısında verimli bir şekilde kullanabilir. İşte, Fabrika Ayarlarımıza Dönüyoruz adlı bu kitap; kişinin hayatını zorlaştıran, onu gereksiz yere yoran; duygusal ve düşünsel açıdan yük veren ağırlıkları atmaya, hayatın geri kalanında karşılaşılan olaylara sağduyulu ve hikmet boyutunu hatırlayarak bakabilmeye ve bunları fıtrata dönüştürmeye yardımcı olmaya çalışıyor. Ayrıca; kaygılı, stresli ve korku dolu anlarda acil bir müdahale yöntemi olarak ne yapılması gerektiğini EFT (Duygusal Özgürleştirme Tekniği) ve RET (Hızlı Göz Hareketleri Tekniği) uygulamalarıyla anlatıyor...
14.00 ₺ -
Eyvah Çocuğum Bağımlı Mı
Bağımlılık, insanın içinden gelen dürtülerini kontrol edememesi sonrasında, bir nesneye karşı aşırı muhtaç hale gelmesidir. Kişi, bu nesneleri gözünde öylesine büyütür ki; onlar olmaksızın hayatını sürdüremeyeceğini, verimli olamayacağını ve işe yaramayacağını düşünür. Bağımlılık “Aşk gibi bir şey” sanki! Bir insan, tek başına, herkese karşı gelmeyi göze alarak, onun için, onunla daha fazla olabilmek için, o şey elinden gitmesin diye bu kadar çok mücadele verebilir mi? İşte çocuğunuz bunu yapıyor! O, çocuğunuzun içinde büyüttüğü özgür bir şeydir. Dünyasını sarıp sarmalayan, kendi hayal ettikleri içinde hareket eden bir ruhtur. O bağımlı olduğu şey var ya! Cenneti oluyor onun. Sonunun nasıl biteceğini bilmediği masalı. Sadece yaşadığı günlük hayatın sıkıntılarını ıskalamak için dua ettiği inancı oluyor. Onunla kafayı birazcık olsun dinlendirebilme ihtimali için, geri kalan tüm hayatını gözünü bile kırpmadan silebileceği bir sevgi oluyor zamanla. “Rüyamda görsem inanmazdım böyle davranacağıma.” diyen anne babalar olmayın, içinizin penceresinden karanlığa bakmayın, gemileriniz hep umuda yolculuk etsin diye söylediğimiz çoğu öneriyi, devleştirdiğiniz gerekçelerinizin arkasına itiyorsunuz. Bağımlılıkların adı ne olursa olsun zemininde hep aynı mantık var: bilinçsizlik ve yalnızlık! Teknolojinin zirvesine yol aldığı günümüzde, sevgi bağlarımızı hızla büyütelim, ne dersiniz? Ümidim o ki, Rabbimizin emrettiği şekliyle çocuk büyütmenize vesile olabileyim... Yavrularınızı, o emirdeki tarife uygun davranarak büyütün lütfen: “Nadide bir çiçek gibi...” Psikolojik Danışman Mehtap Kayaoğlu’nun yılların tecrübesiyle hazırladığı bu kitap, bir yandan bağımlılıkla mücadele hâlindeki ailelerin başucu kitabı olurken, diğer yandan bu tehlikeye maruz kalma riski olan bütün aileler için yol gösterici bir rehber özelliği taşıyor. Kitapta; Bağımlılık nedir ve neden bağımlı olunur? Bilgisayar ve oyun bağımlılığı, İnternet ve sosyal medya bağımlılığı, Sanal/gerçek cinsel bağımlılığı Uyuşturucu madde ve alkol bağımlılığı, gibi bağımlılık çeşitleri yer alarak, klinik vaka örneklerini görecek ve çocukları bağımlılık tuzaklarından uzak tutacak etkili önerileri okuyacaksınız.
168.00 ₺ -
Esma i Hüsna ile Çocuk Terbiyesi
Ayşegül Akakuş Akgün 9 Ay 99 Esma kitabının devam niteliğini taşıyan yeni kitabı Esmaü'l-Hüsna ile Çocuk Terbiyesi çok yakında raflarda! Esma-i Hüsna ile Çocuk Terbiyesi; çocuklarını tanımak ve gelişim süreçlerini bilmek isteyen aileler için kaleme alındı. Kitapta; bedensel, bilişsel, kişisel, sosyal, duygusal, din ve ahlak gibi pek çok konu irdeleniyor. Çocuklara sünnete ve hadislere göre terbiye vermenin tarihsel ve günümüz örneklerini sunuyor. Çocuklarda olmasını ve olmamasını istediğiniz davranışlar ve dahası bu kitapta…
168.00 ₺ -
DEM Bir Telli Baba Romanı
“Bazı şeylerin hayali güzeldir, kendisi değil... Her şey bir hayalle başladı aslında. Önce aşkı hayal ettim. Sonra bir âşık ve hayalime aşk ettim sonra. Sana anlattıklarım bir hurafeye dönüşmüş garip bir mezarın hikâyesi... İnanmak zor belki, lakin inanmamak daha zor. İstanbul; aşkın gönle düştüğü şehir, aşkın hayalle örtüştüğü, ölümle buluştuğu şehir... Her taşında bir aşkın izi var. Aşk var kâri, aşk var. Şükür ki var. Ve ben işte İstanbul’un bu aşklarının efsaneye düşmüş hâlini anlattım sana. Aşk... Ve ölüm... Ve hikâye... Bil ki aşk için gönül lazımdır, gönlü bilmek lazımdır ve bilmek için de ölmek lazımdır. Demem o ki aşk gönlün, ölüm de ömrün zekâtıdır. Ve aşk gönlün; ölüm de ömrün kirini alır da gider. Bu yazdıklarımın hepsi doğrudur demiyorum sana. Doğru ve gerçek olanları da var elbet. Lakin ben yalnızca hayal ediyorum. Zira bazı şeylerin hayali güzeldir, kendisi değil.” Fatih Duman, Dem’de, sizi, Telli Baba’nın gizem ve hüzün dolu öyküsünü okumaya davet ediyor...
126.00 ₺ -
Çocuk Neyi Neden Yapar 2
Sıradan gibi gelen çocuk davranışlarının birçoğu onun duygu dünyasından izler taşır yetişkine... Kimi zaman kardeşini iterken... Kimi zaman köşede bir yerde sessizce oynarken... Kimi zaman huysuzca her söylenene itiraz ederken... Bazen şımarıp, bazen yılışırken... Bazen yemek yiyip bazen yemezken... Bazen ödevlerin yapıp bazen yapmazken... Aslında bir mesajı vardır yetişkine çocuğun. Çocuk davranışlarını okuyabilen ebeveynler, çocukların verdiği mesajları doğru anlarken bir taraftan da birlikte yaşamanın keyfini sürerler. Mesajları doğru okuyamayan ebeveynler ise, çocuğuyla sürekli bir çatışma, huzursuzluk, bağırtı çağırtı içinde bulurlar kendilerini. İşte Pedagog Dr. Adem Güneş, sıradan gibi görünen birçok çocuk davranışının hangi anlamlar içerdiğini ebeveynlerle paylaşarak, çocuk davranışları anlamada çaresiz kalan ebeveynlere pratik bir bilgi kaynağı sunuyor. Çocuk davranışlarının nedenlerini ve çözüm önerilerini yalın ve anlaşılır bir dille anlatıp çözüm önerileri veriyor.
196.00 ₺ -
Çocuk Eğitiminde Pozitif İletişim
Eş eşi ya terapi eder ya da terapiye muhtaç eder. Günümüzde eşler birbirlerini varolduğu hali ile kabul etmedikleri içindir ki, evlilikler incitici bir mücadele alanına dönüşüyor. Kişiler birbirlerini değiştirmek, dönüştürmek ve başkalaştırmak için mücadeleye girerken, koca bir yaşam, yıpranmışlıklar içinde geçip gidiyor. Kimi zaman, kadın erkekleştikçe, erkek pasifleşiyor; erkek pasifleştikçe, kadın agresifleşiyor. Kimi zaman ise, erkek agresifleştikçe, kadın çaresizleşiyor; kadın çaresizleştikçe arada çocuklar eziliyor. Halbuki mutluluğun temel esası ‘koşulsuz saygı’ ve kişinin ‘varolduğu hali ile kabul edilmesi’dir. Ve insan gördüğü, baskı ve zorlamalar kadar değil, ‘kendi olmasına izin verildiği kadar’ insandır. Sağlıklı çocuk da, ceza ile korkutularak veya mükâfat ile yönlendirilerek ‘davranış kazandırılmış’ çocuk değildir. Sağlıklı çocuk; bir davranış ‘yanlış’ olduğu için o davranıştan uzak durabilecek ‘iradeyi’ kazanmış çocuktur. İşte bu kitap bütün bunlardan bahsediyor. Belki de, aile içinde pozitif bir yaşam için gözden kaçırılan ayrıntıları sunuyor.
168.00 ₺ -
Çocuk Bu İhmale Gelmez
Çocuk, merhametin ve sevginin simgesidir. Günahsızlığın, mutluluğun, enerjinin ve samimiyetin temsilcisidir de... Çocuk yetiştirme biçimi ne olursa olsun; bazen bilerek ya da bilmeyerek çocuğun gelişimi sekteye uğratılabilir. Bazen bencillikler, sorunlar ve ihtiraslar; bazense hayaller çocukları görmezden gelmeye, onları kişisel çıkarlar doğrultusunda, farkında olmadan, kullanmaya neden olabilir... İşte Çocuk Bu İhmale Gelmez tam da bunlardan bahsediyor. Çocuğun gelişimini ve mükemmelliğini sekteye uğratan, yer yer farkında olunmayan ihmal ve istismar vakalarının fark edilmesini sağlayıp; ihmal ve istismarın önlenmesinde bir zırh görevi gören ‘mahremiyet bilinci’nin çocuğa nasıl kazandırılacağını anlatıyor. Ayrıca mahremiyet donanımını elde etmiş çocuklar yetiştirme gayesinde olanlar için de çeşitli yol ve yöntemler sunuyor... “Çocuklarıyla birlikte büyür anne babalar... Sağlıklı büyüyen çocuklarla büyümeli anne babalar...”
161.00 ₺