-
Mehmed Kayalar (Zulme Boyun Eğmeyen Kahraman)
Bediüzzaman’ın küfrün tahripkâr hücumlarına karşı cepheye sürdüğü kahramanlardan biri de “Nur’un muallimi”, “Nur’un kahramanı” ve “hayatını Nur’a vakfeden” Yüzbaşı Mehmed Kayalar’dır. Her kabiliyeti yerinde istihdam etmesini bilen büyük deha, Kayalar gibi bir kahramanı Doğu’nun en zorlu cephesi Diyarbakır’a gönderir. Küçük yaştan itibaren İslam’ın derdiyle dertlenen Kayalar ise, aradığı kumandanı bulmuş olmanın şevkiyle yerinde duramaz. Manevî kumandanından aldığı emir ve direktiflerle küfre ve zulme meydan okur. Üstad, zihninden ne zaman Doğu ve Diyarbakır geçse, cansiperane hizmet ve faaliyetleriyle Kayalar hayaline gelir ve gözünü uzaklara dikerek, “Aslan Kayalar’ım!” demekten kendini alamaz. Bu kitapta Mehmed Kayalar’ın yakın tarihimizde gerçekleştirdiği fedakârane ve cesurane hizmetleriyle karşılaşacaksınız. Sağlam bir irade, büyük bir hamiyet, kuvve-i kudsiyeyle birleşen bir cesaret, zalimlerin yüreklerine korku salan bir heybeti temaşa edecek ve bu büyük fedakâr-ı İslam’ın kalbinizde yer ettiğini hissedeceksiniz.
11.20 ₺ -
Peygamberimiz Böyle Dua Ederdi
İnsan, fizyolojik olarak beslenmeye İhtiyaç duyduğu gibi kalbî ve ruhî yönüyle de beslenmeye ihtiyaç duyar. Cenab-ı Hakk, kulunun kalbî ve ruhî yönden beslenmesini Yüce Zatını zikretmeğe bağlamıştır. “Dikkat edin, kalpler ancak Allah’ı anmaklaTatmin olur.” Dua en güzel zikirdir.O halde kalbin ve ruhun gıdası olan duayı bolca yapmak icap ediyor. Tamamı Efendimiz’in (s.a.s.) me’sur dualarından oluşan bu eser, ruhumuzun ve kalbimizin gıdasını O’nun (s.a.s.) dualarıyla gidermeyi hedeflemektedir.
4.90 ₺ -
Peygamberin Genç Arkadaşları İkinci kitap Medine Gençleri
Birincisinde, Mekke gençlerinden örnekler verdiğimiz Peygamberin Genç Arkadaşları adlı iki kitaplık dizinin ikinci ve son kitabında, Allah’ın Elçisi’ne (asm) Medine’de arkadaş olmuş genç sahabilerden bazılarını konu edindik... Kitabın sayfaları arasında, genç sahabileri kendinize yakın hissedeceğiniz ve onların müthiş hayatlarından kendi hayatlarınıza, yön verecek hatıralar okuyacaksınız...
120.00 ₺ -
Taşı Toprağı Tarih İstanbul
Osmanlı Tarih Dizisi’nin yazarı Zehra Aydüz; elinizdeki bu kitabın sayfalarında, o büyük medeniyete asırlarca başkentlik yapmış güzel İstanbul’un, taşı toprağı tarih sokaklarında dolaştıracak sizleri... Bu keyifli yolculuk sonunda, Türkiye’nin hangi şehrinde yaşıyor olursanız olun; İstanbul’u sevmek için yüzlerce sebep görecek ve İstanbul’u seven herkes gibi, biraz da “İstanbullu” olduğunuzu farkedeceksiniz...
135.00 ₺ -
Oblomov
Gonçarov’un tembelliğe yeni bir tanım getiren eseri Oblomov yazıldığı zamanda büyük ses getirmiş ve bir buçuk asır sonra bile tembellikten konuşurken akla gelen ilk isim olmuştur. Gonçarov’un, Oblomov’un tembelliği üzerinden bir ulusun içinde bulunduğu hali mizahi bir dille anlattığı bu roman her okuyana biraz “Oblomov” olduğunu fark ettirir. Oblomov ve ondan daha tembel uşağı Zahar, Rusya’yı; Oblomov’un her durumda yardıma koşan dostu Ştoltz disipliniyle Avrupa’yı temsil etmektedir. Bir de Oblomov’un hiç ummadığı bir anda tanıştığı Olga vardır, bakalım aşkın gücü Oblomovluğu yenecek midir? Evet, muazzam bir tembelsin; evet, miskinliğin yeryüzünü tozlandırıyor; evet, kaderin bile uyuşukluğa kapılıyor sen doğrulurken. İyi de, yüz elli yıldır nasıl oluyor da tembellik etmeden her birimizle ayrı ayrı ilgilenme zahmetine katlanabiliyorsun? Ve biz, nasıl oluyor da, "bize ne" diyemiyoruz "senin uyuşukluğundan…"
21.90 ₺ -
Matarama Kan Doldu
Cenneti canlarıyla satın alanların hayatı... Her şeyden vazgeçenlerin, geçebilenlerin imanları sayesinde kazandığı zafer. Birkaç dakika sonra rahmet-i Rahman’a ulaşacakları umuduyla, abdest alıp Kur’ân okuyarak düşman üzerine yürüyenlerin inanmışlık destanı. Nice ana kuzularının canlarına, cananlarına, memleketlerine doyamadan ötelere kanatlanışının hikâyesi. Çanakkale’nin neden geçilemediğini, Çanakkale’deki ruhun ne olduğunu anlamak isteyenlere bu romanın söyleyeceği çok şey var... Çanakkale Savaşı onurlu bir var oluşun mücadelesi... Bu mücadeleyi bizzat yaşayanların anılarından, hikâyelerinden okumak ise duygusal bir yolculuk yaptırıyor insana. Geçmişini ve yüklendiği mirası hatırlatıyor. Gelecek nesillere daha anlamlı şeyler bırakmak isteyenler için okunması gereken bir kitap Matarama Kan Doldu. Çünkü içinde bin destan saklayan bir savaşın yaşanmış öykülerini aktarıyor.
28.00 ₺ -
Hz. Ali İlk Üç Halife İle Kavgalı mıydı?
İslam dünyasının genelinde Sünnîlik-Şiîlik, Türkiye özelinde ise Sünnîlik-Alevîlik ayrımı üzerinden süren tartışmalarının kökeni, ilk dört halifenin aralarındaki ilişkilere dayandırılır. Tartışmaların merkezinde ise, ilk halifenin o olması gerekirken Hz. Ali’nin mağdur edildiği iddiası yer alır. Bu iddiaya güç vermek üzere de, Hz. Ali ile ilk üç halife arasında daha Hz. Peygamber hayattayken varolan bir gerilim olduğu, üçünün de Hz. Ali ile ‘kavgalı’ olduğu söylenir. Bu, doğru mudur? Halifeler arasında bir gerginlik, geçimsizlik, kavga, siyasî mücadele var mıydı? Hem, Hz. Peygamber kedisinden sonraki halifeyi tayin etmiş miydi? Değilse, halifeler nasıl seçildi? Halifelik sırasının bu şekilde olmasının hikmetleri nelerdi? Neden Hz. Ali dördüncü halife oldu? Elinizdeki kitap, bugün de ağızdan ağıza yayılan bu ve benzeri sorulara, tarihî gerçekler ışığında cevap ararken, ilk üç halifenin Hz. Ali ile olan ilişkilerini anlatıyor. Hilafetin gaspedildiği yönündeki iddiaların arkaplanını deşifre ediyor ve bu iddiaların geçersizliğini delilleriyle ispat ediyor. Ve en önemlisi, ilk dört halifenin aralarındaki dostluğu ve dayanışmayı ortaya koyduğu gibi, halifelerin Ehl-i Beyt sevgisini örnekleriyle anlatıyor…
133.00 ₺ -
Gazi Padişahlar İmparatorluğun Kurucuları
Osman Gazi, Orhan Gazi, Murad Hüdavendigâr, Yıldırım Bayezid, Çelebi Mehmed, Murad Gazi, Fatih Sultan Mehmed, II. Bayezid… Beyliğin ve hanedanın kurucusu Osman Gazi’den itibaren Osmanlı Devleti’ni gücünün doruğunda olduğu 16. yüzyıla hazırlayan ilk sekiz padişah… Hepsi de imparatorluğun gücünün tescil edildiği savaşlarda bizzat bulunmuş gazi kurucular… “Adalet, insaf ve hoşgörü”nün sembolü olan bu padişahlar, devlete adını veren kurucu lider Osman Gazi’den başlayarak, beylikten imparatorluğa yükselişte ve ahenkli bir Osmanlı toplum yapısının kurulmasında önemli başarılara imza atmışlardır. Peki bu gazi padişahlar askerî başarıları veya başarısızlıkları dışında “insani” yönleriyle ne kadar tanınıyordu? Yönettikleri ülkeye ve topluma, fetihleri dışında, din, eğitim, ilim, kültür, sanat ve bayındırlık alanında yaptıkları kalıcı hizmetler nelerdi? Hangi padişah döneminde komşuluk ilişkilerine önem verilmiş, hangi dönemde kılık kıyafet ve mali alanda ilk düzenlemeler yapılmıştı? At sırtından indikten ve savaş elbiselerini üstlerinden çıkardıktan sonra, bu gazi padişahların, gündelik hayatlarında ne yaptıkları, nasıl bir hayat sürdükleri konusu Marmara Üniversitesi profesörlerinden Necdet Öztürk tarafından, 15. yüzyıl Osmanlı tarih yazarlarının kalemlerinden kesitlerle ilk defa bu eserde derli toplu bir şekilde anlatıldı; Gazi Padişahlar…
18.25 ₺ -
Küller
Halide Nusret Zorlutuna’nın 19 yaşında kaleme aldığı ilk romanı ‘Küller ‘ naif bir aşk hikayesinin ailenin genç kuşak fertlerinden birine mektuplar aracılığıyla anlatılmasından oluşuyor. Büyük bir aşkın film tadındaki hikayesi olan ‘Küller’ sizi yer yer şaşırtacak, bir sevda hikayesinin ne demlerden geçtiğine tanıklık edeceksiniz. Kıskançlık duygusunun aşkla iç içe geçmesi romanı besleyen yegane durumlardan, pişmanlık ise tüm bunların sonucu... naif aşklara yelken açmak, masum aşkların zamanına doğru nostalji yapmak isteyenler için nadide bir roman‘Küller’.
6.76 ₺ -
Gel Söyleşelim Cümle Geçen Demleri
“Kendimi hiçbir zaman bir röportaj yazarı olarak görmedim; ama işiniz gazetecilik ve dergicilikse, ses alma cihazınızı yanınızdan eksik etmeyeceksiniz. Esasen soru sormasını, yani röportaj yapmasını bilmeyen gazetecilik de yapamaz.” BeşirAyvazoğlu Kültür ve edebiyat dünyamızın usta kalemlerinden Beşir Ayvazoğlu, Gel Söyleşelim ismini uygun gördüğü röportaj kitabında, tarih, edebiyat, mimari, resim, klasik sanatlar ve kültür tarihi gibi alanlarda birbirinden kıymetli aydınlarla yaptığı söyleşileri bir araya getiriyor. Bir kısmı Osmanlı bakiyesi olan bu aydınların hiç bilinmeyen ve merak edilen dünyalarını gelecek nesillere aktararak geçmişle gelecek arasında bir köprü vazifesi üstleniyor. Nefis bir üslupla hazırlanan bu eser sayesinde Âsım Şakir Gören, Nuri Arlasez, Erol Akyavaş, M. Uğur Derman, Ekmeleddin İhsanoğlu, Sezer Tansuğ, Suphi Saatçi, Cemal Kafadar, Cengiz Aytmatov, Ahmet Güner Sayar, Bahtiyar Vahapzade, İnci Enginün, Zeynep Kerman, Çelik Gülersoy ve Erol Üyepazarcı’yı daha yakından tanıyacak, bugüne kadar hiçbir kitapta yer almamış bilgilere ulaşarak “Geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer” mısraının anlamını yürekten hissedeceksiniz. Gel söyleşelim cümle geçen demleri cânâ Sami
13.52 ₺ -
Gayriresmi Cumhuriyet
Yeni bir anayasaya doğru ilerlediğimiz, yeni bir Türkiye’yi konuştuğumuz bugünlerde, bugünümüzü sorgulamaya ve geçmişle hesaplaşmaya başladık. Peki ya cumhuriyet? Cumhuriyeti, resmî ideolojiyi, Türkiye’nin rejimini, bu rejimin demokrasiyle irtibatını yeterince konuştuk mu? Cafer Solgun bu kitabında bize farklı bir cumhuriyet resmi sunuyor; öteki cumhuriyeti, cumhuriyetin görülmeyen, gözlerden uzak tutulan farklı yüzünü gözler önüne seriyor. Devleti, devletin ötekilerini ve ayrıcalıklılarını tanımak, geçmişi, bugünümüzü ve geleceğimizi, resmî ideoloji kalıpları dışında yeniden düşünmek için…
146.00 ₺ -
Fatih 1453
Bu roman; Yeni Çağ’ın en muhteşem hükümdarını,“cengaverliği, iktidar felsefesi ve sanat adamlığı açısından” her yönüyle tanımak isteyenleri, gerçekçi bilgiler ışığında; heyecanlı ve akıcı bir üslupla,beş yüz yıl öncesine götürüyor. Devrinin tarihçileri tarafından “Asrın Güneşi”diye nitelenen Fatih Sultan Mehmet, düşünce, fikir ve hayata dair bir çok yaşanmışı “AVNΔ takma adıyla dile getirmişti. Elinizdeki eserin; “yazımı sırasında” Avnî’nin sesine çokça kulak verildiğinden, “FATİH KENDİNİ ANLATIYOR” dense yeridir. Onun hikâyesinde; Bir dahinin, zekâsını nasıl yüksek kabiliyete dönüştürdüğünü, “Sonsuza dek sürmesini istediği” devletinin temeline ne tür harç koyduğunu ve DEV bir imparatorluğu nasıl inşa ettiğini hayranlıkla okuyacaksınız.
315.00 ₺ -
Sırat Köprüsünde Heyecan
Kıldan ince çok inceyim, Günahla neşelenene,Kılıç gibi keskinceyim,İsyanla ömür sürene,,,,, İnsanların heyecanı yüzlerinden, bakışlarından, duruşlarından okunuyor. Ne olacak hâlimiz? Nasıl geçeceğiz, bu kıldan ince kılıçtan keskince köprüyü, diye benim üzerimden geçmeyi düşünüyorlar. Haksız da değiller hani. Üzerimden ayakları kaydığında, ağzını açıp beklemekte olan hararetli ateşin tam içine düşecekler. Ölüm kurtuluştur, bende yanmaya göre. Ben, sizin de tahmin ettiğiniz gibi Sırat Köprüsüyüm. Kimine göre kıldan ince kılıçtan keskinim. Daraltırım tüm benliğini, çekerim ateşin dehşet saçan gözlerine. Allah’a imansızlığı bir yaşam tarzı olarak benimseyenler, şimdi korku dolu bir bekleyişin içindeler. Hayatı haram-helal demeden genişletenlere daraldıkça daralmaktayım. Ve öyle dehşetli engelleyicilerim vardır ki, sizi nereden nasıl ateşe çekeceğini bilemezsiniz. Bazen demir bir çengel ansızın saldırır, Sırattaki ayaklarınızdan çekiverir. Bazen koca bir diken saplanır bedenlerinize. Bazen ateş topları isabet eder başlarınıza ve yuvarlayıverir cehennemin en dibine. Sırat Köprüsünde umut, Allah sevgisiyle Sıratı şimşek hızıyla geçmektir. Allah’ın affına mazhar olan gönül erleri, Sıratın üstünden geçerken cehennem seslenir: “Çabuk geçin nurunuz ateşimi söndürmekte.” Elinizdeki bu kitap; metafizik bir kurgu roman olarak alanında ilk telif kitap olma özelliğine sahip “Kabirde İlk Gece”nin devamı niteliğinde, Sırat Köprüsünden geçiş için tefekküre, nefsi tezkiyeye ve muhabbetullaha vesile olacak özelliktedir.
11.20 ₺ -
Lütfen Anlayın Beni
Sevgili Öğrenciler, Bu kitap sizleri hayatta başarıya ulaştırmak amacıyla hazırlandı.Kitabın temelleri, sizlerin birer yarış atı değil,; her şeyden önce bir insan olduğunuz ön kabulüyle atıldı. Başarı yolunda hepiniz/hepimiz engellerle karşılaşıyoruz. Her bir engel içinde fırsatlar gizlidir. Önemli olan duvarın içinde gizli olan kapıyı bulabilmektir. İşte bu kitabın amacı, bu kapıyı bulmanızda sizlere yardımcı olmaktır. Unutmayın! Sınavlar sizi kategorize eden bir yarışma değil, nerede olduğunuzu belirleyen bir göstergedir. Hayatta başarılı olmak için kendinize bir iyilik yapın ve bu kitabı okuyun! Bu kitap sayesinde; -Yaşadığınız sorunlara çözüm bulacak -Özgüveniniz artacak -Motivasyonunuz yükselecek -Zihniniz ve algılama yetiniz gelişecek -Başarı artırıcı teknik ve taktik bilgilere sahip olacak -Kaygınız azalacak -Ailenizle ve çevrenizdeki insanlarla daha iyi iletişim kuracaksınız. Bütün bunlarda sizin başarınızı artıracak. Hayat sınav başarısından ibaret değildir. Başarı dileklerimizle...
5.60 ₺ -
-
Damat Tercümesi 6.Cilt
Bu güvenilir eser, Hanefi İslam Hukuk ilim adamlarından merhum İbrahim b.Muhammed el-Halebi'nin "Mültekal Ebhur" adlı değerli ve meşhur eserinin metniyle birlikte, yine Hanefi İslam Hukuk ilim adamlarından olan aynı zamanda necip milletimizin bağrından çıkmış bulunan Abdurrahman b.Şeyh Muhammed b.Süleyman el-Hanefi olan zatın yazmış olduğu "Mecmaul Enhur" adlı şerhin tercümesidir. Bilindiği gibi "Mültekal Ebhur"un metni üzerine merhum Mehmet Efendi tarafından "Mevkufat" adlı çok değerli bir şerh yazılmıştır. Bu şerh, engin ilmi kabiliyetiyle bilinen merhum hocamız üstad Ahmet DAVUTOĞLU tarafından günümüzün Türkçesine çevrilerek sadeleştirilmiştir. Ancak "Mültekal Ebhur" adlı bu eserin üzerine şerh olarak yazılan "Mecmaul Enhur" adlı çok değerli eserin tercümesi bu güne kadar yapılmamıştır."Macmaul Enhur" adlı bu eser yıllarca gerek OSmanlı döneminde ve g erek Cumhuriyet döneminde İslam Hukukunun tüm konularında kendisine fetva kaynağı olarak başvurulan değerli eserlerden biri olmuştur. İşte bu eser, acizane tarafımdan tercüme edilmiş olup; okuyucuların istifadesine sunulmuştur. Bana bu eserin tercümesini yazmada yetenek kazandıran ve onun yardımı olmadan hiçbirşey olamayan Yüce Rabbim'e sonsuz şükürler eder ve bu tercümenin bütün okuyucularıma iki dünya mutluluğunu sağlamasını Yüce Allah(c.c)'tan niyaz ederim.
450.00 ₺ -
Damat Tercümesi 5.Cilt
Bu güvenilir eser, Hanefi İslam Hukuk ilim adamlarından merhum İbrahim b.Muhammed el-Halebi'nin "Mültekal Ebhur" adlı değerli ve meşhur eserinin metniyle birlikte, yine Hanefi İslam Hukuk ilim adamlarından olan aynı zamanda necip milletimizin bağrından çıkmış bulunan Abdurrahman b.Şeyh Muhammed b.Süleyman el-Hanefi olan zatın yazmış olduğu "Mecmaul Enhur" adlı şerhin tercümesidir. Bilindiği gibi "Mültekal Ebhur"un metni üzerine merhum Mehmet Efendi tarafından "Mevkufat" adlı çok değerli bir şerh yazılmıştır. Bu şerh, engin ilmi kabiliyetiyle bilinen merhum hocamız üstad Ahmet DAVUTOĞLU tarafından günümüzün Türkçesine çevrilerek sadeleştirilmiştir. Ancak "Mültekal Ebhur" adlı bu eserin üzerine şerh olarak yazılan "Mecmaul Enhur" adlı çok değerli eserin tercümesi bu güne kadar yapılmamıştır."Macmaul Enhur" adlı bu eser yıllarca gerek OSmanlı döneminde ve g erek Cumhuriyet döneminde İslam Hukukunun tüm konularında kendisine fetva kaynağı olarak başvurulan değerli eserlerden biri olmuştur. İşte bu eser, acizane tarafımdan tercüme edilmiş olup; okuyucuların istifadesine sunulmuştur. Bana bu eserin tercümesini yazmada yetenek kazandıran ve onun yardımı olmadan hiçbirşey olamayan Yüce Rabbim'e sonsuz şükürler eder ve bu tercümenin bütün okuyucularıma iki dünya mutluluğunu sağlamasını Yüce Allah(c.c)'tan niyaz ederim.
450.00 ₺ -
Huzur Defteri
İstanbul’da bulunan Karagümrük Cerrahi Âsitanesi, Osmanlı’nın son zamanlarında, birçok önemli zâtın hayatını değiştiren olaylara tanıklık etmiştir. Ama bu tanıklıklar genelde sözlü kültür içinde kalmış, dilden dile nakledilmiş ve çoğunlukla sıradan okura kapalı kalmıştır. M. Fatih Çıtlak, Huzur Defteri’nde, bizi bu dergâh ve çevresinde yaşananlara götürüyor, Safer Efendi’nin huzurunda tuttuğu notları ve dinlediği sohbetleri bizimle paylaşıyor. Huzur Defteri’ne irfanî güzelliklerimizin kaynakları ve abide şahsiyetlerin hatıraları eşlik ediyor. Hz. Pîr Nûreddîn-i Cerrâhî ve halifeleri; Şeyh Fahreddîn Efendi, Celal Ökten Hocaefendi, Gönenli Mehmed Efendi, İskilipli Atıf Efendi, Neyzen Tevfik, Hüseyin Sîret, dönemin padişahları ve meşhur birçok zât… Kitap, huzur yolunda ilerlemek isteyen okura, bu yolun hem güzelliklerini hem de talep ettiği bedelleri hatırlatıyor. Güzel ahlak nasıldır, vefa nedir, nefs nasıl arınır, kalp nasıl aydınlanır… Tüm bunları bu çok önemli üstatların hayatlarından süzerek huzurumuza taşıyor. Kitapta bulunan hatıraları okudukça, medeniyetimizin birçok unsuru, Osmanlı mahalle hayatı, Osmanlı insanı, tekkelerin toplum içindeki fonksiyonları gibi birçok önemli konuda yepyeni bilgiler ediniyoruz. Şeyh olarak nitelendirdiğimiz bir kişi nasıl yetişiyormuş, nasıl eğitiliyor ve aile hayatını nasıl kuruyormuş, çocukluk döneminden yetişkinliğe kadar uzanan hayat safhalarını nasıl yaşıyormuş, rüya tabirinin derinliklerinden güncel hadiselere bakış nasıl şekilleniyormuş… Cumhuriyetin ilk zamanlarında tekkelerin kapatılması beraberinde neler getirmiş, toplumda ve tekke hayatında ne gibi değişikliklere yol açmış, bugün bize inanılmaz gibi gelen fakat yaşanmış bu zorluklar nasıl aşılmış… İşte bunların hepsini bu kitapta bulmak mümkün. Huzur Defteri sadece tasavvuf okurunun ilgisini çekecek bir kitap değil, aynı zamanda yakın tarih meraklılarının, kültür tarihine ilgi duyanların da ilgisini çekecek bilgilerle dolu.
224.00 ₺ -
HZ Fatıma Canfeda
BABASININ ANNESİ: HZ. FATIMA O Hz. Fatıma ki Allah Resulü’nün can parçası, dünya üstünde ona en çok benzeyen kişidir. İlmin kapısı Hz. Ali’nin eşi, cennetin genç efendileri Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’in annesi, iyilikler denizinin incisidir. Üç günlük açlıktan sonra bile elindeki tek lokmadan feragat eden, Hz. Muhammed(sav) tarafından daima ayakta karşılanandır. Ehl-i Beyt bir nur kandili, o ise bu nuru çevreleyen kristal fanus, Fahri Kainat’ın(sav) gözlerinin nurudur. O Fatımadır. Ateşten kesik, ateşe uzak demektir. Allah'ın onu ve sevenlerini cehennem ateşinden uzak tutma muradıdır. Son Peygamberinin soyunu devam ettiren Kevser, aynı zamanda Resulullah’a(sav) duyduğu şefkatle onun etrafında pervane gibi dönen, ‘Babasının Annesi’dir. *** Belhli tüccar Cüneyd el Kındi, Kuşadalı Üveysi Haşim, Necefli Hacı Hüsrev, Botanlı Ramazan, Tıkritli bilge ebe Destigül Nine ve torunu Abbas… Dünyanın dört bir tarafından yollara düşen bu kişileri buluşturan tek şey Ehlibeyt aşkıdır. Kerbela, Medine ve Mekke güzergâhında uğradıkları her durak, geçtikleri her menzilde zamanın koridorları açılır ve Hz. Fatıma’nın hayatından kesitlerle karşılaşırlar. Kevser’in kıyısında gezinen bir roman mı bu, yoksa bir şark hikâyesi mi? Şaşıracaksınız.
292.00 ₺ -
Şişedeki Mektup
Birbirlerine çok yakın birkaç ada... Bu adalarda yaşayan huysuz ve geçimsiz insanlar... Tüm bu geçimsizliğin sebebini merak eden küçük bir çocuk: Peer Bu kitapla çocuklar, Peer'in küçük bir adadaki deniz fenerinde geçen günlerine ve şişe postacılığı yapma hayaline tanıklık ederken insanlar arası iletişimin önemini kavrayıp arkadaşlık ve umut gibi kavramlar üzerinde düşünmeye başlayacaklar. İlköğretim birinci kademe öğrencileri için hazırlanan bu romanda, asıl kahramanlığın birilerini umursamak ve umut etmekten vazgeçmemek olduğunu göreceksiniz.
98.00 ₺ -
Gönülleri İrşad Eden Virdler
Salevat ve Zikir Meclislerinde Okunan Gönülleri İrşad Eden Virdler Efendimiz Muhammed Mustafa Sav.'in 35. kuşaktan torunu Seyyid İbrahim el-Ahsai hazretlerinin hazırladığı ve Efendimiz Muhammed Mustafa Sav. okunacak salavat-ı şerifleri içeren hem Arapça hemde Türkçe olan bu eseri kaçırmayın...
15.00 ₺ -
Çağın Vicdanı Bediüzzaman
Vicdan için, ‘ne yapmak gerektiğini söyleyen iç ses, yanlış yapmaktan koruyan iç bekçi, hiçbir şey yapmama yanlışından koruyan iç ölçü, nasıl yapacağını anlatan bir iç eğilim’ denilir. Vicdanın doğru tanımı buysa, ‘çağın vicdanı’dır Bediüzzaman. Çünkü, doğup büyüdüğü topraklar, İslâm dünyası ve bütünüyle dünya büyük acılar yüklü zorlu bir sınanmadan geçerken, maddî-manevî her türlü savrulma ve bunalımın yaşandığı bir dönemde, bunca kargaşa ve gürültüye rağmen vicdanının sesine kulak vererek çağın ‘vicdanî normlarını’ belirlemiştir. Onun akıl ile kalbi buluşturan düşünce sistemi ve akıldan kalbe yolculuğu içeren yaşama modeli ise, bu vicdanî değerleri herkes için yaşanabilir hale getiren bir yol haritası niteliğindedir. Çağın Vicdanı Bediüzzaman, ‘çağın vicdanı’ olabilmiş bir düşünürü, hayatı ve tefekkürüyle gündeme taşıyor… Bu çağda kelimenin tam anlamıyla ‘insan’ olmak ve ‘insan’ kalmak isteyenler için, elinizdeki kitap çok şey söylüyor… Bediüzzaman kadar yanlış anlaşılmış bir insana tarihte çok az rastlanır. Onun hakkında kalem oynatmak mayınlı araziye girmek gibiydi. Türkiye’mizin tarihinde ‘Psikolojik Savaş’ın kurbanı olan bu değere sahip çıkmazsak tarih bizi ayıplar diye düşündüm. Balık okyanusta doğar, büyür, yaşar ve ölür; fakat okyanusu bilemez. Bunun gibi, hakikatin kölesi olmuş hür adam Bediüzzaman’ı bilememişiz. Sahici bir insan, şefkatli bir üstad, yoksul ama kanaat zengini bir hoca, müthiş bir bellek, keskin bir zekâ, şaşırtıcı bir muhakeme gücü ile karşı karşıyaydım. Bu bilgileri okuyup kendime saklayamazdım, çünkü kendimi borçlu ve sorumlu hissediyordum. Gerçekleri arayanlara vasıta ve vesile olmam gerekir, diye düşündüm.
8.40 ₺ -
Sensin
“Herkes tevhid halkasında olduğu halde, sadece bazıları kapıları aralayabiliyor. Kapıların aralanması ve açılması, ancak bu işi yaşayacak olan talibin kendi talebi, gayreti ve Rahmân’ın hidayeti ile gerçekleşiyor. Kullukta değer üretmedikçe, telkinleri kendinde talime dönüştürmedikçe, aşk-ı Sübhân ile kendi Kaf Dağı’nı aşmadıkça; sırf okumakla, duymakla hiçbir talip istikamet alamaz. Zümrüdüanka olamaz. Kendin başaracaksın. Bunun için gerekli olan bütün malzeme zaten sende mevcut. Sadece sıcaklığını soğutmadan, sevgini zayi etmeden salih duygularla ve sabırla sevgini ve kulluğunu ziyadeleştireceksin.” … Tasavvufî sohbet üslubuyla doğmuş olan elinizdeki kitap, insanın önce kendi benliğini aşması, sonra masivayı aşmasının ve bütün varlığını Hakk’a teslim edip Hakk’ta ebed olmanın yollarını anlatıyor.
126.00 ₺ -
Ya Ben İstanbulu Alacağım Ya İstanbul Beni
BEN BENDEN ÖNCEKİ SULTANLARA BENZEMEM! Bizans sarayında İmparator Konstantin, Sultan Mehmedden gelen talebi yanıtlıyordu. Hermaion Tepesi'nde bir av köşkü yapılabilecek kadar toprak istiyor Osmanlı Yazın! Ancak bir dana derisi kadar yer veririm onlara. Dana derisi mi dediniz efendim? Evet, aynen böyle yazın. İşine gelirse kabul etsin Sultan Mehmed. Yaptırabilirse yaptırsın bakalım av köşkünü. Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'u fethetme sürecini ve sonrasında yaşanan gelişmeleri anlatan bu roman, tevazu sahibi bir padişah portresi çıkarıyor karşımıza. İstanbul sevdalısı, müjdelenen padişah... Genç okurların, tarihi belgelere dayanan olayları roman kurgusu içerisinde gözlemlemelerine olanak tanıyor. Gençler, çağ açan bir padişahın yönetici, asker ve şair yanlarını keşfediyor.
17.16 ₺ -
Kızıl Pençe Karabekir'in Gözüyle Kuruluş Yılları
Kâzım Karabekir'in yazdıkları, resmi tarihin şekerlemelerine fazla alıştırılan okuru şoke ederken, aynı zamanda Ulrich Beck'in "düşmansız demokrasi" dediği bir akımın tarihimizdeki öncülüğünü yapıyor. Eser boyunca İstiklal Savaşı yıllarındaki Mustafa Kemal Paşa'ya duyduğu saygıyı sık sık vurgulayan Karabekir Paşa, onun 'asalaklar' dediği türedi bir grup tarafından kuşatıldığını ve en büyük hatasının bu gruba dayanarak iktidar sürme karşılığında milletten ve özgürlük mücadelesinden kopmak olduğunu cesaretle ileri sürüyor. Hem de bu cesareti bugün değil, Tek Parti yönetiminin doruk noktası sayılan 1933 yılındaki çıkışıyla göstermiş olan Karabekir Paşa, alttan alta Mustafa Kemal Paşa'nın çevresini saran ve ülkede terör estiren gizli bir örgütün deşifresini de yapıyor. KIZIL PENÇE adını verdiği bu gizli ve eli silahlı örgütün 1 numarası kimdi? Kimleri kullanırdı? Asker içinde uzantıları var mıydı? Adam vurmaktan kitap yakmaya, insanları ve ailelerini takip ve taciz etmeye kadar çeşitli kademelerde gerçekleşen ve resmi devletin yanı başına konumlanan bu paralel gizli devletin ipuçlarını Kâzım Karabekir'in emsalsiz analizlerinden öğreneceksiniz. Mustafa Armağan KIZIL PENÇE'de Kâzım Karabekir Paşa'nın yazmış olduğu 3 bağımsız metinden yeni bir metin kuruyor. Paşa'nın söylediklerini netleştiriyor, mesajını anlaşılır kılıyor. Böylece Karabekir'in, çeşitli kitaplarına dağılmış bulunan keskin eleştirel bakışını, tek bir kitabın çatısı altında olanca yoğunluğu ve çıplaklığıyla okurun önüne sunuyor. KIZIL PENÇE yakın tarihimizin kırılma dönemi olan 1922-1933 yıllarında yaşananları 'Kral Çıplak' sözüyle anlatılabilecek bir yalınlıkta ortaya koymayı başarıyor. Rahat üslubu ama sarsıcı tezleriyle KIZIL PENÇE'nin, yalan sisinin dağılmakta olduğu günümüzde tarihin normalleşmesi yolunda önemli bir adım olacağına inanıyoruz.
17.89 ₺ -
Sevgili Peygamberimiz Küçük Boy
ÜSTÜN YARATILIŞ VE DAVRANIŞLARIYLA SEVGİLİ PEYGAMBERİMİZ NE O'NDAN ÖNCE NE DE O'NDAN SONRA O'NUN GİBİSİNİ GÖRMEDİM HZ.ALİ (R.A) O'NU GÖRDÜĞÜMDE, GÜNEŞ DOĞUYOR ZANNEDERDİM RUBEYYİ(R.A)
30.00 ₺ -
İkindi Zamanı Hüzne Çağrı
“Yusuf’u zindana attıran Züleyha, Zindana kendisi girmişti de farkında değildi. ... O Züleyha ki, geçen zamanın farkında olmayarak. Yusuf’u ikindi zamanını bekler gibi bekledi. İstedi ki, Yusuf’u gelsin; isterse ikindi zamanı gelsin. Yüreği Yusuf’un hasretiyle yanan Züleyha. O’nun bu kadarcık bir gelişine bile razıydı. Heyhat! Yusuf geldiğinde... Züleyha gecenin karanlığına girmişti bile. Züleyha bu kadarını hiç aklına getirememişti. Çünkü o, herkesin zamanı aynı işler sanmıştı. Oysa herkesin günü aynı değildi ki... ... Nice sevdalar gün ışığında tohumunu çatlatıp filizlenirken, Nice aşkların üzerine göz göre göre kezzap dökülüyordu. Tıpkı nisan yağmurunun sedefin karnında göz kamaştırıcı inciye dönüşürken yılanın kesesinde zehre dönüşmesi gibi...”
7.70 ₺ -
Düşte Kördüğüm
Rektörün ancak kendine yetecek kadar yayınları vardı. Fakat çevresinde bülbül gibi şakıyan, kalabalık “Sayın”ları vardı. Hepsi birden fark edilmese de üniversitenin kadrosu epeyce kalabalıktı. Uzağındakiler. Yakınındakiler. Göze girenler. Gözden düşenler. Katılanlar. Atılanlar. Satılanlar. O yıllarda üniversite gerçek hüviyetini yitirdiği için bunlar adeta anabilim dalları vazifesini görüyordu.
4.20 ₺