-
İmparatorluğun Gözyaşları Evladı Fatihandan
Osmanlı aile albümünde kara bir hatıra fotoğrafı olarak kalan Balkan Savaşlarının ardından elden çıkan Rumeli Topraklarında yaşanan trajedinin sonunda kaybedilen sadece toprak parçası değildi. İmparatorluğun tarih sahnesindeki son günlerininin geldiğini gösteren bu acı ve karanlık tabloda yaşananların detaylarını aşağıdaki sorularla bulmaya çalıştık. • Savaşın ilk günlerinden itibaren İstanbul’un yolunu tutan binlerce mültecinin akıbeti ne olmuştur? • İntikam hisleriyle dolu Bulgar, Sırp ve Yunan askerlerinin sivil Müslümanlara yaptıkları mezalimin detayları nelerdi ? • Silahını bırakıp kaçan, ya da koleranın pençesinde kıvranan binlerce asker ne oldu? • Kanlı Babı – Ali baskını İmparatorlukta neleri değiştirmiştir? • Balkan Hezimetinin sorumlusu Padişah’mı? Yoksa İttihat ve Terakki’miydi? • Balkan Savaşlarının çıkmasında Siyonizmin parmağı var mıydı? • 2. Abdülhamit’e yapılan suikasti kimler düzenledi? • Rumeli’nde isyan bayrağı açan Resneli Kolağası Niyazi ne istiyordu? • Siyonistler 2. Abdülhamit’e neden düşman kesildiler? • Osmanlı İmparatorluğu için “Hasta Adam” sözünü kim söylemiştir? • Balkan Savaşları önesi kurulan Gizli Örgütlerin amacı neydi? • Cevat Rıfat Paşa, Yahudileri neden idam etti? İşte bu ve buna benzer soruların cevabını bu kitapta vermeye çalıştık.
28.56 ₺ -
Küresel Para Baronu Rothschıld Ailesi
Bu Dünyanın gerçek teröristlerini karanlıklarda dağlarda aramayın, cadde ve sokaklarda da göremezsiniz. Çünkü onlar şehrin yüksek binalarının en üst katlarında binlerce dolarlık takım elbiseleriyle tepeden hep sizi izlerler… Biz de, sizleri izleyenlerin en büyüğü olan Rothschild Hanedanlığı’nın; 1700’li yıllarda Almanya’da başlayan ve içinde savaş, kan, vahşet ve para olan yaşam maceralarına aşağıdaki soruları sorarak bir göz atalım dedik; * Illuminati’nin en büyük ailesi Rothschiler mi? * ABD’nin kurucuları Yahudiler mi? * Amerikan Mührünün sırrı ne? * Dünya Savaşlarını başlatan Rothschiler mi? * Dünyadaki Merkez Bankalarının kaçı Rothschildlerin elinde? * Birleşmiş Milletler Rothschildlerin bir projesi mi? * Rothschiller, Sabatay Sevi’nin Torunları mı? * Hitler ve Stalin Yahudi Kanı mı taşıyor? * Yahudi toplama kamplarının Finansörü Rothschildler mi? * Rothschildlerin Türkiye Başkanı Kim? * Yeraltı madenlerimizi Rothschildlere kim peşkeş çekti? * 2. Abdülhamid’i Rotschildler mi tahtan indirdi? * Rothschild ailesinin soyu Hazar Türklerine mi dayanıyor? * IŞID örgütünün silahlarını Rothschildler mi sağlıyor? * Merkez Bankamızda Rothschildlerin hissesi var mı? * Türkiye Rothschildler için neden önemli? * Tarım topraklarımız yabancıların eline mi geçiyor? Osmanlının batışında onlar var. Siyasetimizde onlar var. Merkez Bankası’nda onlar var. Yeraltı Zenginliklerimizde onlar var. Bankacılık Sektörümüzde onlar var. Tarımda yine onlar var. İşte bu kitapta Rothschild Ailesi ve kirli çıkar ilişkilerini yazmaya çalıştık. Bildiklerimizi sizlerle paylaştık
22.44 ₺ -
Dünyayı Yöneten Üst Akıl Bilderberg
‘Tek Dünya’ hayali peşindeki İlluminati ve bu düzenin kurulması için çalışan Rothschild ve Rockefeller ailelerinin kurduğu vakıflardan biri de Bilderberg Grubu’dur. Bilderberg Grubu, yirminci yüzyıla damgasını vuran ve 21. yüzyılda da dünya üzerindeki sultasını daha da güçlendirme amacına yönelik yeni teoriler geliştiren, karanlık ağın sadece bir koludur. Aslında ‘Küresel Papazlar’ dediğimiz bu grup ‘Dünyayı Yöneten Üst Akıl’dır. İşte sizlere Bilderberg kitabımızda bu ‘Küresel Papazlar’ın kimler olduğunu ve ne dolaplar çevirdiklerini aşağıdaki soruların cevaplarıyla ortaya koyduk. • Bilderberg’i kuranların asıl amacı ne? • Bilderberg toplantıları neden gizli yapılıyor? • Papa’yı veto etme yetkisine sahip dünyadaki tek kişi kimdir? • Küresel papazlar kimlerdir? • Bilderberg üst akıl mı? • Tapınak Şövalyeleri ve Bilderberg arasındaki ilişki? • Bilderbergcilerin hepsi mason mu? • Bilderberg’i destekleyen vakıflar hangileri? • Avrupa Birliği’ni kuran Bilderberg mi? • Bilderberg’in icadı olan para birimi hangisi? • Çin, Bilderberg’e neden davet edildi? • Küresel hükümet mi kuruluyor? • Rockefeller’in hayali ne? • Bilderberg toplantılarında konuşulanları açıklayanlar öldürülüyor mu? • Bilderberg ülkemizde kimleri başbakan yaptı? • Türkiye’den konferanslara kimler katıldı? • Bilderberg hangi Türk hükümetini göreve getirdi? • Merkez Bankası’nın hangi başkanı Bilderberg için çalıştı? • Bilderberg’e Müslüman dünyası neden soğuk bakıyor? • Bilderberg’in Türkiye sorumlusu kim? • Bilderberg’de Türkiye’ye biçilen rol nedir?
74.80 ₺ -
Kamus-ı Türki Küçük Boy Yeni Dizgi
Lügatlar lisanın hazinesi mesabesindedir. Zira lisan, insanın ifâde-i merâm için bir araya getirdiği kelimelerden ibarettir…” ifadeleriyle başlar Şemsettin Sâmi, klasikleşen eserine. Ancak maalesef ki hazinelere bile bazen gereken önem gösterilmemektedir. Sami’nin iki yıl gibi kısa bir sürede hazırladığı, Sultan İkinci Abdulhamid Han’ın tahta çıkışının 25. senesine ithaf olunarak 1901 yılında ilk defa İkdam gazetesi tarafından basılan eserin yeniden gözden geçirilme vakti çoktan gelip geçmişti bile. Devri için en geniş çaplı Türkçe kamus olma özelliğini taşıyan bu eser ilginçtir ki hak ettiği saygıyı görmemiş ve yüz yıldan fazla bir zaman geçmesine rağmen yapılan ilk baskıdan fotokopi yöntemiyle çoğaltılarak tekrar tekrar basılmış, hali hazırda piyasada kopyalanmış baskıları bulunan kamus, sağlıksız kopyalama yüzünden silinmeye yüz tutmuş, yazıları yer yer okunamaz hale gelmiştir. Bu çalışmada mevcut okuma problemini izale etmek ve eseri daha kullanışlı hale getirmek için bütün eseri baştan aşağı yeniden dizerek, okuma kolaylığı sağlayan renklendirmeler yapılmıştır. Buna ek olarak zaman zaman verilen yabancı kelimeler, asıl kaynaklardan kontrol ederek aslına uygun olarak tashih edilmiştir.
450.00 ₺ -
Şuruhul Bina
Meşhur Mecmuatü’s-Sarf kitabındaki dört kitabın ikincisi olan bina kitabının dört şerhinden müteşekkildir. Şöyleki; kitabın üst kuşağında bina metni konularak altına birinci olarak Hamid Kefevi’nin Şerhü’l- Kefevi, ikinci olarak Ahmet Reşid karaağacinin Şerhü’l-Esas, üçüncü olarak Ali Osman Akşehirli’nin Şerhü’l-Esas ve dördüncü kitap olarakta Mahmud kefevinin Şerhü’l-Fethü’l Ğına gibi dört şerhin alt alta dizilmesinden oluşmaktadır. Eser şamua kağıda basılmış olup iki renkli ve Şuruhu Sarf serisinin ikinci kitabı niteliğindedir.
270.00 ₺ -
Osmanlı Türkçesi Kolay Okuma Metinleri 2
Kur'an harfleri ile yazılan ve Türklerin İslamiyet’e girdikten sonra tercih ettikleri yazı şekli, genel itibariyle uzun zaman kullanılmadığından unutulmuş, kısmen de bu yazıya karşı ünsiyet kaybolmuştur. Osmanlı döneminde kullanıldığından bahisle ağırlıklı olarak Osmanlıca denilen Türkçemiz, günümüze gelindiğinde öğrenilmeye gayret gösterilir, okullarda hiç olmazsa seçmeli olarak ders verilir duruma gelmiştir. Bu sevindirici durum, öğrenilmesine yönelik çalışma kitaplarının varlığını da zaruri kılmaktadır. Elinizdeki bu çalışma, Osmanlıcayı hem kolay öğrenmeye vesile olmak hem de öğrenmenin ne kadar kolay olduğunu uygulamalarıyla göstermek için hazırlanmıştır. Haddi zatında öğrenmekteki en büyük zorluk "Osmanlıca öğrenmek zordur!" yanlış fikridir.
112.00 ₺ -
Osmanlı Türkçesi Kolay Okuma Metinleri 3
Kur'an harfleri ile yazılan ve Türklerin İslamiyet’e girdikten sonra tercih ettikleri yazı şekli, genel itibariyle uzun zaman kullanılmadığından unutulmuş, kısmen de bu yazıya karşı ünsiyet kaybolmuştur. Osmanlı döneminde kullanıldığından bahisle ağırlıklı olarak Osmanlıca denilen Türkçemiz, günümüze gelindiğinde öğrenilmeye gayret gösterilir, okullarda hiç olmazsa seçmeli olarak ders verilir duruma gelmiştir. Bu sevindirici durum, öğrenilmesine yönelik çalışma kitaplarının varlığını da zaruri kılmaktadır. Elinizdeki bu çalışma, Osmanlıcayı hem kolay öğrenmeye vesile olmak hem de öğrenmenin ne kadar kolay olduğunu uygulamalarıyla göstermek için hazırlanmıştır. Haddi zatında öğrenmekteki en büyük zorluk "Osmanlıca öğrenmek zordur!" yanlış fikridir.
105.00 ₺ -
Türk Tarihinden Yapraklar
Türk Tarihinden Yapraklar, Yılmaz Öztuna'nın 1968'te İstanbul Radyosu'nda yaptığı konuşmalardan oluştu. Her konu, bir konuşmadır. 1969'da Millî Eğitim Bakanlığı'nın 1000 Temel Eser serisinin 11. kitabı olarak basılıp 20.000 tiraj bir haftada satıldı. 1992'de Millî Eğitim Bakanlığı'nca Türk Klasikleri serisine alındı ve bu serinin 17. kitabı olarak basıldı. Şimdiye kadar 5 baskıda 58.000 tiraj yapan Türk Tarihinden Yapraklar artık klasiklerimiz arasına girmiş bulunuyor. Osmanlı ağırlıklı olmak üzere 2.200 yıllık tarihimiz içinde tam bir gezintidir.
165.00 ₺ -
Devlet Gibi Düşünmek
Osmanlı İmparatorluğu’nda yaşanan “Kardeş Katli” meselesi, II. Murad’ın tahtından feragat ederek geride durması, Yıldırım Bayezid’in ölümü sonrası başlayan 11 yıllık taht savaşı gibi benzeri birçok olayın “Neden ve Niçin”ine verilen mesnetsiz cevap ve şiddetli itirazlar “Devlet gibi düşünmek” kavramının günümüzde tam olarak anlaşılamamasından kaynaklanmaktadır. Bu eserde, Osmanlı’nın Kuruluşundan, Son Osmanlı Sultanı Vahiduddin’e kadar geçen sürede “Devlet gibi düşünmek” kavramını tarihten örneklerle günümüz insanına yakınlaştıran Nilhan Osmanoğlu, padişahların evlilik politikalarını, devşirme sistemini, Osmanlı’da saltanat nâibeliğini, hânedan üyelerinin vakıf faaliyetlerini, sanat ve edebiyat ile iştigallerini ve daha birçok konuyu farkındalık oluşturacak bilgiler ışığında okuyucuya sunmaktadır. Bu kitaptan sonra kafanızı kurcalayan sorulara başka bir bakış açısı geliştireceksiniz.
35.00 ₺ -
Alparslanın Akıncısı 1
Sultan Alparslan’ın Anadolu’da ilerleyişinin gizli kahramanlarıydı akıncılar… Alperen de onlardan biriydi! Adı gibi “alp” yani yiğit, adı gibi “eren” yani Allah’ın sevgisine ermiş… Yıllarca ustasıyla savaş talimi yapıyor, âlimlerden ilim ve ahlak dersleri alıyor. Nihayet obasındaki birçok gencin içinden akıncı seçiliyor. Hedefine ulaştıktan sonra da kendini geliştirmekten geri durmuyor. Çünkü akıncı olmak, hiç bitmeyen bir yolculuğa çıkmak demek… O bunu biliyor. Görevine olan bağlılığı ve cesaretiyle akıncılara bey oluyor. Kimi zaman kayıp bir elçinin ya da fermanın peşinde, kimi zaman bir kalenin fethinde, kimi zaman sınır boylarında keşifte… Her zaman görev başında, zafer peşinde… Biz de onun izinde… Akıncı beyi Alperen’in hız kesmeyen, ama nefes kesen maceralarını okumak için siz de bizimle iz sürmeye ne dersiniz!
328.50 ₺ -
Mücahide Kadın
Dinimizin en ulvi emirlerinden biri olan cihat , kadın ve erkeği kapsayan bir emirdir. Erkek kadar kadın da dinini yaşayacaktır. O da erkek kadar cihat etmelidir. Kadın cihat ederken fıtratına aykırı olanla da mükellef olmayacaktır şüphesiz. Hem cihat edip mücahit olmak hem de kadınlığından taviz vermemek üzerine kurulu bir dengeyi anlatmaktadır bu kitap.
108.80 ₺ -
Hür Yürekli Genç
Genç! Sen sözlerin önündesin! En başta şehvetlerin, Sonra çevren, seni yanlış yönlendiren kötü örnekler, Ardından tembelliğin seni esir eden prangalarındır. Yüreğini elinde tutar onlar. Meleklerle yarışacak gücünü onlar eritir de sen çöker kalırsın bu dünyada. Seni bekler durur Mus?ablar, Hamzalar cennetlerde. Sen ise prangalı olduğun için ne yürüyebilir ne de uçabilirsin. Kırıp attığın zaman prangalarını hür olacaksın. O zaman seni bekleyen Mus?ablar, Hamzalar gibi olacaksın. Umut olacaksın seni bekleyenler için. Bu sözler senin içindir. Nureddin Yıldız
108.80 ₺ -
Rilkenin Romanında Motifler
Şairin, Rilkeyle bağlantısının en belirgin örneği üniversiteden mezun olmak için hazırladığı bitirme tezidir.Tezin yazılış tarihi 1971 yılıdır. Zarifoğlu artık mezun olmak ister. Bunun için de bir bitirme çalışması yapmak zorunda kalır. Böylece Rilkeyle yakınlığını kullanır ve tezini bu Alman şairin bir eseri üzerine yazmaya karar verir.Zarifoğlunun, fikirlerini ve sanatını önemsediği bir şairin eserleriyle ilgili tez yazması şaşırtıcı değildir. Fakat ilginç olan o ki tezin konusu olarak kendisi gibi bir şair olan Rilkenin şiirlerini seçmez. Bunun yerine onun tek romanı olan Malte Laurids Briggenin Notlarına odaklanır. Bu seçimin asıl sebebi nedir? Bu soruya net bir cevap vermek ne yazık ki imkansız. Ancak görünen o ki Zarifoğlu bu romanı, Rilke, karakter Malte aracılığıyla bizzat kendisini anlattığı için seçmiştir.
91.80 ₺ -
Radyo Oyunları
Cahit Zarifoğlu'nun vefatından kısa bir süre önce el yazısıyla yazmış olduğu ve hiçbir yere göndermediği anlaşılan üç kısa oyununun adları Deve ile Uçuç Böceği, Cırcır Böceği ile Kaplumbağa, Vişne Reçelli Ekmek'tir. Zarifoğlu'nun radyo oyunları okunduğunda şiirinde kullandığı yansıtma yöntemini radyo oyunlarında da sürdürdüğü kolayca fark edilir. Cahit Zarifoğlu'nun şiirinde, hikâye, roman, günlük ve çocuk kitapları anlatılarında yansıtma yönteminin bilinçli bir tercih olduğu burada da tekrar edilebilir: Cahit Zarifoğlu'nun toplam edebiyatı, metafizik bağlamda bir iç gövdede doğar ve dışa açılır; şiiri, hikâyesi, günlük-roman anlatısı ve radyofonik oyunları da yansıtma yöntemine dayanır. Zarifoğlu, radyo oyununda gerekli olan dramatik dili, metinlere yalın biçimde yansıtır. Bu yönüyle, radyo oyunlarının dayandığı 'konuş ki seni seyredeyim' benzetmesine uygun metinlerdir radyo oyunları. Vişne Reçelli Ekmek ile beş bölümlük çocuk oyunu taslağı ve yetişkinler için tasarladığı Muzip Hancı ve Üç Çoban oyunu taslaklarının dışındaki bütün radyo oyunlarının kahramanları çoğunlukla hayvan tipleri ağırlıklıdır. Fantastik türde en gelişmiş radyo oyunu örneği ise Katıraslan'dır. Cahit Zarifoğlu'nun radyo oyunlarında tipler çocuk kitaplarındaki kahramanlara benzer ve yaşları büyük çocuklar gibi bakarlar dünyaya. Zarifoğlu'nun radyo oyunları zekice düzenlenmiş ve oyuna dinleyiciyi dahil eden sözel zekâ oyunlarıdır.
108.80 ₺ -
Okuyucularla
Cahit'in bu kitapta toplanan değerlendirmelerini okuyucu belki üç-beş saatte okuyup bitirecektir. Bu değerlendirmelerin yayınlandığı tarihteki aktüel süreç dikkate alınmazsa onların etkisi hakkında kesin bir fikir edinmek mümkün olmayabilir. Düşünülsün ki, her sayıda okuyuculara verilen cevaplar en az 1 ay boyunca aktüalitesini ve etkisini sürdürmektedir. Oradaki nüanslar üzerinde o değerlendirmelerle ilgili aktüel zamanı içinde şifahi yorumlar yapılmakta ve o cevaplar muhataplarını bir anlamda yoğurmaktadır. Buradaki muhatap yalnızca kendisine hitap edilen kimse değil; derginin bütün okuyucularıdır. Cahit genelde gerek genel olarak sanat üzerine gerekse kendi şiiri üzerine konuşma hususunda ketum davranırdı. Bu değerlendirmeler, bir bakıma Cahit'in poetikası olarak da ele alınabilir. Bu değerlendirmelerin üslubu Cahit'in kişiliğini de bir ölçüde yansıtır diyebilirim: Onun fikrini açıktan, cesaretle ve içinden geldiği gibi söylemesi; yerine göre pervasızlığı, fakat daima kendisi olarak kalma eğilimi... Ne var ki, bu eğilim asla zorlama ve yapay değildir. Şiirlerinde ve öteki yazılarında olduğu gibi bu değerlendirmelerinde de onu ne ise o olarak görürüz. Bu bakımdan bu değerlendirmelerin bir kitapta toplanması bize Cahit'i daha yakından tanıma imkânı verecektir. Cahit'i anlamamıza, hatta şiirine nüfuz etmemize katkı sağlayacaktır.
258.40 ₺ -
Romanlar
Lagman vilayetinin güney-batısındaki dağ yumaklarının arasındaki bu köyde doğacaktım. Hemen her dağlı gibi, iri iri kayaların, büyük sularla buluşmak üzere çırpınan suların yakınında, onların seslerini duyarak . - Büyük lagman suyu, taa aşağılarda, büyük şelaleyle, doğduğumuz dakikadan itibaren bize seslenmektedir. Emeklemeye başlar başlamaz kolaylıkla ucurumların kenarına doğru gidişimiz bundan.Analar can havliyle yetişip bizi içeri götürürken ağlayışımız da. Uçsuz bucaksız dar ve keskin vadiler, onların üzerine sarkmakta olan çelik gibi kayalarla döşeli uçurumlar işte bizim tabiatımız. Nil vadisi buharlarını yayarak alabildiğine bir genişlikle suyunu akıtır. Şehre yaklaştıkça ağzı genişler suyun. Ve yucağına dışarı çıkararak ve daha da genişleyerek denize kavuşur.Binlerce millik bir koşunun sonunda, Afrika suyunun tuzlu suyla kaynaşması, ancak tarihi bir dikkatle etrafına bakmasını bilenlerin duyabildği bir çığlık gibi duyulur.Bunun dışında her şey insanların çıkarıp yaydığı sıcak, çapraşık ilişkilerin bir hercümerci sayılır. Çocuklar doğar, insanlar azarlanır, kuşlar saçaklarda baygın durur, meydanların girişleri tıkanır, sokaklar insan kalabalığı altında ezilir...
170.00 ₺ -
Bu Böyledir
Hep beni yazdın. "Mağlupken ordu, yaslı dururken bütün vatan". Şu sırıtkan tavşanı kurşunlayıp yeni bir sayfa açayım. Benim Kronolojimi biliyor musun sen? Lunapark`ın neonları, florasanları geceyi gecelikten çıkarıyor. Işığın beyazın mor, mor kızılı, yer yer çilek kırmızısı karışıyor. Boşluğa doğru sandalyeler uçuyor. Yeşil-beyaz sandalyeler. Neredeyse uçan daireler.
105.00 ₺ -
Aynalar Koridorunda Aşk
"Binlerce aşk romanı yazılmış aşkın romanı yazılmamıştı." Aynalar Koridorunda Aşk, romanın vaatlerini genişletiyor. Ateşe pervane ruhlar, daha ne kadar kül olmadan aynalar koridorunda yürür? Kendi varlığımızın labirentinde kaybolmuşken, kim bize çıkışı gösterir? Bir başkasının dünyasında var olma çabası, bir çift göz bebeğinde yansıma arzusu, bizi nerelere sürükler? Elimizi tutacak bir el arıyoruz ümitsizce, o el bizi ne kadar taşıyabilir? Aradığımız cevap, çoğu zaman sormayı en son düşündüğümüz kişide gizlidir. O kişi kim? Dr. Mavi, bir psikiyatrist. Beyaz, yaşlı bir yaşam. Kırmızı, Sarı ve Gri, ruhumuzdaki acıların farklı renkleri. Mustafa Ulusoy her birimizin ruhunun röntgenini çekiyor. Bize, bizim sorunlarımıza, kalp kırıklıklarımıza, çıkmazlarımıza, çaresizliğimize, isyanımıza, arzularımıza, ruhumuza dokunuyor. Yürekten gelen ve içimize akan satırlarda, bu dünyada insan olarak var olmanın bedelini sorguluyor. Aynalar Koridorunda Aşk'ı okuyunca Aşka dair ne kadar az şey bildiğinizi keşfedecek ve soracaksınız: "Bir insan bir başkasının kalbini doldurabilir mi?" Bu roman aşkı kaybedip kendini bulanların hikâyesidir.
215.35 ₺ -
Zindan Hatıraları
Bu kitaptan, yeryüzünün tağutlarının, Allah ve İslam düşmanlarının, Allah'ın dinine sarılıp Kur'an'ın gösterdiği istikameti yol edinenlere reva gördükleri zulüm ve işkencelerden bir kesiti, Zeynep Gazali'nin başına gelenleri dehşetle okuyacaksınız. Sırf "Rabbim Allah'tır" dediği, Allah Teala'nın gösterdiği istikamette yürüdüğü, tağutların kirli saltanatlarına teslim olmadığı için bir müslüman kadının başına gelen dehşet verici işkenceleri, tüyleriniz diken diken olarak okuyacak; İslam için nelere katlanılabileceğini göreceksiniz.
97.50 ₺ -
Ömer Bin Abdülaziz
Tarih araştırmacısı İmadüddin Halil, İslam tarihinin en parlak yıldızlarından olan, ilk dört halifeyi örnek alan davranışlarıyla Hulefâ-yi Râşidîn’in beşincisi sayılan Ömer b. Abdülazîz’in hayatını ve yönetim anlayışını çağımıza taşıyan bir eserle raflarda yerini alıyor. Zulmün üzerine güneş gibi doğan ve geçici de olsa zulüm karanlığını dağıtıp bataklığını kurutan Ömer b. Abdülazîz’in destansı hayatını ruhlarımıza şifa niyetine üflüyor. Ve bu büyük halifenin şahsında cisimleşen hak ve adalet kavramlarını bizlere yeniden hatırlatıyor. Büyük dedesi Ömer b. Hattab’ın izinden giden, adaleti devletin her kademesinde kaim kılan, kendi hayatında geçirdiği büyük dönüşümle her an zühd ve takva üzere yaşayan, her döneme ışık olacak bir devlet adamı profiliyle temayüz eden Ömer b. Abdülazîz’in yönetim anlayışı ve uygulamaları bugüne çok şey söylüyor. İmadüddin Halil, bu zirve karakteri tebliğ, harp ve siyaset etme yöntemleriyle, ekonomi ve maliye uygulamalarıyla, yönetim, planlama ve eğitim politikalarıyla bir bütün olarak ortaya koyuyor. Ömer b. Abdülazîz kitabı, büyük bir devlet adamının ayaklarıyla yere basa basa bu dünyadan geçtiğini ama kalplerden silinmediğini unutkan zihinlerimize hatırlatıyor. Hem akla hem de kalbe hitap eden diliyle adeta bir ders kitabı olacak şekilde hazırlanan eser, nicelikte kaybolmuş insanoğlunun yeni bir kurtuluş yolu bulması için bir rehber niteliğinde…
182.50 ₺ -
İsyan Günlerinde İstanbul
“Sultan'ın yaşaması Jön Türklerin ölümü demekti. Ya birinin ya da diğerinin tarih sahnesini terk etmesi gerekiyordu ve Jön Türkler bu kez işlerini şansa bırakmayacaklardı.” - Sir W.M. Ramsay - 31 Mart İsyanı, modern Türkiye tarihinin en önemli kırılma noktalarından birini teşkil eder. 33 yıl iktidarda bulunan Sultan 2. Abdülhamid tahttan indirilir. Bu isyanın bastırılması ile birlikte artık Osmanlı yönetiminde bir daha eski usullere geri dönülemeyeceği ve İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin gücü ortaya konulmuş oldu. Tam da o isyan günlerinde Anadolu'da arkeolojik araştırmalar yapmak için yola çıkan arkeolog Sir W.M. Ramsay, eşi ve kızı ile birlikte bir anda kendilerini imparatorluğun başkentinde tehlikeli bir iktidar oyununun ortasında buluverir. Ramsay ailesi, bu 17 günlük maceraları boyunca İstanbul'un pek çok farklı yerini ziyaret edip pek çok farklı kişilerle görüşme imkânı bulur. Bu ziyaretlerinden ve görüşmelerinden edindikleri bilgileri günü gününe kaydederler. Sir Ramsay daha sonra bu notları bir araya getirerek modern Türk tarihi için paha biçilemez bir kaynak eser ortaya koyar. Mümkün olduğunca 31 Mart İsyanı hakkında farklı bakış açısına sahip kişilerin izlenimlerini de eserinde yansıtmaya çalışan Sir Ramsay, isyan günlerinde İstanbul'un ayrıntılı bir fotoğrafını çekerek o çalkantılı zamanları bu günlere taşır. 31 Mart İsyanı’ndan sonra Osmanlı topraklarında hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı...
233.60 ₺ -
-
-
Müslümanın İnanç Esasları
Yüce Rabbimize hamd ve senâ, O’nun yüce elçisi Hz. Muhammed (s.a.v.)’e salât ve selâm ederiz. Yüce Rabbimizin biz âciz kullarına ihsân ettiği sayısız nimetleri arasında doğru bir inancın ve samîmî kulluğun önemli bir yeri vardır. Bir müslümanın en önemli görevi; samîmî ve hakîkî bir inanca sahip olması ve inancının gerektirdiği şekilde Rabbimize karşı kulluk görevlerini yapmasıdır. Bir insan için, bu fânî dünyadan, küfür veya itâatsizliği sebebiyle cehennemi hak ederek gitmesi kadar büyük bir kayıp düşünülemez. Bir müslüman, önce dinini, inancını, sonra mümin olarak yapacağı görevleri, uzak duracağı hususları öğrenmeli ve buna göre hayatına çeki düzen vermelidir. Rabbimize hamdolsun yaşadığımız bu çağda dînî bilgilerin her alanında çok değerli telif ve tercüme eserler mevcuttur. Bunların her birisinin ayrı bir özelliği ve güzelliği vardır. Bununla beraber her seviyede insanın muhtaç olduğu, inançla ilgili bilgilerin derli toplu yer aldığı bir kitabın yazılmasına ihtiyaç vardır. Ben de daha önce yazmış olduğum “Delilleriyle İslâm Akâidi” adlı eserimden özetlenerek meydana getirdiğim bu eserimde herkesin faydalanabileceği inanç esaslarıyla ilgili bilgileri toplamaya çalıştım.. Buradaki mevzûlarla ilgili daha geniş mâlûmât isteyenler o kitabıma mürâcaat edebilirler. Bu eser, Ehl-i Sünnet’in inançla ilgili görüşlerini özetle yansıtan bir eserdir. Ehl-i Sünnet’in inançla ilgili görüşlerini, âyet ve hadisler ışığında yansıtan bu kitabın, dînî bilgisi ve öğrenim seviyesi ne olursa olsun, herkese faydalı olacağı inancını taşıyorum. Bu kitabın sonuna koyduğum ekte Mâtürîdî Mezhebinin en eski ve temel akâid risâleleri olan İmâm Ebû Hanîfe (ö. 150/767)’nin “el-Fıkhu’l-ekber” adlı risâlesi, Ebû Ca’fer Ahmed et-Tahâvî (ö.321/933)’nin “Akîdetü’t-Tahâvî”si, Hakîm Semerkandî (ö. 342/953)’nin “es-Sevâdu’l-a’zam”ı ve Necmeddin Ömer Nesefî (ö. 537/1142)’nin “Akâidu’n-Nesefî” adlı risâlelerini bir araya getirerek tercümelerini koydum. Böyle bir eseri meydana getirmeye beni muvaffak kılan Rabbimize sayısız hamd ü senâlar ediyor, Rasûlullah (s.a.v.) Efendimize salât ve selâm ediyorum. Bu kitabın neşredilmesini sağlayan Erkam Yayınevi sahibi Abdullah Sert Beyefendi’ye şükranlarımı sunarım. Eserin incelenmesi, basım ve dağıtımında emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Bu eserden pek çok kişinin istifâde etmesini Yüce Rabbimizden niyaz ederim. Tevfîk ve inâyet ancak Allah Teâlâ’dandır.
200.00 ₺ -
Kalp Zamanı
Her şeyin bir zamanı var, kalbin de. Yağmurların, güneşin, rüzgârın bir zamanı var. Kalbin zamanı var. İçten bir şekilde konuşmanın, ötekini can kulağıyla dinlemenin bir zamanı var. Elinizde tuttuğunuz kitap söyleşilerden oluşuyor. Aslında her cevap bir başka soruyu çağırır. Hayat durmaksızın kendimize sorduğumuz sorulardan ibaret. Kimim ben? Neyin bir parçasıyım? Varlığın neye hizmet ediyor? Bu dünyada var oluşum neyi değiştiriyor? İnsan bu sorulara en tatminkâr cevapları, kalbin zamanından konuşarak verebilir. ‘Birinin acısını dindirebileceksem izin verin hemen yapayım bunu’ demiş bilge bir adam, ‘zira bir daha buradan geçmeyebilirim’. Şehrin insanı kalbi dinlemeli. Kalbi olanı dinlemeli çünkü, ‘sadece hüznü vardır kalbi olanın’. Kemal Sayar şehir insanının gönül yorgunluklarını, ruhların gizli yaralarını ilaçlardan önce kelimelerin sağaltacağına inanan bir psikiyatrist. Şimdi Şehir İçin Kalp Zamanı ise “Leyla’dan Geçme Faslı”, “Yaşama Ödevi” ve “Kalpten Kalbe Bir Yol” duraklarından geçen, Sayar’ın ruhu kanatlandıran kelimeleriyle çoğalıp büyüyen bir nehir adeta. Hayatın harcına bir dost nefesinin çağrısıyla biraz daha merhamet ve umut katmaya hazırsanız, şimdi şehir için kalp zamanı…
21.90 ₺ -
Arapça Okuma Anlatma Soru Bankası
Arapça Okuma-Anlama Soru Bankası olarak hazırlanan ve Arapça okuma-anlama bilgisini ölçmeyi hedefleyen bu kitabın muhatap kitlesi genel anlamda ARAP DİLİ eğitimi alan, özel anlamda da İHL, İLAHİYAT veya İSLAMÎ İLİMLER fakültelerinde hazırlık eğitimi gören öğrencilerle, YDS ve YÖKDİL sınavlarına hazırlanan adaylardır. Okuma-anlama becerisini test usulüyle sınamak üzere hazırlanan sorular, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde Okuma-Anlama dersinde okutulan Müşeccia serîsinin Kitabu'l-Kıraa 1, 2,3 kitaplarını esas almıştır. Eğitim-öğretim yılı içerisinde icra edilen dört sınava (vize) paralel olarak dört düzey halinde sunulan sorularda ilk, orta ve ileri düzeyde okuma-anlama soruları bulunmaktadır. Yılsonu sınavı olan ve yıl içerisindeki bütün bilgileri sınayan muafiyet sınavları ise deneme sınavı ( تجريبي اختبار) şeklinde verilmiştir.
368.50 ₺ -
Tefsirin İlk Çağları
Tefsir tarihi genel olarak tedvin öncesi ve tedvin sonrası şeklinde iki ana döneme ayrılmakta ve bu iki kısmın her ikisinin de en nihayetinde hicri ilk üç asır içerisinde bütünüyle tekâmüle ermiş olduğu düşünülmektedir. Böylelikle tefsir tarihi, belli bir bilimsel disiplinin hazırlık, oluşum ve dönüşüm süreçlerini tamamlaması için öngörülebilecek bütün kriterlerden yoksun bir şekilde tasavvur edilmiş olmaktadır. Dahası tedvin dönemindeki faaliyetler ilk iki asırla sınırlı tutularak sonraki dönemler rivayet-dirayet, atomcu-bütüncül, kelâmî, fıkhî, mezhebî vs. şeklinde bir tasnif çerçevesinde ele alınmakta, böylece tefsir tarihinin tamamlandığı öngörülmektedir. Hâlbuki tarih bir silsileden ibaretse her adımda yeni olgular, yeni anlayışlar, yeni tarzlar ortaya çıkabilir. Tefsir için vâkıa da bizatihi böyle gerçekleşmiştir. Yani tefsirin Hz. Peygamber dönemindeki hâli ile sonrasındaki her bir kuşaktaki hâli arasında sürekli dönüşümler yaşanmış ve nihayet belli ana yapılar teşekkül etmiş, sistemleşme gerçekleşmiştir. Ancak bütün bunlar tabiatıyla uzunca sayılacak bir süreç içerisinde gerçekleşmiştir. Bu da tefsirin her bir kuşak içerisinde geçirdiği dönüşümlerin takip edilmesini, her dönemin kendine özgü etkin unsurları eşliğinde müstakil olarak -dönemler arası dikey bağlantılar ve kopuşları dikkate alarak- ele alınmasını gerektirmektedir. Çünkü tefsir eğer Müslüman toplumların Kur'an'ı anlama çabalarına işaret eden bir kavram ise ya da içeriğinde bu unsurları da barındırıyorsa, o takdirde söz konusu çabaların ardındaki siyasi, sosyal, kültürel etkenlerin dikkate alınmaması, tarih yazımı açısından anlaşılabilir bir tutum olmayacaktır. Bunun yerine Müslüman toplumların herhangi bir çağda Kur'an yorumu (tefsir) faaliyetine giriştiklerinde hem geçmişten tevarüs ettikleri birikimin etkisi altında olduklarını hem de kendi dönemlerinin etkin siyasi, sosyolojik, kültürel, entelektüel atmosferinin devreye girmesi ile geçmişten devralınan mirasın şu ya da bu ölçüde dönüşüme uğradığını hesaba katmak, nihayet yorumun tarih ve kültür ile iç içe gelişen bir hikâyesinin bulunduğunu düşünmek ve tefsir tarihi yazımında işte bu hikâyenin izini sürmeye çalışmak çok daha aydınlatıcı sonuçlara ulaştırabilir. Bu çalışmada tefsirin ilk Müslüman nesillerin geçirdiği sosyolojik, siyasi ve kültürel dönüşümlerle eşgüdümlü olarak şekillenişinin takip edilecek olması temelde böyle bir ana teoriye dayanmaktadır.
402.00 ₺ -
Arz Yöntemi Özelinde Hanefi Hadis Anlayışının Teşekkülü
Dinin ikinci temel kaynağını teşkil eden Hz. Peygamber'in sünneti esas itibariyle bize hadisler, yani gerek şifâhî gerekse yazılı olarak nesilden nesile intikal eden haberler vasıtasıyla ulaşmıştır. Dolayısıyla bu haberlerin hangisinin doğru ve orijinal (sahih), hangisinin yanlış ya da sahte (zayıf/uydurma) olduğunu tespit etmek büyük önem taşımaktadır. Hadis tenkid ve tevsîki adı verilen bu değerlendirme ve tespit çalışması geçmişten günümüze ulemânın en önemli faaliyet alanlarından birini oluşturmuştur. Ehl-i hadis ulemâsı hadis tenkid ve tevsîk faaliyetini ağırlıklı olarak haberi nakleden râvîler ve nakledilen rivâyetin muhtelif sened ve metinlerinin incelenerek mukayesesi üzerinden yaparken, Ehl-i Rey olarak bilinen Hanefî fukahâsı ise sened incelemesi yanında haberin muhtevasının dinin temel kaynaklarıyla uyumunu da dikkate almıştır. Elinizdeki kitap hadislerin tevsîki konusunda günümüzde arz yöntemi, metin tenkidi veya muhteva tahlili gibi isimlerle de anılan bu yöntem çerçevesinde Hanefî ulemâsının hadis değerlendirme usûlünü anahatlarıyla ortaya koymaya çalışmaktadır. Hicrî ilk beş asırlık süreçte Hanefî ulemâsının hadise bakış açısını kendi eserlerinden hareketle tespite çalışan eserin günümüzdeki hadis tartışmalarına mütevazı bir katkı sunacağını umuyoruz.
127.30 ₺