-
İkinci Meşrutiyet ve II. Abdülhamid Hakkında
Muarızlarının yerin dibine batırdıkları, kötüleyip durdukları, aleyhinde bin çeşit iftira uydurdukları Sultan Abdülhamid Han bir siyaset dahisiydi. 1908'de İkinci Meşrutiyet'i ilan etmeye mecbur kalınca, zamanın şartlarına hemen intibak ederek meşruti bir hükümdar rolünü de büyük bir başarıyla oynamıştır. Düzmece 31 Mart Vak'ası ile tahttan indirilmemiş olsaydı, Osmanlı Devleti Balkan harbini ve Rumeli'yi kaybetmeyecek, Birinci Dünya Savaşı'na girmemiş olacaktı. Abdülhamid Han'ın şefkatli ve merhametli istibdadı, İttihatçıların ve Jön Türklerin sahte ve kanlı hürriyetinden bir kat daha yararlı idi bu devlete, bu millete.
72.00 ₺ -
Hayriyye
Milletlerin kültürü, onun klasik eserlerine verilen değer nisbetinde yaşar ve yücelir. Mazisinden, kendi öz kültüründen kopuk bir toplum dejenere olmağa mahkumdur. Bedir Yayınevi, ilk kitabı Hayriyye olan bu Osmanlı Klasikleri serisi ile, yeni nesillere, edebi kültürümüzün şaheserlerini sunacaktır. Bu kitapların kağıt, baskı, kapak ve diğer göze hitap eden taraflarına da elden gelen bütün özen gösterilerek, hem muhteva, hem de şekil itibariyle, halkımıza ve gençliğimize kıymetli bir dizi kazandırılacaktır.
66.60 ₺ -
Hayatımın Acı Ve Tatlı Günleri
Şadiye Sultan, merhum ve mağfur Sultan Abdülhamid-i Sani hazretlerinin kızı olarak yakın tarihimizin birçok önemli hadisesini bizzat yaşamış tafrihi bir şahsiyettir. Sultan Abdülhamid bilfiil saltanat sürmüş ve hakikaten halifelik yapmış bir hükümdardı. Dindar, müteşerri, birkaç tarikata intisabı olan; devletinin, ülkesinin, halkının huzur, güvenlik, refah ve saadeti için çalışan bir devlet reisiydi. Hakkında çok iftiralar edilmiş, yalanlar uydurulmuştur. Onu tahttan indiren sahte hürriyetçiler , koskoca imparatorluğu on senede bitirdiler, batırdılar. Şadiye Sultan binti Abdülhamid Han'ın hatıralarını duygulanarak, zaman zaman üzülerek okuyacağınızdan eminiz
66.60 ₺ -
Harflerimizin Müdafaası
Halide Edib Adıvar, Türkiye'de Şark Garp ve Amerikan Tesirleri adlı kitabında, Kemalizm’in Türkiye'de lisana ve tarihe yaptığı baskılar kadarını Stalin'in Sovyetler Birliğinde. Hitler'in Nazi Almanya'sında yapmadığını yazar. Gerçekten de böyledir. Memleketimizde 1928'de tepeden inme bir inkılâpla milletimizin bin yıllık millî yazısı yasaklanmış, yerine Latin harfleri getirilmiştir. Bugünkü Türkiye'deki maarif (milli eğitim), kültür, üniversite çöküşünün, toplumun yabancılaşmasının (aliénation) ve sosyal çözülme ve dağılmanın ana sebeplerinden biri de bu yazı devrimidir. Bu asrın başlarında kelime hazinesi 200 bini geçen Türkçemiz, yazı değişikliği ve sadeleştirme tahribatı yüzünden bugün, çoğu teknik terim olmak üzere, yirmi bin sözcüğün altına düşmüştür. Günlük gazeteler yayınlarında birkaç yüz kelime kullanabilmekte, halk kendi arasında iki-üç yüz kelime ile anlaşmaya çalışmaktadır. Millî-İslami yazımızın yasaklanması yüzünden arşivlerimizi, kütüphanelerimiz: dolduran milyonlarca kitap, risale, vesika anlaşılmaz hale gelmiş. İstanbul Üniversite'sinin kapısındaki büyük Türkçe kitabeyi profesörler bile okuyamaz hale düşmüştür.
16.25 ₺ -
Dürdane Hanım
Halkımıza okuma zevki aşılayan, gazeteciliğin piri olan ve bazıları dev çapta 300 kadar eserle kültürümüze büyük hizmetler eden Ahmed Mithat efendi'nin (1844-1912) bu son derece meraklı, heyecanlı ve ibretli romanı, bir asır önceki füsunkar İstanbul'un Boğaziçi sahillerinde geçmektedir. Bahar'ın başlangıcında erguvan rengine boyanan, kenarlarını zarif yalıların süslediği, yandan çarklı vapurların uzun bacalarından koyu siyah dumanlar fışkırtarak akıntıları aşmaya çalıştığı, kadınların yaşamaklı feraceli, çarşaflı peçeli, erkeklerin fesli, abani sarıklı olduğu, kaç göç bulunduğu ve artık geriye gelmeyecek olan Bogaziçi, o Dersaadet, o eski hayat... Dürdane Hanım'ı okurken geçmiş zamana yolculuk yapacaksınız.
150.00 ₺ -
Dil Davası Prof. Dr. Kadri Timurtaş ile Mülakat
Türkiye'nin en önemli on gündem maddesinden bir lisan ve edebiyat meselesidir. Lisanımız rejim ve resmi ideoloji terörü baskıları ve arılaşma inkılabı ile kansız ve cansız düşmüş ve güçlü bir devletin ve milletin ihtiyaçlarına cevap veremeyecek hale gelmiştir. Bu eser, lisan buhranının iki ayrı bölümde incelemektedir: Birincisi, Burhan Bozgeyik'in hacimli önsözü; ikincisi merhum üstad Prof. Dr. Faruk Timurtaş hocamızla bu konuda yapılmış olan bir röportajdır. Bu eser, lisan ve edebiyat krizini Türkiye'nin gündemine koymak ve bu mevzuda çare ve çözüm üretmek husunuda kendi çapında bir hizmet ifa edebilirse, hazırlayan ve yayınlayan bundan mutluluk duyacağı gibi, merhum Timurtaş hocanın da ruhunun şad olacağı ümidindeyiz.
66.60 ₺ -
Çerkes Meselesi
Milli Mücadele'den sonra Türkiye'de bir Çerkes kıyımı ve tehciri yapıldığını kaç kişi bilir? Yakın tarihimizin hadiseleri karanlıkta kalmış, unutulmuş veya unuturulmuştur. Bizde iki tarih vardır: Resmî ideolojik tarih ile hakikî tarih. İkisinin arasında büyük farklılık bulunmaktadır. Tek parti diktatörlüğü zamanında, yakın tarihimiz ve bilhassa Kurtuluş Savaşı'yla ilgili gerçekler örtülmüş, yerlerine birtakım mitolojik hurafeler getirilmiş, aklar kara, karalar ak gösterilmiştir. Bu eser, Osmanlı Çerkes aydınlarından Mehmed Fetgerey Şeonu'nun 1923'te yayınladığı iki küçük kitabının bir araya getirilmesinden ve bazı eklerle zenginleştirilmesinden meydana gelmiştir.
72.00 ₺ -
Yalan Söyleyen Tarih Utansın Kutulu 12 Cilt
Esefle kaydetmek mecburiyetindeyiz ki, bugün tarih adına yazılanların pek azı hariç cümlesinin gerçek tarihle alakası yoktur!... Bu, gerçek tarihle alakası olmayan yayın, tarihi, günlük politikanın oyuncağı haline getirip, ikbal sahiplerinin arzuları istikametinde yazıp söylemeyi adet edinen sözde tarihçelerle yapılmış ve ortaya atılan o yalan laflar yıllar boyu, mektep sıralarından gazete ve dergi sütunlarına kadar her yerde o kadar çok tekrarlanmıştır ki, o yalan lafların gürültüsünden gerçek tarihin sesi duyulmaz olmuştur!... Bu korkunç hak ve hakikat kalpazanlığı karşısında biz, şu seri kitabımızla bazı tarihi olaylara ışık tutarak yalan söyleyen tarihi utandırmaya çalıştık. Devam edegelen laf ü güzaf gürültüsü arasında gerçek tarihin sesini duyurabilirsek, vazife yapmış insanların bahtiyarlığına kavuşacağız.
380.00 ₺ -
Orta Boy Kadsemia Cüzü Kod 021
Milyonlarca insanın Kur'ân-î Kerim okumasını öğrendiği hattan Okuması çok kolay bilgisayar hatlı Geniş sayfa tasarımı 16,5 X 24 cm Ebat 32 Sayfa Şamua Kağıt Ürün Adet Ağırlığı : 0,064 Gr Toplu alımlarda özel indirimler uygulanır
24.00 ₺ -
Tam Karabaş Tecvidi ve Elifba Kod 046
Okuması Çok Kolay Bilgisayar Hattı Sevdiklerinize alabileceğiniz en güzel hediye Şamua kağıt 48 sayfa Karton kapak Tel dikiş 16,5 x 24 Ürün Adet Ağırlığı : 0,108 Gr Toplu alımlarda özel indirimler uygulanır
31.80 ₺ -
Yönetim Sanatı
Yönetim sanatı; yönetimin, temel değerlerini koruyarak başarıya ulaşmasıdır. Yönetimler temel değerleri korumadan da başarıya ulaşabilirler. Ancak o zaman, başarıda sanat yerine zulüm söz konusu olur. Bu kitapta kişi, kurum, kuruluş ve devletin yönetilmesinde gerekli olan bilgileri ve kuralları vermeye çalıştık. Bu eser, onbeş yaşından itibaren öğrencilere, öğretmenlere, eğitimcilere, yöneticilere, politikacılara ve diğer meslek sahiplerine yardımcı bir rehberdir.
82.50 ₺ -
Yeşilyurt Treni
Şehitlik, Yeşilyurt ve güneyde olsa da, Başka başka yerlerde bulunsa da, tenimiz.. Kalbi sevgiyle dolu, gönül insanlarının, Aynı kaderi paylaşan ağaçlarıyız hepimiz.. Çam, Ihlamur, Akçaağaç fark etmez, / Tümünü sevsek bile, Meyvelerden şeftali ve limona, / Esen yelde, Meltem`edir sevgimiz. ... Çam ve Ihlamur Ağacı, kendi aralarında konuşuyorlardı. Ihlamur bir ara durgunlaştı. Anılarıyla sarmaş-dolaş olunca, hep böyle olurdu. Yeniden Çam Ağacı`na döndü: -Sevenler en çok neye üzülüyor biliyor musun? dedi. -Neye? -Sevgiliye en son sözü söyleyemediğine.. Bu sözler üzerine, Çam Ağacı, acı acı tebessüm etti: -Ben en çok neye üzülüyorum biliyor musun? dedi. -Neye? -Bir cevap verilecek kadar bile değerimin olmadığına!. Eğer sevgi ve aşk varsa, her şey dillenir. Dağlar, taşlar, Ağaçlar, kuşlar.. Esen rüzgâr bile, dile gelmekte gecikmez..
112.50 ₺ -
Ülkem Varsa Ben Varım
Milletçe ölüm-kalım savaşı veriyoruz. Bu savaş, harf silahlarıyla yapılan bir savaş değildir; görünmeyen savaştır! Ülkemize göz diken dış güçlerin aile, millet ve devlet varlığımızı hedef alarak, bizi yok etmek için bize oynadıkları oyunlar ve kurdukları tuzaklar, bu savaşın birer parçasıdır. Dış güçlerin hedef ülkelerde tertip ettikleri anarşi, terör ve isyan olaylarının gerçek failleri, casuslar, misyonerler, ajanlar, kiralık ajanlar, kışkırtıcı ajanlar ile dışarıdan güdümlü medyadır. Niyetimiz, bu ölüm-kalım savaşının farkında olmayanlara bu felaketi anlatmak, aile, millet ve devlet varlığımızı savunmak ve geleceğimizi güvenli kılmak için gerekli önlemlerin alınmasını sağlamaktır. İstiklal Savaşımızda Ordumuzun ihtiyacı olan keşif uçaklarını bir tüccarımız İtalya'dan satın alıp, Ordumuza bağışladığı zaman dostları ona şöyle demişti:
93.75 ₺ -
Türkiyeye Yönelik Tehditler
Milletçe ölüm-kalım savaşı veriyoruz. Bu savaş, harp silahlarıyla yapılan bir savaş değildir; görünmeyen savaştır. Ülkemize göz diken dış güçlerin aile, millet ve devlet varlığımızı hedef alarak, bizi yok etmek için bize oynadıkları oyunları ve kurdukları tuzaklar, bu savaşın birer parçasıdır. Devlet ve millet olarak dostumuzu ve düşmanımızı tanıyıp, milli güvenliğimiz için gerekli önlemleri almamız hayati önem taşımaktadır. Çünkü, bizi hedef alan dış güçler vatanımızı paylaşmak için her yola baş vurarak, bizi millet ve devlet yapan temel ve öz değerlerimizi tahrip ediyorlar. Felaketten habersiz olmak gafleti kabul etmemek dalalettir. Her karış toprağı şehiterimizin kanı ile sulanmış olan aziz vatanımızı savunmak, hepimiz için milli bir görevdir.
82.50 ₺ -
Tireboludan Simalar
Eskiden tercüme-i hal, bugün biyografi-özgeçmiş denilen hal tercümesi kayıtları, şahısların hayat hikayelerini içeren tarihin önemli kaynaklarından birisidir. Hal tercümeleri, Orta Çağda, İslam dünyasında yaygın şekilde yazılırken önemli şahsiyetlerin çevresini, devrimi, yetişme şartlarını bildirmesi bakımından çok önemliydi. Osmanlı döneminde padişahla, devlet erkanı, ulema, sanatkarlar ve diğer kişiler hakkında hal tercümeleri yazıldığı bilinmektedir. Günümüzde bilhassa şehirlerde, kasabalarda yetişen ve meşhur olarak nitelenen şahıslar daima ilgi çekmiş, hayatları hakkında bilgiler veren çalışmalar yapılmıştır. Bu hal tercümeleri kitaplarında yer alan şahıslar mensup olunan şehir ve kasabalar için birer övünç kaynağı olmuştur
150.00 ₺ -
Sultanların Aşkı Taht Sultanı Hürrem Gönül Sultanı Hümeyra
"Tutkunun dünü, bugünü, yarını yok. İnsan varoldukça ve güç istedikçe, tutku var olmaya devam edecek. Sultanların Aşkı, tutkuyu ve tutkunun neler yaptırabileceğini anlatıyor. Hürrem Sultan; tarihin en güçlü sultanlarından Muhteşem Süleyman'ın biricik aşkı... Kölelikten özgürlüğe kavuşmak yetmiyor ona, güce olan tutkusu, onu hesaplar içine itiyor. Hesaplarını gerçekleştirmek için; kendi kızının mutluluğunu hiçe sayacak, yolundakileri ortadan kaldırtacak kadar kuvvetli... Peki, hesapları tutacak mı? O kadar yaşayabilecek mi? Hümeyra ise günümüzden biri. Onun tutkusu, güç arayanların karşısında olmak. Zengin ve güçlü bir ailenin, haksızlığa uğramış idealist kızı. Elinden alınan gücüne rağmen, ideallerinden vazgeçmeyecek kadar inatçı. Farkında olmadan benliğiyle savaşıyor. Farkına varmasını gizemli bir olay sağlayacak. Bu farklılığı, onu gönül sultanlığına götürecek mi? Aradığı sevgiyi bulabilecek mi? Hep birlikte göreceğiz. "Sultanların Aşkı" hikâyeciliğe farklı bir yorum getiriyor. Okuyucuyu sıkmadan, anlatmak istediğini, farklı bir kurguyla sunuyor. Hikâyeyi zaman zaman sizin hayal gücünüze bırakıyor. Sona geldiğinizde bile, kafanızda hep bir belirsizlik ve merak payı bırakıyor. "Her son bir başlangıç değil midir aslında?" Diyerek hayatın belirsizliğini ve derinliğini, anlaşılır bir biçimde irdeliyor."
75.00 ₺ -
Seyyit Ahmet Arvasi Hayatı Eserleri ve Eğitim Üzerine Görüşleri
Seyyit Ahmet Arvasi, ülkemizde Cumhuriyet döneminde yetişen önemli bir mütefekkirdir. Çok yönlü kişiliği olan, değişik konularda görüşler ortaya koyan, arkasında çok sayadı eser bırakan, Türk Milli Eğitimine binlerce öğretmen yetiştiren ve fikirleriyle Türk gençliğine rehberlik eden Arvasi, aynı zamanda önemli eğitimcilerimizdendir. Arvasi, eğitimin yanı sara pek çok alanla ilgili görüşlerini ortaya koymuştur. Onun farklı alanlara ilişkin görüşlerini ele alan değişik çalışmalar yapılmıştır. Ancak eğitimcilik yönünü ele alan müstakil bir eser bulunmamaktadır. Bu çalışma ile Arvasi'nin eğitimle ilgili düşünceleri ve eğitim problemlerinin çözümüne yönelik geliştirdiği öneriler oratya çıkarılmaya gayret edilmiştir.
63.75 ₺ -
Sevdikçe
Tüm dertlerim bitiyor Yüzüm devamlı gülüyor Gönlüm umut doluyor İnan seni sevdikçe Gönül bağımda çiçekler açar Açınca mis gibi kokar Çileler benden kaçar İnan seni sevdikçe Kalemin mutluluk yazar Sensiz günlere kalbim kızar Sanki ömrüm uzar İnan seni sevdikçe Sen engin denizlerdeki Yorgun gemi Dayan dayana bildiğin kadar Azgın dalgalarla Elbet dinecektir bu fırtına Sabret bak az kaldı Sığınacağımız o limana.
71.25 ₺ -
Seni Seviyorum Pembe Düşler
Seni Seviyorum O güzel yüzünü, benden gizleme, Saklayıp kendini, beni izleme, Gönlünü başka bir, yarla sözleme, Seni seviyorum aşığım sana... Yüreğime hançer gibi saplandın, Değerli altınsın, kalbe kaplandın, Düğümlendin cana bende toplandın Seni seviyorum aşığım sana... Aklımdan gitmiyor, bana gülüşün, Yüzüme bakarken, tatlı dönüşün, Bebeğim, talibin oldum bir düşün, Seni seviyorum, aşğım sana..
63.75 ₺ -
Saydamlaşma
Bir gün aklıma geldi: Susabilir miydim? "Sahi" dedim kendi kendime "sen ep bulutlara bakıyordun. Onların içindeki, derinlerindeki o mucizeyi arıyordun sen, susan Adam'dan. Konuşamazdın. Eksikliğini sessizliğe büyüyen, sessizlikten bir eksikliği yaşatan, o bakan: bulutlara uzaklara, uzayana bakan adam sen, evet sen, susarken de konuşabilir miydin? Uzadıkça bakan, uzaktan bir sessizliği okuyan sen; Sessiz Adam, susabilir miydin? Bulutlarla aranızda gidip gelenin sessiz bir konuşma olduğunu anladığımın bilmem kaçıncı asrında aklıma geldi bu.
67.50 ₺ -
Rüyada Zaman
İnsanoğlu, değişen ve modernleşen dünyada, geçmişi ne kadar ansa da, doğası gereği, bir daha geriye dönmek istemez. Ancak dünde kalan öyle anılar vardır ki, ılık bir deniz meltemi gibi, ruhumuzda eser durur!... Artık dönemeyeceğimiz mazide onlarla elele dolaşır dururuz…. …… Kaleme alınan her şey, ölümün elinden bir şeylerin kurtulduğunu gösterir!...
67.50 ₺ -
Renkler ve Yaşam
1966 yılında çalışmaya başladığı özel bir kuruluşun aylık Petek dergisinde ilk kez şiirleri yayınlanan Talat Semiz günümüze değin 40 yılı aşkındır şiir yazıyor. Ekmek kavgasının öncelik kazandığı yaşamında sanata öncelik verememenin üzüntüsünü yaşamıştır. Şiiri karanlık labirentlerden aydınlığa çıkarmak, daha çok okurun anlayacağı ölçü ve yalınlığa ulaştırma çabası verir. Kişiselliği doruk noktasına çıkarırken, kişinin içsel bütünlüğünde sınırsız evrene sahip olduğunu düşünür. O yaşamın tümünü şiir olarak görür. Şiir bireysel ve toplumsal iletişimin ilk ve terkedilmez unsurudur. Ona göre şiir kültürün kendisidir.
56.25 ₺ -
Osmanlı Mahkemeleri Tanzimat ve Sonrası
Devlet, hukuk demektir.Hukukun tezahürü de mahkemelerdir.Osmanlı adliyesini ve bunun Tanzimat Fermanı sonrasında aldığı biçimi tasvir eden bu eser, aynı zamanda, Tanzimat'ı hazırlayan sebepleri, Batı'nın baskı ve dayatmalarını, adliye ıslahatına neden ihtiyaç duyulduğunu, bu ıslahatta akınan modeli, bunun İslam hukukuna ne derece uyduğunu, karşılaşılan güçlük ve reaksiyonları gözler önüne sermektedir.Bu arada Avrupa devletleriyle de çarpıcı mukayeseler yapılmaktadır.Böylece Osmanlı Devleti tarihinin çok önemli bir devresine de ışık tutulmuş olmaktadır.
240.00 ₺ -
Osmanlı Hukuku
Adalet, Osmanlı Devleti’ni asırlarca ayakta tutan en mühim unsurdu. Bu hissin zayıflaması, çöküşün hem sebebi, hem de neticesi oldu. Padişahlar bile, hukukun önünde boyun eğdiler. Bir seferden dönerken, askerin, ekinlerini çiğnediklerinden yakınan köylüye, Kanunî Sultan Süleyman; “Peki bizi kime şikâyet edersin?” diye latife edince, köylü; “Kanuna şikâyet ederiz, kanuna!” demişti. Adalete verilen bu ehemmiyet, Osmanlılara büyük bir itibar kazandırdı. Hıristiyan halklar, kendilerine hüsnükabul gösterdi. Osmanlıların, Ortadoğu, Kafkasya ve Balkanlar gibi problemli bir coğrafyada, çeşitli kavim ve kültürleri bir arada nasıl yönettiğini, bugün insanlar merak ediyor. Pax Ottomana adı verilen dünya düzeninin unsurları nelerdir? Osmanlı Devleti’ni asırlarca dünyanın süper gücü yapan tutan hangi prensiplerdir? İngiltere kralını, bir heyet göndererek Osmanlı hukuk sistemini inceletmeye sevk eden sır nedir? Bu kitap unutulmuş bir maziye ışık tutuyor.
401.25 ₺ -
Munzurdaki Mutluluk
Zalo önde, Yalçın da onu arkadan takip ediyordu... Kamer efendi ve Safiye Hanım gözden kaybolana kadar Yalçını takip ettiler... Yalçın'ın babasının boynuna sarılıp onu öpmesi Kamer efendiyi hayli etkilemiş olmalı ki gözleri yaşarmıştı. Aslında bu toplumda anne, baba ile çocuklar arasında böylesi açık sevgi gösterilerine pek yer yoktu. Bu yörelerade babalar sadece o derin sevgilerini yüreklerinde saklarlar... Kamer efendi sırtını hafiften eşine dönmüş, kendi yüz ifadesini karısından gizlemeye çalışıyordu ama Safiye hanım kocasının üzüldüğünün farkındaydı... Annenin sevgisi hiç bir koşula bağlı değildir, babanın sevgisi ise birazcık koşullara bağlıdır... Anneyi biraz daha sevmek lazım çünkü anneler daha çaresiz ve güçsüzdüler...
67.50 ₺ -
Liberal Demokrasi Eleştirisi
Liberal demokrasinin içerisinde bir yandan ontolojik ve ahlaki öte yandan da siyasi anlamda bir takım yetersizlikleri barındırdığını göz önünde bulundurarak onu temelden bir eleştiriye tabi tutan C.P.Macpherson’un düşüncelerinin bir yönüyle Liberal Demokrasinin bir kritiği, diğer yönüyle de Liberal Demokrasinin kendisini yeniden inşa etmesi için önemli bir katkı niteliği taşıdığını söyleyebiliriz...
90.00 ₺ -
Kültür Emperyalizmi ve Soykırımlar Dünya'da ve Türkiyede
Milli kültür olmadan millet, millet olmadan devlet var olamayacağı gibi, milli kültürlerini kaybeden milletler yok olmaya mahkumdur. Tarihte bunu sayısız misalleri vardır. Kültür emperyalizmi, milli kültürü tahrip etmeyi hedef alan sinsi savaştır. Türkiye, Tanzimat'tan itibaren emperyalistlerin kültür emperyalizmine maruz kalan öncelikli hedef ülkedir. Emperyalistlerin kafalarında Türkiye ile ilgili olarak, yüzyıllardan beri şu söz, saplantı halinde bulunmaktadır. Endülüs'ü, sildik, burası hala duruyor! Kültür emperyalizminin en korkunç şekli soykırımdır. Emperyalistlerin uyguladıkarı soykırım tarihe kara bir leke olarak geçecektir...
90.00 ₺ -
Keşişleme Şiirler- Bütün Şiirleri 3
Sevda; fırtınalar yaratır zaman zaman. En zor tayfunlarda ayakta kalan gönüllerin oluşturduğu bir gül bahçesidir büyük aşk. Ilık bir keşişleme bozuyorsa aşkın dengelerini; ve ayrılık yaratıyorsa, böyle birlikteliklere sevda değil, bir bahar bir yaz tutkusu denir.
56.25 ₺