-
İkinci Abdülhamid Han (Yabancıların Kaleminden)
Yaptığı hizmetler ve bıraktığı eserlerle Sultan İkinci Abdülhamid Han'ın saltanatı devri, tarih sayfalarına altın harflerle yazılmaya en lâyık devirlerden biridir. Yabancı devletler içinde dahi ona ve saltanatı devrine hayran olan pek çok meşhur kimse vardır. Bu kitapta, tıpkıbasımıyla birlikte yabancıların sultan hakkında söylediklerini bulacaksınız.
16.25 ₺ -
Sultan İkinci Abdülhamid Hanın Hayır Eserleri
Sultan İkinci Abdülahamid Han'ın şahsına ait menkul ve gayri menkul gelirleri ile, Osmanlı tahtına cülûs ettiği 31 Ağustos 1876 Perşembe gününden 1901 senesine kadar yaptırmış olduğu hayır eserlerini ve yaptığı nakdî yardımları ihtivâ eden kitaptır.
52.00 ₺ -
Jurnallerin Tahkik Raporları
Yayına hazırladığımız bu eser, 1891-1893 yılları arasında pâdişâha verilen jurnallerin, yani istihbârât bilgilerinin yada istihbaratın tahkîk raporlarından oluşmaktadır. Mâbeyncilerden Lütfî Ağa'nın idâresi altında, saraya bağlı istihbarat tahkîk elemanı olarak çalışan Kırımîzâde Mehmed Neş'et Efendi tarafından düzenlenen bu raporlar pek çok farklı mevzuları ihtivâ etmektedir. Eserde misyonerlik, Ermeni meselesi, devlet adamlarının faaliyetleri, İstanbul dışındaki halk ve organize grupların hareketleri, eğitim, sağlık, hânedân mensupları ve gizli teşekküllerin faaliyetleri gibi hemen her mesele hakkında rapor mevcuttur. Sultan İkinci Abdülhamîd devrine ve bilhassa ihtivâ ettiği yıllara ışık tutan bu eserin bugüne kadar hiç yayınlanmamış bir çalışma olması, kıymetini daha da arttırmaktadır.
848.25 ₺ -
Suikastin Tahkikat Raporu
Sultan İkinci Abdülhamîd Han'ı 21 Temmuz 1905 Cuma günü Yıldız Câmii'ndeki "selâmlık resm-i âlisi"nden çıkacağı sırada öldürmek üzere bir saatli bomba patlatılmış ve infilak sesi Üsküdar, Kadıköy, Göztepe ve Erenköy havâlisinden bile işitilmiştir. Bomba Vakası'nda 26 kişi ölmüş ve 58 kişi de yaralanmıştır. Ayrıca 17 araba ve 20 at da parçalanmıştır. Bu hâdisenin teferruatlı bir şekilde araştırılması için kurulan husûsi bir komisyon, en ince tafsilatına kadar bu vakayı incelemiş ve bir tahkikat raporu hazırlamıştır. Hazırlanan bu rapor basılmış ve bir nüshası da Sultan İkinci Abdülhamîd Han'a takdim edilmiştir. Ermeni Meselesi'nin netîcelerinden birisi olan suikast hadîsesi hakkında epeyce sözler söylendi. Bu mesele hakkında tamamen vesîka muhtevasında olan bu çalışmanın, suikast ve bunu yapanlar ile alakalı pek çok karanlık hususları aydınlatacağı ve son noktayı koyacağı kanaatindeyiz.
52.00 ₺ -
Şeyhülislam Zenbilli Ali Efendi
Sekizinci Osmanlı şeyhülislâmı olan Zenbilli Ali Efendi, Osmanlı âlimlerinin büyüklerindendir. Evinin penceresinden bir zenbil sarkıtır, suâl soranlar, suâllerini bir kağıda yazıp zenbile koyarlardı. O da zenbili çekip suâllerin cevâbını yazar, zenbile koyar tekrar sarkıtırdı. Bu sebeble "Zenbilli Ali Efendi" ismiyle meşhûr oldu. Zenbilli Ali Efendi; İkinci Bâyezid Han, Yavuz Sultan Selîm Han ve Kânûnî Sultan Süleymân Han devrinde olmak üzere 24 sene şeyhülislâmlık yaptı. Ömrünü ilme, talebe yetiştirmeye ve İslâma hizmete harcamış, kıymetli hizmetler yapmıştır. Üstün halleri, ahlâkı ve hizmetleriyle meşhûrdur. Eser, Bursa Mahkeme-i Bidâyet Reis-i Evveli Es-Seyyid Hayrullâh Nedim Efendi tarafından hazırlanmıştır. Zenbilli Ali Efendi hakkında verilen kısa bir bilginin ardından orijinal metnin transkripsiyonu yapılmıştır. Eserde Şeyhülislâm Zenbilli Ali Efendi’nin hayatı ve ailesi hakkında kısa ve öz malumat bulunmaktadır.
16.25 ₺ -
Zülfikar Paşanın Viyana Sefareti
Osmanlı elçilerinin bilhassa on sekizinci yüzyıldan itibaren gittikleri şehirler ile ilgili kaleme aldıkları sefâretnameler, tarihimizin çok mühim kaynaklarındandır. Bu eser de Osmanlı sefâretnâmelerinin ilklerindendir. 1683 Viyana bozgununun ardından Avusturya, Polonya ve Venedikliler ile ittifak halinde Akdeniz ve Balkanlardaki Osmanlı topraklarını işgal etmişlerdir. Sultan İkinci Süleyman Han'ın tahta geçmesi ile kötü gidişata hal çaresi arayan devlet erkanı, ilk iş olarak Avrupa kıtasındaki meseleyi halletmek maksadıyla Avusturya ile sulh yapmayı planlamıştır. Bu maksatla 1099/1688 yılının ortalarında Avusturya ve müttefikleri ile sulh görüşmeleri yapmak üzere Zülfikâr Paşa bu ülkeye gönderilmiştir. Müzakerelerde Avusturyalıların Osmanlılardan aşırı isteklerde bulunmaları sebebiyle sulh imzalanamamıştır. Buna rağmen Osmanlı elçilerinin geri dönmesine müsaade edilmemiş, Zülfikâr Paşa ve beraberindeki heyet 4 sene Viyana'da tutulmuş, hatta hapsedilmişlerdir. Zülfikâr Paşa bu zaman zarfında yaşadıklarını ve sulh görüşmelerinin seyrini kaleme alarak dönüşte devlet erkânına sunmuştur. Devrin siyasî ve ictimâî hayatına ışık tutması bakımından da kıymetli bir kaynak olan bu çalışma, paşanın sunmuş olduğu takrîrâtın değerlendirmesini, nüshalarının tahkîkini ve transkripsiyonunu ihtivâ etmektedir
9.75 ₺ -
Cihannüma
Mevlânâ Mehmed Neşrî'nin bu eseri kuruluş ve yükseliş devirlerine ait Osmanlı tarih yazıcılığının en iyi örneklerinden biridir. Müellifin, İkinci Bayezid'e sunduğu bu eserinde 14 ve 15. asır Osmanlı tarihi araştırmaları için orijinal ve doğru bilgiler bulunmaktadır. Güvenilir bir tarihçinin kalemiyle, akıcı ve anlaşılır bir Türkçeyle yazılmış olan Cihânnümâ, zevkle okunacak bir tarih ve edebiyat kaynağıdır. Denilebilir ki Osmanlı tarihinin ilk iki yüzyılı en geniş ve en doğru biçimde bu eserden okunabilir.
123.50 ₺ -
Hicaz Vilayet Salnamesi (1303)
Coğrafya literatüründe, Arabistan Yarımadası'nda Kızıldeniz'in doğu sahili boyunca uzanan ve Haremeyn ile mîkât mekânlarını ihtiva eden bölge Hicaz ismiyle geçer. Osmanlı idârî taksimatında ise Mekke-i Mükerreme, Medîne-i Münevvere ve Cidde sancakları ile bunlara bağlı kaza ve nâhiyelerden oluşan ve doğudan Necid, batıdan Kızıldeniz, güneyden Asîr sancağı, kuzeyden Kudüs sancağı ve Arîş, Akabe muhafızlıkları ile çevrili bölgeye Hicaz Vilâyeti adı verilmektedir. Hicaz Vilâyeti ile alakalı kütüphanelerimizde ve arşivlerimizde çok kıymetli kaynaklar bulunmaktadır. Bu kaynakların en mühimlerinden biri de bizzat Hicaz vâliliği tarafından neşredilen Hicaz Vilâyet Salnâmeleridir. Osmanlı Devleti'nin en mühim vilâyetlerinden biri olan Hicaz Vilâyeti vâliliği de 1301, 1303, 1305, 1306 ve 1309 tarihlerine ait olmak üzere beş adet salnâme neşretmiştir. Çamlıca Basım Yayın olarak neşre hazırladığımız 1303 (1886) tarihli Hicaz Vilâyet Salnâmesi adlı eserimizle Mekke-i Mükerreme ve Medîne-i Münevvere'yi yakından tanıyacak; Osmanlı'nın Kâbe-i Muazzama ve Ravza-i Mutahhara'ya göstermiş olduğu büyük hürmet ve tâzimi, bu mübârek beldelere yaptığı hizmetleri ve Peygamber Efendimiz ve Ashâb-ı Kirâm'a olan hassâsiyetini görmüş olacaksınız. Osmanlıca tıpkıbasımını da koyduğumuz bu güzide eserin faydalı olmasını temenni ediyoruz. Hazırlayanlar: Selman Soydemir, Kemal Erkan, Osman Doğan
250.25 ₺ -
Şanizade Tarihi I - II
Bu eser, ilmiye mesleğinde üst seviyede müderrislik ve kadılıklarda bulunmuş; tıp, tarih, askerlik, matemematik, geometri, coğrafya ve edebiyat sahalarında yazdığı telif ve tercüme eserleriyle zamanının mühim ilim adamları arasında yer almış Şânî-zâde Mehmed Atâullâh Efendi tarafından, vakanüvis hüviyetiyle Âsım Târihi'ne zeyl olarak yazılmıştır.... Hazırlayan: Prof. Dr. Ziya Yılmazer
188.50 ₺ -
Abdi Paşa Vekayinamesi
Bu eser, XVII. yüzyıl tarihçilerinden Nişancı Abdurrahman Abdi Paşa'nın Vekâyi'-nâme isimli eserinin tenkitli metni ve tarihî kaynak olarak değerlendirilmesidir. Abdi Paşa, Sultan Dördüncü Mehmed Han'ın tahta çıktığı 1648 yılından itibaren vuku bulan hadiselerin bizzat şahidi olmuştur. 1648-1663 yılları arasındaki hadiseleri, her ne kadar daha önce telif edilmiş eserlerden yararlanarak yazmış ise de bu eserlerde mevzu edilen hadiselerin de mühim bir kısmının içinde yaşamıştır. Bu bakımdan yazdıkları güvenilir malumatı ihtiva etmektedir. Eserde müellifin bazı hadiseleri kendi bilgisi ve duydukları ile yetinmeyerek kaynağından tahkik ettiği de görülmektedir. Abdi Paşa öte yandan hazır bulunduğu hadiseleri anlatırken bazı konuşmaları aynen eserine almış, bunu güzel bir üslupla ifade etmiştir. Keza yukarıda da ifade edildiği gibi, eserine aldığı bazı takrir ve telhisleri, üzerinde değişiklik yapmadan aynen nakletmeyi uygun görmüştür. Vekayiname'yi dikkatle incelediğimizde üç kısımda mütalaa etmek mümkündür. Birinci kısımda 1058 (1648)'den 1074 (1663)'e kadar olan devreyi, kendisinden önceki kaynaklardan faydalanarak yazdığı görülmektedir. (vr.2b-51b). Vekayiname'nin ikinci kısım olarak itibaer edebileceğimiz kısmı ise müellifin vekayi tahririne memur oluşundan itibaren İstanbul Kaymakamlığı'na tayini dolayısıyla, padişahın ordu ile İstanbuldan ayrıldığı 21 Muharrem 1089 (14 Mart 1678) tarihine kadar geçen yaklaşık on beş yıllık devirdir. (ve.52a-142a). Üçüncü kısım ise 1089 (1678) yılında kendisinin sadaret kaymakamı olarak İstanbul'da kalması ile başlayan ve Basra valiliğine tayin edilmesine kadar devam eden (3 Ramazan 1093 - 5 Eylül 1682) devirdir. (vr. 143a-146b). Hazırlayan: Dr. Fahri Çetin Derin
87.75 ₺ -
Osmanlı Mektepleri
Bu albüm, 34. Osmanlı padişahı olan Sultan İkinci Abdülhamid Han'ın maârifin muasır bir seviyeye çıkarılması için memleket sathında açtırdığı mektepleri mevzu edinen ve o devirden günümüze kalan görmelik malzemeden seçilerek oluşturulan bir fotoğraf albümüdür. Çamlıca Basım Yayın olarak sizlere Osmanlı mektepleriyle alakalı bir albüm sunmanın mutluluğu içerisindeyiz. Bu devirde kendi imkanlarıyla ayakta durmakta zorlanan medreselerde bazı yeniliklere gidilerek mevcut olanlar muhafaza edilmeye çalışılırken esas olarak modern manada eğitim veren mekteplerin açılmasına ağırlık verildiğini görürüz. Mekteb-i Harbiye ve Mekteb-i Bahriye denilen Kara ve Deniz Harp Okulları ile bilumum ortaokul ve lise seviyesindeki askerî mektepler, her bakımından büyük gelişmelere tabi tutulmuş ve memleket sathında birçok yerde sayıları artırılmıştır. Albümümüzde pek çok askerî mektebin fotoğrafı bulunmaktadır. Devlet kademelerine mütehassıs memur yetiştirmek maksadıyla yüksek okullar hep Abdülhamid Han devrinde açılmıştır. Mekteb-i Mülkiye, Mekteb-i Hukûk, Sanayi-i Nefîse Mektebi, Dârulmuallimîn ve Dârulmuallimât, Mâliye Mektebi, Ticâret Mektebi, Ziraat Mektebi ile deniz ticâreti, orman ve maâdin, lisan mektepleri bunlardandır. Ayrıca tıp sahasında da büyük gelişmeler olmuştur. Askerî ve sivil olarak lise ve yüksek okul seviyesinde çok sayıda tıp mektepleri açılmıştır. Bu devirde açılışlarına ağırlık verildiğini gördüğümüz ilkokul, ortaokul ve lise derecesindeki mekteplerin yani o zamanın tabiriyle ibtidâi, rüşdiye ve idâdîlerin ise albümümüzde en geniş yer kaplayan mektepler olduğunu söyleyelim. Bu devirde yüzden fazla idâdî, pek çok sancak ve kaza merkezinde rüşdiye ve köylere varıncaya kadar da ibtidâîler açıldı. Medrese ve mektep görmemiş kimse kalmaması için bütün imkanlar sarfedildi. Yine Abdülhamid Han zamanında pek çok yerde açılan sanayi mektepleri bulunmaktadır. Kimsesiz çocukları okutmak ve meslek ve sanat sahibi yapmak maksadıyla açılan bu okullarda terzilik, kunduracılık, marangozluk, dokumacılık gibi pek çok bölüm bulunmaktaydı. Bir de devlet tarafından alınan izinle açılan husûsî mektepler (özel okullar) bulunmaktadır. Bütün bu mekteplerle ilgili de albümümüzde çok sayıda fotoğraf vardır. Bu albüm çalışması, "Osmanlı ne yapmış ki" diyenlere sadece mektep bazında verilecek en güzel bir cevaptır. Bu albüm bir devletin sadece bir padişahı zamanında maârif sahasında yaptığı faaliyetlerden bir nebzedir. Bu albüm, Selanik'ten Trablusgarb'a, Yemen'den Yanya'ya, Hanya'dan Bursa'ya, Vidin'den Bağdat'a kadar eğitime verilen kıymetin yansımasıdır. Bu albüm 33 yıllık bir devrin maarif bilançosudur. Hasılı bu albüm, Padişah İkinci Abdülhamid Han'ın "gerici" değil "yenilikçi" ve parlak bir sultan olduğunu gösteren bir fotoğraf albümüdür.
224.25 ₺ -
Osmanlı Hastahaneleri
Bu albüm, son iki asrında Osmanlı Devleti'nin insan sağlığına verdiği ehemmiyeti gösteren ve sağlık teşkîlâtının muâsır bir seviyeye çıkarılması için memleket sathında açılan hastahaneleri mevzu edinen, seçme fotoğraf ve planlardan müteşekkil bir çalışmadır....
429.00 ₺ -
Hamidiye Menba Suları ve Çeşmeleri
Beş asra yakın bir müddet Osmanlı Devleti'nin pâyitahtlığını yapmış olan İstanbul, etrafı her cihetten enfes denebilecek menba sularıyla çevrilmiş bir şehirdir. İşte bu leziz sulardan biri olan Hamîdiye suyu, Sultan İkinci Abdülhamid Han tarafından cülûs-ı hümâyûnunun yirmi yedinci sene-i devriyesinde İstanbul ahalisine hediye ve ihsân buyurulmuş ve onun adına izafeten "Hamîdiye" ismi ile anılmıştır. Asrın ve sıhhatin şartlarına uygun olarak haznelerde toplanan bu nitelikli menba suyu Tophâne, Beşiktaş, Beyoğlu ve Şişli semtlerinde inşâ edilmiş ve Hamîdiye suyu ile hayat bulacak olan yüzden fazla çeşmeden akıtılmıştır. Âlîcenâp sultan, bundan evvel de Göksu ve Terkos sularını İstanbul'a getirtmiş ve halkın hizmetine sunmuştur. Hamîdiye suları, Sultan İkinci Abdülhamid Han'ın binlerce hayrâtından sadece bir tanesidir. Pâdişâhın bu hayrı, Cendere Vadisi sularının sadece şehre getirilmesi işinden ibaret olmayıp, menbâlardan gelen suların toplanması için inşâ edilmiş bentler, su toplama hazneleri, toplama ve dağıtım boruları, tulumbalar, tazyik makineleri ve çeşmelerden mürekkep tam bir tesistir ve bu tesisin bütün inşâ masrafları bizzat pâdişâhın kendi parasından karşılanmıştır. Sultan Abdülhamid Han'ın yapmayı tasavvur ettiği veya yaptırdığı eserlere bir bakılırsa, sultanın hayra ve hasenâta verdiği ehemmiyetin büyüklüğü gayet iyi anlaşılır. Neşre hazırladığımız Hamîdiye menbâ suları ve çeşmelerinden bahseden bu eser, Hamîdiye Etfâl Hastahânesi ve Almanya Hastahânesi Operatörü Doktor A. Kanburoğlu tarafından Fransızca olarak kaleme alınmış ve yine Hamîdiye Etfal hastanesi operatörlerinden Bahriye Tabip Yüzbaşısı Râsih Emin tarafından Türkçeye tercüme edilmiştir. Eserin Türkçe kısmının orijinal ismi "Dersaâdet'de Hamîdiye Menba' ve Çeşmeleri Suyu" dur. Eser, 1319 (M. 1904) tarihinde Fransızca ve Türkçe lisanlarında, çift yönlü olarak bastırılmıştır. Sadece Türkçe kısmını sâdeleştirerek yayınladığımız bu eserde menba ve çeşmelere ait resimler de mevcuttur. Bu resimleri biz de aynen neşretmiş bulunmaktayız. Suretini ve transkripsiyonunu dercettiğimiz vesikadan, eserin Servet-i Fünun Matbaası'nda bin adet basıldığını ve bir nüshasının güzel bir şekilde ciltlenerek pâdişâha takdim edildiğini öğrenmekteyiz. Bu eserle, kültür ve medeniyet tarihimize bir nebze de olsa katkıda bulunduğumuz kanaatindeyiz.
48.75 ₺ -
Çanakkale Cephesi
Eserimiz iki kısımdan oluşmaktadır: Birinci kısımda, Osmanlı Harbiye Nezareti tarafından savaş yıllarında çıkarılan bir dergi olan Harb Mecmuası'nda Çanakkale Savaşları ile ilgili olarak neşredilen yazı, hatıra ve şiirlerden seçmeler yapılmıştır. İkinci kısım ise savaşa dair, harp yıllarında çekilen fotoğraflardan seçme yapılmak sureti ile oluşturulmuştur....
87.75 ₺ -
Osmanlı Devrinde Kudüs 1
Kudüs veya Osmanlıların daimâ kullandığı şekliyle Kudüs-i Şerîf, üç mukaddes İslâm beldesinden biridir. Kudüs'ün ehemmiyeti, Mescid-i Aksâ'nın, yani İslâm'ın üç mukaddes mabedinden ikincisinin burada bulunmasından kaynaklanmaktadır. Aynı zamanda Kudüs'te pek çok peygamber de medfundur....
884.00 ₺ -
Tevarihi Ali Selçuk
Oğuz-nâme, Selçuk-nâme, Târih-i Âl-i Selçuk gibi isimlerle anılan Tevârîh-i Âl-i Selçuk (Selçuklular Tarihi), Anadolu'da kaleme alınan ilk Türkçe eserlerin arasında sayılmaktadır. Türklerin tarih sahnesine çıkışından Osmanlılara kadar olan dönemi içine alan bir umumî Türk tarihi niteliği taşıyan eser yardımıyla; Türklerin tarih sahnesine çıkışları, İslâm öncesi Türk tarihi, Oğuz boyları, tamgaları, gelenekleri ile Selçukluların şeceresi, Türkiye Selçukluları, Gazan Han dönemi, Anadolu Beylikleri ve Osmanlıların Anadolu'ya gelişleriyle Kayı boyu hakkında detaylı bilgilere ulaşılabilmektedir. Bütün bunların yanında ele aldığı dönemin siyasî, sosyal ve kültürel tarihini günümüze yansıtan Tevârîh-i Âl-i Selçuk, kaleme alındığı Sultan İkinci Murad Han dönemindeki Osmanlı kültür hayatını, dil yapısını ve millî şuurdaki canlılığı günümüze taşımaktadır. Hazırlayan: Dr. Abdullah Bakır
669.50 ₺ -
Manzum Surnameler
Osmanlı saray düğünleri ve şenliklerini anlatan, Osmanlı devrinde yazılmış eserlere "Sûrnâme" adı verilmektedir. Sûrnâmeler; şehzadelerin sünnet düğünlerini, padişah kızlarının veya kız kardeşlerinin evlenme merasimlerini, padişah çocuklarının doğumları vesilesiyle yapılan şenlikleri ayrıntılı bir biçimde anlatan eserlerdir. "Osmanlı Saray Düğünleri ve Şenlikleri" umumî başlığı altında, bir seri halinde yayımlanacak 8 kitabın birinci cildi olan "Manzûm Sûrnâmeler"i neşretmiş bulunuyoruz. Bu eser, sûrnâmelerin bugüne kadar kütüphanelerde tesbit edilen manzum olanlarının ki toplam altı eserdir, (Âlî, Nâbî, Rif'at, Es'ad, Hızır ve Tahsîn Sûrnâmeleri) metninin verildiği ve bu orijinal metinlere dayanılarak incelemelerin yapıldığı, her sûrnâmenin sonuna ayrıntılı bir indeks de konulan bir eserdir. Bu hacimli kitap, diğer 7 cildin de girişi mahiyetindedir.
711.75 ₺ -
İntizami Surnamesi
Osmanlı Saray Düğünleri ve Şenlikleri" serisinin ikinci kitabı olan "İntizâmî Surnâmesi", Surnâme-i Hümâyûn olarak da anılmaktadır. Sultan Üçüncü Murad'ın şehzadesi Mehmed (Sultan Üçüncü Mehmed) için 1582 yılında yaptırdığı, Osmanlı tarihinin gelmiş geçmiş en muhteşem sünnet düğünü, bu eserde mensur olarak anlatılmaktadır. 16. asrın pek bilinmeyen şairlerinden İntizâmî tarafından kaleme alınan eser tarih, edebiyat, edebiyat tarihi, folklor, sosyoloji, iktisat, devlet yönetimi, gelenek ve görenekler, Osmanlı kültür hayatı vs. açısından çok zengin bir kaynak durumundadır. Bu eserde, İntizâmî Surnâmesi'nin bilinen dört nüshasına ve bu konuda yazılan diğer muhtelif eserlere dayanılarak bu muhteşem sünnet düğününün geniş bir incelemesi yapılmıştır. Daha sonra ise eserin en mühim nüshaları olan Topkapı Sarayı ve Süleymaniye Kütüphanesi nüshalarının transkripsiyonlu metinleri verilmiştir.
565.50 ₺ -
Vehbi Surnamesi
"Osmanlı Saray Düğünleri ve Şenlikleri" serisinin üçüncü kitabı olan "Vehbî Surnâmesi", Surnâme-i Hümâyûn olarak da anılmaktadır. Eser, Sultan Üçüncü Ahmed'in şehzadeleri Süleyman, Mustafa, Mehmed ve Bâyezid için 1720 yılında yapılan ve 15 gün devam eden sünnet düğününü konu edinmektedir. Seyyid Hüseyin Vehbî tarafından mensur olarak kaleme alınan eserin, diğer surnâmeler arasında hususî bir yeri ve emsallerinden ayrı bir ehemmiyeti vardır. Bu eser, o devirdeki kıyafetler, muhteşem gösteriler, esnaf alayları, verilen hediyeler açısından olduğu kadar günüze en fazla nüshası kalan surnâme olması bakımından da mühimdir. Ayrıca Lâle Devri'nin bu muazzam düğünle başladığı da söylenmektedir. Eserin önce geniş bir incelemesi yapılmış, daha sonra bilinen en eski nüshası olan İstanbul Üniversitesi'ndeki TY 6099 numaralı nüshanın transkripsiyonlu metni verilmiştir.
422.50 ₺ -
Nasreddin Hoca Fıkraları 1-2
Bilgi ve zekâ keskinliği ile tanınan Nasreddin Hoca'nın en güzel fıkraları... Nasreddin Hoca'nın hazır cevaplılığı, çocuklara edep ve ahlâk dersleri... Fıkraların içinde saklı bir çok hakîkatler...
21.13 ₺ -
İstanbulda Ashab-ı Kiram Kabir ve Makamları
Bu eser, İstanbul'daki Sahâbe-i Kirâm kabir ve makamlarını tanıtmaktadır. Türbelerin tanıtılmasına ilk önce Hâlid bin Zeyd Ebû Eyyûb El-Ensârî (r.a.)'ın türbesi ile başlanmıştır. Buradan itibaren yol güzergahları sıra ile ve ulaşımı kolay olabilecek şekilde bir kroki ile gösterilmiştir. Umumî vasıtaların değişkenliği sebebi ile bunlar hakkında bilgi konulmamıştır. Kısa metinler, yer yer kabirlerin, türbelerin ve kitâbelerin fotoğrafları da eklenerek kitap zenginleştirilmiştir.
78.00 ₺ -
Çanakkale Şehitlikleri
İslam tarihinin büyük bir kısmını ihtiva eden Osmanlı devrinin muhteşem destanlarından biri olan Çanakkale Muharebeleri'nin bütün şan ve şerefi, orada dini ve vatanı uğruna şehit düşüne "Mehmetçik"e aittir. Çanakkale Boğazında cereyan eden bu savaşlara yabancı kaynaklarda "Gelibolu Savaşları", bizim kaynaklarımızda ise "Çanakkale Muharebeleri" denilir. Harbin iki tarafından birisi olan İtilahf Devletleri, 5 Kasım 1914'te Osmanlı Devletine resmen savaş ilan ettiler. Osmanlı Devleti de 11 Kasım 1914'te cihad-ı mukaddes ilan ederek İttifak Devletleri yanında savaşa dahil oldu. Bir oldu bittiye dahil edilişimiz Birinci Dünya Harbi, adeta Osmanlı-Dünya Harbine dönmüş, buna rağmen düşmanların bütün güçleriyle ezmeye çalıştıkları bu muhteşem milletin evladı Çanakkale'de destanlar yazmıştır.
22.75 ₺ -
Mekke ve Medine Rehberi
Mekke-i Mükerreme; Müslümanların kıblesi olan Kabe-i Muazzama'nın ve ibadetlere bire yüz bin sevap verildiği Mescid-i Haram'ın bulunduğu, Resulullah Efendimiz'in (s.a.v.) doğduğu, kendine peygamberlik verildiği, Kur'an-ı Kerim ayetlerinin birçoğunun nazil olduğu ve İslam'ın beş şartından biri olan Hac vazifesinin yerine getirildiği mübarek şehir... Medine-i Münevvere; Resulullah Efendimiz'in (s.a.v.) hicret vatanı, başkaları yüz çevirirken ona yardım elini uzatan, İslam devletinin ilk başşehri... - Mekke-i Mükerreme ve Medine-i Münevvere (Mübarek Mekanlar ve Ziyaret Yerleri)
9.75 ₺ -
Tarihi Hakikatler 1
Târihten hakikatler ve perde arkasındaki hâdiseler... Târihin derinliklerinden çıkarılmış birçok yeni notlar... Ders ve ibret levhaları... Gizli kalmış bazı târihî hakîkatlerin perde arkası... İhânetler... Îtiraflar...
26.00 ₺ -
Osmanlı Tarihi Cilt 2
Fâtih Sultan Mehmed Han Devrinin Diğer Hâdiseleri, Sultan İkinci Bâyezîd Han Yavuz Sultan Selim Han, Kânûnî Sultan Süleyman Han. Bu 4 Osmanlı padişahının hayatı, devirlerindeki hâdiseler... Orijinal kaynak ve vesîkalar... Resimler, haritalar ve krokiler... Geniş Kronoloji... Muasır Yabancı Devletler ve Devlet Adamları... Tamamı renkli, husûsî baskı...
617.50 ₺ -
Osmanlı Fıkraları
Mizâh, bilgi ve zekâ keskinliği ile karışık, edebî bir ifâde yoludur. Onun sermâyesi şaka ve nükte sûretinde ince alay, tenkîd, takdîr ederek tekdîr ve tenkîd ifâde eden övme ve eğlencedir. Kelime karşılığı latîfe veyâ nükte olan fıkranın edebî bir kıymeti, yâni letâfeti olduğu kadar zarâfeti de olması lâzımdır. Latîfeler hoşa gidecek ve ekseriyâ gülünecek sözlerdir. Fakat bunların içinde hikmet düstûru sayılacak pek çok yüksek söz, ibret dersi ve alınacak hisse vardır. Öteden beri her kavmin edebiyatçı ve hikmet sâhibi kimseleri, ciddî bir dille anlatılamayacak hikmet ve öğütleri, bâzen alay ve mizâh sûretinde fıkralarla halka telkine, bu yolla ahlâkı süslemeye ve gâfilleri uyarmaya gayret etmişlerdir. Bu sebeple latîfeler hem gönülleri şenlendirme vesîlesi olması, hem de ibret almayı, hakîkatleri öğrenmeyi sağlaması yönüyle eğlencelerin faydalı kısmındandır. Osmanlılar devrinde de hiciv ve latîfe yaygındı. Nüktedanlık, bir edebî sâha olarak devlet adamlarından ulemâya kadar her kesim içinde, her kademede yer bulmuştur. İnsanlar, kendilerini edebî bir üslûb ile tenkîd edene karşı, kabalıkla cevap vermeyi âdetâ edep dışı kabul ettiklerinden, ya o anda ya da zamanı geldiğinde latîfe ile cevâb vermeyi yine bir edep ölçüsü kabul etmişlerdir. Osmanlı târihinden seçtiğimiz, padişahlardan sadrazamlara, vezirlerden paşalara, ulemadan sıradan bir Osmanlı vatandaşına kadar her kademeden Osmanlı insanının ince ve kıvrak zeka ürünü olan bu fıkra ve nükteleri okurken neşeleneceğiniz, aynı zamanda da ibret alacağınız kanâatindeyiz. Hazırlayan: Komisyon
78.00 ₺ -
Meşhurların İtirafları
Osmanlı Devleti'nin çöküşünü otuz üç sene gecikteren; eğitim, kültür, sanat, mimârî, askerî teşkilat, bilim ve teknoloji sahalarında yaptığı yenilik ve hizmetlerle, devlet ve millete şeref ve itibar kazandıran bir padişah hakkında Enver, Talat ve Cemal Paşalardan Mustafa Sabri Efendi'ye; Elmalılı Hamdi Yazır'dan Kazım Karabekir Paşa'ya; Namık Kemal'den Celal Bayar'a; Bismark'tan Vambery'e kadar birçok meşhurun düşünceleri ve itirafları...
61.75 ₺ -
Hamidiye Köprüleri Projesi
Sultan İkinci Abdülhamîd Han, imar faaliyetlerine çok ehemmiyet vermiş bir Osmanlı sultanıdır. Onun bu tür faaliyetlerinden olan, fakat tahttan indirilmesiyle yarıda kalan projelerinden birisi de İstanbul Boğazı'na bir köprü ve bir tüp geçit yapılması projesidir. Bu projelerden Anadolu ve Rumeli yakasını birbirine bağlayacak olan köprünün çizimleri ve şekilleri hakkında Başbakanlık Osmanlı Arşivi'nde bulunan dosyayı okuyucularımıza sunuyoruz. Burada görülecektir ki bugün hâlâ yapılsın mı yapılmasın mı tartışmaları devam eden tüp geçit ve köprülerin projelerini, Osmanlı Devleti asırlar öncesinden yaptırmıştır.
20.15 ₺