-
Bir Dervişin Seyir Defteri
İçinin içindeki cezbe anaforlarında, halklığı ile Haklığı arasında savrulan bir dervişin insanı hayretten hayrete sürükleyen sıradışı hayatı... O hayatın akışını dile getiren seyir defteri bu kitab...Yâ Selâm!...
224.00 ₺ -
Dersaadet Dergahları
Kültür ve edebiyat hayatımızda Asitâne, Dergâh, Hanikâh,Kalenderhâne, Ribat, Tekke ve Zâviye adları altında insâniyete İslâmiyet hizmeti sunmuş eğitim kurumlarımızın pek çoğu tarihe karıştı, maalesef... Bu kitapta;Eyüp ,Eminönü, Fatih, Zeytinburnu, Büyükçekmece, Beyoğlu, Kağıthane, Beşiktaş, Sarıyer, Beykoz, Üsküdar, Kadıköy ve Kartal'da bulunan 491 Dergâhın tarihine tanıklık edecek,cadde cadde,sokak sokak,mahalle mahalle dolaşacak ve hatta ada ve parsel numaralarına kadar öğreneceksiniz.İyi seyirlerYâ Selâm!...
350.00 ₺ -
Ehlullah'ın Dilinden Manzum Dualar/Nazlar Ve Niyazlar
Artılarla eksilerin birlikteliğinde dönen bu devranda,kendi görüş ve düşünüşlerimize mahkûm olan bizler,içimizde ve dışımızda (enfüste ve âfakta) gelişen olayların değerlendirilmesi sırasında öyle yanlışlar yaparız ki,bu yanlışlar içerisinde dua ederken bile hatâya düşeriz! Allah dostlarının manzum naz ve niyazlarından (münâcâtlarından) oluşan bu eserde,bu tür hataları azaltmayı ve duanın ufuklarını açmayı hedefliyoruz biz. Kendi dileklerini Allahın murâdına denk düşürmeye Allahın kendilerinden istediğini istemeye çalışan âriflerin nazları ve niyazları bunlar.En özel, en güzel dualar yâni. Yâ Selâm!...
56.00 ₺ -
Emir Sultan
1368lerde Buharada bu dünyaya gelen,1430da Bursada, öte dünyaya giden Emir Sultan,geçimini çömlekçilikle kazanan bir ailenin çocuğudur.Babasının adı Emir Külâldir.Emir Külâlin asıl adı Alidir.Seyyid olduğu için Emir,çömlekçilik yaptığı için Külâl diye anılmıştır. Emir Sultan hazretleri,uzunca boylu,esmer benizli,doğuştan sürmeli gözlü yahşi ve yakışıklı bir insandı.Sakalı biraz uzuncaydı.Yeşil sofdan hırka,oniki terkli bir tâc-ı şerif giyer ve üzerine yeşil tülbent sarardı.Bir oğlu iki kızı vardı.oğlunun adı Emir Ali.Bursadaki türbede beş sanduka vardır.Bu beş sandukada,Emir Sultan,Hundi Sultan,Emir Ali ve iki kızı medfundur. Anadolu'da Emir Sultana beslenen özel bir muhabbet vardır.Buhara'dan Anadolu'ya esmiş,Bursa'da karar kılmış Peygamberi bir esintidir Emir Sultan. Belki sizde bu kitabı okuduktan sonra ziyadeleşen muhabbetinizle Bursa'ya Sultan'ı ziyaret için vakit kollıycaksınız.Yâ Selâm!...
126.00 ₺ -
Garip Hafız
Nezaket, nezafet ve nezahet abidesi tortusuz bir şahsiyet, Garib hafız(doğ.1903 Erzurum-öl.1976 Amasya Merzifon) (Garib Hafız = İbrahim Hakkı Gül Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerinin torunudur.Yâ Selâm!...
140.00 ₺ -
Gönenli Mehmed Efendi
Çok bilen, sağlam bilen ve bildiklerini hayata geçirerek onları hem kendileri, hem de-daha ziyade-başkaları için en yararlı biçimde değerlendiren 20. yüzyıl bilgileri arasında yer alan GÖNENLİ HOCA (1901-1991) Eğer güçlü isen, sözünü yumuşak tut prensibini benimseyen sürekli ümit veren, ufuk saçan ve insanın içini karartmayan bir ışık insandı.Zorda yılmayan,kolayda gevşemeyen,her hâlukarda herkese ulaşmaya çalışan bir himmet ve hamiyet adamı GÖNENLİ BABA Kırk kandilin bu ikinci kitabında, bütün herkesin bu dünya ve öte dünya mutlulukları için çırpınan bir insanın hayatından parçalar bulacaksınız...Yâ Selâm!..
210.00 ₺ -
Gönül Cerrahı Nureddin Cerrahi Ve Cerrahiler
Karagümrükde bir aşk ademisi var. Zuhurunun şiddetinden gaib olan yüce Allahın Ahsen-i takvim(En üst düzey) üzere-en özel, en güzel biçimde-yarattığı, her türlü zarâfet ve kerâmetle donattığı insaniyete (esfel-i safilin)de (en alt durumlarda) tehlikeye giren veya girmeyen herkesin gitmesi gereken bir deva yurdu Nurdeddin Cerrahi(1678-1720) tekkesi.Abartma gibi gözükebilir bu belki ama,öyle değil.Herkesin alabileceği bir şey var bu dergâhta bence.Yüzyıllardır,yedi iklim dört bucağa,en netameli devirlerde bile hiç kandil söndürmeden türüm türüm insanlık ve İslamlık eğitimi vermiş evrensel bir Üniversite burası... Allah'ın sevipte yarattığı herkese ve her kesime kapı açan bu dergâh,yeryüzünün en nezih irfan ocaklarından birisidir. Kâinatın künhüne-özüne-kandil uyandıran.İnsanı iki cihandada aziz eden -güçlü ve onurlu kılan-irfan ocakları dergâhlar... Ve onları yaşatan güzel insanların devran ve seyranı... Dününden gününe Gönül Cerrahı Nureddin Cerrahi Dergâhının devran ve seyranını okayacaksınız bu kitabta...Yâ Selâm!
154.00 ₺ -
Hacı Veyiszade
Mucize ve kerâmet akıl ve mantık terazisiyle tartılmaz, tartılamaz. Akıl ve mantık terazisiyle tartılabilen şeyler zaten mucize ve kerâmet olmaz. Mucizenin ve kerâmetin ana özelliği, akıl ve mantık terazisiyle tartılamaz oluşudur. Malûm, insan aklını âciz bırakan ve mantığı susturan, akıl ve mantık duvarlarını aşan harika hadiselere mucize veya kerâmet diyoruz. 72-73 yıllık hayatından kesitler verdiğimiz, bilgemiz, Hacı Veyiszâde Hacı Mustafa Kurucu (1887-1960)nun, en yakınları da dahil herkesi şaşırtan, acze düşüren çok harika bir hayatı var. Hayatı harikalarla dolu bir bilgeyi kerâmetten soyutlamak mümkün değildir. O sebeple, bu eserde yer alan olaylar karşısında hiç kimsenin şaşırmaması gerekir. Dostlarının ifadesiyle, onun en büyük kerâmeti, kendisini insaniyete ve İslamiyete adamış olması ve 72-73 yıllık hayatında kendi (nefsi) için yaşanmış bir tek dakikasının bulunmamasıdır. Allah aziz sırrını takdis eylesin. Âmin, Yâ Selâm!..
315.00 ₺ -
Üstaz Süleyman Hilmi Tunahan
Yılların imbiğinden geçen duygular, tortulardan arınmış fikirler şeklinde, ençok, hatıraların koynunda ortaya çıkar. Süleyman Hilmi Tunahan (1888/1959) ile ilgili hatıralardan oluşan ve hazretin 1958 tekâmül konuşmalarından pasajlar sunan bu kitab; Üstaz Süleyman Efendinin ufuklarına -şimdiye kadar herkese açılmamış- yeni bir pencere açıyor. Yâ Selâm!...
154.00 ₺ -
Hazreti Danyal
Hz. Danyal kimdir, ne zaman yaşamıştır, hangi kavme gönderilmiştir? Başından ne gibi esrarengiz hadiseler geçmiştir, hayat hikayesi nedir? Mezarı nerededir? Her peygamberin kendisine mahsus özellikleri olduğu gibi, Hz. Danyalın hususiyeti nedir? Peygamberlerin resimlerini ipek bir kumaşa çizmesi, remil ilmi başka mucizeleri... gibi meraklarımızı çeken nice konular, bu kitapta cevabını buluyor.
210.00 ₺ -
Hızır Aleyhisselam
HIZIRIN BİBLİYOGRAFYASI Hızır (a.s.) Kimdir? * Hızır (a.s.) Hangi Devirde Yaşadı? * Hızırın (a.s.) Soyu Salem Kralı Melki Sedek Kimdir? * Hızırın (a.s.) Doğuşu ve Gençliği Hz. Hızırın Evlilik Hayatı * Hz. Hızırın Hâl Tercümesi Niçin Hızır Denilmiştir? * Hızırın (a.s.) Bazı Hususi Özellikleri Hızıra Vaki Olan Harikûlade Hadiseler *(Yüz Yıllık Uyku) Hızırın (a.s.)ın Hakkındaki Kuran Âyetleri ÜÇ PEYGAMBER DÖNEMİNDE HIZIR Kâhtan Hükümdarı Zülkarneyn Devrinde Hazreti Hızır Hazreti Süleyman Döneminde Hızır (a.s.) Hz. Süleymanın Bir Mucizesi ve Eşya-İnsan Nakli *(Işınlama) Hz. Hızırın Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) ve * Arkadaşları ile Görüşmesi Hadiste Hızır ile Dilenci KURÂN-I KERİM VE HADİSLERDE MUSA İLE HIZIR KISSASI Hiç Kimse Bilgide Aşılmaz Değildir * Önce Yoldaş, Sonra Yol İki Denizin Birleştiği Yer*Unutmak İnsana Özgüdür * Yorgunluk Noktası Diriliş Kayası * Ne Aradığını Bilmeyen Bulduğunu İdrak Edemez İz Bırakmak * Esrarengiz Kul * Rüşd Yolu Bir İşin Sonunu Sabırla Beklemek İbadettir * Bindiği Gemiyi Delmek Mâsum Bir Cana Kıymak *Yıkılmak İsteyen Duvarı Onarmak Miskinler Teknesi * Masûmiyet Maskesi * Gizli Hazine *Son Nokta Hızırı Bulmak Kolay, Hızırla Yürümek İse Zordur Kıssadan Çıkan Hüküm ve Hikmetler PEYGAMBERLERİN İSMET SIFATI Peygamberlerin İsmet Sıfatı *Hz. Mûsânın Hz. Hızırdan Üstün Oluşu Mûsâ ile Hızır Kıssasındaki Hikmetler * Hızır, Nebi midir? Veli midir? Hz. Hızır İsrailoğullarına mı * Peygamber Olarak Gönderilmiştir? Hz. Hızırın Mucizeleri * Yaşayan Peygamberler * Âb-ı Hayat Hızır ile Zülkarneyn * Edebiyatta Hızır, İlyas, Zülkarneyn ve Âb-ı Hayat Hızır-İlyas Buluşması * Hz. Hızır Halen Hayatta mıdır? TASAVVUFTA HIZIR Tasavvufta ve Müslüman Toplumlarda Hızır İnancı Tasavvufta Makam-ı Hızır * İbni Arâbiye Göre Üç Olayda Yaşanan Hayat Hızır Aleyhisselam ile Görüşülebilir mi? * Hz. Hızırla (a.s.) Görüşen Mutasavvıflar Hızırı Arayan Padişah (Gazneli Mahmûd) 6. BÖLÜM / TÜRKLERDE HIZIR ANLAYIŞI Türklerde Hızır Anlayışı * Hıdırellez Bayramı * Türk Edebiyatında Hızır 7. BÖLÜM / ÂHİR ZAMANDA HIZIR Hazreti Hızırın Deccâl ile Mücâdelesi * Kaynakça
350.00 ₺ -
Hz Rabia ve Kadın Evliyalar
Evliyalar arasında Tâcül Ârifin (Ariflerin Tâcı), Ümmül Hayr (Hayrın Anası) diye anılan Rabiatül Adeviyye(öl.Miladi 752-Kudüs) hazretlerinin sırlar bahçesine kandil tutan bu kitab; Sizi salt kafanızdan ve kalbinizden değil, ruhunuzdan ve sırrınızdan da silkeleyecek bir gizem yumağı özelliği taşıyorHz.Rabia nın hayatından sonra Kadın Evliyalar kısmında yer alan isimler şunlardır;Abde Kadın, Abide Hatun, Meryem-i Basriyye, Valihe Kadın, Amine-i Remliye, Ayşe Seyide, Bibik Hatun, Cariye, Fidda,Lübabe, Rabia-yı Şamiyye, Hakime-i Dımışkıyye, Tilmize, Şavane ve Umre Hatun Yâ Selâm!
175.00 ₺ -
İbrahim Hakkı Konyalı
Asırlık ömrü hep tarih araştırmaları ve tarih yağmacılarıyla mücâdele ile geçen İbrahim Hakkı Konyalı(1896-1984) ve Konyalı kütüphânesi yazmalar kataloğu...Yâ Selâm!..
210.00 ₺ -
İrfan Güneşi Hazreti Şems
Lâ ilâhe illâllah, Muhammed Rasûlullah neşesinin doruk şahsiyeti Gayb Güneşi Hz. Şemsle tanışmak çok özel bir şanstır. Bu özel şansı en üst seviyede yaşayan tek insan Hz. Mevlânâdır. Büyük insanlık ailesi, insanlığın Pîri Hz. Mevlânâyı kısmen de olsa tanımış, ama, Gayb Güneşi Hz. Şemsi yerince ve yeterince tanıyamamıştır. Hz. Mevlânânın Divan-ı Kebîrinde Şemsullah-ı Tebrizî (Tebrizli Allah Güneşi) ifâdesiyle selâmladığı Hz. Şems, velâyetin mâşukluk mertebesinin mareşal velîlerindendir. Mâşuklar şıkların çooook üstlerinde ve ötelerinde yer alan gayb generalleridir... Hz. Mevlânânın Hz. Şemsde yaşadığı bu özel şans, Tasavvuf Tarihinde benzerine rastlanmayan bir aşk+şevk+zevk idrâki ve Muhammedî neşe baharıdır. Büyük insanlık ailesini Hz. Mevlânânın peşinde sürükleyen celâl ve cemâl coşkunluğu bu harika baharın esintileridir. Biz bu dosyada, bu nâdide bahardan derleyip toparladığımız huzur buhurları sunuyoruz sizlere. Yâ Selâm!...
238.00 ₺ -
İsmail Maşûkî - İbrahim Aksarayî
Türk Tasavvuf tarihinde oğlan Şeyh diye anılan ve ikiside Bayrami melamilerinden olan iki zat vardır: İlki, Pir Ali Aksarayinin oğlu İsmail Maşuki (Öl. 1528): ikincisi, Tab Tab Ali Şah Sultanın Torunu İbrahim Aksarayi (Öl. 1655) Bu kitabı okurken. Maşuki ve Aksarayi Hazretlerinin Vahdet neşesi ve içersinde gönül göklerinizde nice elifler çekeceksiniz! Yâ Selâm!..
175.00 ₺ -
Meczublar
Cezbe, adı üstünde, çekme, cezbetme, celbetme anlamına geliyor. Meczub da, çekilen, cezb edilen, celb edilen demek oluyor. Yüce Allah, bazı kullarını, rahmâniyyeti harmanlarında evirip çevirerek, savurup kavurarak kendisine öyle bir çeker ki... Bu çekme ve çekilme anında o kulda öyle garib şeyler zuhur eder ki, akıl sır ermez ona. Ve o garib şeyleri hiç bir terazi tartamaz, zira meczubta mükellefiyet (sorumluluk ve yükümlülük) bulunmaz. Onlar Allahın hizmete özel kullarıdır. Bazı meczublardaki esip savurma hali, onlardan iradenin alınmış olmasından kaynaklanır. Bu hizmete özel insanların işine gücüne akıl yatıramazsınız. Eğer bu tür şeyleri akılla halletmeye kalkarsanız, aklınız yanar ve sermayeden de olursunuz. Akıl işi değil bunlar, aşk işi, irfan işi, kemâl işi. Miracda Hazreti Cibril Sidre-i Müntehadan öte nasıl geçemediyse, akıl da öyledir. Onun gidebileceği belli bir sınır vardır. Ondan ötesine geçemez. Geçerse yanar. Akıl her voltajı kaldıramaz. Kitapta yer alan Meczublar listesi ve onlarla ilgili hatıralar; -Tevfik Ceyhan Dede -Konyalı Deli Abdullah Efendi-Maraşlı Hacı Emi Bursalı Terzi Mehmed Efendi -Uzunköprülü Kâmil Dede -Edremit'te Bir Meczub -Aydın -Malatyalı Hacı Ali Efendi -Kemâliyeli Seyyid-i Kübra -Havro -Yalvaçlı Deli Vasfi -Kastamonu'da Hacı Eşref -Nenesi Dede Sultan -Bağdatlı Sâdun -Kûfeli Kara Meymune-Cüheyneli Ebu Nasr-Behlûl Dânâ -Horoz Dede -Sefer Dede -Sümüklü Dede -Saçlı Mehmed Efendi -Nalıncı Memi Dede -Nalıncı Salih Dede Divâne Ahmed Dede -Yetmiş Kuruş Dede -Çöp Atlamaz Baba -Pazar Ola Mehmed Ağa -Ayarcı Mustafa Efendi -Laleli Baba -Kelbi Hasan Baba -Adam ol Mehmed Efendi -AyaşlıNuh Efendi-Divane Şüca-Doğancı Mustafa Baba-Kalıcı Delisi Seyyid Mehmed Efendi-Elfi Kadın-Kadı Delisi-Dalkavuk Osman Efendi-Taslak Efendi Kadı Süleyman Efendi-Bayraktar Dede-Yâ İmam Dede-Hızır Aşak-Ahmed Çelebi-Osman Çelebi-Meczublar Kutbu Unkapani Saçlı Mehmed Çelebi-İsmail Efendi. İyi seyirler.Yâ Selâm!...
175.00 ₺ -
Mehmed Muhyiddin Üftade
1490larda Bursa da bu dünyaya gelen, 1580lerde öte dünyaya giden Üftade Hazretlerinin asıl adı Mehmed Muhyidindir. Üftade Hazretleri Bursa da medfundur. Babası Manyaslı, Anası Hamamlı Kızık Köyündendir. Çocukluk yıllarında anası bir gece rüyasında onu süt deryalarına dalıp çıkarken görmüş. Gördüğü düşü kocasına anlatmış. Kocası Ali Efendi: Süt ilim ve irfana işarettir, hatun! İnşallah oğlumuz ilim irfan sahibi bir insan-ı kamil olur, demiş ve hakikaten de bu rüya zaman içerisinde aynen zuhur etmiş. Yâ Selâm!..
140.00 ₺ -
Mehmet Zahid Kotku
Şu yeryüzünde,hiç kimsenin hiç kimseyi bütünüyle anlaması ve anlatması diye birşey söz konusu değildir. Deryaya parmak salıpda ıslağını göstermek neyse, bizim büyük arif, Mehmed Zahid Kotku(1897-1980) hazretleriyle ilgili bu belgesel çalışmamız da aynı şeydir... Sizleri bu Kutup yıldızının ipeksi tebessüm parıltılarıyla başbaşa bırakıyoruz. Yâ Selâm!..
175.00 ₺ -
Niyazi Mısri
İlim ve irfan semâlarının en parlak irşad güneşlerinden biri olan Mehmed Niyâzî Mısrî, (1027 H./1617 M.)lerde, Malatyanın o zamanki adı Aspozi olan Soğanlı köyünde dünyaya inmiş. İlk, orta ve üniversite tahsili diyebileceğimiz mekteb ve medrese ikliminde öğrenim gören Mehmed Niyâzî, aynı yıllarda, Malatyada bulunan Halvetî Şeyh Hüseyin Efendinin sohbetlerine devam etmiş. Hüseyin Efendi Hakka yürüyünce Diyarbakır-Mardin yoluyla Bağdata giderek orada ihtisas yapmış. Daha sonra Mısıra giden Niyâzî Mısrî, Kahirede, Camiul Ezherde ders vermiş, ders almıştır. Biz bu dosyada sizlerle birlikte Niyâzî Mısrî Hazretlerinin ilim ve irfan bahçelerinde gezinti yaparak ondan nasib almaya çalışacağız. Bu kitapta ayrıca hazretin kendi eseri olan MEWAİDUL İRFAN (İRFAN SOFRALARI) bölümünü okuyacaksınız. Yâ Selâm!.. Halk içre bir âyineyim, herkes bakar bir an görür! Her ne görür kendi yüzün, ger yakşi ger yaman görür! ...... İçi umman-ı vahdettir, yüzü sahra-yı kesrettir: Yüzün gören görür ağyâr, içinde yâr olur peyda! ...... Alan lezzâtı birlikten, halâs olur ikilikten: Niyâzi kande baksa ol hemân didar olur peydâ!
224.00 ₺ -
Piran
Hakdan halka rahmet getiren, halkı Hakka götüren ârifler pîrân. Büyük insanlık âilesini iki cihânda da azîz etme çabasının azîzleri pîrân. Herkese ve her kesime huzur, güven, barış ve esenlik götürüp getiren rahmet kervanı pîrân... Harîrizâdenin Tıbyânül Vesâilini esas alan, derleme toparlama dosyalama niteliği taşıyan ve Pîrân hazerâtının hayat ve hakîkatından kesitler sunan bu kitab, herkesi ve her kesimi kendi gerçeğiyle tanışmaya çağıran hasbi bir hitabtır. Pîrân Hazerâtının hayatları havzalarından derlenip toparlanan çok değerli tablolar var bu kitabta. Herkese ve her kesime lâzım olan çok renkli ve çok tatlı tablolar bunlar.Bu kitabda bütün pîrleri birarada bulacaksınız... Yâ Selâm!......
420.00 ₺ -
Mahmud Sami Efendi
Ana kaynaklardan derlenip toparlanan bu kitab, Ramazanoğlu Mahmud Sami efendi(1892/1984) hazretlerininİlim irfan hayatına kapı aralayan bir dosya niteliği,taşıyor.Bu dosyada çok aziz ve leziz hatıralar var. YâSelâm!..
105.00 ₺ -
Şah-ı Nakşıbend
Büyük arif, rehber şahsiyet,Seyyid Muhammed Bahauddin Şah-ı Nakşıbend (doğ.Türkistan1318/öl1389) hazretlerinin hayatlarından derleyip toparladığımız bir güzellik yumağını sunuyoruz bu kitabta sizlere. Yâ Selâm!..
154.00 ₺ -
Şıh Hasan-Sarı Baba
Ve Hasan babanın gönül gözelerinden dökülen irfan sohbetleri...Ondört sohbet faslından oluşan bu kitabı okumaya doyamayacaksınız.Yâ Selâm!..
126.00 ₺ -
Ümmî Sinan - Sinan Ümmî Ve Seyyîd Seyfullah
Büyük insanlık ailesinin ilim ve irfan babaları olan piran ve arifan, insan+Kur`an ve devran gerçeğini usulünce açıp saçan risalet varisleridir. Hak hukuk üstünlüğünün eğitim ve öğretiminde doruğa çıkan bu velayet elçilerinin ana kaynaktan alıp saldıkları berrak bilgi ve görgü pınarlarından can suyu akar. Bu kamillerden ilim ve irfan içeren ve içtiklerini özümseyerek içine sindiren, iki cihanda da aziz olur. Bu dosyada biz, isimleri ve varidatları birbirine karışan iki aziz: Ümmi Sinan ve Sinan Ümmi Hazretleri konusuna kandil uyandırmak niyetindeyiz. Üçüncü bölümde de birinci bölüme bağlı olarak Sinani Seyyid Seyfullah Hazretleriyle tanışacaksınız. Ya Selam!....
175.00 ₺ -
Vahdet Ve Melamet Gülşeni Hasbahçe
Melâmet, bazılarının sandığı gibi İslâmiyetin şeriat boyutuna isyan veya muhâlefet hareketi değildir. Melâmet üzre muhabbet demleyenlerin nutuklarındaki isyan veya muhâlefet görüntüsü, kuraldan ziyâde kuralcılığa karşı oluşun ifâdesidir. Melâmet, İslâmiyetin, şeriat+tarikat+marifet ve hakikat bütünlüğünde yaşanan aşk+şevk+zevk idrâki ve Muhammedî neşenin taşmasından ibârettir. Evrenin ve devranın çözümsüz gizem dekorları içerisinde dönüp dolaşan gerçeğin gökcek yüzünü görmenin zevk ve şevki içinde coşup taşmanın ifâdesi bu. Böylesi taşmalara isyan denilmez. Kınama ve kınanma kaydından soyunup dökünme denir buna. Melâmet Sultanı Yûnusda ifâdesini bulan ne varlığa sevinme ne yokluğa yerinme hâli bu. Eşyânın esrarıyla tanışan kişinin bu tanışmanın şevki içinde bir miktar şımarması ve kınanma hâletiyle dolup taşması doğal bir haldir. Kınama ve kınanma, yerme ve yerilme anlamına gelen melâmetin özü, özeleştiriye hep açık olması gereken kişinin, eğer illâ da kınama ihtiyacıyla dolup taşıyorsa, salt kendi (nefsi) ni kınaması, yermesi, başka hiç kimseyi kınamaması, yermemesidir. Bu sebeple melâmet erbâbına Melâmiler (yerilenler) de derler. Büyük insanlık ailesinin muhtaç olduğu birlik bütünlük neşesini açıp saçan bu kitab, belirli bir çevreye değil herkese hitabtır Yâ Selâm
210.00 ₺ -
Yahya Efendi
Yahya kelimesi diri ve canlı anlamına geliyor. İslam tarihinde yer alan ve hayatınıza canlılık kazandıracak olan Yahya efendilerin hayatlarından derlenmiş birer buket bulacaksınız bu kitabta. Yâ Selâm!..
112.00 ₺ -
Zarafet Bahisleri
İçinde hiç kimseye karşı olumsuz bir duygu ve düşünce barındırmamaya gücün yeterse bunu yap! Bu benim sünnetimdendir. Benim sünnetimi ihya eden, yaşayan yaşatan, beni ihya etmiş olur. Beni ihyâ eden cennetde benimle beraber bulunur. (Tirmîzî 4/419) Her türlü zarâfetin kaynağı, evrenin erdemi Efendimiz Aleyhisselâm, bu buyruğu ile bize, insanlığın ve İslamlığın özünü duyuruyor. Zarâfet Bahislerinde hedeflenen duruş bu gönül ve zihin berraklığıdır. Gönüller ve zihinler, duygular ve düşünceler berrak ola! Yâ Selâm!..
154.00 ₺ -
Mebsut 31 Cilt
El-Mebsût, İslam Hukukunda, yer verdiği bütün görüşler hakkında tarafsız ve sistemli bir analiz yapan ilk eserdir. Müctehitlerin görüşlerini, dayandırdıkları delillerin senetlerini ve bunlardan hüküm çıkarırken kullandıkları mantığı, karşı görüş sahiplerinin fikirlerine de yer vererek bir arada gösterir. Hanefi mezhebinde genellikle Ebu Hanife (rh.a.)'nin görüşlerinin mantığını ve dayandığı delilleri ortaya koyarsa da, bazı meselelerde kendi görüşlerine yer verdiği de görülmektedir. Ülkemizde özellikle görsel yayıncılığın ön plana çıkmasından sonra, dini konulara ilişkin her türlü görüş halkımıza ulaşmaktadır. Halk içinde ve çeşitli toplantılarda bu görüşlerin tartışmalara konu edildiği görülmektedir. Bu durum; dini konuların canlılığına, araştırılmasına, bilgilerin tazelenmesine neden olması açısından yararlı görülebilir. Ancak bazı çevrelerin, çeşitli nedenlerle halkımızın temiz dini duygularını bulandırdığı da bir gerçek olarak ortadadır. Birçok vatandaşımızın, akla ve mantığa uygun gösterilerek sunulan bu görüşleri, öteden beri sahip olduğu görüşlerle bağdaştıramadığı için rahatsız olduğu, işin aslını öğrenmek istediği bilinmektedir. Ayrıca günümüz insanının, sorgulayıcı bir mantıkla; "Allah (c.c.), Kur'ân-ı Kerim, Kıblemiz ve Peygamberimiz bir olduğuna göre, İslam'da neden çok mezhep var?...", gibi sorularıyla karşılaşılmaktadır. Bu konulara açıklık getirilmesi ve halkımızın bu alandaki bilgi ihtiyacının giderilmesi gerekli olmuştur. Türkler, İslam Dini ile VII. yüzyılın sonunda karşılaştılar. 926 yılında Karahanlılar devrinde, içtenlikle ve kendi istekleriyle kitleler halinde İslam'a girdiler. İtikat itibariyle, aşırılıklardan uzak bir yol olan Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaat görüşünü; pratik, gerçekçi ve toleranslı olması nedeniyle de Hanefi Mezhebi’ni benimsediler. İslam, kısa zamanda milli bünyeye tamamen uygun bir din durumuna geldi. Devlet ve millet olarak Ehl-i Sünnet'in usanmak bilmez savunucusu oldular. Kısa zamanda aralarından Ehl-i Sünnet görüşlü büyük tefsir, hadis ve fıkıh âlimleri ve tasavvuf erbabı yetişti. Türkler müslüman olduğu zaman İslam Âlemi ve özellikle Ehl-i Sünnet kesimi, kritik bir durumdaydı. İslam Dünyasının yapısı, Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaat hukuku ve kabulleri üzerine kurulmuşken, bu yapıyı değiştirme ve bu kabullerden uzaklaştırma gayretleri vardı. Bunlar İslam dünyasının altını üstüne getirecekti. Tuğrul Beğ (1040-1063), Alparslan (1063-1072) ve Sultan Melikşah (1072-1092) zamanında Ehl-i Sünnet otoritesi pekiştirilmiştir. Fakat bununla birlikte Türklerde mezhep bağnazlığı yoktur. Melikşah, Şafii mezhebine mensup bulunan veziri Nizâmü'l-Mülk'e ülkenin dört bir yanında “Nizâmiye Medreseleri” adıyla anılacak olan öğrenim kurumlarını kurma görevini vermiş, bu sayede fikirler bilimsel yollarla savunulur olmuş, düşünce özgürlüğü sağlanmış ve mezhep kavgaları önlenmiştir. el-Mebsût'un meydana gelişi şu seyri izlemiştir. Hanefi mezhebinin kurucusu İmam Azam Ebû Hanîfe Numan b. Sâbit'in (m. 699-767), ders halkalarındaki açıklamaları, verdiği fetvalar ve yaptığı ictihatlar seçkin öğrencisi İmam Muhammed eş-Şeybânî (m. 749-804) tarafından yazıya geçiriliyordu. Daha sonra bu notlar yine İmam Muhammed tarafından Kitâbü'l-Mebsût (Kitâbü'l-Asl), el-Câmiu’s-sağir, el-Câmiu’l-kebir, es-Siyeru’s-sağir, es-Siyeru’l-kebir, ez-Ziyadât, Ziyadâtü’z-ziyadât adlarıyla kitap haline getirildi. Tevatür derecesinde nakledilen bu kitaplar zahiru’r-rivâye diye bilinmektedir. Onun bu eserlerinin çok geniş ve hacimli oluşu daha az okunmasına yol açmış, bunun üzerine Hâkim eş-Şehîd el-Mervezî (m. 945), bunları özetleyerek el-Kafi'yi (el-Muhtasar) kaleme almıştır. İmam Serahsî, bu eserin de çok kısa oluşu nedeniyle anlaşılamadığından okunmadığını fark ederek el-Mebsût'u yazdırmıştır. Kitabu'l-Mebsut, güvenilir görüşlere bağlı kalınarak el-Kafi üzerine yapılmış bir şerhtir. es-Serahsî, "talebeyi bıktırmayacak ölçüde", "sağlam ve sünnete dayanan açıklamalarla" eserini meydana getirmiştir. Ancak el-Mebsut, sadece el-Kafi'nin şerhi değildir. Yazar (rh.a.)'ın yaptığı açıklamalar, sanki bizzat İmam Muhammed eş-Şeybani (rh.a.)'nin eserlerine şerh yaptığını göstermektedir. el-Mebsût, İslam Hukukunda, yer verdiği bütün görüşler hakkında tarafsız ve sistemli bir analiz yapan ilk eserdir. Müctehitlerin görüşlerini, dayandırdıkları delillerin senetlerini ve bunlardan hüküm çıkarırken kullandıkları mantığı, karşı görüş sahiplerinin fikirlerine de yer vererek bir arada gösterir. Hanefi mezhebinde genellikle Ebu Hanife (rh.a.)'nin görüşlerinin mantığını ve dayandığı delilleri ortaya koyarsa da, bazı meselelerde kendi görüşlerine yer verdiği de görülmektedir. Yazar, konuları klasik sıralamaya göre ele alır. Bir konuyu işlerken farklı meselelerle ilgi kurarak konuya ilişkin çok değerli prensiplerden de söz eder. Her konunun sonunda o konuyla ilgili problemlerin çözümünde kullanılan genel prensipleri ve bunları kullanarak varılan sonuçları gösterir. Adeta konunun felsefesini yapar. Neden mezhepler var? sorusunun cevabı, eserdeki açıklamalarda yer almaktadır. Ayrıca Ehl-i Sünnet âlimlerinin bilimsel açıklamaları ve Serahsi’nin kişisel görüşleri sayesinde, günümüzde ortaya atılan ilginç fikirlerin durumu, sağlıklı bir şekilde değerlendirilebilmektedir. Türkler Müslüman olduklarından bu yana, büyük çoğunlukla Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaat inancına sahiptirler. Hayatlarında Hanefî fıkıh mezhebine uymuşlardır. Osmanlılar devrinde de aynı görüş resmen benimsenmiştir. Cumhuriyetimizin kuruluş yıllarında resmî makamlarca yayımlattırılan Hak Dini Kur’ân Dili tefsiri ile Tecrîd-i Sarîh Tercemesi eserleri aynı inanc doğrultusunda yazılmış eserlerdir. Böylece Anadolu insanı, çağlar boyu aynı çizgide devam etmiştir. Aydın kesim, çeşitli eğilimler ve çalkantılardan etkilenseler de, halkımız bunların dışında kalabilmiştir. Bu kararlılık,.inanç ve pratikte birliktelik kaynaşmış mütacanis bir toplum olmamızda önemli faktör olarak huzur ve bekamız açısından hayati derecede yararlı olmuştur. Biz; çeşitli çevrelerde karşılaşılan sorulara cevap oluşturması, halkımızın her türlü görüşe karşı bilgilendirilmesi, Türk milletinin İslamiyet’i kabul edişinden bu yana sahip olduğu, devlet ve millet olarak savuna geldiği, aşırılıklardan uzak Ehl-i Sünnet görüşünün her yönüyle anlaşılmasına katkıda bulunması amacıyla, El-Mebsut'un Türkçeye kazandırılmasının yararlı olacağına inandık. Eseri halkımızın bilgisine ve değerlendirmesine sunuyoruz. Eserin tercümesine 1999 yılında karar verildi. Kararımızı tercümanlara duyurduk. Çalışmaya katılmak isteyen otuz sekiz kişiden onsekizi seçildi. İslam Hukukunun temel kaynaklarından biri konumundaki bir eseri tercüme etmekte olduğumuzun bilinci içinde, yüklendiğimiz sorumluluğun ağırlığını düşünerek, titizlikle seçilen her iki tercüman için bir de yanlışları düzeltecek profesör belirledik. Çevirmenlerin profesörlerce yapılan düzeltmelere karşı çıkma haklarının olduğunu açıkladık. Böyle durumlarda tarafları vakfımızda buluşturup tartışmalarını sağladık. Tercümede uyulacak esaslar, ortak bir toplantıda belirlendi. el-Mebsut'un Beyrut, Dâru'l-Ma'rife baskısı esas alındı. Aynı zamanda İstanbul kütüphanelerindeki yazma nüshalardan en uygun görülenin örneği vakfımızca sağlandı. Gerektiğinde tercüman veya düzelticilere gönderildi. Tercümeye esas alınan metinde herhangi bir eksiklik veya yanlışlık olup olmadığı, yazma nüshalarla karşılaştırıldı. Eksik yerlere rastlandıkça, yazmasından tercüme edilerek yerine konuldu. Büyük bir yekün tutan bu eksiklikler bir makale halinde tarafımızdan yayımlandı. Müctehitlerin görüşlerini dayandırdıkları âyetlerin mealleri, tek metinden yararlanılarak yapıldı. Âyet meallerinin hemen yanında parantez içinde sûre adı ve âyet numarası yazıldı. Hadislerin kaynakları ise bilimsel yöntemlerle dipnotlarda gösterildi. Yazara saygı düşüncesiyle tercüme metninin arasına, onun koymadığı bir başlık konulmadı. Ancak konular kolayca anlaşılsın ve bulunabilsin diye, çeviri metni paragraflara ayrıldı. Paragrafın yanına, sayfa kenarında yan başlıklar konuldu. Metnin sağlıklı çevirisinin yapılıp yapılmadığını kontrol etmek isteyenler için, Arapça metnin cilt ve sayfa numarası belirtildi. Bazı kelimelerin tercümesi yanına, parantez içinde Arapça aslı da yazıldı. Teknik terimlerin kısa anlamları, parantez içinde gösterildi. Ayrıntılı açıklamalara ihtiyaç duyulduğunda ise dipnotlarda bilgi verildi. Çevirmenin yaptığı ve kontrol edilen metin; Arapça aslıyla, gerektiğinde yazma nüshasına da bakılarak, satır satır, hatta kelime kelime karşılaştırılmak sûretiyle, yorucu, zahmetli ve uzun bir çalışmayla bir kez daha tarafımdan baştan sona gözden geçirildi. Yan başlıklar ve paragraflar gerektiğinde yeniden düzenlendi. İfade birliğinin sağlanmasına, olabildiğince sade dil kullanılmasına ve kısa cümleler kurulmasına özen gösterildi. Eksik veya yanlış çeviri varsa tamamlandı, düzeltildi. Bazen sadece bir kelime için yurt dışında karşılaştığımız İslam âlimleriyle de görüş alış-verişinde bulunuldu. Gözden geçirdiğimiz I. Cilt, meslek dışı deneyimli ilim adamlarına, memur ve esnaftan bazı kişilere de okutuldu. Metnin anlaşılıp anlaşılmadığı test edildi. Bu son metin, master ve doktora öğrencileri tarafından bilgisayara geçirilirken iki kez daha kontrol edildi. Gözden kaçan yerler tesbit edildiğinde yeniden bir araya gelindi. Birinci cild son şeklini aldıktan sonra düzelticilere ve bazı basım uzmanlarına dağıtıldı. Onlarla toplanılarak eser üzerinde değerlendirmeler yapıldı. Diğer ciltlerin buna göre hazırlanmasına karar verildi. Kısaca İslam Hukukunun temel kaynaklarından biri olan el-Mebsut'u Türkçeye çevirirken, yanlış yapmamak için, elimizden gelen gayreti gösterdik. Ancak insan olarak yanlış yapabileceğimizi de kabul ediyoruz. İyi niyetli okurlarımızın bize ulaştıracakları düzeltmeleri memnuniyetle karşılayarak gereğini yapacağımızı, gösterecekleri ilgi için kendilerine şükran borçlu olacağımızı burada açıkça belirtiriz. Eserin gün yüzüne çıkması için bize cesaret veren, hiç bir maddi ve manevi fedakârlıktan çekinmeyen herkesin, Allah'ın rızasına ermelerini niyaz ediyoruz. Çeviri ve düzeltme kurulundaki tüm değerli ilim adamı meslektaşlarımıza, yazma, bilgisayara geçirme ve hadisleri tahric etme aşamalarında özveri göstererek büyük emek harcayan Doktora öğrencileri Bünyamin Korucu, Harun Abacı, Mahmut Yazıcı ve Serkan Demir’e, Yüksek Lisans öğrencileri Süleyman Özer, Bekir Özüdoğru, Fatih Seyhan ve İbrahim Sainkaplan’a, metinlerin düzeltilmesinde katkıda bulunan tüm değerli dostlarımıza vakfımız adına en içten teşekkürlerimizi sunuyoruz. Tercümesini sunduğumuz eserin, halkımızın büyük bir ihtiyacını gidereceğine inanıyoruz. Din görevlilerine, ilim adamlarına ve hukukçulara yararlı olacağını umuyoruz. Hedefimiz; aziz milletimize ve insanlığa hizmet ederek Allahu Teâlâ'nın rızasını kazanmak ve en büyük kurtuluşa ermektir. Tevfik ve hidayet Allahu Teâlâ'dandır.
7619.50 ₺