%100 Güvenli Alışveriş
%100 Orjinal Ürünler
700 TL ÜZERİ KARGO BEDAVA
Kapıda Ödeme
İade Garantisi
%100 Orjinal Ürünler
700 TL ÜZERİ KARGO BEDAVA
Kapıda Ödeme
700 TL VE ÜZERİ KARGO BEDAVA

Maturidide Dini Çoğulculuk

Maturidide Dini Çoğulculuk Hanifi Özcan Marmara Üni İlahiyat Vakfı Yayınları 9789755481395 Kitaplar Diğer

105.00

Üretici Liste Fiyatı: 150.00

  • %30

    İNDİRİM

  • Hızlı Kargo

    2 Gün içinde Kargo

  • Paylaş
Dini çoğulculuk, esas itibariyle, önemli bir din felsefesi problemidir. Türkçe mizde, bu konuya felsefi açıdan bakan ve onu felsefî bir metodla inceleyen yazılar, ne yazık ki, yok denecek kadar azdır. Bu yüzden, konuyla ilgili bazı kavramların kısa açıklamalarına da yer veren bir "GİRİŞ" yazılmak suretiyle, eserin daha iyi anlaşılıp değerlendirilmesine katkıda bulunulmaya çalışılmıştır. Sosyal ve siyasî birtakım implikasyonları da bulunan, fakat burada bir din felsefesi problemi olarak ele alınmasından dolayı sadece felsefî ve îtikâdî temelleri üzerinde durulan "dinî-çoğulculuk" hassasiyet gösterilmesi gereken bir konu olduğu için, eserin hazırlanmasında, mümkün olduğu ölçüde bağlı kalınan deskriptif yöntemin bir gereği olarak, gözönünde bulundurulan metinlerden bazılarının Arapça asılları dipnotlarda gösterilmiştir.

Hakdin gökten inen suya benzer. Su, gökten temiz, duru ve (her toprağa) eşit olarak indiği halde, toprağın bileşiminde bulunan unsurların rengi, tadı, kokusu vs.nin değişik olması; suyun tat, renk, koku vb. özelliklerini de değiştirir. O zaman, suyun bazısı tuzlu, bazısı tatlı, bazısı kirli ve bulanık olur; bazısından faydalanılır, bazısından faydalanılamaz. Bu, yeryüzünün cevherlerinin farklı olmasının gerektirdiği bir zorunluluktur. Çünkü aslı ve özü bakımından gökten inen su tatlı, duru ve temiz olduğu halde, yere indikten sonra değişmektedir. Bir başka deyişle, eğer su, üzerine indiği toprağın durumuna göre değişmeseydi, o zaman, gökten indirilen suyun hepsi tatlı ve temiz olduğu gibi, kendisinden faydalanılan su da tek tür yani sadece tatlı su olurdu.
İşte, din de tıpkı bunun gibidir. Yani Tanrı tarafından gönderilen ve vahye dayanan din tek ve aynı din olduğu halde, insanların yeryüzünde farklı dil ve kültürlere sahip topluluklar halinde yaşamaları, gönderilen dinin de farklı şekilde anlaşılıp yorumlanmasına ve amaçları aynı olmasına rağmen, farklı fiillerle örneklenip yaşanılmasına; böylece, o, aynı zamanda, Peygamberlerin ve şeriatların farklı olmasının da zorunlu hale gelmesine sebep olmuştur. Bu demektir ki, semâvî dinler yani vahye dayanan büyük târihî dinler, özü itibariyle, aynı doğruluk ve geçerliliğe sahiptir. İşte bu, Mâtüridînin açıkça ortaya koyduğu, İbrâhimî dinlerle sınırlı, bir kısmî çoğulculuktur.
Sayfa sayısı: 144
Boyut: 13,5 x 16,5
ISBN: 9789755481395
Son güncelleme: 09.03.2024