-
Azerbaycan Yüreğimde Bir Şahdamardır
Ay ve yıldızda buluştu kaderimiz. Elçibey'in deyimiyle "Bir millet, iki devletiz." Nice baskılara göğüs germiş. ahdine vefada noksan kabul etmemiş, yekdeğerinin sancısını yüreğinde hissetmiş bir bütünün parçalarıyız. Türk soyunun yaşaması uğruna canını ortaya koyan cengaverleriz. Biz Türk'üz Azeriyiz. Türkistan Türkistan ve Üsküp' ten Kosova'ya isimli eseriyle, bulunduğu coğrafyaların havasını ruhumuza taşıyan Yavuz Bülent Bakiler, Azerbaycan Yüreğimde Bir Şahdamardır' da bir yeniden diriliş destanını ve asimilasyon tehlikesine karşı direniş mücadelesinin öyküsüsnü kaleme alıyor. Klasik gezi ağırlıklı kitapların aksine yazar, gözlemlerini sadece anlık muhitle sınırlandırmayıp tarihi ve kültürel anekdotlara da yer vererek sizleri takvimler arası bir yolculuğa çıkmış oluyor.
35.00 ₺ -
Sultan Abdülhamid: Kurtlar Sofrasında Savaş
Sultan 2. Abdülhamid, aleyhinde ve lehinde en çok konuşulan padişah olmuştur. Onun bu hâli, “Kızıl Sultan mı, Ulu Hakan mı?” esprisiyle formüle edilmiştir. Kesinlikle “Kızıl Sultan” değildir. Ululamak, Allah'a mahsus bir sıfattır. 2. Abdülhamid, sevap hanesi ağır basan ve bu sebepten saygıyla anılması gereken bir sultandır. Batılı gözlemcilere göre, 2. Abdülhamid olmasa idi, Osmanlı Devleti çok erkenden yıkılacağından Türkiye Cumhuriyeti olmazdı. Sultan, devlet ve ülkeyi yaşatmak uğrunda, muhalifleri Jön Türkler gibi katı bir rejim davası gütmemiş, şartlar neyi gerektiriyorsa onu yapmıştır. Hatta meşrutiyeti bile denemiş, kurtarmakta yaya kaldığını görünce, onu rafa kaldırmakta tereddüt etmemiştir. 2. Abdülhamid'in politikası 1908 Jön Türk İhtilaliyle etkisiz hale getirilip meşrutiyet ilan edilince Osmanlı Devleti bu uygulamaya on yıl (1908-1918) dayanabilmiş, sonunda yıkılmıştır. Elinizdeki kitap, Osmanlı Devleti'nin son yarım asrında 2. Abdülhamid'in yaşatmak ve kurtarmaktaki rolünü, şahsı ve politikasına bağlı olarak anlatmakta, tarihimizin bu zaman dilimindeki sis perdelerini aralayarak gerçekleri ortaya çıkarmaya çalışmaktadır.
14.00 ₺ -
Osmanlı Gerçekleri
KAYI serisi ile 7’den 70’e herkese ulaşan Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, şimdi de OSMANLI GERÇEKLERİ başlıklı yepyeni bir seriyi okuyucularının beğenisine sunuyor. Şimşirgil, bu seriyle Osmanlı’nın kuruluşundan yıkılışına kadarki dönemle alakalı herkesin aklına takılan birçok soruya yine akıcı üslubu, temel kaynak referanslarla cevap verecek… * Osmanlı’yla Kayı boyunun ilişkisi nedir? * Ertuğrul Gazi, Muhyiddin İbnü’l-Arâbî ile karşılaştı mı? * Osmanlı İmparatorluğu Selçukluların devamı mıdır? * Osmanlı devlet adamlarının yetiştiği Enderun nasıl bir mektepti? * Osmanlı padişahları neden hacca gitmiyordu? * Yıldırım Bayezid ve Timur Han neden karşı karşıya geldiler? * Hangi Osmanlı padişahı Kâbe-i Muazzama’ya nasıl hizmetler götürdü? * Osmanlı vakıf sitemi nasıl işliyordu ve vakfiyelerde neler yazıyor? * Devşirme sistemi nedir ve Osmanlı’da nasıl işlerdi? * Osmanlı padişahları kardeşlerini neden katletmiştir? OSMANLI GERÇEKLERİ serisinin ilk kitabıyla, yedi iklime 600 sene adaletle hükmetmiş Osmanlı’nın tartışılan meseleleri hakkında zihninizi kurcalayan hiçbir soru cevapsız kalmayacak… Sorularla Osmanlıyı Anlamak - Ahmet Şimşirgil - Osmanlı Gerçekleri - Isbn: 9786050822663
133.20 ₺ -
Belgelerle Osmanlı Tarihi 4 Cilt Takım
Belgelerle Osmanlı Tarihi 4 Cilt Takım Ömer Faruk YILMAZ Tarih; hiç şüphesiz ki, her milletin kendi mevcudiyeti için vazgeçemeyeceği değerli bir hazinedir. Tarih yazmanın ve neşretmenin mesuliyetinin ne kadar ağır olduğunu biliyoruz. Çünkü tarih yazarken nice iyi kimselere kötü ve yine nice kötü kimselere iyi demenin her an mümkün olabileceği bir vakıadır. Biz bunun mesuliyetinin idraki ile cam kırıkları üstünde yürürcesine ve kılı kırk yararak kimsenin ruhunu incitmemek gayreti ile Belgelerle Osmanlı Tarihi’ni hazırladık. Müteaddit kaynaklara müracaat ederek tarihi hiçbir şahsiyete haksızlık yapmamaya çalıştık. Osmanlı’nın sadece savaş meydanlarında dolaşan bir devlet olmadığını, aksine ilimde, teknolojide, sanatta ne derece ileri bir “medeniyet” olduğunu da gözler önüne serdik. Belgelerle Osmanlı Tarihi’nin en büyük hususiyeti hemen hemen tamamının “Yerli Osmanlı Kaynakları”ndan yani hâdiseleri bizzat yaşamış tarihçilerin eserlerinden ve arşiv vesikalarından istifade edilerek hazırlanmış olmasıdır. İslam tarihinin bu büyük medeniyetini bir damla olsun tanıyabilmek ve anlayabilmek için bu eseri istifadenize sunuyoruz. Bütün güzellikler Âllah Teâlâ’dan, hata ve kusurlar ise bizdendir. 40 cm x 21,5 cm Bayrak Bezi Baskılı Ertuğrul Gazi Nasihatı HEDİYELİ
671.00 ₺ -
Osmanlı Demokrasisinden Türkiye Cumhuriyetine
Osmanlı'da hiç kimsenin kudret ve kuvveti "mutlak" değildi. Özellikle padişahlar denetim altındaydılar. İsrafa ve sefahate meyleden padişahlar, ulema fetvasıyla hal'edilir, yani tahttan indirilirdi. Osmanlı devlet sistemi, insanı merkez alan ve insana değer veren, bugünkü anlayışa yatkın demokratik bir yapıya sahipti. Osmanlı Devleti; insan, hayvan ve bitkiye yönelik hizmetler üreten büyük bir hayır kurumuna dönüşmüştü. Padişahlar bu büyük hayır kurumunun bir nevi garsonuydular. Padişahlar zaman zaman kıyafet değiştirip halkın içine karışmakta, talep ve değerlendirmeleri birinci elden almaya özen göstermekteydiler. Halk, padişahı, devlet ve hükümet adamlarını açıktan açığa tenkit etmek hakkına sahipti. Vaizler vaazlarında, halk hatipleri meydanlarda tenkit hakkını kullanırken zabıta müdahale etmezdi. Özgürce konuşurlardı. Padişahlar din, dil, ırk, mezhep ayırımı gözetmeksizin halkın hakkını hukukunu muhafazaya mecburdu. Bu ve benzeri daha pek çok uygulama Osmanlı döneminde mevcuttu. Özetle Osmanlı bütün bu icraatları "demokrasi" adına yapmadı, demokratlık adına gerçekleştirmedi. Peki ya Osmanlı sonrası? Cumhuriyetimizin ilk yıllarından günümüze demokrasiyi, hak ve özgürlükleri millet olarak ne ölçüde tadabildik, ne kadar yaşayabildik? Osmanlı'nın halkına sağladığı hak ve özgürlükleri, hoşgörü ve serbestliği neden mumla aramaktayız? Bu kitabı okurken Osmanlı'nın kurduğu, hâkim kıldığı ve uyguladığı demokrasi havasını derin derin teneffüs edeceksiniz. Satırlar arasında gezinirken zihniniz sürekli Osmanlı'dan günümüze gidip gelecek, "Neydik? Ne olduk? Ne olmalıyız?" sorusuna cevaplar arayacak ve bulacaksınız.
98.00 ₺ -
Kayı II Cihan Devleti
Sultan Mehmed alayla şehre girdi ve Ayasofya’ya geldi. Atından inerek mabedin içine girdi. Ayasofya’nın içinde bulunan patrik ve halk padişahın ayaklarına kapanarak ağlaşmaya başladılar. Fatih Sultan Mehmed elleriyle susmalarını işaret etti. Ortalığı sükûnet kaplayınca patriğe: “Ayağa kalk! Ben Sultan Mehmed sana ve arkadaşlarına ve bütün halka söylüyorum ki bugünden itibaren artık ne hayatınız ve ne de hürriyetiniz hususunda benim gazabımdan korkmayınız.” Fatih Sultan Mehmed Yediden yetmişe herkese tarihi sevdiren kıymetli ilim adamı Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil’in kaleme aldığı KAYI serisinin ikinci kitabı KAYI II: Cihan Devleti’nde; Söğüt ve Domaniç’te başlayan ve adı Osmanlı olan devletin mimarlarının planlı, programlı ve disiplinli hareketleri; insani değerlere bağlı, inançlı ve temiz yaşayışlarıyla bir asra varmadan gerçek bir dünya gücüne doğru giden muazzam başarılarının devamını bulacaksınız. Sultan Çelebi Mehmed’in Fetret Devri’nden çıkardığı devlete, oğlu II. Murad Han zindeliğini ve itibarını yeniden kazandıracak; Osmanlı’yı Rumeli’den söküp atmak üzere son bir hamle ile tekrar harekete geçen Haçlı ordularını 1444’te Varna’da ve 1448’de Kosova’da darmadağın edecek ve nihayet Fatih Sultan Mehmed’in 1453’te İstanbul’u fethiyle gazâ aşkı artık bir cihan hükümdarlığı fikrine yönelecektir. Kalemle kılıcı hep yan yana kullanmış Osmanlı padişahlarından II. Murad ve Fatih Sultan Mehmed’in seferleri, özel yaşamları, hocaları, imar faaliyetleri, idari, insani ve dinî yönleri hepsi KAYI II: Cihan Devleti kitabında ve tarih ziyafeti tadında…
177.60 ₺ -
Kayı III Haremeyn Hizmetinde
Yüce Allah beni atalarımın ocağına padişah yapınca, şeriki ve benzeri olmayan Hakk Teâlâ hazretlerine tazarru ve niyaz ile münacaatlar eyledim. Ey asuman u zeminin yaratıcısı ve ey ins ü cinin ve hayvanların rızık vericisi Kerim ve Rahim olan Rabbim, Harem-i hassın olan Beytullah’ın –ki o Kâbe-i saadet-penâhdır- bulunduğu Mekke-i Mükerreme ile iki cihan fahri habibin Muhammed Mustafa’nın mezarları, saadetlü merkad-i hümayunlarının olduğu Medine-i Münevvere’nin süpürgeciliğini bana nasip eyle! Yavuz Sultan Selim Osmanlı Tarihi’ni herkese sevdiren Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, Osmanlı Devleti’nin soluk soluğa devam eden serüvenine KAYI III: Haremeyn Hizmetinde ile devam ediyor. Fatih Sultan Mehmed’in bir cihan devleti hâline getirdiği imparatorluk, onun ölümüyle başa geçen oğlu II. Bayezid devrinde iki büyük çekişmeye sahne olacaktır. Sultan Bayezid Han’ın saltanatının başlangıcında kardeşi Cem Sultan’la mücadelesi sonunda ise oğulları arasında baş gösteren taht kavgaları döneme damgasını vuracaktır. Kardeş kavgalarının neden olduğu kaostan istifade eden Safeviler ise, Anadolu’yu bir yangın yerine çevirecektir. Şahkulu Baba Tekeli ve Nur Ali Halife isyanlarında binlerce Anadolu insanı hayatını kaybetmiştir. İşte böyle bir zamanda saltanatı babası II. Bayezid’den devralan Selim Han’ın imparatorlukta yeniden birlik ve beraberliği sağlama mücadelesine ve cihangir padişahın kısa zamandaki akıl almaz fetihlerine KAYI III: Haremeyn Hizmetinde kitabında yakinen tanık olacaksınız. Aynı zamanda yine II. Bayezid ve Yavuz Sultan Selim dönemindeki savaşları, imar faaliyetleri ve adı geçen padişahların manevi ve özel yaşamlarına dair birçok bilinmeyen bilgi keyifli bir tarih sohbeti tadındaki bu eserde sizleri bekliyor.
166.50 ₺ -
Kayı IV Ufukların Padişahı: Kanuni
Mülk ü dünya kimseye bâkî değil, akıbet berbad olur Ey Muhibbî, şöyle farz et kim Süleyman olmuşuz Kanunî Sultan Süleyman O, dinin sultanıdır! Din sarayı, sancaklarının ve süngüsünün direk olmasıyla sağlamlaşmıştır. O, savaşın sultanıdır! Ne tarafa yönelse fetih ve zafer onunla birliktedir. Yabancı ülkeler sancağının dinlenme alanıdır. O, güzel ahlakın sultanıdır! Cömertlik, cesaret, olgunluk gibi tüm iyiliklerin kaynağıdır. O, imarın sultanıdır! Gücünün ve hâkimiyetinin âbidesi Süleymaniye; zarafetin ve estetiğin tasavvur harikasıdır. O, adaletin sultanıdır! Devletinin baharı dünyayı aydınlatmaya başlamasıyla birlikte, gül bile dikenden cevr ü cefa görmemiştir. O, şiirin sultanıdır! Kendi ifadesiyle: “Her ne gazel ki söyleye hep âşıkânedir” O, aşkın sultanıdır! Kahramanlar kılıç şakırtılarından haz duyarlar. O, gerçek aşkına Sigetvar önlerinde top sesleri ve tevhid naraları arasında kavuştu. Yetiştirdiği yüzlerce tarihçiyle birlikte yaptığı televizyon programlarıyla herkese tarihi sevdiren Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, KAYI IV: Ufukların Padişahı Kanuni kitabıyla; yedi iklim padişahı Kanuni Sultan Süleyman’ı her yönüyle anlatıyor…
196.10 ₺ -
Kayı V Kudret ve Azamet Yılları
Paşa! Paşa! Sen bu Devlet-i Aliyye’yi henüz tanımamışsın. Allah aşkına şuna inan. Bu devlet öyle bir devlettir ki eğer isterse o donanmanın bütün demirlerini gümüşten, halatlarını ibrişimden ve yelkenlerini atlastan yapmakta asla güçlük çekmez. Hangi geminin gerekli alet ve yelkenini yetiştiremezsem gel bu minval üzere benden iste. Sokollu Mehmed Paşa Tarih programları, konferansları ve eserlerindeki kendine has anlatım tarzı, üslubu ve farklı bakış açıları ile Osmanlı Tarihi’ni herkese sevdiren Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, KAYI serisinin beşinci kitabı KAYI V: Kudret ve Azamet Yılları ile Osmanlı İmparatorluğu yazmaya devam ediyor. Elinizdeki eser, Kanuni Sultan Süleyman devrinin kapanması ile başlamakta; II. Selim, III. Murad, III. Mehmed’le devam ederek Sultan I. Ahmed devriyle nihayete ermektedir. Çalışmada öncelikle Osmanlı Devleti’nde asırlardır devam eden siyasi geleneğin büyük değişimine şahitlik edeceksiniz. Kanuni döneminde Enderun’da yetişerek devletin bütün kademelerinde görev alıp sadarete kadar yükselen ve son iki yılında bu görevde bulunan büyük devlet adamı Sokollu Mehmed Paşa’nın yeni siyasi değişimin en büyük mimarı olduğu görülecektir. Artık seferlerde padişahlar değil, güçlü serdarlar görülmeye başlanacaktır. Aynı zamanda yirmi beş yıl fasılasız devam eden savaşlar, bütün dünyada görülmeye başlayan ekonomik zorluklar, paranın değerinin düşmesi, tımar sistemindeki aksamalar vs. büyük Celâlî fetretini beraberinde getirecektir. Kıbrıs’ın Fethi, İnebahtı mağlubiyeti, Şeyhülislam Ebussuud Efendi’nin vefatı, Selimiye Camii’nin inşası, İstanbul Rasathanesi’nin kurulması, Estergon’un fethi, Kanije’nin fethi, Celâlî İsyanları, Zitvatoruk Antlaşması, Sultanahmet Camii’nin açılması, padişahların ilim ve tasavvuf erbabı ile münasebetleri özellikle I. Ahmed ile Aziz Mahmud Hüdâyî Hazretleri’nin muhabbeti; bu eserde öne çıkan birçok başlıktan sadece birkaçı… Yine doyumsuz bir tarih ziyafeti sizleri bekliyor.
177.60 ₺ -
Kayı VI İmparatorluğun Zirvesi ve Dönüş
17. asrın son yirmi yılına girildiğinde Osmanlı Devleti gücünün ve kudretinin zirvesinde, dünya siyasetinde etkin bir şekilde hükmünü icra ediyordu. Dünyada yenemeyecekleri hiçbir devlet yoktu. Yıllardır birçok tarihçi yetiştiren ve yaptığı televizyon programlarıyla tarihi yediden yetmişe herkese sevdiren Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, tamamen ilmî kaynaklardan beslenerek her yaştan tarih severin kolaylıkla okuyup anlayabileceği bir üslupla KAYI dizisini yazmış ve tarihimizi sıkıştığı bu alandan kurtarmıştır. Önyargısız ve objektif bir şekilde okuyucunun değerlendirmesine sunulan bu serinin hedefi; Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluşundan yıkılışına kadar siyasî, sosyal, iktisadî ve imarî tüm serüvenini ve Osmanlı padişahları hakkında bilinen gerçekleri akıcı, anlaşılır, merak uyandırıcı ve roman tadında bir üslupla yorumlamaktır. Ahmet Şimşirgil, adaletiyle kalpleri kazanan; yiğitliği, cesareti ve mertliğiyle dosta güven, düşmana korku salan; üç çağa damgasını vurmuş, üç kıtaya yayılmış Devlet-i Aliyye-i Osmaniye'nin hikâyesine KAYI VI: İmparatorluğun Zirvesi ve Dönüş kitabıyla devam ediyor. Bu eserde, I. Mustafa’dan II. Osman’a, IV. Murad’dan IV. Mehmed Han’a kadar birçok padişahın; Köprülü Mehmed Paşa’dan Köprülü Fazıl Ahmed Paşa’ya; Tarhuncu Ahmed Paşa’dan Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’ya kadar birçok devlet adamının; Halime Valide Sultan’dan Mahfiruz Hatice Sultan’a, Hatice Turhan Sultan’dan Kösem Sultan’a kadar birçok valide sultanın nasıl yaşadıklarını, neler yaptıklarını, imparatorluğu idame ettirmek gayesiyle ne gibi siyasi yollar izlediklerini, imar faaliyetlerini ve şahsiyetlerini bulacaksınız.
185.00 ₺ -
Kayı VII Kutsal İttifaka Karşı
Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil’in yediden yetmişe herkesin ilgi ve beğenisini kazanan KAYI serisi, 7. kitabıyla devam ediyor. Kayı VII: Kutsal İttifaka Karşı’da II. Süleyman, II. Ahmed, II. Mustafa, III. Ahmed ve I. Mahmud Han dönemlerini okuyacaksınız. Viyana bozgunundan sonra; önce Karlofça Antlaşması’na kadar süren bir ölüm kalım mücadelesi ve ardından toparlanma çabalarıyla birlikte Osmanlı’ya bu imkânı tanımak istemeyen Batılı devletlerin amansız saldırılarına şahit olacaksınız. Bu dönem padişahlarının samimi din ve devlet duygularının yanı sıra Fazıl Mustafa Paşa’dan Yeğen Osman Paşa’ya, Kadı Ali Paşa’dan Şeyhülislam Feyzullah Efendi’ye, Nevşehirli Damad İbrahim Paşa’dan İbrahim Müteferrika’ya, Humbaracı Ahmed Ağa’dan Baltacı Mehmed Paşa’ya Hacı Selim Giray’dan Bâkî’ye kadar birçok devlet ve ilim adamının faaliyetlerini; Lâle Devri’nden Patrona Halil İsyanı’na, büyük İstanbul depreminden binlerce binanın yok olmasına sebebiyet veren İstanbul yangınlarına kadar birçok olayın Osmanlı İmparatorluğu’nu nasıl etkilediğini yine nefesinizi tutarak okuyacaksınız… Bu sırada ihanet ile sadakatin, korkaklık ile cesaretin, zaaf ile metanetin, sabır ile aceleciliğin kazandırdıkları ile kaybettirdiklerine nice örnekler bulacaksınız. Tarihin bir ibretler manzumesi olduğunun unutulmaması ve düşmanı bitmeyecek olan İslam âleminin, tarihin ışığı ile gözünün açılması ve her zaman açık kalması dileğiyle…
134.00 ₺ -
Velilerle Şahlanan Osmanlı 1
Bu kitabı Okuyunca: - "Vay be neler neler olmuş" diyerek geçmişinize sarılacaksınız ve o günlere hasret duyacaksınız. - Tarihe olan merakınızdan şehir şehir dolaşarak velileri ziyaret edip, eski eserleri görmek isteyeceksiniz. - Tarihimizden gurur duymanın zevkini yaşayacaksınız.
55.00 ₺ -
Tarihe Düşülen Notlar 2 Cilt Takım
Ömrünü tarihe adamış ve tarihçilerin şeyhi olarak bilinen Halil İnalcık’ın; Osmanlı ve Türkiye üzerine yaptığı konuşmalar ve muhtelif mecralara verdiği röportajlar ilk defa yayımlanıyor. Dünyada sosyal bilimler alanında sayılı 2.000 bilim adamı arasında gösterilen Halil İnalcık’la 1947’den 2015’e kadar yapılan röportajlar ve konuşmalar okurları için bir araya getirildi. Bu kitaplar sayesinde, Osmanlı tarihinden günümüz Türkiye’sine, sanattan tarihe, edebiyattan siyasete birçok konuyu bizzat Halil İnalcık’tan dinleme fırsatı yakalayacaksınız… Halil İnalcık’ın akademik çalışmaları, Osmanlı tarihini fevkalade geniş bir perspektiften incelediği ve bu anlayışı kendi bilimsel yaklaşımıyla zenginleştirdiği için vazgeçilmez kaynakları teşkil eder. Amerikalı sosyal bilimci Immanuel Wallerstein’dan alıntılayarak söylersek, “Onu dar anlamda bir ‘tarihçi’ olarak düşünmek elbette yetersiz kalır. Bizzat tarih disiplinine şekil vermiş, kendi metodolojisini ve bilgi birikimini tarihçilik mesleğine kazandırmış biri olarak İnalcık, bilim çevrelerinin üzerinde uzlaştığı seçkin bir isimdir.” 66 kitap ve 500’e yakın makalesiyle tarih yazıcılığında çığır açmış olan İnalcık’ın eserlerinin âdeta hülasası diyebileceğimiz bu prestij eser, 2 cilt halinde ve kutulu olarak yayımlanıyor. Eserin 1. cildinde Halil İnalcık’ın muhtelif yer ve zamanlarda yaptığı konuşmalar yer alırken; 2. cilt, Halil İnalcık’la yapılmış röportajlardan oluşuyor. Halil İnalcık’ın tarihî-güncel birçok konuyu kapsayan ve asırları aşan metodolojik değerlendirmeleri, her biri birer ders niteliği taşıyan konuşmalarıyla birleşiyor ve tarihe düşülen en anlamlı notlardan biri oluyor belki de…
370.00 ₺ -
Sürgündeki Hanedan Osmanlı Ailesinin Çileli Asrı
“Bir gece çamaşırlarımızı dahi alamadan bu memleketten nasıl kovulduğumuzu düşündükçe fena olurum. İnsan hizmetçisini bile kovarken eşyalarını almasına müsaade eder. 600 senelik bir ailenin bu memlekette hiç mi hakkı yoktu? Osmanlı hânedanına mensup kızlar ve kadınlar, atıldıkları Avrupa memleketlerinin kendilerine yabancı olan şehirlerinde açlıktan kıvrandılar, süründüler; fakat namuslarından asla fedakârlık etmediler.” Şehzâde Selim Efendi’nin kızı Emine Nemîka Sultan 3 Mart 1924 itibarıyla Türk-İslâm tarihinde yeni bir sayfa açıldı. Müslümanların en eski müessesesi olan halifelik kaldırıldı; ayrıca tarihin en uzun ömürlü hânedanlarından Osmanlı ailesinin takriben 200 ferdi, vatandaşlıktan çıkarılarak vatan toprakları dışına sürüldü. Bu, yaşlısından beşikteki bebeğe kadar hepsi için sıkıntılı bir hayatın başlangıcı oldu. Hemen hepsi sürgünde vatansız, pasaportsuz olarak yaşadı. Bankalarda paraları, yanlarında nakitleri ve yurt dışında akrabaları olmayan bu insanları çoğu tarifsiz acılar çekti. İlaç parası bulamadığı için dilenenler; konu komşunun getirdiği bir tas çorba ile yaşayanlar; açlıktan ölenler; sefalet sebebiyle intihar edenler; aklını kaçıranlar; kimsesizler mezarlığına gömülenler oldu. Ama her zaman asalet ve şereflerine uygun yaşamaya çalıştılar. Tarihin en eski hânedanlarından Osmanlı ailesi, siyaset sahnesinden böylece çekilmiş oldu. 1952 yılında hânedanın hanımlarına, 1974 yılında da erkeklerine memlekete dönme izni verildi. Ancak iyi-kötü yurt dışında bir hayat kuran insanların, çoğunun geri dönme imkân ve ihtimali kalmadıktan sonra… Osmanlı Tarihi’ne dair yazdığı yazılar ve yaptığı televizyon programlarıyla tanınan hukuk tarihçisi Ekrem Buğra Ekinci Sürgündeki Hânedan kitabıyla Osmanlı İmparatorluğu’nun son vârisleri hakkında literatürde benzeri bulunmayan bir monografi hazırladı. Hânedanın tüm üylerinin sürgünde neler yaşadığını kendi anlatımlarıyla dinlemeye hazır mısınız?
240.50 ₺ -
Cemal Paşanın Son Günleri
Yakın tarihimize siyasî ve askerî kimlikleriyle damga vurmuş ve bir dönem Osmanlı Devletinin kaderini belirlemede önemli mevkilere gelmiş İttihat ve Terakkinin üç önemli erkânı olan Enver-Talat ve Cemal Paşaların ölümleri, aradan uzun bir zaman geçmesine rağmen, sıcak bir gündem olarak tazeliğini korumaktadır. Ölümleri de yaşamları kadar sisli, ilginç ve talihsiz olan bu üç şahsiyet içinde, içindeki komplo öğelerinin fazlalığı dolayısıyla en muamma olanı Cemal Paşanın öldürülmesidir. Hayatı, kişiliği, kritik görevleri ile araştırmalara konu olan Cemal Paşanın aradan nerdeyse bir asır geçmesine rağmen, hâlâ bir muamma halinde çözülemeyen ve tartışılan ölümünü anlatan en önemli ve en çok faydalanılan kaynak Feridun Kandemirin Cemal Paşanın Son Günleri başlıklı tefrikasıdır. Bu kitaptaki bilgiler ve fotoğraflar, Cemal Paşa ve ailesinin hayatına dair önemli bir kaynak niteliğindedir.
52.50 ₺ -
Osmanlıda Hoşgörü
"Güzel gören güzel düşünür Güzel düşünen hayatından lezzet alır." Hoşgörü sağlıklı insan davranışıdır. Bakışı güzel, niyeti hayırlı ve işleri faydalı olanların özelliklerindendir. Her olumlu davranışların başında hoşgörü olduğu gibi bütün olumsuz davranışlarında da hoşgörü eksikliği olduğu görülmektedir.
70.00 ₺ -
Cumhuriyet Efsaneleri
"Türkiye'de 1923 yılından itibaren yürürlüğe konulan programın adını koyuyorum: Osmanlısızlaştırmak. Elinizdeki kitap, ülkemizde 1918-23 yıllarında ama daha kesin olarak 1924'ten sonra adım adım sahneye konulan bu Osmanlısızlaştırma politikasının tersine çevrilmesini, yani Yeniden Osmanlılaştırma yöneliminin altını çizilmesini ama en önemlisi de aslında birer barbarlık ürünü olan bin yıllık alfabenin unutturulması veya sanat eserlerinin kazınıp yıkılması gibi eylemlerin nasıl da el çabukluğu marifetle başarıymış gibi sunulabildiğini tespit etmeği amaçlıyor." -Mustafa Armağan- 1918 Osmanlı Devleti'nin yenildiği yıldır. Gerçi Alman İmparatorluğu, Avusturya-Macaristan çifte tacı ve Bulgaristan da bizimle beraber yenilmişti ama hiçbirinin anavatan toprakları işgal edilmemiş, yalnızca -Weimar'da olduğu gibi- ağır ekonomik ve askerî yaptırımlarla cezalandırılmışlardı. Yalnızca Osmanlı Devleti'nin anavatan toprakları ve başkenti işgal edilmiş ve yönetim merkezi İstanbul ele geçirilmişti. Neden? 1918'in bu manzarası ne kadar hazin ise sonrasındaki siyasi ve askerî gelişmeler de o kadar hazindi. Osmanlı Devleti'ni tarihe postalamak ve bir daha bu topraklarda böyle tehlikeli bir oluşuma meydan vermemek için onu barışa zorlayacak bir Yunan savaşı planlandı ama bütün tehditlere rağmen Sevr'i Osmanlı Sultanı Vahdettin'e imzalatmak mümkün olmadı. Barışa yanaşmamasının cezasını da anlaşmayı başka bir kadroyla yaparak kendisini devre dışı bırakarak verdiler zaten; sonra da yurt dışına kaçırarak… Neden? Böylece Sultan'sız ve devletsiz kalan millet bu defa Ankara hükümetiyle bir devlet olabilmek için Lozan kapılarında İtilaf devletlerinin merhametine muhtaç hâle gelecek, uluslararası camiada tanınması karşılığında feragat, rıza ve tavizler istenecek ve Lozan'da bunlar fazlasıyla verildikten sonra başka sözler de istenecekti. Bir daha bu topraklarda Osmanlı'nın lafı geçmeyecek, Hilafet'inden Medeni Kanun'una, Ayasofya'sından alfabesine, kılık kıyafetinden laikliğine kadar garanti kapsamına giren temel hususlarda mutabık kalındıktan sonra Cumhuriyet'in ilanına izin verilecekti. Neden? Mustafa Armağan'dan sıkı bir yakın tarih hesaplaşması daha: Cumhuriyet Efsaneleri. (Tanıtım Bülteninden)
88.80 ₺ -
Osmanlının Çöküşü
Kimi "Hasta Adam" dedi... Kimi kendi menfaati uğruna hastayı iyileştirmeye kalkıştı... İsyanlar, darbeler, Jön Türkler, İttihat ve Terakki, Balkan Harbi derken, Osmanlılar, ellerinde kalan son toprak parçasını kurtarma derdine düştüler. Ancak bilanço ağır oldu. İmparatorluk, pek çok parçasını geride bırakırken bambaşka bir hâle dönüştü. Türkiye Cumhuriyeti, kalan topraklarda, dokuz asırlık bir imparatorluğun üzerinde kuruldu. Bütün bu olup bitenlerin ardında yatan gerçekler neydi? Sultan Abdülhamid nasıl tahttan indirildi? Osmanlı hanedanının başına neler geldi? İttihatçılar kahraman mıydı, hain miydi? Çanakkale geçilseydi neler yaşanırdı? İzmir'i kim ateşe verdi? Son padişah tahtını nasıl kaybetti? Halifeliğin kaldırılmasının perde arkası neydi? İnkılâplara halkın reaksiyonu ne oldu? Yeni devir, hayatımızda neleri değiştirdi? Ayasofya neden kapatıldı? İmparatorluğun dağılan tespih taneleri nereye saçıldı? Bilinen tarihî hâdiselerin bilinmeyen arka planına temas eden Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci'nin kalemiyle Osmanlı İmparatorluğu'nun son günlerinden yola çıkarak Cumhuriyet'i anlayacak ve ardından yaşananlara dair pek çok tartışmanın cevabını bulacaksınız: Osmanlı'nın Çöküşü / İmparatorluk İttihatçıların Elinde. (Tanıtım Bülteninden)
70.30 ₺ -
Ama Hangi Osmanlı
Dünyayı hâkimiyeti altına alan güçlü bir imparatorluk olarak da anlatıldı, iktidar hırsının yuvası olarak da… Padişahların gücüne ve gaza inancına methiyeler dizilirken, diğer taraftan da taht kavgalarının ve kardeş katlinin zalimliği dilden dile dolaştı. At üstünde seferden sefere geçen bir zaferler tarihi de resmedildi, harem ve saraydan dışarı çıkılmayan bir imparatorluk hayatı da… Kanunlarıyla dünyaya örnek olduğu yazılırken, kanunsuzlukları da gerileyişine sebep olarak gösterildi. Medrese ve vakıflarıyla köklü bir imparatorluk olduğu da anlatıldı, hâkim güçlerin arasında kapana kısıldığı da… Peki ama Osmanlı bu anlatılanlardan hangisiydi? Tarih sahnesinden elini eteğini çoktan çekmiş bir imparatorluk olmasına rağmen hâlâ pek çok araştırmaya, tartışmaya, polemiğe, dizilere, kitaplara taşınan Osmanlılar kimdi? Osmanlı ne kadar doğru anlatıldı? Kanunları, haremi, kardeş katli meselesi ve dahası… Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci’nin kaleminden Osmanlı dünyası, padişahları, kültür hayatı ve bir imparatorluğun insana bakışı… Ama Hangi Osmanlı’da Osmanlı’ya dair gündemde ve akıllarda kalan pek çok sorunun, tartışmanın cevabını bulacaksınız… “PEKİ SİZ OSMANLI’YI NASIL BİLİRSİNİZ?”
99.90 ₺ -
Osmanlı ve Modernleşme
“Çeşme yenilgisinin (1770) sonucu olarak Osmanlı denizciliğinin modernleşmesinde Osmanlıların çağdaşı devletlerin teknolojisini adapte etmedeki başarısının, devrin önemli denizci devletlerinin en iyi oldukları alanlar üzerinden yapılması, tercihlerin tesadüfî olmadığını göstermektedir. Tuncay Zorlu’nun kitabı bütün bu konuları aydınlatacak bilgi birikimini ve değerlendirmeleri sunmaktadır.” İDRİS BOSTAN “18. asırdaki ordu modernleşmesi önemli ölçüde bilgimizin dışındadır. Osmanlı tarihindeki büyük bir boşluğu dolduran, III. Selim devrini ele alan Doç. Dr. Tuncay Zorlu’nun eseri bahriyedeki teknik yenilenmeyi içeriyor. Osmanlı modernleşmesi ve mühendisliği açısından önemli bir katkıdır. Bu gibi çalışmalar Osmanlı Denizcilik Tarihi hakkındaki önyargıları ve yavan değerlendirmeleri süratle değiştirecektir.” İLBER ORTAYLI Osmanlı deniz gücü, birtakım önyargı ve taraflı yaklaşımların çevrelediği bir alan olarak karşımıza çıkıyor. Bilinen en yaygın yaklaşım şüphesiz Osmanlı deniz gücünün varlığını Piri Reis ile Barbaros arasındaki kısa bir süreyle sınırlandırandı. Osmanlı deniz gücünü sadece deniz savaşlarıyla ilişkilendirerek deniz ticaretinden hiç bahsetmeyen bir başka önyargılı yaklaşım da mevcuttu. Osmanlıların hiçbir zaman bir deniz gücü oluşturabilecek teknolojiyi geliştiremedikleri ya da birtakım dinî-ideolojik sebeplerden dolayı adapte edemedikleri düşüncesi de önyargılar zincirinin son halkasını oluşturuyordu. Peki tüm bu yaklaşımlar ne kadar doğruydu, eksiklikleri ve başarılı yönleriyle Osmanlılar denizlerde hangi ufuklara doğru yelken açmıştı? III. Selim dönemiyle beraber iyice değişim ve gelişim gösteren Donanma-yı Hümâyûn nasıl dönemin başlıca büyük deniz güçlerinden biri hâline gelmişti? Dönemin söz konusu yenilikçi yönünü ele alan Osmanlı ve Modernleşme/III. Selim Dönemi Osmanlı Denizciliği, Osmanlı donanmasının III. Selim dönemi sonlarına doğru nasıl Avrupa’nın en güçlü donanmalarından biri hâline geldiğini ortaya koyuyor. Doç. Dr. Tuncay Zorlu’nun kalemi, Prof. Dr. İdris Bostan’ın önsözüyle işte Osmanlı deniz gücünün perde arkası…
140.60 ₺ -
Abdülhamit'i Deviren Kurşun
Hakan Özdemir ilk defa gün yüzüne çıkan kaynaklarla sadece Şemsi Paşa suikastı değil, Jön Türk ‘İhtilâli’ hakkında bildiklerimizi de ustaca hesaba çekmiş ve tarihimizin bu önemli kesitinin sorunlu kronolojisini düzeltmiştir. Bunu yaparken olağanüstü çalışkanlığı ve titizliğiyle mühendis kökenli tarihçi olmanın kendisine sağladığı avantajlardan yararlanmıştır. Ezberleri bozacak bir kitap! Doç Dr. Abdülhamit Kırmızı Fransız İhtilâli’nin “hürriyet”, “eşitlik” ve “kardeşlik” sloganlarına “vatan” ve “adalet”i de ekleyen 1908 İhtilâli kuşkusuz, Osmanlı tarihinin en önemli dönüm noktalarından biridir. Reval Buluşması’yla başlayıp Meşrutiyet’in ilanı ile sonuçlanan ihtilâl süreci, Abdülhamid rejiminin çöküşünün en önemli sebeplerinden olduğu için büyük öneme sahiptir. Resneli Niyazi isyanını bastırmak için görevlendirilen Şemsi Paşa, Teğmen Atıf’ın düzenlediği suikast ile Manastır’da öldürülürken, Enver Paşa’nın da içinde olduğu İttihatçıları yok etmek amacıyla Firzovik’te topladığı Arnavut birlikler de kısa bir süre sonra isyancıların safına geçmiştir. Bu kitap, dünya tarihinin belki de en sıkıntılı döneminde, otuz üç yıl gibi oldukça uzun bir süre Osmanlı Devleti’ni yönetme başarısını gösteren Sultan II. Abdülhamid’in fiilî olarak devrilişini incelemektedir. Hakan Özdemir, Şemsi suikastını dedektif titizliğiyle araştırmış; suikastla ilgili belgeleri, soruşturma raporlarını ve resmî yazışmaları sistematik bir analize tabi tutmuştur. Arşiv belgelerinin yanında, dönemin canlı tanıklarının hatıratları ve çok sayıda araştırmadan faydalanmıştır. Ayrıca Rumeli Genel Müfettişi Hüseyin Hilmi Paşa’nın özel evrakını ilk defa, ihtilâl sürecindeki olayları ortaya çıkarmak için detaylı bir şekilde kullanmıştır. Şemsi Paşa’nın ölürken dilinden dökülen, “beni zabitler bitirdi” sözü, sadece kendisinin değil; âdeta Abdülhamid’in de son sözü olmuştur... Drahor kıyısında Atıf’ın tabancasından çıkan kurşun, Manastır’da Şemsi Paşa’yı; İstanbul’da ise son imparator Sultan II. Abdülhamid’i devirmiştir.
14.80 ₺ -
Yakın Tarihin Gerçekleri
"Trablusgarp Savaşı'nda Türk komutanlar etrafı şaşırtacak derecede etkin örgütçü, eğitimci ve her şart altında savaşçı olduklarını gösterdiler." "Balkan Savaşları'ndaki yenilgi; İngiltere ve Fransa’da Türk savaş gücü hakkında yanlış değerlendirmelere neden oldu. Bu yanılgıya Türkleri iyi tanıyan Almanya ve Avusturya kurmayları düşmedi." "I. Dünya Savaşı'ndan sonra Türk toplumu kaosu ve yeni bir dünya savaşını değil, Milli Mücadele'yi tercih etmiştir." "Osmanlı İmparatorluğu, milliyetçi akımlar sayesinde dağılan tek imparatorluk değildi; fakat ne Rusya, ne de Avusturya-Macaristan’da ulusalcı akımlar bu derecede aktif ve silahlı eyleme dönüşmüştü." "İttihatçılar milliyetperver ve büyük ideallere sahiplerdi ama kendilerini değerlendiremeyen bir ekip olmaları onları başarısızlığa sürükledi." "Tarih okumayan ve bilmeyen adam kendine göre bir sınır çiziyor. Mesela kolaylıkla 'Osmanlı’nın bizimle ne alakası var?' diyor. Bu çok vahim bir durum!" "1918 yılında, mütarekenin en hazin vaktinde, millet her yerde direniyordu. Ama bu direnişlerin arasında koordinasyon yoktu. O eşgüdümü hangi politik deha sağlayacaktı? Ancak arkasında askerî bir başarı ve müspet intibaları olan bir komutan… Mustafa Kemal Atatürk..." "1967’de bindiğimiz trendeki ihtiyar Araplar ‘Ah nerede o Osmanlı!’ diye yakınıyorlardı. Cevabı düşündürücüdür. Acaba o Osmanlı’yı kim kovaladı, bizimle beraber mi kovalandı; bilemiyoruz." Türkiye'nin önde gelen tarihçilerinden İlber Ortaylı okurlarıyla yakın tarihin tartışmalı konularını ele alıyor: Balkanlarda İsyanlar, İttihat ve Terakki Partisi, Son Padişah Vahideddin ve Osmanlı'nın Son Günleri, Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhuriyet'in ilk Dev Atılımları, Anayasalar, Seçimler, Tek Parti Devri ve İkinci Dünya Yılları… Ortadoğu'nun Tarihi, Krallıkların Yükselişi ve Çöküşü, Baskıcı Liderler ve Oğulları, Kanayan Yara Filistin'in Geçmişi ve Geleceğine Dair Yorumlar... İstanbul'un Tarihi ve Kimliği, Sahipsiz İstanbul, Kültürel Mirasların Geleceği... YAKIN TARİHİN GERÇEKLERİ, 19 ve 20. yüzyıla dair tartışılan, gündemden düşmeyen konulara dair İlber Ortaylı'nın görüşlerini merak edenler için mutlaka okunması gereken bir kitap...
22.20 ₺ -
İncir Çekirdeği
“Güzel sana ne yakışır İstanbul, güzel İstanbul… Dün gece mensubun olmakla yine ne kadar bahtiyar idim. Misafirlerine hoş geldiniz diyen bu güler yüzün sahibini ilk kez Ata Eğitim’deki odasında tanımak şerefine erişmiştim. Kırım’ı, Bahçesaray’ı, Paris akşamlarını ne bilirdik o zamanlar. Nil’den Tuna’ya yaptığı yolculukları, hem yediğini içtiğini hem gezdiğini gördüğünü, velhasıl ecdad yadigârını anlatıyordu, en çok da seni anlatıyordu. Çok kısa sürede anlamıştık ki İstanbul, senin olmazsa olmazların vardı ama hocamızın olmazsa olmazı da sendin.” Haluk Dursun’un öğrencisinden gelen bir mektup Bir İstanbul âşığıyla, tüm detaylarıyla bir kültür tarihi yolculuğuna çıkmaya var mısınız? Küçüklüğünden beri okumaya, dinlemeye, sormaya, yazmaya doyamayan bir yazar, size defterlerini açıyor: “Haluk’un Defterleri.” Kimi Hereke Defteri, kimi İstanbul Defteri, kimi Anadolu Defteri, kimi Osmanlı Defteri, Avrupa Defteri, Orta Asya Defteri… Sırada ise Hereke Defteri var. Haluk’un Hereke Defteri’nde eski hatıralar, eski hayatlar var, tabiat var ama en çok o günlere, o insanlara hasret var… Hereke’den çıkılan yolculuğun sonunda varılan İstanbul saraylarının hoş sadası var. Yeme içme alışkanlıklarından memleketin olmazsa olmazlarına, tabiattan şehrin kuytu köşelerine, geçmişten günümüze, ağaçtan böceğe kültürü kültür yapan pek çok detayla işte bizim tarihimiz... Hazanı ayrı, yazı ayrı tatta; İstanbul’dan Hereke’ye, Hereke’den bir köye, köyden köyün gençlerine, gencinden yaşlısına, bitkisinden bayıra çayıra kadar uzanan bir geniş kültür coğrafyası… Yaklaşık 5 senedir sessizliğini koruyan Topkapı Sarayı Müzesi Başkanı Prof. Dr. Haluk Dursun, bu kitabıyla Hereke’den yola çıkarak İstanbul’u ve kültürümüzü yine aşkla anlatıyor. Onunla İstanbul’un nadide köşelerinde bir gezintiye çıkmaya, dalından bir meyveyi koparıp tadına varmaya, konuşmayan eşyaları dillendirmeye, çarşı pazar dolaşmaya, geçmişe dönüp şöyle bir bakmaya ne dersiniz? İncir Çekirdeği: İncir çekirdeğini doldurmaya talip küçük ayrıntılarla hayat dersi çıkarmak isteyenlerin kitabı…
19.61 ₺ -
Yahudi Soykırımı Ve Türkiye
“Türkiye, 1933’ten başlayıp II. Dünya Savaşı’nın sonuna kadar sürecek olan dönemde, Nazilerin tepkilerinden daha büyük tepkilerle karşılaşmadığı gibi, Nazilerin Avrupa Yahudilerine karşı giriştiği zulümlere karşı gösterdiği davranıştan daha asil bir davranış göstermemiştir.” Stanford J. Shaw Bir milyon üzerinde Yahudi çocuk, aşağı yukarı iki milyon Yahudi kadın ve pek çok Yahudi erkek… Üstelik sadece Yahudiler de değil, soy ağaçlarında Yahudi kişilere rastlanan herkes… Toplatılmak, hapsolmak ve gaz odalarında öldürülmek üzerine kurulu bir alınyazısını paylaşacaktı. 20. yüzyılın başlarıydı. Nazi Almanya’sı bir ütopyanın gerçekleşeceği hissinin peşine düştü. Şüphesiz Almanlar bu başarıya imza atacak tek ırk olmalıydı. Sonrasında yaşananlarsa malûm: Yahudilerin sivil haklarını elinden alan birçok yasa, II. Dünya Savaşı, toplama kampları ve 6 milyonun üzerinde ölü… Dünya çalkalanıyordu, peki Türkiye’de durumlar nasıldı? II. Dünya Savaşı’nda geri planda kalmayı tercih eden Türkiye, dünyanın izlediği bu zulme ne tepki vermişti? İddia edildiği gibi olaylara sırtını mı dönmüştü? Savaşa girmemek adına yürütülen dış politika ve dış güçlerin kıskacında yurt içi ve dışındaki Yahudilere uzatılan yardım eli… 1930’larda, Nazi zulmünden kaçan ve Türkiye Cumhuriyeti’nde yeni bir hayata başlayan yüzlerce profesör, öğretmen, doktor, avukat, sanatkâr ve laborant ile binlerce az veya çok tanınmış kişinin hikâyesi… Senelerdir Osmanlı ve Türk tarihi üzerine çalışmalar yapan ABD’li ünlü tarihçi Stanford J. Shaw’un kalemi, Prof. Dr. Fahri Armaoğlu ve Kutluk Armaoğlu’nun değerli çevirisiyle, arşivler, mülakatlar ve gazetelerin ışığında Yahudi Soykırımı: YAHUDİ SOYKIRIMI VE TÜRKİYE.
88.80 ₺ -
OSMANLI NIN BÜYÜME SIRLARI
Tarihteki insanımız insana saygılıydı, çünkü insan olmanın ne anlama geldiğini biliyordu. Birbirimizin hakkını-hukukunu bu anlayış içinde gözetiyor, bizimle aynı dini, aynı inancı, aynı milliyeti, aynı siyaseti, aynı kıyafeti paylaşmayanlara karşı, yine bu anlayış içinde müsamahakâr olabiliyorduk. Çünkü kul olduğumuzu biliyorduk. Bizi efendilik makamına yücelten işte bu kulluk şuuruydu. Osmanlı'yı yönetenler de aynı şuurun insanlarıydılar. Yanlarında, her türlü yanlıştan onları ikazlarıyla koruyan hocaları vardı. Allah'ın (cc) hükmünü dümdüz anlatır, sözlerini asla sakınmazlardı. Ruh olgunluğuna böyle ulaştılar... Bu sayede devletlerini hukuk devleti kavramıyla tanıştırdılar. Fatih Sultan Mehmet'in, Vezir-i Âzam (Başbakan) Mahmud Paşa'ya şikâyeti meşhurdur: "Bu Pire (Ak Şemsüddin’e) hürmetim ihtiyarsızdır. Yanında heyecanlanırım, ellerim titrer." Padişahlar hocalarına böyle derin bir saygı, ince bir endişeyle bağlıydı. Tarihimiz baştan sona insanlık örnekleriyle doludur... Bu konuda zaman zaman o kadar ileri gidilmiştir ki, Osmanlı mülkünü gezmeye gelen Avrupalı gezginlerin dudakları uçuklamış, "Bu kadar da olmaz!" demek zorunda kalmışlardır. Elinizdeki kitap; Osmanlı'daki bu dudak uçuklatacak yetişme tarzını anlatmaktadır.
14.00 ₺ -
Tarihimizin Gizli Odaları
Sultan Vahideddin ve Enver Paşa gerçekten hain miydiler? Gençliğini savaş meydanlarında tüketen, birkaç kez yaralanan ve İstiklâl Savaşımızın başlarında çıkan isyanları bastırıp büyük hizmetler yapan Çerkez Edhem Bey, uğruna hayatını hiçe saydığı ülkesinden neden kaçmak zorunda kaldı? Birinci İnönü Savaşı gerçekten oldu mu? Osmanlı başkentini işgal eden İngilizler, neden işgali Anadolu'ya yaymadılar? Neden hiçbir cephede onlarla savaşmadık? Savaşmadığımız, yenmediğimiz hâlde niçin çekip gittiler? Giderken ne götürdüler? Lozan'daki masaya, savaşı kazanmış bir devlet olarak mı oturduk, yoksa kaybetmiş bir devlet olarak mı? Kazanmış bir devlet olarak oturduysak neden Misak-ı Milli sınırlarına dahi sahip çıkamadık? Adaları, Kıbrıs'ı, Musul'u, Kerkük'ü, Batı Trakya'yı neden terk ettik? Neden Yunanistan'dan savaş tazminatı istemedik? Günümüzü kasıp kavuran cuntalar, tarihimizin bir mirası mıdır? Latife Hanım'ın yasaklanmış anılarında neler yazıyor? Trabzon Meb'usu Ali Şükrü Bey'le Topal Osman'ın katli... Ezanın Arapça okunması neden yasaklandı? Neler yaşandı? Ezanın aslına geri iadesi nasıl oldu? Osmanlı Devleti'nin yapısı, Osmanlı insanının duruşu, örnek alabileceğimiz özellikleri...Daha pek çok konu, pek çok soru...
161.00 ₺ -
Yalnız Hünkar Abdülhamid
Dünya emperyalizminin vahşi oyuncularını tam 33 yıl siyaset masasında kukla misali gayet maharetle oynattı. Sultan Abdülhamid. O günlerde bileğini büküp, emelleri için kullanamayan iç ve dış muhalefet, "Kızıl Sultan" diye yaftalamıştı. Uzunca bir zaman biz de inandık bu yalana! Ancak "keser döndü sap döndü" hesabı; belgeler ortaya çıkınca uyandık. Ve şimdi; İçimizdekiler, Yalnız Hünkâr 2. Abdülhamid'e "Ulu Hakan" diye iltifat edip hatta ona Velilik mertebesini münasip görürken, yabancılar; İngiliz Kraliçesi Victoria ve Alman Kayzer'in onun hakkındaki görüşlerine ulaşınca, hakikati görüp iltifat yarışına giriştiler Öyle ki;; Ünlü yazar Joan Haslip, hayranlığın dozunu kaçırıp "Tanrı'nın Gölgesi" ismiyle onun adına kitap bile yazdı Elinizdeki eser; Yalnız Hünkar Sultan 2. Abdülhamid'in hamaset ve yalandan arınmış, şehzadelik ve padişahlık dönemini kapsayan bilgi dolu bir hayat romanıdır. Bu kitapta yazılan her şey birebir yaşandığı gibi tamamen belgesel, çekici ve kurgusu da ÖZELDİR.
168.00 ₺ -
Tarihi Değiştiren Liderler
Sezar: Roma’yı İmparatorluk yaptı, Konstantin: Hıristiyanlığın önünü açtı, Fatih: Konstantinopol’ü aldı, Kanuni: Avrupa kapılarına dayandı, Şarlken: dünyanın diğer yarısına da göz dikti, VIII. Henry: Papaya kızdı, İngiltere’yi Protestan yaptı, I. Elizabeth: İspanyolları denize gömdü, Napolyon: Avrupa Fransa’nın olsun dedi, Washington: ABD’yi kurdu, Atatürk: Osmanlı’dan Türkiye çıkardı, Hitler: Dünyayı değiştirdi, Mao: Çin’i kızıla boyadı, Truman: Atom çağını başlattı, Stalin: Korku imparatorluğu kurdu, Hirohito: Japonya’yı hem yıktı hem yaptı, Nasır: Arapları ayağa kaldırdı, JFK: İnsanoğlunu Ay’a çıkardı, Martin Luther King: Bir hayal kurdu, Arafat: Filistin bizim dedi, De Gaulle: Fransa’yı nükleer güç yaptı, Gorbaçov: Soğuk Savaşı bitirdi. Ve daha niceleri… KARARLAR VERDİLER, TARİHİ DEĞİŞTİRDİLER…
185.00 ₺