-
Tapınak Şövalyelerinden 15 Temmuza Kumpas Tarihi
Tarihin ilk siyasi suikastçısı Hasan Sabbah’ın başarısının ardındaki sebepler nelerdi? Karmatîler’in, yüzyıllar sonra komünistlere ilham veren fikirlerinin kaynağı neydi? Sultan II. Abdülhamid’e düzenlenen suikastın arka planında nasıl bir kumpas vardı? Osmanlı’daki paralel devlet yapılanması nasıl sonuçlanmıştı? Halaskâr-ı Zabitan darbesinden, FETÖ darbesine değişen ne olmuştu? Cumhuriyet dönemi darbelerinde medyanın rolü neydi? Tarih kadar eski olan devlet içi illegal yapılanmalar, ortaya çıktıkları devletler için başlıca problemlerden biri olmuştur. Büyük Selçuklu Devleti’ne karşı Haşhaşiler ve Tapınakçılar, Osmanlı’da isyan ve baskınlar, Türkiye Cumhuriyeti’nde 1960, 1971, 1980 darbeleri ve son olarak 15 Temmuz darbe girişimi… “Tarihi Sevdiren Adam” Yavuz Bahadıroğlu, Tapınak Şövalyeleri’nden 15 Temmuz’a Kumpas Tarihi kitabıyla, bu yapılanmaların ardındaki sebepleri irdeliyor. Kumpasların tarihsel sebepleri, perde arkası, toplumsal etkileri gibi pek çok konuda merak edilen sorulara tarihsel perspektifte cevap veriyor.
91.00 ₺ -
Padişahların Akıl Hocaları
İnsan nasıl ki beden ve ruhsa, akıl ve kalpse, görünenin ardında bir görünmeyen yani ki gönlü varsa, devlet dediğimiz dahi öyledir. Ecdat cihana hükmetmeden önce gönüllere hükmetmeyi, şehirlere girmeden önce gönüllere girmeyi şiar edinmiştir. Ve bilmiştir ki gönüllere girilmeden şehirlere girilemez! Bu yolda devleti idare edenler, evvela gönüllerini terbiye etmiş ve gönüllerine hükmetmiş, kul olmayı bilmişlerdir. Ve bu maksadı kendilerine her daim anlatacak ve unuttuklarında hatırlatacak bir hocanın hemen yanında bulunmayı şeref farz etmişlerdir. Yoksa “Evliya ve enbiyaya intisabım var” demeleri, “Sultanlık bir kuru kavga imiş” deyip de gönüllerindekini bu denli söylemeleri başka bir sebepten değildir. Ecdadın kurduğu bu gönül medeniyetinin görünen yüzü, sureti padişahlar ise bunun bir de ardında olanı, sireti ve bu bedenin bir gönlü ve aklı olması gerek. İşte bu kitapta görünenin ardında olanı, gönül medeniyetinin esas mimarlarını ve sultanların sultanlarını okuyacaksınız…
112.00 ₺ -
Kayıp Cennet 12 Adalar
12 Adalar, yüzyıllardır pek çok devlet tarafından fethedilmiş, uğruna savaşlar yapılmış, jeopolitik olarak önemli yere sahip bir konumdadır. Osmanlı İmparatorluğu da bu öneme binaen Adalar’a pek çok sefer düzenlemiş, bölgeyi fethetmiştir. Fakat daha sonra Batılı devletlerin türlü planlarıyla önce İtalya’ya sonra ise Yunanistan’a verilmiştir. Tarihçi-Yazar Yılmaz Altunsoy, belgeler ışığında 12 Adalar’ın tarihini ve günümüzdeki siyasi önemini inceliyor, barış eksenli bir çözüm reçetesi sunuyor.
70.00 ₺ -
Harp Sanatı Muallimi Fatih Sultan Mehmed
Namık Kemal, Tanzimat Dönemi’nde düşünce, sanat ve siyaset alanlarında oldukça önemli bir konuma sahiptir. Namık Kemal’in bu dönemde yapmış olduğu çalışmalar ve vermiş olduğu eserler Türk edebi ve fikir dünyasına yeni boyutlar kazandırmıştır. Namık Kemal’in kaleme aldığı önemli eserleri arasında, Fatih Sultan Mehmed Dönemi’nin siyasi tarihini irdelediği ve nihayetinde nitelikli bir ‘Fatih Sultan Mehmed’ okuması sağlayan çalışması da yer alıyor. Bir Harp Muallimi Fatih Sultan Mehmed kitabında: II. Mehmed’in şehzadeliği sırasındaki eğitim süreci, Sahip olduğu ince zekâsı, Tahta çıkış süreci, Fatih’i fatih eden hâllerinin inceliği, Fatih’in İstanbul’a niyet etmesi ve bunu başarmak için bütün imkânlarını seferber etmesi, Harp sanatında bir deha olduğunu ispat edercesine İstanbul’un fethi esnasında geliştirdiği askerî icatları değerlendirilip aktarılıyor.
21.00 ₺ -
Bir Osmanlı Var İmiş
Koray Şerbetçi’nin kaleme aldığı Bir Osmanlı Var İmiş kitabı Nesil Yayınları’ndan çıktı. Koray Şerbetçi bu kitabında Doğulu fikir ve kültür yapısıyla Batılı fikir ve kültür yapısını kıyaslıyor. Yani, Batı Avrupa kültürü ile Osmanlı kültür yapısını mukayeseli olarak ortaya seriyor. Böylece Osmanlı’yı derinlemesine anlayacak, 600 yıllık bir devlet yapısı ve tecrübesini anlarken bu yapının ardındaki ruh hâllerini de yakalama fırsatını bulacaksınız. Bir Osmanlı Var İmiş kitabında: Osmanlı’nın yalnızca bir devlet olmadığını, Osmanlı’nın bir hayat tarzı, bir insanlık modeli olduğunu bulacaksınız. Aynı zamanda: Osmanlı insanının; devlet kurucu pratik aklını, savaş meydanındaki coşkusunu, ölüm gerçeği karşısındaki kayıtsızlığını, keyiften ne anladığını, diplomasideki kendinden eminliğini, neye iman ettiğini, ekonomide kazanmak ve kaybetmekten ne anladığını, felaket ve neşe karşısında nasıl bir tutum takındığını anlayacaksınız.
56.00 ₺ -
Kayı Seti 11 Kitap
11 Cilt Kayı Bayrağı Hediyeli, BAŞINDAN SONUNA DEVLET-İ ALİYYE TARİHİ Bazı devletler tarih sahnesinden çekilmiş görünür ama izleri ve tesirleri, hatta ruhu kolay kolay silinmez. Zaten tarihin vazifesi de insanlığın ölümsüz romanını ortaya sermektir. İşte etkisi ve ruhu halen devam eden ender tarihi varlıklardan biri de Osmanlı İmparatorluğu ve onun ruhudur. Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil KAYI/ Bir İmparatorluk Tarihi setinde Söğüt’te kurulan devletin adım adım bir cihan imparatorluğuna dönüşümünü, zirve noktasında yaşamaya başladığı sorunları ve son yüzyılına damga vuran çatışmaları, toparlanma çalışmalarını ve akıl oyunlarını kendine has akıcı üslubu ile anlatıyor, Kayı boyunun ölümsüz hikayesini okura adeta yaşatıyor. KAYI I / Ertuğrul’un Ocağı KAYI II / Cihan Devleti KAYI III / Haremeyn Hizmetinde KAYI IV / Ufukların Padişahı: Kanuni KAYI V / Kudret ve Azamet Yılları KAYI VI / İmparatorluğun Zirvesi ve Dönüş KAYI VII / Kutsal İttifaka Karşı KAYI VIII / Islahat, Darbe ve Devlet KAYI IX / Sonun Başlangıcı KAYI X/ II. Abdülhamid Han KAYI XI/ Elveda
1722.00 ₺ -
Çanakkale Ruhu
Artık tükendiği, tarihten silineceği düşünülen Osmanlı Devleti’nin, üzerindeki tozları silkerek ayağa kalkışından bugüne tam 100 yıl geride kaldı. Ancak tarihte bu kadar kritik bir rolü olan Çanakkale Savaşı’na son yıllarda gösterilen ilgiye rağmen hâlâ savaşın kıymeti, nedeni ve niçini tam anlamıyla anlaşılamamıştır. Öyle ki savaşla ilgili tartışmalar hep kabuğa takılmış, bir türlü öze inememiştir. Ardından küllerinden doğan yeni Türkiye ve yeni neslin de Çanakkale Zaferi’nin 100. yılında bu zaferi ne kadar anlayabildiği de tartışmalı bir mevzudur. Halil Ersin Avcı bu çalışmasıyla; savaşla imha olma aşamasına gelen milletin gençliğini, şimdi aynı savaşı anlamaya ve burada hayatlarını verenleri yaşatma azmine bir miras gibi sahip çıkmaya davet ederek; Çanakkale Savaşı tarihini kısaca hatırlattıktan sonra, örnek yaşam hikâyelerine de değiniyor ve en önemlisi herkesi Çanakkale Cephesi’nde ortaya çıkan birlik ve beraberlik ruhu olan Çanakkale Ruhu’nu hissetmeye çağırıyor. Çanakkale Savaşı’nın ve orada canlarını veren şehitlerimizin neler için fedakârlıkta bulunduklarının tam olarak anlaşılmasının; ortaya konan birlik ve beraberlik ruhunu, yani Çanakkale Ruhu’nu milletimize anlatmanın tam zamanı!
125.80 ₺ -
Valide Sultanlar ve Harem
“Çeşitli yabancı gezginlerin, bir kısmı dilimize de çevrilmiş olan fantastik tasvirine inanılacak olursa, sarayın büyülü bir yer olmadığını hayal etmemek güçtür. Fakat sarayın asıl güzelliği içindeki düzende ve burada yaşayan güçlü kişilerin hizmetine bakacak olanların eğitiminde yatar.” Petis de la Croix Onlar, yedi iklime hükmetmiş bir cihan imparatorluğu olan Osmanlı Devleti hükümdarlarının en değerli varlıkları, analarıydılar. Onlar, padişah evinin en yetkili ismi; valide sultandılar! Onlar, yaptırdıkları camii, medrese, hastane, külliye, han, hamam ve çeşme gibi hayır eserleriyle Osmanlı Coğrafyası’na mühürlerini vurdular. Onlar, milletin, dinin ve devletin bekâsı uğruna, ciğerpâreleri çocukları feda edilirken sabrın timsali oldular. Onlar, Enderun’daki devlet adamlarının eşlerini yetiştirmek suretiyle imparatorluğun her yerine İslâm ahlakının yayılmasını sağladılar. Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, Hayme Ana’dan Gülbahar Hatun’a; Ayşe Hafsa Sultan’dan Hurrem Sultan’a; Safiye Sultan’dan Kösem Sultan’a; Bezmiâlem Valide Sultan’dan Fatma Gülistu Sultan’a kadar Osmanlı İmparatorluğu’na her anlamda “analık” yapan tüm valide sultanların hayatını, dönemin padişahı oğullarıyla olan münasebetlerini, tüm insanlığa mâl olan hayır eserlerini ve vefatlarını, herkesin anlayabileceği roman tadındaki üslubuyla anlatıyor. Şimşirgil, Osmanlı Tarihi’nin en merak edilen ve hakkında en çok konuşulan konusu olan; yüzyıllar boyu birçok padişaha ev sahipliği yapmış ve onların tüm sırlarına şahitlik etmiş Harem’in sessizliğini Valide Sultanlar ve Harem kitabıyla bozuyor.
133.20 ₺ -
Otağ 1 Büyük Doğuş
Yıllardır birçok tarihçi yetiştiren, yaptığı televizyon programlarıyla ve yazdığı kitaplarla tarihi yediden yetmişe herkese sevdiren Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil’in kaleminden yepyeni bir seri: OTAĞ! Osmanoğullarının bir cihan devletine dönüşme macerasını anlattığı KAYI serisiyle yüz binlere ulaşan Prof. Dr. Şimşirgil, tarih okunun yayını bu defa daha geriye çekiyor ve İslâmlaşma sonrası Türk tarihini, kurulan devletleri, tarihe yön veren hükümdarları anlatıyor. Herkesin anlayabileceği, akıcı bir üslupla kaleme alınmış OTAĞ serisinin ilk kitabı Büyük Doğuş Türkler ve İslâmiyet ile alakalı merak edilen pek çok meseleyi aydınlatıyor. • Türkler, gerçekten Şaman mıydı? • Peygamber Efendimiz’in Türklerle alakalı Hadis-i Şerifleri nelerdi? • Tarihi değiştiren Talas Savaşı’nda neler yaşandı? • Türkler, kılıç zoruyla mı Müslüman oldu? • Türklerin Müslüman oluşunda tasavvuf erbabının rolü neydi? • Türk ülkelerindeki sahabeler kimlerdi? • Tarihteki ilk Müslüman Türk devleti hangisiydi? • İlk Müslüman Türk hükümdarı kimdi? • Ruslar Müslüman olmaktan neden vazgeçti? Ahmet Şimşirgil’in OTAĞ -I- Büyük Doğuş kitabını okudukça, geçmiş yeniden yazılacak!
111.00 ₺ -
Otağ 2 Emir Timur
Ahmet Şimşirgil, Osmanlı Devleti’nin bütün safhalarını anlattığı KAYI serisinden sonra, şimdi de OTAĞ serisi ile eski Türklerin tarihî maceralarını aydınlatıyor. Orta Asya’nın derinliklerindeki Türk imgesi, ezber bozan bilgiler ışığında bir kez daha parlıyor. Osmanlı hafızası onu Yıldırım Bayezid ile yaptığı Ankara Muharebesi’nden ötürü “Timurlenk” yani “Aksak Timur” diye anar. Ancak o, Yıldırım’ı mağlup edip Osmanlı ülkesinde Fetret Devri’nin yaşanmasına yol açmışsa da Türk tarihinin kahramanlarından biridir. O, Oğuz Han, Bilge Kağan, Alparslan, Fatih ve Yavuz gibi Türk hâkimiyeti mefkûresi idealindeki hakanlardan biridir… 17 büyük savaşı kazanan, 27 ülkeye boyun eğdiren, hiç yenilmeyen bir strateji dehası… Semerkand merkezli Buhara, Şehrisebz ve Maveraünnehr’de yaptırdığı ölümsüz eserlerle bir devre “Timur Rönesansı” damgası vuran bir devlet adamı… Hocası Mir Seyyid Bereke’nin ayakucuna defnedilmek isteyecek kadar âlimlere saygı duyan, tevazu sahibi bir insan… • Emir Timur, Türk müydü, yoksa Moğol mu? • Tüzükât’ında anlattığı liderlik sırları nelerdi? • “Rusya’yı Rusya yapan Timur’du!” iddiası doğru mu? • Ankara Muharebesi’nde Yıldırım Bayezid ile neden karşı karşıya geldi? • Emir Timur, Yıldırım Bayezid’in hanımına nasıl davrandı? • Anadolu’da neden anlaşılamadı ve zulüm ile anıldı? • Sivas’ta katliam yaptı mı? Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, bugüne kadar oluşturulmuş Timur imajını yeniden inşa ediyor. Emir Timur hakkında merak edilen şimdiye kadar söylenmemiş her şeyi bu kitapta bulacaksınız. Timur’da büyük Türk coğrafyasının lejantları saklı…
166.50 ₺ -
Topkapı Sarayı
Topkapı Sarayı “Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil’in bu çalışması, Topkapı Sarayı’nın ilmî tetkikleri için önemli eserlerden biridir. Esasen kitâbeler, Târih-i Enderûnî gibi kronikler ve bilhassa sarayın arşivleri araştırıldıkça; çarpıcı bilgiler, mevcut bilgi, yorum ve mütearifeleri değiştiren gerçekler ortaya çıkmaktadır. Şimşirgil’in Topkapı Sarayı adlı eserinin bilhassa kitâbeler açısından da yararlı olacağını ve ilgi çekeceğini umuyorum.” İLBER ORTAYLI Topkapı Sarayı, sadece hayret nidaları içerisinde hasret yüklü bakışlarla gezilecek bir binalar manzumesinden ibaret değildir. Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil’in Bir Müstakil Dünya Topkapı Sarayı adlı eseriyle birlikte sarayın serüveninde Osmanlı Devleti’nin yetmiş iki milleti idare eden vakar ve ağırbaşlılığını tanıyacak, dünyanın dört bir yanındaki eyaletlerinin idarecilerini yetiştiren Enderun mektebindeki eğitim sırlarını keşfedecek, yazının insanı mest eden çizgilerini görecek, mekânlarındaki erişilmez sanat gücüne şahit olacak, sonsuzluğa doğru açılma hissi veren kapılarının haşmetini seyredecek, yüzlerce insanın barındığı Harem kısmındaki derin ve anlamlı sükûtu bulacak ve insana yaşama zevki veren doyumsuz güzelliği bir bir tadacaksınız. Kısacası bu eser, sarayın sadece bir yönünü değil, hemen her fonksiyonunu iç içe yansıtan, okurken gezdiren ve yaşatan bir üslup içerisinde Osmanlı Devleti’nin yaklaşık 400 yıllık çok yönlü idare merkezini gözler önüne serecektir. Tarihimizi yediden yetmişe herkese sevdiren Şimşirgil’in, prestij eser özelliğine sahip özel baskısıyla göz kamaştıran bu eseri, Devlet-i Ebed-Müddet’in evi Topkapı Sarayı’nı kütüphanenize taşıyacaktır.
81.40 ₺ -
Tarih Tıbbı Konuşturdu 2
Tarih Tıbbı Konuşturdu 2 Konuşturdu” serüveni ikinci cildiyle hızını kesmeden devam ediyor. Tarihi sevdiren adam Talha Uğurluel ve tıp doktoru Muammer Kayatekin, yüzyıllardır neden ve sonuçları merak edilen birçok tarihî olayı, tıbbî arka planlarıyla anlatıyor. * Semud kavminin başına gelenler! Yüksek ses insan öldürür mü? www.arifankitapevi.com * İlkçağdan günümüze Maraton; çatlayıncaya kadar koşmak ölüm sebebi midir? * Zehir insan vücudunu nasıl etkiler? * Seyit Onbaşı Çanakkale'de 215 kiloluk mermiyi nasıl kaldırdı? * Kılıçlardaki kan oluklarının sırrı nedir? * Tarihten bugüne maden kazalarında insanlar neden ölüyor? * Osmanlı Delileri; insan eli silah haline gelebilir mi? * Sultan Abdülaziz intihar mı etti, öldürüldü mü? * Mustafa Kemal Atatürk zehirlendi mi? * Hitler’in tıbbi savaş hileleri nelerdi? Birçok esrarengiz olayın ve sırlı ölümün ardındaki sır perdesi ilk defa aralanıyor. Hiçbir yerde göremeyeceğiniz birçok resim ve renkli tasarım, yine mukayeseli anlatım eşliğinde mükemmel bir tarihî şölen…
24.05 ₺ -
Tarih Tıbbı Konuşturdu
Tarih Tıbbı Konuşturdu Tarihi herkese sevdiren adam Talha Uğurluel, şimdi de Tarih Tıbbı Konuşturdu kitabıyla tıp doktoru B. Muammer Kayatekin’le birlikte cevabı yüzyıllardır merak edilen birçok sorunun peşine bir dedektif titizliğiyle düşüyor. Kitap, sadece tarihî şahsiyetlerin ölüm sebeplerini değil aynı zamanda tarih bilimi ile izah edemediğimiz, devreye ancak tıp ilmini sokarak çözüm yolları arayabileceğimiz başka birçok konuyu da açıklığa kavuşturuyor: Mısır Piramitleri insan gücüyle mi inşa edildi? Dünyaya boyun eğdiren Büyük İskender’in ani ölümünün altında yatan gerçekler nelerdi? Tarihte boyunca ne tür işkence yöntemleri uygulandı? Kişi onurlandırılarak nasıl öldürülür? İnsanlar savaş meydanlarında neden “su” diye inlerdi? Fatih Sultan Mehmed’in ölümünün yıllardır çözülemeyen sırrı nedir? Yavuz Sultan Selim’in ölüm sebebi nedir? Hürrem Sultan hangi hastalıktan öldü? Yemen’e gidenler çoğunlukla neden geri dönemezlerdi? İngilizler Mısır’daki esir askerlerimizi kör etmişler miydi? Turgut Özal’ın cenazesine nasıl bir tahnit yöntemi uygulandı? Tarihin bir silsile hâlinde sıraladığı bu sorular, ilk defa tıp ilminin de yardımıyla cevaplarına kavuşuyor. Antik Roma’dan Mısır’a; Osmanlı İmparatorluğu’nun en muhteşem günlerinden I. Dünya Savaşı’na ve günümüze kadar birçok suikastın, sırlı ölümün ve esrarengiz olayın ardındaki sır perdesi ilk defa aralanıyor. Hiçbir yerde göremeyeceğiniz birçok resim ve renkli tasarım, yine mukayeseli anlatım eşliğinde mükemmel bir tarihî şölen…
62.90 ₺ -
Sarayın Kutsalları
Sarayın Kutsalları Saray arşivlerinde bugün binlerce eşya, tanınmayı ve fark edilmeyi bekliyor. Çünkü hepsinin bize anlatacağı bir hikâye var. Bazıları binlerce yıl öncesini gördü, bazıları ise sadece birkaç yüz yıllık bir geçmişe sahip. Bazılarına bir peygamber dokundu, bazılarına on binlerce insan, bazıları uğruna savaşlar verildi, bazıları barışın simgesi oldu. Kimisi herkesin gözü önünde günümüze ulaştı, kimisi de herkesten gizlenerek… Bu tarihî kutsallar, kendi dönemlerine ve insanlarına dair çok şey anlattı bize. • Müslümanların gözbebeği olarak saklanan Mukaddes Emanetler, Osmanlı İmparatorluğu’na nasıl geçti? • Peygamber’in su içerek şereflendirdiği ahşap tas yüzyıllarca nasıl gizli kaldı? • I. Ahmed, Mısır’dan getirttiği mübarek bir ayak izini neden tekrar geri göndermek zorunda kaldı? • İran Şah’ının gönderdiği yayı kimsecikler kuramayınca IV. Murad ne yapmak zorunda kaldı? • Yavuz Sultan Selim, Çaldıran Savaşı’nda Şah İsmail’i yenince ona ait hangi eşyaları özellikle saklattı? • Osmanlı’da köle bir kadın, bir padişah annesi ile yan yana defnedilebilir miydi? • Memlük Sultanı Kayıtbay’ın gözü gibi baktığı kılıcının sırrı neydi? • I. Ahmed padişah olduğunda yüzüğünde bulunan ceviz büyüklüğündeki elması nereye gönderdi? • I. Dünya Savaşı’nda Medine’deki son Mukaddes Emanetler hangi şartlarda nasıl kurtarıldı? • Kudüs’e at sırtında girmek isteyen Alman İmparatoru Wilhelm’e, Sultan II. Abdülhamid Han nasıl bir oyun oynadı? Sarayın nice gizemli eşya ve emaneti, Talha Uğurluel’in yalın üslubu ve muhteşem görsel sunumu eşliğinde Asr-ı Saâdet’ten Osmanlı’ya Sarayın Kutsalları kitabında…
111.00 ₺ -
Fatih Sultan Mehmed Han
Çağ açıp çağ kapatan, Osmanlı Devleti'ni imparatorluk haline getiren bir padişah: Fatih Sultan Mehmed Han. Fatih'in en büyük silahı olan istihbarat teşkilatı Karatuğlar ve teşkilatın amansız lideri Kul Ömer… Karanlık güçlerin efendisi İlian Sadnakar… Sarayda büyüyüp yetişen habis bir ur: Kont Drakula… En koyu isyanların karşısında, irfanın temsilcisi Ak Şeyh Akşemseddin… Okurları ve edebiyatçılar tarafından Peyami Safa'nın halefi olarak gösterilen Okay Tiryakioğlu; akrepli arbaletler, Bizans surlarını titreten toplar, kılıçtan keskin akıl oyunları, zehirden yakıcı Rum Ateşi, efsaneler, sırlar ve akıl, bilek ve yürek gücüne dayalı savaşların gölgesinde Fatih Sultan Mehmed'in inanılmaz hayatını yazdı.
185.00 ₺ -
Dünyaya Hükmeden Sultan Kanuni
Dünyaya Hükmeden Sultan Kanuni Kanuni Sultan Süleyman, sınırları üç kıtaya yayılmış Osmanlı İmparatorluğu’nu sadrazamı, Sokullu Mehmet Paşa; kapudan-ı deryası, Barbaros; mimarı, Mimar Sinan; şeyhülislamı, Ebussuud Efendi; şairi, Bâki olan muhteşem kadrosuyla, yıllarca adaletle yönetti. Kimdi bu cihan sultanı? Nerede, nasıl ve kimler tarafından yetiştirilmişti? Bu yetişme sürecinde nerelerde kalmış ve hangi vazifeleri yerine getirmişti? Buralarda hayatının ilerleyen safhalarını etkileyen ne gibi gelişmeler olmuştu? Saltanat yıllarında hangi seferlere çıkmış, siyasi olarak nasıl bir mücadele sergilemişti? Televizyon ve gezi programlarıyla 7’den 70’e herkese tarihi sevdiren Talha Uğurluel, şimdi de Kanuni Sultan Süleyman’ı fethettiği beldeleri, bıraktığı eserleri, yaptırdığı kaleleri çektiği fotoğraflar eşliğinde anlatıyor. Uğurluel, Kanuni’nin çevresindeki insanları, ailesini ve o günün dünyasını yakından tanıtarak tarih anlatımına taze bir soluk getiriyor. "Şehzadelik ve saltanat yıllarında Avrupa’da ve Asya’da neler oluyordu? Kimler, hangi devletleri yönetiyordu? Bu devletlerin gücü, amacı, planları neydi?" sorularının da cevabını veriyor. Bu mukayeseli inceleme, Kanuni ve kadrosunun hangi durumlarda neye göre nasıl bir tavır sergilediğini, nereye hangi amaçla sefer yapıldığını, alınan kararların gerekçelerini tüm açıklığıyla anlamanızı sağlıyor. Talha Uğurluel, Dünyaya Hükmeden Sultan Kanuni kitabıyla sizleri Kanuni’nin doğduğu Trabzon’dan şehzadelik yaptığı Manisa’ya, padişah olarak geldiği İstanbul’dan fetihlere çıktığı Avrupa’ya götürecek; Hürrem Sultan’dan Pargalı İbrahim’e, Mihrimah Sultan’dan Rüstem Paşa’ya kadar birçok tarihî şahsiyetin bilinmeyen yönlerini anlatacak…
185.00 ₺ -
Çanakkale Geçilmez
Çanakkale Geçilmez - Bir Destanın Öyküsü Tek vücut haline gelmiş bir milletin, vatanı istila etmek isteyen düşmana karşı bağımsızlığını, onurunu ve bayrağını korumak için neler yapabileceğini bütün dünyaya gösterdiği Çanakkale destanı kitaplaştı. Araştırmacı Yazar Recep Şükrü Apuhan, "olmak ya da olmamak" arasında gidip gelen, düşmanlar tarafından yazılmaya çalışılan kaderini değiştiren Türk Milletinin destansı mücadelesini Timaş Yayınları için kaleme aldı. Recep Şükrü Apuhan, "tarih" denen büyük öğretmeni bu defa Çanakkale Savaşı'nı anlatması için kürsüye çıkarıyor. Bu derste gerçek yiğitlik, fedakârlık ve insanlık öyküleri var. Çanakkale Savaşı'nı her yönüyle ele alan bu kitabı; heyecan, gurur, hüzün ve zevkle okuyacaksınız. Tarihi Seven Okurlar İçin Önemli Bir Kaynak Kitap Harita ve fotoğraflarla desteklenen Çanakale Geçilmez, titiz bir çalışmanın ürünü. Kitapta, "Bu vatan ya senindir ya da hiç kimsenin! şiarıyla kazanılan Çanakkale Savaşı'nın sebepleri, sonuçları, düşman kuvvetlerin sahip olduğu muazzam silah gücü, savaşta yaşanan duygulu anlar, Anadolu insanının cesareti, fedakârlığı, vatan sevgisi ve sabrı tüm canlılığı ile satırlara yansıtılıyor. Çanakale Geçilmez, I. Dünya Savaşı'nda Çanakkale Cephesinin açılma sebepleri ve bu cephenin önemiyle başlıyor. Sonra, 18 Mart 1915 deniz zaferine ulaşan yol ve o büyük günün ayrıntıları tüm canlılığıyla anlatılıyor. Ardından, 25 Nisan 1915 günü başlayan kara savaşı, tüm ayrıntıları ve isimsiz kahramanların öyküleriyle ele alınıyor. Mehmetçiğin eşsiz kahramanlığını ve fedakârlığını ortaya koyan Çanakale Geçilmez, tarihini araştırmayı sevenler, ecdadının fedakârlıklarını, o engin merhametini merak edenler ve atalarına vefa borcunu bir parça da olsa ödemek isteyenler için vazgeçilmez bir eser. Çanakale Geçilmez, bir yandan vatanını canı pahasına koruyan, düşmanı Boğazlar’dan geçirmemek için her şeyini ortaya koyan Mehmetçiğin acı dolu hikâyesini anlatırken, diğer yandan ülkelerinden binlerce kilometre uzakta ne için savaştıklarını dahi bilmeyen Anzakların, Müslümanlara silah çektiklerini duydukları ezan sesiyle fark eden Hintli ve Senegalli askerlerin öykülerini gözler önüne seriyor. Var Olma Mücadelesini Yansıtan Birkaç Satır Çanakale Geçilmez, arkadaşı Emin'e "Yaz gelecek, kış gelecek, yağmur yağacak, çiçekler açacak, ot bitecek, çalı bitecek üstümüzde. Her gün biraz daha toprağa karışacağız. Nasıl dövüştüğümüzü anlat, anlat atanın, obanın başını eğdirmediğimizi" diyen isimsiz kahramanların, ölüme gidilen, ölümden dönülen yerler olan siperlerin öyküsü. Çanakale Geçilmez, "Çekiyorum tetiği... Çekiyorum" Çekiyorum. Tüfek patlamıyor, ateş etmiyor... Tüfek bozuldu herhalde dedim, bak hele dedim yanımdaki arkadaşıma, benim tüfek bozulmuş. Bir baktı benden yana. Senin parmak gitmiş "dedi" diyerek yaptığı o büyük fedakarlığı, mahcup bir şekilde anlatan Ezineli Halil'in öyküsü.
111.00 ₺ -
Engizisyon Mahkemeleri
Fransız yazarlar Chéruel ile Lavéllee’nin İspanya Tarihi’ne ve Engizisyon Mahkemelerine dair yazdıkları kitaplar Ziyâ Paşa tarafından özetlenerek Türkçeye kazandırılmış, Avrupalıların insan hakları zihniyetinin çarpıklığı adeta kendilerine itiraf ettirilmiştir. Başarısız Haçlı Seferleri’nden sonra, kilise ve din adamlarının halkın nazarında güven kaybına uğraması, Hıristiyanların kendi dinlerini savunma refleksi geliştirdiklerini ve bunu da engizisyon düşüncesi temelinde gerçekleştirdiklerini söylemek mümkündür. Bu çerçevede, XIII. yüzyıldan itibaren Avrupa’da kurulmaya başlanan Engizisyon Mahkemeleri, dinî olduğu kadar siyasî muhaliflerin de bir şekilde yok edilmesini hedefleyen kurumlar olarak öne çıkacaktır. Bu hedef uğruna engizisyonlarda, dinine ya da uyruğuna bakılmaksızın pek çok insanın katline karar verilecek ve bu kararlar ivedilikle uygulanacaktır
91.00 ₺ -
Endülüs Tarihi
Endülüs, Müslümanların Avrupa ile temas noktasını oluşturmaktadır. Müslümanlar Endülüs'ü, geçtiği boğaza adını veren Tarık b. Ziyad gibi tarihte ün salan komutanların liderliğinde fethetmişlerdir. Müslümanların yaptıkları fetihler, savaşlar zincirinden ibaret olmamıştır. Müslümanlar Endülüs'te fethettikleri yerleri her bakımdan bayındır ve yaşanılır mekânlar haline getirmişlerdir. Yaptıkları saraylar, yollar, köprüler ve diğer mimarî eserlerle oralara mühürlerini vurmuşlardır. Elinizdeki kitapta Endülüs'ün Müslümanların hâkimiyetine girmesinden Gırnata'nın düşüşüyle birlikte Müslümanların hâkimiyetine son verildiği uzun bir süreç tarihiyle, coğrafyasıyla ve yaşanan olaylarıyla ele alınmıştır. Yazar bu konuda Aparça ve Batı dillerinde yazılmış çok sayıda kaynaktan istifade etmiştir. Bu çalışma Endülüs tarihinin başlangıcından Gırnata'nın düşüşüne kadar tek ve müstakil bir kitapta ele alması açısından özgün bir çalışmadır.
315.00 ₺ -
Vermeyince Mabud
Bu hikâyeler şimdiye kadar yazılmış olanlardan birçok yönden farklıdır: İçlerinde gerçek hayata ışık tutan ve bir bakıma şarkın binlerce yıllık tecrübesini ortaya koyan hikâyeler bulunmaktadır. Yine tarihte hayatın içinde yaşanmış ve bundan sonra da benzerleri yaşanacak olan ibret levhaları gözler önüne serilmiştir. Yine bizzat yazarımızın içinde bulunduğu ve kısmen de kahramanı olduğu hatıralar da bu çalışmada yer almaktadır… Burada anlatılanların bir kısmı da belgesi gösterilemeyen gerçek bir tarihi ifade etmektedir. Hem tatlı bir akıcılıkla hayatı anlatan manzaraları âdeta seyretmek ve hem de tarihe ve toplum hayatına nüfuz etmede bu nüktelerin birer kılavuz rolü oynayacağına inanıyoruz. Yazarımız buradaki birçok hikâye cemiyet hayatının herkesçe fazla bilinmeyen noktalarına da dokunmaktadır. Bunları okurken bazen öteki âlemlere ve bazen de mahallemize evimize birer ziyarette bulunacağız.
108.00 ₺ -
Sürgündeki Son Halife Abdülmecid Efendi
Son Halife Abdülmecid Efendi hüzünlü bir yolculuk içinde vatanından sürüldü ama ülkesi aleyhinde tek bir söz söylemedi. Baskı, ıstırap, özlem, yokluklar ve yaşadığı bütün bu olumsuzluklara rağmen geri dönme umudunu hiçbir zaman yitirmedi. İstanbul’dan gelen dostlarına bir avuç vatan toprağı sipariş etmişti. Beyaz bir bez torba içinde getirilen toprağı başucunda saklıyor, arada bir özlemle derin bir nefes alarak kokluyordu. Abdülmecid Efendi pasaportsuz, yurtsuz kaldı ama yastığının altında sakladığı bayrağını unutmadı… Şükrü Altın hocamızın romansı bir lezzette yazdığı kitabı okuduğunuzda saklı tarihimizi öğrenerek hayretler içinde kalacaksınız… Ahmed Günbay Yıldız Son Halife… İyi ki yazmış… Çünkü “Son Halife” deyince, yine “yasak”larla iç içe “saklı” bir tarih çıkıyordu. Sanırım yazar, kolay okunması ve akılda kalması için roman üslubunu tercih etmiş, yoksa bu tam anlamıyla araştırmaya dayalı belgesel bir çalışma, “roman” denilip geçilemeyecek bir eser… Yüreğinize ve kaleminize sağlık Şükrü Bey… Yeni çalışmalarınızı artık daha büyük bir sabırsızlıkla bekleyeceğim. Yavuz Bahadıroğlu Eski eğitimcilerden Şükrü Altın’ın “SÜRGÜNDEKİ SON HALİFE ABDÜLMECİD EFENDİ” isimli kitabını dikkatle ve hüzünle okudum. Son halife Abdülmecid Efendi’ye karşı, Cumhuriyet Hükümeti’nin takındığı tavır, yüreğimi kanattı. Şükrü Altın, çok dikkat çekici tespitlerde bulunmuş… Yapılan yeminlere rağmen büyük Osmanlı hanedanına katiyen yakışmayacak bir kabalıkla hareket edildiğini ortaya koymuş. Nitekim Cumhuriyetimizi kuranlar Osmanlı’nın yetiştirdiği paşalardı. Vefasızlığımıza ve tarih şuurundan kopuşumuza bir kere daha yandım! Yavuz Bülent Bakiler
138.00 ₺ -
Osmanlının 7 Cephede 7 Düvelle Savaşı
Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşı’nda yedi cephede birden savaşmıştır. Bu savaş, şanlı, fakat talihsiz bir devletin sekerâtı (can çekişmesi) gibidir. Bir zamanlar yirmi milyon kilometrekarelik yüzölçümüne hükmeden Osmanlının üzerine yedi düvel birden çullanmıştı. Hedefleri, terekesinden 40 devletin çıktığı bu devletin topraklarını ele geçirmekti. Kahraman ecdâdımız, cihadın farz-ı ayn olduğu o devrede canla başla mücâdele etti. Her aileden en az bir şehit verildi. Yüz binlerce şehidin kanıyla yazılan o şanlı mücâdele, tarihimizin “en acı hikâyesi”dir. Bir de maalesef tarihimizin en az bilinen devresidir. Halbuki, ne kadar acı da olsa, elem verici de olsa, tarihimizin bu bölümünü çok iyi bilmek durumundayız. Zira, bu ülkenin dünkü düşmanları bugün de mevcut ve bugün de ellerini yakamızdan çekmiş değiller. Şayet biz, geçmişten layıkıyla ders alır, dostumuzu, düşmanımızı iyi tanırsak, düşmanın kurduğu tuzakları önceden sezebilirsek, hem elimizdeki mevcut toprakları korumuş, hem de dersimize iyi çalışmak suretiyle dünyadaki bütün mazlum kardeşlerimizi kurtarmanın yolunu bulmuş olacağız. Başta Filistin toprakları olmak üzere, birçok İslam ülkesi ve hemen hemen bütün dünya, Osmanlı’nın uzunca bir devresindeki huzura, refaha hasret durumda. Yedi Cephedeki savaşlardan gerekli dersi alıp, mağlubiyet psikolojisini üzerimizden atarak, fetihler ve zaferler devrindeki ruh iklimini yakaladığımız takdirde, bütün o şehitlerin ve gazilerin ruhu da şâd olmuş olacaktır. Kahraman ve fedakâr ecdâdımız, Osmanlı Devleti sekerât halindeyken bile kahramanca mücâdele etmiş, üzerine düşen vazifeyi hakkıyla yerine getirmiş, tarihe altın harflerle yazılan destanlar sergilemiştir. Buyrun bu hüzünlü, zorlu, ibretlerle dolu tarihi birlikte okuyalım…
90.00 ₺ -
2. Abdulhamid Efsanesi Yıldız İstihbarat
Sultan ll. Abdulhamid için tarih ne yalanlara sahne oldu. "Kızıl Sultan, kan emici, Yıldız canavarı, vatan satan adam"... daha nice kuyruklu iftiralar!.. Yalan tarihinin gürültüsünden bıktık. Amcası Abdülaziz'in tahttan indirilmesi ve şüpheli ölümü, ağabeyi V. Murad'ın tahtta geçirildikten üç ay sonra ruhsal çöküntü geçirdiği iddiasıyla tahttan indirilerek Çırağan Sarayı'na hapsedilmesi neticesinde başlamıştı hükümranlığı.Bir yandan dış borçlar, bir yandan iç isyanlar ve kanlı darbe fırtınaları... Zor günlerden geçiyordu imparatorluk. ll. Abdülhamid'in otuz üç yıllık iktidarı boyunca oluşturduğu eserlerinden izlediği politikalara ve Yıldız İstihbarat Teşkilatı'nın ettiği amansız mücadeleden şaşırtıcı jurnallere kadar uzanan bir serüven... İşte size sağanak sağanak tarih... Bilinmeyen yönleriyle Sultan ll. Abdulhamid Han. Bir toz zerresinde bile tarihin doğrusunu arayan Şükrü Altın'ın kaleminden her satırı düşündürücü, her satırı sarsıcı bir eser...
66.00 ₺ -
Hilafetin Çığlığı
Kur’an mucizesini yeryüzüne hâkim kılmak için Allah(c.c.) tarafından görevlendirilen Resulullah Efendimiz’in(s.a.v.) de yeryüzünde halifeleri vardı. Halifeliğin kaldırılmasının üzerinden 91 yıl geçmiş olmasına rağmen hâlâ gündemde kalmaya devam etmektedir. Hem Türkiye’ de hem de dünyanın başka yerlerinde hilâfet makamının yeniden kurulması için toplantı ve gösteriler yapılmaktadır. Batı her koldan hilafet makamına saldırıya geçmişti. Haçlılar korktukları halifeliği yıkmak için başta İngilizler olmak üzere çok mücadele verdiler. Onlara göre halifelik bir daha çıkmamak üzere tarihin mezarlığına gömülmeliydi. Müslümanların tefrikaya düşmesiyle sonunda hilafet makamı kaldırıldı. Batı’nın İslâm dünyası üzerindeki katliam ve kıyımlarına dur demenin zamanı ne zaman gelecek? Birçok Müslüman ülkede hâlâ görülen savaş, kan ve acılar ne zaman sona erecek? Müslümanların acı çığlığı ne zaman dinecek?
168.00 ₺ -
Payidar Şahı Mat Etmek
Payidar Osmanlı Düşerken Son Yüzyılımızın Arka Yüzü Şahı Mat Etmek – Payidar Kitabı Osmanlı’nın son yüzyılını anlatıyor. Bu ismi seçmemizin sebebi şudur; Şeyh Edebali Hazretleri; “Yüksektekiler alçaktakiler kadar güvende değildir.” der. İki ana fikri var kitabın; Birincisi, millet olarak tarihte verdiğimiz mücadelenin bir “beka” mücadelesi olduğu ve milleti “payidar” kılmak için ne büyük zorlukların hakkından gelindiği. Kimlerle mücadele edildiği. İkincisi, devleti yönetme sorumluluğu yüklenenlerin devleti “Payidar” kılmak için canları, çocukları, ailesi ve sevdikleri dahil nelerden vazgeçmek zorunda olduğu. Kitabı bitirince siyasette acımasız bir “Kurt Kanununun” işlediğini göreceksiniz.
70.00 ₺ -
Gençlerle Tarih Yolculuğu
Delikanlının, yaşadığı hayatla ilgili aklına ciddi sorular geliyordu. Ben kimim? Sadece anne-babamın evladı olmaktan öte, ben kimim? Kimin nesliyim? Birbirine dolaşmış iplik yumakları gibi karmakarışık his ve fikirlerden kurtulup da bu soruların cevaplarını bir türlü bulamıyordu. Delikanlı bu sorularına cevap bulabilmek icin derin düşüncelerle önündeki tarih kitabının sayfalarına bakmaya devam ediyordu. Uyku ile uyanıklık arasında, âdeta bir zaman tüneline girmişçesine bir rüya görmeye başladı.
56.00 ₺ -
Bir Dehanın İzleri II. Abdülhamid Han
Osmanlı padişahlarından belki de en çok tartışılanıdır Sultan II. Abdülhamid. Kimileri “Kızıl Sultan” diyor, kimileri “Ulu Hakan”… Siyasi hayatı ve tercihleri sürekli tartışılıyor. Ve bu tartışmalar, daha ziyade sancılı saltanat yıllarındaki siyasi olaylar, anlaşmalar, yürütülen “denge politikası” üzerinden yapılıyor. Peki şimdi, kişisel hayatı ve bıraktığı eserler üzerinden “insan Abdülhamid”e doğru bir yolculuğa ne dersiniz? Talha Uğurluel, Sultan II. Abdülhamid’in kişisel tarihindeki detaylar üzerinden İmparatorluğun son günlerini anlatıyor. * Sultan II. Abdülhamid hangi tarikata mensuptu? * Annesizliğini kimin şefkatli kucağında avuttu? * Çok erken vefat eden kardeşlerinin hatıralarını nasıl yaşattı? * Şehzadeliğinde, saltanat yıllarına nasıl hazırlandı? *Hamidiye Şişli Etfal Hastanesi’nin arkasındaki acılı hikâye neydi? *Kudüs’teki Yafa Kapısı’nı neden yıktırdı? *Louis Pasteur’e Mecidî Nişanı’nı neden verdi? *Bir selam-ı şahâne ile emperyal İngiliz siyasetini nasıl engelledi? *Yıldız Sarayı’ndaki marangozhanede sanatkâr elleriyle neler üretti? * Tartışılan II. Abdülhamid- Mehmet Âkif ilişkisinin iç yüzü neydi? * Ziya Paşa ve Namık Kemal, Abdülhamid’in çağrısı üzerine vatanlarına dönerken Prens Sabahaddin ve Mahmud Celaleddin Paşa anlaşmamakta neden ısrar etti? Talha Uğurluel, Sultan II. Abdülhamid Han’ın gayri resmi tarihini gün yüzüne çıkarıyor, “Bir Dehanın İzleri”ni sürüyor.
172.50 ₺ -
Leyleğin Kanadında
Mehmet Akif vakt-i zamanında, ülkesinde gördüğü yanlışlıkların, kötü gidişatın önlenmesinde hata üzerine hata yapıldığına şahit olarak tüm Türk gençliğini temsil ettiğine inandığı Asım'ı bir kenara çeker ve ona şöyle nasihatte bulunur. “Bak Asım! Böyle kaba kuvvetle yani bilmeden öğrenmeden, ilme kucak açmadan vatana hizmet etmek mümkün değildir. Yolunuz ilim yolu olmalı. Şimdi Almanya'nın Berlin şehrinde, birtakım ilim adamları maddenin en küçük parçası olan atomu bölmeye çalışıyorlar. Atomu parçaladılar mı küçücük bir kömür parçasından sonu olmayan bir güç elde edeceklerdir. Şimdi sen ve arkadaşların eğer devletimize, milletimize hizmet etmek istiyorsanız, elinizi kavgadan çekeceksiniz. Kalkıp bir an önce Berlin'e gideceksiniz. Orada atom ilmini öğreneceksiniz ve vakit kaybetmeden Türkiye'ye döneceksiniz. Yani Avrupa ile aramızda bir köprü olacaksınız. Yalnız bu atom ilmini öğrenirken kendi kökünüzden, kendi değerlerinizden de kopmayacaksınız. Leyleğin Kanadında benim yeni gezi kitabım. Türk Cumhuriyetlerine gidip geldikten ve oradaki izlenimlerimi okurlarla paylaştıktan sonra Doğu ve Batı dünyasını daha çok yakından görmek, tanımak, yazmak istedim. Yani oralara da gitmek ihtiyacı duydum. Ve gittim de ve gördüm de ve yazdım da. Şimdi 30 civarında Doğu ve Batı dünyasına mensup devletleri gördükten sonra samimi kanaatim şudur: Türkiye'mizin kalkınması, çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşması için Batı dünyasından katiyen kopmamak kaydıyla yeni kurulan Türk Cumhuriyetleriyle siyasi, iktisadi ve kültür münasebetleri kurmamız şarttır. Eserimin her şeyden öte böylesi bir niyete rehberlik etmesi ve Asım gibi gençlere Batı dünyasını objektif bir şekilde tanıtması temennisiyle…
9.80 ₺