-
Endülüse Veda
Endülüs dönemini anlatan tek romandır. Endülüs"ün son devleti Gırnata"da yaşanan olaylar, taht kavgası, ihtişamlı köşkler ve saraylar inşa edilirken, savaşçılık ruhundan uzaklaşılması, ispanyol kraliçesine özenen Ayşe Emir, ispanyolların yaşam biçimini benimseyen Endülüslüler, tahtı ele geçirmek için düşmanla işbirliği yapan Sultanlar ve nihayet Gırnata"nın da elden gidişi can alıcı biçimde romanda yansıtılır.
112.00 ₺ -
Şirpençe
Yavuz Sultan Selim diyor ki: Bu seferlerimiz, bu sıkıntılarımız ve bu perişanlıklarımız, hep gönülleri birleştirmek, İslam birliğini temin etmek içindir. Mülk Allah`ındır. Kim Allah`ın yardımı olmadan istediğini elde etmede zafere ulaştığını söylerse, Allah onu kahreder ve aşağı derecelere indirir. Vükela ve ümeranın süslü elbiseler giymesi, padişahlarına tazimden ileri gelir. Biz Allah`tan başka kime tazime mecburuz ki, bu külfeti ihtiyar edelim? Bizim Padişahımız vücudu saran libasa değil, ruhun içindeki inanca bakar.
105.00 ₺ -
Selahattin Eyyubi
Zaten kahraman olan birini kahramanlaştırmak gibi bir iddiamız yok... Selahaddin Eyyubi bütün dünyanın tanıdığı büyük bir kahraman... Bu kitapta onun hayatını bile değil, anlatılması hatta anlaşılması güç hayatından yalnızca bazı kesitler aldık... Bunda maksadımız, her türlü davanın büyük ölçüde insan unsuruna dayandığını göstermektir. İmanlı, kararlı, idealist bir avuç insanın gerçek bir lider etrafında kenetlenmesi halinde nelerin olabileceğini gözler önüne sermektir. Nesillerin Selahaddin Eyyubi`den alacakları büyük dersler olduğuna inanıyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı 1.3.1984 tarih 2184 sayılı Tebliğler Dergisi`nde yayınlanarak okullara tavsiye edilmiştir.
98.00 ₺ -
Kirazlı Mescit Sokağı
Komiser ikide bir gençleri karşısına oturtup soruyordu: "Siz ne yapmak istiyorsunuz?" Hep aynı cevabı alıyordu: "İmanımızı kurtarmak." Biz gavur muyuz yahu, Müslüman değil miyiz? Müslüman olmak için ille de Said Kürdi`nin arkasından mı gitmek lazım? Değişik bir maksadınız var. Biliyorum, ama bir de sizden duymak istiyorum. Söyleyin, ne yapmak istiyorsunuz?" .. Milli Eğitim sisteminin öğretmediklerini öğrenmeye çalışan gencecik insanlar, Kirazlımescit Sokağındaki kırk altı numaralı evden bir gece baskınıyla alınıp zindana atılmışlardı. Suçları, "Nur Talebesi" olmaktı.
7.78 ₺ -
Çığlık
İçim kan ağlayarak yazdığım bu romanı okurken bilmem siz ne düşüneceksiniz? Ben hep o günü hatırlayacağım. Çevik kuvvetin okulumun önüne yığıldığı o talihsiz günü. Başörtülü kızlarımı okula almamak için, Eyüp İmam-Hatip Lisesi önüne yığıldığı o talihsiz günü. Başörtülü kızlarımı okula almamak için, Eüp İmam-Hatip Lisesi önüne polis ordusu getirilmişti. Bir tarafta okumak isteyen 15-16 yaşlarında gencecik kızlar... Öbür tarafta onları okula sokmama emri almış silahlı, joplu, çelik yelekli polisler... Rabbim, kimseyi zalimler karşısında çaresiz bırakmasın. Kimseyi zalimlere boyun eğmeye mecbur etmesin. Yalnız ona güvenelim ve yalnız ona dayanalım. Boyun eğmeyelim, direnelim. Güçlü olmak için bir ve beraber olalım. Sivil toplum örgütlerine üye olalım., onları güçlendirelim, haksızlıklara karşı çıkalım. Ne zulüm yapalım, ne de zulme uğrayalım. Bu onurlu direnişin hikayesini okurken mendilinizle gözyaşlarınızı silecek, bu kadar zulme, dayatmaya, baskıya bu zavallı çocuklar nasıl dayanmış diya hayret edeceksiniz.
10.50 ₺ -
Aşkta Yanan Dede
Tanınmış yazarlarımızdan Muhsin İlyas Subaşı`nın kaleme aldığı Aşkta Yanan Dede romanı, gerçek bir hayat hikayesi. Bir Rum genci olan Diyamandi`nin Mevlana sayesinde İslam`a yönelmesi, kendi toplumuyla ve ailesiyle çeşitli sıkıntılar yaşaması, değişikliğini 55 yaşına kadar gizlemesi, bu romanın ana konusu. Diyamandi`nin nasıl Yanan Dede olduğu bütün ayrıntılarıyla bu eserde yansıtılıyor. Halkın Yaman Dede diye tanıdığı ve öyle bildiği Yanan Dede`nin hayat hikayesi, Mevlana aşkıyla yanıp tutuşması, bu uğurda ailesiyle ve toplumuyla çatışması, durumunu gizleme ihtiyacı duymasından kaynaklanan kimi çelişkiler yaşaması, bazı ibretli olaylar, edeb ve terbiye dersleri, hepimizi ilgilendirecek boyutta. Aşkta Yanan Dede, ayrı kültürlerin ve tarihimizin serencamını da gözler önüne seriyor. Bu kitabı okumakla, bir kültür hazinesi, bir hak aşığı ve edeb üstadıyla daha tanışmış olacaksınız.
8.40 ₺ -
Yeter Baba
Ailesine zulmeden gaddar bir baba. Onun yaptılarına boyun eğmiş bir anne. Her an dayak korkusu yaşayan çocuklar. Öyle bir aile ki, baba zulmü yüzünden evden dışarı çıkamıyorlar. Esra bu ailenin genç kızı. Bir gece yarısı uyandığında, babasının annesine yaptığı akıl almaz işkenceyi görünce beyninden vurulmuşa döner. Babası sigara izmaritini annesinin vücudunda söndürürken, kadın çığlık çığlığa gitmektedir. Annesinin bu durumunu gören Esra, babasının çekmecedeki silahını bulup ateş eder. Esra babasını vurmuştur. Hapishaneye düşen Esra, orada tanıdığı haticeden İslam`ı öğrenir. Uzun yıllar hapishane hayatı yaşayacağını düşünen Esra`yı bir sürpriz bekler: Babası, onca kurşuna rağmen ölmemiştir. Esra, hapishaneden çıkmak istememesine rağmen, babası kızını hapishaneden çıkarmak için uğraşır. Babasının gerçek niyetini bilen Esra için, hapishane dışarından daha emniyetlidir. Ne kadar suçlu olduğunu, hapishaneden çıkmak istemediğini söylese de, mahkeme Esra`yı serbest bırakır. Esra`yı eskisinden daha zor günler, acılar ve sürprizler beklemektedir. Yeter Baba!.. Gözyaşları içinde okuyacağınız ve unutamayacağınız bir roman.
5.95 ₺ -
Güneşe Uçan Kelebek
Bu roman, yaşanmış bir hayatın fazla detaya kaçılmadan aktarılan dilimleridir. Roman kahramanı Rabia, Alman asıllı müslüman olmuş bir genç kızdır. Halen Kayseri`de yaşamakta ve bir temizlik şirketinde işçi olarak çalışmakatadır. Çektiği acılara ve sıkıntılara rağmen imanını korumak için ülkesine dönmeyip, Türkiye`de sefalete katlanan Rabia`nın varolma mücadelesi, irkilerek ders alacağımız sahnelerle doludur. Şair ve yazar Muhsin İlyas Subaşı`nın kaleme aldığı bu roman bir kararlılığın destanıdır. Bizim insanımız, günümüzde de bağlandığı değerler uğruna katlanılması zor fedakarlığı taşıyanların bulunduğunu görerek öz eleştiri imkanı yakalarsa, "Güneşe Uçan Kelebek" yazılış amacını gerçekleştirmiş olacaktır.
5.60 ₺ -
Kalp Ağrısı
Farklı dünyalara ait iki ailenin ve iki kişinin, beklenmedik şekilde buluşması... Ailenin biri mütedeyyin, diğeri sosyete... Başlangıçta zıtlıklar, anlaşmazlıklar kendini gösterirken, durumun değişmesi bir kalp ağrısı sayesinde olur. Dindar bir erkekle, sosyete bir genç kızın aralarında oluşan kalp ağrısı, bütün zıtlıklarına rağmen ikisini birbirine yakınlaştırır. Ne var ki, dindar erkek inançları gereği, farklı dünyaya ait kıza uzak kalmak durumundadır. Kız ise hem anlayış göstermekte, hem de kendi aleminde kırılmaktadır. Çevresiyle mücadeleye girişi de işin başka boyutudur. Kalp Ağrısı, sıradışı duygusal bir roman.
5.95 ₺ -
Uzundereli İsmail
Roman Kahramanı arabasıyla yol alırken, çeşitli aksilikler yaşadıktan sonra, namaz için bir caminin önünde durur. Abdest alıp çıkmak üzereyken tuvalet bekçisiyle tanışır. Beyaz sakallı, güleç yüzlü ve yoksul bir ihtiyar olan adamı unutamaz. Rüyasında görünce, ertesi günü soluğu ihtiyarın yanında alır. İhtiyar rüyadan haberdar gibi gülümser, geleceğini biliyormuş gibi konuşur. "Ben Uzundereli İsmail" diyerek başlar konuşmasına ve hayat hikayesini anlatır. Uzundereli İsmail, dergahta yetişip büyüyen, düşmana karşı amansız mücadele vererek adını yiğitlerin arasına yazdıran tanınmış bir Kurtuluş Savaşı gazisidir. Okurken dehşete kapılacağınız, gözyaşlarınızı tutamayacağınız, soluksuz kalacağınız müthiş bir hayat hikayesidir Uzundereli İsmail'in hayatı. Bu roman gerek konuları ele alış şekliyle, gerek geçmişle bugünü içiçe yansıtması ve yorumlama biçimiyle farklı bir eser. Okumakla kalmayacak, başkalarına da okutmak için sabırsızlanacaksınız.
5.04 ₺ -
Alfya
Alfya bir kurgu değil. Bir hayal hiç değil. Alfya bir buçuk aya yakın birlikte olduğumuz bir Rusya`lı kız. Bir ay süresince tüm yaşadıklarını, İslam`a nasıl dönüş yaptığını, göz yaşlarını kimi zaman akıtarak anlattı. Evet kuzeyimizde, yanı başımızdaki Rusya`da binlerce Alfya var. Binlerce Alfya susuz kalmış toprak gibi, suya muhtaç balık gibi acılarla kıvranıyor. Uzatılacak bir el arıyorlar. Çırpınırcasına arıyorlar. Delicesine arıyorlar. Yalvarırcasına bekliyorlar. Alfya`lara ulaşmak için gayret istiyorlar. Bu denli uyuşukluğumuza, bu denli vurdum duymazlığımıza kimi zaman kızıp, kimi zaman ağlayarak bakıyorlar. Lütfen diyorlar, lütfen duyun bizi. Duyurun bizi.Alfya`lara ulaşmaka için bir kaç adım attım. Alfya`lara ulaşmak için bir kıpırdanış. Alfya`lara ulaşmak için bir silkiniş bekliyorlar bizden. Alfya`lar fazla bir şey istemiyorlar. Kendilerine doğruları anlatacak, doğrulara ulaştıracak muhabbet dolu yürekler istiyor. Binlerce Alfya el uzatmış, uzatılacak eller bekliyor. Çok geç olmadan birkaç adım. O kadar...
8.40 ₺ -
Gül Bahçıvanı
Gül Bahçıvanı, olayların farklı boyutta geçtiği, her yönüyle değişik bir roman. Adeta bir masal, bir hayal, bir rüya. Dikenköy, gülleriyle meşhur bir köy ve bu köyün en tanınmışı olan Haşim Bey. O''nun gül sevgisi, cennete benzer bahçesi herkesin dilindedir. Çok sevdiği karısı genç yaşta ölmüş, kızı İrem''le yalnız kalmıştır. En büyük dostları, yardımcıları, gül bahçıvanı Arif efendi''dir. Haşim Bey''in de ölümüyle İrem çocuk yaşta yalnız kalır. Bu yalnızlığın neticesinde hırçın, öfkeli, hayata küskün bir genç kız ortaya çıkar. Etrafını, yakınlarını kırar geçirir hoyratça. O''na yakın olmak, yardımcı olmak, onu anlamak oldukça zordur. Gül Bahçıvanı işte burada devreye girer. Gül Bahçıvanı''nın genç kızı kazanmak için yaptığı uğraşılar, kızın iyiliklere karşı direnişi büyük bir heyecanla sürer. Ve farklı bir roman, farklı bir dünyaya götürür okuyucuları.
3.85 ₺ -
Yıllar Yıpranmasın
İslami Şuura sahip, haza hanım efendi dava arkadaşım Necla Günay`ın, aile fertlerinin tümünü ilgilendiren bir kitap yazdığını öğrendiğim zaman çok sevindim. Zira islami kültürün hakim olabilmesi için herkes kapasitesine göre çalışmalıdır., bu kervana bir hanım kardeşimiz daha katılmıştır. Dünyaya İslam`ın bir yarısı erkek, öteki yarısı da kadınla yayıldığına göre, aynı şekilde devam etmelidir. 21. asır müslümanların şuurlandığı asır olduğundan, kadın erkek elele vererek, gerçek İslam`ın ruhunu sergileyeceğiz. Herşey aslına rucu edecek. Dilerim kardeşimiz bu romanı ve diğer eserleriyle ifratsız-tefritsiz olarak bu kervanda yolculuğuna devam eder. Emine Şenlikoğlu
5.95 ₺ -
Doğuda Aşk Böyle Yazılır
Ben bir düş gördüm bu gece. Kulağıma birkaç harf fısıldadı, lisanı lisanıma benzemeyen dudaklar. İlkin anlamadım, anlayamadım harflerin manasını. Gözlerim mavi ile kızıl arası renklere boğuldu. Renkler bir bir silinirken gözümden, bir adam gördüm kızıllıklar arasında. “Sen” dedim, “Sen şairsin.” Ya dudağındaki sözler neden bu kadar kayıp? Bu harfler de ne? “Anlamıyorum.” Gözlerini gözlerime çevirdi. “Okuma, dinle” dedi. Dinlemek için susmak gerekmiş. Sadece sustum. Ah yazabilseydim duyduklarımı! Ah işittiklerimi anlatabilseydim. Hatırımda üç ses kaldı sadece. Üç kayıp harf… Şairler rüyaya yattı o gece. Her birine bir harf nasib oldu. Birine susmak düştü, birine vuslat ve dahi birine yanmak düştü bu rüyadan. “Aşk” diyesi geldi şairlerin. Ama diyemediler. Her biri bir harf yazdı avuçlarımın içine. Rengi kızıldan maviye çalan mürekkeplerle üç harf yazdılar gözbebeklerimin içine… Üç harf işittim o gece. Üç harf; ayn, şın, kaf…
98.00 ₺ -
Her Şey Anını Bekler
Yağmur taşları eskitiyor, zaman yüzleri... Söylenmeyen her güzellik, kalp ağrısına dönüyor. Yazılmamış her söz ölüm oluyor sonunda. Sen, kalemde sakladıklarını beyaz kâğıtlara anlatmalısın. Ki hiçbir çığlık, tutulan sırların sessizliği kadar sağır edici değil... Ve yazarsan kâğıdın mürekkebi emmesi kadar, tutkulu yazmalısın. Yağmur taşları eskitiyor... Zaman, güncesini alınlarımızda tutmakta... Sen, yazmalısın Yaşamı saklamalısın kâğıtlarda. Çünkü geriye yalnız yazılanlar kalıyor... Yazar olmak isteyen, felsefeye meraklı bir genç... Fakat onun özelliği bir kitap karakteri oluşu... Yani sanal bir dünyada yaşıyor. Kitabın yazarı ve bu kitap karakteri anlaşıp kitabı birlikte yazmaya karar veriyorlar. Ortaya hem ilginç hem de keyifli bir kitap çıkıyor.
6.42 ₺ -
Yiğit Mustafa
ünahkar Baba, günah bataklığında sürüklenen bir aile babasının yanında çalıştığı bir genç vesilesiyle kurtuluşa eriş hikayesi…
70.00 ₺ -
Kırımlı Murat Destanı
Kırım’ın kaderi bu: Güneş her akşam hüzünle terk eder Kırım’ı. Her sabah acı bir günün üstüne doğar...Kırımlı Murat Destanı, Karasupazar’ın en heyecanlı ve en cesur delikanlısı Murat’ın ve Kırım Halkının bağımsızlıkları için verdikleri destansı mücadele…
70.00 ₺ -
Cimcime Tavşan
Piyesler, çocukların hayal gücünü geliştiren, sözel ve sosyal zekâlarını destekleyen yönleriyle iyi birer eğitim aracıdır. Bu kitapta tiyatromuzun ustalarından Hasan Nail Canat’ın çocuklar için yazıp oynadığı Cimcime Tavşan, Minderella, Kavuklu’nun Rüyası, Elveda Öğretmenim ve Çevrentoloji isimli piyesleri bulacaksınız. Çocukları güldüren, güldürürken düşündüren bu piyesler, ilkokul öğrencileri tarafından rahatlıkla sahnelenebilir. Evet Değerli Okuyucularımız Okul Tiyatroları Bu Piyeslerle Şenlenecek.
16.45 ₺ -
Bir Küçük Osmancık Vardı
Osmancık, ailenin biricik çocuğudur. Kötü emellerine yenik düşmüş, gözlerini para hırsı bürümüş bir çete tarafından kaçırılır. Ailesi Osmancığın hayatından çok endişe etmektedir. Bir an evvel biricik yavrularına kavuşmak isterler ve bunun için ne gerekiyorsa yapmaya hazırdırlar. Fakat bunu yapmak o kadar kolay olacak mı? Masum ve korumasız bir çocuk olan Osmancık, onu çok seven ailesine kavuşabilecek mi? "Bir Küçük Osmancık Vardı" bir solukta okunacak heyecan dolu, duygu yüklü bir ilk gençlik romanı..
56.00 ₺ -
Bir Avuç Ateş
Bir Avuç Ateş, inançlı bir ailenin, evin büyük oğlu Kenan’ın hırslarıyla olan büyük imtihanının hikâyesi…“Bugün sana gelemiyorum. Çünkü yüreğim kanarken sana gelemem. Yüzüme bakınca, yüreğimi en iyi sen görürsün. Gözlerimden ıstırabımı en iyi sen okursun. Belki otuz yıl önce, bir bayram sabahı, annemin avuçlarına kapanıp ağladığım gibi ağlarım bugün... O zaman sen yıkılırsın. Hayır! Görme ağladığımı, duyma hıçkırıklarımı, ben ağlayacak bir köşe bulurum...”
42.00 ₺ -
Beyaz Selvi
Halide Nusret’in gerçek bir hikâyeden yola çıkarak kaleme aldığı bu roman, cennet’ten cehennem’e düşen bir ailenin sade fakat feci alınyazısını konu alıyor… Aşkla, ihanetle, gururla, tutkuyla ve sadakatle örülmüş bu hikâyede günümüzden çok şey bulacak; bir selvi kadar güçlü, aynı zamanda narin olan Nadide’nin hüzünlü öyküsünü bir solukta okuyacaksınız… Nadie, adı gibi eşi benzeri bulunmayan, Halide Nusret′in deyimiyle “bir rüya ve hülya ikliminden” çıkıp gelmiş gibi asil, onurlu ve fedakâr bir kadındır. Doktor eşi Hâmid Bey ve üç çocuğuyla birlikte mutludur. Ancak bu mutluluk kendisinden yaşça küçük, ünlü bestekâr Dündar’a rastlamasıyla sona erecektir. “Bu esere ‘Roman’ demek bilmem ki doğru mu? Bu, zavallı bir gönül ve ömür hikayesidir; cennet’ten cehennem’e düşen bir ailenin sade, fakat feci alınyazısı… Ben bu sergüzeşti, ay’sız bir temmuz gecesinin çok yıldızlı gökleri altında bizzat kahramanının ağzından dinlemiştim. Bu toprağın değil, bir rüya ve hülya ikliminin mahlukuna benzeyen o bembeyaz kadına, bu hikayeyi yazacağıma dair söz de vermiştim. Bugün o, artık son ve ebedi rüyasına dalmış bulunuyor… Kendisine verdiğim söz, şimdi benim için mutlaka ödenmesi gereken kutsal bir borç mahiyetini aldı. İşte bu satırlarla ben, o borcu ödemeye çalışıyorum.” Halide Nusret Zorlutuna
6.16 ₺ -
Aynalar Koridorunda Aşk
Aşk insanın kalbini doldurmaya yeter mi? Caddede bir terapist yürüyor; insanları gözlemleyen ve yaşadıkları mutsuzluğun nedenlerini anlamaya çalışan bir terapist. Dr. Mavi, “Aynalar Koridorunda Aşk”ın kahramanı. Hepimizin yaşadığı duygusal karmaşaları tecrübe eden, varoluşun özünü anlamaya çalışan bir kahraman. Yüksek ökçeli kırmızı ayakkabılı kadın, etrafın ilgisini çekmek için sarmaş dolaş gezen sevgililer, önündeki arabayı sollayamayınca kendini değersiz hisseden BMW sürücüsü… Birer varoluş mabedi haline gelmiş kafeler, restoranlar ve buraları dolduran insanlar… Milyonlarca imge… İmgelerde varoluşunu arayan insanlar... Aynada kendini gördüğünü zanneden ama Beyaz’ın söylediği gibi asla görmeyecek olan, restoranda yemek yiyen kadın… Narsistleşmiş, benliğin mabedine hapsolup kendi varoluş gerçekliklerinden uzağa düşmüş, içlerindeki boşluğu aşkla doldurmaya çalışanlar... Peki, aşk insanın kalbini doldurmaya yeter mi? Sonsuz sevilme, değerli görülme ihtiyacını duyan insanın kalbini kim nasıl doldurur? Dr. Mavi, Beyaz, Kırmızı, Gri ve Sarı, rüyaların, gerçeklerin ve aynaların izini sürerek bu sorunun cevabını arıyorlar…
9.94 ₺ -
Aydınlık Kapı
II. Meşrutiyet yıllarından başlayıp 1940’lara kadar uzanan uzun bir dönemin romanı. Daha önce ‘Yaralılar’ adıyla tefrika edilen romanın ilk baskısı ile sonraki baskıları, bu yayında mukayese edilerek Halide Nusret’in romancılığının ayrı bir cephesi ortaya konuldu. Roman, biri aşkın ve ihtirasın peşinden giden, biri ise anneliği tercih eden iki kadın kahraman etrafında, Türk toplumunun yaşadığı medeniyet değişimini çarpıcı bir biçimde ortaya koyuyor.
14.80 ₺ -
Aşkın Sönmeyen Ateşi Yaman Dede
"Her şeyden ve candan geçtim. Bir damla su, bir damla gözyaşı idim, denize intikal ettim." Arkasında bıraktığı hayat kendisi için cehennemden farksızdı. Yaşayamadığı duyguları, söylemediği sözleri, gerçekleştiremediği hayalleri vardı. Her şeyi arkaya atarak girmişti istediği kapıdan, Mevlevihane’den içeriye. Osmanlı’nın son döneminde ve Cumhuriyet’in başlarında yaşayan, Diyamandî’den Yaman Dede’ye değişen ismiyle birlikte mesleğini, evini ve ailesini, dinini, hayatını kısaca her şeyini baştan kuran bir insanın etkileyici öyküsü… Yüz sürdü gerçi pâyine çok Müslüman Dede Molla-yı Rûm görmedi bundan Yaman Dede Yahya Kemal Beyatlı Türk Tasavvuf Musikisi çalışmalarından ve albümlerinden tanıdığımız Mustafa Demirci, tasavvuf birikimi ile yazdığı yeni kitabında oldukça ilginç bir şahsiyetin hayatını ele alıyor. “Mesnevi’yi bitirdim, daha doğrusu Mesnevi beni bitirdi.” sözü aslında yeni bir doğuşu müjdeliyordu. Diyamandî, iç dünyasında yaşadığı değişimin, değişmesi imkânsız bir zemine dönüştüğünü haber veriyordu. Artık Mevlâna’yı daha iyi anlıyor, İslâm’ın özüne daha güçlü bir inançla nüfuz edebiliyordu. Kendisini hiçbir zaman başka bir dine mensup olarak görmeyen, ancak imanını kemale erdirmek için çırpınıp duran bir gönül vardı içinde. Din değiştirmesiyle ilgili sorulan sorulara; “Ayrı bir varlığım kalmadı ki, ayrı bir dinim olsun.” cevabını veriyordu.
5.92 ₺ -
Aşk ve Zafer
Aşk ve Zafer, devrinde ‘Ümmü’l-Muharrirât (Yazarların annesi)’ unvanını almış Halide Nusret’in en çarpıcı romanı. Milli Mücadele yıllarında İstanbul’da ve Urfa’da yaşanan bir aşkın romanı. Roman, Milli Mücadele’nin Anadolu’da ve İstanbul’da yaptığı değişimleri, Urfa’nın kültürel dünyasını, Halide Nusret’in bakış açısıyla sunuyor. Roman, Halide Nusret’in biyografisinden kuvvetli izler taşımasıyla ayrıca önem kazanıyor. Roman, Urfa’daki hayat etrafında kadın meselesine yaptığı vurguyla öne çıkıyor.
9.25 ₺ -
Anka
Sadık Yalsızuçanlar’dan Niyazi Mısri’yi bugünlerde gezdiren müthiş bir roman… ‘İlkin gezginliğe çıkmak gerek; ancak sonra yurduna dönebilir, o zaman ötekileri anlayabilirsin…’ der Wittgenstein. Anka, bu gezginlerden birinin, bilgeler bilgesi Niyazi Mısri’nin Aspuzu’da başlayıp Limni’de son bulan, gerçekte âlemlerde olup biten gezisinin öyküsü. Anka’yı ilginç kılan, yalnızca tarihi bir anlatı olmakla kalmaması. Yalsızuçanlar, İslam bilgelerini bugünde yaşayan kahramanların hayatlarına dolayarak özgün bir anlatımla canlandırdığı kitap dizisinin üçüncüsü Anka’da Niyazi Mısri’yi konuk ediyor sayfalarına. Modern hayatın tam ortasında yaşayan Mehmet, Niyazi Mısri üzerine bir doktora tezi hazırlamaktadır. Daha hazırlık aşamasında büyük mürşidin ateşiyle yanmaya başlar ve onunla beraber bir meşakkat yolculuğuna çıkar. Karısıyla ve oğluyla da sorunlar yaşayan Mehmet için Mısri üzerine tez hazırlamak bir yerden sonra imkânsız hale gelir, içine girdiği manaları bir tezin sayfalarına sığdırmanın imkânı yoktur çünkü. Kadim bir hakikat adamının peşine düşen bugünün Mehmet’inin belki de asıl imtihanı, kendi zamanını büyük mürşidin adımları ile kat etmeye çalışmak zorunda kalmasıdır. Bilinç akışı tekniğiyle yazılan ve yoğun bir gönderme yükünün üstesinden başarıyla gelen Anka, edebiyatseverlerin unutamayacağı romanlardan biri olmaya aday. Yalsızuçanlar, daha önce “Gezgin” isimli romanında İbn Arabi’nin, “Cam ve Elmas”’ta ise Ebu’l Hasan Harakani’nin hayatını kalmıştır. Gezgin romanı “Der Wanderer” ismiyle yayınlandığı Almanya’da da büyük beğeni toplamıştır.
17.39 ₺ -
Yeniçeri
İmparatorluğun Son Akşamı′nın yazarı Hakan Kağan’dan heyecan dolu yeni bir roman: Yeniçeri/ Kılıç Kından Çıkınca Sultan Selim’in katliyle başlayıp Yeniçeri ocağının kaldırmasına dek süren olaylar içinde heyecan ve aşk dolu bir adam; Pir Elvan… III. Selim ile Napolyon arasında mektup taşıyan bir ulak, Bektaşiler arasında bir Mevlevi… Pir Elvan’ın sohbet arkadaşı Melling. Fansız mimar, seyyah, ressam… Gerçek bilgiler ve gerçek isimlerle nefes kesici bir serüven… Sultan Mahmut bir anda kararsızlaştı. Ateşin gözleri buğulu bir camın ardındaymış gibi bakıyordu. Umur görmüş devletlûlar ve ak sarıklı hocalar, padişahın bu mahzun duruşunun manasını kavramıştı. Sancak-ı şerif çıkar da asiler galip gelirse bu, devletin sonu olur, imparatorluk asilerin eline geçerdi. Bu ağır yükü kimse omuzlayamıyordu. Salona bir anda ölüm sessizliği çöktü. Herkes bu durumu kabullenmiş gibi boynunu bükmüş iken ileri doğru yürüyen dersiam hocası Abdurrahman Efendi’nin ayak sesleri boş kubbede yankılandı. “Muradımız din ve devletin bekası ise, bu asileri kırar geçiririz, değilse biz de bu din ve devlet ile batıp gideriz. Zillete düşmektense ölüm yeğdir, hünkârım. Hal böyleyken daha ne olma ihtimali vardır?” Hiddetinden elindeki tespih koptu, taneler mermer zemin üzerinde dağıldı. “Allah’ın izniyle onları işte böyle dağıtırız. Bu, Allah’ın bir işaretidir, hünkârım.” Mermer zeminde yuvarlanan taşların sesi kesilince gür sesiyle son sözünü söyledi. “Kılıç kından çıkmadıkça, kurt sürüsü hizaya girmez, hünkârım!”
9.25 ₺ -
Şebek Romanı
Anlam kaybına uğramış, şiddet dolu ultra-modern bir ortamda, gelenek, kendine özgü huzur ve dinginliğe hangi biçimde yol bulur? İnsanlığa, en karanlık, en çetin şartlarda yaşama gücü veren, ne türden bir derinliktir? Bir bilimkurgu parodisi olan “Şebek Romanı” bilimkurgu, mizah, tasavvuf gibi üç öğeyi bir araya getiren uzun bir öykü.
35.15 ₺