-
Vilayetler Sultanlığından Faziletlerin Sultanlığına Osmanlı
Bu önemli eser iki bölümden oluşuyor: "Vilayetlerin Sultanı Osmanlı" bölümünde; Osmanlı Devletinin siyasi, ekonomik, dini, askeri, sosyal ve kültürel yönlerini çok belirgin özellikleriyle göreceksiniz. "Vilayetlerin Sultanı Osmanlı" dönemi diyebileceğimiz geniş Osmanlı tarihi, olabildiğince titiz ve ayrıntılı araştırmayla gözler önüne seriliyor. "Faziletlerin Sultanı Osmanlı / Yağmurunu Özleyen Topraklar" adlı ikinci bölümde; Osmanlı`nın bugün vilayetlerin sultanı olmadığı, fakat faziletlerin sultanı olarak halen hayatiyet gösterdiğinin sayısız örneğini bulacaksınız.Osmanlı`nın hükmettiği üç kıt`ada halen insanların nasıl Osmanlı`yı şükranla andıklarını, bunaldıklarında "Ah Osmanlı!" feryatlarını yabancı halk, devlet adamı, ilim adamı ile yerli gazeteci, yazar, devlet adamı, iş adamı, öğrenci ve öğretmenlerin hatıralarından okuyacaksınız. Bazen şaşıracak, bazen gurulanacak, bazen de gözyaşlarınıza hakim olamayacaksınız.
9.80 ₺ -
Osmanlı İnsanı
* Osmanlı geldi geçti mi, yoksa hala yaşıyor mu? * Osmanlı bu günlere neler bıraktı? * Osmanlı hangi taraflarıyla yaşıyor ve yaşamalı? * Osmanlı insanını ve ahlakını bu yapısıyla 623 yıl ayakta tutan sırlar nelerdir. * Osmanlı`yı sevmeyenler, hatta düşman olanlar bile onun hangi taraflarının takdir ediyorlardı. Evet, Osmanlı`yı anlamak için onu meydana getiren insanları tanımak gerekir. Zaten Osmanlı`nın en büyük şansızlığı, torunları tarafından anlaşılmamasıdır. Bu eser, Osmanlıya 700. yıl yaş günü dolayısıyla sunulan bir gönüldür. Bu gönül Osmanlı`dan af diliyor, özür diliyor ve helallik istiyor.
10.80 ₺ -
Bu Vatanı Terkedenler
Hazin Olarak Terkedenler: Cem Sultan, Namık Kemal, Sultan Abdülhamid Han, Talat Paşa, Enver Paşa, Sultan 6. Mehmed Vahideddin, Abdülmecid Efendi, Prens Sabahaddin Bey, Çerkez Ethem, Refik Halid Karay, Filozof Rıza Tevfik, Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi, Mehmed Akif Ersoy, Rıza Nur, Ord. Prof. Dr. Ali Fuat Başgil, Muhsin Alev. Rezil Olarak Terkedenler: Mithat Paşa, Haluk Fikret, Mustafa Suphi, Sabiha ve Zekeriya Sertel, Nazım Hikmet, Sabahattin Ali, Zeki Baştımar, Dr. Hikmet Kıvılcımlı, Prof. Dr. İlhan Arsel. Bu Vatanı Terkedenler, tarihimizin meraklı bir sayfasından ibretler sunmayı hedefliyor. Bu baskısını yeni ilavelerle genişleterek dikkatlerinize sunuyoruz.
8.40 ₺ -
Osmanlılar ve Bilim
Osmanlı tarihinin en az incelenmiş tarihi konularından birine, Osmanlı bilim tarihine hasredilmiş olan bu kitap, Ekmeleddin İhsanoğlu'nun bu konuda yıllardır sürdürdüğü araştırmaların bir kısım sonuçlarını bir araya toplayan, yeni kaynaklara dayalı, yeni tespitleri ortaya koyan beş makale ile onların fikir ve metod çevresini çizen bir girişten meydana geliyor. Kitap, özellikle klasik dönem -devletin kuruluşundan Tanzimat öncesine- Osmanlı bilim ve eğitimini yeni bir bakış açısıyla ele alıyor ve değerlendirmeler getiriyor. İlk el kaynaklara dayalı orjinal çalışma niteliğinde makalelerde, Fatih Külliyesi medreselerinden Endülüs menşeli bilim adamlarının Osmanlı bilimine, tıp, astronomi, matematik, topçuluk sahalarındaki katkılarına; Osmanlıların Avrupa'da gelişen yeni tekniklerle temaslarından modern bilimlerin Türkiye'ye girişine kadar geniş bir konu yelpazesi inceleniyor. Bu kitap, bilim ve teknoloji karşısındaki bugünkü tavrımızı, 600 yıllık bilim tarihimizi göz önüne alarak yeniden belirlememiz için bizi düşünmeye sevk ettiği gibi hem tarihe hem de bilim-teknolojiye meraklı okuyuculara, Osmanlı tarihinin yeni bir yönünü ve Osmanlı bilim anlayışını keşfetme ve değerlendirme fırsatı veriyor.
7.00 ₺ -
Cihannüma
Mevlânâ Mehmed Neşrî'nin bu eseri kuruluş ve yükseliş devirlerine ait Osmanlı tarih yazıcılığının en iyi örneklerinden biridir. Müellifin, İkinci Bayezid'e sunduğu bu eserinde 14 ve 15. asır Osmanlı tarihi araştırmaları için orijinal ve doğru bilgiler bulunmaktadır. Güvenilir bir tarihçinin kalemiyle, akıcı ve anlaşılır bir Türkçeyle yazılmış olan Cihânnümâ, zevkle okunacak bir tarih ve edebiyat kaynağıdır. Denilebilir ki Osmanlı tarihinin ilk iki yüzyılı en geniş ve en doğru biçimde bu eserden okunabilir.
123.50 ₺ -
Şanizade Tarihi I - II
Bu eser, ilmiye mesleğinde üst seviyede müderrislik ve kadılıklarda bulunmuş; tıp, tarih, askerlik, matemematik, geometri, coğrafya ve edebiyat sahalarında yazdığı telif ve tercüme eserleriyle zamanının mühim ilim adamları arasında yer almış Şânî-zâde Mehmed Atâullâh Efendi tarafından, vakanüvis hüviyetiyle Âsım Târihi'ne zeyl olarak yazılmıştır.... Hazırlayan: Prof. Dr. Ziya Yılmazer
188.50 ₺ -
Abdi Paşa Vekayinamesi
Bu eser, XVII. yüzyıl tarihçilerinden Nişancı Abdurrahman Abdi Paşa'nın Vekâyi'-nâme isimli eserinin tenkitli metni ve tarihî kaynak olarak değerlendirilmesidir. Abdi Paşa, Sultan Dördüncü Mehmed Han'ın tahta çıktığı 1648 yılından itibaren vuku bulan hadiselerin bizzat şahidi olmuştur. 1648-1663 yılları arasındaki hadiseleri, her ne kadar daha önce telif edilmiş eserlerden yararlanarak yazmış ise de bu eserlerde mevzu edilen hadiselerin de mühim bir kısmının içinde yaşamıştır. Bu bakımdan yazdıkları güvenilir malumatı ihtiva etmektedir. Eserde müellifin bazı hadiseleri kendi bilgisi ve duydukları ile yetinmeyerek kaynağından tahkik ettiği de görülmektedir. Abdi Paşa öte yandan hazır bulunduğu hadiseleri anlatırken bazı konuşmaları aynen eserine almış, bunu güzel bir üslupla ifade etmiştir. Keza yukarıda da ifade edildiği gibi, eserine aldığı bazı takrir ve telhisleri, üzerinde değişiklik yapmadan aynen nakletmeyi uygun görmüştür. Vekayiname'yi dikkatle incelediğimizde üç kısımda mütalaa etmek mümkündür. Birinci kısımda 1058 (1648)'den 1074 (1663)'e kadar olan devreyi, kendisinden önceki kaynaklardan faydalanarak yazdığı görülmektedir. (vr.2b-51b). Vekayiname'nin ikinci kısım olarak itibaer edebileceğimiz kısmı ise müellifin vekayi tahririne memur oluşundan itibaren İstanbul Kaymakamlığı'na tayini dolayısıyla, padişahın ordu ile İstanbuldan ayrıldığı 21 Muharrem 1089 (14 Mart 1678) tarihine kadar geçen yaklaşık on beş yıllık devirdir. (ve.52a-142a). Üçüncü kısım ise 1089 (1678) yılında kendisinin sadaret kaymakamı olarak İstanbul'da kalması ile başlayan ve Basra valiliğine tayin edilmesine kadar devam eden (3 Ramazan 1093 - 5 Eylül 1682) devirdir. (vr. 143a-146b). Hazırlayan: Dr. Fahri Çetin Derin
87.75 ₺ -
Tevarihi Ali Selçuk
Oğuz-nâme, Selçuk-nâme, Târih-i Âl-i Selçuk gibi isimlerle anılan Tevârîh-i Âl-i Selçuk (Selçuklular Tarihi), Anadolu'da kaleme alınan ilk Türkçe eserlerin arasında sayılmaktadır. Türklerin tarih sahnesine çıkışından Osmanlılara kadar olan dönemi içine alan bir umumî Türk tarihi niteliği taşıyan eser yardımıyla; Türklerin tarih sahnesine çıkışları, İslâm öncesi Türk tarihi, Oğuz boyları, tamgaları, gelenekleri ile Selçukluların şeceresi, Türkiye Selçukluları, Gazan Han dönemi, Anadolu Beylikleri ve Osmanlıların Anadolu'ya gelişleriyle Kayı boyu hakkında detaylı bilgilere ulaşılabilmektedir. Bütün bunların yanında ele aldığı dönemin siyasî, sosyal ve kültürel tarihini günümüze yansıtan Tevârîh-i Âl-i Selçuk, kaleme alındığı Sultan İkinci Murad Han dönemindeki Osmanlı kültür hayatını, dil yapısını ve millî şuurdaki canlılığı günümüze taşımaktadır. Hazırlayan: Dr. Abdullah Bakır
669.50 ₺ -
Osmanlı Tarihi Cilt 2
Fâtih Sultan Mehmed Han Devrinin Diğer Hâdiseleri, Sultan İkinci Bâyezîd Han Yavuz Sultan Selim Han, Kânûnî Sultan Süleyman Han. Bu 4 Osmanlı padişahının hayatı, devirlerindeki hâdiseler... Orijinal kaynak ve vesîkalar... Resimler, haritalar ve krokiler... Geniş Kronoloji... Muasır Yabancı Devletler ve Devlet Adamları... Tamamı renkli, husûsî baskı...
617.50 ₺ -
Osmanlı Tarihi Cilt 3
Sultan İkinci Selim Han Sultan Üçüncü Murad Han Sultan Üçüncü Mehmed Han Sultan Birinci Ahmed Han Sultan Birinci Mustafa Han Sultan İkinci (Genç) Osman Han Sultan Dördüncü Murad Han Bu 7 Osmanlı padişahının hayatı, devirlerindeki hâdiseler... Orijinal kaynak ve vesîkalar... Resimler, haritalar ve krokiler... Geniş Kronoloji... Muasır Yabancı Devletler ve Devlet Adamları... Tamamı renkli, husûsî baskı...
617.50 ₺ -
Kanije Müdafaası
Kanije müdâfaası esnâsında Tiryâki Hasan Paşa'nın tatbik ettiği harp teknikleri o kadar mâhirâne idi ki târihte eşi ve benzeri bir daha yaşanmamıştır. Hasan Paşa evvelâ, düşman askerine hiç top attırmamış ve süvarileri dışarı çıkarmamıştır. Böylece düşman, kalede top ve süvari olduğunu bilememiştir. İlk hafta kale kapıları dahi kapatılmamış, gâzîler mütemâdiyen yaptıkları hücumlarla düşmanı epey hırpalamışlardır. Bir taraftan vezîriâzamdan yardım isteyen, fakat onun yardıma gelemeyeceğini öğrenen Hasan Paşa, vezîriâzamın ağzındanmış gibi, kendi yazdığı yardım mektuplarını okuyarak kale müdâfîlerinin mâneviyatlarını kuvvetlendirmiştir. Diğer taraftan, güyâ serdâra gönderiyormuş gibi, bir takım aldatıcı haberlerle dolu mektuplar yazdırıp bunların düşman eline geçmesini temin ettirmiştir. Böylece düşmanlar kalenin ahvâlinden sıhhatli bir haber alamamışlar, üstelik aralarında ihtilaflar çıkmış ve korkuya kapılmışlardır. Düşman eline geçen üçüncü bir mektup ise, düşmanın muhâsarayı kaldırması ve ağırlıklarını bırakarak kaçmasını temin etmiştir. - Tiryâki Hasan Paşa ve Kanije Müdâfaası - (Orijinal İsmi:Târih-i Tîr Hasan Paşa) - Hazırlayan: Kemal Erkan
29.25 ₺ -
Osmanlı Tarihi 4
Osman Gazi'den Sultan Vahidüddin Han'a kadar olan 9 Osmanlı padişahının hayatı, devirlerindeki hâdiseler, orijinal kaynak ve vesîkalar, resimler, haritalar ve krokiler, geniş kronoloji, muasır yabancı devletler ve devlet adamları... Sultan İbrahim Han Sultan Dördüncü Mehmed Han Sultan İkinci Süleyman Han Sultan İkinci Ahmed Han Sultan İkinci Mustafa Han Sultan Üçüncü Ahmed Han Sultan Birinci Mahmud Han Sultan Üçüncü Osman Han Sultan Üçüncü Mustafa Han Osman Gazi'den Sultan Vahîdüddin Han'a OSMANLI TARİHİ - 4
617.50 ₺ -
Osmanlının Son Kilidi Çanakkale 1
İtilaf Devletleri, yüzlerce gemi ve sömürgelerinden topladıkları yüzbinlerce askerden oluşan kuvvetleriyle Osmanlı'nın Son Kilidi Çanakkale'yi geçmek ve payitaht İstanbul'u ele geçirmek için 3 Kasım 1914'te Boğaz'a dayanmıştı... Aylarca süren savaşlarda Osmanlı askerleri, yüreklerindeki vatan sevgisi ve iman gücüyle devletin bu son kilidini açtırmamak için vücutlarını siper ederek Çanakkale'yi düşmana dar etmişlerdi... İşte bu kitap, Çanakkale'deki cansiperâne mücadeleyi farklı yönleriyle ele alan makalelerden oluşmaktadır. Şehitlerimizin aziz ruhlarına ithaf olunur...
117.00 ₺ -
Fatih'e Nasihat
Şimdi Ey Oğul! Bu dünyada üç türlü insan vardır: Biri; akıl ve fikri yerinde, tedbirli ve hiçbir mantıksızlığı olmayanlar İkincisi; kendilerinden böyle olmayan, tuttukları yolun doğru ve eğri olduğunu kendileri bilemeyen, fakat nasihat edildiğinde bunu kabul eden akıllılar ki bunlar işitip kabul ettikleri nasihatlerle amel ederler Üçüncüsü ise, ne kendileri bir şeyden haberdar olan ve ne de yapılan ikazlara, nasihatlere kulak asanlar, bunlar kendi istediklerini yapar ve her şeyi bildiklerini sanırlar. Ve bunlar diğerlerinden daha alçaktırlar. Sakın üçüncülerden olma!
29.25 ₺ -
Osmanlı'nın Gölgesinde Açe
Osmanlı'nın hizmet ve hamîlik prensibi için yer ve mekân tayini güç, hatta imkânsız. "İnananlar kardeştir." ayet-i celîlesi mucebince nerde bir inanmış varsa orada Osmanlı'nın gölgesi vardı; hizmet, merhamet ve sıyanet gölgesi! İşte bu kitap, dünyanın neredeyse öbür ucunda, Güneydoğu Asya'da yer alan Açe'de, İslam ile müşerref olan kardeşlerimizden bahsediyor. Endonezya'nın söz konusu adası ve diğer bölgelerinde yaşayan ahalinin menşei, hayat tarzları, giyim-kuşamları, konuştukları diller vs. hakkında dünü ve bugününe dair derli toplu malumat veriyor. Osmanlı'nın oralarda yaşayan bu dindaşlarımıza yaptığı yardımlardan, ağabeylikten dem vuruyor. Hatta eserin asıl mütercim ve müellifi Muhterem Mehmed Ziya Bey, bir parça daha ileri gidip kitapta insan ırkının nasıl türediğini, dillerin yapı ve çeşitliliğini dahi anlatıyor.
48.75 ₺ -
Bir Cihan Devletinin Tasfiyesi
Sultan İkinci Abdülhamid Han'ın tahttan indirilmesinden sonraki siyasî gelişmeler, Yıldız Sarayı'ndaki tasfiye faaliyetlerinin başlamasına sebep olmuştur. Bunun için Yıldız Sarayı'nda tasfiye amacıyla bir komisyon kurulmuştur. Yıldız Sarayı Müzesi'nde gerçekleştirilen tasfiye faaliyetlerinin önemli bir belgesi olan ve elimizdeki çalışmanın konusunu oluşturan Yıldız Sarayı Müzesi Tasfiye Komisyonu'na ait bu defter, Sultan İkinci Abdülhamid'in sanat anlayışını gösteren karineler içermekle birlikte, Osmanlı kültür ve medeniyeti ile ilgilenenler için de önemli bir kaynak özelliği taşımaktadır. Bunun yanında defter, Osmanlı müzecilik tarihi bakımından da göz ardı edilemez bir değere sahiptir. Bu bağlamda, defterin neşrinin yanı sıra yapılan detaylı indeks çalışmasının bu amaca hizmet ettiğini ve defterde karışık bir şekilde kayda geçirilen objelere daha derinlemesine bir yaklaşım sağlayacağını da hatırlatmak isteriz. Bu indeks çalışmasıyla, defterde yer alan objeler sadece adlarıyla ele alınmamış, kendilerini oluşturan fizikî özellikleri de dikkate alınarak oldukça kapsamlı bir çalışma ortaya konulmuştur.
107.25 ₺ -
Tarih Bizi Çağırıyor
Yaşanılan zaman, geçmiş ile gelecek arasında kurulu bir köprüdür. Bu köprünün sağlamlığı, geleceğe dair olan inanç ve umutların yanında geçmişle olan irtibatın devamlılığna da bağlıdır. Bu manada kültürümüz ve köklü mazimizin miraslarını yad etmek, toplumumuzun hafızasını tazelemek çok büyük bir önem arz eder. Tarih bizi çağırıyor... Günümüzü daha iyi anlayabilmek, geleceği daha sağlam inşa edebilmek için... Bugün yaşanan problemlerin temelinde yatan unsur, tarih bilmezlik olduğu için tarih bizi çağırıyor
71.50 ₺ -
Kibrit Kutusundaki Sarıkamış Sibirya Günlükleri 1915 1917
"Yine bu seneyi de ikinci defa olarak esarette bin türlü düşünceler arasında geçiriyoruz. Bir taraftan Ruslar Erzincan'ı geçmiş, İngilizler Bağdat'a yaklaşmış; diğer taraflarda ailelerimizden bir haber yok. Esaretin günden güne verdiği ızdırabı da artmakta... Her zaman her taraftan derin bir meçhuliyet. Ya Rab sen bari hiç olmazsa çekilen azap ve ızdırapları, katlanılan müthiş mahrumiyetleri telafi edecek mülk ve milleti tes'ide hadim bir sulh nasip eyle ki şimdiye kadar Garplıların mahkum-ı zulmü olan sevgili, zavallı Türkiyemiz yükselsin, tahkir edilen Türk bayrakları her tarafta şanla dalgalansın. Biz de şad olalım..." Fuad Tokad, 1915 yılında henüz öğrenci iken Birici Dünya Savaşı'nın başlamasıyla orduya katılmıştır. Kafkas cephesine sevk edilmiş, Erzurum'da Ruslarla yapılan bir çatışmada esir düşmüş ve iki sene kadar esaret hayatı yaşamıştır. Fuad Tokad günlüğünün ilk cildini Sarıkamış'ta Ruslarla esir düşmeden evvel de diğer cildini de esaret altında bulunduğu yıllarda çok gizli bir şekilde yazmıştır. Öyle ki bütün hissiyatını ve aldığı bütün haberleri yazdığı bu defterleri bir kibrit kutusuna sığacak şekilde, elinde dikerek hazırlamıştır. Şimdiye kadar Birinci Dünya Savaşı'na dair önemli hatıralar neşredilmesine rağmen, esaret altında yazılmış bir günlüğe pek rastlanmamıştır. Fuad Tokad'ın askerlik sırasında ve esarette gizlice tuttuğu bu günlük, hem Kafkas Cephesi'yle ilgili sıcağı sıcağına yazılmış duyguları hem de hakkında çok az şey bilinen, hatta büyük bir kısmı unutulan Sibirya'daki esir askerlerimizin yaşadıkları üzerine önemli bilgiler içeriyor. Fuad Tokat zaman zaman okuru çarpışmaların ortasına götürürken, zaman zaman da memleketten binlerce mil uzakta vatan için çarpan bir kalbin hislerini paylaşıyor.
17.89 ₺ -
Kutsal Proje
Yüzyıllar boyu izledikleri politikalar ve ortaya koydukları projelerle tarih sahnesine damgasını vuran Osmanlılar, bu sefer de son büyük projelerinden biri olan demiryolu hatları projesiyle karşımıza çıkıyor. Suriye-Filistin-Hicaz-Bağdat ve Yemen Demiryolları'nı inceleyen bu kitap, Osmanlı'nın Ortadoğu'daki demiryolları projesini bütün yönleriyle ele alıyor. Osmanlı yönetimleri, demiryollarını, sadece hızlı bir seyehat vasıtası olarak görmediler; aksine, onlar, kendine hammadde kaynakları ve sömürülecek yeni pazarlar arayan Avrupa emperyalizminin tehdit ve saldırılarını bertaraf etmek; ülkenin merkezle uzak vileyetleri arasında uzun süredir zayıflamaya yüz tutan bağları yeniden güçlendirmek istediler. Prof. Dr. Ufuk Gülsoy'un uzun yıllardır üzerinde çalıştığı, Arap topraklarındaki Osmanlı demiryolu yatırımlarının bütününü içine alan ilk derli-toplu ilmi kitap niteliğini taşıyan, Osmanlı arşiv belgeleri başta olmak üzere, birinci elden kaynaklar ve geniş bir literatüre dayalı olarak hazırladığı bu eser, aynı zamanda, haksız ve mesnedsiz olarak, Osmanlıların, Arap dünyasını sömürdüklerini ileri süren çevrelerin ne denli tarihi gerçeklerden ve ilmi objektiflikten uzak hükümler vermiş olduklarını oraya çıkartıyor.
18.25 ₺ -
Bilinmeyen Tarih
Tarih, uçsuz bucaksız bir bilgi denizi... Şehzadeler, paşalar, savaşlar, olaylar ve isyanlara adını vermiş isimler... Bu kelimelerin aslında tam olarak ne oldukları, nereden geldikleri, ne ifade ettikleri pek çoğumuz için büyük bir muamma... Peki ya bu muammanın cevapları nelerdi? Bu kitap başka bir kitap, içindekilerse başka bir tarih... Bilmediklerinizin peşine düştüğünüzü bu yolculukta tarih denizine attığınız her bir oltada yeni bir bilgiyi yakalama imkanını bulacaksınız. *Düzmece Mustafa'nın düzmeceliği nedir? *Kara Murat neden karaydı? *Neden Saadettin Köpek? *Patrona Halil'in asıl mesleği neydi? *Öküz Mehmet Paşa bu lakabı neden aldı? *Vaka-yı Vakvakiye'nin aslı nedir? *Çırağan Sarayı'nın adı nereden geliyor? *Demirbaş Şarl'a bu lakabı kim verdi? Ve daha birçok aklınıza takılan soru... Öğrenciler, öğretmenler ve tarihseverler, ders çalışırken, kitap okurken karşınıza çıkan bilmediğiniz, anlamını merak ettiğiniz birçok kelimenin cevabı bu kitapta...
7.77 ₺ -
Osmanlı'nın Kayıp Atlası
Kuruluş, yükselme, duraklama, gerileme ve çöküş... Üç kıtaya yayılmış, onlarca ayrı kültür, din, dil, ve etnisiteye sahip halkları 600 küsür yıl beraberce yaşatmayı başarmış bir cihan devletinin, kitaplarımızda içine sıkıştırıldığı kalıp bu. Bu kalıptan çıksa çıksa bir karikatür çıkabilirdi, nitekim çıkan da o olmuştur. Peki neden yapılmıştır bu beyin amaliyatı? Bir daha bu topraklarda "Osmanlı" benzeri bir oluşumun ortaya çıkması istenmemişti de ondan. Bu tehlikeli 'millet'in, ecdadının bir zamanlar neler yaptığını öğrenirse sıkıştırıldığı kalıpları kırmak gibi bir alışkanlığı olur, bu da kurulmak istenen düzenin altına bomba koymak anlamına gelirdi. Onun içindir ki, Osmanlı yıllar yılı kötülendi, aşağılandı, küçük görüldü, artıları bile eksiye dönüştürüldü.
11.15 ₺ -
Kadılar Kitabı
Elinizdeki küçük kitapçık, bilimsel bir iddiadan öte, kültürel bir gaye taşır. İstedik ki, kadılarla ilgili birtakım anekdotlar, epizotlar, uydurma da olsa tarihe yansımış öyküler ve fıkralar kenarda köşede kalmasın, derlenip iki kapak arasına girsin ve böylece okuyucu tarih boyunca hukuk serüvenimizle alâkalı fikirlerini kendisi oluştursun, eğer hukuk ile yakından ilgiliyse tavırlarını ona göre düzenlesin, eski meslektaşlarının hayatlarından kesitler görerek kendisini yeniden formatlayabilsin. Çünkü denilmiştir: Bulunmazsa adalet milletin efrâdı beyninde Geçer bir gün zemine, arşa çıksa pâye-i devlet Vatandaşlar arasında adalet ve eşitlik kaybolunca,itiban arşa çıkmış olsa da, devlet, bir gün yerin dibine geçer.
73.00 ₺ -
Tanzimat'tan 12 Mart'a Kılık Kıyafet Ve İktidar
Türkiye’de yaşanan başörtüsü yasakları ve bunlara bağlı gelişmeler, Müslümanların geleceğinin tarihi açısından oldukça anlamlı bir yere sahiptir. Bu son yıllarda başörtüsü etrafında o kadar çok şey yazıldı ve söylendi ki, sonuç olarak acaba biz neler yazmışız, neler söylemişiz, diye sordum kendi kendime. Gördüm ki, bütün yazılanlara ve konuşulanlara rağmen hâlâ anlaşılmamış, çarpıtılmış ya da üstü örtülmüş konular var. İktidarlar gizli ya da açık yasaklara kılık-kıyafetle uğraşmayı, kılık-kıyafeti kendi yönelimlerine göre belirlemeyi hep gündemlerine almışlar, gün gelmiş örtülü hanımların okuyarak meslek sahibi olmalar yerine üniversitelerden uzaklaştırılarak toplumda etkin konumlara gelemeyişlerini programlamışlar. Bu programlayışta Batılı anlamda “insani değerlerin” ikiyüzlülüğü somutlaşmakta. Elinizdeki araştırma, bu konuyu kılık-kıyafetin iktidarlarla ilişkisi ekseni üzerinde ele aldı. Kılık-kıyafet ile kimlik arasındaki o doğal bağlantıya, dolayısıyla kılık-kıyafetin iktidarlar karşısındaki durumuna açıklık getirmek amaçlandı. Yıllar boyu İslamcılarla Batıcılar arasında süregelmiş örtü tartışmalarına yer verildi.
215.35 ₺ -
Osmanlı'da Mahkum Olmak
Osmanlı’da Mahkum Olmak, zindan kültüründen hapishanelere geçişi, hapishanelerde yapılan reformu, Cumhuriyet ile kurulmuş yeni bir devlete devredilen ceza infaz kurumlarını ve bu kurumların özelliklerini belirleyen bir çalışmadır. Özellikle, Abdülmecit, II. Abdülhamit ve II. Meşrutiyet dönemlerinde, hapishanelerin gelişimi ile ilgili yapılan büyük değişikliği derinlemesine ortaya koyma amacını taşımaktadır.
83.95 ₺ -
Ortaçağ İslam Dünyasında Siyasi Düşünce
Siyasi düşünce, en geniş anlamda, gücün kullanımı konusunda, betimleyici olmaktan ziyade sıkı kurallar koyan bir düşünme biçimi olarak tanımlanabilir. Siyasi düşünce, gücün nasıl ve hangi amaçlara yönelik olarak kullanılacağını araştırır. Siyasi gücün sayısız türleri vardır, ancak siyasi düşünce bunlardan yalnızca biriyle ilgilenir: Hükümetlerin aile, köy ve kabileler üzerinde uygulamakta olduğu ve hepimizin devlet diye bildiği kurum tarafından uygulanan güç türüyle. Ancak içinde şekillendiği toplumsal düzeni ve insan etkinliklerini koordine eden diğer iç ve dış kaynaklı organizasyonları dikkate almadan devlet üzerine fikir yürütmek neredeyse imkânsızdır. Bu kitabın yazılış amacı İslam dünyasında siyasi düşünce hakkında bilgi sahibi olanların bilgi düzeylerini yükseltmek, aynı zamanda da bu alanı yeni tanımaya başlayanlara yardımcı olmaktır.
295.65 ₺ -
Osmanlı'da Köle Olmak
Osmanlı'da Köle Olmak'ta. Osmanlı köleliğinin diğer ülkelerdeki kölelik anlayışından farklı yönleri ortaya konmuş; Osmanlı'daki köle kaynakları, köleliğin bir kurum olarak işleyiş biçimi ve kuralları, toplumun, köle tüccarının, yabancı gezginlerin, devlet erkânının ve resmi kurumların bu kuruma bakışı ve Osmanlı'da köle emeğinin kullanıldığı alanlar, ayrıntılı olarak ele alınmıştır. Osmanlı'da köleliğin tanımının yapıldığı ve diğer gelişmelerin ayrıntılı bir şekilde anlatıldığı bu çalışmada, kölelik kurumu, süreç içinde hem Osmanlı yaşam kültürü içinde ele alınmıştır. Osmanlı'da köle ticaretinin gelişerek büyük bir sektöre dönüşmesi ve ardından başlatılan uluslararası "kölelik karşıtı" hareketle değişen süreçte Osmanlı'nın konumu ve "köleliğin kaldırılması" üzerinden devlet olma özelliğini koruma çalışmaları da titizlikle ortaya konmuştur.
178.85 ₺ -
Adabı Muaşeret
"Osmanlı İmparatorluğu'nda, 19. yüzyılda girdiği hızlandırılmış modernleşme sürecinde 'muassır medeniyetlere' yetişme gayretlerine paralel olarak bir noktadan sonra Batılı davranış kodlarına da ilgi duyulmuş, 19. yüzyılın sonlarından İtibaren Batı'nın uygar davranış anlayışına uygun âdâb-ı muaşeret kitapları kaleme alınmaya veya doğrudan tercüme edilmeye başlanmıştır. Bu gelişmeyi, sadece her bakımdan üstünlük atfedilen Batı'yı körü körüne taklit etmek olarak algılamak yanlış olur. Modernleşme süreci içinde, geleneksel davranış kodlarının zorlanması ve değişim ihtiyacı duyulması doğaldı. Nitekim, 19. yüzyılın ortalarından itibaren Osmanlı aydınları geleneksel zaman, mekân ve ilişkileri anlayışının modernleşmeye {o zamanların ifadeleriyle; asrın gereklerine, ilerlemeye) mani olduğundan şikâyet etmişlerdir. Daha o zamanlarda, aile yaşantısı, misafirlik âdabı gibi konularda 'özel hayat' kaygısının olmaması dikkat çekmeye başlamıştı. Ancak, Osmanlı modernleşmesinin her alanında olduğu gibi davranış kodlarının değişiminde de, işlevsel kaygılarla Batılı kodlara doğrudan bir 'üstünlük' atfederek bunların doğrudan İthali ve benimsenmesi gerektiği anlayışı birbirine karışmış durumdaydı. (...) Nevin Meriç'in 1894-1927 arası âdâb-ı muaşeret kitapları konusunda yaptığı bu çalışma, Osmanlı modernleşmesinin daha önce fazla önemsenmeyen bir alanına dikkatimizi çekmesi açısından çok değerli bir çalışma."
237.25 ₺ -
Sultan 2. Abdülhamid Ve Zamanı
Sultan II. Abdülhamid ve Zamanında, öldürülmekten ve hürriyetten korkan bir padişahın, Sultan II. Abdülhamid'in hayatına dair pek çok ayrıntı birinci derece yakın tanıklar tarafından dile getiriliyor. Tarihimizde Hayal Olmuş Hakikatler adlı eseriyle tanınan Ahmet Semih Mümtaz'ın gazete ve dergilerde kalmış yazılarından oluşturulan bu kitapta ayrıca dönemin sosyal ve siyasi olayları, devlet adamları, İstanbul ve taşra yaşantısı, eski İstanbul'un ve Boğaziçi'nin unutulan özellikleri ve mekânları da anlatılmaktadır. “Boğazına düşkün olmayan padişah, ne zaman karnı acıkırsa o zaman yemek yerdi ve hangi dairede veya odada bulunuyorsa oracıkta yerdi. Ancak kendisine mahsus bir yemek odası yoktu. Onun için şurada burada yemek yerdi. Bazen bulunduğu mahalde sofrayı kurmak müşkülatı görülünce gülerek şunları söylerdi. "Daha bir yemek odamız yok, bu göçebelikten ne zaman kurtulacağız" dermiş. Bunu ikinci kilercisi Hüseyin Efendi'den duymuştum.
266.45 ₺