-
Hürriyet ve İtilaf Fırkası 2. Meşrutiyet Devrinde İttihat ve Terakki'ye Karşı Çıkanlar
Hürriyet ve İtilâf Fırkası, II. Meşrutiyet devrinde faaliyet gösteren ikinci, ancak bu devrede kurulmuş olanlar içinde birinci büyük partidir. Kuruluşundan kısa bir müddet sonra İstanbul araseçimlerini kazanmış, bundan ötürü iktidar olma yolunda büyük ümitlere kapılmış, bu durum ise İttihat ve Terakki'yi ürküterek Meclis'in feshiyle neticelenen siyasî gelişmeleri başlatmıştı. Çok partili siyasî hayatımızın, 1946 seçimleriyle birlikte en çok tartışılan 1912 seçimlerinde, Hürriyet ve İtilâf Fırkası Meclis'ten tasfiye edilerek siyaset sahnesinden uzaklaştırılmıştır. Fırka hakkındaki bu çalışma, fırkanın kurulduğu 21 Kasım 1911'den 11 Haziran 1913 tarihine kadar olan devrenin de anahatları ile siyasî hikâyesini vermektedir. Yine ilk defa bu çalışma ile Hürriyet ve İtilâf Fırkası hakkında devam eden birçok yanlış hüküm birinci elden kaynaklara dayanılarak irdelenmekte ve siyasî muhalefet fikri tahlil edilmektedir.
300.00 ₺ -
Tarih Uğrunda Matbuat Aleminde Birkaç Adım
Tarih, matbuat tarihi, hatırat ve biyografi alanında yayınlanmış kitapların tenkidine dair yazıları bir araya getiren Tarih Uğrunda, XIX ve XX. Yüzyıl kültür ve yayın hayatımız için çok nadide bilgiler ve değerlendirmeler ihtiva eder. Sadeleştirme ve Latin harflerine aktarma türündeki çalışmaların, metodolojik ve bilgi zaafları konusunda ise bir ders kitabı mahiyetinde. Kilisli Balhasanoğlu Necip Asım Yazıksız'ın aziz hatırasına.
187.50 ₺ -
Tarih Yolunda Yakın Mazînin Siyasî ve Fikrî Ahvâli
İttihat ve Terakki tarihi başta olmak üzere yakın dönem siyasî tarihimizin, cemiyetleşme ve partileşme teşebbüslerinin, propaganda risâlelerinin seyri ve muhtevelarına ilişkin vazgeçilmez bir kaynak. Ayrıca hususi hikâyeleri olan bazı tarih ve düşünce tarihi kitaplarına ve matbuat yasaklarına uğramış risâlelerin ve yazarlarının dikkat çekici yönlerine dair araştırmalar da yer alıyor. Prof. Dr. Osman Turan'ın aziz hatırasına.
202.50 ₺ -
Tasavvuf ve Tarikatların Tarihi
Hem bir yaşama biçimi hem de bir bilgi edinme yolu olarak tasavvufun İslâm kültüründe çok etkin ve yaygın bir yere sahip olduğu bilinen bir gerçektir. 1918 yılında sırf İstanbul'da faaliyette bulunan dergâh sayısının üçyüze yaklaşması bu konuda bir fikir verebilir. Bu eserde tasavvuf ve tarikatlar, tarih içindeki gelişme çizgileri de gözönünde bulundurularak, ana hatlarıyla verilmeye çalışılmış; Giriş'te genel bilgiler, tasavvuf, sufî ve ilgili terimler, 1. bölümde tasavvufun Kur'an ve hadisteki kaynakları, 2. bölümde tasavvufun seyri, 3. bölümde tarikatlar hakkında genel bilgi ve belli başlı tarikatlar, 4. bölümde vahdet-i vücut, 5. bölümde tasavvufun tesirleri ve tenkidi üzerinde durulmuş, bütün bu bölümlerde belli başlı terimler, unsurlar ve kitaplar tanıtılmıştır. Konular özellikle de terimler üzerinde durulurken edebî verimlerden örnekler verilmesi bu çalışmanın ayrı bir özelliğidir.
187.50 ₺ -
Veysel Karani Ve Üveysilik
Tasavvuf tarihinde ve müslüman halkın İslâm anlayışında destansı ve önemli bir figür olan Veysel Karanî hem gerçek hayatı hem de menkıbevî kişiliğiyle ele alınıyor. Tasavvuf ve tarikatlar tarihinde bir neşve ve seyrüsülûk tarzı olan üveysîlik, Veysel Karanî'ye nisbeti dolayısıyla genişce ele alınıyor.
346.50 ₺ -
Özgürlüğe Kaçışım Hapishaneden Notlar
Bosna Hersek’in özgürlük ve bağımsızlık mücadelesinde en başat rolü oynayan Aliya İzetbegoviç’in hapis günlerinde fikri dünyasında derinleştiği notlarının derlemesidir Özgürlüğe Kaçışım.Yaşamının neredeyse tamamı özgürlük mücadelesi ile geçen İzetbegoviç, bulunduğu coğrafyayı ve dünyayı tüm yönleri ile kavrayabilen, geçmişi ve yaşadığı çağı farklı disiplinler içinde değerlendirebilen çok yönlü kişiliği ile son yüzyılın en önemli düşünürlerinden biridir. Aliya İzetbegoviç, Özgürlüğe Kaçışım ile temel hak ve özgürlükler, din, siyaset, bilim, ilim ve sanat gibi birçok kavramı engin bilgi birikimi ile damıtıp biz okuyucuya hakikati göz hizasına getirecek eşsiz bir eser sunmuştur.
175.20 ₺ -
Ortadoğuya Dair Yirmi Tez
Tarihin ve coğrafyanın merkezini teşkil eden Ortadoğu, -hepsi de gayet somut ve gerçek birçok nedenden ötürü, dünyanın en önemli bölgesidir. Bu bölgede yaşayan insanlar olarak, bizlerin birinci sorumluluğu, Ortadoğu’yu gerçekçi, makul ve derinlikli bir bakışla kavramaktır. “Ortadoğu’ya Dair Yirmi Tez”, ismindeki ‘tez’ sözcüğünün de ifade ettiği şekilde, iddia barındıran, çıkarımlar yapan, bazı noktalarda neticelerin ancak istikbalde ortaya çıkacağı tahminler içeren 20 ayrı bölümden oluşuyor. Bölgeye neden ve ne zamandan beri ‘Ortadoğu’ dendiğinin açıklamasıyla başlayan anlatım, Türkiye’nin de içinde yer aldığı coğrafyanın tarihindeki çeşitli dönemleri, tarihten günümüze taşınan unsurları, bugün ilk bakışta belki fark edemediğimiz ama kesinlikle aktüel hayatın tam ortasına denk düşen somut gerçeklikleri gözler önüne seriyor. Ortadoğu’nun belkemiğini oluşturan dört ülkenin (Türkiye, Mısır, İran ve Suudi Arabistan) tarihine sıklıkla atıfların yapıldığı kitabın temel hedefi, coğrafyanın kendi iç dinamiklerine işaret etmek. Ortadoğu’da yaşanan gelişmeleri genellikle “dış güçler”e hamleden genellemeci ve kolaycı bakıştan kaçınmaya çalışarak, “dış güçler” dediğimiz ülkelerin aslında içerideki bazı dengeler ve yerli unsurlar yardımıyla iş gördüklerini izah çabası, kitabın ana fikrini oluşturuyor.
203.67 ₺ -
Son Osmanlı Vahdeddin
Sultan Vahdeddin, yeni Türk Devleti`nin kuruluşu safhasında “günah keçisi” olarak seçildi ve resmî tarihin gadrine uğradı. “Vahdeddin düşmanlığı”, Cumhuriyetle birlikte kök salıp “tabulaştırıldı”. Sultan Vahdeddin`in, “hain” olarak anılmasında devlet ve rejim hesabına büyük faydalar olduğunu hâlâ düşünenler var. Peki, yıllardır gündemden düşmeyen “Vahdeddin haindir” söyleminin hakikati nedir? Vahdeddin, gerçekten hain midir? Yoksa, işgallere ve işgalcilere tepki gösterip direnmiş midir? Millî Mücadele ondan habersiz mi başladı? Yoksa Mustafa Kemal`i Anadolu`ya o mu gönderdi? Vahdeddin, Sevr Antlaşması`nı imzaladı mı? Bunlar gibi pek çok sorunun cevabını, belgelerin eşliğinde Son Osmanlı Vahdeddin kitabında bulacaksınız.
7.00 ₺ -
Kayıtdışı Tarihimiz
Tarihimizle bizim aramızı açan, ilkokuldan itibaren zihinlerimize yerleştirilen yanlı ve yanlış bilgilerle gerçekleri unutturan zemin kimin ve kimlerin ürünü? Tarihe bakışımız hâlâ neden karışık, bulanık ve önyargılı? Henüz birkaç yüzyıl öncesine kadar, yaklaşık yirmi milyon kilometrekarelik bir coğrafya üzerinde kurumlaşmış, üç kıtaya hükmeden bir devletimiz vardı. Ancak bu kadar yakın geçmişte yaşananların ne kadarından haberdarız? Bildiklerimizin ne kadarı gerçek? Doğrusuyla yanlışıyla tarihimizin arka plânına bakmaya, geçmişimizde kalan gerçeklerle yüzleşmeye hazır mısınız? Kayıt Dışı Tarihimiz sizin için büyük bir sır küpünün kapağını aralıyor. Bu kitapla yanlış veya eksik tanıtılan şahsiyetlerle daha yakından ve gerçek yönleriyle tanışacaksınız.
245.00 ₺ -
Surları Aşan Müjde: Fatih
Osmanlı’nın İstanbul’u fethi, Balkanlar ve Avrupa’da at sürüş nedeni, kuru bir cengâverlik hırsı değildi. Bir milliyetçilik davası değildi. Mal mülk edinmek hiç değildi. Fâtih olmayı, Fâtih yetiştirmeyi hedefleyen gönüller… Bu süreçte isimleri tarihe geçmiş isimler, mekânlar ve hadiseler. Nisan 1453’te büyük fethe arlanan kapı ve gün gün yaşanan gelişmeler. Asırlarca nice sultanların, kahraman kumandanların rüyalarını süsleyen İstanbul’un fethinin 53 günlük seyri… Müjdesi asırlar öncesinden verilmiş, surları aşan bir destanın sakin, soğukkanlı, dürüst, hür ve tarafsız olarak anlatımıdır elinizdeki kitap. Ve yaşanan, günümüze taze bir söğüt dalı gibi uzatılmış örnek hayatların, sanatların, hünerlerin, politikaların sergisi...
8.40 ₺ -
Tarihi Değiştiren Suikastler
Sezar`ın, Brütüs tarafından işlenen suikastle öldürülmesi, Roma İmparatorluğu`nda siyasi sonuçlar doğurmuştu. Brütüs`ü Sezar`ın “kötü adam” olduğuna inandıran suikastçı muhalifler, belki de ilk stratejik suikaste de imza atmış oluyorlardı. Tarihi belleğimizin “Sen de mi Brütüs?”ü bir halk özdeyişine dönüştürdüğü bu acı yüklü sözcük, Doğu Roma`dan Batı Roma`ya, Avrupa`dan İslam topraklarına kadar ulaştı. Hz. Peygamber`in (s.a.v.) bir grup Mekkeli tarafından öldürülmeye kalkışılması İslam tarihindeki ilk suikast planı olarak anılabilir. Ama o suikastın özel bir yanı daha vardır ki o da Mekke`de hâkim olan düşüncenin Arap geleneklerindeki dengeyi gözeterek bu suikastı işlemeye çalışmasıdır. Ancak İslam tarihindeki suikastler burada kalmadı. Hz. Ömer`i, Hz. Osman`ı suikastlerle kaybetti İslam dünyası. * * * Anadolu`nun güçlü devleti Selçuklu`da da yaşandı, koca Çin İmparatorluğu`nda da. Osmanlı`nın kaderinde de etkili oldu suikastler. Fatih`i kendi aşçısı zehirleyerek öldürdü. Genç Osman genç yaşında suikastle ortadan kaldırıldı. II. Abdülhamid`e bir cuma selamlığı sonrasında düzenlenen suikast herhalde hâlâ tazeliğini koruyor… Enver Paşa`ya, Talat Paşa`ya, Cemal Paşa`ya suikastlerin eli değmedi mi? Tarih, Osmanlı`nın zayıf döneminde suikastlerin ağır ve acımasız yüzünü gösterdi ama suikastçilerin vatanı yoktu. ABD`nin en kudretli Başkanı Lincoln ve ABD`ye büyük emek vermiş Martin Luther King de nasibini aldı suikastlerden Kennedy de… Ama tarihin en acı suikastlerinden birisi herhalde Gandhi`nin yaşadıklarıdır. Hayatını Hindistan`a adayan, mütevazılığı ve felsefesiyle hâlâ mesajları etkisini koruyan bir lider nasıl olur da bir Hindu tarafından öldürülür? Evet, yakın tarihimize de Mumcu, Kışlalı, Üçok, Dink suikastleriyle damgasını vuran olaylar zincirine Pakistan`dan Butto`yu da eklemek lazım… Neden oldu? Amaçları neydi? Sonuçları ne oldu? Ardında kim vardı? Bu kitap bir yandan suikast kavramını ele alırken, bir yandan da tarih üzerinde etkili sonuçlar doğuran suikastlerden 12 adetini ele alıyor.
91.00 ₺ -
Osmanlıyı Cihan Devleti Yapan 150 Sır
“Keşfi devam eden bir kıta” olan Osmanlı kültür ve medeniyetinin idari, toplumsal, ekonomik, eğitim, kültür ve sanat müesseselerini konu alan bir eser. ABD`nin Osmanlı`dan nasıl yararlandığını, günümüzde fert, toplum ve devlet olarak nasıl yaralanabileceğimizin cevabını; Osmanlı`nın “aklı” nasıl kullandığını, insana ne kadar değer verdiğini, sadece savaş meydanlarında değil günlük hayatta da başarılı olduğunu bu kitapta bulacaksınız. Sadece tarihe ilgi duyanların değil, “başarıyı yakalamak isteyen herkesin” okuyacağı bir kitap.
112.00 ₺ -
Son İmparator Abdülhamid Hanın Gizemli Dünyası
Sultan İkinci Abdülhamid hakkındaki “Ulu” ya da “Kızıl” yargısı pupa yelken sürüyor. Bir kısım “etkin” siyasî-entelektüel çevrelere bulaşan “Abdülhamid illeti”, büyük ölçüde onun çok yönlü politikalarını anlayamamaktan, etrafını kuşatan ağır şartları takdir edememekten ve geleneksel kaynaklardan beslenen kişiliğine ve tavırlarına duyulan alerjiden türüyor. Bu biraz da “Görünmez Sultan”ın Yıldız`a kapanarak zatını ve fikirlerini dış dünyadan gizlemesinden ve gizemli âlemine nüfuz edememekten kaynaklanıyor. Belki Yıldız`a hapsolmuştu; ama ufku, vizyonu, hayalleri, projeleri ve yenilikleri Yıldız`ın duvarlarını ve çağını fersahlarca aşacak seviyedeydi. Abdülhamid`in çehresini kapatan kalın örtü açıldıkça ve kişiliğine saldırıların katranı temizlendikçe “Gerçek Abdülhamid” tüm ihtişamıyla ortaya çıkmakta ve şaşırtıcı parlaklığıyla gözleri kamaştırmakta. O, gerçek bir proje, politika, strateji ve reform adamıydı. O, “asrın en siyasi padişahı” idi; tam bir siyaset cambazı ve diplomasi kurduydu. Emperyalizme karşı `Hasta Adamı` cesurca müdafaa eden “Son Kurtarıcı”ydı. Yine O, ilan ettiği meşrutiyetle, açtığı okullarda yetişen asker ve bürokratlarla, gerçekleştirdiği imar-iskân ve alt yapı hizmetleriyle, Cumhuriyet`in ve modern Türkiye`nin “temellerini hazırlayanlardan”dı. “Abdülhamid Gerçeği”ni doğru anlamak ve keşfetmek, şüphesiz ki bugünümüze ve yarınımıza büyük ışık tutacak. Necip Fazıl`ın deyimiyle “Abdülhamid`i anlamak her şeyi anlamaktır.” Hatta François Georgeon`un enfes tespitine göre “Abdülhamid`i anlamak bugünkü Türkiye`yi anlamaktır.” İşte bu kitap, “Abdülhamid Gerçeği”nin yeniden anlaşılması, bilinmeyen cephelerinin keşfedilmesi ve İttihatçı Hareket ile 1908 Darbesi`nin esrarının çözülmesi noktasında ezber bozacak bir keyfiyettedir. Eserin, kafa karışıklığının durulmasına, karartılan bir dönemin aydınlanmasına vesile olması en büyük temennimizdir. Abdülhamid ve devrini yeniden okumaya, keşfetmeye ve anlamaya ne dersiniz?
42.00 ₺ -
Abideleriyle Osmanlı İstanbul'u
Türk tarih ve medeniyetinin en canlı eserleri olan abidelerimiz 16. yüzyılda kemal seviyesini bulmuş, birbiri ardına inşa edilen mükemmel eserler, milletlerarası mimarî şaheserler arasına girmişti. Bu harika eserlerin merkezi de İstanbul`du. Osmanlı İstanbul`u fethin hemen sonrasında başlayan hummalı faaliyetler sonucu tam bir Türk-İslâm şehri haline gelmiş ve asırlarca Devlet-i Âliye`ye payitaht olmuştu. İstanbul`u İstanbul yapan Osmanlı ruhuydu. Elmas misali günümüze kadar getiren, yaşatan bu ruhtu. İşte bu yüzden İstanbullu olabilmek büyük bir meziyetti, ayrıcalıktı, asaletti. Günümüzde milyonları bağrında misafir eden İstanbul ile Osmanlının İstanbul`u maalesef aynı değil. İkisi arasında uçurumlar var. Ve maalesef İstanbullu olmanın da değeri, anlamı ve meziyeti çok değişti. İstanbullu olabilmek için İstanbul`da doğmak şart değil. İstanbullu olmak Rumelihisarı Camii sahnında pop konseri verilmesinin acısını ruhunun derinlerinde hissedebilmektir. Yerinde yeller esen güzelim Karaköy Camii`nin yeniden inşasına yardımcı olmaktır. Ayasofya avlusunda bulunan Sultan II. Selim türbesinin çalınıp Louvre müzesine satılan çini panosunun ülkeye geri getirilmesine çaba göstermektir. Süleymaniye`nin kubbesine meftun olmaktır. Sultanahmet`in, Rüstem Paşa`nın, Kılıç Ali Paşa`nın çinilerini seyretmektir. III. Ahmet çeşmelerinin taş işçiliğine hayran olmaktır. “Abideleriyle Osmanlı İstanbul`u” kitabı gerçek İstanbul`u ve İstanbulluyu ortaya koyan bir eser. Osmanlıyı, elimizdeki Osmanlı yadigarı İstanbul`u tanımak, korumak adına küçük de olsa bir adım atmaya ne dersiniz?
8.40 ₺ -
Osmanlı'nın Fetih Yöntemleri
Osmanlı Devleti dünyanın ele geçirilmesi ve yönetilmesi en zor bölgesini fethetmiş ve uzun asırlar başarıyla yönetmiştir. Bu dönemde şehirler, etrafını kuşatan sağlam surlarla korunduğundan; Osmanlılar, bu şehirleri fethedebilmek için muhasara savaşı yapmak zorunda kalmışlar; sürekli kendilerini yenilemek suretiyle geliştirdikleri yeni yöntemlerle, muhasaralarda oldukça başarılı olmuşlar ve bir çağın kapanmasını sağlamışlardır. Bu başarı, fetihleri gerçekleştiren Osmanlı ordusunda hizmet eden komutanından en ufak neferine ve ordunun ihtiyaçlarını karşılayan geri hizmet birliklerine kadar, insan unsurunun kalitesi ve bu kaliteyi ortaya çıkaran maddi ve manevi unsurlar sayesinde elde edilmiştir. Bu eserde, bir kalenin kuşatma kararının verilmesinden kalenin fethinden sonra yapılan işlere kadar geçen süreçte yaşanan hadiselerle, başarıyı ortaya çıkaran maddi ve manevi değerler de anlatılmak suretiyle, Osmanlı medeniyetinin dayandığı temeller ortaya konulmaya çalışılmıştır.
8.40 ₺ -
Bitmeyen Hesaplaşma Hilal ile Haçın Bin Yıllık Mücadelesi
Doğu ve Batı`nın, Hilâl ile Haç`ın, bu iki medeniyet ve inancın tarih boyunca her alandaki karşılaşması, iki rakip dünyanın bugüne uzanan ilişkilerini şekillendirmiştir. Günümüzde “tarihin sonu” ve “medeniyetler çatışması” gibi söylemler ve medeniyetler diyalogu sarkacında gidip gelen iki âlemin münasebetleri, tarihî mirasının izlerini taşımaktadır. Batı ile İslâm medeniyetlerinin iç içe geçen müşterek tarihi, uzunca bir zaman diliminde Osmanlı`yla kesişmiş ve bütünleşmiştir. Osmanlı özelinde iki âlemin kadim mücadelesini ve hesaplaşmasını incelemek, oldukça farklı ve geniş bir bakış açısı sunuyor. Bitmeyen Hesaplaşma`da Malazgirt`ten Çanakkale`ye uzanan, kaynağını Haçlı seferlerinden alan, Osmanlı`yı ve İslâm dünyasını parçalama ve sömürgeleştirme oyununun tarihi süreci ve bugünkü yansımaları ele alınmıştır. Bitmeyen Hesaplaşma, Doğu ile Batı arasındaki münasebetlerin Osmanlı bağlamında daha iyi anlaşılmasına göz ardı edilemez katkılar sunmaktadır. Doğu ile Batı`yı, Hilal ile Haç`ı yeniden keşfetmek adına çıkılan tarih yolculuğu yepyeni ufuklar açıyor...
11.20 ₺ -
Cepheden Çanakkale
Çanakkale Muharebesi, Birinci Dünya Harbinin sonuç tayin edici ve en önemli muharebelerinden biridir. Asya ile Avrupa’yı ayıran yahut birleştiren Çanakkale Boğazının her iki tarafında cereyan eden bu savaş, aynı zamanda Birinci Dünya Harbinin en kanlı savaşlarından biri olarak tarihe geçmiştir. Çanakkale Harbinde maddi unsurların yanında manevi unsurlar da büyük rol oynamıştır. Kısa ifadesiyle bu harbi iman ile maddenin savaşı olarak nitelemek mümkündür. Kahraman askerlerimiz Mehmet Akif’in dediği gibi “iman dolu göğsüyle”, “hilali kurtarmak için” şehit düşmüş, vatanını, milletini, dinini kurtarabilmek, koruyabilmek için canını ve kanını seve seve ortaya koymuştur. Yakın bir tarihte meydana gelmesi sebebiyle Çanakkale Harbi hakkında pek çok hatırat, şiir, hikâye yazılmış, türküler yakılmış, günlükler tutulmuş, mektuplar kaleme alınmıştır. Bu kitapta Çanakkale’de imkânsızı başaran Mehmetciğimizin sergilediği yigitlik, cesaret, fedakârlık ve hamiyet tablolarını gözümüz önüne seren sahnelerine şahit olacak, okuyacak, adeta o anları yaşayacaksınız.
7.00 ₺ -
Gün Gün Çanakkale Olaylar-Kahramanlar-Komutanlar
Bazı muharebeler vardır ki yapıldıkları mekânın ve zamanın sınırlarını aşar, çok daha geniş coğrafyaları ve uzun zamanı etkisi altına alırlar. Çanakkale Muharebeleri hem sebepleri hem de sonuçlarıyla bu muharebelerden biridir ve üzerinden zaman geçtikçe önemi daha iyi anlaşılan nadir çarpışmalardandır. Muharebelerin anlatımında “kronolojik yöntem”in tercih edilmesi, bu kadar yoğun muharebelerin anlaşılmasında önemli avantajlar sunuyor. Eserde teknik bir dil kullanımından da hamaset yapılmasından da kaçınılmıştır. Çanakkale Muharebelerinin öncesi ve muharebeler sırasında Osmanlı sınırları içerisinde ve dünyada neler olduğu anlatılıyor, askerlerimize komuta eden subaylarımız hakkında ayrıntılı bilgiler veriliyor. Sadece cephe hattı değil cephe gerisindeki lojistik hizmetlerden de bahsediliyor. Savaşa katılanların anıları ve mektupları, çarpışmaların havasının gerçeğe en yakın şekilde yansıtılmasına yardımcı oluyor. Çanakkale’nin hamasetten uzak, savaş gerçeğini tüm çıplaklığıyla ortaya koymayı hedefleyen sıra dışı bir eser…
7.00 ₺ -
Okuldan Çanakkale'ye
Gelibolu sırtlarında milletçe fedakârlıkların tüm sınırlarını zorladık. En büyük fedakârlıklarımızdan biri de geleceğin Türkiye'sinin aydın ve yönetici tabakasını bir mum gibi yakmak oldu. Bir hilâl uğruna nice güneşler Çanakkale ufuklarında aydınlık yarınlarımızın teminatı olarak batıp gitti. Çanakkale'de, İstanbul ve çevre illerden gönüllü olarak cepheye giden üniversiteli genci, lise öğrencisi, öğretmeni, medrese talebesi, müderrisi, tekke şeyhi ve dervişi ile topyekûn bir "irfan ordusu" da çarpıştı. Eğitim neferlerimiz, okullarını bırakıp cepheye koştular ve tatlı canlarını vatanlarına siper ettiler. Anadolu-İslâm karakolunun son kalesi Çanakkale'yi geçilmez kılan destansı mücadelede "mektepli Mehmetlerin" her türlü övgüye değer kahramanlıkları hayati bir öneme sahiptir. Mahşerin İrfan Ordusu Okuldan Çanakkale'ye, Çanakkale Savaşı'nın fazla bilinmeyen ve eksik bırakılan çok özel bir kesitini gün ışığına çıkarmak maksadıyla hazırlandı. Ümidimiz bu eserin genç kuşaklara milli bir şuur ve kimlik aşılamada katkı sağlamasıdır.
7.00 ₺ -
Al Yazmayı Gül Eylemek
Şehidi olmayanın vatanı olmaz. Vatan ise şehitlerin iradesi ve inancından ibarettir. Cevabı aranan soru şu: Çanakkale`nin, Sarıkamış`ın, Sakarya`nın, Dumlupınar`ın şehitlerinden hangisi okul kapısı önünde kızlarının ağlamasına razı olurdu? Bin yıldır Anadolu`yu vatan eden bir milletin öz evlatları kendi öz ülkesinde özgürce yaşama hakkına sahip değil miydi? Oysa biz esir değildik. Başka bir ülkeden buraya sığınmamıştık. Sonradan gelmiş bir göçmen ya da ıssız bir adada bulunmuş kayıp nesillerden de değildik. Bin yılda bu ülkenin dağını taşını vatan yapmıştık. Üzerinde yaşadığımız toprağı öyle kendimize benzetmiştik ki üzerinde yetişen her şey bize benzerdi. O toprak kanımıza, tenimize o kadar âşıktı ki ay demez, yıl demez şehitler ister, hep verirdik. Hakk`a tapan böylesi aziz bir milletin hakkıydı istiklal ve hürriyet. Üzerinde canını, kanını katarak, yoğurarak yaşadığı vatanında horlanmak bu milletin hakkı olamazdı. Ama gün geldi aynı topraklar üzerinde, kendi kızlarımızı kendi inancımızın ifadesi, hayatın kendisi olan kıyafetleriyle kendi okullarımıza gönderemez olduk. Oysa daha dün bu topraklar için yüz binlerce şehit veren bizdik! Toprağı, bayrağı, al yazmayı, ezanı, Kuran`ı birbirinden ayırmayalım diye! Al yazmayı gül eyleme yolculuğu bin yıllık bir serüven! `Bir saat adalet yetmiş sene ibadetten hayırlıdır,` diyerek yola çıkan ecdadın izlerine basa basa yürünen bir yolda “gül rengi kanımızın” nasıl bayraklaştığını öğrenmek için. Bir gün yorgun argın eve döndüğümde kızımın ağlamaktan gözlerinin şiştiğini görmemek için. Onun evimiz kadar bizim olan okul kapısından geri döndürülmesine şahit olmamak için. Onun “biz neyiz?” sorusuna muhatap olmamak için.
7.00 ₺ -
Tarihimizin Güler Yüzü
Geçmişte bizim kültürümüzde nükteler çok sevilmiş ve anlatılmıştır. Günümüzde ise mizah dünyamızın çok fakir kaldığını üzülerek gözlemliyoruz. Hele bir de tarihimize nükteleri, okuyanları hem düşündüren hem güldüren, hakikatleri en kolay ve kalıcı halde zihinlere yerleştiren mizah erbabı şahsiyetlere kulak verdiğimiz zaman bu fakirliği tüm benliğimizle hissediyoruz. Bu fakirliği zenginliğe çevirme gayesi böyle bir kitabın temelini teşkil ediyor. Ve yazar bu kitabıyla okuyan herkesi “Nükteler Dünyasında” eğitici ve alabildiğine eğlenceli bir yolculuğa davet ediyor. Bu yolculukta sizi karşılayacak tam 326 nüktedan var. Bazıları şair, bazıları edebiyatçı, bazıları ilim adamı, bazıları alim, bazıları paşa, bazıları komutan, bazıları Padişah. Kimler yok ki! Abdurrahim Karakoç, Sultan Abdülaziz, Sultan Abdülhamit, Sultan Abdülmecit, Ahmet Hamdi Tanpınar, Ahmet Vefik Paşa, Akşemsettin, Sultan Alparslan, Arif Nihat Asya, Âşık Veysel, Bâkî, Barbaros Hayrettin Paşa, Bediüzzaman Said Nursi, Behlül Dânâ, Farabî, Fatih Sultan Mehmet, Gazi Osman Paşa, Gazneli Mahmut, İbni Sina, Erzurumlu İbrahim Hakkı, Kanunî Sultan Süleyman, Kâtip Çelebi, Mevlâna, Molla Câmî, Namık Kemal, Nasreddin Hoca, Nevşehirli İbrahim Paşa, Peyami Safa, Reşat Nuri Güntekin, Sokullu Mehmet Paşa, Şemsettin Sami, Yahya Kemal Beyatlı, Yavuz Sultan Selim, Yıldırım Bayezid, Ziya Paşa
10.50 ₺ -
Batıdaki Mevlana
İnsanlık tarihinde bazı şahsiyetler vardır ki, tarih, onları bir millet veya toplumun sınırları içerisinde tutmaktan aciz kalır. Çünkü onların ürettiği düşünce, kolektif talebe cevap vermiştir. İşte bu yüzden insanlığın ortak değeri olarak gelişip serpilirler. Bugün Mevlana’nın konumu da böyledir. Onu tanıyan, onun fikirlerine ulaşanların, onu sahiplenmelerinin ana sebebi de budur. Yedi yüz yılı aşan bir süredir Mevlana’nın düşünceleri ve telkinleri, diriliğinden ve yol gösterici olma özelliğinden hiçbir şey kaybetmemiştir. Çünkü o, insanlığın muhtaç olduğu ruhsal reçeteyi sunmuştur. Mevlana, insanlığın, özellikle üzerinde yaşadığımız kıta coğrafyasının muhtaç olduğu manevi hayat suyunu yeniden verecek bir pınar, bir kaynaktır. Bu noktada asıl önemli olan husus, bu pınarın kaynağını iyi ve doğru kanallar aracılığıyla çeşmelere kadar taşıyabilmektir. “Batı’daki Mevlana” kitabının ortaya çıkış gerekçesi, yedi asırlık süreçte İslam dünyasının Batı insanına Mevlana’yı hangi kanallarla aktardığını gösterebilmektir. “Kaynak insan” olan Mevlana’nın Batı’da nasıl anlaşılıp tanındığına dair akla gelebilecek tüm sorulara cevap sunabilmektir. İçlerinde Prof. Joseph Von Hammer-Purgstall, Johann Wolfgang Von Goethe, Marshal G. S. Hodgson, Prof. R. A. Nicholson, Maurice Barres, Prof. Dr. Helmuth Ritter, Ord. Prof. Dr. Anna Masala, Annemarie Schimmel ve Prof. Dr. Gabriele Mandel Khân gibi tanınmış fikir adamlarının kaleminden, Batı düşünce dünyasındaki Mevlana yansımalarını sergileyebilmektir. Hepsinden önemlisi, bu topraklar üzerinde yetişip, günümüze kadar zihin ve kalplerimize ışık tutan Mevlana’ya Batılı âlimlerin penceresinden bakarak, onu ne kadar tanıdığımızı anlayabilmek, kendi kendimizi test edebilmektir.
9.80 ₺ -
Geçmişten Günümüze Mekke Tarihi
Kâbe tüm Müslümanların günde beş vakit yöneldikleri en kutsal mekân. Beytullah, yani Allah’ın Evi. İlk mabed. Kâbe etrafında kurulan şehir ise Mekke. Bu yüzden Mekke insanlık tarihi boyunca hep var olageldi. Geçmişten günümüze insanların uğrak yerlerinden birisi oldu. Mekke’yi bu kadar değerli kılan özellikler nelerdi? Kur’an’da hangi isimlerle anıldı? Resulüllah (a.s.m.) ona olan muhabbetini hangi ifadelerle dile getirdi? Kâbe ilk olarak ne zaman, kim tarafından inşa edildi? İnsanlık tarihi boyunca neler yaşadı, nelere şahid oldu? Zemzem suyu nasıl ortaya çıktı? Osmanlı Mekke’ye ve Kâbe’ye nasıl ilgi gösterdi? Bu mukaddes beldenin insanlarına ve misafirlerine hizmet için neler yaptı? Mekke’deki mukaddes mekânlar yerler ve özellikleri… Bu ve benzeri daha pek çok merak edilen konu “Geçmişten Günümüze Mekke Tarihi” isimli bu kitapta ele alınıyor. Bu yüzden elinizdeki kitap mübarek ve mukaddes beldeleri ziyaret eden–etmeyen herkes için müracaat kaynağı olma özelliğine sahip. Hac veya umre ziyareti yapacaklar için de önemli bilgiler ihtiva ediyor.
5.60 ₺ -
Osmanlı'nın Gizli Tarihi
Tarihin esrarını, olanca bilinmezliğiyle koruduğu yerlerden biri de hiç şüphesiz bizim ülkemizdir. Türkiye tarihinin geniş bir kesiti hâlâ gizemini muhafaza etmekte ve bitmeyen tartışmaların odak noktasındaki yerini korumaktadır. Osmanlı’nın Gizli Tarihi, tarihçileri ve tarih okurlarını asırlardır meşgul eden Osmanlı’ya dair kimi karanlık hadisenin üzerindeki esrar perdesini aralama gayesiyle hazırlandı. Kitapta sizi, geniş bir yelpazeye yayılan, renkli ve ilgi çekici konular beklemekte. Osmanlı’nın Gizli Tarihi’nin büyük bölümü Osmanlı’ya, Osmanlı-Batı ilişkilerine, Osmanlı’nın bilinmeyenlerine ve Osmanlı’nın son kahramanlarına ayrılmış. Bu bölümlerde Osmanlı’daki bir kısım hâdisenin ve şahsiyetin saklı kalmış çehresi ile yakın tarihimizin tartışılan önemli bazı kesitleri aydınlığa kavuşturulmuş. Eserin son kısmı da Osmanlı’nın “arka bahçesinde”, yani Osmanlı’nın yokluğunda barış ve istikrara susayan, fırtınaların hiç durulmadığı mahzun coğrafya Ortadoğu’da süre giden olayların can alıcı kilometre taşlarına hasredilmiş. Osmanlı bulmacasının eksik karelerini tamamlamak için eşi bulunmaz bir eser…
10.50 ₺ -
Beyaz Atlının Ölümü Sultan Abdülaziz
Bu eserle darbenin birinci derecede şahitleri ya da kahramanları olan isimleri dinleme imkânı bulacağız... Darbenin mimarı İngiliz büyükelçi Osmanlı Tarihinin iki büyük muhalif ismi Sultan Abdülhamit ve Mithat Paşa Dönemin Mabeyin katibi Mahmut Celaleddin Paşa ve ihtilali bizzat organize eden Süleyman PaşaVe modern ve klasik tarihçiliği şahıslarında toplamış mesleğin üç ismi Ahmed Cevded Paşa, Abdurrahman Şeref Bey ve İbnülemin Mahmut Kemal...
8.05 ₺ -
Osmanlıdan Cumhuriyete Son Bozgun
Dedeleri, dil devrimiyle bir gecede cahil bırakılan nesiller, şimdi el yordamıyla geçmişin karanlık ve kara perdelerini aralamaya çalışıyorlar. Acı, tatlı, zaferli, hezimetli, kahramanlı hainli tarihlerini yeniden anlamaya uğraşıyorlar. Hafızalar berraklaşıyor, vicdanlar uyanıyor Acı derslerden sonra da olsa, kendimize geliyoruz. Tarihi ve kültürel değerlerimizi anlıyor, köklerimizin gerçek derinliğini keşfediyoruz. Bu gelişmede tarihi doğru anlamanın önemi büyüktür. Şahsiyet yapmadan, sövüp saymadan, belgelere ihanet etmeden geçmişe dönüp bakmak, geleceğimizi aydınlatmak demektir. Milli Mücadelenin bilinmeyen kahramanları kimlerdi? Kurtuluş Savaşı nasıl istismar edildi? Kitap, bir nesilden kaçırılan gerçeklere parmak basıyor.
203.00 ₺ -
Osmanlının Son Öyküsü
İslam medeniyetinin son temsilcisi olan Osmanlı İmparatorluğu, on dokuzuncu yüzyıla eski ihtişamını tamamen kaybetmiş bir hâlde girdi. Âleme nizam veren büyük devletler arasında artık onun adı "hasta adam"dı. Buna rağmen Afrika, Avrupa ve Asya kıt"alarının çok büyük bir bölümünde (Mısır, Trablusgarp, Tunus, Cezayir, Sudan, Irak, Suriye, Kuveyt, Necid, Aden, Hadramut, Fersan Adaları, Bahreyn, Kıbrıs, Balkanlar ve Boğazlar) onun süvarileri kol geziyordu. Ne var ki Avrupa"nın bütün sihirbaz diplomatları, efsuncu gazetecileri, misyoner seyyahları, entrikacı bankerleri, yerli ve yabancı ajanları, geliştirdikleri en son sistemlerle, şaşkına dönmüş ihtiyar aslanı aldatıyorlar, her gün de çürümüş dişlerinden birini çekiyorlardı. Üç kıt"ada birden can çekişen "Devlet-i Âliyye-i Osmaniyye" 100 yıl yaşayan bir ölümle öldü. Bu kitap işgalcinin değişmeyen yüzünü ve 100 yıl süren ihanetlerin acı öyküsünü anlatır.
9.80 ₺ -
Osmanlıda Aile Hayatı
Üç kıtada, altı asrı kucaklayan muhteşen bir medeniyet Osmanlı. İçimizde bir sevda, bir özlem, bir coşku çağlayanı. Osmanlının aile, mahalle, şehir hayatı, hoş bir nostaljinin ötesinde, insana, insan olmanın zevkini ve keyfini doyasıya yaşatan bir hazine cevherleri adeta. Yıllardır Osmanlının yıkılmayan temsilcileri olan eski evlerin rölyeflerini yapan Haluk Sena Arı, bu evlerin içinde yaşanan cenneti kaleme aldı. Okuduğunuzda göreceksiniz ki, güzelliği, sadeliği ve cazibesi ile bizleri hayran bırakan Osmanlı evlerinin içindeki insanlar ve yaşayışları da, çok güzel, çok cazip ve çok şaşırtıcı. Aslında güzel insanların zuhurundaki güzellik, bu evleri ve çevrelerini güzelleştirmiş. "Osmanlıda Aile Hayatı"nı okuduğunuzda, siz ve aileniz de güzelleşecek.
6.30 ₺