-
Göklerin Kapıları Uzayın Derinliklerine Seyahat
Âlemlerin Rabbi, Kendisini eseriyle tanıtır. Kur’ân’ın insanı sürekli kâinat kitabına çağırması, bu sebeptendir. Gözümüz önünde uzayıp giden gökyüzü ise, O’nun kudret kaleminden çıkmış olup bize O’nu tanıtan bu büyük kitabın muhteşem bir sayfasıdır. “Bakmazlar mı göğe?” diye soran birçok âyet, bizi bu muhteşem sayfayı okumaya davet etmektedir. Elinizdeki kitap, işte bu gökyüzü sayfasını anlatıyor ve uzayın en esrarengiz olaylarının sır perdesini birbiri ardınca aralıyor. Göklerin Kapıları’nın satırları arasında dolaşırken, uzay-zamanın anlamı gibi ilginç kozmik sırlara dalacak ve fiziğin sınırlarına ulaşacaksınız. Gökyüzündeki tüm cisimlerin her biri; birer ibret levhası, mana sembolü ve hakikat habercisi olarak dile gelecek. Okuyucuyu uzayın tabakalarında ve derinliklerinde zihnî bir seyahate çıkaran bu kitabın, bilimin sevdirilmesi adına da önemli bir hizmette bulunacağına inanıyoruz. “Elinizdeki kitap, öncü bir çalışma. Hem özen ve titizlikle hazırlanmış, hem de kitabın nasıl başlayıp nasıl bittiğini hissettirmeyecek bir akıcılıkla kaleme alınmış. Okuyucuyu gezegenimizin üzerinden alarak kâinatın uçsuz bucaksız ufuklarında heyecanlı bir seyahate çıkarıyor; fakat bu seyahatin hiçbir yerinde kaybolmuşluk duygusunu yaşatmıyor. Bu özelliğiyle de, içinde yaşadığı kâinatı tanımak isteyen yolcunun el kitabı olma özelliğini hak ediyor. Dileğimiz, bu çalışmanın yeryüzünde ulaşmayacağı bir köşenin kalmamasıdır.”
6.30 ₺ -
Sosyoloji
İnsan düşünen, anlamlı eylemler gerçekleştiren ve çevresiyle sosyal etkileşim içinde olan bir varlıktır. Birey, toplumsallaşma sürecinde içinde bulunduğu toplumun kültürünü ve diğer insanların kendisi hakkındaki beklentilerini öğrenir. Toplumun değer yargıları, doğru-yanlış ve iyi-güzel gibi kavramlar da toplumsallaşma sürecinde öğrenilir. Birey, toplumsallaşma sürecinde kurumsallaşmış normlara uyum sağlamayı öğrenir. Birey hem toplumsal yapıdan etkilenir, hem de toplumsal yapıyı etkiler. Böylece toplumsal düzen sağlanmış olur. * İnsanlar toplumda neden uyum içindedirler? * Bazı insanlar neden suç işler? * Toplumda sınırsız özgürlük var mıdır? * Özgürlüklerin sınırı nasıl belirlenir? * Sosyal çatışmaların nedenleri nelerdir? * Öğrencilerin akademik başarıları sadece onların zekâ ve çalışkanlıklarıyla açıklanabilir mi? * Sosyal dünyamıza nasıl bir gözlükle bakıyoruz? * Farklı perspektifler ışığında sosyal dünyamızı anlamlandırabiliyor muyuz? * Çevremizdeki sosyal sorunların ne derece farkındayız? * Sosyal olayları anlıyor ve geleceğimizi tahmin edebiliyor muyuz? İşte sosyolojik bakış açısı, yaşamımıza etki eden toplumsal faktörlerin farkına varılmasını sağlar. Sorgulanmayan günlük eylemlerimiz, sosyolojik bakış açısı ile daha farklı anlamlar kazanır. Toplumsal yaşama etki eden faktörler hakkındaki duyarlılığımız, kendimizi ve diğer insanları daha iyi anlamayı kolaylaştırır. Sosyologlar yaklaşık son yüz elli yıldır, toplumu daha iyi anlama ve toplumsal sorunların çözümü yolunda arayışlarını sürdürmektedir. Yaşanılan her an, yeni toplumsal değişim ve gelişmeleri de beraberinde getirmektedir. Bu durum, sosyologların toplumu anlama, toplumsal sorunları tanımlama ve sorunların çözümüne yönelik kapsamlı çalışmalarının devamını zorunlu hale getirmektedir.
28.00 ₺ -
Genç Adam
Kıyısı görünmeyen bir denizde yüzücünün gururu işe yaramaz… İyi insan, erdemli insan, yücelere gönül veren insan… Elbette belli bir ahlâk düzenine ve ölçüsüne uyan; plânlanmış bir eğitimden, daha doğrusu değerler eğitiminden geçmiş insandır. Elinizdeki kitap, işte bu amaca katkıda bulunmak için ortada. İyi insan olabilmenin temel değerlerini ele alıyor ve yaşanan hayatla bir bağ kurarak açıklamaya çalışıyor. “Tedbirli olmak, kıymet bilmek, kanâat, alçak gönüllülük, öfkeyi tutmak, sır saklamak, cömert olmak, yetimi esirgemek, sabır, şükür, sevgi-saygı…” Bu değerler, hiç şüphesiz dün olduğu kadar bugün de önemlidir, yarın da önemli olacaktır.
21.00 ₺ -
Tarihin Gölgesinde
Gazeteci Yazar Taha Akyol soruyor, Türkiye’nin önde gelen tarihçilerinden İlber Ortaylı geçmişe ve günümüze dair akılda kalan sorulara, gündemi sarsacak cevaplar veriyor... Kanuni Sultan Süleyman'dan Hürrem Sultan'a, dizilerde yanlış anlatılan Harem'den Osmanlı Medeniyeti'nin inceliklerine, Arap Baharı'ndan Osmanlı'nın modernleşme sürecini anlatan "İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı"nın detaylarına, Ortadoğu'daki Yahudi Sorunu'ndan İsrailoğulları'nın tarihine, Osmanlı Padişahları’nın özelliklerinden Hanedan'ın Sürgün Öyküsü’ne tarihle alakalı pek çok sorunun cevabı İlber Ortaylı’nın tartışmalara yol açacak sözleriyle... KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN VE DEVRİ Kanuni Sultan Süleyman diğer padişahlardan ayıran özellikler neydi? Batılılar neden Harem'i çarpıtarak anlatıyorlar? Şehzade Mustafa’nın katlinde Hürrem Sultan’ın rolü nedir? Osmanlı’nın Türk düşmanı olduğu yalanını, kimler neden çıkardı? Matbaanın Osmanlı'ya geç gelmesinin gerçek nedenleri nedir? İMPARATORLUĞUN EN UZUN YÜZYILI 16. yüzyılda dünyaya hâkim olan Osmanlı 19. yüzyılda neden “hasta adam” durumuna düşüyor? 19. yüzyıl neden Osmanlı İmparatorluğu’nun “En Uzun Yüzyılı”dır? Osmanlı’da sanayi devriminin gerçekleşmemesinin ardında ne gibi gerekçeler var? Sultan Abdülhamit’in tarihimizdeki önemi nedir? İSRAİLOĞULLARI VE YAHUDİ TARİHİ Hıristiyan Ortaçağı’nda ortaya çıkan Yahudi düşmanlığının sebepleri nelerdir? İsrailoğulları ilk defa nerede ortaya çıktılar? Neden sürgün edildiler ve nereye gittiler? Yahudilerin dünyayı ele geçirme planlarının yazılı olduğu iddia edilen Siyon Protokolü gerçek mi? Osmanlı Sarayı’nda Musevi doktorların seçilmesinin sebebi nedir? Osmanlı'nın Yahudileri iskan politikası doğru muydu? Arap milliyetçiliği nasıl doğdu? BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI VE MİLLİ MÜCADELE Osmanlı Birinci Dünya Savaşı'nda neden yenildi? Anadolu’dan başlatılan bu küçük hareket nasıl oldu da başarılı oldu? Lozan Antlaşması’yla ilgili tartışmalara dair yorumlarınız nedir? Ve daha birçok sorunun cevabı TARİHİH GÖLGESİ'nde..
11.15 ₺ -
Yaşasın Gezerken Kayboldum
“Ve o zaman karar verdi. Verilenle yetinmeyip objektife olabildiğince yakın durarak, kendi bakış açısıyla dünyayı öğrenmeye.” diyerek yola çıkan yazarımıza aynı yakınlıkta eşlik etmek isteyenler için harika bir kitap… • Yazarın kendi çektiği fotoğraflarla ülkelere, insanlarına ve kültürüne şahit olabilmek • Bu şahitlikte sunulan her bilgiyi yazarın eğlenceli diliyle kalıcı kılabilmek • Her ülkeyi okuduğunuzda bir sonrakinin sırasını merakla beklemek • Durağan yaşamınıza bir “kaybolma” macerası eklemek için en doğru kaynak elinizde
17.50 ₺ -
Yenilgiden Dönerken
"Ben o yenilgiyi sevdiğimde, içimde bir zafer şarkısı vardı. Bir bakış, simitlere, sıcak çaylara, işçi tulumlarına, dilenci ellerine yapışıp kalmış bir bakış, nereye gitsem, uzun kirpikleriyle peşim sıra gelirdi. Kimdi o bakışın sahibi? O çavdarları yeşerten ırmak; kırıkları onaran platin; budandıkça irileşen ağaç, bunaldıkça insanlara doğru kaçan haylazlık! İnsan dönüp çözülmüş bir yumruğa bakınca hemen anlardı, parmak uçlarında hâlâ şeritlerin, apoletlerin, kravatların, incinmiş bir gururun, terk edilmiş bir bakışın nabzının attığını. Sonra yeni efendilerini gönderdi zaman; bütün eski kravatlar, apoletler, şeritler bir bir toplandı, yerlerine yenileri dikildi. İncinmiş gururlar, ıssız bakışlar eşyayla onarıldı. Öyle ustalıkla çözüldü ki yumruk, kimse fark edemedi bu yoksul gövdeye bu pahalı ipeğin nasıl giydirildiğini. Yeni yenilgi çağı böyle başladı..."
6.76 ₺ -
Yeni İnsan: Kaderle Tasarım Arasında
Bilim ve tıp alanında olağanüstü gelişmelerin yaşandığı günümüzde, biyoteknoloji ve biyogenetik bu yenilikleri insanlar üzerinde uygulamaya başladı. Kaderi değiştirmeye talip olan, ölüme meydan okuyan, insan doğasını biçimlendirmeye çalışan bir mühendislikle karşı karşıyayız. Yeni insan işte böyle bir yol ayrımında: Kadere teslim olmak mı, yoksa sınır tanımayan bir müdahale mi? Nazife Şişman, günümüzün ve geleceğin bu önemli sorununu konu edindiği kitabında, bizleri konuyu ahlaki ve toplumsal açıdan düşünmeye davet ediyor. Türkiye'de konuya ilgili ilgili yayımlanmış sınırlı sayıdaki yetkin eserden biri olan Yeni İnsan, sosyoloji ve bilim etiği kitaplığımıza önemli bir katkı niteliğinde.
8.45 ₺ -
Gecenin İkinci Rüyası
Leyla İpekçi, zamanın, yolcunun, yolların, ötekinin, değişimin, değişmeyeni, vicdanın hayata ve ruha izini düşüren yüzlerine bakıyor. Erbil’den, İsfahan’dan, Erivan’dan, Paris'ten, Konya’dan, İskenderiye’den ve birçok farklı iklimden gündelik hayatı kıpırdatan sözlerle, bazen aynı duanın içinde, bazen aynı hikayenin, aynı acının içinde olduğumuzu sezdiriyor Gecenin İkinci Rüyası.
14.60 ₺ -
Can Boğazdan Çıkar
AN GRUBUNUZA GÖRE BESLENMENİN ÖNEMİ.. Beslenme şeklimiz hasta ediyor Bir klinikte yapılan ankette “İnsan niçin hasta olur?” sorusuna; insanların yüzde yetmiş üçü “Allah sevdiğine hastalık verir!” şıkkını işaretlemiştir. Birçok insan hastalığı kaderimizin ya da genetik yapımızın kalıtsal bir sonucu olarak kabul eder. Bu nedenle beslenme şeklimizin bizi hasta edebileceğini aklımıza getirmeyiz! Motorların farklı yakıtla çalıştığı gibi… Hastalıklarımızın büyük bir kısmının yediklerimiz ve içtiklerimizden kaynaklandığı bilimsel anlamda da ispat edilmiştir. Kişilerin mizaçlarına uygun beslenmemesi, hastalıklara davetiye çıkarmaktadır. Yapılan bilimsel çalışmalarda, farklı motorlarda farklı yakıtlar kullanıldığı gibi; insanların da birbirinden farklı mizaç ve yapılara sahip olduğu, alınan gıdayı hazmettirecek enzimin her bünyede aynı güçte ifraz edilmediği belirlenmiştir. Kan grubunuza göre beslenin Bugün tüm dünyada, bu yeni bilgiler ışığında yeni bir beslenme tarzı önerilmekte; kişilerin, kan gruplarına (mizaçlarına) uygun beslenmeleri halinde şişmanlık ve hastalık probleminden kurtulacakları savunulmaktadır. Geleneksel tıp daha da ileri giderek her insanın kendine özgü sindirim sistemi ve enzimleri olduğu bilgisinden hareketle, kişiye özel beslenme programları önermektedir. Bilinçli beslenip sağlıklı yaşayın Kendi bünyenize göre bilinçli beslenmenin yol ve yöntemlerini öğrenerek sağlıklı yaşayın.
210.00 ₺ -
Çocukların Dünyası
ARTIK ÇOCUKLARINIZA KARŞI BAKIŞ AÇINIZ DEĞİŞECEK Anne babalar ve eğitimciler… Çocukların 0-7 yaş döneminde eğitimlerinin %90’ını tamamladığını biliyor muydunuz? Bu gerçeği göz önünde bulundurarak hazırladığımız eserde çocukların hayatını yakından etkileyen dört sürece değindik: 1. Aile 2. Oyun 3. Uyku 4. Zekâ. 0-7 yaş aralığında olan; Çocuğunuzla ilgili aile içinde üzerinize düşen görevleri bilmek, Çocuğunuza uygun oyun tarzını keşfetmek, Çocuğunuzun uyku problemlerine çözüm bulmak, Çocuğun sahip olduğu zekâ türüne uygun öğrenme biçimini belirlemek istiyorsanız ÇOCUĞUN DÜNYASI adlı bu kitabın sayfalarını çevirmeye başlamalısınız. Artık çocuklarınıza karşı bakış açınız değişecek ve daha isabetli değerlendirmelerde bulunacaksınız.
7.00 ₺ -
Sedat Ustadan Osmanlıdan Günümüze Kaybolan Lezzetler
Her yöre farklı lezzetler katar özel yemeklerine; yöre yöre tarifler vardır, kiminin köftesi kiminin ezmesi, kiminin kebapları farklı birer lezzettir Türk Mutfağında. Hoşafları, kompostoları da unutulmamıştır. Uzun kış aylarına turşular hazırlanır çoğu bölgelerimizde. Kavurmalar kavurur marifetli analarımız, yine analarımızın ellerinden çıkar türlü türlü hamur işleri... Tatlılarımız, baklavamız da unutulmamıştır. Tabiata sunduğu güzellikler gibi mutfaklarımıza da aynı ölçüde yansımıştır her mevsimin güzelliği ayrı ayrı, farklı farklı tadlar/lezzetler olarak. Şu anda çoğunuza yeni gibi gelecek/görünecek sağlıklı, doğal (natürel) beslenme tarzı ve yemekler, aslında bizim mutfak kültürümüzde var olan özelliklerdir. Bir dönem, Asyadan Anadoluya akan Türkler, eski uygarlıkların mayaladığı bu topraklara Uzak Doğuda oluşan o zengin kültürü büyük bir ustalıkla, geçtikleri her ülkeden aldıkları malzemelerle zengin bir mutfak bırakmışlardır. Osmanlı mutfağını anlatmak kolay bir iş değildir. Yüzyılların birikimine gelenekler, geleneklere zengin coğrafi etkinlikler de eklenince; Osmanlı Mutfağı tarihçilerin ilgiyle araştırdığı bir kültürel gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır. Ne kadar köklü ve zengin kültürel değerlere sahip olduğumuzu gözler önüne sermek açısından da ciddiyetle hazırladığımız bu kitap; bizlere bırakılan mirası unutmamak ve gelecek nesillere aktarmak açısından mesleki bilgi ve beceri dışında da uzun araştırma ve itinalı bir çalışmanın ürünüdür.
84.00 ₺ -
Karanlık Oda
Ergenekon operasyonları başladığı günden bu yana akademisyenlere, askerlere, hukukçulara varana kadar birçok kişi gözaltına alındı, tutuklandı. Hadiseleri ‘medya’dan takip ederken, Ergenekon’un sağlam ayaklarından birinin, medya olduğu ihtimali, gazeteciliğin darbe ile örgüt ile ne ilgisi olabilir düşüncesini sorgulattı. Bu zincir içerisindeki en önemli halkalardan biri de Oda TV operasyonlarıydı. Bir ‘basın’ kuruluşuna Ergenekon Davası kapsamında operasyon düzenlenmesi ve gazetecilerin gözaltına alınması, kamuoyunda ve basında tepkilere yol açtı. Ergenekon Terör Örgütü, darbe zemini hazırlama planını yürütmek için kaçınılmaz olarak medyayı kıskaca aldı ve Ergenekon’un medya faaliyeti Oda TV ile sınırlı değildi. Ulusal Kanal, Cem TV, Halk TV, Akşam ve Cumhuriyet gazeteleri de bu faaliyet kapsamındaydı. Erkan Acar bu kitapla Oda TV operasyonlarını çıkış noktası alarak fotoğrafı geniş bir perspektiften okuyor. “PKK’yla ilgili sıkıntı çıkaracak haber yapılmaması konusu… Örgütü tek bir yapı olarak lanse etmeli. Örgüt kürt hareketinin tek temsilcisi.” - Yalçın Küçük “Veli Paşa basında örgütleniyordu. Bir devlet görevlisi hakkında üç ay yayın yaptırdın mı mesele bitiyor zaten.” - Tuncay Güney “Akşam, Oda TV’de servise konan haberlerin dağıtım üssü.” - Emre Uslu “Peki ben ne yazacağım abi?” - Oray Eğin
8.45 ₺ -
Burçlar
Astroloji, dünyanın en eski bilimi sayılmaktadır. Çağları aşarak zamanımıza ulaşmış ve bugün cazip bir endüstri haline gelmiştir. Günlük yaşamdaki yeri her gün biraz daha güçlenmektedir. Bilhassa gençlerin çoğu, sabah gazetelerini ellerine aldıklarında ilk önce yıldız fallarını okuyorlar. Haftalık ve aylık mecmualarda, hatta ciddi haber dergilerinde dahi “yıldız falları”na azımsanmayacak bölümler ayrılmış, hatta sadece bu konuyla ilgili aylık dergiler yayınlanmaya başlamıştır. Astroloji, yaşamın bir parçası ve günümüzde moda olmuş. Fakat acaba her ilgilenen, Astroloji’nin ne olduğunu biliyor mu? Hiç şüphesiz ki hayatımızın en büyük sorunu, anlayış. Zodyak-Hayvanlar kuşağını tanımamızın insanları anlamamızda yardımcı olacağı söyleniyor; ancak bu tama mıyla doğru mu? Görülmüştür ki âlem-i sagîr ve âlem-i kebîr’i (zamanımızdaki ifadesi ile mikro kosmos-makro kosmosu) bilmeden Astroloji’yi anlamak mümkün değildir. Bundan dolayı meseleye “Hayat ve Kâinat Gerçeği”nden başlayarak girildi, okuyan herkese faydalı olması temennisiyle ve saygılarımızla. Dr. Sevim Asımgil
21.00 ₺ -
Beyaz Minare
Şehadet sevdalısı bir gencin Çeçenistan dağlarından Suriye cihadına doğru seyreden iman yüklü serüvenini Beyaz Minare’de bambaşka bir üslupla okuyacaksınız. İmanın aksiyon sahası ve “İslam’ın zirvesi” olmakla nitelendirilmiş cihadın tatlı çehresini burada soluklayacak ve İsa aleyhisselam’ın kıyamete yakın nüzul edeceği o Beyaz Minare’yi “Beyaz Minare” ile unutamayacaksınız…
75.00 ₺ -
Dirilt Kalbini
“Teknolojinin önümüze serdiği sınırsız imkânları düşündüğümüzde, bugünün insanını yakalayabilmek için samimi ve bilgece bir üsluba ihtiyacımız var. Gençlerimizin artık eski, kalın kitapları karıştırıp kafa yoracak ne vakitleri var, ne de istekleri. İslâm’ın ilkelerini ve güzelliklerini, tahrif etmeden ama muhatabı taltif ederek sunmamız gerekiyor. Buna ‘din dilinin restorasyonu’ dememiz caiz olursa eğer, yapmamız gereken tam da bu. Türkiye kamuoyunun yakından tanıdığı Nouman Ali Khan, çizmeye çalıştığım çerçeveyi gerçek anlamda dolduran bir isim. İslâm ve Kur’ân hakkındaki derin bilgisini keyifli ve bilgece bir üslupla dile getirip, bunu yaparken kendi hayatından aktardığı sıcak ve sıra dışı anekdotlarla okurunun ilgisini her an canlı tutabiliyor. Nouman Ali Khan’ın Dirilt Kalbini adıyla Türkçeye kazandırılan elinizdeki ilk kitabı, günümüze dair bazı meseleler hakkında Kur’ân ayetlerinden damıttığı kıymetli dersler içeriyor. Ayetlerin sadece mesajını değil, ayetlerde geçen ifadelerin dil özelliklerini de laf arasında aktarıyor. Kelimelerin anlamları, anlamlar arasındaki hoş nüanslar, bunların ayetlere kattığı derinlik ve zenginlik… Bütün bunlar, okuyucuyu hem anlatılan konuya hem de bir bütün olarak Kur’ân’ın harikulâde üslubuna yaklaştırıyor, ısındırıyor. Dirilt Kalbini’yi okurken, şu ayet hep hatırınızda olsun, zira ayette anlatılan şeyin ayniyle tezahür ettiğini göreceksiniz: ‘Allah, hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet verilmişse, ona çok büyük bir hayr verilmiş demektir. Bunu ancak, temiz akıl sahipleri düşünüp anlar.’ (Bakara, 269)” Taha Kılınç
175.20 ₺ -
Canlı Bomba Sosyolojisi
İsyan ve itaat üreten Batı hükümranlığı, barındırdığı modern ve küresel değerler içinde “kayıtsız kabul” ve “radikal reddetme” şeklinde iki tepki doğurmaktadır. Radikal reddetme, modern sistemin ürettiği muhalefet alanını sosyalist, milliyetçi ve dinî ideolojiler altında şekillenen başkaldırı hareketleri vasıtasıyla giderek genişletmektedir. Küresel ölçekte görünüm kazanan dini görünümlü terör, diğer sosyal dinamikler yanında, bu muhalefet alanının bir parçası olarak okunduğunda çok daha anlaşılır hale gelmektedir. Din ve terör ilişkisini canlı bomba eylemleri ekseninde anlamaya ve açıklamaya çalıştığımız bu araştırmada, yukarıda öne sürülen genel perspektiften hareketle, konuyla ilgili problemler “sosyal şiddet türü olarak terörizm”, “dini kullanan terörün entelektüel tabanı olarak köktencilik teorileri” ve “teoriden pratiğe canlı bomba eylemleri” şeklinde üç analiz seviyesi içinde incelenmeye çalışılmıştır. İnsanoğlunun icat ettiği en eski akıllı bombalar olarak, canlı bomba eylemleri, klasik dönemde Yahudi Zealot-Sikariler ve Nizârî-İsmailî Haşhâşîler tarafından kullanılırken; Japon Kamikazeler ise bu tarz eylemlerin modern dönemdeki örnekleridirler. Orta Doğu’da, 1980 sonrası dönemde Hizbullah’ın Güney Lübnan’daki eylemleriyle ortaya çıkan çağdaş canlı bomba terörizmi, her şeyden önce anlaşılması gereken bir problemdir. Bu anlaşılma sürecine katkı sağladığı oranda başarılı olacağına inandığımız araştırmamız, kendine özgü bir canlı bomba eylemi tanımı ileri sürmektedir. Buna göre, canlı bomba eylemi; “bütün sosyal katmanlardan gelebilen, dinin ideolojik yorumuna dayalı meşrulaştırma anlatılarından gücünü alan; fakat daima siyasî hedefi olan, bir örgütsel yapının desteğine dayalı, askerî ya da sivil hedefler kullanmak suretiyle; işgal, baskı ve zulüm kavramlarıyla tanımlanan düşmana karşı, kendi yok oluşunu kendi eliyle şiddete dönüştürerek varlık mesajı veren saldırı tipidir”.
292.50 ₺ -
Paradokya Adalet Yıldızı ve Kayıp Pusula
Bu kadar korktuğunu hatırlamıyor belki de bundan daha heyecanlısını yaşayacağını sanmıyorsun. Yanılıyorsun... Bu gece, geçmişin izlerini saklayan bilinçaltınla yüzleşmeye hazır mısın? Paradokslarla çevrilmiş rüyalar alemine hoş geldin. Gecenin gizemli oyunu senin için başlıyor!. Paradokya günümüzde gençlerin ilgilsini en çok çeken fantastik roman türünde sürükleyici bir örnek. İlgi çekici kurgusu, anlatım sadeliği sayesinde ilköğretim ikinci kademe ve lise seviyesindeki öğrencilerin ilgiyle takip edeceği bir eser. Paradokya'nın bir diğer önemli özelliği ise bizden, kültürümüzden beslenen bir hikayeye sahip olması. Tüm müspetleri macera ve eğlenceden ödün vermeden içinde barındıran bir ilk eser!..
208.05 ₺ -
Beni Bir Annem Sevmiş
Benim adım Azat. Bu benim hikayem... Aşkın, ihanetin ve pişmanlığın öyküsü... Şaşırtıcı, ürpertici, kahredici... Henüz hayatımın baharında, yetim kalmış çaresiz bir gençken, hiç hayal etmediğim bir şekilde zengin bir mirasa kondum. Bu hazır bulmuşluğun şımarıklığıyla kendimi, tuzaklarla dolu baş döndüren coşkulu bir alemin kucağında buldum. Dur durak bilmeyen bir çılgınlık içinde, etrafımı saran sahte dünya melekleriyle günümü gün ediyordum. Hızla uçuruma yuvarlandığımı gören yüreği yaralı annemin, her gün önüme geçerek gözyaşları içinde yalvarışlarını hiç önemsemiyordum. Kalbini bin parçaya bölerek kırdığım bu şefkat kahramanının, üzüntüyle alev alev yandığı bir anda, hiç beklemediğim bir şekilde davetsiz bir misafir kapımı çaldı. Asi bir evlat olarak, bütün varlığımı kaybedip dostları tarafından terk edilmiş bir halde ölümle kalım arasında can çekişirken buldum, kendimi... Yürekler parçalayan kabuslar zinciri de o zaman başladı. Ve ardından gelen korkunç bir son... Her şeye rağmen beni bırakmayan yalnızca o vardı. Meğerki beni bir annem sevmiş… Dayanabilen evlatlara…
91.00 ₺ -
Sanat Ve Folklor
Bir ülkenin sanat tarihine tuvalleriyle damga vurmuş isimler. Nakış nakış işlenen yazılar,görülmeyi bekliyordu. Dergilerde kalan yazılar, röportajlar, anılar, taze fikirler, heyecanlar. Resim tarihinin bilinen simaları, artık unutulan sanatkârları, depolarda çürümeye bırakılmış tuvaller. Nazik bir üslup,genç Cumhuriyet in bir sanata yaklaşımları, davetler, sergiler, salonlar ve folklor. Malik Aksel, bir ”hafıza” olarak, bir sanatkâr olarak sayfalarda.Tekrar.
215.35 ₺ -
Her Şey İçinde Saklı
Doğu edebiyatının şiirsel, mistik ve bilgelik dolu öyküleri... Beydeba'dan İbn Hazm'a, Feridüddin Attar'dan İbn Cevze, Firdevsi’den Nizami’ye, Cami’den Şems-i Tebrizi’ye kadar Doğu'nun gizemli hayatından engin bir hayal gücüyle sunulan can alıcı öyküler okuru heyecandan heyecana sürüklüyor.
6.42 ₺ -
Evliliğimize Aşk Olsun
Farklı kültürlerde yetişmiş iki insan, hayatlarının en önemli kararını verirler ve bir araya gelirler. Önceleri her şey yolunda giderken bir zaman sonra bazı aksaklıklar kendini göstermeye başlar. Anlayamayan ve anlaşılamayan çiftler bazen hafif, bazen şiddetli tartışmalarla evliliklerini test ederler. Anne babalar, arkadaş ilişkileri, çocuklar, iş hayatı, ekonomik sıkıntılar, değişmeyen mizaç ve daha pek çok sebep eşlerin arasındaki mesafeyi umulmadık zamanlarda açıverir. Aile danışmanı Muhittin Korucu, kitabında eşler arasında yaşanan problemleri önermeler halinde başlıklandırarak bize aktarıyor. Başlıklandırılmış her problemin muhtemel nedenleri, yan etkenleri ve hayatta karşılığını bulan pratik, uygulanabilir çözüm yolları okuyucuya sunuluyor.
8.11 ₺ -
Türkiyenin ′Ölmeyen′ Babası
O kadar etkilendim ki “ Şimdi kalksa ve uyansa nasıl olur?” dedim. “Kalkar mı, gelir mi? Atatürk gelecek ve kurtulacağız. İnandım buna.” *** Atatürkçü gençlerle yapılan derinlemesine söyleşilerle zenginleşen Türkiye’nin Ölmeyen Babası, Türkiye’nin yakın tarihine ve çağdaş siyasal teoriye odaklanarak, tamamlanmayan bir yas sürecinin Atatürkçü gençlerin siyasetle ilişkisini nasıl etkilediğini gözler önüne seriyor. Cumhuriyetle birlikte inşa edilmeye başlanan, fotoğraflarla ve heykellerle canlı tutulan Atatürk imgesinin, hem günlük hayatımızı hem de siyaset dünyamızı nasıl şekillendirdiğini görüyoruz bu kitapta. Atatürk’ün manevi şahsiyetiyle değil, ‘Atatürk’ isminin neye işaret ettiği ve siyasal alanda ne tür bir işleve sahip olduğuyla ilgilenen Türkiye’nin Ölmeyen Babası, yeni yeni tartışmaya açılan bu konuyla ilgili yazılmış, entelektüel gücüyle ve akademik titizliğiyle öne çıkan, kalıcı bir eser.
8.11 ₺ -
Kelimeler ve Kader
Esra Yalazan, kahramanlarının kaderini yazan, ama kendi kaderini tayin edemeyen yazarların hikâyelerinde dolaşırken, bu serüvene sadece kendi sesini, hayallerini, hatıralarını mı ekliyor? Yoksa hükümranı olmadığı kaderinin kelimelerini bulduğu için mi, bir edebî metni ustalıkla söküp kendi hayat örgüsü üzerinden yeniden dikiyor? Peki edebiyatla zenginleşen hayatlar, anlatıcının kalemine kader biçerken biz okurlar nerede duruyoruz? Nasıl oluyor da seyircisi olduğumuz bir temsilin tam da ortasına düşüyoruz? Birbirine dolanan bunca kader, hikâye mümkün mü sadeleşip derinleşsin? Ama nasıl öyle oluyor? Ve biz, Âdem’e isimlerin öğretilmesinden beri kelimeler’in kader olduğunu bilmeden mi biliyoruz? İlk yaratılışın anlamını? Ruhun ve kalbin irtifaını? Sahi biliyor muyuz? Woolf, Borges, Fowles, Joyce, Zweig, Hesse, Marquez, Buzatti, Sandor Marai, Gide, Pasternak, Tanpınar, A. Şinasi Hisar, Sabahattin Ali, Refik Halit Karay, Tezer Özlü ve diğerleri… Esra Yalazan’ın, okura kendi aynasında seyrettirdiği, denemenin sınırlarını aşıp kimi zaman hikâyeye dönüşen yazıları, Kelimeler ve Kader’de buluştu. Bir yazardan, bir hikâyeden, bazen bir andan yola çıkarak susmayı, anlatmayı, bakmayı, derinleşmeyi, vazgeçmeyi, açılmayı sonra yine kapanmayı isteyen yazılar, kaderlerine doğru savruluyorlar. “Kâinatta kaybolan kelimeler, talihin rüzgârıyla yer değiştiren nesneler, zihinlerde henüz açığa çıkmamış düşünce kırıntıları, yazının yetersiz kaldığı yerde tek başına kıvranan tarifsiz acılar... Kendilerini dinleyecek birilerini arıyor sanki. Ve bazen böyle harabelerin üst üste yığılmasıyla yenilenen şehirler gibi, çok katmanlı hikâyelerden, cevabı müphem sorulardan, hakikatin ruhundan beslenen incelikli bir romanda buluşuyorlar.”
10.14 ₺ -
Şükûfe Nihal
Hülya Argunşah’tan, Türk tarihinin siyasî, edebî ve kültürel anlamda Cumhuriyet dönemine geçişini Şükûfe Nihal’in hayat hikâyesine ve eserlerine odaklanarak ortaya koyan titiz bir çalışma. Şükûfe Nihal; Fatma Aliye Hanım, Şair Nigâr Hanım ve Halide Edip’lerin başlattığı Türk edebiyatının kadın yazarı olma çizgisini hemen onların yanı başında ama aynı öncü ve özverili kimlikle sürdüren bir Cumhuriyet aydınıdır. İstanbul İnas Darülfünunu’nun ilk dönem öğrenci ve mezunu, Sultanahmet Mitingi’nin ateşli hatibi ve Cumhuriyet öğretmeni olan yazarın hayat hikâyesi, eşitlikçi Türk feminizminin ve Türk kadınının siyasî hayata kazandırılışının ciddî başlangıçlarıyla zenginleşir. Bütün bunlar Şükûfe Nihal’in hayatına ve eserine kadın-edebiyat-Cumhuriyet aydını olma noktalarından bakılmasını gerekli kılar. Cumhuriyetin aydınlarını ve ediplerini toplayan bir salonun kibar sahibi ve pek çok âşığın etrafında pervane olduğu Şükûfe Nihal, anlaşılmaz bir şekilde daha sağken unutuluşun en uzak iklimlerine düşer. Hayatının parlak başlangıçları mahiyeti açıklanamayan karanlıklarla gölgelenir. Arayışlar, beklentiler; kadın ruhunun dalgalı, çekingen çırpınışları ve hayatın bin türlü cilvesi ona derin sessizlikleri getirir. Ve susar Şükûfe Nihal... Kendisini anlamak, anlatmak, ona hayatının en güzel döneminin ışıltısını kazandırmak ve tam o noktada yeniden canlandırmak isteyenler için bile hâlâ suskun durmaktadır...
21.90 ₺ -
Boğaziçindeki Mücevher Dolmabahçe Sarayı
Bir saltanat sarayı. Osmanoğulları'nın miras bıraktığı görkemli mimari yapılardan biri. Bir saltanatın en görünür olduğu geçit alam. Sadece o değil. Kültür ve medeniyet yaşantısının renkten renge büründüğü ”saray”. içinde yaşayanların ”mekânın poetikası”nı da çattıklarını görürüz orada, incelikle. Bütün eşya, mekân, ışık, ses gündelik hayatın sosyolojisi içinde insana ve eşyaya koşar. Çevresini aydınlattığı kadar kendi masalım da söyler. İskender Pala, her sabah Boğaziçi'nin iki yakasından birinde Beylerbeyi'yle selamlaşan, İstanbul şiirinin en lirik mısrası gibi insanları yıllardır gözleyen bir saraydan, Dolmabahçe Sarayı'ndan sesleniyor. Dolmabahçe Sarayı'nın, yani ”Boğaziçi'ndeki Mücevher”in kitabım, eşyaları konuşturarak, onların ağzından hikâye ediyor ve her gün önünden binlerce insanın geçip gittiği mekânın ruhuna ortak olmaya çağırıyor. Okuyarak yaşamak, yaşarken yol almak için, bir kılavuz, kitaptan daha ötesi. ”Bazen bir çocuk, bazen bir cariye, bazen bir ruh veya mana. Onlar bir zamanlar sarayın kahramanıydılar ve şimdi sizinle konuşmak üzere hayata döndüler. İstiyoruz ki bu kitabın bölümleri size rehberlik edebilsin ve cümleler, yolculuklarınızı anlamlı kılsın, sonunda sizi bir sarayla buluştursun.”
91.25 ₺ -
Kanuni Sultan Süleyman Dönemi Taht Kavgaları
Alanındaki uzmanlığı, sadece akademideki sıfatlarıyla kanıtlanan bir akademisyen değil Şerafettin Turan. Osmanlı tarihinin enteresan bir dönemine odaklanıyor Kanuni Sultan Süleyman Dönemi Taht Kavgaları. Bir döneme odaklanan ama konuyu derinlemesine ele alan bu metni incelediğimizde, aslında tarihin bütününe dair büyük "Muhteşem" sıfatıyla anılan Kanuni Sultan Süleyman'ın oğulları arasındaki taht kavgasının, izini kaynak metinlerle, araştırmalarla, yeri geldiğinde fetvalarla sürüyor Şerafettin Turan. Akademik metinlere ait, hepimizin kafasındaki anlatım ezberlerini de akıcı dili ve duru Türkçesiyle yerle bir ediyor. Okunan, okunurken zevk veren bir yapıt çıkarıyor karşımıza; baskısı yenilendikçe kendini yenileyen, bilgilerini güncelleyen ve dilini incelten bir Kanuni Sultan Süleyman Dönemi Taht Kavgaları. Şehzade Mustafa, Bayezid ve Selim arasında yaşananlar; Hürrem Sultan, Mahidevran Hatun, Rüstem Paşa'nın rolleri ve yaptırımları; Osmanlı'nın en şatafatlı ve güçlü olduğu dönemin perde arkasında yaşananlar bu araştırmada sahih bir biçimde anlatılıyor. Şehzadelerin taht kavgalarına yol açan nedenler, Şehzade Bayezid'in Selim'e ve babasına karşı cephe alışı, imparatorluğu iç savaşa götüren sebepler, Konya Savaşı, Bayezid'in İran'a sığınması ve akabinde öldürülmesi, taht kavgasının doğurduğu iç karışıklıklar ve taht kavgaları nedeniyle yapılan yönetim değişiklikleri, kitabın ana konularını teşkil ediyor. Uzun padişahlık döneminde dışarıyla uğraştığı kadar içeriyle de uğraşan Kanuni Sultan Süleyman'ın "padişah, baba, şair" olarak da:portresi gözler önüne seriliyor.
215.35 ₺ -
Devrilen Kazan
Osmanlı tarihinin en kanlı dönemlerinden biri.Devletin ordusuyla savaştığı, İstanbul sokaklarında yeniçeri terörünün kol gezdiği zamanlar. Padişahları katleden, halkı haraca bağlayan, yüzyıllardır adları ülkenin her yanında zorbalıkla anılan yeniçerilerin ocaklarının, Sultan Mahmut ve bu zulümden yılmış halk tarafından başlarına yıkılmasının hikâyesi. Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılması, tarihlerde ”Hayırlı Vaka” diye anılageldi. Bu dönemi, zamanının önemli karakterlerinin şahitlikleriyle Devrilen Kazan romanında okuyacaksınız. 'Dut mu yuttun bülbül mü yoldaş” dedi, ”neye susuyorsun? Adetin her yerde cır cır ötmekti. Şimdi neden dilini kıstın ? işte meydan. Konuş da dinleyelim. Yoksa niyetin ocak yıkılınca ortada kalacak viranelikte mi ötmektir? Eğer öyle düşünüyorsan aldanıyorsun. Çünkü o viranelikte ötmek sana nasip olmaz. Ocağı yıkanlar, seni de göçürürler!”
215.35 ₺ -
Od Bir Yunus Romanı
Her yazdığı romanla yüz binlerin kalbini feth eden İskender Pala yeni romanı OD ile yeniden okurlarını selamlıyor. Od bir Yunus Emre romanı. Gök kubbemizin her zaman parlayan ve hep çok sevilen, şiirleri gönülden gönüle dolup dilden dile dolaşan Yunus Emre, bu kez ODun ana kahramanı. İskender Palanın ilim ve kültür adamı olmasının yanında, yazar kişiliğinin imbiğinden geçirilerek aşkın tahtına bir kez daha oturtuluyor. 13. yüzyılın her bakımdan kavruk ve yanıp yıkılan ortamına Yunus Emrenin gelişi tarihi atmosfer içerisinde hakiki anlamına kavuşturuluyor. Yıkıntılar ve yangınlar içinden bir gönül ve bir insanlık anıtının inşa edilişi cümle cümle anlatıyor ve elbette kalbe dokuna dokuna yol alıyor. Romanın her sayfasında Yunusun hamlıktan saflığa geçişi okunuyor. Biliyorum, Biz bu ilden gider olduk, kalanlara selam olsun, demişti; Yine Biliyorum, Bizim için hayır dua kılanlara selam olsun. Demişti; Ve Sevgiliye gittiği o geceden sonra adının dilden dile, Aşkının gönülden gönüle dolaştığını da biliyorum. Şimdilerde ona kimisi Âşık Yunus, Miskin Yunus; Derviş Yunus;Varsın onu da desinler. Ve Türk yurtlarında, onu en çok Bizim Yunus diye çağırırlar. Biliyorum; Ten fânidir, can ölmez Çün, gitti geri gelmez Ölür ise ten ölür Canlar ölesi değil
237.25 ₺