-
Sen İstanbul Olsaydın
Sen, İstanbul olsaydın... Ben; sende konacak bir dal Bulamayan bir martı gibi Çığlık çığlığa atardım kendimi denizlere... ..... Sen istanbul olsaydın... ve zindanım olsaydın!
5.04 ₺ -
Şecaatname
Âsafî Dal Mehmed Çelebi (Bey, Paşa) tarafından kaleme alınan Şecâatnâme'de Osmanlı Devleti'nin büyük kumandanlarından Özdemiroğlu Osman Paşa'nın 1578-1585 yılları arasında İran cephesindeki faâliyetleri anlatılmaktadır. Eser, manzum mesnevî tarzında yazılmış hacimli bir kitaptır. Eserin asıl kıymeti ise hemen her mühim hâdisenin bir veyâ birkaç minyatürle tasvir edilmiş olmasıdır. Kitap, Prof. Dr. Abdülkadir Özcan'ın eser ve müellifi hakkında derin bir vukûfiyetiyle yaptığı incelemenin ardından, Şecâ‘atnâmenin orijinal metninin indeksi ve tıpkıbasımı verilmek sûretiyle yayınlanmıştır. Bu kıymetli araştırma, eserin kaynak değeri, müellifinin kim olduğu meselesi ve muhtevâsı gibi mevzulara ışık tutmaktadır.
312.00 ₺ -
Manzum Surnameler
Osmanlı saray düğünleri ve şenliklerini anlatan, Osmanlı devrinde yazılmış eserlere "Sûrnâme" adı verilmektedir. Sûrnâmeler; şehzadelerin sünnet düğünlerini, padişah kızlarının veya kız kardeşlerinin evlenme merasimlerini, padişah çocuklarının doğumları vesilesiyle yapılan şenlikleri ayrıntılı bir biçimde anlatan eserlerdir. "Osmanlı Saray Düğünleri ve Şenlikleri" umumî başlığı altında, bir seri halinde yayımlanacak 8 kitabın birinci cildi olan "Manzûm Sûrnâmeler"i neşretmiş bulunuyoruz. Bu eser, sûrnâmelerin bugüne kadar kütüphanelerde tesbit edilen manzum olanlarının ki toplam altı eserdir, (Âlî, Nâbî, Rif'at, Es'ad, Hızır ve Tahsîn Sûrnâmeleri) metninin verildiği ve bu orijinal metinlere dayanılarak incelemelerin yapıldığı, her sûrnâmenin sonuna ayrıntılı bir indeks de konulan bir eserdir. Bu hacimli kitap, diğer 7 cildin de girişi mahiyetindedir.
711.75 ₺ -
İntizami Surnamesi
Osmanlı Saray Düğünleri ve Şenlikleri" serisinin ikinci kitabı olan "İntizâmî Surnâmesi", Surnâme-i Hümâyûn olarak da anılmaktadır. Sultan Üçüncü Murad'ın şehzadesi Mehmed (Sultan Üçüncü Mehmed) için 1582 yılında yaptırdığı, Osmanlı tarihinin gelmiş geçmiş en muhteşem sünnet düğünü, bu eserde mensur olarak anlatılmaktadır. 16. asrın pek bilinmeyen şairlerinden İntizâmî tarafından kaleme alınan eser tarih, edebiyat, edebiyat tarihi, folklor, sosyoloji, iktisat, devlet yönetimi, gelenek ve görenekler, Osmanlı kültür hayatı vs. açısından çok zengin bir kaynak durumundadır. Bu eserde, İntizâmî Surnâmesi'nin bilinen dört nüshasına ve bu konuda yazılan diğer muhtelif eserlere dayanılarak bu muhteşem sünnet düğününün geniş bir incelemesi yapılmıştır. Daha sonra ise eserin en mühim nüshaları olan Topkapı Sarayı ve Süleymaniye Kütüphanesi nüshalarının transkripsiyonlu metinleri verilmiştir.
565.50 ₺ -
Vehbi Surnamesi
"Osmanlı Saray Düğünleri ve Şenlikleri" serisinin üçüncü kitabı olan "Vehbî Surnâmesi", Surnâme-i Hümâyûn olarak da anılmaktadır. Eser, Sultan Üçüncü Ahmed'in şehzadeleri Süleyman, Mustafa, Mehmed ve Bâyezid için 1720 yılında yapılan ve 15 gün devam eden sünnet düğününü konu edinmektedir. Seyyid Hüseyin Vehbî tarafından mensur olarak kaleme alınan eserin, diğer surnâmeler arasında hususî bir yeri ve emsallerinden ayrı bir ehemmiyeti vardır. Bu eser, o devirdeki kıyafetler, muhteşem gösteriler, esnaf alayları, verilen hediyeler açısından olduğu kadar günüze en fazla nüshası kalan surnâme olması bakımından da mühimdir. Ayrıca Lâle Devri'nin bu muazzam düğünle başladığı da söylenmektedir. Eserin önce geniş bir incelemesi yapılmış, daha sonra bilinen en eski nüshası olan İstanbul Üniversitesi'ndeki TY 6099 numaralı nüshanın transkripsiyonlu metni verilmiştir.
422.50 ₺ -
Sonsuz Hayat Seni Bekliyor
“Bir yolcu gibi hissediyorum kendimi. Durdurulması imkansız bir yolculuk. Neler çıkacak karşıma, bilmek istiyorum…Bedenden ayrı bir tarafım varsa o nereye gidecek? Bir diriliş söz konusuysa bu nasıl olacak? Bunların akla uygun bir açıklaması var mı? Bak ne geldi aklıma… Yeryüzünde binlerce yıldır insanlar var. Milyarlarcası ölüp gittiler. Şimdikiler de ölecekler. Bu insanların kemikleri bile toz olup savruldu. Kimini bakteriler çürüttü, kimi yandı kül oldu.Bu kadar insan nasıl dirilecek? Nasıl yeniden insan olacaklar? Bütün bedenlerin yeniden yaratılması, bu bedenlerle ruhların buluşturulması, sonra hepsinin mahşer meydanında toplanması! Hakikaten büyük olaylar! Kimi insanlar kabul etmekte zorlanıyor, akıldan uzak görüyorlar. Kabirdeyim. Kıyamet koptu. Dünya harap oldu. Bütün insanlar öldü. Ya sonra? Nasıl olacak diriliş? Neler bekliyor beni, bizi? Bu konuları bana ayrıntılı biçimde anlatmanı istiyorum. Sıkılır diye düşünme. Sıkılmam.”
115.50 ₺ -
Vampirler Cadılar Hayaletler
Böööööö N'oldu? Korkmadınız mı? Korkmazsınız tabi. Çünkü elinizde tuttuğunuz bu kitabı henüz okumadınız. Bu kitapta kan grubu ayırt etmeyen vampirlerin, bastığı yeri titreten devlerin, ne kadar dudağı varsa havaya doğru büzerek "Aauuuu" diye uluyan kurt adamların, kollarını havaya kaldırıp gözlerini belirterek yürüyen zombilerin, oraya buraya uçuşan hayaletlerin, kısacası şu ana kadar "Tu destur" dediğiniz bütün öcülü böcülü mevzuların gerçek öyküsünü okuyacaksınız. Ayrıca kimlerin kara büyü yaptığını, abrakadabra sözünün ne manaya geldiğini, cadılığın hiç de öyle sadece yellozluk alameti olmadığını öğreneceksiniz. Bırakın, aklınızın kapıları gıcırdayarak ardına kadar açılsın. Sakın yağlamaya kalkmayın. Çünkü şu ana kadar merak ettiğiniz tüm bu gizemli mevzuların sırrı, bu kitabın içindeki gıcırtılarda saklı... Şimdi, emrivaki gibi olmasın ama kitabın arkasını okumayı bırakıp kapağını açın ve sarmaşıklarla çevrili eski bir evin mezarlıklı bahçesine ilk adımınızı atın. Çünkü sadece bu kitapta yaşayan bir adam, başkasına sorduğunuzda "Saçmalama bee" dedirtecek tüm sorularınızın cevaplarını bir bir vermek için, sallanan sandalyesinde oturmuş sizi bekliyor. Hadi bakalım, kapıya usulca yanaşıp, tokmağını yankılı yankılı "Takk Takk Takk" diye vurun. Görünmeyen birinin "Gıcıığğrtt" diye açtığı kapıdan yüzünüze vuran serin ve küf kokulu bir rüzgârla beraber içeri buyurun. Hoş geldiniiiizz Ha ha ha ha ha haa
6.42 ₺ -
Pan
"Teğmen Thomas Glahn′ın Notlarından" ikinci başlığını taşıyan Pan romanı (1894) hem güçlü bir aşk romanı, hem de zengin bir tabiat övgüsüdür. Hamsun sadece bu eseri yazsaydı yine büyük bir şair sayılırdı. Modern psikolojinin canlı bir anıtı sayılan bu eser, kelimeler arasında yaşattığı inceliklerle bir şaheser değeri taşır. Pan, Knut Hamsun’un Victoria-Pan-Rosa üçlemesinin ikinci kitabı. İnsan ve doğa ilişkisi üzerine yoğunlaşan Hamsun, yüzyıl başındaki insanın yalnızlaşmasını, toplumdan uzaklaşıp doğayla baş başa kalışıyla birlikte kendi doğası üzerine düşünmesini ve hızla yükselen kapitalist toplum dalgasının etkilerini ruhunda hissetmişçesine eleştirel bir tavırla sade ve doğal insana özlemini dile getirir. Kuzey Norveç ormanlarının, otlarının, sularının ortak çağıltısı içine, kuvvetli bir aşk tutkusunu şiir yüklü bir dille oturtan bu roman, Hamsun’un ününün dünyaya yayılışında önemli payı bir şaheserdir.
62.05 ₺ -
Kroyçer Sonat
Kroyçer Sonat, büyük ümitlerle kurulan, fakat maddî ihtiyaçları karşılanırken manevi yönü ihmal edilen bir evliliğin romanı. Pek çok aile çatısı altında yaşanan mutsuzluğun satır arası çözümlemeleri...Tolstoy, sonu cinayetle biten, herkesin yaşayabileceği türden sıradan bir evliliğin çarpık yanlarını gözler önüne sererek, okurlarını bir kez daha sarsıyor...
3.38 ₺ -
Hüzünlü Havalar
Şehir gürültüsü ve uygarlığından kaçarak tabiatın bağrında, yıldızların altında ruhuna sükun ve şifa arayan, kanının çağıltısını kırların soluğunda yatıştırmak isteyen, şair ruhlu birisi... Artık büyük şehirlerden bezmiş, iç sıkıntılarını kırlarda, ormanlarda, şehirden uzak yerlerde dağıtmaya çalışan, kayıp gençliği peşinde avare, orta yaşlı bir hülya adamıdır kahraman. Şehrin gürültü ve karmaşasından kaçarak tabiatın bağrında, yıldızların altında ruhuna sükun ve şifa aramaktadır.
4.39 ₺ -
Bir Evliliğin Romanı
Usta yazar Tolstoy, Bir Evliliğin Romanı′nda genç bir kız ile orta yaşlı bir adamın evliliğini sade fakat bir o kadar incelikli kalemiyle resmediyor. Roman doğal ve sade bir yaşamın, aile saadetinin devamı için ne kadar gerekli olduğunu, kendini sosyete eğlencelerine kaptırarak mutluluğunu kaybeden bir hanımın diliyle anlatıyor. Ahlaki yozlaşmanın aşkı ve aile saadetini bozacak kadar zararlı olduğunu anlatan olay örgüsü içinde, eşlerin birbirlerinin hayatlarına ne dereceye kadar müdahale eebileceğini de tartışan roman, bu özelliğiyle daha uzun yıllar güncelliğini koruyacak gibi görünüyor.
2.70 ₺ -
Asma Katlı Ev
“Sanırım Anton Çehov’la karşılayan herkes, içinde ister istemez daha yalın, daha doğru, daha kendisi olma isteği duyardı… Çehov hayatı boyunca hep kendi ruhsal bütünlüğü içinde yaşadı; her zaman kendisi olmayı, iç özgürlüğünü korumayı başardı. Başkalarının özellikle de daha kaba insanların Anton Çehov’dan beklediklerine hiç aldırmadı… Bu güzel yalınlığın içinde, kendisi de yalın, gerçek ve içten olan her şeyi sevdi ve kendine özgü bir güçle başkaların ada yalın olmayı öğretti” Maxim Gorki “Çehov bir sanatçı olarak, önceki Rus yazarlarıyla, Turgenyev, Dostoyevski veya benimle, mukayese bile edilemez. Çehov’un kendi biçimi var empresyonistler gibi. Bakarsanız adam hiçbir seçim yapmadan, eline hangi boya geçerse onu gelişi güzel sürüyor. Bu boyalar arasında hiçbir münasebet yokmuş gibi görünür. Ama bir de geri çekilip baktın mı, şaşırırsınız. Karşınızda parlak büyüleyici bir tablo vardır.”
47.45 ₺ -
Yeraltından Notlar
Hayatını yabaniliğe varan bir yalnızlık içersinde geçiren bir adamın öyküsü Yeraltından Notlar. Mantık denen şeye bir tekme atıp, tüm matematikçileri cehennemin dibine yollamak isteyen çelişkilerle dolu garip bir adamın ′Yeraltı′ diye isimlendirdiği kendi münzeviliği, ya da kendi karanlık bilincine çekilerek olayları ve insanları değerlendiren zeki, ama ne yazık ki zavallı birinin...Belki de Dostoyevski′nin yazarlık yöntemini kavramada bir anahtar görevi gören Yeraltından Notlar, insanı, hem kişisel he de ruhsal değişimi ve çelişkileriyle ele alan güçlü bir Dostoyevski klasiği.
3.72 ₺ -
-
Hilyei Saadet
Peygamberimizin kutlu vasıfları ile mübarek güzelliklerini anlatan Hilye-i Saadet, asırlar boyu halk arasında makamla okunmuş muhteşem klasiklerimizden birisidir. Hz. Muhammed'in (s.a.s) fiziki, ahlaki, ruhi ve insani özelliklerinin güvenilir kaynaklardan derlenmesiyle meydana getirilen bu eseri okuduğunuzda, iki cihan serveri efendimizin gönüllere esenlik veren güzelliklerini yeniden keşfedecek; ruhen ve bedenen onu daha yakından tanıyacaksınız. Bu öyle bir tufhedir ki zikr-i Huda ile memlü sahabi dillerden, aşk-ı Habibullah ile çarpan şair gönüllere; şefaat-ı Resulullah'a müştak aciz bir kalemden, zübde-i ihlas olacak pırlanta bir nesle sunulmuştur.
105.85 ₺ -
Dünün Devrimcileri Bugünün Reformistleri
Reformist dinî aydınların uygulamaya dönük eleştirileri ve bunlara bağlı olarak şekillenen önerileri doksanlı yıllar boyunca İran içinde büyük bir dalgalanmaya, coşkulu bir hareketliliğe yol açtı. İran, hakkında dünya medyalarındaki abartılı resimlerle bütünleşirken; bu ülkeye karanlık, dışa kapalı ve güvensiz bir görünüm kazandıran söylemler bu yıllarda ya geri çekildiler ya da kendilerini yenileme ihtiyacı duydular. Doksanlı yılların reformistleri, seksenli yılların başlarında devrimcilerin keskin sloganlarla öne sürdükleri gibi, İran'ı dünyadan yalıtılmış bir ülke olarak tanımlamak istemediler. Gerçi reformist dinî aydınların büyük çoğunluğunu, devrimin başlarındaki keskin, tepkisel, aşırı sol ve anarşist söylemi geliştiren gençler oluşturmaktadır. Yaşadıkları değişimi bir gelişme olarak nitelendiren reformist dinî aydınlar, başlangıçtaki tepkisel ağırlıklı radikalliklerini yetmişli yılların siyasal söylemlerinin keskinliğine bağlarlar; şimdiki eleştiri ve önerilerini ise, savaş şartlarının mantıkî sonuçlarına kadar ilerlemesine izin vermediği bir devrimi tamamlayan zorunlu adımların bir gereği olarak açıklarlar.
178.85 ₺ -
Şarkın Şiiri İran Sineması
Hollywood'un egemenliğindeki seyirci, Bergman, Fellini, Visconti, Berson, Ozu vs. gibi yönetmenlerin eserlerine benzer filmler görmekten ümidini kesmişken, birdenbire sıra dışı gelen İran sinemasıyla karşılaştı. Sinema, İran'ın modern bir dünyada dini bir yaşama tarzı oluşturma tecrübesi sırasında, sanatçıların kendilerini özgür hissettikleri bir estetik alan durumundadır. Bu alan, modernlikle din arasındaki anlaşmazlık konularının açıkça tartışılmaya başlandığı bir zemine dönüştü. Sinema, düşünce özgürlüğünden siyasal ve kültürel kurumların yapısına, sansürün ölçülerinden sivil topluma, emri bil maruf nehyi anil münker'den hicaba varıncaya kadar bir dizi kurum ve kavramın tartışılmasının zemini oldu. Sinema ile ilgili sorular, İslam tarihinde kemikleşmiş bulunan, bilinçaltında bastırılan ya da uyutulan, tartışma alanının dışına itilmiş tesettürün sınırları ve kadının kamusal alandaki yeri gibi konulardan, İslam tarihindeki ataerkil geleneklerin rolüne varıncaya kadar bir dizi tartışmayı gündeme taşıdı. Bu kitap, dünyayı büyüleyen bu sinemanın yakın ve doğru okunması yönünde içeriden yapılmış bir katkı niteliği taşımaktadır.
156.95 ₺ -
Haşhaşiler
Suikast, İsmaili Haşişilerin keşfi değildi; onların yaptığı, işin adını koymaktan ibaretti. Şurası kesin olarak bilinmelidir ki, dini bir davanın adanmış hizmetlileri olan Haşişiler, ellerinde hançerleriyle, parayı bastıran için adam kesen bir katil güruhundan ibaret sayılamazlar. Önlerine gerçek imamlığın tesisi gibi siyasi bir hedef koymuşlar ve ne müritleri ne de liderleri, başkalarının şahsi ihtiraslarına alet olmamışlardır. Nihai hedefleri, Sünni nizamın önünü kesip yok etmekti. Hasan Sabbah ve müritleri, hoşnutsuz yığınların içindeki belli belirsiz arzuları, başıbozuk inanışları ve dizginsiz öfkeyi yeniden şekillendirip yeni bir mecraya sokarak, bu hengameden bir ideoloji, tarihte eşi benzeri görülmemiş bir uyum, disiplin ve maksatlı bir şiddet içeren bir örgütlenme çıkarmakta muvaffak olmuşlardır. Bernard Lewis, bu kitabında, Şia mezhebi içerisinde yer alan Haşişi tarikatının köklerinin izini sürmekle kalmayıp, hem tarikatın öğretilerinin hem de gizemli önderi Dağın Şeyhi (Şeyhü7-Cebel) Hasan Sabbah'ın efsanevi yaşamının güncesini tutuyor. Haşişiler: İslam'da Radikal Bir Tarikat, tarihin bu ilk teröristlerine dair en kapsamlı, en anlaşılır ve en yetkin çalışmadır.
19.71 ₺ -
Sabah Rüzgarı
“Enelhak” Demişti Nesimî Evet, nihayetinde enelhak bir kelimedir. Ancak, her şeyden önce, tüm tarihimizde, söyleyeni yaralayan bir kelimedir. Öte yandan, bu kelimeyi söyleyenleri yaralayanlar da çeşitli yaralar almışlar, öncelikle de bu kelimenin kendisinden yaralandıklarını hissetmişler ya da belki bilinçli olarak fark etmişlerdir.Tek bir sözcük, hangi dinamiklerle bunca olaya kaynaklık edebilmiştir? Bu sözcük, hangi tarihsel, düşünsel, toplumsal, kültürel süreçlerdeki çelişki ve çatışmaların imbikten geçirilircesine süzülüşüdür ki, bunca olaya kaynaklık etmiş, bir yandan heterodoks düşünceyi arkasına alırken, bir yandan heterodoks düşünceyi arkasına alırken, bir yandan da tüm Ortodoks düşüncelerin karşısında birleşmesine neden olmuştur? İşte, Nesimî özelinden kalkarak cevabını araştırmaya girişeceğimiz soru budur.
51.10 ₺ -
Geçen Zaman Geçmiş Zaman
Reha Çamuroğlu, çeşitli gazetelerdeki yazılarından seçtiklerini bir raya getirdiği bu kitapta, dünyanın ve ülkemizin gündeminde yer edinen olaylar, kavramlar ve temalar hakkındaki görüşlerini tarih-siyaset-kültür ekseninde ifade ediyor. Kitle iletişim araçlarından akan haberlerin hızına yenilmiş, gözden kaçan birçok ayrıntıyı, hem geçmiş zamanın derinliklerinden çekip çıkarttığı bilgilerle güncelleştiriyor, hem de güncel tartışmaların çoğunlukla sığlaşan kapsamını asıl sınırlarına kavuşturuyor. Romanları ve Alevilik araştırmalarıyla tanınan Reha Çamuroğlu’nun bu yazılarında, kimi zaman bir bilim insanının yalın ağırbaşlılığını, kimi zaman da bir sohbet insanının tadına doyulmaz hikayelerini bulacak; bir bütün olarak baktığınızda ise seçilen yazıların toplamından daha geniş ve derin bir anlatıyla karşılaşacaksınız.
127.75 ₺ -
Değişen Kentte Dini Hayat
Modernleşme, Sekülerleşme ve Protestanlaşma Sürecinde Değişen Kentte Dinî Hayat ve Fetva Soruları Modern söylemler geleneksel dönemlerden ciddî farklılıklar içeren toplumsal değişimleri gerçekleştirmekte ve gündelik yaşamın her alanının içermektedir. Din de bu gelişmelerden etkilenmektedir. Zihinsel değişim sonucu değişen algı formatları dinin gündelik hayattaki kabul ediliş biçimlerine de yansımaktadır. Dolayısıyla birey bazında yaşanan durumlardan itikat—ibadet—ahlâk boyutuna kadar bir dizi değişim gündelik hayatın görünür yüzünde ortaya çıkmaktadır. Bir başka ifadeyle, bu çalışmada konjoktürel gelişmelerin, küreselleşmenin dinî—kültürel değişimlere etkisi, teknolojik—bilimsel gelişmelerin dinî anlamda iman, ibadet ve ahlakî temellerde neden olduğu değişimler ele alınmaya çalışılmıştır.
237.25 ₺ -
Böyle Buyurdu Sufi
Böyle Buyurdu Sûfî, bilginin hızla ulaşılıp kolayca tüketildiği bir dünyada bilgelerin ve bilgeliğin izlerini sürmek için sizi geçmişin gizemli karanlıklarına davet ediyor. Bir zamanlar gölgesiyle dahi kavga eder hale getirilen nesiller, tüm kâinatla barışık yaşamış atalarıyla buluşmak üzere tarihin derinliklerine doğru cesaret isteyen bir yolculuğa çıkıyorlar artık...
171.55 ₺ -
Dönüyordu
Tüm dinsel düşünce ve inançlar, iyiler ve kötüler üzerinde durur. İyileri ve kötüleri biriktirenler, sabit kılanlar, envanterini tutan ve ömürlük muhasebelerini yapanlar bir yanda dururlar, iyiyle kötünün dönüşücülüğünü, geçiciliğini, sabit anahtarları olmadığını, her yeni iyi ve kötünün kendine göre anahtarı olması gerektiğini bilenler ise öte yanda. Tüm yıldız ve gezegenlerin dünyanın etrafında dönmedikjleri ileri sürüldüğünde Ortodoks Hırıstiyan’ı onca sişnirlendiren, her şeyin kendi etrafında dönmüyor olabileceğinin ima edilmiş olmasıydı. Tüm öteki’ler onun yüce Ben’i etrafında dönmek zorunda değişler miydi? Ben ve öteki’nin başka bir bilgisi mümkün müydü? Dünyayı tutmak, ona tutunmak ile kazık kakmak arasındaki fark da burada başlayacaktır. Ne demiştik? “Dönüyordu…” hâlâ da öyle.
47.45 ₺ -
Türbanın Yeniden İcadı
Başörtüsü tartışmalarının olumsuz bir sürü anlam yüklenerek yıpratılan “türban” üzerinden sürdürülmesi, bu konudaki çözümsüzlüğün nedeni olmaya devam ediyor. Başörtüsü sorunu çözümlenecekse, türbandan değil başörtüsü sorunu çözümlenecekse, türbandan değil başörtüsünden söz etmek gerekecek. Ben ikame bir isim olan “türban”ın yaygın bir şekilde kullanımının sorunun çözümünü zorlaştırdığı kanısındayım. Bu çalışmayla, “türban” konusunda yaşanan ve doğrudan doğruya insanların kişisel gelişim süreçlerini etkileyen kavram kargaşasına bir parça da olsa açıklık getirmeyi umuyor, diliyorum. Türban yasaklarının bugün olduğu gibi neredeyse otuz sene önce de “otuz yıl önce türban yoktu, o zaman Müslüman değil miydik?” şeklinde bir soruyla savunuluyor olduğunu gösteren ifadelere hâlâ rastlanmaktadır. Dileğim, bu sorunun otuz yıl sonra sorulmayacak olmasıdır.
215.35 ₺ -
Oryantalizmi Yeniden Düşünmek
Bu kitap, bir söylem ve kuramsal paradigma olarak Oryantalizmin değeri ve sınırları hakkındaki tartışmalara birkaç cepheden müdahale etmek amacıyla Osmanlı kadınlarının toplumsal ve kültürel taşıyıcılıklarına yönelik disiplinler arası bir yaklaşım geliştirmektedir. Kadın bakış açısı taşıyan kaynaklara odaklanmış olması, Oryantalizmin erkek bakış açısından yazılan tarihlerine karşı mevcut meydan o kumalara yeni bir unsur katmaktadır. Osmanlı kaynaklarının tanıtılması, klasik oryantalizm paradigmasının öteki yüzünü gösteren “yerli” kültürel taşıyıcılığın bir örneğini de sunmaktadır. Bu kaynakların Osmanlı kadınlarına ait olması, bunların toplumsal cinsiyet ve etnisitenin yarattığı farklılıkları taşıyan bir direniş pratiğini dillendirmelerinden ötürü özel bir önem taşımaktadır. Bu, ne onların Doğululaştırılmış statülerini emperyal ve toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri içinde bir “saflık” damgası sayarak ayrıcalıklı kılmak, ne de toplumsal cinsiyeti homojen ya da durağan bir kategori kabul etmek anlamına gelir. Tersine, bu yazarların farklı etnik ve sınıfsal konumlarına verilen önem, Doğulu ya da Osmanlı (ya da Üçüncü Dünyalı) kadın kategorisine atfedilebilecek olan her türlü tekilliğin altını oyar, böylece de sömürgecilik sonrası çağdaş feminist kuramda ortaya çıkan kimi ortodokslukları engeller. Bu bireylerin dillendirdikleri özgül toplumsal, kültürel ve siyasi-tarihsel durumlar sonucunda ortaya çıkan Batılı kültürel biçimlerin melez yeniden şekillendirilmesine yönelik eleştirel ilgi de buna eklenir.
262.80 ₺ -
Güller Kitabı
Gül, zaman zaman lale ve karanfil gibi zorlu rakiplerle mücadele etmek zorunda kalmışsa da, saltanatını her zaman korumuş, bütün çiçekleri, hatta tabiatı özetleyen bir çiçektir. Aslında her çiçek “gül”dür ve gül, tabiattaki görüntü çokluğunun arkasında var olan gizli birliğe işaret eder. Güller Kitabı’nda Türk kültürünün “çiçek” macerası, bu sebeple “gül” etrafında anlatılmaktadır. Sadece çiçek macerası mı? Göçebelik devirlerimizden bugüne kadar çiçekler etrafında geliştirdiğimiz incelikli kültür, derin duyarlık, tabiata farklı bakışımız ve bu bakış tarzındaki değişmeler de Güller Kitabı’nın başlıca konuları arasında yer alıyor.
164.25 ₺ -
Yeni İran Sineması
1990'ların sonlarına gelindiğinde İran sineması gözle görülür bir gelişme kaydederken, içinden geçtiği ciddi dönüşüm de İran'ın kültürel ve sosyal hayatında kapsamlı değişimleri beraberinde getirmiştir. İran sineması, yalnızca özgün bir "ulusal sinema" değil, dünyanın en yenilikçi ve heyecan uyandırıcı sinemalarından biri olarak da ismini duyurmuştur: Bunun neticesinde de uluslararası festivallerde İranlı yönetmenlerin filmlerine duyulan beğeni gitgide artmaktadır. Elinizde tuttuğunuz kitapta,1978-1979 Devrimi'ni takip eden yıllarda İran sinemasının gelişimi, İran kültüründe ve toplumundaki yeri ve gerçek manada bir 'dünya sineması' konumuna gelişi irdelenmektedir. Bir kısmı genel bir bakış açısıyla, geri kalanı da birtakım filmler ve yönetmenler özelinde olmak üzere, her bir makalede İran sinemasına dair önemli konulara değinilmektedir.
186.15 ₺ -
İslamcılık Bir Hayat Tarzı Eleştirisi
Bu kitapta yer alan yazıların ortak teması, özellikle altmışlı yıllardan itibaren gelişmeye başlayan ve seksenli yıllarda da görünürlük kazanan İslamcılık akımının pratiğini, çoğunlukla entelektüel kadınların tecrübelerinin ortaya koyduğu bir açıdan okuma eğilimidir. Son elli yıl içinde İslam'la ilgili her tezahürün, sorunun ve sorgulamanın adı olan İslamcılık, modern dünyada dinî bir hayat yaşama, bu hayata ilişkin sorular sorma, bu hayat bağlamında karşılaşılacak sorulara cevap verecek bir donanıma sahip olma kaygısının oluşturduğu bir dalganın veya hareketin adıdır. İslamcı aydınların gündeminde olan sahicilik, içtenlik, kendi olmak, kimliğine sahip çıkmak, kimliğini yeniden tanımlamak, daha yavaş ve sade, daha mütevazı ve tabiatın dengelerini gözeten bir hayat kurmak, israftan kaçınmak, hakkaniyet ve adalet... şeklinde uzayıp gidecek olan tartışma ya da okuma başlıkları, İslamcılığın benim bu kitapla "bir hayat tarzı eleştirisi" olarak tanımladığım boyutlarını belirginleştirir. Hayat tarzı, en geniş anlamıyla kişinin karakterini, doğuştan mizacını veya tabiatını ve aynı zamanda kişinin ikinci tabiatı haline gelen davranış alışkanlıklarını gösterir.
164.25 ₺