-
İlmihal yahut Arzuhal
“Aydınlığa ve vuzuha açılan bir kapı, sonsuzluğa doğru uzanan bir yol, hakikat ve merhamet deryasına doğru akan bir nehir, göğe yükselen bir miraç... Mustafa Kutlu’nun İlmihali’nde (ki yıllar önce ilk metinler ortaya çıktığında ona birlikte Kutlu İlmihal adını vermiştik) yüksek bir hissiyatın eşlik ettiği bu hikmetli anlatım edebin ve edebiyatın, sanatın imkânlarıyla yeni bir biçime ve üsluba kavuşuyor, terütaze yeni bir ihmihal türüne kanatlanıyor. Yazar metinlerin neredeyse tamamında aslında kendi tecrübelerini, müşahedelerini, içten duyduklarını, tazarru ve niyazlarını, ızdıraplarını, zevk ve acılarını, ümit ve korkularını, rüya ve hayallerini anlatıyor. Bir dua gibi, bir rahmet seli gibi hikâye ediyor. Merhamet, hürmet, hizmet sütunları üzerine yükselen bir ahlâk dünyası, bir insanlık meşheri kuruyor.” İsmail Kara
120.00 ₺ -
Sevincini Bulmak
Türk edebiyatının usta hikâyecilerinden Mustafa Kutlu’nun yeni kitabı Sevincini Bulmak okurlarıyla buluşuyor. Kutlu, Sevinci Bulmak’ta “dış dünyanın hücumuna karşı kitapların dünyasına sığınan” Suna ile Elif’in hikâyesini anlatıyor. Hikâye, Tanpınar hayranı bir akademisyen olan Suna’nın ve onun dert ortağı, sırdaşı Elif’in hayatlarına giren insanların, yaşadıkları aşkların, ayrılıklarının, uğradıkları hayal kırıklarının, hüzünlerinin anlatılmasıyla şekilleniyor. Kutlu, “sevincini arayan” ve bütün zorlukların üstesinden gelen kadınların dünyalarını okuyucuya açıyor. Kutlu, yeni kitabında insani ilişkilere değinmekle birlikte günümüz ilişkilerini de sorguluyor. “Güz. Nedir güzün güzelliği? Yaprakların kızırması, sararması, ardından dala elveda diyerek ayva kokan esintinin kolları arasında, bir o yana bir bu yana salınarak toprağa düşmesi. Şahane ayrılık, şahane ölüm. Toprak ve yaprak iki sevgili değil midir? Yahut ana-oğul. Yaprak düşer, bin parçaya ayrılır, ana kucağında ölür. Bu dramatik kavuşma için yağmurun sayısız bestesi vardır. Taze mezar üstüne yağar, yağar... Ne zamana kadar? Kara çevrilip tüm âlemi sessizlik kaplayana kadar. Sonra matem sona erer, güneşgülümser. Dallara su yürür ve tomurcuk patlar. Toprak ana yavrusunu hayata uçurur. Devran böyle döner. Pervane alevin etrafında döner döner, aşktan çıldırarak kendini ateşe atar. Şimdi biz bir aşkın doğumuna şahit olmayacak mıyız? Buna bir şiir yazmayacak mıyız?”
210.00 ₺ -
Fırtınayı Kucaklamak
Gidiyorlar, ağıt yakalım arkalarından. Çünkü gitmek var, dönmek yok. Bağırlarına basmışlar çocuklarını ve dişlerini sıkarak. Yağmura, kara, dipçiklere ve saat kulelerine aldırmayarak. Tel örgüleri yarıp duvara tırmanarak. Bozbulanık, coşkun bir nehrin kederli köpüğü gibi. Aniden havalanan sığırcık sürüsü gibi… O kadar kalabalık ve kocamanlar ki kimse görmüyor onları. Bakıyorlar ama görmüyorlar. Ne televizyonlar ne uydular ne çocuk mamaları ne don ne gömlek. Onlar o çocuğun peşindeler, hani güzel fotoğraf. Denizin kustuğu cesetler ve defileler. Akıl yetirmeyin buna. Aklınıza tüküreyim nerde aklınız? Aklınız yok. Zaten siz de yoksunuz, ama paranız varmış. Görmeye geldik. O çocuğu oraya gömmeye geldik. Diyeceğimizi dedik, bizi uğraştırmayın. Korku dağları bekliyor galiba, korkudan kurtulmak için, savaş kartalları sürekli o korkuyu bombalıyor. Ya gelirlerse diye gördüğünüz karabasanlar. Ve rüyalarınızı delik deşik eden tornavidalar. Onlar, o sırtında kırbaç şaklattığınız köleler, o kan, o asırlarca içtiğiniz kan. Boğulacağız, durdurun şu koşuyu. Durdurun yoksa dengemiz bozulacak, bir karadelik bizi yutacak. Boşuna, zulmün âbad olduğu nerde görülmüş? O koşu sonsuzluğa yönelmiş, bir gün yakanıza yapışacak. Fırtınayı kucaklayacak. Uzaklardan, dağlardan, vadilerden gelen sesi dinleyin. Dinleyin yankısı her yanı tutmuş. Yaklaşıyor fukaranın ve onurun marşı. Bombalara karşı durmaya geldik. Zincirleri hepten kırmaya geldik. O yüzsüz yüzünüzü görmeye geldik. Asırların hesabını sormaya geldik, Sormaya geldik!”
120.00 ₺ -
Kalbin Sesi ile Toprağa Dönüş
“Gün gelir hakikate giden yola barikatlar kurulur. Bu defa sorulan soru şudur: ‘Ne yapmalı?’ Önce niyet edeceğiz, ardından kalbin sesine uyarak sonsuzluğa yöneleceğiz. Üç hakîmin hükmünde hata aranmaz: Kalbin, kaderin, ölümün. Aramak vazifedir. ‘Aramakla bulunmaz fakat bulanlar ancak arayanlardır’ denilmiş. İnanmak ve sevmek şart… Arayışta esas olan samimiyettir. Kendini belli eden sanattan, nümayişçi ahlâktan ve kendine güvenen ibadetten uzak durmalı. Hakikatın-hayrın-güzelliğin ardına düşüp; gayret bizden, tevfik Allah’tan demeliyiz. Ey kalbi olanlar! Ümit ve korku arasında bulunanlar! Takva sahipleri için zaman yok hükmündedir. Her an her şey olabilir! Allah bes, baki heves.”
135.00 ₺ -
Cenazene Mahalle Bakkalı Gelir
İnsan derdini anlatmak için onlarca yol bulabilir belki kâri. Kimi söyler, kimi ağlar, kimi kaçar gider ve kimi de yazar. Ama bence en asil olanı susmak. Ben yazmayı söylemekten değil de susmaktan bir cüz olarak görenlerdenim. Yazarak susmak diye bir hâl bu bahsettiğim. Kendine saklamaya gücünün yetmediklerinin ardına saklanmak bir çeşit. Tanımadığın, tanışmadığın biriyle dertleşmek gibi. Hem söylemek hem de söylememek yani. … Bu kez sana değişen, başkalaşan hatta bence kötüleşen ne varsa –elbette kendimce– ondan bahsetmek istedim. Bizim mahallemizden, bizden, bizim gibilerden. Bir mahalle bakkalında leblebi tozunu, eski bir kıraathanede şekerli oraleti, mahalle aralarında top oynayan, ip atlayan çocukları aradım bu kez. “Sen de değiştin be abi!” diyenlere hak vererek biraz değişmesini istemediklerimi, eski ve güzel olanları yazdım.
112.50 ₺ -
-
Gerçekten Beni Duyuyor Musun
Acı deneyimlere yol açan pek çok sorunun kökeninde, insanların birbirini gerçekten duymaması, duyamaması yatmaktadır. Çünkü sadece söylenen ´sözcükleri´ duymak, sözcüklerin ardındaki duygu dolu mesajları alamamak, yanıtların da yüzeyde kalmasına yol açar; bu durum ise iletişimin engellenmesi anlamına gelir. Önem verdiğimiz insanlarla ilişkilerimizin onarılmaz yaralar almasını engellemenin tek yolu, doğru iletişim kurmayı bilmektir. Doğru iletişim kurmanın yolları öğrenilebilir. ışte, Leyâ Navaro´nun bu yapıtı, sevdiklerimizi ve önemsediklerimizi ´gerçekten´ duyup kendimizi de daha içten bir biçimde duyurabilmemiz yolunda, bize önemli ipuçları vermektedir.
176.00 ₺ -
Çocuklarda Mizaç Farklılıkları ve Kişilik Gelişimi
Bu kitap öncelikle iki noktaya vurgu yapmaktadır.Birincisi anne,baba ve eğitimcilerin muhatap oldukları Çocukların mizaçlarını ,motivasyonlarını,algı tarzlarını güçlü ve zayıf yönlerini anlamalarını sağlamak. İkincisi: çocuk mizaç yapılarına uygun bir tarzda (yani zayıf olduklarını yönleri güçlendirmek,güçlü yönlerini dengeli bir şekilde geliştirmek) yetiştirmek için uygun olan tutum ve tavırlara işaret etmektir. Çünkü sağlıklı bir kişilik ve karakter eğitimi, söz konusu çocuğun mizaç yapısının çok iyi bilinmesine bağlıdır. Anne-babalar çocuklarının kendilerinden farklı bir yapıda olabileceklerini bilmeli ve bu farklılığı dikkate alarak çocuklarına en uygun tarzda davranmalıdır. Bu farklılığı anlayan anne-babalar; çocuklarını daha doğru ve objektif bir açıdan bakıp değerlendirerek çocuklarından beklentilerini de doğru bir çizgiye çekeceklerdir
54.75 ₺ -
Hormon Bozucular
Artık her şeyin bir kolayı var. Artık turfanda diye bir şey kalmadı, her mevsim her şeyi yiyebiliyoruz. Artık tarladan, bağdan bahçeden en yüksek verimi alıyoruz. Artık çocuklarımızın harika mamaları, oyuncakları, giysileri var. Artık endüstri öyle bir hale geldi ki, daha biz ihtiyaç duyduğumuzun farkına varmadan, ihtiyaç duyacağımız şey mağazada önümüze geliveriyor. Ama madalyonun öbür yüzü de var! Otizm artıyor, kız çocukları erken cinsel gelişim gösteriyor, bazı çocukların boyları aile ortalamasının altında kalıyor, obezite, diyabet artıyor, bazı kanser türlerine daha sık rastlanıyor, erkek sperm sayısındaki azalma artık bilimsel makalelere konu oluyor. Çünkü kullandığımız, giydiğimiz, yediğimiz, içtiğimiz şeylerin çoğunda çeşitli kimyasallar var ve bunlar hormonlarımızın salınımlarını bozuyor, bazen hormonlara benzer etki gösteriyor, bazen de kendi hormonlarımızın etkilerini azaltıyor ya da artırıyorlar. “Hormon bozucular” dışarıdan gıda, solunum veya cilt yolu ile vücudumuza girerek zararlı etkilerini gösteren ve çoğunlukla endüstride kullanılan kimyasallardır. Evet işimiz kolay değil, ancak gerçeği bilip hayatımızı ona göre düzenlediğimizde sonuç almamız mümkün. Bu kitap, okurun kendi hormonlarını ve dışardan alınan hormon bozucuları tanıması, kendisinin ve çocuklarının hayatını bu maddelerden koruması amacıyla kaleme alınmıştır.
134.00 ₺ -
A dan Z ye Tıbbi Bitkiler
6 Profesörden Tamamlayıcı Tıbbın Onayladığı 224 Tıbbi Bitki ve Bunların Güvenli Kullanım Rehberi İnsanlık kültürünün en eski eserleri, tedavide kullanılan bitkileri içermektedir. Tedavide kullanılan bu bitkiler binlerce yıl boyunca denenmiş, bedeller ödenerek özellikleri öğrenilmiş, insanlık hafızasında kuşaktan kuşağa aktarılmış, geliştirilmiş, günümüze kadar getirilmiştir. Elinizdeki bu kitap, uzun yıllarını bu bilime vermiş bilim insanlarından oluşan bir yazar grubu tarafından bilimsel literatür esas alınarak bu kültürün günümüze kadar ulaşan kısmı ve güncel bilgilerin bir araya getirilmesi ile yayına hazırlanmıştır. Okuru harcıâlem reçetelerle sonuç alınamayacak yollara sokmadan, bilimsel adları, özellikleri verilerek, hangi durumlarda kullanılması ve kullanılmaması gerektiği, hangi kısımları hangi biçimde hazırlanırsa en iyi sonucun alınacağı bilgileriyle okuyucuya sunulmuştur. Kitap, hem bu zengin bilimsel bilgileri hem de hangi durumda hangi bitkinin kullanılacağına dair detaylı bir listeyi kapsamaktadır. ‘Doğalsa zararsızdır’ şeklindeki yaygın kanı doğru değildir. Önemli olan doğru bitkinin, doğru kısmının, doğru dozda kullanılmasıdır. İstismara ve kulaktan dolma bilgilere açık bu alanda bitkilerin bilimsel içeriklerini ve bilimsel hazırlama yöntemlerini konunun gerçek uzmanlarından öğrenerek sağlığına dahil etmek isteyen okurlarımız için...
301.50 ₺ -
İyileşen Çocukluğum İyileşen Anneliğim
“Çocuğuma bağırmak istemiyorum ama kendimi bir türlü tutamıyorum.” “O kadar basit şeylere öfkeleniyorum ki, sonra günlerce vicdan azabı çekiyorum.” “Genç kızken ‘anneme benzemek istemiyorum’ diye ağlardım. Şimdi bakıyorum, aynı annem olmuşum!” “Çocuğum ağladığında çok öfkeleniyorum.” “İçimde nedenini bilemediğim bir öfke var.” “Ne yaparsam yapayım anne olarak kendimi hep yetersiz hissediyorum.” Hayatımıza zehir gibi sızan bu cümlelerin nedenini keşfetmeye hazır mısınız?O halde toparlanın, çocukluğumuza gidiyoruz! Neden öfkeliyiz, neden yetersiz hissediyoruz, çocuğumuzun ufacık yaramazlıklarına neden kocaman tepkiler gösteriyoruz, içimizde bir türlü dolmayan bu boşluk hissinin kaynağı ne? Bağırmayan Anneler kitabının yazarı Uzman Aile Danışmanı Hatice Kübra Tongar hepimizi iç çocuğumuzu bugüne doğurmaya davet ediyor.
187.60 ₺ -
Hanne
Almanya’ya göç eden bir ailenin kızı…Hanne. Aile içi şiddeti, cinayeti, intiharı, evlatlık olmayı, kültür çatışmasını, aşkı, varoluş sancısını yaşamış ve sonuçta infilak noktasına gelmiş bir hayatın sahibi. Madden güçlü fakat manevi olarak zayıf hayatında gerçek kimliğini arayan bir kadın. Yaşadığını hissetmek ve lanetli geçmişinden kurtulmak için yine geçmişinden bir umut arıyor… İnsan asla geçmişini unutmaz. Ne kadar görmezden gelse de inkâr da etse geçmişi sarıp sarmalar. İnsan hayatına anlam arar. Kendisini bir değere ya da köklerine ait hissederek hayata dair bir anlam oluşturabilir insan fakat geçmişiyle barışık olmadan bunu başaramaz. Peki ya geçmişi ile barışık değilse? Yüzleşmesi gerekir geçmişiyle, gerçekle… İnsanı en çok acıtan şey ise gerçekle yüzleştiği o andır. Kitapları ve oyunculuğu ile Türkiye’de ve dünyada büyük ilgiyle takip edilen Bahadır Yenişehirlioğlu, gerçek bir hayat hikâyesinden esinlenerek kaleme aldığı Hanne’de pek çoğumuzun çevresinden izler bulabileceği sancılı ve fırtınalı bir dönüşüm hikâyesini ustalıklı bir kurgu ve etkileyici bir üslup ile anlatıyor.
203.50 ₺ -
Kendine İyi Bak
Bir kırılma, bir endişe çağında yaşıyoruz. Yurtsuzluğun maddi ve manevi bütün izlerini üzerimizde taşıyoruz. Sığınacak bir liman, ruhumuzu sükûna erdirecek bir ev arayışındayız. Kendine İyi Bak, âlemin çekirdeği olarak insanın imkânlarını, yitirdiğimiz “vatan” kavramını, oradan göç ve mültecileri, çağımızın algılar üzerinde yarattığı değişimi ele alıyor; ruhun yersiz yurtsuzluğunu anlatıyor. Affedebilmenin hangi durumlarda mümkün olduğunu soruyor. İçinde bulunduğumuz ortamın sürekli ürettiği “zalim”lerden ve “mazlum”lardan hareketle öfke ahlakına değiniyor. Aralarda çuvaldızı tıp dünyasına da batıran kitap, “ayna'yı hem içeriye hem dışarıya tutuyor: Çünkü insan, evrenin özü! “Zatına hoşça bakabilmek evrene de hoşça bakabilmek demektir. Bir mikrokozmos olarak insan, kendi içsel bütünlüğünü sağlayabildiği ölçüde âlemle uyumlu olmayı başarır. O halde uyanık olalım. Huş der dem. Aldığımız her nefesin farkında olarak temaşa edelim evreni. Nefes ayıklığı... İki nefes arasında, doğum ve ölüm arasında hep “an”da ve “huzur’’da olmak: Tam bir bilinç ve bütünlük hali.”
193.45 ₺ -
Hüzün Hastalığı
Herkesin kesintisiz mutlu olmaya ya da mutluymuş gibi görünmeye şartlandığı bir çağdayız. Keyifsizlik anlarının dahi “minör depresyon” adını aldığı zamanlar. Herkesin “en mutlu, en güzel, en şanslı, en başarılı ve her koşulda pozitif” olmasını öğütleyen Batı menşeli psikoloji anlayışının karşısında, hüznün doya doya yaşanması bile pek mümkün değil artık. Kemal Sayar, böyle mutluluk tariflerinin peşinden koşmaya gerek olmadığını, hiçbir şeye kıymet vermeden sadece kendini değerli bilerek yaşanmayacağını anlatıyor. Çünkü hüzün bize dünyanın faniliğini, şeylerin gelip geçiciliğini öğreten görkemli bir misafirdir. “Hüzün bizi en çıplak varoluşumuzla karşılaştırır, bizi sahte bir dünyada sahici kılar.”
200.75 ₺ -
Erzurumun Kandilleri
Tarihi kayıtlar, Erzurum’da çokça camiinin, medresenin, tekkenin, zaviyenin varlığından bahsetmektedir. Tarihi eserler, onu vücuda getiren milletlerin yeryüzündeki milli imzası, tapu senetleridir. Bu şuurda olan milletler, milli imzalarını pekiştirmek ve gelecek nesillere birer tarihi eser bırakabilmek için her türlü fırsatı değerlendirmişlerdir. Erzurum, kurulduğu günden bugüne kadar, tarihi eserleriyle birlikte bağrından nice manevi mimarlar yetiştirmiş ve onları günümüze kadar yaşatmış önemli bir yerleşim yeridir. Bu şehrin asırlardır canlı ve diri olması, bilim adamlarının, din âlimlerinin ve gönül sultanlarının bu bölgeyi mekân tutmalarından ileri gelmiştir. Bu şehir binlerce Allah dostuna ev sahipliği yapmıştır. Bu kutlu beldede yaşayan velî zatlar, hem yaşadıkları dönemde hem de kendilerinden sonraki dönemlerde manevi feyizleri sayesinde insanımızın ruhunu daima okşamıştır. Bu feyiz kaynağı olan büyüklerimizin kabr-i şerifleri, Erzurumlunun ziyaretiyle, okunan hatimlerle ve yapılan hayırlarla her daim ihya edilmiştir. Elbette ki Erzurum’un kandilleri bu kitapta bulunan zatlar kadar değil, pek çok sayıda kıymetli zatlar var. Ancak yüzyıllardır meydana gelen istilalarda yakımlar, yıkımlar, seller, depremler bu şehrin tarihi adına ne varsa toprağın derinliklerine gömmüş ya da o zatlar kendilerini şöhret olmamak düşüncesiyle sonsuza dek gizlemişlerdir. Gönül sultanlarının yeri ve mekânı olmaz. Asırlardır Erzurum toprağında yaşamış, etrafına sevgi ve ışık saçmış güzel insanların örnek hayatlarını günümüze taşımak ve önce kendi insanımızın dikkatine sunmak, gelecek nesillerimize aktarmak ve bunları örnek alacak nesillerin sayısını artırmaktır gayemiz.
247.50 ₺ -
Madalyonun İçi
Bu kitapta, Türkiye´de değişik nedenlerle psikiyatra başvuran her kesimden insanımızın hikâyelerini bulacak, başta aşk ve ölüm olmak üzere “insanlık halleri“yle karşılaşacaksınız. ınsanlar size içini açacak, en gizli sırlarını sizlerle paylaşacak. Ve bütün bu sorunlar, hastalar ve hastalıklar karşısında Türkiye şartlarında bir ruh doktorunun duyguları, düşünceleri, yapabildikleri ve yapamadıklarını göreceksiniz. Bu kitabın bir yerlerinde mutlaka kendinizi bulacak, kendinizle yüzleşeceksiniz. Okudukça, yaşamın, sağlığın, sevginin ve huzurun değerini daha iyi anlayacak; her damlası ayrı bir duygunun rengini taşıyan bir çağlayanın altından geçecek ve tertemiz olacaksınız.
292.00 ₺ -
İşaret Çocukları
Cahit Zarifoğlu'nun şiiri bunca anlaşılmaz, kapalı ya da zor anlaşılır bulunmasına rağmen, şimdiye kadar hiçbir aklı başında şiir okuyucusu (eleştirmen ya da okuyucu olarak) bu şiirleri reddetmek, yok saymak cesaretini gösterememiştir. -Rasim Özdenören- Cahit Zarifoğlu'na ait hangi metin olursa olsun, O'nun dünyasına, bir iklime geçer gibi girerseniz. Yeni bir iklime girmenin ne gibi etkileri oluyorsa, nasıl değiştiriyorsa insanı öylece değişirsiniz. -Alim Kahraman- Kendinden sonra yazmaya başlayan genç Müslüman şairlere, hangi özellikleriyle yol göstermiş olursa olsun, O'ndan sonrakiler, O'nda ders alınacak bir taraf bulacaklardır. Hem şiirin kendine mahsus kaliteleri bakımından, hem Müslüman bir şairin dünya hayatındaki temayülleri bakımından. -İsmet Özel- Cahit Zarifoğlu o hale gelmişti ki, kendi dünyası içinde bir şiir dili kurmuştu ve bunu çok iyi kullanırdı. Yani şiire, o anlatılmaz olana ait bir durum çıktığı zaman, bir algılama olduğu zaman, onu hemen anında şiire döküverirdi. -Erdem Bayazıt- Kanaatimce Cahit'in şiiri belli bir kalıp içerisinde hemen formüle edilebilecek, anlatılabilecek bir hüviyet taşımıyor. Cahit, eski tabirle şair-i maderzat, anadan doğma şair idi. -Akif İnan- Türkçe'de hem ahenge ulaşmak hem de duygu iletişimini sağlamanın belki de en çetin bir şairlik görevi olduğu günümüzde, bir de buna 'avucunda kor tutmayı' eklemişti. 'Hâl'ini iyiye doğru sürekli yüceltirken, 'şiir'ni de yeni 'hâl'ine uydurma savaşımında idi. -Prof. Dr. Hüseyin Hatemi- Ece Ayhan'a sordum, ona göre "Cahit Zarifoğlu" şiirde yapı sorunun en iyi kavramış bu konuda örnek gösterilebilecek sanatçılardan biri. Kolsuz Bir Hattat'ta da ayrıca belirtmiş bunu. -Cemal Süreya- Cahit Zarifoğlu'nun şiirini ve düzyazısını o uzaklık, ayrılık gayrılık içinde ancak kendi uzlet köşemden izleyebiliyordum. Kamplaşma havasında kendine yer bulamayacak bu ince şiir, kapalı ama mutlaka sanatkârca düzyazı, kendine özgü değerleri daima korurdu. -Selim İleri- Cahit Zarifoğlu'nun şiiri, bütün diğer yapıp ettiklerini de, hatta müstear adla yazdığı 'okuyucuya cevaplar'a varıncaya kadar bir çok şeyi aydınlatan veriler olarak alınabilir sanıyorum. Bu şiir, insanı çok yalın halinde kavrayan bir şiir. -Nâbi Avcı-
85.00 ₺ -
Menziller
Cahit Zarifoğlu'nun şiiri bunca anlaşılmaz, kapalı ya da zor anlaşılır bulunmasına rağmen, şimdiye kadar hiçbir aklı başında şiir okuyucusu (eleştirmen ya da okuyucu olarak) bu şiirleri reddetmek, yok saymak cesaretini gösterememiştir. -Rasim Özdenören- Cahit Zarifoğlu'na ait hangi metin olursa olsun, O'nun dünyasına, bir iklime geçer gibi girerseniz. Yeni bir iklime girmenin ne gibi etkileri oluyorsa, nasıl değiştiriyorsa insanı öylece değişirsiniz. -Alim Kahraman- Kendinden sonra yazmaya başlayan genç Müslüman şairlere, hangi özellikleriyle yol göstermiş olursa olsun, O'ndan sonrakiler, O'nda ders alınacak bir taraf bulacaklardır. Hem şiirin kendine mahsus kaliteleri bakımından, hem Müslüman bir şairin dünya hayatındaki temayülleri bakımından. -İsmet Özel- Cahit Zarifoğlu o hale gelmişti ki, kendi dünyası içinde bir şiir dili kurmuştu ve bunu çok iyi kullanırdı. Yani şiire, o anlatılmaz olana ait bir durum çıktığı zaman, bir algılama olduğu zaman, onu hemen anında şiire döküverirdi. -Erdem Bayazıt- Kanaatimce Cahit'in şiiri belli bir kalıp içerisinde hemen formüle edilebilecek, anlatılabilecek bir hüviyet taşımıyor. Cahit, eski tabirle şair-i maderzat, anadan doğma şair idi. -Akif İnan- Türkçe'de hem ahenge ulaşmak hem de duygu iletişimini sağlamanın belki de en çetin bir şairlik görevi olduğu günümüzde, bir de buna 'avucunda kor tutmayı' eklemişti. 'Hâl'ini iyiye doğru sürekli yüceltirken, 'şiir'ni de yeni 'hâl'ine uydurma savaşımında idi. -Prof. Dr. Hüseyin Hatemi- Ece Ayhan'a sordum, ona göre "Cahit Zarifoğlu" şiirde yapı sorunun en iyi kavramış bu konuda örnek gösterilebilecek sanatçılardan biri. Kolsuz Bir Hattat'ta da ayrıca belirtmiş bunu. -Cemal Süreya- Cahit Zarifoğlu'nun şiirini ve düzyazısını o uzaklık, ayrılık gayrılık içinde ancak kendi uzlet köşemden izleyebiliyordum. Kamplaşma havasında kendine yer bulamayacak bu ince şiir, kapalı ama mutlaka sanatkârca düzyazı, kendine özgü değerleri daima korurdu. -Selim İleri- Cahit Zarifoğlu'nun şiiri, bütün diğer yapıp ettiklerini de, hatta müstear adla yazdığı 'okuyucuya cevaplar'a varıncaya kadar bir çok şeyi aydınlatan veriler olarak alınabilir sanıyorum. Bu şiir, insanı çok yalın halinde kavrayan bir şiir. -Nâbi Avcı-
102.00 ₺ -
Korku ve Yakarış
Cahit Zarifoğlu'nun şiiri bunca anlaşılmaz, kapalı ya da zor anlaşılır bulunmasına rağmen, şimdiye kadar hiçbir aklı başında şiir okuyucusu (eleştirmen ya da okuyucu olarak) bu şiirleri reddetmek, yok saymak cesaretini gösterememiştir. -Rasim Özdenören- Cahit Zarifoğlu'na ait hangi metin olursa olsun, O'nun dünyasına, bir iklime geçer gibi girerseniz. Yeni bir iklime girmenin ne gibi etkileri oluyorsa, nasıl değiştiriyorsa insanı öylece değişirsiniz. -Alim Kahraman- Kendinden sonra yazmaya başlayan genç Müslüman şairlere, hangi özellikleriyle yol göstermiş olursa olsun, O'ndan sonrakiler, O'nda ders alınacak bir taraf bulacaklardır. Hem şiirin kendine mahsus kaliteleri bakımından, hem Müslüman bir şairin dünya hayatındaki temayülleri bakımından. -İsmet Özel- Cahit Zarifoğlu o hale gelmişti ki, kendi dünyası içinde bir şiir dili kurmuştu ve bunu çok iyi kullanırdı. Yani şiire, o anlatılmaz olana ait bir durum çıktığı zaman, bir algılama olduğu zaman, onu hemen anında şiire döküverirdi. -Erdem Bayazıt- Kanaatimce Cahit'in şiiri belli bir kalıp içerisinde hemen formüle edilebilecek, anlatılabilecek bir hüviyet taşımıyor. Cahit, eski tabirle şair-i maderzat, anadan doğma şair idi. -Akif İnan- Türkçe'de hem ahenge ulaşmak hem de duygu iletişimini sağlamanın belki de en çetin bir şairlik görevi olduğu günümüzde, bir de buna 'avucunda kor tutmayı' eklemişti. 'Hâl'ini iyiye doğru sürekli yüceltirken, 'şiir'ni de yeni 'hâl'ine uydurma savaşımında idi. -Prof. Dr. Hüseyin Hatemi-
102.00 ₺ -
Yedi Güzel Adam
Cahit Zarifoğlu'nun şiiri bunca anlaşılmaz, kapalı ya da zor anlaşılır bulunmasına rağmen, şimdiye kadar hiçbir aklı başında şiir okuyucusu (eleştirmen ya da okuyucu olarak) bu şiirleri reddetmek, yok saymak cesaretini gösterememiştir. -Rasim Özdenören Cahit Zarifoğlu'na ait hangi metin olursa olsun, O'nun dünyasına, bir iklime geçer gibi girerseniz. Yeni bir iklime girmenin ne gibi etkileri oluyorsa, nasıl değiştiriyorsa insanı öylece değişirsiniz. -Alim Kahraman Kendinden sonra yazmaya başlayan genç Müslüman şairlere, hangi özellikleriyle yol göstermiş olursa olsun, O'ndan sonrakiler, O'nda ders alınacak bir taraf bulacaklardır. Hem şiirin kendine mahsus kaliteleri bakımından, hem Müslüman bir şairin dünya hayatındaki temayülleri bakımından. -İsmet Özel Cahit Zarifoğlu o hale gelmişti ki, kendi dünyası içinde bir şiir dili kurmuştu ve bunu çok iyi kullanırdı. Yani şiire, o anlatılmaz olana ait bir durum çıktığı zaman, bir algılama olduğu zaman, onu hemen anında şiire döküverirdi. -Erdem Bayazıt Kanaatimce Cahit'in şiiri belli bir kalıp içerisinde hemen formüle edilebilecek, anlatılabilecek bir hüviyet taşımıyor. Cahit, eski tabirle şair-i maderzat, anadan doğma şair idi. -Akif İnan Türkçe'de hem ahenge ulaşmak hem de duygu iletişimini sağlamanın belki de en çetin bir şairlik görevi olduğu günümüzde, bir de buna 'avucunda kor tutmayı' eklemişti. 'Hâl'ini iyiye doğru sürekli yüceltirken, 'şiir'ni de yeni 'hâl'ine uydurma savaşımında idi. -Prof. Dr. Hüseyin Hatemi Ece Ayhan'a sordum, ona göre "Cahit Zarifoğlu" şiirde yapı sorunun en iyi kavramış bu konuda örnek gösterilebilecek sanatçılardan biri. Kolsuz Bir Hattat'ta da ayrıca belirtmiş bunu. -Cemal Süreya Cahit Zarifoğlu'nun şiirini ve düzyazısını o uzaklık, ayrılık gayrılık içinde ancak kendi uzlet köşemden izleyebiliyordum. Kamplaşma havasında kendine yer bulamayacak bu ince şiir, kapalı ama mutlaka sanatkârca düzyazı, kendine özgü değerleri daima korurdu. -Selim İleri Cahit Zarifoğlu'nun şiiri, bütün diğer yapıp ettiklerini de, hatta müstear adla yazdığı 'okuyucuya cevaplar'a varıncaya kadar bir çok şeyi aydınlatan veriler olarak alınabilir sanıyorum. Bu şiir, insanı çok yalın halinde kavrayan bir şiir. -Nâbi Avcı
102.00 ₺ -
Et Tıbyan Tercümesi Bez Cilt
İmâm Nevevî, ana sütü kıvâmındaki Riyazü's-Sâlihîn ve el-Ezkâr gibi eserleriyle yedi asırdan beri İslâm ümmetini mânen besleyen, Kâtip Çelebi'nin ifadesiyle ''Allah'ın sırlarından bir sır olan'' pek değerli bir âlimdir. Et-Tibyân fî Âdâbi Hameleti'l-Kur'ân adlı bu eseriyle de Kur'ân-ı Kerîm'e dokunmanın, onu okumanın, hatmetmenin ve öğrenip öğretmenin usûl ve âdâbını Ümmet-i Muhammed'e öğretmektedir.
272.00 ₺ -
Sultan Vahideddin Han
Yüreği Yangın Yeri Bir Mazlum… Ülkeyi Terk Etmesi Söylendiğinde Bile Hazineye Ait Hiçbir Şeye Dokunmayacak Kadar Namus Timsali… Kendisini, Memleketinin Siluetinden Kopartan Malaya İsimli Gemiden Minareler Şehri İstanbul’a Bakarken, Vatani Zarar Görmesin Diye Bildiği Tüm Hakikatleri Unutan Ve Ömrü Boyunca Da Hatırına Getirmeyen Mert İnsan… Üzerine Haciz Konmuş Tabutu, Vefatından 47 Gün Sonra Şam’a Götürülen İbretlik Mazlum… Tarih Araştirmacısı/Yazar Ahmet Anapalı, 36. Osmanlı Padişahı Ve 101. İslam Halifesi Vi. Mehmet Vahideddin Han’ın Hayatına Dair Doğru Bilinen Yanlışları Aydınlatıyor.
428.40 ₺ -
Bir Şair Bisikletle
Bir yudumda içilir akşam ezanı sezer yolunu bir dua iç denizlerde: ‘kabul et lütfen ilk oruçlar hatrına’ bir yudumda içilir akşam ezanı hilal göründü, kara göründü, kurtulduk ilk orucuyla süsleniyor kızım aynada bir ümmet anlaşıyor ışık hızıyla hilal göründü, kara göründü, kurtulduk ekmek sıcak, Allah güzel, sen iyi bu marşla aksın e-beş trafiği eve erken gelen babanın yuva yapar yüzüne ekmek sıcak, Allah güzel, sen iyi
129.20 ₺ -
İşgal Stratejik İşgalin Perde Arkası
Düşmanı tanımaya hazır mısınız? Gerçekleri öğrenmeye dayanabilecek misiniz? Bilmek, insana en ağır yüktür. Bize göre, görünen köy de kılavuz ister. Çünkü o köy hiç göründüğü ve gösterildiği gibi değil! Ülkelerin merkez bankalarını elinde tutan güç ve kurum, küresel güçlerin iç savaş çıkarıp darbe yaptırdığı ülkeler ve liderler, Siyonist lobinin birçok ülkede kurdurduğu güçlü örgütler, şirketler, yapılar, isimleri ve mekânları... ABD-Çin savaşının perde arkası ve amaçları, koronavirüs olayının ürpertici arka planı, petrolün ilginç tarihi, petrol için yapılan suikastlar, darbeler ve işgaller… Sultan Alp Arslan'ın Anadolu'ya girmesindeki stratejik amaç, Malazgirt Savaşı'nın perde arkası, Türkiye'nin ideolojik olarak şekillendirilmesinde rol alan gizemli bir Yahudi ve faaliyetleri, Fransa'nın Cezayir, Tunus, Libya işgali ve Türkiye bağlantısı, sigara şirketlerinin ülkeleri nasıl esir aldığı ve Türkiye faaliyetleri… Zihinleri kontrol etmek için geliştirilen korkunç yöntem ve teknolojiler, siyonistlerin Türkiye, Irak ve Suriye'de şu an uyguladıkları kirli plan, PKK-PYD ve DEAŞ ile gerçekleştirilmek istenen büyük proje, ABD'nin üzerinde çalışıp gerçekleştirdiği dünyayı esir eden gizli teknoloji ve gizli ordular, ASELSAN cinayetlerinin bilmediğiniz arka planı… Hepsi ve daha fazlası bu kitapta!
175.00 ₺ -
Filistin
Bu kitap, Türkiye'de "Yoldaki Mühendis" olarak tanınan Filistin direnişinin sembol isimlerinden Abdullah Galib Bergusi'nin Türkçe yayımlanan 4. kitabı. Bedeni tutsak edilse de Bergusi kelimeleriyle direnmeye devam ediyor. "Sözlerim; direniş yoluna taş koyanları, bu yolda zorluk çıkaranları, direnişi engellemeye çalışanları ve tüm zalimleri ilelebet rahatsız edecektir. Sadece denedim. “Filistin” adlı bu eserimde, hoş köklü ve keskin kokulu Filistin yaban kekiğini bulmayı denedim. Dağı, taşı, hatta güzel kokulu yaban kekiğini ve hayalleri dahi işgal etmeye yeltenen kindar, zalim ve zorba Siyonistlere rağmen izzetiyle yaşamaya devam edenler aradıklarını mutlaka bulacaklardır. Bitmeyen işgal, drama dönen hayatlar ve tertemiz bir sevgi hücremde Filistin adında bir avukata dönüştü. Filistin’in toprağını ve çamurunu seven, direnişe hayran olan bir Yaban Kekiği
182.40 ₺ -
-
Tıbbun Nebevi Sağlık ve Tıp Şamua
İMAM İBN KAYYİM EL-CEVZİYYE (691-751 h. / 1292-1350 m.) Eserine Hz. Peygamber’in bizzat uyguladığı, başkalarına tavsi¬ye ettiği, birçok tabibin bile anlayamadığı tıbbî hizmetleri açıkla¬yacağız diye başlayan İbnu’l Kayyim hastalığı Kur’an’da zikredilen kalp ve beden hastalığı olmak üzere ikiye ayırır. “Her hastalığın bir ilacı vardır, hasta bunu bulduğu vakit Allah’ın izni ile iyileşir.” (Buhari; et-Tıb) hadisini şu şekilde açıklar: Tabib’in çaresini bulamadığı hastalığı iyi edecek ilacı da Allah Teala yaratmıştır. Lakin insanın ilmi sınırlı olduğu için bunu tesbit edememiştir. Çünkü insan ancak Allah’ın öğrettiğini bilebilir. Bunun için Hz. Peygamber şifayı ilacın uygunluğuna bağlamış¬tır. Yaratıklardan her şeyin bir zıddı olduğu gibi her hastalığın da tedaviye yarayan zıt bir ilacı vardır. Kitapta Kalp ve Beden Hastalıkları bölümü ile birlikte Doğal İlaçlarla Tedavi, Manevî İlahî Basit ve Bileşik ve Doğal İlaçlarla Tedavi, Bazı Basit İlaçlar ve Gıdalar kısımları genişçe yer almaktadır. Bu kıymetli eserin, okuyucularına şifa yolunda yardımcı olma¬sı temennimizdir. Eseri değerli ilim adamı, pek çok ilmî ve İslâmî eseri bulunan Doç. Dr. Abdülvehhab Öztürk Türkçeye tercüme etti. Büyük boy, lüks ciltli olan ve dörtyüz sayfadan oluşan eser, tam metin ve eksiksiz tercümedir. Dili sade, akıcı ve sürükleyicidir. Her kütüphanede bulunmasında büyük fayda görülen Tıbbu’n Nebevi, Kahraman Yayınları tarafından titiz bir baskı ile kültür hayatımıza kazandırılmıştır.
357.50 ₺ -
Dabbetül Arz ve Negaf
Kıyamet Asrında Hz. İsa'nın Duası Biyolojik Savaşçı Olarak DABBETÜ'L ARZ VE NEGAF Konuları cevaplarından daha cazip olan bu çalışmada: Dünyada ve kainatta kıyametin kopma saatinin insanoğlunun dinsizliği tercih ederek; Ye’cuc ve Me’cuc kişiliğine bürünmesiyle ilişkili olduğunu ve bardağı taşıran son damla rolünü üstlenmesi üzerine kurulduğunu; İkinci Dünya Savaşı’ndan itibaren gelecek 200 yılda yani sekiz nesillik bir sürede insanlık tarihinde vukua gelecek olayların kırılma noktaları ve zaman öngörülerini; Deccal ve Deccalizm’in Hıristiyanlık ve İslam üzerine büyük baskısı ve tahribatından Ye’cuc ve Me’cuc’e zemin hazırlayan bir öncü uygulama olduğunu; Hz. Muhammed’in (as), Hz. İsa (as) ile ilgili ahirzaman programının nasıl işleyeceğine dair açıklamalarını; Kıyamet alametleri arasında Kur’an’da ve Hadislerde yer alan “Arzdan bir Dabbenin” Nerede ve nasıl çıkacağını, Hayvanlar aleminden hangi sınıfa ait olacağını, Ne zaman ve niçin çıkartılacağını Hedef kitlesi olan Ye’cuc ve Me’cuc’u nasıl seçeceğini ve Negaf denen kurtlarıyla ölümcül darbeyi nasıl vuracağı gibi ilginç konular ve cevaplar bulacaksınız.
130.00 ₺