-
Başarılı ve Sağlıklı Çocuk Yetiştirmek
Hayat bir denge işi ... Bedenle ruhun, kalple vicdanın, başarıyla mutluluğun dengesini kurmak, kurabilmek önemli... Başarı ve sağlık, hepimize, ve en önce çocuklarımıza gerekli... Çünkü bugünün başarılı ve sağlıklı çocukları, yarının daha başarılı ve gürbüz kuşaklarının anneleri ve babaları olacak. Bu kitap, işte bunu anlatıyor.
108.00 ₺ -
Anne Baba Hakları Evlatlık Görevleri
Hayatın özünde kadın ve erkek, kadın ve erkeğin özünde ise "Anne ve Babalık" saklıdır. Bu kitap, çocukların anne ve babalarına karşı yükümlü oldukları, değerlendirmekte, tavsiye niteliğindeki uyarılarla her iki tarafa da yol göstermektedir.
66.00 ₺ -
Ailede Çocuk Terbiyesi
"Her sonuç başlangıcın içindedir. Boş bardağı hiçbir damla taşıramaz" Çocuklar ; hayatımızın dünyamızın yarınları... Ve tıpkı, bir teyp gibiler... Ne koyarsak onu çalıyorlar! Yarın güzel şeyler istiyorsak, bu günden dikkat etmeliyiz. Aile, işte bu yüzden önemli. Çocuklar, görerek büyüyorlar. Bize, anne ve babaya bakarak gelişiyorlar. "Kimse çıkmaz çocukluğundan dışarı" diyor şair. Çocukluğun 'büyüklğe' etkisini anlatıyor.
114.00 ₺ -
Osmanlı Tarihi
“Ziya Nur bu çalışmasıyla, aynı zamanda Hammer ve Ahmed Cevdet Paşa tarafından yazılan Osmanlı Tarihi’ni tamamlamıştır. Tarihçilik bakımından geçen yüzyılda Ahmed Cevdet Paşa ne ise bu yüzyılda Ziya Nur odur.” Mehmed Niyazi “Osmanlı’nın ortaya çıkışı, sonraki gelişme ve etkileriyle, tarihin en büyük olaylarından sayılır. Ona karşı çıkan batı Hıristiyan orduları, haçlı orduları şeklindedir. Buna karşılık, İslam âleminin gözü ve gönlü de Osmanlılarla beraberdir. Hatta Osmanlılar, bu âlemden maddî ve manevi destek almaktadırlar. Yani bütün dünyanın, İslam-doğu ve Hıristiyan-batının gözü ve gönlü, Osmanlıların lehinde ve aleyhinde olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Bu sebeple, Osmanlı Devleti, mahiyeti, icraatı ve fetihleri ile bütün dünyanın dikkatlerini üzerine çekmiştir.” “Birkaç nesil içinde bu devlet, İstanbul’u ele geçirerek Roma’nın varisi olmuş, üç yüz yıl, karşı konulmaz ve tarihte hiç görülmemiş, benzeri olmayan bir askerî kudret olarak yaşamıştır. Bu arada, Yavuz Sultan Selim ile, İslam liderliği, yani Hilafet dahi, Osmanlı Hanedanı’na emanet edilmiştir. Böylece Osmanlı Padişahları, Sultan-ı İklîm-i Rûm, Halife-i Müslimîn ve Hakan-ı Berreyn ve Bahreyn olarak koskoca bir cihana hükmetmişlerdir.” “Osmanlı Devleti, kudret itibariyle bugüne kadar tarihin kaydettiği en büyük devlettir. Bu açıdan, Roma’dan da, İngiltere İmparatorluğu’ndan da çok üstündür. Hükmettiği toprakların büyüklüğü bakımından ise, Cengizoğulları Devleti’nden sonra gelmektedir. Kudretinin büyüklüğü, bu kudretin tarih içindeki devamı ve devletin idare ettiği kavimler bakımından görünüşü ile bunların hiç birisiyle kıyaslanamayacak kadar azim bir kuruluş mahiyetinde….” “Osmanlı Devleti, dünyada hiçbir kuvvet tarafından değiştirilemeyen ezelî ve ebedî hukuk prensiplerine bağlıdır. Başta Hanedan olmak üzere, bütün insanların devlete bir can borcu vardır. Bu borcu hükümdarlar dâhil bütün tebaa tereddütsüz ödüyorlar. Osmanlı tarihinde, padişahların, vezirlerin ve devlet adamlarının tavır ve hareketlerinin hayranlık uyandırmaması mümkün değildir. Onlar, devletle o kadar haşır neşir olmuşlar, onu o kadar mukaddes görmüşlerdir ki, onların bu hallerini ancak tasavvuftaki “fenâ fillah” tabirine benzeyen “fena fi’d-devlet ve millet” tabiriyle izah etmek mümkündür. Devlete ne kadar canla başla hizmet ederlerse, o yolda ne kadar fedakârlık ederlerse, ilahî rızaya o kadar fazla nâil olacaklarına inanıyorlardı.” “Eski Osmanlı düzeni ve eğitimi, toplumun en aşağısında da olsa, üstün yetenekleri daima yukarıya, en yukarıya iten bir mekanizmaya sahiptir. Böyle bir toplumda halk ve yöneticiler çelişkisi zaten olamaz, sınıf çelişkisi ise görülmemektedir. Aristokrasi Osmanlı’ya tamamen yabancıdır. Hânedanı için bile aristokrattır demek mümkün değildir.” “Şu açıktır ki Tuna’dan Yemen’e, Cezayir’den Bosna’ya kadar uzanan sahada sükûnu ve huzuru temin eden bir kavmin ve idarenin yokluğu kendisini hissettirmektedir. Tarihçinin dediği vakit gelmiş, Avrupa, Asya ve Afrika’daki Osmanlı’dan 20’ye yakın küçük devlet çıkmıştır. 50-60 yıldan beri dünya, bu devletin parçalanışından doğan problemlerle meşguldür.” “Bizim aydınımızın geçmişimize bakışı şöyledir: ‘Astığı astık, kestiği kestik bir padişah; keyfî bir idare, yolsuzluk, rüşvetle hemhâl olmuş yöneticiler, zulüm altında kalmış bir halk…vs…’ Dışişleri, maliyesi, askeriyesi, mülkiyesi, adliyesi ile maddî ve manevi nüfuza sahip, an’anevi hükümranlığın etrafında çok mükemmel bir devlet makinesiyle karşılaşırız. Onların anladıkları ve iddia ettikleri tarzda bir keyfî devlet, 600 yıl değil 60 yıl devam eder mi?” *** İk iki cildinde Osmanlı’nın 500 yıllık klasik dönem siyasi tarihini ve devlet anlayışını ele alan eserin, geriye kalan dört cildi ise, en muhataralı tarihî hadiselerle ( Yeniçeriliğin kaldırılması, Islahat, Tanzimat, Birinci ve İkinci Meşrutiyetler, 31 Mart hadisesi, Sultan Abdülaziz’in katli ve Sultan Hamid’in iktidar dönemi ve hal’i, 93 Harbi, Balkan ve Trablusgarp harpleri, İttihat Terakki dönemi, Ermeni ve diğer ayrılıkçı faaliyetler ve Cihan harbine girişimizle) ilgili olan ve hepsi de bugüne yansıyan problemler halinde bulunan olaylar hakkında genişliğine ve derinliğine anlatım ve değerlendirmelerde bulunulmaktadır. Bu açıdan Osmanlı Tarihi’nin bilhassa son dört cildi, orijinal bir tarih çalışması olarak değerlendirilebilir. Fikir açıcı, ufuk açıcı bir eserdir.
750.00 ₺ -
Büyük Osmanlı Tarihi
On ciltten mürekkep olan eserin ilk beş cildi siyasi tarihi, son beş cildi Osmanlı dönemi Türk medeniyeti tarihini içerir. Modern bir tarih anlayışıyla kaleme alınmış ilk büyük Osmanlı Tarihidir. “Doğrusunu söylemek gerekirse bugüne kadar Türk Tarihi daha ne yazılmış ne de değerlendirilmiştir.” “Türk Tarihi çağdaş tarih ilminin geri kalmış dallarındandır. Bunun sebeplerinden biri, Türklerin çok geniş coğrafya alanlarında yaşamaları, Atlas Okyanusu ile Büyük Okyanus, Kuzey Buz Denizi ile Hind Okyanusu arasında büyük devletler kurmaları, her milletle çok yakından temasları olmasıdır. Böylece Türk tarihinin kaynakları, çok çeşitli dillerde ve dağınık durumdadır. Türk tarih incelemelerinin geri kalmasının diğer bir önemli sebebi, modern tarihçiliğin ve tarih metodunun Türkiye’de pek yakın bir geçmişinin olmasıdır. Batılı manada tarihçilerimiz geç yetişmiştir ve yetişenler de, Avrupa’daki meslektaşlarının araştırma imkânlarının önemli bir kısmından mahrumdur.” “Tarihe içinden bakmak, yani ele alınan devrin şahıslarıyla haşır neşir olmak, devrin toplumunun bütün problemlerini, dünyanın o çağdaki bütün akım ve eğilimlerini bilmek, tarihçi için kâfi değildir. Ele alınan konuya tabir caizse, bir de yüksekten, zirveden bakmak lazımdır. Ancak zirve noktasından çevre üç yüz altmış derecelik bir görüşle görülebilir. Nihayet değer hükümlerinin o çağlara, o çağlardaki insanlığın durumuna göre verilmesi icap eder. Bu ölçüyü bulamayan tarihçi gerçek bir tarihçi değildir.” “Bir tarihçinin bilgisi ile irfanını birleştirmesi gerekir. Bilgisinin yanında vicdanı ile de başbaşa olmayan bir tarihçi milletine olduğu kadar insanlığa da ihanet etmiştir. “Bugünü anlamak, gelecek için hazırlanabilmek için, sağlam ve doğru bir tarih bilgisi şarttır. Başarılı ve büyük devlet adamları, iyi tarih bilen adamlardır. Hareket edilen nokta bilinmeksizin, yönelecek hedefi bulmanın imkânı yoktur. Bugün gelişmiş ülke diye anılan ve 160 dünya devleti arasında sayıları hiçbir zaman yirmi, yirmi beşi geçmeyen devletlerde tarih ilmi son derece ilerlemiştir. Bu milletler tarihlerini en ince teferruatına kadar incelemişler, bütün tarih kaynaklarını yayınlamışlar, ilmî eserlerin bile halka mahsus baskılarını yapmışlardır. Netice itibariyle bu milletlerde çok canlı bir tarih şuuru teşekkül etmiştir. Bu milletler sadece kendi tarihlerini değil cihan tarihini de aynı hassasiyet ve dikkatle incelemektedirler.” “… Binaenaleyh tarih ilmi, insan cemiyetlerinin hayatında, belki ilk bakışta farkına varılamayan, önemli bir rol oynamaktadır.” “Bir milletin tarihini en çok ve layıkıyla o milletin bilginleri inceler. Bu bütün milletler için böyledir. Onun için, Batı’da birçok Türk Tarihi uzmanı olmasına rağmen, asıl büyük iş, Türk tarihçilerine düşmektedir.” Büyük Osmanlı Tarihi, “asıl büyük işi” tek başına üstlenmiş, kitapları tarihin kendisi tarafından yazılan bir tarihçinin çığır açan eseridir.
1125.00 ₺ -
Ansiklopedik Türk Dili Ve Edebiyatı Terimleri Sözlüğü
“Ansiklopedik Türk Dili ve Edebiyatı Terimleri Sözlüğü”; edebiyat, dilbilgisi ve kompozisyon ile doğrudan veya dolaylı olarak ilgisi olan yaklaşık iki binden fazla kelime, kavram, ve terim hakkında bilgiler bulunan; başta üniversitelerimiz ile ilk ve ortaöğretim kurumlarımızda olmak üzere Türk dili ve edebiyatı alanında öğreten, öğrenen, araştıran herkesin yararlanması amacıyla hazırlanmış bir başvuru kaynağıdır.
105.00 ₺ -
Din Ve Laiklik
DİN VE LAİKLİK; alanında yazılan ilk ve en değerli eserdir. Bu eserde; hukuk otoritesi yanında inançlı bir insan olan merhum Ord. Prof. Dr. Ali Fuad BAŞGİL; laiklik hakkındaki düşünce ve görüşlerini, hayatı boyunca elde ettiği deneyimlerinin ışığında, son derece önemli olan önerilerini ve değerlendirmelerini açık olarak ortaya koymaktadır. "Hayatın bilinmeyenleri önünde ilim daima hayrette kalmıştır ve kalacaktır. İnsan, bilgide ne kadar ilerlerse ilerlesin, bir an sonra ne olacağını görüp, kestiremeyecektir. İhtiraslarımın esiri ve hayallerimin oyuncağı olmamak için düşünmeliyim ki, dün yoktum, bugün var oldum. Uykudan uyanır gibi uyandım. Büyüdüm. Ağladım, güldük. Sevdiğim, sevildim. Okudum, öğrendim...
87.50 ₺ -
Konferanslar
Ne yükselme ülküsü, ne rasyonel iş nizamı, ne de ilmi zeka kanunsuzlukla asla birlikte bulunmaz. Çünkü kanunsuzluk; plansızlık ve programsızlıktır. Kanunsuzluk iptidailiktir. Kanunsuzluk irticadır, haşin kuvvetlerin çarpıştığı devirlere dönmektir. Kanunsuzluk hüküm süren yerde emniyet ve güven yoktur. ORD.PROF.ALİ FUAD BAŞGİL Rahmetli Ali Fuad Başgil’in bu eseri 1930 ile 1944 yıllarında memleketin muhtelif şehirlerinde verdiği konferans ve seminerlerinden derlenmiş kıymetli bir eseridir.
77.70 ₺ -
Türkçe Meselesi
Bir memleketin milli dili o memleketin bilfiil yaşayan, yani konuşulan ve yazılan, gönüllere ve zekâya hitap eden dildir. Ve dilin milliyeti, kelime unsurlarında olmaktan çok, büyümesinde ve üslubunda, umumi ahenk ve edasındadır. Nitekim mimari bir eserin milliliği, mesela Süleymaniye camimizin Türklüğü, taşında tokacında değil, inşası tarzında ve terkibindedir. Süleymaniye Camiinin taşı, mermeri şuradan, buradan getirilmiştir diye bunları söküp atmak, o canım şaheseri tahrip etmektir. Tıpkı bunun gibi, Türkçemizin bazı kelimeleri şuradan, buradan alınmıştır diye bunları dilden çıkarmak, bu millet dilini yıkmaktır…
42.00 ₺ -
Ord Prof Dr Ali Fuad Başgilden Mektuplar
Ahmet Emin Yalman'a Açık Cevap Sayın Yalman, Hür Vatan'da neşrettiğiniz açık mektubu okudum. Evvela hakkımdaki iltifatlardan, hususiyle öteden beri sevdiğim ve takdir ettiğim bazı şahsiyetleri bana kader yoldaşı olarak seçtiğinizden dolayı size teşekkür ederim. Bu şahsiyetler arasında bilhassa Bölükbaşı’na karşı müstesna bir bağlılığım ve sevgim vardır. Bu sevgim sırf onun da tıpkı benim gibi tabanlarında memleket toprağının nasırlarını taşımasından ve milletine kanıyla ve gönlü ile bağlı bir memleket evladı olmasından değildir, fakat aynı zamanda 1946'dan beri idealist arkadaşları ile birlikte atıldığı hak ve hürriyet mücadelesinde bin bir güçlüğe, harekete ve işkenceye göğüs germiş ve seciyesinin temizliği ispat etmiş bir adam olmasındandır.
77.70 ₺ -
Demokrasi Yolunda
Demokrasi terbiyesinin ahlâki formülü şudur: İyiliği ve adaleti sevecek, kötülükten ve zulümden nefret edeceksin. Yalnız ve adaleti sevecek, kötülükten ve zulümden nefret edeceksin. Muktedir isen elin, kolunla, değilsen sözlerin ve yazılarınla buna da muktedir değilsen kötülük ve zulüm yapanlardan yüz çevirip onlara selam vermemek ve merhaba dememek suretiyle mücadele edeceksin… Bahtiyar o memlekettir ki, vatandaşları bu terbiye ile bezenmiştir…
105.00 ₺ -
27 Mayıs İhtilali Ve Sebepleri
Dünya çapındaki bilim adamı ve hukukçumuz Ordinaryüs Profesör Ali Fuad Başgil bu eserinde,27 Mayıs 1960 İhtilali’nin sebeplerini tarafsız bir bakış açısıyla gözler önüne seriyor. İhtilal´den bir ay kadar önce, bizzat Başbakan Adnan Menderes ve Cumhurbaşkanı Celal Bayar tarafından Ankara´ya davet edilen ve “Ne yapmamız lazım?” diye görüşüne başvurulan Başgil, o dönemde yaşananların en önemli şahitlerinden biridir. İhtilal´in ülkeye nelere mal olacağını, milletin geleceğini nasıl kötü etkileyeceğini ta o zamandan görmüş, makaleleriyle dersleriyle ve kurduğu derneklerle hem hükümete hem muhalefete, hem de aydınlara anlatmaya çalışmıştır...
70.00 ₺ -
Together With Young
This work of Ali Fuad BAŞGİL has been published many times since it was first published and it addressed to every generation one by one. As there are many things now that the book includes giving every person young or old, there will be through generations. As he mentioned, “…This book is just a guide which can be useful to the young and inexperienced apprentices of scientific and ideal workshop.” Although he said so, this book, although being a guide to young and inexperienced apprentices, is at the consistency to be the guide of old and experienced masters. Especially, by the subjects and the friendly language of the author, this work can always be inspiration to generations. Again as the author mentioned, “This book which will reduce young who are the hope of future from living without will and courage; shows the secrets of being successful.” It will also be a good guide by this sense.
35.00 ₺ -
Gençlerle Başbaşa
Ali Fuad Başgilin bu eseri, yayınlandığı günden bu yana defalarca basılmış ve her nesle ayrı ayrı seslenmiştir. Büyük-küçük her insana verdiği ve vermeye devam edeceği şeyler şimdi olduğu gibi, nesiller boyu da devam edecektir. Kendisinin de belirttiği gibi "…Bu kitap, sadece fikri çalışma atölyesinin genç ve tecrübesiz çırakları için faydalı olabilecek bir rehberdir." Gerçi her ne kadar kendisi böyle söylese de bu kitap genç ve tecrübesiz çıraklara da rehber olmakla beraber, yaşlı ve tecrübeli ustaların da rehberi olabilecek kıvamdadır. Özellikle, seçilen konuların evrenselliği ve yazarının dostane üslubuyla bu nadide eser, nesillere daima ilham olabilecek yapıdadır. Yine yazarın deyimiyle: "Geleceğin ümidi olan gençleri, bunalımdan, iradesiz ve cesaretsiz yaşamaktan kurtaracak olan bu kitap; başarılı olmanın sırlarını göstermektedir." Bu doğrultuda güzel de bir rehber olacaktır. SÖZLÜK İLAVELİ ORİJİNAL METİN
28.00 ₺ -
Hadiselerin Muhasebesi 1
Eser, «gündelik politika tekerlemeciliği sanatkârın ulvî faaliyetine yakışmayan bir iş olduğu kadar, benim de işim değildir!» diyen Necip Fazıl’ın sosyal ve siyasî olaylar üzerindeki duyuş ve görüş vazifesiyle «Hâdiselerin Muhasebesi» başlığı altında ve (Be-De) imzası kullanarak kaleme aldığı yazılarının 1. cildidir. Bu serinin ilk kitabında, ibretle okunması gereken 1943-1949 yılları arasındaki hâdiselerin muhasebesi yapılmaktadır.
91.00 ₺ -
Edebiyat Mahkemeleri
EDEBİYAT MAHKEMELERİ DOĞU EDEBİYATI DİL RAPORLARI EDEBİYAT MAHKEMELERİ: Bu başlık altında, 1945 Büyük Doğu dergilerinde neşredilmiş yazılarda, edebiyat dünyamızın ünlü isimlerinden Tevfik Fikret, Yahya Kemal, Mehmet Akif ve Nurullah Ataç, mizah üslûbuyla bir mahkeme mizanseni içinde kritik ediliyor. Ayrıca farklı zaman ve mekanlarda Necip Fazıl nezaretinde yapılan sohbet toplantılarında "Tevfik Fikret" ve ayrı bir bahis olarak "şiir" ele alınıyor. DOĞU EDEBİYATI: Doğu edebiyatına kısa ve genel bir girişten sonra, Arap Edebiyatı bölümünde "Muallakat-ı Seb'a" şairleri; Fars edebiyatı bölümünde ise Baba Tahirden başlayarak ilk şehnameciler ve Firdevsi, hayatı, edebi kıymeti ve eserlerinden örneklerle anlatılıyor, Mısır Edebiyatı bölümünde Papiruslar üzerine yazılmış Annana isimli bir kâhine ait en eski bir hikayenin tercümesi bulunuyor. Eserin son bölümünde ise Doğunun Büyükleri başlığı altında, Nizami, El-Maarri, Ömer Hayyam, İbn-i Fariz ve Sadi ele alınmış ve eserlerinden oldukça hacimli tercümeler yapılmıştır. DİL RAPORLARI: "Zavallı Türkçe" ve "Dil Laboratuarından" ana başlıkları altında bir taraftan lisana dair ölçüler verilirken, diğer taraftan, "teşhis"le birlikte, Türk dilinin içine sürüklendiği kaostan çıkması için çarelerin neler olabileceği üstünde duruluyor.
75.60 ₺ -
Esselam
"Bu eser, bir mevlid mi?.. Hayır! Sadece O'na olan eritici aşkımın ve gevşemez bağlılığımın vecd destanı. " N.F.K. "Kıyamete kadar gelecek mukaddesatçı Türk gençliğine ithaf" edilmiş olan ve sonuna "Vasiyet" bölümü de eklenmiş bulunan, Peygamberler Peygamberinin mukaddes hayatının 63 Levhada manzum olarak anlatıldığı eser, 1960-61 hapsinde yazılmaya başlanmış, son şekline ise 1972 Ramazanında kavuşmuştur. 1973 senesinde kurulan b.d. yayınlarının 1. Kitabı olarak ilk defa o yıl yayınlanmıştır.
56.00 ₺ -
Allah'ın Çocuklara Bahşettiği Haklar
Yeni yetişen nesillerin terbiyesini aile değil, devlet vazifesi olarak algılama yanlışlığı modern çağın problemlerinden. Oysa dinimizce çocuklarla ilgili meseleler, özellikle de çocuğun sahip olduğu hemen bütün haklar devlet ve mahkemelerden önce fertleri, özellikle de anne ve babaları ilgilendiriyor. Yani çocuk haklarının neredeyse tamamı anne ve babaların uygulaması gereken ve de uygulayabilecekleri temel hükümler. Devletin vazifesi ise sınırlı. Ailenin olmadığı veya olduğu halde vazifelerini yapamadığıdurumlarda devreye giriyor. Kur’an-ı Kerim “Ey iman edenler. kendinizi ve ailenizi yakıtı insan ve taşlar olan ateşten koruyun” (Tahrim 6) diye buyururken çocukların dünya ve ahirete ait hüsranlarının sorumluluğunu anne ve babalarına yükler. Anneler ve babalar kaçınılmaz olarak İslam’da çocuk hukukunu. yani “Allah’ın çocuklara bahşettiği haklar”ı en iyi şekilde öğrenmek ve uygulamakla mükelleftirler. Prof. Dr. İbrahim Canan, sahasında çok önemli bir boşluğu dolduran ve daha önce “İslam’da Çocuk Hakları” olarak iki baskı yapan eserini ihtiyaçlarından hareketle genişleterek yeniden yayına hazırladı. Yazar. Kur’anî ve nebevî kaynaklarda “çocuk”a ilişkin bütün hükümleri ele alıp değerlendiriyor. Kitabı okuduğunuzda bir anne ya da baba olarak Allah’ın bu çok önemli emanetlerine riayet etmeyi öğrenmenin yanı sıra dinimizde çocuğa verilen önemi, gösterilen şefkati, tanınan ayrıcalıkları da görüyorsunuz. “Çocuklarınızı çok öpün, zira her öpücük için size cennette bir derece verilir, melekler öpücüklerinizi sayarlar ve sizin için yazarlar” buyuruyor Efendimiz. Anne ve babalara çocuklara bir öpücüğe varıncaya kadar görünen her hususta eşit davranmalarını emrediyor. “Tıfıl olan (hayrı şerri birbirinden ayıramayan) çocuklarınızı dövmeyiniz diyor. Buluğa ermemiş çocuğun malının anne ve babasına haram olduğunu söylüyor. Ve bir çocuk kimliği şekilleniyor kafanızda. Önemsenen. ciddiye alınan, değer verilen, sevilen, korunan. Ona karşı keyfi davranamayacağınız. Hakları dinen muhafaza altına alınmış. İhlallerin insanın ahiret hayatını perişan edebileceği. Öyle zannediyorum ki çoğu anne ve baba çocuklarına haklarını verme konusunda adil olabilirler. Bir cehaletten kurtulsalar...
7.40 ₺ -
Namaz Benim Huzurum
"Namaz, insanla Allah (cc) arasında O'na ulaşmak için kurulan en sağlam köprüdür." Ahirette kulun ilk hesaba çekileceği amel olan namaz, "İnsanları ve cinleri kendisine ibadet etsinler" diye yaratan Allah'a (cc) sunulan en şümullü ibadettir. Bunun için inanan insan, namazını tam manasıyla eda etmeye çalışmalıdır. Allah'ın seçkin kullarının namazlarında yaşadıkları etkileyici tablolar derlenerek hazırlanan bu eser, yaratılış gayesi kulluk olan insanı namaz hakikatine yaklaştırmayı hedeflemektedir.
5.92 ₺ -
Kuran ve Sünnet Işığında Görgü
"Öyle oturma günahtır", "Böyle yatma ayıptır" gibi sözleri büyüklerimizden duyduğumuz çok olmuştur. Bazen mekruh, "haram"ın yerini alır, bazen müstehap, "farz"ın makamına oturur. Allah'ın mübah kıldığını, haram diye yaptırmazlar; "haram", fırsat bularak "helal" olabilir bu arada. Toplumumuzda, bilgisizlik yüzünden hayali hatalarla yargılanan nice insan vardır. Kur'an-ı Kerim gibi bir kitap ve Hz. Muhammet(a.s.m.) gibi bir peygambere sahip olan yüce dinin mensuplarının, zaman zaman gelenek ve göreneklere esir düşmeleri üzüntü vericidir. Halbuki, "ne ise, o" düşüncesinin hayata geçirilmesi gerekir. Müslüman, hangi ibadet veya davranışı yaptığı zaman bedelinin ne olacağını bizzat kaynağından öğrenmeli.
8.40 ₺ -
Çocuk Psikolojisi
• Çocuklarınızla anlaşmakta zorlanıyor musunuz? • Çok mu şımarıklar, çok mu sinirliler, çok mu ağlıyorlar? • Yoksa çok mu sessiz ve içe kapanıklar? • Paylaşmayı bilmiyorlar mı? Arkadaşlarıyla sürekli kavga mı ediyorlar? • Televizyonun başından kalkmıyorlar mı? Gece yatmıyor, yemeklerini yemiyorlar mı? • Çocuklarınızla başkalarına anlatmaktan çekindiğiniz sorunlar mı yaşıyorsunuz? • Problemleriniz karşısında her yolu denediniz ve başarısız mı oldunuz? • Sorunlarınızı çözememekten dolayı mutsuz musunuz? • Onlara manevi değerleri nasıl vereceğinizi bilmiyor musunuz? • Ölümü nasıl mı anlatacaksınız? Psikiyatrist Doç. Dr. Sefa Saygılı, meslek yaşamında defalarca karşılaştığı bu tip soru ve sorunlara karşı, bulduğu çözümleri ve uyguladığı metotları siz okuyucularıyla paylaşıyor. Elinizdeki bu kitap, okul öncesi çağındaki çocuklarınızın psikolojilerini anlama, ruhsal gelişimlerine yardımcı olma konusunda vazgeçilmez bir rehberiniz olacak.
17.50 ₺ -
Eğitimde Başarının Sırrı
Hz. Peygamber (S.A.V) İslam dininde "Eğitim ve Öğretim"i çeşitli söz ve davranışlarıyla teşvik ve tavsiyesi yanında "Ben bir muallim olarak gönderildim" sözü de öğretme ve öğrenme faaliyetinin önemine açık bir işarettir. Bu sebeple Rasulullah (S.A.V) eğitim-öğretimdeki hareketini, fiillerini sözlerini ve davranışlarını inceleyerek eğitimci kardeşlerimize faydalı olur düşüncesiyle "EĞİTİMDE BAŞARININ SIRRI" ismiyle tarihte eşine rastlanmayan gerçek eğitimci Rasulullah (S.A.V)'in usulleri kast olunarak, kitap hazırlanmış ve isimlendirilmiştir.
72.00 ₺ -
Çiçeklerimiz Solmasın
Çocuklarımız... Yeryüzünde gezen ciğerlerimiz Ciğerparelerimiz... Ümidimiz, emelimiz, her şeyimiz. Çocuklarımız... Dünyanın en nadide çiçekleri Nevbahar o çiçeklerle cazibeli Gönül bahçemiz, evimiz O çiçeklerle şen ve saadetli... O halde; yürekleri yakıp gelen bir yakarışla Duaya kalkalım, haykıralım. Analar kan ağlamasın Gönül bahçemiz viran olmasın Çiçeklerimiz Solmasın..
160.00 ₺