-
Seyyid Abdülhakim Arvasi
“Gâyem, imandır. İstanbul câmilerinde 25 sene imanı anlattım. Din, Allah’ın razı olduğu hükümleri yerine getirmektir. Yalnızca iki rek’at namaz kılmak değildir. İslâmiyet ferdlerde kaldı. Amma pek nâdir ve gizli ferdlerde…” “Tasavvuf yolcusuna, üç mühim şart vardır: 1- Ehl-i sünnet itikadından kıl ucu kadar ayrılmamak. 2-Resulullah’ın sünnetine uyup, bid’atlerden kaçınmak. 3-Hocasına tam bağlılık… Bunlara riâyet etmeyen, hiçbir şeye kavuşamaz…” Seyyid Abdülhakîm Arvâsî- Son asırda hem zâhirî din bilgilerini, hem tasavvufu bir arada öğreten ender şahsiyetlerden… Hem kendi kurup masrafını karşıladığı medresesinde talebe yetiştiren; hem de dergâhında ilahî marifeti gönüllere nakşeden son mürşidlerden… Yeni devirde, medrese ve tekkeler kapatıldıktan sonra bile vaaz ve irşaddan geri durmayarak, doğru dinin öğrenilmesinde ve yaşanmasında hassasiyet göstermiş bir müceddid… Bu yolda hayatını hep sıkıntılarla geçirmiş ve bu şekilde âhirete göçmüş büyük bir mücâhid… Elinizdeki kitapta, son asrın mümtaz âlimlerinden Seyyid Abdülhakîm Arvâsî’nin hayatı, âdetleri, sözleri, kendi kaleminden, vesikalardan ve sevenlerinin dilinden anlatılıyor… Bu büyük İslâm âliminin şahsında, o devrin ilim hayatına, tekke kültürüne ışık tutuluyor...
367.50 ₺ -
Mazhar Olmak Kitap Cd
Mazhar Alanson’un resimlerini, şarkı sözlerini, notalarını, yazılarını, günlüklerini, fotoğraflarını hatta hatıra diye sakladığı her türlü kâğıt parçasını kullanarak bir kitap tasarladığını biliyor musunuz? Mazhar Alanson, Mazhar Olmak kitabıyla bu zamana kadar hiç açmadığı dünyasının kapılarını aralıyor. Mazhar Alanson, kitabında dillerden düşmeyen şarkılarının hikâyesini anlatıyor. *** “Bu CD’deki şarkılarımı mikrofon karşısına geçip bir kerede gacırtısı, tısı, tuşu, detonesi, şaşırması, heyecanı, duygusu, hepsi içinde art arda çaldım söyledim. Neticede sonradan hepsini en düzgün hâliyle çaldıysam da; daha sonra ilk kaydıma geri döndüm. Dinlerken hatıralar, yıllar gözünüzde canlanabilir. Ne de olsa ‘sahibinin sesinden.’ Siz de yavaştan yaşlandığınızı hissedebilirsiniz. Eski, yeni aşklarınızı hatırlayabilir ya da yeniden âşık olmak isteyebilirsiniz. Bir ipucu vereyim. Aşk zordur aklınızda bulunsun... Resimlere gelince, yıllar içinde yaptığım şeyler. Kitaba umarım sıkılmadan bakar, okur, dinler ve seversiniz. Böyle bir örnek olduğunu görmedim. Umarım siz de seversiniz.” Mazhar Alanson Albümdeki Şarkılar Bodrum Yandım Benim Hala Umudum Var Ah Bu Ben Sarı Laleler Buselik Makamına Sen Ve Ben Yapma Tam Ortasındayım Yalnızlar Garı Güllerin İçinden Bu Sabah Yağmur Var İstanbul’da Sanatçının Öyküsü Gözyaşlarımızı Bitti Mi Sandın?
126.00 ₺ -
Bezmialem Valide Sultan
Şevketlû Mehâbetlû Nûrum ve Nûr-ı âlem-yân Canımdan ve Ciğerimden Kıymetlim Gözüm Efendim şeklinde oğluna hitap eden Sultan Abdülmecid’in annesi, Sultan II. Mahmud’un eşi ve Sultan II. Abdülhamid, Sultan V. Murad, Sultan Reşad ve Sultan Vahdettin’in babaanneleri Bezmiâlem Valide Sultan’ın hususi hayatı… * Bezmiâlem Valide Sultan Osmanlı haremine nasıl girmişti? * Kadınefendiliği sırasında Osmanlı haremindeki statüsü nasıldı ve Sultan Abdülmecid’den başka çocukları var mıydı? * Bezmiâlem Valide Sultan’ın manevi dünyasının özellikleri nelerdi? * Valide Sultan’ın eğitim alanındaki hizmetleri ve öğrencilere desteği nasıldı? * Valide Sultan’ın hususi kütüphanesinde ne tür kitaplar bulunurdu? * Bezmiâlem Valide Sultan’ın mutfağında pişen yemeklerin çeşitleri, kullanılan malzemelerin ve sofra takımlarının özellikleri nelerdi? * Osmanlı Devleti’nde en çok vakıf yaptıran Valide Sultan olma özelliğini nasıl kazanmıştı? * Bezmiâlem Valide Sultan’ın özel yaşantısındaki zevkleri ve tercihleri nelerdi? * Padişah-Valide Sultan özelinde anne-oğlu arasındaki ilişki nasıldı? Sultan Abdülmecid annesine neden bu kadar düşkündü? * Bezmiâlem Valide Sultan’a nasıl bir cenaze töreni yapılmıştı? Prof. Dr. Arzu Terzi, Bezmiâlem Valide Sultan adını verdiği ve yukarıdaki soruları cevaplandırdığı bu çalışmada, Osmanlı arşiv vesikalarını kaynak alıyor, elde ettiği tüm bilgi ve verileri tablolarla güçlendiriyor ve akıcı diliyle yine okurunun karşısına çıkıyor. İlk defa her yönüyle örnek bir hanımın, Bezmiâlem Valide Sultan’ın hayat hikâyesi…
135.00 ₺ -
Yavuz Sultan Selim Han
Yavuz Sultan Selim Han Dokuzuncu Osmanlı padişahı olarak 1512 yılında tahta geçen ve 8 yıllık hükümdarlığı süresince Osmanlı Devleti’ni maddi ve manevi olarak asırlarca ayakta tutacak sağlıklı bir bünyenin temellerini maharetle döşeyen Yavuz Sultan Selim’i hiç böyle okumadınız! Fatih’in kalem ve kılıç örsünde dövdüğü, Bayezid’in sabır ateşinde şekillendirdiği bu “altın zincir”in halkaları nihayet Yavuz’un usta ellerinde titizlikle işlenmiştir. Mustafa Armağan, Osmanlı’yı yeniden kuran sıra dışı sultan, zamanın İskender’i, şarkın fatihi Yavuz Sultan Selim’in hayatını, bilinmeyen yönleriyle Yavuz Sultan Selim Han kitabında anlatıyor. * 40 bin Alevi’yi kesti mi? * Portekizlilerin Peygamber Efendimiz’in mezarını kaçırma girişimine nasıl dur dedi? * Hilafeti devralmadı mı? * Neden Batı’ya değil de Doğu’ya seferler düzenledi? * Küpe takar mıydı? * İnsan olarak nasıl bir padişahtı? Hobileri ve ilgi alanları nelerdi? * Suriye-Mısır seferlerine dair bilinmeyenler... * Ders kitaplarında neden yanlış anlatılıyor? * Okur ve “kitap kurdu” olarak Yavuz’u ne kadar tanıyoruz? * Kürtler aleyhine söylediği iddia edilen sözlerin gerçeği... * Can dostu Hasan Can’ın kaleminden Yavuz Sultan Selim! Kafanızı karıştıran tüm bu soruların cevabı ve daha fazlası Abdülhamid’in Kurtlarla Dansı, Ufukların Sultanı Fatih Sultan Mehmed kitaplarıyla Osmanlı Padişahları’nı gerçek yönleriyle okurlarına sunan Mustafa Armağan’ın Yavuz Sultan Selim Han kitabında…
20.35 ₺ -
Unutulmayan İnsanlar
´Başarıya giden yol zorluklarla, engellerle, imkânsızlıklarla, acılarla doludur. Bunları kabullenip yola çıkanlar, sabır ve sebatla yılmadan devam edenler başarıya ulaşırlar. Hiç kimse başarı merdivenlerini elleri cebinde tırmanmamıştır.´ Bu, tercüme edilmiş bir “kişisel gelişim” kitabı değildir, ama okuduktan sonra sizi geliştirdiğini göreceksiniz.
106.95 ₺ -
Örnek İnsanlar
.. Bir zamanların bakkal çıraklığı yapan bu çocuk ünlü bir devlet ve siyaset adamı oldu. Sözleriyle kendisine cesaret veren ve yönlendiren Frenoloji bilginini hiç unutmadı. Kitapta buna benzer birçok örnek insanın hayat hikâyesini, yol gösterdikleri ve örnek oldukları başarılı insanlardan okuyacaksınız.
96.60 ₺ -
Ömer Muhtar
İtalyanların bir Afrika toprağı olan Libya’yı sömürmek için çıktıkları bu sefer çok pahalıya mal oldu. Yirmi yıl süren bu kanlı savaştan geriye İtalyanların zulmü ile Libya halkını özgürlük için direnişe davet eden büyük lider Ömer Muhtar’ın ibret veren hikâyesi kaldı.
75.90 ₺ -
Şemsüş Şumus
GÜNEŞLER GÜNEŞİ ŞEMSÜ'Ş ŞÜMÛS - MEVLÂNÂ HÂLİD-İ BAĞDÂDÎ'NİN (k.s) HAYATI, HALİFELERİ VE MENKIBELERİ Nakşibendî terbiye yolu, Hâce Muhammed Bahâeddin Nakşibend hazretlerinin [kuddise sırruhû] temel usullerini belirlediği manevi bir terbiye sistemidir. Bu yol, onun adına nisbet edilerek "Nakşibendîlik” diye anılmaktadır. Nakşbendî Tarikatı Bahauddin Nakşbendî'den sonra Ahrariyye, Müceddidiyye gibi isimler almıştır. Mevlânâ Hâlid hazretlerinden [kuddise sırruhû] sonra ise "Hâlidiyye” ismiyle anılıp yayılmıştır. Hâlidiyye kolu, Nakşibendî yolunun devamıdır. Mevlânâ Hâlid hazretleri de [kuddise sırruhû] bu silsile içerisinde bu yolun yenileyicisi, bir kolbaşı durumundadır. Mevlânâ Hâlid hazretleri [kuddise sırruhû] İslâm âlemine birçok hizmette bulunmuş, bu yola çok hizmet etmiş kâmil bir mürşiddir. Mevlânâ Hâlid’in [kuddise sırruhû] hakkında bilgi veren eserler olduğu gibi hayatı ve menkıbeleri hakkında müstakil eserler de vardır. Bunlardan biri daha önce tercümesini sunduğumuz Mecdü’t-Tâlîd adlı eserdir. Diğeri ise elinizdeki Şemsü’ş Şümûs (Güneşler Güneşi) adlı eserdir. el-Hac Hasan Şükrü Efendi tarafından kaleme alınan bu eser, bir mukaddime ile iki bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde Mevlânâ Hâlid’in [kuddise sırruhû] hayatı, kerametleri ve vasiyetleri zikredilmektedir. İkinci bölümde ise Anadolu’daki halifelerinden Muhammed Kudsî ve kitabın sonunda da Hâlidiyye koluna intisap eden âlimler hakkında bilgiler verilmiştir. Eserin temin edebildiğimiz nüshasının kapak sayfasında, Hasan Şükrü Efendi için "mütercim” ifadesi kullanılmıştır. Önsözde ise, "Mevlânâ Hâlid hazretlerinin menkıbelerinin Türkçesi şu zamana kadar bulunmadığından Türk halkı onun feyzinden hakkıyla istifade edememiştir” denmesi eserin Arapça veya Farsça’dan Osmanlı Türkçesi’ne çevrildiğini akla getirmektedir. Ayrıca eserin, İbrahim Fasîh [kuddise sırruhû] tarafından kaleme alınan Mecdü’t Tâlîd ile; anlatılan menkıbeler, halife ve âlimlerin zikrediliş sırası gibi hususlarda benzeyen yönleri vardır. Bu husus Hasan Şükrü Efendi’nin eseri, Mecdü’t-Tâlîd’den istifadeyle üzerine ilavelerde bulunarak hazırladığını düşündürmektedir. Eserin ikinci bölümünde 61. menkıbeden 65. menkıbeye kadar olan ve Memiş Efendi diye bilinen Bozkırlı Muhammed Kudsî Efendi’nin [kuddise sırruhû] hal tercümelerinden ve kerametlerinden bahseden kısım zannımızca ya aynı zatın oğlu Muhammed Bahâeddin b. Muhammed Kudsî Efendi [kuddise sırruhû] tarafından kaleme alınmış ya da onun emriyle yazılmıştır. Çünkü bu kısımda, geçmiş halifelerin, mürşidlerinin hatıralarını canlı tutmak, muhabbeti kuvvetlendirmek ve duaya mazhar olabilmek için onların hayatlarını anlatan eserler kaleme aldıkları söylenmektedir. Bunu yazan kimse ardından kendisinin de onların bu âdetlerine uyarak Şeyh Muhammed Bahâeddin’in [kuddise sırruhû] babası Bozkırlı Şeyh Muhammed Kudsî hazretlerinin [kuddise sırruhû] hayatını kaleme aldığını ifade etmektedir. Halbuki Hasan Şükrü Efendi ile Bozkırlı Şeyh Muhammed Kudsî hazretleri [kuddise sırruhû] aynı dönemde yaşamamıştır. Bundan dolayı en azından bu kısmın onun oğlu olan Muhammed Bahâeddin Efendi tarafından veya onun emriyle kaleme alındığı anlaşılmaktadır. Biz de bu düsturdan yola çıkarak büyüklerin bereketli hayat hikâyelerini anlatan bu eseri günümüz Türkçesine aktardık. Hayırlara vesile olması temennisiyle. Eser Sazak
86.25 ₺ -
Hz Osman
İslam halifelerinin üçüncüsü, meleklerin kendisinden edep ettiği, yaşarken cennetle müjdelenen on kişiden biri olan Hz. Osman’ın (r.a) hayatı, usta öykücü Ali Haydar Haksal’ın kaleminden sizlerle buluşuyor.
70.50 ₺ -
Hocamız Selçuk Eraydın
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi tasavvuf öğretim üyelerinden muhterem hocamız Selçuk Eraydın için, 1995 yılındaki vefatından 16 sene sonra, Tasavvuf İlmî ve Akademik Araştırma Dergisi’nin 2011/27. sayısını hâtıra ve armağan olarak yayınlamıştık. Hocamızın dostları tarafından büyük bir ilgi ve memnuniyetle karşılanan bu sayının nüshaları kısa zamanda tükendi. Ancak hocamızı tanıyıp sevenlerin bu yazılara ulaşma konusundaki ısrarlı talepleri yazıları müstakil bir kitap hâlinde yayınlamayı gerekli kıldı. Hocamıza armağan olan bu çalışmanın geniş kitlelere ulaşmasına vesile olmak için bu yazıları yeniden neşrediyoruz. Bu yazılar okunduğunda Selçuk Eraydın hocamızın nasıl bir çile, dava ve gönül insanı olduğu yeni nesiller tarafından daha iyi anlaşılacaktır. Selçuk hocamızda, günümüz gençliğinin, özellikle de öğretmen ve akademisyenlerin örnek alacağı pek çok haslet vardır. Duygu dünyasının zaafa uğradığı, hayatın sıradanlaştığı, manevî hedeflerin ve dava şuurunun aşındığı, ferdiyetçi hayatın yaygınlaştığı dönemlerde Selçuk hocamız gibi dava şuuruna sahip model insanların heyecanına ihtiyaç vardır. Selçuk bey hem ilmî çalışmalarıyla, hem sohbet, vaaz, konferans gibi toplumsal hizmetleriyle örnek bir hocamızdı. Yazdığı ve anlattığı konuları sadece akademik bir faaliyet olarak görmeyip aşk ile yaşayan bir insandı. Hocası Mâhir İz’in tam bir halef ve vekiliydi. Hocası gibi Mahmud Sâmi Ramazanoğlu Efendinin manevî sofrasından beslenmişti. Yine Sâmi Efendi’nin bağlılarından Bandırmalı Tatlıcı Ali (Öztaylan) ile çok özel bir dostlukları vardı. Hocamız için tasavvuf akademisyenliği sadece “meslek” değil, belki bir “hayat tarzı”, bir aşk ve heyecandı. Onun diline pelesenk ettiği Tasavvuf edebiyatının bazı beyit ve mısraları aynı zamanda hayat felsefesini oluşturuyordu: Sanman taleb-i devlet ü câh etmeye geldik Biz âleme bir yâr için âh etmeye geldik Sen çıkınca aradan, kalır seni yaradan O aradan çekildi. Ama onu yaradan, onun güzel vasıflarını ve hatıralarını ârif kullarının gönlünde yaşatmaya devam ediyor. Rûhu şâd olsun, makamı cennet olsun. Prof. Dr. H. Kâmil Yılmaz
84.00 ₺ -
Genç Arkadaşıma Mektuplar
“Sevgili Hocam, Size ulaşabilmesi ümidiyle kısa bir mektup yazmak istedim. Ne zaman bir ümitsizlik, gayretsizlik, şevksizlik hali yaşasam kitaplarınız imdadıma yetişiyor. Rahatsızlıklarınız olduğunu gazetelerden okumuştum. Sizi hastalıklarınıza rağmen böyle gayretli çalışırken görmek bana da gayret veriyor…” Ayşe “Sevgili Ayşe, …Günlerim kütüphanemde okuyarak, yazarak geçiyor. Felç olmam kütüphanedeki kitapları çoğu zaman almama mani oluyor. Daktiloda da yazı yazamıyorum. Bunları şikâyet için söylemiyorum, sevk-i ilahi vardır. Bir astsubayı bugünkü duruma getiren Allah, şimdi de felç ederek mevcut halimi istemiş, bana düşen vazife “Elhamdülillah” demektir. Her şeye rağmen yazmaya devam edeceğim…” Hekimoğlu İsmail Mektuplarda, pek çok gencin yaşadığı sorunları ve Hekimoğlu İsmail’in ilaç niteliğindeki cevaplarını bulacaksınız. Kitap, genç okur üzerinde bir çeşit terapi yapıyor, yol gösteriyor. Dertlerinin dermanlarını anlatıyor. Derdi olmayanların gayretini artırıyor.
74.00 ₺ -
-
HZ Fatıma Canfeda
BABASININ ANNESİ: HZ. FATIMA O Hz. Fatıma ki Allah Resulü’nün can parçası, dünya üstünde ona en çok benzeyen kişidir. İlmin kapısı Hz. Ali’nin eşi, cennetin genç efendileri Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’in annesi, iyilikler denizinin incisidir. Üç günlük açlıktan sonra bile elindeki tek lokmadan feragat eden, Hz. Muhammed(sav) tarafından daima ayakta karşılanandır. Ehl-i Beyt bir nur kandili, o ise bu nuru çevreleyen kristal fanus, Fahri Kainat’ın(sav) gözlerinin nurudur. O Fatımadır. Ateşten kesik, ateşe uzak demektir. Allah'ın onu ve sevenlerini cehennem ateşinden uzak tutma muradıdır. Son Peygamberinin soyunu devam ettiren Kevser, aynı zamanda Resulullah’a(sav) duyduğu şefkatle onun etrafında pervane gibi dönen, ‘Babasının Annesi’dir. *** Belhli tüccar Cüneyd el Kındi, Kuşadalı Üveysi Haşim, Necefli Hacı Hüsrev, Botanlı Ramazan, Tıkritli bilge ebe Destigül Nine ve torunu Abbas… Dünyanın dört bir tarafından yollara düşen bu kişileri buluşturan tek şey Ehlibeyt aşkıdır. Kerbela, Medine ve Mekke güzergâhında uğradıkları her durak, geçtikleri her menzilde zamanın koridorları açılır ve Hz. Fatıma’nın hayatından kesitlerle karşılaşırlar. Kevser’in kıyısında gezinen bir roman mı bu, yoksa bir şark hikâyesi mi? Şaşıracaksınız.
196.10 ₺ -
Bir İstiklâl Aşığı Mehmet Âkif
Arka Kapak Yazısı: “İstiklâl Âşığı” olan Âkif, muhteşem eserleri ile bir an olsun vazgeçilmemesi gerek zengin bir “vaha”. Safahat, sadece devrinin sosyal manzaralarını aktaran bir şiir kitabı değil zaman zaman “sessiz çığlıklarıyla” devrin dramını en çarpıcı şekilde ortaya koyan bir “ayna”, devri için aykırı fikirleri en açık şekilde dile getiren bir “işaret fişeği”, bazen karanlıktan aydınlığa çıkışı gösteren güvenli bir “patika” ve çoğu zaman da mütevekkil bir ruhla hakikati bütün acıtıcı yönlerine aldırmadan, dobra dobra haykıran bir “vicdan”… Şair, mütercim, milletvekili, baytar, ülkesini savunan inançlı bir kahraman, İstiklâl Marşımızın yazarı…. Ülkemizde, bütün bu sıfatları her anlamda dürüstçe taşıyabilen kaç insan var? Âkif, bu sıfatları layıkıyla taşıyabilme yürekliliğini hayatının her anında başarıyla üstlenmiş, “inanmış”, “örnek alınması gereken” bir kişilik… “Sessiz yaşadım, kim beni, nerden bilecektir?” dizesinde dile getirdiği gibi “mütevazi”, “Hiç çağlamadan, gizli inen yaş gibi aktım.” dizesindeki gibi “elemli” bir ruha sahip olan Âkif, “mücadeleli”, “çileli”, “saf”, “ibretlik”, içten içe “ufuk açıcı” ve “harikulade” hayatı ve “muhteşem” eseriyle, ne mutlu ki hâlâ “yaşıyor!”. Elinizdeki bu eser, Âkif ile ilgili farklı fikirler, Âkif’in sanatıyla ilgili ayrıntılar, hayatıyla ilgili ilk defa ortaya çıkarılan belgelerle onu ve onun idealini “yaşatmaya” çalışıyor…
21.25 ₺ -
Şükûfe Nihal
Hülya Argunşah’tan, Türk tarihinin siyasî, edebî ve kültürel anlamda Cumhuriyet dönemine geçişini Şükûfe Nihal’in hayat hikâyesine ve eserlerine odaklanarak ortaya koyan titiz bir çalışma. Şükûfe Nihal; Fatma Aliye Hanım, Şair Nigâr Hanım ve Halide Edip’lerin başlattığı Türk edebiyatının kadın yazarı olma çizgisini hemen onların yanı başında ama aynı öncü ve özverili kimlikle sürdüren bir Cumhuriyet aydınıdır. İstanbul İnas Darülfünunu’nun ilk dönem öğrenci ve mezunu, Sultanahmet Mitingi’nin ateşli hatibi ve Cumhuriyet öğretmeni olan yazarın hayat hikâyesi, eşitlikçi Türk feminizminin ve Türk kadınının siyasî hayata kazandırılışının ciddî başlangıçlarıyla zenginleşir. Bütün bunlar Şükûfe Nihal’in hayatına ve eserine kadın-edebiyat-Cumhuriyet aydını olma noktalarından bakılmasını gerekli kılar. Cumhuriyetin aydınlarını ve ediplerini toplayan bir salonun kibar sahibi ve pek çok âşığın etrafında pervane olduğu Şükûfe Nihal, anlaşılmaz bir şekilde daha sağken unutuluşun en uzak iklimlerine düşer. Hayatının parlak başlangıçları mahiyeti açıklanamayan karanlıklarla gölgelenir. Arayışlar, beklentiler; kadın ruhunun dalgalı, çekingen çırpınışları ve hayatın bin türlü cilvesi ona derin sessizlikleri getirir. Ve susar Şükûfe Nihal... Kendisini anlamak, anlatmak, ona hayatının en güzel döneminin ışıltısını kazandırmak ve tam o noktada yeniden canlandırmak isteyenler için bile hâlâ suskun durmaktadır...
22.20 ₺ -
Herkesin Hocası Erbakan
Bu kitap, Erbakan Hoca’yı anlamak ve izlemek isteyenlerin, O’nun hakkında kapsamlı bir bilgiye sahip olabilmeleri temennisi ile yazıldı. Prof. Dr. Necmettin Erbakan, kenarda kalmış, yok sayılmış, 27 Mayıs’ın gadrine uğramış dindar kesimlerin sosyal ve siyasal taleplerini siyasetin merkezine taşıyarak; önce ahlâk ve maneviyat değerlerini hayata geçirme isteğinin yanında yaygın “Ağır Sanayi Hamlesi”ni yüzlerce fabrika açarak gerçekleştirdi. Onun siyasi arenaya girmesiyle; siyasi literatür de, siyasetin gündemi de değişti. Erbakan Hoca, Türk siyasetinin son 40 yılına sadece siyasi bir aktör olarak damga vurmakla kalmadı; inançlı kesimleri “Milli Görüş” adı altında başlattığı hareketin içine dahil ederek ve iktidara taşıyarak,, geriye dönüşün imkansız olduğu yeni dönemin fitilini ateşledi. Bu; İslami bir hareketin, demokratik siyaset arenasına taşınmasıydı. Siyaset dünyasındaki derin izlerine rağmen sadece siyasetçi değil, buluşlar yapan bir mühendis, bir aksiyoner, bir fikir adamı ve inançlı bir Müslümandı. Hangi halde bulunursa bulunsun, neler yaşanmış olursa olsun Erbakan Hoca’nın sorduğu temel soru daima şu idi: - “Evet, şimdi ne yapıyoruz?..” Ve ardından dur durak bilmeyen, yorulma kabul etmeyen bir koşuşturmaca… Nihai olarak da tek bir hedefi vardı: Cenab-ı Hakk’ın rızasını kazanmak!.. Elinizdeki kitap, bu uğurda yaşanmış bir ömrün, hepimize örnek olması gereken hikâyesidir…
40.60 ₺ -
Mimar Sinan Bir Osmanlı Mucizesi
Türk kültür ve sanat tarihinin en büyük simgesi olan Mimar Sinan, anıların bizzat kendi dilinden verilen Tezkiretü’l-Bünyan adlı yazma kaynakta toplamıştır. Saî Mustafa Çelebi tarafından kaleme alınan bu yazma Sinan, çocukluk çağından mimarbaşı oluşuna ve ömrünün sonuna kadar başından geçen olayları hikâye etmektedir. Büyük ustanın özellikle tasarlayıp inşa ettiği Şehzade Camii, Kırkçeşme Su Tesisi, Süleymaniye Camii, Mihrimah Sultan bahçesinde su dolabı, Büyükçekmece Köprüsü ve Edirne’deki Selimiye Camii’nin yapılışları sırasında yaşanan zorluklar ve sıkıntılar anlatılmaktadır. Bu eserlerin yapılış hikâyelerinin etrafında gelişen olaylara ve çarpıcı diyaloglara da yer veren Sinan, en çok cihan padişahı Kanunî Sultan ile olan tartışmaları ilgi çekmektedir. Mimar Sinan’ı bize en çok yaklaştıran, onun bakışı ve dünya görüşü hakkında önemli ipuçları veren bu yazma, elimizde bulunan en değerli belge niteliğindedir.
300.00 ₺ -
Silistreli Süleyman Hilmi Tunahan
Tarih bize gösteriyor ki, başta peygamberler ve onların gerçek mirasçıları olan din âlimleri olmak üzere, insanlık âlemi, büyük insanların kıymetlerini zamanlarında tam takdir edememişlerdir. Sonradan ise, bu takdir edememenin cezasını, hem muâsırı olan insanlar ve hem de onların nesilleri çekmişlerdir. Hemen hemen bütün peygamberler, bu hükmümüze müşahhas birer misal olarak verilebileceği gibi, İmam-ı A´zam ve Ahmed bin Hanbel gibi İslam âlimleri de, bu acı hükmü teyid eden canlı misallerdendir. Tesbitlerimize göre, asrında tam anlaşılamayan şahsiyetlerin bu asrımızdaki misallerinden biri de Süleyman Efendi Hazretleri'dir. Maalesef, tıpkı Bediüzzaman'da olduğu gibi, devletimizin istihbârât kaynakları, resmî kurumların hazırladıkları raporlar ve tabii ki, bunlardan etkilenen medya ve ansiklopediler, bu büyük İslâm âlimi hakkında yalan yanlış şeylerle doludur. Süleyman Efendi ve talebeleri hakkında söylenen ve yazılanların çoğunun yalan yanlış şeyler olduğunu; Süleymancılık diye bir mezhep veya din olmadığını ve bu zatın Osmanlı Medreselerinde yetişmiş büyük bir âllâme ve ulûm-ı bâtınada zirveye ulaşmış bir mürşid-i kâmil olduğunu bu eser ortaya koymuş bulunmaktadır.
112.50 ₺ -
Haçkalı Baba
Yerinde çok ciddi ve celâlli, yerinde şakacı, lâtifeci pür-cemâl bir veli olan Haçkalı babanın asıl adı Mustafa Tarhan dır. (1849-1949 Trabzon-Akçaabat-Düzköy)Kad efleha men tezekka (Arınan iflah eder) ayeti doğrultusunda hep arınmayı tavsiye ederek,akl-ı selim, kalb-i selim ve zevk-i selim bütünlüğünde Muhammedi Neşeyle miraç etmiş bir kutup yıldızıdır. Bu kitabta bu yıldızdan parıltılar sunmaya çalışacağız sizlere. Yâ Selâm!..
98.00 ₺ -
Ladikli Ahmed Ağa
Ladikli Ahmed Ağa (1888-1969) Ümmi bir insan. Okuması yazması yok: ama, zaman ve mekan duvarını aşan, bilginin ötelerine ulaşan bir gayb adamı deniliyor. İslam tasavvuf literatüründe gayb ricali diye geçen, işlerine güçlerine akıl sır ermeyen has kullara Gayb adamı deniliyor. Hayatın bilinen ve bilinmeyen, görünen ve görünmeyen boyutları arasında gidip gelen, akılları zorlayan sırlarla yüklü bir ömür süren Ladikli Ahmed Ağanın hayatınızdan ilginizi kanatlandıracak tablolar sunan bu kitabı okumaya doyamayacaksınız! Yâ Selâm!
154.00 ₺ -
Nasreddin Hoca
Nasreddin Hoca, bütün dünyada, yediden yetmişe, her dilden ve her dinden insana ulaşan çok zarif bir arif. Hakdan, Hakikat tan taviz vermeden herkese ve her kesime hitab eden cihânşumul bir bilge. Hiçbir şekilde yozlaşmadan herkesle ve her kesimle uzlaşan bir cilve çiçeği. Aykırı görüntülerle doğruları abideleştiren bir dahi. Eğri duyguları, eğri düşünceleri, eğri davranışları zerafetle doğrultan bir eğitimci. Güzelim İslamiyeti makyajla kirletmeyen sade ve berrak bir fakih. Herkesin ilgisini çeken, fakat hiçkimseyi fitneye sürüklemeyen fitnesiz bir güzel. Her şeyde varolan hikmeti, gaflete gelip atlamayan, yakalayan bir hâkim. Zora şere başvurmadan zafere ulaşan bir kahraman. En kaba saba insanları bile nükteyle törpüleyip inceltebilen bir lâtifeci. Her alanda söz sahibi münevver bir mütefekkir. Kırkkandilin kandil kitabları arasında, dünyanın en net en berrak adamı olan Nasreddin hocanın bulunmaması Bir eksiklikti.Bu derlemeyle o eksikliği kapatmaya çalıştık. Yâ Selâm!...
84.00 ₺ -
Yaman Dede
Asıl adı (Mehmed Abdülkâdir Keçeoğlu 1887-1962)YAMAN DEDE Kayserinin Talas ilçesinde dünyaya gelmiştir.Aslen gayr-i Müslim bir ailenin ferdi iken bilahere fıtratında zaten var olan İslâmiyetle müşerref olmuştur.İçinde bulunduğu şartlar gereği uzun zaman Müslüman olduğunu gizliyen Yaman Dede,Hukuk tahsilini müteakiben bir yandan maişet için çalışırken,bir yandan da Galata Mevlevihânesinde Ahmed Celaleddin ve Ahmed Remzi Dedelerden Mesnevî dersleri almış,uzun yıllar sessiz bir volkan gibi kaynayıp duran imanını dili ile ikrarla âşikar etmiş ve hayatını büyük bir aşkla İslâmın hizmetine adamıştırElinizdeki eser;son devrin bu mümtaz gönül ehlinin müstesna hayatından kesitler sunmakta olup,cennetmekân merhumun şiirleri,konferansları,konuşmaları,edebiyat ve tasavvuf harikası mektublarının yanı sıra öğrenci ve dostlarının kendisiyle ilgili hatıralarından müteşekkildirYâ Selâm!...
280.00 ₺ -
Bir Mazlum Padişah Sultan II. Abdülhamid Han
Tarihte az çok uğraşanlar çok iyi takdir ederler ki, bu ülkede iki şahıs hakkıda gerçekleri söylemek, tasavvurun fevkinde bir derecede güçtür. Sultan II.Abdülhamid ve M. Kemal Paşa'dır. Zira her ikisi hakkında da yazılmış olanların kaahir ekseriyeti yalandır. Bu yalanlar, bunlardan birincisinin aleyhinde, ikincisinin ise, lehinde vaki olmuştur. Sultan II. Abdülhamid hakkında gerçeği söylemek için kaanuni bir mani yoksa da, yalanların kesafeti sebebiyle fiili gerçeklerin tam manasıyla ortaya konulması, imkansıza yakın bir derecede güçtür. Bununla beraber uzun bir çalışmanın mahsulü olan bu eserde, merhum hakkındaki yalan ve yanlışlarla gerçeklerin çarpıtılmasına aid belli başlı iftiraları cevaplandırmaya çalıştığımız görülecektir.
35.55 ₺ -
Bir Mazlum Padişah Sultan Vahideddin
Değerli Okuyucu!.. Kaderin, Osmanlı'nın dış düşmanlar ve içteki hainler marifetiyle gerçekleşen çöküş vetiresinin son noktasında vazifelendirdiği Sultan Vahideddin merhum, milli tarihimizin en talihsiz şahsiyetlerinden biridir. rejiminin Batılı Çehresi'yle yerleşebilmesi için kasten ve en çirkin bir surette kötülenen merhumun, kendisini içinde bulunduğu dramatik hadiseler karşısında, vatanın kurtuluşu için elinden gelen herşeyi yapmış olmasına rağmen, hakkındaki iftiraların hala devam etmekte olmasını rejim endişelerinin zail olmuş bulunmamasından başka bir suretle izah kaabil değildir. Merhum hakkında zaman zaman bir sar'a nöbeti halinde tekrarlanmakta olan çeşitli isnad ve iftiraların toplu ve müdellel cevabını ihtiva eden bu eseri yayınlamaktan şeref duyarız!...
27.65 ₺ -
Bir Mazlum Padişah Sultan Abdülaziz Han
Değerli Okuyucu!... Tanzimatla başlayan milli şahsiyet ve mefkureyi imha hareketine dirayetle karşı çıkmış olan ve devrinin ecnebi güdümlü ricali tarafından önce tahtından indirilen ve takriben bir hafta sonra da hailevi (dramatik) bir suretle şehid edilen Sultan Abdülaziz merhum vesilesi ile bozulma ve yıkılışın temel saiklerinin başlangıç safhasını anlatan bu eseri yayınlamaktan bahtiyarlık duymaktayız.
27.65 ₺ -
Bu Gözler Neler Gördü
Refi' Cevad Ulunay' ın Tercüman Gazetesi' nde 5 Kasım 1969 tarihinden itibaren, yani o' nun ölümünden sonra yayınlamış olan bu hatıralar iki kısımdır; Bunun birinci kısmı Sultan Vahidüddin ağırlıklı ve daha ziyade müşahedeye dayanan hatıralardır. İkinci kısmı ise; Paris' te kendisinin de dahil olduğu bir grup maceracı Türkün hayatlarındaki sefahet ve sefalet tasvirleriyle dolu asıl kısımdır. Asıl diyoruz çünkü hatıratın dörte üçünü bu kısım teşkil etmektedir. Bununla beraber bu ikinci kısım bizce tarihe ciddi bir surette hizmet ifa edebilecek bir vasıfta olmadığından biz, bu kısmı hariç tutarak yazarın hatıralarını kendi tensibi olun ; "Bu Gözler Neler Gördü?" ismiyle yayınlıyoruz.
11.85 ₺ -
Halil Hoca
İlim, cehalet hastalığını giderebilmenin tek ilacıdır. Âlimler ise bu işin tek doktorudur. İlgilendiğiniz bu eserde, daha küçük denecek yaşlarda kendini ilme vermiş mümtaz bir şahsiyetin destansı hayat hikâyesini okuyacaksınız. Halil Hoca, Fatsa’nın Dağgüvezi denilen köyüne (şimdiki adıyla İslamdağ Belediyesi) 15-16 yaşlarında tevafuken gelir. O yıllarda Fatsa, dışarıdan pek de iyi anılmaz. Bulunduğu dar mekânda kan davasından, geniş mekânda ise terörden hemen hemen her gün birileri ölür. O yıllarda Fatsa, Fatsa’dır. Dağgüvezi’nin ileri gelenleri Hocanın orada kalması için onu ikna ederler ve ömrünün sonuna kadar orada kalır. Kumru, Rize ve İstanbul’dan devşirmiş olduğu ilmini büyük bir iştiyakla talebelerine verir. İlk talebeleri yaş itibariyle hocadan daha büyüktür. Kısa sürede bölgede “Halil Hoca” olarak tanınır. Bölgede tanınan hocalardan bazıları, ilk zamanlarda Halil Hocayı yaşından dolayı pek itibara almazlar. Ama Hoca, âlim, fazıl ve ahlak abidesi kişiliği ile onlarında dikkatini kısa zamanda celp eder. Onun şahsında vefa, samimiyet, hasbilik ve adanmışlık ruhu gibi hasletleri keşfederler. Halil Hoca kısacık ömrüne çok şeyler sığdırır. Yetiştirdiği talebelerinin sayısı bilinmemektedir. Şimdi Fatsa ve civarından olanlar kendilerini tanıtırken “Halil Hocanın Köyündenim” diyerek tanıtır. Bu eser; söz konusu hasletlerin kelamdan kaleme akseden bir güldestesidir.
170.00 ₺ -
Eğitime Adanmış Bir Ömür Mahir İz
Yakın tarihimizin abidevi şahsiyeti, hayatını insan yetiştirmeye adamış bir öğretmen... İdeal bir “Hoca” nasıl olur sorusuna yaşantısıyla cevap olan mütefekkir... Eğitime Adanmış Bir Ömür: Mahir İz, yazdığı eserlerden çok yetiştirdiği insanlarla kültür hayatımızı etkileyen Mahir İz’in hayatını, kişiliğini ve eğitimci yönünü akıcı bir üslupla okura sunuyor, Mahir İz’in sahip olduğu tevazu dolayısıyla hatıralarında bahsetmediği yanlarını ve anılarını gün yüzüne çıkarıyor. “Mahir Hoca’nın” çocukluk yıllarından ölümüne kadar olan yaşamını anlatan eser; Hoca’nın öğretmenlik, memurluk ve yöneticilik faaliyetlerinden, memlekete hizmetlerinden bahsediyor, kişiliğini, üslubunu, aldığı eğitimi ve entelektüel kimliğini tanıtıyor, eserleri ve yetiştirdiği öğrencileri hakkında bilgiler veriyor. “Öğündüğünü de görmedim. İstikâmetin, doğruluk ve dürüstlüğün sanki mücessem bir heykeli idi. Ülkemizde, hanegî eğitiminin son muallimlerindendi.” M. Şevki Eygi “Düşüncelerini hâtıralar, mısrâlar, şakalar ve nükteler şeklinde konuşarak ifâde derdi. Çünkü yazar değil Hocaydı ve hep Hoca olarak kaldı.” Mehmet Çavuşoğlu
128.48 ₺