-
-
Hz. Peygamber'in (s.a.v) Hayatı ve Şahsiyeti-Siyasi ve Askeri Mücadeleleri
Belâzürî III. asrın en önemli tarihçilerinden biri sayılır ve o, gerçekten ‘fetih tarihçilerinin en meşhuru’ unvanını hak etmiştir. Belâzürî’nin ve onun Kitâbü Cümel min Ensâbi’l-Eşrâf adlı eserinin İslâm tarihinde tartışılmaz bir yeri vardır. Belâzürî bu kitabında sosyal ve iktisadî tarihi yazmış ve bunlara askerî ve siyasî tarihten daha fazla önem vermiştir. Hz. Peygamber’in (sallallâhu ‘aleyhi ve sellem) Benî Adnân’ın ve diğer insanların efendisi olması hasebiyle Belâzürî kitabının birinci cildini, İslâm’dan önce Arapların durumuna dair bir mukaddime ve Mekke-i Mükerreme’ye dair bazı haberlerle birlikte onun sîretine ayırmıştır. Hz. Peygamber’in (sallallâhu ‘aleyhi ve sellem) sîretini bitirdikten sonra Benî Hâşim b. Abdümenâf’ın eşrafının tarihine geçer. Yani İmam Ali (radıyallâhu ‘anh), onun ailesi ve Ebû Tâlib’in ailesinin tarihini yazar. Sonra Abbâs ailesinin tarihine geçer. Böylece Benî Hâşim’in tarihini bitirince Benî Abdüşems b. Abdümenâf’ın yani Emevî Devleti’nin tarihini yazar. Abdüşems’in tarihi Belâzürî’nin kitabındaki en büyük yeri kaplar. Bu nedenle onun bu eseri Emevî Devleti’nin tarihi için en değerli bir kaynak haline gelmiştir. Zira başka hiçbir kaynakta bulamadığımız bazı rivayetleri onun bu eserinde görüyoruz. Bunun ardından Belâzürî Kureyş’in diğer kollarının tarihini yazar. Akabinde Kureyş’e yakınlık sırasına göre diğer kabilelerin tarihine geçer ve Sakîf kabilesinin tarihini yazarak eserini bitirir. Yayınevi olarak biz de bu önemli eserin tümü olmasa da en azından Siyer’le ilgili ilk iki cildini, yani genelde Hz. Peygamber’in hayatı ve şahsiyetiyle siyasî ve askerî mücadelelerini ihtiva eden bölümü yayımlayarak, İslâm tarihini önemseyenler için araştırma yapılacak geniş bir alan açtığımızı düşünüyoruz.
560.00 ₺ -
-
Hadisler Işığında Güvenli Yarınlara
Güvenilirlilik; emniyet ve asayişin, huzur ve saadetin, birlik ve beraberliğin, barış içinde yaşamanın temel unsurlarından birisidir. Emniyet ve asayişin olmadığı bir ortamda mutluluğun varlığı söz konusu olamaz. Onun için, Hz. Peygamber'in getirdiği din ve O'nun yaşantısı, güvenilirlik üzerine müessestir. Hz. Peygamber (sav) hayatı boyunca ferdi, ailevi ve içtimai sahalarda sürekli emniyetin tesisine çalışmıştır. Zira emniyet ve güven, dünya ve ahiret mutluluğun esasıdır.
42.00 ₺ -
-
1001 Hadis-i Şerif Tercüme ve İzahı
KENZÜ'L İRFAN adlı bu eser, çoğunluğu ahlak ve ibadet ile ilgili 138 konuda 1001 hadis ve tercümesini ihtiva etmektedir. Muhammed Es'ad Erbili, ana dili Türkçe olmakla beraber aynı kuvvetle Arapça, Farsça ve Kürtçe de bilirdi. Divanı ve diğer eserleri buna delildir. O'nun Türkçeyi kullanmaktaki liyakati ve şiirlerindeki başarısını Necip Fazıl şöyle ifade etmektedir: "Esad Efendinin Kenzü'l-İrfan isimli eserinde asli metne ve Osmanlıca'ya büyük bir sadakat ve hakimiyet müşahede ettiğimi belirtmek borcundayız..." "Şiirlerine gelince bunlar, Şeyh Es'ad Efendi'nin bir hassasiyet ve şiir kabiliyyetine malik bulunduklarına işarettir..."
126.00 ₺ -
114 Kudsi Hadisi Şerif
“Kudsî Hadîs’e” “kudsî” denmesi bir yönüyle Allah Teâlâ’ya ait, “Hadîs” denmesi de bir yönüyle Resûlullah (s.a.v.)’a olmasındandır. Allah Teâlâ’ya ait olan yönü, Kudsî hadîsin, vahiy veya ilham yoluyla, rüyada veya Mirac’da Rasûlullah’a Allah Teâlâ tarafından mânâ olarak bildirilmiş olmasıdır. Rasûlullah’a ait olan yönü, Rasûlullah (s.a.v.)’in bildirilen bu ilâhi (kudsî) mânâları kendi sözü (ifadesi) ile nakletmesidir. Böylece, Rasûlullah’ın hadîs-i şerifleri ikiye ayrılıyor: Hem lâfız ve hem de mânâca Rasûlullah’a ait olana “Hadîs-i Nebevî”; mânâca Allah Teâlâ’ya, lâfızca (ifade) Rasûlullah’a ait olana da “Hadis-i Kudsî” denmektedir.
138.00 ₺ -
Gıybet ve Koğuculuk
İbn Ebi'd-Dünya"nın Hadis Mecmuası, Islam'ın ahlaki yönünü hadislerle anlatan bir içeriğe sahiptir. İslam ahlakının önemli bir bölümünü hadislerle ortaya koyan müellif, bu projeyi başarıyla gerçekleştiren ilk muhaddislerdendir. İbn Ebi'd-Dünya, bu proje ve çalışmasıyla kendisinden sonra-kilere ilham kaynağı olmuştur. Özellikle İmam Gazz'aliinin İhyd'sının tahriçlerini inceleyenler İbn Ebi'd-Dünyadan büyük oranda alıntı yaptığını görür. Gıybet ve Koğuculuk adlı elinizdeki eser ise, söz konusu Külliyarı oluşturan önemli risalelerden biridir. Yazar bu risalede konuyu çeşitli başlıklar altında ele alıp incelemiş ve her bir bölümde birçok hadise yer vererek, meselenin açık ve kolay bir şekilde anlaşılması için azami derecede gayret göstermiştir.
77.00 ₺ -
Ahkam Hadisleri EL MUHARRER FİL HADİS
"Ahkâm" kelimesi; "karar, yargı; ilim, anlayış" gibi mânâlara gelen hüküm kelimesinin çoğul şeklidir. Ahkâm, daha geniş mânada, belli bir konu hakkında konulmuş bulunan kuralların bütününü ifade etmek için kullanılır. Bu tarzdaki kullanılışından dolayı, belli bir konuya dair hükümleri toplayan eserlere ve hatta belli bir konuyla ilgilenen ilim dallarına da ad olmuştur. Buna göre ameli hükümlerin kaynağı olan âyetlere "ahkâm âyetleri", aynı türden hadislere de "ahkâm hadisleri" denilmektedir. İbni Abdülhâdinin "el-Muharrer fîl-Hadis " adli eseri, İslam dünyasında hadis kitapları içerisinde önemli bir yere sahip olan Kütüb-i Sitte, Ahmed bin Hanbel'in "el-Müsned "i, İmam Mâlik'in "el-Muvatta "ı, İbni Hibbân ile İbni Huzeyme'nin "es-Sahib "leri, Hâkim'in "el-Müstedrek "i, Beyhakî'nin "es-Sünenü'l-Kübrâ " ile "Şuabu'l-ımân " adlı ve benzeri önemli hadis kaynaklarını içine alan zengin içeriği ve mükemmel tertibiyle dikkatleri üzerine çekmiş; kapsamlı, anlaşılır ve kullanışlı olması sebebiyle ilmi çevrelerde önemli bir değer kazanmıştır. Eserin en önemli özelliği; müellif, eserde yer alan hadisin sahihliğini veya zayıflı-ğmı belirten bazı kimselere ve yine bazı râvilerle ilgili cerh ile ta'dil için söylenen sözlere yer vermiştir. Bunu ihtisar etmede ve metinlerini kontrol etmede (ciddi) çaba sarf etmiştir.
330.00 ₺ -
Sahih-i Buhari Muhtasarı 4 Cilt
Buhârî, halk arasında Sahîh-i Buhârî diye şöhret bulan el-Cami'u's-Sahih adlı eseri 600.000 kadar hadis arasından seçerek 16 yılda meydana getirdiğini, her bir hadisi (veya babı) yazmadan önce mutlaka boy abdesti alarak iki rekât namaz kıldığını söylemiştir. Eserini tamamladıktan sonra onu devrin en büyük hadis otoriteleri olan Ahmed b. Hanbel, Yahya b. Main ve Ali b. el-Medini'ye göstermiştir. Bu âlimlerin hepsi es-Sahih'i beğenmiş, dört hadis hariç içindekilerin sahih olduğuna şehadet etmiştir. Ukayli bu dört hadis hakkında; ‘Son söz Buhârî'nindir. Onlar da sahihtir.’ Demiştir. Buhârî, el-Cami'u's-Sahih'te bir hadisi çeşitli yerlerde değişik isnadlarla tekrar ettiğinden, eserdeki hadislerin yerlerinin eksiksiz tesbit edilmesi kolay olmadığı gibi sahabe ve tâbiin sözleri hariç muallak, mütabi' ve mükerrerlerle birlikte kitapta 9082 rivayetin ve 25.000'den fazla isnad zincirinin bulunması eserden yararlanmayı güçleştirmektedir. Bu güçlüğü gidermek amacıyla erken dönemlerden itibaren muhtelif çalışmalar yapılmış, bunlardan bazılarında tekrarlar ve isnadlar gibi sadece hadis uzmanlarını ilgilendiren hususlar ayıklanmıştır. Bu çalışmaların en önemlilerinden biri de Zebidî’nin et-Tecridü’s-Sarih’i, Sahîh-î Buhârî’nin en meşhur muhtasarlarındandır.
900.00 ₺ -
-
Kuranı Kerim ve Meali Orta Boy
Akaid kelimesi; akide kelimesinin çoğuludur. Akîde kelimesi de sözlükte; "gönülden bağlanılan, düğüm atmışcasına sağlam inanılan şey" demektir. Dini literatürde akîde; "inanılması zorunlu olan ilke" (iman esası), çoğulu olan akaid kelimesi ise "İslam dininde inanılması farz olan hususlar, iman esasları, dinin temel kural ve hükümleri" anlamına gelmektedir. Buna göre, dinin temel kural ve hükümlerini oluşturan iman esaslarından bahseden ilme de akaid ilmi denir. İslam akaidinin ilk ve en önemli kaynağı Kur'an-ı Kerîm, daha sonra da sahih hadislerdir. İslam akaidini oluşturan esaslar, Kur'an-ı Kerîm' de ve hadislerde hiçbir yoruma mahal bırakmayacak şekilde açık ve sade olarak yer almıştır. İslam akaidini oluşturan esaslar, hem kesin delile dayanmaktadır hem de apaçıktır. Zamana, mekana, fert ve toplumlara göre değişiklik göstermez. Bu hükümler bir bütün teşkil edip, bölünme kabul etmezler. Yani bir kısmına inanıp bir kısmına inanmamak söz konusu olamaz. Akaidin konusu; " Amentü " cümlesinde toplanır. Buna göre akaid, konu olarak Allah Teala' nın varlığına ve birliğine, meleklere, kitaplara, peygamberlere, ahiret gününe, kadere, hayır ve şerrin Allah Teala' dan olduğuna inanmayı ele alır. Bunlara imanın nasıl ve ne şekilde olacağını Kur'an-ı Kerim ve hadis-i şeriflerden deliller getirerek gösterir. Akaidin gayesi; konusundan da anlaşılacağı gibi insanları hidayete eriştirmektir
240.00 ₺ -
Kelam İlmine Giriş Tenhikul Kelam
Abdullatif Harputi (1842-1916), dirayetli bir kelâm âlimidir. İlk derslerini, Harput Müftüsü Ömer Naimi Efendi 'den almıştır. Sonra Istanbul'a giderek Fatih medre-selerine devam etmiş, devrin müderris ve âlimlerin huzurunda icazet almak sure-tiyle erken bir yaşta "Beyazıt Medresesi " dersiamlığına atanmıştır. Onun bu ilmi otoritesi, Medresetü'l Vaizin ve Osmanlı Dârül Fünfın gibi devrin önemli ilim merkezlerinde müderrislik yapmasına imkân sağlamıştır. Hayatı 19. Asrın sonu ile 20. asrın başına tekabül eden Harputi , yenilikçi bir anla-yışla "Yeni Devir İlm-i Kelâm" öncülerinin arasına girmiştir. Nitekim "Tenkıhu'l Kelâm F'i Akâid-i Ehli'l- İslâm" adlı eserini telif ederken dönemin itikad, ahlak, felsefe, sosyal ve kültürel yapısına dikkat çekerek şöyle demiştir: "Daru'l-Fünğn-ı Osmaniye'de Kelâm İlmini tedrisle görevlendirildiğimde, dinin esas inançlarını içeren, inatçı ve çağdaş dinsizlere karşı koyan bir kitap arayışına girdim. Geçmiş Ehl-i Sünnet kelamcılarına ait böyle bir kitaba rastlamadım. Kelâm ilmi duruma ve konuma göre tedvin edilmelidir. İşte bunlar, beni tedris ve müzakere ortamında böyle bir kitabı yazmaya sevk etti. Bunu hak olan dinimizi ve doğru olan kitabı-mız', hile ve saptırma yoluyla savaşanların saldırısına karşı savunmak için yaptım. İslam inanç esaslarımızı, sahih kelâm kitaplarından derleme yoluna gittim. Sonuçta kitap, içerdiği konular bakımından çağdaş dinsizleri tenkit konusunda akıl sahiplerine örnek olabilecek bir şekle geldi."
210.00 ₺ -
Kuranı Kerimden Cevaplar
Kuran Bize Yeter Söylemine Kuranı Kerimden Cevaplar Ömer Faruk Korkmaz
175.00 ₺ -
Emrazı Sariye 2 Bulaşıcı Hastalıklar
Bulaşıcı hastalıkları geçmiş ümmetler için azap, bu ümmet için ise rahmet ve şehâdet (şehîdlik) vesîlesi kılan Allâh-u Te‘âlâ’ya sonsuz hamd-ü senâlar olsun. Nihâyetsiz salât-ü selâmlar kendisi hürmetine azapların rahmete dönüştüğü Rasûlüllâh (Sallellâhu Aleyhi ve Sellem)in, kendilerinin yüzü suyu hürmetine salgınlardan Allâh-u Te‘âlâ’ya sığındığımız Ehl-i Beyti’nin ve tâûn gibi bulaşıcı hastalıklar nedeniyle şehîd olan ashâbının ve cümle sahâbesinin üzerine olsun. Şu bilinsin ki; bu risâle “Corona” adıyla ortaya çıkan bulaşıcı bir hastalığın Çin’de başlayıp tüm dünyâyı sarması ve bizim memleketimize de uğraması nedeniyle telîf edilmiştir. Bu risâle; bulaşıcı hastalıkların geçmiş ümmetler hakkında büyük bir azap olduğu hâlde bu ümmet hakkında ne türlü keffâretlere ve türlü rahmetlere sebep olacağı ve ölümle sonuçlanırsa şehîdliğe vesîle olacağını beyân etmektedir. Ayrıca bundan korunma ve kurtulma sebepleri hakkında hadîs-i şerîf ve rivâyetlerde zikredilen duâların beyânı gibi önemli konuları ihtivâ etmektedir. Tabî ki bütün belâlar nefislerimizin şerlerinden kaynaklanmaktadır. Nitekim وَمَٓا اَصَابَكُمْ مِنْ مُص۪يبَةٍ فَبِمَا كَسَبَتْ اَيْد۪يكُمْ وَيَعْفُوا عَنْ كَث۪يرٍۜ “Size isâbet eden herhangi bir musîbet, kendi ellerinizin (bi’l-fiil) kazanmış olduğu (kötü) şeyler(in uğursuzluğu) sebebiyledir. Yine de O, birçoğunu affetmekte (ve onlara cezâ vermemekte)dir. (Aksi takdirde yeryüzünde hiçbir canlı bırakacak değildir.)” (eş-Şûrâ Sûresi:30) kavl-i şerîfi bu hakîkati nâtıktır. Bütün belâların günahlarımız sebebiyle başımıza geldiği husûsundaki bâzı hadîs-i şerîfleri risâlemizin içinde bulacaksınız. Hazreti Mevlânâ (Kuddise Sirruhû) da: أَبْر بَرْ نَابَدْ پَي۪ى مَنْعِ زَكَاةْ وَزْ زِنَا أُفْتَدْ وَبَا أَنْدَرْ جِهَاتْ “Zekâtlar tam verilmediğinden bulutlar gelmiyor, Zinâ çoğaldığındandır ki altı yönden vebâ yayılıyor.” beyitlerinde zekât verme farzı terk edildiğinden dolayı yağmurların yağmamasından, mahsullerin eksikliğinden ve bereket kalmadığından bahsediyor. Vebâ gibi bulaşıcı hastalık mikroplarının da zinâ gibi fuhşiyât yüzünden yayıldığına dikkat çekiyor. Zâten Abbâs (Radıyallâhu Te‘âlâ Anh)ın, yağmur duâsı öncesinde buyurmuş olduğu: اَللّٰهُمَّ إِنَّهُ لَمْ يَنْزِلْ بَلَاءٌ إِلَّا بِذَنْبٍ وَلَمْ يُكْشَفْ إِلَّا بِتَوْبَةٍ “Ey Allâh! Şu bir gerçektir ki; her belâ(ya sebep olan kader) mutlakā bir günah sebebiyle (gökten) inmiştir ve o (yazının meydana getirdiği sıkıntı) ancak tevbe ile açılmıştır.” (ed-Dînevrî, el-Mücâlese, rakam:727, 3/102; İbnü ‘Asâkir, Târîhu Medîneti Dimeşk, 26/358; İbnü Hacer el-‘Askalânî, Fethu’l-Bârî Şerhu Sahîhi’l-Buhârî, rakam:1010, 2/497; el-Kastallânî, İrşâdü’s-sârî, rakam:1010, 2/238; Aynı mlf., el-Mevâhib, 3/374) şeklindeki âyet ve hadîslere dayanan bu beyânı da aynı noktaya temâs etmektedir. Hâl böyle olunca bizlere de bütün günahlarımızdan tevbe-i nasûh ile Allâh-u Tebârake ve Te‘âlâ’ya dönerek çokça tevbe istiğfâr etmek düşüyor.
140.25 ₺ -
Sufilerin Edepleri
Bu kitap, dünyada huzur içinde yaşamanın ve ölüm korkusunu üzerinden atmanın altın anahtarlarını veren eşsiz bir eserdir. Peygamberimiz aleyhisselâm buyurdular: “Bir kimse, ibadet etmemesine rağmen, güzel ahlâkı sayesinde cennette en üst derecelere erişir. Durmadan ibadet eden kimse de, sırf kötü ahlâkı yüzünden cehennemin dibini boylar.” Bir sûfîye göre güzel ahlâk: “Hem insanlara eziyet etmemek, hem de eziyetlerine katlanmaktır.” Ebubekir el-Kettânî: “Bir müminin gönlünü hoş etmem, bana kabul edilmiş bir hacdan daha sevimli gelir.” Ebu Osman: “Yüce gönüllü özür diler, aşağılık kimse ise böbürlenir.” Sülemî’ye göre sûfîlerin ahlâkı: Yumuşak huyluluk, alçak gönüllülük, cömertlik, dünyaya gönül bağlamamak, dost ve ahbabına edepte örnek olmak, insanların erdemlerini, kendisininse kusurlarını görmek, herkese saygılı olmak, insanlara nasihatte bulunmak, onlar için servetini ve kendisini feda etmek.
119.00 ₺ -
Fıkıh Usulü Alimleri ve Eserleri
slam tarihinde çeşitli ilim dallarına mensup alimlerin biyografileri hakkında bir çok eser telif edilmiştir. Bununla birlikte usul-i fıkıh alimleri için aynı şeyi söylemek mümkün değildir. Fıkıh usulü düşüncesi fıkıh ilmi hakkında derinlikli ve bütüncül bir bakış açısına sahip olmayı sağlamakta ve ictihadın yollarını öğretmektedir. Bu sebeple özel bir öneme sahip olan fıkıh usulü alimleri üzerinde özenle durmak ve günümüze kadar gelen ilmi birikimlerini tespit etmek gerekir. Biz elinizdeki eserimizde ilk usul eserinin müellifi İmam-ı Şafii’nin (204/820) vefat ettiği III. hicri (yaklaşık IX. miladi) asrın başından itibaren XIII. hicri (yaklaşık XIX. miladi) asrın sonuna kadar yaşayan usul alimlerini kısaca tanıtıp onların telif ettikleri usul eserlerini tespit etmeye ve bu eserlerin günümüze ulaşıp ulaşmadığı, matbu olup olmadığı ve tez konusu olarak çalışılıp çalışılmadığı yönündeki bilgileri derleyip incelemeye çalıştık. Bu hedef doğrultusunda gerçekleştirilen çalışmamızda 873 usul aliminin biyografisine ve bu alimlerin telif ettikleri usul eserlerine yer verilmiştir. Çalışmamızın usul düşüncesinin tarihî gelişiminin incelenmesine yönelik çalışmalara zemin hazırlamasını ümit ediyoruz.
502.50 ₺ -
Günümüz Tefsir Problemleri
Müslümanlar için bilgi objesi olmasının ötesinde hayata yön veren ve bu anlamda varoluşsal bir değer ifade eden Kur'ân, ahlâkî değerlerin tamamen kaybolduğu bir zamanda insanlığa gönderilen bir hidâyet kaynağıdır. Bu kaynaktan gerektiği gibi yararlanmak hiç kuşkusuz Kur'ân'a dönmekten ve onunla hemdem olmaktan geçmektedir. Genelde bu bilinçte olan müslümanlar özelde de Türk toplumu Kur'ân'ı okuma, okutma, ezberleme ve ezberletme konusunda büyük bir hassasiyet göstermektedir. İşte biz de tamamen bu hissiyatla hareket ederek tefsirin tartışmalı konularıyla ilgili bir çalışma yapmaya gayret ettik. Amacımız hem Türkiye'deki İlâhiyat Fakültelerinin müfredat programlarında yer alan "Günümüz Tefsir Problemleri" adlı dersin içeriğine uygun bir kitap hazırlamak hem de genel okuyucu kitlesinin, Kur'ân muhtevasıyla ilgili tartışmalı meselelerde belli bir birikim sahibi olmalarına yardımcı olmaktır.
320.00 ₺ -
Sahabeye Yöneltilen Tenkitler
Hz. Peygamber tarafından “insanlık tarihinin en hayırlı nesli” olarak tanımlanan sahâbe, son dinin mesajını nesilden nesile aktaran râviler zincirinin ilk halkasıdır. Onlar Kur’ân’ı, Sünnet’i ve genel olarak İslâm’ı Efendimizin bizzat kendisinden alıp sonraki nesillere nakleden topluluk oldukları için güvenilir birer râvi olmaları şarttır. Sahâbenin güvenilir olmaması, Kur’ân ve Sünnet’e yalan ve yanlışın karışmış veya bazı şeylerin gizlenmiş olması ihtimalini gündeme getirecek, bu da İslâm’a kuşku ile yaklaşma kapısını aralayacaktır. Bunu dikkate alan Selef-i sâlihîn ve Ehl-i sünnet âlimleri özellikle de muhaddisler, sahâbenin durumunu iyiden iyiye araştırmışlar ve hepsinin adâlet sahibi ve güvenilir birer râvi olduğu sonucuna varmışlardır. Buna karşılık, geçmişte Ehl-i sünnet çizgisinden ayrılan çeşitli fırka ve şahıslar, âdil ve güvenilir olmadıkları iddiasıyla bazı sahâbîleri tenkit etmişler; günümüzde de sözü edilen fırka ve şahısların görüşlerine dayanarak müsteşrikler ve onların çizgisinde yürüyen müslüman kimlikli bazı yazarlar bu tenkitleri yeniden gündeme taşımışlardır. Ümmetin saf ve temiz sahâbe inancı ve sevgisi konusunda şüpheler uyandıran ve zihinleri bulandıran bu şâz anlayışı reddetmeye yönelik ülkemizde yeterince çalışma yapılmadığı görülmektedir. “Sahâbe’ye Yöneltilen Tenkitler” isimli bu çalışma, sahâbe konusundaki tenkitleri araştırmak, bu tenkitlerde haklılık payı bulunup bulunmadığını ortaya çıkarmak ve bu alanda hissedilen boşluğun giderilmesine katkıda bulunmak amacıyla seçilip hazırlanmıştır.
335.00 ₺ -
Şerhül Akaid Sadüddin Taftazani
Şerhu’l-Akaid, Mâtürîdî âlim Ömer Nesefî’nin Akaid-i Nesefî adıyla bilinen meşhur akaid risalesine Eş’arî âlim Sa’düddin Taftâzânî tarafından yazılmış bir şerhtir. Şerh, hacim olarak metne göre geniş olduğu gibi, dil ve problematik itibarıyla da seviye olarak metnin çok üstündedir. Bu bakımdan Taftâzânî’nin Şerhu’l-akaid’i üzerine geçmişten bugüne hayli çalışma yapılmış; gerek şerh, gerek haşiye türünden etrafında yüzlerce eserden oluşan zengin bir literatür oluşmuştur. Söz konusu şerh ve haşiyeler, bir yandan şerhin kapalı ve zor noktalarını açıklayarak diğer yandan Taftâzânî’nin şerhte gündeme taşıdığı bazı soru ve sorunları, getirdiği kimi cevap ve çözümleri tartışarak kelamî düşüncenin gelişimine önemli ölçülerde katkı sağlamışlardır. Nitekim Giritli Sırrı Paşa Şerhu’l-akaid’i tercüme ederken belirtilen şerh ve haşiyelerden önemli bulduklarını da çevirerek bir nevi Osmanlıca “Şerhu’lakaid Külliyatı” ortaya koymuştur. Gerek Şerhu’l-akaid dersi veren hocalar gerek Şerhu’l-akaid üzerine makale, tez çalışması yapan akademisyenler için bu şerh ve haşiyelerden yararlanmak bir mecburiyet olmuştur. Şerhu’l-akaid, günümüzde bazı geleneksel İslamî eğitim kurumlarının müfredatında yer aldığı gibi ilahiyat fakülteleri bünyesinde zaman zaman düzenlenen kelam seminerlerinde de temel metin olarak kabul görmektedir. Yeterli klasik Arapça eğitimi almamış olan bazı kelam okuyucuları ve bilhassa medrese ve ilahiyat talebelerinin metinle daha kolay ve sağlıklı biçimde temas kurabilmeleri için Şerhu’l-akaid’in günümüz Türkçesiyle tercüme edilmesi bir ihtiyaçtı. Elinizdeki çalışma böyle bir ihtiyaca cevap olarak ortaya çıkmıştır.
402.00 ₺ -
Cennete Giden Yol
Ülkemizde Namazla Diriliş programlarını başlatan ve yediden yetmişe herkese namazı sevdirmeye çalışan, gençlerin Namaz Abisi Ahmet Bulut, yeni kitabı Cennete Giden Yollar ile ayet ve hadislerin ışığında Allah'ın rızasını arayanlara rehberlik ediyor. Güncel öykülerle okuyucuya ayna tutuyor. Kitaba koyduğumuz isim, Rabbimizden beklentimizdir.
78.00 ₺ -
-
Bir Nasihat Binbir İbret
Fazîlet dolu gönüllerini insanlığa sergileyerek toplumlara rehberlik eden Hak dostlarının ömürleri, fânî hayatlarından sonra da devam eder. Onların kabirleri, insanlığın sînesindedir. Onların rûhâniyet ve nasihatleri varlığımıza karıştıkça, sefih kimselerin zehirleri bizlere zarar veremez. Onların rûhânî dokusundan mahrum gönüller ise çorak çöller hâline gelir. Ne mutlu, günümüzde Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)in ve Onun sevgili ashâbının muhabbet çağlayanından bir nasip alarak gönüllerine îmânın vecdini, sadırlarına Kurânın rûhâniyetini, ruhlarına hizmet ve gayretin heyecanını, vicdanlarına güzel ahlâkın letâfetini yerleştirip ebedî saâdetin bitip tükenmez mânevî hazzı içinde ömür süren müminlere
109.50 ₺ -
Bir Günün Muhasebesi
İnsanoğlu aslında her gece ve gündüz, farkında olarak veya olmaksızın, sayısız ölüm sebepleri ile karşı karşıyadır. Ölüm, insanı her an pusuda beklemektedir. Hazret-i Mevlânâ Mesnevî’sinde şöyle buyurur: “Ey insan! Aynadaki son nakşa bak! Bir güzelin ihtiyarlığındaki hâlini ve bir binânın günün birinde harâbe hâline geleceğini düşün de aynadaki yalana aldanma!..” Gerçekten her gün şu fânî hayattan bir gün daha uzaklaşırken kabre bir adım daha yaklaşmıyor muyuz? Her gün ömür takvimimizden bir sayfa kopmakta değil midir? Cenâb-ı Hakk’ın bahşettiği ömür nimetini gaflet içinde ziyan edenlerin hâli, bir define üzerinde yaşayıp da aç ölen bedbahtların durumundan farksızdır. Necip Fâzıl, ömürlerini gafletle tüketenlere îkaz mâhiyetinde ne güzel söyler: Tam otuz yıl saatim işlemiş ben durmuşum; Gökyüzünden habersiz, uçurtma uçurmuşum...
85.00 ₺ -
Ayrıldıkça Kavuşanlar
Burada Kur'ân ve Sünnet ölçülerine göre düzenlenmesi gereken örnek bir Müslüman aile hayatı ile, gündelik hayatımızı iç içe işlemeye gayret ettik. Aynı zamanda da, işine ağırlık verip, eşini ihmal edenlere; ya da eşine ağırlık verip, işini ihmal edenlere, iş ve eş hayatı öyle değil, böyle olmalı diyecek kadar, çok örnek vermeye çalıştık. Bu kitabı okuduktan sonra, Böyle bir hayatı ne kendi ailemizde ve ne de çevremizde görmedik, duymadık, yaşamadık diyerek, doğru ve haklı bir tespit yapan okuyucularımızı; Günümüzden örnek aramayacak, biz yaşayıp örnek olmaya çalışacağız diyecek bir hedefe davet ediyoruz.
219.00 ₺ -
Mevlanadan Aşk İncileri Fihi Ma Fih
Aşktır denizi tencere gibi kaynataN Aşktır dağı ezen kum gibi yapan Aşktır göğü yüz yerden yaran Aşktır arza vasıtasız damlayan - Mevlana Hak aşığı mevlana celaleddin-i rumi, rasûlüllah aleyhissalatü vesselam'dan aldığı ilahi aşk incilerini bütün insanlığın üzerine saçtı. Bu sebeple dünyanın her yerinde insanlar hangi kültür ve medeniyete sahip olursa olsunlar, O'nun aşk dolu sözlerinde kendilerinden çok şey buldular. Açmış olduğu Muhammedi kucağa koştular.Engin gönlünden kaynayan ilahi pınarın sularından kana kana içtiler...
127.75 ₺