-
Var mı Beni Anlamak İsteyen
Var mı Beni Anlamak İsteyen” dünyanın değişimine ayak uydurmaya çalışırken bir yandan da kendileri değişen gençler için hayatı kolaylaştıracak bir kitap… Prof. Dr. Nevzat Tarhan bu kez, sorunlarını arkasında bırakıp hayata sevgi ve güvenle bakacak gençler için yazdı… “Var mı Beni Anlamak İsteyen”, günümüz gençleri, ebeveynler ve eğitmenler için bir rehber niteliği taşıyor. İçinde bulunduğumuz zamanın koşulları göz önünde bulundurul rak gençlerin dünyalarına ilişkin yapılan nitelikli analizler ve sorunlarına karşılık sunulan öneriler kolay okunabilir, akıcı bir üslupla gençlere sunuluyor. Kitap, “Gençliğin getirdiği sorunlar ve baş etme yolları”, “Eğitim ve kariyer yolunda başarı rehberi”, “Duygularını yönet kötü duygulardan arın” şeklinde üç bölümden oluşuyor. Bu üç bölümde duygusal zeka, dürüstlük, okul başarısı ve sınav kaygısı, karar verme, özgürlük kavramı ve sınırlar, büyüklük hastalığı olarak narsisizm, nankörlük, psikolojik yaralanmalar, şiddet, gelecek kaygısı, meslek seçimi, acelecilik, inatçılık, kuşkuculuk, baskıcı kültürün etkileri, teknoloji bağımlılığı ve zamanın değerlendirilmesi gibi; gençlerin kişiliklerine, gündelik hayatlarına ve geleceklerine dair birçok önemli konu ele alınıyor. Yazarın, tam da gençlik basamağının önünde duran bu konuları çeşitli başlıklar altında sunması, kitabın kolay okunmasını ve akılda kalmasını sağlıyor. Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Anlattıklarımı nasihat olarak değil, senden daha kıdemli bir yol arkadaşının tavsiyeleri olarak değerlendirmeni diliyorum.” diyerek gençlere samimi ve içten bir şekilde yaklaşıyor kitabında. Yazar, gençlik döneminde yoğun bir şekilde yaşanan sorunları ele alarak hem gençlere hem de yetişkinlere çözüm önerileri sunuyor. Gençlerin yanı sıra, kitabında eğitimci ve ebeveynlere de tavsiyelerde bulunan yazar, ailevi ve toplumsal huzurun yolunu “gençleri anlamak” olarak gösteriyor ve eğitimcilere ve ebeveynlere soruyor: “Gençleri anlamak istiyor musunuz?” “Var mı Beni Anlamak İsteyen”, yetişkinler için gençleri anlama kılavuzu, kendi yaşadıklarını anlamlandırmaya ve sevdikleri tarafından anlaşılmaya ihtiyaç duyan gençlerin ise el kitabı olacak nitelikte.
7.54 ₺ -
Toplum Psikolojisi
Annesini öldüren kız öğrenci, evini terk eden karısını ve ailesini katleden genç koca, Anne-baba ve kardeşlerinin hayatına son veren kadın, sevgilisini öldürüp, kafasını keserek çöpe atan genç adam… Bu haberler artık manşetlik değer taşımıyor. Dünya geçmiş asırlara göre daha müreffeh fakat hayat standartlarının yükseldiği, zenginliklerin arttığı toplumlarda şiddet azalmıyor, hatta artıyor. O halde toplum neden böyle oldu? Dünya topluluğu nereye gidiyor? Her gün önünden geçtiğimiz bir toplumsal histeriyle karşı karşıyayız. Suçluların çoğu da akıl hastası değil. O halde sebep nedir? Tahammülsüzlük mü? “Öteki”nin duygusuna kayıtsızlık mı? Yoksa empati eksikliği ve bencillik yükselen bir trend mi? Prof. Dr. Nevzat Tarhan, kitabında dikkat çekici tespitlerde bulunuyor. Yazar, bireysel ve toplumsal şiddet ilişkisini irdelerken, sosyal şizofreniden bahsediyor ve şizofreninin bireyden topluma doğru yayıldığını söylüyor. Bireyler arasında olduğu gibi, toplumlar arasında da güç ve kişilik çatışmalarının temel psikolojik dinamiği taşıdığından bahsediyor. Hem geçmişteki toplumları inceliyor hem de günümüz toplumunu, bireyler üzerinden biyolojik ve psikolojik verilerle tahlil ediyor.
19.53 ₺ -
Koruyucu Psikoloji
Zaman geçiyor, hayat hızlanıyor, günümüzde her şey gibi anne babalık tutumları da yeniden tanımlanıyor. Bugün çok sayıda aile çocuklarıyla sorun yaşıyor ve sayısız kaynaktan gelen bilgilerin bombardımanı altında kafaları karışıyor. Ne yapmalıyız? Doğru bir anne-babalık nasıl olmalı? Çocuklarımızı rekabetçi kişiler olarak mı yetiştireceğiz yoksa erdem sahibi insanlar olarak mı? “Koruyucu Psikoloji”, merhamet ve vicdan sahibi çocuklar yetiştirirken onları dış dünyanın getirebileceği gerginliklerden nasıl koruyacağımızı tartışıyor. Çocuklarımıza erdem, dürüstlük, ahlak, vicdan gibi değerleri aktarırken onlarla en güzel biçimde iletişim kurmanın yollarını ortaya koyuyor. Hedefi, 'duygusal ve ahlaksal zekâsı yüksek insanlar’ yetiştirmek olarak belirliyor. Ve ısrarla, hiçbir zaman hiçbir şey için geç kalınmış olmadığını; iyi niyet, çaba ve kararlılıkla yüründüğünde yaşananların hayatı anlamlandıracak ve kolaylaştıracak birer tecrübeye dönüşebileceğini vurguluyor. Prof. Dr. Kemal Sayar ve Psikolog Feyza Bağlan’dan, modern dünyada her aileye gerekli olan anne babalık tutumları üzerine kapsamlı ve farklı bir kılavuz.
185.00 ₺ -
Psikoloji Sohbetleri
Psikoloji Sohbetleri, kökeninde çoğu zaman psikolojik ve belki de psikiyatrik sorunların var olabildiği "hayata dair" durumlar hakkında Prof.Dr. Nevzat Tarhan'dan Oğuz Tan'a, Yıldız Burkovik'ten Adnan Çoban'a, Zehra Erol'dan Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyelerinden Ali Köse'ye kadar geniş bir uzman kadro ile yapılan röportajlardan oluşuyor. Eser, hayatımızın her alanında karşılaşabileceğimiz güncel sorunlara çözüm önerileri sunarken, psikologların danışanlarıyla yaşadığı tecrübelerden yola çıkarak okurlara yol gösteriyor. Uğur Canbolat'ın hazırladığı kitap, "Sorunsuz evlilik mümkün mü?, Şizofreni müzikle tedavi edilebilir mi?, Unutkanlığın nedenleri nelerdir?, İnternet bağımlılığında ölçü ne olmalıdır?, Televizyon ve bilgisayar aile içi iletişimi bitiriyor mu?" gibi sorulara cevap ararken, güncel bilgiler ve pratik çözüm önerileri ile cevabını hep merak ettiğimiz birçok ilginç konuyu da mercek altına alıyor.
10.96 ₺ -
Kadınlar Erkekler Aşıklar
Ne Marslı ne Venüslü, hepimiz Dünyalıyız! Dünyanın en eski ama en çok merak edilen hikâyelerinden biri; kadınlar, erkekler ve bu iki cinsi birbirine bağlayan kuvvetli duygu aşk… Erol Göka ve Sema Göka kadınları, erkekleri ve âşıkları anlattılar. Kadınlar ve erkekler arasında var olduğuna inanılan ‘fark’a dayalı ‘çağdaş önyargıları’, başta ‘kadınlar Venüs’ten erkekler Mars’tan’ olmak üzere, bilimsel olduğu iznimi verilen yanlış inanışları esprili bir dille ortaya seren yazarlar, aşka yeniden ve ‘insanca’ bakmayı denediler. İndirgemeciliğin, kültürcü ve cinsiyetçi fanatizmin tuzaklarına düşmeden özgün bir bakış geliştirdiler. Belki de ilişkilerde yaşanan sorunların çözümü bu bakışta gizlidir. Kadınlar ve erkekler hakkındaki önyargılarımız neler? Toplumsal cinsiyet nasıl oluşur? Kadın ve erkek beyinleri arasında ne fark var? Kadınların ve erkeklerin duygu ve davranışları birbirinden ne kadar farklı? Farklı cinsler aşkı farklı biçimlerde mi yaşar? Aşkın aşamaları nelerdir? Aşk bitince ne başlar? Bir ömre kaç aşkı sığar? Nefretten aşk doğar mı? Aşkın büyüğü küçüğü olur mu?
136.90 ₺ -
Türklerde Liderlik ve Fanatizm
Doç. Dr. Erol Göka, bu kez merceğini Türk toplumunda liderlik ve fanatizm olgularına tutuyor. Hemen her kesimden insanın “lider”lik yarışında yer almaya çalıştığı günümüzde, Türk toplumunda asırlara meydana okuyarak değişmeden kalan liderlik kodlarını, yöneten-yönetilen ilişkisini, toplum olarak etnik-dini-siyasi düzlemde fanatizme eğilim gösterip göstermediğimizi deşifre ediyor. Göka, Türklerde liderlik kavramını; uhrevi ve manevi tanımlamalardan, lider mer zli itaat kültüründen, en önde görüneni “baba” olarak kabul etmeye meyyal alt yapımızdan başlayarak ele alıyor. Savaşçı zihniyetimizden ve segmentler üreten toplum yapımızdan yola çıkarak fanatizm karşısındaki tavrımızı ortaya koyuyor. Türk toplumunun ruhunda “liderlik” ve “fanatizm”in izini sürmek isteyenler için alternatifi olmayan bir kitap.
10.97 ₺ -
Ölme Ölümün ve Geride Kalanların Psikolojisi
Doç. Dr. Erol Göka bu kez dünyaya gelen herkes için en kaçınılmaz gerçek olan ölümü yazdı. Batı ve Doğu dünyasında ölüm kavramı, modern insanın ölüm bilinci ve ölümden kaçma çabası, kendi ölümümüzü ve yakınlarımızın ölümünü karşılama biçimlerimiz, ölüm deyince yaşadığımız korkular, ölümsüzlük arzusu ile ölme isteği arasında salınan ruh halleri, kayıplar karşısında hissettiklerimiz, acılarımız, kederlerimiz, matem süreci ve bitmeyen matemler, çocuk ve ölüm, dinin ve kültürel unsurların ölüm acısını sağaltmada üstlendiği rol ve ölüm deyince akla gelecek her türlü sorunun cevabı “ÖLME”de. Teorik ve felsefi altyapıyı zengin uzmanlık deneyimiyle destekleyen yazar, hepimize soğuk gelen ölüm gerçeğiyle “başımızı hoş etmenin” anahtarlarını sunuyor. Ancak ölümü inkâr etmeden, onunla yüzleşerek ve barışarak daha anlamlı bir hayat yaşayabileceğimizi hatırlatıyor “ÖLME” bizlere. “ÖLME” modern insanın psikolojisine İslam dünyasından, çağdaş Müslüman’ın ruh haline varoluşçuluk ve psikanalizden keşfe çıkan ilk çalışma.
9.60 ₺ -
Türkün Göçebe Ruhu
Önceki kitaplarıyla Türklerin psikolojisinin temel dinamiklerini tarihsel özelliklerinden beslenerek etraflıca çözümleyen Erol Göka, bu kez merceğini ruhumuzdaki göçebelik izlerine doğrultuyor. Göçebeliğin toplumsal yaşantımızda ve psikolojimizde nasıl etkiler gösterdiğini ve bu etkilerden bugüne ne gibi izler kaldığını inceliyor. Türk göçebeliğinin kendine özgü özelliklerine vurgu yaparak, Anadolu’ya gelişimizden itibaren yerleşik yaşama geçişimizin hikâyesini ele alıyor. Neden kent yaşamına geçişte bu kadar zorlandığımızı ve aynı şekilde, büyük ölçüde yerleşik yaşama geçmiş olmamıza rağmen neden toplumsal psikolojimizdeki göçebelik mirasını silip atamadığımızı anlatıyor. Türk’ün Göçebe Ruhu, göçebeliğin toplumsal yaşantımızda ve psikolojimizde nasıl etkiler gösterdiğini ve bu etkilerden bugüne ne gibi izler kaldığını inceliyor. Yıllardan beri “Türk grup davranışı”, “Türklerin psikolojisi” gibi başlıklar altında Türklerin tarihsel psikolojisi üzerine çalışan yazar, tarih boyunca değişmeyen davranış kalıplarımızın neler olduğunu göstermeye gayret ediyor. Bu kitapta da bugün hemen tamamı yerleşik olan toplumumuzda evde, dilde, mekânla bağımızda, kültürümüzde, ruhumuzda, sosyal hayatımızda, ilişkilerimizde, eğlence biçimlerimizde yani hayatımızın her cephesinde göçebelik etkilerinin nasıl sürdüğünü gözler önüne seriyor.
13.70 ₺ -
Aşk Her Şeyi Affederse
"Aşkın ahlakla bağlarının her geçen gün daha da koptuğu, 'Aşk her şeyi affeder mi?' diye şarkıların söylendiği, sadakatsizlikle aşkın aynı yerde olamayacağını bir türlü anlayamamış bir dünyada yaşıyoruz uzunca bir zamandan beri. Teknomedyatik dünyada ruhlarımız bir türlü huzur bulmuyor. Bu dünyaya daha fazla barış ve adalet, sevgi ve merhamet katılabilmesi için, aşkın yeniden ahlakla birlikte tanımlanması gerektiğini düşünüyoruz. İşte bu nedenle, teknomedyatik dünyada aşk ve ahlakı masaya yatırıyoruz." Erol Göka'dan yepyeni bir çalışma: Aşk Her Şeyi Affederse Teorik ama samimi, yabancı düşünür adları ve alıntılarıyla dolu ama bizden, yerli ama yüzü insanlığa dönük, dışarıdan bakıyor ama tepeden değil, objektif ama içimizdekini yakalamaya çalışıyor, insanlığını bizimle paylaşıyor, bizi daha çok insan hissettiriyor.
129.50 ₺ -
Merhamet Kalbe Dönüş İçin Son Çağrı
Ümit ve merhamet. ‘Bir düş kuruyorum’ diyebilmek. Soluduğumuz havayı zehirleyen ve bizi birbirimize düşman kılmak isteyen zalimlere inat, merhamet. Çünkü zalimlik ötekini utandırarak, aşağılayarak, onun saygınlığını ayaklar altına alarak, haklarını değersizleştirerek zulmünü icra eder. Merhamet, insan onur ve saygınlığının çiğnenmesine karşı durmaktır. Kemal Sayar, bizleri dağılmış pazar yerlerine’ benzeyen güzel ülkemizi merhametle onarmaya çağırıyor. Komşumuzun acısını kendimizin bilerek, konuşarak, anlayarak, farklılığı kabullenerek, severek… Merhamet aşısı ümidin kandillerini yeniden yaksın…
11.99 ₺ -
Kendine İyi Bak
Kemal Sayar’dan ruhlara şifa olacak bir kitap daha: Kendine İyi Bak “Şöyle bir bakın etrafınıza: İnsan ilişkilerinde bir kirlenme, ruh dünyamıza sinmiş bir çirkinleşme yok mu? Hayatın pek çok alanında, güzelliğin izini sürmek dururken, çirkinliğe mağlup olmuyor muyuz? Dikkatlerimizi güzel olanı seçip ayıklamak yerine çirkin olanı teşhire yöneltmiyor muyuz? Çirkinliği konuşmaya ve yaşamaya ayırdığımız saatler arasında, güzellikle dolu nların bir hükmü, sahiciliği ve heyecanı kaldı mı?” … “İnanmak güzelliği görmeyi, güzellikle hemhal olmayı mümkün kılmıyorsa, ortada önemli bir sorun var demektir. İnandığını söyleyen insanlar hâlâ ‘Tanrı’nın sözlerini işitme kıtlığı’ çekiyorlarsa, bu sorunu iyi teşhis etmek gerekir.” … “Aslolan güzelliktir ve kâinatı temaşa eden kişi şerrin hayra, çirkinliğin de güzelliğe inkılâp edebileceğini fark eder. Ki insana verilen görev, bozulmuş olanı onarmak, yıkılmış olanı yerine koymaktır.”
9.25 ₺ -
Sufi Psikolojisi
Sufi psikolojisi üzerine çeşitli yazıları bir araya getiren bu kitap, okurlara geniş kapsamlı ve zihin açıcı bir okuma vaat ediyor. Tasavvufun benlikten kurtulma pratiği olarak özetlenebilecek doktrini, günümüz psikoterapileriyle karşılaştırıldığında ortaya anlamlı bir sonuç çıkar mı? “Sufi Psikolojisi”nde okuyacağınız makaleler bu sorunun cevabını arıyor. Belleklerimize musallat olan unutkanlık hastalığını aşarak, yüzyıllardır bu toprakları yoğuran, insanımızı mayalayan değerleri yeniden keşfe soyunmalıyız. Yunus Emre’nin, Hacı Bektaş-ı Velî’nin, Eşrefoğlu Rûmî’nin, Mevlânâ Celâleddin’in ve daha pek çok gönül adamının yeniden keşfedilmesi gerekiyor. Bu keşif, ülkemizin bilim ortamlarında kültürel değerlerimizin hiçbir eziklik duymaksızın dolaşıma sokulmasıyla vücut bulabilir. Psikoloji kürsülerinde Mevlânâ’nın özgün psikoloji modellerini inceleyen tezler neden yapılmasın? Mutsuzluğun tırmandığı bir çağda, Sufi irfanına niçin kulak verilmesin? Ruhun bilgeliğine ulaşmak için bilgeliğin ruhuna nüfuz etmeliyiz. “Sufi Psikolojisi”, yeraltındaki bu eşsiz hazineyi gün yüzüne çıkaracak bir kılavuz niteliğinde.
18.84 ₺ -
Olmak Cesareti
Olmak, cesaret ister. Kaygıyla yüzleşmek cesareti. Kimileri kaygıdan kaçmak için kendine gölgeler arar. Bir gölge oyununun içine dalar. Oysa olmak, cesaret ister. İçimizdeki boşluktan aşağıya bakabilme cesareti. Oraya ilk baktığımızda başımız dönecek. Sendelersek uçurumdan aşağı gideceğiz. Ama orada ne olduğunu, bizi biz yapan, bizi bekleyen şeyin ne olduğunu ancak o zaman göreceğiz. “Olmak Cesareti’nin bu yeni baskısı, zamana mağlup olmayacağını ümit ettiğimiz yazılardan oluşuyor. Bu yazılarda ümit var. İnsanı çaresizleştiren ve edilgenleştiren ‘kurulu düzen’e karşı sesimizi yükseltebilme cesareti. İradesinin izini süren insana bir çağrı var. Ve nihayet, insanı aşka ve iradeye, olmak cesaretine çağıran, o asıl çağrıyı yankılayabiliyorsa, sözümüzün bir değeri var.” Kemal Sayar’dan aşka, ümide, cesarete, bağlılığa yani hayata, var olmaya, olmak cesaretine dair denemeler…
8.22 ₺ -
Hesaplaşma Yüzyılı
Ortadoğu’da başlayan yeni süreç, Sünni-Şii çatışmasını mı hedefliyor? ABD-İngiltere-İsrail, İslam Dünyası için tarihi bir trajedi olabilecek ayrışmayı nasıl planlıyor?İsrail, Kuzey Irak’ta kimlerle ortak çalışıyor? Ankara, Kürt meselesinin çözümü için hangi pazarlıkları yapıyor? Nükleer silahlanma bölgeyi nasıl bir sona yaklaştırıyor? Türkiye, nükleer güç olma yolunda ne tür adımlar atıyor? Refik Hariri’yi kimler öldürdü? Ahmet Şah Mesud ve Şeyh Yasin suikastı, Arafat’ın şüpheli ölümü... Gizli işkence merkezleri ve CIA uçakları... Türkiye fotoğrafın neresinde? Ortadoğu’da karanlık ilişkiler ağı ve 40 milyar dolarlık Stoffel skandalı. İbrahim Karagül’ün kaleminden...
8.23 ₺ -
Darbeli Demokrasi
Mahir Kaynak, Türkiye’deki darbelerin arka planını anlatıyor! “Askeri darbeler ülkeyi yönetenlere karşı yapılmaz, ülkeyi yönetenler tarafından yapılır. Ne zaman? Anarşi ve terörü, darbe olmasını isteyenler çıkarır. Nasıl? Ağca’yı hapishaneden kaçıranlar bellidir. Aynı kişiler, devletin içinden adam kaldırdılar. Kimler? Bu ülkede, bir gün evvel sağcı yatanlar, ertesi gün solcu kalktılar! Neden? Kürtlerin serbest bırakılması, tamamen Ortadoğu’daki gelişmelerle ilgilidir. Niçin?” Türkiye’de meydana gelen askerî darbeleri önceden rapor eden, 9 Mart cuntasını çökerten Prof. Dr. Mahir Kaynak yine ezberleri bozuyor... “Türkiye’deki askeri darbelerde müşahede ettiğim olgu şu oldu: Mesela 1960 darbesine bakıyoruz. Darbeden sonra Türkiye’de, iktidar veya güç odakları açısından değişen hiçbir şey olmadı. İş âlemi büyük ölçüde bu darbeyi destekledi, basın destekledi. Oysa bunun tersi olması gerekliydi. Menderes iktidarının liberal bir iktidar olduğu ve bu nedenle de iş âleminin onun bir darbeyle devrilmesinden rahatsız olacağı söylenmeliydi. Ama tam tersi oldu. Buradan şu sonucu çıkarıyoruz; darbeler zannedildiği gibi sisteme ve mevcut olan güç odaklarına karşı hareketler değildir, sistemin içinden gelenlerin yaptığı bir harekettir...”
5.82 ₺ -
Dünyayı Kimler Yönetiyor
“Bütün gerçekler üç aşamadan geçerek sınanır. Önce komik bulunur, sonra şiddetli bir direnişle karşılaşır ve üçüncü aşamada kesin doğru olarak kabul edilir. Arthur Schopenhauer, Filozof, 1788-1860 Soğuk Savaş sonrası Yeni Dünya Düzeni fikrini ortaya atanlar nasıl bir model öngörüyorlardı? Uyuşturucu, eroin, organ nakli, kaçak insan ticareti, fuhuş gibi yasa dışı yollardan gelen kara paralar kimlerin kontrolünde? Opus Dei ve Vatikan çok güçlü sermaye yapılarına rağmen, niçin dünyayı kontrol etmede etkin değiller? Küresel sermaye ve büyük aileler medyayı nasıl istedikleri gibi manipüle ediyorlar? Dünyayı yönetiminde etkin olduğu farz edilen gizli örgütler aslında sadece birer görüntüden mi ibaretler? Küresel İmparatorluğun gizli kurmayları Türkiye üzerindeki emellerini gerçekleştirmek için kimleri kullanıyor? Derin dünyanın politik büroları kimler?
9.25 ₺ -
Terör Kıskacında Türkiye
"Terör kıskacında Türkiye, isminden de anlaşılacağı üzere, Türkiye’nin yakın tarihine başka bir açıdan bakmayı amaçlıyor. Terörü, kendi doğallığı içerisinde ortaya çıkmış bir ifade biçimi olarak değil de bir ülkeyi istenen istikamete doğru çekiştirmenin bir yöntemi olarak görüyor. Ne zaman kendi kanatlarıyla uçmaya kalksa Türkiye, rengi-kokusu-ağırlığıyla temel özellikleri değişse bile karşısına hep terör çıkıyor. Bir ara ‘ideolojik’ amaçla yapılırken, ya da ‘mezhep çatışması’ biçiminde kendini gösterirken, daha sonra ‘etnik’ bir havaya bürünüyor terör; ASALA oluyor, PKK oluyor... Sonuç aynı: Türkiye karşısına çıkan terör yüzünden savruluyor..." Fehmi Koru HALİT ESENDİR′in kaleme aldığı bu kitap üç bölümden oluşuyor. Birinci bölümde Osmanlı’dan günümüze siyasi yapı, Tek Parti dönemi, darbeler ve demokrasinin önünü tıkayan nedenler, ikinci bölümde son aylarda artan terör olayları, provokasyonlar, çeteler ve Derin Devlet ilişkisi ele alınıyor. Son bölümde ise deneyimli gazeteci Halit Esendir, Türkiye′nin içinde bulunduğu ateş çemberinden nasıl çıkabileceğine dair öneriler sunuyor.
6.85 ₺ -
Derin Devlet
Almanya′da Baider Mainhoff, İtalya′da Kızıl Tugaylar üyelerini bir gecede çökertmek nasıl bir derin devlet operasyonudur? ABD Başkanı Kennedy hangi derin devletlerin yaptığı ittifak sonucu öldü? Susurluk kazası kimin eseri? Sır perdesi hâlâ aralanmış Uğur Mumcu, Eşref Bitlis, Necip Hablemitoğlu vb. cinayetler hangi istihbarat örgütünün operasyonu? Dünyanın en iyi yapılanmış derin devleti hangisi? PKK ve Abdullah Öcalan hangi derin devletin kucağında büyüdü? Derin devletler niçin mafyaya ihtiyaç duyarlar? Aklınızı kurcalayan tüm bu soruların cevabını deneyimli gazeteci Ömer Lütfi Mete ile eski istihbaratçı Mahir Kaynak veriyor.
8.14 ₺ -
Büyük Ortadoğu Projesi
Eğer Büyük Ortadoğu′da Avrupa etkili olursa, Avrupa dünyanın en etkili gücü olur. Eğer Rusya kontrol ederse, Rusya en büyük güç olur. Eğer Amerika bu bellgeleri kontrol edemezse bırakın büyümeyi küçülmek zorunda kalır ve dünya üzerindeki etkinliği azalır. Burada iki soru var. AB ve ABD′nin ilişkileri ne olacak? Başlangıçta bu proje sadece Amerika′nın projesiydi. Ancak ABD′ye bazı mukavemetler olunca devreye NATO girdi. NATO dünyanın en büyük askeri ittifakı. Ne var ki, ortaya çıkan sonuç NATO′nun sadece Batı′nın bir uzlaşması olduğunu gösteriyor. İkinci soru, Irak Savaşı sonrası BOP hangi aşamada? Dünyada artan Amerikan karşıtlığı acaba BOP′un bir sonucu olabilir mi? Her şeye rağmen ortada bulanık olan bir şeyler var. BOP′un dünü ve bugünü ile yarın ne olacağını bu kitaptan öğrenebilirsiniz... Emin Gürses ve Mahir Kaynak’ın konuşulan "Büyük Ortadoğu Projesi" genişletilmiş 8. baskısıyla artık TİMAŞ’ta.
6.51 ₺ -
Casuslar
Özellikle Soğuk Savaş yıllarında üretilen casusluk romanları ve filmleri, belirli bir "casus" imajı oluşturmuştur zihinlerimizde. Bu casus imajını ise tümüyle dönemin şartları belirlemiştir. Soğuk Savaş yılları esnasında - Amerikan jargonuna göre - "Şeytan İmparatorluğu"na karşı; yani SSCB ve tüm sosyalist sisteme karşı cansiperane savaş veren ve sonuçta girdiği mücadelede mutlaka "kötülere" galebe çalan yarı - mitolojik, efsanevî bir varlığa dönüşmüştür casusluk. “007 James Bond” ise bu imajın zirve noktası olmuştur. Ancak casusluk ne Soğuk Savaş ile birlikte ortaya çıkmış, ne onunla birlikte son bulmuş bir meslektir. Tersine, çok eski çağlardan beri varlığını koruyan ve giderek de kurumsallaşıp uzmanlaşan, son derece teknik ve kendine özgü şartları olan bir meslektir casusluk. Onu diğer mesleklerden ayıran ise kartvizitinde "casus" yazmamasıdır!
11.31 ₺ -
Suikastler
İktidar savaşları başladığından beri siyaset en acımasız yöntemlere sahip olmuştur. Suikast, sonu ölümle biten bir eylem olarak, siyasi mücadelenin en sert araçlarından birisidir İlkel kabilelerdeki liderlik mücadelelerinden, monarşik yapılara hatta modern dünyanın “demokratik” devletlerine varıncaya kadar siyaseti etkilemeye çalışan güçler, önlerindeki rakiplerini ya da kendileri için “sorun teşkil eden” kişileri yok etmek için sık sık “suikast” yöntemine başvurmuşlardır. Bundaki amaçları o kişilerde simgelenen kesimlerin arkasında olan sınıf ve politikaları tasfiye edebilmek ve etkisizleştirebilmektir. Suikastlar siyasi amaçlar gözetilerek yapıldığı için kitapta olayın siyasi sonuçlarına ve analizine yöneldik ister istemez. Bu anlamda her suikast yönetici elitlerin veya düşman cephelerin bazen açık bazen de gizli olarak süren savaşının bir parçasıydı. Biz hep tercihimizi “gizli” olandan, “bilinmeyen”den yana kullanmaya ve bu gibi yanları öne çıkarmaya çalıştık. Suikastlar, komplocu organizasyon ve eylemlerin en keskin ve acımasız biçimlerinden biridir. Her suikast kendi başına bir komplodur da aynı zamanda. Sadece hedefte tek kişi göründüğünden, suikastlar çoğunlukla “kişisel husumet” ve “çılgın katil” perdesinin arkasına gizlenebilmiştir. Oysa suikastlar tarihsel açıdan bakıldığında “derin hesaplaşmaların kanlı bilançolarını sadece bir dışavurumudur.
10.28 ₺ -
İstihbarat Teknikleri
Aktörleri - Örgütleri ve Açmazları Günümüzde istihbaratın alanı, sınırlanamaz biçimde her yerdir. Romanya Devlet Başkanı Çavuşesku örneğinde olduğu gibi insanın dişlerinin arası bile istihbarat zemini olabilmektedir.Gültekin Avcı istihbarat dünyasına ilgi duyanların aşina olduğu HAARP, ECHELON, JPALS gibi teknikleri konu ettiği kitabında CIA ve MOSSAD′ın gerçekleştirdiği çarpıcı eylemler ve fiyaskoların yanı sıra dünyadan ve Türkiye′den meşhur istihbarat ajanlarının öykülrine; Korkut Eken, Ahmet Cem Ersever ve Mehmet Eymür gibi isimlere ilişkin değerlendirmelere de yer veriyor.
6.66 ₺ -
Kıyamet Komplosu
Neresinden bakarsanız bakın, söz konusu olay eli maket bıçaklı bir grup çılgın korsanın eylemi olmaktan öte anlamlar taşıyor. Gerek olay öncesi bazı gelişmeler, gerekse de olay sonrası yaşananlar hesaba katıldığında 11 Eylül′ün arkasında bambaşka güçlerin imzası olduğu fark edilecektir. Bize göre 11 Eylül′den sonra "komplo teorisi" terimi, bütün olumsuz çağrışımlardan kurtarılmalı, anılan terime bir tür iade-i itibar yapılmalıdır. Dünyanın bundan sonraki sürecinde "saçmalayan" kişiler ihtiyaç daha da artacağa benziyor... İşte elinizdeki kitap da bunu yapmaya çalışıyor. Söz konusu komplonun nasıl ve niçin gerçekleştirilmiş olabileceğini tartışıyor. Kafalarda doğan ve doğabilecek sorulara cevap arıyor. Birçok açıdan ele alınan 11 Eylül olayı, kitapta ya adı bizzat "komplo teorisyenine” çıkmış kişiler ya da bu konuda "aykırı" yaklaşımlarıyla dikkat çeken isimler tarafından anlatılıyor. Belki komplolar -büyük ihtimalle- bundan sonra da olacak. Ne var ki, konu tüm yönleriyle tartışıldıkça, olayları insanlara yutturmaları da pek kolay olmayacak...
10.28 ₺ -
Komploların Yüzyılı Yüzyılın Komploları
Araştırmacı-Yazar Atilla Akar yeni kitabı "Komploların Yüzyılı, Yüzyılın Komploları"nda ABD′nin "komplocu sicili"ni tutarken, ilginç örneklerle ABD saldırganlığının yüz yıllık öyküsünü aktarıyor. En son Irak’a saldıran ve gerekçelerinin “yalan” olduğu ortaya çıkan ABD’nin bu tip entrikalara aslında kuruluşundan beri başvurduğu ortaya çıktı. Araştırmacı-yazar Atilla Akar’ın yayınevimizden çıkan son kitabı “Komploların Yüzyılı, Yüzyılın Komploları” isimli çalışmasında Amerika Birleşik Devletleri’nin 19. Yüzyılın sonlarından beri saldırgan ve yayılmacı bir politika izlediği ve birçok yalan iddia ve komplo tertipleyerek bugünkü “imparatorluk” aşamasına geldiği kaydediliyor. Akar’ın tek tek ortaya koyduğu olayların sonucuna göre ABD, bugün geldiği noktayı ve eriştiği gücü bir dizi komployu hayatı geçirmesine borçlu. Akar’ın iddiasına göre, Amerika baştan beri çizdiği bir strateji doğrultusunda dünyaya egemen olmaya çalışıyor ve bunu günden güne askeri gücünü daha da büyüterek gerçekleştiriyor. Kitaba Amerika’nın keşfindeki “komplo izleri” ile başlayan Akar emperyalizmin “üstyapısal” özelliklerini öne çıkartarak olayın İdeolojik-dini motiflerini aktarmış bulunuyor. Ayrıca Başkan George Bush’un da mensubu bulunduğu evanjelik akımın nasıl bir “Kıyamet Senaryosu” peşinde koştuğu da vurgulamış bulunuyor. “Emperyal seçenek: Genişlemenin bebek adımları”nın anlatıldığı bölümde ABD’nin tarih sahnesine emperyal bir güç olarak ilk çıkışının “Maine” gemisinin esrarengiz şekilde batmasına borçlu olduğunu kaydediyor. Ayrıca ABD’nin I. Dünya Savaşı’na girmesine yol açan ikinci bir gemi batması olayı olan “ Lucitania’nın Batışı”nda da komplo izlerini takip etmiş durumda. (Burada Pearl Harbour ile kıyaslamalar da yapılmış. ABD’nin Küba’ya karşı giriştiği “Domuzlar Körfezi” harekatının nasıl bir CIA komplosu olduğu da etraflıca anlatılmış halde. Aynı şekilde Vietnam Savaşı’nının da Maddox Destroyeri’ne karşı gerçekte olmayan hayali bir saldırı ile başladığı da belirtilmiş durumda. Ayrıca 1973’te Başkan Allende’nin devrilmesi ve Şili’de cunta ile sonuçlanan sürecin bir CIA-ITT ortak yapımı komplo olduğu etraflıca anlatılmış bulunuyor. Bütün bunların yanı sıra “ABD’nin Komplo Okulu: Fort Benning” başlıklı bölümde ABD’nin komplocu yetiştiren okulu tanıtılmış. “ABD’nin Komplolarla Örülü Kirli Sicili” başlıklı bölümde ise Amerika’nın bugüne kadar gerçekleştirdiği bütün savaşların, darbelerin, suikastların kronolojisi çıkartılmış. Son olarak ise Akar’ın bir komplo olarak gördüğü 11 Eylül’ün analizinin yapıldığı “11 Eylül: Komploların Çapı, Tekniği ve Hedefi Değişiyor” başlıklı bölüm ile 11 Eylül’ün bir “milat” olarak sonuçları tartışılıyor. Akar, Başta Fransa veya Almanya olmak üzere yakın bir zamanda Avrupa′da yeni bir saldırı olacağını iddia ediyor. Komploların bir parçası olarak yalan haber ve yanıltıcı bilgilendirme sorununa da bir başlık ayıran Akar, “CIA-Vole haberler” e de gazeteci gözüyle bakmış bulunuyor. Türkiye’ye yönelik analizin yapıldığı “Türkiye komploların neresinde?” başlıklı bölümde ise Akar, Türkiye ile ABD’nin Kuzey Irak dolayısıyla er veya geç sıcak bir çatışma içine girecekleri öngörüsünde bulunmuş. Akar kitabında ayrıca “Komplolara inanmayan” ve “anti-komplo teorisi” düşüncelerin bayraktarlığını yapan aydınlarla da sert bir polemiğe giriyor.
8.22 ₺ -
Derin Dünya Devleti
Derin Dünya Devleti, dünya üzerinde örgütlendiği varsayılan gizli örgütlerin oluşum ve organizasyonuna yönelik ciddi bir çalışmanın ürünü. Kitabın en önemli özeliği dünya çapındaki bu oluşumun Türkiye ayağı üzerinde genişçe durması. Gündelik yaşamın akışı içinde, yaşama mücadelesi veren insanların ve hatta aydınların dahi varlığına inanmak istemedikleri, ilgilenmedikleri bir konuyu ele alıyor bu kitap: Global Komplo. Dünyanın bir avuç seçkin tarafından yönetiliyor olması düşüncesi yani. Atilla Akar, global komplo karşısında Türkiye’nin konumunu, küreselleşmenin arkasındaki iradenin Türkiye’ye nasıl bir rol biçtiğini, perde arkasındaki güçlerin hangi amaç ve taktiklerle ulus-devletleri yönetmeye ve yönlendirmeye çalıştıklarını büyük bir açıklıkla ele alıyor. İnsanlık, organize elitler grubunun komplosuyla karşı karşıyadır. Tüm dünya hükümetleri ve ulusları, kendilerine karşı tertiplenmiş son derece hesaplı, uzun vadeye yayılmış bir darbe girişiminin tehdidi altındadır. Kendisini legal kabuklar altında gizleyen finansal - siyasi - teknolojik - askeri elitlerden oluşan bir çekirdek yapı, tüm dünyayı hedeflediği bir ′birlik′ çatısı altına sürüklemeye devam etmektedir. Söz konusu çekirdek güç; uzun süredir kendi kadrolaşmasını yaygınlaştırıp, uluslar üstü bir irade oluşturarak ′milli hükümetler′e nüfuz ediyor, onların hakimiyetlerini felç ederek, teslim almaya veya kendilerine katılmaya zorluyor. Üstelik bunu, milyonlarca insanın fiziki, ekonomik, kültürel yıkımı üzerine kuruyor. Kendilerini ′dünyanın seçilmiş efendileri′ sayan ′gizli doktrin′ sahibi, ellerinde büyük bir mâli güç bulunan kesimler, dünyanın geleceğinde ′küresel imparatorluk′larının bayrağının dalgalandığını daha şimdiden görüyorlar!
11.10 ₺ -
Psikolojik Savaş
Psikolojik savaşta bir toplumun ruh ve beyni etki altına alınmaya çalışılır. Prof. Dr. Nevzat Tarhan son kitabı Psikolojik Savaş’ta bu teknikleri, insan ve toplum psikolojisi üzerindeki etkilerini konu ediniyor.Tarihin bilinen ilk savaş tekniği kitabının yazarı olan Çinli kumandan Sun Tzu, kitabının büyük bir kısmını rakibin psikolojik olarak çökertilmesi üzerinde durur. Askeri strateji ve taktiklerin en önemlilerinden biri de Psikolojik Savaş teknik ve taktikleridir. Belirli bir amaca yönelik, uzun vadeli plan ve stratejilerle yapılan psikolojik savaş hem sıcak hem de soğuk savaş dönemlerinin en çok başvurulan mücadele yöntemlerinden biri olmuştur. Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Timaş Yayınları arasında piyasaya çıkan yeni kitabı Psikolojik Savaş’ta askeri bir kavram olan bu terimin günlük hayatımızda nasıl kullanıldığını Türkiye ve dünyadan örnekler ışığında tarihten günümüze bilimsel olarak inceliyor. Psikolojik Savaş; klasik anlamdaki savaşın kazanılması veya kaybedilmesinde, savaştan sonra da üstünlüğün devam etmesinde yahut sorunların çözülmesinde insanların ruh haline etki ederek sonuç almak olarak tarif ediliyor. Kitapta; klasik psikolojik savaş bilgileri dışında, bilgi savaşı, elektromanyetik savaş, beyin kontrolü, propaganda yöntemleri ve bilgisayar devrimi, internet taarruzu, tarihsel bilgiler, gelişen intihar eğilimleri, baskıcı kültürlerin etkileri, itaat kültüründen demokratik kültüre geçiş, psikolojik savaşta rol alanların ruh hallerinin tahlilleri, insanın ruh hallerinin nasıl etki altına alındığı gibi alt konular da işleniyor. Prof. Dr. Nevzat Tarhan kitabın yazılış amacını şöyle açıklıyor: “ Hile ve aldatmaların etkili olabilmesi için, gizli kalması gerektir. Amacımız hile ve aldatma yöntemlerinin bilinmesini sağlamakla toplumsal ahlaka hizmet etmektir. Psikolojik savaşta yenilen taraf, bilgi gücü zayıf olan taraftır. Doğru insanların ayakta kalmak, toplumun geleceğinde söz sahibi olmak gibi bir kaygıları varsa bu kitabı okumaları önemlidir.” Kitapta Türkiye gündemini de yakından ilgilendiren konulara temas edilmiş. Darbe öncesi medya ve diğer iletişim organları kullanılarak oluşturulan sahte tehdit ortamının nasıl yapıldığı; BÇG olarak bilinen, Batı Çalışma Grubu’nun 28 Şubat öncesinde kamuoyunu nasıl yanlış bilgilendirerek tehdit ve tedirgin edici bir zemin hazırladığı ve siyasi hareketlerin kamuoyu desteği sağlamak amacıyla yaptıkları beyin yıkama faaliyetlerine ilişkin ilgi çekici analizler kitabın başlıca ilgi konularından biri.
185.00 ₺ -
Ezoterika
Gizli Cemiyetlerin “giz”i aralanıyor… Her kitabı olay olan, önce yasaklanan ve sonra serbest bırakılan Armagedon’un yazarı Aydoğan Vatandaş’tan yine çok tartışılacak bir kitap: Ezoterika/ Gizli Cemiyetler.Türkiye/İsrail gizli savaşına ilişkin belgelerle ve Gölcük depreminin sismik deneylerle ilişkisinin olabileceğine dair iddiaları ve ortaya sürdüğü kanıtlarla tartışmalar uyandıran araştırmacı-gazeteci ydoğan Vatandaş yine ses getirecek bir çalışmaya imza attı. Dünya tarihinin aynı zamanda Gizli Örgütlerin tarihi olduğu söylenir. İşin doğrusu. bu tür örgütlerin yer altı tünellerinde büyülü ayinler düzenleyen bir avuç insandan. her yıl dünyanın kaderini masaya yatıran büyük finansör ve devlet adamlarının kaymak tabakasına kadar geniş bir yelpazeye yayıldığıdır. Fakat onlar hakkında objektif bilgiler bulmak pek de kolay değildir. Araştırmacıların çoğu ya seçtiği bir grubun zararsız hayırsever bir kulüp olduğunu tespit etmeye. ya da aynı grubun şimdiye kadar gerçekleştirilen her kanlı devrimden ya da iğrenç komplolardan sorumlu olduklarını tespit etmeye gayret gösterirler. Bu iddialarla ilgili en sağlıklı bilgiye ulaşmak için yapılacak en doğru şey; Gizli Örgütlerin izlerinin antik çağlara kadar götürülebileceğine ilişkin kanıtlar bulmaktır. Aydoğan Vatandaş Ezoterika’da bu düşünceden hareketle. bugünün gizli/gizemli örgütleri arasında bulunan/bulunabilecek olan belli bazı özellikleri deşifre etmeyi hedefliyor. Bunu takiben tarihi kayıtlarda güvenilir bilgileri mevcut olan çeşitli tarihi grup ve cemiyetlerdeki bu özelliklerin göstergelerinin izlerini sürüyor. Tarihin gizli cemiyetlerin fısıltılarıyla. eski uygarlıkların yasak bilgilerini koruyan rahiplerin sözleriyle dolu olduğunu ifade eden Aydoğan Vatandaş. uygarlıkların geleceğini yönlendiren. karanlık sırların zehirli kadehinden içen gizli cemiyetler dün olduğu gibi bugün de dünyayı yönetme iddiasında olduklarını söylüyor. Ezoterika’da yazar; gizli cemiyetlerin esrarengiz dünyasına bir yolculuğa çıkarıyor okuyucusunu. Yetişkin insanların düzenli olarak gittikleri masonik toplantılarda sadece komik elbiseler/üniformalar giyip. mum taşımak ve el ele tutuşmak için bir araya gelmediklerine dikkat çekiyor. Yazarın daha önce yayınevimizden; Armagedon, Apokalipse ve Haarp isimli kitapları yayınlandı.
12.21 ₺ -
Armagedon
Beş ayrı davadan yargılanarak toplatılan ve neticede beraat eden bu kitap, Türkiye’nin gizli, fakat gerçek tarihidir. Körfez Savaşı’ndan Çekiç Güç’e, Kürt Devleti projesinden Susurluk’a, Uğur Mumcu suikastından Eşref Bitlis cinayetine, Muavenet olayından ordu içindeki yapılanmaya değin bir çok konu bambaşka bir bakış açısıyla ve belgeleri ile birlikte sunulmaktadır. İrkilerek okuyacağınız bu kitabı asla unutamayacaksınız.
9.25 ₺