-
Benim Adım Ekin
“Bu bir yas kitabı değildir. Ailesine ödünç verilen bir ışıklı oyuncağın, sahibine teslim raporudur.” Hastane kapısında elime bilekliğini verdiler. Hayatımın bundan sonrasının, hayatımın bundan öncesiyle örüleceğini bilmeden aldım. Dudaklarını ısırarak bilgi veren doktorlar, yoğun bakıma girip çıkanlar biliyordu da ben bilmiyordum. Sadece seni istiyordum. Sultan Karaaslan, sosyal medya takipçilerinin bildiği isimle anlatblog. Takipçileri onu isminde geçen anlatma yeteneğiyle, hakikatle kurduğu sıkı bağ ile, kitabın ortasından konuşan dürüstlüğüyle ama belki de en çok çocuklarıyla kurduğu gerçek ve anlam dolu ilişkiyle tanıyordu. Sonra o bir dağın altında kaldı. “Işıklı oyuncağım” dediği küçük kızı Ekin’i bir gecenin sonunda ansızın cennete uğurladı. Sultan Karaaslan, Ekin’in ardından yaşadıklarını, sonra “dağın altından” ufak ufak nefes almaya başlayışını, bitmeyen özlemini ama bu derin acıyla birlikte gelen ikramları, Ekin’in adı gibi iyiliğe dair tohumlar eken hikâyesini yazdı. Çok sarsıcı ama aynı zamanda ışıklarla dolu bir anlatı.
182.50 ₺ -
İşe Yaramayan Şeyler Üzerine
Çağımızın görünmez salgını olan örtük nihilizme karşı düşünmeye davet… Yasin Ramazan, faydayı mutlak ölçüt haline getiren çağdaş aklın, insanın anlamla olan bağını nasıl zayıflattığını sorguluyor. “Ne işe yarıyor?” sorusunun tüm değerleri belirlediği bir dünyada; sevgi, dostluk, merhamet, özgürlük, inanç ve düşünme gibi “işe yaramayan” şeylerin aslında insan olmanın özü olduğunu hatırlatıyor. Metafiziğin unutulmadığını, umudun irrasyonel değil rasyonel bir tutum olduğunu, düşünmenin bir ahlaki sorumluluk taşıdığını savunuyor. Sosyal medya çağında vasata indirgenen düşünceye karşı özgünlüğün, hızın içinde kaybolan çağımıza karşı yavaş ve derin düşünmenin savunusunu yapıyor. İşe Yaramayan Şeyler Üzerine, faydasız gibi görünen ama insanı insan yapan değerlere adanmış; anlamın, kaos ve fayda arasında hâlâ sessizce yaşadığını hatırlatan güçlü bir entelektüel direniş.
146.00 ₺ -
Kitapın Yolcuları
Fransa, 1685. Kral, Katolikliği tek yasal din olarak ilan eder. Bir grup Protestan Huguenot, yeni bir vatan bulma umuduyla ülkenin diğer ucuna ulaşmak üzere yola çıkar. Bu grupta, nişanlısı tarafından terk edilmiş Veronika, simyayla ilgilenen Marki, ayakları yere sağlam basan varlıklı de Berle ve yanından hiç ayrılmayan sarı köpeğiyle dilsiz arabacı Gauche vardır. Hepsi Paris’i farklı nedenlerle terk etmiştir. Zaman zaman maceraya dönüşen bu yolculuk, yalnızca onların kaderini değil, tüm insanlığın tarihini değiştirebilir. Hedeflerindeki Pireneler’de, ulaşılması güç bir dağ geçidinde, küçük bir manastırın duvarları arasında, yüzyıllardır saklanan bir Kitap vardır. Bu Kitap’ın dünyanın geleceğini etkileme şansı doğmuştur. Ancak dünya, onun bulunmasına hazır mıdır? “Muhteşem bir yazar.” —Svetlana Alexievich “Olga Tokarczuk, şiirsel hayal gücü ve dilin güzelliğiyle şeylerin ve deneyimlerin kaybolmasına karşı çıkıyor.” —Die Tageszeitung “Olga Tokarczuk geçen çeyrek yüzyılın sayılı Avrupalı romancısından biri.” —The Economist
219.00 ₺ -
Shokonun Gülüşü
Choi Eunyoung, Shoko'nun Gülüşü'nde Güney Kore’deki genç kadınların hayatlarını sade ve berrak bir üslupla anlatırken kişisel hikâyelerle politik gerçekleri harmanlıyor. Kitaba adını veren öyküde, bir değişim öğrencisiyle, onu ağırlayan arkadaşının gergin dostluğu, ergenlikten yetişkinliğe uzanıyor. “Uzaklardan Gelen Şarkı”da ise genç bir kadın, bir sevdiğinin ölümünün acısıyla başa çıkmaya çalışıyor ve onun hakkında bilgi edinmek için Rusya'ya gidiyor. “Sır” adlı öyküde, bir feribot kazasından hayatını kaybeden bir öğretmenin ailesi, ölüm haberini büyükanneden saklıyor. Geçmişin yüküyle geleceğin belirsizliği arasındaki tedirgin ruhların ilişkilerini yalın bir bakışla ele alan Choi Eunyoung, Güney Kore edebiyatının parlayan yıldızlarından. “Choi Eunyoung’un merak uyandıran ilk koleksiyonu, kahramanlarının özlemleri, arkadaşlıkları ve ailevi ayrılıklarındaki duygu dünyalarını inceliyor... Eunyoung’un şiirsel üslubu ve sofistike karakterleri okurları büyüleyecek.” ̶ Publishers Weekly “Shoko’nun Gülüşü, gerçekçi, dürüst ve ahlaki bütünlükle anlatılmış, son derece etkileyici bir koleksiyon. Hikâyeler keder yüklü ve karmaşık olsa da asla iç karartıcı değil. Acı dolu bir geçmişe ve bilinmeyen bir geleceğe sahip sıradan bir insanın, soğuk gün ışığında yıllarını nasıl geçirdiğini gösteriyorlar.” ̶ Guardian “Shoko’nun Gülüşü’nü oluşturan yedi öykü, sessizlikler ve yokluklar, kabul edilmeyen veya söylenmeyen şeyler ile dolu. Okur -ve bazen de karakterler- bu boşlukları çözmeye ve orada ne olabileceğini elinden geldiğince tahmin etmeye çalışır. Bazen bu mümkündür. Çoğu zaman ise değildir. Sonuç, kitaba hayat veren güçlü bir tekinsizliktir.” ̶ Washington Independent Review of Books
255.50 ₺ -
Coğrafyanın Mitleri Dünyayı Yanlış Anlamanın Sekiz Yolu
Haritalarımız artık ejderhalar ve deniz canavarlarıyla dolu değil ama dünyayı algılama biçimimiz hâlâ görünmez coğrafi mitlerle şekilleniyor: kıtalar, sınırlar, uluslar, egemenlikler, ekonomik büyüme ideali… Peki ya bütün bu kavramlar gerçekte yalnızca birer kültürel kurguysa? Paul Richardson, Coğrafyanın Mitleri’nde dünya algımızı şekillendiren sekiz temel inancı sorguluyor. Kıtaların çiziminden GSYİH ölçümüne, Çin’in Yeni İpek Yolu projesinden Rusya’nın komşularını tehdit etmeye yazgılı olduğu düşüncesine kadar uzanan örneklerle dünyayı algılayış biçimimizi belirleyen kalıpları açığa çıkarıyor. Dünyayı olduğu gibi değil, nasıl hayal ettiğimizi anlatan bu cesur kitap, okuru bilindik sınırların ötesine geçmeye davet ediyor. “Coğrafyanın Mitleri, düşündürücü, eğlenceli ve sizi farklı düşünmeye zorlayacak bir kitap. Çevremizdeki dünyanın gerçeklerini keşfetmek için büyük bir ihtiyaç.” – Dipo Faloyin, Africa is Not a Country kitabının yazarı “Olağanüstü. Daha ilk bölümde dünyayı görme şeklinizi tamamen değiştiriyor ve bunu yedi kez daha tekrarlıyor. Bir haritaya bir daha asla aynı gözle bakamayacaksınız.” – Jonn Elledge, A History of the World in 47 Borders kitabının yazarı
255.50 ₺ -
Narsist Ebeveynlerle Büyümek
Ebeveynlerimizi seçemeyiz. Ama onlarla nasıl başa çıkacağımızı seçebiliriz. Narsist Ebeveynlerle Büyümek, çocukluklarında sevgi yerine eleştiri, anlayış yerine suçluluk, güven yerine korku bulmuş yetişkinlere el uzatan bir rehber. Uzman psikoterapist Dr. Sarah Davies, narsistik ebeveynliğin ruh üzerindeki yıkıcı etkilerini açıklarken, bu ilişkilerin izlerini fark etmenin, anlamanın ve onlardan özgürleşmenin yollarını da gösteriyor. Kendini sürekli yetersiz hisseden, başkalarının duygularına fazlasıyla duyarlı olan, ilişkilerinde aynı döngüleri tekrarlayan herkese, geçmişin yükünü taşımadan kendi sesini yeniden bulabilmenin mümkün olduğunu hatırlatıyor. Davies’in klinik deneyimlerinden, bilimsel bilgiden ve kendi iyileşme sürecinden beslenen satırlar, farkındalık ve şefkatle örülmüş bir iyileşme yolculuğuna çağırıyor.
292.00 ₺ -
Başım Secdeye Gitmiyor Allahım
Biz, dünyayı gözümüzde çok büyütüyoruz. Allah, dünyadan büyüktür; bunu bir türlü anlayamıyoruz. Allah ile namazda buluşmanın önüne, geçici ve üç kuruş etmez dünya işlerini koyuyoruz, Allah ile olan kavuşmayı erteliyoruz. Oysa bir insan, namazın manasını ve kıymetini bilse, bir vakit namazda bile Rabbiyle buluşabilmek için dünyayı yakar da yine Allah ile olan vuslatını ertelemez.
182.50 ₺ -
Otağ 5 Selahaddin Eyyubi
Can olmazsa ten ortada kalmaz, ittihad olmazsa vatan yaşamaz. Melikşah’tan sonra Büyük Selçuklu Devleti bir anda birkaç atabegliğe ayrılmış, ülke güçlü emirler arasında mücadele sahasına dönmüştü. Küçük olsun benim olsun prensibi Müslümanlara büyük acılar yaşatmıştı. Bu durumun neticesi olarak Haçlılar Orta Doğu’da kontluklar ve Kudüs Krallığı’nı kurmuşlardı. İşte bu safhada birbiri ardınca kurulan iki devlet üç sultan dikkati çekecekti. Tarihe yön veren bu iki hanedanlık Zengîler ile Eyyûbîlerdi. Sultanlarının hanedanlıkları ayrı olsa da birliktelikleri dikkate şayandı. İhlasları, samimiyetleri, din gayretleri, cihad ehli oluşları temel vasıfları idi. Hedefleri ise Kudüs’tü. Eyyûbîler, Zengî hanedanlığı içinde tarihî roller oynadılar. Mısır’da Şii Fâtımî Devleti’ne son verdiler. İmadüddin ve Nureddin Zengî Kudüs’ü fethetme yolunda büyük adımlar attılar. Urfa Haçlı Kontluğu’nu yıktılar. Onlardan sonra devletin adı Eyyûbî, sultanı ise Selahaddin Yusuf olmuştu. Sadece isim değişmişti, hedef aynıydı. Selahaddin Eyyûbî Kudüs’ü yeniden İslâm âlemine kazandırdı. Üçüncü Haçlı Seferi’ne neredeyse tek başına karşı koydu. Türk tarihine parlak zaferler kattı. Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil yediden yetmişe herkese tarihi sevdirmesiyle ünlendi. Osmanlı’yı anlattığı Kayı serisini tamamladıktan sonra Otağ serisine dünyanın en tanınmış sultanlarından Selahaddin Eyyûbî’yi de ekledi. Elinizdeki Otağ V, Kudüs Fatihi Selahaddin Eyyûbî adlı eserde, âdil ve mücahid bu üç büyük sultanın hayatını ve şanlı mücadelesini okuyacaksınız. Bu kitap, tarihe meraklı herkes için sürükleyici bir serüven, bir o kadar da öğretici ve ibretlerle dolu bir başucu eseridir. Okudukça, Selahaddin Eyyûbî isminin neden tarihe altın harflerle yazıldığını daha iyi anlayacaksınız!
255.50 ₺ -
-
Fark Et Güçlen Hayatını Kur
Zaman hızla akıyor; işler, hedefler, beklentiler birbirine karışıyor. Gün bitiyor ama zihnimiz susmuyor. Modern hayat, son sürat koşarken neden başladığımızı bile unuttuğumuz bir yarışa dönüştü.Karar Ver, Planla, Harekete Geç’te bireysel değişimin eyleme dökülme sürecine odaklanan Ayça Karaman, bu kez içinde sıkışıp kaldığımız döngüyü durdurup anlamlı bir hayat kurmanın yollarını arıyor. Kontrol etme çabamızın, sürekli kıyaslamanın, dijital dikkat dağınıklığının ve tükenmişliğin ardındaki psikolojik dinamikleri ele alıyor.Fark Et, Güçlen, Hayatını Kur “hep daha fazlası”nı yapmaya çağıran bir kişisel gelişim kitabı değil; aksine, yolda olmanın, bazen durmanın, eksik kalmanın da insana ait olduğunu hatırlatan içten bir anlatı. Çünkü asıl güç, başkalarının temposuna uymakta değil, kendi ritmini keşfedip orada yaşam bulmakta.
219.00 ₺ -
Mademki Bir İnsanım
İnsan olmak, yalnızca var olmak değil aynı zamanda varlığının anlamını aramak, sorumluluğunu taşımaktır. Mademki Bir İnsanım, bu arayışın sesine kulak veren bir kitap. Orhan Karaağaç tarafından hazırlanan bu eserde, Nurullah Genç, Nevzat Tarhan, Savaş Barkçin, Serhat Yabancı, Reshad Strik, Yasin Pişgin, Uğur Batı, Hakan Bilgin, Cem Uçan ve Cihan Çelik, insan olmanın ahlaki, psikolojik ve manevi boyutlarını samimi bir dille ele alıyor. Her bölüm, insana dair temel bir sorunun kapısını aralıyor: Mademki insanım, o hâlde nasıl biri olmalıyım? Bu soru bir muhasebenin değil, bir uyanışın başlangıcıdır. Çünkü insan kendine bakmadan hakikatini bilemez. Bu kitap, günümüzün karmaşası içinde unutulan değerlere yeniden dikkat çekiyor, insana kendini, kalbini ve sorumluluğunu hatırlatıyor.
255.50 ₺ -
Yarın Başlarım Sendromu
Erteleme, aslında hepimizin gizli mesleği. Kimimiz “yarın başlarım” diplomasına, kimimiz “beş dakika daha” uzmanlığına sahibiz. İlginçtir ki işlerimizi sürekli geleceğe postalarken hayatın posta kutusunda fazla beklemeyi sevmediğini unutuyoruz. Bu kitabı okurken kendinizi suçlamanızı ya da yetersiz hissetmenizi istemiyorum. Çünkü erteleme, yalnızca sizin değil, insanlığın ortak hikâyesi. Ama şu anda bu satırları okuyorsanız, bir anlığına da olsa “ertelemeye” ara verdiniz demektir. Hazır motivasyon gelmişken başlayalım o zaman. Psikolog Oya Doğan Yarın Başlarım Sendromu’nda neden sürekli “yarın başlarım” deyip durduğumuzu, ertelemelerimizin altında yatan kaygılarımızı, mükemmeli hedeflemekle başarısız olma korkusu arasında gelip giden ruh halimizi ve bu konuda akla gelebilecek daha pek çok soruyu tek tek ele alıyor. Erteleme döngüden çıkmak isteyenlerin kendilerine doğru soruları sormasına imkân veren bu çalışma her bölümün sonundaki uygulama önerileriyle bizleri yarını beklemeden hemen bugün o ilk adımı atmaya davet ediyor.
175.20 ₺ -
-
-
Benim Aptal Niyetlerim
Benim Aptal Niyetlerim, Archy adında bir kaya sansarının otobiyografik romanı adeta. Yoksulluk içinde doğan ve bir kaza sonucu sakat kalan Archy, annesi tarafından köle olarak tefeci tilki Solomon’a satılır. Archy’nin hayatı, Solomon’un yönlendirmesiyle zamanı, okuma yazmayı, ölümün gerçeğini öğrenmesi ve Tanrı’yla hesaplaşması sayesinde değişse de içgüdülerinin yönlendirdiği bir varoluşun özlemini çeker. Archy “gerçek bir hayvan” olmayı arzulamaktadır. Öğrendiklerini unutmasının bir yolu yoksa yazmak çare olacak mıdır?.. İtalyan yazar Bernardo Zannoni’nin romanı, hayvanların konuştuğu ve yuvalarını gözettikleri, ancak hayatta kalma mücadelesinden asla kurtulamadıkları vahşi dünyanın hikâyesi. Albert Camus’nün Yabancısı ve Collodi’nin Pinokyosuyla benzer temaların ürünü bir okuma deneyimi... “Masalsı havasına rağmen, [Benim Aptal Niyetlerim] hiç de öyle sevimli bir hikâye değil... Archy’nin dünyasında yaşam sürekli bir hayatta kalma mücadelesi; Zannoni’nin hikâyesi, düşünme ve içgüdünün hayvanlar için başka anlamlar taşıdığını gösterirken, okuru onların dünyasının gerçekte ne kadar farklı olduğunu düşünmeye teşvik ediyor.” —The New Yorker “Benim Aptal Niyetlerim, sıradan masallardan tamamıyla ayrılıyor; bu antropomorfik anlatıda fantastik bir eğilim olsa da eğlencelik hareketlere veya ahlaki derslere yer yok... Zannoni, Archy’nin çelişkili doğasını özgür irade, Tanrı ve ölüm gibi felsefi açıdan zengin bir dizi temayı keşfetmek için kullanıyor.” —The Rumpus “Zannoni antropomorfik bir pikaresk roman yazmış, ama bu tanım romanın hakkını vermiyor. Bu sevimli olduğu kadar acımasız, farklılıklar, zayıflık ve değişim üzerine bir hikâye...” —Avvenire
219.00 ₺ -
Bilim Ne Değildir
Bilim, her soruya cevap verebilir mi? Doğa bilimleri dışındaki bilgi türleri değersiz midir? Din ile bilim arasında kaçınılmaz bir çatışma mı vardır? Bilim tarihi, dinin bilime engel olduğunu mu göstermektedir? Din, toplumun düşmanı mıdır? Müslüman toplumların geri kalmış olmalarının sebebi İslam mıdır? Sekülerleşme çağında din, birey ve toplum için ne ifade etmektedir? Dinlerin sonu gelmiş midir? Türkiye’nin önemli sosyal bilimcilerinden Alper Bilgili, bu kitabında, eleştirel ve usta kalemiyle Yeni Ateizmin bu ve benzeri birçok iddiasını sorguluyor, tarihsel ve bilimsel kanıtlarla din ve bilim ilişkisine dair gerçekçi bir resim çiziyor. Güçlü argümanlarla desteklenen bu kapsamlı çalışma, bilim-din ilişkisi ekseninde yapılan tartışmaların ideolojilerin esiri olmaktan kurtarılmasına önemli bir katkı sunacaktır. “Alper Bilgili’nin Bilim Ne Değildir? adlı eseri, bilimin doğası, amaçları ve meşru sınırları üzerine yapılan popüler ve akademik tartışmalara Türkiye’den ciddi ve önemli bir katkı niteliğinde. Teorik fizikçi bir okur olarak, metindeki yaklaşım bana bir kuramsal fizikçinin, teoremleri analiz etmedeki titizliğini hatırlattı: ön kabulleri görünür kılmak, bu aksiyomların çelişki üretip üretmediğini sınamak, aksiyomlara dayanan çıkarsamaların doğal sonuçlarını güncel verilerle test etmek. Bilgili, aksiyom-sonuç zincirini adım adım kuran üslubu ve berrak yöntemiyle argümanları sağlam bir çerçevede sunuyor ve din-bilim tartışmasını ‘çatışma’ klişesinin ötesine taşıyor.” Prof. Dr. Emre Onur Kahya İTÜ Fizik Bölümü Öğretim Üyesi
273.75 ₺ -
Gözler Gazze de Yok Edilmeye Tanıklık
7 Ekim'den sonra Gazze'de gerçekten neler olduğunu tam idrak edebilmiş değiliz. İşte bu kitap, bu süreçte Gazze'nin nasıl bir ablukaya alındığını ve dünyanın gözü önünde nasıl bir etnik temizlik sahasına çevrildiğini ortaya koyuyor. Gazze'de başlayan kıyım, hayatını kaybedenlerin sayısıyla değil, insanlık hafızasına kazınan derin yaralarla ölçülebilir. Gözler Gazze'de, bombaların gölgesinde yaşamaya mahkum edilen bir halkın; her gün biraz daha kararan dünyanın gözleri önünde yok edilişine tanıklık ediyor. Khaled A. Beydoun, soykırımın dijital çağda nasıl belgelendiğini, medyanın nasıl büyük bir ikiyüzlülük sergilediğini, Müslümanların katledilmesindeki pervasızlığın nasıl bir bilinçaltıyla şekillendiğini ve Filistin halkının yok edilişine karşı dünyanın hangi sınavlarla yüzleştiğini anlatıyor. Bu kitap, bir çağrı! Emperyal tarihe karşı sessiz kalmamaya, tanık olduğumuz dehşeti inkâr etmemeye, hafızamızı diri tutmaya bir çağrı...
182.50 ₺ -
Aileni Suçlamayı Bırak Olgunlaşmaya Bak
Bir dönem “ailenizi bağışlayın”, “ailenizi sevin” öğütlerini duyduk. Ne yaşadığımıza ne hissettiğimize odaklanmadan kendimizi bunu yapmak zorunda hissettik. Bir dönem iyi ailenin olmadığını, ailemizi affetmeyebileceğimizi, ailemizin yanlış yaptığını duyduk. Acı çektik, uzaklaşmak istedik. Şimdi bu kitapta ise ailenizle olan ilişkilerinizde çocukluğunuza takılı kalmaktansa yetişkin olma sorumluluğunu kazanmamız gerektiğini ruhunuzun derinliklerinde duyumsayacaksınız. Hazırsanız eğer, çocukluktan yetişkinliğe uzanan yolculuğumuz başlıyor… Klinik Psikolog İrem Oturaklıoğlu Kaya, geçmişe takılı kalmak ve birilerini suçlamak yerine hayatımızın sorumluluğunu üzerimize alıp yeni bir rota çizecek gücü bulmamıza yardımcı oluyor. Geçmişle ve kendimizle kavga etmeden, anne babamızı suçlamadan olgunlaşmaya giden yola doğru bir başlangıç…
219.00 ₺ -
Takılı Kalan Zihin
Kendimizi hep aynı yoldan ilerlemek zorunda hissediyor ve sürekli bir şeyleri erteliyorsak, düşünceler bizi hayatı yaşamaktan alıkoyuyorsa, kötü hissetmekten bucak bucak kaçarken bizi iyi yönde besleyecek tüm tecrübeleri de elimizin tersiyle itiyorsak zihnimizde ne olup bittiğine bir bakmamız gerekiyor. Zira hayat zihnimizin içinde değil, dışında... Klinik Psikolog Esra Oras, Takılı Kalan Zihin’de sürekli aynı düşünceler etrafında dönüp durmak olarak ifade edebileceğimiz ruminasyon kavramı üzerinden bazı düşüncelere takılıp kalmamıza bir pencere açıyor. Bizi farkında olmadan sınırlı bir alana, psikolojik katılığa sürükleyen bu alışkanlığa Kabul ve Kararlılık Terapisi çerçevesinde nasıl yaklaşabileceğimizi anlatıyor. Psikolojik katılıktan esnekliğe geçişin yollarını keşfetmek ve uygulamak için bu kitaba bir göz atın. “Psikolojik esneklik, uzun vadeli kazanımlar için kısa vadeli kazanımlardan vazgeçebilme yetisidir.”
146.00 ₺ -
Hatırlamanın Bilimi ve Unutmanın Gerekliliği
Bellek, yalnızca geçmişi saklayan bir arşiv değil; kimliğimizi, seçimlerimizi, duygularımızı ve dünyayla ilişkimizi şekillendiren güçlü bir zihinsel araçtır. Sinirbilimci ve psikolog Charan Ranganath, Hatırlamanın Bilimi ve Unutmanın Gerekliliği’nde anıları nasıl oluşturduğumuzu, neden bazılarını canlı tutarken diğerlerini unuttuğumuzu titizlikle incelerken dikkat, duygu ve bağlam gibi faktörlerin hatırlama üzerindeki etkilerini açıklıyor. Travmalarla başa çıkmaktan önyargılarımızı aşmaya kadar belleğin dönüştürücü gücünü gözler önüne seren kitap; güncel araştırmalar, popüler kültürden örnekler ve kişisel hikâyelerle daha da zenginleşiyor. Hatırlamanın ve unutmanın ardındaki sinirsel süreçleri keşfetmek isteyen herkes için ilham verici bir rehber... “Ranganath, belleğin yalnızca geçmişin bir kaydı olmadığını; şimdiki zamanımızla derin bir bağ kurduğunu ve beklediğimiz geleceğe giden yolu aydınlattığını ortaya koyuyor. Hem bireysel hem de toplumsal düzeyde büyük önem taşıyan güçlü bir başyapıt.” –Matthew Walker, Niçin Uyuruz’un yazarı “Önde gelen sinirbilimci ve Guggenheim üyesi Charan Ranganath, anılarımızın biliminde bize inanılmaz bir içgörüyle rehberlik ediyor.” –Siddhartha Mukherjee, Gen: Hayli Kişisel Bir Hikâye’nin yazarı “Beynini daha iyi anlamak isteyen herkes için ufuk açıcı bir kitap.” –Robert Sapolsky, Davranış: En İyi ve En Kötü Haliyle İnsan Biyolojisi’nin yazarı “Okurların hatırlamaya dair anlayışını kökten değiştirecek.” –Ethan Kross, Geveze: Kafamızın İçindeki Dırdırcı Ses ve Onu Dizginlemenin Yolları’nın yazarı “Bu, popüler bilimin en iyi hali: Eğlenceli, düşündürücü ve okuru açık fikirli olmaya teşvik ediyor.” –The Financial Times
262.80 ₺ -
Denizin Canavarları
1741: Otuz iki yaşındaki doğa bilimci Georg Wilhelm Steller, Asya’dan Amerika’ya uzanan bir deniz yolu bulmak için Kaptan Bering’in Büyük Kuzey Keşif Gezisi'ne katılır. Zorluklarla boğuşan kaptan ve mürettebat hedeflerine asla ulaşamaz, ancak eşsiz bir keşif yaparlar; nazik bir dev, deniz ineği... 1859: Alaska valisi, adamlarını yüz yıl önce ortadan kaybolduğu söylenen bu devasa deniz memelisinin iskeletini aramaya gönderirken kız kardeşi de yerleşim yerinin kendine özgü doğa bilimleri koleksiyonunu yönetmektedir. İki yıl sonra, Helsinki’den saygın bir profesör, uzak diyarlardan gönderilen bir dizi kemiğin hassas çizimlerini yapması için yetenekli bir illüstratörü görevlendirirken insan kaynaklı yok oluş kavramını ortaya çıkarır. Nihayet 1952’de Zooloji Müzesi, en yetenekli restoratörünü, deniz ineğinin kaderine tanıklık eden ve gelecek nesillerin hayal gücünü ateşleyecek iskeletini yenileme göreviyle görevlendirir. Denizin Canavarları, nefes kesici bir roman, kıtaları ve yüzyılları aşan bir macera. Meraklı ve uysal bir yaratığın uzun zaman önce keşfedilmesiyle hayatı değişen insanların hikâyeleri üzerinden şekillenen bu anlatı, büyük insan hırsının, bilgi arayışının ve insanoğlunun cehaletiyle yok ettiği şeyleri yeniden diriltme dürtüsünün öyküsü. “Belki de kendi suçluluğumuzdan, bugün bile gözümüzden kaçan, neredeyse efsanevi bir deniz canavarının keşfi, yok edilişi ve yeniden dirilişinin harika bir anlatımı. IIda Turpeinen’in romanı, dramı ve kurgusuyla neredeyse Shakespearevari; zaman ve mekân içinde bir o yana bir bu yana sürükleniyor, canlı karakterler ve onların hikâyeleriyle... İnsan ve insan dışı varlıklar, denizin kendisi kadar derin ve derinlikli olan bu güzel anlatının içinde var oluyor...” - Philip Hoare
237.25 ₺ -
Gece Yarısı Tutuklanmayı Beklemek
Çin 2017’de Doğu Türkistan’ı devasa bir açık hava hapishanesine çevirdi. Kitlesel tutuklamalar, toplama kampları ve sözde eğitim merkezleri… Modern Uygur şiirinin en güçlü seslerinden olan Tahir Hamut İzgil, işte bu dehşetin başlamasından hemen önce Doğu Türkistan’dan kaçmayı başaran son aydınlardan biridir. Gece Yarısı Tutuklanmayı Beklemek, bir entelektüelin gözünden Çin devletinin Doğu Türkistan’da yürüttüğü baskı ve yok etme politikalarına tanıklık etme imkânı sunuyor. İzgil’in anlatımı; gündelik korkuları, umutsuzluğu, tükenmişlik duygusunu, sınırlı direniş yollarını ve insanların birer birer ortadan kayboluşunu yalın bir şekilde gözler önüne seriyor. 2023 Amerikan Ulusal Kitap Eleştirmenleri Birliği John Leonard Ödülü ve 2024 Moore İnsan Hakları Kitap Ödülü’ne layık görülen bu eser, soykırım rejimi altında hayatta kalmaya çalışan bir insanın içten, sarsıcı hikâyesi. Tahir Hamut İzgil’in şiirsel duyarlığıyla kaleme alınan Gece Yarısı Tutuklanmayı Beklemek, bir milletin topyekûn yok edilişini çarpıcı bir şekilde resmediyor. Lirik bir anlatım ve derin bir cesaretle kaleme alınan bu eser, kontrolden çıkmış devlet gücüne karşı yapılan edebî bir şikâyet. Harika bir kitap. Philippe Sands (Yazar, avukat ve hukukçu) İnsanı ürperten ve derinden etkileyen bir anlatı. Bu kitap, okuyucuları korku ve şüphenin girdabına sürükleyip; korku romanlarından daha endişe verici tasvirlerle kontrolden çıkmış bir diktatörlüğün gerçek hikâyesini anlatıyor. Ian Johnson (Pulitzer Ödüllü Amerikalı gazeteci)
237.25 ₺ -
Kendi Gölgeni Aşmak
Hızla değişen, belirsizliklerle dolu hayatın içinde insanı ayakta tutan en önemli dayanaklardan biri: sağlam bir karakter. Ferhat Kardaş, Kendi Gölgeni Aşmak’ta sadece teorik bilgi sunmakla kalmıyor, yaşamın içinden çarpıcı örneklerle bizi kendimizle yüzleşmeye çağırıyor. Her bir karakter zafiyetini, yalnızca bireysel bir kusur olarak değerlendirmiyor; aynı zamanda ilişkileri, meslekleri ve hayatları etkileyen birer kırılma anına dönüştürüyor. Öfke kontrolünden dürüstlüğe, gösterişten karamsarlığa, affetme gücünden hayır diyebilme becerisine kadar pek çok temel meseleye eğilen kitap; sabır, şükran, tevazu, irade ve sağlıklı sınırlar gibi erdemlere dayalı çözüm yollarını da sunuyor. Okurun kendine dair cevapsız bıraktığı pek çok soruya içten, sarsıcı ve umut veren yanıtlar sunuyor. Kendi gölgesini aşmak isteyen, iyiliği ve erdemi hayatının merkezine almak isteyen herkes için yol gösterici bir rehber.
182.50 ₺ -
Kendine Yardımın El Kitabı
Kararsızlıklarımız, kırgınlıklarımız, çocukluktan bugüne taşıdığımız izler ve sessizce büyüttüğümüz kaygılar... Klinik Psikolog Meryem Zeynep Çetin, Kendine Yardımın El Kitabı’nda okuru terapi odasına değil, hayatın ta kendisine davet ediyor. Danışan hikâyeleri, gözlemler ve psikolojik çözümlemelerle harmanladığı bu kitapta sınır koyamamak, duyguları bastırmak, ilişkilerde tükenmek, kendine yabancılaşmak gibi pek çok tanıdık meseleyi ele alıyor. Sözcüklerin yanına çizimlerini de ekleyerek anlatıyı hem zihinlere hem gözlere hitap edecek şekilde renklendiriyor. Kendine Yardımın El Kitabı; kendine anlayışla yaklaşmak, geçmişin yüklerini tanımak ve duygularla barışmak isteyen herkes için bir pusula. Çünkü bazı yolculuklar, sadece kendine varmak içindir.
200.75 ₺ -
Dilden Dile Çevirinin Konukseverliği
Bir dili çevirmek, yalnızca kelimeleri değil, bir dünyayı konuk etmektir. Nihayetinde insanlığı bir araya getirmek, kültürler arası bir köprü kurmaktır. 2025 Hervé Deluen Büyük Ödülü sahibi filozof Souleymane Bachir Diagne Dilden Dile: Çevirinin Konukseverliği’nde bu düşünceyle yola çıkarak çeviri eyleminin geçirdiği süreçleri dil-kültür-toplum ilişkisi bağlamında inceliyor. Şiirden bilimkurguya, felsefeden sömürgecilik eleştirisine uzanan örneklerle çevirinin gücünü ve sorumluluğunu düşünmemizi sağlıyor. Çeviri yoluyla farklılıkların nasıl bir araya gelebileceğini, eşitliğin ve karşılıklı anlayışın nasıl mümkün olabileceğini sorguluyor. “Senegalli filozof, çeviriyi diller arasındaki eşitsizlik açısından inceleyerek derinlikli bir çalışma ortaya koyuyor.” –Bibliobs “Çeviri yapmak, dilsel egemenliğe verilen tepkilerin sonuçlarından biridir. Bu görüş, metnin merkezinde yer alıyor. Senegalli filozof, hümanist bir bakış açısıyla çeviri eyleminin etiğini sorguluyor.” –Seneplus
146.00 ₺ -
Anadolu Türk Tarihi 1 Büyük Selçuklu Devleti
Kitapları, televizyon programları ve gezileriyle binlerce insana tarihi sevdiren Talha Uğurluel, sürükleyici üslubuyla, seyahatleriyle, fotoğraflarla ve zengin görsel kaynaklarla süslediği bu çalışmasında Büyük Selçukluları anlatıyor! * Türkler tarih sahnesine ne zaman çıktı? * Orta Asya’daki Türkler, İslamiyet’i, kimlerden ve nasıl öğrendi? * Çinliler ve Abbasiler arasındaki mücadelede Türklerin rolü neydi? * Türk tarihinde yaygın olarak kullandığımız “Türkmen” tabirinin Oğuzlarla bir ilgisi var mıydı? * Selçuklular kendilerinden önceki diğer Türk devletleri gibi neden Asya’da kalmadılar? * Selçukluları tam bağımsız hâle getiren Dandanakan Savaşı ve tarihçilerin “Dünyanın Gelini” dediği Rey hakkında bilinmeyenler... * Yıllardır aranan Malazgirt Savaşı alanı ve şehitlerin mezarları… * Bütün bilinmeyenleriyle Türklerin Romalıları ilk kez yendiği Pasinler Savaşı alanı... * Sultan Alparslan’ın kabrinin nerede olduğuna dair son bilgiler ve değerlendirmeler... * Unutulan Türkler: Suriye ve Irak Selçukluları... * Şam ve Kudüs tarihinde Selçukluların rolü... * Selçukluların Altın Çağı: Sultan Melikşah dönemi... * Nizamiye Medreseleri ile başlayan dillere destan eğitim seferberliği... Anadolu Türk Tarihi: Büyük Selçuklu Devleti, tarihseverleri şehir şehir gezdiren yepyeni bir kitap… Eseri okurken Cend’den yola çıkacak, Nişabur’dan Merv’e, İsfahan’dan Rey’e, Ani’den Ahlat’a, Antakya’dan Halep’e, Kudüs’ten Kahire’ye seyahat edeceksiniz. Büyük Selçuklu medeniyetin izini sürerken bir devrin sanatına ve tarihine şahit olacaksınız. Selçuklu’nun sanatına, insanına, ilmine-irfanına, günümüzde bile karanlıkta kalmış hayranlık uyandıran yönlerine çok şaşıracaksınız...
310.25 ₺ -
Payitahtın Kapıları Üç İmparatorluk ve İstanbulun Surları
İstanbul… En çok kuşatılan ve ele geçirilmek için en çok çaba sarf edilen şehir. Üç imparatorluğun başkenti, dünyanın gözbebeği. İstanbul, bu dünyaya düşmüş bir inci tanesi ise etrafını saran surlar onu koruyan istiridye kabuklarıdır. Bu surların önlerine kimler gelmemiştir ki? Boğaz'a köprü kuran Perslerden devasa orduları ile hücum eden Bulgarlara, Roma İmparatoru Septimus Severus’tan kendi dindaşlarına bile acımayan Latinlere kadar bu surların önüne gelenlerin zorladığı kapılar ancak 1453'te açılacaktır. Avrupa Hun İmparatoru Attila'nın önüne kadar gelip gerisin geri döndüğü Altın Kapı'nın Bizans imparatorları için anlamı neydi? İstanbul'un fethine sebep olan, açık unutulan bir kapı mıydı? Osmanlı sultanları kılıç kuşanma merasiminden sonra şehre neden Edirne Kapı'dan girerlerdi? Eğri Kapı'nın adı nereden geliyordu? Kaşıkçı Elması hangi kapının önünde bulundu? Sur dibinde yatan sahabeler kimlerdir? Sarayburnu'ndaki İmparatorluk Sarayı, Theodious surları, V. Leon'un eklemeleri, Haliç'in önem kazanmasıyla büyüyen Blaherna Sarayı, Osmanlı döneminde yapılan eklemeler, yazdırılan kitabeler, sur duvarlarının ve kapılarının mimari detayları… Sanat tarihçi Talha Uğurluel üç imparatorluğun izlerini taşıyan İstanbul sur ve kapılarının incelikle işlenmiş mimari özelliklerinin yanı sıra bu kapıların ardında saklı kalan nice hikâyeyi günümüze taşıyor.
328.50 ₺