-
Benim Aptal Niyetlerim
Benim Aptal Niyetlerim, Archy adında bir kaya sansarının otobiyografik romanı adeta. Yoksulluk içinde doğan ve bir kaza sonucu sakat kalan Archy, annesi tarafından köle olarak tefeci tilki Solomon’a satılır. Archy’nin hayatı, Solomon’un yönlendirmesiyle zamanı, okuma yazmayı, ölümün gerçeğini öğrenmesi ve Tanrı’yla hesaplaşması sayesinde değişse de içgüdülerinin yönlendirdiği bir varoluşun özlemini çeker. Archy “gerçek bir hayvan” olmayı arzulamaktadır. Öğrendiklerini unutmasının bir yolu yoksa yazmak çare olacak mıdır?.. İtalyan yazar Bernardo Zannoni’nin romanı, hayvanların konuştuğu ve yuvalarını gözettikleri, ancak hayatta kalma mücadelesinden asla kurtulamadıkları vahşi dünyanın hikâyesi. Albert Camus’nün Yabancısı ve Collodi’nin Pinokyosuyla benzer temaların ürünü bir okuma deneyimi... “Masalsı havasına rağmen, [Benim Aptal Niyetlerim] hiç de öyle sevimli bir hikâye değil... Archy’nin dünyasında yaşam sürekli bir hayatta kalma mücadelesi; Zannoni’nin hikâyesi, düşünme ve içgüdünün hayvanlar için başka anlamlar taşıdığını gösterirken, okuru onların dünyasının gerçekte ne kadar farklı olduğunu düşünmeye teşvik ediyor.” —The New Yorker “Benim Aptal Niyetlerim, sıradan masallardan tamamıyla ayrılıyor; bu antropomorfik anlatıda fantastik bir eğilim olsa da eğlencelik hareketlere veya ahlaki derslere yer yok... Zannoni, Archy’nin çelişkili doğasını özgür irade, Tanrı ve ölüm gibi felsefi açıdan zengin bir dizi temayı keşfetmek için kullanıyor.” —The Rumpus “Zannoni antropomorfik bir pikaresk roman yazmış, ama bu tanım romanın hakkını vermiyor. Bu sevimli olduğu kadar acımasız, farklılıklar, zayıflık ve değişim üzerine bir hikâye...” —Avvenire
219.00 ₺ -
Bilim Ne Değildir
Bilim, her soruya cevap verebilir mi? Doğa bilimleri dışındaki bilgi türleri değersiz midir? Din ile bilim arasında kaçınılmaz bir çatışma mı vardır? Bilim tarihi, dinin bilime engel olduğunu mu göstermektedir? Din, toplumun düşmanı mıdır? Müslüman toplumların geri kalmış olmalarının sebebi İslam mıdır? Sekülerleşme çağında din, birey ve toplum için ne ifade etmektedir? Dinlerin sonu gelmiş midir? Türkiye’nin önemli sosyal bilimcilerinden Alper Bilgili, bu kitabında, eleştirel ve usta kalemiyle Yeni Ateizmin bu ve benzeri birçok iddiasını sorguluyor, tarihsel ve bilimsel kanıtlarla din ve bilim ilişkisine dair gerçekçi bir resim çiziyor. Güçlü argümanlarla desteklenen bu kapsamlı çalışma, bilim-din ilişkisi ekseninde yapılan tartışmaların ideolojilerin esiri olmaktan kurtarılmasına önemli bir katkı sunacaktır. “Alper Bilgili’nin Bilim Ne Değildir? adlı eseri, bilimin doğası, amaçları ve meşru sınırları üzerine yapılan popüler ve akademik tartışmalara Türkiye’den ciddi ve önemli bir katkı niteliğinde. Teorik fizikçi bir okur olarak, metindeki yaklaşım bana bir kuramsal fizikçinin, teoremleri analiz etmedeki titizliğini hatırlattı: ön kabulleri görünür kılmak, bu aksiyomların çelişki üretip üretmediğini sınamak, aksiyomlara dayanan çıkarsamaların doğal sonuçlarını güncel verilerle test etmek. Bilgili, aksiyom-sonuç zincirini adım adım kuran üslubu ve berrak yöntemiyle argümanları sağlam bir çerçevede sunuyor ve din-bilim tartışmasını ‘çatışma’ klişesinin ötesine taşıyor.” Prof. Dr. Emre Onur Kahya İTÜ Fizik Bölümü Öğretim Üyesi
273.75 ₺ -
Gözler Gazze de Yok Edilmeye Tanıklık
7 Ekim'den sonra Gazze'de gerçekten neler olduğunu tam idrak edebilmiş değiliz. İşte bu kitap, bu süreçte Gazze'nin nasıl bir ablukaya alındığını ve dünyanın gözü önünde nasıl bir etnik temizlik sahasına çevrildiğini ortaya koyuyor. Gazze'de başlayan kıyım, hayatını kaybedenlerin sayısıyla değil, insanlık hafızasına kazınan derin yaralarla ölçülebilir. Gözler Gazze'de, bombaların gölgesinde yaşamaya mahkum edilen bir halkın; her gün biraz daha kararan dünyanın gözleri önünde yok edilişine tanıklık ediyor. Khaled A. Beydoun, soykırımın dijital çağda nasıl belgelendiğini, medyanın nasıl büyük bir ikiyüzlülük sergilediğini, Müslümanların katledilmesindeki pervasızlığın nasıl bir bilinçaltıyla şekillendiğini ve Filistin halkının yok edilişine karşı dünyanın hangi sınavlarla yüzleştiğini anlatıyor. Bu kitap, bir çağrı! Emperyal tarihe karşı sessiz kalmamaya, tanık olduğumuz dehşeti inkâr etmemeye, hafızamızı diri tutmaya bir çağrı...
182.50 ₺ -
Aileni Suçlamayı Bırak Olgunlaşmaya Bak
Bir dönem “ailenizi bağışlayın”, “ailenizi sevin” öğütlerini duyduk. Ne yaşadığımıza ne hissettiğimize odaklanmadan kendimizi bunu yapmak zorunda hissettik. Bir dönem iyi ailenin olmadığını, ailemizi affetmeyebileceğimizi, ailemizin yanlış yaptığını duyduk. Acı çektik, uzaklaşmak istedik. Şimdi bu kitapta ise ailenizle olan ilişkilerinizde çocukluğunuza takılı kalmaktansa yetişkin olma sorumluluğunu kazanmamız gerektiğini ruhunuzun derinliklerinde duyumsayacaksınız. Hazırsanız eğer, çocukluktan yetişkinliğe uzanan yolculuğumuz başlıyor… Klinik Psikolog İrem Oturaklıoğlu Kaya, geçmişe takılı kalmak ve birilerini suçlamak yerine hayatımızın sorumluluğunu üzerimize alıp yeni bir rota çizecek gücü bulmamıza yardımcı oluyor. Geçmişle ve kendimizle kavga etmeden, anne babamızı suçlamadan olgunlaşmaya giden yola doğru bir başlangıç…
219.00 ₺ -
Takılı Kalan Zihin
Kendimizi hep aynı yoldan ilerlemek zorunda hissediyor ve sürekli bir şeyleri erteliyorsak, düşünceler bizi hayatı yaşamaktan alıkoyuyorsa, kötü hissetmekten bucak bucak kaçarken bizi iyi yönde besleyecek tüm tecrübeleri de elimizin tersiyle itiyorsak zihnimizde ne olup bittiğine bir bakmamız gerekiyor. Zira hayat zihnimizin içinde değil, dışında... Klinik Psikolog Esra Oras, Takılı Kalan Zihin’de sürekli aynı düşünceler etrafında dönüp durmak olarak ifade edebileceğimiz ruminasyon kavramı üzerinden bazı düşüncelere takılıp kalmamıza bir pencere açıyor. Bizi farkında olmadan sınırlı bir alana, psikolojik katılığa sürükleyen bu alışkanlığa Kabul ve Kararlılık Terapisi çerçevesinde nasıl yaklaşabileceğimizi anlatıyor. Psikolojik katılıktan esnekliğe geçişin yollarını keşfetmek ve uygulamak için bu kitaba bir göz atın. “Psikolojik esneklik, uzun vadeli kazanımlar için kısa vadeli kazanımlardan vazgeçebilme yetisidir.”
146.00 ₺ -
Hatırlamanın Bilimi ve Unutmanın Gerekliliği
Bellek, yalnızca geçmişi saklayan bir arşiv değil; kimliğimizi, seçimlerimizi, duygularımızı ve dünyayla ilişkimizi şekillendiren güçlü bir zihinsel araçtır. Sinirbilimci ve psikolog Charan Ranganath, Hatırlamanın Bilimi ve Unutmanın Gerekliliği’nde anıları nasıl oluşturduğumuzu, neden bazılarını canlı tutarken diğerlerini unuttuğumuzu titizlikle incelerken dikkat, duygu ve bağlam gibi faktörlerin hatırlama üzerindeki etkilerini açıklıyor. Travmalarla başa çıkmaktan önyargılarımızı aşmaya kadar belleğin dönüştürücü gücünü gözler önüne seren kitap; güncel araştırmalar, popüler kültürden örnekler ve kişisel hikâyelerle daha da zenginleşiyor. Hatırlamanın ve unutmanın ardındaki sinirsel süreçleri keşfetmek isteyen herkes için ilham verici bir rehber... “Ranganath, belleğin yalnızca geçmişin bir kaydı olmadığını; şimdiki zamanımızla derin bir bağ kurduğunu ve beklediğimiz geleceğe giden yolu aydınlattığını ortaya koyuyor. Hem bireysel hem de toplumsal düzeyde büyük önem taşıyan güçlü bir başyapıt.” –Matthew Walker, Niçin Uyuruz’un yazarı “Önde gelen sinirbilimci ve Guggenheim üyesi Charan Ranganath, anılarımızın biliminde bize inanılmaz bir içgörüyle rehberlik ediyor.” –Siddhartha Mukherjee, Gen: Hayli Kişisel Bir Hikâye’nin yazarı “Beynini daha iyi anlamak isteyen herkes için ufuk açıcı bir kitap.” –Robert Sapolsky, Davranış: En İyi ve En Kötü Haliyle İnsan Biyolojisi’nin yazarı “Okurların hatırlamaya dair anlayışını kökten değiştirecek.” –Ethan Kross, Geveze: Kafamızın İçindeki Dırdırcı Ses ve Onu Dizginlemenin Yolları’nın yazarı “Bu, popüler bilimin en iyi hali: Eğlenceli, düşündürücü ve okuru açık fikirli olmaya teşvik ediyor.” –The Financial Times
262.80 ₺ -
Denizin Canavarları
1741: Otuz iki yaşındaki doğa bilimci Georg Wilhelm Steller, Asya’dan Amerika’ya uzanan bir deniz yolu bulmak için Kaptan Bering’in Büyük Kuzey Keşif Gezisi'ne katılır. Zorluklarla boğuşan kaptan ve mürettebat hedeflerine asla ulaşamaz, ancak eşsiz bir keşif yaparlar; nazik bir dev, deniz ineği... 1859: Alaska valisi, adamlarını yüz yıl önce ortadan kaybolduğu söylenen bu devasa deniz memelisinin iskeletini aramaya gönderirken kız kardeşi de yerleşim yerinin kendine özgü doğa bilimleri koleksiyonunu yönetmektedir. İki yıl sonra, Helsinki’den saygın bir profesör, uzak diyarlardan gönderilen bir dizi kemiğin hassas çizimlerini yapması için yetenekli bir illüstratörü görevlendirirken insan kaynaklı yok oluş kavramını ortaya çıkarır. Nihayet 1952’de Zooloji Müzesi, en yetenekli restoratörünü, deniz ineğinin kaderine tanıklık eden ve gelecek nesillerin hayal gücünü ateşleyecek iskeletini yenileme göreviyle görevlendirir. Denizin Canavarları, nefes kesici bir roman, kıtaları ve yüzyılları aşan bir macera. Meraklı ve uysal bir yaratığın uzun zaman önce keşfedilmesiyle hayatı değişen insanların hikâyeleri üzerinden şekillenen bu anlatı, büyük insan hırsının, bilgi arayışının ve insanoğlunun cehaletiyle yok ettiği şeyleri yeniden diriltme dürtüsünün öyküsü. “Belki de kendi suçluluğumuzdan, bugün bile gözümüzden kaçan, neredeyse efsanevi bir deniz canavarının keşfi, yok edilişi ve yeniden dirilişinin harika bir anlatımı. IIda Turpeinen’in romanı, dramı ve kurgusuyla neredeyse Shakespearevari; zaman ve mekân içinde bir o yana bir bu yana sürükleniyor, canlı karakterler ve onların hikâyeleriyle... İnsan ve insan dışı varlıklar, denizin kendisi kadar derin ve derinlikli olan bu güzel anlatının içinde var oluyor...” - Philip Hoare
237.25 ₺ -
Gece Yarısı Tutuklanmayı Beklemek
Çin 2017’de Doğu Türkistan’ı devasa bir açık hava hapishanesine çevirdi. Kitlesel tutuklamalar, toplama kampları ve sözde eğitim merkezleri… Modern Uygur şiirinin en güçlü seslerinden olan Tahir Hamut İzgil, işte bu dehşetin başlamasından hemen önce Doğu Türkistan’dan kaçmayı başaran son aydınlardan biridir. Gece Yarısı Tutuklanmayı Beklemek, bir entelektüelin gözünden Çin devletinin Doğu Türkistan’da yürüttüğü baskı ve yok etme politikalarına tanıklık etme imkânı sunuyor. İzgil’in anlatımı; gündelik korkuları, umutsuzluğu, tükenmişlik duygusunu, sınırlı direniş yollarını ve insanların birer birer ortadan kayboluşunu yalın bir şekilde gözler önüne seriyor. 2023 Amerikan Ulusal Kitap Eleştirmenleri Birliği John Leonard Ödülü ve 2024 Moore İnsan Hakları Kitap Ödülü’ne layık görülen bu eser, soykırım rejimi altında hayatta kalmaya çalışan bir insanın içten, sarsıcı hikâyesi. Tahir Hamut İzgil’in şiirsel duyarlığıyla kaleme alınan Gece Yarısı Tutuklanmayı Beklemek, bir milletin topyekûn yok edilişini çarpıcı bir şekilde resmediyor. Lirik bir anlatım ve derin bir cesaretle kaleme alınan bu eser, kontrolden çıkmış devlet gücüne karşı yapılan edebî bir şikâyet. Harika bir kitap. Philippe Sands (Yazar, avukat ve hukukçu) İnsanı ürperten ve derinden etkileyen bir anlatı. Bu kitap, okuyucuları korku ve şüphenin girdabına sürükleyip; korku romanlarından daha endişe verici tasvirlerle kontrolden çıkmış bir diktatörlüğün gerçek hikâyesini anlatıyor. Ian Johnson (Pulitzer Ödüllü Amerikalı gazeteci)
237.25 ₺ -
Kendi Gölgeni Aşmak
Hızla değişen, belirsizliklerle dolu hayatın içinde insanı ayakta tutan en önemli dayanaklardan biri: sağlam bir karakter. Ferhat Kardaş, Kendi Gölgeni Aşmak’ta sadece teorik bilgi sunmakla kalmıyor, yaşamın içinden çarpıcı örneklerle bizi kendimizle yüzleşmeye çağırıyor. Her bir karakter zafiyetini, yalnızca bireysel bir kusur olarak değerlendirmiyor; aynı zamanda ilişkileri, meslekleri ve hayatları etkileyen birer kırılma anına dönüştürüyor. Öfke kontrolünden dürüstlüğe, gösterişten karamsarlığa, affetme gücünden hayır diyebilme becerisine kadar pek çok temel meseleye eğilen kitap; sabır, şükran, tevazu, irade ve sağlıklı sınırlar gibi erdemlere dayalı çözüm yollarını da sunuyor. Okurun kendine dair cevapsız bıraktığı pek çok soruya içten, sarsıcı ve umut veren yanıtlar sunuyor. Kendi gölgesini aşmak isteyen, iyiliği ve erdemi hayatının merkezine almak isteyen herkes için yol gösterici bir rehber.
182.50 ₺ -
Kendine Yardımın El Kitabı
Kararsızlıklarımız, kırgınlıklarımız, çocukluktan bugüne taşıdığımız izler ve sessizce büyüttüğümüz kaygılar... Klinik Psikolog Meryem Zeynep Çetin, Kendine Yardımın El Kitabı’nda okuru terapi odasına değil, hayatın ta kendisine davet ediyor. Danışan hikâyeleri, gözlemler ve psikolojik çözümlemelerle harmanladığı bu kitapta sınır koyamamak, duyguları bastırmak, ilişkilerde tükenmek, kendine yabancılaşmak gibi pek çok tanıdık meseleyi ele alıyor. Sözcüklerin yanına çizimlerini de ekleyerek anlatıyı hem zihinlere hem gözlere hitap edecek şekilde renklendiriyor. Kendine Yardımın El Kitabı; kendine anlayışla yaklaşmak, geçmişin yüklerini tanımak ve duygularla barışmak isteyen herkes için bir pusula. Çünkü bazı yolculuklar, sadece kendine varmak içindir.
200.75 ₺ -
Dilden Dile Çevirinin Konukseverliği
Bir dili çevirmek, yalnızca kelimeleri değil, bir dünyayı konuk etmektir. Nihayetinde insanlığı bir araya getirmek, kültürler arası bir köprü kurmaktır. 2025 Hervé Deluen Büyük Ödülü sahibi filozof Souleymane Bachir Diagne Dilden Dile: Çevirinin Konukseverliği’nde bu düşünceyle yola çıkarak çeviri eyleminin geçirdiği süreçleri dil-kültür-toplum ilişkisi bağlamında inceliyor. Şiirden bilimkurguya, felsefeden sömürgecilik eleştirisine uzanan örneklerle çevirinin gücünü ve sorumluluğunu düşünmemizi sağlıyor. Çeviri yoluyla farklılıkların nasıl bir araya gelebileceğini, eşitliğin ve karşılıklı anlayışın nasıl mümkün olabileceğini sorguluyor. “Senegalli filozof, çeviriyi diller arasındaki eşitsizlik açısından inceleyerek derinlikli bir çalışma ortaya koyuyor.” –Bibliobs “Çeviri yapmak, dilsel egemenliğe verilen tepkilerin sonuçlarından biridir. Bu görüş, metnin merkezinde yer alıyor. Senegalli filozof, hümanist bir bakış açısıyla çeviri eyleminin etiğini sorguluyor.” –Seneplus
146.00 ₺ -
Anadolu Türk Tarihi 1 Büyük Selçuklu Devleti
Kitapları, televizyon programları ve gezileriyle binlerce insana tarihi sevdiren Talha Uğurluel, sürükleyici üslubuyla, seyahatleriyle, fotoğraflarla ve zengin görsel kaynaklarla süslediği bu çalışmasında Büyük Selçukluları anlatıyor! * Türkler tarih sahnesine ne zaman çıktı? * Orta Asya’daki Türkler, İslamiyet’i, kimlerden ve nasıl öğrendi? * Çinliler ve Abbasiler arasındaki mücadelede Türklerin rolü neydi? * Türk tarihinde yaygın olarak kullandığımız “Türkmen” tabirinin Oğuzlarla bir ilgisi var mıydı? * Selçuklular kendilerinden önceki diğer Türk devletleri gibi neden Asya’da kalmadılar? * Selçukluları tam bağımsız hâle getiren Dandanakan Savaşı ve tarihçilerin “Dünyanın Gelini” dediği Rey hakkında bilinmeyenler... * Yıllardır aranan Malazgirt Savaşı alanı ve şehitlerin mezarları… * Bütün bilinmeyenleriyle Türklerin Romalıları ilk kez yendiği Pasinler Savaşı alanı... * Sultan Alparslan’ın kabrinin nerede olduğuna dair son bilgiler ve değerlendirmeler... * Unutulan Türkler: Suriye ve Irak Selçukluları... * Şam ve Kudüs tarihinde Selçukluların rolü... * Selçukluların Altın Çağı: Sultan Melikşah dönemi... * Nizamiye Medreseleri ile başlayan dillere destan eğitim seferberliği... Anadolu Türk Tarihi: Büyük Selçuklu Devleti, tarihseverleri şehir şehir gezdiren yepyeni bir kitap… Eseri okurken Cend’den yola çıkacak, Nişabur’dan Merv’e, İsfahan’dan Rey’e, Ani’den Ahlat’a, Antakya’dan Halep’e, Kudüs’ten Kahire’ye seyahat edeceksiniz. Büyük Selçuklu medeniyetin izini sürerken bir devrin sanatına ve tarihine şahit olacaksınız. Selçuklu’nun sanatına, insanına, ilmine-irfanına, günümüzde bile karanlıkta kalmış hayranlık uyandıran yönlerine çok şaşıracaksınız...
310.25 ₺ -
Payitahtın Kapıları Üç İmparatorluk ve İstanbulun Surları
İstanbul… En çok kuşatılan ve ele geçirilmek için en çok çaba sarf edilen şehir. Üç imparatorluğun başkenti, dünyanın gözbebeği. İstanbul, bu dünyaya düşmüş bir inci tanesi ise etrafını saran surlar onu koruyan istiridye kabuklarıdır. Bu surların önlerine kimler gelmemiştir ki? Boğaz'a köprü kuran Perslerden devasa orduları ile hücum eden Bulgarlara, Roma İmparatoru Septimus Severus’tan kendi dindaşlarına bile acımayan Latinlere kadar bu surların önüne gelenlerin zorladığı kapılar ancak 1453'te açılacaktır. Avrupa Hun İmparatoru Attila'nın önüne kadar gelip gerisin geri döndüğü Altın Kapı'nın Bizans imparatorları için anlamı neydi? İstanbul'un fethine sebep olan, açık unutulan bir kapı mıydı? Osmanlı sultanları kılıç kuşanma merasiminden sonra şehre neden Edirne Kapı'dan girerlerdi? Eğri Kapı'nın adı nereden geliyordu? Kaşıkçı Elması hangi kapının önünde bulundu? Sur dibinde yatan sahabeler kimlerdir? Sarayburnu'ndaki İmparatorluk Sarayı, Theodious surları, V. Leon'un eklemeleri, Haliç'in önem kazanmasıyla büyüyen Blaherna Sarayı, Osmanlı döneminde yapılan eklemeler, yazdırılan kitabeler, sur duvarlarının ve kapılarının mimari detayları… Sanat tarihçi Talha Uğurluel üç imparatorluğun izlerini taşıyan İstanbul sur ve kapılarının incelikle işlenmiş mimari özelliklerinin yanı sıra bu kapıların ardında saklı kalan nice hikâyeyi günümüze taşıyor.
328.50 ₺ -
Gaslighting
Bu kadar hassas olma. Bir şeyleri kafanda kuruyorsun. Sadece şaka yapıyordum! Onu kastetmedim! Bu cümleler size de tanıdık geliyor mu? Gaslighting, kişinin algılarını, duygularını ve hatıralarını sistemli ve sinsi biçimde sarsarak onu kendi aklından şüphe eder hale getirmektir. Ve bu tesadüf değil; bir iktidar biçimi, bir şiddet yöntemidir. Bu kitap, sizi hem kişisel hem toplumsal düzeyde gerçeklik, güven ve etik üzerine derin bir sorgulamaya davet ediyor. Kate Abramson, gaslighting’i yalın psikolojik tanımların ötesine taşıyor; bu kavramın etik, kişiler arası ve politik boyutlarını gözler önüne seriyor. Günlük hayattan örneklerle beslenen ve güçlü bir felsefi temele dayanan bu çalışma, bireyleri gaslighting’e maruz bırakan etkileşimleri ince bir titizlikle çözümlüyor. “Her yerde karşımıza çıkan ama çoğu zaman yanlış anlaşılan bu terime dair öğretici bir inceleme… Abramson, gaslighting’in güvene nasıl dayandığına dair önemli noktalar ortaya koyuyor ve kitabı, okurları ‘yaşadıkları deneyimleri başkalarının çarpıtmasına izin vermemek için açık ve net bir şekilde ifade etmeye’ teşvik eden umut verici bir notla bitiriyor.” — Publishers Weekly “Gaslighting üzerine hem mikro hem makro düzeyde, yalnızca ne olduğunu değil, ne olmadığını da kapsayan büyüleyici ve özgün bir inceleme.” — Karen R. Koenig, New York Journal of Books “Abramson’ın anlattığı durumlar, iş yerinde ya da ilişkilerde zorbalığa ya da manipülasyona maruz kalmış herkesin içinde yankı bulacak.” — Chris Nancollas, The Tablet
200.75 ₺ -
Hayatın Anlamı ve Amacı
Modern psikolojinin öncülerinden Alfred Adler, kitaplarında Bireysel Psikolojinin temellerini sade ve etkileyici bir dille anlatır. Hayatın Anlamı ve Amacı, sadece bir psikoloji kitabı değil; insan ilişkilerini, toplumsal işbirliği ve uyumu ve kişisel gelişimi anlamak isteyen herkes için bir rehber niteliğindedir. “Hayatın anlamı nedir?” sorusuna verilen onca anlam içerisinde tüm doğru cevaplarda ortak olan ve yanlış cevaplarda eksik kalanın ne olduğuna bakan Adler, kendini tanımak, yaşamına yön vermek ve toplumsal bir varlık olarak anlamlı bir hayat sürmek isteyen herkes için güçlü bir kaynak sunuyor. Adler’in bugün hâlâ geçerliliğini koruyan içgörüleri, okuru kendi yaşamını yeniden sorgulamaya davet ediyor. “Adler’in üstünlük çabası ve yaşam amacı üzerine düşünceleri, logoterapinin temellerini atarken ilham kaynağı oldu. O, bireyin anlam arayışının psikolojideki öncüsüdür.” Viktor Frankl (İnsanın Anlam Arayışı kitabının yazarı) “Adler, bireyin toplumla kurduğu bağa verdiği önemle, modern psikoterapinin en insani yönlerini öne çıkardı.” Rollo May
200.75 ₺ -
Scala da Korku
“Scala’da Korku”, yalnızca politik bir gerilimle değil, insanların yüzleşmekten kaçındığı bir duyguyla ilgileniyor: belirsizlik. Bir opera gösterisi, sanatla gerçeğin iç içe geçtiği bir paranoyaya dönüşüyor. Zarif maskelerin ardında yükselen korku, zarafetin maskesini düşürüyor. Bu derleme, sıradan anların çatırdayarak olağandışına dönüştüğü öykülerden oluşuyor. Kiminde bir dağa bakmak yasakken, kiminde merdivenlerden yukarıya doğru damlayan bir damlanın sesi paranoyaya dönüşüyor. Bir öyküde, oraya nasıl geldikleri belli olmayan bir oda dolusu elma büyük bir sınav haline gelirken; bir diğerinde, kusursuz ve sorunsuz görünen bir şehre düşen karakter, cennette olduğunu sanarken aslında gerçek cehennemi bulduğunu fark ediyor. İtalyan edebiyatının usta kalemlerinden Dino Buzzati’nin dili okuru hem huzursuz ediyor hem de büyülüyor. Gerilimle felsefeyi, alegorik olanla gündeliği buluşturan her öykü, görünenin ardında saklı bir çatlağı yokluyor. “Gelecek nesillerin asla unutmayacağı isimler vardır şüphesiz. Dino Buzzati de bunlardan biri.” –Jorge Luis Borges
219.00 ₺ -
Bölük Pörçük Yaşamlar
Parçalanan yaşamlar, kesişen yazgılar, geçmişin gölgesinde sonsuz acı ve yarının umudunda küçük mutluluklar… İkinci Dünya Savaşı’yla alt üst olan yaşamlarını, birbirlerine sevgiyle tutunarak yeniden inşa etmeye çalışan insanların hikâyesi. Şair Anne Michaels’ın ilk romanı Bölük Pörçük Yaşamlar, bugüne kadar on dokuz dile çevrildi; aralarında Orange Prize, Guardian Fiction Award ve Lannan Literary Award’un da bulunduğu sekiz ödüle layık görüldü. “Bu olağanüstü güzel kitap, bir dünya… Mucize gibi yaratılmış. Umutsuzu iyileştiriyor, yitikle dans ediyor. Güvenin ve okuyun.” -John Berger “Michaels’ın dili bir akış, bir yarış değil; zamansız gizemlerin içinde ve etrafında, üstü kapalı bir anlatımla geziniyor.” -Time “Batı uygarlığındaki ihtişam ile korku arasında bir diyalog kurmanın vahşi güzelliğine, belki de sadece bir şair cesaret edebilirdi.” -Los Angeles Times Book Review “Bu, harikulade bir roman.” -Guardian
255.50 ₺ -
Ailemle Okuyorum- Oya Doğan Set
Ailece duyguları tanımanın, sınır koymanın ve empati kurmanın en güçlü yolu! Çocukların iç dünyasına dokunan yazar Oya Doğan'dan, hem çocuklara hem yetişkinlere yönelik eşsiz bir set:Duygular, sınırlar, zorbalık, sabır ve stres gibi temel konuları ele alan 5 kitap ve özel tasarlanmış MEMES kartları bir arada! Bu set, ailece okuma ve oyun yoluyla; duyguları tanımayı, zor duygularla başa çıkmayı, “hayır” diyebilmeyi, birlikte tartışmayı ve bağ kurmayı destekliyor. Set İçeriği:– Ne Zaman Evet, Ne Zaman Hayır?– Mira Stres Kulübünden Ayrılıyor– Mira Öfke Gezegeninden Ayrılıyor– Mira ve Yekta Zorbalık Adasında– Mira ve Yekta Sabır Tünelinde– MEMES Duygu Kartları (ailece sohbet ve oyunlar için) Bu set neden özel?– Ailece duygu dili geliştirir– Zorbalık, öfke, stres gibi konularda farkındalık kazandırır– Çocuklara “Evet” ve “Hayır” deme hakkını öğretir– Ebeveyn-çocuk iletişimini güçlendirir Birlikte okuyun, konuşun, güçlenin!
529.25 ₺ -
Din Tehlikeli midir
İngiliz felsefeci Keith Ward bu kitabında dinlerin modern dünyadaki rolüne ilişkin kapsamlı bir tartışma başlatıyor. Ward, dinlerin şiddetle ve bilim karşıtlığı ile beraber anıldığı günümüzde, bu tür mitleri sorgularken bir yandan da dinlerin bireysel mutluluğa ve toplumsal barışa katkı sunma potansiyeline somut verilerle dikkat çekiyor. Doç. Dr. Alper Bilgili Dünyaya barışın, sevginin ve kardeşliğin hakim olmasına din mi engel olmaktadır? Savaşlar, çatışmalar, ayrımcılık ve daha pek çok acının kaynağının din olduğu söylemleriyle karşı karşıyayız. Diğer taraftan, dinin, rasyonel düşünmeye bilime ve ahlaki olarak sorumluluk almaya engel olduğuna dair tezler sık sık ileri sürülüyor. Bu durumda din maddi ve manevi olarak büyük bir tehlike değil midir? Keith Ward bu iddiaları tek tek ele aldığı bu kitabında açık bir dille göstermektedir ki günümüzün problemleri hakkında dinî inanç haksız yere suçlanmaktadır. Önyargısız ve olgusal düşünebilen herkes buradaki tezlerden hareketle tartışmaya yapıcı katkılar sunabilecektir. Dr. Yasin Ramazan
211.70 ₺ -
Metehan
Mete elini kılıcına attı bu defa, “Babamıza saygımız sonsuzdur fakat itaatimiz bundan böyle Hun milletinin ta kendisinedir! Babamız artık güçsüz hâle getirdiği devletimize bizi de eklemek istiyorsa yanılıyor. Bizi öldürtmek istedi ama talihi yaver gitmedi. Şimdi de dostluk yoluyla yeni bir tuzak arayışındadır. Ya bağımsız yaşarız ya da ölürüz! Daha fazlası söz harmanı savurmaktır.” Teoman Han, gözde oğluna rakip olduğu için diğer oğlu Mete’yi kendi elleriyle bizzat düşmana rehin verir. Mete, sürgün koşullarına rağmen umudunu kaybetmez. Dillere destan yiğitliği ve savaşçılığıyla tutsak edildiği ülkeden kaçar. Ancak kendi ülkesinde de etrafı düşmanlarla çevrilidir. Türk halklarının efsanevi atası, Oğuz Kağan olarak da bilinen Mete Han’ın destansı kahramanlığı Okay Tiryakioğlu’nun özgün üslubuyla birleşiyor. Asya’nın kurdu Mete’nin sürgünde bir tutsakken nasıl bozkırın en büyük imparatorluğuna Kağan olduğunun sürükleyici öyküsü. Eserleri dokuz dile çevrilen, Türkiye’nin en çok okunan tarihî romanlarının yazarı, “Günümüzün Peyami Safa’sı” olarak anılan Okay Tiryakioğlu’nun kaleminden Türk tarihinin en önemli büyüklerinden olan Mete Han’ın nefes kesen hikâyesi…
284.70 ₺ -
Şam'ın Uykusuz Zürafası
Uzun yıllar boyunca çevresinde devam eden savaşın içine çekilmeye direnen ama sonunda dahil olmak zorunda kalan hayalî bir mahalle: Rus Mahallesi. Fakat bu mahallenin sakinleri savaşa silahlarla değil, hikâyeleriyle giriyor. Zürafa, Nonna ve isimsiz anlatıcının küçük hikâyesiyle başlayan roman, kurgu ilerledikçe hikâye ve karakterleriyle kalabalıklaşıyor: Hayvanat bahçesinin müdürü Victor İvaniç, Fransızca öğretmeni ve esnaf Ebû Alî Suleymân, mahallenin kahramanı İsâm, az tanınan Rus yazar Arkadi Kozmiç, zürafa, Nonna’nın ördüğü serçe, tazı, deve kuşu ve niceleri… Gûta’ya atılan bombaların seslerini uzaktan duyan Rus Mahallesi sakinleri, bir gün bu sesi yanı başlarında bulduklarında ne yapacaklar? Kendilerini tarafsız, eylemsiz gören bu kitle olayların dışında kalabilecek mi? Kendilerini bu savaşın etkilerinden koruyabilecekler mi? Khalil Alrez’den çok sesli, ironik, karnavalesk, teatral, gerçek ile hayal arasında seyreden bir roman: Şam’ın Uykusuz Zürafası. "Zekice, derinlikli bir hikâye... Şam'da uykusuz bir zürafa, savaşın ve hayatın karanlığına ışık tutan, hayali ve gerçek bir roman." –Al Akhbar “Khalil Alrez olay yaratan diliyle bizi hayrete düşürüyor; taze, pervasız, hızlı, zamanla yarışan ve dünyasını ustalıkla inşa ederken onu kuşatan bir dil bu.” –Arab News "Khalil Alrez, büyüleyici bir fantastik filmden yeni çıkmışız gibi dokunaklı öyküler ve sahnelerle dolu bir anlatımla edebiyatının zirvesinde." –Independent Arabia
237.25 ₺ -
Düşünmenin Alfabesi
Eleştirel düşünme bir sonuç değil başlangıçtır. Eleştirel düşünerek daha doğru inançlara ve daha iyi davranışlara ulaşmayı hedefleriz. Günümüzün bilgi bombardımanı altında doğruyu yanlıştan ayırabilmek, sağlam argümanlarla düşünebilmek ve eleştirel bir bakış açısı geliştirebilmek her zamankinden daha önemli. Yasin Ramazan, Düşünmenin Alfabesi’nde akıl yürütmenin temellerini, mantıklı düşünmenin yöntemlerini ve eleştirel düşüncenin önündeki engelleri ele alıyor. Varsayımlar, inançlar, bilgi, argümanlar, safsatalar, bilişsel önyargılar ve rasyonel düşünme teknikleri gibi konulara odaklanan bu kitap, okuyucusuna daha tutarlı ve sağlam düşünme alışkanlıkları kazandırmayı amaçlıyor.
127.75 ₺ -
Araştırmanın Alfabesi
Akademik dünyaya adım atanlar, tez yazım sürecinde olanlar veya araştırma pratiğini geliştirmek isteyen herkes için kaleme alınan Araştırmanın Alfabesi, okura akademik düşünceyi bir kültür olarak nasıl içselleştirebileceğini gösteriyor. Araştırmanın doğasını, sistematik çalışma anlayışını, etkili okuma, not alma ve yazım tekniklerini ele alan bu kitap, akademik dünyada yolunu kaybetmiş ya da daha sağlam bir temel arayan herkes için pratik öneriler sunuyor. Yasin Ramazan, okuruna araştırma yaparken neler yapması gerektiğine dair hazır yöntemler sunmaktansa bu yolda nasıl bir anlayışla ilerlemesi gerektiğine dair içsel bir farkındalık oluşturmayı hedefliyor. Akademik okuma-yazma pratiklerinin, uygularken öğrenileceği düşüncesine karşıt olarak bilgi ve tecrübe aktarımı yapıyor.
175.20 ₺ -
Suskunlar Meclisi
İstanbul’un kalbinde, Sultanahmet Meydanı’nda başlayan bir cinayet, dedektif Eşref Kalender'i karanlık ve karmaşık bir dünyanın içine sürükler. Yaşlı ayakkabı tamircisi Nahit Söylemez’in cesedi üzerindeki garip bir bıçak yarasıyla kazınmış Latince söz dikkat çeker: Acta est fabula, yani oyun bitti! Eşref Kalender’in ulaştığı birtakım izler, onu “Suskunlar Meclisi” adında gizemli bir tarikatın varlığını keşfetmeye götürür. Arkası kesilmeyen cinayetlerin sonunda Kalender kendisini büyük bir komplonun tam ortasında bulur. İşkenceler, kaçışlar ve uluslararası bir kovalamaca... Güvenecek kimsesi yoktur. Peki, Eşref Kalender bu karanlık labirentten çıkabilecek mi? Suskunlar Meclisi’nin sırları açığa çıkacak mı? Hermes’in ilmi şeytanlardan kaçırılabilecek mi? Ve en önemlisi, hakikat galip gelebilecek mi? Cihan Çetinkaya, Suskunlar Meclisi romanıyla gizemli bir dünyanın kapılarını şiirsel üslubuyla aralıyor. Sürükleyici bir polisiye hikâye, mitolojiyle kurulmuş gizemle birlikte çok katmanlı bir hâl alıyor. Ezoterizm ve okültizmin doruklarına kadar hissedildiği bu yapıt, aynı zaman felsefi sorgulamalarla bir boyut daha inşa ediyor.
219.00 ₺ -
Yaşayan Klasiğimiz Mustafa Kutlu
Mustafa Kutlu. Türk edebiyatının en önemli isimlerinden biri. Türk hikâyesinin yaşayan klasiği. Sadece hikâyeciliğiyle değil, fikir adamı ve yayıncı kimliğiyle, resim ve sinemaya olan ilgisiyle de kültür dünyamızın pek çok alanında varlık gösteren çok yönlü bir sanatçı. Safiye Hızlı Önal, bu çok yönlü kültür adamının, “Yaşayan Klasiğimiz Mustafa Kutlu”nun sanat ve edebiyat hayatımızdaki yerini inceliyor. Büyük yazarın hayatını, çocukluk ve gençlik dönemlerini, Hareket ve Dergâh yıllarını, eserlerini, sanata, edebiyata, şiire, müziğe, resme, mimariye, ticarete ve siyasete dair görüşlerini tek tek ele alıyor. Çalışmanın sonunda Mustafa Kutlu ile yaptığı uzun bir söyleşiye ve İsmail Kara’dan Ezel Erverdi’ye, Abdullah Uçman’dan Ali Ayçil’e, Turan Karataş’tan Cihan Aktaş’a, Ahmet Tabakoğlu'na değin pek çok ismin Kutlu ile ilgili hatıralarına, düşüncelerine de yer veren kitap, “Yaşayan Klasiğimiz Mustafa Kutlu”ya dair bir “uzun hikâye” ortaya koyuyor.
292.00 ₺ -
Stoacının El Kitabı
Stoacının El Kitabı ile huzurlu ve dengeli yaşamın kapılarını aralayın! Stoacılık: Hayatın zorluğuna ve değişkenliğine karşı sakin, güçlü ve dengeli bir tutum geliştirmeyi amaçlayan antik felsefe. Peki bu kadim bilgeliği modern açmazlarda sürüklendiğimiz yaşamlarımıza nasıl uygulayabiliriz? İşte bu noktada, Antik Stoacıların bilgelik dolu öğretilerini günümüze uyarlayan Stoacının El Kitabı daha sakin, mutlu ve dengeli bir hayatın anahtarını sunuyor.Marcus Aurelius, Epiktetos ve Seneca gibi büyük düşünürlerin ilham verici fikirleriyle hayatınızdaki kontrol edilebilir ve edilemez unsurları ayırt etmeyi, erdemlerle dolu bir yaşam sürmeyi öğrenebilir; Stoacılığın basit ama derin uygulamalarıyla daha anlamlı alışkanlıklar geliştirebilir ve iç huzura ulaşabilirsiniz.Akıcı dili, teoriden uzak keyifli anlatımı ve gündelik hayatınıza yön vermenizi sağlayacak pratik alıştırmalarıyla Stoacının El Kitabı, daha iyi bir yaşam için daima yanınızda olacak.
182.50 ₺ -
Ne Zaman Evet Ne Zaman Hayır
Çocuğuma ne zaman evet ne zaman hayır demeliyim? Hayır diyeceksem de onu nasıl ikna edeceğim? Gerçekten buna izin vermemeli miyim ya da bu kez görmezden gelirsem bir dahakine daha zorlu bir mücadele mi bekliyor beni? Hepimiz için ne kadar tanıdık sorular değil mi? Siz de çocuğunuza ne zaman ve nasıl sınır koyacağınız konusunda zorlanıyorsanız bilin ki yalnız değilsiniz. Çocuk eğitiminde sloganik cümlelere pek yer yoktur ama kararlı, nazik ve sabırlı olmak bizim için bir anahtar işlevi görebilir. Psikolog Oya Doğan Ne Zaman Evet Ne Zaman Hayır’da çocukların sınırlara niçin ihtiyaç duyduklarını, sınırın sadece bir disiplin yöntemi değil aynı zamanda çocuğun duygusal ve sosyal gelişimini destekleyen bir araç olduğunu ve hangi durumda nasıl sınır koymamız gerektiğini anlatıyor. Tıpkı anne babalara tavsiye ettiği şekilde, sabırlı, kararlı ve nazik bir üslupla…
175.20 ₺ -
Turnalar Güneye Uçarken
Bo’nun zamanı tükenmek üzere. Bedeni artık onu yarı yolda bırakıyor ve sessiz yaşamı yalnızca bakım ekibinin günlük ziyaretleriyle kesintiye uğruyor. Elleriyse, Alzheimer hastası eşi Frederika’nın kokusunun sindiği şalı sakladığı o değerli kavanozu açamayacak kadar güçsüzleşmiş. Neyse ki hâlâ sevgili köpeği, sadık dostu Sixten var yanında. Ama şimdi de oğlu, köpeği ondan almakta kararlı. Sixten’i kaybetme tehdidi, Bo’yu dönüp geçmişine, baba oluşuna ve sevgisini ifade etme biçimlerine bakmaya itecek. Turnaların göç mevsimi yaklaşırken, Bo da hayatın kaçınılmaz döngüsüne direnmeye, sevdiklerini kaybetmeden önce onların kalbinde bir iz bırakmaya çalışacak. Otuzu aşkın ülkede okurlarla buluşan Turnalar Güneye Uçarken babalar ve oğulları, sevgi ve hayatın kontrolünü elden bırakmama mücadelesi üzerine dokunaklı bir ilk roman... “Yaşlanmak ve sevginin sessizce vuran acımasızlığı üzerine bir hikâye. Erkek olmak, insan olmak, babalar ve oğullar, babalar ve köpeklere dair bir hikâye. Aslında veda etmek zorunda kalan herkesin hikâyesi. Birine gerçekten ‘Seni düşündüm,’ demek isteyip nasıl söyleyeceğinizi bilemediğinizde hediye edebileceğiniz türden bir kitap.” –Fredrik Backman, Hayata Röveşata Çeken Adam’ın yazarı “[Turnalar Güneye Uçarken] Hayat, ölüm ve yaşamımızın temelini oluşturan ilişkiler üzerine derin düşüncelere dalmanıza neden olacak. Bu, ruhunuzda yankılanacak bir kitap.” –Garth Stein “Lisa Ridzén’in Turnalar Güneye Uçarken’i kulaktan kulağa yayılan bir fenomen haline geldi ve bunun nedenini anlamak hiç de zor değil. Birbirlerini yeniden bulmaya çalışan bir babayla oğlun etkileyici hikâyesi. [...] Dokunaklı ve acı dolu, ama basit gündelik mutlulukların dokunuşlarına da sahip.” – Strömstads Tidning, İsveç“Her şeyden önemlisi, bu romanda tamamen insana özgü olanın, bir insanın eşsizliğinin, hayal gücünün yarattığı mitolojik bir canavar fikri kadar soyut ve belgelendirilemez bir şeyin yakınında bulunuyoruz. Bo hâlâ Bo; bir yaşlıya, bir nesneye indirgenmiyor, kimliği yalnızca okuyucunun erişebildiği kelimelerle korunuyor.” –Dag og Tid, Norveç
270.10 ₺