-
Harem
Harem, yıllarca “Fantastik, egzotik, baştan çıkarıcı…” gibi yaftalamalara maruz kaldı… Harem, Osmanlı’da Kadın üzerine araştırmalarıyla ABD’de Benjamin Franklin ödülüne layık görülen Aslı Sancar’ın kalemi ve hakiki yüzüyle ilk defa bir romana konu oluyor. DİDENUR… Kafkasya’daki köyünden kaçırılıp saraya satılan ve yüksek Harem eğitiminden geçen bir saray cariyesi… CEMİLE… Saray hekimi Kamil’le evli; ölümlerle, ayrılıklarla yoğrulacak, ihtişamlı yaşamına ihanetin gölgesi düşecek bir İstanbul hanımefendisi… Biri saray cariyesi diğeri İstanbul hanımefendisi iki kadının sonunda bir tekkede kesişecek yollarının merak uyandırıcı öyküsü ve daha fazlasıyla ihtişamlı, asaletli ve ses getirecek tarihî roman: HAREM
14.80 ₺ -
Gezgin
Gezgin, Mağribli bilge İbn Arabi’nin kendi ruhunda yaptığı ve bereketli bir ömre yayılan manevi gezinin öyküsü. Kartallar gibi kimsenin uçamadığı sarp kayalıklarda gezinen, hiçbir faninin kanat çırpamadığı göklerde uçan bir arifin serüveni. Bu öykü, kâmil insanın hikâyesidir. Macera, büyük âlemin minyatür hali olan kâmil velinin macerasıdır. Anlatılara sığmak istemeyen bu kozmik öykünün dilini bize, Yunus anlatıyor ancak: "Dilsizler haberini kulaksız dinleyesi Dilsiz kulaksız sözün can gerek anlayası" Yıllar süren bir araştırma ve arayışın ürünü olarak ortaya çıkan “Gezgin”, sözün bitip sükûtun başladığı yerle, sessizliğin dile geldiği mekanete kadar uzuyor. Kendi ruhunda böylesi bir keşfi arayanlar için, okurken yaşanılacak ve yeniden üretilebilecek bir hikâye bu.
9.60 ₺ -
Fatma Aliye Uzak Ülke
“Bu kitap, üst üste binmiş arayışların kitabı. Ben, Fatma Aliye’yi aradım. Yaşadığı çağda, çağdaşlarından ve kendinden geriye kalan hayatlarda. O, mümin bir âlime olarak, muasır medeniyetlerde Osmanlı kadınına yer aradı. Romanlar yazdı. Makaleler yazdı. Mesajı kaleminden önde koştu. İmparatorluktan geri kalan, harflerden de çekilirken, Fatma Aliye de kendi kaderine çekildi. 1926’dan, öldüğü tarih olan 1936’ya kadar evden kaçan kızını aradı. Ulaşabildiği kızı değil, kızının tanassur edişinin hikâyesi oldu.”
11.10 ₺ -
Metal Fırtına 2 Kurtuluş
Merak edilen soruların cevapları bu kitapta! Metal Fırtına-2 Kurtuluş, ilk kitaptan bu yana merak edilen soruların cevaplarını heyecanlı ve sürükleyici yepyeni bir olay örgüsüyle sunuyor. Abdullah Gül ve ekibi, kimlerin elinde? ABD’nin Türkiye’yi işgal girişimi üzerine diplomatik müzakerelerde bulunma amacıyla Washington’a hareket eden Abdullah Gül ve ekibi enterne edilmişti. Ekibin başına neler geldi, Dışişleri Heyeti ile ilgili planlar neydi? Planların arkasında kim vardı ve bağlantıları nerelere kadar uzanıyordu? Washington’da patlayan bomba neleri değiştirdi? Washington’da patlayan atom bombasının sistemi zora sokması ve Türkiye işgalinin çıkmaza girmesi sonucu Başkan Bush görevden çekilmek zorunda kalmıştı. Yeni ABD hükümeti kimlerden oluşuyor, neyi hedefliyor? Türkiye hızla toparlanırken ateş bu sefer nerelere sıçrıyor? Amerikan yönetimine el koyan gizli bir grup, kimsenin beklemediği bir anda tekrar harekete geçerken yeni hedef neresi? Türk, Amerikan ve Rus politikacılar zamana karşı yarışıyor. Gri Takım’ın içinde köstebek mi var? Ortadoğu’ya nihai barışı getirmek isteyen Türkiye bunu başarabilecek mi?
148.00 ₺ -
Metal Fırtına
Tarih, 23 Mayıs 2007… Yer, Kerkük’ün kuzeydoğusu… Kuzey Irak’taki kargaşa devam ederken, bölgede bulunan Türk birlikleri ani bir Amerikan saldırısına uğrar. Türk birlikleri “müttefik”lerinden hiç de beklemedikleri bir darbe almıştır. CNN International hemen haber geçmeye başlar: “Kuzey Irak’ta çatışma… 13 ABD askeri öl30 yaralı var. Ordu yetkilileri, Amerikan güçlerine saldıran 35 Türk askerinin öldürüldüğünü açıkladı.” Amerikalıların niyeti Türkiye’deki zengin bor minerallerini ele geçirmektir. Bunun için her şeyi göze almışlardır. İstanbul ve Ankara dahil olmak üzere tüm Türkiye’yi savaş alanına çevirmeyi bile…. Ve Metal Fırtına Operasyonu başlar… OKUMA PARÇASI İşte o heyecanlı satırlardan birkaç bölüm: “Savunma Bakanı Donald Rumsfeld, Başkan’ın odasından içeri girdi. Telaşlıydı ve Başkan ile konuşması gerekiyordu. Derken kapıda Genelkurmay Başkanı Howard Strike göründü, yüzünde karanlık bir ifade vardı. Başıyla sert bir selam vererek hemen duvardaki ekranın başına geçti. Makineyi kendisi çalıştırdı. ‘Sayın Başkan,’ dedi ‘şu an itibariyle Metal Fırtına harekâtı başlamış bulunuyor.’” *** “Türk Deniz Piyade Tugay Komutanlığı Karargâhı tam karartmadaydı. Uç noktadaki siperlerde bulunan askerler kızılötesi kameralarıyla ufku gözlemliyor ve kısa aralıklarla karargâhı bilgilendiriyorlardı. Bu bilgiler hemen Genelkurmay Başkanlığı’na iletiliyordu. Yine sesler duyuldu ama bu sefer bir şey farklıydı… ‘Merkez, sesler duyuluyor.’ ‘Nasıl sesler?’ ‘Metalik sesler Komutanım.’ ‘Gözlemede kalın.’ ‘Bir şey görülüyor mu?’ ‘Hayır Komutanım.’ Asteğmen ve askerler koşarak sipere girdiler, baraj ateşi açmak istediklerini söylediler. Askerlerin isteği Tümgeneral İhsan Paşaya iletildi ve olumlu yanıt alındı. ‘Ateş!!!’” *** “Genelkurmay Başkanı, Harekât Komuta Merkezi’ndeki telsizin başından ayrılmıyordu. Deniz Piyade Tugayı Karargâhı’ndan sürekli olarak bölgedeki çatışma ile ilgili haberler aktarılıyordu. Başbakan Tayyip Erdoğan ve Ankara’da bulunan kabine üyeleri Harekât Merkezi’ne geliyorlardı. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, altı kişilik bir heyetle Washington’a doğru yola çıkmıştı bile…” *** “İstanbul’a büyük hava saldırısı başladı. Henüz resmî açıklama yapılmadı ancak İstanbul, tarihinin en ağır hava saldırısı ile mücadele etmeye çalışıyor. Operasyonun ne kadar süreceği belli değil. Dört saattir aralıksız süren bombardıman nedeniyle şehirde su kesildi, trafik tamamen durdu. Köprüler ve yollar hasarlı, çok sayıda sivil kayıp olduğu belirtiliyor.”
25.90 ₺ -
Üçüncü Dünya Savaşı
Yıl 2010... Yeni bir dünya savaşı kapıda.... 1215 Magna Carta′dan bugüne uzanan ilişkiler zinciri Doğu ve Batı medeniyetlerini karşı karşıya getiriyor. Avrupa Birliği dağılmak üzere. Avrupa′nın Katolik ve Protestan havzasında giderek yükselen Neo-Nazi hareket, Türkler, Ruslar ve Afrikalılar başta olmak üzere tüm yabancı unsurlara karşı düşmanca faaliyetlere girişiyor. Derhal hareketlenen Rusya, Avrupa içlerine doğru ilerlemekte. Bütün bu olaylara kayıtsız kalamayan Türkiye, kilit bir hareketle savaşın gidişatına yön veriyor. Pasifik′te ise ABD ve Çin arasındaki amansız güç mücadelesi, tarafları savaş formasyonuna geçirmiş bile. Uzay araçlarının, yepyeni tekniklerin kullandığı bir uzay savaşı patlamak üzere. Dünyaya yön vermeye çalışan ezoterik örgüt Ölüm Kardeşliği, tüm tarafları tahrik ediyor ve dünyayı, görülmedik bir felakete sürüklüyor. Garip bir elektrik vardı havada, bütün dünya atmosferine yayılan. Herkes büyük bir şeyler olmasını bekliyordu. Büyük bir kötülüğün dünyanın yüzeyine yayıldığını hissedebiliyordu sıradan insanlar. Fırtına öncesi sessizlik gibi... Ve belki de yeni bir dönem başlayacaktı, belki de insanlık dönemi kapanacaktı. Kimse kıyametin yakında olup olmadığını bilmiyordu ama Papa Ratzinger′in sağlığının gittikçe kötüleşmesi, 112. ve son Papanın gelmek üzere olduğu inanışlarını güçlendiriyordu. Derken, haberler akmaya başladı: "Hollanda ve Fransa′da gerçekleşen saldırılarda pek çok yabancıya ait ev ve iş yeri tahrip edildi. Yaralıların sayısı henüz belli değil. Yaralılar arasında Türklerin de olabileceği belirtiliyor." "Dünya ekonomisi hızla bir sarsıntıya doğru gidiyor. Uzun süren ekonomik genişleme ve suskunluk dönemi sona ermek üzere. Amerika Birleşik Devletleri borçlanma konusunda daha muhafazakâr davranacağını belirtti. Faizlerdeki artış nedeniyle Avrupa piyasalarından hızlı sermaye çıkışı meydana geldiği söyleniyor." "Çin para birimi Yuan′ın değer kazanması Asya borsalarında büyük bir karışıklığa neden oldu. Seul Borsası yüzde 4,5 düşerken Nikkei′nin yüzde 2,7 düşmesi paniği körükledi.” "Avrupa Birliği Konseyi, Birliğin artık işlevselliğini yitirmeye başladığını ve gerileme dönemine girdiğini resmen açıkladı. Bazı üyelerin Birlik′ten ayrılmak üzere olduğu, gelen haberler arasında." "Rusya Devlet Başkanı, son üç ay içinde ikinci kez Türkiye′yi ziyarete geldi. Rusya′nın Kafkaslarda izlediği politikaların yumuşaması konusunda önemli adımların atılması bekleniyor."
10.36 ₺ -
Aşka Çıkış Yok
Bu kitapta, Mağdelena′nın Türkiye′ye gelip, müslüman olarak Zeynep adını alana kadar başından geçen maceraları okuyacaksınız. Metehan′a duyduğu aşk bir çıkmaz sokakta sona erecek. Çünkü kader aşka çıkış vermeyecek.
5.92 ₺ -
Yüreğim Nereye
Felaketlerin sırlı arka planında gizlenen geceydi; 17 Ağustos 1999. Bir gece ansızın çıkagelen felaket ′hurma göz′lere tutkun yüreğin çırpınışlarına güç verdi. Nişanlı genç kız yüreğinin sorgusunu yapıyor bu kitapta.
5.55 ₺ -
Terketme Beni
Bir demet krizantem vardı gelin arabasının üstünde. Ölü çiçekleri… Dr. Sevim Asımgil, gençlere hayatı tanımaları konusunda yol gösterici mahiyetteki romanlarına bir yenisini daha ekledi: “Terketme Beni”... Timaş Yayınevi’ndeki 11. romanına imza atan Asımgil, bu kez konu olarak aynı semtte, aynı mahallede yaşayan bir grup gencin farklı dünyalarını seçmiş. Dr. Sevim Asımgil, gençlerin farklı dünyaları arasında sevgi bağı kurmalarını da romanında ayrı bir boyut olarak ele alıyor. “Terketme Beni”, dile getirilemeyen bir sevginin, gelenekte yankısını bulan bir yaşam modelinin öyküsü...
7.40 ₺ -
Siyah Zambak ve Merve
Burçlarında sevgi dalgalanan bir dünyayı gezdim, semalara milyonlarca güvercinler bırakılsın. Zira bütün kainat siyah zambakların... Farklı dünyaları yaşayan iki kız kardeş arasındaki mücadele...
7.03 ₺ -
Sen Gidince
Seymen Tesnim’in elini avuçladı, simsiyah bakışlarını onun koyu yeşil bakışlarına kattı. Aşkın şavkı vurmuş gözleri ışıl ışıldı. - Seni seviyorum, dedi. - Genç kızın kirpikleri iç içe girdi. Pembe bir gül goncası gibi büzüştü dudakları. - Ben de seni seviyorum. Sevgimiz ebediyete kadar devam edecek. Bu bizim kalplerimizin andı olsun…
7.40 ₺ -
Meriç′in Gelini
Meriç toprak taşımıyor, sadece vatan özlemi ile her türlü tehlikeyi göze alarak yollara düşmüş taze gelinlerin kanına giriyor, kan ağlıyor Meriç. İnsanlık dışı zülüm ve baskıların, vatan sevgisinin, aşkın, acının ve hasretin hamuruyla bir ailenin anavatana kaçış öyküsü.
7.03 ₺ -
Dilara
Beyaz bir gelinlik içerisinde Dilara... Her genç kızın hayalinde var olan şekliyle... Sosyete çevresine girmek için can atan onca insanın yanında o sihirli havaya girmekten korkan ve kaçınan kenar mahallenin genç ve güzel bir kızın örnek hayatı...
7.03 ₺ -
Cem
Mavi gözlü, uzun kirpikli, yakışıklıydı; Tez canlı ama vakurdu; İlk İmparator Fatih'in gözdesiydi... İki eski başkent, Bursa ve Konya, abisiyle taht mücadelesine meydan oldu; Adına hutbe okuttu, sultanlık ilan etti... İsyanında başarılı olamadı, Rodos Şövalyelerine sığındı; Kandırıldı; bu, 13 yıllık esaretin başlangıcıydı; Başının değeri her yıl Papa'ya ödenen 40.000 altında... İtti kadehi, takmadı haçı, vermedi dünya krallığına dini; "Sultanlık olmazsa dervişlik de hoştur." tesellisi; Evlat ve vatan hasreti yol ağzıydı. 36 yıllık ömründe 36 padişahtan biri olamadı; Tahtına kavuşamayan imparatordu...
6.85 ₺ -
Cam ve Elmas
Sadık Yalsızuçanlar Harakanlı bilge Ebu′l-Hasan’ın yaşamını çarpıcı bir dille anlattığı yeni kitabı “Cam ve Elmas” ile yeniden okuyucusuyla buluşuyor. Kars′taki Harakani dergâhında geçen olaylar, kente bir belgesel filmin çekimleri için giden ekipteki kameramanın gözünden –daha doğrusu, kalbinden- anlatılıyor. İki epigraf ile açılıyor “Cam ve Elmas”; biri Ebu’l-Hasan Harakani’nin ta kendisinden: “Yeryüzünde yolculuk edenin ayağı; gökte yolculuk yapanın ise kalbi su toplar.” Aynı Harakanlı’nın kendi hayatı gibi. İkincisi ise Wittgenstein’dan. “Yüreğimin büklümleri hep birbirine yapışmaya çalışır, ben de yüreğimi açmak için büklümleri hep yeniden çekip koparmak zorunda kalırım.” Aynı “Cam ve Elmas”ın anlatıcısı gibi. Kitapta yüreğinin büklümleri birbirine karışmış bir adam var; bir belgesel çekimi için Kars’a giden, orada Harakani dergâhının bugünkü şeyhi ile “göz göze” gelen ve Harakanlı’nın iklimine giren... Yalsızuçanlar, Harakanlı’nın hayatından sunduğu etkileyici kesitler ile bedeni bugünde ama ruhu kim bilir nerelerde dolaşan anlatıcısının tecrübelerini art arda sıralıyor. Harakanlı Bilge’nin, Gazneli Mahmud ve İbn Sina gibi çağdaşlarıyla ilişkileri ayrı sarsıyor okuyucuyu, Bistamlı Bayezid ile zaman üstü boyutlardaki buluşması da ayrı... Evet, farklı zamanlarda yaşamış bu iki derviş buluşuyor, çünkü onlar farklı bir zincirin halkaları. Harakanlı öyle biri ki on iki yıl süreyle yatsıdan sonra Bistam’a, Bayezid’in türbesine gider, ‘Ona verdiğin giysiden bana da bir koku bağışla’ diye yakarır ve Harakan’a dönerek, sabah namazını yatsının abdestiyle kılar. Ve Bistamlı da öyle ki Harakanlı Ebu’l Hasan daha dünyaya dahi gelmeden, Harakan’dan geçerken durur, havayı koklayarak soluklanır. Yoldaşları, “Efendim, bunu neden yapıyorsunuz?” diye sorduklarında, “Ben bu kasabadan bir erin kokusunu alıyorum” der, “adı Ali, künyesi Ebu’l Hasan’dır, benden üç basamak yukarıdadır.” Cam ve Elmas”ı bugünün okuyucusu için bunca anlamlı kılansa bu zamanda yaşayan türbedarın, yani Harakani dergâhının bugünkü şeyhinin tüm varlığa ve hayata bilgece bakışı... Ve belki de ondan da ötesi, çekeceği belgesel için planlar hazırlayan, kareler seçen kameramanın “Ben bunları anlayamıyorum. Bana düş gibi geliyor. Dayanamıyorum” sözlerinin ardına gizlenmiş karmaşık, samimi ve çok çarpıcı keşifleri. Sadık Yalsızuçanlar’ın yine TİMAŞ Yayınları tarafından geçtiğimiz yıl yayınlanan romanı “Gezgin”, TEDA Projesi kapsamında Almancaya çevriliyor. Yalsızuçanlar, Ekim 2006′da Almanya′da “Der Wanderer” adıyla yayınlanacak romanı için 5 Ekim 2006’da Frankfurt Merkez Kütüphanesi′nde gerçekleştirilecek okuma etkinliğinin ardından Berlin, Hamburg, Essen, Zürich ve Viyana′da çeşitli programlara katılacak.
10.73 ₺ -
Çağı Aydınlatan Nur Bediüzzaman
Bediüzzaman, çağını aydınlatan bir nur… Bir toplum mimarı… Bir Hak yolcusu… Bir Rasûlullah âşığı… Bir ibadet sevdalısı… Bir Peygamber varisi… Bir Ümit süvarisi… “Her türlü soruya cevap verilir” diyen bir âlim… Arif Akpınar, Bediüzzaman’ın çağları aşan misyonunu, akıcı ve samimi bir anlatımla biyografik roman tarzında sunuyor. Bediüzzaman’ı çarpıcı kişilik özellikleri ve davasıyla tanıtıyor. “Çağı Aydınlatan Nur”, “kâinatı ilâhi isimlerle konuşturan adamın” gönüllerde yaşadığını hissettirecek bir eser…
8.88 ₺ -
Bir Devrin Romanı
Kadın yazarların annesi Halide Nusret, edebiyatçı Pınar Kür’ün teyzesi, romancı Emine Işınsu’nun annesi ve Cumhuriyet’in ilk öğretmenlerinden. “Bir Devrin Romanı”; hâlâ çok konuşulan ve daha da çok konuşulacağa benzeyen bir devrin tarihine tanıklık eden entelektüel bir öğretmenin, edebiyatçının ve en önemlisi de bir kadının kendi çarpıcı yaşam öyküsü…Öncü kadın yazarlarımızdan Zorlutuna, daha on sekiz yaşında bir genç kız iken işgale ve istiklalimizin kaybına dair isyanlarını hece veznine dökmüş ve Yahya Kemal’in şiirlerini ezberlediği ender şairlerimizden biri. Bu da eserin edebî değerine değer katan taraf… Romanı gerçekçi kılan en önemli unsur ise, Zorlutuna’nın pek çok kişinin gitmemek için istifayı göze aldığı yerlerde yıllarca kalıp yöre halkının dertlerine ortak olmuş, yurdun dört köşesini karış karış teneffüs etmiş bir öğretmen olması. Halide Nusret, Trablusgarp Harbi’ni, 31 Mart Vak’ası’nı, Birinci Cihan Harbi’ni, Cumhuriyet yıllarını ve sonrasında Türk modernleşmesinin en sancılı dönemlerini cesaret ve samimiyet çerçevesinde satırlara döküyor bu kitabında.
11.65 ₺ -
Yürekte Büyümek
"Annenin karnında değil de yüreğinde büyümek" Nalân çok farklı dünyaların içindeydi... Sözle yüz ifadesinin arasındaki çelişkilerdeydi beyni.. Bakışların dili, beden dili ve sözcükleri oluşturan harflerin dili birbirleriyle uyumsuzluk içindeydi. Bu, çocuk yüreğinin dünyasında fark edilebilen bir çelişki miydi? "Annemin karnında değil, beni hayatına alan insanların yüreklerinde büyümek..." Ferit′in söylediği gibi, "Çiçekler dallarında mı sevilmeliydi" yoksa?.. Bunca mutluk görüntüsü verebilmek için çırpınan bu çocuğun gözlerindeki buğu, neyin ifadesiydi?... Romanlarıyla hayata ayna tutan Ahmed Günbay Yıldız, yeni kitabı Yürekte Büyümek ile okurlarının karşısında...
66.60 ₺ -
Yıllar Geriye Dönse
Ünsal, annesinin vefatından sonra babasına en fazla ihtiyaç duyduğu zamanlarda beklenmedik bir durumla karşılaşır… Göz bebeği İstanbul’u terk etmek zorunda kalır ve Ankara’ya anneannesinin yanına yerleşir… Gül, annesini dışladığı bir dünyanın içinde özgür bir yaşamın peşinde umursamaz ve sorumsuzca gezerken başına gelen bir olayla, yaşamının tüm seyri değişir… Farklı nyaların insanları olan Ünsal ve Gül’ün yolları aynı duygu dünyasında birleşir… Yıllar Geriye Dönse, kalplerde derin iz bırakarak belleklerden silinmeyecek bir Ahmed Günbay Yıldız romanı…
173.90 ₺ -
Yanık Buğdaylar
Her şey bir depremle başladı. Şiddetli bir yer sarsıntısının sebeb olduğu bir felaket... Ve felaketten pay alanlarla çıkar sağlayanlar. İyi ile kötünün bitmeyen kavgası.İyisi ile kötüsü ile bizim insanlarımız. Ve bizim ülkemizin bir köşesinde kırsal kesimde birbirini izleyen nesiller arası olaylar dizisi. Yetmiş yıllık tarihimizin sembollerle ifade edilen bir minyatürü... Problemlerin çıkış noktasını da göreceğimiz bu romanda. kendinizden de izler bulacak. mutluluğa atılan adarı hissedeceksiniz.
196.10 ₺ -
Ülkemin Açmayan Çicekleri
Modernizmin çelişkili dünyasından evlerde beslenen hayvanlara karşı sokaklarda bile yer bulamayan insanlar! Kendini bu, "Ülkenin Açmayan Çiçekleri"ne adayan Esra, aynı zamanda sıkıntılarıyla, sevinçleriyle ve sürprizleriyle dolu hayatıyla bir okuma seyri yaşatıyor bize.
133.20 ₺ -
Üç Deniz Ötesi
Üç Deniz Ötesi′nde bir masal ülkesinin varlığına inanan; o ülkeye ulaşmak için onca acı ve ızdıraba razı olan roman kahramanı, anlatılanların birer yalan olduğunu acı biçimde öğrenir. Esaretin birinden kaçarken diğerine yakalanmıştır. Vatan sevgisi ve evlat hasreti ise çabasıdır. Aradığı manevi huzuru Üç Deniz Ötesi′nde de bulamayarak kutlu bir yolculuğa karar kılar. Bu yolculuğa katılmak istemez misiniz?
23.68 ₺ -
Sular Durulursa
“Sular Durulursa”, Ahmet Günbay Yıldız′ın 13. romanıdır. Yazarın ik romanı olan “Yanık Buğdaylar”, 1975 yılında yayınlanmıştı. O günden bu yana geçen 19 sene içinde Ahmed Günbay ismi okuyucuları arasında adeta bir efsane oldu. Kitaplarının 19 sene içinde toplam 300 baskı yapmasının sebebi, okuyucunun büyük ilgi ve teveccühüdür. Ülkemizde böyle sevilen romancı sayısı fazla değildir. ′Sular Durulursa′ ile yazar, okuyucularının karşısına yepyeni bir konu ile çıkarken, heyecan fırtınasını da beraberinde getirmektedir. Sizi bu romanı okumaya davet ediyoruz.
196.10 ₺ -
Sokağa Açılan Kapı
Siz, her tarafınız insanla doluyken çekilen yalnızlığı yaşadınız mı hiç? İnsanları anlamaya çalışırken, anlaşılmadığınızı fark ettiniz mi hiç? Aslında vereceğiniz cevaplar hayatın vazgeçilmeyen süsleri belki de… İşte bu gibi cevapları arayan insanın modern hayatın cenderesinde çektiği sıkıntıların hikayesi olan kitap, bu yüzden sizi daha fazla saracak. Sokaklardan evlere giden yolların zorlaştığı ortamda, ′sokağa açılan kapı′nın hangi tarafındasınız?
177.60 ₺ -
Siyah Güller
“.... Hayat, birbiri ardına açılan kapıların arasında yapılan yürüyüş misali... Bir sonraki kapıda bizi nelerin beklediğini öğrenmek için kapıları açmaya devam etmek zorundayız; bazen dert kapılarında esen fırtınalarda üşüyerek, bazen de mutluluk meltemlerini ruhumuzda hissederek...” “Hayatın içinden” romanlarıyla gençlerin büyük ilgi ve beğenisini kazanan Ahmed Günbay Yıldız, 22. romanı “ Siyah Güller” ile okuyucunun karşısına çıktı. Yıldız, yeni romanında, gündelik hayatın her alanında karşımıza çıkan “mafya” olgusunu konu edinmiş bu kez... Kuralların yapanlar tarafından çiğnendiği bir ortamda, hızlı kentleşme ile çözülen ahlaki değerlerin insanı idealden nasıl uzaklaştırdığını vurgulayan Ahmed Günbay, mevcut durumun fotoğrafını tespit etmekle kalmıyor, “olması gereken” yöne doğru şekillendiriyor kurgusunu... Sonuçta bir çırpıda okunuverecek keyifli bir roman çıkmış ortaya...
196.10 ₺ -
Sitem
Bu güne kadar yüz binlerce okura ulaşan bu roman, bir çok genç kızın içine düştüğü açmazı gözler önüne sermektedir. Bu öyle bir açmaz ki, etrafında cazibe ve özentilerden oluşan tuzaklarla dolu... Açmazdaki genç kızlar ise bizim insanlarımız...Usta yazar Ahmet Günbay Yıldız, bu eseri ile insanımızın içinde bulunduğu şartları sebep-sonuç ilişkileri içinde çok boyutlu işlerken, çözümü de gösteriyor. Gençleri ahlaksızlık girdabına çekmeye çalışan zihniyete karşı mücadele eden idealist bir öğretmenin gayretlerini bulacaksınız bu kitapta. M.E.B. tarafından tavsiye edilmiştir.
140.60 ₺ -
Sevmekten Korkuyorum
“Ben sana tutkunum kır çiçeğim… Bülbülün güle dil döktüğü gibi değil benim sana gönül verişim… O sevdanın mahremiyetini düşünmedi hiç… Benim sana olan sevdam, sadece kalbimle şu karaladığım sayfalar arasında… Bülbül sabırsız… Ben seni ve sana olan hislerimi kalbimin derinliklerine gömüyorum… Sarı, mor, eflatun renklerin, yalnızlığımın simgesi… Desenlerin, yüreğime kazıdığım duyguların asilliğini taşımakta… Seni seviyorum yalnızlık çiçeğim…” “Nevruz” ileride kiminle evleneceğini merak ettiği günlerde rüyasında gördüğü çiçeğin adıydı. O bir sırdı; ta ki bir gün karşısına çıkana kadar…
133.20 ₺ -
Sevdalar Sözde Kaldı
Çile, pişmanlık ve acı… Büyük kalpleri avlayan aşk ve ölüm… Dillerde kalıp yüreğe inemeyen sevdalar… Baba hasretiyle yanan bir gönül… En kırılmaz bağları koparan sahte nazarlar… Son nefeste yaşanan dönüşümler… Geride kalan ruh kırıkları… Okurları tarafından severek ve tekrar tekrar okunarak vazgeçilmez bir klasik haline gelen Ahmed Günbay Yıldız’ın kaleminden gençleri anlayan ve anlatan derslerle dolu sürükleyici bir roman…
185.00 ₺