-
Paşaların Hesaplaşması
Demokratikleşme yolunda ilerleyen Türkiye’de askerî vesayet-sivil vesayet tartışmaları alevlenirken, nedense tarihimiz üzerindeki vesayet yeterince ciddiye alınmıyor. Oysa resmi ideoloji asıl rengini tarihi biçimlendirmekteki becerisinde gösteriyor. Tarihi tek bir anlatı çerçevesinde sunmak ve ona alternatif getirmeye çalışanları ‘hain’, ‘satılmış’ ve ‘işbirlikçi’ olarak suçlamak eski bir alışkanlığımız. Mustafa Armağan Paşaların Hesaplaşması’nda demokrasimizin gelişmesinin önündeki en önemli engellerden birinin vesayetçi tarih olduğunu söylüyor ve bundan nasıl kurtulabileceğimizin örneklerini ortaya koyuyor. İsmet Paşa’nın nasıl kahraman yapıldığından başlayarak Kâzım Karabekir, Fevzi Çakmak, Refet Bele, Rauf Orbay, Ali Fuat Cebesoy gibi Milli Mücadele’nin önde gelen isimlerin sonradan nasıl unutturulduğuna ve Çerkez Ethem’in neden hain ilan edildiğine kadar pek çok ilginç ayrıntıyı bulabileceğiniz Paşaların Hesaplaşması, yakın tarihin yeni bir gözle okunması için kolay bulunamayacak bir rehber niteliğinde. Darbeler tarihi ve Menderes’in dramı, ezanın yeniden Arapça okunması sürecinde yaşananlar, Kürt açılımı sürecinde Kürtlerin tarihine yeniden bakma gereği, Atatürk’ün Kürtlerle ilgili 1919’daki sözlerinin nasıl sansürlendiği, Dersim isyanının bilinmeyen yönleri, Mondros, Sevr ve Lozan’ın arka planları, ilk Meclise asılan Sancağ-ı Şerif fotoğrafının neyi anlattığı, İlk Kurşun ve Hasan Tahsin efsanesi, Kudüs, Filistin ve Gazze’nin nasıl kaybedildiğine ilişkin yeni bilgiler Paşaların Hesaplaşması’nda ele alınan konulardan bazıları.
11.83 ₺ -
Fetih ve Fatih
Şimdiye kadar İstanbul’un fethi hakkında çok şeyler yazılıp çizildi, Fatih Sultan Mehmed ve fütuhatı hakkında da. Ancak şimşekleri dahi kıskandıracak denli hızlı yaşanan bu dönemde neler olup bittiğini fethi ve Fatih’i merkeze oturtarak ele alan çalışmaya rastlamak kolay değil. Elinizdeki derleme, fetih ve Fatih döneminin İstanbulu’ndan eğitimine, toplumsal hayatından bilimsel faaliyetlerine, hukukundan sanat ve edebiyatına, kuşatmalarından fetih kronolojisine kadar uzanan renkli boyutlarını önünüze sermeyi amaçlıyor. İşte Ekmeleddin İhsanoğlu’ndan Semavi Eyice’ye, Halil İnalcık’tan Yusuf Halaçoğlu’ya, Nevra Necipoğlu’ndan Necdet Öztürk’e, Ahmet Şimşirgil’den Oktay Aslanapa’ya, Selçuk Mülayim’den İskender Pala’ya, Abdülkadir Özcan’dan Gönül Tekin’e, Aykut Kazancıgil’den Cahit Baltacı’ya kadar alanının uzmanlarından tarihimize damgasını vurmuş bir devrin ışıltılı portresi… Fatih Sultan Mehmed kimdi? Fetih öncesi ve sonrasında nasıl bir İstanbul manzarası vardı? Fatih döneminde yürütülen kanunlaştırma hareketleri ve kültür-sanat çalışmaları hangi açılımlara sahne olmuştu? Bir taraftan bir büyük devlet fikrini gerçekleştirecek tedbirler alınırken, diğer taraftan cihanşümul hâkimiyet politikaları nasıl yürütülmüştü? Şair Fatih’in iç dünyası hangi derinliklere kök salmıştı? Kendisinden sonra 450 yıl devletin dayanacağı en önemli kurumlardan olacak medreseleri hangi sağlam temeller üzerine oturtmuştu? Osmanlı araştırmalarından tanıdığınız Mustafa Armağan’ın yayına hazırladığı Tüm Yönleriyle Fetih ve Fatih adlı kitapta, bu ve benzeri soruların cevapları yetkin tarihçiler ve uzmanların kalemlerinden istifadenize sunulurken, yarınki “Fatih”lerin yol haritası da çıkarılmış oluyor. Özenle ve dikkatle okuyacağınız, yıllar boyu başucunuzdan eksik etmeyeceğiniz bir eser…
15.88 ₺ -
Görme Bahçesi
Uluslararası siyaset arenası giderek daha büyük dövüşlere sahne olmaya başladı. Kapalı kapılar ardında yapılan pazarlıklar sadece sınırları değiştirmekle kalmıyor, ortak değerlere sahip halkları birbirinden iyice uzaklaştırıyor. Barış ve kardeşlik tohumları üzerinde kopan fırtına ardında kin, düşmanlık bırakıyor. Ezen daha çok eziyor, ezilen daha çok eziliyor. Türkiye de uzun yıllardır bu fırtınadan nasibini alıyor; yüzlerce yıldır bir arada yaşamış Türk ve Kürt halkları arasında açılan çukur giderek bir uçurum haline geliyor. Yazar Yıldız Ramazanoğlu, Görme Bahçesi adlı kitabıyla, Türkiye’de ve dünyada yaşanan olaylara farklı bir pencereden bakma fırsatı yakalıyor. Oynanan oyunların medyaya pek de yansımayan, yansısa da bir gazete köşesine sıkıştırılmış küçücük bir haberden ibaret olan öteki yüzüne dikkat çekiyor. S
73.00 ₺ -
Avrupa'nın Zihin Tarihi
Avrupa’nın Zihin Tarihi Hilmi Yavuz’un Mimar Sinan Üniversitesi'nin bütün bölümlerinde 25 yıl verdiği Uygarlık Tarihi dersinin sonucunda oluşmuş birikimin okurla buluşmasıdır. Batı Uygarlığının, dolayısıyla Avrupa Medeniyetinin tarihinin kronolojik veya deskriptif bir tarihi değil, uygarlık tarihinin öne çıkan ve insan topluluklarını ‘insani’ kılan kurumlarının teorik arkaplanını inşa etmenin, analitik tarihidir. Kronoloji üzerinden değil, kavramlar üzerinden ilerlemektedir. İlk bölümde kültür, doğa, din, büyü, bilim gibi kavramları uygarlık tarihinin dönemselleştirmesi problematiği üzerinden okurken; ikinci bölümde Avrupa medeniyetinin inşasını oluşturan üç temel kavram olan Antik Yunan, Roma Kültürü ve Hristiyanlık’ın felsefi izlerini sürüyor. Bunun yanırıra Rönesans, Bilim Devrimi, Feodal Toplum ve Ortaçağ’ın Avrupa’nın zihin tarihini nasıl dönüştürdüklerini de tartışarak Avrupa’ya ait kavramların Osmanlı Türk modernleşmesinde nasıl alımlandığını ve Türk modernleşmesinin çizgisini nasıl etkilediğini de ortaya koyuyor. Avrupa’nın Zihin Tarihi, tarihi kavramlar üzerinden okuma olarak özetlenebilecek olan yöntemiyle Türkiye’de bu alanda yapılmış ilk ve tek çalışmadır.
14.60 ₺ -
Yesrib'de Bahar Müslümanlığın Doğuş Öyküsü
“O gece Zeyd, hayatındaki en mucizevi deneyimi yaşadı. Zeyd’in, her bir heceyi her bir vurguyu hafızasına kazıyabilmesi için Cebrail okuyor ve Hz. Muhammed(sav) tekrarlıyordu. Karanlık, yerini güneşin ilk ışıklarına terk edinceye kadar devam ettiler.” Okur, Zeyd’in rehberliğinde; İslam’ın ilk yıllarına, Medine’ye doğru bir yolculuğa çıkıyor. İslam’ın doğuşundan kısa bir süre sonra Medine(Yesrib)’de dünyaya gelen Zeyd, babasının Buas savaşında ölmesiyle yetim kalınca; annesi ve abisiyle hayatın zorluklarını aşmaya çalışıyor. İslam’la tanışması ve Hz. Peygamber’le karşılaşması ise hayatının tümüyle değişmesini sağlıyor. Hikayenin başında sekiz yaşında olan Zeyd, daha 12 yaşında iken vahiy katibi oluyor. Kur’an’ın en önde gelen koruyucularından ve yorumcularından biri olan bu çocuk, aklı ve hafızasıyla küçük yaşlarından itibaren herkesin hayranlığını kazanıyor. Kur’an’ın kitap haline gelmesi ve değişmeden çoğalmasında Zeyd’in rolü oldukça büyüktür. İtalya’nın en büyük Müslüman kültürü uzmanlarından biri olan Vincenzo, İslam’ın ilk yıllarını akıcı bir romanla okura sunuyor. Yazarın söylediği gibi “Batı romanının akıcılığını ve Doğu bilgeliğinin içeriğini haiz” bu eser Hz. Muhammed(sav)’in hayatından bir kesiti, vahiy katiblerinden Zeyd Bin Sâbit’in gözünden anlatıyor.
12.17 ₺ -
Bebeklikten Ergenliğe Pozitif Disiplin
Dil ve eğitim uzmanı Yasemin Yusufoff'dan "disiplin, ama nasıl" sorusunu soran ve cevabı bulmaya çalışan ebeveynlere ve eğitimcilere ellerinden düşürmeyecekleri bir çalışma: "Bebeklikten Ergenliğe POZİTİF DİSİPLİN" Bebeklikten ergenliğe uzanan süreçte bir taraftan ebeveynlerin hayatlarını kolaylaştıran kitap bir taraftan da uyumlu, sorumlu, sevgi dolu, güvenilir, özgüveni yerinde, hayatını kendi kararlarıyla yönetebilen otokontrollü çocuklara ulaşmanın püf noktalarını veriyor. Çocuklarla iletişimdeki zor anlarda kullanılabilecek pratik uygulamalar, atılması gereken doğru adımlar, örnek olaylar ve eğitici çizimlerle "POZİTİF DİSİPLİN" Mayısta aile kitaplığımızın yeni kitabını merak edenlerle buluşuyor.
8.11 ₺ -
Mesnevi Terapi
“Bilgi çağını bilgelik çağına dönüştürürken yol göstericimiz Mevlana olacaktır. Çünkü o ruhsal yapımızdaki şifrelere dokunuyor, bizde var olan duyarlılığı harekete geçiriyor.” Prof. Dr. Nevzat Tarhan İnsanlık Mevlana’yı yeniden keşfediyor. Çünkü onun öğretisi yaşadığı zamana hapsedilemeyecek kadar evrensel. Çünkü hepimizin ondan öğreneceği çok şey var. Prof. Dr. Nevzat Tarhan buradan bakarak, Mesnevi’nin çağları aşan bilgeliğinin ruha nasıl şifa olabileceğini anlatıyor. Tarhan, Mesnevi Terapi’de Mevlana’yı günlük hayatta bize yol gösterecek bir rehber olarak tanımamız gerektiğini anlatıyor. İçimizdeki hakikati görmemizi, farkındalığımızı artırmamızı sağlayacak önerilerle, Mesnevi’yi modern psikoloji tarafından da kabul gören bir anlayışla kalbe ve ruha şifa veren bir eser olarak okutuyor. Ve Mevlana’dan ilhamla şöyle diyor: “İnsanın gözü kördür ışık olmadıkça, Aşkın gözü kördür gerçekler olmadıkça, Aklın gözü kördür ahlak olmadıkça, Hırsın gözü kördür terazi olmadıkça, Şöhretin gözü kördür tevazu olmadıkça, Gücün gözü kördür erdem olmadıkça, Paranın gözü kördür insaf olmadıkça, Menfaatin gözü kördür empati olmadıkça, Adaletin gözü kördür hakkaniyet olmadıkça, Tabibin gözü kördür tıp etiği olmadıkça, Medeniyetin gözü kördür bilgelik olmadıkça...”
211.70 ₺ -
Bir Delinin Sınav Günlüğü
Günlerden pazar, konumuz delilik… - Yıllar sonra üniversite sınavına mı gireceksin? - Evet! - Yahu sen deli misin?… Sizce bu adam deli mi? Ne yapmaya çalışıyor? Bu yaştan sonra sınava gireceği yetmezmiş gibi bir de gitmiş dershaneye yazılmış... Bu kitap bir delinin gözünden gençleri gerçekten delirmenin eşiğine getiren sınav sistemimizi ironik, mizahi bir dille, farklı bir bakış açısıyla masaya yatırıyor. Karnınıza ağrılar girecek kadar komik, bir o kadar ironik keskin bir sınav eleştirisi!
21.90 ₺ -
Kahramanım Olur musun?
Romanımızın kahramanı, hayatında bir kırılma anı yaşar. O an, aynı zamanda kendini ve yaşadıklarını da sorgulamaya başladığı andır. Bir anda her şeyi geride bırakarak bir yolcu-luğa çıkmaya karar verir. Kahramanımızın olgunlaşma süre-cini ifade eden bu yolculuğa yön veren ise yıllar öncesinden gelen mektuplardır. Çıkılan içsel yolculuk, bu yolculukta kazanılan farkındalık, alışık olmadık bir kurgu ve etkileyici bir son! Klasik kurgu anlayışının dışında, gerçeği ve hayali sürekli sorgulama ihtiyacı hissettirecek bir roman...
5.41 ₺ -
Babamdan Sonra
Eserleri yıllara meydan okuyan yazar Ahmed Günbay Yıldız’dan hayata dair yepyeni bir roman; Babamdan Sonra... Genç Muhsin, babasının ısrarı ile hiç aklında olmayan biriyle evlendirilir. Hayatı boyunca bunu bir haksızlık olarak gören Muhsin, askere gider ve bu yüzden bir daha eve dönmez. Ardında bıraktığı eşi ve çocuğuna karşı bir vicdan yükünün altında içten içe ezilirken, ikinci evliliğini gerçekleştirir. Eşler arasında din farklılığı olan bu evlilikte bir oğlu olur… Hayat artık Muhsin için kambur üstüne kamburdur… Muhsin ne gidebilmiş ne kalabilmiş ne de bir yere ait olabilmiştir… O, bir öfke uğruna hayatını sil baştan yaşamaya çalışmış, geçmişini reddetmiş ve tam da bu yüzden “kaybolmuş bir adamdır”… Baba oğul ilişkisinin birey üzerindeki hayati etkisini, farklı kültürlerden gelen kişilerin yapacağı evliliklerde çıkabilecek çatışmaları, ebeveynin farklı inançları arasında kalan çocukların düşebileceği çıkmazları, ani kararların beklenmedik sonuçlarını, sadakat ve vefa duygularından yoksun bir hayatın insanı sürükleyebileceği çıkmazları ve bu çıkmazlardan çıkış yollarını Ahmed Günbay Yıldız’ın güçlü kurgusu ve akıcı anlatımıyla bu kitapta göreceksiniz…
233.60 ₺ -
Restoran İşletmeciliğinde İşçi-İşveren İlişkileri
Yüzlerce lokanta arasından bazılarını öne çıkaran, hizmetteki farklılık ve artı değerleridir. Çünkü onlar, aşçıların yeteneklerine, garsonların hizmet aşkını ilave ederler. Yılların lokanta işletmecisi, değerli dostum Ramazan Bingöl, lezzetin sırrını açıklıyor. Restoran işletmeciliğinin inceliklerini anlatırken, bu işin "mutfağında" olması gerekenleri, engin birikim ve deneyimiyle bizimle paylaşıyor. İnanıyorum ki, bu kitabı okuyanlar, yemeğe tat katan sırrın nasıl bir bütüncül hizmetten geçtiğini hatırlama fırsatı bulacaklardır.” Dr. Murat Yalçıntaş İTO Başkanı “Restoran ve lokantalar için kaleme alınmış işçi-işveren ilişkilerini önemli çizgileriyle irdeleyen bu eserin, her sektörden işverene ve okuyucuya hitap edeceğini düşünüyorum. Çünkü bütün sektörlerde ilgilenilecek öylesine güzel bilgiler var ki, bunların mutlaka muhataplarına ulaşması gerekiyor. Öğreticiliğinin yanında, üslubu ve anlatım tekniğiyle de etki uyandıran bu eserin, her kesimden okuyucuya da bir şeyler vereceğinden eminim.” Prof. Dr. Nurullah Genç İşletme Profesörü “Restoran işletmeciliğinde merhametli, hak ve hukuku gözeten yönetim nasıl olur? Usta bir lokantacının kaleminden okuduğumuz bu eser, üniversitelerde ders kitabı olacak nitelikte. İnsan psikolojisini de iyi bildiği anlaşılan Ramazan Bingöl’ün, akıcı, kolay okunan ve anlaşılır bir Türkçe ile yazdığı elinizdeki kitap, sadece restoran işletmecilerinin değil müşterilerin de okuması gereken bir eser. Kendisini tebrik ediyorum. Tek kelime ile harika...” Prof. Dr. Sefa Saygılı Psikiyatrist
13.52 ₺ -
Gazi Padişahlar İmparatorluğun Kurucuları
Osman Gazi, Orhan Gazi, Murad Hüdavendigâr, Yıldırım Bayezid, Çelebi Mehmed, Murad Gazi, Fatih Sultan Mehmed, II. Bayezid… Beyliğin ve hanedanın kurucusu Osman Gazi’den itibaren Osmanlı Devleti’ni gücünün doruğunda olduğu 16. yüzyıla hazırlayan ilk sekiz padişah… Hepsi de imparatorluğun gücünün tescil edildiği savaşlarda bizzat bulunmuş gazi kurucular… “Adalet, insaf ve hoşgörü”nün sembolü olan bu padişahlar, devlete adını veren kurucu lider Osman Gazi’den başlayarak, beylikten imparatorluğa yükselişte ve ahenkli bir Osmanlı toplum yapısının kurulmasında önemli başarılara imza atmışlardır. Peki bu gazi padişahlar askerî başarıları veya başarısızlıkları dışında “insani” yönleriyle ne kadar tanınıyordu? Yönettikleri ülkeye ve topluma, fetihleri dışında, din, eğitim, ilim, kültür, sanat ve bayındırlık alanında yaptıkları kalıcı hizmetler nelerdi? Hangi padişah döneminde komşuluk ilişkilerine önem verilmiş, hangi dönemde kılık kıyafet ve mali alanda ilk düzenlemeler yapılmıştı? At sırtından indikten ve savaş elbiselerini üstlerinden çıkardıktan sonra, bu gazi padişahların, gündelik hayatlarında ne yaptıkları, nasıl bir hayat sürdükleri konusu Marmara Üniversitesi profesörlerinden Necdet Öztürk tarafından, 15. yüzyıl Osmanlı tarih yazarlarının kalemlerinden kesitlerle ilk defa bu eserde derli toplu bir şekilde anlatıldı; Gazi Padişahlar…
18.25 ₺ -
Küller
Halide Nusret Zorlutuna’nın 19 yaşında kaleme aldığı ilk romanı ‘Küller ‘ naif bir aşk hikayesinin ailenin genç kuşak fertlerinden birine mektuplar aracılığıyla anlatılmasından oluşuyor. Büyük bir aşkın film tadındaki hikayesi olan ‘Küller’ sizi yer yer şaşırtacak, bir sevda hikayesinin ne demlerden geçtiğine tanıklık edeceksiniz. Kıskançlık duygusunun aşkla iç içe geçmesi romanı besleyen yegane durumlardan, pişmanlık ise tüm bunların sonucu... naif aşklara yelken açmak, masum aşkların zamanına doğru nostalji yapmak isteyenler için nadide bir roman‘Küller’.
6.76 ₺ -
Gel Söyleşelim Cümle Geçen Demleri
“Kendimi hiçbir zaman bir röportaj yazarı olarak görmedim; ama işiniz gazetecilik ve dergicilikse, ses alma cihazınızı yanınızdan eksik etmeyeceksiniz. Esasen soru sormasını, yani röportaj yapmasını bilmeyen gazetecilik de yapamaz.” BeşirAyvazoğlu Kültür ve edebiyat dünyamızın usta kalemlerinden Beşir Ayvazoğlu, Gel Söyleşelim ismini uygun gördüğü röportaj kitabında, tarih, edebiyat, mimari, resim, klasik sanatlar ve kültür tarihi gibi alanlarda birbirinden kıymetli aydınlarla yaptığı söyleşileri bir araya getiriyor. Bir kısmı Osmanlı bakiyesi olan bu aydınların hiç bilinmeyen ve merak edilen dünyalarını gelecek nesillere aktararak geçmişle gelecek arasında bir köprü vazifesi üstleniyor. Nefis bir üslupla hazırlanan bu eser sayesinde Âsım Şakir Gören, Nuri Arlasez, Erol Akyavaş, M. Uğur Derman, Ekmeleddin İhsanoğlu, Sezer Tansuğ, Suphi Saatçi, Cemal Kafadar, Cengiz Aytmatov, Ahmet Güner Sayar, Bahtiyar Vahapzade, İnci Enginün, Zeynep Kerman, Çelik Gülersoy ve Erol Üyepazarcı’yı daha yakından tanıyacak, bugüne kadar hiçbir kitapta yer almamış bilgilere ulaşarak “Geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer” mısraının anlamını yürekten hissedeceksiniz. Gel söyleşelim cümle geçen demleri cânâ Sami
13.52 ₺ -
Gayriresmi Cumhuriyet
Yeni bir anayasaya doğru ilerlediğimiz, yeni bir Türkiye’yi konuştuğumuz bugünlerde, bugünümüzü sorgulamaya ve geçmişle hesaplaşmaya başladık. Peki ya cumhuriyet? Cumhuriyeti, resmî ideolojiyi, Türkiye’nin rejimini, bu rejimin demokrasiyle irtibatını yeterince konuştuk mu? Cafer Solgun bu kitabında bize farklı bir cumhuriyet resmi sunuyor; öteki cumhuriyeti, cumhuriyetin görülmeyen, gözlerden uzak tutulan farklı yüzünü gözler önüne seriyor. Devleti, devletin ötekilerini ve ayrıcalıklılarını tanımak, geçmişi, bugünümüzü ve geleceğimizi, resmî ideoloji kalıpları dışında yeniden düşünmek için…
146.00 ₺ -
HZ Fatıma Canfeda
BABASININ ANNESİ: HZ. FATIMA O Hz. Fatıma ki Allah Resulü’nün can parçası, dünya üstünde ona en çok benzeyen kişidir. İlmin kapısı Hz. Ali’nin eşi, cennetin genç efendileri Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’in annesi, iyilikler denizinin incisidir. Üç günlük açlıktan sonra bile elindeki tek lokmadan feragat eden, Hz. Muhammed(sav) tarafından daima ayakta karşılanandır. Ehl-i Beyt bir nur kandili, o ise bu nuru çevreleyen kristal fanus, Fahri Kainat’ın(sav) gözlerinin nurudur. O Fatımadır. Ateşten kesik, ateşe uzak demektir. Allah'ın onu ve sevenlerini cehennem ateşinden uzak tutma muradıdır. Son Peygamberinin soyunu devam ettiren Kevser, aynı zamanda Resulullah’a(sav) duyduğu şefkatle onun etrafında pervane gibi dönen, ‘Babasının Annesi’dir. *** Belhli tüccar Cüneyd el Kındi, Kuşadalı Üveysi Haşim, Necefli Hacı Hüsrev, Botanlı Ramazan, Tıkritli bilge ebe Destigül Nine ve torunu Abbas… Dünyanın dört bir tarafından yollara düşen bu kişileri buluşturan tek şey Ehlibeyt aşkıdır. Kerbela, Medine ve Mekke güzergâhında uğradıkları her durak, geçtikleri her menzilde zamanın koridorları açılır ve Hz. Fatıma’nın hayatından kesitlerle karşılaşırlar. Kevser’in kıyısında gezinen bir roman mı bu, yoksa bir şark hikâyesi mi? Şaşıracaksınız.
292.00 ₺ -
Ya Ben İstanbulu Alacağım Ya İstanbul Beni
BEN BENDEN ÖNCEKİ SULTANLARA BENZEMEM! Bizans sarayında İmparator Konstantin, Sultan Mehmedden gelen talebi yanıtlıyordu. Hermaion Tepesi'nde bir av köşkü yapılabilecek kadar toprak istiyor Osmanlı Yazın! Ancak bir dana derisi kadar yer veririm onlara. Dana derisi mi dediniz efendim? Evet, aynen böyle yazın. İşine gelirse kabul etsin Sultan Mehmed. Yaptırabilirse yaptırsın bakalım av köşkünü. Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'u fethetme sürecini ve sonrasında yaşanan gelişmeleri anlatan bu roman, tevazu sahibi bir padişah portresi çıkarıyor karşımıza. İstanbul sevdalısı, müjdelenen padişah... Genç okurların, tarihi belgelere dayanan olayları roman kurgusu içerisinde gözlemlemelerine olanak tanıyor. Gençler, çağ açan bir padişahın yönetici, asker ve şair yanlarını keşfediyor.
17.16 ₺ -
Kızıl Pençe Karabekir'in Gözüyle Kuruluş Yılları
Kâzım Karabekir'in yazdıkları, resmi tarihin şekerlemelerine fazla alıştırılan okuru şoke ederken, aynı zamanda Ulrich Beck'in "düşmansız demokrasi" dediği bir akımın tarihimizdeki öncülüğünü yapıyor. Eser boyunca İstiklal Savaşı yıllarındaki Mustafa Kemal Paşa'ya duyduğu saygıyı sık sık vurgulayan Karabekir Paşa, onun 'asalaklar' dediği türedi bir grup tarafından kuşatıldığını ve en büyük hatasının bu gruba dayanarak iktidar sürme karşılığında milletten ve özgürlük mücadelesinden kopmak olduğunu cesaretle ileri sürüyor. Hem de bu cesareti bugün değil, Tek Parti yönetiminin doruk noktası sayılan 1933 yılındaki çıkışıyla göstermiş olan Karabekir Paşa, alttan alta Mustafa Kemal Paşa'nın çevresini saran ve ülkede terör estiren gizli bir örgütün deşifresini de yapıyor. KIZIL PENÇE adını verdiği bu gizli ve eli silahlı örgütün 1 numarası kimdi? Kimleri kullanırdı? Asker içinde uzantıları var mıydı? Adam vurmaktan kitap yakmaya, insanları ve ailelerini takip ve taciz etmeye kadar çeşitli kademelerde gerçekleşen ve resmi devletin yanı başına konumlanan bu paralel gizli devletin ipuçlarını Kâzım Karabekir'in emsalsiz analizlerinden öğreneceksiniz. Mustafa Armağan KIZIL PENÇE'de Kâzım Karabekir Paşa'nın yazmış olduğu 3 bağımsız metinden yeni bir metin kuruyor. Paşa'nın söylediklerini netleştiriyor, mesajını anlaşılır kılıyor. Böylece Karabekir'in, çeşitli kitaplarına dağılmış bulunan keskin eleştirel bakışını, tek bir kitabın çatısı altında olanca yoğunluğu ve çıplaklığıyla okurun önüne sunuyor. KIZIL PENÇE yakın tarihimizin kırılma dönemi olan 1922-1933 yıllarında yaşananları 'Kral Çıplak' sözüyle anlatılabilecek bir yalınlıkta ortaya koymayı başarıyor. Rahat üslubu ama sarsıcı tezleriyle KIZIL PENÇE'nin, yalan sisinin dağılmakta olduğu günümüzde tarihin normalleşmesi yolunda önemli bir adım olacağına inanıyoruz.
17.89 ₺ -
Osmanlı'da Strateji ve Askeri Güç
Oryantalist ve Avrupa merkezli görüşe göre gücünün doruğundaki Osmanlı İmparatorluğu, Avrupa üstünlüğü ve gelişen teknolojik gelişmeler karşısında kendini yenileyemeyip gerilemeye başladı. İleri sürülen tüm bu tezlere göre, Osmanlılar “muhafazakâr” oldukları için dünyada meydana gelen dönüşüm sürecine mesafeli kalmayı tercih ediyor, bu da “teknolojik gerilik” olarak tezahür ediyordu. Oysa Osmanlılar, Avrupa askerî teknolojisindeki gelişmeleri oldukça yakından takip etmiş, Avrupa ve Ortadoğulu rakipleri üzerinde üstünlük kurmuş ve kurdukları bu üstünlüğü asırlar boyu muhafaza etmeyi başarabilmişlerdir. Dahası, sahip olduğu ateşli silah üretim gücü İstanbul’a kendi kendine yetebilirlik noktasında uzun vadeli bir avantaj sağlamıştı. ABD’nin başkentinde bulunan ve ülkenin diplomat ve aydınlarının yetiştirilmesinde önemli payı olan Georgetown Üniversitesi’nde Osmanlı, Avrupa ve Ortadoğu tarihi dersleri veren Macar bir tarihçi dışarıdan bakarak Osmanlı stratejisi ve değişen askerî gücünü yazdı ve Oryantalist ve Avrupa merkezli tezlerin çoğunu çürüttü: Osmanlı’da Strateji ve Askerî Güç... Osmanlı, Habsburg ve Rus askerî gelişmeleri ve serhadları yanı sıra Osmanlı stratejisi, istihbaratı ve diplomasisi üzerine araştırmaları bulunan yazarın arşiv belgelerine dayanarak ortaya koyduğu bu çalışma, Osmanlı Devleti’ni Avrupa bağlamında ele alan ilk eser olması yönüyle dikkat çekiyor.
346.75 ₺ -
Haremin Son Yüzyılı Sultanlar ve Damatlar
“Enver Paşa’nın eşi Emine Naciye Sultan, Enver Paşa’yı nasıl seçtiğini şu şekilde dile getirmektedir: “Fakat günün birinde Enver Bey’in beni, Sultan Reşat’tan istemesi üzerine annem odama geldi ve bana dedi ki: Kızım artık sen büyüdün. Seni Abdürrahim Efendi’den başka birkaç kişi daha istiyor. Bunların arasında hürriyet kahramanı Enver Bey de var. İşte hepsinin isimleri ve resimleri… Bak düşün ve karar ver.” Emine Naciye Sultan 19. yüzyıl, Osmanlı İmparatorluğu’nun hem ekonomik, hem de siyasi alanda çok zor günler geçirdiği bir dönemdi. Hanedan yaşam standartlarını korumak/idame ettirmek için mücevherlerini, değerli eşyalarını satmaya başlamış, padişahlar iktidarlarını elinde tutmak için türlü siyasi oyunların içine girmişti. Bütün bu gidişat, her kademesi birçok kural ve kaide ile yönetilen harem hayatını da tabii olarak oldukça fazla etkilemişti. Akademisyen-yazar Cevdet Kırpık, bütün bu süre zarfında padişahların, sultanların ve damatların hayatlarının nasıl değiştiğini birinci el kaynaklardan, dönemi yaşamış kişilerin hatıralarından faydalanarak hazırlamış; Haremin Son Yüzyılı’na dair şimdiye kadar yapılan çalışmalarda ele alınmayan birçok detayı gün yüzüne çıkarmış böylece bundan sonra yapılacak çalışmalara kaynaklık edecek bir eser ortaya koymuştur. - Sarayın çiçekleri sultanlar nasıl yetiştiriliyordu? - Sultanlara damatlar hangi usullerle ve nasıl seçiliyordu? - Eşini kendi seçmek isteyen sultan kimdi? - Kendisine evlenmesi için uygun görülen sultanı beğenmeyen damat adayı kimdi ve bu teklifi nasıl reddetti? - Sultanların nişan ve düğünleri nerelerde nasıl yapılıyordu? - Sultan çeyizlerinde neler vardı? - Hareme/padişaha damat olmanın avantaj ve dezavantajları nelerdi? - Damatlar sultanları neden boşayamazdı? - İhanetin bedeli neydi? Bu kitabı okurken bütün bu sorunların cevabını bulacak, kendinizi haremin koridorlarında hissedeceksiniz...
292.00 ₺ -
1993 Örtülü Darbe
1993'te neler oldu? Sadece birkaç tanesini sayalım: Uğur Mumcu suikasti, Eşref Bitlis olayı, Başbağlar katliamı ve 33 askerin şehit edilmesi... Tüm bu olayların aynı yıla rastlaması bir tesadüf müydü, yoksa tüm bunlar gizli bir planın parçası mıydı? Hakkı Öznur bu titiz ve detaylı çalışmasında bu soruları sorarak, bize 1993'ün arka planını anlatıyor. Çekiç güç, PKK ve derin devlet arasındaki karanlık ilişkileri gözler önüne seren Örtülü Darbe 1993, geçmişimizin karanlık sayfalarını aralayarak, bize bambaşka bir tarih anlatıyor. Gizli planlar, komplolar ve suikastlerle dolu karanlık bir yılın, derinden ilerleyen bir darbenin nasıl gerçekleştiğini görüyoruz Örtülü Darbe 1993'te. 1993'te neler olduğunu göstererek, Türkiye'nin yakın tarihini anlamanın yolunu açan bir çalışma...
9.80 ₺ -
Yol Ayrımında Statükodan Önce Son Çıkış
Türkiye'nin en önemli anayasacılarından biri olan Osman Can, anayasa tartışmalarına önemli ve çarpıcı bir katkı sunuyor bu kitabıyla. Tarihsel kaynaklara ve dünyadan örneklere başvurarak, ülkemizin nasıl bir anayasaya ihtiyacı olduğunu, demokratik, sivil ve hayatın içinden bir anayasayı nasıl yazabileceğimizi anlatıyor bizlere. Anayasa neden bu kadar önemli? Anayasal sistemin temel ilkeleri nelerdir? Nasıl bir anayasa? İhtiyacımız olan sivil ve demokratik anayasaya nasıl kavuşabiliriz? Bu yetkin ve titiz çalışmasında tüm bu soruların yanıtlarını arayan yazar, sadece hukukçuların değil her kesimden okurun ilgiyle okuyabileceği bir metinle karşımızda.
43.80 ₺ -
Benim Akıllı Yavrum
Benim Akıllı Yavrum, çocukların doğumdan itibaren gösterdikleri zihinsel gelişimi ve bunun en iyi şekilde tamamlanması için öncelikle ailenin ve sonra da eğitimcilerin neler yapabileceklerini 5 basit adımda anlatıyor. Bu adımlar: 1.Çocuğunuzun zihni nasıl çalışır farkında olun. 2.Zihnini ve yüreğini güçlendiren bir aile iklimi oluşturun. 3.Potansiyelini farkedin ve gelişimini destekleyin. 4.Çocuğunuzun zihin sistemlerini güçlendirin. 5.Eğitim ve öğrenme yolculuğunu izleyin. Vaka örnekleri ile desteklenen Benim Akıllı Yavrum, geleceğin başbakanlarını yetiştirmek isteyen anneler için...
11.83 ₺ -
Yüzyıllık Müjde Hutbe- i Şamiye
Yıl 1911... İslam alemi tam anlamıyla bir keşmekeşin içinde. Yüzlerce politik-ekonomik-kültürel ve bilimsel sorunla boğuşan Müslümanlar, bir ümit ışığı aramakta. O yıl, tüm İslam dünyasından binlerce alim, Şam’da bir ismi dinlemek üzere bir araya geldi. Ve zamanın ışığı Bediüzzaman, Şam’daki Emeviye Camii’nin minberinden ‘Hutbe-i Şamiye’ adıyla anılan, Müslümanların maddi ve manevi hastalıklarını teşhis eden ünlü hutbesini irad etti. Yıl 2011. Tam yüz yıl sonra, Hekimoğlu İsmail, kendine has üslubu ile, Bediüzzaman’ın sunduğu reçeteleri yeniden ele alarak şerh etti: Yüz Yıllık Müjde...
21.90 ₺ -
Sultan Bir Kanuni Romanı
Sultanlar sultanı, hakanlar hakanı, hükümdarlara taç veren Allah’ın yeryüzündeki gölgesi, Anadolu’dan Rumeli’ye kara ve denizlerin yegâne hâkimi Kanuni Sultan Süleyman Han yedi cihana nam salmaya devam ediyor! Devir Muhteşem Süleyman devridir. Düşmanları bir korkudur sarar. Vehimi çıkar her köşe başından; yamandır, aman vermez. Pargalı ise her vezire benzemez, zekâsıyla savaşır da olmazları oldurur. Hürrem’in tek bir sözüyle kayıplara karışır kimi, kiminin hayatı huzur bulur. Ancak başta Cihan Padişahı vardır ki sefer eyler Bağdat’a, Estergon’a; şanıyla Viyana kapılarına ulaşır. Ne Şarlken tanır ne Ferdinand. Denizler ise Barbaros’tan sorulur. Preveze’den gelen kahramanlık haberleri Kutsal Roma ile Safeviler arasındaki ittifakı körüklerken acaba bu güç savaşında kim galebe çalacaktır? Tarihi romanların vazgeçilmez ismi Okay Tiryakioğlu, Kanuni üçlemesinin ikinci kitabı Sultan’da tarihin en ihtişamlı dönemini soluk soluğa bir anlatımla bugüne taşıyor.
182.50 ₺ -
Kalbin Direnişi
“Başdöndürücübir rüzgâr esiyor etrafımızda. Kronolojik zaman alabildiğine hızlanmış,durmadan imge yığıyor önümüze. Her şey çok hızlı, o yüzden hiçbir şeykökleşemiyor. Yer tutmak çok zor. Çok sayıda doğru var, ama hiçbir doğrukişinin iç âleminde ruhu sükûna erdirecek yoğunluğa ulaşamıyor. Hepimizburadayız ve bir orası yok. Köksüz, yurtsuz, kimsesiz, yalnız. Annebabalarımızdan dahi emniyet almadan..." Böyle diyor Kemal Sayar ve bir çağın, bir toplumun, bir kuşağın serencamını,açmazlarını, çözülme ve savrulmalarını ustalıkla irdeliyor. Akla ve ruhadokunan incelikli çözümlemelerin eşliğinde, hepimiz için, ‘kalbindirenişi'ni merkeze alan bir çıkış yolu öneriyor. Neden mi? Çünkü, "sadece kalbi olanlar içlerindeki mucizeleri görebilir ve sadecekalbi olanlar kötülüğe karşı direnebilir."
9.46 ₺ -
Fetih ve Kıyamet 1453
"Ya ben Şehri alırım ya da Şehir beni" FATİH SULTAN MEHMED 1453 yılına dönmeye, İstanbul'un Fethi'ne tanıklık etmeye hazır mısınız? Tarih alanında pek çok önemli çalışmaya imza atan Prof. Dr. Feridun M. Emecen’den İstanbul’un fethi üzerine muhteşem bir araştırma… Hem Doğu hem de Batı dünyası için büyük önem arz eden bir şehir İstanbul… Bir yanda köklü bir imparatorluk Bizans, diğer yanda da Doğu’nun yükselen gücü Osmanlılar ve küçük yaşta babası tarafından tahta çıkarılan ve katı bir siyasi mücadelenin içine itilen Fatih Sultan Mehmed... Bu beklenmeyen başarı, İstanbul’un fethi, bir bakıma Batı dünyasının siyasi ve askerî ilerlemesine Müslüman dünyasının bir cevabı niteliğindeydi. Bununla da bitmeyecekti; İslam dünyasının en güçlü temsilcisi olan Osmanlı Türklerine Orta Avrupa’ya kadar uzanacak yeni hedeflerinin kapıları da açılacaktı. Peki adı tarihte yer etmiş bu başarılı padişah Fatih Sultan Mehmed kimdi? Şahsi dünyası, kişisel görüşleri, 21 yaşında “Fatih” olmasını sağlayan etkenler nelerdi? İstanbul’u almak için kurduğu hayaller neydi, kuşatmaya hazırlık aşamalarında neler yaşanmış ve fetih nasıl gerçekleşmişti? Gemiler gerçekten de Haliç’ten bir gecede yürütülmüş müydü? Kuşatma boyunca yaşananları Doğu ve Batı dünyası nasıl yorumlamıştı? İstanbul’un fethinin kıyametle kurulan tarihsel bağlantısının ardında yatan sebepler nelerdi? Kıyamet beklentisi niçin İstanbul’un fethiyle özdeşleştirilmişti? Bu ve bu şanlı fetih üzerine merak edilen daha pek çok soru, ilk defa yayınlanan belgeler, özel savaş resimleri, haritalar ve akıcı bir üslupla Prof. Dr. Feridun M. Emecen tarafından araştırılıp yazıldı; Fetih ve Kıyamet / 1453…
94.90 ₺ -
Geçmiş Ayrıntıda Saklıdır
Yakın tarih denildiğinde adı ilk akla gelen târihçilerden CEMİL KOÇAK, "Geçmiş Ayrıntıda Saklıdır"da literatürde pek rastlanmayan, ama birbirinden değerli bilgiler içeren “eskimiş” anıları, günlükleri ve kitapları yeniden hayata döndürüyor. Eskimiş, solmuş, unutulmuş, köşede kalmış, zamânında dahi gözden kaçmış, bugün ise hatırlanması bile mümkün olmayan, dahası yayınlandığı sırada önemli bulunmuşsa da artık terk edilmiş, bâzıları tanınmamış, bâzıları zor hatırlanabilir kitaplar, günlükler, gazete tefrikası olup orada kalmış, dergi koleksiyonlarında saklanmış anılar, kısaca kaybolmuş seslerin yeniden duyulabilmesini sağlıyor. Tüm bunları büyük bir titizlikle yaparken okurlarına geçmişi ayrıntıda aramayı hatırlatıyor. Tarihseverlerin dikkatini çekecek kitaptan bazı başlıklar: İttihatçıların ve itilâfçıların anıları, Balkan savaşlarını yaşayanların gözünden anlatan hâtıralar, Türkiye'de her geçen gün efsaneleşen Çanakkale'nin gerçek tarihi üzerine eserler, Türkiye'de yaşamış asker, diplomat ve bilimadamı Almanlar üzerine ayrıntılı bilgiler, Milli Şef İsmet İnönü üzerine yazılan, ama yayınlanamayan bir biyografinin ilginç hikâyesi, Nazi karşıtlarının İstanbul'daki faaliyetleri. Son pâdişah Vahdettin'in torunu Hümeyrâ Özbaş ile ve Türkiye'de görev yapmış Alman subaylarından Hans Rohde'nin oğlu Dieter Rohde ile Türk-Alman ilişkilerinden Hitler Almanyası'na kadar ayrıntılı bilgilerin bulunduğu çarpıcı röportajlar. "Geçmiş Ayrıntıda Saklıdır" tarihe farklı bir gözle bakmak isteyen ve tarihin yaşayanların gözünden nasıl okunacağını merak eden herkes için ideal bir kaynak niteliğinde.
270.10 ₺