-
Osman Gazi Okay Tiryakioğlu
Ertuğrul Gazi döneminde süren barış ortamından sonra Türk’ün kılıcını düşmana sallayan, yakınlarının üzerine gölge yapan eli kesen, mevzu Kayı olduğunda amcası Dündar Alp’in dahi ihanetine aman vermeyen bir yiğidin hikâyesi bu… Moğolların varlığına rağmen karşısına dizilenlerin yine en çok korktuğu Osmanlı’nın doğuşu… Yayılmaya başlayan Kayı boyunun karşısına çıkan onca farklılık selamla karşılanırken namertliğe karşı acımasızlığına şahit olduğumuz Osman Gazi’nin yazdığı destansı tarihin ilk adımları… At üstünde gösterdiği hüner, düşman karşısında gösterdiği cesaret, hısım karşısında gösterdiği sabır ona koca bir çınar bağışlıyor… Türkiye’nin en çok okunan tarihi romanlarının yazarı, eserleri Arapça, Azerice, Endonezce ve Boşnakçaya çevrilen, okurları tarafından “günümüzün Peyami Safa’sı” olarak anılan Okay Tiryakioğlu, Osmanlı’nın Söğüt’te başlayan kuruluş hikâyesinin baş kahramanı Osman Gazi’yi anlatarak tarihin sayfalarını yeniden aralıyor. Osman Gazi-Çınarın Gölgesinde... Bir kuruluş destanını hakkını vererek okumak isteyenler için… Kitaptan Alıntılar *"Savaşta kazanan değil, kurtulan kazanır." *Osman Gazi, okçularını, taarruz grubu üzerine yönlendirmekte gecikmedi ve saldırı emrini vermek için öne çıktı, "Şahlarım, Şahbazlarım, Yiğitlerim, Erlerim, Erenlerim! Kafirlere gaza niyetine! Bismillahi, sübhanellezi sahhara lenâ hâzâ! Urun haaa! Koman!” *“İster gasp de, ister fetih... Senin gibi düşünenler de olabilir, benim gibi düşünenler de. Yarınki nesillerin içinden bana barbar diyen de çıkacak, kahraman diyen de. Ama şunu iyi bil ki, hiç umurumda değil. Biz bir varlık mücadelesi veriyoruz. Kayı boyu ya yaşayacak ya da büyük beylerin nüfuzları altında eriyip gidecek." *"Barış, onun için savaşmaya hazır olanlarındır."
292.00 ₺ -
Antikacı
Romanları ve oyunculuğu ile Türkiye’de ve dünyada büyük ilgiyle takip edilen Bahadır Yenişehirlioğlu bu kez şaşırtıcı bir romanla çıkıyor okurlarının karşısına. Her şeyi geride bırakıp çekip gitmek kolay mı? Kurmak için yıllarca uğraştığı düzeninden bir çırpıda vazgeçebilir mi insan? Geride bıraktıkların ne olacak? Sorumluluklarını ne yapacaksın? Gözünün içine muhabbetle bakanlar ne yapacak sensiz? Peki ya hayallerin? Gerçekten yaşadığın hayatı istiyor musun? Bu kısacık ömrünü başkalarının istediği gibi mi sürdüreceksin? Benliğini bulmak için hiç mi uğraşmayacaksın? Gidebilirsen eğer, gittiğin yerde seni neler bekler? Gidemezsen kimdir aslında bunun sorumlusu? Üsküdar’ın sırtlarından İstanbul’u sessizce izleyen o ev, içinde Antikacı Cemil Bey’in hikâyesiyle birlikte neler barındırır? Dün ve bugün arasında geliş gidişlerle ilerleyen hayat insanı sonunda nereye çıkarır? Bir yanıyla babasının izdüşümü bir yanıyla onunla hesaplaşması bitmeyen bir karakter olan Cemil Bey’in yaşadığı esrarengiz bir geceyle bütün hayatı adeta yeniden kurulur. Belki aradığımız şey, bakmaya hiç cesaret edemediğimiz yerdedir. Bahadır Yenişehirlioğlu, Antikacı‘da sarsıcı bir kendiyle hesaplaşma hikâyesini bir Türkiye panoraması üzerinden ustalıklı bir kurgu ve etkileyici bir üslupla anlatıyor. Kitaptan Alıntılar "O yanmak üzere bir kandildi ateş yoktu." “Hayalleri gerçekleştirememe hissi. Merak hissi. Korku hissi. Hepsi insanın hayatına öyle bir çakılır ki zaman keskin iki dişlinin arasında kıyılır durur. Kurtuluş, sadece kapıyı aralamakla mümkündür.” "Kendini aramayan insanın ceset kutusundan ne farkı var?" “Kötülük yapmamış kişi iyilik yapamaz ki!" "Hiçbir şey yeniden başlamıyordu. Hiçbir şey dışarıdan gelmiyordu. İçerde olanın hareketiydi bu. “Yolda olmak; yol olmak, yoldaş olmakla bütünleşip tek bir bütün olmak değil midir? Yolda olmak gerçeğin peşinde olanın evidir. Yolda yürümek hikmet aşkıyla hakikate yürümektir. Yolda olmak bir bakıma da hedefe ulaşamamaktır. Çünkü hedefe ulaşmak yolu bitirir, yolun bitmesi de yaşamı bitirir. Hikmetin sırrına ermek istiyorsa bir insan daimî arayış ve yaşamın içinde olmalıdır.”
219.00 ₺ -
Kayı XI Elveda
“Facialara ve olaylara kalkan olamadım ise de paratoner vazifesi gördüm. Bütün musibetleri üzerime çektim. Kendimi feda ederek vatanı kurtarmaya çalıştım.” Sultan Vahideddin Söğüt’te coşkuyla başlayan Kayı boyunun 6 asırlık hikâyesi İstanbul’da hüzünle sona eriyor… Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, KAYI XI: Elveda kitabıyla okuru Osmanlı İmparatorluğu’nun son nefesini verdiği en zor yıllara götürüyor. • Afrika’daki son Osmanlı toprağı Trablusgarp’ın elden çıkışındaki gafletler nelerdi? • Balkanlarda tek kurşun atılmadan terk edilen dört asırlık yurtlar nerelerdi? • Osmanlı Devleti’ni I. Cihan Harbi’ne kimler, nasıl soktular? •Türk tarihinin en hazin harekâtı Sarıkamış’ta neler yaşandı? • Araplar Osmanlı’ya ihanet etti mi? • Filistin toprakları nasıl elden çıktı? • Çanakkale ve Medine’de verilen destansı mücadele… • İngiliz ve Siyonistlerin Osmanlı’yı parçalamak adına kurdukları büyük oyun… • Vahideddin Han ülkeyi kurtarabilme adına nasıl bir mücadele verdi? • Mustafa Kemal’le araları neden açılmıştı? • Vahideddin Han, hain miydi? Vatanı satmış mıydı? Neden yurt dışına çıkmak zorunda kaldı? • 623 yıllık kudretli tarihin en acı skandalı nasıl yaşandı? Ve daha birçok sorunun cevabı Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil’in kaleminden KAYI XI: Elveda kitabında…
273.75 ₺ -
Bırak ve Rahatla
Bazen öyle anlar olur ki duygularımızı yönetemeyiz… Duygularımız bizi yönetir… Öfkemizle baş etmekte zorluk çeker; sevdiklerimizi kırar, incitir, sonra pişman oluruz… Kaygılarımız yaşamımızı esir alır; adım atmakta zorluk çeker, kararsızlıklar yaşarız… Sabah uyandığımızda ‘iyi bir gün geçirmeye’ niyet eder; günü iç daralmaları ile kapatırız… İyi düşünmek yetmez; iyi hissetmekte zorluk çekeriz… İç seslerimiz bir türlü susmaz; hayata tebessüm edemeyiz… Bir telaş, bir acelecilik içinde yaşar; yeryüzünü kendi gözlerimizle seyredemeyiz… Ve tüm bunların değişmeyeceğine inanır, kalitesiz bir yaşama kendimizi mahkûm ederiz… Halbuki, duyguların zarara uğramış yanlarını onarmak, onarılmış duygularla bir iç genişliği içinde yaşamak mümkündür… Değersizlik hislerimizden, yetersizliklerimizden, güvensizliklerimizden ve içimizde yıllar boyunca birikmiş tüm hoşnutsuzluk duygularından arınabilir, ruhsal özgürlüğümüze yeniden kavuşabiliriz… Adem Güneş,Bırak ve Rahatla’da kendimizi nasıl onarabileceğimizi anlatıyor… Altı haftalık bir program içerisinde ‘Duygusal Farkındalık Eğitimi’ sunuyor… Peki ama nasıl? Telaşlı yaşamı bırakıp biyolojik ritmi düzenleyerek ‘sakinliğe’ erişmek… Bastırılmış duyguları bırakıp ‘ruhsal özgürlüğü’ hissetmek… Kaygılı bedeni bırakıp ‘iç genişliği’ elde etmek… Bırak ve Rahatla, geçmişini onarmak ve gerçek kendiliğini bulmak isteyen herkes için…
240.90 ₺ -
Kadın ve Evlilik
Türkiye’de kadınlar üzerinde en büyük tesire sahip yazarların başında Şule Yüksel Şenler gelir. Hayatı ve yazdıklarıyla dikkatleri üzerine çeken, geniş kitleleri derinden etkileyen Şule Yüksel Şenler kadınlar için sembol bir isimdir. Şenler, kalemiyle verdiği mücadelede bedeller ödedi ama açtığı çığırın peşinden kitleleri sürükledi. Yazılarıyla, konuşmalarıyla, kitaplarıyla, özellikle birkaç neslin kült kitabı haline gelenromanı Huzur Sokağı‘yla Türkiye’deki değişimin/dönüşümün öncülerinden oldu. Yetiştirdiği, emek verdiği insanlar ülke yönetiminde söz sahibi bugün. Kadın ve Evlilik, yazarın kadın sorunlarına ağırlık verdiği, tecrübeleriyle günümüze ışık tutan bir eser. Yazdığı döneme has sorunlarla birlikte bugüne ışık tutacak yol göstermeleriyle ve hayatımıza dokunan yönleriyle önemli bir çalışma. Evlilik hayatına dair gözlemleri, genç kızların yaşadığı sorunlar, kadınların ailede ve toplumdaki yerinin/tavrının ne olması gerektiğine dair öngörüleri bugünün de ihtiyaçlarına cevap niteliğinde. Kitaptan Alıntılar Evet, bugüne kadar bu mevzuda sayısız müşahedeme dayanarak üzüntü ve esefle kaydetmek isterim ki erkekler, samimi arzu ve isteklerinde ziyadesiyle haklı olmakla beraber, iman hakikatlerine kavuştuktan sonra hanımlarına karşı hal ve harekât tarzlarında çok kere tamamen yanlış bir rota takib etmelerinin cezasını neticede pek nâhoş bir şekilde çekmekte ve hanımı ile çocuklarına da fazlası ile çektirmektedirler. Evlilik sonrası hidâyete nail olan erkeklerin yanıldıkları bir tek nokta varsa, o da hanımlarının hidâyetini kolaylık bakımından kendi hidâyetleri ile bir tutmaları, onların İslâmî emirlere riayetlerini, kendilerininki kadar basit zannetmeleridir.. Kadınlar hakkındaki bu yanlış zan, dirayetsiz bir doktorun, hastaya yanlış teşhis koymasına ve dolayısıyla yanlış tedâvi tatbik etmesine benzemektedir.
248.20 ₺ -
Selahaddin Eyyubi
“Ve ey kahraman gazi oğul, adın bundan böyle ‘dinine bağlı’ manasına gelen ‘Selahaddin’dir. Sen ki Ehlisünnet’in insaflı, adaletli ve gerektiğinde keskin kılıcısın.” Hemen hemen günlerinin çoğu harp meydanlarında geçen, Ortadoğu’daki Haçlı varlığının belini kıran ve onu asla eski gücüne kavuşamayacak hâle getiren, böylece Ortadoğu-İslâm dünyasının kudretini bütün Avrupa’ya gösteren bir Mücahit Sultan… “Kudüs’ü fethedinceye kadar bir daha üzerimdeki kara giysileri çıkarmayacak ve hiç gülmeyeceğim!” diye yemin ettiğini işitmeyen kalmamıştı. Nitekim en önemli zaferiydi Kudüs. Orada hüküm süren Hıristiyan egemenliğine son vermekle birlikte en güçlü olduğu dönemde Mısır, Suriye, Irak, Hicaz ve Yemen’i etkisi altına almıştı. Buna rağmen, “Ben kral değilim! Ben Müslümanların hizmetkârı, onların en altındaki ferdim!” diyecek kadar mütevazıydı. Aslında o; medresedeki hücresinde, kitaplarının başında olmayı tercih ederdi. Ama bu yanıyla mücadele edip ismini “ünlü kumandan ve siyaset adamı” olarak tarihin tozlu sayfalarına yazdırdı. Ödüllü yazar Okay Tiryakioğlu’nun kaleminden; hilalin gölgesinde geçen bir ömür, Selahaddin Eyyubi.
310.25 ₺ -
Osmanlı Gerçekleri 2
KAYI serisi ile 7’den 70’e herkese ulaşan Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, OSMANLI GERÇEKLERİ dizisinin ikinci kitabıyla da, Osmanlı’nın kuruluşundan yıkılışına kadarki tartışmalı konuları akıcı üslubu, soru cevap usulü ve temel kaynak referansları ile açıklamaya devam ediyor… • Osmanlı padişahları Yavuz Sultan Selim’den evvel halife unvanını kullandılar mı? • Yavuz Sultan Selim mukaddes emanetleri zorla mı alıkoydu? • Yavuz, seferlerinde neden hep doğuyu seçti? • Safevi Devleti’nin hükümdarı Şah İsmail Türk müdür? • Osmanlı fetihlerindeki başarı sırları nelerdir? • Osmanlı’nın yeni fethettiği yerlerde uygulamış olduğu istimalet politikası ne demektir? • Osmanlılar 200 bin kişilik orduların ihtiyaçlarını nasıl karşılıyorlardı? • Osmanlı Devleti’nin resmî dili ne idi? * Osmanlılar Türkleri kötülediler veya ötelediler mi? • Yeniçeriler ile ilgili ilginç detaylar… • Tarihin tartışmalı isimlerinden biri: Şeyh Bedreddin saltanat hırsının kurbanı mı oldu? • Osmanlı sarayında bulunan köle ve cariyelerin akıbetleri ne oldu? Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, OSMANLI GERÇEKLERİ II’de okurlarının zihnine takılan daha pek çok ilgi çekici meseleyi aydınlatıyor… Onu okudukça tarihi daha çok seveceksiniz!
226.30 ₺ -
Hz Mevlana ile Aile Terapisi
“Evlilik iki şeye bağlıdır: Doğru insanı bulmaya ve doğru insan olmaya.” Hz. Mevlânâ Günümüzde dünya bir medeniyet krizi yaşıyor, aileler dağılıyor, çocuk ruh sağlığı sorunları geometrik hızla artıyor, nikâh karşıtı akımlar hızla yükseliyor. Öyleyse eski sorulara yeni cevaplar vermek gerekiyor. Mesnevî Terapi‘de, Hz. Mevlânâ’nın asırlar aşan bilgeliğini modern psikolojiyle bağdaştırarak insanın anlam arayışında kendi iç hakikatini görmesini vurgulayan Prof. Dr Nevzat Tarhan, bu kez merceğini aileye tutuyor. Aile içi ilişkilerde neyi nasıl yapabileceğimizi Hz. Mevlânâ’nın yaşamı veMesnevîhikâyeleri ışığında ele alıyor. Merkeze kadim bilgeliğin temsili mahiyetindeki olay ve anekdotları koyarak eşler arası dinamiklerin, ebeveynlerin çocuklarıyla iletişimlerinin nasıl gelişmesi gerektiğine değiniyor. Hikâyelerden çıkardığı ruha şifa önerilerle hem eşlere hem de ebeveynlere bir manevî gelişim haritası sunuyor. “Aileyi korumak günümüzün en önemli meselelerinden biri. Hz. Mevlânâ ise çağlar aşan hikmetli bakışıyla bireyin ve toplumun dönüşümünü sağlayacak anahtarlar sunuyor. Yakaladığı ezber bozucu örneklerle sadece kendi dönemine değil bugünün ihtiyaçlarına da cevap verecek öneriler getiriyor. O insandaki eğilimleri görüyor, tespit ediyor ve hikâyeleştirerek bugüne aktarıyor. Ondan alacağımız çok ders var.” Prof. Dr. Nevzat Tarhan
262.80 ₺ -
Otağ 3 Sultan Alparslan
“Ey Allâh’ım, sana müvekkil oldum ve bu cihatla sana yaklaştım, senin katında secdeye kapanıyor ve yalvarıyorum. Bu sözlerim, gerçek duygularımı ifade etmiyorsa beni yanımdaki yardımcılarımı ve askerlerimi yok et! Eğer içtenliğimi kabul ediyorsan düşmanlara karşı bu cihatta bana yardım et ve beni muzaffer bir sultan kıl!” Sultan Muhammed Alparslan Ahmet Şimşirgil, Osmanlı İmparatorluğu’nun bütün safhalarını anlattığı KAYI serisinden sonra, şimdi de OTAĞ serisi ile eski Türklerin tarihini anlatmaya devam ediyor. Orta Asya’nın derinliklerindeki Türk imgesi, ezber bozan bilgiler ışığında bir kez daha parlıyor. Şimşirgil, serinin OTAĞ III- Horasan’dan Anadolu’ya Selçuklular/Sultan Alparslan adını verdiği üçüncü kitabında Cend’den atılan Selçuklu okunun Malazgirt’te Sultan Alparslan komutasındaki orduyla Anadolu’ya düşerek bu toprakları nasıl yurt edindiklerini tüm yönleriyle anlatıyor. • Anadolu kapısını Türklere açan Selçuklular kimlerdi? • Yeni bir vatanın kapıları nasıl açıldı? • Dukak ve Selçuk konusunda ezber bozan bilgiler! • Büyük Selçuklu Devleti’nin temellerini atan Dandanakan Savaşı’nda neler yaşandı? • Amidülmülk Kündürî ve Selçuklu sarayında dini çatışmalar! • Selçuklu devlet teşkilatının temellerini atan ünlü vezir Nizâmülmülk kimdir? • Muhammed Alparslan’ı sultan yapan büyük savaş! • Romanos Diogenes ve Türkler üzerine seferleri! • Malazgirt Savaşı’nı meydana getiren sebepler nelerdi? • İmparator Romanos Diogenes’in hazin sonu! • Yiğitliği, mertliği, İslam’a bağlılığı ve siyasî/askerî dehasıyla Türk coğrafyasına damgasını vuran Sultan Alparslan nasıl vefat etti, vasiyeti neydi? Tüm bu soruların cevaplarıyla birlikte Türklerin efsanevi komutanı Sultan Alparslan ve Malazgirt Savaşı’nı Ahmet Şimşirgil’in kaleminden roman tadında okuyacaksınız!
219.00 ₺ -
Kerime
1932… Anadolu’da bir kasaba… Ezanın Türkçe okunma kararının alındığı yılda başlıyor Kerime’nin hazin hikâyesi. Kerime sessiz ve korkak… Ağabey Mehmet… Yüreğini kavuran gizli günahlarının bedelini ödeyemeyeceği gerçeğinin altında eziliyor günbegün… Ailenin küçük kızı Nezihe… Umutsuz bir aşkın peşinde felaketine sürüklenip gencecik hayatını bir adam uğruna karartıyor… Ve çevresine müşfik, ailesine hayatı zindan eden Kerime’nin babası Kâtip Efendi… Tek arzusu; mutlu olmak, gerçek aşkın varlığına inanmakken, annesinin ve mahallenin baskısıyla kendinden yaşça büyük, dul bir adamla evlenen Kerime, hayatın girdabında kayboluyor… Kerime, yeni bir Yaprak Dökümü…
200.75 ₺ -
Aşk Çölü
Bütün savaşların esas kahramanları kadınlardır. Ve savaşlar yalnızca insanları değil, türküleri de öldürür. 1911… Yemen… Birbirinden zorla ayrılan iki kardeş. Çöl ve ateşin kavurduğu, yemenisine sarılmış küçücük bir kız. 2014… İstanbul… Yemen türküsünün kayıp mısrasını arayan bir kadın. Geç gelen aşkın ve umudun peşinde bir adam. Okurlarının, “geçmiş ve bugünün kadınını en iyi konuşturan yazar” olarak andığı Bahadır Yenişehirlioğlu, binlerce askerin şehit olduğu Yemen Cephesi’nin gölgesinde, birbirinden ayrı düşen iki kardeşin hikâyesini Yemen türküsüne ve bugüne ustaca bağlıyor. Havada bulut yok, bu ne dumandır? Mahlede ölü yok, bu ne şivandır? Şu Yemen elleri neden yamandır? Giden gelmiyor, acep nedendir? Hüzün, sevinç, paylaşmak, tarih, kardeşlik ve ölümsüz sevdalar… AŞK ÇÖLÜ; Bahadır Yenişehirlioğlu kaleminden…
200.75 ₺ -
Dijital Dünyada E-beveyn Olmak
Dijital dünyada e-beveyn olmak” derken ne kastediyoruz? İnternet artık hepimizin hayatının vazgeçilmez bir parçası. Bir yanıyla çok zengin bir fırsatlar dünyası, bir yanıyla da önü alınmazsa büyük risklere gebe bir mayın tarlası. Hadi biz yetişkinler bu mayın tarlasında bir şekilde güvenle yol alabiliyoruz. Peki çocuklarımız? Onların bu dünyada var olmalarının önüne geçmek ne mümkün ne de gerçekçi. O halde zaman zaman kendimizi çocuklarımızdan daha acemi hissettiğimiz bu dünyada onları nasıl koruyacağız? Adeta herkesin “orada” olduğu bu fırsatlar ve riskler evreninde tek çözüm, çocuğunuzun elinden tutup caddenin güvenli tarafında birlikte gezmek… El tutma yaşını geçtiyse, en azından onun birkaç adım arkasından yürümek… Takip mesafesini doğru ayarlamak… Eğitimci Salih Uyan, işte bu evrende çocuklarının güvenliğini sağlamak isteyen anne babalara sesleniyor. Dijital dünyanın kendine has özellikleri, bizi bu dünyayla bağlantılı hale getiren akıllı telefonlar, oyunlar, sosyal medya…. Medya üzerinden üretilen sanal gerçeklik, siber zorbalık ve bütün bunların çocuklarımızın kişilik gelişimine, sosyal uyumuna, dil gelişimine etkileri gibi konuları masaya yatırıyor. Hem bir eğitimci hem de bir “dijital dünya göçmeni” olarak, bizleri dijital dünyanın yerlileri olan, doğdukları andan itibaren kendilerini bu âlemde bulan çocuklarımıza nasıl rehberlik edebileceğimiz üzerine birlikte kafa yormaya davet ediyor. Kimi zaman esprili, kimi zaman bizi bize gösteren ince dokunuşlarla ve çözüm önerileri getiren bir bakışla… Kitaptan Alıntılar * Çocuğunuzun teknolojiyi kullanabiliyor olması, kuralsız bir şekilde kullanması gerektiği anlamına gelmiyor. Şimdiye kadar anne-babalık vazifenizi layıkıyla yaptınız. Onu tek başına dışarı göndermediniz, eve geç gelmesine müsaade etmediniz, tanımadığınız arkadaşlarıyla uzaklara gitmesine göz yummadınız. Ama asıl ebeveynlik şimdi başlıyor. Kendimden biliyorum. Z kuşağı çocuğuna ebeveyn olmak insanı bayağı bir zorluyor. * Teknoloji hızla ilerlerken panik yapmayın. Siz zaten çocuklarınızı nasıl koruyacağınızı biliyorsunuz. Bu içgüdüsel bir davranış sizin için. Çocuğunuz yeni yürümeye başladığında kendisine ve etrafa zarar vermesin diye çözümler ürettiniz. Muhtemelen mutfak dolaplarına çocuğun açamayacağı kilitler taktınız. Çocuğunuz ilk kez bisiklete binerken düşmesin diye yanında durup onu tuttunuz. Caddeden karşıya geçerken elini bırakmadınız. Hava karardığında hâlâ eve gelmemişse cama çıkıp beklediniz. O halde teknolojik cihazların kullanımıyla ilgili de bir şeyler yapabilirsiniz. 8 yaşındaki çocuğunuzun tek başına herhangi bir kafeye gidip, tanımadığı insanlarla konuşmasına izin veriyor musunuz? Eğer vermiyorsanız, internette tanımadığı kişilerle iletişim kurmasına da izin vermeyeceksiniz demektir. 15 yaşındaki çocuğunuz gece yarısına kadar arkadaşlarıyla dışarıda takılabiliyor mu? Eğer buna izin vermiyorsanız, yatağında akıllı telefonuyla gece yarılarına kadar arkadaşlarıyla sohbet etmesine nasıl izin verebilirsiniz? Yapmamız gereken tek şey, zaten yıllardır normal hayatta yürüttüğümüz ebeveynlik görevimizi, dijital ortama transfer etmek. “Ben teknolojiden anlamıyorum” deyince sorumluluktan değil suçluluk duygusundan kurtuluyoruz sadece. Biraz gayretle herkes çocuğunun dijital dünyadaki ayaz izlerini takip edecek kadar temel bilgiye sahip olabilir. * Aklınıza muhtemelen şöyle bir soru gelecek. “İyi de televizyon seyretmeyen çocuk bir günde 1000 kelime duyuyorsa, seyreden çocuk 10,000 kelime duyuyor. Nasıl kelime hazinesi daha zayıf olabilir?” Bu sorunun cevabı aslında basit. Dil iletişim yoluyla gelişir. İletişim için de karşılıklı diyalog gerekir. Eğer çocuğunuz televizyondaki spikerle konuşmuyorsa, iletişim yok demektir. Konuşuyorsa da başka bir problem olabilir. * Çocuğunuza elbette güvenin. Ama güvenle boş vermişlik arasında ince bir çizgi olduğunu ve akıllı cep telefonlarının tam da bu çizginin üzerinde olduğunu sakın unutmayın!
211.70 ₺ -
Tebessüm ve Tefekkür
Şurası bir gerçektir ki, herkes fıkra anlatamaz, ibretli ve hikmetli sözler söylemek, kulaklara küpe hazırlamak, insanları hem güldürmek hem düşündürmek için keskin zekâ kadar, ilim ve irfan hazinesine de ihtiyaç var. Dağarcığı dolu olan bir bilginin, bir şâirin, bir sanatkârın sözleri, hiç şüphe yok ki altın ve mücevher değerindedir. Onun içindir ki, eskiden bazı padişahlar, birtakım önemli devlet adamları, dinledikleri ve beğendikleri mizah üstadlarının, şâirlerin ve ediplerin ağızlarını altınla doldurmak istemişlerdir. Şaka, ciddi bir iştir. Kelâm-ı kibar, kibar-ı kelâm olduğu gibi, mizahın izahı da düşündürürken güldürmesi, güldürürken de düşündürmesidir. Unutmayalım ki, Allah’ın yarattığı canlılar içinde sadece insan, tebessüm etmek ve tefekkür etmek gibi iki önemli özelliğe sahiptir. Kültür tarihine dair birbirinden güzel çalışmaları bulunan Dursun Gürlek’in, Tebessüm ve Tefekkür adlı bu kitabında; “Paralı Kitap”, “Cimrinin Yoğurdu”, “Dâr-ı Bekâ”, “Mihrimah Sultan’ın Kedisi”, “Mücevher Kutusundan Çıkanlar”, “Garîbeler”, “Mezarda Doğan Çocuklar”, “Aynalı Hâkimin Marifeti”, “Eski Kitaplardaki Eskimez Sözler”, “Hükümdar Mıknatıstan Olsa”, “Kültür Dünyamızın Tahir Efendileri” gibi nefis yazılar mevcut.
200.75 ₺ -
Gidersen Veda Etme
Bilinmezlerle perdelenen iftiralar, yıkılan yuvalar, evladına hasret kalan analar… Gözleri görmeyen bir delikanlı ile kalbine duvarlar ören bir genç kızın imkânsız aşkı… Gerçek huzurun peşinde, arayış içindeki kalplerin bir ömürlük hikâyesi… Bambaşka dünyalara ait insanların kesişen kaderlerinin hikâyesi bu… Türk edebiyatının en üretken yazarlarından Ahmed Günbay Yıldız’ın kaleminden gerçek körlüğün kalplere inen bir perde olduğunu anlatan, sürprizlerle dolu, çarpıcı bir roman: Gidersen Veda Etme… Giderken sadece kalbimi değil karanlıkta parıldamaya başlayan düşlerimi de alıp beraberinde götürmüşsün. ‘Solmayan bir çiçek var,’ derdin, hatırlıyor musun? ‘O çiçek, umut çiçeğidir,’ derdin ya hani?.. Dünyamı daha da karanlıkların içinde bırakmak için o çiçeği de yüreğimden acımasızca koparıp götürmüşsün.
248.20 ₺ -
Allahın Boyasıyla Boyanmak
Modern insan hayata rehber olan Kur’an’ın verdiği mesajları acaba ne kadar anlayabiliyor? Kişisel gelişim hedefini büyük başarılar elde etmek, makam ve mevkie ulaşmak, maddi güç sahibi olmak olarak mı anlamalı? Ahlak, dürüstlük, diğerkamlık, erdem, Allah ile ve toplumla barışıklık olarak kişisel gelişimin hangi noktasında? Din Psikolojisi Profesörü Hüseyin Peker, Allah’ın boyası ile boyanan, yani kendini gerçekleştiren verimli ve huzurlu insanın Kur’an’da nasıl ele alındığını, hangi özelliklerinin ön plana çıkarıldığını ayetler ve hadisler eşliğinde aktarıyor…
12.00 ₺ -
Son Hasat
Gökkuşağından ormanlar dikiyorum şimdi Bütün renkleri geri getirmeye geliyorum Ölümümle yaşamımı geri getirmeye geliyorum Cennette seni bekliyorum Belki dirilir gönlümün yalnızlığı Hepsi bir aşk hikâyesi Hilal... Akhisarlı zeytinyağı tüccarı bir ailenin, kuşaklardır iyi yetişmiş, görmüş geçirmiş bir neslin son halkası, şehrin en itibarlı adamlarından İsmail Bey'in kızı. Biraz şımarık, biraz garip, başı renklerle, içindeki seslerle dertte olan Hilal. Ailesinin herkesten, neredeyse kendilerinden bile sakladığı “gerçek”le şizofren Hilal. Ve Alparslan... Akhisar’ın bir başka güç sahibi ailesinin, tutun tarlalarına hükmeden Halil Ağa'nın oğlu. Babasının eli kolu, her şeyi, geleceği, soyunun yürüyeceği kişi. Ama itaatkâr, hayalperest üstelik âşık Alparslan. Gönlünü mevsimlik işçi olarak tarlalarında çalışan güzel Zeliha’ya kaptıran ama iradesini eline alamayan Alparslan. İnsanoğlu, bir başkasının menkıbesine gerçekten nüfuz edebilir mi? Hayat kimin seçimleriyle belirlenir? Hayal ve gerçek arasındaki sınırı kim çizebilir? Bahadır Yenişehirlioğlu, Son Hasat’ta kendi seçimlerinden mahrum bırakılmış iki karakter üzerinden insanoğlunun güç, itibar, makam ve mevki arzusu karşısındaki zaaflarını sorguluyor. Kendilerine rağmen ailelerinin seçimiyle bir araya getirilen Hilal ve Alparslan’ın hikâyesinden herkesin hayatını altüst eden bir dram ortaya çıkıyor. Çarpıcı ve etkileyici kurgusuyla Son Hasat, Bahadır Yenişehirlioğlunun kaleminden..
182.50 ₺ -
Ertuğrul Gaziyle Bir Gün
Sevgili ebeveynler, çocuklarınızın hem kendi tarihlerini öğrenip hem de hoşça vakit geçirmelerini mi istiyorsunuz? Çocuğunuz “Ünlülerle Bir Gün” dizisinin “Ertuğrul Gazi’yle Bir Gün” isimli bu kitabıyla Kayı Boyu’nun Anadolu’ya yolculuğunda Ertuğrul Gazi’nin nasıl önderlik yaptığını okurken, Müslüman coğrafyasındaki birlik ve beraberliğin önemini farkeder, ülkesinin geçmişine karşı merak oluşur ve metinde verilen ipuçlarından hareketle karşılaştığı yeni kelimelerin anlamlarını tahmin eder.
65.70 ₺ -
Kalbimin Efendisi Set 3 Kitap
İnsanı insana köle olmaktan kurtaran ve bütün insanlığı kucaklayan İslam dinini daha iyi anlamak için Peygamberimizi (sav) daha yakından tanımaya ihtiyacımız var… Kalbimin Efendisi, bütünlüğü ve akıcı anlatımıyla; Peygamberimizi(sav) yeryüzündeki bütün insanlardan farklı kılan edep ve ahlak üstünlüğüyle tanımamıza yardımcı oluyor… Peygamberimizi (sav) daha yakından tanımak ve O’nun (sav)rehberliğinde birhayat sürdürmek isteyenlere…
321.20 ₺ -
Anne Darbe Ne Demek
15 Temmuz gecesi Türkiye şok edici bir darbe girişimi ile karşı karşıya kaldı. 1980 sonrası kuşaklar fiili bir darbe ile hiç tanışmamıştı. Önceki kuşaklar belki darbelere aşinaydı ama bu defa başka bir şey oluyordu. “Ancak filmlerde olur,” denilebilecek cinsten bir çılgınlık yaşanıyor; bir milletin uçakları aynı milletin Meclis’ine bomba yağdırıyor, sokaktaki insanlara kurşun sıkıyordu. Her şeye rağmen halk sokaklara indi ve dünya siyasi literatürüne geçecek bir inisiyatifle bu darbe girişimini, daha doğru tabirle bu çılgınlık halini engelledi. Yaşananlar kadar bu çılgınlığın faili de şaşırtıcıydı. Olayın arkasında bir süredir devlete kafa tutmakta olan FETÖ yapılanması mensuplarının olduğu anlaşıldı. Türkiye kamuoyunun daha birkaç yıl öncesine kadar bir dinsel hareket olarak gördüğü oluşum, bir terör örgütüne dönüşmüştü. Nasıl olmuştu da kendi halindeki saf inananlar adeta gizemli bir tarikatın neferleri haline getirilmişti? Psikiyatrinin bütün bu olanları nasıl açıkladığını görmek için belki de çocukların o saf sorusuna dönmek gerekiyordu: “Anne, darbe ne demek?” Prof. Dr. Nevzat Tarhan ülkeyi 15 Temmuz darbe girişimine götüren sürece olabildiğince etraflı bir biçimde bakarak bir tür toplumsal özeleştiri ile sadece FETÖ yapılanmasını değil, böyle bir yapının genişleyip büyümesine yol açan toplumsal dinamikleri de ele alıyor. Birey ve toplum psikolojisi açısından bu ülkenin vatandaşlarına nasıl bir "oyun" oynandığını deşifre ediyor. Darbe girişimi sonrasında birçok şey yazıldı çizildi, bu konuda birçok kitap yayımlandı, ama meselenin psikolojik boyutu üzerinde pek durulmadı. Kendi halinde, saf, inanan insanlar nasıl kitlesel bir hezeyanın parçası haline getirildi? Ve bir daha böyle acı bir olayın yaşanmaması için toplum olarak ne yapabiliriz? Bütün bu soruların cevapları bu kitapta...
18.98 ₺ -
İmparotorluğun Son Nefesi
İmparatorluğun Son Günlerinden Cumhuriyet'in Kuruluş Öyküsüne... "En utanılacak yönümüz; tarih yaptığımız halde tarih öğrenmemek; tarih yazmamak konusundaki ısrarımız!” İlber Ortaylı "Birinci Dünya Savaşı Türk halkı için en acı hatıralarla doludur. Cephedeki şehitlerin yanı sıra cephe gerisinde yokluktan, hastalıktan ölümler ve sıkıntılı bir hayat söz konusudur. Ama galiba Türk toplumu modern anlamda bir millet olma aşamasına burada dönmektedir. Bu, onu birçok başka ulustan farklı kılan yanıdır. Direnci artırmış ve kimliği oturmuştur." "Cumhuriyet tarihinin üzerinde en çok tartışılan olaylarından biri Lozan Antlaşması’dır. Bu konuda Lozan’ı bir hezimet olarak görenler de bir zafer olarak niteleyenler de var. Lozan mantıki ve gayet onurlu bir uzlaşmadır. Kalıcı ve düzeni sağlayıcı bir anlaşma olarak görülmelidir." "Cumhuriyet, devamlılıktır. Osmanlı, Türklerin imparatorluğuydu, bu da Türklerin cumhuriyetidir." "Atatürk’ün başarısındaki en önemli faktör; vazgeçmek bilmeyen iradesidir, bu noktada Rumeli inadı vardır Gazi Paşa'da. 'Olmalı' dediği an, olabilir yok. Bu liderlik yapmaya hevesli herkese lazım bir prensib..." Balkan Harbi'nden Birinci Dünya Savaşı'na, İstiklal Mücadelesi'nden Lozan Görüşmeleri'ne, Halifelik tartışmalarından Cumhuriyet’in kuruluşuna, Sultan Abdülhamid'den Mustafa Kemal Atatürk'e, Enver Paşa'dan Halide Edip'e gündemden düşmeyen konular ve tartışılan tarihî kişiliklere dair İlber Ortaylı'nın görüşlerini merak edenlerin kaçırmaması gereken bir kitap; İmparatorluğun Son Nefesi...
23.73 ₺ -
Tanınmayan Büyük Çağ
İslam Uygarlığının Tanınmayan Büyük Çağını Keşfedin… Prof.Dr. Fuat Sezgin uzun yıllar süren çalışmaları sonucu ortaya koyduğu bu eserle, İslam dünyasının bilim ve teknoloji alanlarında insanlığın gelişmesine yaptığı katkıları incelemekte, bilim tarihi için yeni bir bakış açısına kapı aralamaktadır. Dünya bilim tarihinde İslam biliminin oynadığı rolü çeşitli örneklerle ele alan bu eser, Batı merkezli bilim anlayışına bir alternatif niteliği taşımakla birlikte, İslam dünyası için de bilim alanındaki büyük başarılarını hatırlatan bir kaynak oluşturmaktadır. Prof.Dr.Fuat Sezgin, bilim ve teknolojide Müslümanların insanlık kültür mirasına yaptıkları önemli katkıları gözler önüne sererken, Mimarlık, Savaş Tekniği, Tıp, Denizcilik, Kimya, Coğrafya, Geometri, Fizik ve Astronomi gibi alanlarda İslam Dünyası’ndaki gelişmelerin on asırlık tarihini titizlikle inceleniyor. Renkli görsellerle desteklenen, Avrupa merkezci ve oryantalist olmayan bir gözle kültür tarihimize yeniden bakmak isteyenler için kaçırılmayacak prestij bir kitap… Saklı kalmış geçmişimize bilimsel bilgilerle dopdolu bir yolculuk… Bilimler historiyografsında inatçı bir şekilde tutunan, İslam kültür çevresinin bilimler tarihindeki yaklaşık 800 yıllık yaratıcı dönemini görmezden gelen ve böylelikle de modern insanın temel bilim tarihi bakış açısını daha okul kitaplarından başlayarak perçinleyen ele alış tarzı hâkimdir. Bu yargı sadece Batı dünyası için değil, aynı zamanda en geniş anlamda, okul kitaplarının Amerikan ya da Avrupalı örneklerine göre şekillendirildiği, günümüz İslam kültür bölgesi için de geçerlidir. Ümit ederiz ki bu çalışmayla okurlar, “bilimler tarihinin bütünlüğü” düşüncesine ulaşırlar. Bu düşüncenin ifadesi şudur: İslam dünyası, geç antik dönem ile Avrupa yakın çağı arasındaki devirde, gelişime en müsait ve etkisi en güçlü kültür sahasıdır ve de eski dünya ile oluşmaya namzet Avrupa arasındaki yegâne gerçek bağdır. Ve yine ümid ederiz ki bu eser 800 yıl boyunca İslam kültür çevresinde gerçekleştirilmiş olan başarılara yönelik küçümseyici yaygın kanaati değiştirecektir.
69.35 ₺ -
Aşk Kapısı Mevlana
Dostumuz Mevlana… Asırlardır doğru yolu gösteriyor, bize moral veriyor, bizi motive ediyor. Hayatımızı aşkla anlamlandırıyor, duygularımızı coşturup kanatlandırıyor. Bizi kendimize, özümüze döndürüyor, ebedî bir gençlik aşısı yapıyor. O güçlü bir sevgi mıknatısı… Gürül gürül akan bir teselli pınarı… Acılarımızı tatlandırıyor, gözyaşlarımızı siliyor ve bizi şefkatle kucaklıyor. Kendine değil, Yüce Yaratan’a çağırıyor. Dostumuz Mevlana.. Dostsuzlara dost oluyor..
73.00 ₺ -
Selanikin Yükselişi
“Biz Türkler de umum Osmanlılar gibi bu müstebid hükûmetten ıslahat ve hürriyet isteriz. Cemiyetimiz bu maksadla çalışıyor. Biz bugün, Ermenileri tedibe çalışacağımıza idaresizliğin, zulüm ve istibdadın merkezi olan Babıâli, Şeyhulislâm kapısını, Yıldız’ı basarak bu daireleri müstebidlerin başına yıkalım, elele verelim, toplanalım, çoğalalım. Bizim de hürriyete, serbestiye âşık ve müstahak olduğumuzu âlem-i medeniyete gösterelim” Osmanlı İttihâd ve Terakkî Cemiyeti Osmanlı tarihinin en çok konuşulan/tartışılan padişahı Sultan II. Abdülhamid ve Batı’dan sirayet eden/ettirilen; başta Meşrutiyet olmak üzere hürriyet, müsâvât (eşitlik), uhûvvet (kardeşlik) fikirlerinin öncüleri Jön Türk Hareketi... Ortada dağılmakta olan bir devlet ve bunu kurtarmak isteyen iki taraf: II. Abdülhamid ve Jön Türkler…Ve bu uğurda yapılan kıyasıya bir siyasî mücadele…
73.00 ₺ -
Osmanlı Modernleşmesi
Prof. Dr. Kemal H. Karpat’a göre Osmanlı sosyal yapısı, devlet geleneği, sanatı, hukuk sistemi, kültürü ve tarihi değişmeye yani modernleşmeye kendi kültürel ve tarihî çerçevesini çizmiştir ve ona göre değişmiştir. Değişme konusunda değişmeyi tetikleyen devlet ve değişmeye maruz kalan toplum arasında değişmenin yani modernleşmenin özü ve amacı konularında büyük farklar ve çelişkiler olmuştur ve hâlen oluşmaktadır. 19. yüzyılın ikinci yarısında büyük bir bürokrat grubuna dayanan merkezileşme, devletin gördüğü hizmetlerin çoğalması, Kırım, Kafkasya ve Balkanlar’dan gelen göçler eskiye göre içeride çok yeni bir sosyokültürel ve politik ortam yarattığı gibi, dış güçler de Osmanlı sosyal gelişimini yakından etkilemiştir. Dış etkenler arasında Osmanlı’nın dar çerçeveli pazar ekonomisini Batı’nın sınai ve ticari kapitalizminin nasıl etki altına aldığını birinci derecede göz önünde tutmak gerekir. Hakikaten kapitalizm Osmanlı üretim sistemini kökünden etkileyerek özel mülkiyetin gelişmesini sağlamış, süreç devlet mülkiyeti, yani miri mülkün gittikçe daralması ve ferdiyetçi bir toplumun ortaya çıkmasıyla sonuçlanmıştır. Karpat bu eserinde; Osmanlı sosyal yapısının yüzyıllar boyu geçirdiği evrim ile modernleşmenin yaşandığı 18. ve 19. yüzyıllarda oluşan sosyal yapı değişikliklerinin nitelik bakımından birbirinden nasıl ayrıldığını tüm detaylarıyla anlatmaktadır. Osmanlı Devleti’nde sosyal yapı değişikliklerini tarihî bir çerçeve içinde ele alan bu çalışma; 19. yüzyıldaki ıslahat girişimlerinin, devlet yapısındaki değişikliklerin ve nüfus hareketlerinin birbirini nasıl etkileyerek yeni bir toplumsal yapıyı oluşturduklarını tüm detaylarıyla incelemektedir.
175.20 ₺ -
Sarı Saltuk Diyarı Babadağı
Babadağı hakkında bir kitap yazmayı yıllar önce planlamıştım. Amacım, Osmanlı devlet ve tarihine merkezden; yani İstanbul'dan değil; küçük bir kasaba açısından bakarak bu kasabanın neden ve nasıl büyüdüğünü, nasıl çöktüğünü anlatmaktı. Bunun için de İslam ve Osmanlı tarihinde istisnai derecede ilginç bir yeri olan Babadağı'nı seçmiştim. Orada doğup büyümem ve Babadağı'nın ruhunu içime sindirmiş olmam; gölünü, ormanlarını, insanlarını yakından tanımam, kasabanın tarihini yazmamı kaçınılmaz bir vazife haline getirmişti. Sonunda elimde bulunan bilgileri bir araya getirerek yayınlamaya karar verdim. Böylece Babadağı'na duyduğum minnet borcumu kısmen de olsa ödemiş olacağım. Daha iyisini, tarihi seven ve geçmişini unutmayanlar yapsın. Son söz bu. Kemal H. Karpat
273.75 ₺ -
Osmanlı ve Modern Türkiye
Dünyada Türk-Osmanlı tarihine bakışı değiştiren, tüm üniversitelerde okunan ve okutulan efsane tarihçimiz Prof. Dr. Halil İnalcık’tan Osmanlı ve Modern Türkiye'ye dair ufuk açıcı bir kitap… "Milletleri millet yapan tarihleri ve kültürleridir. Tarihsiz bir millet, kişiliğini kaybetmiş bir bireye benzer." "Osmanlı imparatorluk rejimi, din ve ırk ayrılığı gözetmeyen, bütün tebaayı Osmanlı Devleti şemsiyesi altında birleştiren siyasi bir düzendi." "16. yüzyılda Osmanlı dünya gücü, Avrupa siyasi coğrafyasını ve ekonomisini belirleyen başlıca etkenlerden biriydi." "İslâm medeniyeti Ortaçağ’da; felsefede, tıpta, astronomi ve matematikte, hatta teknolojide Batı Hıristiyan dünyasına örnek olmuştur." "Ahî ve derviş zaviyeleri Osmanlı Devleti’nin fetih ve yayılış döneminde, Rumeli’de yerleşmede (kolonizasyon) hayati bir rol üstlenmişti." "Osmanlı Devleti’nin son iki yüzyıllık değişim ve dönüşümü, 1923’te Cumhuriyet’in ilanı ile noktalanmıştır." "Atatürk, yalnız büyük bir askerî stratejist değil, aynı zamanda usta bir siyaset stratejistidir." "Atatürkçülük, yüz elli yıllık bir tarihî gelişimin son ve radikal ifadesiydi." "Türk devriminin en derin etki yaptığı memleket Hindistan’dır. Bu geniş memlekette gerek Müslümanlar gerek Hindular, İngiliz koloni idaresine karşı özerklik ve bağımsızlık hareketlerinde Türkiye’de gelişen olaylardan ilhâm almışlardı." "İslâm devletleri arasında Mustafa Kemal’in emperyalizme karşı mücadelesini heyecanla izleyen ilk Müslüman devlet Afganistan’dır." Prof. Dr. Halil İnalcık
138.70 ₺ -
Teşkilatı Mahsusa Subayının Hayatı Kuşçubaşı Eşref
Trablusgarp fedaisi, Batı Trakya savaşçısı, efsanevi Teşkilat-ı Mahsusa subayı, 150’lik… Osmanlı’nın son dönemine damgasını vuran Kuşçubaşı Eşref, bugün hâlâ tartışılan bir karakter; kimilerinin görmezden geldiği, kimilerininse mitik hale getirdiği, tarihsel gerçeklik ile popüler hayal gücünün sınırları arasında flulaşan efsanevi bir figür. Dünyaca ünlü tarihçi Profesör Benjamin C. Fortna’nın, Kuşçubaşı’nın kendi eliyle kaleme aldığı hatıralar ve sandukasından çıkan şahsi belgelerden üzerinden yaptığı bu birinci sınıf çalışma, Kuşçubaşı hakkında bugüne kadar yazılan en detaylı ve güvenilir biyografi olma özelliğini taşıyor. Fortna, çalışmasını bireye merkezleyerek, devlet ve toplum arasındaki katı sınırları sorgulamaya ve çok daha incelikli bir tarihsel gerçekliğe varmaya kapı aralıyor. “Sadakat, hıyanet, milliyet ve vatanperverlik gibi heybetli ve telaffuzu hoş kavramlar tekil insanların hayatlarına giydirilerek izah edilmeye çalışıldığında kağşarlar, keskinliklerini kaybederler. Eşref Bey kolayca kullanılan soyut kavramları sigaya çekmemizi sağlayan somut bir hayat yaşamıştır. İlaveten, yaşadığı zamanın dünyasını dostlarla ve düşmanlarla paylaşmıştır. Her insan bir ilişkiler ağının parçası, o halde her biyografide yan rollerde başka ilginç karakterler de boy göstermelidir. Nitekim Kuşçubaşı Eşref Bey biyografisinde kendisinden başka Mustafa Kemal, Enver, Cemal ve Hurşid paşaların, Süleyman Askerî ve Yakup Cemil’in, Çerkes Ethem’in, Ahmed’in, Reşid’in, Selim Sami’nin hikâyelerinin bazı cepheleri de saklıdır.”
328.50 ₺ -
Selanik İstanbula Karşı
* 31 Mart Vak'ası'nın gerçek nedenleri... * Jön Türk-Sultan Abdülhamid Mücadelesi'nin sonucunda ne oldu? * Ordunun siyasete karışması ne gibi dengesizliklere neden oldu? * Edine Vak'ası, Kör Ali Olayı ve Askeri İsyanlar'ın detayları... * Avcı Taburları, Askerler, Hocalar, Ulema ve kıyafet değiştiren subaylar... * Hareket Ordusu nasıl oluştu, nasıl harekete geçti? * "İstanbul'un yeniden fethi" nasıl gerçekleşti? * Sultan Abdülhamid'i kimler, nasıl tahttan indirmeye karar verdi? Süreç nasıl işledi? * Ayaklanmaların arkasında "irticacılar" mı vardı, yoksa yabancı parmağı mı?
69.35 ₺