-
Dede Korkut Kitabı
"Destanlar devri çoktan kapandı" diyen doğru söylüyordu. Ne var ki, bir metin masal çağının kuytularına sızıyorsa, onda, çağları aşan bir nefha esiyorsa, kendi çağını sürekli açıyor, demektir.Dede Korkut Kitabı, okudukça çoğalan ve bize bir milletin bütün macerasını birkaç hikaye çerçevesinde yansıtan bu tür metinlerdendir. Batı Türklerinin kökenini oluşturan Oğuz′ların hayatını konu alan hikayeler, hem birer halk hikayesi hem de masal özelliği gösterir.
5.14 ₺ -
Muhsin Başkan
İlkeli duruşu, siyasi basireti, insanlığı ve erdemiyle tam bir gönül adamı olan Muhsin Yazıcıoğlu’nun Sivas’ta başlayan, darbelerle ve davalarla devam eden, C-5 koğuşundan meclis koridorlarına uzanan ve Kahramanmaraş’ın karlı bir dağında son bulan hikâyesi… Bu kitapta, Muhsin başkanla yol arkadaşlığı yapmış birçok kıymetli insanın düşüncelerini bulacak; şiirlerini, yaşamının kamuoyunca fazla bilinmeyen bazı ayrıntılarını öğrenecek; kazayla ilgili kuşkusu olanların dikkatlerimize sunduğu bazı sorularla karşılaşacaksınız. En önemlisi de dostluğu ve sevgisi yaşarken farkında olunmayan bir siyasetçinin, bir gönül adamının ölümüyle birlikte toplumu nasıl daha ahlâklı, daha vicdanlı ve daha ilkeli olmaya çağırdığını göreceksiniz…
8.14 ₺ -
Saadet Çağından Öyküler
Kutsal Kitap’ın indiği çağ, insanlığın en yüce ve esenlik dolu zamanıdır. İnsanların huzura erdiği, kendisini güvende hissettiği bir çağdır asr-ı saadet, yani mutluluk çağıdır.Bu derlemede, Allah’ın Seçkin Elçisi’nin ve sevgili dostlarının yaşamından çeşitli kesitler bulacaksınız. Onları okurken, Allah’a, Elçisi’ne ve dostlarına olan sevginizin bir parça daha artacağı inancındayız.
4.90 ₺ -
Mevlanadan Öyküler
Mesnevi bir giz bahçesidir. Bu hikmet bahçesinde birbirinden güzel ve hikmetli öyküleri bir arada bulacaksınız. Doğu′dan Batı′ya bütün hikmet aşıklarını meftun eden Mevlana′dan ibretli öyküler. Sadık Yalsızuçanlarü bu eşsiz bilgelik kaynağının eserlerinden özenle derlediği öyküleri yine büyük bir zevkle okuyacaksınız.
4.90 ₺ -
Erdem Öyküleri
Zünnun Yemen’e gitmiş, orada genç bir adamla tanışmıştı. Ona dedi ki “Allah sana rahmetini esirgemesin! Allah için seven insanın belirgin özelliği nedirsence?” Adam şöyle cevap verdi:“Allah için sevenlerin kalbini Allah öyle yaratmıştır ki, kalplerinin nuruyla onlar Allah’ın Celali’nin büyüklüğünü görmüşlerdir. Onlar melekler arasında dolaşırlar ve bu hakikatleri yakından görürler. Cennet’i arzulama ve Cehennem’den korkmaktan uzak kalarak ellerinden geldiğince Allah’a ibadet ederler.” Bunları söylerken adam hıçkırarak ağlamaya başladı. Öyle ki, Zünnun derinden etkilendi.
6.65 ₺ -
Derviş Öyküleri
Her biri yüzlerce kaynaktan özenle seçildi, yeniden yazılarak üsluplandırıldı. İslam Kültür tarihinin olduğu kadar diğer kültürlerin ana kaynakları da gözden geçirilerek derviş öyküleri bir araya getirildi.Kültürel hafızamızın büyük bir çoğunluğunu oluşturan bu öyküler, yıllarca dilden dile, kulaktan kulağa anlatılarak bugüne geldi ve şimdi kitaplaştırılarak kalıcı büyük bir kaynak esere dönüştü 8. kitabına ulaşan Bilgelik Kitaplığı′yla kütüphanelerde büyük bir eksiklik giderilmiş olacak. Kervanda Güçsüzler Bir sonbahar gecesiydi.Tuğrul Şah, saraya uğradığında, kapıda Hintli gece bekçisiyle karşılaştı. Adı Nikbaht idi adamın.Talihi güzel, şans iyi demekti. Karla karışık yağmur yağıyor, yıldırım düşüyor, şimşek çakıyor, zavallı adam züheyl yıldızı gibi titriyordu soğukta. Tuğrul Şah’ın yüreği sızladı adama, ‘Saçak altına git…’ dedi. ‘Birazdan içeri gireceğim, kaftanımı köleyle gönderirim, giyersin.’ Kar savruluyordu. Şah, saraya girdi vakit geçirmeden, üşümüştü. Şah’ın güzelliğiyle büyülendiği peri yüzlü bir kız vardı sarayda. Onunla karşılaştı Tuğrul Şah ve kendinden geçerek dışarıdaki Hintliyi unuttu. Fırtına şiddetlenmişti. Nikbaht, Şah’ın kürkünü bekledi bekledi fakat ne gelen vardı ne giden. Sabaha dek kaftanın hayaliyle bedeni üşüdü umudu sıcak kaldı. Sabah bir fırsatını bulup Tuğrul Şah’a, ‘Sevdiğini görünce Nikbaht’ı unuttun!’ dedi. ‘Keyifle geçirdin geceyi, bizim üzerimizden nasıl bir gecenin sabaha erdiğini nasıl bileceksin?’ * * * Ateş yakıp kazan kaynatan, leziz yemeklerle sofra açan kervancılar, geride kalmış ve kuma batmış olanların halinden anlar mı? Ey gemici! Sürme gemini, dur, yardıma ihtiyacı olanların imdadına yetiş. Bak birkaç çaresiz suda çırpınıyor.Dalgalar başından aşıyor. Ey adımları güçlü, ayağı çevik gençler. Yavaşlayın, ağır olun, kervanda güçsüzler ve yaşlılar var. Yuları devecinin elindeki deveye binmiş, mahfilde rahat içinde gidiyorsun. Çöl, dağ ve kumdan habersizsin. Kervanın hizmetçilerine sor bunları. İki hörgüçlü bir deve taşıyor seni, yürümenin zahmetini bilmezsin. Huzur ve güven içinde çadırda uyuyanlar, açlıktan kıvrılan ve gözüne uyku girmeyenin halini ne bilir?
4.54 ₺ -
Al Aşkını Ver Beni
Üretken kalemiyle Timaş okurlarının yakından takip ettiği Sadık Yalsızuçanlar, bu kez "aşk" ile çıkıyor okurlarının karşısına. Dervişlerin dünyasında aşkın anlamını anlatan Mahmut Erol Kılıç′tan “Aşk kâğıda yazılmıyor Mihriban”′ın şairine, Ayşe Şasa′dan Lale Müldür′e, Bülent Oran′dan Birol Topaloğlu′na, Laurent Mignon′dan Tuğrul İnançer′e kadar pek çok şair, sanatkâr, düşünce ve ilim adamı, psikiyatrist, senarist, siyaset düşünürü, hattat ve musikişinasla yapılan aşk merkezli söyleşiler, "anlatılamaz ancak yaşanılır" olan aşkı, pek çok cepheden daha anlaşılır hale getiriyor. İşte yazarının dilinden “Al Aşkını Ver Beni”nin ne anlama geldiği: "İnsanın yaşamında üç şey habersiz gelir: Doğum, ölüm ve aşk. Nasıl doğumla yeni bir âleme geliyorsak ölümle de yepyeni bir âlemin kapısını aralıyoruz. İşte bu iki sessiz belirsizliğin arasında, insanı kayıtlı ve sınırlı olduğu yatay düzlemden aşkın olana doğru yükselten bir imkândır aşk. Aşk, tüm bağları yıkarak kendi bağlarını kurar. Acısı süreklidir, paylaşılamaz ve sürekli çoğaltır kendisini. Aşk sırlardan bir sırdır, belki Sırların Sırrı′ndan bir haberdir. ‘Al Aşkını Ver Beni’ diyen, Sevgili karşısında, aşk uğruna kendi kişisel algısını sildiği için pişmandır ve ‘ben′ni geri istemektedir. Oysa aşktan önceki ben′in yerinde artık yeller esmektedir. Aşkla birlikte o ben gitmiş, yerine yepyeni bir benlik gelmiştir.”
7.40 ₺ -
Adı Güzel Kendi Güzel Muhammed sav
O, dünyanın ve varlığın gözbebeğidir. Kâinat ağacının meyvesidir. O, hem kâmil hem kadim insandır. Rahman suretinde yaratılan insanı ve insanlığı temsil eder. O, ilk insanlıktır, insanın kadim halidir. Beşerdir evet, ama bizim gibi değildir. O, yetimdir. O’nun sahibi, mürebbii, Rabbi’dir. O’nu O terbiye etmiştir. Söz, O’nunla güzelleşir. O’ndan söz eden, O’nu söyleyen bu konuşmalar da O’nun nuru ve hakikati çevresinde gelişti. Abuzer Akbıyık, Cemalnur Sargut, Mahmut Erol Kılıç, Rabia Christine Brodbeck, Raşit Küçük, Seyyit Erkal ve Tuğrul İnançer, “Sen olmasaydın, felekleri yaratmazdım” haberine mazhar, Fahr-i Kainat, Habibullah, “Adı Güzel, Kendi Güzel Muhammed(sav)” için bir araya geldi. “Sen olmasaydın felekleri yaratmazdım” Hz Muhammed(sav)’in pek çok sıfatı vardır. O, sıfatların şahikasını, zirvesini yaşamıştır. Çok şefkatli bir baba, çok sevgili bir eş, çok muktedir bir kumandan, çok ince görüşlü bir diplomattır. Hz Muhammed(sav)’in Mekke’de doğmuş, Abdullah oğlu Muhammed(sav) şeklinde bedenleşen varlığının içinde bir de ölümsüz hakikati vardır. Bu gözle bakıldığında Hz Peygamber Efendimiz bütün insanlığın atasıdır, tasavvuf diliyle insan-i hakikidir, asli insandır. Ve o ölümsüz hitaba, “Sen olmasaydın felekleri yaratmazdım” haberine mazhar olandır. Sadık Yalsızuçanlar’ın yayına hazırladığı kitapta Nur-u Muhammedi, Hakikat-i Muhammediyye, Hakikat-i Ahmediyye, Habibullah gibi yüce kavramlar, marifet ve aşk ehlinin dilinden yansıyor.
4.11 ₺ -
Tövbe ve İstiğfar Günlüğü
İstiğfar, insanoğlunun, Yüce Yaratıcı′sına yürümesinde en hızlı ve etkili yolun adıdır. Şeytanın Adem′e secde etmemesiyle birlikte başlayan bir maceranın içerisinde insan, yeryüzüne inmiş ve böylece yaratılmış olarak “noksan ve kusurlu” olduğunu fark etmiştir. Yakarış ve bağışlanmayı dilemek, insanın doğasındaki bu eksikliğin bir meyvesidir. İnsan, Allah′tan uzaklaştıkça, “cife/pislik” tabir edilen çokluğa bulanır. Böylece her soluk alıp verişte varlığını yenilemek ve yinelemek zorunda kalır...
6.29 ₺ -
Rahmet Peygamberinin Dilinden Duaları
Damla damla dökülen gözyaşları, Adım adım huzura yöneliş, Ve dalga dalga yükselen bir nida… “Dua edin kabul edeyim.” Sadık Yalsızuçanlar’ın yayına hazırladığı “Rahmet Peygamberinin Dilinden Dualar” adlı bu kitap, en güzel dua metinlerini ‘Allah’ ve ‘Resulü’nün dilinden bizlere aktarıyor. Âdem’den âleme bütün kâinatın dilinden dökülen ve yeniden hayat bulacağımız cümleler, Yaratıcı’yla olan bağımızı inşa edecek satırlar, Hz. Peygamber’in dua iklimine yapacağımız benzersiz bir yolculuk…
6.17 ₺ -
Dua Günlüğü
HER GÜNÜ YENİ BİR DUA İLE KARŞILAMAK İSTEYENLER İÇİN; Dua... Bütün sır bu üç harftedir artık. Dua... Yakarma, yalvarma, dileme, isteme, bekleme, sığınma, boyun eğme, kendinden vazgeçme, kendini silme, yok etme, O′nun eşiğinde bir köle olduğunu fısıldama, O′nun kapısından ayrılmadan, orada öylece, günlerce, aylarca, yıllarca bekleme, rahmet ve inayetini umma, alemleri kuşatan sonsuz merhametine, esirgeyiciliğine iltica etme, derdi derman bilme, O′nun koruyuculuğuna yerleşerek, bütün varlığın üzerinde, insan olmanın yüce anlamına gelme... Bu üç harf, kulluğun tüm gizlerini içinde taşır... Allah, kendisine arı bir dille ve saf bir yürekle yalvaran herkesin duasına cevap verir. "Duanız olmasa ne öneminiz var" ifadesi, yakarmanın değerini ve nadideliğini işaret eder. Gelin dua bahçesine birlikte girelim. Orada, başta Rabbimizin Kur′an′ında bildirdiği olmak üzere, Sevgili Peygamberimizin, O′nun sevgili dostlarının, diğer peygamberlerin, Allah dostlarının birbirinden güzel yakarışlarını bulacaksınız.
6.66 ₺ -
Mavi Kanatlı Bir Kuş
Sadık Yalsızuçanlar, Mavi Kanatlı Bir Kuş’ta Mevlana’nın, Sadi Şirazî’nin, Bediüzzaman’ın eserlerinden ilhamla masallar anlatıyor. Yalsızuçanlar’ın kendine has üslubuyla anlattığı bu masallar, Klasik Türk- İslâm eserlerinin motifleriyle yoğrulmuş hikmet masalları… Mavi Kanatlı Bir Kuş, kanatlarına aldığı çocukları meçhul, esrarengiz, ucu bucağı olmayan bir hayal âlemine götürüyor. Bu âlem katman katman… Her katı ayrı güzel… Kattan kata düş merivenleri kurulmuş. Mecaz ve sembollerle örülmüş bu merdivenlerden arş-ı âlaya çıkmak mümkün… Yalsızuçanlar, zamandan ve mekândan, hatta cisimden âzade, masal türünün sağladığı özgür alanda, edebiyatçılara has bir yetenekle kurguladığı masallarıyla çocukların yüreklerine sızmak, akıllarında değilse bile yüreciklerinde bir iz bırakabilmek ümidinde…
6.16 ₺ -
-