-
Hacamat ve Sıhhati Koruma Yolları
Hacamat kelime manasıyla -emmek- manasındadır. Hacamat eden kimseye -Haccam- , hacamat aletine de -Mihcam- denmektedir. Hacamat; iki omuz arasından, sırttan, başın arka tarafından yahut vücudun herhangi bir yerinden tedavi maksadıyla bardak, şişe veya boynuzla kan aldırmaktır. Peygamber Efendimiz'in (s.a.v) sağlıkla ilgili tavsiyelerinden ve bizzat tatbik ettiği sünnetlerindendir. Hacamat, sebebi belli olan bir hastalığın tedavisinden ziyade, vücuttaki kan fazlalığının meydana getirdiği rahatsızlığı gidermek için kullanılan genel bir tedavi usulüdür. Hacamat bıçağı, vücuttabir sıra çizik meydana getiren bir alettir. Bir yüzünde bir çok yarık bulunan bakır bir kutu içinde, tetikli bir zembereğe b ağlı olan bıçaklar, düğmesi basılınca zembereğin boşalmasıyla yarıkalrdan dışarı fırlar ve vücutta çizikler meydana getirir. Bardak vb gibi bir şeyle çizikler üzerinden kan çekilir.
27.50 ₺ -
Rahle Boy Kuranı Kerim AYFA 059
Özellikleri Diyanet İşleri Başkanlığı Mushafları İnceleme ve Kıraat Kurulu'ndan Onaylı ve Mühürlü Milyonlarca insanın Kur'ân-ı Kerim okumasını öğrendiği hattan QR Kod ve Kalem Kur'ân kod teknolojisi (Cep telefonu ile Kur'ân dinleme ve AYFA Kalemi ile Kur'ân dinleme) İster sayfa sayfa, ister sûre sûre, ister cüz cüz olarak dinleme özelliği Okuması çok kolay bilgisayar hatlı 2 Renk Ofset Baskı 20 X 28 cm Ebat 616 Sayfa Toplu alımlarda özel indirimler uygulanır.
230.40 ₺ -
Marifetname 2.Hm Erzurumlu İbrahim H
Güzel sözlü ve güleç yüzlü ol. Konuşursan doğru konuş, Asla yalan söyleme, kendini rezil etme. Söz verirsen yerine getir, Sözün en güzeli kısa ve anlamı derin olanıdır. Sözleri güzel olanın güzelliği artar. Hak şerleri hayr eyler Neylerse güzel eyler Sen Hakk'a tevekkül kıl Tevfiz et ve rahat bul Mevlâ görelim neyler Neylerse güzel eyler Bu eser Fransa shorbon üniversitelerinde uzay bilimleri temel kitabı olarak okutulmaktadır.
330.00 ₺ -
365 Günde Peygamberimin Arkadaşları
“Sevgili Peygamberimizin, “Ashabım gökteki yıldızlar gibidir. Hangisine uyarsanız, kurtuluşa erersiniz.” hadisinde buyurduğu üzere, Mutluluk Çağı’ndan gönül dünyamıza inen yıldızlardır onlar… Vefası ve fedakârlığıyla Hz. Hatice, sadakatiyle Hz. Ebu Bekir, adaletiyle Hz. Ömr, edebiyle Hz.sman, cesaretiyle Hz. Ali, kahramanlığıyla Hz. Hamza, onlardan en çok duyduklarımız… Peki ya diğerleri?… Bu kitapta, * İsmini duyduklarınız yanında duymadığınız daha nice Peygamber arkadaşının var olduğunu görecek ve onlardan çok etkileneceksiniz. * Peygamberimizle birlikte yaşadıkları günleri, anlamlı hatıraları, kendilerinden dinleyeceksiniz. * Eşsiz erdemlerini okurken onlara hayran kalacaksınız. Peygamberimizin Arkadaşlarının göz kamaştıran dünyalarına adım atmaya var mısınız?..” 365 Günde Peygamberimizin Arkadaşları Bu kitapta sahabiler kendilerini, diğer sahabileri ve Peygamberimizi anlatıyorlar. Güvenilir kaynaklardan istifade ederek Taha Kılınç’ın sahabilerin kendi dillerinden kaleme aldığı bu eserle çocuklarımız, Peygamberimizin arkadaşlarını yakından tanıyacak, onların üstün ahlâk ve kişilik özelliklerini kendilerine örnek alacaklar. Bir yıl boyunca okunması hedefiyle hazırlanan 365 metinde, Peygamberimize ilk vahyin gelişinden dört halife dönemine kadar uzanan kronolojik bir sıra takip ediliyor. Böylece kitabı baştan sona okuyan çocuklarımız İslam’ın doğuşu ve dünyaya yayılışına da tanıklık edecekler. Ayrıca ‘sahabilere göre okumak isteyenler için’ bölümünden istifade ederek kitapta yer alan her bir sahibinin kendi serüvenini kesintisiz biçimde, tümüyle, okumak da mümkün…
210.00 ₺ -
İrşadül Müridin Deri Cilt
Şeyhül İslâm İsmail Efendi (İsmail Ağa) Camii Şerîfi Em. İmâm-Hatibi Mahmud Ustaosmanoğlu Efendi Hazretlerinin kırk yıla yakın yapmış olduğu hususî ve genel sohbetlerinden derlenmiştir. Hak aşıklarını (taliblerini) Hakk’a irşad etmek manasında olan bu eser, 15. Asrın Müceddidi Gavs-u A’zâm, Delîl-ü Sâlikin (Hak yolcularının rehberi), İmâm-u Zaman , Şeyhül İslâm İsmail Efendi (İsmail Ağa) Camii Şerîfi Em. İmâm-Hatibi Mahmud Ustaosmanoğlu Efendi Hazretlerinin kırk yıla yakın yapmış olduğu hususî ve genel sohbetlerinden derlenmiştir. Bu, feyiz dolu eserde tasavvufun incelikleri, Tarikat-ı Âlîyye ’ de riâyet edilmesi gereken âdâb ve dusturlar, tevbe, züht, takva, güzel ahlâk konuları işlenmiştir.
247.50 ₺ -
Peygamberimin Sevdiği Müslüman
İslamiyet nedir? Müslüman kimdir? Allah ve Resulü bizden nasıl bir insan olmamızı bekler? Allah'ın ve Resulünün sevgisine bizi hangi davranışlar ulaştırır? Bu soruların cevapları, ayetlerden ve sahih hadislerden derlendi ve hayatın bütün aşamalarını kuşatacak şekilde düzenlendi. Böylece İslamiyet hakkında kapsamlı bir rehber kitap ortaya çıktı. Herhangi bir konuda, 'Peygamberimin sevdiği Müslüman ne yapardı?' diye düşünecek olduğunuzda, sorunuzun cevabını bu kitapta bulacaksınız.
176.40 ₺ -
Mantık İsa Goci Tercemesi
Mantık ilmi, düşünme esnasında insanı hata yapmaktan koruyan kurallar ve ölçeklerden bahseden bir ilimdir. Bu ilmi, gerek düşünme sırasında ölçülü ve mutedil olmak için gerekli kuralları ve kalıpları verir. Mantık uygulanan bir sistem olarak insanlık tarihi kadar köklü bir sanattır. Mantıkçıların deyişiyle insan düşünen canlıdır. İsa Goci Tercümesi - Mantık Tercümesi - Talha Alp - Yasin Yayıncılık - 9786054184095
100.00 ₺ -
Ruhul Furkan Tefsiri 9.Cilt Rahle Boy Ciltli
Âyeti celîleler en ince ayrıntıları ile izâh edilirken ihtiyaç duyulan Kelam, Fıkıh, Tasavvuf ve Genel Kültüre dayalı mâlûmat da verilmiştir. RUHU'L FURKAN TEFSİRİ'NİN YAZILMA SEBEBİ: Hicri 1407 senesi Şaban Ayının Beraet Gecesinde, Ravza-i Mutahhara'da, yani Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in bulunduğu pak cennet bahçesi olan Mescid-i Şerifinde Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) tarafından vaki olan manevî bir işaretle tefsirin yazılmasına başlanmıştır. TAKİP EDİLEN USUL: 1) KELİME MANASI (Her ayete kelime-kelime mana vermek). Her ayetin tefsirinde takip edilen bu usul, Kur'an-ı Kerimi kolayca anlayabilmek için çok büyük önem taşımaktadır. Aksi takdirde hangi mananın hangi kelimeden alındığı anlaşılmamaktadır. 2) MEAL-İ ŞERİF: Kelime manasından herkes istifade edemeyeceğinden ve âyetin toplu manasını anlayamayacağından, her âyetin meâl-i şerifi kelimenin manasından sonra yazılmış ve meâl verilirken âyetin zahirinde bulunmayan kelime ve terkiplerin manalarının katılmasına dikkat gösterilmiştir. 3) İZAHAT: Sadece Meâl-i Şerifle de yetinilmeyip, her âyet, muteber tefsirlerde bulunan izahlardan istifade edilerek açıklanmıştır. Şöyle ki: Sebebi nüzulu (ayetlerin iniş sebebi) beyan olunan âyetler, âhkâm ayetlerinden (şerî hükümleri ihtiva eden ayetlerinden) çıkarılmış fetvâlar yeri geldiğinde açıklanmıştır. Enam 19-62.Ayet
334.80 ₺ -
Heyecan Aşısı
Etkili konuşma ve sahne korkusunu aşmaya dair eğlenceli bir macera!Öğretmenleri hitabet ödevi için sınıfa bir kürsü yaptırdığında Duru çok endişelendi. Çünkü sahneye çıkıp bir şeyler anlatmak ona çok zor geliyordu."Ya heyecanlanırsam?" "Ya bana gülerlerse?" "Ya sesim kötü çıkarsa?"Emekli bir öğretmen olan dedesinin ise bir fikri vardı: Ona heyecan aşıları yapmak! Duru, dedesinin verdiği sıra dışı ve tuhaf görevleri yaşayacaktı. Tüm bu pratiklerin sonunda sunum için heyecanını yenip kendisini hazır hissedebilecek miydi?
56.00 ₺ -
Mektubatı Mahmudiyye Tıpkıbasım
Mektûbât-ı Mahmûdiyye; Üstadımız Mahmud Efendi Hazretleri’nin İslâm davasını birlikte omuzladığı dostlarına yazdığı mektupların toplanıp derlendiği çalışmadır. Emr-i bi’l-ma‘rûfun satırlara dökülmüş halini gösteren, aynı zamanda imanın halâvetini, yakînin hikmetini saçan bu mektuplar, kendini insanlığa adamış bir Allah dostunun güzel ahlâkı, vefayı, âli himmet olmayı nasıl kelimelere sığdırdığını anlatmaktadır. Osmanlıca olarak Üstadımızın kaleminden dökülen bu mektupların, hangi gaye ile yazıldığı yine üstadımızın şu ifadesiyle açık bir şekilde anlaşılmaktadır; “Allah’ı (Celle Celâlühû) seven, onun kullarını da sever. Allah’ın (Celle Celâlühû) kullarını seven, onların hidayeti ve ebedî kurtuluşu için çalışır. Kur’ân-ı Kerîm’den başka hiçbir şeyle uğraşmamakla nimetlendirildiğim hayatımda, büyüklerimden ve hocalarımdan öğrendiklerimi her vakit başkalarıyla paylaşmaya gayret göstermişimdir. Sesimin ulaştığı yere sözle, ulaşamadığına da mektuplar göndererek ifade-i meramda bulunmuştum. Bu hakikatin tecellisi olarak dün yazdıklarımın bugün eskimeden derlenip toplanıp gün yüzüne çıkması ve istifadeye sunulması beni fazlasıyla mesrur etmiştir.'
390.00 ₺ -
Ehli Sünnet Dışı Görüşlerin Tenkidi
Hakkı izhar etmenin onemli bir unsuru da bâtılı imha etmektir. Hatta diyebiliriz ki hakkın gerçek anlamdaki ihkakı bâtlın bil külliye yok edilmesine bağlıdir. Bu sebeple İslâm'a girişin nişânesi olan kelime-i tevhid öncelikli olarak la ile başlamaktadır. Yani tevhidin hakkını vermek evvela diğer ilahları reddetmekten geçmektedir. Batıl görüşleri reddetme- nin hak üzere sabit olmaktaki en önemli etken olduğu da bariz bir hakikattir. Ulemamız tam da bu maksatla tarih boyu yanlış görüşlere reddiyeler yazmışlar ve ilgili görüşlerin bâtıllığını ilmf mes- netlere dayanarak vakur bir üslupla ispat etmişlerdir. Elinizdeki eser de zamanımızda gündeme getirilen batıl görüşlere karşı ulemamızın bu istidlallerini tekrardan ihya etmeye yönelik bir çalışmadır.
117.00 ₺ -
Resulullah ve Ashabının Güzel Ahlakı
Allâhü Teâlâ şöyle buyurmuştur: «And olsun ki; elbette sizin için (özellikle de) Allâh’a ve âhiret gününe ümit bağlayan ve (korku, arzu, bolluk ve darlık gibi tüm hâllerinde) Allâh’ı çokça zikretmiş kimseler için Allâh’ın Resûlü’nde pek güzel ve uyulmayı gerektiren çok güzel bir örnek bulunmaktadır!» [Ahzâb Sûresi, 21] «Muhakkak ki Sen elbette (mâhiyeti kimse tarafından idrâk edilemeyecek kadar) büyük bir ahlâk üzeresin.» [Kalem Sûresi, 4] Âişe (Radıyallâhü Anhâ) şöyle demiştir: “İşte O’nun (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) ahlâkı Kur’ân’dı.” [Abdürrezzâk, Musannef, 3/39 (4714); İbn Sa‘d, et-Tabakâtü’l-Kübrâ, 1/313; Ahmed ibn Hanbel, Müsned, 41/148 (24601)] Resûlullâh Efendimiz (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) sevilmeye candan azîz bilinip sevilmeye lâyık yegâne bir şahsiyettir. “O, Allâh’ın emriyle Kâinat Efendisi; Varlığın tacı, varlık nurunun ta kendisi.” Kalem anlatamaz O’nun hayatı tayyibesini. Lâkin murâdımız bir nebze hayatını bilip hayatımıza intizâm vermektir.
94.50 ₺ -
Asrın İhaneti Paralel Yapı veya F. Gülen'in Günah Galerisinden Sayfalar
1990'da; "Vatikan çiyan yuvası, kobra yuvası" diyor "Dünya'nın dört bir yanında bütün vahşet triolarının ardında maalesef misyoner teşkilatı vardır, Vatikan vardır. çiyan yuvası, kobra yuvası, Saraybosna'da akan kanların da arkasında Vatikan vardır. Keşmir'de akan kanın ardında da Vatikan vardır. Amerika'da bunların, lobileri vardır. Almanya'da lobileri vardır. Başka bir yerde bir Hıristiyan teşkilatı hafif gadre uğrasa yer yerinden oynar, kızıl kıyamet kopar." (Ankara Ağır Ceza Mahkemesi, E.2000/124, K1.8 'den aktaran; Fethullah Gülen'in Konuşmaları ve Pensilvanya ifadesi Nusret Senem, İstanbul 2012, sh.23) 1994'te; "Vatikan en büyük mafya" diyor "En büyük mafya dünya'da Vatikan'dır. Şu anki Papa (2ç John Paul) şaibeli bir adam. Bu Papa'yı çıkarı olanlar tutuyor." (Video Bant Çözümleri-1; M. Fethullah Gülen; sh.252) 1998'de: Papalık misyonun bir parçası olmak istiyor "Pek muhterem Papa Cenapları(...) Papa 6. Paul Cenapları tarafından başlatılan ve devam etmekte olan dinlerarası diyalog için papalık konseyi (PCID) misyonunun bir parçası olmak üzere burada bulunuyoruz. Bu misyonun tahakkuk edişini görmeyi arzu ediyoruz. En aciz bir şekilde hatta biraz cüretle, bu pek kıymetli hizmetinizi icra etme yolunda en mütevazi yardımlarımızı sunmak için size geldik." (Şubat 1998, F. Gülen'in kendisini ziyaret ederken Pap'aya takdim ettiği mektuptan) (İnsanın Özündeki Sevgi, M. Fethullah Gülen, İstanbul 2003, sh. 186)
94.80 ₺ -
El Cevahirul Kelamiyye
Yüzyıllardır Hanefi Mezhebinin anlaşılmasına ön ayak olan bu eser artık Ravza Yayınları farkıyla Türkçe’mize yeniden kazandırıldı. Bir çok ihtilaflı meselesnin öz haline getirilerek hükümlerin verildiği bu kitap, bir çok sorunuza cevap olacak nitelikte.
40.00 ₺ -
Mevahibul Leduniyye Ala Şemaili Muhammediyye
İmam Tirmizi Hz.lerinin ŞEMAİLÜL MUHAMMEDİYE’si üzerine şerh olarak İmam Bacuri Hz.leri tarafından yazılan MEVAHİBUL LEDUNİYE kitabı Peygamber Efendimiz’in sallalahu aleyhi vesellemin sireti hakkında yazılmış nadide eserlerdendir. Bu iki büyük âlimin peygamber efendimiz’in sallalahu aleyhi ve sellemin hayatını konu aldıkları kitaplarında peygamber efendimiz’in vasıflarından, fiilerinden ve yaşantısından detaylıca bahsederek hayatını en iyi şekilde anlatmışlardır. Yeni bir dizgi ve Üstad M. Mahir Adnan Osman’ın tahkikiyle baştan ele alınan kitap Haşimi Yayınları tarafından okuyucuların istifadesine sunuldu.
363.00 ₺ -
-
Ruhul Beyan Tefsiri 28-1 . Cilt - Tercüme Abdulkadir Dedeoğlu
Bu kıymetli eserin yazarı Şeyh İsmail Hakkı Bursevi Hazretleridir. Büyük keşif ve kerametler sahibi bir velidir. 1650-1725 yılları arasında yaşamış Bursa’da vefat etmiştir. Her biri ortalama 200 sahife olan 106 kıymetli eserin yazarı büyük bir alimdir. İsmail Hakkı Hazretleri bu tefsiri yazmasının sebebini şöyle anlatıyor: “Manevi babam Muhyiddin-i Arabi Hazretlerinin yardım ve delaleti ile bir gün rüyamda Resülüllah Efendimiz bana ikramda bulundular. Arkamı sığayıp tatlı bir ifade ile “Ümmetim için bir tefsir yaz “ diye emir buyurdular. Bunun üzerine Allahü Teala’dan Ve resülüllah Efendimizin ruhaniyetinden yardım isteyerek bu tefsiri yazdım. İsmail Hakkı Bursevi Hazretleri bu kıymetli tefsirini Bursa Ulu cami kürsüsünden Cemaate anlatarak 12 senede tamamlamıştır.
270.00 ₺ -
Ruhul Furkan Tefsiri 7. Cilt Orta Boy Ciltli
*Ciltli * 624 Sayfa * Mâide Sûresi (35-89) RUHU’L- FURKAN HAKKINDA GENEL MALUMAT Alllame, fâdıl, muhakkik, hicri 15.Asrın müceddidi, Şeyhü’l İslam İsmail Efendi (İsmail Ağa) Camii Şerifi emekli İmam Hatibi Mahmud Ustaosmanoğlu Efendi’nin riyasetinde kaleme alınmış, takriben 57 cilt olması beklenen mükemmel bir tefsirdir. Bu şaheser tefsirin hazırlanmasında Arapça, Farsça ve Türkçe birçok kitaptan istifade edilmiş olup, her sınıf insanın anlayabileceği sade bir dil ile yazılmıştır. Âyet-i Celileler, en ince ayrıntıları ile izah edilirken ihtiyaç duyulan kelam, fıkıh, tasavvuf ve genel kültüre dayalı malumat da verilmiştir. RUHU’L- FURKAN TEFSİRİNİN YAZILMA SEBEBİ Mahmud Efendi Hazretleri (Kuddise Sirruhu) tefsir-i şerifin sebebi telifi hakkında şöyle buyuruyorlar: “Kur’an-ı Azîmü’ş-şan’ın manasının kelime-kelime anlaşılmasına çok hevesli olduğumuz, kardeşlerimiz tarafından yakinen bilinmektedir. Nice büyük âlimler, Kur’an-ı Kerim’i Türkçe tefsir ederek, bu büyük kitabın manasını anlama hususunda insanların ihtiyaçlarını karşıladıklarından, ziyade aciz olan bu kardeşiniz, böyle büyük bir işe girişmeyi düşünmüş dahi değildir. Ancak; hicri 1402 Şaban Ayı’nın Berat Gecesinde, Ravza-i Mutahhara’da yani Peygamberimiz (Sallallahü aleyhi ve sellem)’in bulunduğu pâk cennet bahçesi olan mescid-i şerifinde bulunduğumuz sırada Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) tarafından vaki olan manevi bir işaretle bu mühim işe başladık. Ve yukarıda geçtiği gibi kelimekelime mana verilmesine ziyade ihtimam (dikkat) göstererek, bazı kardeşlerimizle beraber bu uzun yola çıktık. TAKİP EDİLEN USUL MUKADDİME: Bu tefsirin mukaddimesinde(giriş kısmında)evvela Kur’an-ı Azimü’ş-şan’ın fezâili (faziletleri) hakkındaki bazı âyet-i kerimeler mealleri ile beraber yazılmıştır. Sonra, Ali Haydar Efendi (kuddise sirruhu) Hazretlerinin kendi Kur’an-ı Kerim’inin baş tarafına yazmış olduğu Kur’an-ı Kerim ile alakalı bütün hadis-i şerifler ve tefsir heyetinin bulduğu bazı hadis-i şerifler tercüme edilerek, kaynaklarıyla beraber zikredilmiştir. Müteakiben yine Kur’an-ı Kerim hakkında Ali Haydar Efendi (kuddise sirruhu) Hazretlerinin kendi Kur’an-ı Kerim’inin evveline yazdığı, ayrıca tefsir heyetinin de bulduğu büyüklerin sözlerinden bazıları ilave edilmiştir. Bundan sonra Kur’an-ı Kerim’i gafil olarak okumanın zemmi (kötülenmesi) hakkındaki bazı hadis-i şerifler ve büyüklerin sözleri nakledilmiştir. Mukaddimenin sonunda da Kur’an-ı Kerim’i kendi görüşü ile tefsir etme hakkında varit olan (gelen) tehdit mahiyetindeki hadis-i şerifler zikredilmiştir. ÂYETLERİN TEFSİRİNDE TAKİP EDİLEN USUL 1-KELİME MANASI: Her âyetin tefsirinde takip edilen bu usul, Kur’an-ı Kerim’i kolayca anlayabilmek için çok büyük ehemmiyet (önem) taşımaktadır. Zira topluca mana verildiğinde, Kuran’ı iyice anlamayı ve tefsir etmeyi isteyen kardeşlerimiz hangi mananın hangi kelimeden alındığını anlayamamaktadırlar. Bu tefsirde ise herkesin Kur’an-ı Kerim’i kelime kelime anlayabilmesi çok istenildiğinden bu usüle riayet edilmeye çalışılmıştır. Bu arada kelimeleri ve cümleleri birbirine bağlayan mahzuf ibareler (gizlenmiş sözler) zikredilmiştir ki, dikkatli düşünüldüğü takdirde, sadece kelime manasından bile, âyet-i celilelerin manaları anlaşılabilecek bir hale gelmiş olsun. Ayrıca sarf ve nahiv ilimlerini okumuş kardeşlerimizin, fail, meful, hal gibi kelimelerin cümle içindeki durumlarını ayırt edebilmeleri için yardımcı edatlar kullanılmıştır. Ancak, terkib-i izafiler(isim tamlaması) gibi birbirinden ayırt edilmesi uygun olmayan yerlerde kelime manası verilemediğinden, terkip (toplu) manası verilmiştir. 2-MEÂL-İ ŞERİF : Kelime manasından herkes istifade edemeyeceğinden ve âyetin toplu manası anlaşılamayacağından, her âyetin meâl-i şerifi (şerefli manası) kelime manasından sonra yazılmış ve bu meâl verilirken âyetin zahirinde (dış görünüşünde) bulunmayan kelime ve terkiplerin manaları katılmamaya dikkat edilmiştir. Ancak, âyet-i celilenin manası tam anlaşılabilmesi için, bir takım mahzuf (gizlenmiş) manaların ve bazı izahların zikredilmesine ziyade ihtiyaç duyulduğundan onlar parantez içinde ayrı bir yazı şekliyle açıklanmıştır. Böylece, meâl-i şerif tefsirli (açıklamalı) bir meâl haline gelmiştir. 3-İZAHAT Sadece meâl-i şerifle de iktifa edilmeyip (yetinilmeyip) her âyet, muteber tefsirlerde bulunan izahlardan istifade edilerek açıklanmaya çalışılmıştır. Şöyle ki: Tefsirlerde sebebi nüzulü beyan edilmiş olan âyetlerin, iniş sebepleri zikredilmiştir. Ahkâm âyetlerinden (şeri hükümleri beyan eden âyetlerden) çıkarılmış olan bir takım fetvalar da yeri geldiğinde açıklanmıştır. Âyet-i Celilelerle alâkalı hadis-i şeriflerin kaynakları ilmî usulle kaydedilerek yazılmaya gayret edilmiştir; Evvela hadis metninin alındığı kitap zikredilmiş, diğerleri ise ulema arasında bilinen sıralamaya göre yazılmıştır. Bazı âyet-i celilelerde bulunan yer ve şahıs isimlerinin ıstılahları (özel manaları) da, tefsirde derç edilmiştir(konulmuştur). Açıklanması gereken zor kelimelerin mehazları (asılları, kaynakları) müfret (tekil)sss ve cemileri (çoğulları) zaman zaman tefsirde yazılmıştır. Âyet-i celilelerin anlaşılmasını kolaylaştıracak olan veya onlarla alâkası bulunan kıssalar (hadiseler) de, muteber (kıymetli) tefsirlerden alınarak açıklamıştır. Zikirle alâkalı âyetlerde, yine güvenilen tefsirlerden ve kitaplardan alınan, tasavvufî manaların da katılmasına özen gösterilmiştir. Ayrıca, her âyetin izahının sonunda, o âyetin tamamı veya bir kısmıyla alâkalı diğer âyeti kerimeler bulunup, meâlleriyle yazılmaya gayret gösterilmiştir; Ta ki, vaaz ve nasihat etmek isteyenler, bir âyeti gözden geçirirken onu açıklayan diğer âyet-i kerimeleri de, önlerinde hazır bulup vaazlarını ziynetlendirsinler (süslesinler). Bu hususta en büyük rehber, Ali Haydar Efendi (kuddise sirruhu) Hazretlerinin, Mahmud Efendi Hazretlerine (kuddise sirruhu) verilmesini arzu ettiği kendi Kur’an-ı Kerimi’ninkenarlarına almış olduğu rakamlar (âyet ve sayfa numaraları), hatlar (çekilen çizgiler) ve izahlar olmuştur. Şu da bilinmelidir ki: Milletimizin, geçmiş büyüklerinin kıymetli lisanlarını terk etmeye başladığı şu günlerde Arapça, Farsça ve Türkçe karışımından meydana gelmiş olan Osmanlıcanın tamamen unutulmaması için Osmanlıca kelimelerin asılları yazılmış, nesiller arasında irtibat sağlamak için de kelimelerin karşılıkları parantez içinde zikredilmiştir. Bu büyük gaye hedeflendiğinden dolayı tefsirin uzamasından, akıcılığın bozulmasından ve dolayısıyla gelecek olan itirazlardan çekinilmemiştir.
236.50 ₺ -
Ruhul Furkan Tefsiri 6. Cilt Orta Boy Ciltli
*Ciltli Kapak * 599 Sayfa * Nisa Sûresi (148-176) Maide Sûresi (1-34) RUHU’L- FURKAN HAKKINDA GENEL MALUMAT Alllame, fâdıl, muhakkik, hicri 15.Asrın müceddidi, Şeyhü’l İslam İsmail Efendi (İsmail Ağa) Camii Şerifi emekli İmam Hatibi Mahmud Ustaosmanoğlu Efendi’nin riyasetinde kaleme alınmış, takriben 57 cilt olması beklenen mükemmel bir tefsirdir. Bu şaheser tefsirin hazırlanmasında Arapça, Farsça ve Türkçe birçok kitaptan istifade edilmiş olup, her sınıf insanın anlayabileceği sade bir dil ile yazılmıştır. Âyet-i Celileler, en ince ayrıntıları ile izah edilirken ihtiyaç duyulan kelam, fıkıh, tasavvuf ve genel kültüre dayalı malumat da verilmiştir. RUHU’L- FURKAN TEFSİRİNİN YAZILMA SEBEBİ Mahmud Efendi Hazretleri (Kuddise Sirruhu) tefsir-i şerifin sebebi telifi hakkında şöyle buyuruyorlar: “Kur’an-ı Azîmü’ş-şan’ın manasının kelime-kelime anlaşılmasına çok hevesli olduğumuz, kardeşlerimiz tarafından yakinen bilinmektedir. Nice büyük âlimler, Kur’an-ı Kerim’i Türkçe tefsir ederek, bu büyük kitabın manasını anlama hususunda insanların ihtiyaçlarını karşıladıklarından, ziyade aciz olan bu kardeşiniz, böyle büyük bir işe girişmeyi düşünmüş dahi değildir. Ancak; hicri 1402 Şaban Ayı’nın Berat Gecesinde, Ravza-i Mutahhara’da yani Peygamberimiz (Sallallahü aleyhi ve sellem)’in bulunduğu pâk cennet bahçesi olan mescid-i şerifinde bulunduğumuz sırada Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) tarafından vaki olan manevi bir işaretle bu mühim işe başladık. Ve yukarıda geçtiği gibi kelimekelime mana verilmesine ziyade ihtimam (dikkat) göstererek, bazı kardeşlerimizle beraber bu uzun yola çıktık. TAKİP EDİLEN USUL MUKADDİME: Bu tefsirin mukaddimesinde(giriş kısmında)evvela Kur’an-ı Azimü’ş-şan’ın fezâili (faziletleri) hakkındaki bazı âyet-i kerimeler mealleri ile beraber yazılmıştır. Sonra, Ali Haydar Efendi (kuddise sirruhu) Hazretlerinin kendi Kur’an-ı Kerim’inin baş tarafına yazmış olduğu Kur’an-ı Kerim ile alakalı bütün hadis-i şerifler ve tefsir heyetinin bulduğu bazı hadis-i şerifler tercüme edilerek, kaynaklarıyla beraber zikredilmiştir. Müteakiben yine Kur’an-ı Kerim hakkında Ali Haydar Efendi (kuddise sirruhu) Hazretlerinin kendi Kur’an-ı Kerim’inin evveline yazdığı, ayrıca tefsir heyetinin de bulduğu büyüklerin sözlerinden bazıları ilave edilmiştir. Bundan sonra Kur’an-ı Kerim’i gafil olarak okumanın zemmi (kötülenmesi) hakkındaki bazı hadis-i şerifler ve büyüklerin sözleri nakledilmiştir. Mukaddimenin sonunda da Kur’an-ı Kerim’i kendi görüşü ile tefsir etme hakkında varit olan (gelen) tehdit mahiyetindeki hadis-i şerifler zikredilmiştir. ÂYETLERİN TEFSİRİNDE TAKİP EDİLEN USUL 1-KELİME MANASI: Her âyetin tefsirinde takip edilen bu usul, Kur’an-ı Kerim’i kolayca anlayabilmek için çok büyük ehemmiyet (önem) taşımaktadır. Zira topluca mana verildiğinde, Kuran’ı iyice anlamayı ve tefsir etmeyi isteyen kardeşlerimiz hangi mananın hangi kelimeden alındığını anlayamamaktadırlar. Bu tefsirde ise herkesin Kur’an-ı Kerim’i kelime kelime anlayabilmesi çok istenildiğinden bu usüle riayet edilmeye çalışılmıştır. Bu arada kelimeleri ve cümleleri birbirine bağlayan mahzuf ibareler (gizlenmiş sözler) zikredilmiştir ki, dikkatli düşünüldüğü takdirde, sadece kelime manasından bile, âyet-i celilelerin manaları anlaşılabilecek bir hale gelmiş olsun. Ayrıca sarf ve nahiv ilimlerini okumuş kardeşlerimizin, fail, meful, hal gibi kelimelerin cümle içindeki durumlarını ayırt edebilmeleri için yardımcı edatlar kullanılmıştır. Ancak, terkib-i izafiler(isim tamlaması) gibi birbirinden ayırt edilmesi uygun olmayan yerlerde kelime manası verilemediğinden, terkip (toplu) manası verilmiştir. 2-MEÂL-İ ŞERİF : Kelime manasından herkes istifade edemeyeceğinden ve âyetin toplu manası anlaşılamayacağından, her âyetin meâl-i şerifi (şerefli manası) kelime manasından sonra yazılmış ve bu meâl verilirken âyetin zahirinde (dış görünüşünde) bulunmayan kelime ve terkiplerin manaları katılmamaya dikkat edilmiştir. Ancak, âyet-i celilenin manası tam anlaşılabilmesi için, bir takım mahzuf (gizlenmiş) manaların ve bazı izahların zikredilmesine ziyade ihtiyaç duyulduğundan onlar parantez içinde ayrı bir yazı şekliyle açıklanmıştır. Böylece, meâl-i şerif tefsirli (açıklamalı) bir meâl haline gelmiştir. 3-İZAHAT Sadece meâl-i şerifle de iktifa edilmeyip (yetinilmeyip) her âyet, muteber tefsirlerde bulunan izahlardan istifade edilerek açıklanmaya çalışılmıştır. Şöyle ki: Tefsirlerde sebebi nüzulü beyan edilmiş olan âyetlerin, iniş sebepleri zikredilmiştir. Ahkâm âyetlerinden (şeri hükümleri beyan eden âyetlerden) çıkarılmış olan bir takım fetvalar da yeri geldiğinde açıklanmıştır. Âyet-i Celilelerle alâkalı hadis-i şeriflerin kaynakları ilmî usulle kaydedilerek yazılmaya gayret edilmiştir; Evvela hadis metninin alındığı kitap zikredilmiş, diğerleri ise ulema arasında bilinen sıralamaya göre yazılmıştır. Bazı âyet-i celilelerde bulunan yer ve şahıs isimlerinin ıstılahları (özel manaları) da, tefsirde derç edilmiştir(konulmuştur). Açıklanması gereken zor kelimelerin mehazları (asılları, kaynakları) müfret (tekil)sss ve cemileri (çoğulları) zaman zaman tefsirde yazılmıştır. Âyet-i celilelerin anlaşılmasını kolaylaştıracak olan veya onlarla alâkası bulunan kıssalar (hadiseler) de, muteber (kıymetli) tefsirlerden alınarak açıklamıştır. Zikirle alâkalı âyetlerde, yine güvenilen tefsirlerden ve kitaplardan alınan, tasavvufî manaların da katılmasına özen gösterilmiştir. Ayrıca, her âyetin izahının sonunda, o âyetin tamamı veya bir kısmıyla alâkalı diğer âyeti kerimeler bulunup, meâlleriyle yazılmaya gayret gösterilmiştir; Ta ki, vaaz ve nasihat etmek isteyenler, bir âyeti gözden geçirirken onu açıklayan diğer âyet-i kerimeleri de, önlerinde hazır bulup vaazlarını ziynetlendirsinler (süslesinler). Bu hususta en büyük rehber, Ali Haydar Efendi (kuddise sirruhu) Hazretlerinin, Mahmud Efendi Hazretlerine (kuddise sirruhu) verilmesini arzu ettiği kendi Kur’an-ı Kerimi’ninkenarlarına almış olduğu rakamlar (âyet ve sayfa numaraları), hatlar (çekilen çizgiler) ve izahlar olmuştur. Şu da bilinmelidir ki: Milletimizin, geçmiş büyüklerinin kıymetli lisanlarını terk etmeye başladığı şu günlerde Arapça, Farsça ve Türkçe karışımından meydana gelmiş olan Osmanlıcanın tamamen unutulmaması için Osmanlıca kelimelerin asılları yazılmış, nesiller arasında irtibat sağlamak için de kelimelerin karşılıkları parantez içinde zikredilmiştir. Bu büyük gaye hedeflendiğinden dolayı tefsirin uzamasından, akıcılığın bozulmasından ve dolayısıyla gelecek olan itirazlardan çekinilmemiştir. * Ciltli Sert Kapak * Hamur Kağıt * 599 Sayfa
236.50 ₺ -
Ruhul Furkan Tefsiri 5. Cilt Orta Boy Ciltli
* Yaldız Baskılı Bez Cild * 983 Sayfa * Nisa Sûresi (24-147) RUHU’L- FURKAN HAKKINDA GENEL MALUMAT Alllame, fâdıl, muhakkik, hicri 15.Asrın müceddidi, Şeyhü’l İslam İsmail Efendi (İsmail Ağa) Camii Şerifi emekli İmam Hatibi Mahmud Ustaosmanoğlu Efendi’nin riyasetinde kaleme alınmış, takriben 57 cilt olması beklenen mükemmel bir tefsirdir. Bu şaheser tefsirin hazırlanmasında Arapça, Farsça ve Türkçe birçok kitaptan istifade edilmiş olup, her sınıf insanın anlayabileceği sade bir dil ile yazılmıştır. Âyet-i Celileler, en ince ayrıntıları ile izah edilirken ihtiyaç duyulan kelam, fıkıh, tasavvuf ve genel kültüre dayalı malumat da verilmiştir. RUHU’L- FURKAN TEFSİRİNİN YAZILMA SEBEBİ Mahmud Efendi Hazretleri (Kuddise Sirruhu) tefsir-i şerifin sebebi telifi hakkında şöyle buyuruyorlar: “Kur’an-ı Azîmü’ş-şan’ın manasının kelime-kelime anlaşılmasına çok hevesli olduğumuz, kardeşlerimiz tarafından yakinen bilinmektedir. Nice büyük âlimler, Kur’an-ı Kerim’i Türkçe tefsir ederek, bu büyük kitabın manasını anlama hususunda insanların ihtiyaçlarını karşıladıklarından, ziyade aciz olan bu kardeşiniz, böyle büyük bir işe girişmeyi düşünmüş dahi değildir. Ancak; hicri 1402 Şaban Ayı’nın Berat Gecesinde, Ravza-i Mutahhara’da yani Peygamberimiz (Sallallahü aleyhi ve sellem)’in bulunduğu pâk cennet bahçesi olan mescid-i şerifinde bulunduğumuz sırada Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) tarafından vaki olan manevi bir işaretle bu mühim işe başladık. Ve yukarıda geçtiği gibi kelimekelime mana verilmesine ziyade ihtimam (dikkat) göstererek, bazı kardeşlerimizle beraber bu uzun yola çıktık. TAKİP EDİLEN USUL MUKADDİME: Bu tefsirin mukaddimesinde(giriş kısmında)evvela Kur’an-ı Azimü’ş-şan’ın fezâili (faziletleri) hakkındaki bazı âyet-i kerimeler mealleri ile beraber yazılmıştır. Sonra, Ali Haydar Efendi (kuddise sirruhu) Hazretlerinin kendi Kur’an-ı Kerim’inin baş tarafına yazmış olduğu Kur’an-ı Kerim ile alakalı bütün hadis-i şerifler ve tefsir heyetinin bulduğu bazı hadis-i şerifler tercüme edilerek, kaynaklarıyla beraber zikredilmiştir. Müteakiben yine Kur’an-ı Kerim hakkında Ali Haydar Efendi (kuddise sirruhu) Hazretlerinin kendi Kur’an-ı Kerim’inin evveline yazdığı, ayrıca tefsir heyetinin de bulduğu büyüklerin sözlerinden bazıları ilave edilmiştir. Bundan sonra Kur’an-ı Kerim’i gafil olarak okumanın zemmi (kötülenmesi) hakkındaki bazı hadis-i şerifler ve büyüklerin sözleri nakledilmiştir. Mukaddimenin sonunda da Kur’an-ı Kerim’i kendi görüşü ile tefsir etme hakkında varit olan (gelen) tehdit mahiyetindeki hadis-i şerifler zikredilmiştir. ÂYETLERİN TEFSİRİNDE TAKİP EDİLEN USUL 1-KELİME MANASI: Her âyetin tefsirinde takip edilen bu usul, Kur’an-ı Kerim’i kolayca anlayabilmek için çok büyük ehemmiyet (önem) taşımaktadır. Zira topluca mana verildiğinde, Kuran’ı iyice anlamayı ve tefsir etmeyi isteyen kardeşlerimiz hangi mananın hangi kelimeden alındığını anlayamamaktadırlar. Bu tefsirde ise herkesin Kur’an-ı Kerim’i kelime kelime anlayabilmesi çok istenildiğinden bu usüle riayet edilmeye çalışılmıştır. Bu arada kelimeleri ve cümleleri birbirine bağlayan mahzuf ibareler (gizlenmiş sözler) zikredilmiştir ki, dikkatli düşünüldüğü takdirde, sadece kelime manasından bile, âyet-i celilelerin manaları anlaşılabilecek bir hale gelmiş olsun. Ayrıca sarf ve nahiv ilimlerini okumuş kardeşlerimizin, fail, meful, hal gibi kelimelerin cümle içindeki durumlarını ayırt edebilmeleri için yardımcı edatlar kullanılmıştır. Ancak, terkib-i izafiler(isim tamlaması) gibi birbirinden ayırt edilmesi uygun olmayan yerlerde kelime manası verilemediğinden, terkip (toplu) manası verilmiştir. 2-MEÂL-İ ŞERİF : Kelime manasından herkes istifade edemeyeceğinden ve âyetin toplu manası anlaşılamayacağından, her âyetin meâl-i şerifi (şerefli manası) kelime manasından sonra yazılmış ve bu meâl verilirken âyetin zahirinde (dış görünüşünde) bulunmayan kelime ve terkiplerin manaları katılmamaya dikkat edilmiştir. Ancak, âyet-i celilenin manası tam anlaşılabilmesi için, bir takım mahzuf (gizlenmiş) manaların ve bazı izahların zikredilmesine ziyade ihtiyaç duyulduğundan onlar parantez içinde ayrı bir yazı şekliyle açıklanmıştır. Böylece, meâl-i şerif tefsirli (açıklamalı) bir meâl haline gelmiştir. 3-İZAHAT Sadece meâl-i şerifle de iktifa edilmeyip (yetinilmeyip) her âyet, muteber tefsirlerde bulunan izahlardan istifade edilerek açıklanmaya çalışılmıştır. Şöyle ki: Tefsirlerde sebebi nüzulü beyan edilmiş olan âyetlerin, iniş sebepleri zikredilmiştir. Ahkâm âyetlerinden (şeri hükümleri beyan eden âyetlerden) çıkarılmış olan bir takım fetvalar da yeri geldiğinde açıklanmıştır. Âyet-i Celilelerle alâkalı hadis-i şeriflerin kaynakları ilmî usulle kaydedilerek yazılmaya gayret edilmiştir; Evvela hadis metninin alındığı kitap zikredilmiş, diğerleri ise ulema arasında bilinen sıralamaya göre yazılmıştır. Bazı âyet-i celilelerde bulunan yer ve şahıs isimlerinin ıstılahları (özel manaları) da, tefsirde derç edilmiştir(konulmuştur). Açıklanması gereken zor kelimelerin mehazları (asılları, kaynakları) müfret (tekil)sss ve cemileri (çoğulları) zaman zaman tefsirde yazılmıştır. Âyet-i celilelerin anlaşılmasını kolaylaştıracak olan veya onlarla alâkası bulunan kıssalar (hadiseler) de, muteber (kıymetli) tefsirlerden alınarak açıklamıştır. Zikirle alâkalı âyetlerde, yine güvenilen tefsirlerden ve kitaplardan alınan, tasavvufî manaların da katılmasına özen gösterilmiştir. Ayrıca, her âyetin izahının sonunda, o âyetin tamamı veya bir kısmıyla alâkalı diğer âyeti kerimeler bulunup, meâlleriyle yazılmaya gayret gösterilmiştir; Ta ki, vaaz ve nasihat etmek isteyenler, bir âyeti gözden geçirirken onu açıklayan diğer âyet-i kerimeleri de, önlerinde hazır bulup vaazlarını ziynetlendirsinler (süslesinler). Bu hususta en büyük rehber, Ali Haydar Efendi (kuddise sirruhu) Hazretlerinin, Mahmud Efendi Hazretlerine (kuddise sirruhu) verilmesini arzu ettiği kendi Kur’an-ı Kerimi’ninkenarlarına almış olduğu rakamlar (âyet ve sayfa numaraları), hatlar (çekilen çizgiler) ve izahlar olmuştur. Şu da bilinmelidir ki: Milletimizin, geçmiş büyüklerinin kıymetli lisanlarını terk etmeye başladığı şu günlerde Arapça, Farsça ve Türkçe karışımından meydana gelmiş olan Osmanlıcanın tamamen unutulmaması için Osmanlıca kelimelerin asılları yazılmış, nesiller arasında irtibat sağlamak için de kelimelerin karşılıkları parantez içinde zikredilmiştir. Bu büyük gaye hedeflendiğinden dolayı tefsirin uzamasından, akıcılığın bozulmasından ve dolayısıyla gelecek olan itirazlardan çekinilmemiştir. * Ciltli Sert Kapak * Hamur Kağıt * 983 Sayfa
236.50 ₺ -
4000 Sünnet Müstehab Ve Edepler 1.Cilt
Bütün hamdlerKur’ân-ı Kerîmi’nde: “(Ey insanlar!) Eğer siz Allâh’ı seviyor olduysanız, bana hakkıyla uyun ki Allâh da sizi sevsin (sizden râzı olup sevap versin) ve sizin için günahlarınızı örtsün.”(Âl-i İmrân Sûresi:31) demesini Habîbi’ne emir buyuran Allâh-u Te‘âlâ’ya mahsustur. Sonsuz salât-ü selamlar Irbâzibni Sâriye(RadıyallâhuAnh)dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerîflerinde: “Sizden kim (benim ardımdan) yaşayacak olursa çok ihtilaf (fikir ayrılıkları) görecektir. (Şerîatte aslı olmayıp dînî konularda) sonradan çıkartılan (bidat) işlerden sakının.Çünkü şüphesiz onlar tam bir sapıklıktır. Artık içinizden her kim buna (ihtilaf zamânına) kavuşursa,benim sünnetime ve hidâyete erdirilmiş olan o râşidhalîfelerin sünnetine sarılsın. (Hattâ bununla da yetinmeyip) siz onları azı dişlerinizle ısırın.” (et-Tirmizî, es-Sünen, el-‘Ilm:16, rakam:2676, 4/408; EbûDâvûd, es-Sünen, es-Sünne:6, rakam:4607, 2/611)buyuran Rasûlüllâh(Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in, ona hakkıyla tâbi olan sahâbe-i güzînhazarâtının ve kıymetli Ehl-i Beyti’nin üzerine olsun. Âmîn! Elinizdeki bu kıymetli eser kendilerine îtimâd ettiğim ve çok güvendiğim fıkıh âlimlerinden; Hüsamettin Hoca Efendi, Fatih Hoca Efendi, Abdullah Hoca Efendi ve Emin Ali Hoca Efendi tarafından kaleme alınmıştır. Bu eserde, Rasûlüllâh(Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)Efendimiz’inbeyân ettiği hayat düsturları; sünnetler, müstehaplar ve edepler bir araya getirilmeye çalışılmıştır. Tabî sünnet ve müstehaplarihâta edilemeyecek derecede çok olduğundan bu hususta kimse iddiâda bulunamaz. Lâkin zâhir olan ve herkese lâzım olanlar bu eserde cemedilmişir. Allâh-u Te‘âlâ cümlemizi bu eserden müstefîd eyleyerek dünyâ ve âhiretimizimâmûr eylesin. Âmîn!
181.50 ₺ -
İşaratül Meram Şerhu El Usülül Münife
İşârâtül-Merâm, Osmanlı âlimlerinden Beyâzîzâde Ahmed Efendi’nin Ebû Hanîfe’nin itikadî görüşlerini ele aldığı el-Usûlü’l-Münîfe adlı eserine yine kendisinin yazdığı şerhtir. Beyâzîzâde Rahimehüllâh, Mâtürîdîler ile Eş‘arîler arasındaki görüş farklarının 50 civarında olduğunu ikrar etmiş ve bunlardan 36 tanesini İşârâtül-Merâm’ın da zikretmiştir. Beyâzîzâde Ahmed Efendi, el-Usûlü’l-Münîfe eserinin ilâhiyyât, kader ve nübüvvet bahislerini içeren kısmını -İşârâtü’l-merâm min ‘İbârâti’l-İmâm- adıyla şerh edip dördüncü Mehmed’e arzetmiştir.
290.00 ₺ -
-
Riyazüs Salihin Tercümesi Kelime Manalı 5.Cilt
Riyazüs Salihin Tercümesi Geniş İzahlı ve Kelime Manalı olarak hazırlanmıştır. Bu kitap, kutup yıldızı gibi insanlara gideceği yönü gösteren bir rehberdir. Ayet ve hadislerle Allah yolunu tarif eden bu kitaba uyanlar, Allah ve Resûlünün yolunda devam ederler. Riyâzü’s Sâlihîn, sâlihlerin bahçeleri demektir. Salihler, hakkıyla Allah’a kul ve resûlüne ümmet olarak yaşayan kimseler demektir. Bu güzide kitabı tercüme etmekle, sizlere sâlihlerin bahçelerine girmenin ve o güzel insanların amelleri gibi amel etmenin tarifini vermiş oluyoruz. Riyazüs Salihin'i kaleme alan zatın nasıl mübârek bir zat ve nasıl bir alim olduğunu ise önsözde görebilirsiniz.
210.00 ₺