-
-
Ruhul Beyan Tercümesi 2.Cilt
Şeyh İsmâîl Hakkı Bursevî Hazretleri’nin rivâyet, dirâyet ve özellikle tasavvufî yönü ağır basarak kaleme aldığı muazzam eseri; “Rûhu’l-Beyân fî Tefsîri’l-Kur’ân”ın tercemesi 2. Cilt Ahıska Yayınevinden çıktı. Kur’ân-ı Kerîm’in soru edatlı kelime manaları da yayınevimiz tarafından ilave edilerek gerekli görülen bir takım yerlere izahlar getirilmiş ve siz değerli okurlarımızın istifadesine sunulmuştur.
214.50 ₺ -
İşaratül Meram Şerhu El Usülül Münife
İşârâtül-Merâm, Osmanlı âlimlerinden Beyâzîzâde Ahmed Efendi’nin Ebû Hanîfe’nin itikadî görüşlerini ele aldığı el-Usûlü’l-Münîfe adlı eserine yine kendisinin yazdığı şerhtir. Beyâzîzâde Rahimehüllâh, Mâtürîdîler ile Eş‘arîler arasındaki görüş farklarının 50 civarında olduğunu ikrar etmiş ve bunlardan 36 tanesini İşârâtül-Merâm’ın da zikretmiştir. Beyâzîzâde Ahmed Efendi, el-Usûlü’l-Münîfe eserinin ilâhiyyât, kader ve nübüvvet bahislerini içeren kısmını -İşârâtü’l-merâm min ‘İbârâti’l-İmâm- adıyla şerh edip dördüncü Mehmed’e arzetmiştir.
290.00 ₺ -
-
Celaleyn Tefsiri Tercümesi 2 Cilt Takım
CELALEYN TEFSİRİ - TEFSİRÜL CELALEYN Celâleyn Tefsiri, Celâleddin el-Mahallî tarafından kaleme alınıp, vefat etmesiyle yarım bırakılan ve meşhur talebesi Celâleddin es-Süyûtî tarafından tamamlamış olan Kur’ân-ı Kerîm tefsiridir. Muhtasar bir şekilde yazılmış olan bu eser, tefsirlerin özü manasında “Lübbü’t-Tefâsîr” diye anılmakta olup, günümüze değin çok okunan tefsirlerden biri olarak özelliğini korumaktadır. Lübbü’t-Tefâsîr (Celâleyn Tefsiri) Bu kıymetli esere “iki Celâl’in tefsiri” manasında Celâleyn Tefsiri denilmiştir. Zira Celâleddin el-Mahallî, ömrünün sonlarına doğru Kur’ân-ı Kerîm’i tefsir etmek için başladığı Tefsîrü’l-Kur’ân çalışmasının yarısını yazdıktan sonra vefat etmiş ve talebesi Celâleddin es-Süyûtî ise 1 Ramazan 870 (17 Nisan 1466) tarihinde başladığı çalışmasını 40 günde tamamlamıştır. Bu tefsir üzere yapılan incemeler de Kur’ân-ı Kerîm âyetleriyle tefsirdeki harflerin sayısının birbirine eşit olduğu, Müddessir sûresinden sonra ise tefsir kısmındaki harflerin daha fazla geldiği tespit edilmiştir. Bir dirayet tefsiri olan Celâleyn Tefsiri; dil, üslûp ve ihtisar bakımından bir bütünlük arz etmektedir. Ancak bazı kelimelerin açıklamasında az sayıdaki değişiklikten başka temelde önemli bir fark yoktur. Misal olarak; Mahalli Rahimehüllâh, “sırât-ı müstakîm” ibaresini “cennete götüren yol”, “senden önceki peygamberlerin de yolu olan tevhid yolu” manasını verirken; Süyûtî Rahimehüllâh ise “İslâm dininin yolu” ve “hak yol” olarak beyan etmiştir. Ayrıca Mahalli Rahimehüllâh, “ruh” kelimesini “insanın içine işlemesiyle onu hayat sahibi kılan latif bir cisim” olarak açıklarken; Süyûtî Rahimehüllâh ise “bedenin kendisiyle canlandığı şey” diye beyan etmiştir. Açık-sade bir dille kaleme alınan bu nadide eser (Celâleyn Tefsiri)’nde âyetler, ilâhî maksadın ayrıntılar içinde kaybolmasına meydan vermeyecek biçimde kısa ve anlaşılır bir üslûpla tefsir edilmiştir. Süyûtî Rahimehüllâh, bu dirâyet tefsirinde izlenen metot hakkında mukaddimede şöyle buyurmuştur: “Allah’ın kelâmından anlaşılanı zikretmek-anlatmak, tercih edilen görüşe dayanmak, gerekli görülen yerlerin i‘rabını yapmak, meşhur kıraatlerdeki farklılığa dikkat çekmek ve bütün bunları özlü bir şekilde vermek.” Celâleyn Tefsiri’nin İki Yarısının Hangi Müfessire Ait Olduğu Celâleyn Tefsiri’nin hangi yarısının iki büyük müfessire ait olduğu hususunda kaynaklarda farklı rivayetler mevcuttur. Kâtib Çelebi ve birçok müellife göre Bakara sûresinden İsrâ sûresine kadar olan kısmı Mahallî Rahimehüllâh, daha sonraki kısmı Süyûtî Rahimehüllâh yazmıştır. Fâtiha sûresi de imam Süyûtî tarafından tefsir edildiği için eserin sonuna konulmuştur. Ancak bu görüşün gerçekle ilgisi yoktur. Zira bizzat Süyûtî Rahimehüllâh, mukaddimede ve İsrâ sûresine ait tefsirin sonunda belirttiğine göre Mahallî Rahimehüllâh, Kur’ân-ı Kerîm’i Kehf sûresinden başlayıp Nâs sûresine kadar tefsir etmiş, ardından Fâtiha sûresinin tefsirine başlamış, fakat ömrü yetmediğinden eserini bitirememiştir. Süyûtî Rahimehüllâh’tâ Bakara sûresinden İsrâ sûresinin sonuna kadar gelen sûreleri tefsir etmiş ve Mahallî Rahimehüllâh’a ait olan Fâtiha’yı tefsirin sonuna koymuştur. Celâleyn Tefsiri’nin Kaynakları Zemahşerî’nin el-Keşşâf’ı. Tabersî’nin Mecma‘u’l-Beyân’ı. Fahreddin er-Râzî’nin Mefâtîhu’l-Gayb’ı. Kâdî Beyzâvî’nin Envârü’t-Tenzîl ve Esrârü’t-Te’vîl’i. Ebû Hayyân el-Endelüsî’nin el-Bahrü’l-Muhît’i. Buhârî, Müslim, Tirmizî, Ebû Dâvûd ve Hâkim’in hadis mecmuaları. Celâleyn Tefsiri’nin Özellikleri Âyetlerin âyetlerle (Kur’ân’ın Kur’ân’la) ve sünnetle açıklanması yönteminden büyük ölçüde yararlanılmıştır. Hadîs-i şerifler bazan mânen rivayet edilmiş ve bazan da bilinen hadislere atıfta bulunulmuştur. Âyet-i kerîmelerin nüzûl sebepleri belirtilmiş ve çoğu zaman, “Sebebin özel olması hükmün genel olmasına engel değildir” düsturu uygulanırken zaman zaman nüzûl sebebine dayanılarak âyetlerin özelleştirildiği görülmüştür. Kelimeler, eş anlamlılarıyla ve hemen hemen âyetlerdeki kalıplarıyla açıklanmıştır. İki müellifin aynı zamanda dilci olması hasebiyle, sarf ve nahivle ilgili açıklamalara bolca yer verilmiştir. Yer yer kelime ve cümlelerin i‘rabı yapılmış, bu durumda anlamlar nahiv kaidelerine göre değil nahiv kaideleri onlara tâbi kılınarak verilmiştir. Celâleyn Tefsiri’nde farklı kıraatlere dikkat çekilmiş; kıraat imamlarının isimleri zikredilmeden kıraat farklılıklarının mânaya yansıması üzerinde durulmuş, bunlardan kaynaklanan çeşitli i‘rab şekillerine işaret edilmiş ve zaman zaman şâz kıraatlere de temas edilmiştir. Her iki müfessir ahkâm âyetlerinin tefsirinde fıkhî birikimlerini ortaya koymuş ve açıklamalarda mensubu bulundukları Şâfiî mezhebini öne çıkarmıştır. Neshin kabul edildiği Celâleyn Tefsiri’nde, Kur’ân’ın Kur’ân’la ve Kur’ân’ın sünnetle neshine yer verilmiştir. Eserde bazı müteşâbih âyetler te’vil edilmiş, bunların bir kısmı Selef’in anlayışına aykırı olmakla eleştirilmiştir. Hurûf-ı mukattaa hakkında ise, “Bunlardan murat olunanı en iyi Allah bilir” denilerek bu konuda Selef âlimlerinin yolu izlenmiştir. Müstakil bir âyet sayıldığı halde besmelenin tefsiri yapılmamış ve besmelenin herkes tarafından bilindiği kaydedilmiştir.
520.00 ₺ -
Mecmaul Adab İslamdaki Edebler
Mecma'ul-Adab İslam'daki Edebler Eserde hadislerin ve duaların arapça metinleri de bulunmaktadır. Farzların, vâciblerin, sünnetlerin ve müstehabların anahtarının âdâb olduğu kesindir. Hatta "Turuk-u Aliyye" dediğimiz ulvi tarikat yolları da bu üstün adab üzerine tesis edilmişlerdir. Nitekim Şu Hikmetli söz bu hususu açıklamaktadır: "(Allah'a Giden) tüm yollar edebler (ile elde edilmekte)dir." O halde her ibadetin adabını öğrenmek ve onu yerine getirmek hususunda titiz davranmak, kul olmanın temel taşıdır. İslamın esaslarını ve adabını öğrenmeyi arzu eden müminlere ve özellikle günahsız yavrulara hizmet etmeye çalışan bu sermayesiz fakir kardeşiniz Samsun Çarşamba müftüsü Sofizade Seyyid Hasan Hulusi, kitaplarda geçen serpilmiş inci taneleri gibi yazıları ve faydalı bilgileri derleyip bu risaleyi kaleme aldım ve adını da "Mecmaul Adab" koydum Tevfik ve İsmet Allah'tandır.
175.00 ₺ -
Riyazüs Salihin Tercümesi Kelime Manalı 5.Cilt
Riyazüs Salihin Tercümesi Geniş İzahlı ve Kelime Manalı olarak hazırlanmıştır. Bu kitap, kutup yıldızı gibi insanlara gideceği yönü gösteren bir rehberdir. Ayet ve hadislerle Allah yolunu tarif eden bu kitaba uyanlar, Allah ve Resûlünün yolunda devam ederler. Riyâzü’s Sâlihîn, sâlihlerin bahçeleri demektir. Salihler, hakkıyla Allah’a kul ve resûlüne ümmet olarak yaşayan kimseler demektir. Bu güzide kitabı tercüme etmekle, sizlere sâlihlerin bahçelerine girmenin ve o güzel insanların amelleri gibi amel etmenin tarifini vermiş oluyoruz. Riyazüs Salihin'i kaleme alan zatın nasıl mübârek bir zat ve nasıl bir alim olduğunu ise önsözde görebilirsiniz.
210.00 ₺ -
Riyazüs Salihin Tercümesi Kelime Manalı 4.Cilt
Riyazüs Salihin Tercümesi Geniş İzahlı ve Kelime Manalı olarak hazırlanmıştır. Bu kitap, kutup yıldızı gibi insanlara gideceği yönü gösteren bir rehberdir. Ayet ve hadislerle Allah yolunu tarif eden bu kitaba uyanlar, Allah ve Resûlünün yolunda devam ederler. Riyâzü’s Sâlihîn, sâlihlerin bahçeleri demektir. Salihler, hakkıyla Allah’a kul ve resûlüne ümmet olarak yaşayan kimseler demektir. Bu güzide kitabı tercüme etmekle, sizlere sâlihlerin bahçelerine girmenin ve o güzel insanların amelleri gibi amel etmenin tarifini vermiş oluyoruz. Riyazüs Salihin'i kaleme alan zatın nasıl mübârek bir zat ve nasıl bir alim olduğunu ise önsözde görebilirsiniz.
210.00 ₺ -
Riyazüs Salihin Tercümesi Kelime Manalı 3.Cilt
Riyazüs Salihin Tercümesi Geniş İzahlı ve Kelime Manalı olarak hazırlanmıştır. Bu kitap, kutup yıldızı gibi insanlara gideceği yönü gösteren bir rehberdir. Ayet ve hadislerle Allah yolunu tarif eden bu kitaba uyanlar, Allah ve Resûlünün yolunda devam ederler. Riyâzü’s Sâlihîn, sâlihlerin bahçeleri demektir. Salihler, hakkıyla Allah’a kul ve resûlüne ümmet olarak yaşayan kimseler demektir. Bu güzide kitabı tercüme etmekle, sizlere sâlihlerin bahçelerine girmenin ve o güzel insanların amelleri gibi amel etmenin tarifini vermiş oluyoruz. Riyâzüs Sâlihîn’i kaleme alan zatın nasıl mübârek bir zat ve nasıl bir âlim olduğunu ise önsözde görebilirsiniz.
210.00 ₺ -
Babamın Hatıralarıyla Yakın Tarih
Hatırat dinlemek ve yazmak dev bir ekranda büyük bir tarihe şahit olmak gibidir. Bazen hüzün bazen coşkudur hatıratlar. Bazen gürül gürül bazen de zayıf ve sessiz akan nihayet bir denize, ya da çöle karışıp da kaybolan bir nehire benzer. İnsan gibi nehir de fanidir. Kaybolduğunda gözlerde silueti, kulaklarda ise sedası kalır. Hatırat yazmak zordur. Zira binlerce hadise arasında bir ayıklama yapmak, tercihte bulunmak, karanlık noktalara ışık tutmaktır. Anı yaşarken aldığınız bir not yıllar sonra gelenler için bir rehber ya da büyük bir keşif olabilir. Hatıralar irşad eder, yeni nesillere yol açar. Hatırat gelecek zamanlara maziden arz edilen belgeler hükmündedir. Hakikate şahit, masala tekziptir. Yalan söyleyen tarihe, reddiyedir. Hatıralar, eşya ve hadiseyi anlama noktasında okurlara farklı bakış açıları verir. Bilinenden bilinmeyene, söylenenden gizlenene, görünenden görünmeyene kapı açar. Okur, hatıralar iklimine girince bir hendeğe düşercesine hakikatin kucağına düşer. İnsanlar bir köyde ya da kentte doğarlar. Sonra köyüyle, kentiyle öyle iç içe olurlar ki, dağları vadileri, sokakları ve meydanları ile köy/onların zihninde doğar. Nereye gider, nerede yaşar, ne kadar terakki ederlerse etsinler doğdukları, havasını soludukları köyün, kasabanın ya da şehrin ufkundan kopamazlar. Mazinin elemi gider, hazzı kalır, ızdırabı biter, hasreti artar. Bu yüzden “Geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer.” der insan. Hâtırâtta bir hocanın hayatını, o hayatı kuşatan maddi ve manevi saikleri ve din-devlet ilişkileri zaviyesinden Türkiye Tarihi’ni bulacak; Mektep sıralarından günümüze bize tarih diye anlatılan pek çok mevzunun esasında masal olduğunu anlayacaksınız. Bahane üretmeden, mazeret cümleleri kurmadan “Bu şartlarda talebe okumaz.” demeden yüzlerce hafız yetiştiren Kâmil Şenocak hocamızın hatıraları çerçevesinde uzun soluklu bir yakın tarih okumasına buyurunuz.
75.90 ₺ -
Güncel Fetvalar 2.Cilt
Kurana el basarak yapılan yemin geçerli midir? Erkeğin karısının sütünü içmesi caiz midir? Akraba evliliği sakıncalı mıdır, kimlerle evlenilmez? Hava Parası almak caiz midir? Komisyon karşılığı fatura kesmek caiz midir? İmitasyon (taklit ürün) imal etmek veya ticaretini yapmak caiz olur mu?
140.00 ₺ -
-
Hatıralarla Mahmud Efendi Hz Hayatı Ciltli
Dîn-i Mübîn-i İslâm’a hizmet için adanmış bir ömür... Mahmud Efendi Hazretleri’nin zorlu süreçlerde ve sıkıntılı zamanlarda ortaya koyduğu mücadele dolu hayatı... İlim ile tasavvufu, Şerîat-ı Garrâ'dan kıl kadar ayrılmadan cem ederek Türkiye başta olmak üzere İslam beldelerinde gönüllere taht kuran şahsiyeti ve hizmetleri... Horasan erenleri, Mâveraünnehir uleması ve Buhârâ meşâyıhının Anadolu’ya gelerek başlattıkları tasavvuf temelli hidayet ve irşad çığırını devam ettiren, Selçuklu ve Osmanlı ile devletleşen bu anlayışın en mükemmel mümessili... Derin ilmi, mükemmel ahlâkı ve takvası, harikulâde gayretiyle, zor ve tehlikeli şartlarda muvaffak kılındığı muazzam hizmetleriyle Asrının Müceddidi kabul edilen Mahmud (Ustaosmanoğlu) Efendi Hazretleri'nin hayatını; dostlarından, talebelerinden, ihvanından ve kendisi ile hukuku olan kişilerden imkan nispetinde söyleşiler yapılarak ihvân-ı kiramın istifadelerine arz edilen geniş anlatımlı bu nadide eseri dağlar misali rahmetlerin nüzulüne, bâhusus değerli ihvanımızın râbıtalarının kuvvetlenmesine, Ümmet-i Muhammed’in Allâh (Celle Celâlühü)ne karşı kulluk vazifelerini edâda kamil bir rehber, en-nihaye bütün insanlığa bir hidayet vesilesi olmasını Allâh-u Teâlâ’dan niyaz ederiz. BESMELE Allâh-u Teâlâ’ya sonsuz hamd-ü senâlar, Habibi Muhammed Mustafa’ya ve onun pâk olan âl-i ashabına salât-ü selamlar olsun. Mevlâmız (Celle Celalühü) Kur’ân-ı Kerîm’inde: AYET 1 “Ey îmân etmiş olan kimseler! Allâh’tan hakkıyla sakının ve sâdık kimselerle (bedenen ve rûhen, madden ve mânen) berâber olun.”1 buyurmuştur. Habibi Muhammed Mustafa (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz de Ebû Hureyre (Radıyallâhu Anh)dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerîflerinde: AYET 2 “Şüphesiz Allâh, her yüzyılın başında bu ümmet için onların dînini (sonradan ortaya çıkan bidatlarden temizleyip sünneti ihyâ ederek) yenileyecek bir zâtı gönderir.”2 buyurarak, Rabbimizin Din-i Mübin-i İslâm’ın takviyesi için (kulları arasından hususi seçtiği) dostlarını Ümmet-i Muhammed’e ikram etmiştir. Âyet-i kerîme ve hadîs-i şerifler ışığında Rabbimizin bu asırda dinini tecdid için Ümmet-i Muhammed’e bahşettiği dostlarından birisi asrımızda yaşayan Mahmud Efendi Hazretleri’dir. Daha sonra Mahmud Efendi Hazretlerimizin mücâdele ile geçen hayatını; dostlarından, talebelerinden, ihvanından ve kendisi ile hukuku olan kişilerden imkânımız nisbetinde ulaşıp görüşebildiklerimizle mülâkat yapmaya çalıştık. Sonrasında orada konuşulanları kâğıda dökerek ihvân-ı kirâmın hizmetine sunmak için birkaç yıldır uğraş içerisindeydik. Hamdolsun ki bugün bu çalışmalarımız meyvesini verdi ve bu kıymetli eseri vücûda getirmeye Allâh-u Teâlâ’nın izniyle muvaffak olduk. Samimiyetle yaptığımız bu çalışma ve gayretlere rağmen bu eser de elbette ki noksandan hâlî değildir. Ama inanıyoruz ki Efendi Hazretlerimizin hayatı ve dostları ile geçen hatıralarını cemetmesi cihetinden eşsiz bir eser olacaktır. Mustafa İsmet Garibullah Büyük Şeyh Efendi Hazretleri’nin kıymetli eseri olan Risâle-i Kudsiyye’sindeki: ”Bulam dirsen garib bülbül o yârî, Bu aktab gülşeninde eyle zârî. Gönül ver bunlara feyz ola cârî, Bulur teslim olanlar Feyz-i Bârî. Hemân teslim olup Hakk’a gidelim, Cemâli bâ kemâle seyr idelim.” ”Ey garib bülbül (ey sâlik!) O yâri (Mevlâ’yı) bulayım diyorsan, istiyorsan. Bu kutupların (büyük velîlerin) gülşeninde (gül bahçesinde) öt. Bunlara râbıta et ki feyiz (sana doğru) akıcı ola. Bu zatlara teslim olanlar, gönül verenler Mevlâ’nın feyzini bulur. Hemen teslim olup Hakk’a gidelim, Cemâli bâ kemâle seyredelim.” 3 kıymetli beyitlerini ve tebe-i tâbiîn neslinden olan büyük hadîs âlimi Süfyân ibni Uyeyne (Radıyallâhu Anh)ın: AYET 3 “Sâlihler anıldığında rahmet(ler) yağar.”4 sözünü kıymetli okuyucularımıza ithâf ederken, bu eserin başta (ihvân) kardeşlerimizin (mânevî) râbıta (bağ)larının kuvvetlenmesine vesile olmasını, sonra da Ümmet-i Muhammed’in Allâh (Celle Celâlühü)ne kulluk vazifelerini edâda güzel bir rehber ve netice olarak bütün insanlığa bir hidayet vesilesi olmasını Allâh-u Teâlâ’dan niyaz ederim. 17 Cemâziyelevvel 1443 / 21 Aralık 2021 Ahıska Neşir Heyeti BESMELE TAKDİM Cenâb-ı Hak, Kur’ân-ı Kerîm’inde şöyle buyurmaktadır: TAKDİM 1 “Âgâh olun; şüphesiz Allâh’ın velileri ki, onlar üzerine hiçbir korku yoktur ve ancak onlar mahzun olmayacaklardır! O kimseler ki iman etmişlerdir ve hakkıyla sakınmakta bulunmuşlardır.”5 Ebû Hureyre (Radıyallâhu Anh)dan rivâyet edilen bir hadîs-i kudsîde Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: TAKDİM 2 “Allâh-u Teâlâ buyuruyor ki: ‘Ben kulumun Bana olan zannı yanındayım (Bana nasıl itikat ederse öyle bulur). Kulum Beni andığı zaman Ben (mânen) onunla beraberim, o Beni nefsinde (içinde, gizlice) zikrederse, Ben de onu nefsimde (Zât’ımda) zikrederim. Eğer o Beni bir cemaat içinde zikrederse, Ben de onu onlardan daha hayırlı bir cemaat içinde anarım. Kulum Bana bir karış yaklaşırsa, Ben ona (mânen) bir arşın yaklaşırım. Kulum Bana bir arşın yaklaşırsa, Ben ona (mânen) bir kulaç yaklaşırım. Kulum Bana yürüyerek gelirse, Ben ona (mânen) koşarak gelirim.”6 Mevlâ Teâlâ, Hûd Sûresi’nin 120. âyet-i kerîmesinde şöyle buyurmaktadır: TAKDİM 3 “O peygamberlerin haberlerinden her birini, kendisiyle senin gönlüne (sabır ve) sebat vereceğimiz şeyleri böylece sana peş peşe anlatmaktayız. İşte bunda sana, o hak (ve hakikatleri ihtiva eden bilgiler), büyük bir vaaz(u nasihat), inananlar için de iyi bir öğüt gelmiştir.” Sâlih zatlardan birisi şöyle söylemiştir: “Yaşanmış hikâyelerin dinleyiciler üzerinde gerçekleşen tesiri, diğer yollarla gerçekleşen tesirden daha kâmil ve etkileyicidir. Bu sebeple yaşanmış hikâyeler ve kıssalar, Allâh’ın ordularından bir ordudur ki Allâh-u Teâlâ onlarla ârif olma yolundakilerin kalbini sabitleştirir, güçlendirir.” Âyet-i kerîmenin ifade ettiği “Büyük bir vaaz-u nasihat” olacağını ümit ettiğimiz ibret dolu kıssaların anlatıldığı bu eserin, şeriat ve tarikattaki noksanlarımızın ve kusurlarımızın telâfisine vesile olmasını Cenâb-ı Hak’tan niyâz ediyoruz. Üstâdımız Mahmud Efendi Hazretleri şöyle buyurmuştur: “Kâmil bir mürşidi bulduktan sonra iş tamam değil, bu defa da onu (hakkı ile) dinlemek lazım.” Mahmud Efendi Hazretleri’nin ilmî ve amelî fazîletleri ile bir ömür buyunca yaptığı hizmetleri, kendisini tanıyanlar nezdinde yakînen bilinmektedir. Bu hizmetlerin semereleri ise inkâr edilemez bir hakikat olarak gözler önündedir. Nitekim Mahmud Efendi Hazretleri, hafızlığını yaptığı altı yaşından itibaren cemaatle namazı hiç bırakmamış, farzlar, vacibler, sünnetler şöyle dursun, İslâm’ın en küçük bir edebini dahi terk etmeye razı olmamıştır. Günlük uykusu birkaç saati geçmeden bütün vakitlerini ilme, zikre ve tebliğe sarf eden Mahmud Efendi Hazretleri, binlerce hoca, on binlerce talebe yetiştirmiş ve milyonları Ehl-i Sünnet yolunda şuurlandırmaya muvaffak olmuştur. O, Horasan erenleri, Mâverâünnehir ulemâsı ve Buhârâ meşâyih-ı kirâmının Anadolu’ya gelerek başlattıkları tasavvuf temelli hidayet ve irşad yolunu devam ettirmiş, Selçuklu ve Osmanlı ile devletleşen bu anlayışın en mükemmel bir mümessili olmuştur. 2009 senesinde Şâm-ı Şerîf’i ziyareti sırasında kendisi şerefine ulemâ meclisi tertip edilmiştir. Bunun ardından 2010 yılında milyonlarca Müslüman’ın üyesi olduğu Hindistan Haydarâbâd Diyobend âlimleri heyeti tarafından, Muhammed Kasım en-Nânûtevî Hazretleri adına Mahmud Efendi Hazretleri’ne “İslâm’a Üstün Hizmet” ödülü takdim edilmiştir. 2011 senesinde ise, Kâbe-i Muazzama’nın tavaf alanını kaplayan elli bine yakın ihvânıyla büyük bir umre yapmıştı. İşte bu uluslararası organizasyonların görüntülerinin sosyal medya aracılığıyla dünyaya yayılmasının ardından İslâm âleminin kendisi hakkında bilgi edinme talebi artmıştır.7 Tarikata yeni intisab eden mürîdânın da oldukça ziyadeleşmesi ve hakkında yeterli bilgiye sahip olma imkânını her zaman bulamaması, Mahmud Efendi Hazretleri hakkında kâfi derecede malumat içeren bir eser hazırlanmasını elzem kılmıştır. Bu vesile ile bir an önce süratli bir çalışmaya giriştik ve ilk olarak;2010 senesinde Efendi Hazretlerimize takdim edilen “İslâm’a Üstün Hizmet Ödülü”nün öncesinde muhtasar bir eser hazırlamaya muvaffak kılındık. Daha sonraki süreçte ise bu çalışmayı biraz daha faydalı hale getirmeye gayret ederek, hem ilave bilgiler içeren, hem de görsel olarak eski günleri yâd eden bir eser hazırlamış, bu çalışmayı daha sonra Arapça diline de çevirerek hizmete sunmuştuk. Bu eser, muhtasar da olsa gerekli malumatı içermekte, halen yurt dışından gelen özellikle Arap ulemâsına hediye edilmektedir. Bununla beraber uluslararası camiada, Mahmud Efendi Hazretleri ile ilgili istenilen bilgiye sosyal medya üzerinden de ulaşılabilmesi için Türkçe, Arapça, İngilizce, Rusça, Almanca, İspanyolca, Özbekçe ve Kazakça dillerinde bir tanıtım sunumu hazırladık. Her ne kadar kemâlâtı ile kendini ispatlamış olan bu zâtı anlatmaya yeterli olmasa da, en azından kendisini tanımak isteyenlere hitap edeceğini ümit ettiğimiz daha geniş bir eser hazırlamak gerektiğini müşâhede ettik. Bu kıymetli zâtın uzun yıllar yanında bulunarak üzüntüsüne ve sevincine ortak olan; talebe, hoca, ihvan ve hizmet edenleri, ondan birçok hikmet, fazilet ve kerâmet gibi husûsiyetlerin zuhûruna şâhit olmuşlardı. Kıymetli, bir o kadar da imtihan dolu bu günleri, hayırla ve gözyaşı ile yâd eden hocalarımızı ve ihvânımızı sohbetlerde dinliyor veya muhtelif yerlerden okuyarak hasbelkader istifade ediyorduk. Efendi Hazretlerimizin hizmetkârları olarak, huzur ve hikmet dolu bu hayatın daha tertiplice nesilden nesile aktarılabilmesi için kapsamlı bir çalışma başlatarak çıktığımız uzun yolculuklar neticesinde ulaştığımız hocefendiler, ihvan ve sevenleri ile röportajlar yaptık. Bununla beraber daha eklenebilecek birçok malumatın olduğu kanaatindeyiz. Siz değerli okurlarımız veya tanıdıklarınızın elinde, bu esere yeni baskılarında katılabilecek malumat olabilir. Bunları bizimle paylaşmak sûreti ile bu eserin daha kapsamlı bir hale gelmesi noktasında sizler de bu kıymetli çalışmada katkı sahibi olabilirsiniz.8 Gâyemiz; sonraki nesillere, kaynağından sâfi bir şekilde hazırlanmış eser bırakabilmektir. Tâ ki onlar da bu kutlu kapının füyûzâtından istifade edebilsin ve bu yolda hevesleri daha da ziyade olsun. Tüm bunlarla beraber elinizdeki 2 ciltlik bu eser için “Efendi Hazretlerimizin hayatındaki her merhaleyi tek tek anlatıyor.” diyemeyiz. Nitekim daha eklenecek çok şeylerin olduğu bilinci ile çalışmalarımızı devam ettirmekte, henüz kendileri ile mülakat yapamadığımız hocaefendi ve ihvanımız ile görüşmelerimizi sürdürmekteyiz.
357.72 ₺ -
İslami Yeniden Doğuşun Meseleleri
Bir halkın yükseliş ve düşüşünün sebepleri her zaman karmaşık ve çok yönlüdür. Bu sebeplerden sadece bir kısmı ölçülebilir niteliktedir ve bu şekilde analiz ve keşfe açıktır. Diğer nedenlerse insanların kalplerinde ve iradelerinde gizli olduğu için erişilemez ve izah edilemezler. Hayatını, İslamiyet’i bir hayat nizamı olarak kalplere nakşetmeye adamış büyük devlet adamı Aliya İzetbegoviç, İslami Yeniden Doğuşun Meseleleri’nde İslami uyanışımızdaki yanlışlara dikkat çekiyor. İslamiyet’in salt teolojik bir yaklaşımdan ibaret olmadığını, dini mesajlar vererek kutsallaştırıp sonrasında da putlaştırılamayacağını tarihi gerçeklerle ortaya koyuyor. İslam’ın dış dünyayı düzenleme ve değiştirme rolünün unutulup, geleneksel ve folklorik bir zaviyeden ele alınışıyla Müslüman toplumların barbarlarca nasıl kolay bir av haline geldiğini gösteriyor.
101.47 ₺ -
Nefs Terbiyesi ve Ahlakı Güzelleştirme
İmam-ı Gazâlî’nin en büyük eseri olan İhyâu Ulûmi’d-Din, her dönem Müslümanlar için ilk akla gelen başvuru kaynağı olmuş ve bu esere büyük güven duyulmuştur. İhyâu Ulûmi’d-Din, dört ana bölümden ve her bölüm de onar konudan oluşmaktadır. İhyâu Ulûmi’d-Din içinde yer alan konuların her biri, eserin orijinal anlatımı asla bozulmadan, akıcı ve duru bir dil kullanılarak çevirisi yapıldı ve başlı başına birer kitap haline getirildi. İhyâu Ulûmi’d-Din’ in üçüncü bölümü olan Helak Edici Şeyler Bölümü’ nün ikinci konusu Nefs Terbiyesi ve Ahlâkı Güzelleştirme’ dir. İmam-ı Gazâlî bu eserinde; kalp hastalıklarının birçok kısımlarına işâret ediyor. Özetle onların tedavisi hakkındaki sözün keyfiyetine, hastalıkların hususî ilâcının tafsilâtını yapmaksızın parmak basıyor. Ahlâkın güzelleştirilmesine genel bir bakış sunarak, bedenin ilâcını buna misâl gösteriyor. Tâ ki, bilinmesi insanların zihinlerine yaklaşsın. Tâ ki bununla güzel ahlâkın faziletinin beyanı açıklığa kavuşsun. Sonra güzel ahlâkın hakikatinin beyanı... Sonra ahlâkların riyâzetle değişmeyi kabul etmesinin beyanı... Sonra güzel ahlâka vardıran sebebin beyanı... Sonra ahlâkların tehzibine varan yolların tafsilini bildiren yolların beyanını yapıyor. Sonra nefislerin riyâzeti... Sonra kalp hastalığının bilinmesinin alâmetlerinin beyanı... Sonra insanoğlunun nefsinin ayıplarını bilmesinde vesile olan yolların beyanı... Sonra kalplerin tedavi yolunun beyanı... Sonra güzel ahlâkın alâmetlerinin beyanı... Sonra gelişmenin başlangıcında çocukların riyâzetindeki yolun beyanı... Sonra iradenin ve mücâhede mukaddimelerinin beyanını açıklığa kavuşturuyor.
48.00 ₺ -
Ruhul Beyan Tefsiri Tercümesi 26-2 Cilt
Bu kıymetli eserin yazarı Şeyh İsmail Hakkı Bursevi Hazretleridir. Büyük keşif ve kerametler sahibi bir velidir. 1650-1725 yılları arasında yaşamış Bursa’da vefat etmiştir. Her biri ortalama 200 sahife olan 106 kıymetli eserin yazarı büyük bir alimdir. İsmail Hakkı Hazretleri bu tefsiri yazmasının sebebini şöyle anlatıyor: “Manevi babam Muhyiddin-i Arabi Hazretlerinin yardım ve delaleti ile bir gün rüyamda Resülüllah Efendimiz bana ikramda bulundular. Arkamı sığayıp tatlı bir ifade ile “Ümmetim için bir tefsir yaz “ diye emir buyurdular. Bunun üzerine Allahü Teala’dan Ve resülüllah Efendimizin ruhaniyetinden yardım isteyerek bu tefsiri yazdım. İsmail Hakkı Bursevi Hazretleri bu kıymetli tefsirini Bursa Ulu cami kürsüsünden Cemaate anlatarak 12 senede tamamlamıştır. Tercüme 1-16. cilt: Ömer Faruk Hilmi (Urfa- İmamı Azam Ebu Hanife Camii İmam ve Hatibi- Arapça Farsça Mütercim) Tercüme 17-31. Cilt: Osman Şen (İmam - D.İşl. Başk. Rize ihtisas Kursu)
270.00 ₺ -
Kızılelma 1 Kayı Boyundan Cihan Devletine
Osmanlı askerlerini vermiş olduğu söze rağmen diri diri toprağa gömen Timur, nasıl bir mutasavvıf olarak kabul edilebilir? Mülkiyette ortaklığı savunan ve buna kadınları da dahil eden Şeyh Bedreddin kime ve hangi ölçülere göre kahramandır? Tarih ne hikâye ne masal ne de efsanedir. Tarih hamasetle de anlaşılamaz. İnsan tarihi ile kavgalı olduğu müddetçe gerçek kimliğini ve aidiyet duygusunu oluşturması hiçbir zaman tam anlamıyla mümkün değildir. Kişi tarihini inkâr ile entellektüel olamayacağı gibi yanlışların üzerinin örtülmesi ile de gerçekçi olamaz. O halde tarihe bakış nasıl olacaktır? Doğruların doğru kaynaktan alınması ve gerçeklerle yüzleşmekten korkmayarak ama bizi aslımızdan koparmadan özümüzle buluşturarak. Bu şimdi olmayacaksa ne zaman olacak?
91.00 ₺ -
Zamanın Kıymeti Genişletilmiş Baskı
Sahip olduğumuz en büyük nimetlerden biri olmasına rağmen, en kolay harcadığımız nimet hiç şüphesiz ki zamandır. Bu eser, kum saati misali her gün eksilmeye yüz tutan hayatımızı en iyi şekilde verimli kılmanın yolunu aydınlatan bir meşale gibidir. Bunu yaparken de hayatlarını en güzel şekilde değerlendirmiş ve bizlere yüklü bir miras bırakmış İslam âlimlerinin hayatlarından ve sözlerinden bir demet sunmaktadır. Mazimizdeki güzellikleri ortaya koyan bu çalışma, vakitlerini dolu dolu geçirme hususunda herkesi teşvik etmektedir. Eserin sahibinin yetmişten fazla çalışmasının bulunması ve çağımızın en önde gelen hadisçilerinden biri olması kitabın kıymetini daha da artırmaktadır.
101.38 ₺ -
-
Riyazüs Salihin Kelime Manalı 2.Cilt
Hayatımızı bilinçli bir Müslümana yakışır biçimde tanzim edelim, Resûl-i Ekrem sallallâhu aleyhi ve sellem'in yaşadığı ve öğrettiği biçimde ahlakımızı güzelleştirelim! Namazı cemaatle ve ilk safta kılmanın fazileti, farz namazlara devam etmenin önemi, Sünnet namazların fazileti; sabah, öğle, ikindi, akşam yatsı ve Cuma namazlarının sünnetleri; vitir namazı, kuşluk namazı, tahiyyetü'l-mescid, abdest şükür namazı, gece namazının fazileti, teravih namazı, Kadir gecesini ihya etmek, misvak kullanmak, zekât ve fazileti, Ramazan orucu, Ramazan'da cömertlik, sahurun fazileti İftarda acele etmek, hilâl görüldüğünde yapılacak dua, Şevvâl orucu, pazartesi ve perşembe orucu, her ay üç gün oruç tutmak, Haccın farziyeti ve fazileti, Cihâdın fazileti şehitlerin sevapları. Fitne ve karışıklık zamanında ibadet etmenin fazileti alış verişle ilgili faziletler, ilim öğrenmenin ve öğretmenin fazileti, Resûlullah'a salavât getirmenin fazileti ve bazı çeşitleri, Zikrin fazileti ve zikre teşvik, her durumda Allah'ı zikretmek, zikir duanın fazileti ve Peygamber Efendimiz'in bazı duaları Evliyânın kerâmeti ve fazileti, gıybetin ve gıybeti dinlemenin haram olduğu… Bütün bu konularda Sevgili Peygamberimiz tarafından biz Müslümanlara neler tavsiye edildiğini sağlam kaynaktan öğrenmek ve hayatımıza rehber edinmek için… Gelin RİYÂZU'S-SÂLİHÎN okuyalım!
240.00 ₺ -
Kuran Ufku İrablı Kuran ve Meali 2 Cilt
Arapça Gramer Özeti, Sözlük, İrab (Kelime Analizi) ve Meal Değerli okurlar! Kur’an "Niçin yaşıyoruz ve hem dünyada hem de ahirette nasıl mutlu olabiliriz?” sorusunun cevabını en doğru şekilde veren tek kitaptır… İnsanın kullanma kılavuzu, yaşama sevincinin reçetesidir… Her an dimdik ayakta, azimli, gözlerinin feri sönmeyen dinamik canlı, heyecanla dolu bir hayat Ölümün sadece başka bir hayata geçis olduğunu fısıldayan, cennete ulaşmak isteyene müjdeler sıralayan, geçici dünyanın sıkıntı ve imtihanlarına gülümseyerek baktırabilen tek eserdir. KUR'AN'I artık gramer özetiyle birlikte kolayca anlayarak okuyabileceksiniz! Kur'an-ı Kerim'de Fatiha Suresi’nden Nas Suresi’ne kelime kelime kırık ve toplu meal, irab (gramer incelemesi) ve sözlükten oluşan bu çalışma Türkiye'de bu sahadaki ilk ve tek eserdir. Dr. Necla YASDIMAN'ın toplam 1840 sayfadan oluşan, 2 ciltli bu muhteşem çalışmasını sizlere sunmanın huzuru içerisinde hepinize iyi okumalar, iyi anlamalar dileriz…
1300.00 ₺ -
Muhtasar Tefsir Usulü
Usûlü zâyi edenin vusûlden mahrum olacağını söyleyen ulemâmız, Kur’an ve Sünnet’i anlayabilmek için bir menhec takip etmenin zorunlu olduğuna daima vurgu yapmışlardır. Sadece vurgu yapmakla da kalmamış, kıyamete dek bu dinin doğru anlaşılabilmesi için her ilme yönelik muazzam bir usûl sistematiği tesis edip geliştirmişlerdir. Bu ümmet asırlar boyu kendisine istikamet olarak tayin edilen bu ‘usûl’ zemininde yürüyerek itikadî ve amelî noktalarda önüne çıkan müşkilleri rahatlıkla çözebilmiştir. Eğer bugün ‘modern Kur’an telakkileri’ diye bir şeyden bahsediyorsak bu başlık altındaki sapmaların ‘usûl’ün zayi edilmesiyle doğrudan alakalı olduğunu unutmamalıyız. Elinizdeki eser, bâtılın iptalinin onu reddettikten sonra doğru olanın da ispat edilmesiyle mümkün olabileceği düşüncesinden hareketle ulemamızın bize tevdi ettiği usûl müktesebatından bir katre sunmayı hedeflemektedir. Ulûmu’l-Kur’ân sahasında yazılmış birçok eserin derlemesi mahiyetindeki bu çalışmayı siz okuyucularımızla buluşturabilmiş olmaktan sürûr duymaktayız.
104.00 ₺ -
-
Hadis Usulü Mustafa Köseoğlu
Darul Hilafe Medreselerinin Tali Kısm-ı Sani bölümü müfredatına baktığımızda, İmam-Hatip Liseleri düzeyindeki bu bölümün usûl derslerinde, Birgivi Mehmed Efendinin Hadis Usûlü risalesinin okutulduğu görülmektedir. Hadis Usulü hakkında her ilim talebesinin bilmesi gereken temel ıstılahları açıklaması yönünden Birgivî’nin Hadis Usûlü eserinin birçok eserden daha kullanışlı olduğu söylenebilir. Davud el-Karsi bu risaleye yaptığı şerhin mukaddimesinde şöyle der: "Buharî-i Şerife başladığım zaman, bundan önce hadis usûlüne dair bir risale ile başlamayı münasip gördüm. Zira buna ihtiyaç duyuluyordu. Usûl risaleleri arasında bu risale; tertip bakımından en güzel, tahriri en kâmil, gerekli usûlü en çok derleyen risale olması sebebiyle bundan güzelini bulamadım."
94.50 ₺