-
Ya Malikel Mülk El Mülkü Lillah Akağaç Ahşap Magnet
Magnet yapıştırılmış yüzeyi sayesinde buzdolabı vb. metal yüzeylere tutunabilecek şekilde tasarlanmıştır. İsterseniz masaüstü aparatıyla masanızın köşesinde de bulundurabilirsiniz. Ahşap Magnet Kenarları Süslü Oymalı
36.10 ₺ -
Kıştaki Bahar Mahmud Efendi Hazretleri
Efendi Hazretleri dünyevileşmenin vurduğu kalplere zühd, vera, isar bereketiyle dokundu. Allah (c.c.) ve Resul (s.a.v.) buyruğuyla kalpleri tezkiye etti. İslam’a karşı yürütülen çok cepheli saldırının tam karşısında durdu. Aksiyon adamıydı. Reaksiyona meyletmedi. Mücadele tarzını karşı tarafın stratejilerine ya da tuzaklarına göre değil, imanına göre belirledi. Küfür cephesi ne yaparsa yapsın O hep Müslümanca konuştu, Müslümanca yaşadı. Madden ve manen yıkılan milleti, İslam’a sarılarak ayağa kalkmaya çağırdı. Hayatının hiçbir döneminde İslam düşmanlarıyla ittifak arayışına girmedi. Yanlışları olsa da Müslüman kardeşlerini bırakmadı. Cemaate değil, ümmete çağırdı. İslam düşmanlarının ne hicivlerinden korktu ne de övgülerine aldanıp, yaşantısını ya da konuşmasını değiştirdi. Ne giyimde ne ev tefrişinde ne yemek yiyişte ne davette ne de tebliğde çağın modasına itibar etmedi. Bütün modaları İslam’a teslim olmaya çağırdı. Kışın en şiddetli zamanında Müslümanları baharın geleceğine inandırdı.
113.75 ₺ -
İşaratül Meram Şerhu El Usülül Münife
İşârâtül-Merâm, Osmanlı âlimlerinden Beyâzîzâde Ahmed Efendi’nin Ebû Hanîfe’nin itikadî görüşlerini ele aldığı el-Usûlü’l-Münîfe adlı eserine yine kendisinin yazdığı şerhtir. Beyâzîzâde Rahimehüllâh, Mâtürîdîler ile Eş‘arîler arasındaki görüş farklarının 50 civarında olduğunu ikrar etmiş ve bunlardan 36 tanesini İşârâtül-Merâm’ın da zikretmiştir. Beyâzîzâde Ahmed Efendi, el-Usûlü’l-Münîfe eserinin ilâhiyyât, kader ve nübüvvet bahislerini içeren kısmını -İşârâtü’l-merâm min ‘İbârâti’l-İmâm- adıyla şerh edip dördüncü Mehmed’e arzetmiştir.
290.00 ₺ -
-
-
Mısıra Sultanı Kuyudan Gelir
Kur’an kıssaları soyut ve yüksek hakikatlerin ete kemiğe bürünmesi, elle tutulur, gözle görülür hale gelmesidir. Özelde Yusuf kıssası genelde de Kur’ân kıssalarının tamamı bize tarihin akışının Allah’ın irade ve ilminden bağımsız ve başına buyruk bir gidişatının olmadığını gösterir. Özellikle kıssalar kronolojik olarak tersten okunduğunda tarihin yalnızca insanın eseri değil aynı zamanda Allah’ın mimarisi olduğu açıkça hissedilir. İnsan düşünerek ve kendini vererek Yusuf kıssasını okuduğunda, kıssa ile kendi ruhu arasında bir med-cezir yaşar. Bu kıssa, Allah’ın bir kulunu imkânsızlığın en dibinden imkânın zirvesine nasıl ulaştırabileceğine şahit kılar muhatabını. Hz. Yusuf’u kuyudan Kral’ın sarayına taşıyan olaylar zinciri, onun gördüğü rüyanın müjdesine giden yola döşenmiş taşlar mesabesindedir adeta. Yasin Pişgin, Yusuf suresi tefsiri olarak hazırlanan Mısır’a Sultanı Kuyudan Gelir’de Yusuf kıssasını kendi hayatımıza taşımamızın yollarını aşikar ediyor bize. Çünkü Hz. Yusuf’un kuyudan çıkışı, aynı zamanda bizim de kendi kuy(t)umuzdan ve milyonlar içindeki yalnızlığımızdan kurtulmamızın hikmet yüklü yoludur. Can gözüyle bakan, can kulağıyla dinleyenler için elbette…
203.50 ₺ -
-
Modernleşme Ekseninde Türk Düşüncesi
Bu eserde Osmanlı’nın son döneminden dört (M. Sadık Rıfat Paşa, Mustafa Reşid Paşa, Said Halim Paşa ve Filibeli Ahmet Hilmi), Cumhuriyet döneminden de üç düşünür-bilgini (Erol Güngör, Cemil Meriç ve Nurettin Topçu) tercih edilerek modernleşme bağlamında Türk düşüncesi anlaşılmaya çalışılmıştır. Yalnızca bahsi geçen düşünürlere ve düşüncelerine bakıldığında düşünce dünyamızın zenginliği sağlayan örnekler olduğu görülecektir. Çalışmada Türk düşünce tarihinde yer alan düşünürlerin kuşatıcı birikimleri sosyal bilimci yönleriyle ele alınarak modernleşmeye-Batılılaşmaya yönelik değerlendirmelere ulaşılmaya çalışılmıştır. Kitapta söz konusu yazar ve düşünürler, kök medeniyet geleneğinden kopmuş olmayıp bu geleneği ciddiye alan ve bu medeniyetten beslenmek gerektiğine vurguda bulunan Türk-İslam düşüncesine katkıda bulunmuş olan şahsiyetlerdir. Bu şahsiyetlerin hem vazifelerinden hem de düşünür-mütefekkir sıfatlarından dolayı yazdıkları önemli olup yaklaşık son yüz elli yılı anlayabilir; sağlam bir muhasebeden hareketle 21. yüzyılda hem kendimizi hem de Batı’yı doğru anlama çabası içerisinde bulunabiliriz. Her ne kadar 19. yüzyıl ve 20. yüzyıl, Türk-İslam Düşüncesi için zayıf dönemler olarak görülüp eleştiriye uğrasa da bilakis oldukça çeşitli ve zengin düşünür-mütefekkirlere ve onların düşüncelerine şahitlik yapmıştır. 19. yüzyılın sonu 20. yüzyılın başında Babanzade Ahmet Naim, Yusuf Akçura, Ziya Gökalp, Mehmet Akif Ersoy; 1940’lı yıllar sonrası Seyyid Ahmet Arvasi, Necip Fazıl Kısakürek, Yahya Kemal Beyatlı, Semiha Ayverdi, Peyami Safa, Sezai Karakoç, Cahit Zarifoğlu ve İsmet Özel gibi Türk-İslam Düşüncesine katkıda bulunan fikir adamları ve çalışmaları da modernleşme bağlamında ele alınmalıdır. Hususiyetle 19. ve 20. yüzyıl Türk düşüncesini anlayabilirsek 21. yüzyılda siyasal, toplumsal, kültürel ve bilimsel fikriyatımızı daha sağlam temeller üzerine oturtabiliriz. Descartes’ın dediği gibi sağlam kayayı bulabilirsek üzerine sağlam bir yapı (fikir-medeniyet) inşa edebiliriz.
175.00 ₺ -
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-