-
Mazhar Olmak Kitap Cd
Mazhar Alanson’un resimlerini, şarkı sözlerini, notalarını, yazılarını, günlüklerini, fotoğraflarını hatta hatıra diye sakladığı her türlü kâğıt parçasını kullanarak bir kitap tasarladığını biliyor musunuz? Mazhar Alanson, Mazhar Olmak kitabıyla bu zamana kadar hiç açmadığı dünyasının kapılarını aralıyor. Mazhar Alanson, kitabında dillerden düşmeyen şarkılarının hikâyesini anlatıyor. *** “Bu CD’deki şarkılarımı mikrofon karşısına geçip bir kerede gacırtısı, tısı, tuşu, detonesi, şaşırması, heyecanı, duygusu, hepsi içinde art arda çaldım söyledim. Neticede sonradan hepsini en düzgün hâliyle çaldıysam da; daha sonra ilk kaydıma geri döndüm. Dinlerken hatıralar, yıllar gözünüzde canlanabilir. Ne de olsa ‘sahibinin sesinden.’ Siz de yavaştan yaşlandığınızı hissedebilirsiniz. Eski, yeni aşklarınızı hatırlayabilir ya da yeniden âşık olmak isteyebilirsiniz. Bir ipucu vereyim. Aşk zordur aklınızda bulunsun... Resimlere gelince, yıllar içinde yaptığım şeyler. Kitaba umarım sıkılmadan bakar, okur, dinler ve seversiniz. Böyle bir örnek olduğunu görmedim. Umarım siz de seversiniz.” Mazhar Alanson Albümdeki Şarkılar Bodrum Yandım Benim Hala Umudum Var Ah Bu Ben Sarı Laleler Buselik Makamına Sen Ve Ben Yapma Tam Ortasındayım Yalnızlar Garı Güllerin İçinden Bu Sabah Yağmur Var İstanbul’da Sanatçının Öyküsü Gözyaşlarımızı Bitti Mi Sandın?
196.00 ₺ -
Mahşer Ahiret Hesabına Hazırlanan Genç
Mahşer, yönünü Boğaz’a çevirdi. Suların üzerinde akıp giden gemileri seyrederken maziye daldı. Gedikpaşa’da ayakkabıcılık yaptığı günleri hatırladı. Mercan’da çanta satmıştı. Adana’dan Samsun’a, uyuşturucu pazarlanan kahvelerden komilik yaptığı lokantalara, okuyup adam olma kararı aldığı günlere, Halim Bey’in nasihatlerine kadar… Yokluk günlerini varlık günleri kovalamış, çok büyük nimetlere kavuşmuştu. O günden bugüne... Öğretmenlik ve yazarlık… Her şeyi Allah veriyordu. Aşı da eşi de... Durdu, eşine ve çocuklarına baktı. Çocuklar büyümüş, serpilmişlerdi. Duygulandı, gözleri nemlendi. Sonra öğretmenlik günlerini ve kendisini perişan eden rüyayı anlattı. “İşte böyle yavrularım” dedi Mahşer. “Rüyadan sonra her günü, mahşeri düşünerek yaşıyorum. Mahşeri unuttuğum gün, yüreğim pişmanlıkla kavruluyor. Namaza o günü düşünerek duruyor, secdeye hesabın dehşetini düşünerek kapanıyorum. Her günümü mahşere göre yaşamaya çalışıyorum.” Masayı derin bir sükût kapladı. Herkes duygulanmıştı.
14.91 ₺ -
L afedersin
Bir l’afedersin, insanı başka bir zamana taşır; bir l’afedersin, unutulursun. Sözler candan cana, candan fezaya bir köprüdür. İşte tam da bu yüzden L’afedersin diyoruz... Orhan Gül’ü, Canfeza namıyla tanıyorsunuz. Söz söyleme sanatının müzikle sinerjisinden oluşan bir performansa imza atıyor. Şiir okur, söz söyler, gönül verir, kadir bilir... Canfeza... Duygulara dokunur, düşünceleri kamaştırır. Aşka, sevgiye, hasrete, hüzne, özleme, mutluluğa, umuda dair şiir yazar. Evet yazar ama yalnız kâğıda değil gönle de yazar. *** Canfeza’nın şarkılarının arka planına, zihin dünyasına şahit olacağınız bir kitap L’afedersin. Kapağını aralamanızı bekliyor...
11.90 ₺ -
Köprübaşı
İşgal günleri...Yetim minarelerin, öksüz camiilerin, Issız türbelerin eşliğinde varlık arayanların umutları, hayal kırıklıkları…
6.48 ₺ -
Kızıl Elma Anadolu
Zafer, inanmaktır kâri. Ve bazıları ölseler de zafer kazanırlar... Bu millet asırlardır bir sancağın altında ve bir bayrağın gölgesinde yaşadı. O gölge var oldukça ve o sancak elde durdukça kardeşlik daim oldu. Çok eski vakitlerde safran sarısı bozkırlarda atlarını güneşin battığı yöne süren atalarımız bizim yaşadığımız bu vakitleri ve bu toprakları hayal ettiler. Hayallerinin uğrunda her şeylerini terk ettiler. Bu bayrak dalgalansın ve Allah’ın ismi gök kubbede yankılansın diye çok acı çekti, çok can verdi ve çok çileye katlandılar. İslam sancağını ellerine alıp, Allah’ın adaletini dünyaya yaymak için zalimin karşısına dikildiler. … Şimdi bu sayfaları araladığında seni asırlar öncesine götüreceğim ve bu diyarlarda nasıl geldiğimizi fısıldayacağım kulağına... Orta Asya bozkırlarından çıkıp İstanbul önlerine kadar at koşturan ecdadın içini yakan fetih ateşini ve “Kızılelma” mefkûresini anlatacağım. Sesleri duyuyor musun? Şöyle diyorlar: “Davamız nizam-ı âlem, menzilimiz Kızılelma ve maksadımız i’la-yı kelimetullah’tır...”
238.00 ₺ -
Kırk Gram Tebessüm
Fırtınalı bir dünyada bocalayan insanoğlu, yaşanılan her zorluğun kolaylık ve güzelliğe açılan bir kapı olduğunu bilmiyorsa; o dehşetli fırtınada kuru bir yaprak gibi savruluyor. Bu arada bir yerlere sığınmak istese de, seçtiği yanlış mekânlar onu barındırmıyor, yanlış kişiler de ona sahip çıkmayıp, bazen hem kendisini, hem de sevdiklerini perişan ediyor. Bu duruma düşenler, ümitsizlik nedeniyle geleceğe bakmaktan korktukları için, gününü gün etmeye, hiçbir sınır tanımadan mutluluk peşinde koşmaya başlıyorlar. Ne yazık ki elde ettikleri şey, sahte bir mutluluktan ve sahte gülümsemelerden öteye gidemiyor. “Ruhen ağlayan kişiler gerçek anlamda gülemez.” diyenler doğru demiş. Ruhlar güldüğü takdirde insan da güler. Üstelik her iki cihanda da inşallah. … Elinizdeki kitap, size bambaşka bir tefekkür kapısı açacak ve edepli mizahın seçkin örnekleriyle, ruhunuzun yanı sıra yüzünüzü de güldürecektir inşallah.
11.67 ₺ -
Kesilen Gitar Çok Sesli Hatıralar
Bu kitabı yazarken, şimdi ancak rüyalarımda gördüğüm kişilerle görüştüm, onlarla sohbet ettim, hem de yüz yüze. Hayatımı tekrar yaşadım sanki. Kitabı kapatıp geriye baktığımda, ortaya çıkan tek gerçek dünyanın faniliği… Çocukluğumu yaşarken güzel bulduğum şeyler, gerçekten de güzel olan dereler ve ırmaklar, birbiri ardınca ölüp gitmişler bu dünyadan. Bir daha geri dönmemek, inşallah cennette akmak üzere… Uçurtma uçurduğumuz yeşil ovalar, hep birlikte piknik yapıp gezdiğimiz tepeler, kıvrım kıvrım derelerle serinleyen ormanlar; sanki müthiş bir depremle beton blokların altına gömülmüşler. O bâki diyarda tekrar yeşermek duasıyla… Sevdiğim insanlarsa, belki onda dokuzu, başta gül kokulu Resul olmak üzere, ebedî bir diyara göç etmişler. Kalanlarsa yüzlerini oraya çevirmişler. … Bu kitabın başlarında önce cennetteymiş gibi geçen çocukluğumu, daha sonra gençlik yıllarımı dile getirirken son elli yıl içersinde neler kaybettiğimizi gözyaşları içinde fark edeceksiniz.
161.00 ₺ -
Kendini Bulan Kadın
Elinizdeki bu kitap, daha önce Kendini Arayan Kadın adıyla sizlere sunulan eserin devamıdır. Yani büyük bir duygu yoğunluğu ve ibretle okuduğunuz Nilüfer Hanımın öyküsünün ikinci bölümü... Kendini Arayan Kadın okurlardan büyük bir ilgi gördü. Okuyanların yoğun talepleri sonucu da, kitabın ikinci kısmı olan Aradığını Bulan Kadın' hizmetinize sunduk. Aradığını Bulan Kadın'ın neyi aradığını ve neyi bulduğunu bilmek için, bir duygu sağanağı olan bu kitabı da mutlaka okumalısınız. O zaman göreceksiniz ki, Aradığını Bulan Kadın'ın bu sırlar dolu öyküsünde siz de varsınız, sizin özlemleriniz ve hayalleriniz de var. Büyüsüne kapılacağınız bu gizemli hayatın içinde siz de kendinizi bulacaksınız. Bu kitap, hayatınızın eserlerinden birisi olacak. Eğer kendinizi böylesine heyecan dolu bir hayat destanına hazır hissediyorsanız buyurun.
112.00 ₺ -
Kendimi Buldum
Ünlü bir ateistin ve marksistin "dönüşü"nü konu alan Kendini Arayan Adam isimli kitabımızı okuyanlar, gerek kitapla ilgili görüşlerini, gerekse kendileri üzerinde bıraktığı olumlu etkiyi telefon, faks ve mektupla ifade etmişlerdi. Mektuplar, kitaptaki hakikatlerden nasıl etkilendiklerini, hayatlarının nasıl değiştiğini büyük bir coşkuyla dile getirmektedir. Bunun için, gelen mektuplardan seçtiklerimizi, Kendimi Buldum adıyla istifadenize sunmak istedik.
112.00 ₺ -
Kayıp Cennet 12 Adalar
12 Adalar, yüzyıllardır pek çok devlet tarafından fethedilmiş, uğruna savaşlar yapılmış, jeopolitik olarak önemli yere sahip bir konumdadır. Osmanlı İmparatorluğu da bu öneme binaen Adalar’a pek çok sefer düzenlemiş, bölgeyi fethetmiştir. Fakat daha sonra Batılı devletlerin türlü planlarıyla önce İtalya’ya sonra ise Yunanistan’a verilmiştir. Tarihçi-Yazar Yılmaz Altunsoy, belgeler ışığında 12 Adalar’ın tarihini ve günümüzdeki siyasi önemini inceliyor, barış eksenli bir çözüm reçetesi sunuyor.
140.00 ₺ -
Kapına Geldim
Ellerim bağlı bir halde kendime geldiğimde, lüks eşyalarla döşenmiş salonun duvarında loş ışık huzmeleri halime ağlıyor gibiydi. Kendimi paralayan bir çığlıkla haykırdım “Burası da neresi!” diye. Ürkütücü yüzlü, keskin bakışlı, merhamet duygusundan eser olmayan iri yapılı bir kadın anında başıma dikiliverdi. -Sakin ol yavrucak, dedi. Hayatın başındayken, senin gibi genç ve güzel bir kızın erken veda etmesini istemezsin herhalde. Bak güzelim, burası ‘mutluluk evi’dir. Buraya senin gibi güzel kızlar gelir, müşterisini bekler. Beynime şimşek gibi giren bir kıvılcım, bir anda bedenimi ateş topuna çevirmişti. Ondan sonrasını duyamamıştım zaten... El değmemiş kutsal duygularımın katledileceği bu kahrolası mekânda inliyordum kendimi yırtarak “Öldürün de kurtarın beni!” diye. İşte o andan sonra gerçekleşti, akılları durduran hadiseler zinciri...
112.00 ₺ -
İtbarak
Türkler “Barak” derlerdi, kara tüylü köpeğe, Böyle ad verirlerdi, büyük soylu köpeğe. Aslında efsaneler, bir köpek anarlardı. Onu da köpeklerin, atası sayarlardı. Bu köpek soylu idi, çok büyük boylu idi, Av çoban köpekleri, hep onun oğlu idi. Kuzey-batı Asya’da güya “İt-Barak” vardı, Türklerse İç Asya’da, onlara uzaklardı. Başları köpek imiş, vücutları insanmış, Renkleriyse karaymış, sanki Kara Şeytanmış. Kadınları güzelmiş, Türklerden kaçmaz imiş, İlâç sürünürlermiş, ok mızrak batmaz imiş. Destanda denilmiş ki, Oğuz-Han yenilmişti, Bir adaya sığınıp toplanıp derilmişti. On yedi sene sonra, Oğuz onları yendi. Kadınlar yardım etti, orada savaş dindi. Oğuz bu bölgeleri, “Kıpçak-Beğ”e il verdi, Bunun için Türkler de, oraya “Kıpçak” derdi... Oğuz Kağan Destanı
17.50 ₺ -
İnsanı Uçurumdan Kurtaran Sözler
Amel ve fiil deyince çoğu insanın aklına eliyle yaptıkları gelir. İki dudağın arasından çıkıveren sözler, pek amel sınıfından görülmez. Halbuki, kişiyi mü’min kılan da, iman dairesi dışında tutan da, son tahlilde, dildir. Dil, bu dünya hayatında ahiretin kapısı gibidir; doğru kullanılırsa cennete açılan, yanlış kullanılırsa cehenneme götüren bir kapı... İnsanı Uçurumdan Kurtaran Sözler, bu konudaki âyetler ve hadisler ışığında, dilin bizi cehennem adlı en büyük uçurumdan kurtarma imkânına dikkat çekiyor. İnsanı Uçuruma Götüren Sözler ile bizi ‘dilin âfetleri’ konusunda da uyaran Mehmed Paksu’nun kaleminden, bizi tevbeye, gayrete ve ümide yönelten bir kitap elinizdeki…
105.00 ₺ -
İkra Fatih Duman
Ben yalnızca derdimden anlayacak bir kişi arıyorum, tek bir kişi... Ve işte tam da onun için yazıyorum. Cânım kâri, sen varsın, biliyorum. Çok uzak bir şehirde belki ya da bir defa yüzünü görme ihtimalim hiç olmasa da ve hiç tanımayacak olsak da birbirimizi ben yine de senin var olduğunu ve bir yerlerde hayalime ortak olduğunu, dualarıma ‘âmin’ dercesine yazdıklarımı okuduğunu biliyorum. Zira, bence yazmak da dua etmek gibi... Ve bizim gibilerin kitaplara sevdası şunun için biliyorum, zira kelamın da, kalemin de ve gönlün de sahibi olan, “Oku” diyor hepimize. Biz, “Neyi?” diye bile sormaktan aciziz oysa. Ya da hadi itiraf edelim; gafiliz... Ama mademki O, sözüne “Oku” diye başladı, işte onun içindir sevdamız kitaplara... Ama ben yine de eski bir İstanbul kıraathanesinde, tahta iskemlelere oturup da ince belliden demli çaylarımızı yudumlarken dertleşip de söylemek isterdim sana bunları... Cânım kâri! Sen var ol, ol ki hayalime bir sırdaş olduğuna inanayım.
133.00 ₺ -
İçimizden Bir Peygamber
Allah Resulü’nün hayatı, sadeliği içinde harikalığı, harikalığı içinde sadeliği barındıran ve ikisinin de renkleri birbirini kapatmayan bir cennet elbisesi gibidir.Bu elbisenin her bir nakşının içerisine sinmiş olan denge, sosyal hayatın içinde bir pusula vazifesi görür arayışta olanlar için... Evinde, sokağında, ailesinin yanında veya arkadaşlarıyla sohbetinde hep bu dengenin güzel kokusu hissedilir bütün uhreviliğiyle.Elinizdeki eserde işte bu nurlu pusula, hayatın tüm alanlarına verdiği ışıkla ele alınıyor. İçimizden bir Peygamberin yaşadığı hayatı, tavırları, sözleri, ahlakı aktarılıyor arayışta olan zihinlere...
7.78 ₺ -
-
Hoşça Kal Ülkesi
Doksanlı yılların sonlarında ülkeyi kavuran bir ihtilalin acımasız seyrinde başlayan bir aşkın hikâyesini dinlemek ister misin? İstanbul, Frankfurt ve Bursa üçgeninde “hoşça kal!” ile örülmüş sonsuz bir gidişi anlatacağım sana. Bilmelisin ki çıkmazlarda karşılaşılan çarenin amansız sancısında bir arayıştır bu... Bu hikâyede aşkı asıl sahibine teslim etmeye niyet etmiş, ancak yüreğindeki sevdadan kurtulamayan genç bir kızın hülyasına kapılacaksın. Aynı anda kendi yurdunda unutturulduğu özünü arayan ve korkularıyla yüzleşemeyip yine korkularına kaçan iki genç adam bulacaksın. Doğuda yitirilen canların ardında kendi derdine düşmüşlerin kederini hissedeceksin. Belki olmaz diyeceksin, belki de her sevdanın hakikatine inanıp sürdüreceksin serüvenini.
105.00 ₺ -
Hikayelerle 365 Gün Siyer Saati
Küçük Okuyucularımıza Peygamberimiz Hazreti Muhammed (aleyhissalâtü vesselam) çocukları çok severdi. Öyle ki onların ağlamasına dahi dayanamaz, namaz kılıyorsa kıldığı namazı uzatmazdı. Başta torunları Hazreti Hasan ve Hazreti Hüseyin olmak üzere çocuklara şakalar yapar, yanaklarına öpücükler kondururdu. O (aleyhissalâtü vesselam) çocukların anne-babalar tarafından iyi bir insan olarak yetiştirilmelerini isterdi. Sevgili Peygamberimizi tanıdıkça, günlük hayatınızda daha az hata yapacaksınız. Hatalarınız azaldıkça da sevilen insanlar olacaksınız. Kim sevilmek istemez ki? O zaman Peygamberimizin hayatını iyice öğrenip, bunu sağlayabilirsiniz. Anne-Babalara Peygamber Efendimizin hayatını sevgili çocuklarımız için yazmaya çalıştık. Amacımız, Sevgili Peygamberimizi, gül yüzlü çocuklarımıza sevdirebilmektir. Şüphesiz ki bu konuda en büyük görev siz büyüklere düşüyor. Peygamberimizin de buyurduğu gibi “Anne ve babanın evladına bırakabileceği en güzel miras güzel ahlakı öğretmektir.” Çocuklarımızın severek okuyabilmesi için konuyu hikâyeleştirdik. Bu hikâyenin içinde çocuklar, anne-babalar ve çevredeki insanlar vardır. Önerimiz bu kitabı her gün on dakika çocuğunuzla beraber okumanız...
525.00 ₺ -
Harp Sanatı Muallimi Fatih Sultan Mehmed
Namık Kemal, Tanzimat Dönemi’nde düşünce, sanat ve siyaset alanlarında oldukça önemli bir konuma sahiptir. Namık Kemal’in bu dönemde yapmış olduğu çalışmalar ve vermiş olduğu eserler Türk edebi ve fikir dünyasına yeni boyutlar kazandırmıştır. Namık Kemal’in kaleme aldığı önemli eserleri arasında, Fatih Sultan Mehmed Dönemi’nin siyasi tarihini irdelediği ve nihayetinde nitelikli bir ‘Fatih Sultan Mehmed’ okuması sağlayan çalışması da yer alıyor. Bir Harp Muallimi Fatih Sultan Mehmed kitabında: II. Mehmed’in şehzadeliği sırasındaki eğitim süreci, Sahip olduğu ince zekâsı, Tahta çıkış süreci, Fatih’i fatih eden hâllerinin inceliği, Fatih’in İstanbul’a niyet etmesi ve bunu başarmak için bütün imkânlarını seferber etmesi, Harp sanatında bir deha olduğunu ispat edercesine İstanbul’un fethi esnasında geliştirdiği askerî icatları değerlendirilip aktarılıyor.
21.00 ₺ -
Hanım Sahabeler
Bu kitabın önceki baskısı Hanım Sahabeler Ansiklopedisi yeni baskıda adı Hanım Sahabeler olarak değişti Günümüz Müslüman kadını, kendisine empoze edilmeye çalışılan, ancak fıtratı ile tutarlı olmayan şahsiyet ve kimlikler altında ciddi bir rol karmaşası yaşamaktadır. Bu gün insanlığın, bilhassa yeni nesillerin yetiştirilmesinde en önemli rol sahibi olan kadının örnek alabileceği şahsiyetlere her zamankinden daha çok ihtiyaç var. Hz. Peygamber’in (a.s.m.) rahle-i saadetlerinde terbiye görmüş, Güllerin Efendisi’nin eğitiminden geçmiş sahabe neslinin örnek hayatı bu ihtiyaca en güzel şekilde cevap verecek örnek hayatlardır. Çözümsüz gibi görünen ya da çözümü İslam dışında aranan nice problemin çözümü, yolumuzu ve karanlık dünyamızı aydınlatan yıldız mesabesindeki sahabilerin örnek hayatlarında saklıdır. Bu hayatlar, yaşamımızın her karesi için canlı ve pratik çözümlerlerle süslü birer hazinedir. En başta Allah Resûlü’nün (a.s.m.) hane-i saadetlerinde yetişen kızları torunları... Hz. Ebû Bekir, Hz. Osman, Ebû Hüreyre, Zeyd b. Sâbit gibi yıldızların anneleri... İslam’ın ilk günlerinde Müslüman olup işkencelere maruz kalan Nehdiyye binti Ümeyye. Dikenler arasında nadide bir gül gibi açan Büsre binti Saffân. Eşini gerdekten şehâdete uğurlayan Cemile binti Abdullah. Allah Resûlü’nü (a.s.m.) evinde ağırlayan Ümmü Eyyûb. Yâd ellerde eşini kaybedip inancından taviz vermeden bir başına ayakta duran Ramle Hatun. Eşi, kardeşi, oğlu şehit olmuşken, "Allah Resûlü (a.s.m.) hayatta olduktan sonra bütün musibetler hafif kalır" diyerek darlık ve zorluklara meydan okuyan Peygamber âşığı Hint binti Amr. Hemşire, doktor, âlime Ümmü Atiye. Ve kadınlar aleminin gökkubbesinde yıldız misali parıldayan daha nice hanım sahâbeler... Gelin o yıldızlar sizin âleminizi de aydınlatsın.
21.00 ₺ -
Güzel Davranış Romanları 10 Kitap
Yazdığı romanlarla ve çocuk hikâyeleriyle milyonlarca insanın gönlünü fetheden usta kalem Yavuz Bahadıroğlu, çocuklar ve gençler için güzel davranışları roman üslubuyla kaleme aldı. Hem eğlendiren, hem düşündüren, hem de hayata dair faydalı bilgileri öğretirken damaklarında güzel tatlar bırakan on çocuk romanını özel bir kutuda okuyucularına sunuyor. Arkadaşlıktan vatan sevgisine, vefadan dürüstlüğe kadar birçok erdemin ele alındığı romanlar kitaplığınızın en güzel köşesinde yer almaya aday… Nesil Çocuk Yayınları imzası ile hazırlanan on kitap; Üç Kaçak Yolcu, Yaramaz Ayı Zirzop, Vatan İçin, Sular Altında Bir Ülke, Şehzade Murat, Bizim Can, Heyecanlı Yolculuk, Doktor Olacağım, Can’ın Hatıra Defteri ve Canavar Robot’tan oluşuyor.
504.00 ₺ -
Güneş Batmadan
Dünyama Bahar Geldi adlı kitabın yeni baskıda adı (Güneş Batmadan) olarak değişmiştir. İnsanlar ömür boyu asude bir bahar ülkesinde yaşamak için koşturur dururlar. Kim istemez dünyasına bahar gelmesini? Rengârenk çiçeklerin açtığı, kelebeklerin uçuştuğu, pırıl pırıl ışıkların oynaştığı, yemyeşil güzelliklerin çevreyi kuşattığı bir mutluluk atmosferi herkesin en büyük arzusu. İşte "Dünyama Bahar Geldi", her ruhun aradığı huzur ve mutluluğu bulanların gerçek hikâyeleri.
112.00 ₺ -
İnsanın Mana Anatomisi
Dertlerin var gönlünün dağlarında duman duman, Ağlamaların... Pişmanlıkla gözlerinde kaynayan, Kalpleri sımsıcak sarmalayan gülüşlerin var, Sükutun var, durgun deniz gibi içten çağlayan, Öfkelerinde fırtına bekler gibi dalgaların, Eşyayı delip geçen bakışın var, Okuyuşların, öğrenişlerin var... Derin derin fikirlerin, Sevdaların var... Sevmelerin ve hazin hikayelerin, Ruhunun yüreğinde başka başka renklerin Gönlün var... Kavuşmaya ayrılmış..
152.00 ₺ -
Bir Yürek Masalı
Gemi su alıyor, Son yolcularda kurtarıldı, Gökler dövünüyor bana, Kurtul kurtul diye. Kulağımda geziyor, fırtına, bora, Yelkenler fora, zama asılı rüzgara. Ben… Uzaklığın boğulana kadar buradayım. Ben… Seni (c.c) bulana kadar buradayım.
100.00 ₺ -
Gülnihal
Kaleme aldığı kitapları büyük bir ilgiyle takip edilen Ferudun Özdemir, bu sefer bir romanla okurlarının karşısına çıkıyor. Gülnihal, dün ile bugün arasında köprü kuran, bugünün insanına dünün atmosferinden esintiler sunan bir roman... Bir şarkının sözlerinden yola çıkarak mazisinde araştırmaya çıkan Murat, İstanbul’a ve özellikle Eyüp Sultan semtine dair bir çok bilinmeyeni keşfediyor. Murat bu yolculuğuna, Ali dedenin ruhaniyetinin bilgelik ve hikmet dolu rehberliğiyle devam ediyor. Ali dede ile Gülnihal’in zamanın ötesine geçen vefa ve sadakat dolu aşkı da gönül dünyasına ışık olmaktan geri durmuyor. Diğer taraftan kalbe ve ruha Allah aşkı sağanaklarını besteleriyle yağdıran İsmail Dede Efendi, Zekâi Dede Efendi gibi gönül ehillerini de tanıma fırsatı sunuyor. Roman ayrıca sıkıntılı ruh hâllerinin çepeçevre sardığı zamanlarda şükretmenin ne kadar büyük bir teselli kaynağı olduğunu gösteriyor ve sıkıntı imtihanını sabır çiçeğiyle süslemenin tatlılığını okuyanların gönlüne nakşettiriyor.
45.50 ₺ -
Gül Kokulu Resulden Mucizeler
Sa’d bin Ebu Vakkas, Yüce Allah tarafından henüz dünyadayken cennetle müjdelenen on kişiden biriydi. O anlatıyor: “Uhud Harbi sırasında Allah Resulü ile beraberdik. Peygamberimiz, o gün yayı kırılana kadar ok attı. Daha sonra oklarını bana vererek: ‘Haydi at!’ dedi. Verdiği okların arka kısmında, onların uçuran tüyler bulunmuyordu. Buna rağmen atmamı istiyordu. Attığım bütün oklar, sanki kanatlıymış gibi uçtuktan sonra, müşriklerin vücuduna yerleşiyordu. Tam o sırada, Katâde bin Numan'ın gözüne bir ok saplandı. Gözü çıkıp yuvasından aşağı aktı. Efendimiz hemen onun yanına koştu ve Katâde’nin yuvasından çıkan gözünü, mübarek elleri ile yerine koydu. Katâde’nin gözü bir anda şifa buldu, hatta öbür gözünden güzel görmeye başladı.” … Bulutlar ve melekler, tâ küçük yaşlardan beri onu gölgelemişti. Örümcek ve güvercinler, saklandığı mağaranın ağzında yuva yaparak müşrikleri yanılttı. En vahşî hayvanlar bile ona itaat etti, bir insan gibi konuşup derdini ona döktü. Çölde susuz kalan İslam ordusu, mübarek parmaklarından akan suyu içerek hayata tutundu. Ay onun işaretiyle ikiye ayrılırken, taşlar onun avucunda Rabbimizi zikretti. En ağır hastalar bile yine onun eliyle şifa buldu. Çünkü o ‘En son’ ve ‘En büyük’ Peygamberdi. Bizleri de canından fazla seviyordu.
11.90 ₺ -
Gönlüme Hu Düştü
O gecenin esrarında, satırlara damlayan gözyaşlarım içinde heba ettiğim gençliğimi arıyordum. Önümde dolup boşalan çay bardağı, elimde kalem, mazinin dehlizlerine dalıp gitmiştim. Kaleme aldığım bu hikâye o kadar sarsıcıydı ki, yazdıklarımın titreten gerçekliği karşısında kendimden geçiyordum. Yüreğime kor gibi düşen bu hazin hatıraları kâğıda dökmek, dayanılmaz yaşanmışlığı yeniden solumak gibiydi. Aslında bu hikâye yalnız benim değil, hayatını harap etmiş herkesin hikâyesiydi. Kendime geldiğimde sabah ezanları okunuyordu. Penceremi açtım, o mest edici İlâhî kokuyu ciğerlerime çektim. Önümde ise hatıralarımla dolu bir tomar kâğıt, bir de ne zaman doldurduğumu bilemediğim soğumuş bir bardak çayım duruyordu. Altmışı aşkın kitaplarında yaşanmış, ibretli hayatları kaleme alan Halit Ertuğrul, bu defa Gönlüme Hû Düştü eseriyle duyguları yeniden ateşliyor...
133.00 ₺ -
Gençlerin Gözünden Allah Resulü sav
Bu kitabı yazarken, gençlik yıllarımı hatırlamadan edemedim. Tam yarım asır önce ortaokul ya da lise yıllarındayken, kendime bir soru sorup dururdum: “Gençliğe adım atarken ‘ÖRNEK’ olarak kimi seçmeliyim? Kime benzemeliyim ki hayatım ona göre şekillensin?” O günlerde belki yaşım gereği, düşündüğüm tek şey meşhur olmaktı. Herkes beni tanıyıp sevmeliydi. Saygı duymasalar bile bana özenmeliydi. Zaten uzun yıllar boyu önüme konan örnekler hep meşhur kişilerdi: Müzisyenler, aktörler, sanatçılar… Yani herkes tarafından alkışlananlar… ‘68 Kuşağı’ndan biri olarak, sonunda bir gitarla yola çıktım. Ve en değerli yıllarımı o nedenle harcadım. Ama sonra fark ettim ki ‘gerçek alkış’ meleklerin alkışlarıymış. Allah’ın ve Resulünün rızasındaymış. Madem hakikat budur, ben de Allah Resulü’nün hayatından bahsederek ‘EN GÜZEL ÖRNEK’i göstermeye çalıştım. Öyle bir örnek seçmek, ebedî gençliğin anahtarıdır.
77.00 ₺