-
Beyniniz Bir Zaman Makinesi
Hepimiz zamanın içerisinde yaşarız. İster geniş vakitleri kullanalım, ister sıkı sıkıya belirlenmiş saatleri; zaman hayatımızı kucaklar. Zaman, insanların hakkında en çok soru sorduğu, en merak edilen konuların başında gelir. Üstelik tüm bu çabalara rağmen zamanı anlama konusunda diğer alanlara nazaran çok az aşama kaydedilebilmiştir. Ancak son dönemde sinirbilimde ve fizikte yaşanan ilerlemeler, zaman hakkında bildiklerimizi somutlaştırdı. Bu alanın en ünlü isimlerinden, geçmişte beyin konusunda en çok satan kitaplardan birini yazmış Dean Bunomoano, zamanla ilgili soruların cevaplarını bir araya getiriyor. Buonomano, zamanın beynin bir fonksiyonu mu olduğu ya da doğada serbest halde bulunup bulunmadığından, zamanın beynimiz tarafından nasıl algılandığına kadar sorulması dahi güç birçok soruyu cevaplandırıyor. Ünlü sinirbilimci bu soruları yanıtlarken hem felsefi hem de bilimsel yönlerden beslenerek gündelik hayattan örneklere de başvuruyor. Buonomano’ya göre beynimiz, şaşırtıcı derecede iyi çalışan bir zaman makinesi. Zamanı sadece algılamıyor, bir yandan da zamanı var ediyor. Hepsinin ötesinde beynimiz, benliğimizi geçmişe ve geleceğe yansıtarak simülasyonlar yaratıyor ve zihinsel zaman yolculuğunu mümkün kılıyor. Beyniniz Bir Zaman Makinesi, hem fizikteki hem de sinirbilimdeki son gelişmeleri bir potada eriterek okuyucuya bu alandaki birçok sorunun cevabını sunuyor. "İyi yazılmış, basitçe ve ikna edici şekilde temellendirilmiş bir kitap. Buonomano bizi yerimizden kaldırıp aydınlatıcı bir bilimsel yolculuğa çıkarıyor." Carol Tarvis - Wall Street Journal "Buonomano, zamanı nasıl algıladığımız hakkındaki en son, en iyi, en bilimsel gelişmeleri önümüze sererek insan olmanın temel meselelerinden birini aydınlatıyor." Thomas MacMillan - New York Times
173.90 ₺ -
Mona Lisa Senfonisi
“Huzur ancak gökyüzünde vardır. Biz ise yeryüzündeyiz.” İstanbul Yerebatan Sarnıcı'ndan Edirne Selimiye Camii’ne kadar uzanan aksiyon dolu koşuşturmacanın kazananı iyiler mi olacak yoksa kötüler mi? Yüzyıllardır ayakta kalmayı başarmış Yerebatan Sarnıcı’nda bulunan Mona Lisa kostümlü gizemli bir ceset, Şifre Bilimci Milas Ulukan’la Şifreli Dosyalar ekibini harekete geçirir. 16. yüzyıl İtalya’sında aynalı yazı tekniğiyle kaleme alınmış ve Güçsüz Karınca lakaplı birine hitaben yazılmış sırlı mektupların sahibi, Dedektif Milas’ın bu macerasında en büyük yardımcısı olacaktır. Bu kişi, en önemli Rönesans sanatçılarından ve bilim insanlarından biri olan Leonardo da Vinci’nin ta kendisidir! “Bazı icatların gizliliği, keşfinden daha önemlidir!” Tarihin gizemli gerçekleriyle şifreli ipuçlarını bir araya getiren sürpriz sonlu bir Dedektif Milas polisiyesi!
84.00 ₺ -
Veda
Profesör Choi, bir yapay zekâ geliştirme kampüsünde robotlar ve hümanoidler üzerine çalışmaktadır. Oğlu Cheol’ü okula göndermek yerine evde bizzat eğitmekte, dış dünyayla iletişimine müsaade etmemektedir. Cheol, babası ve ikisi robot biri gerçek olmak üzere üç kediyle birlikte güvenli bir ortamda yaşıyorken dış dünyada yapay zekâ ve insanların çarpışmasından kaynaklanan bir kaos hâkimdir. Görevliler bir gün insan ya da hümanoid olduğuna dair herhangi bir kaydı olmayan Cheol’ü bir toplama kampına götürürler. Burada, artık kullanılmayan eski hümanoid ve robotlarla bir araya gelen Cheol, varlığına dair keşfettikleri karşısında kamptan kaçmaktan başka çaresi olmadığını anlar. Cheol ve arkadaşları bir noktada insana karşı robot denkleminde toplumca yargılanacaklardır. Peki kimdir gerçekten insan? Hayatın ötesindeki anlamın peşine düşecek olan?.. Yıllar süren bekleyişin meyvesi Veda, Kim Young-ha’nın edebi gücünün özünü koruyarak bilim kurgu ve distopyaya selam durduğu bir başyapıt. “Veda, Kim Young-ha’nın şimdiye kadar yayımladığı en iyi romanı. Başlangıçta sert bir şekilde vuran ve sonra yavaş yavaş hafifleyen, insan olmanın doğasında var olan nitelikleri takdir etmenizi sağlayan zekice yazılmış bir roman. Hikâyenin başında yazar, insan olarak kabul ettiğimiz nitelikleri acımasızca ortadan kaldırarak büyük bir boşluk yaratıyor, ardından ‘insanlığımıza’ yavaş yavaş hayret etmemizi sağlayan ustaca bir düzenekle hepsini teker teker geri veriyor. Okur, yazarın ciddi meselelerden geçip hikâyede serbestçe akmasına izin veren ustaca tekniğini takip ederken sonunda ölümle yüz yüze geliyor. Ölüm karşısında titreyip çıplak kaldığımızda, varlığımızın kaçınılmaz özüyle sert bir şekilde yüzleştiğimizde, ancak o zaman güzelleşiriz.” - Jeong Ah-eun, The Hankyoreh
155.40 ₺ -
Batak
Batak, yazar başkahramanın sanatsal üretiminin sancısına, eylemsizliğine odaklanır. Bu kahraman çırpınan fakat ilerleyemeyen bir kişinin hikâyesini merkeze aldığı “Batak” adlı romanına çalışmaktadır. Bir bakıma Vergilius’un Tityre’ini anlatır; onunkine benzer bir tarlaya sahip ana karakter oradan çıkmak yerine, orada kalmaktan mutludur. Başkahramansa, romanının anlatıcısının aksine, münzeviden başka her şeydir. Dostlarıyla vakit geçirmekten keyif alır, Paris edebiyat dünyasında yazdığı kitabı anlatır, onların düşüncelerini dinler –ki bu pek de gurur verici değildir ve elbette bunlar kitabın bir parçası haline gelir. André Gide bir bakıma yazma sanatını ve çelişkilerini de ortaya koyar. Batak, André Gide’in kendini hicvettiği tek eser, güçlü ve nitelikli bir üstkurmaca çalışması… “André Gide, sade adı söylendiği zaman bir medeniyeti, bir kültürü en iyi taraflarıyla hatırlatan nadir insanlardandır.” –Ahmet Hamdi Tanpınar
55.50 ₺ -
Müpteladır Gemiler Benim Denizlerime
Nurullah Genç'in hayata armağan ettiği kelimeler, şiirin en güzel duraklarına götürüyor okuru yeniden. ey benim aynalarda gülümseyen çokluğum nar tadında umutlar taşıyan çocukluğum gözlerinin ışığı yayıldı mahzenime ey benim can sarayım, ey benim eşsiz kuğum asil tebessümünü düşürdün izlerime müpteladır gemiler benim denizlerime gülümsedin; kalmadı kederim, burukluğum çehresinde hâtıran büyüyor bebeklerin gizemine âşina varlığım ve yokluğum
74.00 ₺ -
Yürüyelim Seninle İstanbulda
Nurullah Genç nice yazarların, şairlerin ilham kaynağı olan İstanbul tutkusu üzerinde duruyor, pek çok aşina semtin sokaklarında yürüyor şair duyarlığıyla... yağmurun inceden yağdığı yerde açan gül acıyı damıtır solar ağustos böceği düşünce derde içine kuşların sevdası dolar ölü bir mahzene gömüldü kibir artık sevsen de bir, sevmesen de bir
99.90 ₺ -
Ezber Bozan Hayat (Ciltli)
Psikiyatri profesörü, emekli albay, yazar, aktivist, Üsküdar Üniversitesi kurucu rektörü, yenilikçi bir akademisyen, girişimci bir doktor; Nevzat Tarhan. Merzifon’dan başlayıp Kuleli Askeri Lisesi’ne oradan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ne ve ülkenin pek çok şehrine uzanan askerlik ve hekimlik yılları, akademide yapılan hummalı çalışmalar, otuzu aşkın kitap, binlerce atıf, şifasına vesile olunan on binlerce hasta ve hayata atılmasına destek verdiği sayısız öğrenci… Prof. Dr. Nevzat Tarhan Ezber Bozan Hayat’ta yetmiş yıla sığdırdığı onca tecrübeyi, ailesini, eğitim hayatını, üniversite ve askeriye yıllarını, askeriyeden emekli olduktan sonra ülkenin ilk özel psikiyatri hastanesine ve ilk tematik üniversitesine uzanan yolculuğunu anlatıyor. Ailesi, sosyal çevresi, eğitim hayatı, anlam arayışı, aile olmaya verdiği önem, mücadeleci duruşu ve başarı hikâyesi, Türkiye’nin zor dönemleri ve demokrasi mücadelesi, inanç-bilim ilişkisi, zamanın ruhunu yakalama çabası, dijital dünya, sosyal medya ve Z kuşağına bakışını ezber bozan bir bakış açısıyla ve samimi bir dille okurlarıyla paylaşıyor.
296.00 ₺ -
Duyarlı Gürültülü Hızlı ve Sürekli Üstümüze Gelen Dünyada Aşırı Hassas Olmanın Saklı Gücü
Çevrenizden sıklıkla “aşırı hassas davranıyorsun” ya da “fazla tepki veriyorsun” gibi cümleler mi işitiyorsunuz? İnsanları iyi okuyor, duygudurumlarından kolayca etkileniyor, hatta duygularını sünger gibi çekiyor musunuz? Ya da öfke, endişe gibi yoğun duygular hissettiğinizde etkisinden çıkmanız vakit mi alıyor? Endişelenmeyin, yalnız değilsiniz. Sadece gürültülü, hızlı ve sürekli üstümüze gelen bu dünyada yadsınamaz bir güce sahipsiniz ve dönüştürücü bir yetenekle kuşatılmışsınız. Herkesin duyarlı bir tarafı var, ancak dünyada yaklaşık her üç kişiden biri hem fiziksel hem de duygusal anlamda başkalarından daha duyarlı olma eğilimine sahip. Bu kişiler detaylarla yakından ilgileniyor, çoğunluğun gözden kaçırdığı bağlantıları kuruyorlar. Zeki, cömert ve yaratıcılar. Duyarlı bireylerin iç dünyalarına odaklanan bu kitap, bugüne kadar yeterince değer verilmeyen bu özelliğin potansiyelini nasıl ortaya çıkaracağınızı ve hayatın her alanına nasıl entegre edeceğinizi anlatıyor; uygulanabilir alıştırmaları, anekdotları ve güncel bilimsel araştırmaları bir araya getirerek derin bir içgörü sunuyor. Duyarlı insanlara yönelik dünyadaki en kapsamlı internet sitesi Sensitive Refuge’un kurucuları olan Jenn Granneman ve Andre Soló, duyarlılık kavramını tüm yönleriyle masaya yatırarak yavaşlamanın, derinden bağlanmanın ve sıradan yaşamlarımızda anlam yaratmanın kıymetini hatırlatan bu özelliği kucaklamak gerektiğinin altını çiziyorlar. “Bilimsel gerçekler, tavsiyeler ve ufuk açıcı bilgilerden oluşan bu kitap, gittikçe daha gürültülü hâle gelen dünyada hassas bireyin gücünü ortaya koyuyor.” –Cal Newport, Dijital Minimalizm ve Pürdikkat’in yazarı “Bu önemli kitap duyarlılık hakkındaki düşüncelerimizi şekillendirmeye yardımcı oluyor.” –Susan Cain, Sessiz: Konuşmadan Duramayan Bir Dünyada İçe Dönüklerin Gücü’nün yazarı “Duyarlılık konusundaki bilgi zenginliğiyle okuru düşündüren bir bakış…” –Judith Orloff, The Empath's Survival Guide’ın yazarı
166.50 ₺ -
Kalpsizler
Olumsuz duyguları hissetmemek için tüm insanlığın kalplerini aldırdığı bir dünyada kalbi olan tek kişi siz olsaydınız ne yapardınız? Diğer insanlara uyum sağlamak için kalbinizi aldırmaya boyun eğer miydiniz yoksa kalbinizi her ne pahasına olursa olsun korur muydunuz?Kısa bir süre önce Bilgin, kalbinizi aldırdığınızda tüm üzüntü, endişe ve öfkenin yok olduğunu keşfetti. Bu işlem iyi duyguları da bastırmasına rağmen çok geçmeden hastanenin kapısında kuyruklar oluşmaya başladı.June ise ailesi ve arkadaşları arasında, hatta okulda kalbini aldırmamış tek kişi. Üzerindeki baskı günde güne June, bir gün sokakta terk edilmiş bir kavanozun içinde bir kalp bulur ve bu kalple ablasını normale döndürmeyi umar. Kalbini aldırmasına rağmen yeniden hissetmeye başlayan Max ile tanıştığında, June sandığından daha büyük bir sorun olduğunu anlar ve tüm insanlığı kurtarmak için maceraya atılır.
227.50 ₺ -
Birkaç Deli Güvercin
Birkaç Deli Güvercin, lirizm ile tarihi iç içe sunuyor. İstanbul temasının ağır bastığı kitap bir na’atı şerifle açılıyor. Hüzün tonu yüksek şiirlerle devam ediyor. Nurullah Genç bu kitabında Yağmur şiiriyle klasikleşen üslubuyla devam ediyor. bilmem neyi aradım bir ömür kışlarında binbir gece yürüdüm hangi muamma için zümrüd-ü ankâ uçar senin bakışlarında benim rüyâlarımda birkaç deli güvercin
74.00 ₺ -
Zaman Çöktü
Tarihçi Y. Hakan Erdem, bu kez bilimkurguya el atıyor ve tufandan sonrasına, 41. yüzyıla gidiyor, ama buralardan fazla uzaklaşmadan... Zaman Çöktü, bir bakıma, insanlaşmaya çalışan koyunların, koyunluk değerlerini savunarak insanlara karşı ayaklanışının hikâyesi. Bir bakıma da, 21 yüzyıldır süren sembolokrasiye ve Türkiye’nin ruhuna tutulmuş bir ayna: Huriler, buharlaştırıcılar, gargoyle’lar, başkasının uykusunu uyuyanlar, koçlar, dispatlar, siborkullar, kara delikler, kırmızı başlıklı kızlar ve daha neler neler... Belki de, Batılılaşma sürecindeki koca bir ülkenin, mecburen Güneylileşmek zorunda kalışının hikâyesidir bu, kim bilir?
177.60 ₺ -
Kılıç Arslan
Bir müddet hiçbir şey söylemedi Kılıç Arslan. Hafifçe serpiştiren yağmuru izliyor, toprak kokusunu ve gitgide yıldırım yüklenen göklerin cereyan yüklü rayihasını ciğerlerine dolduruyordu. “Allah’tan duam gelecek nesillerin tek bir devletin ve mutlak bir hâkimiyetin önemini kavramalarıdır. Şu yaşadıklarımız onlara ibret olmayacaksa eğer, kendilerine mutlaka başka ibretler ve hatalı yollar seçecekler demektir!” Bir anlığına sessizleşen Sultan etrafına baktı. Askerinin metanetini arttırmak için atını dörtnala kaldırıp safların önüne çıktı. “Bugün, son Türk devletini kurtarmak için buradayız gaziler,” diye kükredi. Büyük Sultan Alparslan’ın açtığı Anadolu’nun kapıları Türklere kapanmak üzere... Tarihte görülmemiş bir kararlılıkla toplanan Haçlılar, Bizans’ın rehberliğinde İslâm aleminin üzerine yürümekte. İçerideki düşmanlar uyanmış, fitne Müslümanlar arasında yayılmış, kardeş kardeşi boğazlamakta. Bütün bunların karşısında ise asla pes etmeyen, herkesin umudu Sultan Kılıç Arslan... Eserleri altı dile çevrilen, Türkiye’nin en çok okunan tarihî romanlarının yazarı, “günümüzün Peyami Safa”sı olarak anılan Okay Tiryakioğlu’nun kaleminden Anadolu’daki Türk varlığını Haçlılara karşı canı pahasına koruyan Kılıç Arslan’ın nefes kesen hikâyesi...
177.60 ₺ -
Kardeşimin Koruyucusu
Savaşın ve kara kışın ortasında, ailesinden ayrı düşmüş iki kardeş Kuzey Kore’den kendi imkânlarıyla kaçmayı başarabilecek mi?Kuzey Kore, 1950:İzinsiz seyahat etmek yok.Yöneticileri eleştirmek yok.Sloganları tekrar et!Komşularına güvenme!Fikrini dile getirme!İzleniyorsun!“Kardeşimin Koruyucusu, savaş çocuklarının yaşadığı zorlukları ve onların mücadelesini anlatan kitapların yanına muhteşem bir ekleme olacak.”-The Wall Street Journal“Dokunaklı, göz açıcı, güçlü!”-Foreword Reviews
171.50 ₺ -
Hikaye Anlatıcılığının Bilimi
Hikâyeler, karakterimizden kültürel kimliğimize kim olduğumuzu şekillendirirken yaşamın her alanına da sirayet ediyor: Siyaset, inanç, hukuk sistemi, iletişim, sanat… Uyuduğumuzda bile bir hikâyeyle rüya görüyoruz. Hikâye anlatımı, bizi insan yapan şeyin önemli bir parçası. Hikâye Anlatıcılığının Bilimi, Joseph Campbell’ın mitoloji ve arketip hakkındaki teorilerinden ‘bir best seller nasıl yaratılır’ın şifrelerine kadar iyi bir hikâyeyi nelerin oluşturduğunu anlamak için gereken birçok detaya odaklanıyor. Bunun için nörolojiden edebiyata birçok disiplinden faydalanıyor. Okuru İbranice kutsal metinlerden Booker ödüllü kitaplara ve TV dizilerine uzanan bir yolculuğa çıkararak usta hikâye anlatıcılarının bizi nasıl yönlendirdiğini, psikolojik araştırmalar ve en yeni sinirbilim keşiflerini kullanarak gösteriyor. Dünyanın önde gelen hikâye analistleri ve beyin uzmanlarının yardımıyla, bu bilimi daha iyi hikâyeler anlatmak için nasıl kullanabileceğimizin peşine düşüyor ve bunun yaratıcı çabalarımızdan, kariyerlerimizden, mutluluk ve refahımıza kadar her şey üzerinde sağlayabileceği faydayı ortaya koyuyor. “Beni bu kadar içine çeken; okuduğum, gördüğüm, yazdığım her şeyi sorgulamama neden olan kitap çok azdır. Bu kitap bir başyapıt. Hayran kaldım.” – Bugüne Dek Yaşamış Herkesin Kısa Bir Tarihi’nin yazarı, Adam Rutherford “Hikâye anlatma sanatıyla ilgili okuduğum en iyi kitap.” – Matt Haig “Will Storr’un kitabından kafamı kaldıramıyorum. İnsan davranışlarını tarif eden harika bir kılavuz gibi. Bir şeyler yazan herkese şiddetle tavsiye ediyorum.” – Stuart Heritage “Nasıl hikâye yazılacağını anlatan bir kitaptan çok daha fazlası. Yaşamanın ne anlama geldiğini anlatan bir kitap.” – Tim Lott
173.90 ₺ -
Sensiz Kalan Bu Şehri Yakmayı Çok İstedim
Nurullah Genç'in hayata armağan ettiği kelimeler, şiirin en güzel duraklarına götürüyor okuru yeniden. saçların dikildi karşıma bir sokak ötesinde her telinde parmaklarımın izleri parlıyordu benzersiz kokunu alıyordu kıvrımlarından rüzgar gözleri doluyordu saçlarına bakan kedilerin her biri bir kenarda darmadağın çömelip kalıyordu, yutkunuyordu rengi kaçıyordu pencerelerde perdelerin nereye yürüdüysem bakışın, duruşun, sesin anladım; söndürmeyelim tutuşan yüreğimi kendimi yakmış olurum yakarsam bu şehri çünkü sen her şeyinle bendesin
107.30 ₺ -
Kayıp Balina (Fleksi Cilt)
Bir balina ile iletişim kurabilmek nasıl hissettirirdi? Son Ayı romanı ile The Times, Sunday Times ve Daily Mail başta olmak üzere birçok yerde adından övgü ile bahsettiren Hannah Gold’un ikinci romanı Kayıp Balina, macera dolu bir okuma deneyimi sunuyor. On bir yaşındaki Rio, anneannesiyle yaşaması için California’ya gönderilir. Günlerini yalnız ve amaçsız bir hâlde geçirirken onu mutlu eden tek şey, yeni arkadaşı Marina ile birlikte çıktığı balina izleme turları olur. Rio, sıradan bir tur gününde, annesinin favori balinası olan Beyaz Gaga ile karşılaşır. Daha sonra Beyaz Gaga’nın izini kaybeden Rio, onu yeniden bulmak için boyundan büyük maceralara atılacaktır. “Onu gören yalnızca Rio oldu. Pruvanın ucundan yaklaşık üç metre uzakta, suyun altında saklanıyordu. Rio, tüm vücudunun donup kaldığını hissetti. Sanki onu balinaya bağlayan görünmez bir akım kendisini hareketsiz kılmış ve Rio, bir şekilde ona uzanıp onunla bağlantı kurabilecekmiş gibi. Gözlerinin önündeki balina son derece tanıdıktı. Beyaz Gaga!” “Doğa temalarını içinde barındıran, iyi işlenmiş, unutulmaz bir macera!” The Bookseller, Editör’ün Seçimi
147.00 ₺ -
Kayıp Balina
Bir balina ile iletişim kurabilmek nasıl hissettirirdi? Son Ayı romanı ile The Times, Sunday Times ve Daily Mail başta olmak üzere birçok yerde adından övgü ile bahsettiren Hannah Gold’un ikinci romanı Kayıp Balina, macera dolu bir okuma deneyimi sunuyor. On bir yaşındaki Rio, anneannesiyle yaşaması için California’ya gönderilir. Günlerini yalnız ve amaçsız bir hâlde geçirirken onu mutlu eden tek şey, yeni arkadaşı Marina ile birlikte çıktığı balina izleme turları olur. Rio, sıradan bir tur gününde, annesinin favori balinası olan Beyaz Gaga ile karşılaşır. Daha sonra Beyaz Gaga’nın izini kaybeden Rio, onu yeniden bulmak için boyundan büyük maceralara atılacaktır. “Onu gören yalnızca Rio oldu. Pruvanın ucundan yaklaşık üç metre uzakta, suyun altında saklanıyordu. Rio, tüm vücudunun donup kaldığını hissetti. Sanki onu balinaya bağlayan görünmez bir akım kendisini hareketsiz kılmış ve Rio, bir şekilde ona uzanıp onunla bağlantı kurabilecekmiş gibi. Gözlerinin önündeki balina son derece tanıdıktı. Beyaz Gaga!” “Doğa temalarını içinde barındıran, iyi işlenmiş, unutulmaz bir macera!” The Bookseller, Editör’ün Seçimi
112.00 ₺ -
6 Şubat Kahramanmaraş Depremleri
Türkiye, devlet ve toplum olarak olağanüstü, çeşitli meydan okumaların iç içe olduğu ve zorlukların birbirini takip ettiği sert bir zaman diliminden geçiyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti 100. yaşında bir başka “Millî Mücadele hâli” olan bir “afetler zinciri” ile karşı karşıya kalmıştır. Coğrafyanın kaderiyle insanlığın kaderinin çatıştığı bu süreçte, ülke olarak ağır bir bedel ödedik. Bununla birlikte hasarların giderilmesi ve yaraların sarılması için 3 ay içerisinde devlet ve toplum olarak sarf edilen çabalar, yapılan faaliyetler, gösterilen dayanışma ve yardımlaşma, birlik ve beraberlik ruhu ve verilen emekler; nüfusunun 6’da 1’ini, coğrafyasının 7’de 1’ini ve illerinin doğrudan 8’de 1’ini etkileyen büyük bir felaket anında Türkiye’nin, devletin ve toplumun dayanıklılığını teyit etmiştir. Asla umutsuz değiliz: Hep birlikte iyileşeceğiz.9 saat arayla 7,7 ve 7,6 büyüklüğünde, 6-7 km derinlikte ve yoğun yerleşim merkezlerinin hemen altında gerçekleşen ve toplamda 21 il ve 175 ilçede yıkımlara ve etkilere yol açan 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş Depremleri, birçok gelişmiş dünya ülkesinin yüzölçümünden daha büyük bir yüzölçümünü ifade eden 110 bin kilometrekarelik bir coğrafyayı doğrudan etkilemiş, on binlerce insanımızın ölümüne ve yüzbinlerce binanın yıkılmasına veya hasarlı olarak kullanılmaz hale gelmesine yol açmış, milyonlarca insanımız yer değiştirmek zorunda kalırken milyonlarca insanımız da çadır ve konteyner kentlerde yaşamaya başlamıştır.Türkiye, hem depremlerin büyüklüğü, şiddeti ve enerjisi, hem de bir afetinin etkileri açısından Cumhuriyet tarihinin en güçlü yıkımı ile karşı karşıya kalmış, gerçek anlamıyla “Asrın Felaketi” ve bunun getirdiği insanî, siyasî, sosyal, ekonomik, askerî ve egemenlik boyutlarında yansımaları olan çeşitli sorunlarla yüzleşmiştir.Raporumuzda, teorik yaklaşımlarımızı 14 günlük Deprem Bölgesi ziyaretinde edindiğimiz veri, bilgi ve gözlemlerle birleştirerek Kamu Yönetimi ve Sivil Toplum işbirliğine dayalı “Bütünleşik Afet Yönetimi Modeli/Sistemi” anlayışı kapsamında değerlendirdik. Sorumluluk bilinci olarak harekete geçme ilkemiz olan “Ben ne yapabilirim?” sorusu ile başlayan araştırmamızı “Bu felaketten daha iyi bir Afet Yönetimi için hangi dersler çıkarılabilir, neler yapılabilir, ne gibi adımlar atılabilir?” soruları ile genişlettik. Raporumuzdaki önerilerin; toplumsal eğitim, bilinç, zihniyet, yaklaşım, organizasyon ve uygulama dönüşümleri ile birlikte ülkemizin Yeni Afet Yönetimi Modeli/Sistemi için katkı verici olmasını diliyoruz.
111.00 ₺ -
Tavuk Bacaklı Ev
“Klasik bir masalın güzel, cesur ve dokunaklı yeniden anlatımı…” -Thomas Taylor, Çok Satan Malamander’in Yazarı Marinka’nın tek istediği bir arkadaş ama büyükannesi bir yaga, yani ölülere rehberlik eden bir koruyucuyken bu imkânsız. Üstelik bu görevi gizli tutmak için dünyayı dolaşan tavuk bacaklı bir evde yaşıyor. İşin kötüsü, Marinka bir yaga olmak için eğitiliyor. Bu da şu anlama geliyor: Hayatında okula, eğlenceye ve yaşayan arkadaşlara yer yok. Marinka gerçek bir arkadaş edinme şansı yakaladığında, tüm kuralları çiğner ve bunun yıkıcı sonuçlarıyla baş başa kalır. Çok sevdiği büyükannesi gizemli bir şekilde ortadan kaybolunca onu bulmak Marinka’dan başkasının görevi değildir. Bu, başka dünyalarda tehlikeli yolculuklar yapmak anlamına gelse bile…
133.00 ₺ -
Mukaddimenin Özü
Mukaddime’yi Okumadık Kimse Kalmasın Diye… Mukaddime’nin Özü, herkes Mukaddime’yi okusun ve okumayan kalmasın diye hazırlandı! Mukaddime’nin Özü, kesinlikle Mukaddime’nin özeti değildir. Mukaddime’nin Özü, İbn Haldun’u İbn Haldun veya Mukaddime’yi Mukaddime yapan bütün bölümlerin bir araya getirilmiş şeklidir. Mukaddime’nin Özü, günümüzde önemi veya geçerliliği kalmamış, okunmasının yararı olmayan bölümlerinin çıkarılmış hâlidir. Mukaddime’nin Özü’nde yer alan düşünceler, görüşler ve bilgiler, bütünüyle İbn Haldun’a aittir. Hiçbir özetleme yapılmamıştır. O yüzden Mukaddime’nin Özü’nü okuyan bir kimse, kendisinden emin bir şekilde ve çok haklı olarak “Mukaddime’yi okudum!” diyebilir. Mukaddime’nin Özü, daha önce yayımlanmış olan “Mukaddime: Evrensel Tarihe ve Toplum Bilimlerine Giriş” kitabından hareketle mütercim tarafından büyük bir titizlikle ve son derece özenle hazırlanmıştır.
207.20 ₺ -
Hafıza Koleksiyoncusu
“Unutma yetisi, insanlığa verilmiş bir ödül müdür yoksa ceza mı? Bir tarafta hafızası en büyük düşmanı olan namıdiğer Hafıza Koleksiyoncusu, diğer tarafta ise unutkanlar ordusu… İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde başlayan aksiyon, İstanbul Üniversitesi’nde doruğa ulaşacak ve Osmanlı Devleti’nin ilk başkenti Bursa’da son bulacak! Şifreler ve esrarengiz sembollerle örülü macera, bizi eski bir resim tablosunun penceresinden, 15. yüzyıl İstanbul, Bursa, Rodos ve İtalya’sına götürüyor. Cinayete kurban giden bir tarih profesörü, zehirli bir ustura ve asırlar öncesine ait gümüş bir sikke… İstanbul’un eşsiz güzelliği eşliğinde, cinayetin izlerini yüzyıllar öncesinde arayan Şifre Bilimci Milas Ulukan’ın gerçeğe ulaşabilmesi için tarihin gizemli dünyasına girmesi gerekecektir. Zira tarih gerçeğin ta kendisidir!
84.00 ₺ -
Mahsur Kadın
Mahsur Kadın, Nobel Edebiyat Ödüllü yazar André Gide’in jüri üyesi olarak yer aldığı ceza mahkemelerinde görülmüş ve toplumda infial yaratmış iki davayı konu alır. Öyle ki bu davaların hikâyesi bugüne kadar taşınmış, efsaneleşmiştir. 22 Mayıs 1901'de Poitiers başsavcısı, elli iki yaşındaki Mélanie Bastian'ın, annesi tarafından yirmi beş yıldır tavan arasına kapatıldığını isimsiz bir mektupla öğrenir. Bakımsız bir odada, çöplerin arasında, yiyecekten uzak yaşamıştır yıllarca. Peki bu dava, failleri apaçık ortadayken nasıl olur da sanığın beraatıyla sonuçlanır? Bu davayı Redureau Vakası izler. Yaşına göre haddinden fazla çalıştırılan, hatta sömürülen genç Marcel Redureau çalıştığı bağın sahibini ve tüm ailesini öldürür. Peki bu katliamın arkasında yatan sebep nedir? Gide, bu iki davayı kanıtların ışığında ustaca parçalara ayırıyor, sorular soruyor ve adaletin tecelli edip etmediğini hem hür bir vatandaş hem de bir yazar olarak izlenimlerini okura aktarırken hukuk ve adalet kavramlarını masaya yatırıyor. “André Gide, sade adı söylendiği zaman bir medeniyeti, bir kültürü en iyi taraflarıyla hatırlatan nadir insanlardandır.” –Ahmet Hamdi Tanpınar
70.30 ₺ -
Keder ve Mutluluk
Martha, onu her şeyden çok seven bir eşe, güzel bir eve ve gözünün içine bakan aile üyelerine sahiptir; öyle ki annesine göre bu, nadiren elde edilebilecek türde bir zenginliktir. Fakat tüm bu zenginliğin içinde hayatı elinden kayıp parçalara ayrılıyormuş gibi hissetmekten kendini alamaz. Belki bunun nedeni yalnızca diğer insanlardan çok düşünmesidir –ya da belki kafasının içinde yolunda gitmeyen bir şeyler vardır. Şimdi, tam da kırklı yaşları kapıdayken Martha ailesinin evine geri dönmeli ve kırılan tüm parçaları tek başına toplamalıdır. Meg Mason, 30’u aşkın ülkede okurla buluşan Keder ve Mutluluk’ta depresyonun yıpratıcı süreçlerini doğal bir mizah, açık sözlülük ve hassasiyetle ele alırken okuru hem kahkahaların hem de gözyaşlarının eşiğine getiriyor. Bu, koşulsuz sevginin ne olduğuna dair yürek burkan bir hikâye, daima baştan başlanabileceğini ortaya koyan bir manifesto. “Bir yazarın mizahla kalbinizi kırabilmesi oldukça istisnai ve güzel bir şey; aynı zamanda bir yazarda en hayran olunası özelliklerden.” –The New York Times “Martha’nın keskin dili iğneleyici biçimde komik ve ikna edici biçimde doğrudan; Phoebe Waller-Bridge’in Fleabag'i ve Ottesa Moshfegh’in çalışmalarıyla yapılan kıyaslamalar yerini buluyor.” –Melbourne Edebiyat Festivali “İnanılmaz derecede eğlenceli, aynı zamanda yıkıcı bir roman... Deli fişek bir enerjiyle sarmalanmış, fakat bunun yanında duyarlı olmayı da başarıyor; değişmeye ve hataları telafi etmeye çalışmanın incelikli bir portresini sunuyor.” –Guardian
166.50 ₺ -
Kara Panter 3
Kondo ve ailesi, Türklerin Fransızlara karşı kurduğu üstünlükle tutsaklıktan kurtulmuştur. Kondo, Türklerin de saydığı bir lider konumundadır. Türklere ve onların adaletine duyduğu hayranlığı gizlemeyen Kondo, onlara bir o kadar da şüpheyle yaklaşmaktadır. Türklerin Akdeniz’de Fransızlarla yaptığı iş birliği Kondo’yu tedirgin eder. Türklerin Fransızlar yerine kendileriyle hareket etmesini isteyen Kondo, ülkesini ve coğrafyasını Türklerin yardımıyla kalkındırmanın en iyisi olduğunu düşünür. Bunun için öncelikle Türklere kendini ispat etmeli ve faydalı bir müttefik olabileceğini kanıtlamalıdır. Kara Panter serisi, Okay Tiryakioğlu’nun destansı anlatımı ile devam ediyor. Serinin bu kitabında bizi, her biri öğüt niteliğinde olan cümlelerle ustaca kurulmuş bir anlatı, evrensel mesajlar ve tarihî karakterlerle zenginleştirilmiş bir hikâye bekliyor.
84.00 ₺ -
Tevazu
Tevazu kendimize, başkalarına ve bizi çevreleyen dünyaya, onu olduğu gibi algılamamızı sağlayacak şekilde yaklaşmanın yoludur. Bilimsel araştırmalar göstermiştir ki tevazu insan ilişkilerini güçlendirmeye, iş hayatında ilerlemeye ve toplumu daha iyi bir noktaya taşımaya katkı sağlar. Yadsınamaz bir güce sahiptir ve dönüştürücüdür. Bugün artık modern bilimin kadim bilgeliği onadığı noktadayız: Tevazunun güçlü bir dönüştürücü etkiye sahip olduğunu biliyoruz. Narsisizm bizi kendimizi aldattığımız bir yalan dünyaya tutsak ederken tevazu özgürleştirir, güçlendirir ve geliştirir. Sosyal Psikolog Darly R. Van Tongeren, tevazu kavramı üzerinden bizi kendini tanıma, kendini kontrol edebilme ve kendini aşabilmeye dair düşünsel bir yolculuğa çıkarıyor. İçine hapsolduğumuz yankı odalarından çıkmak için Tevazu’yu yeniden keşfetmeliyiz. “Akıcı bir dille kalem alınmış, düşünmeye teşvik eden bu kitapta, işinin ehli bir uzman zayıflıklarımız konusunda dürüst olmak için ikna edici bir sav ortaya koyuyor ve bunun ne denli büyük bir güç olabileceğini gözler önüne seriyor.” ‑Adam Grant, Think Again kitabıyla New York Times çok satanlar listesinin bir numarası yazar.) “Dr. Van Tongeren bu muhteşem kitapla tevazunun kapılarını aralıyor: Hayatın zorluklarından kaçmadan kendimizle, ilişkilerimizle ve kendi dünyamızla yüzleşmeye bir davet. Hem de tüm açık yürekliliğimizle ve bütün cevapların bizde olmadığını kabullenmeye hazır olarak… Bu kitap gelişmek için ilham kaynağı olabilir ve bize daha zengin bir hayatın anahtarını sunabilir.” –Dr. W. Keith Campbell, The New Science of Narcissism kitabının yazarı “Narsisizm milyonlarca kişiyi, aslında olmadıkları biri gibi davranarak hayatlarını bir hiç uğruna heba etmeye yöneltti. Ancak şimdi Dr. Van Tongeren bize bir çıkış yolu gösteriyor. Tevazunun kadim erdemi… Eğer siz de modern yaşamın yüzeyselliğinden sıkıldıysanız işte size panzehir. Aynı zamanda, ayaklarınızı yere tekrar sıkı basabilmeniz için bir yol haritası.” –Danie Z. Liebermann The Molecule of More kitabının eş yazarı
185.00 ₺ -
Beni de Kalbinde Götür
Uzaklar mı yakınlaşmış gönlümde, yoksa yakınlar mı değiştirmiş düşüncelerimi, bilmiyorum... Muhal bir çehreyi mi büyütmüşüm yıllardır hayallerimde ben? Cevabı zor ve yitik şu an her şeyin! Vuslat diye tespih ipliğine dizdiğim yılların hançerleşip kalbimde şifa bulmaz yaralar açacağını hesaba katamayışımın şaşkınlığı var kalemin ucunda bugün. Hür yürümelisin dediysem gönül, bu ne cüret? Annesizliğin ve babasızlığın kavurduğu yüreğiyle, gözünü haramın her türünden sakınmaya ant içmiş bir genç: İsa... İsa’nın yıllar boyunca sözünü dahi etmeye çekinerek kalbinde sakladığı bir sevda... Gerçeklerse kavuşma günü geldiğinde ortaya çıkmayı bekliyor. Ahmed Günbay Yıldız’dan aile ve arkadaşlık bağları, maneviyat, dostluk gibi temalar etrafında şekillenen, yıllara ve yozlaşmış ilişkilere direnen masum bir aşkın hikâyesi: Beni de Kalbinde Götür...
118.40 ₺ -
Kendine Ait Bir Ada
Annelerinin ölümünün ardından, kendi ayakları üzerinde durmayı öğrenmeye çalışan Holly, Jonathan ve Davy isimli üç kardeşin hayatla mücadelesi... Ailenin zengin ama huysuz halası Irene hastalandığında, kendisini ziyarete gelen çocuklara gizemli bir fotoğraf albümü hediye eder. Gizemli fotoğraf albümüyle beraber kendilerine miras kalan mücevherleri aramak için çıktıkları bu yolculuk onlara bir çok şey katarken, sizleri de derinden etkileyecek.“Fevkalade…harika bir hikâye.” Lorna Bradbury, Telegraph “Sürükleyici ve tamamiyle ürpertici.” Bookseller “Yazmak bir çeşit büyü ve Sally bu sanatın gerçek bir uygulayıcısı.” Katy Moran’ın Kitap Eleştirisi Blogu “Bu kitabı seviyorum.” Jacqueline Wilson “Zarif, zeki, hareketli.” Guardian “Nicholls muazzam enerjisi ve gücü olan bir yazar. Harika, çağrıştırıcı, canlı.” Literary Review “Kesinlikle harika.” Bookwitch
84.00 ₺ -
Anlatmayı Çok Düşündüm
Ailesiyle birlikte Paris'ten Türkiye'ye taşınan Lina ve okulda tanıştığı Asya’nın ortak yönü, hikâyelerinin Paris'te kesişiyor olmasıdır. Asya henüz küçükken annesi ve babası ayrılır ve hiç hatırlamadığı babası Paris'te yaşamaya başlar. Lina'nın ise kimseyle paylaşamadığı, yaşantısını etkileyen sırrı Paris sokaklarında gizlidir. İki dost okulun düzenlediği Paris gezisine katılarak hayatlarını derinden etkileyen bu şehirde kendi hazin hikâyelerinin devamını getirmek isterler. Paris’e giderek Asya babasını bulabilecek mi? Lina herkesten sakladığı olay için adalet arayışına düşecek mi? Dostluğun cesaret ve dayanışmaya olan etkisini gösteren bu roman, korkuya yenik düşmeden birlikte ses çıkarmanın gücünü hatırlatıyor. “Seine Nehri ne kadar güzel akıyor,” dedi. “Dalgaları kıyıyı nazikçe okşar gibi ve yönünü ileriye çevirmiş. Büyük bir okyanusa döküleceğini biliyor. Orada deniz suyuyla birleşince güçlenip daha da mutlu olacak. Bir de onun önüne bir set çektiklerini düşün. Su setin önünde birikir ve eğer başka bir yol bulamazsa çevresine taşar. Her yer su altında kalır değil mi? İşte benim içindeki duygu da buna benziyor Asya. Ancak bu işi çözersem hayatın içine bu nehir gibi tasasızca akabilirim.”
119.00 ₺